Sayın Veliler ve Sevgili Öğrencilerimiz

Sayın Veliler ve Sevgili Öğrencilerimiz;
Sağlık, bütün canlılar için önemlidir. Yapılacak her işin temelini oluşturmaktadır. Her
şeyin başı sağlık olduğu gibi, başarılı ve zeki olmanın da temel unsuru sağlıklı bir
bedene sahip olmaktır. Bizler SAC ailesi olarak; sağlık ile başarıyı birbirini tamamlayan
ve bütünleyen iki unsur olduğu gerçeğinden hareketle, kış mevsiminin başladığı bu
dönemlerde hastalıklardan kendimizi nasıl korumamız ile ilgili bir bülten hazırladık.
Keyifle okumanızı dileriz...
Kış Hastalıklarından Korunmanın Yolları
Soğuk havada vücut direnci düşüyor ve çok çabuk hastalanıyoruz.
Kış mevsiminde solunum sistemi bulaşıcı hastalıklarının daha sık görüldüğünü ve ani
hava değişikliklerinin hastalık riskini artırdığını biliyoruz.
Bilindiği gibi, kış mevsiminde vücut direnci düşmekte, bu nedenle bulaşıcı hastalıklar
(özellikle solunum yolu hastalıkları) daha sık görülmektedir. Kış mevsimiyle hava
sıcaklığının azalması, soğuk rüzgarın esmesi, yağmur, kar yağışı, don olayları, sis ve
insanların kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçirmesi kişilerin sağlıklarını önemli
ölçüde etkilemektedir. Mevsim değişimiyle ortaya çıkan yeni doğal şartlara uyum
sağlayana kadar geçen dönem, hastalıklara yakalanmada en tehlikeli zaman dilimidir.
Kış aylarında grip, nezle, bademcik iltihabı, zatürre, mevsim değişikliğine bağlı
depresyonlar, donarak ölümler, hava kirliliğinden etkilenme ve zehirlenmeler gibi
sorunlar yaşanabilmektedir.
Kış mevsiminde, vücut ısısının dengesini koruyabilmek için daha fazla enerji harcamak
zorunda kalınmakta, bu ihtiyacın karşılanmaması durumunda vücut direnci düşmekte ve
hastalıklara yakalanma kolaylaşmaktadır. Ayrıca, kışın ısınma amaçlı yakıt kullanımıyla
artan hava kirliliğinin soğukla birleşmesi hastalanma tehlikesini daha da artırmaktadır.
Kış Hastalıklarından Korunmanın Yolları
Kış mevsimi geldiğinde hepimizin ortak kaygısı soğuk algınlığına veya kışın sıkça
görülen nezle, grip gibi hastalıklara yakalanmaktır. Fakat kış aylarını sağlıklı bir şekilde
geçirmek de mümkün… Soğuk algınlığına yakalanmadan kış mevsimini atlatmak
isteyenlerin sağlıklı beslenmesi şart…
Kış mevsiminde hayatınızda ve beslenme tarzınızda yapacağınız birkaç ufak değişiklik
ile hem bağışıklık sisteminizi güçlendirebilir, hem de kendinizi dinamik ve enerjik
hissedebilirsiniz. İşte yapmanız gerekenler…
Kahvaltısız çıkmayın…
Günümüzün zinde ve güzel geçmesini sağlayacak öğün olan kahvaltı hiçbir mevsim
ihmal edilmemeli, fakat kış aylarında kahvaltıya ayrı bir özen gösterilmelidir. Çünkü
kahvaltı gece boyunca düşen kan şekerinizi dengeler ve metabolizmanızı uykusundan
uyandırır.
Karbonhidrata yenilmeyin…
Kış aylarında karbonhidratlı yiyeceklere olan isteğimiz oldukça artar.Fakat
karbonhidratların fazla tüketimi diğer enerji veren öğeler olan yağlar ve proteinlerin
alımını azaltır. Proteinlerin yetersiz alınması ise bağışıklık sistemimizin mikroplara daha
kolay yenilmesine neden olur. Bu nedenle karbonhidrat, yağ ve proteinin dengeli
olduğu öğünler tüketmemiz gerekir.
Su tüketimine ara vermeyin…
Birçok kişi, kış mevsiminde su tüketimini ister istemez azaltır. Fakat bağışıklık sisteminin
gücünü azaltabilecek bazı zararlı maddelerin vücuttan uzaklaştırılabilmesi için düzenli
olarak su içmeye devam etmek gerekir.
Vitaminlere özen gösterin…
Soğuk algınlığı, grip ve nezleye yakalanmadan kış aylarını noktalamak için bazı
vitaminlerin desteğine ihtiyacınız var. Bağışıklık sisteminizi güçlendiren vitaminler ve
etkilerine bir göz atalım.




A vitamini mikropların ilk takıldığı bariyerdir. Çünkü bu vitamin deri
bütünlüğünü sağlayarak, mikropların vücudumuzun iç bölgelerine kadar
ulaşmasını engeller. A vitamininden zengin bir sofra kurmak için sarıturuncu renkli sebze-meyvelere, süte, balığa ve yumurtaya sofrada yer
ayırın.
B6 vitamini, bağışıklık sistemi üzerinde en çok etkisi olan vitaminlerden
biridir. Birçok besin kaynağında yer alsa da, en iyi besinsel kaynağı tohum
taneleridir. Tam tahıl ürünlerini tercih ederek B6 vitamini ihtiyacınızı
karşılayabilirsiniz.
Folik asit de sağlığımız üzerinde önemli etkileri olan bir vitamindir.
Haftada 2-3 kez kuru baklagil tüketin ve koyu yeşil yapraklı sebzeleri kış
boyunca mutfağınızdan eksik etmeyin.
C vitaminin soğuk algınlığından koruduğu genelde bilinen bir gerçektir.
hastalıklara karşı koruma sağlar. Vücutta depolanamadığından ötürü her
gün düzenli olarak ihtiyacın karşılanması gerekir. Sebze ve meyveler C
vitamini kaynaklarıdır. Lahana, portakal, mandalina, asma yaprağı,
yeşilbiber ve kuşburnu ise sebze ve meyveler arasında C vitamini
açısından öne çıkan besinlerdir.
(Lütfen vitamin takviyesine başlamadan önce doktorunuza başvurun. )
Hijyen…
El temizliği, günlük yapılması gereken en önemli kişisel temizliktir. Ellerimizle gün boyu
her yere dokunduğumuz için kirlenme oranı da daha fazla olur. Çevremizde bulunan
mikroorganizmaların vücudumuza girmesini önleyebilirsek hasta olmamızı da
engellemiş oluruz. Ellerin sık sık ılık su ve sabunla yıkanması, çatlak ve sıyrıkların
oluşmasının engellenmesi, tırnakların kısa ve temiz olması bulaşıcı hastalıkların
artmasını ve yayılmasını önlemenin en etkili yoludur. Bakteri ve virüslerin en temel geçiş
yolu el teması ile olmaktadır. Kirli ve enfekte (hastalık yapıcı) ellerle kontamine
(bulaşma) olan besin maddelerini tüketmek, çeşitli sindirim sistemi hastalıklarına yol
açabilir. Elleri yıkamak; zararlı mikroorganizmaları yok etmek veya su ile ciltten
uzaklaşmasını sağlamak için çok gereklidir.
Kaliteli uyku uyuyun….
Uyku sadece beynin dinlenme vakti sanılmamalıdır.Uyku beynin; vücudun dinlenme ve
tamir işiyle meşgul olduğu vakittir.
Kapalı ve kalabalık ortamlardan uzak durun….
Kapalı ve kalabalık ortamlardan mümkünse uzak durmaya çalışılmalı ve kapalı ortamlar
sık sık havalandırılmaya devam edilmelidir.
Ve hayata hep pozitif bakın  ….
Sağlıklı ve bol güneşli günler......
Okul Hemşiresi
Hülya ÖZCAN