erıc schmıdt jared cohen

ERIC SCHMIDT
JARED COHEN
YENİ
DİJİTAL ÇAĞ
İNSANLARIN, ULUSLARIN VE İŞ DÜNYASININ
GELECEĞİNİ YENİ BAŞTAN ŞEKİLLENDİRMEK
Çeviren
Ümit Şensoy
ISBN 978-605-5090-43-2
© 2013, Google INC. and Jared Cohen
Orijinal adı ve yayıncısı: New Digital Age, Alfred A. Knopf
Türkçe yay›n haklar› Kayı Telif ve Lisans Hakları Ajansı taraf›ndan sağlanmıştır.
Optimist Yay›m Dağ›t›m San. ve Tic. Ltd. Şti.
Sertifika no.
: 11970
Telefon
: 0216 481 29 17-18
Faks
: 0216 521 10 64
e-posta: [email protected]
www.optimistkitap.com—www.iskitaplari.com
facebook.com/optimistkitap
twitter.com/optimistkitap
www.youtube.com/OptimistKitap
www.optimistkitapblog.com
Optimist yay›n no.
Konu
Yay›na haz›rlayan
: 359
: ‹ş yönetim
: Utku Umut Bulsun
Bas›m
Düzelti
Düzenleme
Bask› ve cilt
Sertifika no.
:
:
:
:
:
Şubat 2014, ‹stanbul
Esen Güray
Selim Talay
Tor Ofset San. Tic. Ltd. Şti.
13137
Hadımköy Yolu Akçaburgaz Mah.
4. Bölge 9. Cadde 116. Sokak. No: 2
Esenyurt - ‹STANBUL
Tel: 0212 886 34 74
Fikirleri ve desteğinden ötürü kendisine minnet
duyduğumuz Rebecca’ya ve göreceği teknolojik
gelişmelere gıpta ettiğimiz Aiden’e
Hepimiz gelecek için endişelenmeliyiz, çünkü
hayatımızın geri kalanını geçireceğimiz yer orası.
—CHARLES F. KETTERING
Amerikalı yatırımcı ve işadamı
İçindekiler
Giriş..................................................................................................................... 11
1. Bölüm: Gelecekteki Biz............................................................................ 21
2. Bölüm: Kimlik, Vatandaşlık ve Haberciliğin Geleceği .................... 41
3. Bölüm: Devletlerin Geleceği ................................................................... 95
4. Bölüm: Devrimin Geleceği .................................................................... 137
5. Bölüm: Terörizmin Geleceği ................................................................. 169
6. Bölüm: Çatışma, Çarpışma ve Müdahalenin Geleceği................... 203
7. Bölüm: Yeniden İnşanın Geleceği ...................................................... 239
Sonuç ......................................................................................................... 277
Teşekkür ................................................................................................... 283
Notlar ......................................................................................................... 287
Giriş
İ
nternet insanoğlunun tam anlamıyla anlamadan inşa ettiği az sayıdaki
şeyden biridir. Elektronik enformasyon iletim aracı olarak başlayan
olay—oda boyutundaki bir bilgisayar ile yine oda boyutundaki başka bir bilgisayar arasında iletim—her yerde bulunan, insan enerjisinin sonsuz ölçüde çok yönlü bir çıkış kanalı ve kendini ifade aracına
dönüşmüştür. Hemen öyle bir çırpıda ele gelmediği gibi, her saniye
gittikçe büyüyüp karmaşıklaşarak sürekli değişim halindedir. Sınırsız
iyiliklerin ve aynı zamanda olası korkunç kötülüklerin kaynağıdır ve
bizler onun dünya sahnesi üzerindeki etkilerine henüz yeni tanık olmaya başlıyoruz.
İnternet tarihte anarşiyi de içeren en büyük deneydir. Yüz milyonlarca insan her dakika dünya yasalarının tam anlamıyla kontrol altına
alamadığı bir online âlemde sayısız dijital içerik yaratıyor ve tüketiyor.
Bu yeni özgürce kendini ifade ve özgürce enformasyon hareketi kapasitesi bugün içinde yaşadığımız zengin sanal ortamı yaratmış durumda. Şimdiye kadar ziyaret ettiğiniz onca web sitesini, gönderdiğiniz
onca e-postayı ve online okuduğunuz öyküleri, edindiğiniz bilgileri,
karşılaştığınız kurgu ve ifşaatları düşünün. Bu platform sayesinde sağlamlaştırdığınız ilişkileri, yaptığınız yolculuk planlarını, bulduğunuz
işleri, kurduğunuz ve besleyip geliştirdikten sonra hayata geçirdiğiniz
hayalleri düşünün. Yukarıdan aşağıya bir denetimin bulunmamasının
ne olanaklar sağladığını da bir düşünün; online tuzakları, dayatmacı
11
12
YENİ DİJİTAL ÇAĞ
kampanyaları, nefret gruplarının sitelerini ve terörist sohbet odalarını
da aklınıza getirin. Dünyanın en büyük yönetim dışı alanı olan internet
böyle bir şey işte.
Bu alan genişledikçe gündelik yaşamımızın en ufak ayrıntısından
kimlik, ilişkiler, hatta kişisel güvenliğimiz gibi daha temel konulara kadar yaşamın hemen her noktasını kavrayışımız değişecektir. Şu anda
teknolojinin gücüyle coğrafya, dil ve sınırlı enformasyon gibi çok eskilerden beri süregelen ve insanlar arasındaki etkileşimin önünü tıkayan
engeller yok olurken, yeni bir yaratıcılık ve potansiyel dalgası yükseliyor. İnternetin geniş kesimlerce benimsenmesi tarihteki en heyecan
verici sosyal, kültürel ve siyasi dönüşümlerden birini harekete geçiriyor
ve önceki değişim dönemlerinden farklı olarak bu kez sürecin etkileri
tamamen küresel. Tarihte hiçbir zaman bu kadar farklı yerlerdeki bu
kadar çok insan böylesine büyük bir gücü parmaklarının ucunda görmedi. Buna tarihimizdeki ilk teknolojik devrim demek mümkün değilse
de, hemen herkese aracılara gerek duymadan gerçek zamanlı içeriği sahiplenme, geliştirme ve dağıtma olanağı veren ilk devrim olduğu açık.
Üstelik sürecin temel taşları daha yeni atıldı.
İletişim teknolojilerinin çoğalması eşi benzeri görülmedik bir tempoda
gerçekleşti. 21. yüzyılın ilk on yılında dünya çapında internete bağlananların sayısı 350 milyondan 2 milyarın üzerine çıktı. Aynı dönemde
750 milyon olan cep telefonu abonesi sayısı 5 milyarı geçti (bugün 6
milyarın üzerinde). Bu teknolojiler gezegenin en ücra köşelerine kadar
ulaşıp benimsenirken, dünyanın kimi bölgelerinde giderek hızlanan
bir tempoyla yayılıyor.
Bir kuşak filtrelenmemiş enformasyona hemen hiç erişemezken,
2025’te dünya nüfusunun çoğunluğu, avuç içine sığan bir aletle dünyadaki tüm enformasyona serbestçe ulaşabilir duruma gelmiş olacak.
Eğer teknolojik inovasyonun bu temposu devam ederse, öngörülen
sekiz milyarlık yeryüzü nüfusunun çoğu online olacak.
Toplumun her düzeyinde bağlantılılık hemen her bakımdan daha
kolay erişilebilir ve pratik olmaya devam edecek. İnsanlar şimdikinden
kat kat ucuz kablosuz internet ağlarını her yerde bulabilecekler. Daha
etkin, daha verimli ve daha yaratıcı hale geleceğiz. Gelişmekte olan
Gir iş
13
dünyada halka açık kablosuz mekânlar ve yüksek hızlı ev ağları birbirini pekiştirerek, online deneyimi sabit telefon hatlarının bile bulunmadığı yerlere taşıyacaklar. Toplumlar bütün bir teknoloji kuşağının ötesine sıçrayacaklar. Bugün hayranlıkla baktığımız teknoloji donanımları
gün gelecek tıpkı eski çevirmeli telefonlar gibi, bitpazarında antika
niyetine satılacak.
Bu cihazların kullanımı arttıkça, hızları ve işlem güçleri de artacaktır. Teknoloji sektörünün temel kuralı olan Moore Yasası’na göre işlem
çiplerinin—her bilgisayarlı cihazın belkemiğini oluşturan küçük devre
panellerinin—hızı on sekiz ayda bir ikiye katlanmaktadır. Bu yasa uyarınca 2025 yılında bir bilgisayar 2013 yılına göre altmış dört kat daha
hızlı olacaktır. Fotoniklerle ilgili (enformasyon iletimine ilişkin) bir öngörü yasası da en hızlı bağlantı türü olan fiber optik kablolarla aktarılan veri miktarının dokuz ayda bir kabaca iki katına çıktığını bildiriyor.
Bu yasaların doğal sınırları olsa bile, katlanarak büyüme perspektifi
grafik ve sanal gerçeklik alanında, online deneyimi hayat kadar gerçek
hale çevirecek, hatta ondan bile daha iyi bir hale getirecek olanakları
sunuyor. Bir gemideki kişiler açısından tamamen sarmalayıcı bir sanal
gerçeklik olan Star Trek evrenindeki güverte hologramını gözünüzün
önüne getirin; ama hayalinizdeki hologram hem bir plaj görüntüsünü yansıtabilsin, hem de önünüzde ünlü bir Elvis Presley konserini
canlandırabilsin. Gerçekten de teknolojik evrimimizin bundan sonraki
aşamaları bize pek çok popüler bilimkurgu konseptini bilimsel olguya dönüştürmeyi vaat ediyor: sürücüsüz araba, hareketleri düşünceyle
kontrol edilen robotlar, yapay zekâ (YZ) ve dijital enformasyonu fiziksel ortamımızla sanal düzeyde örtüştürmeyi vaat eden tam anlamıyla
bütünleşmiş artırılmış gerçeklik. Bu gelişmeler doğal dünyamızın öğeleriyle birleşerek onları zenginleştirecektir.
Bu bizim geleceğimiz ve bu olağanüstü şeyler şimdiden şekillenmeye başladı bile. Günümüzde teknoloji sektöründe çalışmayı heyecanlı kılan şey de bu. Yalnız icatlar yapma ve hayranlık uyandırıcı
cihazlar üretme şansı bulacağımız için ya da göğüs germemiz gereken
teknolojik ve zihinsel meydan okumaların boyutlarından ötürü değil;
bu gelişmelerin dünya açısından ifade edeceği önemde heyecan verici.
İletişim teknolojileri teknik atılımlar için olduğu kadar, kültürel atılımlar için de fırsatlar sunuyor. Başkalarıyla nasıl iletişime girdiğimiz
14
YENİ DİJİTAL ÇAĞ
ve kendimizi ne gözle gördüğümüz çevremizdeki online evrenin etkisi
ve yönlendirmesi altında kalmaya devam edecektir. Seçici hafıza eğilimimiz bize hızla yeni alışkanlıklar kazanma ve eskilerini unutma şansı
veriyor. Şimdilerde mobil cihazların bulunmadığı günleri hayalimizde
canlandırmakta zorlanıyoruz. Akıllı telefonların her yerde bulunabildiği bir dönemde elinizin altında unutkanlığa karşı bir sigortanız var demektir, (bazı hükümetler güçlük çıkarıyorsa da) koca bir fikir dünyasına kolayca erişebilirsiniz ve bunu yarar sağlayacak biçimde yapmak
zor olsa, hatta kimi zaman iyice zorlaşsa da, her zaman ilginizi canlı
tutacak bir şeyler bulabilirsiniz. Akıllı telefon ismi yerine tam oturuyor.
Küresel bağlantılılık benzersiz ilerleyişini sürdürdükçe, pek çok
eski kurum ve hiyerarşi ya kendini uyarlayacak ya da çağın gerisinde
kalıp modern topluma uyum sağlayamaz duruma düşme riskini kabullenecek. Bugün irili ufaklı birçok işyerinde karşılaştığımız mücadeleler
toplumun önünde uzanan köklü değişimin örnekleridir. İletişim teknolojileri kurumlarımızı hem içeriden hem de dışarıdan değiştirmeyi
sürdürecektir. Giderek artan ölçüde kendi sınırlarımızın ve dil gruplarımızın çok ötesinde insanlara ulaşıp ilişkiye geçecek, fikirlerimizi
paylaşacak, iş yapacak ve aramızda gerçek ilişkiler inşa edeceğiz.
Büyük çoğunluğumuz giderek daha fazla aynı anda iki dünyada
birden yaşayacak, çalışacak ve yönetilecek. Sanal dünyada hepimiz
aynı tür bağlantılılığı, çok sayıda araç ve cihaz sayesinde hızlı bir şekilde yaşayacağız. Fiziksel dünyada ise hâlâ coğrafyayla, doğuştan gelen
farklılıklarla, şanssızlıkla ve insan doğasının kötü yanlarıyla uğraşmaya
devam edeceğiz. Bu kitaptaki amacımız sanal dünyanın fiziksel dünyayı ne bakımdan daha iyi, daha kötü ya da sadece farklı yapabileceğini
göstermek. Bu dünyalar bazen birbirini kısıtlayabilir; bazen birbirleriyle çatışabilirler; bazen de diğer dünyadaki fenomenleri öyle yoğunlaştırabilir, hızlandırabilir ve güçlendirebilirler ki, derece farkı nitelik
farkına dönüşebilir.
Dünya sahnesinde iletişim teknolojilerinin yaygınlaşmasının en
önemli etkisi, erk yoğunluğunun devletler ve kurumlardan uzaklaşarak bireylere geçmesine yapacağı yardım olacaktır. Tarih boyunca yeni
enformasyon teknolojilerinin ilerleyişi ister kral, ister kilise, isterse elit
zümre olsun, geleneksel erk simsarlarının aleyhine birbirini izleyen
insan dalgalarını güçlendirmiştir. Şimdiki gibi o zamanda da enfor-
Gir iş
15
masyona ve yeni iletişim kanallarına erişim yeni katılım fırsatları, erki
hesap vermek zorunda bırakmak ve hayatının seyrini daha özgürce
yönlendirmek anlamına geliyordu.
Bağlantılılığın yaygınlaşması, özellikle de internet bağlantılı cep telefonlarının çoğalması güç kaymasının en yaygın ve belki de en derin
örneğidir, tabii yalnız ölçek açısından bakılırsa… Dijital güç kazanma
bazıları için hayatlarında ilk kez tattıkları, seslerini duyurma, hesaba
katılma ve ciddiye alınma olanağı veren bir deneyimdir. Hem de ceplerinde taşıyabildikleri şu ucuz aletler sayesinde. Sonuçta otoriter yönetimler bağlantılı yaşama yeni geçen nüfuslarını kontrol altında tutmakta, bastırmakta ve etki altına almakta daha çok zorlanırken, demokratik
devletler kendilerini çok daha fazla sayıda yeni sesi (bireyler, örgütler
ve şirketler) işe katmak zorunda hissedecektir. Şurası kesin ki, hükümetler her zaman yeni bağlantılılık düzeylerini kendi avantajlarına
kullanmak için pek çok yol bulacaklardır, ancak güncel ağ teknolojisi
yapısal niteliğinden ötürü, aslında vatandaşlardan yanadır; bunu ileride
inceleyeceğiz.
Öyleyse bu gücün bireylere geçişi son tahlilde daha güvenli bir
dünyaya mı, yoksa daha tehlikeli bir dünyaya mı götürecek? Bunu ancak bekleyip görebiliriz. Bağlantılı bir dünyanın gerçekleriyle karşılaşmaya daha yeni başladık: iyi, kötü ve kaygılandırıcı. Birimiz bilgisayar
bilimcisi, diğeri de dış politika ve ulusal güvenlik uzmanı olan biz iki
yazar bu sorunu farklı noktalardan ele aldık; ikimiz de bunun yanıtının
önceden verilemeyeceğini biliyoruz. Geleceğin nasıl şekilleneceği devletler, vatandaşlar, şirketler ve kurumların yeni sorumluluklarını nasıl
yerine getireceklerine bağlıdır.
Geçmişte uluslararası ilişkiler kuramcıları devletlerin emellerini tartıştılar; kimisi devletlerin güç ve güvenliklerini en ileri noktaya çıkarmaya yönelik iç ve dış politikalar izlediğini söylerken, kimisi de ticaret
ve enformasyon alışverişi gibi ek etmenlerin de devletlerin davranışını
etkilediğini öne sürdü. Devletlerin özlemleri değişmez ama bunlara
nasıl ulaşacaklarına ilişkin düşünceleri değişir. İç ve dış politikalarını
iki farklı versiyon halinde yürütmek durumunda kalırlar—biri fiziksel,
“gerçek” dünya için, diğeri de online var olan sanal dünya için. Bu
politikalar zaman zaman birbiriyle çelişir gibi görünse de, hükümetler
bir alanda belli bir davranışın üzerine giderken, diğer bir alanda buna