işitme engeli ve işitme engelli bireyler

İŞİTME ENGELİ NEDİR?
1.İŞİTME NEDİR?
Atmosferde oluşan ses dalgalarının kulağımız tarafından toplanmasından, beyindeki
merkezlerde karakter ve anlam olarak algılanmasına kadar olan süreç işitme olarak adlandırılır.
-İşitme Nasıl Oluşur?
Seslerin duyulması sesin işitilebilmesi için kulaktaki iç işitme organı (korti organı)na
iletilmesi gerekir. Ses, cisimlerin titreşiminden meydana gelen uzunlamasına dalgalardır. İnsan
kulağı saniyede 16-21.000 titreşimli seslerle uyarılabilir. İki sesi birbirinden ayırabilme
kabiliyeti, seslerin perdelerine, yani saniyedeki titreşim sayısına bağlıdır. Ses tonu ise sesin
kalitesinin göstergesidir.
Kulağın görevi, dış ortamdaki ses dalgalarını işitme sinirinde elektrik akımına çevirmektir.
Dış kulak yolu ile gelen ses dalgaları kulak zarını titreştirir. Bu titreşimler orta kulaktaki
kemikçikler vasıtası ile iç kulaktaki sıvıya aktarılır. Bu aktarma sırasında titreşimler 20 kat
kuvvetlendirilir. İç kulakta karışık bir yapı vardır. Asıl işitme organı kokleadır (salyangoz). Burada
bulunan koklea tünelinin iç ve dış yüzeylerinde destek hücrelerine dayanan tüy hücreleri vardır. Bu
hücrelere işitme siniri lifleri dağılır. İç kulaktaki sıvıya iletilen titreşim nihayet tüy hücrelerini
titreştirir ve işitme sinirinde elektriği potansiyel değişikliği meydana gelir (aksiyon potansiyeli). Bu
elektriği işitme siniri ile beyindeki işitme merkezine götürülür ve ses algılanmış olur.
İşitme Kaybı: Bireyin işitme duyarlılığının onun gelişim, uyum özellikle de iletişimdeki
görevlerini yeterince yerine getirememe halidir.
İşitme Engeli: Bir bireyin işitme eşik düzeyinin, herhangi bir frekansta odyogram üzerindeki sıfır
eşiğinden belirli derecede sapması bir işitme kaybı gösterir.
İşitme testi sonucunda belli bir bireyin aldığı sonuçlar kabul edilen normal işitme eşiklerinden
belirli derecede farklı olup, bu kaybın derecesi bireyin dil edinmesine ve eğitimine engelleyici
derecede ise işitme engelinin varlığından söz edilir.
İşitme Engelliler: İşitme engelinden dolayı özel eğitimi gerektiren kişilerdir.
-İŞİTME ENGELİNİN NEDENLERİ
İşitme engeli vakalarının %95’inin doğum öncesinde, doğumda veya çocuk dili kazanmadan
önce, %5’inin ise çocuk dili kazandıktan sonra oluştuğu bilinmektedir.
İşitme engelinin nedenlerini doğum öncesi, doğum anı ve doğum sonrası olarak sınıflandırabiliriz.
• Doğum Öncesi Nedenler
• Doğum Anı Nedenler
• Doğum Sonrası Nedenler
İşitme Kaybının Nedenlerini Bilmenin Yararları
*Özrün oluş zamanı hakkında bilgi verir.
* Başka özürler getirip getirmediği hakkında ipucu verir.
* Nedenin doğru olarak değerlendirilmesi sorunun medikal ve eğitsel alanlarda ortaklaşa olarak
gerekli olan işlemlerin yapılmasına temel oluşturur.
-ÇOCUKLARDA İŞİTMEZLİK YARATAN RİSK FAKTÖRLERİ
*Çocuğun ailesinde işitme engelli olması.
*Annenin hamilelikte kızamıkçık olması.
*Annenin hamilelikte ya da doğum sırasında geçirdiği enfeksiyonlar.
*Hamilelikte zehirlenme ya da toksit ilaç kullanımı.
*KBB’ de formasyon bozukluğu, kulak kepçesi ya da kulak kanalına ilişkin anormallikler.
*Bebeğin 1500 gr.’dan az doğmuş olması.
*Yüksek düzeyde bilirubin seviyesinin olması.
*Doğum sonrası sarılık nedeniyle kan değişimi.
*Menenjit hastalığı geçirmesi.
*Yeni doğanda toksit ilaç kullanımı.
*Doğum sırasında ya da sonrasında ciddi solunum güçlüğü ya da solunum kaybı geçirmesi.
NOT: Bu kategorideki çocukların odyolojik değerlendirmeye alınması, doğumdan itibaren 2 ay
içerisinde ve bazı durumlarda doğuştan olmayıp sonradan ortaya çıkabileceği düşünülerek periyodik
aralıklarla çocuk izlenmelidir.
-İŞİTME ENGELİNİN TÜRLERİ
Birincil duyular olarak bilinen işitme ve görme kayıplarının kişinin iletişimi ve uyumu da
birincil düzeyde etkileyeceği kesindir.
İşitme engelli olmak işitme sürecinde herhangi bir aşamada işitme algısının gerçekleşmemesi
durumudur. İnsanın işitme sınırları(16-20.000 titreşim arası )içindeki sesler aşağıdaki çeşitli işitme
kayıplarından dolayı duyulmamaktadır.
Sağırlık; Gerekli tedavi ve düzeltmeler yapıldıktan sonra işitmenin anadilini konuşmayı olağan
yollardan öğrenmeyi etkileyecek kadar fazla olması durumudur. Sağırlık doğum öncesi, doğum anı
ve doğum sonrası nedenlerden oluşabilir. Bu durumdaki kişide bu yüzden özel eğitimi gerektiren
sağırdır.(Özsoy Y;Özel eğitime giriş)
Ağır İşitme; Gerekli düzeltmeler yapıldıktan sora iyi işiten kulağındaki işitme kayıpları olağan
yollardan anadilini öğrenmesini ağırlaştıracak derecede olma durumudur.(Özsoy Y;Özel eğitime
giriş)
İletimsel İşitme Özürü; Sesin iletilmesi sırasında iletim kanallarından birinde engellenmesi
durumudur. Örneğin; kulak zarının, kulak içi organların hastalanmadan veya anatomik bozuklukları
işitmeyi engelleyebilir.
Duyusal-Sinirsel İşitme Özürü; iç kulakta daha çok sinir sisteminin beyne ulaşması engellendiği
için ortaya çıkan işitme özürüdür.
Merkezi İşitme Özürü; Bütün organ ve sistemler normal çalışır ancak beyinde işitme algısı
oluşmuyorsa buna merkezi işitme özürü adı verilmektedir.
Psikojenik İşitme Özürü; Bazı nörotik rahatsızlıklarda görülen eskiden histeri olarak adlandırılan
rahatsızlıktır. Geri dönüşümü vardır fakat bazen uzun süreli olabilir.
Fonksiyonel İşitme Özürü; Sesle ilgili bir problemin olmamasına karşın sesin beyinde
yorumlanamaması ile oluşan işitme özürüdür.
İŞİTME ENGELİNİN TEDAVİSİ
Dünya genelinde yüz milyonlarca insan bir şekilde işitme kaybı yaşamaktadır. Koklear orta ila ağır,
tek taraflı veya iki taraflı işitme kaybı yaşayan insanlara çok çeşitli tedavi seçenekleri üretmektedir.
Size bir işitme kaybı tipi tanısı konulduysa, tedavi hakkındaki kararlarınızı tek başınıza vermek
zorunda olmadığınızı unutmayın. Bir işitme sağlığı uzmanı tüm seçenekleri ele alacak ve size
nitelikli tavsiyelerde bulunacaktır.
Doğru işitme çözümüyle, sadece konuşmaları takip etmekle kalmayacak, aynı zamanda
konuşmaların bir parçası olacaksınız.
Koklear implantlar
Orta dereceli ve ağır sensörinöral işitme kaybı yaşayan insanlar için.
Kemik iletimli implantlar
İletim tipi , karışık tip veya tek taraflı işitme kaybı yaşayan insanlar için.
Elektroakustik implantlar
Yüksek frekanslı işitme kaybı (kimi zaman kısmi sağırlık da denir) yaşayan
insanlar için
İşitme cihazları
Hafif ile orta dereceli sensörinöral işitme kaybı yaşayan insanlar için.
İŞİTME ENGELLİLERiN EĞİTİMİ
İşitme engelli çocukların eğitimi konusunda Milli Eğitim Bakanlığı´nın yaklaşımı ve bu
konudaki düzenlemeler nasıldır?
Özel eğitim okullarında işitme engellilere okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim
düzeyinde eğitim verilmektedir. Okul öncesi eğitimi dışında her kademede, işitme engelli
öğrenciler yatılı ve gündüzlü olarak eğitim görmektedirler. İşitme engelli çocukların okul
öncesi eğitimlerinde, çocuklara günlük yaşamda gerekli bazı temel davranışlar
kazandırılmakta ve çocuklar ilköğretime hazırlanmaktadır. Ayrıca işitme engelli öğrencilerin
normal okullarda akranlarıyla birlikte eğitim görmelerine de önem verilmektedir.
"Kaynaştırma" olarak tanımlanan bu uygulamaların yaygınlaştırılmasına çalışılmaktadır.
Böylelikle akranlarıyla sosyal ve duygusal yönden hayatı paylaşımları sağlanmaktadır.
İşitme engelli çocukların eğitimlerinde ortam düzenleme, eğitimin kalitesini büyük
ölçüde etkilemektedir. Sınıfların yalıtımı, uygun araç-gereç ile donatımı ve çocukların ferdî
grup işitme cihazları ile eğitim faaliyetlerine katılımları esastır. Bakanlığımız işitme engelliler
okulları ve işitme engelliler özel sınıflarının uygun eğitim ortamlarına kavuşturulması
yönünde yürüttüğü çalışmaları devam ettirmektedir. İşitme engelliler ilköğretim okullarında
dudaktan anlama ve ses eğitimi çalışmaları, Türkçe dersi içinde ve çocukların davranış
gelişimlerine uygun olarak düzenlenmektedir.
İşitme engelliler ilköğretim okullarından ve özel sınıf kaynaştırma programından mezun
olan öğrencilerden durumu uygun olanlar İşitme Engelliler Meslek Liselerine Liselerine
Bakanlığımızca sınavsız ya da diğer liselere kaynaştırma öğrencisi olarak yerleştirilmektedir.
Bu okullarımızda öğrencilerimize akademik eğitimin yanı sıra meslek eğitimi de
verilmektedir.
Türk Milli Eğitim Sisteminde İşitme Engelli Çocukların Eğitimine Ne Zaman / Kaç
Yaşında Başlanıyor?
Ankara Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler İlköğretim Okulunda (proje okulu) 4 yaşında
eğitime başlanılmaktadır. Diğer işitme engelliler ilköğretim okullarında ise hazırlık sınıfı
hariç normal öğrencilerle yaşta ilköğretime başlanılmaktadır.
İşitme Engelli Çocuklara Özel Eğitim Kaç Yaşma/Ne Zamana Kadar Veriliyor?
İşitme engelli çocuklara örgün eğitim kurumları içerisinde 18 yaşına kadar eğitim
verilmektedir.
İşitme Engelliler Okullarının Bulunmadığı Yerlerde Çocuklar Eğitimden Nasıl
Yararlanıyor?
İşitme engelliler okullarının bulunmadığı yerlerde işitme engelli öğrenciler kaynaştırma
eğitiminden faydalanmaktadırlar. Durumu kaynaştırma eğitiminden yararlanmaya uygun
olmayanlar ise en yakın parasız yatılı işitme engelliler ilköğretim okuluna devam
etmektedirler.
İŞİTME ENGELLİ ÇOCUĞU OLAN AİLELERİN İZLEMESİ GEREKEN SÜREÇ
İşitme engelli çocuğu olan aileler hastanelerden işitme engeliyle ilgili aldıkları raporla
oturdukları yere en yakın Rehberlik ve Araştırma Merkezine başvururlar. Rehberlik ve Araştırma
Merkezinde işitme engelli çocukların eğitsel durumlarıyla ilgili olarak inceleme raporları
düzenlenmektedir. Rehberlik ve Araştırma Merkezince gerekli belgeler düzenlenerek yerleştirme
için İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne gönderilmektedir. Yerleştirme, İlköğretim ve Özel Eğitim
Yönetmeliklerine göre yürütülmektedir. Okul yönetimlerinin bu konudaki keyfi tutumları İl/İlçe
Milli Eğitim Müdürlüğünce takip edilmektedir.
Türkiye Koşullarında İşitme Cihazı Kullanmakta Olan İşitme Kayıplı Bir Çocuğun Hakları
Konuşmayı öğrenebilmesi için işitme cihazından başka iletişim aracı bulunmayan bir bebeğin
(bir bebeğin işaret dilini öğrenmesi düşünülemediğine göre), uygun bir işitme cihazına sahip olması
ve bunu verimli bir biçimde kullanması hakkı sosyal devlet anlayışının gereklerindendir.
Konuşmayı diğer normal işiten yaşıtları gibi öğrenebilmesi için işitme cihazına ihtiyacı olan bir
çocuğa, sadece devletin ilgili kurumlarının değil, aynı zamanda toplumun diğer kesimlerinin de
yardımcı olması gerekir. Dolayısıyla bu hasta grubunun özellikle işitme cihazı firmalarının
anlayışlı ve adaletli yaklaşımına ihtiyacı olacaktır. Ülkemizde tüketici hakları henüz yeni yeni
tartışılmaya başlanmıştır, elbette işitme cihazı kullanıcısının da haklarının tartışılması gerekir.
Tüketici hakları içinde işitme cihazı kullanıcılarının hakları daha da kritik bir önem taşımaktadır.
İşitme cihazı kullanıcısı olan bebeğin işitme kayıplı olduğu için cihazın doğru çalışıp çalışmadığını
denetleme olanağı yoktur. Yakınlarının bu konuda uyanık olup zamanında müdahale etmesi gerekir
ki bu her zaman sağlanamamaktadır. Öyleyse ülkemizde işitme cihazının bebekler için seçiminde
olduğu kadar bakım ve servisinde de özen gösterilmesine ihtiyaç vardır. Kendi haklarını
koruması zor bir grup olan işitme engelli bebeklerin işitme kaybının tanınması, gerekli işitme
cihazı veya koklear implant seçimlerinin yapılması ve periyodik takiplerinin bu konularda
donanımlı olan kliniklerde yapılması zorunludur. İşitme kaybını temel çalışma alanı olarak
kabul eden odyoloji klinikleri veya kulak burun boğaz klinikleri, işitme engelli bebeklerin
haklarının korunmasında en yetkili kurumlardır. Bu klinikler, kendi hakkını koruması
olanağı bulunmayan bebeklerle ailelerine çeşitli konularda destek sağlayacak konumdadırlar.
Ancak işitme cihaz firmalarının bu ekipten tamamen dışlanması her zaman olumlu sonuç
vermeyebilir. Firmalar cihaz satışından sonra cihazda çıkabilecek her türlü sorundan dolayı
sorumluluğu doğmaktadır.
Pratik uygulamada bir işitme cihazı, imalattan kaynaklanan hatalara karşı iki yıl sürelik
garantiyle satılmaktadır. Bu yaklaşım, genelde fabrikasyon hatalarına karşı hastayı korumayı
amaçlar. Sadece sağlam üretilmiş işitme cihazı uzun süreli olarak verimli kullanılabilecektir. Ancak
uzun süreli olarak verimli kullanılabilecek sağlam cihazların bebeklere satılmasının özendirilmesi
gerekir. Hassas ve kırılgan cihazların bebeklere uygun olmadığı bilindiğinden, üretici ve satıcı
firmaların, bu cins cihazların bebeklere satılmaması için seçici konumunda olanları uyarmaları
gerekmektedir. Cihaz satışı yapan personellerin eğitimli olmaları gerekir. Ülkemizde bunu
denetleyen kurum olmadığından cihaz alan aileler satıcı firmanın ve cihaz seçimi yapanların
yetkinliğini sorgulamalıdır.
İşitme engelli çocuğu olan aileler hastanelerden işitme engeliyle ilgili aldıkları raporla
oturdukları yere en yakın Rehberlik ve Araştırma Merkezine başvururlar. Rehberlik ve Araştırma
Merkezinde işitme engelli çocukların eğitsel durumlarıyla ilgili olarak inceleme raporları
düzenlenmektedir. Rehberlik ve Araştırma Merkezince gerekli belgeler düzenlenerek yerleştirme
için İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne gönderilmektedir. Yerleştirme, İlköğretim ve Özel Eğitim
Yönetmeliklerine göre yürütülmektedir. Okul yönetimlerinin bu konudaki keyfi tutumları İl/İlçe
Milli Eğitim Müdürlüğünce takip edilmektedir.
Türkiye Koşullarında İşitme Cihazı Kullanmakta Olan İşitme Kayıplı Bir Çocuğun Hakları
Konuşmayı öğrenebilmesi için işitme cihazından başka iletişim aracı bulunmayan bir bebeğin
(bir bebeğin işaret dilini öğrenmesi düşünülemediğine göre), uygun bir işitme cihazına sahip olması
ve bunu verimli bir biçimde kullanması hakkı sosyal devlet anlayışının gereklerindendir.
Konuşmayı diğer normal işiten yaşıtları gibi öğrenebilmesi için işitme cihazına ihtiyacı olan bir
çocuğa, sadece devletin ilgili kurumlarının değil, aynı zamanda toplumun diğer kesimlerinin de
yardımcı olması gerekir. Dolayısıyla bu hasta grubunun özellikle işitme cihazı firmalarının
anlayışlı ve adaletli yaklaşımına ihtiyacı olacaktır. Ülkemizde tüketici hakları henüz yeni yeni
tartışılmaya başlanmıştır, elbette işitme cihazı kullanıcısının da haklarının tartışılması gerekir.
Tüketici hakları içinde işitme cihazı kullanıcılarının hakları daha da kritik bir önem taşımaktadır.
İşitme cihazı kullanıcısı olan bebeğin işitme kayıplı olduğu için cihazın doğru çalışıp çalışmadığını
denetleme olanağı yoktur. Yakınlarının bu konuda uyanık olup zamanında müdahale etmesi gerekir
ki bu her zaman sağlanamamaktadır. Öyleyse ülkemizde işitme cihazının bebekler için seçiminde
olduğu kadar bakım ve servisinde de özen gösterilmesine ihtiyaç vardır. Kendi haklarını
koruması zor bir grup olan işitme engelli bebeklerin işitme kaybının tanınması, gerekli işitme
cihazı veya koklear implant seçimlerinin yapılması ve periyodik takiplerinin bu konularda
donanımlı olan kliniklerde yapılması zorunludur. İşitme kaybını temel çalışma alanı olarak
kabul eden odyoloji klinikleri veya kulak burun boğaz klinikleri, işitme engelli bebeklerin
haklarının korunmasında en yetkili kurumlardır. Bu klinikler, kendi hakkını koruması
olanağı bulunmayan bebeklerle ailelerine çeşitli konularda destek sağlayacak konumdadırlar.
Ancak işitme cihaz firmalarının bu ekipten tamamen dışlanması her zaman olumlu sonuç
vermeyebilir. Firmalar cihaz satışından sonra cihazda çıkabilecek her türlü sorundan dolayı
sorumluluğu doğmaktadır.
Pratik uygulamada bir işitme cihazı, imalattan kaynaklanan hatalara karşı iki yıl sürelik
garantiyle satılmaktadır. Bu yaklaşım, genelde fabrikasyon hatalarına karşı hastayı korumayı
amaçlar. Sadece sağlam üretilmiş işitme cihazı uzun süreli olarak verimli kullanılabilecektir. Ancak
uzun süreli olarak verimli kullanılabilecek sağlam cihazların bebeklere satılmasının özendirilmesi
gerekir. Hassas ve kırılgan cihazların bebeklere uygun olmadığı bilindiğinden, üretici ve satıcı
firmaların, bu cins cihazların bebeklere satılmaması için seçici konumunda olanları uyarmaları
gerekmektedir. Cihaz satışı yapan personellerin eğitimli olmaları gerekir. Ülkemizde bunu
denetleyen kurum olmadığından cihaz alan aileler satıcı firmanın ve cihaz seçimi yapanların
yetkinliğini sorgulamalıdır.