TDV DIA

MiNHACÜ't-TALiBlN
den küçük günah sadır olmayacağı düşüncesi ümmetin icmaına aykırı bulunur.
Hıristiyanların ezeli varlıkları üçe çıkar­
makla tekfir edildiği, halbuki Eş ' arller'in
bu varlıkları dokuza çıkardığı şeklindeki
iddiaların iftira olduğu, Fahreddin er-Razi'nin böyle bir görüş ileri sürmediği ve
hıristiyanların Hz. Ysa'nın üç ilahın üçüncüsü olduğunu söylemeleri sebebiyle kafir sayıldığı belirtilir. Bu bölümde ayrıca
Ehl-i sünnet' e mensup bazı kişilerin itibar
görmeyen fıkhl konulardaki görüşlerine
Şiiler'ce yöneltilen eleştiriler ele alınır.
Minhacü's-sünne'nin üçüncü bölümünde Hz. Ali'nin imametiyle ilgili iddialara, bu çerçevede ilk üç halifeye yöneltilen eleştirilerle bunların yanlışlığını gösteren kanıtiara yer verilir. Burada Hilll'nin
delil olarak öne sürdüğü ayet ve hadisler
ele alınır, hadisler sen ed ve metin açısın­
dan tenkide tabi tutulur. İlk üç halifenin
üstünlükleri vurgulanır. Eserin dördüncü
bölümü on ikinci imam Mehdi el-Muntazar ' ın imametiyle ilgili iddianın eleştirisi­
ne dairdir. Bu konuda Hz. Peygamber'e
nisbet edilen rivayetin Şiiler'ce mütevatir
gösterildiğine dikkat çekilir ; sadece bir
grup Şii'ye ait olan bu iddianın Resulullah' ın vefatından 250yıl sonra uydurulduğu belirtilir. Beşinci bölümde yine ilk üç
halifeye dair iddialar cevaplandırılır ve onların faziletlerinden bahsedilir. Hz. Ali'nin
imametinin nasla vacip olduğu yolundaki
telakki de akli ve nakli delillerle çürütülür. Altıncı bölüm Hz. Ebu Bekir'in imametine ayrılmıştır. Burada, Hz. Ali'nin diğer üç halifeden daha faziletli olduğu ve
imamete sadece onun layık bulunduğu
yolunda ileri sürülen rivayetlerin bir kısmı
ile Şiiler'i n on iki imarnın imametini ispat
yöntemleri eleştirilir.
Eserin temel hedefinin. imarnet meselesini imanın esaslarından sayan ve buna
dayanarak İmamiyye mezhebine uymanın gerekliliğini savunan Şii telakkiyi reddetmek, buna ka rşıh k Allah ' a ve Resulü'ne iman etmenin çok daha önemli sayıldı­
ğını ortaya koymak olduğu söylenebilir.
Eserde Şla'ya karşı bütün Sünni mezhepler savunulmuş ve bunların bazı görüşle­
rinin yanlış anlaşıldığı ileri sürülmüştür.
Minhacü's-sünne'de üzerinde durulan
meselelerden biri de peygamberlerin din
konusunda hata yapmadığına Sünnller'in
inanmış olduğu ve bu hususta Şiiler'in
onlara benimsemedikleri bir görüşü nisbet ettikleri fikridir. Eserde Şiiler'in imamlarını aşırı derecede yüceitmeleri bakı­
mından Hz. Ysa'yı tanrılaştıran hıristiyan­
lara benzediklerine de dikkat çekilmekte-
dir. Kitapta Şla 'ya yöneltilen en önemli
eleştiri, sahabllerin Kur'an'da "en hayırlı
topluluk" olarak nitelenmesine rağmen
(Al-i im ran 3/ 1 ı O) Ebu Bekir'e biat ettikleri gerekçesiyle Şiiler'ce kötülenmesi ve
bu suretle naslarla çelişkiye düşülmesidir.
Şiiler. Moğollar'a yardımcı olmaları sebebiyle de tenkit edilmiştir.
Minhacü 's-sünne aynı zamanda döneminin yaygın inanışlarını dile getiren,
dinler ve mezheplerle alakah değerlendir­
melerde bulunan, hadisiere dair temel
problemlere temas eden, kelaml ve felsefi kozmolojiyi ve metafizik anlayışları eleş­
tirip Selefiyye'yi savunan bir eser olarak
da önem taşır. Yusuf en-Nebhanl, kitapta Matürldiyye ve Eş'ariyye mekteplerine yönelik eleştirilerde bulunduğunu belirtir. ayrıca tasawuftaki g avs* telakkisiyle ilgili değerlendirmelerin isabetli olmadığını ileri sürer ( Şevahidü '1-na~. s.
ı 96) . Müellifin, Hilll'nin atıfta bulunduğu
hadisleri eleştirirken bazı hatalar yaptı­
ğı, hasen olan hadisleri mekzub, zayıf hadisleri de mevzu olarak gösterdiği belirtilmiştir (İbn Hacer, ed-Dürerü 'l-kamine,
ll , 7 ı). Taceddin es-Sübkl. Minhdcü'ssünne'yi amacını gerçekleştirmekte başarılı bulmuş, ancak başlang ı cı bulunmayan hadis varlıkların Allah'ın zatında mevcut ol duğu gibi eleştiriye açık birçok yanIışı da ihtiva ettiğini söylemiş . bu görüş­
lerini Kaside fi ~emmi'r-revdtız v e 'rred 'ala İbn Teymiyye fima şannefe
fi'r-red 'ald İbn Mutahhar adlı eserinde
dile getirmiştir ( Taba~at, X, ı 76- ı 77: Keş­
fü '?·?unün, ll, 1872) . İbn Hacer de Hilli'nin eserin bir kısmı kendisine ulaşınca,
"Söylediklerimi anlamış olsaydı ona cevap
verirdim" dediğini nakletmektedir ( Lisanü 'l-Mizan, ll, 3 ı 7). Muhammed Mehdi
el-Kazvlnl Minhdcü'ş-şeri'a fi 'r-red 'ald
İbn Teymiyye adıyla bir eser yazmışsa
da (Necef ı 346) bu çalışma yetersiz kalmıştır (DİA , XXIII , 151 ).
M inhacü 's-sünn e'nin Süleym an iye
(Relsülküttab Mustafa Efendi , nr. 559,
baş taraftan eksik) ve Nuruosmaniye (nr.
2 ı 38 ) kütüphanelerinde yazma nüshaları bulunmaktadır. Eserin Muhammed
Reşad Salim tarafından gerçekleştiri­
len neşrinin ı. cildinde (Kahire ı 382 /
ı 962 ı önce Minhacü'l-keram e'ye yer
verilmiş (1, 77-202). fakat bu yayım devam etmemiştir. Aynı kişinin daha sonra
dokuz cilt halinde yaptığı neşirde ( Riyad
1406/ 1986: Kahire 1409/ 1989) Minhacü'l-kerame ' nin metni kaydedilmemiş, ancak eleştiri sırasında önce Hilll'nin görüşü zikredilmiştir. Kitabın bunun
dışında çeşitli baskıları
mevcuttur (Serkls, ı , 59) . Zehebl eseri el-Münte~a min
Minhaci'l-i'tidal fi na~zı kelami ehli 'l-i'tizal (Kahire 1374/1954). Abdullah
b. Muhammed el-Guneyman da Mul]taşaru Minhaci's-sünne (Medine 1410/
ı 990) adıyla özetl emiştir. Ali b. Muhammed el-İ mr an. el-Kava'id ve'l-feva'idi'lJ:ıadi~ıiyye isimli çalışmasında (Mekke
ı 4 ı 7/ 1996) Minhacü's-sünne'de bulunan bazı konuları incelemiştir (DİA , XX,
394 ). Salih Özer, İbn Teymiyye'nin Minhacü's-sünneKapsamında Rivayetleri
Kabul ve Red Kriterleri adıyla bir doktora tezi hazırlamıştır (ı 998, AÜ Sosyal
Bilimler Enstitüsü) .
B İBLİYOGRAFYA :
İbn Teymiyye, Minhacü 's-sünne (nşr. M. Reşad
Salim), Riyad 1406/1986, I-IX; Zehebi, elmin Minhaci 'l-i'tidal (nşr. Muhibbüddin el-Hat1b ), Kahire 1374/]954; İbn Kayyim elCevziyye. Esma'ü mü'elle{ati Şeyl]ilislam ibn
Teymiyye (n ş r. Selahaddin el-Müneccid), Beyrut 1403/]983, s. 19; Safedi, el-Va{[, VII , 26;
Sübk1, Taba~at (Tan a h1ı, X, 176-177; İbn Receb. e?-:?eyl 'ala Taba~ati 'l-ljanabile, Beyrut, ts.
(Darü 'l-ma'rife), ll, 403; İbn Hacer, Lisiinü 'l-Mizan, ll, 317 ; a.mlf., ed-Dürerü'l-kamine, ll, 71;
Keş{ü'?·?unCın, ll, 1872; Leknevi, el-Ecvibetü'l{azıla (nşr. Abdülfettah Ebu Gudde), Halep 1384/
1964, s. 174-175; Yusuf b. İsmail en-Nebhanı,
Münte~a
Şevahidü '1-J:ıa~ fi 'l-istigaşe bi-seyyidi 'l-l]al~.
Ka hi re 1393/1973, s. 196; Serkis. Mu 'cem, 1,
59 ; Brockelmann. GAL Suppl., ll, 120; İzal;ı.u 'l­
meknCıh, ll, 585 ; Abdulvehhab İbrahim Ebu Süleyman. Kitabetü 'l-ba l;ı.şi 'l-'ilmi, Cidde 1403/
1983, s. 271-273; Ferhat Koca, " İbn Teymiyy e, Takıy y üddin" , DiA , XX , 393 , 394; İlyas
Üzüm. " İs n aa ş eriyy e", a.e., XXIII, 151.
Iii!
r
SALİH SABRİ Y AVUZ
MİNHA.CÜ't-TALiBiN
(~ll:.lf~~)
Nevevi'nin
(ö. 676/ 1277)
Şafii fıkhına
L
dair eseri.
_j
Kısaca el-M inhac olarak da anılan ve
müellifin Ravzatü'Halibin'i ile birlikte
müteahhirln dönemi alimleri arasında
büyük rağbet gören eser Şafii fakihi Abdül kerim er-Rafil'nin el-Mu]J.arrer adlı
kitabının muhtasarıdır. Nevevl, 19 Ramazan 669 ( 1 Mayıs 1271) tarihinde tamamladığı (Süyut!, s. 57) eserinin önsözünde
el-Mu]J.arrer geniş hacmi sebebiyle ezberlenmeye müsait olmadığından bu
muhtasarı yazdığını belirtir; ayrıca metinde yaptığı tasarrufları açıklarken fıkhl
hükümlerin ve farklı görüşlerin hiçbirini
çıkarmadığını , aslında bu kitabının elMu]J.arrer'in bir şerhi niteliğinde olaca-
111
MiNHACÜ't-TALiBIN
ğını
söyler. Yine önsözde Nevevi Minhdcü't-tdlibin'i kaleme alırken esas metinde bazı düzeltmeler yaptığını, ona birtakım ilavelerde bulunduğunu, ifadelerini
daha anlaşılır hale getirdiğini, özellikle eiMuJ:ıarrer'de yer yer kapalılıklar taşıyan
tercihe şayan görüş ve rivayetler konusuna açıklık kazandırdığını kaydeder. Bu
arada Şafii'ye ait görüşleri (kavl, akvalı
delilinin kuwetine göre "azhar" ve "meş­
hur", mezhep fakihlerinin imarnın kaidelerine veya kendi ictihadlarına göre elde
ettikleri sonuçları (vech, evcüh) "esah" ve
"sahih". gerek Şafii'nin görüşlerinden gerekse sonraki fakihlerin çıkarırnlarından
aktarılanların (tarik, turuk) içinden tercihe şayan (racih) olanı "mezhep" şeklinde
ifade ettiğini; "nas" kelimesiyle -mezhebin diğer fakihlerine ait zayıf bir görüşe
veya tahric yoluyla çıkarılmış hükme ters
düşen- bizzat Şafii'ye ait sözü kastettiğini; "cedid" dediğinde Şafii'nin yeni (Mı ­
sır'a geldikten sonraki) görüşünün eskisine
(lrak'takine) aykırı olduğunun, "kadirri"
dediğinde ise aksinin düşünülmesi gerektiğini ; "kile keza" ifadesiyle sahih ve esah
olana, "ve fi kavlin keza" ifadesiyle de racih görüşe aykırı bir veche atıfta bulunduğunu belirtir.
Birçok defa yayımlanan kitabı (Kahire
297, I 305, ı 314; Mekke ı 306) L. W. C. van
den Berg Fransızca tercümesiyle birlikte
tıpkıbasım halinde neşretmiştir (Manuel
dejurisprudence musulmane selon le rite
de Cha{ii, I-lll, Batavia 1882- 1884). Bu tercüme, halkı Şafii olan Endonezya'da sömürge döneminde görev yapacak Hollandalı yöneticilerin eğitimi amacıyla hazırla ­
nan kitaplar arasında yer almaktadır. Koı
mor adalarında da aynı mezhebi benimseyen halk dini meselelerini asırlar boyunca Minhdcü't-tdiibin'e müracaat ederek
çözmüş, Fransız sömürge idarecileri de
söz konusu meselelerin halliiçin 1920 yı­
lından itibaren bu çeviriye başvurmuş­
tur.
Nevevi, Minhdcü't-tdiibin üzerine bir
tür ta'likat tarzında De]fö.'i]fu'I-Minhdc
(ed-De~a'i~) adlı eserini kaleme almıştır.
ei-Minhdc için yazılan otuz beş civarın­
daki şerhin belli başlıları şunlardır: Celaleddin el-Mahalli, Kenzü'r-rdgıbin ii şer­
J:ıi Minhdci't-tdiibin (KalyObT ve Şeha­
beddin AhmedAmire el-Burullusl'nin haşiyeleriyle birlikte, 1-IV, Kah i re I 306, I 3 I 8,
ı 327; nşr. Abdüllatlf er-Rahman, Beyrut
1422/2001); İbn Hacer ei-Heytemi, TuJ:ı­
fetü'I-muJ:ıtdc bi-şerJ:ıi'I-Minhdc (1-111,
Bul ak ı 290; ibn Kasım el-Abba dT ve Abdülhamld eş-Şirvanl'nin haşiye l eriyle birlikte, I-IV, Kah i re I 282; 1-Vlll, Kahire I 305;
1-X, Kah i re 13 15; Beyrut I 989); Hatib eş­
Ş ir bini, Mugni'l-muJ:ıtdc ila ma'rifeti
me'dni elid?i'I-Minhdc (1-IV, Kahire I 308,
ı 329); Şemseddin er-Remli, Nihdyetü'IMuJ:ıtdc (Nureddin eş-Şebramellislve Reşldl'nin haşiyeleriyle birlikte, I-VIII, Bulak
1292; Kah i re I 286, 1304, 1389/1 969); İb­
nü'I-Mülakkın, 'Umdetü'I-muJ:ıtdc ila Kitdbi'I-Minhdc (Chester Beatty Library, nr.
3361, 3366,3382,3946,4687)ve'Ucdietü'I-muJ:ıtdc ila tevcihi'I-Minhdc (nşr.
izzeddin Hişam b. Abdülkerlm ei-Bedranl,
1-IV, irbid ı 421/200 ı ); İbnü'n-Nakib ei-Mıs­
ri, es-Sira c ii nüketi'I-Minhdc (Chester
Beatty Library, nr. 324 I; Süleymaniye Ktp.,
Feyzullah Efendi, nr. 709); Bedreddin İbn
Kadi Şühbe, Biddyetü'I-muJ:ıtdc ii şer-
J:ıi'I - Minhdc (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. ı 276, ı 277); Necmeddin İbn Kadi
AciCın, Mugni'r-rdgıbin ii şerJ:ıi Minhdci't-tdlibin; Ezrai. Gunyetü'I-mui:ıtdc,
Kütü'I-mui:ıtdc (şerhleri n ve diğer çalış­
maların bir listesiyle yazma nüshaları için
b k. Keşfü '?-?Unun, ll, ı 873- ı 876; Brockelmann, GAL, 1, 496-498; Suppl., 1, 680-682).
Bu şerhler arasında özellikle İbn Hacer elHeytemi. Hatib eş-Şirbini ve Şemseddin
er-Remli'nin eserleri Şafii uleması tarafından büyük rağbet görmüştür.
Şafii
alimlerinden Demiri
hocaları
Ba-
hfıeddin es-Sübki. İsnevi ve diğer bazı
alimierin Minhdcü't-tdlibin'e yaptıkları
şerhleri kısaltmak suretiyle en-Necmü'Ivehhdc (Şerl:ıu Minhaci 't-talibin) adlı
eserini meydana getirmiştir. İbnü ' l­
Mülakkın'ın TuJ:ıietü'I-muJ:ıtdc ila edilleti (el;adişi)'I-Minhdc isimli kitabı Minhdcü't-tdiibin'deki fıkhi hükümlere mesnet teşkil eden hadislerle ilgilidir. Abdülmelik b. Aliel-Babide (ibn Ebü'I-Münaı
Deld'ilü'I-Minhdc min kitabi rabbi'I' diemin ve sünneti seyyidi'I-mürseiin
adıyla bir eser yazmış. Kasım b. Muhammed b. Kasım el-Ehdel. bunu 1990'da
Mekke Camiatü Ümmi'I-kura'da üç cilt
halinde doktora tezi olarak neşre hazır­
lamıştır. Şemseddin Muhammed b. Muhammed el-Mevsıli ve Ahmed b. Muhammed et-Tühi Minhdcü't-tdiibin'i manzum hale getirmiştir (Keşfü '?-?Unün, ll,
1875). Zekeriyya el-Ensari eseri Menhecü 't-tulldb adıyla ihtisar etmiş ( Bulak
1285 ; Kahire 1287). daha sonra bunun
üzerine Feti:ıu'I-vehhdb ismiyle bir şerh
yazmıştır (Bul ak I 294; Kah i re I 305 , I 308,
1315,1329, 1332).
BİBLİYOGRAFYA :
~~f~~~l~
b ~h~ _..ı-~._.~.,_,...:;.
J_
~
Nevevi'nin
Minhacü 't-talibin
('c_!A_..,.ı ;,;>._,_,_,~ı
...,ı.;.~,ı,
~~~~ttıJ~-~~-~~~%~~::~;~
112
adlı eserinin
ilk iki sayfası
(Süleymaniye Ktp ..
Çorlulu Ali Paşa,
nr. 443/15,
vr. 404 ' -405' )
Nevevi. Minhacü't-talibin, Kahire 1297; ibnü'J-Attar, Tuf:ı{etü 't-talibin fi tercemeti'I-İmam
Mul;ıyiddin (nşr. Ebu Ubeyde Meşhur b. Hasan
Alü Selman), Riyad 1414, s. 86, 95-96; SübkT,
Tabakat, VIII , 398-400; ibn ü 'l-Mülakkın, Tuf:ı{e­
tü '1-mu/;ıtac ila ediileti '1-Minhac 1nşr. Abdullah
b. Saii.f el-Lihyanl). Mekke 1406/1986, neşrede­
nin girişi, I, 11-12; a.mlf., '(JcaLetü'l-mul;ıtac ila
tevcihi'I-Minhac (nşr. izzeddin Hişam b. Abdülkerlm el-Bedranl). irbid 1421/2001, neşredenin
girişi, I, 21-25; Süyuti, ei-Minhacü's-sevi fi tercemeti'I-İmam en-Nevevi (nşr. Ahmed Şeflk
Deme). Beyrut 1408/1988, s. 57-60; Şirbini,
Mugni'l-mul;ıtac, 1, 4-15 ; Keş{ü';;-;;unan, ll,
1873-1876; M. ez-Zü.hri el-Gamravi. es-Siracü '1vehhac, Kahire 1352/1933, s. 4-6; Brockelmann, GAL, I, 496-498; Suppl., 1, 680-682; Abdülvehhab ibrahim Ebu Süleyman, Kitabetü'lbal;ışi 'l-'ilmi, Cidde 1403/1983, s. 363-367; Abdülgani ed-Dakr. ei-İmamü 'n-Nevevi, Dımaşk
1407/1987, s. 84-87; Ahmet Özel, "Fıkıh" (Literatür), DİA, XIII, 18; W. Heffening, "Nevevi",
İA, IX, 223; a.mlf., "al-Nawawi", EJ2 (ing). VII,
ı 041.
r;;;;:ı
'
lJ!l!l M. KAMiL
"
YAŞAROGLU