HAYVAN SEVMELİ Mİ? YAZAN: BEYHAN GİRİŞMEN Hayvan

HAYVAN SEVMELİ Mİ?
YAZAN: BEYHAN GİRİŞMEN
Hayvan sevmelimi? evet hayvan sevmeli, yalnız dozunu, aşmadan insandan daha fazla değer
vermeden .
Anlamadığım bir şey var, herkes hayvan seviyor, herkes hayvan sevmeye adeta zorlanıyor. Şu
son onbeş yıldır herkesin hayvanı var evinde besliyor yada beslediğini sanıyor bana göre çoğu
beslemekten öte, hayvana eziyet ediyor bilmeden.
Hayvanlar bizim dünyadaşımız bu red kabul etmez bir gerçek. ancak insanların yerini alacak
varlıklar değildir.
çünkü onlar bizim sadece dünyamızı mekanlarımızı paylaştığımız
canlılardır. İnsan hayvan ilişkisi dünya kurulduğundan beri var olan ve olmaya devan edecek
faydalı ve güzel bir ilişkidir. anlamadım neden insan ötelenip hayvan beriye çekiliyor? evet
yalnız yaşayan bir insana can yoldaşı olabilir, çocuğa tanıtabilmek için bahçede köpek, kedi,
tavuk,
ördek, kaz, hindi, kafeste kuş beslene bilinir ama bu insanların yerini almadan
yapılmalıdır. Her çocuk büyürken mutlaka bir hayvan beslemeliymiş. neden kendi insan
kardeşlerinden kız yada erkek çocukla arkadaşlık ettirilmiyor? Neden bir çiçek ekip onu
sulayıp yetiştirmeyi öğretmiyorlar da, sadece hayvan üzerine yoğunlaşıyorlar? Dikkat
ederseniz, kültür hayvanı ne kadar çoğaldı. Cinsini bilmediğimiz o kadar köpek var ki,
kedinin cinsine dokunuldu mu bilmiyorum. Eve köpek alınıyor, tuvalet terbiyesi için yere
gazete vuruluyor pat pat. Kakasını yapacağı ped öğretiliyor. Mama tabağı tabiî ki program
içinde. sonra kucakta gezdiriliyor, yatağa alınıp yatılıyor, sabah akşam ayakları açılsın diye
sokak da dolaştırılıyor. en acı yanı, ev halkı işe, okula gidince hayvan evde tek başına kalıyor.
işte o zaman kabus başlıyor. akşama kadar evde yalnız kalan hayvan, sokak kapısının dibinde
her ayak sesine haykırıyor beni kurtarın diye. Yaz geliyor, yazlığa gidiliyor. Giderken de
mutlaka bir köpek yavrusu alınıyor, çocuk alışsın ve oynasın diye. Bütün yaz el bebek, gül
bebek bakılıyor. Yaz bitip eve dönerken, apartmanda olmaz diye yazlık evin önüne bırakılıp
gidiliyor. Bodrum, Antalya bırakılmış bu zavallı perişan hayvan sürüsü ile dolu. bu nasıl
hayvan sevmek. Hayvan sevmenin bu görünen yüzü. Birde, görünmeyen saklı yüzü var ki, şu
hayvan sevenlere bakın, kaç tane arkadaşları var? Hayatlarını sadece onlarla paylaşıyorlar.
Çünkü hayvanların dilleri yok. Dili ve düşünme kabiliyeti yok. Yemeğini önünden almadıkça
itirazı yoktur. Çağırılan yere gelir, git denir gider. Konuşmaz, fikrini söylemez. Yani
beraberlik kolaydır ama insan öyle mi? Fikrini de söyler, itirazda eder, sayılmakta ister. Yani
yaşamak, emek harcamaktır buda zordur.