ﯾَﺮَهُ ﺷَﺮا ذَرﱠةٍ ﻣِﺜْﻘَﺎلَ ﯾَﻌْﻤَﻞْ وَﻣَﻦْ ﯾَﺮَهُ ﺧَﯿْ

İL :
BİLECİK
TARİH : 28/02/2014
ve hala, dünyada çektiği sıkıntı ve huzursuzlukların
temeli, kul hakları ihlalinden kaynaklanmaktadır.
Kıymetli Kardeşlerim!
ُ‫ا َﯾﺮَه‬‫ﻓَﻤَﻦْ ﯾَﻌْﻤَﻞْ ﻣِﺜْﻘَﺎلَ ذَرﱠةٍ ﺧَﯿْﺮًا ﯾَﺮَهُ وَﻣَﻦْ ﯾَﻌْﻤَﻞْ ﻣِﺜْﻘَﺎلَ ذَرﱠةٍ ﺷَﺮ‬
‫ﻗَﺎلَ رَﺳُﻮلُ اﻟَﻞﱢ ﺻَﻠََﻲ اﻟَﻞﱡ ﻋَﻠَﯿْﮫِ وَﺳَﻠَ َﻢ‬
ِ‫ﺠﻠْﺤَﺎء‬
َ ْ‫ﻟَﺘُﺆَدﱡنﱠ اﻟْﺤُﻘُﻮقَ إِﻟَﻰ أَھْﻠِﮭَﺎ ﯾَﻮْمَ اﻟْﻘِﯿَﺎﻣَﺔِ ﺣَﺘﱠﻰ ﯾُﻘَﺎدَ ﻟِﻠﺸﱠﺎ ِة اﻟ‬
ِ‫ﻣِﻦَ اﻟﺸﱠﺎةِ اﻟْﻘَﺮْﻧَﺎء‬
KUL HAKKI
Değerli Kardeşlerim!
Kâinatın yaratılış ve yönetimini kendi
tasarrufunda bulunduran Allah,
fert ve toplum
hayatının düzen içinde yürümesi için insanların
gereğini yerine getirmekle yükümlü oldukları hakları,
insanların istek ve arzularına göre değil, adalet ve
denge prensiplerine göre belirlemiştir. İslami anlayışta
bu haklar, Allah’ın hakları ve kulların hakları şeklinde
ikiye ayrılıp, Allah’ın emirlerine saygı ve yaratıklarına
da şefkat deyimiyle ifade edilir.
Allah’ın emirlerine saygı, O’nun varlığına ve
birliğine iman edip hükümlerine uygun şekilde
yaşamakla gerçekleşir. Kul hakları ise; genellikle
insanların canları, bedenleri, ırz ve namusları, manevi
şahsiyetleri, makam ve mevkileri, dini inanç ve
yaşayışları gibi konulardaki kişilik haklarıyla mallarına
ve aile fertlerine ilişkin haklarından oluşmaktadır.
Bunlara yönelik olarak yapılan kötülükler, verilen
zararlar kul haklarına tecavüz sayılmaktadır.
Kardeşlerim!
Yüce Allah, birçok ayetinde insanların haklarına
saygı gösterilmesini istemiş, bu haklara saldırı
mahiyetindeki tutum ve davranışları yasaklamıştır.
Nitekim âyet-i kerimede; “Ey iman edenler!
Mallarınızı aranızda haksız yollarla yemeyin…
Kendinizi helak etmeyin… Kim haddi aşarak ve
zulmederek bunu yaparsa onu cehennem ateşine
atacağız…”1 şeklinde uyarılarak bunun aksi olan,
haklara tecavüz ve hukuksuzluk hali ise hem sosyal
hayatta kargaşa ortamını doğuracak hem de ahiretin
kararmasına sebep olacaktır. Allah Rasulu’nün
“Zulümden sakının! Çünkü zulüm kıyamet gününde
karanlıklar olacaktır”2 hadisi bu durumu çok güzel
izah etmektedir.
Diğer taraftan, İslam âlimlerinin telif etmiş
olduğu ahlak kitaplarında beşeri ilişkilere dair
bölümler, geniş ölçüde kul haklarıyla ilgili konuları
içermekte olup, çeşitli ayet ve hadislere dayanarak
tespit ettikleri büyük günahların (kebairin) çoğu, kul
haklarıyla ilgilidir. Yine bütün insanlığın, tarih boyunca
Bütün peygamberlerin tebliğ ettikleri dinlerin
ruhu ve gayesi; kul hakları arasında bulunan din, can,
akıl, namus ve nesil ile mal, korunması gereken beş
temel ilkeden oluşmaktadır. Ancak, insanlar farkında
olarak veya olmayarak bazen hak ihlali yapabilirler. Şu
gerçek hiçbir zaman unutulmamalıdır ki; kimsenin
yaptığı yanına kâr kalmayacak ve herkes iyi veya kötü
yaptığının karşılığını görecektir. Nitekim hutbemin
başında okuduğum âyet-i kerimede; “Kim zerre
miktarı hayır yapmışsa onun (karşılığını) görür.
Kim de zerre miktarı kötülük işlemişse onun
(karşılığını) görür”3 buyrulmaktadır.
Peygamberimiz (s.a.v.) de “Kıyamet gününde
haklar mutlaka sahiplerine verilecektir. Hatta
boynuzsuz koyun bile boynuzlu koyundan hakkını
alacaktır”4 kimsenin hakkının kimsede kalmayacağını
haber verip “Ümmetimin müflisi kıyamet gününe
namaz, oruç ve zekât ibadetlerini ifa etmiş olduğu
halde gelir. Fakat aynı zamanda ona-buna sövmüş,
iftira etmiş, şunun-bunun (haksız yere) malını
yemiş, kanını dökmüş, onu-bunu dövmüştür. Bu
kişinin iyiliklerinin sevabından hak sahiplerine
verilir. Borcu ödenmeden sevabı biterse diğerlerinin
günahları ona yüklenir, sonra da cehenneme atılır”5
buyurarak ümmetini ve insanlığı uyarmış ve ayrıca
“Allah’ın huzuruna, hiç kimseye haksızlık
yapmadan çıkmayı umuyorum”6 şeklindeki ifadesi
onun kul hakları hususundaki titizliğini göstermektedir.
Kardeşlerim!
Hakkaniyete dayalı sosyal ilişkiler, beraberinde
hem müreffeh bir hayatı hem de ahiret yurdunda
kurtuluşu getirecektir. Öyleyse, herkesin hak ve
hukukuna saygılı olalım. Kul hakkıyla Allah`ın
huzuruna çıkmaktan sakınalım. Kul hakkını, hak sahibi
affetmedikçe Allah`ın affetmeyeceğini bilelim.
Hutbemi Peygamber Efendimiz’in şu tavsiyesiyle
bitiriyorum. “Kim kardeşine haksızlık etmişse,
onunla helalleşsin…”7
1- Nisa,4/29-30
2- Müslim, Birr.56
3- Zilzal, 99/7-8
4- Müslim, Birr, 60
5- Müslim, Birr.59
6- Ebu Davud, Büyu’, 49
7- Buhari, Rikak, 48
Hazırlayan: Söğüt Müftülüğü İlçe İrşat Kurulu.
Redaksiyon: İl İrşat Kurulu
Print to PDF without this message by purchasing novaPDF (http://www.novapdf.com/)