41. CİLT 6. FASİKÜL (257)

TÜRK
“Akþolpan-Palman” manzumeleri; Sovyetler Birliði’nin kahramaný Zoya Kosmedemyanskaya hakkýnda Beknazarov’un yazdýðý “Tanya”, Kayýpnazarov’un “Palvanbek”
manzumeleri bu temalarýn önde gelen örneklerindendir. Bu yýllarda Karakalpak edebiyatýna Ibrayým Yusupov, Tilevbergen Jumamuratov, Hojabek Seytov, Tölep Kayýpbergenov, Öserbay Hojaniyazov, Hojamurat Turýmbetov, Joldasbay Dilmuratov, Babaþ Ýsmailov, Meten Seyitniyazov, Keramatdin Sultanov, Aytbay Bekimbetov, Devlen Aytmuratov gibi genç, yetenekli yazar
ve þairler de katýlýr. Savaþtan sonraki dönemde Karakalpak nesri de geliþme gösterir. Pek çok hikâye ve denemenin yanýnda ilk defa hacimli nesir örnekleri olan romanlarýn yazýldýðý görülür. Kýsa zamanda
ortaya çýkan romanlar arasýnda Asan Begimov’un Balýkþýnýñ Kýzý (Nökis 1958),
Jolmurza Aymurzayev’in Emivderya Boyýnda (Nökis 1958), Tölepbergen Kayýpbergenov’un Karakalpak Kýzý (Nökis
1960), Orazbay Ebdirahmanov’un Bosaða
(Nökis 1989) sayýlabilir. Bunlardan Begimov, Aymurzayev ve Þavdýrbay Seytov’un
romanlarý Rusça’ya tercüme edilirken Bekimbetov ile Kayýpbergenov’un romanlarý Özbek Türkçesi’ne aktarýlmýþtýr. Bu geliþmeler sonucunda Karakalpak nesrinin
ön plana çýktýðý görülür. Ayný dönemde
edebî tenkit ve edebiyat araþtýrmalarý alanýnda da geliþmeler olmuþ, Nejim Devkarayev, M. Nurmuhammedov, Kalli Ayýmbetov, Kabýl Maksetov, S. Ahmetov gibi bilim adamlarý yetiþmiþtir. Günümüz yazar
ve þairleri arasýnda Ibrayým Yusupov, Tölepbergen Kayýpbergenov, Þavdýrbay Seytov, Gülistan Þamuratova, Sarýgül Bahadýrova, Gülistan Matyakubova, Saylavbay
Jumaðulov, Orazbay Ebdirahmanov, Nebiyra Töteþova, Saðýnbay Ýbragimov, Keñesbay Reymov, Bahtiyar Genjemuratov,
Patiyma Mýrzabayeva zikredilebilir.
BÝBLÝYOGRAFYA :
N. Japakov, Edebiyatýmýz Hakkýnda Oylar (Ýlmiy Makalalar Toplamý), Nökis 1974; Ý. T. Saðitov, Karakalpak Edebiyatýnýñ Ösiv Jollarý -Edebiy-Kritikalýk Makalalar-, Nökis 1979; A. Zeki Velidî Togan, Bugünkü Türkili Türkistan ve Yakýn
Tarihi, Ýstanbul 1981, s. 156-201; Karakalpak
Edebiyatý Tarihi (haz. N. Japakov v.dðr.), Nökis
1983; S. Ahmetov – S. Esenov, Karakalpakstan
Respublikasýnýñ Jazývþýlarý, Nökis 1995; S. Ahmetov – K. Mambetov, Karakalpak Edebiyatý,
Nökis 1996, s. 3-11, 196-199, 211-224, 242247; Karakalpak Edebiyatý (haz. H. Seytov v.dðr.),
Nökis 1998; Ceyhun Vedat Uygur, Karakalpak
Türkleri Edebiyatý (Gramer-Yazýlý Edebiyat-Destanlar), Denizli 1999; a.mlf., Karakalpak Türkçesi Grameri (Fonetik, Morfoloji, Sentaks), Denizli 2001; a.mlf., “Karakalpak Türkçesi”, Türk
Lehçeleri Grameri (ed. Ahmet B. Ercilasun), An-
kara 2007, s. 545-622; Baþlangýcýndan Günümüze Kadar Türkiye Dýþýndaki Türk Edebiyatlarý Antolojisi: Karakalpak Edebiyatý, Ankara
2003, XXIII, 163, 167, 171, 177, 181, 185, 189,
190, 195; Karþýlaþtýrmalý Türk Lehçeleri Grameri I -Fiil- Basit Çekim, Ankara 2006; Karakalpak
Destanlarý: Kýrk Kýz Destaný (haz. Ceyhun Vedat
Uygur), Ankara 2007.
ÿCeyhun Vedat Uygur
Kazaklar (bk. KAZAKÝSTAN; KAZAKLAR)
Kýpçaklar (bk. KIPÇAKLAR)
Kýrgýzlar. Kýrgýzca, Altayca ile birlikte
Türk dilleri ailesi Kýpçak grubunun taþrasý
olarak nitelenen Doðu alt grubunu oluþturur. Kýrgýzistan Cumhuriyeti, Özbekistan Cumhuriyeti’nin kýsmen Namangan,
Andican ve Fergana bölgeleri, Tacikistan
Cumhuriyeti’nin bazý daðlýk yerleriyle Kazakistan Cumhuriyeti’nin Kýrgýzistan’a komþu bölgeleri, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Sincan-Uygur Özerk Bölgesi, Moðolistan Halk
Cumhuriyeti’nin batý bölgeleriyle Kuzeydoðu Afganistan ve Pakistan’da konuþulmaktadýr. Kýrgýzca’nýn bir tasnife göre kuzey ve güney olmak üzere iki, bir diðerine
göre kuzey, güneybatý ve güneydoðu olmak üzere üç aðzý vardýr. Kýrgýz edebî /
yazý dili kuzey aðzýna dayanýr. Kýrgýzca’nýn
fonolojik özellikleri þunlardýr: Çaðdaþ Kýrgýz edebî dili öz fonolojik sisteminde sekizi kýsa (a, e, ý, i, o, ö, u, ü), altýsý uzun (a,
e¯, o¯, ö, u, ü¯) olmak üzere on dört ünlü ve
on sekiz ünsüz (b, c, ç, d, g, x, k, l, m, n,
n, p, r, s, þ, t, y, z) bulunur; f, j, þç, ts ve v
fonemlerine özellikle Rusça ve alýntý kelimelerde rastlanýr. Uzunluk ikincildir: Eski
Türkçe agýz > Kýrgýzca oz. Kýrgýzca’da vurgu çoðunlukla son hece üzerinde bulunur.
Kelime ve kelime þekilleri ses uyumuna
tâbidir. Dudak ünlü uyumu yalnýz dar ünlü sesleri (ý, i, u, ü) deðil düz geniþ ünlü
sesleri de (a, e) etkiler: cüröktördögü “yüreklerdeki.” Eski Türkçe’deki d ünsüzü Kýrgýzca’da y’ye (tod¯ > toy¯ “doy ¯ ”), kelime
baþý y ünsüzü c’ye (yol > col) dönüþmüþtür. Ayrýca hem Türkçe hem alýntý kelimelerde uzun ünlüler bulunmaktadýr. Ýþenaalý Arabeyev, Kazakça’yý Kýrgýzca’dan ayýrt
etmek için yazý dilinde uzun ünlüleri ilk
defa kullandýðýný belirtmektedir (Kýrgýz Alfabesi, 1924). Bu tarihe kadar yazýlan eserlerde uzun ünlüler gösterilmemiþtir (Diykanov, V/2 [2005], s. 328-329). Kýrgýzca’nýn morfolojisi Türk dili için tipiktir. Ýþaret
zamirlerinin, sonu -l ile biten ve bitmeyeni
olmak üzere iki þekli vardýr: bul / bu “bu”,
oþol/oþo “bu, þu”, uþul/uþu “o”. Olumsuz
fiil -ba- (-be-, -bo-, -bö-; -pa-, -pe-, -po-,
-pö-) ekiyle kurulur (albaymýn “almam, al-
mayacaðým”); fakat bazan cok “yok” ve
emes “deðil” kelimeleriyle analitik yolla da
yapýlabilmektedir: Eç kimdi körgön cokmun “Kimseyi görmedim”; körgön emestey bolup “görmezlikten gelip.” Söz diziminde analitik fiil yapýlarý geliþmiþtir: okup
catamýn-okup cüröm-okup oturamýn-okup
turamýn “okuyorum.” Öbekleri birbirine
baðlamada baðlaçlarýn kullanýlmasý tipik
deðildir, bunun yerine birleþik anlatýmlarý kurmada daha çok morfolojik yöntem
uygulanýr: Kýþ kelip suu tondu “Kýþ gelince su dondu.” Söz varlýðýnýn önemli bir kýsmýný yansýmalarýn oluþturduðu Kýrgýzca,
uzak akrabasý Moðol ve Mançu dillerinden
baþka diðer Türk lehçelerinden ve akrabasý olmayan dillerden etkilenmiþ ve kelimeler almýþtýr. Kýrgýzca’ya XVI. yüzyýldan
önce Moðol dillerinden, Tian Þan döneminde ziraat, bað bahçe kültürü, ticaret,
inþaatçýlýk gibi alanlarla ilgili Farsça’dan,
Kýrgýzlar’ýn Orta Asya’ya gelip din deðiþtirmeleriyle birlikte dinî-kültürel alanla ilgili Arapça’dan Orta Asya halklarý dilleri
aracýlýðýyla pek çok kelime girmiþtir. Kýrgýzlar’ýn Ruslar’la temasý ve Kýrgýzistan’ýn
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliði’ne
baðlanmasýyla dilde Rusça’nýn etkisi baþlamýþ, zamanla bilim, teknoloji, yönetim,
siyaset, kültür vb. alanlarla ilgili terimler
Rusça’dan veya Rusça vasýtasýyla diðer dillerden alýnmýþtýr.
Rusya arþivlerinde bulunan, millî yazýnýn oluþmasýndan önce XVII. yüzyýlýn ikinci yarýsý ile XIX. yüzyýlýn ilk yarýsý arasýnda
Kýrgýzlar’ýn önde gelenleri tarafýndan Rus
yöneticilerine gönderilen mektuplar ilk yazý dili örnekleri sayýlabilir. Ýlk Kýrgýz alfabesi 1924’te E. Arabayev tarafýndan Arap
yazýsý esas alýnarak hazýrlanmýþ ve 1928’e
kadar kullanýlmýþtýr. 1928-1940 arasý Latin, 1940’tan sonra Kiril alfabesiyle yazýlmaktadýr. Kýrgýzlar’ýn yazýlý edebiyatýna kaynaklýk eden çok zengin bir sözlü edebiyat
geleneði vardýr. Manas, Kurmanbek, Canýl Mýrza, Kedeykan gibi destanlar, ayrýca hikâye ve masallar, efsaneler, ninniler,
tekerlemeler, bilmeceler, atasözleri ve deyimler, dinî ve lirik þiirler (türküler) bu geleneðin ürünleridir. Sözlü geleneðin en eski katmanýný hikâyeler oluþturur. Mensur
eserlerin önemli bir türü muhteva bakýmýndan zengin masallardýr. Bunun yanýnda geleneksel bir tür olmayan fýkralar da
mevcuttur. Manzum sözlü eserler arasýnda önemli bir yer tutan destanlar diðer
türlere oranla daha çok geliþmiþtir. Kahramanlýk destanlarýnýn en tanýnmýþý Manas, Semetey ve Seytek bölümlerinden oluþan 500.000 dizelik Manas üçlüsüdür. Bir
513
TÜRK
diðer manzum tür türkülerdir. Anonim
olan þiirlerin yanýnda âþýklýk geleneðinin
ürünü bireysel eserler de mevcuttur. XVIIIXIX. yüzyýllarda hýzla geliþen bu türün temsilcileri arasýnda B. Kumar Uulu, S. Toktobolot Uulu, Toktogul Satýlganov, K. Akýyev,
B. Alýkulov, Moldo Niyaz, Togolok Moldo,
Moldo Kýlýç gibi isimler sayýlabilir. Alkýþ ve
kargýþlar, atasözleri ve deyimler, bilmeceler, tekerlemeler de sözlü edebiyat ürünleri arasýnda yer alýr. Ancak halk tiyatrosunun sözlü gelenekte yer almadýðý görülmektedir. Buna karþýlýk sözlü çocuk edebiyatý baþlý baþýna bir zenginliktir. Kýrgýz
sözlü edebiyatý ürünlerinin derlenip yayýmlanma faaliyetlerini XIX. yüzyýlýn ikinci yarýsýndan sonra W. Radloff ve C. Valihanov gibi bilim adamlarý baþlatmýþtýr.
Kýrgýz yazýlý edebiyatý, 1924’te millî alfabenin kabul edilip Erkin Too gazetesinin yayýn hayatýna girmesiyle ilk eserlerini vermeye baþlar. Ýlk edebiyat ürünleri
gazetelerde çýkar. Bu yýllarda Kýrgýz edebiyatýnýn öncüleri sayýlan S. Karaçev, K. Týnýstanov, A. Tokombayev, M. Tokobayev,
M. Elebayev, C. Cangýrçiyev gibi yazarlar
yetiþmiþtir. 1930 ve 1940’lý yýllarda hemen
hemen edebî türlerin hepsinde eserler
kaleme alýnmýþtýr. Bu dönemde daha önce Kýrgýz þiirinde görülmeyen manzumeler için ilk örnekler K. Týnýstanov’un Canýl Mýrza (1922-1924), Temirkul Ümötaliyev’in Aysuluu (Frunze 1941), A. Tokombayev’in Tan Aldýnda (Frunze 1947) adlý
eserleriyle ilk örnekler verilmiþtir. Yine bu
yýllarda hikâye, uzun hikâye, roman ve piyes türünde eserler yayýmlanmýþtýr: K.
Bayalinov’un Acar (Frunze 1928, hikâye),
M. Elebayev’in Uzak Col (Frunze-Sermerkant 1936, uzun hikâye), K. Cantöþev’in Kanýbek (I-III, Frunze 1939-1948, roman) ve
Karaçaç’ý (1928, piyes) gibi. Ancak bu yayýnlar çoðunlukla 1917 Ýhtilâli’ni, Lenin ve
sosyalist düzenle ilgili konularý iþleyen siyasal propaganda eserleri niteliðindedir.
Mensur eserlerle tiyatro türünde yazýlmýþ
eserlerde daha çok sosyal konular ele alýnmýþtýr. Kadýn-erkek eþitliði, zenginlerin zulmü gibi sorunlara özellikle aðýrlýk verildiði görülmektedir. II. Dünya Savaþý yýllarýnda propagandacý üslûba kahramanlýk, vatanperverlik gibi temalar eklenir. Þiirde
mektup tarzýnda eserler doðar. Nesirde
belgesel ve otobiyografik denemeler yazýlýr. Bu dönemde edebiyatýn geliþmesinde klasik Rus ve Sovyet edebiyatý yanýnda diðer Türkler’le dünya edebiyatýnýn büyük etkisi olmuþtur. Bu devirde C. Aþubayev, M. Elebayev, C. Turusbekov, K. Esenkocayev gibi güçlü þair ve yazarlar savaþ514
ta ölseler de Kýrgýz edebiyatý geliþmesini
sürdürmüþtür.
1950’li yýllar edebiyatýn özüne dönüþ yýllarýdýr. Kýrgýz edebiyatýný dünyaya tanýtan
Cengiz Aytmatov ilk eserlerini bu yýllarda
vermiþtir. Eserlerde iþlenen siyasal propaganda temalarý yerini barýþ, dostluk, insan hayatý ve psikolojisine býrakmaya baþlar. Savaþ sonrasýnda cephede ve cephe
gerisindeki hayatý anlatan baþarýlý eserler
arasýnda C. Aytmatov’un Betme-Bet
(1957), U. Abdukaimov’un Maydan’ý (I-II,
Frunze 1961-1966) sayýlabilir. 1960’tan itibaren C. Aytmatov (Birinçi Mugalim, Frunze 1962), T. Kasýmbekov (Adam Bolgum
Kelet, Frunze 1960), Z. Sooronbayeva (Astra
Gülü, Frunze 1973), K. Kaimov (Atay, Frunze 1961), A. Saspayev (Iyýk Sezim, Frunze
1985), Ö. Danikeyev, K. Cusupov gibi yazarlar Kýrgýz nesrine verimli bir dönem
yaþatýr. Ayrýca roman türünde geliþmeler
görülür. C. Sadýkov (Ubada, Frunze 1958),
R. Rýskulov (Caz, Frunze 1959), O. Sultanov (Too Kündörü, Frunze 1961), T. Kocomberdiyev (Kýzýl Alma, Frunze 1965), M.
Abýlkasýmova (Çolpon, Frunze 1962) gibi
þairler baþarýlý eserler kaleme alýr. Yine
1960’lý yýllardan itibaren Kýrgýz mizahý geliþmeye baþlar; tiyatro alanýnda eserler verilir. 1960-1990’lý yýllarda yabancý dillere
yapýlan çevirilerle Kýrgýz edebiyatý dünyaya açýlmýþtýr. Roman türü açýsýndan verimli olan 1970-1980’li yýllarda C. Aytmatov’un Kýlým Karýtar Bir Kün (1980), T.
Kasýmbekov’un Sýngan Kýlýç (Frunze 1966)
gibi eserleri yayýmlanmýþtýr. 1990’lý yýllarýn ikinci yarýsýndan itibaren bir duraklama gözlense de Kýrgýz þair ve yazarlarýnýn
özgür arayýþ yoluna girdikleri söylenebilir.
Genç þair ve yazarlar arasýnda üslûp bakýmýndan yenileþmeler görülmektedir. Günümüz Kýrgýz edebiyatý hayatýn yeni, beklenmedik gerçeklerini benimseme sürecini yaþamaktadýr. Kýrgýz edebiyatýnýn en
güçlü yazarlarýndan Cengiz Aytmatov’un
yaný sýra tarihî romanlarýyla ünlü T. Kasýmbekov, eserlerinde hayatýn gerçeklerini kendine özgü yöntemlerle anlatan K. Cusubaliyev okuyuculara yeni romanlar sunmaktadýr. S. Eraliyev ve R. Rýskulov gibi
þairler de Kýrgýz þiirini þekil ve muhteva
bakýmýndan zenginleþtiren isimlerdir.
BÝBLÝYOGRAFYA :
B. Ö. Oruzbayeva, Kýrgýz Tilindegi Söz Casooçu
Affikster, Frunze 1958; a.mlf., Kýrgýzkiy Yazýk,
Biþkek 1994; a.mlf., “Kirgizskiy Yazýk”, Yazýki
Mira: Tyurkskiye Yazýki, Biþkek 1997, s. 286298; a.mlf., “Kýrgýz Tili”, Kýrgýz Sovettik Sotsialisttik Respublikasý: Entsiklopediya, Frunze 1983,
s. 353-356; K. H. Menges, “Die aralo-kaspische
Gruppe”, Ph.TF, I, 434-488; S. Kudaybergenov,
Kýrgýz Tilindegi Mamile Kategoriyasý, Frunze
1959; a.mlf., Kýrgýz Tilindegi At Atooçtor, Frunze
1960; a.mlf., Kýrgýz Tilindegi Taandýk Kategoriyasý, Frunze 1961; a.mlf. – A. Tursunov, Kýrgýz
Adabiy Tilinin Grammatikasý, Frunze 1980; N.
A. Baskakov, Vvedeniye v izuçeniye tyurkskih
yazýkov, Moskva 1962; R. J. Hebert – N. Poppe,
Kirghiz Manual, Bloomington 1963; “La littérature kirghiz”, Ph.TF, II, 760-761; B. M. Yunusaliyev, “Kirgizskiy yazýk”, Yazýki Narodov SSSR,
Moskva 1966, II, 482-505; A. O. Orusbayev – K.
T. Toktonaliyev, Ýssledovaniya po fonetike kirgizskogo yazýka, Biþkek 1991, I-II; T. K. Ahmatov v.dðr., Kirgizskiy Yazýk, Frunze 1975; T. Sadýkov, Osnový kýrgýzskoy fonologii i morfonologii, Biþkek 1992; Samir Kazýmoðlu (Taðýzade),
Türk Topluluklarý Edebiyatý, Ankara 1994, I,
117-247; Mustafa Öner, Bugünkü Kýpçak Türkçesi, Ankara 1998; Talat Tekin – Mehmet Ölmez,
Türk Dilleri, Ýstanbul 1999, s. 93-97; K. M. Musayev – A. A. Çeçenov, “Kýpçakskaya gruppa”,
Sravnitel’no-istoriçeskaya grammatika tyurkskih yazýkov, Moskva 2002, s. 216-338; Orhan
Söylemez, “Kýrgýz Edebiyatý”, Türk Dünyasý Kültür Atlasý: Türk Devlet ve Topluluklarý / A Cultural Atlas of the Turkish World: Turk States
and Peoples (haz. Ahmet Taþaðýl – Aydýn Usta),
Ýstanbul 2003, s. 535-543; Tuncer Gülensoy, Kýrgýz Türkçesi Grameri I, Biþkek-Kayseri 2004; C.
Turgunbayev, Kýrgýz Türkçesinde Sýfat-Fiil Ekleri, Ankara 2004; Hülya Kasapoðlu Çengel, Kýrgýz
Türkçesi Grameri, Ankara 2005; a.mlf., “Kýrgýz
Türkçesi”, Türk Lehçeleri Grameri, Ankara 2007,
s. 481-542; Zekeriya Karadavut, Kýrgýz Masallarý, Konya 2006; L. Ükübayeva v.dðr., “Kýrgýzistan
Edebiyatý”, Türk Dünyasý Edebiyat Tarihi, Ankara 2007, IX, 622-662; Naciye Yýldýz, Kýrgýz Halk
Edebiyatý I: Irlar/Ezgili Þiirler-Türküler, Ankara
2007; Karboz Diykanov, “Baytursunov’un 125.
Yýl Dönümüne Armaðan: Kýrgýz Dili ve Akmat
Baytursunov” (aktaranlar Ulanbek Alimov – Cýldýz Alimova), Türk Dünyasý Ýncelemeleri Dergisi, V/2, Ýzmir 2005, s. 325-334; Salican Cigitov,
“Kýrgýz Yazý Dilinin Ortaya Çýkmasý ve Ýlk Edebî
Örnekler” (aktaran Ulanbek Alimov), a.e., VI/2
(2006), s. 521-524; M. Tülögabýlov, “Adabiyat”,
Kýrgýz Sovettik Sotsialisttik Respublikasý: Entsiklopediya, Frunze 1983, s. 357-384; L. Ý. Lebedeva, “Kirgizskiy yazýk”, Yazýkoznaniye: Bol’þoy
entsiklopediçeskiy slovar, Moskva 2000, s. 222.
ÿÖzlem Deniz Yýlmaz
Yakut (Saha) Dili ve Edebiyatý. Kendilerini Saha olarak adlandýran Yakutlar’ýn dili
Rusya Federasyonu’na baðlý Yakut Özerk
Cumhuriyeti ile kýsmen Rusya Federasyonu’nun Amur, Magadan, Sahalin bölgeleri,
Taymýr ve Evenkiy Özerk bölgelerinde konuþulmaktadýr. Merkez, Vilyuy, kuzeybatý
ve Taymýr olmak üzere dört aðzý vardýr.
Edebî dil merkez bölgeleri konuþma diline dayanýr. Türkçe’nin kollarý içerisinde en
çok Tuvaca’ya benzer. Fakat Yakutça ile
Tuvaca arasýnda anlaþýlabilirlik yoktur. Yakutça, Türkçe’nin lehçeleri içerisinde özel
bir yere sahiptir. Gramer açýsýndan Eski
Türkçe’ye yakýndýr. Dolayýsýyla Yakutça’yý diðer çaðdaþ Türk dillerinden ayýran bulun-