TÜRK ZEKA VE STRATEJİ OYUNU MANGALA Mangalanın

TÜRK ZEKA VE STRATEJİ OYUNU
MANGALA
Mangalanın popülerliği artıyor
Sultan Süleyman'ın Şehzade Mustafa ile oynadığı Mangala oyununun populerliği artıyor. Tarihi
araştırmalar Mangala oyununun Sakalar, Hunlar ve Göktürkler döneminde oynandığı gösteriyor.
2009 yılı itibariyle T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Türk zeka ve strateji oyunu olarak
tescil edilen ve 2010 yılı itibari ile de T.C. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullarda da oynanması
ve kulüplerinin kurulması uygun bulunan Mangala oyununun yakın gelecekte federasyonunun
kurulması için çalışmalar yapılıyor.
Mangala oyununu, her yaştan ve kültürden insanın rahatlıkla oynanabilmesi, popülerliğini koru masına katkı sağlıyor. Araştırmacı Philip Townshend'e göre bir toplumda, insanlarda en çok beğeni len ve örnek alınan niteliklerden şu yedisi Mangala oyunuyla ilgilidir:
1-Kurnazlık,
2-Uyanıklık,
3-Önceden görme,
4-Esneklik,
5-Direnme,
6-Sağgörü,
7-Bellek.
Günümüzde Mangala oyununun gençler arasında yaygınlaştırılması için, Gençlik ve Spor Genel
Müdürlüğü'ne bağlı Gençlik Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından 81 ilde Mangala turnuvaları
düzenleniyor. Turnuvanın birincilerinin katılımıyla her yıl gerçekleştirilen ve bu yıl 2.cisi Antalya'da
düzenlenecek olan organizasyon 17-24 Nisan 2011 tarihlerinde gerçekleştirilecek.
Mangala Nasıl Oynanır?
Mangala Türk Zeka ve Strateji Oyunu iki kişi ile oynanır. Oyun tahtası üzerinde karşılıklı 6'şar adet
olmak üzere 12 küçük kuyu ve her oyuncunun taşlarını toplayacağı birer büyük hazine bulunmakta dır. Mangala Oyunu 48 taş ile oynanır.
Oyuncular 48 taşı her bir kuyuya 4'er adet olmak üzere dağıtırlar. Oyunda her oyuncunun önünde
bulunan yan yana 6 küçük kuyu, o oyuncunun bölgesidir. Karşısında bulunan 6 küçük kuyu rakibinin
bölgesidir. Oyuncular hazinelerinde en fazla taşı biriktirmeye çalışırlar. Oyun sonunda en çok taşı top
layan oyuncu oyun setini kazanmış olur. Oyuna kura ile başlanır.
Oyunda 4 ana temel kural vardır.
1.TEMEL KURAL: Kura neticesinde başlama hakkı kazanan oyuncu kendi bölgesinde bulunan istediği kuyudan 4 adet taşı alır. Bir adet taşı aldığı kuyuya bırakıp saatin tersi yönünde, yani sağa doğru
her bir kuyuya birer adet taş bırakarak elindeki taşlar bitene kadar dağıtır. Elindeki son taş hazinesine
denk gelirse,oyuncu tekrar oynama hakkına sahip olur.Oyuncunun kuyusunda tek taş varsa, sırası gel
diğinde bu taşı sağındaki kuyuya taşıyabilir.Hamle sırası rakibine geçer. Her seferinde oyuncunun e linde kalan son taş oyunun kaderini belirler.
2.TEMEL KURAL: Hamle sırası gelen oyuncu kendi kuyusundan aldığı taşları dağıtırken elinde taş
kaldıysa, rakibinin bölgesindeki kuyulara da taş bırakmaya devam eder. Oyuncunun elindeki son taş,
rakibinin bölgesinde denk geldiği kuyudaki taşların sayısını çift sayı yaparsa (2,4,6,8 gibi) oyuncu bu
kuyuda yer alan tüm taşların sahibi olur ve onları kendi hazinesine koyar. Hamle sırası rakibine
geçer.
3.TEMEL KURAL: Oyuncu taşları dağıtırken elinde kalan son taş, yine kendi bölgesinde yer alan
boş bir kuyuya denk gelirse ve eğer boş kuyusunun karşısındaki kuyuda da rakibine ait taş varsa, hem
rakibinin kuyusundaki taşları alır, hem de kendi boş kuyusuna bıraktığı taşı alıp hazinesine koyar.
Hamle sırası rakibine geçer.
4.TEMEL KURAL: Oyunculardan herhangi birinin bölgesinde yer alan taşlar bittiğinde oyun seti biter. Oyunda kendi bölgesinde taşlarını ilk bitiren oyuncu, rakibinin bölgesinde bulunan tüm taşları da
kazanır. Dolayısıyla, oyunun dinamiği son ana kadar hiç düşmez. Mangala Oyunu 5 set olarak oyna nır. Oyunu kazanan oyuncu (1) puan, kaybeden (0) puan ve berabere bitiren oyuncular yarım (0,5)
puan alır.
Hazırlayan:Hasibe KARAGÖNLÜ 8/B
FAIR PLAY NEDİR ?
Fair Play, sporda kurallara uymaktan da öte belli bir davranış tarzını sergileyen bir terim. Rakibe
saygı ve ona fizyolojik ve psikolojik açıdan zarar vermeme özentisidir. Rakip, bir düşman olarak değil, oyunun bir parçası olarak görülür ve yoğun mücadelede bile rakibin onuruna saygı duyulur. Fair
Play, oyunda hileye ve şiddete başvurmamak anlamına da gelmektedir.
Dürüst oyun, dürüst davranış olarak ifade edilmekle birlikte gerçek anlamı etik üstü davranıştır. Etik davranış, kuralları her konuda dürüstlükle ve saygıyla uygulamak demektir. Fair Play ise tüm bun
ların üstünde kişisel çıkarları ve hırsları bastırarak yaşamda üstün insan ruhunu ortaya koymaktır.
Fair Play ödülleri ülkemizde Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nce her yıl Mayıs ayı içinde Olimpiyatevi’nde düzenlenen törenle verilir. TMOK Fair Play Komisyonu’nca yürütülen çalışmalarda, yı
lın son ayında yurt çapında başlatılan taramalar Mart - Nisan aylarına kadar devam etmekte, Nisan ayında toplanan Büyük Jüri, ‘Sportif Davranış’, ‘Sportif Kariyer’ ve ‘Sportif Tanıtım’ dallarında
Türkiye Fair Play Ödülleri’ni kazananları belirlemektedir. ‘Büyük Ödül’, ‘Şeref Diploması’ ve ‘Kutla
ma Mektubu’ olarak dağıtılan ödüller, önceki yıllarda ‘Toplumsal’ ve ‘Sportif’ olarak iki kategoride
sürdürül müş olup, günümüzde ‘Sportif’ kategoride verilmektedir.
Türkiye Fair Play Ödülü’nü kazananlar arasından birçok isim, sergiledikleri davranışlar, yaptıkları
çalışmalar ve verdikleri hizmetlerle Dünya Fair Play Konseyi ve Avrupa Fair Play Birliği tarafından
da 1983 yılından bu yana Dünya ve Avrupa ödülleri ile onurlandırılmışlardır.
Fair-Play’in başlıca kuralları şöyledir:
1-Oyun kurallarına uymak.
2- Rakibi oyunun bir parçası olarak görmek.
3- Oyun koşullarında şans eşitliğini kollamak.
4- Kazanınca zaferi kötüye kullanmamak, yenilince sonuca ve kazanana saygı göstermek.
Hazırlayan:Ömer Mert YUMRA 8/B
SPOR YAPMANIN SAĞLIĞA FAYDALARI NELERDİR?
Spor Yapmak Ne Kadar Önemlidir
Sağlıklı bir yaşam için ne yapmalıyız beslenmeden başlayan uyku düzeni ve daha bir çok gereklilik
arasında ön plana çıkan spor hakkında bilinmesi gereken bir çok ayrıntı bulunmakta.Spor yapmanın
sağlık açısından önemi tartışılmayacak konular arasındadır. Bu nedenle herkes kendi tarzını belirleye
rek günlük küçük egzersizlerin yanı sıra spor dallarına yönelmelidir. Özellikle küçük yaşlarda başla
dığında gelişimi olumlu yönde etkileyen spor yapmanın sağlık açısından faydaları, sağlıklı bireylerin
oluşmasını sağlayacaktır.Spor yapmanın Faydalarını Maddeler Halinde sizlerle paylaşıyoruz.
SPOR YAPMANIN FAYDALARI
1) Spor, doğru ve yeterli solunum sağlar.Bu sayede kan tarafından beyne ve tüm organlara yeterli oksijen taşınır.
2) Spor, terleme vasıtasıyla vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olur.
3) Spor, el ve ayakların orantılı, doğru kullanılmasını sağlar. İnsana dik bir duruş temin ederek, hareketlerine esneklik ve zarafet kazandırır.
4) Güç geliştirme sporu, vücut için çok önemli olan büyüme hormonunun (GH) düzenli üretilmesine
ve bu hormonun tetiklenmesiyle devreye giren pek çok hormonun da üretilerek vücudun sağlıklı işlemesine yardımcı olur.
5) Spor deriye ve saça kan pompalayarak sağlıklı ve genç görünmenize yardımcı olur.
6) Spor, kas ve kemik yapısının zaman içinde zayıflamasını engellemesi özelliği ve hormon üretimi ne katkısıyla en etkin yaşlanmayı önleyici etkendir.
7) Sporcular zor hastalanır, çabuk iyileşirler ve doğa şartlarına dayanıklıdırlar.
8) Spor, stresi kovar, psikolojik rahatlama sağlar. Sporcuların kendilerini mutlu hissetmeleri yalnızca
psikolojik değil aynı zamanda biyolojik etkilerin sonucudur.
9) Spor, dikkat ve konsantrasyon gelişimine katkıda bulunur.
10) Spor, yaktığı enerji ve kaslanma nedeniyle daha fazla besin tüketimini gerektirir. Bu nedenle
sporcu ne eksik ne de fazla yiyerek sağlıklı bir diyet geliştirebilir. Şişmansa zayıflar, zayıfsa kilo alır.
Hazırlayan:Hilal ÖZCAN 8/B
SPOR DALLARI BULMACA
Aşağıdaki bulmacada gizlenen spor dallarını bulunuz.
FİTNESS
ARTİSTİK BUZ
PATENİ
BUNGE JUMPİNG
BUZ HOKEYİ
MASA TENİSİ
MOTOR SPORLARI
SNOWBOARDİNG
BOWLİNG
KARETE
HENTBOL MARATON
KAYAK
OKÇULUK
HALTER
ATLETİZM
KAYKAY
KRİKET
KÜREK
LAKROS
PARAŞÜT
ATICILIK
AT YARIŞI
BADMİNTON
BASKETBOL
BEYZBOL
SOKAK KIZAĞI
JUDO
JİMNASTİK
DAĞCILIK
DALGIÇLIK
YAĞLI
GÜREŞ
FUTBOL
SÖRF
SU TOPU
GOLF
GÜREŞ
RAFTİNG
RUGBY
B
M
O
T
O
R
S
P
O
R
L
A
R
I
A
K
I
F
E
S
R
T
B
J
İ
M
N
A
S
T
İ
K
U
M
K
İ
B
A
E
R
U
T
E
K
V
A
N
D
O
M
Ç
A
R
T
U
R
S
İ
N
K
V
E
B
O
K
S
N
R
U
R
İ
N
Z
T
K
A
G
A
O
K
J
U
D
O
I
A
R
A
K
E
H
İ
R
T
E
Y
L
S
U
T
O
P
U
F
T
T
E
S
O
S
İ
L
J
A
E
Y
E
L
K
E
N
T
M
O
T
S
K
T
M
O
U
K
Y
İ
S
Ö
R
F
Z
İ
A
N
N
D
E
İ
C
N
M
N
B
L
A
K
R
O
S
N
K
L
I
A
Y
K
Y
U
P
Z
O
Ç
G
Ü
R
E
Ş
G
A
A
K
L
PATEN
İ
B
A
M
İ
O
L
B
E
Y
Z
B
O
L
Y
T
A
G
N
U
Ğ
A
N
K
K
A
Y
K
A
Y
A
A
A
I
R
I
S
Z
L
S
G
Ç
B
İ
L
A
R
D
O
N
Ğ
C
E
Ç
N
P
I
A
P
U
A
T
L
E
T
İ
Z
M
I
I
T
L
ESKRİM
TEKVANDO
TENİS
TRİATLON
UÇURTMA
KAYAĞI
UZAKDOĞU
SPORLARI
VOLEYBOL
YELKEN
O
A
G
T
A
L
A
T
Y
A
R
I
Ş
I
A
L
E
I
W
T
Ü
E
R
U
B
A
S
K
E
T
B
O
L
I
S
K
B
E
R
N
A
K
B
İ
S
İ
K
L
E
T
H
K
E
İ
O
N
E
İ
Ş
B
A
D
M
İ
N
T
O
N
L
I
V
M
BİLARDO
BİSİKLET
BOKS
A
İ
Ş
S
Ü
T
E
N
İ
S
K
Y
P
A
T
E
N
H
R
P
U
İ
T
D
A
Ğ
C
I
L
I
K
D
A
S
E
A
D
O
N
H
E
N
T
B
O
L
A
R
U
G
B
Y
R
L
İ
K
Ü
R
E
K
S
O
K
A
K
K
I
Z
A
Ğ
I
T
N
F
U
T
B
O
L
E
V
İ
B
O
W
L
İ
N
G
E
G
U
Z
A
K
D
O
Ğ
U
S
P
O
R
L
A
R
I
R
SERVET TAZEGÜL
Servet Tazegül (d. 26 Eylül 1988, Nürnberg), Olimpiyat, Dünya ve Avrupa şampiyonu Türk
tekvandocudur. Kars'ın Basgedikler Köyü Almanya'ya göç eden Azerbaycan Türkü kökenli bir
ailenin çocuğu olarak Nürnberg'de dünyaya geldi. 68 kiloda 2011 Dünya şampiyonu olmuştur.
Ayrıca turnuvanın en değerli sporcusu seçilmiştir.
Servet Tazegül, 2008 Pekin Olimpiyatları erkekler 68 kg tekvando bronz madalya maçında
Perulu rakibi Peter Lopez'i yenerek Olimpiyat üçüncüsü olmuş ve bronz madalya almıştır.
2012 Londra Olimpiyatları'nda sırası ile rakipleri Terrence Jennings, Hryhorii Husarov, Mar
tin Stamper ile yaptığı 3 maçı kazanarak aynı kategoride İranlı Mohammad Bagheri Motamed'
ile final maçına çıkmış ve maçı 6-5 kazanarak altın madalyanın sahibi olmuştur.
Hazırlayan :Meral TUNCER
Beden Eğitimi Öğretmeni
18 Mart 2014 Çanakkale Zaferinin 99.yıl
Dönümü
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Çanakkale Savaşı Dünyanın en güçlü donanmaları ile itilaf kuvvetlerinin Çanakkale
boğazını önce denizden sonra da karadan zorla geçmek istemelerine karşı Türk milletti
kendisinden kat kat üstün düşman ordusu karşısında tarihinin en kahraman savunmalarından
birini daha gerçekleştirdi.Çanakkale muharebelerini değerlendirirken Türkün dünya tarihinde
eşi bulunmayan bir kahramanlık örneği sergilediği görülecektir.
Birinci Dünya Savaşı’nda en büyük kahramanlık destanını Çanakkale’de Mehmetçik yazdı.
1354 ‘te Rumeli’ye geçen Türk milleti 561 yıl sonra Avrupa ve Ön Asya’dan atılmak üzere
Gelibolu Yarım adasına sıkıştırılır.
Çekilecek başka yeri de yoktur. Ya yok olup bitecektir , ya da sonuna kadar direnip ,
anavatanını savunacaktır. Çelik namlulara karşı etten ve kemikten bir set oluşturulur. Birinci
Dünya Savaşı’nın başlamasından iki ay sonra 10 Ağustos 1914 ‘ te Goben ve Breslawisimli iki
savaş gemisi, Akdeniz’de İngiliz donanması ile savaşır ve Çanakkale Boğazı önlerine gelir.
Osmanlının kötü kaderi böylece başlar. Gemilerin direklerine Türk bayrağı çekilir askerlerin
kıyafetleri Türk asker kıyafetleri ile değiştirilir. Dünya kamu oyuna bu iki geminin Almanya’dan
satın alındığı ve Yeni adlarının Yavuz ve Midilli olduğu duyurulur. Mürettabatıdeğişmeyen bu
iki gemi Osmanlıyı Birinci Dünya savaşına sokmak amacıyla Karadeniz’e açılır. Rusların
Karadeniz sahilindeki Limanlarını bombalar. Osmanlı da savaş bombasının fitilini böylece
ateşler.
Tarih 18 Mart 1915 Amaç: Dünyanın en güçlü donanmasını oluşturan İngiliz ve Fransız
Donanmaları Çanakkale Boğazını geçip Osmanlının başkenti İstanbul’u işgal ederek Osmanlıyı
savaş dışı bırakmaktır. Amiral De Roberk komutasındaki mağrur armada 18 Mart 1915
Perşembe sabahı saat11.30 da saldırıyı başlatır. Nusret mayın gemisinin Boğaza gizlice döşediği
mayınlara ve Türk topçusunun isabetli atışı karşısında İngiliz ve Fransız donanmasının zırhlı
gemileri Bouvet, İrresisteble,Ocean ve onlarca yardımcı gemiyle birlikte binin üzerinde askerini
boğazın serin sularına gömerek geri çekilir.
geldi de kanlı muharebeler göğüs göğse
Çanakkale’yi deniz yolundan
muharebeler başladı.
geçemeyeceklerini anlayanlar şanslarını bir
İşte bu Türk’ün anladığı dildendi.Bundan
seferde karadan denemek istediler.Yenilgiyi
sonra mert dayanır namert olan
içlerine sindirememişlerdi.Bu niyetlerle
kaçardı.Gencecik asteğmenler ileriye
Gelibolu yarım adasına hınçla
atıldılar.Düşmanı kutsal vatan topraklarına
çullandılar.Karaya ayak basmadan önce de
sokmamak için kanlı çarpışmalara hep ön
Türk mevzilerini bombaladılar. Çünkü onlar
safta katıldılar.Türkün yenilmezliği
muharebe deyince bunu anlıyorlardı.Ama
Çanakkale’ningeçilmezliği ispat
sıra elbette piyadenin süngüsüne gelecekti,
edilmeliydi.Kahramanlarımız bu azimle
direttiler,birbirlerinin cesetlerine basarak
düşman üzerine yürüdüler.
Kanlı muharebeler göğüs göğse
muharebeler başladı.Efsanevi
kahramanlıklarla her günü şerefli birer
destan olarak geçen Çanakkale Savaşı’nın 18
mart günü cereyan eden kısmı ayrı bir
cengaverlik manzarası arz eder.
Çanakkale Savaşları'nın temel ağırlık
noktasını, Mustafa Kemal oluşturmuştur.
Mustafa Kemal Çanakkale Savaşları
başlamadan kısa bir süre önce 2 Şubat
1915'te Tekirdağ'da yeni kurulacak olan
18'uncu Tümen Komutanlığına atanmıştır.
Derhal göreve başlayan Mustafa Kemal, o
tümeni kısa bir zaman içinde savaşa hazır.
Seçkin bir tümen haline getirmiştir. Fakat
kısa bir zaman sonra Mustafa Kemal bu
bölgeden alınarak, tümeni ile birlikte Bigalı
köyüne çekilmiştir. Mustafa Kemal,
düşmanın Gelibolu çıkarmasına kadar, yani
25 Nisan 1915'e kadar orada yedek kuvvet
olarak kalmış, fakat Arıburnu taarruzu başlar
başlamaz, kendi insiyatifi ve teşebbüsü ile
emir beklemeden, Arıburnu'na yetişerek
taarruza geçmiştir. Düşmanı Koca
Çimentepe'de durdurarak, yarımadanın
tahliyesine kadar düşmanın ilerlemek için
yaptığı bütün taarruzları ve şiddetli
hücumları erimeye mahkum etmiş ve
Türk'ün yiğit mehmetçiği Çanakkale'de sanki
etten ve kemikten bir kale yaratmıştır.
Bu savaşta ,bütün savaşlardan farklı bir
savaş malzemesi görülmüştür. Bu da
"İNANÇ"tır. Topa, tüfeğe, üstün kuvvete,
çeliğe karşı dimdik duran ve kafa tutan bir
inanç kendini göstermiştir. Mustafa Kemal'in
"size taarruz emretmiyorum, ölmeyi
emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek
zaman zarfında, yerinizi başka kuvvetler ve
kumandanlar alabilir." dediği bu savaşlarda,
herkes öldürmek ve ölmek için düşmana
atılmıştır.
Mustafa Kemal, bu savaşı "bu öyle alelade
bir taarruz değil, herkesin muvaffak olmak
veya ölmek arzusuyla harekete geçtiği bir
taarruzdur" diye ifade etmiştir. Burada
meşhur 57'inci Alay, hiç kurtulmamacasına
Mustafa Kemal'in emrine uyarak tamamen
şehit olmuştur. Nitekim çeşitli milletlerden
meydana gelmiş, düşman askerleri, yapışıp,
kaldıkları Arıburnu'nun yalçın
yamaçlarından bir adım bile ileri
atamamışlardır.
Öncelikle İstanbul'u tehdit eden düşmanın
Gelibolu Yarımadası’na yaptığı bu taarruzu
Kocaçimentepe'de durduran Mustafa
Kemal, bu başarısından dolayı haklı olarak
Albaylığa yükseltilmiştir. 6-7 Ağustos
1915'te Türk askerini yandan, yani
Anafartalar'dan çevirmek isteyen Klıchner
ordusu da bu bölgenin Grup komutanlığına
atanan Mustafa Kemal'in 10 Ağustos günü
ayağının tozunu silmeden giriştiği karşı
taarruz sonucunda eriyip gitmiştir. Mustafa
Kemal bu savaş sırasında göğsünden bir
şarapnel parçası ile yaralanmış, fakat kalbi
üzerindeki saat kendisini mutlak bir ölümden
kurtarmıştır.
Bu savaşların akabinde 17 Ağustos'ta Kireç
tepe Zaferini 21 Ağustos'ta 2'nci Anafartalar
Zaferini kazananMustafa Kemal, düşmanı
büyük hezimete uğratarak Çanakkale
Muharebelerinin kaderi belirlemiş, 9 Ocak
1916'da düşman, Türk topraklarından geri
çekilmek zorunda kalmıştır.
Bu kanlı muharebeleri bizzat yönetmiş olan
Gazi Mustafa Kemal ;Ruşen Eşref Ünaydın’a
duygularını şöyle anlatıyordu.”Biz ferdi
kahramanlık sahneleri ile meşgul
olmuyoruz.Yalnız size Bomba Sırtı vakasını
anlatmadan geçemiyeceğim ,karşılıklı
siperler arasında ki mesafe sekiz metre yani
ölüm muhakkak birinci siperlerin hiç biri
kurtulamamacasına hepsi şehit
düşüyor.İkincilerde onların üzerlerine
gidiyor. Fakat ne kadar şayan-ı bir itidal ve
tevekkülle biliyormusunuz öleni görüyor ,üç
dakikaya kadar öleceğini biliyor , en ufak bir
fütur göstermiyor ,sarsılmak yok .Okuma
bilenler ellerinde Kur’an-ı Kerim cennete
girmeye hazırlanıyorlar.Bilmeyenler Kelime-i
Şahadet getirerek yürüyorlar.
Bu Türk askerlerindeki ruh kuvvetini
gösteren şayan-ı hayret ve tebrik edilecek
birörnektir..Emin olmalısınız ki Çanakkale
muharebelerini kazandıran bu yüksek
ruhtur.”
Çanakkale de inandıkları dava uğruna seve
seve canlarını verip,kanları ile ırmaklar
kemikleri ile tepeler meydana getirme
pahasına Çanakkale ‘yi düşmana mezar
ederek bizlere iftihar edeceğimiz şanlı tarih
sayfaları ve bu güzel vatanı bırakan aziz
şehitlerimizi onlara layık olabilme azmi
içerisinde rahmet, minnet ve şükranla yâd
ediyoruz.
Milletçe birlik ve kardeşlik duyguları içinde
yaşadığımız, dilimizbir ,vatanımız bir
,özümüz bir,sözümüz bir dediğimiz ve
milletin hakkını yemediğimiz ve
yedirtmediğimiz müddetçe,istiklâlimizi aynı
şekilde koruyacağımızdan hiç kimsenin
şüphesi olmamalıdır.Merhum Akif’in
“Ey şehid oğlu şehid ,isteme benden
makber.
Sana ağuş’unuaçmış duruyor peygamber “
diyerek
Yücelttiği yüz elli bin şehidin uğruna can
verdiğini gören Çanakkale varlığına kasteden
düşman heyulalarını birer birer yutmuş
,burada şahlanan vatan müdafaası ruhu da
Kurtuluş Savaşı günlerine feyizli bir ışık
tutmuştur.
Milletimiz adına Atatürk ve Çanakkale’de
şehit olanları bu vesile ile şükranla anıyor
Allah’tanrahmet diliyoruz.Hem de vatan
savunmasında güvencemiz olan
Mehmetçiklere selamlarımızı ve sürekli
başarı dileklerimizi sunuyoruz.
18 Mart Programımızdan;
Pamukkale Travertenleri
Traverten çok yönlü, çeşitli nedenlere ve
ortamlara bağlı, kimyasal reaksiyon sonucu
çökelme ile oluşan bir kayadır. Pamukkale
termal kaynağını meydana getiren jeolojik
olaylar geniş bir bölgeyi etkilemiştir. Bu bölgede
sıcaklıkları 35-100 C arasında değişen 17 sıcak
su alanı bulunmaktadır. Pamukkale termal
kaynağı, bölgesel potansiyel içindeki bir
ünitedir. Kaynak,
kullanılmaktadır.
antik
dönemlerden
beri
Termal su kaynaktan çıktıktan sonra, 320
m uzunluğunda bir kanal ile traverten başına
gelmekte ve buradan, 60-70 m.lik kısmi
çökelmenin
olduğu
traverten
katlarına
dökülmekte ve ortalama 240-300 m. yol kat
etmektedir.
Kaynaktan çıkan 35.6 0C sıcaklığında, içinde yüksek miktarda Kalsiyum Hidrokarbonat bulunan suyun havadaki
oksijen ile olan teması sırasında Karbondioksit ve Karbon monoksit uçarak kalsiyum karbonat çökelmekte ve
traverten oluşumuna sebep olmaktadır. Çökelti ilk etapta jel halindedir. Reaksiyon kimyasal olarak; Ca(HCO3)+O2
CaCO+CO2+CO+H2O şeklindedir. Kat kat havuzcuklarında ve kat kat seddelerinde, çökelmekte olan kalsiyum
karbonat, başlangıçta yumuşak bir jel halindedir.
Zaman içinde sertleşmekte ve traverten olmaktadır. Ancak ziyaretçiler tarafından katlar üzerinde gezilmesi ve
oynanması, henüz yumuşacık haldeki kalsiyum karbonatların ezilmesine, dağılmasına neden olmaktadır.
Travertenlere termal su kontrollü olarak belirli bir program dahilinde verilmektedir. Fazla miktarda ve uzun süre
aynı yere akıtılan su yosunlaşmaya ve dolayısıyla travertenlerde hoş olmayan kirliliğe sebep olmaktadır.
Beyazlığın oluşumunda, hava şartları, ısı kaybı, akışın yayılımı ve süresi etkilidir. Çökelme, termal sudaki
karbondioksitin havadaki karbondioksit dengeye gelinceye kadar devam etmektedir.
Yerinde yapılan analizlerde, kaynak başındaki suyun karbondioksit miktarı ortalama 725mg/1 iken, suyun
travertenleri terk ettiğinde bu miktar 145mg/1'e düşmektedir. Keza kalsiyum bikarbonat da benzer şekilde 1200
mg/1'den 400 mg/1'e düşmektedir. Keza Ca 576/8mg/1'e düşmektedir. Bu analiz sonucuna göre, 1lt. sudan
traverten üzerine 499.9mg. CaCO 3 çökelmektedir. Bu miktar 1 1/sn. su için günde 43191g. Çökelme demektir.
Ortalama yoğunluğu 1.48g/cm 3 alan kaplar. Suyun ortalama debisi 466.21/sn. olduğuna göre 13584m 2 alan
beyazlatılabilecektir. Pratikte bu şartları yerine getirmek güçtür. Ancak bu teorik yaklaşıma göre yılda 1mm.
kalınlığında 4.9km 2 alan beyazlatılabilir.
EĞLENCE………
KİTAP TAVSİYELERİMİZ…..
Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür. Kültür; okumak, anlamak, görebilmek,
görebildiğinden anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek, zekâyı eğitmektir. (M. Kemal
Atatürk)
ÜNİTELERLE İLGİLİ ETKİNLİKLERİMİZ…
Çocuklar, bilişsel, fiziksel ve sosyal açıdan
6 yaşına kadar gelişimlerini büyük ölçüde
tamamlamış oluyorlar. Bu dönemde,
kendilerini bekleyen uzun okul hayatına
en iyi şekilde hazırlanabilmeleri için okul
öncesi eğitim kurumlarından alacakları
destek büyük önem taşıyor.
Okul öncesi eğitim süresince çocuklar
ilköğretime hazırlanırken, paylaşmayı,
dayanışmayı, sosyalleşmeyi ve birlikte
çalışmayı öğrenirler. Okul öncesi eğitimin
amacı çocuklarda öğrenmeye ilgi
uyandırmak ve çocuğun var olan
yeteneklerini görünür kılmaktır.