Dilimiz, en değerli varlığımız. Millî bilincimiz üzülerek belirtmeliyim ki hızla yozlaşmaktadır. Yıllardır süregelen bu yozlaşma günümüzde dehşet verici boyutlara ulaşmıştır. Bunu tetikleyen en büyük neden içimizdeki aşağılık kompleksi ya da Batı özentisidir bence. Çok acıdır ki yabancı sözcükler kullanmak ya da Türkçe sözcükleri yabancı sözcüklere benzetmeye çalışmak çoğu insan tarafından seçkinlik olarak algılanmaktadır. Türkçenin yozlaşması, iki biçimde karşımıza çıkmaktadır. Birincisi Türkçe sözcüklerin yabancı sözcükler gibi yazılmaya çalışılması ya da saçma sapan şekillerde kısaltılmasıyla, ikincisi dilimize yabancı dillerden özellikle İngilizceden giren sözcüklerle... 1)Bir batı ülkesinde, Dükkanlara ve çocuklara yabancı isim vermenin yasak oldugunu… 2)Türkçenin on bin yıllık geçmişi ile dünyanın en eski ve en ütetken bilim dili oldugunu… 3)Dildeki bu hızlı yozlaşma ile, Gelecekte şuursuz,kişiliksiz,geri kalmış çoçuklara sahip olacagımızı… 4)Büyük bir ulusu yok etmek için önce Dilin yok edildiğini… Dilimizi yozlaştıran belki de en büyük neden insanların Türkçe sözcükleri doğru kullanamaması, yabancı sözcüklere benzetmeye çalışıp kendi sözcüklerimizi katletmesidir. Bazıları bunu cahilliğinden yapsa da çoğu vatandaşımız, özellikle gençlerimiz gerek özensizlik, gerek vurdumduymazlık, gerekse bunu bir marifet sanmalarından böyle bir hataya düşmektedir. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte insanlar iletişimde olabildiğince az şey yazarak en çok şeyi anlatma derdine düştüler. Dolayısıyla internet ağzı denen saçma sapan bir dil ortaya çıktı. Bunun en açık örneği ünlü harfleri kullanmadan yazmaya çalışma yanılgısıdır. Bu başta çok masumca görünebilir, yalnızca mesaj atarken ya da internette sohbet ederken bunu kullanan insanlar olabilir belki; fakat bu durum, gün geçtikçe alışkanlık hâline gelmekte ve bizlere sözcüklerin aslını unutturmaktadır. Bütün bunları engellemek için hepimizin biraz daha duyarlı ve bilinçli olması şarttır; çünkü, dilini kaybetmiş bir milletin, milli benliği de kaybolmuş demektir. Türkçenin Yozlaşması “Web, trend, dejenerasyon, dijital, şov, printer…” Bu kelimeler bizlerin farkında olmadan günlük konuşmalarımıza sıkıştırdığımız yabancı kelimelerden sadece birkaçı. Kulağımız o kadar alışmış ki bu sözcüklere nerdeyse yakında bu kelimelerin Türkçe olduğunu düşünmeye başlayacağız. Hepsinin Türkçe karşılıkları olmasına rağmen bunlardan hiç biri tam olarak dilimize yerleşmemiş. Yabancı sözcüklerin Türkçenin içinde kullanılması ve giderek bu sözcüklerin kalıplaşması dilimizin yozlaşmasındaki önemli etkenlerden biri. Ayrıca dile yeteri kadar özen gösterilmemesi, yabancı dile olan merak ve yabancı dilde yapılan eğitim de Türkçenin yozlaşmasına ve kirlenmesine sebep olan diğer faktörler. Tüm bu etkilerin altında aslında bizlerin toplum olarak anadilimize yeteri kadar sahip çıkmadığımız gerçeği yatıyor. Toplumun en önemli iletişim öğesi olan medyanın Türkçeye gereken özeni göstermemesi dilimizdeki yozlaşmanın en önemli sebeplerinden biridir. Medyanın dil konusunda yeterli özeni göstermemesi sadece dilimizi yozlaştırmakla kalmaz, toplumu da geri çeker. Gerek haber spikerleri olsun gerek köşe yazarları olsun ne kadar geniş bir kitleye hitap ettiklerini unutup kendilerine has özensiz bir dil kullanarak seyircilere yada okuyuculara ulaşıyorlar. “Kimi zamanda bazı köşe yazarları, okura sempatik görünmek uğruna günlük dildeki yozlaşmaları köşelerine taşımakta ve böylece bu bozulmayı pekiştirmekte. “oha falan oldum.” deyişinin son günlerde gazete ve dergi köşelerinde sık sık kullanılması bu konudaki en somut örnek.”(Kongar,2) Bu tip örnekler sadece yazılı basında değil görsel basında da kendini göstermektedir;“. Her dil, kendisine göre bir yapı ve işleyiş düzenine sahiptir. Dilin bu yapı ve işleyiş düzenine, “dil bilgisi” veya “gramer” adı verilmektedir. “Yozlaşma” kavramını, dilin işte bu kendi yapı ve işleyişinde görülen bozulmaları, düzensizlikleri anlatmak üzere kullanıyoruz. Dilde yozlaşma, dilin işleyiş özellikleri olan geçerli kurallarını bir tarafa atıp dili gelişigüzel kullanarak, yapı ve işleyişindeki kuralların işlemez hale getirilmesi, dilin işleyiş özelliklerini kaybedip bozulmasıdır. türkçenin yozlaşması ile ilgili örnekler 1)Bu yazıyı yazma ihtiyacını, televizyonda izlediğim bir programda, ‘start almak’ diye bir kelime öbeğini gördükten sonra hissettim. 2)Neden yabancı start almak kelimesi yerine başlamak kelimesini kullanmıyoruz. Daha mı zor geliyor Türkçe konuşmak? Yoksa İngilizce daha mı havalı? İngilizce konuştuğumuzda karşı taraf bizi daha mı iyi anlıyor? 3)Televizyondan bir örnek daha vereyim: Dizayn.Dizayn yerine tasarım kullansak… Zor mu gelir bize? Daha mı çekici dizayn kelimesi? 4)Mesela çok sevdiğimiz internet cafeler… Biz bu ‘cafe’yi ’kafe’ diye okuyoruz. Böyle okuyarak Türkçeyi katlettiğimizin farkında değil miyiz? O zaman cafeyi cafe diye okuyalım Türkçeyi katletmek yerine İngilizceyi katledelim. 5)Beğenmediniz mi? O zaman cafeyi kafe şeklinde yazıp okunuşunu değiştirmeyelim. 6)Bir de ekstra kelimesi var ya da extra mı yazmalıyız? Bunun yerine fazladan yazsak… Çok bir kaybımız olur mu? Bence olmaz ama… 7)Sonra birde hiç hoşlanmadığım centre ve ya center kelimesi var. Gelin biz bunun yerine merkez kelimesini kullanalım. Çok zor olmasa gerek… Alışveriş center yerine, alışveriş merkezi kullanmak daha akıllıca değil mi? Kulağa daha hoş gelmiyor mu? Dil, bir toplumun kültürünü ve karakterini yansıtan önemli varlıktır. Dilimizin gelecek nesillere aktaracagımız koca br miras, Ancak bunun bilinçsizliği dili yazlaştırmamıza neden oldu. Lâf arasına sokuşturduğumuz ybancı kelimeler ve düşünclerimizi kısa yoldan nasıl anlatırız fikri, dilimizin basitleşmesine yol açtı. Üstüne üstlük bir de mantıksızlık eklenince, dilin yok olmasındaki tehlike farkında olmadan had safhalara ulaştı. Dilde yozlaşma, dilin işleyiş özellikleri olan geçerli kurallarını bir tarafa atıp dili gelişigüzel kullanarak, yapı ve işleyişindeki kuralların işlemez hale getirilmesi, dilin işleyiş özelliklerini kaybedip bozulmasıdır. Gençlerin özenti kesimi tarafından yozlaştırılan güzel Türkçemiz unutulmakta ve yanlış kullanılmaktadır. Türkçenin yozlaştırılması da özünden uzaklaşmasına ve bozulmasına neden olmaktadır.Türkçenin yozlaşması ilk olarak dükkan, market ve iş yerlerinin İngilizce olarak adlandırılmasıyla başlamıştır. Bu da batı dillerine özenmemize neden olmuştur. Son yıllarda telefonla mesajlaşmanın çoğalması ve internetin bilinçsiz kullanımı sonucu dilimiz, kelimeler değiştirilerek hatta gereksiz harf eklenerek yozlaştırılmaya başlanmıştır. Özellikle genç kesimin kullandığı anlık mesajlaşma programları ve bazı sosyal siteler bu yozlaşmanın temeli olmuştur. Daha hızlı yazmak için kelimelerden harf çıkartılarak yapılıyordu. Örnek verecek olursak: Tamam, ne haber, selam gibi kelimeler tmm, slm, nbr şeklinde yazılıyordu. Fakat şimdi kısaltmak yerine daha da uzatılarak Türkçe karakterlerden olan ş, ç harfleri sh, ch, j şeklinde değiştiriliyor. Son olarak harflerin yerine rakam koyarak yazma gibi saçma sapan bir alışkanlık çıktı. A harfi yerine benzer olan 4 rakamını yazmak bu bozulmanın en basit örneği. Dilimizi yozlaştıran Türk gençleri bu yozlaştırma merakından en kısa sürede arınmazsa ve özentiliği bırakıp özüne dönmezse, bu özenti sadece dilimiz ile kalmayıp kültürümüzü, benliğimizi hatta beynimizi etkileyecektir.Lütfen konuşurken ve yazarken Türkçeyi doğru kullanmaya dikkat edelim. Kültürümüz, benliğimiz için. Ne yazık ki günümüzde gelişen yabancı özenticiliği sayesinde ortaya çıkan kültür kirliliği kendini göstermiş ve tıpkı diğer yönlerde olduğu gibi dilimizi de zaman içinde kirletmeye başlamıştır. Dilimizde ki bu yabancılaşma ve yozlaşma öyle bir boyuta ulaşmış ki günümüzde artık birçok kişi ''tamam'' kelimesi yerine dahi ''ok'' demeye başlamış ve birçok alanda kendi öz dilini kullanmak yerine yabancı kökenli kelimeleri kullanmaya yönelmiştir. Özellikle son yıllarda gelir düzeyi yüksek semtlerde kullanılan argoyla karışık İngilizce-Türkçe arası bir dil Türkiye'de Türkçe den uzak bambaşka yabancı bir kitlenin oluşmasını sağlamıştır. Öte yandan oluşan bu öteki Türkiye'de sırf dikkat çekmek adına kullanılan yabancı sözcüklerde Türkçenin yozlaşmasındaki en çarpıcı örneklerden biridir. Maalesef televizyonlarda yapılan kalitesiz programlarda Türkçeyi kirleten en önemli faktörlerin başında gelmektedir. Sevgili dostlar, dil bir ülkenin birliğinin ve bağımsızlığının en önemli simgesidir. Türkiye'de dilin kullanımı konusunda ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu konuda toplum hayatında önemli bir yere sahip olan yazılı ve görsel medya'nın da Türkçe konusunda hassas olması beklenirken ne yazık ki dilin düzgün kullanıma çok az önem vermesi ve son derece üzücü bir tablodur. AD:YENER AYDIN ÜNVAN: KÜTÜPHANE MEMURU ZİYA GÖKALP ORTAOKULU. ÖGRETMENLER: PINAR OCAKLI NECİFE ÇİNİTAŞ GÜLTEN KILIÇ
© Copyright 2024 Paperzz