Prof.Dr.Uğur Coşkun - İmmuno Onkoloji Derneği

r ö p o rt a j
Böbrek Kanseri Tedavisinde
Yeni Nesil Ajanlarla En Az Yan Etki Hedefleniyor
İmmuno Onkoloji Derneği Sekreteri Prof. Dr. Uğur Çoşkun, böbrek kanserinde yan
etkisi düşük yeni nesil hedefe yönelik ajanların bulunduğunu söyledi. Modern tedavide
biyolojik ajanlar ve özellikle hedefe yönelik tedavilerin ilk sırada yer aldığını belirten Prof.
Dr. Coşkun, ilaçlardaki gelişmelere paralel olarak tedavi seçeneklerinin de çoğaldığını
söyledi. “Pazopanib” kullanımına bağlı yan etkilerin diğer tedavilere kıyasla daha düşük
olduğunu vurgulayan Prof. Dr.Coşkun, “Diğer ajanlar ile karşılaştırıldığında ‘tedaviye ara
verme ve tedaviyi kesme’ oranı en düşük olan pazopanib, böbrek tümörü tedavisi alan
hastalarda yaşam kalitesine anlamlı bir katkı sağlayan bir tedavi seçeneği olarak öne
çıkmaktadır.” diye konuştu. Kanser aşı çalışmalarının ilerisi için umut vadettiğini söyleyen
Coşkun, “Küba’nın yürüttüğü çalışmalarda aşı tedavisinin akciğer kanserinde etkili
olma potansiyeli olduğunu görüyoruz. Bizim bu aşıdan beklentilerimiz bu çalışmaların
sonucundan çok daha öte olsa da bu aşının çok daha iyileri geliştirilip ileride bir seçenek
olarak karşımıza çıkabilir.” dedi.
B
öbrek kanserinde umut veren
en yeni araştırmaların tartışıldığı 14-18 Mayıs tarihlerinde Antalya’da yapılan 1. İmmuno
Onkoloji Kongresi’nde böbrek kanseri tedavisi ile ilgili son gelişmeler
ele alındı. Sağlık dergisinin sorularını cevaplayan İmmuno Onkoloji
Derneği Sekreteri ve Gazi Üniversitesi
Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Uğur Çoşkun, tüm
dünyada görülen kanser vakalarının
yüzde 2’sini oluşturan böbrek kanserinin, gelişmiş ülkelerde daha çok
görüldüğüne dikkat çekerek saptanma hızının da giderek arttığını söyledi. Coşkun, “Hızlı ilerleyen böbrek
kanseri, ürolojik tümörler içinde en
yüksek ölüm oranına sahip kanserdir.” dedi.
Modern tedavide biyolojik ajanlar
ve özellikle hedefe yönelik tedavilerin ilk sırada olduğunu ifade eden
Prof. Dr. Uğur Çoşkun, ilaçlardaki
gelişmelere paralel olarak hastaların
100
Haziran - 2014
önündeki tedavi seçeneklerinin de
çoğaldığını söyledi. Coşkun, “Yaşam
süresini uzatma açısından başa baş
olan birçok etkili seçenek arasında
hekimin daha çok yan etki yönetimine ve yaşam kalitesine ağırlık vermesi
gerekmektedir.” dedi.
Hedefe Yönelik Yeni Ajanlar Yan
Etkiyi Azaltıyor
Yeni nesil tedaviler arasında yer alan
“pazopanib” böbrek kanserinde etkinliği gösterilmiş bir hedefe yönelik ajan olduğunu kaydeden Prof. Dr.
Coşkun, bu ilacın ülkemizde biyolojik
tedaviler (interferon ya da interlökin)
sonrasında ilerleme görülmüş, ileri
evredeki veya diğer organlara yayılma evresindeki böbrek kanseri tedavisinde ruhsatlandırılmış durumda
olduğunu söyledi.
“Pazopanib” kullanımına bağlı yan
etkilerin diğer tedavilere kıyasla daha
düşük olduğunu vurgulayan Prof.
Dr. Coşkun, “Diğer ajanlar ile karşı-
laştırıldığında ‘tedaviye ara verme ve
tedaviyi kesme’ oranı en düşük olan
pazopanib, böbrek tümörü tedavisi
alan hastalarda yaşam kalitesine anlamlı bir katkı sağlayan bir tedavi seçeneği olarak öne çıkmaktadır.” diye
konuştu. Coşkun, bunun dışında “sunitinib” ve “sorafenib” isimli iki molekülün daha bulunduğunu ve tedavi
r ö p o rt a j
için bir seçenek olduğunu sözlerine
ekledi.
Birinci Öncelik ve Ana Tedavi:
Cerrahi
Çoğu kanser türünün ana tedavisinin cerrahi olduğunu ifade eden Prof.
Dr. Uğur Coşkun, “İlk seçenek tümörün cerrahi olarak çıkarılmasıdır.
Bunu yapamıyorsak ilaç tedavisi alternatif olarak karşımıza gelebiliyor.
Anatomik lokalizasyonu nedeniyle
cerrahi mümkün olmadığı durumlar
hariç hemen hemen cerrahi tedavi
mutlaka standart. Ama cerrahi olarak çıkarmak mümkün olmuyorsa
veyahut hastalık bölgede yayılma gösterdiyse o zaman sistemik tedavi dediğimiz kemoterapi ve hedefe yönelik
tedavileri uyguluyoruz. Ana tedavisi
cerrahi olarak tümörün çıkarılması.
Bu böbreğin tamamen alınması şeklinde de olabiliyor veya kısmi olarak
daha küçük kısmının çıkarılmasıyla
da mümkün olabiliyor. Bu da tümörün büyüklüğü ile ilişkili.” dedi.
“Bazı Kanser Türleri Kronik
Hastalık Seviyesine İndirgendi”
Geliştirilen ilaçların bazı kanser tür-
lerini kronik hastalık seviyesine indirgediğini belirten Prof. Coşkun,
“Bazı kanserler zaten halihazırda kronik hale gelmiş durumda. Yeni ilaçlar
gelişiyor, bu ilaçlar bazı kanser türlerini kronik hastalık haline getirmiş
durumda. Her kanserin kendi birtakım özellikleri, tedaviye cevap özellikleri var. Dolayısıyla yapılan çalışmalar da her kanser türünde ayrı ayrı
devam etmekte. Ama son dönemde
birtakım ilaçlarla gerçekten eskiden
olmayan, çok çok iyi neticeler alınıyor. Ama tamamen kanser biter diye
bir şey söyleyemeyiz. Yakın zamanlarda bu çok mümkün gözükmüyor.”
şeklinde konuştu.
“Aşı Tedavisinin Kanserde Etkili
Olma Potansiyeli Var”
Kanserde aşı tedavisinin gelecekte
çok önemli tedavi seçeneklerinden
birisi haline gelebileceğini ifade eden
Prof. Dr. Uğur Coşkun, “ileride çok
daha fazla kanser aşısı kanser tedavisinde yer alacak. Ben buna inanıyorum. Zaten teorik olarak baktığımızda normalde her insanda tek tük
gelişen kanser hücreleriyle vücudun
kendi immün sistemi mücadele edi-
yor ve kanser gelişimini önlüyor.
Ama bu kontrol dışına çıktığı zaman
kanser gelişiyor. Bu kanser aşıları dediğimiz de immün sistem aracılığı ile
kanser hücrelerini yok etmek amacıyla yapılan tedavi seçeneği. Bazı kanser
türleri immünolojik kanser türleri aşı
tedavilerine daha duyarlı. Bunlarla
ilişkili aşı çalışmaları var ama bu da
çok zaman alıyor. Aşı tedavileri ileride kanser tedavisinde çok önemli bir
yere sahip olacak.
Küba’da geliştirilen akciğer kanseri
aşısı ile ilgili de değerlendirmelerde
bulunan Prof. Dr. Coşkun, bu aşının
beklentilerini tam olarak karşılamasa bile ilerisi için bu tür çalışmaların
umut vadettiğini söyledi. Coşkun,
“Küba’da geliştirilmiş olan aşı,
Küba’da kullanılmış, belli bir noktaya
gelmiş bir aşı ama bizim beklentilerimiz ondan çok çok daha öte. Orada
belli bir etkinliğinin gösterildiği bir
çalışma var ama akciğer kanserinin
tedavisi bulundu, aşı çok etkindir
denecek düzeyde bir çalışma değil.
Sadece neyi görüyoruz biz orada? Aşı
tedavisinin akciğer kanserinde etkili
olma potansiyeli var.” dedi.
Haziran - 2014
101