Erzincan Velîleri

ÖRNEK HAYAT / Yusuf HALICI
Erzincan Velîleri
Pir Ahmed Erzincanî
Hazretleri
Pir Ahmed Hazretleri evliyanın büyüklerindendir. Erzincan iline bağlı Tabih köyünde dünyaya geldi. Babası aslen Heratlı olup
Anadolu’ya göç etmiş Erzincan’a yerleşmiştir.
Pir Ahmed Hazretleri henüz çocuk denecek
yaşlarda babası tarafından, kendisine hizmet
etmesi için Erzincanlı büyük velî Şeyh Muhammed Erzincanî Hazretlerinin yanına verilmiştir.
Evliya ailesine hizmetle büyüyen Pir Ahmed Hazretleri bu büyük velînin gözetiminde
maddi ve manevi ilimlerini tahsil etti. Kur’an-ı
Kerim’i ezberleyip hafız oldu, çok genç yaşlarda da Muhammed Erzincanî Hazretlerinden
icazet alma şerefine nail oldu.
Pir Ahmed’i çok seven Pir Muhammed Hazretleri onu Erzincan civarında insanları irşad
etme, onlara hak yolunun bilgilerini anlatıp
öğretmekle görevlendirdi. İlim, edep ve güzel
ahlâkı ile meşhur olan Hazreti Pir, tüccar olan
babasının vefatıyla kendisine kalan malları
hep hayır işlerinde harcadı. Camiler dergâhlar
yaptırdı. Yaptırdığı camilerin yanında Allah’ın
inayetiyle hep su çıkmıştır.
Fatih Sultan Mehmed ile Uzun Hasan arasında geçen savaştan sonra rivayete göre Uzun
Hasan’ın isteği üzerine sulh görüşmelerinde
bulunmak üzere Fatih’in yanına gitmiştir. Her
iki lider de son derece saygı gösterdikleri Pir
Ahmed Hazretlerinin isteği ile sulh yaparak
anlaşmışlardır. Bu olaydan sonra Pir Ahmed
Hazretleri, Fatih’in kendisini İstanbul’a daveti
üzerine İstanbul’a gelmiş ve bir müddet Aya-
74 MAYIS 2014
sofya Camii’nde halka vaaz u nasihatte bulunmuş, Fatih Sultan Mehmet
ile bizatihi sohbetlerde bulunmuşsa da
daha sonra tekrar Erzincan’a dönmüş ve hayatının sonuna kadar irşad hizmetlerini burada
sürdürmüştür.
Pir Ahmed Erzincanî Hazretlerine, bir gün
bazı dostları gelerek, evliyanın kalbinden
kimler feyz alır, diye sordular. Erzincanî Hazretleri, ibadeti ve takvası çok olanlar, buyurdu. Bu feyzler, evliyanın kalbine nereden geliyor dediler. Hazret, Rasûlullah (s.a.v.) Efendimizin mübarek kalbinden yayılıyor buyurdu.
Bu nurları alabilmek için, ne yapmak lazım
hocam, diye sorunca, onu çok sevmek lazımdır buyurdu. Sevmek nasıl olur peki diye sorulunca, sevmek, onun güzel ahlakını, fazilet ve
üstünlüklerini, mucizelerini öğrenmekle olur
dedi ve devam etti, Rasûlullah Efendimizin
mübarek kalbinden fışkıran nurlar, evliyanın
kalplerinden dolaşarak, zamanımıza kadar
gelmiştir. Bu nurlara kavuşabilmek için de bir
Müslüman’ın, bir velîyi tanıyıp, onu çok sevmesi, sohbetinde bulunup kendini o velîye
sevdirmesi gerekir ki, onun kalbindeki feyzler
kendi kalbine de aksın ve kalbi temizlensin.
Temizlenen bir kalpten hâsıl olan ihlasla yapılan ibadetler Allah katında daha makbul olur
ve Müslüman Allah sevgisi ile hakiki imana
kavuşur.
Ömrünü ibadetle geçiren Pir Ahmed
Erzincanî Hazretleri 1465 tarihinde Erzincan’da
vefat etti. Kabri Erzincan’da, doğum yeri Tabih
köyündedir.
Salih Baba
Erzincan’da yetişen Allah Dostu ve tasavvuf şairidir.
1846 tarihinde Erzincan’da dünyaya geldi. Babası Mustafa Efendi, annesi
Atike Hanım’dır. Doğuştan bir kolu çolak,
bir ayağı kısa olan Salih Baba ilk dinî bilgileri
imam olan babasından aldı. Ailesi çilingirlikle uğraştığı ve çilingir dükkânında o dönemde tüfek de tamir edildiği için “Tüfekçizâde”
lakabıyla anıldı. İki defa evlendi ve üç oğlu
oldu. İkisi özürlü olan çocukları gençlik yıllarında kendisinden önce öldü.
Pir-i Sâmî diye tanınan Nakşibendî-Hâlidî
şeyhi Mehmed Sami Efendi’ye intisap eden
Salih Baba sesiz ve mahcup bir şekilde sohbet edilen yerin arka taraflarında köşe bucak
gizlenir, kimse ile temas etmeye çekinir bir
vaziyette, kendi halinde oturur, gölge misali
gelir ve giderdi.
Salih Baba için değişikliği olmayan hareketsiz geçen günlerin birinde, şeyhinin
irşad faaliyetlerini sürdürdüğü Kırtıloğlu
Tekkesi’nde Yunus Emre, Niyazi Mısrî ve Kuddusi Baba gibi büyüklerin hikmetli şiirlerinden beyit ve kıtaların okunmakta olduğubir
sohbettemüritlerin bir kısmı, bizim kolun büyüklerinde de şair olsaydı da, onların şiirlerini
okusaydık, deyince, Şeyh Piri Sami Hazretleri:
- Bu bir himmet işidir, şiiri bizim Salih bile
söyler, diyerek eliyle arka taraflarda gizlenmiş olan Salih Baba’ya işaret edince, o güne
kadar şiirle bir ilgisi olmadığı halde Salih
Baba o anda varidat ile dolarak irticalen şiir
söylemeye başlamış ve yine o anda ‘fena’ya
kavuşmuştur.
Piri Sami Hazretleri kendisine, “Yeter Salih”, deyinceye kadar şiir söylemeye devam
eden Salih Baba, bu
emirden sonra da başladığı gibi, kesilmiştir. Salih Baba’nın
“Rabıta-i Nakş-ı Hayâlî “ isimli divanı bu
feyiz anlarının mahsulüdür.
Salih Baba’nın şiirleri Mehmed Sami
Efendi’nin müritlerinden Adnan Efendi tarafından Râbıta-i Nakş-ı Hayâlî adıyla yazıya
geçirilmiştir.
İlim ve tetkikatı, tecrübe ve sanatı olmadığı halde, aniden ve irticalen söylediği şiirleri yüksek ve muvazeneli bir ilmin tecellisi
olan; birçok şiirinde ayet ve hadislere yer
veren Salih Baba’nın aruz vezniyle yazdığı
manzumelerinde dili ağır, hece ölçüsüyle
yazdıklarında oldukça sadedir. Şairin Râbıtai Nakş-ı Hayâlî adlı divanı dışında iki eserinin
daha olduğu, ancak bunların 1939 Erzincan
depreminde kaybolduğu söylenmektedir.
Râbıta-i Nakş-ı Hayâlî’ de hem divan edebiyatı hem halk edebiyatı nazım şekilleri yer
almaktadır. “Fenâfi’ş-şeyh” makamının hallerinden ibaret olan divanı tarikat âdâbını, müridlik hallerini ve mürşidlerin örnek davranışlarını anlatır. Eserde seksen dört gazel, on
beş kaside, dokuz murabba, on altı muhammes, iki müseddes, bir müstezad, mesnevi
kafiye düzeniyle yazılmış dört manzume, yirmi altı koşma, beş dizeden oluşan bentler ve
hece vezniyle altı manzume bulunmaktadır.
Sâlih Baba’nın şiirleri günümüzde Erzincan,
Gümüşhane, Bayburt ve Erzurum yörelerinde makam eşliğinde ilâhi şeklinde okunmaktadır. (İslâm Ansiklopedisi)
1906 yılında Erzincan’da vefat eden Salih Baba Erzincan’da Kırtıloğlu Tekkesi yakınında Akmezarlık’a defnedilmiştir.
somuncubaba 75