5422 sayılı kurumlar vergisi kanununda bazı değişiklik

5422 SAYILI KURUMLAR VERG S
KANUNUNDA BAZI DE
KL KLER YAPILMASI HAKKINDA KANUN
Kanun No: 192
Kabul Tarihi: 30.12.1960
(9 Ocak 1961 gün ve 10696 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmı tır.)
GEREKÇES
KANUN TASARISI
VE KOMiSYON
RAPORLARI
5422 SAYILI KURUMLAR VERGiSi KANUNUNUN BAZI MADDE VE
FIKRALARININ DE
T R LMES VE BU KANUNA BAZI HÜKÜMLER
EKLENMES HAKKINDA KANUN TASARISI
A - UMUM
ZAHAT
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun on birinci tktbik yılı içinde bulunulmaktadır. Bu
müddet içinde, gerek idarenin tetkik ve mü ahedelerine, gerekse alâkalıların müracaat ve ikâyetlerine nazaran, mezkûr kanunda bazı aksaklıklar ve noksanlıklar mevcuttur. Bu aksaklık ve
noksanlıklar verginin verimine tesir icra etti i gibi, kanun hükümlerinin mükelleflere seyyanen
tatbikına da mani te kil eylemektedir.
li ik tasan, bahis mevzuu aksaklık ve noksanlıkların izalesi maksadiyle hazırlanmı bulunmaktadır.
Tasanda, kanunun; dar mükellefiyet, matrahın tayini ve nispet gibi umumi mahiyet gösteren ve az çok verginin prensipleriyle alâkalı bulunan hükümlerinin slahı sa lanmı tır.
l — DAR MÜKELLEF YET:
Gelirin bünyesine dahil kazanç ve iratlann tahassül etti i memleketin âmme müesseseleri
tarafından yapılan âmme hizmetlerinin bu kazanç ve iratlann gelmesinde ehemmiyetli bir rolü
oldu u muhakkaktır. Siyasî, adlî, idarî ve iktisadî emniyet tedbirleri alınmadıkça her hangi bir
te ebbüsün kuvveden fiile çıkarılmasına ve böyle bir te ebbüsten müspet netice elde edilmesine
imkân yoktur.
u halde, her devlet kendi milli hudutlan içinde tahassül eden kazanç ve iratlar üzerinde,
onun do u unda rolü bulunması hasebiyle, ortaklık iddia eylemek hakkına malik bulunacaktır.
Kaldı ki, aynı memleket içinde yerle mi olan kimseler gelirleri üzerinde devlete vergi öderken, yerle memi olanlann aynı âmme nizamından faydalanmak suretiyle sa ladıktan gelirlerin
vergi dı ında bırakılması, vergide umumiyet ve e itlik prensiplerini ihlâl edece i gibi, rekabet sahasında memlekette yerle memi olanlar lehine bir üstünlük de temin etmi olacaktır.
Bu sebep ve mülâhazalara binaen Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında, Türkiye'de yerle memi olanlann - Kurumlar Vergisi Kanunundaki ifadesiyle kanuni ve i merkezleri Türkiye
içinde bulunmayanların - Türkiye'de sa ladıktan kazanç ve iratlannın teklifi cihetine gidilmi
bulunulmaktadır.
Ancak, a a ıda arzedilece i üzere, kanunda bu mükellefiyetin ümulünü tayine müteallik
olan hükümler kifayetsiz görülmü tür.
Filhakika, Kurumlar Vergisi Kanununun dar mükellefiyetin (Kanuni ve i merkezleri Türkiye'de bulunmayan kurumlann mükellefiyetinin) muhtevasını tayin eden 12 nci maddesinde, dar
mükellefiyete tabi kurumlann bazı nevi iratlan mükellefiyet dı ı kalmı tır. Bunun her hangi makul bir sebebe istinat ettirilmesi mümkün olmadı ı gibi, Gelir Vergisi Kanunu ile aynı ekilde
dar mükellefiyet mevzuuna alınan gerçek ki ilere nispetle rüçhanh bir durum iktisap etmelerini
de intaç eylemi tir.
Bilfarz, Türkiye'de bir irketin esham ve tahvilâtına sahip yabancı bir kurum, dar mükellefiyete tabi oldu u halde bir limited irkette hissedar bulunan yabancı kurum, mükellefiyet dı ı
'Maliye Bakanlı ı tarafından 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun bazı badde ve fıkralarını de i tiren 192
sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu tasarısının, Milli Birlik Komitesine gönderilen gerekçe metni.
— 53 —
kalmaktadır. Zira, Kurumlar Vergisi Kanununun 12 nci maddesinin 6 numaralı nkrâsiyle sadece, 5421 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 82 nci maddesine göre, vergi tevkifatına tabi menkul
kıymet faiz ve temettüleri, mükellefiyet ümulünde mütalâa olunmu tur.
Tasanda kurumların, dar mükellefiyetin mevzuu haricinde kalan bazı nevi iratları da, gelir
vergisine tenazur te kil edecek ekilde mükellefiyet mevzuuuna ithal olunmu ve nihayet dar
mükellefiyet mevzuuna alınmı olmakla beraber, mükellefi ve vergi sorumlusu tayin edilmeyen
bazı nevi kazanç ve iratlann vergilendirilmesinde tarhiyatın muhatabı tesbit edilerek dar mükellefiyetin hudut ve ümulünü tayinde tereddüde yol açan hükümlere sarahat verilmi bulunulmaktadır.
2 — MATRAH:
Kurumlann safi kazancı Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerine
göre tesbit edilmektedir. Mezkûr hükümler meyanında yer ahp, in aat i leri kârlarının da ıtılmasına taallûk eden 43 üncü madde hükmü, esas itibariyle mükelleflere müterakki gelir vergisi nispetlerinin haksız yere tatbikini önlemek maksadiyle tedvin olundu u, halbuki, kurumlar vergisi
nispeti ayni kaldı ı ve bu maddenin kurumlara uygulanması halinde gelir vergisi stopajı bakımından makable amil düzeltmelerin yapılması mümkün bulunmadı ı cihetle, maddenin kurumlara uygulanmasına lüzum ve imkân olmadı ı neticesine varılmı tır.
Di er taraftan, Gelir Vergisi Kanununda vergi emniyeti mülâhazasiyle yer alan asgarî kâr
hadleri hükmünün ayni sebep ve mülâhazalarla kurumlara da tatbiki uygun görülmü ve ayrıca
dar mükellefiyete tabi kurumların kazananın tesbitine müteallik hükme sarahat verilmi tir.
3 - N SPET:
Gelir vergisinde nispet kademeleri % 60 a kadar yükseldi i ve yıllık 300.000 ura kazançda
vasati % 50 oldu u halde kurumlar vergisinde, iktisadî kamu müesseseleri ve iktisadî i letmeler
hariç, bu nispet % 10 dur.
ki vergi arasındaki bu nispet farkı mükelleflerin, gerçek ve tüzel ki i bulunmalarına veya
sermaye irketi veyahut iktisadî kamu müessesesi olup olmadıklarına göre, vergi yükleri arasında
adaletsizlik do urmu tur.
Her ne kadar, birer tüzel ki ilik halinde faaliyet gösterenlerin mezkûr % 10 kurum vergisine ilâveten, ayrıca ortakların hisselerinden, stopaj suretiyle % 15 gelir vergisi ödedikleri ve ortakların irketlerden aldıktan bu hisseleri beyannamelerine ithal ederek, yüksek nispet kademelerinin tatbikini sa ladıktan hatıra gelebilirse de, müteaddit orta a tevziattan dolayı hisselerin
münferit miktarının nispeten az olaca ı nazara alınırsa bu müterakkili in de tesirsiz kaldı ı bedihi olur. Öte yandan kurumlar vergisi nispetinin dü ük olması, bazı irketlerin, bilhassa aile
anonim irketlerinin, kâr tevziinden çekinmelerini ve bu suretle stopaj yolu ile alınan % 15 gelir vergisi de dahil olmak üzere, % 23,5 gibi dü ük bir nispet üzerinde vergi ödemelerini intaç
etmektedir.
Bu hal,mezkûr irketler bakımından % 60 nispete kadar vergi ödeyen ferdi te ebbüsler ve
% 35 nisbetinde vergi ödeyen iktisadî kamu müesseseleri aleyhine rüçhanh bir durum ihdas eylemektedir.
Esasen, Geçici Komisyonun kurumlar vergisine müteallik 16/3/1949 tarihli raporunda da
belirtildi i üzere, kurumlar vergisiyle varılmak istenen gayelerden biri de, sosyal adalet icabı sermaye geliriyle emek ve emek sermaye geliri arasında bir ayırma yapmaktır. Halbuki bu günkü
% 10 nispeti i bu ayırma - Diskriminasyon - prensibinin kâfi ve adil derecede tatbikini sa lamaktan çok uzak bulunmaktadır. Nitekim ba langıçta Hükümetin teklif etmi oldu u tasanda
sermaye irketleri ve kooperatifler için teklif edilen kurumlar vergisi nispeti % 20 idi. Hükû_ eQ___
metin teklif etmi oldu u bu nispetin mezkûr komisyonda uzun tartı malardan sonra, i bu yeni
ve modern vergi görü ünün, kazanç vergisi sisteminde yerle mi sosyal adalet telâkkileriyle tamamen zıt olması esbabı mucibesiyle ve bir intikal devrinde, muhtemel aksülâmelleri önlemek
için % 10 a indirildi i, anılan raporun muhteviyatından anla ılmaktadır.
Kurumlar vergisi nispetinin dü ük tutulmasının, memlekette sermaye irketlerinin tezayüdüne imkân verece ini tasavvur etmek de caiz de ildir. Zira, kurumlar vergisi nispetindeki
dü üklük, memlekette sermaye terakkümünü sa lamaktan ziyade, ferdî te ebbüslerin muhtelif
maksat ve gayelerle maskelenmesini, temin ederek aile irketleri ile bir ferdin hakimiyeti altında
bulunan irketlerin türemesini tevlit eder.
Kaldı ki, yabancı memleketlerde bu gün % 30 dan a a ı nispette bir kurum vergisi alınmamakta ve bu nispet bazı memleketlerde bir kısım irket nevileri için % 85 e kadar yükselmektedir. Bilfarz A.B. Devletlerinde, Regulated nvestment Com. için nispet % 22 - % 30, Personel Holding Com. için ise keza müterakki olmak üzere % 75 ve % 85 tır. Kanada da % 18 % 47 ve Fransa ile Almanya'da ise % 50 civarındadır.
Kurumlan vergiden kaçınmak maksadiyle kârlarını ortaklarına da ıtmamalarını cazip kılacak
durumdan kurtarmak ve aynı mükellef zümreleri arasında e itli i ve yukarıda belirtildi i üzere
sosyal adaleti sa lamak dü üncesiyle sermaye irketlerinin ve kooperatif irketlerin vergi nispeti
% 10 dan % 20 ye çıkarılmı bulunmaktadır.
4 — Di ER TAD LLER:
Yukarıdaki umumi meseleler dı ında yapılan tadil ve ilâveler madde ve fıkralarda görülen
vuzuhsuzlukların ve bo lukların izalesi maksadına matuf bulunmaktadır.
B — TASARI MADDELERi HAKKINDA ZAHAT
1 — DAR MÜKELLEF YET:
MADDE l — Kurumlar Vergisi Kanununun dar mükellefiyet mevzuuna giren kazanç ve
iratları gösteren 12 nci maddesinin l numaralı bendinde Vergi usul Kanununa atıf yapılarak
(Sabit i yeri)nden bahsedilmi ise de, Vergi Usul Kanununda (Md. 146) sadece i yerinin tarifi
yapıldı ı ve kanunlarımızda (Sabit i yeri) tabiri bulunmadı ı cihetle, (Sabit) kelimesinin fuzulen
kullanıldı ı anla ılarak maddeden çıkarılmı , ayrıca aynı bentte, parantez içindeki istisna
hükmünde yer alan (Türkiye'de veya Türkiye'den satmak) tabirlerinin, bu tabirlerden ne kast
olundu u tasrih edilmedi inden, tatbikatta bazı ihtilâfların zuhuruna sebebiyet verdi i nazara alınarak, bende gerekli vuzuh verilmi tir.
Umumi izahat kısmında belirtildi i gibi, maddenin 6 numaralı bendi kifayetsiz oldu undan,
gelir vergisine tenazur te kil edecek ekilde Türkiye'de elde edilen bilumum menkul sermaye
iratlarının vergi mevzuuna ithali sa lanmı tır. Keza 5 numaralı bende, "ve menkul malların"
ibaresi eklenmi tir.
Aynı maddenin 7 nci fıkrasına nazaran, menkul kıymet satı ından elde edilen kazançlar dar
mükellefiyet mevzuuna girmemektedir. Ancak, maddenin l numaralı fıkrasına uygun ekilde Türkiye'de elde edilen ticarî kazançlar genel olarak vergi mevzuunda mütalâa olundu una,
Türkiye'deki ube veya filyalin bilançosuna dahil menkul kıymetlerin satı ından sa lanan kazançlar da ticarî kazanç hükmünde addedildi ine (Gelir Vergisi K. Md. 667 son fıkra) göre, l
ve 7 numaralı fıkralar arasında mevcut tedahülü bertaraf ve bu hükümleri maksada uygun ekle
ifra için 7 numaralı fıkrada lüzumlu de i iklik yapılmı tır.
2 - MATRAH:
MADDE 2 — Umumi izahlar bölümde belirtilen sebep ve zaruretlerden dolayı, kanunun
13 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında, kurumların safi kazancının teshirinde Gelir Vergisi Kanununun 43 üncü maddesi hükmünün tatbik edilmemesini sa layacak de i iklik yapılmı tır.
— 55 —
Kurumlar vergisinde tarhiyat, mükellefin veya bazı istisnai ahvalde namına hareket eden
kimsenin beyanına istinat etmekte, idare de lüzum gördükçe bu beyanların do rulu unu kontrol
etmektedir. Ancak bu beyanlar üzerinde yapılacak kontrollar ne derece ümullü olursa olsun
verginin kendi bünyesi içinde lüzumlu emniyet tedbirleri alınmadıkça, ümit edilen neticeye ula mak mümkün olamamaktadır.
Bu sebeplerle, bir emniyet tedbiri olarak, Gelir Vergisi Kanununda yer almı olan asgarî
kâr haddi müessesesinin kurumlara da uygulanması derpi edilmi ve ayrıca maddenin son fıkrası vazıh hale getirilmi tir.
MADDE 3 — Yürürlükteki 16 ncı madde hükmünde, istikraz edilen paranın örtülü sermaye sayılıp sayılmayaca ı hususunda mevcut hükümler müphem ve noksan görülmü tür, l numaralı bentte "Bilhassa sabit de erlere yatırılması,, kaydının mevcudiyeti, "Te ebbüste devamlı olarak kullanılması,, kıstasını zayıflatarak hemen hemen hükümsüz hale getirmektedir. Yapılan tadille maddeye sarahat ve vuzuh verilmi tir.
3 — NlSPET:
MADDE 4. — Yürürlükte olan hükme (Mad. 25) göre kurumlar vergisinin nispeti, sermaye
irketleriyle kooperatiflerde % 10, bunlar dı ında kalan kurumlarda % 35 dir.
Maddede yapılan de i iklik ile sermaye irketleri ve kooperatiflerde bu nispet % 20 ye çıkarılmı , di er kurumlardaki nispet aynen muhafaza olunmu tur.
4 —D
ER TAD LLER:
MADDE 5. — Kanunun 12 nci maddesinde bir kısım kazanç ve iratler için dar mükellefir
yet mevzuuna girme artı olarak (Türkiye'de elde etme) zikrolunmu (ücretler,serbest meslek
kazançları, gaynmenkullerin ve hakların kiralan, sair kazanç ve iratlar için durum böyledir) ve
elde etme mefhumu için de 45 inci madde ile Gelir Vergisi Kanununa atıf yapılmı tır. Gelir
Vergisi Kanununda ise (Mad. 7) mezkûr kazanç ve iratların Türkiye'de elde edilmesi keyfiyetinin tekemmülü için, Türkiye'de daimi temsilci veya sabit i yerinin mevcut olması artlan dermeyan edilmi de ildir. Bu hükümlerin birlikte tetkikinden çıkan neticeye göre, Türkiye'de sabit i
yeri veya daimî temsilci bulundurmaksızın da dar mükellefiyet mevzuuna giren bir kısım kazanç
ve iratlan elde etmek mümkündü. Ancak bu gibi hallerde Türkiye'de vergi sorumlusunun kim
olaca ı ve tarhiyatın kimin adına yapılaca ı hususlarında kanunda sarahat bulunmadı ından, bu
bo lu un izalesi maksadiyle, tarhiyatın muhatabına müteallik 27 inci maddede (3 numaralı bendinde) tadilât yapılarak Türkiye'de temsilcinin mevcut olmadı ı ahvalde tarhiyatın, kazanç ve
iratlan yabancı kuruma sa layanlar adına yapılması derpi edilmi tir.
Hüküm kanunla tı ı takdirde, yabancı memlekette bulunan mükellef adına tarhiyat yapılması
ve gerekli tebligatın mahalli lisanla Dı i leri Bakanlı ı ve ona ba lı dı temsilciliklerimiz vasıtasıyla yaptırılması eklinde yürütülen külfetli ve masraflı oldu u gibi, bir çok hallerde çe itli sebeplerden dolayı, tarhiyatın zamana ımına u raması neticesini veren bu günkü tatbikata son verilecektir, idareye sa lanacak fayda ve kolaylıklar yanında bu usul, mükelleflere, icabı halde tarhiyata zamanında ve kolayca - tarhiyatın muhatabı vasıtasile - itiraz edebilme imkânını da bahedecektir.
MADDE 6 — Beyannamelerin, ba ka vergi daireleri vasıtasiyle gönderilmesi, tatbikatta, bazı karı ıklıklara ve mükelleflerin ma duriyetlerine sebebiyet vermektedir.
Kaldıki beyannamelerin posta ile gönderilmesi imkânı da mevcut oldu una nazaran, bu
usulü mahafazada bir fayda da mevcut de ildir.
Bu bakımdan, gelir Vergisinde yapılan tadile uygun olarak, i bu usule imkan veren hüküm,
29. maddeden çıkarılmı tır.
—56—
MADDE 7 — Kurumlar Vergisi Kanununun 30 ilâ 35 inci maddelerinde, kurumların tasfiyeye girmeleri halinde vergilendirme bakımından uygulanacak muameleler tesbit edilmi tir. Mezkûr maddelere göre, tasviyeye giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye
dönemi kaim olmakta, ve maddelerde tasfiye kârının tesbiti ile tasfiye memurlarının sorumluluu hususi hükümlere ba lanmaktadır.
Yürürlükte olan 30 uncu maddede, tasfiye dönemi mebdeinin tasfiyeye girildi i yılın ba ına
gidilerek tayin olunması ve bu tarihe kadar normal esaslara göre tesbit olunmu kazancın hiç
bir sebep ve zaruret yokken tasfiye hükümleriyle alâkalandırılmı bulunması muvafık görülmediinden, yapılan tadille dönem mebdei tasfiyeye girildi i tarih olacak surette tasfiye dönemi yeniden tarif olunmu tur.
Di er taraftan, üç yıldan fazla süren tasfiyelerde bu ilk dönemden sonra gelen her takvim
yılının müstakil bir tasfiye dönemi olması derpi edilmi ve kafi kâr tasfiyenin hitamında belli
olaca ı cihetle, evvelce verilen tasfiye beyannameleri üzerinde tarhedilen vergilerde gerekli
düzeltme yapılmasına imkân verilmi tir.
MADDE 8 — 30 uncu maddede yapılan tadil sebebiyle aynca ara beyannamesi verilmesine
lüzum kalmadı ından 31 inci maddenin l ve 2 numaralı bentleri çıkarılmı tır.
MADDE 9 — Bir yıldan fazla devam eden tasfiyelerde vergi, tasfiyenin hitamında de il,
tasfiye dönemlerinin sonunda tarhedilece inden, 32 nci maddenin ikinci fıkrasına bu bakımdan
gerekli sarahat verilmi tir.
MADDE 10 — 30 uncu maddede yapılan de i ikli e mütenazır olmak üzere, 33 üncü
maddenin ilk fıkrasında, "Servet de eri,, mefhumunun tarifi yönünden lüzumlu tadilât icra kılınmı tır.
MADDE 11 — Tasfiyenin üç yıldan fazla devam etmesi halinde birden fazla tasfiye beyannamesi verilece i ve bu beyannameler üzerine tarhiyat yapılaca ı hususları nazara alınarak 34
üncü maddenin ilk fıkrası hükmü buna göre de i tirilmi tir.
Vergi emniyeti bakımından irket ortaklarının sorumlulu unun tasfiyeden sonra da devam
ettirilmesi uygun görüldü ünden, bu ciheti teminen maddeye bir fikra dercolunmu tur.
MADDE 12 — Kanunun 44 üncü maddesi, beyannamede gösterilen kazançlardan Gelir
Vergisi Kanununun 82 nci maddesine göre kesilmi olan vergilerin, beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisine mahsubuna taallûk etmektedir. Gelir Vergisi Kanununda derpi
edilen tadilâtla 82 nci maddenin aldı ı yeni ekil muvacehesinde, Kurumlar Vergisi Kanununun
44 üncü maddesine lüzum kalmadı ından, kaldırılmı tır.
GEÇ C MADDE l — Gelir Vergisi Kanununun 43 üncü maddesinin badema kurum safi
kazancının tesbitinde uygulanmamasını istihdaf eden tasarının 2 nci maddesi hükmünün,
1.1.1960 tarihinden itibaren uygulanaca ını ifade etmektedir.
GEÇ C MADDE 2 — bu kanun ile kabul olunan kurumlar vergisi nispetlerinin 1960
takvim yılı kazançlarına da amil olması istihdaf olunmu tur.
— 57 —
5422 SAYILI KURUMLAR VERGiSi KANUNUNUN BAZI MADDE VE FIKRALARININ DE
T R LMES VE BU KANUNA BAZI HÜKÜMLER EKLENMES HAKKINDA
KANUN
MADDE l — 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 12 nci maddesi a a ıdaki ekilde
de i tirilmi tir.
Dar mükellefiyette mevzu :
MADDE 12—11 inci maddede yazılı dar mükellefiyet mevzuuna giren kazanç ve iratlar
unlardır.
1. Türkiye'de Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun i yeri olan veya daimî temsilci bu
lunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasiyle yapılan i lerden
elde edilen ticarî kazançlar (Merkezleri hesabına ihraç edilmek üzere Türkiye'de satın aldıkları
veya imal ettikleri mallan Türkiye'de satmaksızın yabancı memleketlere gönderenlerin bu i ten
do an kazançları Türkiye'de elde edilmi sayılmaz.
Türkiye'de satmaktan maksat alıcı ve satıcının veya her ikisinin Türkiye'de olması veya satı
akdinin Türkiye'de in'ikat eylemesidir.);
2. Türkiye'de elde edilen ücretler;
3. Türkiye'de elde edilen serbest meslek kazançtan;
4. Türkiye'de bir tarım i letmesini i leten yabancı kurumların bu faaliyetten elde ettikleri
kazançlar;
5. Gaynmenkullerin, hakların ve menkul malların Türkiye'de kiralanmasından elde edilen
iratlar;
6. Türkiye'de elde edilen menkul sermaye iratlan;
7. Türkiye'de elde edilen sair kazanç ve iratlar (l numaralı fıkra hükmü dı ında kalanların
menkul kıymet satı ından elde ettikleri kazançlar hariçtir.)
MADDE 2 — Aynı kanunun 13 üncü maddesi a a ıdaki ekilde de i tirilmi tir.
Safi kurum kazana :
MADDE 13 — Kurumlar vergisi, birinci maddede yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi
içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanır.
Kurumların safi kazancının tesbitinde Gelir Vergisi Kanununun (43 üncü maddesi hükmü
hariç) ticarî kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır.
Gelir Vergisi Kanununun asgarî kâr haddi hükümleri, bu hükümlerin uygulanmasını gerektiren i lerle i tigal eden kurumlar vergisi mükellefleri hakkında da uygulanır.
Dar mükellefiyete tabi kurumların kazancı ticarî kazanç veya Gelir Vergisi Kanununa göre
ticarî kazanç gibi tesbitine lüzum görülmeyen di er kazanç ve iratlardan ibaret ise, Gelir Vergisi
Kanununun bu gibi kazanç ve iratların tesbiti hakkındaki hükümleri kurumlar vergisi matrahının
tesbitinde de carî olur.
MADDE 3 — Aynı kanunun 16 ncı maddesi a a ıdaki ekilde de i tirilmi tir.
örtülü Sermaye :
MADDE 16 — Kurumlann aralarında vasıtalı, vasıtasız bir irket münasebeti veya devamlı
ve sıkı bir iktisadî münasebet bulunan gerçek ve tüzelki ilerden yaptıkları istikrazlar, te ebbüste
devamlı olarak kullanılır ve bu istikrazlarla kurumun öz sermayesi arasındaki nisbet, emsali kurumlannkine nazaran bariz bir fazlalık gösterirse mezkûr istikrazlar örtülü sermaye sayılabilir.
MADDE 4 — Aynı kanunun 25 inci maddesi a a ıdaki ekilde de i tirilmi tir.
— 58—
Nispet :
MADDE 25 — Kurumlar vergisi, bu kanuna göre tesbit olunan kurum kazancından;
1. Sermaye irketleri ile kooperatiflerde % 20;
2. Di er kurumlarda % 35;
nispetinde alınır.
Hesaplanan vergilerde lira kesirleri atılır.
MADDE 5 — Aynı kanunun 27 inci maddesi a a ıdaki ekilde de i tirilmi tir.
Tarhiyatın muhatabı :
MADDE 27 — Kurumlar vergisi:
1. Bu kanuna göre mükellef olanların tüzelki ili i namına;
2. ktisadî kamu müesseselerinden, derneklere ve vakıflara, tesislere ait iktisadî i letmeler
den tüzelki ili i haiz olmayanların vergisi, bunların ba lı oldukları kamu tüzelki ileri veya der
nek veya vakıf veya tesis namına;
3. Dar mükellefiyete tabi yabancı kurumların vergisi bunlar hesabına Türkiye'deki müdür
veya temsilcileri, müdür veya temsilcileri mevcut de il ise kazanç ve iratları yabancı kuruma
sa layanlar adına;
tarh olunur.
MADDE 6 — Aynı kanunun 29 uncu maddesi a a ıdaki ekilde de i tirilmi tir.
Tarh zamanı :
MADDE 29 — Kurumlar vergisi, beyannamenin vergi dairesine verildi i günde, beyanname
posta ile gönderilmi se, vergi tarh edecek daireye geldi i tarihi takip eden üç gün içinde tarhedilir,
MADDE 7 — Aynı kanunun 30 uncu maddesi a a ıdaki ekilde de i tirilmi tir.
Tasfiye dönemi :
MADDE 30 — Her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye dönemi kaim olur.
Üç yılı a mayan tasfiyelerde tasfiye dönemi, kurumu tasfiye haline girdi i tarihten ba lar ve
tasfiyenin bitti i tarihe kadar devam eder.
Üç yıldan fazla süren tasfiyelerde, tasfiye dönemi kurumu tasfiye haline girdi i tarihten ba lar, bu tarihi takip eden takvim yılı ba ından itibaren üçüncü yıl sonuna kadar devam eder. Bu
dönemden sonraki her takvim yılı müstakil bir tasfiye dönemi sayılır.
Tasfiyenin nihayet buldu u dönemin sonunda tasfiye kâr ve zararı kafi olarak tesbit ve evvelce verilmi olan tasfiye beyannameleri bu neticeye göre slah olunur.
Bir yıldan uzun süren tasfiye dönemlerinde tarh zaman a ımı, tasfiyenin nihayet buldu u
dönemi takip eden yıldan itibaren ba lar.
MADDE 8 — Aynı kanunun 31 inci maddesi a a ıdaki ekilde de i tirilmi tir.
Tasfiye beyannamesi :
MADDE 31 — Tasfiye beyannameleri, tasfiye memurları tarafından tasfiye dönemleri sonundan itibaren 21 inci maddede yazılı sureler içinde, tasfiye dönemi sonunda tasfiye de neticelenmi se bilançonun veya nihai hesabın kesinle mesinden itibaren 15 gün içinde, kurumun ba lı
oldu u vergi dairesine verilir.
— 59 —
Bu madde gere ince verilecek olan beyannamelere, bilanço ile kâr ve zarar cetveli ve tasfiye bilançosuna göre ortaklara da ıtılan paralarla di er de erlerin müfredatlı bir cetveli ba lanır.
letme hesabı esasına göre defter tutanların beyannamelerine kâr ve zarar cetveli yerine bu hesabın hülâsası raptolunur.
MADDE 9 — Aynı kanunun 32 inci maddesinin ikinci fıkrası a a ıdaki ekilde de i tirilmi tir.
Tasfiye kân, tasfiye döneminin sonundaki servet de eri ile tasfiye döneminin ba ındaki servet de eri arasındaki müspet farktır.
MADDE 10 — Aynı Kanunun 33. maddesi a a ıdaki ekilde de i tiririlmi tir.
Servet de eri :
MADDE 33 — Tasfiye döneminin ba ındaki servet de eri, kurumun tasfiye dönemi ba ındaki bilançosunda görülen öz sermayesidir. Üç yıldan fazla süren tasfiyelerde müteakip tasfiye
dönemlerinin ba ındaki servet de eri, bir evvelki dönemin son bilançosunda görülen servet deeridir.
A a ıda yazılı olanların dı ında kalan her nev'i ihtiyatlarla da ıtılmamı kazançlar bu sermayeye dahildir.
1. Bu kanunun yürürlü e girdi i tarihe kadar temettü ve kazanç vergilerinden istisna edile
rek ayrılmı olan ihtiyat akçeleri ve banka zarar kar ılıkları (sonradan kurumlar vergisine tabi
tutulan ihtiyat akçeleri ve banka zarar kar ılıkları öz sermayeye dahildir);
2. Vergi kanunlarına göre ayrılmı olan her türlü amortismanlar ve kar ılıklar ile sigorta ir
ketlerinin teknik ihtiyatları;
3. Hissedar veya sahip olmayan kimselere da ıtılacak olan kazanç kısmı.
Hisselerine mahsuben ortaklara da ıtılılan, satılan, devredilen veya kurum sahibine iade olunan de erler, Vergi Usul Kanununun hükümlerine göre ve da ıtmanın, satı ın, devrin veya iadenin yapıldı ı günün emsal bedeli ile de erlenir.
MADDE 11 — Aynı kanunun 34 üncü maddesi a a ıdaki ekilde de i tirilmi tir.
Tasfiye memurlarının sorumlulu u :
MADDE 34 — Tasfiye memurları kurumun tahakkuk etmi vergileri ile tasfiye beyannamelerine göre hesaplanan vergileri ödemeden veyahut bu vergilerle di er itirazlı tarhiyat için
kar ılık ayırmadan, cra ve flas Kanununun 206 ncı maddesinin 6 inci sırasında yazılı alacaklılara ödeme ve ortaklara payla tırma yapamazlar.
Aksi takdirde bu vergilerin asıl ve zamlarmdan ve vergi cezalarından ahsen ve müteselsilen
sorumlu olurlar.
Vergi aslı ve zamları, kendisine payla tırma yapılan ortaklardan da aranılabilir. Ortaklardan
tahsil edilmi olan vergi asılları için aynca tasfiye memurlarına müracaat olunmaz.
Tasfiye memurları, bu madde gere ince ödedikleri vergilerin asıllarından dolayı, tasfiyeden
hisse alan ortaklara, payla tırma yapılmı sa veya ortakların tasfiye paylan vergileri kar ılamaya
yetmezse, alacaklarım tamamen veya kısmen tahsil eden alacaklılara rücu edebilirler.
MADDE 12 — Aynı kanunun 44 üncü maddesi yürürlükten kaldırılmı tır.
GEÇ C MADDE l — Birden fazla takvim yılına sirayet eden ve 1/1/1960 tarihinden evvel birim fiatı esasına göre mukavelenameye ba lanmı ve i e ba lanmı olan in aat, onanm ve
ula tırma i lerinin kâr ve zararlannın eski usullere göre tesbit ve teklifine devam olunur.
—60—
GEÇ C MADDE 2 — Bu kanunun 4 üncü maddesi hükmü kurumların 1960 takvim yılı
kazançları hakkında da uygulanır.
Yürürlük :
MADDE 13 — Bu kanun hükümleri 1/1/1961 tarihinde yürürlü e girer.
MADDE 14 — Bu kanun hükümlerini yürütme e Maliye Bakam memurdur.
5422 SAYILI KURUMLAR VERGiSi KANUNUNDA BAZI DE l KLlKLER YAPILMASI HAKKINDA KANUN
Kanun No: 192
Resmi Gazete ile Ne ir ve lan: 2 Ocak 1961 Sayı 10696
Kabul tarihi: 30/12/1960
MADDE l — 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 12 nci maddesi a a ıdaki ekilde
de i tirilmi tir:
Dar mükellefiyette mevzu:
MADDE 1 2 — 1 1 nci maddede yazılı dar mükellefiyet mevzuuna giren kazanç ve iratlar
unlardır:
1. Türkiye'de Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun i yeri olan veya daimî temsilci bulanduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan i lerden
elde edilen ticari kazançlar (Merkezleri hesabına ihraç edilmek üzere Türkiye'de satın aldıkları
veya imal ettikleri mallan Türkiye'de satmaksızm yabancı memleketlere gönderenleri bu i ten
do an kazançları Türkiye'de elde edilmi sayılmaz.
Türkiye'de satmaktan maksat alıcı veya satıcının veya her ikisinin Türkiye'de olması veya
satı akdinin Türkiye'de inikat eylemesidir);
2. Türkiye'de elde edilen ücretler;
3. Türkiye'de elde edilen serbest meslek kazançları;
4. Türkiye'de bir tarım i letmesini i leten yabancı kurumların bu faaliyetten elde ettikleri
kazançlar;
5. Gayrimenkullerin, haklan ve menkul malların Türkiye'de kiralanmasından elde edilen
iratlar;
6. Türkiye'de elde edilen menkul sermaye iratlan;
7. Türkiye'de elde edilen sair kazanç ve iratlar (l numaralı fıkra hükmü dı ında kalanların
menkul kıymet satı ından elde ettikleri kazançlar hariçtir.)
MADDE 2 — Aynı kanunun 13 üncü maddesi a a ıdaki ekilde de i tirilmi tir: Safi
kurum kazancı :
MADDE 13 — Kurumlar Vergisi, birinci maddede yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi
içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır.
Kurumlann safi kazancının tesbitinde Gelir Vergisi Kanununun (42 nci maddesinin birinci
fıkrasının 2 numaralı bendi hariç) ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır.
Gelir Vergisi Kanununun asgari kâr haddi hükümleri, bu hükümlerin uygulanmasını gerektiren i lerle i tigal eden Kurumlar Vergisi mükellefleri hakkında da uygulanır.
— 61 —
Dar mükellefiyete tabi kurumların kazançları, ticari kazanç ile ticari kazanç gibi tesbit edilen kazanç ve iratlar dı ında kalan kazanç ve iratlardan ibaret ise, Gelir Vergisi Kanununun bu
gibi kazanç ve iratların tesbiti hakkındaki hükümleri Kurumlar Vergisi matrahının tesbitinde de
cari olur.
MADDE 3 — Aynı kanununun 16 ncı maddesi a a ıdaki ekilde de i tirilmi tir:
Örtülü sermaye:
MADDE 16 — Kurumların aralarında vasıtalı, vasıtasız bir irket münasebeti veya devamlı
ve sıkı bir iktisadi münasebeti bulunan gerçek ve tüzelki ilerden yaptıkları istikrazlar, te ebbüste
devamlı olarak kullanılır ve bu istikrazlarla kurumun öz sermayesi arasındaki nispet, emsali kurumlannkine nazaran bariz bir fazlalık gösterirse mezkûr istikrazlar örtülü sermaye saydır.
MADDE 4 — Aynı kanunun 25 inci maddesi a a ıdaki ekilde de i tirilmi tir:
Nispet:
MADDE 25 — Kurumlar vergisi, bu kanuna göre tesbit olunan kurum kazancından:
1. Sermaye irketleri ile kooperatiflerde % 20;
2. Di er kurumlarda % 35;
Nispetinde alınır.
Hesaplanan vergilerde lira kesirleri atılır.
MADDE 5 — Aynı kanunun 27 nci maddesi a a ıdaki ekilde de i tirilmi tir:
Tarhiyatıri muhatabı:
MADDE 27 — Kurumlar vergisi:
1. Bu kanuna göre mükellef olanların tüzelki ili i namına;
2. ktisadi kamu müesseselerinden, derneklere ve vakıflara, tesislere ait iktisadi i letmeler
den tüzelki ili i haiz olmıyanlann vergisi, bunların ba lı oldukları kamu tüzelki ileri veya dernek
veya vakıf veya tesis namına;
3. Dar mükellefiyete tabi yabancı kurumların vergisi bunlar hesabına Türkiye'deki müdür
veya temsilcileri, müdür veya temsilcileri mevcut de il ise, kazanç ve iratları yabancı kuruma
sa hyanlar adına;
Tarh olunur.
MADDE 6 — Aynı kanunun 29 uncu maddesi a a ıdaki ekilde de i itirilmi tir:
Tarh zamanı:
MADDE 29 — Kurumlar vergisi, beyannamenin vergi dairesine verildi i günde, beyanname
posta ile gönderilmi e, vergi tarh edecek daireye geldi i tarihi takibeden üç gün içinde tarh
edilir.
MADDE 7 — Aynı kanunun 30 uncu maddesi a a ıdaki ekilde de i tirilmi tir:
Tasfiye dönemi:
MADDE 30 —Her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye dönemi kaim olur.
— 62—
Üç yılı a mıyan tasfiyelerde tasfiye dönemi, kurumun tasfiye haline girdi i tarihten ba lar
ve tasfiyenin bitti i tarihe kadar devam eder.
Üç yıldan fazla süren tasfiyelerde, tasfiye dönemi kurumun tasfiye haline girdi i tarihten
ba lar,bu tarihi takibeden takvim yılı ba ından itibaren üçüncü yıl sonuna kadar devam eder.
Bu dönemden sonraki her takvim yılı müstakil bir tasfiye dönemi sayılır.
Tasfiyenin nihayet buldu u dönemin sonunda tasfiye kâr veya zararı katî olarak tesbit ve
evvelce verilmi olan tasfiye beyannameleri bu neticeye göre ıslâh edilir. Tasfiye zararla kapanırsa, evvelce verilmi tasfiye beyannamelerine müsteniden tahsil edilmi vergiler iade olunur.
Bir yıldan fazla süren tasfiye dönemlerinde tarh zamana ımı, tasfiyenin nihayet buldu u
dönemi takibeden yıldan itibaren ba lar.
MADDE 8 — Aynı kanunun 31 inci maddesi a a ıdaki ekilde de i tirilmi tir:
Tasfiye beyannamesi:
MADDE 31 — Tasfiye beyannameleri tasfiye memurları tarafından tasfiye dönemleri sonundan itibaren 21 inci maddede yazılı süreler içinde, tasfiye dönemi sonunda tasfiye de neticelenmi se bilançonun veya nihai hesabın kesinle mesinden itibaren 15 gün içinde, kurumun ba lı
oldu u vergi dairesine verilir.
Bu madde gere ince verilecek olan beyannamelere, bilanço ile kâr ve zarar cetveli ve tasfiye bilançosuna göre ortaklıklara da ıtılan paralarla di er de erlerin müfredatlı bir cetveli ba lanır. letme hesabı esasına göre defter tutanlann beyannamelerine kâr ve zarar cetveli yerine bu
hesabın hulâsası raptolunur.
MADDE 9 — Aynı kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası a a ıdaki ekilde de i tirilmi tir:
Tasfiye kân, tasfiye döneminin sonundaki servet de eri ile tasfiye döneminin ba ındaki servet de eri arasındaki müspet farktır.
MADDE 10 — Aynı kanunun 33 üncü maddesi a a ıdaki ekilde de i tirilmi tir:
Servet de eri:
MADDE 33 — Tasfiye döneminin ba ındaki servet de eri, kurumun tasfiye dönemi ba ındaki bilançosunda görülen servet de eridir. A a ıda yazılı olanların dı ında kalan her nevi ihtiyatlarla da ıtılmamı kazançlar bu sermayeye dahildir:
1. Bu kanunun yürürlü e girdi i tarihe kadar Temettü ve Kazanç vergilerinden istisna edi
lerek ayrılmı olan ihtiyat akçeleri ve banka zarar kar ılıkları (Sonradan Kurumlar Vergisine ta
bi tutulan ihtiyat akçeleri ve banka zarar kar ılıkları öz sermayeye dahildir);
2. Vergi kanunlarına göre ayrılmı olan her türlü amortismanlar ve kar ılıklar ile sigorta ir
ketlerinin teknik ihtiyatları;
3. Hissedar veya sahip olmıyan kimselere da ıtılacak olan kazanç kısmı.
Hisselerine mahsuben ortaklara da ıtılan, satılan, devredilen veya kurum sahibine iade olunan de erler, Vergi Usul Kanununun hükümlerine göre ve da ıtmanın, satı ın, devrin veya iadenin yapıldı ı günün emsal bedeli ile de erlenir.
MADDE 11 — Aynı kanunun 34 üncü maddesi a a ıdaki ekilde de i tirilmi tir:
Tasfiye memurlarının sorumlulu u:
MADDE 34 — Tasfiye memurları kurumun tahakkuk etmi vergileri ile tasfiye beyannamelerine göre hesaplanan vergileri ödemeden veyahut bu vergilerle di er itirazlı tarhiyat için kar ı— 63 —
hk ayırmadan, cra ve flâs Kanununun 206 ncı maddesinin 6 ncı sırasında yazılı alacaklılara
ödeme ve ortaklara payla tırma yapamazlar.
Aksi takdirde bu vergilerin asıl ve zamlanndan ve vergi cezalarından ahsen ve müteselsilen
sorumlu olurlar.
Vergi aslı ve zamları, kendisine payla tırma yapılan ortaklardan da aranılabilir. Ortaklardan tahsil edilmi olan vergi asılları için ayrıca tasfiye memurlarına müracaat olunmaz.
Tasfiye memurları, bu madde gere ince ödedikleri vergilerin asıllarından dolayı, tasfiyeden
hisse alan ortaklara payla tırma yapılmı sa veya ortakların tasfiye paylan vergileri kar ılamaya
yetmezse, alacaklarını tamamen veya kısmen tahsil eden alacaklılara rücu edebilirler.
MADDE 12 — Aynı kanunun 44 üncü maddesi a a ıdaki ekilde de i tirilmi tir:
Tevkifatın mahsubu:
MADDE 44 — Yıllık beyannamede gösterilen kazanca mahsuben Gelir Vergisi Kanununun
94 üncü maddesine müsteniden yapılmı tevkifat, beyanname üzerinden hesaplanan Kurumlar
Vergisine mahsup edilir.
Mahsubu yapılan miktar Kurumlar Vergisinden fazla oldu u takdirde aradaki fark, mahsup
edilen tevkifat miktarı tevsik olunmak artiyle, mükellefin talebi üzerine ret ve iade olunur.
GEÇ C MADDE l — 1/1/1960 tarihinden evvel mukaveleye ba lanmı ve i e ba lanılmı
olan birden fazla takvim yılına sirayet eden in aat, onarım ve ula tırma i lerinin kâr ve zararları
5421 ve 5422 saydı kanunlarla tâyin edilmi usullere göre tesbit ve teklifine devam olunur.
Bu i ler dolayısiyle 1/1/1961 tarihinden sonra ödenecek istihkak bedellerinden vergi tevkif
edilmez.
GEÇ C MADDE 2 — Bu kanunun 4 üncü maddesi hükmü kurumların 1960 takvim yılı
kazançları hakkında da uygulanır.
MADDE 13 — Bu kanun hükümleri 1/1/1961 tarihinde yürürlü e girer.
MADDE 14 — Bu kanun hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.
31/12/1960
-64—