İLİ : ADANA TARİH : 14/11/2014 KÜLTÜR EROZYONU Aziz Kardeşlerim! Okuduğum ayet-i kerimede Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Rabbi İbrahim’e, “Bana yürekten teslim ol!” buyurduğunda; o da, “Ben âlemlerin rabbi Allah’a yürekten teslim oldum.” demişti. İbrahim de Yakub da çocuklarına: "Evlatlarım! Allah sizin için tevhid dini islamı seçti. sakın islamdan başka bir din üzere ölmeyin." vasiyetini yapmıştı.”1 Okuduğum hadis-i şerifte ise sevgili Peygamberimiz: “İçimizden başkalarına benzemeye çalışanlar bizden değildir. Yahudi ve Hıristiyanlara sakın benzemeyin!…”2 buyurmuşlardır. Kardeşlerim! Hepimiz hayatımızı etkilemeye çalışan ve yaşadığımız topraklar için pek çok tehlikeli emelleri olan kimselerin varlığından haberdarız. Şehitlerimizin kanıyla sulanmış bu topraklara birileri göz dikse, el uzatsa her birimiz sahip olduğumuz bu mukaddes değerler uğruna malımızı, canımızı seve seve vermekten hiç tereddüt etmeyiz. Biz biliyoruz ki, düşmanın işgali, yalnızca toprakların ele geçirilmesiyle sınırlı kalmayıp insanların yürekleri ve zihinlerini istila etmeyi de hedeflemektedir. Şunu asla unutmamak gerekir ki bugün kalplerin ve kültürlerin işgali, toprakların işgalinden çok daha tehlikeli ve yıkıcıdır. Aziz Mü’minler! Ne yazık ki sosyal ve ahlaki yapımız yozlaşmaya karşı mücadelede her geçen gün daha da zayıflamaktadır. Ahlaki yozlaşmalar, sosyal dokuyu içten içe çürüten bir hastalık gibi, toplumun yaşama gücünü ve moralini de tahrip etmektedir. Bu nedenle sokaklarımız her geçen gün bize yabancılaşmakta, gelecek nesillerimizle aramıza büyük uçurumlar girmektedir. Hiç kuşkusuz fuhuş, alkol, kumar, uyuşturucu, yolsuzluk, kapkaç, gasp gibi toplumu infiale sürükleyen sosyal problemlerin artışında ahlaki yozlaşmanın payı oldukça büyüktür. Televizyonlarda yayınlanan birçok dizi ve programlarda aile hayatımız başta olmak üzere öz değerlerimiz ve geleneğimiz tarumar edilmektedir. Kıymetli Kardeşlerim! Topraklarımızı ve bayrağımızı korumakta nasıl canla başla çalışıyorsak aynı şekilde bizi biz yapan manevi değerlerimizi de korumaya gayret göstermeliyiz. Özünü Allah’ın kelamı ve sevgili Peygamberimiz’in sünnetinden alan İslâm kültürünü en güzel şekilde yaşayıp bizden sonraki nesillere ulaştırmanın en önemli vazifemiz olduğunu da asla unutmamalıyız. Kıymetli Kardeşlerim! Toplumumuzu öz değerlerinden koparıp birbirine yabancılaştıran tüm bu sorunların “başkalarına özenme” probleminden kaynaklandığını az-çok hepimiz bilmekteyiz. Oysaki âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz, 23 yıllık risâlet hayatı boyunca müslümanları başkalarına benzemekten koruyup Allah’ın emrettiği fıtrat ve kültür üzere yaşatabilmenin mücadelesini vermiştir. Kendisine inananlarda İslâm şahsiyetini oluşturmak isteyen Hz. Peygamber: “Yas tutarak elleriyle yanaklarını döven, yakalarını yırtan ve câhiliye âdeti ile feryat eden kimse bizden değildir.” 3 buyurarak müminleri, câhiliye âdet ve geleneklerinden sakındırmış; namaz, kurban ve hac gibi ibadetlerde müşriklere benzememek gerektiği üzerinde önemle durmuştur. Ayrıca kâfirlerin güneşe secde ettikleri -güneşin doğduğu, tepede olduğu ve battığıvakitlerde namaz kılmayı yasaklamış, müşriklerle dost olmayı, onlarla birlikte yaşamayı hoş görmemiş, o dönemlerde müşriklere özel olan bazı kıyafetlerin giyilmesini yasaklamıştır. Hatta müşriklere benzememek için sakalları uzatıp bıyıkları kısaltmayı tavsiye etmiş, saçlarını onlar gibi ikiye ayırmak yerine salıvermeyi tercih etmiştir.4 Kardeşlerim! Hz. Peygamber müminleri ehl-i kitaba benzemekten de sakındırmış, Hıristiyanlığı anımsatan sembolleri yasaklamış;Yahudilerden farklı olması için cumartesi günü nafile oruç tutmamak gibi bazı uygulamaların zamanına dikkat çekmiştir. Ayrıca, Yahudilerin yaptığı gibi saçların etrafının tıraş edilip üst kısmının uzun bırakılmasını hoş görmemiştir.5 Aziz kardeşlerim! Sonuç olarak Müslümanlara her yönüyle özgün bir yaşam biçimi öneren Hz. Peygamber, “Kim bir topluluğa benzemeye çalışırsa o da onlardandır.” 6 buyurmak suretiyle müminleri başkalarına benzemekten ve onlara özenti duyup taklide yönelmekten şiddetle sakındırmıştır. Bu sebeple bize düşen; Hz. Peygamber’in gösterdiği doğrultuda İslâm kültürüne sımsıkı sarılmak ve üç kıtada eşine rastlanılmayan bir medeniyeti inşa eden ecdadımızın varisi olmaya gayret göstermektir. 1 Bakara, 2/131-132. Tirmizî, İsti’zân ve Âdâb, 7. 3 Buhârî, Cenâiz, 35. 4 İbn Hanbel, V, 261; Ebû Dâvûd, Tatavvu’, 10; Ebû Dâvûd, Cihâd, 170; Tirmizî, Siyer, 42; Müslim, Libâs ve Zînet,12; Buhârî, Libâs, 64; Buhârî, Menâkıbü’l-Ensâr, 52; Müslim, Fedâil, 90. Tirmizî,Tefsîru’l-Kur’ân, 9; Tirmizî, Savm, 42; Buhârî, Libâs, 72. 6 Ebû Dâvûd, Libâs, 4. 2 Hazırlayan: İdris POLAT - Vaiz Redaksiyon: İl İrşat Kurulu
© Copyright 2024 Paperzz