TÜRK “Akþolpan-Palman” manzumeleri; Sovyetler Birliði’nin kahramaný Zoya Kosmedemyanskaya hakkýnda Beknazarov’un yazdýðý “Tanya”, Kayýpnazarov’un “Palvanbek” manzumeleri bu temalarýn önde gelen örneklerindendir. Bu yýllarda Karakalpak edebiyatýna Ibrayým Yusupov, Tilevbergen Jumamuratov, Hojabek Seytov, Tölep Kayýpbergenov, Öserbay Hojaniyazov, Hojamurat Turýmbetov, Joldasbay Dilmuratov, Babaþ Ýsmailov, Meten Seyitniyazov, Keramatdin Sultanov, Aytbay Bekimbetov, Devlen Aytmuratov gibi genç, yetenekli yazar ve þairler de katýlýr. Savaþtan sonraki dönemde Karakalpak nesri de geliþme gösterir. Pek çok hikâye ve denemenin yanýnda ilk defa hacimli nesir örnekleri olan romanlarýn yazýldýðý görülür. Kýsa zamanda ortaya çýkan romanlar arasýnda Asan Begimov’un Balýkþýnýñ Kýzý (Nökis 1958), Jolmurza Aymurzayev’in Emivderya Boyýnda (Nökis 1958), Tölepbergen Kayýpbergenov’un Karakalpak Kýzý (Nökis 1960), Orazbay Ebdirahmanov’un Bosaða (Nökis 1989) sayýlabilir. Bunlardan Begimov, Aymurzayev ve Þavdýrbay Seytov’un romanlarý Rusça’ya tercüme edilirken Bekimbetov ile Kayýpbergenov’un romanlarý Özbek Türkçesi’ne aktarýlmýþtýr. Bu geliþmeler sonucunda Karakalpak nesrinin ön plana çýktýðý görülür. Ayný dönemde edebî tenkit ve edebiyat araþtýrmalarý alanýnda da geliþmeler olmuþ, Nejim Devkarayev, M. Nurmuhammedov, Kalli Ayýmbetov, Kabýl Maksetov, S. Ahmetov gibi bilim adamlarý yetiþmiþtir. Günümüz yazar ve þairleri arasýnda Ibrayým Yusupov, Tölepbergen Kayýpbergenov, Þavdýrbay Seytov, Gülistan Þamuratova, Sarýgül Bahadýrova, Gülistan Matyakubova, Saylavbay Jumaðulov, Orazbay Ebdirahmanov, Nebiyra Töteþova, Saðýnbay Ýbragimov, Keñesbay Reymov, Bahtiyar Genjemuratov, Patiyma Mýrzabayeva zikredilebilir. BÝBLÝYOGRAFYA : N. Japakov, Edebiyatýmýz Hakkýnda Oylar (Ýlmiy Makalalar Toplamý), Nökis 1974; Ý. T. Saðitov, Karakalpak Edebiyatýnýñ Ösiv Jollarý -Edebiy-Kritikalýk Makalalar-, Nökis 1979; A. Zeki Velidî Togan, Bugünkü Türkili Türkistan ve Yakýn Tarihi, Ýstanbul 1981, s. 156-201; Karakalpak Edebiyatý Tarihi (haz. N. Japakov v.dðr.), Nökis 1983; S. Ahmetov – S. Esenov, Karakalpakstan Respublikasýnýñ Jazývþýlarý, Nökis 1995; S. Ahmetov – K. Mambetov, Karakalpak Edebiyatý, Nökis 1996, s. 3-11, 196-199, 211-224, 242247; Karakalpak Edebiyatý (haz. H. Seytov v.dðr.), Nökis 1998; Ceyhun Vedat Uygur, Karakalpak Türkleri Edebiyatý (Gramer-Yazýlý Edebiyat-Destanlar), Denizli 1999; a.mlf., Karakalpak Türkçesi Grameri (Fonetik, Morfoloji, Sentaks), Denizli 2001; a.mlf., “Karakalpak Türkçesi”, Türk Lehçeleri Grameri (ed. Ahmet B. Ercilasun), An- kara 2007, s. 545-622; Baþlangýcýndan Günümüze Kadar Türkiye Dýþýndaki Türk Edebiyatlarý Antolojisi: Karakalpak Edebiyatý, Ankara 2003, XXIII, 163, 167, 171, 177, 181, 185, 189, 190, 195; Karþýlaþtýrmalý Türk Lehçeleri Grameri I -Fiil- Basit Çekim, Ankara 2006; Karakalpak Destanlarý: Kýrk Kýz Destaný (haz. Ceyhun Vedat Uygur), Ankara 2007. ÿCeyhun Vedat Uygur Kazaklar (bk. KAZAKÝSTAN; KAZAKLAR) Kýpçaklar (bk. KIPÇAKLAR) Kýrgýzlar. Kýrgýzca, Altayca ile birlikte Türk dilleri ailesi Kýpçak grubunun taþrasý olarak nitelenen Doðu alt grubunu oluþturur. Kýrgýzistan Cumhuriyeti, Özbekistan Cumhuriyeti’nin kýsmen Namangan, Andican ve Fergana bölgeleri, Tacikistan Cumhuriyeti’nin bazý daðlýk yerleriyle Kazakistan Cumhuriyeti’nin Kýrgýzistan’a komþu bölgeleri, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Sincan-Uygur Özerk Bölgesi, Moðolistan Halk Cumhuriyeti’nin batý bölgeleriyle Kuzeydoðu Afganistan ve Pakistan’da konuþulmaktadýr. Kýrgýzca’nýn bir tasnife göre kuzey ve güney olmak üzere iki, bir diðerine göre kuzey, güneybatý ve güneydoðu olmak üzere üç aðzý vardýr. Kýrgýz edebî / yazý dili kuzey aðzýna dayanýr. Kýrgýzca’nýn fonolojik özellikleri þunlardýr: Çaðdaþ Kýrgýz edebî dili öz fonolojik sisteminde sekizi kýsa (a, e, ý, i, o, ö, u, ü), altýsý uzun (a, e¯, o¯, ö, u, ü¯) olmak üzere on dört ünlü ve on sekiz ünsüz (b, c, ç, d, g, x, k, l, m, n, n, p, r, s, þ, t, y, z) bulunur; f, j, þç, ts ve v fonemlerine özellikle Rusça ve alýntý kelimelerde rastlanýr. Uzunluk ikincildir: Eski Türkçe agýz > Kýrgýzca oz. Kýrgýzca’da vurgu çoðunlukla son hece üzerinde bulunur. Kelime ve kelime þekilleri ses uyumuna tâbidir. Dudak ünlü uyumu yalnýz dar ünlü sesleri (ý, i, u, ü) deðil düz geniþ ünlü sesleri de (a, e) etkiler: cüröktördögü “yüreklerdeki.” Eski Türkçe’deki d ünsüzü Kýrgýzca’da y’ye (tod¯ > toy¯ “doy ¯ ”), kelime baþý y ünsüzü c’ye (yol > col) dönüþmüþtür. Ayrýca hem Türkçe hem alýntý kelimelerde uzun ünlüler bulunmaktadýr. Ýþenaalý Arabeyev, Kazakça’yý Kýrgýzca’dan ayýrt etmek için yazý dilinde uzun ünlüleri ilk defa kullandýðýný belirtmektedir (Kýrgýz Alfabesi, 1924). Bu tarihe kadar yazýlan eserlerde uzun ünlüler gösterilmemiþtir (Diykanov, V/2 [2005], s. 328-329). Kýrgýzca’nýn morfolojisi Türk dili için tipiktir. Ýþaret zamirlerinin, sonu -l ile biten ve bitmeyeni olmak üzere iki þekli vardýr: bul / bu “bu”, oþol/oþo “bu, þu”, uþul/uþu “o”. Olumsuz fiil -ba- (-be-, -bo-, -bö-; -pa-, -pe-, -po-, -pö-) ekiyle kurulur (albaymýn “almam, al- mayacaðým”); fakat bazan cok “yok” ve emes “deðil” kelimeleriyle analitik yolla da yapýlabilmektedir: Eç kimdi körgön cokmun “Kimseyi görmedim”; körgön emestey bolup “görmezlikten gelip.” Söz diziminde analitik fiil yapýlarý geliþmiþtir: okup catamýn-okup cüröm-okup oturamýn-okup turamýn “okuyorum.” Öbekleri birbirine baðlamada baðlaçlarýn kullanýlmasý tipik deðildir, bunun yerine birleþik anlatýmlarý kurmada daha çok morfolojik yöntem uygulanýr: Kýþ kelip suu tondu “Kýþ gelince su dondu.” Söz varlýðýnýn önemli bir kýsmýný yansýmalarýn oluþturduðu Kýrgýzca, uzak akrabasý Moðol ve Mançu dillerinden baþka diðer Türk lehçelerinden ve akrabasý olmayan dillerden etkilenmiþ ve kelimeler almýþtýr. Kýrgýzca’ya XVI. yüzyýldan önce Moðol dillerinden, Tian Þan döneminde ziraat, bað bahçe kültürü, ticaret, inþaatçýlýk gibi alanlarla ilgili Farsça’dan, Kýrgýzlar’ýn Orta Asya’ya gelip din deðiþtirmeleriyle birlikte dinî-kültürel alanla ilgili Arapça’dan Orta Asya halklarý dilleri aracýlýðýyla pek çok kelime girmiþtir. Kýrgýzlar’ýn Ruslar’la temasý ve Kýrgýzistan’ýn Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliði’ne baðlanmasýyla dilde Rusça’nýn etkisi baþlamýþ, zamanla bilim, teknoloji, yönetim, siyaset, kültür vb. alanlarla ilgili terimler Rusça’dan veya Rusça vasýtasýyla diðer dillerden alýnmýþtýr. Rusya arþivlerinde bulunan, millî yazýnýn oluþmasýndan önce XVII. yüzyýlýn ikinci yarýsý ile XIX. yüzyýlýn ilk yarýsý arasýnda Kýrgýzlar’ýn önde gelenleri tarafýndan Rus yöneticilerine gönderilen mektuplar ilk yazý dili örnekleri sayýlabilir. Ýlk Kýrgýz alfabesi 1924’te E. Arabayev tarafýndan Arap yazýsý esas alýnarak hazýrlanmýþ ve 1928’e kadar kullanýlmýþtýr. 1928-1940 arasý Latin, 1940’tan sonra Kiril alfabesiyle yazýlmaktadýr. Kýrgýzlar’ýn yazýlý edebiyatýna kaynaklýk eden çok zengin bir sözlü edebiyat geleneði vardýr. Manas, Kurmanbek, Canýl Mýrza, Kedeykan gibi destanlar, ayrýca hikâye ve masallar, efsaneler, ninniler, tekerlemeler, bilmeceler, atasözleri ve deyimler, dinî ve lirik þiirler (türküler) bu geleneðin ürünleridir. Sözlü geleneðin en eski katmanýný hikâyeler oluþturur. Mensur eserlerin önemli bir türü muhteva bakýmýndan zengin masallardýr. Bunun yanýnda geleneksel bir tür olmayan fýkralar da mevcuttur. Manzum sözlü eserler arasýnda önemli bir yer tutan destanlar diðer türlere oranla daha çok geliþmiþtir. Kahramanlýk destanlarýnýn en tanýnmýþý Manas, Semetey ve Seytek bölümlerinden oluþan 500.000 dizelik Manas üçlüsüdür. Bir 513 TÜRK diðer manzum tür türkülerdir. Anonim olan þiirlerin yanýnda âþýklýk geleneðinin ürünü bireysel eserler de mevcuttur. XVIIIXIX. yüzyýllarda hýzla geliþen bu türün temsilcileri arasýnda B. Kumar Uulu, S. Toktobolot Uulu, Toktogul Satýlganov, K. Akýyev, B. Alýkulov, Moldo Niyaz, Togolok Moldo, Moldo Kýlýç gibi isimler sayýlabilir. Alkýþ ve kargýþlar, atasözleri ve deyimler, bilmeceler, tekerlemeler de sözlü edebiyat ürünleri arasýnda yer alýr. Ancak halk tiyatrosunun sözlü gelenekte yer almadýðý görülmektedir. Buna karþýlýk sözlü çocuk edebiyatý baþlý baþýna bir zenginliktir. Kýrgýz sözlü edebiyatý ürünlerinin derlenip yayýmlanma faaliyetlerini XIX. yüzyýlýn ikinci yarýsýndan sonra W. Radloff ve C. Valihanov gibi bilim adamlarý baþlatmýþtýr. Kýrgýz yazýlý edebiyatý, 1924’te millî alfabenin kabul edilip Erkin Too gazetesinin yayýn hayatýna girmesiyle ilk eserlerini vermeye baþlar. Ýlk edebiyat ürünleri gazetelerde çýkar. Bu yýllarda Kýrgýz edebiyatýnýn öncüleri sayýlan S. Karaçev, K. Týnýstanov, A. Tokombayev, M. Tokobayev, M. Elebayev, C. Cangýrçiyev gibi yazarlar yetiþmiþtir. 1930 ve 1940’lý yýllarda hemen hemen edebî türlerin hepsinde eserler kaleme alýnmýþtýr. Bu dönemde daha önce Kýrgýz þiirinde görülmeyen manzumeler için ilk örnekler K. Týnýstanov’un Canýl Mýrza (1922-1924), Temirkul Ümötaliyev’in Aysuluu (Frunze 1941), A. Tokombayev’in Tan Aldýnda (Frunze 1947) adlý eserleriyle ilk örnekler verilmiþtir. Yine bu yýllarda hikâye, uzun hikâye, roman ve piyes türünde eserler yayýmlanmýþtýr: K. Bayalinov’un Acar (Frunze 1928, hikâye), M. Elebayev’in Uzak Col (Frunze-Sermerkant 1936, uzun hikâye), K. Cantöþev’in Kanýbek (I-III, Frunze 1939-1948, roman) ve Karaçaç’ý (1928, piyes) gibi. Ancak bu yayýnlar çoðunlukla 1917 Ýhtilâli’ni, Lenin ve sosyalist düzenle ilgili konularý iþleyen siyasal propaganda eserleri niteliðindedir. Mensur eserlerle tiyatro türünde yazýlmýþ eserlerde daha çok sosyal konular ele alýnmýþtýr. Kadýn-erkek eþitliði, zenginlerin zulmü gibi sorunlara özellikle aðýrlýk verildiði görülmektedir. II. Dünya Savaþý yýllarýnda propagandacý üslûba kahramanlýk, vatanperverlik gibi temalar eklenir. Þiirde mektup tarzýnda eserler doðar. Nesirde belgesel ve otobiyografik denemeler yazýlýr. Bu dönemde edebiyatýn geliþmesinde klasik Rus ve Sovyet edebiyatý yanýnda diðer Türkler’le dünya edebiyatýnýn büyük etkisi olmuþtur. Bu devirde C. Aþubayev, M. Elebayev, C. Turusbekov, K. Esenkocayev gibi güçlü þair ve yazarlar savaþ514 ta ölseler de Kýrgýz edebiyatý geliþmesini sürdürmüþtür. 1950’li yýllar edebiyatýn özüne dönüþ yýllarýdýr. Kýrgýz edebiyatýný dünyaya tanýtan Cengiz Aytmatov ilk eserlerini bu yýllarda vermiþtir. Eserlerde iþlenen siyasal propaganda temalarý yerini barýþ, dostluk, insan hayatý ve psikolojisine býrakmaya baþlar. Savaþ sonrasýnda cephede ve cephe gerisindeki hayatý anlatan baþarýlý eserler arasýnda C. Aytmatov’un Betme-Bet (1957), U. Abdukaimov’un Maydan’ý (I-II, Frunze 1961-1966) sayýlabilir. 1960’tan itibaren C. Aytmatov (Birinçi Mugalim, Frunze 1962), T. Kasýmbekov (Adam Bolgum Kelet, Frunze 1960), Z. Sooronbayeva (Astra Gülü, Frunze 1973), K. Kaimov (Atay, Frunze 1961), A. Saspayev (Iyýk Sezim, Frunze 1985), Ö. Danikeyev, K. Cusupov gibi yazarlar Kýrgýz nesrine verimli bir dönem yaþatýr. Ayrýca roman türünde geliþmeler görülür. C. Sadýkov (Ubada, Frunze 1958), R. Rýskulov (Caz, Frunze 1959), O. Sultanov (Too Kündörü, Frunze 1961), T. Kocomberdiyev (Kýzýl Alma, Frunze 1965), M. Abýlkasýmova (Çolpon, Frunze 1962) gibi þairler baþarýlý eserler kaleme alýr. Yine 1960’lý yýllardan itibaren Kýrgýz mizahý geliþmeye baþlar; tiyatro alanýnda eserler verilir. 1960-1990’lý yýllarda yabancý dillere yapýlan çevirilerle Kýrgýz edebiyatý dünyaya açýlmýþtýr. Roman türü açýsýndan verimli olan 1970-1980’li yýllarda C. Aytmatov’un Kýlým Karýtar Bir Kün (1980), T. Kasýmbekov’un Sýngan Kýlýç (Frunze 1966) gibi eserleri yayýmlanmýþtýr. 1990’lý yýllarýn ikinci yarýsýndan itibaren bir duraklama gözlense de Kýrgýz þair ve yazarlarýnýn özgür arayýþ yoluna girdikleri söylenebilir. Genç þair ve yazarlar arasýnda üslûp bakýmýndan yenileþmeler görülmektedir. Günümüz Kýrgýz edebiyatý hayatýn yeni, beklenmedik gerçeklerini benimseme sürecini yaþamaktadýr. Kýrgýz edebiyatýnýn en güçlü yazarlarýndan Cengiz Aytmatov’un yaný sýra tarihî romanlarýyla ünlü T. Kasýmbekov, eserlerinde hayatýn gerçeklerini kendine özgü yöntemlerle anlatan K. Cusubaliyev okuyuculara yeni romanlar sunmaktadýr. S. Eraliyev ve R. Rýskulov gibi þairler de Kýrgýz þiirini þekil ve muhteva bakýmýndan zenginleþtiren isimlerdir. BÝBLÝYOGRAFYA : B. Ö. Oruzbayeva, Kýrgýz Tilindegi Söz Casooçu Affikster, Frunze 1958; a.mlf., Kýrgýzkiy Yazýk, Biþkek 1994; a.mlf., “Kirgizskiy Yazýk”, Yazýki Mira: Tyurkskiye Yazýki, Biþkek 1997, s. 286298; a.mlf., “Kýrgýz Tili”, Kýrgýz Sovettik Sotsialisttik Respublikasý: Entsiklopediya, Frunze 1983, s. 353-356; K. H. Menges, “Die aralo-kaspische Gruppe”, Ph.TF, I, 434-488; S. Kudaybergenov, Kýrgýz Tilindegi Mamile Kategoriyasý, Frunze 1959; a.mlf., Kýrgýz Tilindegi At Atooçtor, Frunze 1960; a.mlf., Kýrgýz Tilindegi Taandýk Kategoriyasý, Frunze 1961; a.mlf. – A. Tursunov, Kýrgýz Adabiy Tilinin Grammatikasý, Frunze 1980; N. A. Baskakov, Vvedeniye v izuçeniye tyurkskih yazýkov, Moskva 1962; R. J. Hebert – N. Poppe, Kirghiz Manual, Bloomington 1963; “La littérature kirghiz”, Ph.TF, II, 760-761; B. M. Yunusaliyev, “Kirgizskiy yazýk”, Yazýki Narodov SSSR, Moskva 1966, II, 482-505; A. O. Orusbayev – K. T. Toktonaliyev, Ýssledovaniya po fonetike kirgizskogo yazýka, Biþkek 1991, I-II; T. K. Ahmatov v.dðr., Kirgizskiy Yazýk, Frunze 1975; T. Sadýkov, Osnový kýrgýzskoy fonologii i morfonologii, Biþkek 1992; Samir Kazýmoðlu (Taðýzade), Türk Topluluklarý Edebiyatý, Ankara 1994, I, 117-247; Mustafa Öner, Bugünkü Kýpçak Türkçesi, Ankara 1998; Talat Tekin – Mehmet Ölmez, Türk Dilleri, Ýstanbul 1999, s. 93-97; K. M. Musayev – A. A. Çeçenov, “Kýpçakskaya gruppa”, Sravnitel’no-istoriçeskaya grammatika tyurkskih yazýkov, Moskva 2002, s. 216-338; Orhan Söylemez, “Kýrgýz Edebiyatý”, Türk Dünyasý Kültür Atlasý: Türk Devlet ve Topluluklarý / A Cultural Atlas of the Turkish World: Turk States and Peoples (haz. Ahmet Taþaðýl – Aydýn Usta), Ýstanbul 2003, s. 535-543; Tuncer Gülensoy, Kýrgýz Türkçesi Grameri I, Biþkek-Kayseri 2004; C. Turgunbayev, Kýrgýz Türkçesinde Sýfat-Fiil Ekleri, Ankara 2004; Hülya Kasapoðlu Çengel, Kýrgýz Türkçesi Grameri, Ankara 2005; a.mlf., “Kýrgýz Türkçesi”, Türk Lehçeleri Grameri, Ankara 2007, s. 481-542; Zekeriya Karadavut, Kýrgýz Masallarý, Konya 2006; L. Ükübayeva v.dðr., “Kýrgýzistan Edebiyatý”, Türk Dünyasý Edebiyat Tarihi, Ankara 2007, IX, 622-662; Naciye Yýldýz, Kýrgýz Halk Edebiyatý I: Irlar/Ezgili Þiirler-Türküler, Ankara 2007; Karboz Diykanov, “Baytursunov’un 125. Yýl Dönümüne Armaðan: Kýrgýz Dili ve Akmat Baytursunov” (aktaranlar Ulanbek Alimov – Cýldýz Alimova), Türk Dünyasý Ýncelemeleri Dergisi, V/2, Ýzmir 2005, s. 325-334; Salican Cigitov, “Kýrgýz Yazý Dilinin Ortaya Çýkmasý ve Ýlk Edebî Örnekler” (aktaran Ulanbek Alimov), a.e., VI/2 (2006), s. 521-524; M. Tülögabýlov, “Adabiyat”, Kýrgýz Sovettik Sotsialisttik Respublikasý: Entsiklopediya, Frunze 1983, s. 357-384; L. Ý. Lebedeva, “Kirgizskiy yazýk”, Yazýkoznaniye: Bol’þoy entsiklopediçeskiy slovar, Moskva 2000, s. 222. ÿÖzlem Deniz Yýlmaz Yakut (Saha) Dili ve Edebiyatý. Kendilerini Saha olarak adlandýran Yakutlar’ýn dili Rusya Federasyonu’na baðlý Yakut Özerk Cumhuriyeti ile kýsmen Rusya Federasyonu’nun Amur, Magadan, Sahalin bölgeleri, Taymýr ve Evenkiy Özerk bölgelerinde konuþulmaktadýr. Merkez, Vilyuy, kuzeybatý ve Taymýr olmak üzere dört aðzý vardýr. Edebî dil merkez bölgeleri konuþma diline dayanýr. Türkçe’nin kollarý içerisinde en çok Tuvaca’ya benzer. Fakat Yakutça ile Tuvaca arasýnda anlaþýlabilirlik yoktur. Yakutça, Türkçe’nin lehçeleri içerisinde özel bir yere sahiptir. Gramer açýsýndan Eski Türkçe’ye yakýndýr. Dolayýsýyla Yakutça’yý diðer çaðdaþ Türk dillerinden ayýran bulun-
© Copyright 2024 Paperzz