Mevcut Akarsu Köprüleri Alt Yapı Elemanlarının Riprapla Korunmasına Yönelik Değerlendirmeler A. Melih Yanmaz, Meriç Apaydın İnşaat Müh. Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06800, Ankara Tel: (0312) 210 54 44, (0312) 210 24 84 E-Posta: [email protected], [email protected] Öz Akarsu köprüleri, ayaklar etrafında oluşan aşırı oyulmalar nedeniyle ağır hasara uğramakta veya yıkılmaktadır. Köprüler, sadece yüksek akımlı taşkınların geçişi esnasındaki hareketli taban koşullarında değil, ayrıca genellikle taşkın yataklarındaki düşük akımlar esnasında oluşan temiz su oyulması durumunda da yıkılmaktadır. Yeni inşa edilecek köprülerde, artan bilgi ve deneyim birikimi ve modelleme yeteneklerinin kullanılmasıyla daha emniyetli hidrolik tasarımlar elde edilmektedir. Mevcut köprülerde ise taban oyulmalarını kontrol eden koruyucu yapısal önlemlerin alınması, geri kalan fiziki ömür boyunca köprünün işlevini hasarsız yerine getirmesi açısından önemlidir. Zira ağır hasara uğrayan veya yıkılan bir köprünün yeniden yapılmasına kadar geçen süre içinde köprünün yerine ve amacına bağlı olarak çeşitli sosyo-ekonomik kayıplar oluşmaktadır. Mevcut akarsu köprülerinde taban korumasına yönelik olarak taban üzerine yapılan kaplayıcı önlemler, ayakların membaına yerleştirilen akımı yönlendirici levhalar ile ayak üzerine yerleştirilen ve ayaklar etrafındaki çevrintileri azaltmayı amaçlayan önlemler alınmaktadır. Seçilecek koruyucu önlemin, ülke pratiğine uygun ve ekonomik olması, yapısal etkinliğinin laboratuvar ve doğa koşullarında sınanmış ve güvenilir olması, kalan yapı ömrü süresince çeşitli akım koşullarında gözlem ve tetkiklere olanak sağlaması önem taşımaktadır. Sıralanan bu faktörler göz önünde bulundurulduğunda riprapla koruma tabakası oluşturulması pratik ve ekonomik çözüm olarak algılanmaktadır. Bu bildiride, riprap kaplamayla ilgili hidrolik tasarım kriterleri, ayaklar etrafına yerleştirme pratiği ve izlenme ve tetkik konuları tartışılacaktır. Ayrıca mevcut bir köprüde yapılan uygulama detayları ve maliyet hesabı sunulacaktır. Anahtar sözcükler: Köprü ayaklarında yerel oyulma, HEC-RAS, Riprap kaplama 1 Giriş Günümüze kadar pek çok akarsu köprüsü zemin, köprü alt yapı elemanları ve akımın olumsuz etkileşimi nedeniyle yıkılmıştır. Bu yüzden alt yapı elemanlarının taban oyulmalarına karşı korunmasına yönelik araştırmalar teorik ve/veya deneysel ağırlıklı incelenmiştir. Akarsu köprülerinde yapı-akım etkileşimi nedeniyle köprü bölgesindeki akarsu dengesinin olumsuz etkilenmemesi önemlidir. Bu bağlamda, gerekli yapısal ve yapısal olmayan önlemlerin alınması gerekmektedir. Yapısal olmayan önlemler, akarsu köprülerinin izlenmesi ve tetkik edilmesine dayanmakta olup, bu bildirinin kapsamı dışındadır. Bu konuda gerekli bilgi için Caner ve diğ. (2008), Yanmaz ve diğ. (2007), Yanmaz ve Caner (2007) kaynaklarına başvurulabilir. Oyulmaları azaltmaya yönelik önlemler; taban seviyesindeki koruma yapıları ve akımı yönlendiren düzenekler olmak üzere başlıca iki grupta toplanabilir (Johnson ve diğ., 2001; Melville ve Hadfield, 1999). Akımı yönlendiren düzenlemeler ayak membaında konuşlandırılmış plakalarla ayak üzerinde yapılan önlemler olup, etkinlikleri doğada yeterince sınanmamıştır. Bu bildiride, kısaca tabanda yapılan koruyucu kaplamalardan bahsedilecek, daha sonra en yaygın olarak kullanılan riprap kaplama üzerinde durulacaktır. Koruyucu kaplamalar, yüksek akımlarda hareketli tabanda oluşan büyük kayma gerilmelerinin yol açacağı erozyonu önlemek için yapılır. Bu bağlamda, günümüzde yapılan uygulamalar riprap, taş sandıklar, beton bloklar ve birbirine bağlı çimento harçlı torbalar veya plaklar şeklinde yapılmaktadır. Bu önlemlerden uygun olanın seçilmesi sadece ekonomik nedenlere değil, aynı zamanda deneyime, yersel koşullara, uygulama ve yerleştirme tekniğine ve dayanıklılığına bağlıdır. Tüm koruma yapılarını ele alan ve risk sıralaması mantığına dayanan bir seçme sistemi için Johnson ve Niezgoda (2004) bir yöntem geliştirmiştir. Benzer bir çalışma, Lagasse ve diğ. (2007) tarafından kaplama koruma düzenlemesi seçimi için geliştirilmiştir. Bu yöntem, bir indeks kullanımına bağlanmıştır. Seçme indeksi, SI, şöyle tanımlanmaktadır (Lagasse ve diğ., 2007): SI = S1xS2 xS3xS4 Cf (1) Burada, S1 sürüntü malzemesi büyüklüğü ve taşınım özelliğine, S2 akımla taşınan ve birikme (yığılma) eğilimli malzeme sıklığı ve buz yüküne, S3 yapım ve uygulama kısıtlamalarına, S4 tetkik ve bakım gereksinimlerine bağlı faktörlerdir. Denklem (1)’de Cf düzenlemenin fiziki ömrü süresindeki bakım/onarım maliyeti olup, bu faktör Johnson ve Niezgoda (2004) tarafından geliştirilen yöntemde göz önünde bulundurulmamıştır. Denklem (1)’de kullanılan parametrelerin gerekçeleri aşağıda kısaca tartışılmıştır. Akımla taşınan sürüntü maddesi büyüklüğü ve taban şekillerinin oluşumu seçilecek düzenleme yapısını etkilemektedir. Taş sandıkların birbirine kenetlenme etkisi ihmal edilecek kadar az olduğundan tabanda oluşan ve akım yönünde ilerleyen basamaklar oluşması halinde kullanılması uygun değildir. Ayrıca, sürüntü maddesi çapının sınır bir değerden büyük olması halinde taşınan malzemenin galvanizli teller üzerinde çarpma ve aşındırma etkisi yapması nedeniyle taş sandık kullanımı uygun olmamaktadır. Lagasse ve diğerlerinde (2007) bu sınır değer D50>2 mm olarak verilmektedir. Burada D50 tane medyan çapıdır. Akımla taşınan ağaç dalları, kütük, taş ve buz parçaları taş sandıklar için hasar oluşturmaktadır. Yapım kısıtlamaları, inşaatın hangi akım koşullarında olması (kuru dere, düşük akım veya akımdan etkilenmemesi halleri) ve hangi uygulama prensiplerine göre yapılması hususlarını kapsamaktadır. Koruyucu düzenlemenin tetkik 2 ve bakımı, cinsine göre değişim gösterdiğinden S4 faktörüne verilen puan değişik kaplama korumalarının birbirine göreceli olarak izleme ve bakım zorluğuna dayanmaktadır. Denklem (1)’de sunulan Cf faktörü, koruyucu tabakanın ilk maliyetinin malzeme, taşıma, yerleştirme kalemlerine göre belirlenmesiyle düzenlemenin fiziki ömrü boyunca gerekecek bakım ve onarım giderlerini kapsamaktadır. Özellikleri değişkenlik gösteren hareketli tabanlı akımlar etkisinde gelecekte olası bakım ve onarım giderlerini tahmin etmek kolay değildir. Mühendislik deneyimine gereksinim duyulmaktadır. Riprap Kaplama Tasarım koşulları iyi değerlendirilmiş projelerde riprap kullanımı rijit kaplamalara göre daha pratik ve ekonomiktir. Zira riprap kaplamada esneklik söz konusudur. Riprap tasarımında anahtar konumunda olan iki parametre; riprap ağırlığı ve taşların birbirleriyle kenetlenme etkisidir. Riprap kaplamada en önemli avantaj yakın ve kaliteli taş ocağı bulunması halinde uygulamanın ekonomik olması ve akım etkisiyle riprap sürüklenmesi halinde yerine yenilerinin kolaylıkla konulmasıdır. Kullanılacak riprap büyüklüğünün tayin edilmesinde akarsu diliminin taban malzemesi ve akım koşulları gibi yersel özellikleriyle ayak büyüklüğü ve yaklaşım akımına göre konumu değerlendirilmelidir. Temel malzemesiyle riprap arasında bir filtre döşenmesi gerekmektedir. Filtre malzemesi olarak kum-çakıl veya jeotekstil yerleştirilmesi düşünülmelidir. Riprap döşemede taşın şekli ve özgül ağırlığı göz önünde bulundurulmalıdır. Küresel şekle yakın riprap, akım etkisiyle kayma ve yuvarlanma eğilimindedir. Bu nedenle, diğer taşlarla daha fazla kenetlenme etkisi yapabilmesi için riprapın nispeten düzensiz şekilde seçilmesi gerekmektedir. Bir riprap tanesinin en büyük, orta ve kısa kenar uzunlukları sırasıyla A, B, C ile gösterilirse, gerekli riprap büyüklüğü A/C<3.0 şartı sağlanacak şekilde seçilmelidir. Arazi ölçümlerine dayanarak riprap ağırlığı, W, için şu ifade önerilmiştir (Lagasse ve diğ., 2007): W = 0.85γ r D3B (2) Burada γr riprapın özgül ağırlığı olup, minimum değerinin 25 kN/m3 olması önerilmektedir. Riprap üzerinde çatlaklar olmamalı ve su emmemelidir. Denklem (2)’de kullanılan DB, yukarıda tanımlanan B cinsinden riprap büyüklüğüdür. Riprap döşemesi için hem emniyet hem de ekonomik açıdan geniş tane dağılımı gerekmektedir. Lagasse ve diğerlerinin (2007) önerdiği dağılım değerleri Tablo 1’de sunulmuştur. Bu tabloda, Dri değerleri i yüzdesinden küçük riprap büyüklüğüdür. Riprap dağılımının belirlenmesinde üniformluk katsayısının 1.5 ile 2.5 arasında değişmesi önerilmektedir. Böylece geniş dağılımlı riprap kullanılarak tabanda bir zırhlanma etkisi yaratılmaktadır. Bu durumda, küçük tanelerin üzerini kaplayan büyük taneler akım etkisiyle kolayca hareket edemeyeceği için küçük tanelerin de hareket etmesini engellenmiş olur. Riprap büyüklüğünün tayini için literatürde birçok bağıntı sunulmuştur. Bu bağıntıların ortak özelliği, riprap medyan çapının (Dr50) akım derinliği, göreli yoğunluk ve Froude sayısına bağlı olarak değişmesidir. Ancak sunulan bağıntıların verdiği değerler çalışma koşulları farklı olduğundan birbirinden farklı sonuçlar vermektedir. Bu nedenle, daha emniyetli tarafta kalan denklemlerin kullanılması makuldür. 3 Tablo 1 Farklı sınıf ripraplar için dağılım değerleri (Lagasse ve diğ., 2007). Sınıf I II III IV V VI VII VIII IX X DB (mm) 152.4 228.6 304.8 381.0 457.2 533.4 609.6 762.0 914.4 1066.8 Dr100 (mm) 304.8 457.2 609.6 762.0 914.4 1066.8 1219.2 1524.0 1828.8 2133.6 Dr15 (min.) 94.0 139.7 185.42 233.7 279.4 330.2 368.3 469.9 558.8 647.7 Dr15 (maks.) 132.1 198.1 266.7 330.2 393.7 469.9 533.4 660.4 800.1 927.1 Dr50 (min.) 144.8 215.9 292.1 368.3 431.8 508.0 584.2 723.9 863.6 1016.0 Dr50 (maks.) 175.3 266.7 355.6 444.5 520.7 609.6 698.5 876.3 1054.1 1231.9 Dr85 (min.) 198.1 292.1 393.7 495.3 596.9 698.5 787.4 990.6 1193.8 1384.3 Dr85 (maks.) 233.7 355.6 469.9 584.2 698.5 825.5 939.8 1168.4 1409.7 1638.3 HEC-23 yönteminde önerilen Isbach denklemi (Lagasse ve diğ., 2001) şöyledir: Dr 50 = 0.692u d2 2 g∆ (3) Denklem (3)’te ud ayak önündeki yersel tasarım akım hızı, g yerçekimi ivmesi ve Δ ise değeri 1.65 olarak alınabilen göreli yoğunluktur. Denklem (3) ile hesaplanan Dr50 değerinin karşı geldiği riprap sınıfı ve dağılım detayları Tablo 1 yardımıyla bulunabilir. Riprap kaplama bölgesinin ayak etrafından itibaren akım ve akıma dik yönlerde ayak genişliğinin 2 katı olarak alınması önerilmektedir. Riprap döşenmesi esnasında yüzeyden rasgele boşaltma yapılmamalıdır. Zira bu durumda özensiz yerleşmiş taşların birbirine arzu edilen kenetlenmeyle bağlanması mümkün olmamakta ve taban seviyesinde artan pürüzlülük nedeniyle ayaklar etrafındaki akım rahatsız edilmektedir. Diğer taraftan akarsuda taşınan ağaç parçaları vb. rüsübatın da ayaklar arasında yığılması halinde köprü açıklığında akım hızlanmakta ve rasgele yerleştirilmiş taşların akımla sürüklenmesine olanak sağlanmaktadır. Dolayısıyla riprap, planlanan alan içinde tabakalı bir şekilde özenle yerleştirilmeli ve riprap koruma tabakasının üst kotunun en fazla akarsu talveg kotuna karşı gelmesine dikkat edilmelidir. Böylece taban seviyesinde ilave bir türbülans yaratılmamış olacaktır. Riprap tabaka kalınlığı en az 3Dr50 kadar olmalı; daralma oyulmasının mertebesi bu değerden fazla ise tabaka kalınlığı en az daralma oyulma derinliği kadar alınmalıdır. Taşkınlar esnasında tabanda dalgalar oluşması bekleniyorsa kaplama alanı ve tabaka kalınlığı daha fazla alınmalı ve kaplama üst kotu talveg kotunun altına indirilmelidir. Ayrıca riprap kaplamanın düşük akım dönemlerinde yapılması; ancak akım içinde yapılıyorsa tabaka kalınlığının %50 artırılması uygundur (Lagasse ve diğ., 2007). Dalgalı tabanlar için filtre malzemesinin jeotekstil olması önerilmektedir. Zira hareketli tabanda, taban dalgasının zamanla hareket etmesi nedeniyle riprap tabakasıyla alttaki kum-çakıl filtre arasında göreli bir hareket oluşabilir ve koruyucu taşların dengesi bozulabilir. Tabanda aktif dalgaların beklenmediği durumlarda minimum tabaka kalınlığı 4D50f olacak şekilde kum-çakıl filtre kullanılabilir. Burada D50f, filtre malzemesi medyan çapıdır. Bu durumda, minimum filtre kalınlığının 15 cm’den az olmamasına dikkat edilmelidir. Filtre tabakası su içinde yerleştirilecekse kalınlığı %50 artırılabilir. Heibaum (2004) tarafından verilen filtre malzemesi dağılım kriterinde filtre malzemesi medyan çapının temel toprağı medyan çapına oranı, bu iki malzemenin 4 üniformluk katsayısına göre değişmektedir. Örneğin, temel toprağının ve filtre malzemesinin her ikisinin de üniformluk katsayısının 2 olması halinde filtre malzemesi medyan çapının temel toprağı medyan çapına oranı 10 olmaktadır. Filtre malzemesi hidrolik iletkenliğinin toprak hidrolik iletkenliğinden çok daha fazla olması, örneğin 10 katı kadar, arzu edilmektedir. Filtre malzemesi olarak jeotekstil kullanılması halinde dikkatle serilmeli, uçlardan fazla çekilmemeli ve yırtılma olasılığına karşı gerekli titizlikle uygulanmalıdır. Parça halinde serilecek jeotekstilde memba tarafındaki parçanın mansap tarafındaki parçanın üstüne gelecek şekilde yerleştirilmesine özen gösterilmelidir. Temel toprağının su muhtevası düşük olmalı, çamur, don ve organik madde içermemelidir. Zorunlu durumlarda sıyırma kazısı yapılarak yüzeyde mevcut kalitesiz toprak kazınmalıdır. Riprap, yükleme kepçelerine doldurularak ayak etrafına özenle boşaltılır. Nispeten derin sularda arzu edilen kalitede kaplama yapabilmek için ayak etrafı bir batardo ile çevrilerek çalışma alanı yaratılabilir. Denklem (3) ile hesaplanan riprap büyüklüğünün yakın taş ocağından elde edilebilecek ekonomik riprap çapından fazla olması halinde daha küçük riprap malzemenin kısmi bağlayıcı malzeme kullanılarak ayaklar etrafına serilmesi yoluna gidilebilir. Ülkemizde henüz uygulaması olmayan bu pratikte daha fazla esneklik sağlanması açısından ripraplar arasındaki boşlukların yaklaşık olarak %50 miktarı çimento şerbetiyle kaplanır. Kısmi harçlı riprap uygulamasında Tablo 1’de verilen riprap sınıflarından II, III ve IV kullanılması önerilmektedir. Sınıf II’den daha küçük riprap kullanılması halinde boşluk hacminin küçük olması nedeniyle hazırlanan şerbetin yeterince nüfus etmesi zordur. Diğer taraftan sınıf IV’ten daha büyük riprap kullanılması halinde boşluk hacmi fazla olduğundan şerbetin arzu edildiği şekilde tutulması zorlaşacaktır (Lagasse ve diğ., 2007). Bu bildiride anlatılan riprap kaplama, ülkemiz koşulları için bir uygulama örneğiyle daha açık hale getirilecektir. Uygulama Örneği Riprap kaplamanın uygulama detaylarını ve maliyet hesaplarını göstermek amacıyla Fol Deresi üzerinde bulunan Fol-1 Köprüsü için bir örnek uygulama yapılmıştır. Fol Deresi Havzası, Türkiye’nin, taşkınlara en çok maruz kalan Karadeniz Bölgesi’nde bulunmaktadır (Apaydın, 2010). Havzanın coğrafi ve hidrolojik özellikleri, bu bölge ile ilgili daha önce yapılmış olan bir çalışmadan elde edilmiştir (Yanmaz ve Coşkun, 1995). Bu özelliklerden yola çıkarak, HEC-RAS yazılımı (Brunner, 2002) ile Fol Deresi’nin su yüzü profili oluşturulmuş, köprü açıklığında kesitsel hız dağılımı elde edilmiş ve ayaklar etrafında yerel oyulma derinlikleri hesaplanmıştır. Vakfıkebir-Tonya yolu üzerinde bulunan ve 1979 yılında inşa edilen Fol-1 Köprüsü, betonarme T-kiriş tipinde olup, boyu 50.1 m, döşeme genişliği ise 10.40 m’dir. Köprü iki adet dik duvar kenar ayak ve 1 m çapında dört adet silindirik orta ayaktan oluşan iki adet orta ayak grubu ile desteklenmiştir. Silindir ayakların altında ayrıca 12 m uzunlukta, 3 m genişlikte ve 2 m derinlikte temel bulunmaktadır. Fol Deresi Havzası için Bilen (1999) tarafından yürütülen bir çalışmada, havzanın taşkın frekans analizi gerçekleştirilmiş ve farklı dönüş aralıklarına sahip taşkınlarda Fol Deresi’nden geçecek debiler hesaplanmıştır. HEC-RAS yazılımı ile yapılan analizde, dönüş aralığı 2 ~ 500 yıl olmak üzere 15 farklı akım için su yüzü profili, kesitsel hız ve oyulma derinliği hesaplanmıştır. Köprü açıklığında 500 yıl dönüş aralığındaki kesitsel hız dağılımı Şekil 1’de sunulmuştur. 5 EG PF 15 Crit PF 15 WS PF 15 1 m/s 2 m/s 3 m/s 4 m/s 5 m/s 6 m/s 7 m/s 8 m/s 9 m/s Ground Bank Sta Şekil 1 Köprü açıklığında 500 yıllık akımda kesitsel hız dağılımı. Oyulma derinlikleri hesaplanırken, kenar ayaklar için Froehlich denklemi, orta ayaklar için Richardson ve Davis denklemi kullanılmıştır (Brunner, 2002). Bu hesaplara göre sol kenar ayakta oyulma bulunmamaktadır. Sol orta ayak grubu ve sağ kenar ayakta hesaplanan yerel oyulma ise köprünün yapısal dengesini, 500 yıl dönüş aralıklı taşkında bile sarsmayacak seviyededir. Ancak, sağ orta ayak grubunda oldukça derin oyulma meydana gelmektedir. Bunun başlıca nedeni, akım alanının darlığı yüzünden sağ orta ayak grubu etrafında oluşan yüksek akım hızıdır. Tablo 2’de farklı dönüş aralıklarına sahip taşkınlara karşılık gelen debiler, bu debilerde sağ orta ayak grubu membaındaki yerel akım hızı ve yine bu ayak etrafında oluşan oyulma derinliği sunulmuştur. Sağ orta ayak grubu etrafında oluşan oyulma miktarının köprünün yapısal dengesine zarar verebilecek seviyede olması sebebiyle, bu ayak grubu için yapısal düzenlemeler yapılmalıdır. Bu çalışmada, riprap kaplama üzerinde durulmuştur. Fol-1 Köprüsü’nün sağ orta ayak etrafına yapılacak riprap kaplamanın medyan çapı Denklem (3) kullanılarak bulunmuştur. Tablo 2’de belirtilen sağ orta ayak membaındaki taşkın dönüş aralığı ile değişen akım hızları dikkate alındığında, medyan riprap çapı 0.62 m ile 1.31 m arasında çıkmaktadır. Bu büyüklükte taşı çalışma alanı yakınlarında elde etmek zor olduğu için Lagasse ve diğerlerinin (2007) kriterine bağlı kalarak Tablo 1’de sunulan Sınıf IV riprap büyüklüğünü kısmi bağlayıcı malzeme kullanarak ayak etrafına uygulamak uygun görülmüştür. Kısmi harçlı riprap kaplamada, bağlayıcı malzeme olarak çimento şerbeti kullanılmaktadır. Bu uygulamada riprap ayak etrafına yerleştirilmekte ve aradaki boşlukların yaklaşık %50’si şerbet ile doldurulmaktadır. Oyulmaya karşı riprap kullanmak, taşkınlar sırasında esnekliği artırmakta, kısmi bağlayıcı malzemeli uygulama ise taşların denge emniyetini sağlamaktadır. Ayrıca bu sayede, klasik riprap kaplamada kullanılan malzemeden daha küçük çaplı malzeme kullanmak yeterli olmaktadır (Lagasse ve diğ., 2007). Fol-1 Köprüsü’nün sağ orta ayağı etrafına kısmi harçlı riprap kaplama, Şekil 2’de gösterildiği gibi uygulanabilir. 6 Tablo 2 Farklı akımlarda sağ orta ayak grubundaki değerler (Apaydın, 2010). Qi Q2 Q5 Q10 Q25 Q50 Q60 Q70 Q80 Q90 Q100 Q150 Q200 Q300 Q400 Q500 Dönüş aralığı (yıl) 2 5 10 25 50 60 70 80 90 100 150 200 300 400 500 Debi (m3/s) 56.7 93.3 117.3 145.2 163.8 168.4 172.2 175.4 178.1 180.6 189.6 195.6 203.7 209.1 213.1 Akım hızı (m/s) 5.37 6.14 6.51 6.92 7.21 7.27 7.32 7.36 7.39 7.43 7.54 7.62 7.72 7.78 7.84 Oyulma derinliği (m) 2.68 2.93 3.06 3.18 3.26 3.27 3.29 3.30 3.31 3.32 3.35 3.37 3.40 3.42 3.43 1.5 m 10 m a a 1m 1m 12 m 1.5 m 3m 1m 1.5 m 1.5 m 15 m a) Plan görünüşü Akarsu yatak kotu 1.05 m 1m 1.5 m 2m 1m 12 m 2m ys 1.5 m b) a-a kesiti Şekil 2 Kısmi harçlı riprap kaplama yerleşimi. Şekil 2’de taralı alanlar kaplama yapılan kısmı, ys ise oyulma derinliğini göstermektedir. Akarsu yatağı kotundan ayak temelinin alt kotuna kadar kaplama yapılmıştır. Kaplamada medyan çapı ortalama 40.64 cm olan Sınıf IV riprap kullanılmıştır. Riprap hacmi hesaplanırken porozite %35, göreli yoğunluk ise 1.65 olarak alınmıştır. Riprap arasındaki boşluğun %50’si 34.86 m3 olup, bu değer gereken çimento şerbeti hacmini vermektedir. Riprap ile altında kalan toprağın arasına jeotekstil 7 filtre serilmiştir. Filtrenin alanı, ayak temelinin ucundan kaplama uzunluğunun üçte ikisi boyunca serilecek şekilde hesaplanmıştır (Lagasse ve diğ., 2007). Bu şekilde filtre yerleştirmenin nedeni, jeotekstil filtrenin uçlarının açıkta kalmaması nedeniyle herhangi bir şekilde hasara uğramamasını sağlamaktır. Tablo 3’te riprap, çimento şerbeti, jeotekstil filtre, kazı ve taşıma birim fiyatları, miktarları ve maliyetleri sunulmuştur. Tablo sonunda toplam maliyet belirtilmiştir. Ayrıca toplam maliyetin %15’i olarak varsayılan belirsizlik masraflarının eklendiği maliyet de bu tabloda sunulmuştur. Buna göre, belirsizlik masrafları dahil kısmi harçlı riprap kaplamanın toplam maliyeti 13,114 TL olarak hesaplanmıştır. Bu uygulama, detayları Apaydın (2010)’da verilen ve aynı projede alternatif olarak incelenen taş sandık ve birbirine bağlı çimento harçlı torba uygulamalarından sırayla %75 ve %61 daha ekonomiktir. Tüm akarsu düzenleme yapı elemanları gibi ayaklar etrafındaki riprap döşemenin durumu da bilhassa taşkınlardan sonra olmak üzere periyodik olarak incelenmeli ve gerekli onarımlar ivedilikle yapılmalıdır. Derinliği fazla akarsularda uzman dalgıçlar vasıtasıyla yapılan tetkik işlemleri sığ sularda kolaylıkla yapılmaktadır. Dolayısıyla düşük akım dönemlerinde akarsu köprülerinin ayakları etrafındaki olası oyulma çukurları ve mevcut koruyucu kaplamaların durumları incelenmelidir. Tablo 3 Kısmi harçlı riprap kaplama maliyeti. Madde Açıklama Köprü civarında zeminin kazılması ve kullanılması (El ile) 2 Kazı malzemesinin taşınması (2 km) 3 Çimento şerbeti hazırlanması 4 Riprap 5 Riprapın taşınması (11 km) 6 Jeotekstil filtre yerleştirmesi Toplam maliyet Belirsizlik masrafları dahil toplam maliyet 1 Birim Birim Fiyat (TL) Miktar Maliyet (TL) m3 14.03 199.20 2,794.78 ton m3 m3 m3 m2 1.72 13.54 36.29 11.78 5.38 527.88 34.86 129.48 199.20 34.00 907.95 472.00 4,698.83 2,346.58 182.92 11,403 13,114 Sonuçlar Bu çalışmada, köprü ayakları etrafında taşkınlar nedeniyle oluşan aşırı yerel oyulmalara karşı yapısal önlem almanın gerekliliği vurgulanmıştır. Pratik ve ekonomik olması nedeniyle riprap kaplama üzerinde durulmuş ve Fol Deresi üzerinde bulunan Fol-1 Köprüsü için örnek bir uygulama yapılmıştır. Köprü etrafındaki akımın analizi için HEC-RAS yazılımı kullanılmıştır. Ayaklar etrafında oyulma derinliği hesaplanmış ve köprünün sağ orta ayak grubunun etrafına riprap kaplama yapma gerekliliği belirtilmiştir. Ayak etrafında akımın çok hızlı olması sebebiyle gereken riprap çapı oldukça büyük çıkmıştır. Büyük çapta riprapın bulunamaması durumunda kısmi harçlı riprap kaplama yapılabileceği düşünülmüştür. Daha küçük çapta riprap ile arada kalan boşlukların %50’sine bağlayıcı malzeme olarak çimento şerbeti doldurularak uygulanan kısmi harçlı riprap kaplamanın yerleşim detayları belirlenmiş ve maliyet hesabı yapılmıştır. Kaplamanın maliyeti 13,114 TL olarak hesaplanmış ve olası diğer uygulamalardan daha ucuz olduğu saptanmıştır. 8 Kaynaklar Apaydın, M. (2010) A Study on Risk Assessment of Scour Vulnerable Bridges Yüksek Lisans Tezi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara. Bilen, S. V. (1999) Investigation of Design Criteria for River Bank Protection Facilities Yüksek Lisans Tezi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara. Brunner, G. W. (2002) HEC-RAS River Analysis System User’s Manual Version 3.1 US Army Corps of Engineers Institute for Water Resources, Hydrologic Engineering Center, California. Caner, A., Yanmaz, A.M., Yakut, A., Avşar, Ö., Yılmaz, T. (2008) Service Life Assessment of Existing Highway Bridges with no Planned Regular Inspections. Journal of Performance of Constructed Facilities, ASCE, Vol. 22, No.2, 108-114. Heibaum, M.H. (2004) Geotechnical Filters – The Important Link in Scour Protection. 2nd International Conference on Scour and Erosion (ISCE-2), Singapore, BAW, Karlsruhe, Germany. Johnson, P. A., Hey, R. D., Tessier, M., Rosgen, D. L. (2001) Use of Vanes for Control of Scour at Vertical Wall Abutments. Journal of Hydraulic Engineering, ASCE, Vol. 127, No:9, 772–778. Johnson, P.A., Niezgoda, S.L. (2004) Risk-Based Method for Selecting Bridge Scour Countermeasures. Journal of Hydraulic Engineering, ASCE, Vol. 130, No:2, 121-128. Melville, B.W., Hadfield, A.C. (1999) The Use of Sacrificial Piles as a Bridge Scour Countermeasure. Journal of Hydraulic Engineering, ASCE, 125(11), 1221-1225. Lagasse, P. F., Zevenbergen, L. W., Schall, J. D., Clopper, P. E. (2001) Bridge Scour and Stream Instability Countermeasures - Experience, Selection, and Design Guidelines. Hydraulic Engineering Circular No. 23, Second Edition, Federal Highway Administration Report No. FHWA NHI 01-003, Federal Highway Administration, Washington, D.C. Lagasse, P.F., Clopper, P.E., Zevenbergen, L.W., Girard, L.G. (2007) Countermeasures to Protect Bridge Piers from Scour, NCHRP Report 593, Transportation Research Board, Washington, D.C. Yanmaz, A. M., Coşkun, F. (1995) Hydrological Aspects of Bridge Design: Case Study. Journal of Irrigation and Drainage Engineering, 121 (6), 411-418. Yanmaz, A.M., Caner, A. (2007) Evaluation of Hydraulic Factors Involved in Bridge Inspection and Monitoring Practices. Proceedings of First National Symposium on Bridges and Viaducts, IMO, Antalya, 347-353. Yanmaz, A.M., Caner, A., Berk, A. (2007) Renovation of a Safety-Inspection Methodology for River Bridges. Journal of Performance of Constructed Facilities, ASCE, Vol.21, No:5, 382-389. 9
© Copyright 2024 Paperzz