ADIǴE DİL DERNEĞİNDEN ZORUNLU AÇIKLAMA Dünyada en çok

ADIǴE DİL DERNEĞİNDEN ZORUNLU AÇIKLAMA
Dünyada en çok Çerkes nüfusun yaşadığı Türkiye diasporasında 0-15 yaş arasında dil bilme
oranının sıfırlandığı yapılan istatistiki çalışmalardan net bir şekilde anlaşılmaktadır. 15-30 yaş arasında
ise dil bilme oranının %4 lerde olduğu görülmektedir. Bu alanla ilgili olarak bugüne kadar yürütülen
çalışmaların istatistikleri etkilemeyecek durumda olduğu da açık olarak görülmektedir. Türkiye’de
hükümet, etnik azınlıkların zorlaması sonucu Çerkeslerin de yararlanabileceği bir takım açılımlar
sağlamışsa da Çerkesler, bu hakları çok doğru kullanamamışlardır. Bu nedenle anadilimiz konusunda
bir ihtisas derneği kurulması zorunlu hale gelmişti.
Adıǵe Dil Derneği, kuruluş süreci dahil olmak üzere her türlü demokratik meşruiyet yöntemini
uygulamış ve uygulamaktadır. Adıǵe Dil Derneğinin (ADDER) kurulma gereksinimi, başta KAFFED
yöneticileri olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlarımızla müzakere edilmiş ve gereklilik taraflarca teyid
edilmiştir. ADDER bağımsız bir dernek olarak kurulmuş olup varlığını tamamen demokratik temsil
yöntemi ile sürdürmektedir.
Adıǵe Dil Derneği tüm Çerkes kuruluşlarına eşit mesafede olup, tüm kurum, birey ve
kuruluşlarımızla her an bir araya gelmeye, bilgi paylaşımı yapmaya hazırdır/hazır olmuştur. ADDER
Çerkeslerin dilsel asimilasyonunun önlenmesini son derece önemser ve bu alanla ilgili çalışmaların
kişisel/kurumsal kapris ya da egolara feda edilemeyeceğinin bilincindedir. ADDER tüm kararlarını en
geniş temsil heyeti ile müzakere ederek demokratik usullerle almaktadır.
Adıǵe Dil Derneği yaptığı tüm çalışmaları toplumsal meşruiyete dayandırmaktadır. Bu gerçekten
hareketle, dil çalışmaları ile ilgili Çerkes toplumundan alınacak yetki için 15-16 Aralık 2012 tarihinde
Ankara’da düzenlenen “Dil Kurultayında” Türkiye diasporasında kurulu tüm kurum ve kuruluşların en
geniş temsilini sağlanmıştır. Her ne kadar 29 Temmuz 2012 tarihinde KAFFED Genel Merkezinde
ADDER-KAFFED yöneticileri arasında yapılan ortak toplantıda kurultayın yapılması müzakere edilmişse
de, bir süre sonra KAFFED yöneticileri Samsun’da yapmış oldukları bölge toplantısında almış oldukları
karar gereği, söz konusu kurultaya karar alma aşamasında katılmayacakları, sadece konuşmacı olarak
Genel Başkan Yardımcısı düzeyinde temsil edileceklerini kurultaydan bir hafta önce yazı ile ADDER’e
bildirmişlerdir. Kurultay esnasında gerek salondaki diğer delegelerin %50’ sinin aynı zamanda KAFFED
üyesi olması, gerekse KAFFED’e düşen delege sayısının kurultayda alınan kararları değiştirmeyecek
durumda olması nedeni ile yapılan kurultay ve alınan yetkinin demokratik meşruiyet sorunu
bulunmamaktadır.
Adıǵe Dil Derneği, dil ve eğitim dokümanları üretme konusunda yetkili bir kurumdur. Bu
nedenle yapmış olduğu Latin Alfabesi, bireylerin yapmış olduğu alfabelerle kıyaslanamaz. Zira Adıǵe Dil
Derneğinin yapmış olduğu alfabe kişisel görüşle yapılmış bir alfabe olmayıp 30 komisyon üyesi
tarafından dört ay üzerinde çalışılarak ve kurultay marifeti ile toplumsal uzlaşı sonucu kabul edilmiş
bilimsel meşru bir alfabedir. ADDER yapmış olduğu çalışmaları, Dil Kurultayında almış olduğu yetkilerle
kurulan komisyon üyeleri ile uzlaşma yolu ile yürütmektedir. Üyelerinin büyük çoğunluğu aynı zamanda
KAFFED, ÇERFED ve bağımsız dernek, grup, form üyelerinden oluşmaktadır. Bu nedenle de ADDER
kendisine verilen yetkileri koşulsuz olarak uygulamak zorundadır. Aksi durum ADDER’in yetki almış
olduğu Çerkes toplumunun güven ve itibar duygusunu zedelemek anlamına gelecektir.
Adıǵe Dil Derneği toplumumuzun tamamını etkileyecek etkinlik, resmi işlemler vb. durumlarda tüm
kurumlarımızla ilişkiye geçmekte ve müzakerelere davet etmektedir. Bu kapsamda Milli Eğitim
Bakanlığı ile yürütmekte olduğu programlama çalışması ile ilgili olarak tüm kurumlarımızla ilişki kurmuş
ve yazışmalar yapmıştır. Özellikle KAFFED’e programlama konusunda MEB ile ilgili sürdürülen ilişkiyi
MEB nezdinde parçalı duruş sergilenmemesi dileği ile ortak çalışma talebini yazılı olarak bildirilmiş
ancak, KAFFED’den olumlu yanıt alınamamıştır. Yine Adıǵe Dil Derneği Komisyonu tarafından
hazırlanan ve yayımlanmak üzere Türk Dil Kurumuna sunulan; İmla Kılavuzu, Adıǵece-Türkçe ve TürkçeAdıǵece Sözlük konusunda bu eylem gerçekleşmeden önce KAFFED’den yazılı olarak ortak komisyon
kurulması ve basılacak materyallerde KAFFED ve Adıǵe Dil Derneğinin ortak amblemlerinin basılmasının
sağlanması önerilmiş olmasına rağmen yine KAFFED tarafından talebimize nezaketen de olsa herhangi
cevap verilmemiştir.
KAFFED; ortak üyelerimizin de bulunduğu güzide bir kuruluşumuzdur. Her taşında hepimizin
katkısı vardır. 60 yıllık kökleri olan bir kurumun bu tür açıklamaları yaparken gösterilmesi gereken
itinadan yoksun hale gelmesi başta derneğimiz yöneticileri olmak üzere üyelerimizi de üzmüş ise de bu
durumu KAFFED’in bugünkü içine düşürüldüğü durumla sınırlı olduğunu mütalaa ediyoruz. İnanıyoruz
ki KAFFED kısa zamanda kuruluş felsefesine uygun performans gösterir bir hale gelecektir.
Anadilimiz ile ilgili 2003 yılında Sayın Muhittin Ünal’ın başkan olduğu dönemde ilk defa
düzenlenen Adıǵey, Karaçey-Çerkes, KBC, Ürdün, Suriye ve İsrail’den akademisyenlerin katıldığı
uluslararası dil konferansının sonuç bildirgesinin 2.Sayfasının 2.Paragrafında, diasporadaki Çerkeslere
özel Kiril alfabesi kullanarak çalışmalar yapılmasının zorluğu vurgulanarak, ortak bir Latin Alfabesi
yapılmasına karar verildiği bildirilmektedir. Diğer yandan KAFFED tarafından 2013 yılında Ankara’da
düzenlenen 2’nci Uluslararası Dil Konferansı da dâhil olmak üzere dille ilgili akademisyenler tarafından
yapılan tüm toplantılarda, Latin alfabesinin gerekliliği vurgulanmış ve bu anlamda alınmış birçok
kararlar bulunmaktadır. Bu konuda ADDER tarafından 22-23 Kasım 2014 tarihinde İstanbul’da yapılan
“Uluslararası Dil Sempozyumuna” Çerkeslerin bulunduğu her ülkeden Türkiye’ye gelen, dille ilgili yetkin
ve söz söyleme hakkına sahip tüm uzman ve akademisyenlerde aksi görüş bildirmemişlerdir.
Seçmeli Adıǵece dersleri ile ilgili olarak ise; bu dersin haftalık ders saati sayısı 2, aylık ders saati
sayısı ise 8 saattir. Bu ders yıl boyunca ortalama 60 saat işlenmektedir. Türkçe öğretim/okuma yazma
programında alfabenin öğretilip kullanılma süreci ortalama 6 aydır. Türkçe/okuma-yazma çalışmaları
ise haftalık ortalama 15 saattir. Yani seçmeli dersler Türkçe dersinin %12’si civarındadır. Dolayısı ile
belirtilen süre içinde öğrencilerin Kiril alfabesi ile okuyup yazması mümkün değildir. Şu an için
anadilimizin eğitimi konusunda, tahsis edilen kısa zaman diliminin sadece Kiril alfabesinin öğretilmesi
için harcanması, asıl amacımız olan anadilimizin öğretilmesinin önünde caydırıcı ve dilsel
asimilasyonumuzu hızlandırıcı bir unsur olarak durmaktadır. Bu nedenle öğrencilerin bilindik bir alfabe
üzerinden öğretime tabi tutulmaları zorunluluk olup son yapılan bilimsel sempozyumla bu tartışma
sona ermiştir.
Adıǵe Dil Derneği, ürettiği ürünleri Latin esaslı olarak Türkiye genelinde kullanarak Adıǵecenin,
telefon, IPED, internet vb. sosyal medyanın yanı sıra okullarda kullanılmasını sağlama konusundaki
kararlılığını hiçbir taviz vermeden devam ettirecektir. İnternet sitelerimizin yoğun ziyaretçi akımına
uğraması, ürettiğimiz ürünlerin kamuoyu tarafından etkin bir şekilde kullanılmaya başlanması ve
İstanbul’da yapmış olduğumuz son Uluslararası Dil Sempozyumuna Çerkes halkının yoğun itibar
göstermiş olması, anadilimiz ile ilgili yapmış olduğumuz çalışmaların halkımızın kahir ekseriyeti
tarafından takdir edildiğinin açık ve net bir şekilde göstergesidir. Derneğimiz Çerkes halkının bu güven
ve itibar duygusunu zedelemeyecek aksine Adıǵe Dilinin Adıǵelerin yaşadığı her alana yaymak için
anavatan ve diğer ülkelerde yaşayan soydaşlarımızla ilişkilerini yoğunlaştıracak ve özel/ortak projeler
yürütecektir.
ADDER üretken bir yapıdır. Zira çalışma ekibinin içinde öğretmenler, akademisyenler, bilgisayar
yazılımcıları gibi gerek dil projelerini gerekse proje uygulamalarını sağlayacak kadroya sahiptir. Dil ile
ilgili çalışmalarını danışmanlar desteği ile sürdürmektedir. Özellikle anavatanımızdaki üniversitelerde
çalışan uzman ve dil araştırmacıları ile sık sık istişareler yapılmaktadır. Her ne kadar kamuoyu Adıǵe Dil
Derneğini Latin-Kiril tartışması ile tanısa da alfabe çalışması dil çalışmalarımızın toplam çalışma alanının
sadece %5 ini kapsamaktadır. Asıl çalışma alanlarımız; imla kuralları, sözcük toplama, fiil grupları,
fiilerin kipleri, cümlenin öğeleri, ders kitapları yazımı gibi bir dizi çalışmalar ve bu çalışmaları yazılı ve
dijital kayıtlı hale getirmektir.
Diğer yandan TRT tarafından TRT-3 Kanalından halkımıza tanınan 30 dakikalık yayın süresinin,
Türkiye’de kurulu Çerkes dernekleri tarafından yeterli materyal ile beslenemediği, zaman zaman
aksatıldığı ilgililer tarafından açıklanmış bu tespitler ayrıca tarafımızdan da gözlenmiştir. Bu alanla ilgili
olarak ta spiker, program sunucusu, çevirmen vb. yetişmiş bireylere ihtiyaç duyulduğu, yine
sürdürülebilir bir yayın akışı için Adıǵe dilinin yazılım kodlamalarının yapılması gerektiği açıktır. Bu ve
benzeri çalışmalar da derneğimiz tarafından yürütülecektir.
2003 yılında yapılan değişiklikle farklı dil ve lehçelerde özel okul açabilme hakkı
yasallaştırılmıştır. Adıǵeler bu haktan yararlanacaklar ise, açılacak özel okullarda zorunlu olarak “Latin
alfabesi” kullanacaklardır. Bu durum yasal bir zorunluluktur.
KAFFED tarafından web sitelerinde yayımlanan 19 Kasım 2014 tarihli bildiride, bugüne kadar
dille ilgili ciddi edinimler elde edildiği iddia edilse de yukarıda açıkladığımız gerekçelerden de
anlaşılabileceği üzere 60 saatte hiç bilinmeyen bir dille, hiç bilinmeyen bir alfabeyi öğretmenin
mümkün olmadığı bilinmekle birlikte, yaptığımız araştırmalar sonucunda da örgün eğitim kurumlarında
verilen seçmeli Adıǵece derslerinde bugüne kadar her hangi bir başarı elde edilemediği, hiçbir çocuğun
okur-yazar hale gelemediği görülmüştür.
Adıǵe Dil Derneği olarak Çerkes kurumlarının aralarındaki iletişimlerinin kamuoyu açıklamaları
ile gerçekleştirmelerini doğru bulmadığımızı belirtmek isteriz. Zira bağımsız bir örgüt olan derneğimiz,
tüm Çerkes kurumlarına eşit mesafede olmuş ve her toplantısında kurumlara kürsüyü sonuna kadar
kullanma hakkı tanımıştır. Hal böyle iken, sorunları ortak olan aynı halkın bireyleri olarak, davetimize
icap etmeyip, eleştiriyi aşan açıklamayı basın yolu ile yapan, üyelerinin bir bölümü aynı zamanda bizim
de üyelerimiz olan şahıslara hitaben KAFFED yöneticilerinin yapmış oldukları çağrıyı, kurumsal bir
yapıya uygun bir hareket tarzı bulmuyor ve bu hatanın en kısa zamanda farkına vararak mevcut
tutumlarını değiştireceklerini umuyoruz.
Demokratik Kitle Örgütlerinde yönetim kurullarının işlevi, üyelerinden almış oldukları tüzüksel
bağıl yetkileri kullanmakla sınırlı olduğu aşikardır. Adıǵe Dil Derneği, dil ile ilgili yapmış olduğu tüm
çalışmaları üyelerinden almış olduğu bu bağıl yetki ile gerçekleştirmektedir. Alfabe sorunu, Türkiye
diasporasında yaşayan tüm Çerkesleri ilgilendirdiğinden, bu konudaki çalışmalar Türkiye’de yaşayan
Çerkeslerin tüm kurum ve kuruluşlarından alınan yetki ile gerçekleştirilmiştir. Açıklama sahibi KAFFED
yönetimi ise, MEB’e vermiş olduğu program ve alfabe konusunda ne tarafımıza, ne de başka bir Çerkes
kurumuna, hatta kendi üyelerine dahi hiç bir bilgi vermemiştir. Bu anlamda MEB’e verilen alfabe ve
programın diğer Çerkes kurum ve kuruluşları açısından hiçbir meşruiyeti bulunmamaktadır.
Sonuç olarak; Adıǵe Dil Derneği kurumsal ilkelerinden taviz vermeden Türkiye diasporasında
KAFFED’de dâhil olmak üzere faaliyet gösteren tüm kurum ve kuruluşlarla koordineli bir şekilde
çalışmaya devam edecek olup toplumsal uzlaşı ve diyalogdan yana olan tutumunu her zaman devam
ettirecektir.
Kamuoyumuza saygı ile duyururuz.
ADIǴE DİL DERNEĞİ YÖNETİM KURULU