10 Aralık İnsan Hakları Günü Mesajı

Türkiye Büyük Millet Meclisi
İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığı
10 ARALIK 2014 İNSAN HAKLARI GÜNÜ MESAJI
İnsanın hak arayışı, insanlık tarihi kadar kadim bir geçmişe sahiptir. 20. Yüzyıla kadar insan
hakları konusundaki düşünceler gelişim gösterse de Dünya tarihi boyunca insanlığın en büyük
yıkımlarından olan dünya savaşları 20. Yüzyılın ilk yarısında vuku bulmuştur. Bu dönemde insanların
en önemli ve diğer haklarının kaynağı olan yaşam hakkı başta olmak üzere çoğu hak ve özgürlüğü
daha önce hiç olmadığı kadar çiğnenmiştir.
İnsan haklarının daha önce olmadığı kadar hiçe sayılması, bu hakların korunması ve aynı
acıların tekrar yaşanmaması için küresel ölçekte çeşitli yapıların oluşturulmasını ve yeni önlemlerin
alınmasını zorunlu kılmıştır. Bu amaçlarla İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Birleşmiş Milletler
Genel Kurulu'nun 10 Aralık 1948 tarih ve 217 A(III) sayılı Kararıyla ilan edilmiştir. Beyanname insan
haklarının korunmasının dünya barışının temeli olduğunu, bu hakların tanınmamasının ise insanlık
vicdanını yaralayan çeşitli acılara neden olduğunu ifade ederek insan haklarının tanınması ve kabul
edilmesinin hem kişiler hem de toplumlar için hayati bir önem arz ettiğini en üst perdeden ilan
etmiştir. Hiç şüphesiz ki Beyanname, günümüzde de yaşanan ayrışmaların temelinde yer alan; ırk,
renk, cinsiyet, dil, din ayrımcılıklarına ve diğer ayrımcılık türlerine karşı durarak insan onurunu
zedeleyen ve toplumsal huzursuzlukların kaynağı olan sorunların çözümü için önemli bir yol gösterici
olmuştur.
2. Dünya Savaşının sonuna kadar insan hakları meselesi ülkelerin iç meselesi ve devletlerin
vatandaşlarına vermiş oldukları lütuflar şeklinde anlaşılmıştır. Günümüzde ise insan hakları
konusunun ulusal bir mesele olmadığı ve tüm insanlığı ilgilendirdiği kabul edilmektedir. Bununla
birlikte insan haklarını korumak da sadece devletin görevi olmaktan çıkmıştır. Bu konuda uluslararası
örgütlere, sivil toplum kuruluşlarına, medyaya ve bireylere çok önemli görevler düşmektedir. İnsan
haklarının gerçekten korunması ve geliştirilmesi ancak tüm kurum ve kuruluşlar ile bireylerin bu
konuda bilgili, duyarlı ve kararlı olması ile gerçekleşecektir.
Şimdi ve gelecek yüzyılda insan hakları, medeni devletler için temel değerler olmaya devam
edecektir. Ne var ki, bu günlerde yayınlanan muteber raporlara göre, zorba rejimlerden
beklenebilecek korkunç derecedeki insan hakları ihlallerinin insan haklarının beşiği sayılan medeni
devletler tarafından, suçun önlenmesi, terörle mücadele gibi bahanelerle gizlice uygulandığının
ortaya çıkması kabul edilemez bir tablodur.
Geçmişte din ve ırk temelli savaşlar insanlığa büyük acılar yaşatmıştır. Ancak bu acılardan
hiçbir ders alınmamış gibi halen toplumlarda din ve ırk temelli olaylar ve çatışmalar meydana
gelmektedir. Dünya üzerinde geniş ölçekli cinayet ve katliamların Müslümanlara yönelik olarak
gerçekleşmesi, bir tesadüf olmaktan çıkmıştır.
Ülkemizde insan hakları konusunda son yıllarda önemli bir mesafe kat edilmiş olsa da bu
seviye yeterli görülmemekte ve insan hakları konusunda da örnek olacak bir Türkiye’ye ulaşma ideali
doğrultusunda ciddi bir gayret sarf edilmektedir. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu da
siyaset üstü bakış açısı ile ülkemizde ve dış ülkelerdeki insan hakları ihlalleri ile ilgilenmekte, bu
ihlallerin sonlandırılması için takipçi olmaktadır.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu olarak insan hakları konusunda şimdiye kadar
vermiş olduğumuz kararlı mücadelenin şimdiden sonra da devam edeceğini bildirir ve dünya
üzerindeki tüm insan hakkı ihlallerinin sonlanması temennisiyle 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Gününü
kutlarız. 10.12.2014