If"o[Uliplw

Turk B orclar Kanunu
Sempozyumu
Makaleler - Tebligler
Prof. Dr. Halil Akkanat
Prof. Dr. Ozer Selici
Prof. Dr. Atilla Altop
Prof. Dr. Rona Serozan
Prof. Dr. Nami Barlas
Prof. Dr. Cevdet Yavuz
Prof. Dr. Haluk Burcuoglu
Prof. Dr. Vedat Buz
Prof. Dr. Aydin Zevkliler
y
Doc. Dr. Yesim M. Atamer
Prof. Dr. Giilgin Elgin Grassinger
Doc. Dr. Kubra Dogan Yenisey
Prof. Dr. B. Ilkay Engin
Doc. Dr. Emre Gokyayla
Prof. Dr. Phan Helvact
Doc. Dr. M. Murat Inceoglu
Prof. Dr. Nevzat Koc
Doc. Dr. Burak Ozen
Prof. Dr. Erden Kuntalp
Yrd. Doc. Dr. Barak Baysal
Prof. Dr. Haluk Nami Nomer
Yrd. Doc. Dr. Kerem Cem Sanlt
Prof. Dr. Turgut Oz
Yrd. Doc. Dr. Yalctn Tosun
Prof. Dr. Cumhur Ozakman
Derleyen
Doc. Dr. M. Murat inceoglu
If
"o w
ia if
[Ulipl
YAYIN NO: 231
Turk Borclar Kanunu Sempozyumu : Makaleler - Tebligler
Derleyen: Doc. Dr. M. Murat Inceoglu
ISBN 978 -605-5373-49-8
1. BASKI - ISTANBUL, OCAK 2012
© ONIKILEVHAYAYINCILIKA.$.
Adres : Prof. Nurettin Mazharbktel Sokak No: 3/B1 Si^1i / ISTANBUL
Telefon : (212) 343 09 02
Faks : (212) 224 40 06
www.onikilevha.tom.tr
Web
E-Posta : bilgi(&onikilevha.com.tr
Basks Sena Ofset Ambalaj Mat. San. ve Tic. Ltd. Sti.
Litros Yolu 2. Matbaacilar Sitesi B Blok Kat: 4 No: 20
Topkapi - Zeytinburnu / Istanbul
Tel: (212) 613 38 46
Sertifika No: 12064
Cilt
Erdoganlar Cilt - (212) 612 07 39
Oturum Ba,§kani:
Prof. Dr. Rona Serozan*
"Borclann Ifasi ve Ifa Engelleri" konusundaki oturuma ho§geldiniz.
Konular da onemli, konusmacilar da onemli; kulak kabartmanin tam zamam. Konular nicin mi onemli? Borc iliskileri yasalarca veya kisilerce salt
ifa edilsinler diye ongoriiliirler. Borc iliskilerinin varlik nedeni ve amaci,
amaci ifadir. Bir kere bu konu, ifa konusunu borclar hukukunun ba§kosesine otutuyor. Bu amacm, yani ifa amacmm kosteklenmesi, engellenmesi
de dogal olarak aym olciide onemli. Ustelik ifa engelleri hukukunun bir
onemi ve otelligi daha var. Borclar hukukunun en etkili tsunamileri bu
bolgede gozlemleniyor. Bizim de katildigimiz "convension on contracts
for the international sale of goods" kisacasi CISG diye kisaltilan depremden sonra bu tsunaminin etkileri biisbiitiin goze batti. Peki, ama konusmacilar neden onemli?
. Vedat Buz, iilkenin en seckin, en saygin hukukcularmdan, yurtdismda da tamnmis bilimcilerden. "Sozle meden donme" tezime yonelik
elqtiri oklari benim gonlumu hicbir zaman delmedi, tam tersine celdi.
Tipki sevgili arkadasim, degerli meslekta§im Turgut Oz'iin "Sozlesmeden donme" tezime yonelik ele§tiri oklari gibi. Ben bunlari her zaman bir
iiziinc kaynagi olarak degil, bir oviinc kaynagi olarak degerlendirmisimdir.
Vedat Buz'un "sozlesmeden donme", "yenilik doguan haklar" ve " kamu
ihale sozlesmeleri" konularindaki yapitlari, hukuk yazmimizda baskoseyi
tutan yapitlardandir. Yurt ici ve yurtdismda yayinlanmi§ makaleleri de
aynca ozel bir ovgiiyii hak etmistir.
Istanbul Bilgi Universitesi Hukuk Fakiiltesi, Medeni HukukAnabilim Dah
90
Turk Borclar Kanunu Sempozyumu: Makaleler - Tebligler
Barak Baysal'a gelince, Barak yillardir kiirsi arkadasim. Yalniz parlak
teziyle, "islem temelinin cokmesi, sozlesmenin uyarlanmasi" konusundaki cahsmasiyla sivrilmis degil, baskaca bilimsel iiriinleriyle de daha gen4
yasta yurticinde ve disinda isim yapmis bir yazar. Bu konusmacilarm oylesine bir birikimi var ki iki gunluk sempozyumu kendilerine ozgiilesek
yine de yetmez. Ama ben yine de kendilerinden ifa edilmesi guc, hani
dilim varmiyor ifa edilmesi imkansiz bir edimi yerine getirmelerini ve
bu sunumlarmi 25 dakika ile smirlamalarmi rica edecegim. Soz Vedat
Buz'un.
Borclar;<n Ifasi ve Ifa Edilmemesi
Prof. Dr. Vedat Buz*
Sempozyuma gelirken niyetim, bana verilen gorev 4ercevesinde, sadece borclarm ifasi, ifa edilememesi ile ilgili bilgi sunmakti. Fakat sabahki
konusmalar, bu niyetimden vazgecirdi. cok kisa, genel olarak Borclar
Kanunu i zerine bir iki soz soylemek istiyorum. Sayin Balkan ayrildi
samyorum. Arkasindan konusmak gibi olacak; ama herhalde kendisine
iletirler. Sayin Balkan sabahki oturumda Borclar Kanununun genel gerekcesindeh bahsetti ve Avrupa'da bazi seylerin olmasi bizim milli kanun
yapmamiza engel degildir seklindeki sozleri okudu. Uzatmadan soyleyeyim, bu kanun ne yenidir; ne de millidir. Yeni degildir; ciinkii kaba bir
hesapla % 90'i mevcut kanunun aymsidir. % 7-8'i ise Isvicre Bor4lar Kanununda yapilan degisikliklerin tercumesidir. Milli olan tek §ey kanunda
olan hatalardir.
Tebligime donecek olursak, once borclarm ifasi kismmda yapilan
degisikliklere deginmek istiyorum:
Yeni Turk Borclar Kanununun borclarm ifasma iliskin hukumlerinde onemli bir degisiklik gercekle§memistir; mevcut hukumlerin buyuk
kismi, dili sadele§tirilerek hemen hemen aynen muhafaza edilmi§tir.
1. Bor4larm ifasma iliskin hiikiimlerde ilk goze carpan degi§iklik, sozlesme ile kararlastirilan faiz miktarma getirilen simrlamadir. TBK.m.88
Ankara Universitesi Hukuk Fakiiltesi, Medeni Hukuk Anabilim Dah
92 Turk Borclar Kanunu Sempozyumu: Makaleler - Tebligler
hiikmiinde kararlastirilacak anapara faizinin kanuni faiz oranlarmm %
50'sini asamayacagi; TBK.m.120 hukmunde ise kararlastirilacak temerrut faizi oranmm kanuni faiz oraninin % 100'nii asamayacagi hukme
baglanmistir.
Karsilastirmah hukuka bakildigmda cesitli ulkelerde zaman zaman
faiz miktarina smirlamalar getirildigi gorulmektedir. Ornegin Isvi4re'de
Tuketici Kredisi Kanununun uygulama alanina giren i§lemler bakimindan % 15'i asamayacaktir'. Yeni Borclar Kanununda bu konuda ongoriilen smirlamalar hukuk politikasina iliskin tercih sorunudur ve soylenecek
fazla bir ,sey bulunmamaktadir.
2. Borglarm ifasma iliskin yeni hukumler arasinda en fazia dikkati
ceken duzenleme BK.m.83 hukmunu karsilayan yeni 99. maddedir. Bu
hukmun degerlendirilmesine gecmeden once 83. madde hakkinda genel
bir bilgi verilmesi yararli olacaktir:
Bilindigi gibi mevcut Borclar Kanununun 83. maddesinin 2. fikrasinda aynen odeme veya bu anlama gelen bir kayit ihtiva etmeyen yabanci Para borclarmda borcluya, yabanci para borcunu vade tarihindeki rayic
uzerinden Turk lirasiyla da odeme imkani tamnmistir. Kanunda vade tarihi denmis olmasma ragmen bu hukmun hem vadeye baglanmis hem de
baglanmami§ borclari kapsayacak bir §ekilde "muacceliyet tarihi" olarak
anlasilmasi gerekir. Doktrinde borcluya tanman bu yetkinin kanundan
dogan bir secimlik yetki oldugu kabul edilmektedir.
83. maddenin ikinci fikrasinda aynen odeme kaydi ihtiva etmeyen
yabanci para borclari bakimindan borcluya borcunu isterse ulke parasi
uzerinden odeme yetkisinin tanmmasimn temelinde su dusiinceler
yatmaktadir: Ilk olarak yabanci parayi aynen temin etmenin bor4lu bakimmdan giicliik yaratabileceginden endise edilmistir. Bu vesileyle belirtelim ki, son zamanlarda doktrinde, gunumuzde artik yabanci paranin
tedarikinde herhangi bir zorlukla karsilasilmadigmi ve dolayisiyla aynen
Bkz. Weber, H. Rolf, Berner Kommentar zum Schweizerischen Privatrecht, Bd VI,
I.Abtl., 4. Teilbd., Art.68-96 OR, 2. Aufl., Bern 2005, Art. 73 OR, N.133 vd.; OR-Leu,
Kommentar zum schweizerischen Privatrecht: Obligationenrecht I, hrsg. von Honsell/
Vogt/Wiegand, 4.Aufl., Basel-Genf-Munchen 2007, Art.73 OR, N.4.
Borflartn Ifast ve ifa Edilmemesi - Prof. Dr. Vedat Buz
93
ifa kaydmi ihtiva etmeyen yabanci para borclusunun dahi ulke parasi ile
odeme yetkisi ile donatilmasmm en onemli gerekcesinin ortadan kalktigmi, bu nedenle de ikinci fikra hukmunun lagvedilmesi gerektigini
savunan yazarlar vardir2. Ikinci olarak alacakhya bir secimlik yetki tanimak suretiyle ulke parasinin kullanilmasini tesvik etme amaclanmistir3.
Doktrinde BK.m. 83/11 hukmunde taninan imkanm sadece borcluya
tanmmis bir alternatif yetki oldugu ve alacaklinin odemenin hangi para
birimi uzerinden yapilacagina karar verme yetkisinin bulunmadigi kabul
edilmektedir4. Hatta Turk doktrininde hakh olarak, BK.m. 83'e 1990 yilinda eklenen iicifncif fikra hukmunden sonra dahi odemenin Turk lirasi
uzerinden mi yoksa yabanci para uzerinden mi yapilacagina karar verme
yetkisinin munhasiran borcluya aft oldugunu; ilgiincii fikra hukmunde
alacakliya sadece, borclunun Turklirasi uzerinden odemeye kararvermesi
durumunda hangi kurun eras alinacagini belirleme yetkisinin tanmdigmi
savunan yazarlar vardirs.
Mevcut Bor4lar Kanununun 83. maddesine 3678 sayili Kanunla
eklenen ifciincff fikrayla, borclunun aynen odeme kaydim ihtiva etmeyen yabanci para borcunu odemede temerrude dusmesi durumunda
alacaklmm vade veya ffflf odeme gunundeki rayice gore Turk parasi ile
odemeyi talep edebilecegi hukme baglanmiflir. Bilindigi uzere bu hukmun konulus sebebini yuksek enflasyonun hakim oldugu donemlerde
doviz kurlarmda meydana gelen artislarm olumsuz sonuclarma karsi
alacaklmm korunmasi olusturmaktadir. Doktrinde m.83/III hukmunde
yabanct para alacakhsma taninan bu ayricahk eleftirflmektedir. Yerlf para
alacakltlarmm enflasyon ve devaluasyondan kaynaklanan zararlarini
Bucher, Eugen, Zahlung in Fremdwahrung: ORArtikel 84 im Wandel der Wahrungsgeschichte, in: Symposium anlasslich des 80. Jahrestages des Inkrafttretens des Turkischen Zivilgesetzbuches, Ankara 2007, s.195 vd.
Weber, H. Rolf, Fremdwahrungsschulden in der Praxis, BJM 1983, s.111; Weber, Berner Kommentar, Art. 84 OR, N.324.
BGE 134111 154; Weber, H. Rolf, BJM 1983,s.1 11/ 112; Weber, Berner Kommentar,
Art. 84 OR, N.325.
Barlas, Nami, Para Borclaruun Ifasmda Borclunun Temerrudu ve Bu Temerrilt A4ismdan Duzenlenen Genel Sonu4lar, Istanbul 1992, s.99; Oguzman, Kemal/Oz, Turgut,
Borclar hukuku Genel Hukumler, 6. Basks, Istanbul 2009, s.236. Kars.ancak, Serozan,
Rona, Bor4lar Hukuku, Genel Mum, 5. Basi, Istanbul 2009, s.106.
94 Turk Bor4lar Kanunu Sempozyumu: Makaleler - Tebligler
ancak BK.m.105 hiikmiinde ongorulen kosullarla talep etmesi mumkun
iken, doviz alacakhlarma taninan bu ayricaligin anayasal esitlik ilkesine
de aykirilik teskil edecegi ileri surulmustur6.
BK.m.83'u karsilayan Turk Borclar Kanununun 99. maddesinde ilk
bakista esasa ili§kin onemli degisiklikler yapilmis goziikmektedir:
Ilk olarak 99. Maddenin ikinci fikrasinda, aynen odeme kaydmi ihtiva etmeyen yabanci para borclan bakimindan bor4lunun borcunu, "odeme gunundeki rayi4 uzerinden Ulke parasiyla da" odeyebilecegi hukme
baglanmistir. Dolayisiyla mevcut Kanunun 83. maddesinden farkli olarak, "wade tarihi" degil, "odeme tarihi" esas almmistir. Odeme tarihi ile
borcun odenmesi gereken tarihin degil fiili odeme tarihinin kastedilmis
olmasi gerekir. Zira borcun odenmesi gereken tarih vade tarihi ile aym
,seydir ve kanun koyucunun vade tarihi ibaresini terk ederek onun yerine
odeme tarihini esas almasi ancak odeme tarihinin fiili odeme tarihi olmasi halinde bir anlam ifade edebilir.
Esasen Borclar Kanunun 83 maddesinde vade tarihinin esas ahnmasi oteden beri elestirilere hedef olmuftur. Bu duzenlemenin borcun
muaccel oldugu tarihten borclunun temerrude diistugii ana kadar kurda
meydana gelen degisikliklerin olumsuz sonuclarmt alacaklmm sirtma
yiktigim'; zira bu hiikniin verdigi yetkiye dayanarak borclunun vade
tarihinden sonra yabanciparamn deger kaybetmesi durumunda borcunu
yabanci para olarak, defier kazanmasi durumunda ise borcun muaccel
oldugu tarihteki kur uzerinden Turk lirasi olarak odeyebilecegini; bu
nedenle, Alman Medeni Kanununun 244. paragrafinda oldugu gibi, odeme tarihindeki kurun esas ahnmaslmn daha isabetli olacagi ileri surulmektedir8. Dolayisiyla, yeni Borclar Kanununun 99. maddesinin ikinci
6
Serozan, Borclar Hukuku, s.105,106.
7
Bu tehlike ozellikle vadeye bagh olmayan, temerrut icin ihtara gerek olan bor4lar bakmundan soz konusudur. Buna karsihk belirli bir vadeye baglanmig bor4larda, vade
tarihinde borcunu odemeyen bor4lu ihtara gerek olmaksizm temerrude diisecegi icin,
alacaklmm kur degisikligi nedeniyle ugradigi zararlan BK.m.105 hiikmiinde ongorulen
§artlar 4ergevesinde borcludan talep etmesi miimkun olacaktir.
8
Bkz. Weber, Berner Kommentar, Art. 84 OR, N.329.
Borglarm !fast ve Ifa Edilmemesi - Prof Dr. Vedat Buz
95
fikrasmda "bade tarihi" yerine "odeme tarihinin" esas almmasi, ogretide
ileri surulen goruslere uygun dusmektedir9.
Kammca ikinci fikra hukmunde "odeme zamamnm" esas alinmasi
iicdncii fikra hukmiiniin varhk sebebini de biiyiik ol4ude kaldirmistir. Ancak Yeni Bor4lar Kanunu, ikinci fikrada vade giini yerine odeme giiniinu
esas almasina ragmen 3.fikrada yabanci para alacakhsma taninan bu ayricaligi lagvetmekyerine, kuvvetlendirerek muhafaza etmistir. Gercekten
de 99. maddenin ii4 ncii fikrasinda aynen odeme kaydini ihtiva etmeyen
yabanci para borclarmda alacakliya sadece yabanci paranm Turk lirasina
cevrilmesinde vade gums veya fiili odeme ganunun esas alinmasi hususunda secme yetkisi verilmesiyle yetinilmemis; alacakliya isterse yabanci
para alacaginin aynen odenmesini isteme hakkl da tanmmistir10
Goruldugu u.zere bu hukumde, aynen odeme kaydini ihtiva etmeyen
yabanci para alacaklisina aynen odeme kaydim ihtiva eden yabanci para
alacaklari bakimindan dahi mevcut olmayan genic bir hareket alani tanmmistrr. Bu duzenlemeyle, aynen odeme kaydmi ihtiva etmeyen yabanci
para alacaklari bakimindan bor4lunun temerrudu halinde odemenin
yapilacagi para birimini tespit etme; borcun Turk lirasi ile odenmesini
tercih etmesi durumunda da donusturme kurunu belirleme tamamen
alacahmn takdirine birakilmiftir't
Odeme tarihinin esas almmasinm da borcluya spekulasyon yapma imkani saglayip saglamayacagi hususundaki tarricmalar i4in bkz. Weber, Berner Kommentar, Art. 84 OR,
N.330'da zikredilen yazarlar.
° Ilk tasanlarda da yer alan bu duzenleme, bir ara tasandan cikanlmistt. Bunun uterine
Serozan, §unlan yazmtsrir: "Ne yazik ki, BKT'nda bu sakincah duzenleme aynen korunmugtur. Hatta bir ara Tasarrya alacakh yararina dovizin aynen odenmesini isteme se4enegi bile eklenmiftir. Neyse ki bu oneri sonradan geri cekilmistir." (Bkz. Serozan, Borclar Hukuku, s.107). Bu duzenlemenin sonradan kanun metnine dahil edilmesi kanimca
da son derece isabetsiz olmuftur.
Yargitay'm da bu yonde verilmis kararlan vardir; bkz. ornegin, HGK T. 8.5.2002; E.
2001/19-1086; K. 2002/371: "Ogretide cogunlukla benimsendigi gibi,B.K.nun 83. maddest, fast gereken yabanct para borcunun odenmesi konusunda iki yol benimsemi^tir. Borclu
borcun odenmesinde henuz temerrude du4memi; ise, dogrudan dogruya s6zlqmede a4tklanan yabanci parayt aynen odeyerek borcundan kurtulacak; sozlesmede bor4 miktarzntn yabanct ulke parasi uzerinden fade edilmesi ile yetinilmemi¢, ayrica odemenin efektif dovizle
yaptlmast aynen odenecektir" deniierek veya bu anlama gelen sozlerle ifade edilmigse, borclu
96
Turk Borflar Kanunu Sempozyumu: Makaleler - Tebligler
Fakat asil iizerinde durmak istedigim husus bu da degildir: Yeni
99. maddenin iiciincii fikrasmm kaleme almis bicimi ve kullamlan ifadeler, gercekten de biraz once ikinci fikraya iliskin olarak belirttigimiz
anlamda bir hukum degisikligine gidilip gidilmedigi hususunda ku;;kular
uyandirmaktadir.. Soz konusu hukme gore, ".....borcun odeme gununde
odenmemesi uzerine alacakh, bu alacagtnin aynen veya vade ya da fiili odeme
gunundeki rayi4 uzerinden Ulke parast ile odenmesini isteyebilir". Goruldugu
iizere bu hukumde iic tarihten soz edilmektedir. Bunlardan ilki, "odeme
guns"; ikincisi "vade guns", iiciinciisii ise "fiili odeme gunu"dur. "...
borcun odeme gununde odenmemesi" ibaresiyle neyin kastedildigi belli
degildir. Akla iki ihtimal gelmektedir:
Birinci ihtimal, odeme gums ile vade giiniiniln kastedilmis olmasidir. Hiikmiin gerek4esinde, "metinde yapilan duzeltme ve arilasrirma
dismda, maddede 818 sayili Borclar Kanununa gore hukum degisikligi
yoktur" seklindeki ibare de bu ihtimali desteklemektedir12.
Turk parasi ile odemede bulunamayacak,
borcunu yabanct ulke parasi ile 6cleme k zzorunda
kalacaktir. Bu durum di ,nda, bor4lu ademeyi yiiklendigi yabanct para
miktarmt Turk parasma cevirerek, Turk parasi ile odeyecektir. Burada borcluya teknik
anlamda bir se4im hakki
degil, alternatif yetki ( Facultas Alternativa ) tanmmishr.
Ikinci yol olarak, bor; lu temerrude
du¢erse, B.K. nun 83. maddesine 3678 sayih Yasa ile eklenen
3. fikra uyarmca, borclu 83/
Il.fikrantn ongordugu secim yetkisini kaybeimekte,
bu yetki alacakhya gecmektedir. Alacakhmn secim yetkisi iki yonludur. Sozlesmede kararlasttrtlmtssa, yabana
para borcunun aynen
efektif olarak veya bunun Turkparasma fevrilerek odenmesini isteyebilir
. Ikinci secenegi tercih
ettigi takdirde, cevirme tarihi olarak ya vade gununu yada fiili ddeme gununu secebilecektir.
Alacakhya taninan bu olanak , dogrudan dogruya kanundan
dogan ozel bir tercih hakki olarak kabul edilmelidir. ( Bkz. Tekinay, Bor4lar hukuku, Genel
Hukumler, Tekinay/Akman/
Burcuoglu /Altop, 7. Baski, 1993, sh.777 vd. Doc. Dr. Hakan Pekcanttez
, Yabanct Para Alacaklarmtn Tahsili,1994, sh.38 vd) Burada B.K.nun 106/
111. Maddesinde yazth segimlik hak
ile B.K.nun 83/I1.fikrasmdaki tercih hakkmt kartgrrmamak gerekir
. B.K.nun 106/IlLmaddesi, karsdtkh edimleri i4eren sozlesmelerde, akdin ifa edilmemesi,
diger bir anlatimla yerine
getirmede direnme halinde alacakhya se gimlik hak tantdigi halde, B.K.nun 83/IlLmaddesi
borcun nastl ifa edilecegini duzenlemektedir. Burada, borglu
temerrude du;tugunde 3678 sayth Yasa ile degisik B. K.nun 83/IlLmaddesi, alacakhya donusu mumkun
olmayan bir tercih
hakkt tantmaktad,r. Bu durumda, alacakh, hasrettigi talebinden donerek ba;ka bir yer talep
edemeyecektir".
12
Ancak hemen belirtelim ki , Turk Bor4lar Kanununun gerek4elerinin kaleme alim§ bicimi, kullamlan yontem ve gosterilen ozen goz oniinde tutuldugunda, gerekceden hareketle saghkh bir sonuca varilmasl mnmknn degildir . Turk Bor4lar Kanununun gerekgeleri,
Bor4larin !fast ve Ifa Edilmemesi - Prof. Dr. Vedat Buz
97
Bu ihtimalin soz konusu olmasi, yani odeme gununun vade giinii
anlaminda kullamlmi^ olmasi halinde yukarida ikinci fikrada yapilan
hukum degisikligine iliskin olarak yapilan ovguler de temelsiz kalacaktir.
Zira bu ihtimalin kabulu durumunda, ikinci fikra hukmunde herhangi bir
hukum degisikligine gidilmedigi sonucuna vanlacaktir.
Ancak ayni hukumde odeme genii yaninda ayrica vade gununden
de soz edilmi^ olmasi bu ihtimali devre di§i birakmaktadir. Ayrica yeni
Borclar Kanununun cok sayidaki hukmunde (bkz. orn. m.91, 92, 102,
253, 264, 271, 362, 590) "vade giiniinden" soz edilmesi, "odeme gums"
ibaresinin vade giiniinii ifade etmek icin kullamlmadigmi gostermektedir.
Ikinci ihtimal, "odeme gununun" fiili odeme gununu ifade etmek
icin kullamlmis olmasidir. Ancak ayni hukumde odeme gums yaninda
ayrica fill odeme gununden de soz edilmektedir . Ayrica bu ifade ile fiili
Turk hukukunda tarihi yorum metodunu kullanilamaz hale getirmistir. Bu gerekcelere
bakarak bir hukmun ne sebeple degistirildiginin veya konuldugunun anlasilmasi mumkiin degildir. Genellikle gerekcelerde maddede degi§iklik yapildigi ifade edilmekte, ancak bu degisikligin hangi teorik ve pratik nedene dayandigmdan soz edilmemektedir.
2008 tarihli tasarimn genel gerekcesinde, "yeni hiikiimlerin duzenlendigi maddelerin
gerekcelerinin, daha ayrintdi bi4imde yazilmasma ozen gosterilmi§tir" denmektedir.
Oysa gercek bu degildir. Yeni konulan hukumlerin neredeyse tamami herhangi bir gerekceye dayanmamaktadir. Bazen de gerekcelerde gereksiz yere, bir serh yazihyormus4asina herhangi bir degi§iklik yapilmayan hukumlerin izahi yapilmiftir. Bu hususa ornek
olarak haksiz fiiller ve sebepsiz zenginlesmede surekli defiyi duzenleyen ve herhangi bir
hukum degisikligi olmayan 72 ve 82. maddelerin gerekceleri gosterilebilir. Maalesef bu
sekilde yapilan a4iklamalarin bir kismi teorik olarak dogru da degildir. Omegin, zapta
karsi ve ayiba karsi tekeffule ili§kin 217 ve 229. maddelerin gerek4esinde, anilan huknmlerde soz gecen "dogrudan dogruya zarar- dolayh zarar" ayrunmm menfi zarar- mnspet
zarar ayrumm karsiladigi ifade edilmektedir. Oysa dogrudan dogruya zarar-dolayli zarar
ayrimimn hangi anlama geldigi hennz knllenmemis; knllenmek bir yana Isvicre Federal
Mahkemesinin unlu "Papagan Karari" (BGE 133 111 257 vd.) ile yeniden alevlenmi¢ bir
tartismamn konusunu olusturmaktadir. Gerek4elerde yer alan bu isabetsiz ve gereksiz
a4iklamalara, asagida kesin vadeli i§lemlere deginilirken bir kez daha isaret edilecektir.
Bu tuhaf ve kabul edilemez durumun bir nedeni kanun yapma faaliyetinin yeterince
ciddiye ahnmamasi ise, digeri teknik bir sebebe dayanmaktadir: Komisyon 4ah§malari esnasmda degistirilen veya yeni konulan maddelere ili§kin olarak yapilan tarts§malar
kaydedilmemistir. Hatta gerekcelerin yazilmasi, maddeler nzerindeki 4alrsmalar bittikten, yani tasari tamamlandiktan sonra ger4eklesmiftir.
98
Turk Borflar Kanunu Sempozyumu: Makaleler - Tebligler
odeme giinun kastedilmesi, hukmu tamamen anlamsiz hale getirecektir;
zira bir borcun (flili) odeme gununde odenmemis olmasindan mantiken
soz edilemez.
Bu durum karsisinda yeni Borclar Kanununun iki turlu yorumlanmasi soz konusu olabilecektir: Ilk olarak, ashnda bu hiikumde herhangi
bir degisiklik yapilmadigi ve ikinci fikra da yer alan odeme gums ibaresinin mevcut Kanunda oldugu gibi vade gums manasinda kullamldigi
diisiiniilebilir.
Ikinci yorum tarzina gore ise ikinci fikrada vade gums yerine bilincli
olarak odeme gums teriminin kullanildigi; iiciincii fikranin ise ihtiva ettigi
celiskili terminoloji sebebiyle uygulanamaz bir hukum oldugu sonucuna
varilabilecektir.
Bu nedenle acil bir kanun degisikligi gerekmektedir: Ya dgdncii fikra
hukmunun tamamen lagvedilmesi; yok eger bu fikra muhafaza edilmek
isteniyorsa, "borclunun borcunu ifada temerrude du§mesi durumunda
alacakhmn alacagmi borcun muaccel oldugu veya fiili odeme gunundeki
rayice gore Ulke parasi ile odenmesini isteyebilir" seklinde degi^tirilmesi
uygun olacaktir.
3. Anlasilmasi son derece giic bir diger duzenleme, mevcut Borclar
Kanununun 84. maddesini karsilayan yeni Borclar Kanunun 100. maddesinin ilk fikrasinda yer almaktadir. Bu hukumde, "Borglu, faiz veya
giderleri odemede gecikmemi4 ise, kismen yaptigi odemeyi ana borctan du4me
hakkina sahiptir" dendikten sonra "Aksine anlacma yapilamaz" ifadesine
yer verilmistir. Burada emredici bir hukuk kurah ongorulmesini gerekcelendirmek mumkun gozukmemektedir. BK.m.84 hukmune gore, borclu
odemedigi faiz veya gider borcu mevcut oldugu stirece yaptigi kismi odemeyi anaparadan dusemeyecektir. Dolayisiyla bu hukum yapilacak kismi
odeme ile oncelikle faiz veya gider borcunun kapatilmasini duzenlemektedir. Hukmun temelinde yatan diisiince cok aciktir: Anapara ve faiz ya
da gider borcunun tamami muaccel ve ihtilafsiz ise BK.m. 68 hukmu
geregi alacakh yapilacak kismi odemeyi kabul etmek zorunda degildir.
Buna ragmen borclunun istegine uyarak kismi odemeyi kabul ederse, 84.
madde hukmuyle, bu durumun alacaklmm zararina sonuc dogurmasina
Bor4larin Ifasi ve Ifa Edilmemesi - Prof Dr. Vedat Buz
99
engel olmakve mahsubun onun menfaatleri dogrultusunda gerceklesmesi istenmistir13
Goruldugu iizere yeni BK.m. 100 hukmunu kaleme alanlar, maddenin neyi duzenlediginin farkinda degildir. Aslmda alacaklimn menfaatlerini koruyan bir bu hiikmiin, borcluyu koruyan bir duzenleme oldugunun
zannedilmesi ve bu ( sozde) korumamn aksine anlasmayi yasaklayan bir
ilave hukumle pekistirilmeye cahsilmasi buyuk bir talihsizlik olmustur.
Ustelik bu yeni ilave hukum, korunmak istenen borclunun lehine degil
aleyhine sonuclar doguracaktir; zira alacakh borclunun yaptigi kismi
odemeyi muaccel faiz veya Bider borcuna degil de ana paraya mahsup
etmeye hazer olsa bile, yeni ilave hukum borclu lehine olacak bu tier bir
mahsup i§lemine engel olacaktir.
4. Bir diger yenilik alacakh temerrudune iliskin 106. maddede gerceklesmistir. Bu hukumde, sahsiyatcihk soylentilerini ayyuka cikaran bir
duzenleme yer almaktadir. Turk Bor4lar Kanununun 106. maddesine eklenen yeni ikinci fikrayla, muteselsil borclulardan birine karsi temerrude
die§en alacaklmm diger muteselsil bor4lulara karsi da temerrude di4ecegi
hukme baglanmistir. Hem teorik hem de pratik acidan daha buyuk onem
tapyan bor4lu temerrudune iliskin hukumlerde muteselsil bor4luluk
durumu ozel olarak duzenlenmemisken, alacakh temerrudunde bu hususa ili§kin ozel bir duzenlemeye yer verilmis olmasi ahsiyatcihk dismda
baska bir gerekrceyle izah edilemez.
Borcun ifasina iliskin hiikiimleri bu §ekilde degerlendirdikten sonra,
simdi de borcun ifa edilmemesine iliskin hukumlerde yapilan degisiklikler uzerinde durmak istiyorum:
Borclar hukuku alanmda gerceklesen yeni kodifikasyonlarm en 4ok
ilgi ceken alanlarindan biri borcun ifa edilmemesine iliskin hukumlerdir.
Yeni kanunda veya kanun degisikliginde bu alanlara ili§kin olarak getirilen
yeni duzenlemeler, bir butun olarak kanunlastirma faaliyetinin ciddiyeti
ve kalitesi hakkinda cok onemli ipuclari verirler. Borcun ifa edilmemesini
13 Weber, Berner Kommentar, Art. 85, N.6.
100
Turk Borclar Kanunu Sempozyumu: Makaleler - Tebligler
isabetli ve tatmin edici bir sekilde duzenleyen bir kanunun, diger hukuki
sorunlar bakimmdan basarisiz olma ihtimali son derece zayiftlr.
Yeni Turk Bor4lar Kanununun bor4lann ifa edilmemesine iliskin
hukumlerini bu gozle degerlendirirken, yapilanlari ve yapilmayanlari ayri
ayri ele almak gerekmektedir. Ilk olarak yapilan degi§ikliklere deginmek
istiyorum:
1. Bu kisimda yapilan ilk degisiklik, mevcut Bor4lar Kanununun 96.
maddesinin metninde gerceklesmistir. Bilindigi uzere bu hukum, ihtiva
ettigi "bor4 hi4 veya geregi gibi ifa edilemezse" seklindeki ifadeyle sanki
sadece borcun tam veya geregi gibi ifasmm imkansizlasmasmi duzenledigi, buna karsilik borcun geregi gibi ifa edilmemesini kapsamadigi
izlenimini uyandirdigi noktasinda elestirilere ugramistir14. 96. maddeyi
karsilayan yeni 112. madde hukmunde bu hususa iliskin tereddutler giderilmis ve "bor4 hi4 veya geregi gibi ifa edilemezse seklindeki ifade, "bor4
hi4 veya geregi gibi ifa edilmezse" bi4iminde degistirilmistir. Boylelikle
soz konusu hukmun sozlesmesel sorumluluga iliskin temel norm olma
niteligi tasidigi hususunda herhangi bir kusku kalmamistir.
2. Sorumsuzluk anlasmasma iliskin 115 ve 116 maddelerde onemli
degi§iklikler gerceklestirilmistir:
a) Ilk olarak 818 sayih Bor4lar Kanununun 99. maddesinin ikinci
fikrasmda iki durumda hafif kusurdan dogan sorumluluk anlasmasim
ge4ersiz sayma hususunda hakime verilen takdir yetkisi kaldirilmi§ ve
soz konusu istisnai durumlarda sorumsuzluk anlasmasimn kesin olarak
hukumsuz oldugu hukme baglanmistir.
Daha da ilgin4 ve onemli degisiklikler soz konusu istisnai durumlara
iliskin olarak yapilmistir:
Bilindigi uzere, hakimin sahip oldugu takdir yetkisini kullanarak
hafif ihmalden dogan sorumlulugu kaldiran anlasmalari ge4ersiz sayabilecegi birinci istisna anlasmamn yapildigi anda alacakhmn bor4lunun
" Weber, Berner Kommentar, Art. 97, N.4 ve 14; Guhl , A. Koller, Schweizerisches
Obligationenrecht, Allgemeiner Teil, 3. Aufl., Bern 2009, s.690.
Bor4larm Ifasi ve Ifa Edilmemesi - Prof. Dr. Vedat Buz
101
hizmetinde bulundugu durumlardir. Bu hukmu karsilayan yeni Borclar
Kanununun 115. maddesinin ikinci fikrasinda, "Bor4lunun alacakh ile
hizmet sozlqmesinden kaynaklanan herhangi bir bore sebebiyle sorumlu
olmayacagma ili^kin olarak onceden yaptigl her turlu anlacma kesin olarak
hukumsiizdiir" hukmu yer almaktadir. Dolayisiyla bu yeni duzenlemeyle
hizmet sozle§mesine isci lehine de sorumsuzluk kaydi konmasi mumkun
degildir. Oysa kanun koyucu 99. madde hukmuyle taraflardan birinin,
hizmet sozlesmesinde isverenin, sahip oldugu iistiin konumu kullanarak
sorumsuzluk anla§masmi kart tarafa, yani isciye empoze etmesine engel
olmak istemistirls. Dolayistyla yapilan degisikligi soz konusu hukmun
varhk sebebiyle bagdastirmak mumkun degildir. Hizmet sozlesmelerinde
genellikle i§veren lehine sorumsuzluk kaydi kararlastirildigi, isci lehine
bu tiir kayitlara yer verilmedigi dusuniilebilir. Ancak bu durum dahi soz
konusu degisikligi hakh gostermek icin yeterli degildir.
Bu degisiklik, ba§ka bir actdan daha vahim sonuclara gebedir. Bilindigi iizere, doktrindeki hakim goriis 99. madde hukmunde yer alan
"alacaklmm borclunun hizmetinde olmasi" §eklindeki ifadeyi genic bir
sekilde yorumlama ve somut olayda taraflardan birinin digerine oranla
ustun konuma sahip oldugu vekalet ve eser sozlesmelerine de kiyasen
uygulama egilimindedir16. Yeni 115. maddenin ast-list iliskisini bir yana
birakip soyut olarak hizmet sozlesmesine vurgu yapan yeni ifade bicimi,
soz konusu hukmun diger sozlesmeler k yasen uygulanmasmi epey zorlastiracaktir.
b) 99. maddenin ikinci fikrasinda da yer alan diger istisnai duruma
iliskin olarak da onemli bir degi§iklik yapilmistir. Bilindigi gibi bu hukme gore, sorumlulugun hiikumet tarafindan imtiyaz suretiyle verilen bir
sanatin icrasindan dogdugu durumlarda da hakim hafif kusura iliskin
sorumsuzluk anlasmasmi gecersiz sayabilir. Isvicre Kanun Koyucusu
bu hukumle, demiryollan gibi piyasada monopol konumuna sahip olan
isletmelerle sozlesme akdedecek zayif tarafi korumayi amaclamistir.
`s Weber, Berner Kommentar, Art. 100 OR, N. 101 vd.; Wiegand, Wolfgang, Kommentar
zum schweizerischen Privatrecht: Obligationenrecht I, brsg. von Honsell/Vogt/
Wiegand, 4.Aufl., Basel-Genf-Munchen 2007, Art. 100 OR, N.9.
16
Bkz. Weber, Berner Kommentar , Art. 100 OR, N. 110.
102
Turk Borqlar Kanunu Sempozyumu: Makaleler - Tebligler
Doktrinde bu hiikmiin demiryollari, posta, su dogal gaz ve elektrik isletmelerine ilaveten, doktorluk, avukatlik, noterlikve eczacilik gibi bir izinle
yurutulen diger faaliyetlere de uygulanmasi gerektigi gorii§d hakimdir".
Federal Mahkeme soz konusu hukmun kapsamma bankalari da dahil
etmektedir18. Yeni Borqlar Kanununun 115. maddesinin son fikrasinda
doktrin ve i4tihatlardaki bu egilime uygun olarak ,su duzenlemeye yer
verilmistir: "Uzmanligi gerektiren bir hizmet, meslek veya sanat, ancak
kanun ya da yetkili makamlar tarafindan verilen izinle yurutulebiliyorsa,
borclunun hafif kusurundan sorumlu olmayacagina ili§kin onceden yapilan anlasma kesin olarak hiikumsuzdur"
c) TBK.m.116 hukmiinde, ifa yardimcilarinin fiillerinden dogan sorumlulugu kaldiran anlasmalara ili§kin olarak da degi§iklilder yapilmistir.
818 sayili Borqlar Kanununun 100. maddesinin son fikrasina gore, anlasmanm yapildigi anda alacakh bor4lunun hizmetinde ise veya sorumluluk
hukumet tarafindan imtiyaz suretiyle verilen bir sanatin icrasindan doguyorsa sadece hafif kusurdan dogan sorumluluk kaldirilabilir.
Oysa yeni Borqlar Kanununun 116. maddesinin son fikrasinda sadece uzmanligi gerektiren bir hizmet, meslek veya sanat, ancak kanun ya da
yetkili makamlar tarafindan verilen izinle yiirutulebiliyorsa, borclunun
hafif kusurundan sorumlu olmayacagina iliskin onceden yapilan anlasmanin kesin olarak hukumsuz oldugu duzenlenmistir. Goriildiigu iizere
bu W r durumlarda hafif kusurdan sorumlulugu kaldiran anlasmalara dahi
musaade ;edilmemistir.
Buna karsilik anlasmanm yapildigi anda alacakhnm borclunun
hizmetinde oldugu hallere iliskin bir duzenlemeye yeni metinde yer
verilmemistir. Dolayisiyla yeni Borclar Kanunu bakimmdan soz konusu durumlarda agar kusurlu dahi olsa yardimci sahsin fiilinden dogan
sorumlulugu ortadan kaldiran anlasmalar gecerli olacaktir. Ornegin bir
hizmet akdinde i§ guvenligi onlemleri i§verenin yardimci sahsi tarafin17
18
Bkz. Weber, Berner Kommentar, Art.100 OR, N.111 vd.; Schwenzer, Ingeborg,
Schweizerisches Obligationenrecht, Allgemeiner Teil, 5. Aufl., Bern 2009, N.24.06;
Wiegand, Art. 100 OR, N.10 vd.
Bkz. Ornegin Bgr. Urteil vom 10. November 2006, 4C.158/2006 /ruo, gerek4e 2; BGE
132111452.
Borclarm Ifasi ve ifa Edilmemesi - Prof. Dr. Vedat Buz
103
dan eksik ahnmis ve isci bundan bir zarar gormus olsa bile, sozle§mede
yardimci sahislara iliskin bir sorumsuzluk kaydi varsa isveren sorumlu
tutulamayacaktir. Bu kabul edilebilir bir sonu4 degildir. Doktrinde bor4lularm borcunu ifa ederken sikca yardimci phis kullandigi ve "alacaklmm
bor4lunun hizmetinde olmasi" §eklindeki ibarenin mumkun oldugu kadar geni§ yorumlanmasi ve benzeri durumlarda da sadece hafif kusurdan
dogan sorumlulugu kaldiran anlasmalara musaade edilmesi yonunde
goriisler ileri stiriilurken19, yeni Borclar Kanununun 116. maddesinin
yardimci §ahsm agar kusurundan dogan sorumlulugu ortadan kaldiran
anlasmalarm yapilmasma izin verir sekilde kaleme allnmasi anlaphr gibi
degildir.
Adalet Komisyonu raporuna bakihrsa, ifa yardimcilanndan sorumluluga iliskin yeni 116. maddede alacaklinin borclunun hizmetinde oldugu durumlarda sorumsuzluk anla§masma smlrlama getiren duzenlemeye
yer verilmemesinin sebebi, bir onceki maddede yapilan degi§ikliktir.
Oyle anlasihyor ki, mevcut 99. maddeyi kar§ilayan 115. maddenin borclunun alacakh ile hizmet sozle§mesinden kaynaklanan herhangi bir bore
sebebiyle sorumlu olmayacagina iliskin olarak onceden yaptigi her turlu
anlasmayi kesin olarak hukumsuz sayan yeni ifade biciminin yardimci sahislara ili§kin sorumsuzluk anlasmalarmi da kapsadigi diisuncesiyle, 116.
maddede bu durumun ayrica zikredilmesine gerek gorulmemistir. Ancak
bu gerekce dogru ise, birinci durumun da zikredilmemesi gerekirdi; oysa
oyle yapilmamistir. Daha acik bir ifadeyle hem 11S. maddede, hem de
116. maddede uzmanhgt gerektiren bir hizmet, meslek veya san'at ancak
kanun ya da yetkili makamlar tarafindan yurutulebiliyorsa sorumlulugu
kaldiran ve onceden yapilan anla§malarin kesin olarak hukumsuz olacagi
belirtilmiftir. Dolayisryla Adalet Komisyonu gerekcesinin sistematik
acidan ikna edici bir tarafi bulunmamaktadmr. Asil borcluya iliskin sorumsuzluk anlasmasim ayri bir maddede, yardimci §ahsa ili§kin sorumsuzluk
anlasmasini ayri maddede duzenleyen bir Kanunun boyle bir yontem benimsemesi isabetli olmamistrr. Ya 818 sayih Borclar Kanununda oldugu
gibi, her iki maddede de soz konusu durumlann ayri ayn zikredilmesi
veya -eger tekrardan kacmmak isteniyorsa- yardimci sahislara iliskin
19 Bkz. Weber, Berner Kommentar, Art.101 OR, N.170.
104
Turk Borclar Kanunu Sempozyumu: Makaleler - Tebligler
116. maddede bu durumlardan hi4 birinden soz edilmemesi ve asil borcluya ili§kin sorumsuzluk anlasmasina iliskin 115. maddede zikredilen
simrlamalarin yardimci sahsin fullerinden dogan sorumlulugu kaldiran
anlasmalar bakimindan da gecerli olacaginm belirtilmesi ile yetinilmesi
gerekirdi.
3. Borclu temerrudune iliskin hukumlerde goze carpan ilk degisiklik,
ihtara gerek olmayan hallerin kapsaminin Beni§letilmis olmasidir. Yeni
Kanunun 117.riiaddesinde 818 sayili Borclar Kanunun 101. maddesindeki istisnai durumlara ilave olarak "haksiz fiilde fiilin islendigi, sebepsiz
zenginlesmede ise zenginlesmenin gerceklqtigi tarihte borclu temerrude
du§mu§ olur. Ancak sebepsiz zenginle§enin iyiniyetli oldugu hallerde temerrut icin bildirim sarttir" hukmune yer verilmistir. Doktrindeki hakim
goriis de, ozellikle haksiz fiilden dogan tazminat talepleri bakimindan
temerrut icin ihtara gerek olmadigi yonundedir20. Ancak Gauch/Schluep/Emmenegger'in de belirttigi there haksiz fiillerden dogan tazminat
alacaklari bakimindan ihtara gerek olup olmadigi tarti^masmm pratik bir
onemi bulunmamaktadir; zira haksiz fiil nedeniyle zarara ugrayan taraf
zararin meydana geldigi andan itibaren tazminat faizi talep etme hakkina
sahiptir. Tazminat faizi temerrut faizi ile ayni amaca hizmet etmekte ve
genellikle oraninin da temerrut faizi orani oldugu kabul edilmektedir21.
Kuskusuz bu tespitler sebepsiz zenginle§me bakimindan da gecerlidir;
zira sebepsiz zenginlesmede de ayni amaca hizmet eden zenginlesme
faizi talep etme imkani mevcuttur.
Ote yandan sebepsiz zenginlesmede ihtar zorunlulugunu ortadan
kaldiran yeni duzenleme pratikte fazla bir §ey degiftirmeyecektir. Zira
BK.m.117 hukmunde sadece kotuniyetli sebepsiz zenginlesenin zenginlesmenin gerceklestigi anda temerrude dii§ecegi; buna karsilik iyiniyetli
sebepsiz zenginlesen bakimindan temerrut icin ihtarin gerekli oldugu
20
Bkz. Weber, Berner Kommentar, Art. 102 OR, N. 147; Wiegand , Art. 102 OR, N.11;
Schwenzer, N.65.13; bkz. ayrica, BGE 13111123. Aksi gorii§ i4in bkz. Schenker, Franz,
Die Voraussetzungen and die Folgen des Schuldnerverzeugs, Diss., Freibourg 1988, Nr.
55,56.
21
Gauch,
Peter/ Schluep, Walter R ./Emmenegger, Susan , Schweizerisches
Obligationenrecht, Allgemeiner Teil, Bd. II, 9. Aufl., Zurich 2008, Nr.2725.
Bor¢larrn !fast ve Ifa Edilmemesi - Prof. Dr. VedatBuz
105
duzenlenmistir. Ancak alacakh, fade borclusu sebepsiz zenginlesenin
iyiniyetli mi yoksa kotuniyetli mi oldugunu genellikle bilemeyecegi icin,
kendisini saglama almak icin her durumda ihtarda bulunmayi tercih edecektir.
Temerrut icin ihtara gerek bulunmayan bir diger durum, Borclar
Kanununda degil, yeni Turk Ticaret Kanununun 1530. Maddesinde
diizenlenmi§tir. Bu duzenlemeyle, 2000/35 ve 2011/7 sayih Avrupa
Birligi yonergelerinin is hukuka aktanlmasma cahsilmistir. TTK.m.1530
hukmune gore, ticari isletmeler arasinda mal veya hizmet tedariki amaciyla yapilan islemlerde sozlesmede bir odeme gums veya bir odeme
siiresi ongorulmemis ise, fatura veya e§ deger odeme talebinin borclu
tarafindan ahnmasim takip eden otuz gunluk surenin sonunda temerrude diisecegi hukme baglanmistir. Bu maddede ayrica degisik ihtimallere
gore otuz gunluk surenin hangi andan itibaren islemeye baslayacagi
duzenlenmistir. Ancak gerek Avrupa birligi yonergelerinde gerekse
TTK.m.1530 hukmunde, soz konusu duzenlemenin uygulama alani bulabilmesi, borclunun gecikmede kusurlu olmasi §artina baglanmistir. Bu
noktada akla, bu hususun, Ticaret Kanunu yerine Borclar Kanununda
duzenlenmesinin daha isabetli olup olmayacagi sorusu gelmektedir. Soz
konusu Avrupa Birligi yonergeleri, Alman hukukunda Alman Medeni
Kanununda yapilan degisikliklerle is hukuka aktanlmistir. Yonergelerde
temerrut bor4lunun kusuruna baglanmistir. Alman hukukunda kusur
yoksa temerrut de yoktur esasi ge4erli oldugundan, soz konusu esasin
BGB'de duzenlenmi§ olmasi sistematik acismdan bir 4eliski yaratmaz.
Ancak Turk/Isvicre Borclar Kanunu acismdan, borclunun kusurlu olmasi temerrudun bir §arti degildir. Bu nedenle, bu esasa Bor4lar Kanununun
genel hukumlerinde yer verilmi§ olsaydi bunun sistematik acidan onemli
saluncalar doguracagi kanisindayim.
4. Borclar Kanununun ek sure tayinine gerek olmayan halleri duzenleyen 107. maddesinin iiciincii bendine, yeni Turk Borclar Kanununun
124. maddesinde bir ek yapilmistir. Buna gore, "borcun ifasinin, belirli
bir zamanda veya belirli bir sure igerisinde gergeklesmemesi iizerine,
ifanin artik kabul edilmeyecegi sozle§meden anlasihyorsa" ek sure tayinine gerek olmadigi diizenlenmistir. Bu hukum uygulamrken maddenin
106
Turk Borflar Kanunu Sempozyumu: Makaleler - Tebligler
gerekcesinde yer alan ve teknik a4idan dogru olmayan aciklamalann goz
ardi edilmesi gerekir22.
5.Olumlu bir degisiklik 108. maddeyi karstlayan yeni 125. maddenin
son fikrasinda gerceklestirilmistir. Bilindigi gibi 108. madde hukmunde
donmenin borctan kurtarici ve daha once yerine getirilmis edimlerin
iadesine yol acan etkileri sadece sozlesmeden donen alacakh bakimindan
duzenlenmistir. Yeni Borclar Kanununun 125. maddesinin son fikrasinda
isabetli bir sekilde sozlesmeden donme halinde taraflarin, karplikli olarak
ifa yukumlulugunden kurtulacagi ve daha once ifa ettikleri edimleri geri
isteyebileceklerinden soz edilmektedir.
6. Bir diger onemli yenilik, siirekli edimli sozlesmelerde borclunun
temerrudunun sonuclarmi duzenleyen 126. madde hukmudur. Bu hukme
gore, "Ifasma baclanmtc surekli edimli sozlesmelerde, borflunun temerrudu
halinde alacakh, ifa ve gecikme tazminatt isteyebilecegi gibi, sozle¢meyi feszz Hnkmiin gerekcesinde su ifadeler yer almaktadir: " Tasarida kullamlan "---ifamn artik
kabul edilmeyecegi" §eklindeki ibare, 818 saydi Borflar Kanununun 107. maddesinin (3)
numarah bendinde bulunmamakla birlikte, bu durumda kesin vadeli sozle;me soz konusu
oldugu ifin, borflunun ifa imkdns:zligi ile karsi karsiya kalacagi gbz onunde tutulursa, alacakhmn ifayt kabul etmesinden de soz edilemez.' Gerekcede yer alan bu ifadeler, gerek4eyi
hazirlayanlarin, "kesin vadeli i^lem"lerin farkli turlerinin bulundugunun farkinda olmadiklarmi gostermektedir. Doktrinde kesin vadeli i§lemler, mutlak kesin vadeli islemnisbi kesin vadeli islem olmak uzere ikiye ayrilmaktadir: Mutlak kesin vadeli islemlerde,
kararlagtinlan ifa siiresinin dolmasindan sonra , ifanin borclu tarafmdan yerine getirilmesi mumknn degifdir. Buna kargilik nisbi kesin vadeli islemlerde kararlastrnlan surenin
Bona ermesinden sonra da borglunun ifada bulunmasi mnmkundur; ancak kararlasririlan tarihten sonra ifada bulunma alacakli acismdan anlamsiz hale gelebilir (kesin vadeli
islem ve tiirleri ile kesin vadeli islem halinde temerrudun mu yoksa imkansizhgm mi soz
konusu olacagi hususunda ayrintih bilgi igin bkz. Weber , Berner Kommentar, Art 102
OR, N.44/45 ve Art. 108 OR, N.34,35). Goriildiigii gibi yeni Bor4lar Kanununun 124.
maddesinin gerek4esinde yer alan a4iklamalar sadece mutlak kesin vadeli i§lemler bakimindan dogru olup, nisbi kesin vadeli i§lemler bakimindan ge4erli degildir. Bu durum
hakli olarak nisbi kesin vadeli i§lemlerde ek sure tayinine gerek olup olmadigi sorusunun
dogumuna neden olacaktir. Nisbi kesin vadeli islemlerin ek sure tayinine gerek olmayan durumlar dismda birakilmasim hukuken izah etmek son derece gUi tiir. Yukaridaki
agklamalardan da anlasilacagi uzere, 124. maddenin u0ncii fikrasina yapilan eklemeler,
bilingli bir tercihin iiriinii olmayip, kesin vadeli islemlerin sadece mutlak kesin vadeli i-lemlerden ibaret oldugunun zannedilmesinden kaynaklanmaktadir ve maddeye yapilan
bu ilaveler ile gerekgede yer alan agklamalar tamamen gereksiz bir nitelik tasimaktadir.
Borilarrn Ifasi ve Ifa Edilmemesi - Prof Dr. Vedat
Buz
107
hederek, sozlqmenin siiresinden once sona ermesi yiizunden ugradigi zararm
giderilmesini de isteyebilir".
Hemen belirtelim ki, bu duzenleme, Turk literaturunde rastlanan
hukuki bir batil inancin kanun hukmune burunmu§ bi4imidir. Turk
doktrininde savunulan bir goriise gore, ifasina basslanmis surekli bore
iliskilerinde donme hakkimn yerine gecen fesih hakki ile birlikte sadece
muspet zararin tazmini talep edilebilir; menfi zarardan soz edilemez23.
Muhtemelen kanun metnini hazirlayanlar bu goriisten hareket etmis ve
126. madde hukmunu kaleme almislardir.
Bu diisiincenin izleri suruldugunde, kokeni arastinldiginda Alman
hukukunda da benzer bir goriisiin savunuldugu gorulmektedir. Alman
Medeni Kanununun 628. Paragrafimn ikinci fikrasinda ve kira sozle§mesine iliskin bazi hukumlerde sozlesmeyi fesheden tarafa sozlesmenin
vaktinden once sona ermesi nedeniyle ugranilan zararin tazminini talep
etme hakki tanmmistir. "Auflosungsschaden" veya "Beendigungsschaden" olarak adlandirilan bu zararin hukuki niteligi tarts§mah24 olmakla
birlikte, genellikle muspet zarar oldugu kabul edilmektedir. 2002 borclar
hukuku reformu oncesinde Alman Medeni Kanununda donme ile birlikte herhangi bir tazminat talebine yer verilmedigini bu vesileyle hatirlatmak yararh olacaktir. Ilginctir, Ulrich Huber, sozlesmenin feshiyle
birlikte sozlesmenin vaktinden once sona ermesi nedeniyle ugramlan
zararin tazminini talep etme hakkinin, ani edimli sozlesmelerdeki aynen
ifadan vazgecip muspet zararm tazminini talep etme hakkim karsiladigint
belirtmektedir25.
Oysa Turk/Isvi4re Borclar Kanununda, alacakhya aynen ifadan
vazgecip muspet zararm tazminini talep etme hakkinm yamnda sozlesmeden donme ve menfi zararm tazminini talep etme hakki tanmmistmr.
23
Oguzman /Oz, s.419,420; Oz, M. Turgut, I§ Sahibinin Eser Sozlegmesinden Donmesi,
Istanbul 1989, s.29,30.
24
Bkz. Huber, Ulrich, Handbuch des Schuldrechts, Leistungsstorungen, Bd.II,
Tubingen 1999, SS 46 111 2; Oetker, Hartmut , Das Dauerschuldverhaltnis and seine
Beendigung, Bestandaufnahme and kritische Wiirdigung einer tradierten Figur der
Schuldrechtsdogmatik, Tubingen 1994, s.369 ve s. 372 vd.
25
Huber, 4 46 111 3, s.456.
108
Turk Bor4lar Kanunu Sempozyumu: Makaleler - Tebligler
Doktrinde konuyu derinlemesine inceleyen 4ahsmalarda, temerrut
durumunda alacaklmm sahip oldugu secimlik haklar bakimmdan ani
edimli sozlesmelerle ifasina baslanmi§ surekli sozlesmeler arasinda bir
fark bulunmadigi acikca belirtilmektedir. Daha acik bir ifadeyle, ifasina
baslanmis siirekli borc iliskilerinde, borclu temerrudu halinde alacaklmin
aynen ifa ile birlikte gecikme tazminatt talep etme hakki yanmda, aynen
ifadan vazgecip muspet zararmm tazminini ve donme hakkinin yerine
gectigi kabul edilen fesih hakkim kullanarak menfi zararinin tazminini
talep edebilecegi kabul edilmektedir. Alacaklmm aynen ifadan vazgecip
muspet zararintn tazminini talep etmesi halinde vazgecmenin ileriye
etkili olacagi belirtilmektedir. Uci ncii secimlik hakka gelince: Ifasma
baslanmis surekli borc iliskilerinde donme hakkinm yerini feshin alacagi
ve bu hakkin kullanilmasi iizerine sozlesmenin ileriye etkili olarak sona
erecegi, bu takdirde tazmini talep edilecek menfi zararin alacaklmm sozlesmeyi borclunun ifada bulundugu sure uzerinden yapmi§ olsaydi ugramayacagi zarar oldugu ifade edilmektedir26. Dolayisiyla fesih ile birlikte
menfi zararin tazmininin mumkun olmadigi iddiasi her turlu temelden
yoksundur.
Yeni Borglar Kanununun 126. maddesinde alacaklmm sahip oldugu
secimlik haklar ikiye indirilmis ve ozellikle menfi zararm tazminini talep
etme hakki ortadan kaldirilmistir. Oysa alacaklmm, ozellikle sozlesmenin
devam edecegine guvenerek buyUk harcamalar yaptigi ve fesih nedeniyle
bu harcamalarm boa gittigi durumlarda menfi zarannin tazminini talep
etmede buyuk menfaati vardir.
Ayrica yeni 126. madde hukmu sadece ani edimli sozlesmelerle surekli sozlesmeler arasinda degil, ifasina baslanmamis surekli bore iliskileri
ile ifasina baslanmis surekli bore iliskileri arasinda da bir ayrima yol a4maktadir. Gercekten de ifasina henuz baslanmamis sUrekli sozlesmelerde,
alacakhnm, tipki ani edimli sozle§melerde oldugu gibi, iic secimlik hakki
26 Bkz. Gauch, Peter, Der Beendigung von Dauervertragen, Diss., Fribourg 1968, s.146
vd.; s.223,224; Schenker, Nr.800 vd.; Weber, Berner Kommentar, Art.107 OR, N.224
vd.; Luchinger, Niklaus , Schadenersatz im Vertragsrecht, Fribourg 1999, Nr.456,
dn.567; Buz, Vedat , Bor4lunun Temerrudunde Sozlesmeden Donme, Ankara 1998,
s.319 vd.
Borclarm !fast ve Ifa Edilmemesi - Prof. Dr. Vedat Buz
109
mevcutken, ifasma baslanmi§ surekli sozlesmelerde alacaklrnm sahip
oldugu secimlik haklann sayisi ikiye indirilmistir. Oysa bir siirekli borc
iliskisinin ifasma baslanmis olup olmamasi sadece sozlesmenin tasfiyesi
sonucunu doguran aynen ifadan vazgecerek tazminat talep etme veya
sozlesmeyi sona erdirme haklarmm ileriye etkili sonu4 dogurmasi bakimindan onem tasir; yoksa alacaklrya taninan secimlik haklarm sayisinda
bir azaltmaya gidilmesini hakh gostermez.
Yeni Borclar Kanunun borclarm ifa edilmemesine iliskin ihtiva ettigi
yenilikleri bu Sekilde degerlendirdikten sonra, simdi kisaca yapilmayanlar uzerinde durmak istiyorum:
Yiiriirliikteki Turk-Isvicre Borclar Kanunun yoneltilen eleftirilerden en onemlilerinden biri, Fransiz ve Italyan Medeni Kanunlarindan
farkh olarak(Kars. Ccfr Art.1147; Ccit Art.1218) turn ifa engelleri
hallerini kapsayan genel bir hukum ihtiva etmemesidir27. BK.m.96-108
hukumlerinde borcun ifa edilmemesi kategorileri arasinda bir ayrim
yapilmis ve -Alman Medeni Kanununun 2002 yilmda yapilan degisikliklerden onceki duzenlemesine benzer bir §ekilde- Mommsen'e kadar
geriye giden imkansizlik-temerrut ayrimi esas almmistir. Borcun geregi
gibi ifa edilmemesi, uygulamada gittikce artan onemine ragmen, kusurlu
imkansizhkla beraber tek bir maddede (BK.m.96) duzenlenmi^tir. Oysa
yeni geli,melere bakildiginda, borcun ifa edilmemesi tiirleri arasinda
artik bir ayrim yapilmadigi ve Wm ifa edilmeme kategorilerini kapsayan
genel hukumlere. yer verildigi gorulmektedir. (Bkz. ornegin Art.8.101
PECL; Art.7.1.1 Unidroit-Principles: "Non-performance"; Art.25 CISG:
"Breach of contract"; § 280 BGB: "Pflichtverletzung"). Yeni Turk Borclar
Kanunundan da, turn ifa edilmeme hallerini kapsayan bu tiir genel bir
duzenlemeye yer vermesi beklenirdi. Ancak Kanunda bu yonde herhangi
bir degisiklige gidilmemis ve yiiriirliikte Isvicre-Turk Borclar Kanunundaki sistem aynen muhafaza edilmistir.
Turk-Isvicre Borclar Kanununa yoneltilen elestirilerden bir digerini
de genel hiikiimlerde ifa edilmeme halleri duzenlendikten sonra, ozel
hukumlerde her bir sozlesme tipi bakimindan ifa edilmeme hallerinin
27 Wiegand, Einl.zu Art.97 OR, N.1; Weber, Vorbemerkungen zu Art.97-109, N.32 vd.
110
Turk Borclar Kanunu Sempozyumu: Makaleler - Tebligler
ayrica duzenlenmesi ve farkh hukuki sonuclara baglanmasi olusturmaktadir28. Ornegin ozel hukumlerde satim sozlesmelerinde saticinin ayipli
mal teslim etmesi veya eser sozlesmelerinde muteahhidin ayipli eser
meydana getirmesi halinde alici ve is sahibine, ayibin giderilmesi, bedel
indirimi, sozlesmeden donme ve tazminat talep etme haklan tanindigi
halde, genel hukumlerde borcun geregi gibi ifa edilmemesi halini duzenleyen BK.m.96 hukmunde alacakhya sadece tazminat talep etme hakki
tanmmistir. Yeni Turk Borclar Kanunundan, 2002 yihnda Alman Medeni
Kanununda yapilan degisiklikte oldugu gibi, genel hukumlerle ozel hukumler arasindaki bu 4ati§ma durumunu gidermesi beklenirdi.
Turk-Isvicre Borclar Kanunlarinin imkansizliga iliskin duzenlemeleri de gunumuzde 4eitli acilardan elestirilere ugramaktadir: Yiiriirliikteki`Borclar Kanununda oldugu gibi, gibi yeni Kanunda da baslangictaki
imkansizhk sozlesmenin gecerli §ekilde kurulmasmi engellemektedir.
"Imkansizlik bore dogurmaz" (Impossibilium nulla obligatio est29) kurali
yeni Kanunda da gecerliligini muhafaza etmektedir. Buna karsilik modern gelismelerde sozlesmenin kuruldugu anda ifanin mumkun olmasi
artik sozlesmenin gecerli olmasinin bir sarti olarak degerlendirilmemektedir (& 313a BGB; Art. 3.3.(1);Unidroit-Principles; Art. 4:102 PECL;
contra: Art. 25 ve 27 Gandolfi-Code). Ancak Bor4lar Kanununda bu
yeni gelismeler de goz ardi edilmis ve edimin sozlesmenin kuruldugu
anda imkansiz olmasi sozlesmenin butlam sebeplerinden biri olarak
duzenlenmistir(TBK. m.27).
Sozlesmenin kurulmasmdan sonra edimin borclunun kusuru ile
imkansizlasmasi halinde uygulama alam bulan yiiriirlukteki Borclar
Kanununun 96. maddesinde alacakliya taninan tek hak tazminat talep
etme hakkidir. Sozle§meden donme hakki alacakhya sadece borclunun
temerrudu halinde tamnmi^tir(BK.m.106,108). Doktrinde tipki temerrut durumunda oldugu gibi, kusurlu imkansizhk halinde de alacakhya
sozlesmeden donme haklu tanmmasi gerektigi goriisii savunulmaktadir30.
Ancak Turk Borclar Kanununda kusurlu imkansizhk halinde alacakhnm
28
Wiegand , Einl.zu Art.97 OR, N.16; Weber, Vorbemerkungen zu Art.97-109, N.34.
29
Celcus, D 50 17 185.
30
Wiegand , Einl.zu Art.97 OR, N.3; Weber, Vorbemerkungen zu Art.97-109, N.34.
Bor4larln !fast ve Ifa Edilmemesi - Prof. Dr. Vedat Buz
111
sahip oldugu haklarda bir genislemeye gidilmemi§ ve yine alacakliya
sadece tazminat talep etme hakkinm taninmasi ile yetinilmistir(TBK.
m.112).
Yiirurlukteki Borclar Kanununda, borclunun sorumlu olmadigi
kusursuz imkansizlik "Borclarin Sukutu" bashgmi tasiyan 3 babta duzenlenmistir (BK.m. 117). Doktrinde bu duzenleme sistematik acidan elestirilmekte ve kusursuz imkansizhgin "borcu sona erdiren sebepler" bolumunde degil, borcun ifa edilmemesi bolumunde duzenlenmesi gerektigi
belirtilmektedir31. Yeni Borclar Kanununda bu hata da giderilmemis ve
818 sayih Borclar Kanununun sistematigi aynen muhafaza edilmi^tir.
Kanuna yoneltilebilecekbir diger elestiri de bazi yeni hukuki kavram
ve kurumlarin duzenlenmemis olmasidir. Ornegin genel hukumlerde, siirekli sozlesmelerin hakh nedenle feshine (kar§. § 314 BGB), sozlesmenin
vadeden once ihlaline (antizipierter Vertragsbruch) iliskin bir diizenlemeye (kars. § Art.72 CISG; 4 323 IV BGB; Art.7.3.3.3 PICC; Art.9:304
PECL) yer verilmemesi, Kanunun onemli eksikliklerinden biri olarak
kabul edilmektedir32. Sabriniz i4in tesekkiir ederim.
31
Wiegand, Einl.zu Art.97 OR, N.l; Weber, Vorbemerkungen zu Art.97-109, N.34; Serozan, Rona, "Bor4lar Kanunu Tasarisinin Eksikliklerinin ve Aksakhklarmrn Ifa ve Ifa
Engelleri Hukukundan Orneklerle Sergilenmesi , HPD (Hukuki Perspektifler Dergisi),
s. 46,47.
32
Atamer, Yefim, "Revize edilmis Turk Bor4lar Kanunu Tasansi'na Iliskin Degerlendirmeler ve Teklifler", HPD (Hukuki Perspektifler Dergisi) 2006, s.27; Serozan, HPD,
s.47.