dosyayı indir

SİRKÜLER: 2014/050
BURSA, 14.06.2014
Konu: Bazı Anonim Şirketlerin Sözleşmeli Avukat Bulundurma Zorunlulukları Hakkında
Sayın Mükellefimiz,
Bilindiği üzere, anonim şirketlere yasal düzenlemeler ile belirli konularda bazı yükümlülükler
getirilmesi mümkündür. Bu yükümlülüklerden birisi de avukat bulundurma zorunluluğudur.
Uygulamada bazen bu zorunluluğun Türk Ticaret Kanunu( (TTK) ile getirildiği yönünde yanlış
algılar oluşabilmektedir. Oysa, sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğu, Türk Ticaret Kanunu ile
değil, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile getirilen bir zorunluluktur ve sadece anılan yasada belirtilen
şartları karşılayan şirketleri kapsamaktadır.
Avukat bulundurma zorunluluğuna uyulmaması hali için yüklü miktarda idarî para cezalarının
öngörülmesi, anonim şirket yöneticileri açısından konuyu daha da önemli hale getirmektedir.
İşte bu hatırlatıcı sirkülerimizde, hangi anonim şirketlerin sözleşmeli avukat bulundurmak
zorunda oldukları, bu yükümlülüğün ne zaman doğduğu, sözleşmeli avukatlara ne kadar ödeme
yapılacağı, bu yükümlülüğe uyulmaması durumunda uygulanacak cezalar üzerinde durulacaktır.
I- SÖZLEŞMELİ AVUKAT BULUNDURMAK ZORUNDA OLAN ANONİM ŞİRKETLER
Avukatlık, 19.03.1969 tarih ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu (AK)’nun 1. maddesinde, “kamu hizmeti
ve serbest bir meslek” olarak tarif edilmektedir. Avukatlığın amacı; hukuki münasebetlerin
düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak
çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları,
hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır (AK md. 2/f.1). Yargı
organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel
ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıflar avukatlara görevlerinin yerine
getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır (AK md. 2/f.3).
1136 sayılı Kanun’un 26.02.1970 tarih ve 1238 sayılı Kanun ile değişik 35. maddesinde yalnız
avukatların yapabileceği işler düzenlenmiş ve “Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa
verme, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek
ve tüzel kişilere ait hakları dava etme ve savunma, adli işlemleri takip etme, bu işlere ait
bütün evrakı düzenleme” işlerinin, yalnız baroda yazılı avukatlara ait olduğu belirtilmiştir.
Bununla birlikte, aynı maddenin 3. fıkrasına 02.05.2001 tarih 4667 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle
eklenen ve 23.01.2008 tarih 5728 sayılı Kanun’un 329. maddesi ile değiştirilerek 08.02.2008
tarihinden itibaren yürürlüğe sokulan düzenlemede, “dava açmaya yeteneği olan herkesin kendi
davasına ait evrakı düzenleyebileceği, davasını bizzat açabileceği ve işini takip
edebileceği”hüküm altına alınmış, ancak, anılan hükmün hemen devamında “Türk Ticaret
Kanunu’nun 272. maddesinde ön görülen esas sermaye miktarının beş katı veya daha fazla
esas sermayesi bulunan anonim şirketlerin sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorunda
oldukları” belirtilmiştir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesinin üçüncü fıkrasında 6762 sayılı ETK’nın 272.
maddesine yollamada bulunulmaktadır. 6762 sayılı ETK ise, TTK’nın 1533. maddesi ile yürürlükten
kaldırılmıştır. Bununla birlikte, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli
Hakkında Kanun’un 7. maddesinde, “Bu Kanun’un ve Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe
girmesiyle, 6762 sayılı Kanun’un yürürlükten kaldırılan veya değiştirilen maddelerine diğer
mevzuat tarafından yapılmış bulunan yollamalar, Türk Ticaret Kanunu’nda o maddeleri
karşılayan hükümler varsa onlara yapılmış sayılır.” denilmiştir. Dolayısıyla, bu konuda TTK’nın ETK’nın 272. maddesine karşılık gelen- 332. maddesine bakmak gerekir. Ancak, ETK’da
sadece esas sermaye sistemi benimsendiği halde, TTK’da esas sermaye sistemi ile birlikte
kayıtlı sermaye sistemine de yer verilmiş ve 332. madde bu ikili ayrıma göre düzenlenmiştir.
Anılan maddeye göre, esas sermaye sistemini kabul eden anonim şirketlerin kuruluştaki esas
sermayelerinin 50.000 TL’den, kayıtlı sermaye sistemini kabul eden ancak halka açık olmayan
anonim
şirketlerin “başlangıç
sermayesi”nin
ise 100.000
TL’den az
olmaması
gerekmektedir (TTK md. 332/f.1). Kanımızca, Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesinin üçüncü
fıkrasında “esas sermaye miktarının beş katı veya daha fazla esas sermayesi bulunan anonim
şirketler” denildiğinden, sadece esas sermaye sistemini benimseyen anonim şirketler söz konusu
yükümlülüğün kapsamına girecek, kayıtlı sermaye sistemini benimseyen anonim şirketler, kayıtlı
sermaye tavanları, başlangıç ve çıkarılmış sermayeleri ne olursa olsun, avukat bulundurmakla
yükümlü olmayacaklardır. Zira, ETK’da yer almasa da, 2499 sayılı mülga Sermaye Piyasası Kanunu
halka açık anonim ortaklıklarda kayıtlı sermaye sistemine yer veriyordu, ancak Avukatlık
Kanunu’nun md. 35/f.3 hükmü sadece esas sermaye sistemindeki anonim şirketleri içeriyor, kayıtlı
sermaye sistemindeki halka açık anonim şirketlere dair bir ibareye yer vermiyordu. Bu yönüyle,
kayıtlı sermaye sistemini seçen kapalı anonim şirketlere avukat bulundurma zorunluluğu
getirilmesinin, ancak anılan maddede yapılacak bir değişiklik ile mümkün olacağı düşünülmektedir.
Dolayısıyla, esas sermaye miktarı 250.000 TL ve üzerinde olan anonim şirketler sözleşmeli bir
avukat bulundurmak zorundadırlar. Bir başka deyişle, esas sermayesi 250.000 TL ve üzerinde olan
anonim şirketler, 1136 sayılı Kanun’un 35. maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen davaya ait
evrakı düzenleme, davayı bizzat açma ve takip etme haklarını, ancak sözleşmeli avukatları
vasıtasıyla kullanabileceklerdir.
Esas sermaye miktarı 250.000 TL’nin altında kalan anonim şirketler için ise sözleşmeli
avukat bulundurma zorunluluğu yoktur. Yukarıda belirtildiği üzere, kayıtlı sermaye sistemini
benimseyen kapalı anonim şirketlerde de, sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğunun
aranmayacağı değerlendirilmektedir. Bu itibarla, esas sermayesi 250.000 TL’nin altında kalan
anonim şirketler ile kayıtlı sermaye sistemini benimseyen kapalı anonim şirketler, şirket tüzel
kişiliği adına açılacak davaların evrakını yetkili organları eliyle düzenleyebilir, davayı bizzat
açabilir ve takip edebilirler. Ancak, zorunlu olmasa dahi, esas sermaye miktarı 250.000 TL’nin
altında bulunan şirketler ile kayıtlı sermaye sistemini benimseyen kapalı anonim şirketlerin, gerek
duymaları halinde sözleşmeli avukat bulundurmalarının önünde yasal bir engel de bulunmamaktadır.
II- SÖZLEŞMELİ AVUKAT BULUNDURMA ZORUNLULUĞUNUN DOĞDUĞU AN
Kanımızca, anılan zorunluluk, kuruluş esas sermayesi 250.000 TL ve üzeri olan anonim şirketlerde,
şirketin tüzel kişilik kazanması ile birlikte, yani şirketin ticaret siciline tescil edilmesi ile birlikte
(TTK md. 355/f.1); kuruluş esas sermayesi 250.000 TL’nin altında olmakla birlikte sermaye artırımı
sonrasında esas sermaye miktarı 250.000 TL ve üzerine çıkan anonim şirketlerde ise, sermaye
artırımına ilişkin genel kurul kararının ticaret siciline tescil ettirildiği anda doğacaktır (TTK md.
456/f.4, md. 355/f.1).
Ancak, hemen belirtelim ki, 1136 sayılı Kanun’un bu konuda aradığı koşul, şirketin esas sermayesine
ilişkindir. Yoksa, esas sermayenin ödenmiş olup olmadığının bu yükümlülüğe bir etkisi bulunmamaktadır.
Bir başka deyişle, anonim şirketin ödenmiş sermayesi 250.000 TL’nin altında kalsa dahi, tescil edilmiş
esas sermayesi 250.000 TL ve üzerinde ise, avukat bulundurma zorunluluğu doğmuş kabul edilecektir.
III- SÖZLEŞMELİ AVUKATA 2014 YILINDA ÖDENECEK ÜCRET
Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı’nın 28 Aralık 2013 tarih ve 28865 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi’ne göre, Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesi gereği sözleşmeli avukat
bulundurması gereken anonim şirketler, bu avukatlara, 2014 yılında asgarî 1.250 TL aylık ücret
ödeyeceklerdir.
Bu ücret, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır. Avukat
tarafından takip edilen dava veya işle ilgili olarak düzenlenen dilekçe ve yapılan diğer işlemler ayrı
ücreti gerektirmez. Buna karşılık, icra takipleriyle, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay ve
Sayıştay’da temyizen ve bölge idare ve bölge adliye mahkemelerinde itirazen görülen işlerin
duruşmaları ayrı ücreti gerektirmektedir.
Ayrıca, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, takip edilen dava, takip ve işlerde tarifeye göre
hesaplanacak vekalet ücretinin, yıllık avukatlık ücretinin (12 x 1.250 = 15.000 TL) üzerinde olması
durumunda, aradaki eksik miktar avukata ayrıca ödenecektir. Vekalet ücretinin, bu miktarın
altında kalması durumunda ise, normal aylık ücret ödemelerine devam edilecek olup, avukata
ayrıca bir ödemede bulunulmayacaktır.
IV- SÖZLEŞMELİ AVUKAT BULUNDURMA ZORUNLULUĞUNA
ŞİRKETLERE 2014 YILINDA UYGULANACAK İDARÎ PARA CEZASI
UYMAYAN
ANONİM
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesinin üçüncü fıkrasına göre, esas sermayesi 250.000 TL
ve üzeri olduğu halde sözleşmeli avukat bulundurma yükümlülüğünü yerine getirmeyen anonim
şirketlere, Cumhuriyet Savcısı tarafından, sözleşmeli avukat tayin etmedikleri her ay için, sanayi
sektöründe çalışan 16 yaşından büyük işçiler için suç tarihinde yürürlükte bulunan, asgarî
ücretin iki aylık brüt tutarı kadar idarî para cezası verilecektir. Asgari Ücret Tespit
Komisyonu’nun 31.12.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı ile 16 yaşından büyükler için uygulanacak
asgari ücretin brüt tutarı01.01.2014-30.06.2014 döneminde 1.071 TL, 01.07.201431.12.2014 döneminde ise 1.134 TL olarak belirlenmiştir.
Dolayısıyla, esas sermayesi 250.000 TL ve üzeri olan, ancak sözleşmeli avukat bulundurmayan
anonim şirketlere, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Cumhuriyet Savcısı tarafından verilecek
idari para cezası, 01.01.2014-30.06.2014 döneminde aylık 2.142 TL, 01.07.201431.12.2014 döneminde ise aylık 2.268 TL olarak uygulanacaktır. Örneğin; 2014 yılının Ocak
ayında sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğu doğduğu halde üç ay boyunca sözleşmeli avukat
bulundurmayan bir anonim şirkete, 6.426 TL (2.142 x 3 = 6.426 TL) idari para cezası verilecektir.
Bu zorunluluğun Ocak ayında değil de Temmuz ayında doğması ve yine üç ay boyunca sözleşmeli
avukat bulundurulmaması durumunda ise şirkete 6.804 TL (2.268 x 3 = 6.804 TL) idarî para
cezası verilecektir.
V- SÖZLEŞMELİ AVUKAT BULUNDURMA ZORUNLULUĞUNA DAİR ELEŞTİRİLER VE
KONUNUN ANAYASA MAHKEMESİ’NE TAŞINMASI
Anonim şirketlere getirilen sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğuna yönelik birçok eleştiri
yapılmıştır. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesinin üçüncü fıkrası ile getirilen sözleşmeli
avukat bulundurma zorunluluğuna ilişkin yasal düzenlemeye yönelik eleştirilerin başında, “söz
konusu zorunluluğun limited, komandit ve kollektif şirketlere getirilmediği, 10.000.000 TL
sermayeye sahip bir limited şirketin avukat bulundurma zorunluluğu bulunmazken 250.000 TL
sermayeye sahip anonim şirketlerin zorunluluk kapsamına alındığı, yine bu zorunluluğun anonim
şirketlerin sadece bir kısmını kapsadığı, bu haliyle şirket türleri arasında bir ayrım yaparak ve
sermaye kriteri koyarak yapılan bu tasnifin objektif, hukuki ve hakkaniyetli olmadığı, bu türden
bir tasnifin kamu yararını değil, toplumdaki bir meslek grubunu desteklemeyi amaçladığı ve bunun
finansmanını da bazı toplum kesimlerine yüklediği intibaını doğurduğu, ayrıca özel hukuk tüzel
kişisi olan anonim şirketleri, yine özel hukuk kişisi olan avukatlarla sözleşme yapmaya zorlamanın
Anayasa’nın 48. maddesinde belirtilen sözleşme yapma serbestisine aykırılık teşkil
ettiği” yönündeki değerlendirmeler gelmekte idi.
Bu konudaki bir diğer eleştiri ise, avukatlık mesleğinin artık hukuk branşları itibariyle
ihtisaslaştığı, sözgelimi gayrimenkul-imar-inşaat ihtilaflarında uzmanlaşmış bir avukatla, ceza
veya icra davalarında ihtisaslaşmış bir avukatın aynı olamayacağı, ancak, söz konusu düzenlemede
böyle bir ayrım yapılmayıp sadece avukat bulundurma zorunluluğu getirilmekle yetinildiği
yönündeydi.
Bu eleştiriler yanında, anonim şirketlerde avukat bulundurma zorunluluğuna ilişkin Avukatlık
Kanunu’nun 35. maddesinin 3. fıkrasındaki düzenlemenin Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla Trabzon 2.
Sulh Ceza Mahkemesi’nce Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmuş ve “1136 sayılı Avukatlık
Kanunu’nun 35. maddesinin, 23.01.2008 günlü, 5728 sayılı Yasa’nın 329. maddesiyle
değiştirilen üçüncü fıkrası ile ETK’nın 272. maddesinde belirtilen esas sermaye miktarının
beş katı veya daha fazla esas sermayesi bulunan anonim şirketlerin, aksine davrananların
idari para cezası ile cezalandırılacakları belirtilerek, avukatlık sözleşmesi yapmaya
zorlanmalarının ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesinde yalnız avukatların
yapacağı işlerin hukuki danışmanlık ile dava ve iş takip hizmetleri olarak belirlenmesi
karşısında, anonim şirketler için getirilen sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğunun
kapsamının açık bir şekilde belirlenmemesinin, Anayasa’nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk
devletine ve 48. maddesinde düzenlenen sözleşme özgürlüğüne; bu zorunluluğun sadece esas
sermayesi belirlenen miktarı geçen anonim şirketler için getirilmiş olmasının Anayasa’nın 10.
maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine; idari para cezasının miktarının Asgari Ücret Tespit
Komisyonu tarafından belirlenen asgari ücrete endekslenmiş olmasının Anayasa’nın 38.
maddesinde düzenlenen ceza ve ceza yaptırımı yerine geçen güvenlik tedbirlerinin yasayla
düzenlenmesi ilkesine; ayrıca Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Kanunu Yönetmeliği’nde itiraz
konusu fıkraya dayanılarak yapılan değişiklik ile avukatlık sözleşmenin ne şekilde
yapılacağına, hangi şartları ihtiva edeceğine, sözleşmeden doğan anlaşmazlıkların nasıl
çözümleneceğine ve yazılı sözleşme ile serbest meslek makbuzunun baroya verilmesi
gerektiğine dair hükümlere yer verilerek avukat ile müvekkili arasında ticari sır niteliğinde
bulunan sözleşmenin sır olmaktan çıkarılmasının, sözleşme özgürlüğüne ve Anayasa’nın 20.
maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliği ilkesine aykırı olduğu” ileri sürülmüştü.
Ancak, Anayasa Mahkemesi, 30.06.2011 tarih ve E. 2010/10, K. 2011/110 sayılı Kararı’nda “küçük
sermaye birikimlerini büyük malî, ticarî ve sanayi kuruluşlar durumunda toplayan anonim
şirketler, günümüzde en önemli iktisadî ve sosyal müesseseler arasında yer almışlardır.
Bünyelerinde pay sahiplerine, şirket çalışanlarına, şirket alacaklılarına ve topluma ait
birbiriyle çatışan farklı çıkarları barındıran anonim şirketler, sağladıkları büyük
sermayelerle, sınırlı sorumluluğun ve tüzelkişi olmanın verdiği olanaklardan da yararlanarak,
önemli girişimler gerçekleştirmişler ve ülkelerinin kalkınmalarında yararlı olmuşlardır. Bu
bakımdan özelikle esas sermayesi büyük olan anonim şirketlerin, bünyelerinde barındırdıkları
farklı çıkarlar arasında denge kurulabilmesi ve halkın bu şirket türüne olan güveninin
sarsılmaması için kârlılık ve çağdaş işletmecilik esaslarına uygun olarak verimli biçimde
çalıştırılmaları büyük önem taşımaktadır. Anonim şirketlerin çok sayıda ortağı ilgilendiren
faaliyetleri, bu kuruluşların toplumda pay sahibi ve yatırımcı kitlesini, çalışanları ve üretilen
mal ve hizmetlerin pazarlandığı piyasayı aşan sosyal ve ekonomik etkiler oluşturmalarına yol
açmıştır. Anayasa’nın çeşitli maddelerinde yer alan, “... kişilerin ve toplumun refah, huzur
ve mutluluğunu sağlamak...” (madde 5), “... Devlet, özel teşebbüslerin milli ekonominin
gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını
sağlayacak tedbirleri alır (madde 48); ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı...
planlamak...” (madde 166); Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının
sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır...” (madde 167);
şeklindeki hükümler, Devletin ekonomik hayatın işleyişini düzenlemek ve gerektiğinde bu alana
müdahalede bulunmakla görevli kılındığını ortaya koymaktadır.” diyerek 1136 sayılı Avukatlık
Kanunu’nun 35. maddesinin, 23.01.2008 tarih ve 5728 sayılı Kanun’un 329. maddesiyle değiştirilen
üçüncü fıkrasının “anonim şirketler” yönünden, Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin
reddine hükmetmiştir.
Dolayısıyla, 1136 sayılı Kanun’un 35. maddesinin üçüncü fıkrasının halihazırda yürürlükte olduğu
dikkate alınarak, anılan yasal düzenlemenin gereğinin yerine getirilmesi, şirketin ciddi yekûn
tutacak idari para cezalarına muhatap olmalarına mani olacaktır.
VI- ÖZET VE SONUÇ
Anonim şirketlerde sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğu, Türk Ticaret Kanunu ile değil, 1136
sayılı Avukatlık Kanunu ile getirilen bir zorunluluktur. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35.
maddesinin üçüncü fıkrasına göre, esas sermaye miktarı 250.000 TL ve üzerinde olan anonim
şirketler sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorundadırlar. Anılan zorunluluk, kuruluş esas
sermayesi 250.000 TL ve üzeri olan anonim şirketlerde, şirketin tüzel kişilik kazanması ile
birlikte; kuruluş esas sermayesi 250.000 TL’nin altında olmakla birlikte sermaye artırımı
sonrasında esas sermaye miktarı 250.000 TL ve üzerine çıkan anonim şirketlerde ise, sermaye
artırımına ilişkin genel kurulunun ticaret siciline tescil ettirildiği anda doğar. Esas
sermaye miktarı 250.000 TL’nin altında kalan anonim şirketler için ise sözleşmeli avukat
bulundurma zorunluluğu yoktur. Ayrıca, kayıtlı sermaye sistemini benimseyen kapalı anonim
şirketlerde de, sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğunun aranmayacağı değerlendirilmektedir.
Sözleşmeli avukatlara, 2014 yılında ödenecek asgarî aylık ücret 1.250 TL olarak belirlenmiştir.
Sözleşmeli avukat bulundurma yükümlülüğünü yerine getirmeyen anonim şirketlere ise, şirket
merkezinin bulunduğu yerdeki Cumhuriyet Savcısı tarafından, her ay için, 01.01.2014-30.06.2014
döneminde 2.142 TL, 01.07.2014-31.12.2014 döneminde de 2.268 TL idarî para cezası
uygulanacaktır. Anonim şirketlere getirilen bu zorunluluğun objektif, hukuki ve hakkaniyetli
olmadığı, şirketleri sözleşme yapmaya zorlayarak Anayasa’da güvence altına alınan sözleşme yapma
serbestisine aykırılık teşkil ettiği yönünde eleştiriler bulunsa da, Anayasa Mahkemesi, 30.06.2011
tarih ve E. 2010/10, K. 2011/110 sayılı Kararı’nda, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesinin
anonim şirketler yönünden, Anayasa’ya aykırı olmadığına hükmetmiştir. Dolayısıyla, bu konudaki
eleştirileri bir yana bırakarak, yüklü miktarda idarî para cezalarına muhatap olmamak için, esas
sermayesi 250.000 TL ve üzerinde olan ya da sermaye artırımı sonrasında bu miktara ulaşacak veya
aşacak olan anonim şirketlerin yönetim kurullarının, sözleşmeli avukat bulundurma yükümlülüğüne
uymaları menfaatlerine olacaktır.
Konu hakkında bu hatırlatıcı sirkülerimiz ile bilgi edinmenizin faydalı olacağını düşünmekteyiz.
Saygılarımızla,
EKREM ALFATLI
YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR
> Yayınlanmış Sirkülerimizin tamamına www.ymmekremalfatli.com adresinden ulaşabileceğinizi biliyor muydunuz.(?)