Bir Ekonomist Dünyayı Nasıl Görür? Rivayete göre, Dış Ticaret Bakanlığı tarafından maden zengini ve çoğunlukla kabilelerin yaşadığı bir ülkenin ayakkabı pazarını araştırıp rapor yazması için gönderilen iki kişiden ekonomi eğitimi almamış olan “Buradan iş çıkmaz. Çünkü ayakkabı giymeyi tercih etmiyorlar” mealinde bir rapor göndermiş. Ekonomist olan ise heyecan dolu şu mealde bir rapor göndermiş: “Bu bölgeye çok ayakkabı satabiliriz. Çünkü ayakkabıları yok”. Bardağın dolu tarafını ve boş tarafını görüp tartışanlara bir ekonomist bıyık altından güler. Çünkü o bardağın olması gerekenden iki kat büyük olduğunu görmüştür. Bu bilgisini danışman sıfatıyla bir bardak üreticisiyle paylaşır. Bu basit ama sadece onun görebildiği bilgi karşılığında ücretini alır. Üretici daha küçük bardaklar da üretir satar ve rakiplerine karşı avantaj elde eder. Siz bir kahve zincirine uğrayıp orta boy beyaz çikolatalı mokanızın keyfini çıkarırken bir ekonomist sizi izleyip çıkarımlar yapıyor olabilir. Sizin üzerinizden geliştireceği fikirleri paraya dönüştürecektir belki de! Bir ekonomist o an size baktığında ne görür? Bir tüketici… Bir karton bardak içine konulmuş bir kaşık kahve-beyaz çikolata tozu karışımı ve sıcak suya 9,85TL ödeyen bir tüketici. Eğer daha küçük boy beyaz çikolatalı moka alsaydınız 7,95TL ödeyecektiniz. Kahve hazırlayan kişi ise küçük boy bir karton bardak seçip biraz daha az sıcak su ekleyecekti. Aynı kahvenin ve mekânın tadını çıkartacak, üstelik 1,90TL de tasarruf etmiş olacaktınız. Ama bunu yapmadınız. Çünkü kasaya gidip siparişi verirken yukarıda asılı tabelaya baktınız. Kahvenizi seçtiniz. Boyutuna gelince büyük ihtimalle ya tabelada “orta, büyük, en büyük boy” seçenekleri vardı ya da siparişinizi alan kişi “tall, grande, venti? Hangi boy olsun efendim?” diyerek sizi belli seçeneklere yönlendirdi. Sizin de aklınıza küçük boy (short) seçeneğini sormak gelmedi. Ama talep etseydiniz bu kahvenin ve mekânın tadını çıkarmak size 7,95TL’ye gelecekti. Muhtemelen bu kahve zinciri tabela hazırlanırken ve sipariş elemanları yetiştirilirken bir ekonomistten –kim bilir ne kadar ödenerek- danışmanlık almış olmalı. Ne o, siz kahve zincirinde kapuçinosunu yudumlayan bir ekonomistin sadece borsayı ve enflasyonun ne olacağını düşündüğünü mü sanıyorsunuz? O her şeyle ve herkesle ilgilenir ama farklı bakar. Futbola bile! 1996 yılına kadar Arsenal birçok yıldız oyuncuya fakat hem ligde hem de ekonomik anlamda neredeyse dibe vuran bir futbol kulübüne sahipti. Yıldız oyuncular bol sıfırlı rakamlarla transfer edilmişti ve gelenler performans göstermeleri bir tarafa kulübü gırtlağına kadar epey batırmıştı. 1996’da Arsen Wenger teknik direktör olduğunda herkes ondan klasik futbol yönetimi beklerken o futbol camiasının alışık olmadığı yöntemlerle işe başladı. Oyuncu alımında istatistikleri kullanan ilk teknik direktördü. Futbol bilgisinden ziyade verilere güvendi. Transfer piyasasında kulüplerin, oyuncuların geçmiş performanslarına fazla değer biçme eğiliminde olduklarını gördü. Kulüpler zirve noktasına gelmiş olan futbolculara servet ödüyorlardı. Elindeki yıldız olan fakat performansı zirveden aşağı kaymaya başlayan oyuncuları sadece 30’ar dakika oynatıp performans düşüklüğü fark edilmeden oyundan alıyordu. Böylece onları gelecek sezon pahalıya satabilecekti. Sonra yine istatistiklerden yararlanarak genç yaşta yıldızı parlamadan pek çok oyuncuyu ucuza uzun vadeli olarak kapattı. Böylece hem Arsenal Kulübü borçlarından kurtuldu hem de kulübün ligdeki performansı şampiyonluğa kadar tırmandı. Arsen Wenger’in bu başarısı futbol tecrübesinin yanında Strasbourg Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunu bir ekonomist olmasından kaynaklanıyordu. Halen Arsenalin başında ve dünyanın en uzun süre teknik direktörlük yapan ekonomisti. Ekonomist yukarıdaki örneklerde olduğu gibi sadece gözlemlerine dayanarak ya da istatistiklerden çıkarımlar yapmaz aynı zamanda psikolojiden yararlanır ve deneyler yapar. Size bir örnek: Tatil için en iyi fiyatları sunan seyahat acentesi bu yaz tatiliniz için size aşağıdaki opsiyonları sunuyor. Hangisini tercih ederdiniz? Paris Turu, Roma Turu, Roma Turu (Kahvaltısız) Kararınızı verdiyseniz size bir örnek de Amos Tversky ve Daniel Kahneman adındaki iki seçkin akademisyenden: Ofis malzemeleri satan mağazadan 25TL’ye bir kalem almak üzeresiniz. Fakat 15 dk. uzaklıktaki bir başka mağazada aynı kalemin 18TL olduğunu hatırladınız. Ne yaparsınız? 7TL tasarruf etmek için 15dk. gider miydiniz? Soruya muhatap olan çoğu katılımcı bu ikilemi yaşayıp 7TL için 15dk gideceğini söylemiş. Sonra aynı katılımcılarla bir başka test yapılmış: Bir mağazada 455TL’ya şık bir takım elbise buldunuz. Tam alacağınız sırada yanınıza bir başka müşteri geliyor ve aynı elbisenin 448TL’ye 15dk. uzaklıktaki bir mağazada satıldığını, kendisini oradan aldığını kulağınıza fısıldıyor. İkinci defa 15dk. yol yürür müydünüz? Katılımcıların çoğu “hayır, buna değmez” demişler. Bu da neyin nesi şimdi? Madem 7TL 15dk.’ya değiyor neden bu sefer tüketiciler vazgeçti. O da 7TL’lik tasarruf bu da 7TL’lik tasarruf değil mi? Tüketici davranışları üzerine yapılan testler tüketicinin bir indirimden istifade ederken o ürünün fiyatına göre mukayesede bulunduğunu göstermiştir. Siz siz olun yakınında bir kırtasiye olan semte kırtasiye dükkânı açmayın. Ekonomist tavsiyesi. Ha, seyahat planınız mı? Muhtemelen Paris’i unutup sonuçta sizi Roma’ya götürecek opsiyonlardan birini seçmişsinizdir.
© Copyright 2024 Paperzz