BİD’AT VE HURAFELER, DOĞRU YOLUN GİZLİ BUZLARIDIR! Bid’at; güzel dinimiz İslâm’ın aslında bulunmayıp, ona sonradan sokulan ve aslıyla da uyumu bulunmayan anlayış ve yaşayışlara denmektedir. Asıl itibarıyle dinimizin kaynağı ikidir: Allah’ın Kitabı Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimizin sünneti… Bunlarda bulunanlar, dinin aslında bulunanlardır. Bir de bunlarda bulunmayıp sonradan uygulamaya girdiği halde, bu iki kutsal kaynağın özüne ters düşmeyen şeyler vardır ki, bunlara “Bid’at-ı Hasene “ denmektedir. Mevlid okunması, minare, kubbe, mikrofon ve hoparlör gibi şeyler. Bu gibi şeyler, dinimizin ana kaynaklarında bulunmamakla beraber, onun maksadına ve güzelliklerine hizmet ettiği için, güzel kabul edilmişlerdir. Hurafe; esas itibariyle “Kaymış” anlamına gelmektedir. Yani bir şeyin aslından, ortasından, doğru ve düzgün kıvamdan bir kenara savrulmuş, eğrilik ve bozukluk manzarası arz eden şey manasına gelmektedir. Buradan şu anlam çıkmaktadır; İşin bir aslı, bir doğrusu vardır. Ama bu doğrudan uzaklaşılmış, eğriye ve yanlışa gidilmiş demektir. Bu bakımdan meselâ; aslı itibariyle hak bir kaynaktan doğru olarak geldiği halde sonradan mecraından saptırılarak aslından uzaklaştırılan dinlere; “Muharref= Aslından uzaklaştırılmış, bir kenara savrulmuş dinler” denmektedir. Bizim dinimiz, hem bid’at ve hurafelerden uzak, hem de onlara karşı olan bir dindir. Hamdolsun, aslı itibariyle sapa sağlam bulunmakla beraber, içerisine bir kısım bid’at ve hurafenin sokulduğu ve sokulmaya çalışıldığı da bir gerçektir. Asli kaynaklarımıza kulak verilmesi ve dinimizin temel prensiplerine sıkıca tutunulması durumunda, bid’at ve hurafe tehlikesinden korunmak mümkün olacaktır. Günümüzde iletişim imkânlarının alabildiğine artmış, her türlü hayat tarzının, herkesin rahatça görebildiği noktalara gelmiş olması sebebiyle, insanların birbirlerinden etkilenmeleri daha çok mümkün olmaktadır. Ama, Müslümanlar olarak unutmamamız gerekir ki, bizim dinimizin ölçüleri, tüm hayat tarzlarının hem en güzeli, hem de dünya ve ahirette bizleri kurtaracak yegâne ölçülerdir. Sevgili Peygamberimiz hadislerinde; “Her bid’at sapıklıktır. Her sapıklık (ve erbabı) ise ateştedir” buyurmuşlardır. Şurası unutulmamalıdır ki, bid’at ve hurafeler, doğru ve düzgün yollarımızda gizli buzlanmadır. Buna dikkat edilmediği taktirde, kaymalar ve kazalar kaçınılmazdır. Bu ise her iki hayatımızın mahvolması anlamına gelir. Yeni bir yılın kapısına gelip dayanmış bulunmaktayız. Biraz daha ömür elde etmiş, böyle bir nimete mazhar olmuş olmanın şükrünü ifa edecek yerde, yılbaşı kutlamaları adı altında, dinimizin tasvip etmediği işleri yapmak, hele haramlara girmek, inananların tevessül edeceği durumlar olmasa gerektir. Çünkü haramlar, bid’atler ve hurafeler, bu dünyada gizli hastalıklar, ahirette ise daimi ve devasız dertlerdir. 25.12.2014 Mehmet ŞAHİN Kırşehir Müftüsü
© Copyright 2024 Paperzz