israil toplumsal çatışmasında harediler

İSRAİL TOPLUMSAL
ÇATIŞMASINDA HAREDİLER
BÖLGESEL GELİŞMELER
Dini kurumlarda eğitim görenlerin devlet tarafından desteklenmeleri, emlak vergisinden
muafiyet, gündüz bakım merkezlerinde özel indirim, vergi ve askeri hizmet alanlarında
kolaylık elde ettikleri için Harediler eleştirilmekte, sekülerler üzerinde güvenlik ve ekonomi alanında ağır bir yük olarak değerlendirilmektedir. Haredilerin milli değerlere saygılı
davranmamaları da seküler cenahta tepki doğurmaktadır.
Eldar HASANOV
Toplumsal Yapı
İsrail toplumu, dini açıdan sekülerler (hiloniim), gelenekselciler (masoratiim) ve dindarlardan (datiim)
oluşmaktadır. Dindarların kendi
aralarında heterojen bir yapıda olmasına dikkat edilmelidir; farklı
mezhepler, dini akımlar, cemaatler mevcuttur. Yahudi dini öğretilerine uyan dindarların (datiim)
içerisinden bir grup ultra-Ortodoks (harediim) olarak temayüz
ederek farklı bir toplumsal kesim
oluşturmuşlardır. İsrail’de kurucu ve ideolog kadronun seküler
olması, özellikle Rusya’dan göç
edenlerin seküler eğilimli olmaları
hasebiyle İsrail’de güçlü bir seküler
damar var olagelmiştir. İsrail Merkezi İstatistik Bürosu, 2010’da İsrail Yahudi toplumunun dindarlık
durumu açısından araştırma yaparak toplumun %8’inin Haredi,
%12’sinin dindar, %13’ünün dindar gelenekselci, %25’inin seküler
gelenekselci, %42’sinin ise seküler
olduğu sonucuna ulaşmıştır. Harediler, Mesih tarafından kurulmadığı için İsrail devletine de karşı
çıkmış, İsrail devletinin kurucu
gücü olan Siyonistlerin heretik
olduklarını düşünmüşlerdir. İsrail’de din işleri Status Quo Anlaşması denilen metinle düzenlenir; bu
metnin 19.06.1947’de David Ben
64
Gurion’un ortak bir politika oluşturmak hedefiyle ultra-Ortodoks
Agudat Yisrael partisine gönderdiği mektuba dayandığı kabul edilir.
İçerdiği prensipler hala geçerli olan
bu mektupta gıda denetimini din
adamlarının kontrolüne verileceği, Yahudi kutsal günlerine uyulacağı-Şabat’ın gözetileceği, evlilik,
boşanma ve ölüm gibi Medeni Hukuku ilgilendiren meselelerin din
adamlarının kontrolüne verileceği
yazılmıştır.
Toplumsal Çatışma Noktaları
İsrail’de dindarlarla sekülerler arasında sürtüşmeler önemli boyuttadır. Toplumsal çatışma noktaları
temelde Harediler ile sekülerler
arasında cereyan eder. İsrail’de Haredilerin sayısı giderek artmaktadır. İsrail Merkezi İstatistik Bürosu,
Haredilerin 2019’da İsrail toplumunun %13’ünü oluşturacağını
öngörmektedir. Özellikle Kudüs,
Bene Barak, Modiin İllit, Beytar
İllit, Beyt Şemeş, Kiryat Yearim,
Aşdod, El’ad gibi şehirlerde cemaat
halinde yaşayan Harediler için Negev bölgesinde Kasif adlı bir şehir
de kurulmaktadır. Dini kurumlarda eğitim görenlerin devlet tarafından desteklenmeleri, emlak vergisinden muafiyet, gündüz bakım
merkezlerinde özel indirim, vergi
ve askeri hizmet alanlarında kolaylık elde ettikleri için Harediler
eleştirilmekte, sekülerler üzerinde
güvenlik ve ekonomi alanında ağır
bir yük olarak değerlendirilmekteler. Haredilerin milli değerlere
saygılı davranmamaları da seküler
cenahta tepki doğurmaktadır.
Harediler kendilerinden olmayanları dışlarlar ve bu dışlama hayatın her alanında hissedilmektedir. Örneğin, Beyt Şemeş’te seküler
bir kadın kıyafetinden dolayı bir
Haredi erkeğin saldırısına uğramış,
kimse de yardım çağrısına cevap
vermemiştir. Özellikle kutsal mabedin son kalıntısı olan Ağlama
Duvarı’nda sık yaşanan bu durum,
Haredilerle karma yaşamın olduğu
şehirlerde karşılaşılan bir durumdur ve sekülerler ‘ahlak zabıtası’
Haredilere çok tepkililer. Harediler toplumsal alanda haremlik selamlık sistemini uygularlar. Haredi
bölgesinde açılan hastanede, dini
kıyafet kurallarına uygun olmadığı için bayan doktorun resminin
hastane broşürlerinde yer almadığı
örneği mevcuttur. Yine Haredilerin
yaşadığı bölgede otobüslerde cinsiyet ayrımcılığı gözlemlenmektedir;
otobüsün ön tarafı erkekler için, arka taraf ise kadınlar için ayrılmıştır.
Bu uygulamaya dikkat etmeyen kadınlar uyarılır, uymadığı takdirde
Kasım-Aralık Cilt: 6 Sayı: 65
tacize uğramaktadır. “Kav Mehadrin” adlı bu otobüs hatlarında kılık
kıyafet ve diğer dini kurallara özen
gösterilir. Bu hatlar 2011’e kadar
yasaldı; bu tarihten sonra yasallığını kaybetse de uygulama hala
devam etmektedir. Bundan başka,
Ağlama Duvarı’nın sadece %25’lik
bir kısmı kadınlar için ayrılmıştır
ve burada okumak için kutsal kitap
ruloları bulunmamaktadır. Bunun
sebebi, kadınların yüksek sesle dua
etmelerine ve Tevrat okumalarına,
Tallit/dua şalı örtmelerine izin verilmemesidir.
Harediler’in askeri hizmetten
muaf tutulmaları Ben Gurion tarafından yasallaştırılmıştır. Ülkenin
kurulduğu yıllarda İsrail’de sayıları 500 civarında olan, kendilerini
Tevrat öğrenimine adamış bu topluluğun askeri hizmetten muafiyeti
pek mesele olmamıştır. 2007’de uygulanmaya başlayan Şahar Projesi
ile 22-27 yaş arası Haredi gençlerin gönüllülük esasında 2 yıl süreliğine askeri hizmete alınmasına
başlanmıştır. Burada günlük dini
eğitimlerini de ikmal eden Harediler için dini kurallara uygun bir
ortam da yaratılmıştır. Zaman içerisinde orduya katılan Harediler’in
sayısı artmaktadır, onlar için Nahal Haredi diye de bilinen Netzah
Yehuda Taburu oluşturulmuştur.
Orduya katılan gençlerin seküler
hayatla tanışıp onu tercih edeceği
endişesiyle Haredi din adamları bu
projeye şiddetle karşı çıkmış, hatta
cemaatlerini askeri hizmet yerine
ülkeyi terk etmeye çağırmışlardır.
Yeş Atid partisinden Yair Lapid ile
ha-Bayit ha-Yehudi Partisi’nden
Naftali Bennet Harediler’i askeri
hizmete teşvik etmektedir. 2014
Mart’ında Knesset’te kabul edilen yasa Haredi gençlerin askeri
hizmetten muaf olmalarına son
vermiştir. Fakat bu yasaya göre 22
yaş ve üzeri Haredi gençler askeri
Kasım-Aralık Cilt: 6 Sayı: 65
hizmet yerine zorunlu çalışma ile
vatani görevlerini yerine getirebilirler. Bu yolla onların ülke ekonomisine katkıda bulunmasını hedefleyen yasa, Kudüs ve Bene Barak’ta
dini kurallara uygun iş yerleri ve
kariyer merkezleri oluşturulmasını önermiştir. Haredi gençlerin
meslek öğrenimlerinde harcamaları
için kişi başına 9,000 şekel destek
ayrılmıştır. Fakat Harediler içerisinden bazıları bu yasaya çok sert
tepki göstermişler. Askeri hizmete
yazılanlar tehdit edilmiş, hatta fiziksel zarar görmüşler.
Haredilerin kendilerine özel
eğitim kurumları vardır, burada
kadın erkek ayrı eğitim almaktadır.
Eğitim malzemeleri de buna göre
düzenlenmektedir. Haredi okullarından çoğu Bağımsızlık Günü’nü
kutlamamakta ısrar etmektedir ve
ülkenin milli değerlerini öğrencilere aşılamadıkları için sekülerler
tarafından eleştirilmektedir. Şehitleri Anma Günü’nde siren çalarken saygı duruşunda bulunmama,
Bağımsızlık Günü kutlamalarında
otobüslere asılmış bayrakları yırtma ve siyah bayraklar taşıma gibi
olaylar her ne kadar genel bir hal
almamışsa dahi yaşanan olgulardır. Arapların okullarında dahi İsrail bayrağının asılması ve bayrağa saygı zorunlu iken Haredilerin
okullarında ister bayrak ister milli
değerleri aşılayan herhangi başka
bir objenin sergilenmesine imkân
verilmemesi tamamen çifte standartlı bir durumdur. Haredilerin
eğitim alanında engelleri kalmasın
diye İsrail Yüksek Eğitim Konseyi 2012’de başlattığı bir proje ile
5 yıl içerisinde Haredi öğrencilerin eğitimine yatırım olmak üzere 180 milyon şekellik bir bütçe
ayırmıştır. Kendi özel okulları olan
Haredilerin bazı kamu okullarını
sekülerlerle müşterek kullandıklarına da rastlanır. Bu zaman ortaya
sekülerler açısından ürkütücü bir
görüntü çıkmaktadır; okul bahçesi Harediler tarafından yapay
duvarlarla ikiye ayrılıyor, sekülerle
karışım veya her türlü ilişki engelleniyor. Bu bağlamda basına yansıyan en son olay, Ekim’in sonlarına
doğru ülkenin güneyindeki Arad
kasabasında meydana gelmiştir.
Okulun tamamını işgal eden Harediler, seküler öğrenciler ve çalışanlara saldırarak onların Yahudi
olmadıklarını iddia ederek okuldan kovmuş, bunun üzerine okulda dindarlarla sekülerler arasında
arbede çıkmıştır.
Haredilerin sahip olduğu imtiyazlar, seküler kesim tarafından
sıkıca eleştirilmektedir. Seçim zamanı bu konuyu gündemine alan,
toplumu Haredi ‘parazitlerden’ temizleyeceğini vadeden politikacılar mevcuttur. Yukarıda örnekleri
verilen maddi ve manevi sebepler,
seküler kesimde Haredilere yönelik
nefret duygusunun kök salmasına
yetmiştir. Bu durum, Haredilerin
toplumsal entegrasyonuna engel
olmaktadır. Sekülerlerin iddiasına
göre, Haredilerden genç nesil her
ne kadar sekülerliğe eğilimli olsa
da, kendi egemenliğini kaybetmek
istemeyen ve bundan dolayı farklı
yöntemlerle arada uçurum oluşmasına katkıda bulunan liderleri toplumsal kaynaşmanın önünü kesen
en önemli faktördür. Hali hazırda
Harediler içerisinde radikallerle
birlikte ılımlıların da varlığı inkâr
edilemez. İsrail yüksek eğitim kurumlarına intisap eden gençlerin
sayıları 7,000 civarındadır. Yine
askeri hizmete katılan Haredilerin
varlığı da bir gerçektir. Fakat Harediler içerisindeki radikal odak,
dini eğitim veren yeşiva’ların boş
kalacağı endişesiyle daha ekstremist refleksler sergilemektedir.
Yrd. Doç. Dr., Sakarya Üniversitesi,
İlahiyat Fakültesi
65