13.08.2014 Programlı Öğretim Programlı öğretim, bireyde geliştirilmesi düşünülen istendik özelliklerin davranışsal analizleri yapıldıktan sonra davranışla ilişkili en küçük anlamlı öğrenme birimlerinin belirlenmesini, bu öğrenme birimlerinin kendi içinde belirli bir mantıkla örgütlenmesini, öğrencinin bu örgütlenen yapıyı öğretmen olmadan bir araç yardımıyla kullanıp kendi basına bireysel öğrenmesini ve öğrenilenlerin kontrol edilmesini içeren bir öğrenme yöntemi olarak tanımlanabilir. Burrhus F. SKINNER’ın Katkıları 1953’te 4. sınıftaki küçük kızı Deborah’ın sınıfını ziyaret ettikten sonra öğretmenin farkında olmadan öğrenme süreci ile ilgili bilinen her şeyi altüst ettiğini gören Skinner, geleneksel sınıf öğretiminin zayıflıklarını analiz etmiş ve bu zayıflıkları ortadan kaldırabilecek yeni bir arayışa girişmiştir. Grup tabanlı geleneksel sınıflarda birbirinden farklı hızda öğrenen öğrencilerin bulunması, öğretmenin her öğrenciye anında dönüt verememesi ve en önemlisi sınıfta her öğrencinin davranış göstermesinin sağlanamamasından dolayı Skinner, sınıf öğretimine karsı çıkmıştır. Norman A. CROWDER’in Katkısı Skinner, programlı öğretimde öğrencileri yanlış yapmaktan kaçındırırken, Pressey’in vurgusunu kabul eden Crowder, öğrencinin hataya düşmesinin de yararlı olabileceğini savunmuştur. Kısacası, öğrencilerin hataları, öğrenmeyi sağlamak için çıkış noktası kabul edilebilir. Crowder (1962) bu yöntemi dolaylı programlama olarak adlandırmıştır. Dolaylı programlama öğrenciye öğrenmesi için birçok alternatif sunmaktadır. Öğrenci bunlardan kendisine en uygun olanını seçebilmekte, eksiklik ve yanlışlarını düzeltme konusunda da çeşitli öneriler alabilmektedir. Kısa bir süre sonra ağaçtaki dallara benzeyen bu sistem, dallara ayrılan programlama, Skinner’in yöntemi ise doğrusal programlama olarak anılır olmuştur (Senemoglu, 2004; Keser, 1997; Pocztar, 1977). Sidney L. PRESSEY’in Çalışmaları 20. yüzyılın ilk yarısında Amerikan psikoloji dünyası, davranışçı bakış açısına odaklanmıştı. Bu dönemde, Thorndike’ın (1911) kanunları psikolojideki tartışmaların odağında yer alıyordu. Her ne kadar eğitimi otomatikleştirme çabaları 19. yüzyıla dayansa da, Ohio State Üniversitesi’nde psikoloji profesörü Sidney L. Pressey’in (1926) çalışması, programlı öğretimin ilk formal hali olarak kabul edilmektedir (Mcdonald, Yanchar ve Osguthorpe, 2005; Molenda, 2008). 1950’lerin sonunda öğretme makinelerinde kullanılan format, Programlı öğretim olarak adlandırılmış ve eğitim bilimciler arasında yaygın biçimde kullanılmıştır. Skinner tarafından keşfedilir keşfedilmez hızlı bir gelişme gösteren programlı öğretim, Skinner gibi eğitimciler ve araştırmacılar tarafından eğitimin niteliğini geliştirmede önemli bir araç olarak görülmüştür. Programlı öğretimle eğitimin makineleştiği ve eğitsel araştırma çağının başladığı ileri sürülür olmuştur. Skinner, 1954-1968 yılları arasında yaptığı çalışmalarla programlı öğretimin gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur. Programlı Öğretimin Temel ilkeleri Küçük Adımlar ilkesi Öğrenmeye Etkin Katılım ilkesi Anında Dönüt-Düzeltme ilkesi Bireysel Hız ilkesi Başarı ilkesi Kademeli ilerleme ilkesi 1 13.08.2014 Programlı Öğretimde Kullanılan Program Modelleri Programlı öğretimde üç program modeli kullanılmaktadır. Bunlar: 1) Doğrusal Model, 2) Dallara Ayrılan Model ve 3) Atlamalı Dallara Ayrılan (Karma/Düzensiz) Modeldir. Dallara Ayrılan Program Modeli Doğrusal modele göre daha esnek olan bu model, Norman A. Crowder tarafından geliştirilmiştir. Doğrusal Program Modeli Skinner’ın geliştirmiş olduğu modeldir. Atlamalı Dallara Ayrılan (Düzensiz/Karma) Programlama Modeli Leiris tarafından geliştirilen bu modelde, programda yer alan her öğrenme biriminin özelliğine göre doğrusal ya da dallara ayrılan model uygulanabilmektedir (Keser, 1997) Programlı Öğretimin Sınırlılıkları *Her derste ve konuda uygulanamaz. *Duyuşsal ve psikomotor hedeflerin kazandırılmasında etkisizdir. *Gerekli araçları temin etmek pahalı olabilir. *Gerekli materyallerin hazırlanması uzmanlık ister. Programlı Öğretimin Yararları *Öğrenci kendi hızında öğrenir. *Öğretmenlere zaman kazandırır. *Hem okul içinde hem de okul dışında kullanılabilir. *Zaman açısından ekonomiktir. 2009-KPSS Öğretimin bireyselleştirilmesi ve hatanın en aza indirilmesinin amaçlandığı durumlarda, Skinner’in pekiştirme ilkelerini temel alan “programlı öğretim” yaklaşımının kullanılması önerilir. Bu öğretim yaklaşımının en önemli yararı aşağıdakilerden hangisidir? A) Öğrencileri öğrenmeye güdülemesi B) Öğrenmeyi bütünden parçalara doğru gerçekleştirmesi C) Sınıfta kalma kuralını kaldırması D) Dönüt ve düzeltmeyi hemen yapması E) Öğrenmeyi parçalardan bütüne doğru gerçekleştirmesi 2
© Copyright 2024 Paperzz