TÜRK KÜLTÜRÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ YAYINLARI YALIM KAYA BİTİGİ OSMAN FİKRİ SERTKAYA ARMAĞANI Editörler Doç. Dr. Hatice ŞİRİN USER - Doç. Dr. Bülent GÜL Ankara / 2013 TÜRK KÜLTÜRÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ YAYINLARI © Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, 2013. Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü yayınlarının tamamının veya bir kısmının yayımcının yazılı izni olmadan herhangi bir yolla çoğaltılması yasaktır. Yayınların fikrî sorumluluğu ve imlâ tercihi yazarlarına aittir. Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü yayınlarında yer alan başka kaynaklardan alınmış tablo, resim ve benzeri şeylerin yasal kullanım sorumluluğu yazarlarına aittir. User, Hatice Şirin –Bülent Gül (Ed.) Yalım Kaya Bitigi Osman Fikri Sertkaya Armağanı / Hatice Şirin User - Bülent Gül XII+684 s. 24 cm. ISBN 978-975-456-118-0 1. Osman Fikri Sertkaya - Biyografi 2. Türkoloji 3. Türk Dili 4. Eski Türkçe TÜRK KÜLTÜRÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ YAYINLARI TÜRK KÜLTÜRÜ ARAŞTIRMALARI ARMAĞAN DİZİSİ 10 Genel Yayın Editörü Prof. Dr. Dursun YILDIRIM Editör Doç. Dr. Hatice Şirin User - Doç. Dr. Bülent GÜL Eser Hakem Kurulu Prof. Dr. Dursun YILDIRIM • Doç. Dr. Bülent GÜL • Doç. Dr. Ferruh AĞCA • Doç. Dr. Hatice Şirin USER • Yard. Doç. Dr. Faruk GÖKÇE • Kapak ve Sayfa Tasarımı SEMETEYHAN [B. GÜL] İletişim Adresi TürkKültürünüAraştırmaEnstitüsü Bahçelievler, 7. Cad. 17. Sok. Nu. 38, 06490 Ankara / TÜRKİYE Tel: (00 90 312) 2133100 Belgegeçer: (00 90 312) 2134135 Genel ağ: http://www.turkkulturu.org.tr e-posta: [email protected] Yalım Kaya Bitigi Osman Fikri Sertkaya Armağanı, Öncü Basımevi’nde 500 adet basılmıştır. (Kazımkarabekir Cad. 85/2 İskitler/ANKARA Tel: 3843120) Ankara /2013 Yalım Kaya Bitigi. Osman Fikri Sertkaya Armağanı, Ed. Hatice Şirin User – Bülent Gül, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Ankara, 2013: 167-178. TÜRK DİLLERİNDE TOPLULUK VE GRUP ÇOĞULU BİLDİREN MORFEMLER* Doç. Dr. Eyüp BACANLI TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi [Türkiye] Giriş Bu makalede tarihi ve çağdaş Türk dillerindeki topluluk morfemleri ile grup (veya asosiye) çoğulu bildiren morfemler ele alınacaktır. Gramer kategorilerinden olan sayı genellikle dünya dillerinde tekil – çoğul karşıtlığına dayanır. Ancak dünya dillerinde sayı kategorisi genellikle kendine özgü farklılıklar taşır. Bazı diller için “aynı türden birden fazla varlığı belirtmek için” çoğul işaretlemesi yapmak zorunlu iken bazılarında bu sadece anlam karmaşasını önlemek için başvurulan bir yöntemdir. Bazı dillerde cansız varlıklar için çoğul işaretlemesi yapılmaz. Bazı diller ikili (tesniye), üçlü, dörtlü, (2-10 arasını geçmeyecek şekilde) ‘birkaçlı (paucal)’ gibi özel sayı değerlerine ve bunları ileten özel morfemlere sahiptir. İkili değer Arapça, İbranice ve bazı Slav dillerinde; üçlü, dörtlü, birkaçlı gibi sayı değerleri ise daha ziyade Avustranezyan olarak da bilinen bazı egzotik dillerde yaygın olarak görülmektedir (Corbett 2000: 19-38; 2001: 817-821). İlk Türkçeyle ilgili etimolojik rekonstrüksiyon tasavvurlarını (bk. Dıbo 2006) saymazsak Türkçenin tarihi boyunca ve çağdaş Türk yazı dillerinde isimlere eklenen ikili, üçlü, dörtlü, birkaçlı gibi minör sayı değerleri ileten özel ekler yoktur. Ancak emir kipinin 1. çoğul şahsı için çeşitli Türk yazı dillerinde “ikili” ve “ikiden çok” ve ayrıca çeşitli Anadolu ve Azerbaycan ağızlarında “ikiden çok” anlamı katan özel ekler kullanılmaktadır (Demir 2000; Doğan 2012). Nevskaya Yakutçada, Dolgancada, Tuvacada, Tofacada, Hakasçada, Altaycada (ve Altaycanın Tuba, Kumandı ağızlarında), Şorcada ve Türkmencede 1. çoğul şahıs emir eklerinin (“biz ikimiz” anlamında) ikili ve (“biz hepimiz” anlamında) çoğul bildiren biçimlerini ele almıştır (2005). Yakın zamanda Gülsevin aynı ayrımın Şecere-i Türk, Kısasü’lEnbiya ve Şiban Han Divanı gibi tarihi Türk dili yadigârlarında da bulunduğunu keşfetmiştir (Gülsevin 2013). Bu çalışmada Türk yazı dillerindeki ve Türkiye Türkçesinin ağızlarında çoğulla ilişkili alt değerler olan topluluk ve grup (veya asosiye) çoğulu kavramlarını ileten bazı ek ve enklitikler Corbett’in teorik yaklaşımları çerçevesinde değerlendirilecektir. Ele alınacak topluluk işaretleyicileri, Göktürkçe dönemindeki gUn, Tuvacadaki -şkı(lar)/-lışkı(lar) ekleri ve Tofacadaki -lışkı eki ile etimolojisi * Bu makalenin önceki bir versiyonu “II. Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatının Bugünkü Sorunları ve Çözümleri Sempozyumu”nda (30 Mayıs – 1 Haziran 2013, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul) sunulmuştur. Eyüp BACANLI belirsiz guş enklitiğidir. Ele alınacak grup çoğulu ekleri ise Türkiye ve Azerbaycan Türkçelerindeki -gil eki, Türkiye Türkçesi ağızlarındaki -i:n (-ıyn/iyn), -ylı, -e:ni/i:ni, -eyl(i), -i:li gibi değişkeler ve Tuvacadaki sug enklitiğidir. (Günşen 2004; Ersöz 2008; Koçoğlu Gündoğdu 2012: 79). Konuya geçmeden önce topluluk ve grup çoğulu terimlerine açıklık getirmek gerekir, çünkü aile, grup, topluluk gibi kavramlar literatürde iç içe geçmiş durumdadır. Dilbilimine göre topluluk ve grup çoğulu kavramları eş değer değildir ve bunlar eş anlamlı olarak kullanılmaz. Bu gerçeği Eski Türkçe keliŋünüm ve Türkiye Türkçesindeki gelinimgil sözcük biçimleri de apaçık göstermektedir. Eski Türkçedeki sözcük biçimi “bana ait gelinler topluluğuna”, Türkiye Türkçesindeki sözcük biçimi ise “gelinim ve (onunla ilişkili olan) diğerlerine, gelinim ve asosiyelerine” gönderme yapar. Aşağıda önce topluluk, ardından grup çoğulu morfemleri ele alınacaktır. 2. Topluluk değeri ve Türk yazı dillerindeki morfo-sentaktik görünümü Sayı kategorisiyle ilişkili değerlerden olan topluluk “üyelerin hep birlikte tek bir birim olarak ele alınmasını ifade eder” (Corbett 2000: 118). Dünya dillerinde topluluk değeri birbirinden farklı özelliklere sahip olabilir ve literatürde ‘topluluk’la ilgili tanımlarda çeşitlilik gözlenir. Topluluk morfemleri genellikle (parmaklar, bacaklar, gözler, vb) insan uzuvlarının, doğadaki insan dışı canlı ve cansız varlıkların birlikteliğine, zaman ve mekânda toplu halde bulunmasına işaret eder (Corbett 2000: 117-119). Corbett’in bu tanımına rağmen Türk dillerindeki topluluk ekleri akrabalar için kullanılmaktadır ve zaman ve mekânda bir arada olmaları da gerekmemektedir. Türk yazı dillerinde topluluk ifade eden birkaç ek tespit edilmiştir. Bu kısımda ele alınacak morfemler Göktürkçedeki -gUn (veya Erdal’a göre -AgUn) ile Tuvacadaki -ışkı(lar), -lışkı(lar) ve Tofacadaki -lışkı ekleri ile yine Tofacadaki guş enklitiğidir. Sayı sıfatlarına eklenerek topluluk, ortaklık, birliktelik veya tane anlamı ileten Eski Türkçe -AgU (çeşitli çağdaş Türk yazı dillerinde -Aw, -Av, -U, -IA/-UO), Özbekçe -tä, Hakasça -OlAŋ, Tuvaca -AlAA(n), Tofaca -AAlIn ekleri konumuzun dışındadır. Yakutçadaki bihikki “biz ikimiz (birlikte)” ve ehikki “siz ikiniz (birlikte)” doğal olarak ‘ikili (tesniye)’ şeklinde yorumlanır ancak bu zamirler ‘ikili’ bildiren ve yaygın paradigması olan bir ekle elde edilmemişlerdir. Bunlar Yakutçada bihigi “biz” ve ehigi “siz” zamirlerinin ‘ikili’ değer bildiren biçimleri olarak kullanılırlar. Dahası, bu zamirler başka bir zamir veya isimle birlikte kullanılmalıdır: kini bihikki biirge “o ve ben birlikte, o ve ben ikimiz”, Ohonoos bihikki “Afanasiy ve ben (ikimiz birlikte)”, en bihikki “sen ve ben (ikimiz)”, Zahar İvanoviç ehikki “Zahar İvanoviç ve sen (ikiniz)”, vb (Nevskaya 2005: 353-354). 2.1. Eski Türkçedeki -gUn eki Runik yazıtlardaki bazı kelimelerde genellikle -gUn (Tenişev 1988: 16-17; Sertkaya 1994: 335; Tekin 2003: 101-102) şeklinde okunan1 bir topluluk eki dikkati çeker: keliŋünüm / käliŋünüm / keliŋẅnẅm (KT K9) “gelinlerim”, iniyigünüm / iniygünüm / ini:gü:nim / iniyägünüm / iniygẅnẅm (KT G1, K11, BK K1) “küçük erkek kardeşlerim” ve taygunuŋız / tayagunuŋuz (KT GD) “yüksek memurlarınız / tay gibi oğullarınız / taylarınız” (sözcüklerin yazım ve yorum farkları için bk. Clauson 1972: 170, 568, 719; Tenişev 1988: 17; Tekin 2003: 101; 2010: 20, 38, 40; 1 Erdal bu eki -AgUn olarak okur (2004: 160). 168 TÜRK DİLLERİNDE TOPLULUK VE GRUP ÇOĞULU BİLDİREN MORFEMLER Erdal 2004: 160; Berta 2010: 127, 183, 202; Ölmez 2012: 78, 88). Türkologların yayınlarında yukarıdaki üç sözcüğün yazılışı ve yorumlanmasında birtakım küçük farklar olmakla birlikte içeriklerinde ‘çoğul’ ve ‘topluluk’ anlamı bulunduğu konusunda görüş birliği vardır. Tenişev (1988: 16-17) aynı ekle ilgili olarak çeşitli Türk yazı dillerinden sözlükselleşmiş izlenimi veren başka örnekler de verir: Divanu Lügati’t-Türk’te (Atalay 2006, 1. Cilt: 528.) geçen kadın kadnagun ikilemesi Kaşgarlı Mahmud tarafından “kayın, kayınbabalar; güveyiler için söylenir, ardarda kadın kadnagun denir” şeklinde açıklanmıştır. Ancak bu sözcük bu haliyle kalıplaşmış bir ikileme hüviyetindedir ve çoğul anlamı -gUn ekinden değil (Türkçedeki çoluk çocuk, iş güç, Kazakçada nadiren görülen kız kırkın “kızlar” örneklerinde olduğu gibi) ikilemeden kaynaklanır. Tenişev (1988: 17) ayrıca hangi yazı dilinde olduğunu belirtmediği arqagün “aile, akrabalar” ile Karakalpakça ve Kırgızcada “gelinin akrabaları; zevcenin akrabaları” anlamına gelen törkin / törkün sözcüğünün de bu topluluk ekiyle türetildiğini belirtir. Yazıtlar Türkçesinde 3 sözcükte kullanılan -gUn eki bir topluluk ekidir. 1. tekil şahıs iyelik ekiyle çekimlenen ilk iki sözcük “konuşana ait gelinler ve küçük erkek kardeşler topluluğuna” gönderme yapar. Taygunuŋız (Erdal’a göre tayagunuŋuz) sözcüğünün anlamlandırılmasında ise farklılık görülür. Bu sözcüğü Tekin (2003: 102) “tay gibi oğlanlarınız”, Erdal (2004: 160) “your colts - taylarınız”, Ölmez (2012: 88, 101) “gençleriniz”, Clauson (1972: 568) “high officials – yüksek memurlarınız” şeklinde yorumlamışlardır. Berta (2010: 202) herhangi bir yorum yapmadan “taygunlarınız” şeklinde bırakmıştır. Eğer Erdal’ın “taylarınız” yorumu doğruysa bu sözcük biçimi akrabalık ve hatta insan dışı bir varlık topluluğuna işaret etmektedir. Böyle yorumlanırsa Türk dillerinde ilk defa bir topluluk ekinin akraba ve hatta insan dışı varlıklar için de kullanılabildiği sonucu çıkar. Çünkü bu kısımda görüleceği üzere Türk dillerindeki topluluk ekleri genellikle akrabalık terimlerine eklenmektedir. Öte yandan Tekin’in “tay(gibi oğul)larınız” yorumu bu sözcükte “benzetme sanatı yapılmış olabileceğini” ima etmektedir. Ölmez’in “gençleriniz” yorumu Tekin’in bu yorumunun devamı niteliğindedir. Yukarıdaki örneklere bakarak bu ekin kullanımının Eski Türkçede yaygın olduğunu düşünmek yanıltıcıdır. Çünkü bu ekleri taşıyan sözcükler -lAr ve -An çoğul eki taşıyan diğer sözcüklerle aynı bağlam ve hatta aynı cümlede bile kullanılabilmektedir: iniygünüm oglanım (KT G1, K11) “(siz) erkek kardeşlerim (ve) oğullarım” (Tekin 2010: 20-21), öglerim ekelerim keliŋünüm kuunçuylarım (KT K9) “(diğer) annelerim, ablalarım, gelinlerim, prenseslerim” (krş. Tekin 2010: 3839). Erdal ayrıca Yenisey yazıtlarından şu örnekleri verir: kälinlärim “gelinlerim”, küdägülärim “güveylerim”, kadaşlarıŋız “akrabalarınız” (2004: 158). Görüldüğü gibi Orhon yazıtlarındaki keliŋünüm yerine Yenisey yazıtlarında kelinlerim kullanılmıştır. Bu durumda akla iki ihtimal gelmektedir. Ya bu ek Orhon Türkçesinde bazı sözcüklerde arkaik bir ek olarak düzenli kullanılıyordu, ya da daha başka sözcüklerde de -lAr ekiyle bir nöbetleşme yaşanıyordu. Bu sorulara eldeki malzemeyle net cevaplar vermek zor gözükmektedir. Kesin olan şu ki -gUn (veya AgUn) bir topluluk ekidir ama bu işlevi Eski Türkçede -lAr eki de görebilmektedir. 2.2. Tuvacadaki -(lı)şkı(lar). Tuvacada -şkı, -şkılar, -lışkı, -lışkılar gibi biçimleri olan ek literatürde “topluluk eki” olarak bildirilmektedir (İshakov ve Palmbah 1961: 171-172; Arıkoğlu 2007: 1164-1165). İshakov ve Palmbah (1961: 171) bu ek hakkında şunları yazarlar: 169 Eyüp BACANLI “sıradan akrabalık terimlerinden ‘akrabalık veya özellik derecesine göre birleşmiş insanlar grubu (aile bireyleri)’ anlamında topluluk isimleri kurulur”. Ekle kurulan sözcüklerde topluluk anlamı bariz olmakla birlikte ek daima “aynı türden insan veya akraba topluluğuna” işaret etmemektedir. Eki taşıyan sözcükler muhtemelen Tuvalıların geleneksel sosyal ilişkilerinden dolayı yarı sözlükselleşmiş anlamlar kazanmıştır. Örneğin “anne” ve “ana” anlamına gelen ava ve iye sözcüklerinden türetilen avalışkı(lar) / avaşkı(lar) ve iyeşki(ler) sözcük biçimleri “analar / anneler topluluğu” yerine “çocuklarıyla birlikte ana / anne” anlamı taşımaktadır. Aynı durum “baba” anlamına gelen ada için de geçerlidir: adalışkı(lar) / adaşkı(lar) “çocuklarıyla birlikte baba”. Benzer yarı sözlükselleşmiş topluluk anlamı bu ekle elde edilen çesteşkiler “küçük kız ve erkek kardeşleriyle birlikte enişte” (çeste “enişte, ablanın kocası”), çaavaşkılar “küçük kız ve erkek kardeşleriyle birlikte yenge” ve çeŋgeşkiler “kız ve erkek kardeşleriyle birlikte yenge” gibi sözcük biçimlerinde de görülmektedir. Gerçek topluluk anlamı ugba “abla” sözcüğünden türetilen ugbalışkılar / ugbaşkılar “kızkardeşler”, kuda “dünür” sözcüğünden türetilen kudaşkılar “dünürler”, baja “bacanak” sözcüğünden türetilen bajaşkılar “bacanaklar” sözcük biçimlerinde görülür. Sadece bu üç sözcükte bu ek, “aynı türden akrabalar topluluğuna” işaret etmektedir. Son terim ise akı “ağabey” ve duŋma “küçük kardeş” sözcüklerinin birleşmesiyle ikilemeli olarak kurulmuş olan akı-duŋmalışkı / akı-duŋmaşkı terimidir ve “(erkek ve kız, büyük ve küçük) kardeşler topluluğu” anlamına gelir. Bir yönüyle bu terim de aynı türden veya birbirine denk varlıklar topluluğuna işaret etmektedir ama yapısı diğerlerinden farklıdır (örnekler için bk. İshakov ve Palmbah 1961: 171-172). Tuvacaki ekin bazı kullanımlarını (yarı) sözlükselleşmiş saymamızın temel nedeni bazı sözcük biçimlerinin “aynı türden varlıklar topluluğuna” işaret etmemesidir. Örneğin çaavaşkılar ve çeŋgeşkiler sözcük biçimleri (büyük veya küçük) “yengeler” topluluğuna değil, “yenge ve onun kız ve erkek kardeşlerine” işaret etmektedir. Dolayısıyla ekin anlamı çok net olmadığından o kullanımları sözlükselleşmiş saymak mümkündür. Zaten Palmbah’ın sözlüğünde bu sözcük biçimlerinin çoğunu bulmak mümkündür: 1955: 40, 78, 247, 416, 483, 505, 507. 2.3. Tofacadaki -lışkı eki Tuvacadaki ekin aksine Tofacadaki -lışkı ekinin hem şekli hem de anlamı tektir. Ek tek biçimlidir ve sonuna -lAr çoğul eki almaz. Ek, akraba terimlerine eklenir ve düzenli olarak “aynı türden akrabalar topluluğuna” işaret eder. Aşağıdaki tabloda, Rassadin’in (1978: 19-20) verdiği örnekler sunulmaktadır: Tekil Topluluk Anlam a:ha a:halışkı ağabey-ler (topluluğu) duŋma duŋmalışkı küçük erkek veya kız kardeş-ler (topluluğu) uba ubalışkı abla-lar (topluluğu) baçja baçjalışkı bacanak-lar (topluluğu) huda hudalışkı dünür-ler (topluluğu) hudugıy hudugıylışkı dünürcü-ler (topluluğu) şooza şoozalışkı adaş-lar (topluluğu) Tablo 1: Tofacadaki akraba terimlerinde topluluk 170 TÜRK DİLLERİNDE TOPLULUK VE GRUP ÇOĞULU BİLDİREN MORFEMLER Ancak, Tofacadaki tek topluluk morfemi bu -lışkı eki değildir. Rassadin bu ekin dışında ayrıca etimolojisi belirsiz kuş / guş sözcüğünün de ata “baba”, i:he “ana”, açja “baba”, aba “anne”, eş “arkadaş” sözcüklerine eklenerek yine topluluk bildiren birleşik sözcükler oluşturduğunu belirtir (1978: 20). Ancak bunlardan “ana” ve “baba” anlamına gelen sözcüklerle kurulan biçimler doğası gereği “ikili (tesniye, dual)” olarak yorumlanacaktır: atam guş, abam guş, açjam guş, i:hem guş “ebeveynlerim, ana babam”. Son örnekte ise esas sayı değeri belirsiz olmakla birlikte topluluk anlamı belirgindir: eçjim guş “arkadaşlarım”. Türk yazı dillerinin topluluk morfemlerinin kurduğu sözcük biçimlerinin analizi, bu eklerin yalnızca akrabalık terimlerinde işlev gördüğünü göstermektedir. Bu da Smith-Stark’ın (1974; krş. Corbett 2000: 56) önerdiği Canlı Varlık Hiyerarşisi”nde bu eklerin ortalarda bir yerlerde işlev gördüğü anlamına gelmektedir: konuşan > (1. şahıs zamirleri) muhatap > (2. şahıs zamirleri) 3. şahıs > akraba > ■■■■■ insan > canlı > cansız Figür 1: Türk yazı dillerinde topluluk çoğulunun Canlı Varlık Hiyerarşisindeki işlev alanı 3. Grup (asosiye) çoğulu Grup veya asosiye çoğulu “bir isim ve ona ilave edilen bir işaretleyiciden oluşan ve ismin karşıladığı ana üye ile onunla ilişkili (asosiye) bir veya daha fazla üyeden oluşan bir takımdır” (Corbett 2000: 101). Örneğin Macarcada János-ok sözcük biçimi “Yanoşlar, ismi Yanoş olan birden fazla insan” anlamına gelirken János-ék sözcük biçimi “Yanoşgil, Yanoş ve grubu, Yanoş ve asosiyeleri” anlamına gelir (Corbett 2000: 102). Türkiye Türkçesinde ve Azerbaycan Türkçesinde kullanılan ve tek şekilli olan -gil eki grup çoğulu bildiren bir ektir. Buna asosiyetif ek de denebilir. Ersoy, -gil ekinin Çuvaşçada “ev, aile” anlamına gelen kil sözcüğünden geldiğini iddia eder (2007). Bu varsayım yüksek ses benzerliğinin yanı sıra, -gil ekinin ve genel olarak dünya dillerindeki grup çoğulu bildiren morfemlerin en çok “o ve ailesi” anlamını ilettiği düşünüldüğünde akla yatkındır. Yapılan literatür taramasında grup çoğulu eklerinin Türkiye ve Azerbaycan Türkçelerinde, Tuvacada ve Türkiye Türkçesinin Rumeli Göçmen, Batı Anadolu Yörük ve Bartın ağızlarında bulunduğu görülmüştür. Türkiye Türkçesinin genellikle Rumeli ama kısmen Anadolu ağızlarında Ersöz’ün (2008) tek bir ekin allomorfları olarak değerlendirdiği bazı ekler tespit edilmiştir.2 Nazilli Semailli Köyü ağzındaki -ä:ni; Örencik ağzındaki -ä:li; İzmir’in Kınık ilçesinin Kocaömer Köyü ağzındaki -e:nĕ; Tavşanlı ilçesi ve köylerinde kullanılan -eyni; Adana Yüreğir ve Yöresi göçmen ağızlarındaki -in, -i:ni, -ıynı; Edirne Dağlı ağzındaki -i:n, -i:ne, -ıyn, -ylı, -ylın, -i:li ve Manisa’nın Yunt Dağı köylerinden biri olan Osmancalı Köyü ağzındaki -eyl gibi birbirine benzeyen eklerin Türkiye Türkçesindeki -gil ekiyle aynı işlevi taşıdığı haber verilmektedir (Kalay 1998; Günşen 2004; Ersöz 2008). Bunların dışında Bartın’ın Kurucaşile ilçe merkezinde (ve belirtilenlere göre ayrıca ilçenin köylerinde) -i:l/-i:li, Bartın merkeze bağlı Kışla köyünde -eyli biçimlerinin kullanıldığını Bartınlı öğrencilerimiz Sabriye Özdeniz ve Eren Bütünöz haber vermektedirler. Edirne ve Rumeli göçmenleri ağızlarındaki ekler, Günşen’e göre (2004: 158) “-gil ekinin fonetik değişmeler 2 Günşen 2004 ve Ersöz 2008’de eklerin uzunluğu genellikle üzerlerinde çizgiyle gösterilmiştir: ē, ǟ, ì vb. Burada uzun vokaller “:” işaretiyle gösterilecektir: 171 Eyüp BACANLI sonucu aldığı şekil” olarak açıklanırken Kütahya’nın Tavşanlı ilçesi ve yöresi ağızlarındaki -eyni değişkesinin etimolojisi (1. tekil şahıs iyelik eki -m ile birlikte meyni biçiminde) Gülensoy tarafından “-m “1. Kişi teklik eki” –öy “ev” –ü “iyelik eki” –n “koruyucu ünsüz” –i (< e) “yönelme durumu eki” şeklinde yapılır (Gülensoy 1988: 77, 4. dipnot; krş. Ersöz 2008: 365-366). Ersöz’ün (2008: 372) de belirttiği gibi ek veya eklerin kökeni hakkındaki görüşler henüz tatmin edici nitelikte değildir. 3.1. Grup çoğulu eklerinin yapısal özellikleri Yukarıdaki grup çoğulu eklerinin yapısal (gramatikal) özellikleri hakkında karşılaştırmalı olarak şunlar söylenebilir: 3 • Ekler, genellikle şahıs adlarının ve/veya akrabalık terimlerinin sonunda tek başına kullanılırlar: dayımgil, dedemgil, Mehmetgil, Ayşegil, Edirne. anami:n “anamgil”, amıcami:n “amcamgil”, agamıylın “ağabeyimgil”, Bartın. dayımeyli “dayımgil”, halami:li “halamgil”, Aleyli/Ali:li “Aligil”, Tuvaca avam sug “anamgil”. Ancak Batı Anadolu Yörük ve Rumeli ağızlarındaki eklerin aksine (Günşen 2004; Ersöz 2008) -gil eki, Bartın’daki -i:li/-eyli ekleri ile Tuvacadaki sug enklitiği, normal çoğul ekinin -ler allomorfunu da alabilmektedir: dayımgiller, dedemgiller, Mehmetgiller, Ayşegiller, Bartın teyzemi:lile:, dayımeylile:, Haticei:liler, Mustafeyliler, Tuvaca U. Dandar, H. Ösküs-ool suglar “U. Dandar ve H. Ösküs-oolgiller”3, vb. • Grup çoğulu ekleri, eklendikleri sözcüklere her halükarda “onlar” şeklinde yorumlanabilecek bir çoğul anlamı katarlar. “Onlar” anlamı taşıyan çoğul özneli bütün cümlelerde, özne – yüklem uyumu doğrultusunda (zorunlu olmamakla birlikte) yüklemde -lAr 3. çoğul şahıs eki bulunabilir. -gil ekini taşıyan sözcükler özne görevindeyse yüklem çoğul eki alabilmektedir: Annemgil alışverişe gitti/gittiler, Edirne (Balkan göçmenleri) Git ingemi:ne sö:le, sana bi sepet eşek yımırtası versinne “Git yengemgile söyle, sana bir sepet eşek yumurtası versinler” (Günşen 2004: 155), Nazilli (Semailli Köyü) Fadimä:ni bizim_evi ge:cegle: “Fadimegil bizim eve gelecekler” (krş. Ersöz 2008: 364). • Gülsevin’in belirttiği gibi -gil ekinin (ve ağızlardaki diğer değişkelerin) iyelik eklerinden sonra kullanılabilmesi, onu (ve benzerlerini) yapım ekleri arasında görmeyi zorlaştırmaktadır. Gülsevin -gil ekini -lAr çokluk, -mA olumsuzluk ve diğer bir dizi ekle birlikte “sözlüksel kelime türetmeyen, kelimelerde tür değişikliği yapmayan, cümle içinde öge belirlemek ve ilişki kurmak gibi fonksiyonları olmayan” ekler olarak tanımladığı “Kategori Ekleri” grubuna dâhil eder (2004: 1279-1280). Biz, Gülsevin’in değerlendirmelerinin burada ele alınan bütün grup çoğulu ekleri için de geçerli olduğunu düşünüyoruz. • Grup çoğulu ekleri genellikle Türkçenin ünlü ve ünsüz uyumlarına uymaz: dayısıgil, Yiğitgil, Edirne. alami:n “halamgil”, Nazilli – Semailli Köyü anamä:ni “anamgil”, İzmir – Kınık – Kocaömer Köyü a:şae:nĕ “Ayşegil”, Tavşanlı bobameyni “babamgil”, Bursa (Balkan göçmenleri) anami:li “anamgil”, Bartın – Kurucaşile dayımi:li “dayımgil”, Bartın – Kışla Köyü Sayın Koçoğlu Gündoğdu’ya bu paragraftaki Tuvaca örnekleri gönderdiği için teşekkür ederim. 172 TÜRK DİLLERİNDE TOPLULUK VE GRUP ÇOĞULU BİLDİREN MORFEMLER halameyli “halamgil” (Korkmaz 2007: 47; Gülsevin 2004: 1273; Günşen 2004; Ersöz 2008). Ancak özellikle Balkan göçmeni ağızlarında nadiren de olsa bazı değişkelerin damak uyumuna uyan biçimleri tespit edilmiştir. Adana Yüreğir Göçmen ağızları: anam_ıynı “anamgil”; Edirne Gacal ve Pomak ağızları: agamıylı “ağabeyimgil”, bobamı:n “babamgil”; Kırklareli Göçmen ve Dağlı ağızları: anamıyn, bubamıyn (Ersöz 2008: 366, 367, 369). • -gil eki vurguyu üzerine almaz: dayısıgil, annemgil (Gülsevin 2004: 1273). Öğrencilerimiz Bartın ağızlarındaki değişkelerin de vurguyu taşımadıklarını ifade etmişler ve telaffuzla göstermişlerdir: Ali:li, dedemeyli. Günşen’le şahsi görüşmemizde Edirne ağızlarındaki değişkelerin vurguyu üzerine aldıklarını ifade etmiş ve kendisi de birkaç kelimeyle örneklendirmiştir: dedemi:n “dedemgil”, amucami:ne “amcamgile”. • Hem -gil eki hem de ağızlardaki ekler, kendilerinden sonra hal ekleriyle birleşebilir: dedemgil(ler)in, amcamgil(ler)i, komşumuzgile, Ahmetgil(ler)de, bubami:ne “babamgile”, amıcami:ni “amcamgili”, ti:zeni:nden “teyzengilden” teyzeme:ne “teyzemgile”, teyzeme:nide “teyzemgilde”, dayıme:niden (Günşen 2004: 154-155; Ersöz 2008: 365), Bartın – Kurucaşile Özlemi:liden “Özlemgilden”, Bartın – Kışla Köyü muhtareylide “muhtargil”, Tuvaca avam sugga “annemgile”4. 3.2. Grup çoğulu eklerinin kullanım alanları Grup çoğulu ekleri gerçek ve yasal akrabalık ve hatta yakınlık bildiren baba, ana, anne, abla (aba), ağabey (abi), bacı, amca, dayı, hala, teyze, dede, nine, ebe, büyükbaba, büyükanne, enişte, yenge, kaynana, kayın, dünür, sağdıç, komşu, yavuklu, nişanlı, arkadaş, vb terimlerden sonra farklı ölçeklerde kullanılabilir. Türkiye ve Azerbaycan Türkçelerindeki -gil eki yukarıdakilerle ve onlara eşdeğer pek çok sözcükle kullanılabilir. Ancak Rumeli ağızlarındaki -i:n ekinin kullanımı Günşen’in ifadesiyle “sonu ünlüyle biten … akrabalık isimleri” ile sınırlıdır (2004: 154). Türkiye Türkçesindeki -gil eki için bk. Ergin 1986: 178; Gülsevin 2004: 1273; Korkmaz 2007: 47; Kartallıoğlu ve Yıldırım 2007: 185; Karaağaç 2012: 274. Koçoğlu Gündoğdu Tuvacadaki sug enklitiğinin akrabalık terimleriyle kullanılabildiğini belirtmiş ve iyelik eki almış ava-m sug “anne-m-gil” örneğini vermiştir. Yukarıdaki bütün örneklerde görüldüğü gibi grup çoğulu ekleri akraba terimlerine doğrudan değil, onların iyelik eki almış biçimlerine eklenebilmektedir. Bu noktada pratikte tekil şahıs iyelik eklerinin kullanıldığını ve sıklık bakımından 1. > 2. > 3. tekil şahıs iyelik ekleri şeklinde bir ölçeğin görüldüğü belirtilmelidir (bk. Günşen 2004: 154). Bununla birlikte dünürümüzgil, komşumuzgil gibi sözcük biçimlerinin kullanımı da karşılıklı ilişkinin çift taraflı çoğul niteliği gereği teorik olarak mümkündür. Nitekim, Kononov da komşumuzgil örneğini vermiştir (1956: 69, dipnot). Benzer kullanımlar Azerbaycan Türkçesinde de görülmektedir: ämmioğlunuzgil (Kartallıoğlu ve Yıldırım 2007: 185). -gil eki, şahıs adlarından sonra kullanılır: Türkiye Türkçesi Aligil, Yaşargil, Ahmetgil, Özgürgil, Sevalgil; Azerbaycan Türkçesi Häsängil, Ähmädgil, Kübragil vb (Ergin 1986: 178; Gülsevin 2004: 1273; Korkmaz 2007: 47; Kartallıoğlu ve Yıldırım 2007: 185; Karaağaç 2012: 274). Tuvacadaki sug enklitiği de şahıs adlarına eklenebilmektedir ancak Türkiye ve Azerbaycan Türkçelerindeki -gil ekinin aksine 4 Tuvaca örnek için Sayın Koçoğlu Gündoğdu’ya teşekkür ederim. 173 Eyüp BACANLI sug enklitiği grubu kapsayan bütün isimlerden sonra eklenmektedir. Bu durum grup çoğulu morfeminin “o ve diğerleri” şeklindeki asıl (yani gramatikal) işlevini yitirmesine ve “gibiler, ve benzerleri” türünde bir anlamın ortaya çıkmasına yol açmaktadır: H. Kaygal-ool, U. Dandar, H. Ösküs-ool suglar “H. Kaygal-ool, U. Dandar, H. Ösküs-oolgiller”, Yuriy Arançın, Monguş Kenin-Lopsan, Yuriy Künzegeş suglarnıŋ “Yuriy Arançın, Monguş Kenin-Lopsan, Yuriy Künzegeşgillerin” Bistiñ klasstan Valeriy Şaravii, Vasiliy Doruun-ool suglar “Bizim sınıftan Valeriy Şaravii, Vasiliy Doruun-oolgiller” (Koçoğlu Gündoğdu 2012: 79). Türkiye Türkçesi ağızlarındaki grup çoğulu eklerinin kullanım alanlarında çeşitli kısıtlamalar görülebilir. Edirne yöresindeki -i:n, -ıyn, -ıyl, -ıylı(n) gibi eklerin şahıs adlarına eklenebildiğine dair bir kayıt veya bir örnek Günşen’in ve Ersöz’ün makalelerinde bulunamamıştır. Ancak Nazilli’nin Semailli Köyü ve İzmir Kınık’ın Kocaömer Köyü ağızlarında bunun mümkün olduğu Aliä:ni “Aligil”, A:medä:ni “Ahmetgil”, Hüseinä:ni “Hüseyingil”, Me:mede:nĕ “Mehmetgil” gibi örneklerde açıkça görülmektedir (Ersöz 2008: 363, 364). Balkan göçmenlerinin ve Trakya Yöresi ağızlarındaki grup çoğulu eklerinin ise şahıs adlarıyla kullanımı yok gibidir. Ersöz’ün makalesinde Adana Yüreğir ve Yöresi Göçmen Ağzından bulunan malzemeler sunulurken bir yerde Cemil_i:nin “Cemilgilin” ibaresi geçer 5 (Ersöz 2008: 366). Bunun dışında Trakya ağızlarındaki ve Rumeli göçmen ağızlarındaki grup çoğulu eklerinin şahıs adlarına eklendiğini gösteren bir veri Günşen 2004 ve Ersöz 2008’de yoktur. Oysa akrabalık adlarıyla birleşimi gösteren yüzlerce örnek verilmiştir. Sayın Günşen’le şahsi görüşmemizde “kendi doğup büyüdüğü köyde de -i:n ekinin aktif olarak kullanıldığını ama asla şahıs, meslek ve unvan adlarına eklenmediğini, yalnızca sonu ünlüyle biten akrabalık adlarına eklendiğini” belirtmiştir 6 . Kendisi, Ersöz’ün makalesinde geçen Adana Yüreğir Göçmen ağzından derlenen metinlerde geçen Cemili:n örneğinin “etkilenme sonucu” olabileceğini belirtmiştir. Bütün bunlardan sonra biz de bu örneğin, standart Türkçedeki ve ağızlardaki -gil ekinin doğal bir etkisi sonucunda kullanılmış olabileceğini düşünüyoruz. -gil ekinin, ağızlarımızda daha yaygın olarak bazı meslek ve unvan adlarına eklenerek de grup çoğulu türettiği görülür: valigil, kaymakamgil, savcıgil, yüzbaşıgil, muhtargil, sütçügil, kasapgil, oduncugil, berbergil, vb (krş. Ergin 1986: 178). Rumeli ağızlarındaki eklerin yalnız akrabalık terimlerinde kullanıldığına yukarıda değinilmiştir. Ersöz, Batı Anadolu Yörük ağızlarındaki eklerin meslek ve unvan adlarında görülmediğini ilk elden teyit etmiştir (şahsi görüşme). Bartınlı öğrencilerimiz ise Bartın’daki değişkelerin meslek adlarına rahatlıkla eklenebildiğini belirtmişlerdir: kaymakami:li, bakkali:li, kayıkç(ı)i:li, muhtareyli, ormanc(ı)eyli, vb. -gil ekinin “o ve ailesi” anlamı zamanla sülale adlarının oluşmasında rol oynar (Ersöz 2008: 358-359). Örneğin, sütçügil sözcüğü ilk başlarda “sütçü ve ailesini” bildirirken zamanla “sütçüler namıyla bilinen aileyi (Sütçüler ailesini veya sülalesini)” karşılayan özel bir ada dönüşebilir. Böylece eklendiği sözcük, cins adı kategorisinden özel ad kategorisine sıçrar. Günümüzde bu eki taşıyan soyadlarıyla da karşılaşmak mümkündür: İmamgil, Sütçügil, Çağlayangil, Kasapgil, vb. 5 6 Ersöz’le şahsi iletişimimizde, makalesinde font uyuşmazlığı nedeniyle “ulama” işaretinin yanlışlıkla “â” şeklinde çıktığını belirtmiştir. Sayın Günşen’e verdiği bilgiler ve katkısından dolayı teşekkür ederim. 174 TÜRK DİLLERİNDE TOPLULUK VE GRUP ÇOĞULU BİLDİREN MORFEMLER -gil ekinin “o ve ailesi”, “o ve asosiyeler” anlamı, Cumhuriyet döneminde bazı hayvan ve bitki familyalarının belirtilmesi amacıyla botanik ve zooloji alanlarındaki terim ihtiyacının karşılanmasında da işlev görmüştür (Korkmaz 2007: 47): abanozgiller, ananasgiller, barbunyagiller, buğdaygiller, cevizgiller, atgiller, ayıgiller, köpekgiller vb. Yukarıda görüldüğü gibi grup çoğulu bildiren bu eklerin hepsi akrabalık terimlerine eklenmektedir. -gil eki, Batı Anadolu (Manisa, İzmir, Kütahya) Yörük ve Bartın ağızlarındaki ekler ve Tuvacadaki sug enklitiği ayrıca insanların özel adlarına da eklenmektedir. Dahası, -gil eki ve Bartın ağızlarındaki -i:li/-eyli ekleri ayrıca meslek ve unvan adlarına rahatlıkla eklenebilmektedir. Dolayısıyla işlev alanı en geniş olan grup çoğulu ekleri bunlardır. Akraba terimlerindeki kullanımlar başta olmak üzere en yaygın anlam “o ve ailesi” olmasına rağmen “o ve diğerleri”, “o ve grubu”, “o ve avanesi” gibi anlamlar da görülmektedir. Rumeli ağızlarındaki ekler hariç diğer bütün grup çoğulu morfemlerinin işlev alanı, Smith-Stark’ın (1974) önerdiği ve ‘sayı kategorisi’ araştırmalarında yaygın görülen “Canlı Varlık Hiyerarşisi”nin ortalarıdır. Aşağıdaki 2 ve 3 numaralı figürler Corbett’in (2000: 103) “asosiyetif çoğulun hiyerarşideki yeri”ni gösteren figüründen uyarlanmıştır: konuşan > muhatap > (1. şahıs (2. şahıs zamirleri) zamirleri) 3. şahıs > akraba > insan > ■■■■■■■■■■■■■■■ canlı > cansız Figür 2: -gil, Yörük ağızlarındaki -ä:ni, Bartın ağızlarındaki -i:li/-eyli ve Tuvacadaki sug morfemlerinin Canlı Varlık Hiyerarşisindeki işlev alanı Yukarıdaki hiyerarşide karartılan kısımlar, Türkiye ve Azerbaycan Türkçelerindeki -gil, Batı Anadolu Yörük ağızlarındaki -ä:ni eklerinin ve Tuvacadaki sug enklitiğinin doğal işlev alanını göstermektedir. Öte yandan Tuvacadaki ve Batı Anadolu Yörük ağızlarındaki morfemlerin meslek ve unvan adlarında kullanılmadığı anlaşılmaktadır. Bu eklerin hiyerarşide ‘insan’ alanındaki kullanımları şahıs adlarıyla sınırlıdır. Rumeli ağızlarının taşıyıcıları olan Trakyalı sakinlerin ve Türkiye’ye yayılmış olan Rumeli göçmenlerinin ağızlarındaki değişkelerin işlev alanı, eldeki verilere bakıldığında, sadece akraba terimleriyle sınırlı gözükmektedir. Rumeli ağızlarındaki değişkelerin işlev alanı ise aşağıdaki figürde gösterilmektedir: konuşan > muhatap > (1. şahıs (2. şahıs zamirleri) zamirleri) 3. şahıs > akraba > ■■■■■■ insan > canl > cansız Figür 3: Rumeli ağızlarındaki grup çoğulu ekinin Canlı Varlık Hiyerarşisindeki işlev alanı Yukarıdaki iki figürde görüldüğü gibi bu ekler hiyerarşideki şahıs zamirlerinde ve insan dışı diğer canlılar ile cansız varlıkların adlarında kullanılmaz. Türkiye Türkçesinde botanik ve zooloji gibi bilim dallarındaki familya terimleri için -gil ekinin kullanılmış olması bu gerçeği değiştirmez. Bu durum sadece insanlar arası “aile, grup, asosiye” ilişkisinden bilimsel terim türetirken de yararlanıldığını gösterir. Öte yandan, grup çoğulu (veya asosiyetif çoğul) terimi morfolojik işaretlemenin dışındaki bazı çoğullar için de kullanılmaktadır. Yukarıdaki hiyerarşinin tepesini oluşturan şahıs zamirlerinin çoğul biçimleri ve özellikle de biz ve siz anlamına gelen zamirler, Moravcsik tarafından “ben ve diğerleri”, “sen ve diğerleri” anlamında 175 Eyüp BACANLI asosiye (grup) çoğulu olarak nitelenir (1994). Bu konudaki uzun tartışmalar konumuzun dışındadır ve ilgilenenler daha fazla bilgi için Corbett (2000: 103-105) ve Bobaljik’e (2008) bakabilir. Grup çoğulu ekleri, bilindiği üzere Türkiye Türkçesi ağızlarında daha yaygın kullanılmakta, edebi dilde kullanımı zayıflamakta ve yerini -lAr ekine bırakmaktadır (Ergin 1986: 178; Banguoğlu 1998: 323; Korkmaz 2007: 47): Perihanlar, Bekirler, yüzbaşılar, dayımlar, annemler, babamlar, halanlar, vb. Ancak akrabalık terimlerinin iyelik çekiminden sonra kullanılan -lAr ekinin bu grup çoğulu işlevi yeterince anlaşılabilir olmakla birlikte şahıs adları ve unvanlardan sonraki kullanımların anlam karmaşasına açık olduğu, en azından çift anlamlı olduğu belirtilmelidir. Banguoğlu (1998: 323; krş. Ersöz 2008: 357) “Turgutlar dediğimiz zaman da Turgud’un evini ve ailesini kastetmiş oluruz” der ancak aynı sözcük biçimi “ismi Turgut olan birden fazla kişiyi” de ifade edebilir. Hangisi olduğunu bağlamdan çıkarmak gerekecektir. Hâlbuki Turgutgil sözcük biçimi daima “grup çoğulu” bildirir. Grup çoğuluna sahip olmayan diğer Türk dillerinde -LAr ekinin bu çift anlamlı kullanımı özellikle şahıs adlarında görülebilir: Kırgızca Gencebaydar “1. İsmi Gencebay olan insanlar; 2. Gencebaygil”, Hakasça Peskeler “1. İsmi Vasiliy olan insanlar; 2. Vasiliygil”. Bazı Türk dillerindeki akrabalık terimlerindeki grup çoğulunun da Türkiye Türkçesinde yaygınlaşmakta olan morfo-sentaksla aynı şekilde yapıldığı görülür: Kırgızca akemder, baykemder “amcamlar / amcamgil, ağabeyimler / ağabeyimgil”. Öte yandan Kazak enformantlarımız Kazakçada şahıs adlarında da akrabalık adlarında da -LAr ekinin bu tür (grup çoğulu) kullanımlarının olmadığını belirtmişlerdir. Sonuç Gramer kategorilerinden sayı ile ilgili olan ama tekil, ikili, çoğul gibi esas sayı değerleri arasında yer almayan (bk. Corbett 2000: 111, 120) topluluk ve grup çoğulu değerleri Türk yazı dillerinde ve Türkiye Türkçesinin ağızlarında görülmektedir. Topluluk değeri Eski Türkçede üç sözcükte görülür. Tuvacadaki akrabalık terimlerinde kullanılan ek tek anlamlı değildir ve çoğunlukla sözlükselleşmiş sözcüklerde görülmektedir. Tofacadaki -lışkı eki ve guş enklitiği ise düzenli olarak topluluk anlamı iletir. guş enklitiğiyle kurulan biçimler ‘ikili’ değer olarak yorumlanmaya elverişlidir. Grup çoğulu ise Türkiye ve Azerbaycan Türkçelerinde gil ekiyle, Türkiye Türkçesi ağızlarında -e:ni, -i:n, -eyl, -ıyl, -i:li vb eklerle, Tuvacada sug enklitiğiyle temsil edilmektedir. Grup çoğulu morfemlerinin işlev alanı değişmektedir. -gil eki ve Bartın ağızlarındaki değişkeler akrabalık, şahıs, meslek adları ve unvanlara eklenebilme özelliğiyle işlev alanı en geniş eklerdir. Tuvacadaki ve Batı Anadolu Yörük ağızlarındaki morfemler sadece akrabalık ve şahıs adlarında işlev görürken Rumeli ağızlarındaki ekler çok daha dar bir alanda, yalnızca akrabalık terimlerinde kullanılmaktadır. Tuvacadaki sug enklitiği grup üyelerinin tamamının ismi belirtildikten sonra kullanıldığı için gramatikal işlevinde bir sapma görülmektedir. Teşekkürler: Grup çoğulu morfemleriyle ilgili katkılarından dolayı Prof. Dr. Ahmet Günşen’e (Rumeli ağızları), Dr. Serpil Ersöz’e (Batı Anadolu Yörük ağızları), Dr. Vildan Koçoğlu Gündoğdu’ya (Tuvaca), öğrencilerim Sabriye Özdeniz ve Eren Bütünöz’e (Bartın ağızları) teşekkürü bir borç bilirim. 176 TÜRK DİLLERİNDE TOPLULUK VE GRUP ÇOĞULU BİLDİREN MORFEMLER Kaynaklar ARIKOĞLU, Ekrem (2007) “Tuva Türkçesi”. Ahmet B. Ercilasun (ed.) Türk Lehçeleri Grameri. Ankara: Akçağ.1149-1228. ATALAY, Besim (2006) Divanü Lûgat’it-Türk Dizini 1-4 (5. Baskı). Ankara: TDK Yayınları. BANGUOĞLU, Tahsin (1998) Türkçenin Grameri. Ankara: TDK Yayınları. BERTA, Árpád (2010) Sözlerimi İyi Dinleyin… Türk ve Uygur Runik Yazıtlarının Karşılaştırmalı Yayını (Çeviren: Emine Yılmaz). Ankara: TDK Yayınları. BOBALJİK, David Jonathan (2008) “Missing persons: A case study in morphological universals”, The Linguistic Review 25, 203-230. CLAUSON, Sir Gerard (1972) An Etymological Dictionary of pre-thirteenth-century Turkish. Oxford: Clarendon Press. CORBETT, Greville G. & MİTHUN, Marianne (1996) “Associative forms in a typology of number systems: evidence from Yup’ik”. J. Linguistics 32, 1-17. CORBETT, Greville G. (2000) Number. New York: Cambridge University Press. CORBETT, Greville G. (2001) “Number”. Martin Haspelmath, Ekkehard König, Wulf Oesterreicher and Wolfgang Raible (eds.) Language Typology and Language Universals. An International Handbook. Volume. 1, Berlin and New York: Walter de Gruyter, 816831. DEMİR, Nurettin (2000) “Anadolu Ağızlarında Birinci Çoğul Kişi İstek Eklerinin İkilik Bildiren Bir Değişkesi”, Türkçenin Ağızları Çalıştayı Bildirileri, İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, 65-71. DIBO, Anna V. (2006) “İmya”. E. R. Tenişev & A. V. Dıbo (eds.) Sravnitel’no-istoriçeskaya Grammatika Tyurkskih Yazıkov. Pratyurkskiy yazık-osnova – Kartina Mira Pratyurkskogo Etnosa Po Dannım Yazıka. Moskva: Nauka, 228-239. DOĞAN, Talip (2012) “Yıldızeli Yöresi Ağzında Çokluk 1. Şahıs İstek Eki –(y)ǟŋ, -(y)āŋ”, Modern Türklük Araştırmaları Dergisi 9/3, 122-134. ERDAL, Marcel (2004) A Grammar of Old Turkic. Leiden & Boston: Brill. ERGİN, Muharrem (1986) Türk Dil Bilgisi (14. baskı). İstanbul: Boğaziçi Yayınları. ERGİN, Muharrem (2005) Orhun Abideleri (36. baskı). İstanbul: Boğaziçi Yayınları. ERSOY, Feyzi (2007) “+gil Eki Üzerine”, Dil Araştırmaları Dergisi 1, 21-29. ERSÖZ, Serpil (2008) “Bazı Türkiye Türkçesi Ağızlarında Topluluk/Aile Adı Yapan Bir Ek: +ēNi/+ìNi”, Turkish Studies 3/3, 356-377. GÜLENSOY, Tuncer (1988) Kütahya ve Yöresi Ağızları. Ankara: TDK Yayınları. GÜLSEVİN, Gürer (2004) “Türkçede ‘Sıra Dışı Ekler’ ve Eklerin Tasnif-Tanımlanma Sorunu Üzerine”. V. Uluslararası Türk Dili Kurultayı Bildirileri I (20-26 Eylül 2004). Ankara, 1267-1284. GÜLSEVİN, Gürer (2013) “Tarihi ve Yaşayan Türk Diyalektlerinde Emir-İstek Kipinin Birinci ‘Çokluk’ ve Birinci ‘İkilik (Tesniye)’ Çekimleri Üzerine”. Ülkü Gürsoy, Figen Güner Dilek, Dilek Ergönenç Akbaba, Feyzi Ersoy, Yavuz Kartallıoğlu ve Habibe Yazıcı Ersoy (eds.) Prof. Dr. Leyla Karahan Armağanı. Ankara: Akçağ Yayınları. GÜNŞEN, Ahmet (2004) “Edirne ve Yöresi Ağızlarında Aile ve Topluluk İsimleri Yapan Ekler Üzerine”. Türk Dili 626, 150-162. İSHAKOV, F. G. ve Palmbah, A. A. (1961) Grammatika Tuvinskogo Yazıka. Fonetika i Morfologiya. Moskva: İzdatelstvo Vostoçnoy Literaturı. KALAY, Emin (1998) Edirne İli Ağızları (İnceleme-Metin). Ankara: TDK Yayınları. KARAAĞAÇ, Günay (2012) Türkçenin Dil Bilgisi. Ankara: Akçağ Yayınları. KARTALLIOĞLU, Yavuz ve YILDIRIM, Hüseyin (2007) “Azerbaycan Türkçesi”. Ahmet B. Ercilasun (ed.) Türk Lehçeleri Grameri. Ankara: Akçağ. 171-230 KOÇOĞLU GÜNDOĞDU, Vildan (2012) Günümüz Tuva Türkçesi (Giriş, Dil Özellikleri, Metinler, Söz Dizini). Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi. KONONOV, Andrey N. (1956) Grammatika Sovremennogo Turetskogo Literaturnogo Yazıka. Moskva – Leningrad. 177 Eyüp BACANLI KORKMAZ, Zeynep (2007) Türkiye Türkçesi Grameri - Şekil Bilgisi (2. baskı). Ankara: TDK Yayınları. MORAVCSİK, Edith A. (1994) “Group plural: associative plural or cohort plural”. Email document, LINGUIST List: Vol 5-681. 11 June 1994. ISSN: 1068-4875. NEVSKAYA, İrina (2005) “Inclusive and exlusive in Turkic languages”. Elena Filimonova (ed.) Clusivity: Typology and Case Studies of Inclusive-Exclusive Distinction. Amsterdam: John Benjamins Publishing Company, 341-358. ÖLMEZ, Mehmet (2012) Orhon-Uygur Hanlığı Dönemi Moğolistan’daki Eski Türk Yazıtları. Metin – Çeviri – Sözlük. Ankara: BilgeSu. PALMBAH, A. A. (1955) Tuvinsko-Russkiy slovar’. Moskva: GİİNS. RASSADİN, Valentin İ. (1978) Morfologiya Tofalarskogo Yazıka v Sravnitel’nom Osveşçenii. Moskva: Nauka SERTKAYA, Osman Fikri (1994) “-an/-en Ekli Yeni Şekiller ve Örnekleri Üzerine”. TDAYBelleten 1989, 335-352. SMİTH-STARK, T. Cedric (1974) “The plurality split”. Michael W. La Galy, Robert A. Fox and Anthony Bruck (eds.) Papers from the Tenth Regional Meeting, Chicago Linguistic Society, April 19-21 1974, Chicago: Chicago Linguistic Society, 657-671. TEKİN, Talat (2003) Orhon Türkçesi Grameri. İstanbul: Sanat Kitabevi. TEKİN, Talat (2010) Orhon Yazıtları (4. baskı). Ankara: TDK Yayınları. TENİŞEV, E. R. (1988) “Kategoriya Çisla”. E. R. Tenişev (ed.) Sravnitel'no-istoriçeskaya grammatika tyurkskih yazıkov - Morfologiya. Moskva: Nauka. 10-22. 178
© Copyright 2024 Paperzz