TÜRK ZEKA VE STRATEJİ OYUNU MANGALA Mangalanın popülerliği artıyor Sultan Süleyman'ın Şehzade Mustafa ile oynadığı Mangala oyununun populerliği artıyor. Tarihi araştırmalar Mangala oyununun Sakalar, Hunlar ve Göktürkler döneminde oynandığı gösteriyor. 2009 yılı itibariyle T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Türk zeka ve strateji oyunu olarak tescil edilen ve 2010 yılı itibari ile de T.C. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullarda da oynanması ve kulüplerinin kurulması uygun bulunan Mangala oyununun yakın gelecekte federasyonunun kurulması için çalışmalar yapılıyor. Mangala oyununu, her yaştan ve kültürden insanın rahatlıkla oynanabilmesi, popülerliğini koru masına katkı sağlıyor. Araştırmacı Philip Townshend'e göre bir toplumda, insanlarda en çok beğeni len ve örnek alınan niteliklerden şu yedisi Mangala oyunuyla ilgilidir: 1-Kurnazlık, 2-Uyanıklık, 3-Önceden görme, 4-Esneklik, 5-Direnme, 6-Sağgörü, 7-Bellek. Günümüzde Mangala oyununun gençler arasında yaygınlaştırılması için, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne bağlı Gençlik Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından 81 ilde Mangala turnuvaları düzenleniyor. Turnuvanın birincilerinin katılımıyla her yıl gerçekleştirilen ve bu yıl 2.cisi Antalya'da düzenlenecek olan organizasyon 17-24 Nisan 2011 tarihlerinde gerçekleştirilecek. Mangala Nasıl Oynanır? Mangala Türk Zeka ve Strateji Oyunu iki kişi ile oynanır. Oyun tahtası üzerinde karşılıklı 6'şar adet olmak üzere 12 küçük kuyu ve her oyuncunun taşlarını toplayacağı birer büyük hazine bulunmakta dır. Mangala Oyunu 48 taş ile oynanır. Oyuncular 48 taşı her bir kuyuya 4'er adet olmak üzere dağıtırlar. Oyunda her oyuncunun önünde bulunan yan yana 6 küçük kuyu, o oyuncunun bölgesidir. Karşısında bulunan 6 küçük kuyu rakibinin bölgesidir. Oyuncular hazinelerinde en fazla taşı biriktirmeye çalışırlar. Oyun sonunda en çok taşı top layan oyuncu oyun setini kazanmış olur. Oyuna kura ile başlanır. Oyunda 4 ana temel kural vardır. 1.TEMEL KURAL: Kura neticesinde başlama hakkı kazanan oyuncu kendi bölgesinde bulunan istediği kuyudan 4 adet taşı alır. Bir adet taşı aldığı kuyuya bırakıp saatin tersi yönünde, yani sağa doğru her bir kuyuya birer adet taş bırakarak elindeki taşlar bitene kadar dağıtır. Elindeki son taş hazinesine denk gelirse,oyuncu tekrar oynama hakkına sahip olur.Oyuncunun kuyusunda tek taş varsa, sırası gel diğinde bu taşı sağındaki kuyuya taşıyabilir.Hamle sırası rakibine geçer. Her seferinde oyuncunun e linde kalan son taş oyunun kaderini belirler. 2.TEMEL KURAL: Hamle sırası gelen oyuncu kendi kuyusundan aldığı taşları dağıtırken elinde taş kaldıysa, rakibinin bölgesindeki kuyulara da taş bırakmaya devam eder. Oyuncunun elindeki son taş, rakibinin bölgesinde denk geldiği kuyudaki taşların sayısını çift sayı yaparsa (2,4,6,8 gibi) oyuncu bu kuyuda yer alan tüm taşların sahibi olur ve onları kendi hazinesine koyar. Hamle sırası rakibine geçer. 3.TEMEL KURAL: Oyuncu taşları dağıtırken elinde kalan son taş, yine kendi bölgesinde yer alan boş bir kuyuya denk gelirse ve eğer boş kuyusunun karşısındaki kuyuda da rakibine ait taş varsa, hem rakibinin kuyusundaki taşları alır, hem de kendi boş kuyusuna bıraktığı taşı alıp hazinesine koyar. Hamle sırası rakibine geçer. 4.TEMEL KURAL: Oyunculardan herhangi birinin bölgesinde yer alan taşlar bittiğinde oyun seti biter. Oyunda kendi bölgesinde taşlarını ilk bitiren oyuncu, rakibinin bölgesinde bulunan tüm taşları da kazanır. Dolayısıyla, oyunun dinamiği son ana kadar hiç düşmez. Mangala Oyunu 5 set olarak oyna nır. Oyunu kazanan oyuncu (1) puan, kaybeden (0) puan ve berabere bitiren oyuncular yarım (0,5) puan alır. Hazırlayan:Hasibe KARAGÖNLÜ 8/B FAIR PLAY NEDİR ? Fair Play, sporda kurallara uymaktan da öte belli bir davranış tarzını sergileyen bir terim. Rakibe saygı ve ona fizyolojik ve psikolojik açıdan zarar vermeme özentisidir. Rakip, bir düşman olarak değil, oyunun bir parçası olarak görülür ve yoğun mücadelede bile rakibin onuruna saygı duyulur. Fair Play, oyunda hileye ve şiddete başvurmamak anlamına da gelmektedir. Dürüst oyun, dürüst davranış olarak ifade edilmekle birlikte gerçek anlamı etik üstü davranıştır. Etik davranış, kuralları her konuda dürüstlükle ve saygıyla uygulamak demektir. Fair Play ise tüm bun ların üstünde kişisel çıkarları ve hırsları bastırarak yaşamda üstün insan ruhunu ortaya koymaktır. Fair Play ödülleri ülkemizde Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nce her yıl Mayıs ayı içinde Olimpiyatevi’nde düzenlenen törenle verilir. TMOK Fair Play Komisyonu’nca yürütülen çalışmalarda, yı lın son ayında yurt çapında başlatılan taramalar Mart - Nisan aylarına kadar devam etmekte, Nisan ayında toplanan Büyük Jüri, ‘Sportif Davranış’, ‘Sportif Kariyer’ ve ‘Sportif Tanıtım’ dallarında Türkiye Fair Play Ödülleri’ni kazananları belirlemektedir. ‘Büyük Ödül’, ‘Şeref Diploması’ ve ‘Kutla ma Mektubu’ olarak dağıtılan ödüller, önceki yıllarda ‘Toplumsal’ ve ‘Sportif’ olarak iki kategoride sürdürül müş olup, günümüzde ‘Sportif’ kategoride verilmektedir. Türkiye Fair Play Ödülü’nü kazananlar arasından birçok isim, sergiledikleri davranışlar, yaptıkları çalışmalar ve verdikleri hizmetlerle Dünya Fair Play Konseyi ve Avrupa Fair Play Birliği tarafından da 1983 yılından bu yana Dünya ve Avrupa ödülleri ile onurlandırılmışlardır. Fair-Play’in başlıca kuralları şöyledir: 1-Oyun kurallarına uymak. 2- Rakibi oyunun bir parçası olarak görmek. 3- Oyun koşullarında şans eşitliğini kollamak. 4- Kazanınca zaferi kötüye kullanmamak, yenilince sonuca ve kazanana saygı göstermek. Hazırlayan:Ömer Mert YUMRA 8/B SPOR YAPMANIN SAĞLIĞA FAYDALARI NELERDİR? Spor Yapmak Ne Kadar Önemlidir Sağlıklı bir yaşam için ne yapmalıyız beslenmeden başlayan uyku düzeni ve daha bir çok gereklilik arasında ön plana çıkan spor hakkında bilinmesi gereken bir çok ayrıntı bulunmakta.Spor yapmanın sağlık açısından önemi tartışılmayacak konular arasındadır. Bu nedenle herkes kendi tarzını belirleye rek günlük küçük egzersizlerin yanı sıra spor dallarına yönelmelidir. Özellikle küçük yaşlarda başla dığında gelişimi olumlu yönde etkileyen spor yapmanın sağlık açısından faydaları, sağlıklı bireylerin oluşmasını sağlayacaktır.Spor yapmanın Faydalarını Maddeler Halinde sizlerle paylaşıyoruz. SPOR YAPMANIN FAYDALARI 1) Spor, doğru ve yeterli solunum sağlar.Bu sayede kan tarafından beyne ve tüm organlara yeterli oksijen taşınır. 2) Spor, terleme vasıtasıyla vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olur. 3) Spor, el ve ayakların orantılı, doğru kullanılmasını sağlar. İnsana dik bir duruş temin ederek, hareketlerine esneklik ve zarafet kazandırır. 4) Güç geliştirme sporu, vücut için çok önemli olan büyüme hormonunun (GH) düzenli üretilmesine ve bu hormonun tetiklenmesiyle devreye giren pek çok hormonun da üretilerek vücudun sağlıklı işlemesine yardımcı olur. 5) Spor deriye ve saça kan pompalayarak sağlıklı ve genç görünmenize yardımcı olur. 6) Spor, kas ve kemik yapısının zaman içinde zayıflamasını engellemesi özelliği ve hormon üretimi ne katkısıyla en etkin yaşlanmayı önleyici etkendir. 7) Sporcular zor hastalanır, çabuk iyileşirler ve doğa şartlarına dayanıklıdırlar. 8) Spor, stresi kovar, psikolojik rahatlama sağlar. Sporcuların kendilerini mutlu hissetmeleri yalnızca psikolojik değil aynı zamanda biyolojik etkilerin sonucudur. 9) Spor, dikkat ve konsantrasyon gelişimine katkıda bulunur. 10) Spor, yaktığı enerji ve kaslanma nedeniyle daha fazla besin tüketimini gerektirir. Bu nedenle sporcu ne eksik ne de fazla yiyerek sağlıklı bir diyet geliştirebilir. Şişmansa zayıflar, zayıfsa kilo alır. Hazırlayan:Hilal ÖZCAN 8/B SPOR DALLARI BULMACA Aşağıdaki bulmacada gizlenen spor dallarını bulunuz. FİTNESS ARTİSTİK BUZ PATENİ BUNGE JUMPİNG BUZ HOKEYİ MASA TENİSİ MOTOR SPORLARI SNOWBOARDİNG BOWLİNG KARETE HENTBOL MARATON KAYAK OKÇULUK HALTER ATLETİZM KAYKAY KRİKET KÜREK LAKROS PARAŞÜT ATICILIK AT YARIŞI BADMİNTON BASKETBOL BEYZBOL SOKAK KIZAĞI JUDO JİMNASTİK DAĞCILIK DALGIÇLIK YAĞLI GÜREŞ FUTBOL SÖRF SU TOPU GOLF GÜREŞ RAFTİNG RUGBY B M O T O R S P O R L A R I A K I F E S R T B J İ M N A S T İ K U M K İ B A E R U T E K V A N D O M Ç A R T U R S İ N K V E B O K S N R U R İ N Z T K A G A O K J U D O I A R A K E H İ R T E Y L S U T O P U F T T E S O S İ L J A E Y E L K E N T M O T S K T M O U K Y İ S Ö R F Z İ A N N D E İ C N M N B L A K R O S N K L I A Y K Y U P Z O Ç G Ü R E Ş G A A K L PATEN İ B A M İ O L B E Y Z B O L Y T A G N U Ğ A N K K A Y K A Y A A A I R I S Z L S G Ç B İ L A R D O N Ğ C E Ç N P I A P U A T L E T İ Z M I I T L ESKRİM TEKVANDO TENİS TRİATLON UÇURTMA KAYAĞI UZAKDOĞU SPORLARI VOLEYBOL YELKEN O A G T A L A T Y A R I Ş I A L E I W T Ü E R U B A S K E T B O L I S K B E R N A K B İ S İ K L E T H K E İ O N E İ Ş B A D M İ N T O N L I V M BİLARDO BİSİKLET BOKS A İ Ş S Ü T E N İ S K Y P A T E N H R P U İ T D A Ğ C I L I K D A S E A D O N H E N T B O L A R U G B Y R L İ K Ü R E K S O K A K K I Z A Ğ I T N F U T B O L E V İ B O W L İ N G E G U Z A K D O Ğ U S P O R L A R I R SERVET TAZEGÜL Servet Tazegül (d. 26 Eylül 1988, Nürnberg), Olimpiyat, Dünya ve Avrupa şampiyonu Türk tekvandocudur. Kars'ın Basgedikler Köyü Almanya'ya göç eden Azerbaycan Türkü kökenli bir ailenin çocuğu olarak Nürnberg'de dünyaya geldi. 68 kiloda 2011 Dünya şampiyonu olmuştur. Ayrıca turnuvanın en değerli sporcusu seçilmiştir. Servet Tazegül, 2008 Pekin Olimpiyatları erkekler 68 kg tekvando bronz madalya maçında Perulu rakibi Peter Lopez'i yenerek Olimpiyat üçüncüsü olmuş ve bronz madalya almıştır. 2012 Londra Olimpiyatları'nda sırası ile rakipleri Terrence Jennings, Hryhorii Husarov, Mar tin Stamper ile yaptığı 3 maçı kazanarak aynı kategoride İranlı Mohammad Bagheri Motamed' ile final maçına çıkmış ve maçı 6-5 kazanarak altın madalyanın sahibi olmuştur. Hazırlayan :Meral TUNCER Beden Eğitimi Öğretmeni 18 Mart 2014 Çanakkale Zaferinin 99.yıl Dönümü Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın, Bu toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın, Bir vatan kalbinin attığı yerdir. Çanakkale Savaşı Dünyanın en güçlü donanmaları ile itilaf kuvvetlerinin Çanakkale boğazını önce denizden sonra da karadan zorla geçmek istemelerine karşı Türk milletti kendisinden kat kat üstün düşman ordusu karşısında tarihinin en kahraman savunmalarından birini daha gerçekleştirdi.Çanakkale muharebelerini değerlendirirken Türkün dünya tarihinde eşi bulunmayan bir kahramanlık örneği sergilediği görülecektir. Birinci Dünya Savaşı’nda en büyük kahramanlık destanını Çanakkale’de Mehmetçik yazdı. 1354 ‘te Rumeli’ye geçen Türk milleti 561 yıl sonra Avrupa ve Ön Asya’dan atılmak üzere Gelibolu Yarım adasına sıkıştırılır. Çekilecek başka yeri de yoktur. Ya yok olup bitecektir , ya da sonuna kadar direnip , anavatanını savunacaktır. Çelik namlulara karşı etten ve kemikten bir set oluşturulur. Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasından iki ay sonra 10 Ağustos 1914 ‘ te Goben ve Breslawisimli iki savaş gemisi, Akdeniz’de İngiliz donanması ile savaşır ve Çanakkale Boğazı önlerine gelir. Osmanlının kötü kaderi böylece başlar. Gemilerin direklerine Türk bayrağı çekilir askerlerin kıyafetleri Türk asker kıyafetleri ile değiştirilir. Dünya kamu oyuna bu iki geminin Almanya’dan satın alındığı ve Yeni adlarının Yavuz ve Midilli olduğu duyurulur. Mürettabatıdeğişmeyen bu iki gemi Osmanlıyı Birinci Dünya savaşına sokmak amacıyla Karadeniz’e açılır. Rusların Karadeniz sahilindeki Limanlarını bombalar. Osmanlı da savaş bombasının fitilini böylece ateşler. Tarih 18 Mart 1915 Amaç: Dünyanın en güçlü donanmasını oluşturan İngiliz ve Fransız Donanmaları Çanakkale Boğazını geçip Osmanlının başkenti İstanbul’u işgal ederek Osmanlıyı savaş dışı bırakmaktır. Amiral De Roberk komutasındaki mağrur armada 18 Mart 1915 Perşembe sabahı saat11.30 da saldırıyı başlatır. Nusret mayın gemisinin Boğaza gizlice döşediği mayınlara ve Türk topçusunun isabetli atışı karşısında İngiliz ve Fransız donanmasının zırhlı gemileri Bouvet, İrresisteble,Ocean ve onlarca yardımcı gemiyle birlikte binin üzerinde askerini boğazın serin sularına gömerek geri çekilir. geldi de kanlı muharebeler göğüs göğse Çanakkale’yi deniz yolundan muharebeler başladı. geçemeyeceklerini anlayanlar şanslarını bir İşte bu Türk’ün anladığı dildendi.Bundan seferde karadan denemek istediler.Yenilgiyi sonra mert dayanır namert olan içlerine sindirememişlerdi.Bu niyetlerle kaçardı.Gencecik asteğmenler ileriye Gelibolu yarım adasına hınçla atıldılar.Düşmanı kutsal vatan topraklarına çullandılar.Karaya ayak basmadan önce de sokmamak için kanlı çarpışmalara hep ön Türk mevzilerini bombaladılar. Çünkü onlar safta katıldılar.Türkün yenilmezliği muharebe deyince bunu anlıyorlardı.Ama Çanakkale’ningeçilmezliği ispat sıra elbette piyadenin süngüsüne gelecekti, edilmeliydi.Kahramanlarımız bu azimle direttiler,birbirlerinin cesetlerine basarak düşman üzerine yürüdüler. Kanlı muharebeler göğüs göğse muharebeler başladı.Efsanevi kahramanlıklarla her günü şerefli birer destan olarak geçen Çanakkale Savaşı’nın 18 mart günü cereyan eden kısmı ayrı bir cengaverlik manzarası arz eder. Çanakkale Savaşları'nın temel ağırlık noktasını, Mustafa Kemal oluşturmuştur. Mustafa Kemal Çanakkale Savaşları başlamadan kısa bir süre önce 2 Şubat 1915'te Tekirdağ'da yeni kurulacak olan 18'uncu Tümen Komutanlığına atanmıştır. Derhal göreve başlayan Mustafa Kemal, o tümeni kısa bir zaman içinde savaşa hazır. Seçkin bir tümen haline getirmiştir. Fakat kısa bir zaman sonra Mustafa Kemal bu bölgeden alınarak, tümeni ile birlikte Bigalı köyüne çekilmiştir. Mustafa Kemal, düşmanın Gelibolu çıkarmasına kadar, yani 25 Nisan 1915'e kadar orada yedek kuvvet olarak kalmış, fakat Arıburnu taarruzu başlar başlamaz, kendi insiyatifi ve teşebbüsü ile emir beklemeden, Arıburnu'na yetişerek taarruza geçmiştir. Düşmanı Koca Çimentepe'de durdurarak, yarımadanın tahliyesine kadar düşmanın ilerlemek için yaptığı bütün taarruzları ve şiddetli hücumları erimeye mahkum etmiş ve Türk'ün yiğit mehmetçiği Çanakkale'de sanki etten ve kemikten bir kale yaratmıştır. Bu savaşta ,bütün savaşlardan farklı bir savaş malzemesi görülmüştür. Bu da "İNANÇ"tır. Topa, tüfeğe, üstün kuvvete, çeliğe karşı dimdik duran ve kafa tutan bir inanç kendini göstermiştir. Mustafa Kemal'in "size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında, yerinizi başka kuvvetler ve kumandanlar alabilir." dediği bu savaşlarda, herkes öldürmek ve ölmek için düşmana atılmıştır. Mustafa Kemal, bu savaşı "bu öyle alelade bir taarruz değil, herkesin muvaffak olmak veya ölmek arzusuyla harekete geçtiği bir taarruzdur" diye ifade etmiştir. Burada meşhur 57'inci Alay, hiç kurtulmamacasına Mustafa Kemal'in emrine uyarak tamamen şehit olmuştur. Nitekim çeşitli milletlerden meydana gelmiş, düşman askerleri, yapışıp, kaldıkları Arıburnu'nun yalçın yamaçlarından bir adım bile ileri atamamışlardır. Öncelikle İstanbul'u tehdit eden düşmanın Gelibolu Yarımadası’na yaptığı bu taarruzu Kocaçimentepe'de durduran Mustafa Kemal, bu başarısından dolayı haklı olarak Albaylığa yükseltilmiştir. 6-7 Ağustos 1915'te Türk askerini yandan, yani Anafartalar'dan çevirmek isteyen Klıchner ordusu da bu bölgenin Grup komutanlığına atanan Mustafa Kemal'in 10 Ağustos günü ayağının tozunu silmeden giriştiği karşı taarruz sonucunda eriyip gitmiştir. Mustafa Kemal bu savaş sırasında göğsünden bir şarapnel parçası ile yaralanmış, fakat kalbi üzerindeki saat kendisini mutlak bir ölümden kurtarmıştır. Bu savaşların akabinde 17 Ağustos'ta Kireç tepe Zaferini 21 Ağustos'ta 2'nci Anafartalar Zaferini kazananMustafa Kemal, düşmanı büyük hezimete uğratarak Çanakkale Muharebelerinin kaderi belirlemiş, 9 Ocak 1916'da düşman, Türk topraklarından geri çekilmek zorunda kalmıştır. Bu kanlı muharebeleri bizzat yönetmiş olan Gazi Mustafa Kemal ;Ruşen Eşref Ünaydın’a duygularını şöyle anlatıyordu.”Biz ferdi kahramanlık sahneleri ile meşgul olmuyoruz.Yalnız size Bomba Sırtı vakasını anlatmadan geçemiyeceğim ,karşılıklı siperler arasında ki mesafe sekiz metre yani ölüm muhakkak birinci siperlerin hiç biri kurtulamamacasına hepsi şehit düşüyor.İkincilerde onların üzerlerine gidiyor. Fakat ne kadar şayan-ı bir itidal ve tevekkülle biliyormusunuz öleni görüyor ,üç dakikaya kadar öleceğini biliyor , en ufak bir fütur göstermiyor ,sarsılmak yok .Okuma bilenler ellerinde Kur’an-ı Kerim cennete girmeye hazırlanıyorlar.Bilmeyenler Kelime-i Şahadet getirerek yürüyorlar. Bu Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren şayan-ı hayret ve tebrik edilecek birörnektir..Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.” Çanakkale de inandıkları dava uğruna seve seve canlarını verip,kanları ile ırmaklar kemikleri ile tepeler meydana getirme pahasına Çanakkale ‘yi düşmana mezar ederek bizlere iftihar edeceğimiz şanlı tarih sayfaları ve bu güzel vatanı bırakan aziz şehitlerimizi onlara layık olabilme azmi içerisinde rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyoruz. Milletçe birlik ve kardeşlik duyguları içinde yaşadığımız, dilimizbir ,vatanımız bir ,özümüz bir,sözümüz bir dediğimiz ve milletin hakkını yemediğimiz ve yedirtmediğimiz müddetçe,istiklâlimizi aynı şekilde koruyacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır.Merhum Akif’in “Ey şehid oğlu şehid ,isteme benden makber. Sana ağuş’unuaçmış duruyor peygamber “ diyerek Yücelttiği yüz elli bin şehidin uğruna can verdiğini gören Çanakkale varlığına kasteden düşman heyulalarını birer birer yutmuş ,burada şahlanan vatan müdafaası ruhu da Kurtuluş Savaşı günlerine feyizli bir ışık tutmuştur. Milletimiz adına Atatürk ve Çanakkale’de şehit olanları bu vesile ile şükranla anıyor Allah’tanrahmet diliyoruz.Hem de vatan savunmasında güvencemiz olan Mehmetçiklere selamlarımızı ve sürekli başarı dileklerimizi sunuyoruz. 18 Mart Programımızdan; Pamukkale Travertenleri Traverten çok yönlü, çeşitli nedenlere ve ortamlara bağlı, kimyasal reaksiyon sonucu çökelme ile oluşan bir kayadır. Pamukkale termal kaynağını meydana getiren jeolojik olaylar geniş bir bölgeyi etkilemiştir. Bu bölgede sıcaklıkları 35-100 C arasında değişen 17 sıcak su alanı bulunmaktadır. Pamukkale termal kaynağı, bölgesel potansiyel içindeki bir ünitedir. Kaynak, kullanılmaktadır. antik dönemlerden beri Termal su kaynaktan çıktıktan sonra, 320 m uzunluğunda bir kanal ile traverten başına gelmekte ve buradan, 60-70 m.lik kısmi çökelmenin olduğu traverten katlarına dökülmekte ve ortalama 240-300 m. yol kat etmektedir. Kaynaktan çıkan 35.6 0C sıcaklığında, içinde yüksek miktarda Kalsiyum Hidrokarbonat bulunan suyun havadaki oksijen ile olan teması sırasında Karbondioksit ve Karbon monoksit uçarak kalsiyum karbonat çökelmekte ve traverten oluşumuna sebep olmaktadır. Çökelti ilk etapta jel halindedir. Reaksiyon kimyasal olarak; Ca(HCO3)+O2 CaCO+CO2+CO+H2O şeklindedir. Kat kat havuzcuklarında ve kat kat seddelerinde, çökelmekte olan kalsiyum karbonat, başlangıçta yumuşak bir jel halindedir. Zaman içinde sertleşmekte ve traverten olmaktadır. Ancak ziyaretçiler tarafından katlar üzerinde gezilmesi ve oynanması, henüz yumuşacık haldeki kalsiyum karbonatların ezilmesine, dağılmasına neden olmaktadır. Travertenlere termal su kontrollü olarak belirli bir program dahilinde verilmektedir. Fazla miktarda ve uzun süre aynı yere akıtılan su yosunlaşmaya ve dolayısıyla travertenlerde hoş olmayan kirliliğe sebep olmaktadır. Beyazlığın oluşumunda, hava şartları, ısı kaybı, akışın yayılımı ve süresi etkilidir. Çökelme, termal sudaki karbondioksitin havadaki karbondioksit dengeye gelinceye kadar devam etmektedir. Yerinde yapılan analizlerde, kaynak başındaki suyun karbondioksit miktarı ortalama 725mg/1 iken, suyun travertenleri terk ettiğinde bu miktar 145mg/1'e düşmektedir. Keza kalsiyum bikarbonat da benzer şekilde 1200 mg/1'den 400 mg/1'e düşmektedir. Keza Ca 576/8mg/1'e düşmektedir. Bu analiz sonucuna göre, 1lt. sudan traverten üzerine 499.9mg. CaCO 3 çökelmektedir. Bu miktar 1 1/sn. su için günde 43191g. Çökelme demektir. Ortalama yoğunluğu 1.48g/cm 3 alan kaplar. Suyun ortalama debisi 466.21/sn. olduğuna göre 13584m 2 alan beyazlatılabilecektir. Pratikte bu şartları yerine getirmek güçtür. Ancak bu teorik yaklaşıma göre yılda 1mm. kalınlığında 4.9km 2 alan beyazlatılabilir. EĞLENCE……… KİTAP TAVSİYELERİMİZ….. Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür. Kültür; okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek, zekâyı eğitmektir. (M. Kemal Atatürk) ÜNİTELERLE İLGİLİ ETKİNLİKLERİMİZ… Çocuklar, bilişsel, fiziksel ve sosyal açıdan 6 yaşına kadar gelişimlerini büyük ölçüde tamamlamış oluyorlar. Bu dönemde, kendilerini bekleyen uzun okul hayatına en iyi şekilde hazırlanabilmeleri için okul öncesi eğitim kurumlarından alacakları destek büyük önem taşıyor. Okul öncesi eğitim süresince çocuklar ilköğretime hazırlanırken, paylaşmayı, dayanışmayı, sosyalleşmeyi ve birlikte çalışmayı öğrenirler. Okul öncesi eğitimin amacı çocuklarda öğrenmeye ilgi uyandırmak ve çocuğun var olan yeteneklerini görünür kılmaktır.
© Copyright 2024 Paperzz