düşük prevalans hekimliği - Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile

+
DÜŞÜK PREVALANS HEKİMLİĞİ
Yrd. Doç. Dr. Yasemin ÇAYIR
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi
Aile Hekimliği AD
+
Öğrenim amaç ve hedefleri

Amaç
 Düşük prevalans hekimliği hakkında bilgi vermek

Hedefler
Bu dersin sonunda katılımcılar;

Prevalansın tanımını yapabilmeli,

İnsidansın tanımını yapabilmeli,

Prevalans ile insidans arasındaki farkı kavrayabilmeli

Düşük prevalans hekimliğini açıklayabilmeli

Düşük prevalans hekimliğinin özelliklerini sayabilmeli
+
Prevalans nedir?
 Belirli
bir dönemdeki eski ve yeni olguların, aynı
dönemdeki risk altında bulunan nüfusa oranıdır.
+
İnsidans nedir?
 Belirli
bir süre içerisinde yeni ortaya çıkan hastalık
olgularının sayısının, aynı süre içerisinde risk altında
bulunan nüfusa oranıdır.
+
Hastalıkların toplumdaki gerçek
sıklıkları…
 Birinci
basamağa başvuran hastalarda mı?
Yoksa…
 Üçüncü
basamağa başvuran hastalarda mı?
+
 Karın
ağrısı nedeniyle
Aile
hekimliği polikliniğine başvuran
hastada: Akut apandisit?
Genel
cerrahi polikliniğine başvuran
hastada: Akut apandisit?
Riskleri eşit mi..?
+
AH’de Epidemiyoloji
 AH’de
hastalık dağılımı toplumdakine benzerdir.
 Akut, kısa
süreli, geçici ve kendini sınırlayan
sorunlar yüksek insidansta
 Kronik
sağlık sorunları ve davranış sorunları
yüksek prevalansta
+

AH’de rahatsızlıklar genellikle ayrışmamış/farklılaşmamış
durumdadır.

Sorunların çoğu akut ve kendi kendini sınırlayan
rahatsızlıklardır.

Hastane hekimliğinde sık karşılaşılan ciddi hastalıklar AH
uygulamasında daha az görülür.

Düşük prevalans hekimliği oluşu AH klinik yönteminin esasını
oluşturur.

Tüm bunlar AH uygulamasında belirsizliği üst düzeye çıkarır
ve aile hekimi bu belirsizlikle başa çıkmayı bilmelidir.
Başak O, Altunbaş E. Aile Hekimliğinde Solunum Rahatsızlıklarının Yeri ve Önemi. Turkiye Klinikleri J Fam MedSpecial Topics 2010;1(4):1-5.
+

Hasta olmak çok boyutludur ve değişik nedenleri vardır
(biyo-psiko-sosyal).

Hastalar AH’ne ilk başvuruda yakınmalarını, bunların
nedenlerini veya seyrini bilmediklerinden, düzensiz ve
kendi atfettikleri önem sırasına göre anlatmaktadırlar.
(organize olmamış rahatsızlık).

AH’leri daha önce sınıflandırılmamış ve isimlendirilmemiş
rahatsızlıklar ile sık karşılaşırlar (ayrışmamış hasta).
+

AH’nin kendine özgü klinik yönteminde her zaman tanı
koymak esas değildir.

Bazen hastalar başvuru nedenleri ile kayıt altına alınıp takip
edilirler.

Araştırmalar hastaların şikayetlerinin çoğunun kendi kendini
sınırladığını ve kaybolduğunu göstermiştir.

Belirtilerin ancak %20’sinin “iatrotrofik stimulus” oluşturduğu
gösterilmiştir.
+
Sağlık Hizmetini Kullanma
(semptomu olan 1000 erişkin)
625 hekime başvurmaz
235 AH’ne başvurur
73 diş hekimine
26 hastane polikliniği
18 ev bakımı
13 acil başvuru
10 hastanede yatış
+

Sevk zinciri yoksa ilk başvurunun nereye yapılacağına hasta
karar verir.

Hasta ya hiçbirşey yapmadan bekleyecek, ya kendi kendine
tedavi olacak, ya da herhangi bir doktora başvuracak.

Bir çalışmda ASM olmasa hastaların %18,3’ünün şikayetleri
oldukları halde hiçbir yere başvurmayacaklarını göstermiştir.
+

Sık görülmeyen hastalıkların morbidite ve mortalite
çalışmaları genellikle hastanelerde yapıldığından toplumda
görülen gerçek prevalansından daha yüksek rakamlar
bildirilebilir.

Genellikle ağır ve yatış gerektirecek hastalıklara birinci
basamakta nadirdir.

Acilin Hegamonyası !!!
Fakat bir AH hiçbir hastasında klinik karar
sürecinde bu olasılığı gözardı etmez!
+

Yapılan çalışmalar AH’de geniş bir hastalık yelpazesi ile
bunların toplumdaki sıklığına benzer bir prevalansta
karşılaşıldığını göstermiştir.

İşte biz bu duruma “düşük prevalans hekimliği” diyoruz.

AH’ne başvuru nedenlerinin yarısı yine AH’de en sık
rastlanan 20 hastalıkatn birinin tanısını almaktadır.

Fakat bu durum diğer uzmanlık dallarında çok farklıdır,
başvuruların tamamına yakını o branşa özgü az sayıda tanı ile
açıklanabilir (yüksek prevalans hekimliği).
+  Bir şikayet yada semptomun hastalığı tahmin ettirici değeri
hastalığın prevalansına göre değişir.

Örn: halsizlik, yorgunluk, bitkinlik şikayetleri olan hasta..

Birinci basamağa gelmişse..

Hematoloji polikliniğine gelmişse..
Her iki durumda ön tanılar aynı mıdır?
+
Düşük prevalansın önemi nedir?

Hastalıkları sınıflandırmak, tanı koymak daha zor

Tanı ve tarama testlerinin hastalığı tahmin ettirici değeri
prevalansa göre değişir.

Bu nedenle 3. basamakta kullanılan tanı ve tarama testleri birinci
basamakta değerli olmayabilir.

Düşük prevalansta testlerin yalancı pozitifliği artar.
+
Aile Hekimliği/Birinci Basamak
Hastaların
ilk başvuru noktasıdır.
+
Aile Hekimliği/Birinci Basamak
 Hastalıklar
görülür.
toplumdaki gerçek sıklıkları ile
+
Aile Hekimliği/Birinci Basamak
 Hastalık
prevalansı daha düşüktür.
+
Aile Hekimliği/Birinci Basamak

Aile Hekimliği/Birinci basamak hekimliği = Düşük prevalans
hekimliğidir.
+
Birinci Basamak/Aile Hekimliği neden
düşük prevalans hekimliği?

Aile hekimliği/birinci basamak ilk başvuru noktasıdır.

Hastane ve dal uzmanlıklarına hastalar elenerek gelmektedir.

Belirli hastalıklar bu uzmanlık dallarında daha yüksek prevalansta
görülür.