Foresight, Altyapıya Küresel Bir Bakış - Mart 2014 (PDF

FORESIGHT
21. Sayı – Mart 2014
2014’ün yükselen trendleri
Önümüzdeki 5 yıl içerisinde altyapı
dünyasını değiştirecek trendler
FORESIGHT
Altyapıya Küresel Bir Bakış
2012 yılında yaşanan pek çok zorluk, 2013’te de devam etmiştir. Bununla birlikte,
hükümetlerin piyasaya proje sunamaması, bu zorluklar arasındaki en önemli konu
olma özelliğini sürdürüyor. Kamuda sürdürülen tartışma ilerleme gösterdi ve altyapı
hakkındaki söylemler daha tutarlı bir hal almaya başladı. İnsanların halen ellerini
ceplerine atma konusundaki isteksizliklerine karşın kamuda altyapı çalışmalarına daha
fazla para aktarılmasına dair bir fikir birliği söz konusu. Ancak, 2014’te karşılaşılacak
önemli güçlükler, bir sonraki kritik adımı atmak ve sağlam bir geliştirme hattından
tedarik, inşa ve son olarak faydaların hissedileceği operasyonlara kadar projelere ilişkin
iş akışını geliştirmek olacaktır.
Foresight’ın bu özel sayısında, KPMG’nin dört Küresel Altyapı lideri (Nick Chism,
James Stewart, Julian Vella ve Stephen Beatty), 2013 tahminlerini gözden geçirmek ve
önümüzdeki 5 yıl içinde altyapı sağlama yöntemlerini değiştirmesi beklenen birtakım
ilave trendleri ana hatlarıyla belirlemek için John Kjorstad ile masaya oturuyor.
1 Foresight / Şubat 2014
Artan nüfus, talebi de yükseltir
2014 yılında ilerlemenin yolu icraattan geçecektir. Hükümetler,
artan talebin ilerisinde olmayı planlıyorlarsa derhal aksiyon
almalı ve yatırım kararlarını almalıdırlar. 2014 yılını 7,2 milyar
insanla karşıladığımız göz önünde bulundurulduğunda, altyapı
ihtiyacının hiçbir zaman yok olmayacağı ve nüfus artışıyla
doğru orantılı bir seyir izleyeceği açıkça görülebilir. Birleşmiş
Milletler, dünya nüfusunun 2025 yılına kadar bir milyar kişi
daha artarak 2050 yılına kadar 9,6 milyar civarına ulaşacağını
tahmin ediyor.
Kentleşme, gelişmekte olan ülkelerde bir standart halini
almıştır ve söz konusu ülkelerin çoğu bunun için yetersiz bir
donanıma sahiptir. Nüfus yoğunluğunu Asya, Afrika ve Latin
Amerika’nın zenginleşmekte ve genişlemekte olan orta
sınıflarının oluşturduğu ve hızlı bir şekilde büyüyen şehirler, söz
konusu bölgelerdeki altyapı ihtiyacını daha da artıracaktır. Öte
yandan, insanları şehrin yoksul semtlerinin dışına çıkarmak da
eşit derecede önemli bir öncelik teşkil etmektedir. Altyapıya
yönelik yatırımların nasıl karşılanacağına ilişkin herhangi bir
belirsizlik, projelerin gelişim hattında daha da ileriye gitmesi
gerekirken bulunduğu gelişme aşamasında tıkanıp kalmasıyla
sonuçlanmaktadır.
Yatırım büyüme getirir
Tüm dünya, altyapının ekonomik büyümeye açılan bir kapı
olduğuna inanıyor. 2013 yılının sonunda, KPMG Global
Başkanı ve CEO’su Michael Andrew, “Altyapı Devrimi”nin
çok yakın zamanda olacağı yorumunda bulundu. Dünya
Bankası, altyapı yatırımlarında yüzde 10’luk bir artışın, toplam
çıktıda yüzde 1’lik bir artışla sonuçlandığını hesaplamıştır.
İhtiyaç çok büyüktür. Asya büyük olasılıkla, temel altyapı
yatırımı için 2030 yılına kadar 11 trilyon ABD dolarına ihtiyaç
duyacaktır.1 Sahraaltı Afrika’da bankalarca finanse edilebilir
projelerin tedariki, istikrarlı bir artış göstermiş ve bu bölge
Uluslararası Finans Kurumu’nun (IFC) altyapı kredisi sağladığı
en geniş bölge haline gelmiştir.
Avrupa ve Kuzey Amerika dışındaki yeni piyasalar, altyapı
alanında faaliyet gösteren uluslararası kurumlar için
büyümeye yönelik bir odak noktası haline gelmiştir. Şirketler,
daha hızlı gelişmekte olan bölgelerde proje geliştirmek ve
malzeme satışı yapmak için geleneksel piyasalarının sınırlarını
genişlettikçe, ihracat kredisi, bölgesel kalkınma ve diğer çok
taraflı finans kuruluşları tarafından desteklenen rekabet,
Asya, Afrika ve Latin Amerika üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Kazançlı küresel piyasalara Japon, Güney Koreli ve Çinli
yatırımcılardan artan bir sermaye çıkışı gözlemledik ve bunun
2014 yılı ve devamında da sürmesini bekliyoruz.
2013’ten gelen ancak henüz gerçekleşmemiş olan
trendlerden biri, uzun vadeli hedefleri ve kullanım ömrü
değerini daha iyi anlamak için yeni altyapı modellerinin
ortaya çıkmasıdır. Varlık sahipliği trendler bölümünde
çeşitlendirilerek ana hatlarıyla belirtilmesine rağmen,
gelecekte projelere ilişkin gelir kaynaklarını etkili bir
biçimde genişleten pek çok yeni fon sağlama mekanizması
göreceksiniz. Yeni fon sağlama ve finansman modellerinin
gelişimi yavaş ilerlemektedir. Kurumsal borç piyasası, tahmin
edilenden daha az bir gelişim göstermiştir. Yatırım yapılabilir
projeler beklenen ölçüde bir artış gösterirse, finansal
piyasalardaki kapasite büyük baskı altına girecektir. Bu
durum, nükleer enerji ve yüksek hızlı tren hattı gibi kompleks
yatırımlara yönelik finansman ihtiyacıyla birleştiğinde yeni
modellerin ortaya çıkması zorunlu hale gelecektir.
2014’ten sonra gelişecek elektrik santralleri
Küresel ekonominin gelişen güçlü firmaları henüz altyapıda sektöründe dinamo değildirler; ancak onların da günü gelecektir.
İşte 2014’ten sonra izlenecek piyasalara yönelik kısa bir analiz:
Brezilya
Brezilya 2014 Dünya Kupası’na
yaklaşırken stadyum, ulaşım ve
kentsel yenilenmeye yoğun bir yatırım
yaptı. Ülke aynı zamanda Rio de
Janeiro’da gerçekleştirilecek 2016
Olimpiyatları’na da hazırlandığı için bu
etkileyici ölçü ve hızdaki kamu yatırımı,
yakın gelecekte de devam edecektir.2
Asıl zorluk, uluslararası yatırımcılar
uygulanması öngörülen piyasa
reformlarını beklerlerken bu ivmeyi
daha geniş bir altyapı programına
aktarmaktır.
Afrika
Afrika’da altyapı yatırımı için hızla
gelişen pek çok pazar mevcuttur.
Son on yılda gerçekleşen kaynak
patlamasının ardından kıtadaki pek çok
ülke uzun vadeli siyasal ve ekonomik
istikrarın keyfini sürüyor. Ucuz elektrik
ve temiz su, hemen ardından gelen
eğitim ve sağlık hizmeti sorunlarıyla
birlikte ele alınması gereken kritik
sorunlar olarak başı çekmeye devam
ediyor. Bununla birlikte, küresel
ekonomideki rolünü genişleten Nijerya,
Kenya ve Güney Afrika gibi ülkelerle
kıtanın durumunun son yıllarda iyiye
gittiği çok açık.
http://www.linkedin.com/today/post/article/20131211014357-265091024-10-trends-that-will-affect-business-in-2014?trk=mp-reader-card
1
http://www.linkedin.com/today/post/article/20131211014357-265091024-10-trends-that-will-affect-business-in-2014?trk=mp-reader-card
http://www.austrade.gov.au/Export/Export-Markets/Countries/Brazil/Industries
1
2
2 Foresight / Şubat 2014
2014’ten sonra gelişecek elektrik santralleri
Hindistan
Özel yatırımlar için sağlam bir iç
piyasa oluşturan Hindistan da altyapı
konusunda önemli taahhütlerde
bulundu. Ancak, ülke şu anda 5 yıllık
geleceğini şekillendirecek kritik 2014
seçimiyle karşı karşıya. Söz konusu
siyasal belirsizlikle halk seçimden
sonrasına bakmaya çalışıyor. Yeni
hükümetin, durulan Hindistan
ekonomisine eski seyrini kazandırmak
üzere güçlü bir etkiyle iktidara
gelmesi bekleniyor. İş hassasiyeti ve
büyüme öncesi politik reformların
hükümet tarafından iyileştirilmesi
ve bürokrasinin bu konuda daha hızlı
kararlar alması beklentisindeyiz. En
büyük etki de büyük olasılıkla altyapı
alanında görülecektir. 2015 yılı,
elektrik, otoyol, liman ve havaalanları
başta olmak üzere altyapı sektöründe
gerçekleştirilecek çok sayıda projenin
yılı olabilir.
Çin
Çin kendi altyapısı için büyük
yatırımlarda bulundu ve bu kapasitesini
artık uluslararası arenaya ihraç ediyor.
Ülkenin etki alanı genişlemeye devam
ediyor. Ülke, diğer yabancı kuruluşlarla
birlikte yatırım yapma konusunda
daha büyük bir istek göstererek dışa
yatırımla daha işbirlikçi bir yaklaşım
geliştirdi. Ancak, yurt içi PPP (kamu
özel ortaklığı) projelerine ilişkin
görüşmeler ilerledikçe tünelin sonunda
bir ışık görünmeye başlamasına
rağmen yabancı şirketler için Çin’deki
altyapıya yönelik yatırım fırsatları sınırlı
ve zorlayıcı oluyor.
Altyapı küresel bir hikayedir
Yorumlarımızın, sektörün 2014 yılında karşılaşacağı ana trend ve fırsatlara yönelik yeni bir perspektif sunmasını umuyoruz. Söz
konusu trendleri ve etkilerini daha detaylı şekilde görüşmek için yerel KPMG altyapı ekibiyle irtibat kurmanızı öneririz.
Nick Chism
Kamu ve Altyapı
Küresel Başkanı
3 Foresight / Şubat 2014
James Stewart
Küresel Altyapı
Başkanı
Julian Vella
Asya Pasifik Küresel
Altyapı Direktörü
Stephen Beatty
Kuzey ve Güney
Amerika ve Hindistan
Küresel Altyapı
Direktörü
Önceki yıldan devam eden ve geçerliliğini
2014’te de sürdürecek olan trendler
Geçtiğimiz yıl, altyapı dünyasını değiştiren 10 adet trend belirledik. Sektörün evrim geçiren yapısını
yansıtmak amacıyla, 2014 listemizi oluştururken hem geçerliliğini korumakta olan hem de yeni ortaya
çıkan ve bu yıl boyunca etkisini gösterecek olan trendleri ortaya koymaya çalıştık.
Trend
1
Ödemeyi halk yapacak; peki ne kadarını karşılayabilecek?
Altyapıya daha fazla fon ayrılmalı; bunun için de pek çok
yöntem mevcut. En yaygın yöntemler ise yol geçiş ücretleri,
vergiler, toplu taşıma ücretleri ve harçlardır. Hükümetler
maliyet yükünü son kullanıcıya aktarmaya çalıştıkça ve maliyet
azaltmalar daha keskin bir şekilde belirginleşmeye devam
ettikçe altyapıya yönelik finansman gücü önemli bir sorun
olmaya devam ediyor.
Gelişime ilişkin örnek incelemeleri
Kanada
Toronto’da, bir yerel yönetim tarafından
düzenlenen ve aynı zamanda özel
sektör tarafından desteklenen bir
sanayi komitesi, yoğunluk azaltıcı
ulaşım iyileştirmelerine fon sağlamak
için bölgeye ait benzin fiyatlarını ve
kurumlar vergisi oranını yükseltmeyi
önerdi.3 Bu öneri, Birleşik Krallık’taki
London Crossrail için kullanılmakta olan
yapıya benzemektedir. Londra’daki
örnek kapsamında Avrupa’nın en
büyük konstrüksiyon projesine ilişkin
devam eden çalışmanın bir bölümü için
bir işletme katkısı ve kamusal altyapı
vergisi ile fon sağlanmaktadır. Dünyanın
her yerinde kamu yetkilileri, altyapı
inşa maliyetlerini bundan doğrudan
olarak en çok faydalanacak kişilere
sürdürülebilir bir biçimde devretmenin
yaratıcı yollarını arıyor.
Amerika
Birleşik
Devletleri
Kaliforniya Eyalet Valisi Jerry
Brown, eyaletin 68 milyar ABD
Doları tutarındaki yüksek hızlı tren
hattı projesine fon sağlamak için
bir emisyon üst sınırı ve ticareti
programından yararlanmayı teklif
etti.4 Yaratıcı düşünceye ilişkin bir
başka örnek de özel sektörün istasyon
iyileştirmesi ile sunulan ekonomik
fırsatın farkına varma konusunda
şehirlere yardım etmesidir. Eskiden
istasyon iyileştirmelerine ilişkin
maliyeti, ray firmaları karşılıyordu;
şehir planlamacıları artık, “şehrin
yoksul bölümlerini” faydalı mülklere
ve toplumsal yatırımın doğru bir
şekline dönüştüren yenilenme ve ticari
gelişmeyi teşvik etmek istiyorlar.
Artan hane içi elektrik ücretleri ve enflasyonun üzerinde
seyreden tarife yükselişleri, altyapı maliyetlerine ilişkin kamu
farkındalığını artırdığından 2014’te zorlayıcı politik kararların
alınması gerekiyor. Toparlanan ekonomilerde tüketiciler halen
kendilerini darda hissediyor ve geçinmeye çalışıyorlar. Buna
karşın, Hindistan ve Nijerya gibi daha hızlı gelişen piyasalardaki
büyüyen orta sınıf, söz konusu ülkelerde altyapıyı daha makul
fiyatlı bir hale getiriyor ve yeni hizmet sunum modellerinin
önünü açıyor.
Artan talebi karşılama ve fon sağlama dengesini istenilen
duruma getirme (altyapının nasıl karşılanacağı) konusundaki
çabalarında pek çok hükümet, bunu yalnız başaramayacağını
kabul etmiş durumda. İşte burada devreye, potansiyel
çözümleri proaktif bir şekilde belirleyerek destek
sağlayabilecek olan özel sektör giriyor. Aynı zamanda iletişim
de önemli bir rol oynuyor. Hükümetler ve medya halen, fon
sağlama ve finansman arasındaki farkla uğraşmaya devam
ediyor. Halkın söz konusu nüansı kavramasını sağlamak,
tartışmayı ileri bir seviyeye taşıyacaktır.
Gelişen altyapının uzun vadeli fayda ve değerini doğru şekilde
yansıtmak için özellikle altyapının tüm geniş çaplı ekonomik
etkilerini analiz eden ve ekonomik büyüme ile arasındaki
kritik bağlantıyı sağlayan daha fazla küresel çalışma yapılması
gerekir. Kamusal altyapı için harcanan paranın performansına
yönelik daha geniş bir görünürlük elde etmek istedikleri için
sağlam veriler hükümetlere, yatırım yapma konusunda daha
fazla güven aşılayacak; bu da halkın politik kararların alınma
sürecine daha fazla güven duymasını sağlayacaktır. Bu durum,
hem hesap verme sorumluluğu ile altyapıya ilişkin toplumsal
tartışmaların kalitesini artıracak, hem de daha uzun vadeli bir
bakış açısı kazandıracaktır.
http://www.theglobeandmail.com/news/toronto/panel-recommends-gas-tax-hike-to-help-fund-toronto-area-transit/article15910196/
http://www.latimes.com/local/la-me-cap-budget-20140113,0,6446379.column#axzz2qGjiFR5E
3
4
4 Foresight / Şubat 2014
Trend
2
Projelerin duyurulması
Tüm dünyada duyurulan çok sayıda proje vardır ancak
projelerin çoğu gelişim ve onay aşamalarında tıkanmış
durumdadır. Uzmanlar, projeleri hızlandırmanın ve tedarik
aşamasına sokmanın yeni yöntemlerini keşfettikçe özellikle
sıfırdan yatırım fırsatlarının ilerleme kaydetmesi bir hayli zor
olmuştur.
benzeri bir uzun vadeli sermaye hedefleyen yeni İngiliz devlet
teminatı planını tanıttı.
Politika ve altyapı
Birleşik
Krallık
2013 yılında KPMG tarafından 165 mühendislik ve inşaat
firmasının küresel yöneticileriyle yapılan görüşmede
katılımcıların yüzde 66’sı, hükümetlerin altyapı planlarının
piyasa büyümesi üzerindeki en büyük faktör olduğunu ifade
etmiştir. Genel bir yatırım programı kapsamında projelerin
önceliklendirilmesi hususunu daha da vurgulayan, ulus,
eyalet ve kent seviyesinde çok daha fazla altyapı planıyla
karşılaştık.
Çok taraflı kurumlar ve diğer kamu sektörü finans kuruluşları
devreye girdi ve desteğini artırdı. Örneğin, Asya Kalkınma
Bankası bir projenin gelişim aşaması sırasında alabileceği
desteğe daha fazla odaklanabilmek için sözleşme modelini
tamamen değiştirdi. Latin Amerika ve Afrika’da kalkınma ve
finans kuruluşları, gelişen piyasalardaki fizibilite çalışmalarını
ve gelişimin diğer başlangıç aşamalarını desteklemek için
proje geliştirme kredileri sağladı. Avrupa’da ise Avrupa
Yatırım Bankası kurumsal yatırımcıları bir gaz depolama
tesisinin inşası için İspanya’da Proje Tahvili İnisiyatifi’ni
uygulamaya geçirdi ve Infrastructure UK (Birleşik Krallık
Trend
3
Gelecek halen şehirlerde
2014’te evrilmeye devam eden bir diğer 2013 trendi
ise, ulusların ekonomik faaliyetlerinin çetin sınavı olarak
Gelişime ilişkin örnek incelemeleri
Hindistan
“Altyapı ve politika birbirinden ayrılmalı
mı?” sorusu, pek çok ülkede yaygın
olarak tartışılan bir konudur ve çok
az ülke bu konuda etkili bir çözüm
üretebilmiştir. Çin ve Singapur gibi
güçlü siyasal rejimlere sahip ülkeler,
istikrarlı ve uzun vadeli planlamanın
avantajlarından yararlanıyorlar. Birleşik
Krallık’ta Olympic Delivery Authority
(Olimpik Hizmetler Kurumu) Başkanı
Sir John Armitt, uzun vadeli altyapıyı
planlamak ve büyük projelerin siyasi
sürtüşmelerden etkilenmesini
engellemek üzere Britanya’nın
bağımsız bir komisyon kurması
gerektiğini belirterek 2013 yılı Eylül
ayında bir altyapı İnceleme planlaması
oluşturmuştur.5 Bu sağlam tavsiye,
ironik bir şekilde raporun gölge
hükümet tarafından devreye sokulduğu
bilgisiyle suya düştü.
Olağanüstü bir öngörüyle, gelişime
yönelik koordineli bir bölgesel
yaklaşım ihtiyacının farkına varan
eyalet hükümeti tarafından 1975
yılında Mumbai Metropolitan Bölgesel
Kalkınma Kurumu (“MMRDA”)
kuruldu. Kurum, altyapı geliştirme
planları hazırlama, politika ve
programları formüle etme, projeleri
hayata geçirme ve bölgedeki doğrudan
yatırımlara destek olma konularında
öncü bir rol oynuyor. Kurum, kiralanan
değerli ve geniş arazilere sahip,
Buralardan elde edilen gelir daha sonra
altyapı projelerini finanse etmekte
kullanılmaktadır. MMRDA’in ana
odak noktası, toplu taşıma yatırımları
ve etkileri vasıtasıyla kentin bir
ucundan diğer ucuna olan bağlantıyı
güçlendirmektir.
kentlere yoğunlaşmaktır. Gelişmekte olan pek çok ülkede bir
standart haline gelen kentleşme ile birlikte şehirlerin gitgide
daha büyük bir önem kazanması, bölgesel ve hatta ulusal
yönetimler için bir kez daha altyapı gelişimine yönelik gündemi
yönlendirmektedir.
Bu konudaki tartışma, teknolojinin yönlendirdiği akıllı şehirlere
ilişkin modaya uygunluk kavramından kentsel dokuya işlenmiş
geçerli konut ve istihdam fırsatları içeren sağlam planlama
uygulamasına kayıyor. Etkili ve verimli kentsel çevreler
oluşturma, sürdürülebilirlik, güçlü ulaşım bağlantıları ve yüksek
bir yaşam kalitesi sağlamak, konunun tam merkezinde bulunan
birleşik bir tartışmadır.
Mavi brandalar, uzun vadeli bir çatı kaplama çözümü değildir.
Hükümetler, gecekondu semtlerinden ve kontrolden çıkmış
kentleşmeden kaçınmak için üç kilit unsura odaklanmalıdır:
daha küçük şehirler (mega şehirlerin aksine uydu kentler),
iş-yaşam dengesinin korunması ve kırsal ekonominin
geliştirilmesi.
Ekonomik büyüme ile bağlantılar daha iyi bir şekilde anlaşıldığı
sürece altyapı, şehirlerde kritik bir rol oynamaya devam
edecektir. Bu, işleri daha uygun maliyette ve daha hızlı
bir şekilde halletmek için daha çok fon sağlama modelini
keşfeden şehir planlamacılarının en önemli gündem
maddelerinden biridir. Geliştirme programları, uzun vadeli fon
sağlamayı garantilemek ve etkili becerileri projeden projeye
aktarmayı teşvik etmek için daha koordineli bir hal almaya
başlıyor.
http://www.yourbritain.org.uk/uploads/editor/files/The_Armitt_Review_Final_Report.pdf
5
5 Foresight / Şubat 2014
Trend
4
Yetenek savaşı artık daha belirgin
Hükümetler projeleri sunmakta daha başarılı oldukça proje
yöneticilerine, mühendislere ve diğer altyapı beceri gruplarına
talep daha da artacaktır. 2014 yılında icraata yapılan vurguyla
yetenek savaşı bugün 12 ay öncesine kıyasla daha çok problem
haline geldi ve durum daha da kötüye gidecek.
Sorun yeteri kadar iyi ele alınmıyor ve bu nedenle dünyanın
amaçlarını gerçekleştirme ve gitgide büyüyen altyapı zorluklarını
karşılama konusunda ortaya çıkan en büyük engellerden biri
olarak kalmaya devam edecektir.
Ülkelerin, doğru becerileri eğitimle destekleyerek ve teşvik
ederek insanlara yatırım yapması gerekiyor.
Geçen yıl da vurguladığımız gibi, hedeflenen eğitim programları,
kurumsal ve akademik kampüslerde tesis ediliyor. Bu sırada Çin
gibi başarılı ülkeler kendi yeteneklerini uluslararası arenada ihraç
etmeye bel bağlıyor. Altyapı alanında gitgide büyüyen bir liderlik
ve beceri eksikliği söz konusu; bazı ülkelerin kapasite geliştirme
ve bunu ileriye taşıma anlamında diğerlerinden daha proaktif bir
tutum içinde oldukları aşikar.
Gelişime ilişkin örnek incelemeleri
Birleşik
Krallık
Crossrail 2011’de, Londra’da, İngiliz hükümeti
tarafından desteklenen Tunnelling and
Underground Construction Academy’yi (TUCA)
açtı.6 Crossrail, inşa aşamasının ortasında
olmasına karşın geliştirici, şehir için planlanan
tünel ve yeraltı inşa çalışmasının eşi benzeri
görülmemiş bir çalışma olduğunun ve az bulunan
benzersiz bir beceri grubu gerektirdiğinin farkına
vardı. TUCA, önümüzdeki on yıl içinde çığır açması
beklenen Thames Tideway Tunnel (Thames Gelgit
Kanalı) ve High-Speed 2 (Yüksek Hızlı Hat 2) gibi
büyük projelerle olağanüstü bir öngörü sergilerken
aynı zamanda da sağlam ve uzun vadeli bir duruş
sergilemektedir.
Hindistan
Hızla büyüyen ekonomiler, iyi eğitimli ve kalifiye iş
gücüne duyulan ihtiyacı karşılayamama zorluğuyla
karşı karşıya. Hindistan, çok yakında dünyanın
çalışan kuşak (15-45) nüfusunun üçte birine sahip
olacak ve dolayısıyla küresel bir iş gücü tedarikçisi
haline gelecek.7 2013 yılında Hindistan hükümeti,
20 ayrı bakanlık, 35 yerel yönetim ve özel sektöre
yayılmış beceri geliştirme gayretleriyle bu çabaları
koordine etmeyi ve National Skill Development
Agency’yi (“NSDA”) kurmayı amaçladı.8 NSDA, iş
standartları gelişimi ve sektör beceri konseyleriyle
söz konusu beceri eksiğini gidermeye çalışıyor.
Aynı zamanda, 2008 yılında kurulan National Skill
Development Corporation (NSDC) tarafından
yürütülen faaliyetlere de rehberlik ediyor.
NSDC’nin amacı, kar amaçlı büyük mesleki
kuruluşlara fon sağlayarak ve bunların açılmasını
kolaylaştırarak beceri gelişimini teşvik etmektir.
Yetkisi, kalite güvence, bilgi sistemleri ve
eğitmen akademileri gibi destek sistemlerine
doğrudan veya ortaklıklar yoluyla fırsat sunmaktır.
http://www.crossrail.co.uk/careers/tuca
http://www.skilldevelopment.gov.in/
8
http://nsdcindia.org/
6
7
6 Foresight / Şubat 2014
Hindistan, IIT (Hindistan Teknoloji Enstitüsü) ve
IIM (Hindistan Yönetim Enstitüsü) gibi uzman
akademik kurumlar tesis ederek beceri açığına
eğilen akademik ortaklıklar konusunda zengin
bir tarihe sahiptir. Son yıllarda hükümet, çeşitli
bakanlıklarla bu enstitüleri desteklemiştir. Bunlar
arasında öne çıkan örneklerden birkaçı, Petrol
Bakanlığı’na bağlı Rajiv Gandhi Petrol Teknolojileri
Enstitüsü ve İnsan Kaynağı Geliştirme Bakanlığı
tarafından desteklenen Hindistan Bilgi Teknolojileri
Enstitüsü’dür. Rajiv Gandhi Ulusal Havacılık
Üniversitesi’nin Sivil Havacılık Bakanlığı tarafından
devamlı olarak geliştirilmesiyle bu gelenek,
2014’te de devam etmektedir.
2014 yılında etki yaratması beklenen yeni yükselen trendler
Trend
1
Varlık mülkiyeti çeşitleniyor
Tarihe bakıldığında, nadir istisna ile devletlerin altyapı ürünlerinin
esas sahipleri olduklarını görürüz. Son 20 yılda özelleştirme
programları mülkiyeti, genellikle kısmen pasif hissedarlardan
oluşan bir grup tarafından yönetilen özel şirketlere devretmiştir.
Doğrudan emeklilik fonu yatırımcıları ve alt yapı yatırımları için
özel fonların belirmesiyle yeni bir stratejik uzun vadeli finansal
yatırımcı ve varlık yöneticisi türü ortaya çıktı.
Bu trend özellikle, küresel kuruluşlardan sınır ötesi yatırımın
yükselişte olduğu Avustralya, Kanada ve Birleşik Krallık gibi daha
oturmuş özel yatırım altyapı piyasalarında fark edilmektedir.
Ancak ana yatırımcılar ikincil piyasalara giriş yaptıkça bu trendin,
diğer piyasalara da yayılmasını bekliyoruz. Uzun vadeli al/
tut yatırımcıları; altyapı fonları, geleneksel sahipler ve daha
kısa odaklı özel sermaye yatırımcılarıyla birlikte piyasa payı
oluşturdukça mülkiyet, bilinmeyen sonuçlarla çeşitlenmektedir.
Bu çeşitlilikte Pazar yapısının bir adım önünde olmaya çalışmak,
hükümet ve düzenleyici kuruluşları zorlayacaktır.
7 Foresight / Şubat 2014
Varlık çeşitliliğinin olumlu yanı ise daha güçlü bir rekabet ortamı
ve daha iyi bir varlık yönetimi getirecek olmasıdır. Yeni yapı
sahipleri, yatırım portföylerinde daha aktif bir rol oynamak istiyor
ve hem operasyon hem de sermaye verimliliğini sürdürmek
üzere altyapı yönetim uzmanları istihdam ediyorlar. Uzun
vadeli yatırımcılar bir projenin kullanılabilir ömrünü maksimum
seviyeye çıkarmaya çalıştığı için bu durumun daha iyi bakım ve
daha uzun ömürlü kullanım sağlaması gerekiyor.
Ortaya çıkan bu yeni varlık yöneticisi türü, belirli proje risklerine
ilişkin artan bir farkındalıkla geçen yıl altını çizdiğimiz esneklik
planlamasını daha iyi kavramalıdır. 2013 yılı maalesef, altyapının
kullanılabilirlik ve performansını etkileyen hem doğal hem de
insan işi felaket örneklerine sahne olmuştur. Değerli varlıkları
felaketlerin yarattığı etkiden korumak, ekonomik ve politik
istikrar açısından kritik rol oynamaya devam etmektedir. Bu
durum, yapı sahipleri ve benzer şekilde hükümetler için devamlı
bir sorun olacaktır.
Trend
2
Enerji geleceğe dönüyor
Enerji üretimi ve dağıtımı geleneksel olarak büyük elektrik
şirketleri ve tekelci işletmelerin kontrolü altında olmuştur. Model
son derece basittir: toplu olarak elektrik (talep edilenden biraz
daha fazla) üret ve bunu tüketicilere dağıt. Doğal bir biçimde
sektör bir düzene girdi ve bir şirket ne kadar ucuz elektrik
üretirse o kadar çok para kazanır hale geldi. Bu da, çok büyük
elektrik santralleri ve toplu dağıtımın gelişimine yol açtı: Etkili
olduğu için nükleer, yakması ucuz olduğu için kömür, esnek
olduğu için gaz ve hem güvenilir hem de uzun ömürlü olduğu
için hidrolik santraller geliştirildi.
Daha sonra sıralama, yenilenebilir enerji, rüzgar santralleri,
güneş panelleri, karbonsuz biyokütle üretimi ve verimliliğe dayalı
akıllı şebekeler şeklinde devam etti. Yeni teknolojiler, ortam
değişiminin aciliyeti oyunu değiştirecek inisiyatifleri destekleyen
politik aksiyonun alınmasını gerektirdiği için geleneksel iş
modellerine meydan okur hale geldi.
Bu iki deneyimden öğrendiğimiz ise enerjinin olmazsa olmaz
olduğudur. Kömür ve gaz yakıtlı elektrik santralleri, rüzgar
santralleri ve solar projelerle birlikte var olacaktır. Akıllı şebekeler
piyasaya sürülecek ve enerji kaynakları parçalanıp çeşitlendikçe
Trend
3
yeni dağıtım türleri, şirketler ve perakendeciler piyasayı
çalkalamaya başlayacaktır.
2014 yılında pek çok uzun vadeli enerji sağlama sözleşmesine
ve yavaş küresel ekonomik iyileşme ve yüksek ücretli ödenekler
için erozyona uğrayan politik destek, enerjinin daha ucuz ve
geleneksel formlarını uygun bulacaktır. Kömür oldukça verimli
ve batı ekonomileri dışında dünyanın hemen hemen her yerinde
yeni neslin muazzam bir parçası olmaya devam edecektir.
Kaya gazı, uluslararası enerji piyasalarında büyük ekonomik
bozulmalara neden olmuştur ve Kuzey Amerika’daki yeni
nesil gelişimleri değiştirmeye devam edecektir. Birleşik Arap
Emirlikleri’nden Birleşik Krallık’a kadar hükümetler, nükleer
enerjinin peşinden koşmaya devam edecektir ve büyük ölçekli
hidro enerji santralleri, enerji talebi ile atıl kaynakların birlikte
var olduğu coğrafyalarda cazibesini koruyacaktır. Bu sırada,
karbon yakalama ve depolama bugün artık 10 yıl önceki kadar
bir gerçeklik teşkil etmemektedir. Ortam değişikliği politik
gündemi tekrar canlandırsa da 2014 yılında yatırım kararlarını
yönlendirecek faktörler maliyet ve ekonomi olmaya devam
edecektir.
Şeffaflık gündemin üst sıralarına yükseliyor
Yolsuzluk her ülkeyi etkiler. Büyüme arayışındaki küresel
yatırımcılar, yeni piyasalara giriyor ve yeni risklerle karşılaşıyor.
Bir kültür içinde yapılan bir iş, diğer bir kültürde yasa dışı
addedilebiliyor. Siyah ya da beyaz olması gereken şey genellikle
gri olarak karşınıza çıkar. Bu yalnızca tedarikle ilgili değil, piyasa
gücünün potansiyel suiistimalini (tekel), ortamın bozulmasını ve
benzeri durumları da içinde barındırır.
Bu karmaşıklığı yönetmek; hükümetlerin, yatırımcıların ve
danışmanlarının 2014’te karşılaşacağı pek çok zorluktan biri
olacaktır. Yolsuzluk (geniş bir tanımla), yatırım ihtiyacı ve nasıl
yatırım yapılacağı konusunda bir fikir birliği geliştirmenin ve
altyapı yatırımını cazip kılmanın önündeki engellerden biridir.
Yolsuzluğa karşı tutumlar kuvvetlenmektedir. Bu, altyapıda daha
fazla şeffaflık için politik gündemi yönlendiren paranın karşılığını
gösterme ihtiyacını da beraberinde getirir.
Yolsuzluğun sayısız gizli tehlikesi vardır. En basit şekliyle,
altyapıyı daha da pahalılaştırır ve daha olağanüstü durumlarda
suç teşkil edecek davranışlara yol açabilir. Son zamanlarda
en az iki büyük küresel altyapı şirketinin adı, yolsuzluk krizine
karışmıştır. Bu yalnızca daha fazla şeffaflık faktörünün bir
boyutudur. Potansiyel projelerin yararlarından bahsederken
altyapı yatırımına ilişkin daha güçlü bir iş örneği oluşturmak için
şeffaflık son derece önemli bir faktördür.
Teknolojinin hızı arttıkça ve altyapı ile olan ilişkimiz geliştikçe
şeffaflık ve veri erişimi faktörleri daha da önem kazanacaktır.
Özel sektör ve hükümetler, altyapı performansı ile ilgili olarak her
zamankinden daha fazla veri toplamaktadır.
8 Foresight / Şubat 2014
Bununla birlikte, önemli veri ve bilgi analizlerinin piyasada gerçek
anlamda bir rol oynaması bekleniyor. Gelecekte, altyapıyı daha
iyi bir şekilde planlamak, sağlamak, işletmek ve sürdürmek
için veri ve analizleri bir araya getiren ve bunları etkin biçimde
kullanan kişilerle karşılaşmamız oldukça muhtemeldir. Veri artık
sadece oluşturulduğunda veya depolandığında değerli değildir.
Verinin gerçek değeri, açıklık ve şeffaflık sağlamak üzere doğru
analizleri kullanarak çıkarımlar yapıldığında ortaya çıkar.
FORESIGHT
Altyapıya Küresel Bir Bakış
Altyapının karmaşık dünyasında sıcak
gündem maddeleri ve sektör “dedikoduları”
devamlı olarak değişmektedir. Foresight:
Altyapıya Küresel Bir Bakış, sektörün ve
müşterilerimizin karşılaştığı birtakım sıcak
gündem maddelerini, trendleri ve sorunları
ele aldığımız bir makale serisidir.
Geçmiş Sayılar
ABD’nin toplu taşıma varlıklarının en
iyi şekilde kullanılması
Foresight’ın bu sayısında Scott Rawlins,
Liam Kelly ve James Ray, eyalet ulaştırma
yetkililerinin, ellerindeki varlıkları etkili bir
yönetim ve seçici dış kaynak kullanımı
yoluyla nasıl daha düşük bir maliyette
kullanabileceklerini tartışıyor.
Brezilya limanları herkese açık
Foresight’ın bu sayısında Mauricio Endo,
27 kamu limanını ihaleye açan Brezilya’nın
liman sektöründeki kapasite ve etkinliği
artırmaya yönelik çabalarını ele alıyor.
Altyapı borç piyasalarının çöküşü ve
yeniden doğuşu
Foresight’ın bu sayısında Darryl Murphy,
altyapı varlıklarına yönelik çeşitli proje
finansman modellerini ele alıyor ve
gelişim hattındaki potansiyel fırsatlara
ilişkin öngörülerde bulunuyor.
Varlık yönetimine yeni bir bakış:
ISO 5500x
Foresight’ın bu sayısında Daniel Pairon ve
Rodney Nelson, operasyon verimliliğini
yükseltip maliyeti düşürerek fiziksel
varlıkları daha etkili biçimde yönetmenin
ve daha uzun vadeli değer sağlamanın
yollarını ele alıyor.
İletişim:
İsmail Önder Ünal
Ayşegül Derya
Engin Ölmez
KPMG Türkiye İnşaat Sektör Lideri
Denetim, Şirket Ortağı
KPMG Türkiye İnşaat Sektör Yöneticisi
Denetim, Kıdemli Müdür
KPMG Türkiye İnşaat Sektör Yöneticisi
Denetim, Kıdemli Müdür
T: + 90 312 491 72 31
T: + 90 232 464 20 45
T: + 90 216 681 90 00
E: [email protected]
T: + 90 216 681 90 00
E: [email protected]
T: + 90 312 491 72 31
E: [email protected]
kpmg.com
Bu dokümanda yer alan bilgiler genel içeriklidir ve herhangi bir gerçek veya tüzel kişinin özel durumuna hitap etmemektedir. Doğru ve zamanında bilgi sağlamak için çalışmamıza rağmen, bilginin alındığı
tarihte doğru olduğu veya gelecekte olmaya devam edeceği garantisi yoktur. Hiç kimse özel durumuna uygun bir uzman görüşü almaksızın, bu dokümanda yer alan bilgilere dayanarak hareket etmemelidir.
KPMG International Cooperative bir İsviçre kuruluşudur. KPMG bağımsız şirketler ağının üye firmaları KPMG International Cooperative’e bağlıdır. KPMG International Cooperative müşterilerine herhangi bir
hizmet sunmamaktadır. Hiç bir üye firmanın KPMG International Cooperative’e veya bir başka üye firmayı üçüncü şahıslar ile karşı karşıya getirecek zorlayıcı yada bağlayıcı hiçbir yetkisi yoktur.
© 2014 Akis Bağımsız Denetim ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik A.Ş., KPMG International Cooperative’in üyesi bir Türk şirketidir. KPMG adı ve KPMG logosu KPMG International Cooperative’in
tescilli ticari markalarıdır.
KPMG ve KPMG logosu ile “cutting through complexity” KPMG International’ın tescilli ticari markaları veya markalarıdır.