HİKAYE AYI POLO’NUN DİLEK AĞACI Sömestr tatilinde okuma listesine ekleyeceğiniz yeni bir kış öyküsü, ormanda yeni dostlarınızla geçireceğiniz farklı bir serüven. HİKAYE DEFNE ONGUN MÜMİNOĞLU İLLÜSTRASYON GAMZE YALÇIN O rmanda lapa lapa kar yağıyordu. Ortalık o kadar sessizdi ki, sadece kar tanelerinin süzüle süzüle yere düşüp, yerdeki arkadaşlarıyla buluşmalarının sesini duyabiliyordunuz. Merhabaaaa! Ben de geldim yer açın,” diyordu en yeni gelen. Yerdeki kar taneleri yukarıya bakıp, bu yeni gelen arkadaşlarının nereye ineceğini tahmin etmeye çalışıyorlardı. Ve hemen yeni gelene yer açılıyordu. “Ufff biraz ağırmışsın. Dur biraz daha kayalım. Hah! Tamam oldu şimdi. Rahat mısın?” diye soran arkadaşına yeni kar tanesi gülümseyerek cevap veriyordu, “Evet, evet. Çok rahatım da diğer gelenler nasıl sığacak bilmem.” Fakat kar öyle bir şeydi ki, yeni gelene mutlaka yer bulunuyordu. Dostluk da buydu zaten, değil mi? Kar taneleri aralarında sohbet etmeye başladılar. “Bugün hayvan toplantısı olacak mı? Bilen var mı?” “Evet evet, bugün hepsi ayı Polo’nun ininde buluşacaklar.” “Ayı Polo uyanık mı ki? Kış uykusunda değil mi o?” “Yılbaşı kutlaması konuşulacağı için toplantıya çok fazla hayvan katılacakmış. En uygun yer ayı Polo’nun mağarası olunca rica etmişler. Polo’da arkadaşlarını kırmayı sevmez bilirsiniz. Kabul etmiş. Biraz uykulu olacak herhalde. Ama yılbaşı eğlencesini planlamak çok heyecanlı. Bunu kaçırmak istememiştir.” Gerçekten de az sonra kar üzerinde minik adım izleri görülmeye başladı. Önce sincap ailesi geldi. Kar taneleri kıkırdamaya başladı. “Aaa niye kıkırdıyorsunuz? Ne oldu?” diye sordu minik sincap. “Gıdıklanıyoruz! Her üzerimizden geçtiğinizde hem sıkışıyoruz, hem de çok gıdıklanıyoruz,” diye cevap verdi kar tanesi. Tam o sırada kuşlar uçuşmaya başladı. Onlar da toplantıya katılacaklardı. Kuşları tavşan ailesi takip etti. Küçük tavşan dayanamayıp kardeşine kartopu atmaya başlayınca, havada sıkışıp uçuşan kar tanelerinden “Uçuyoruuuuuuzzzz. Çok heyecanlııııı.... Ayyyyyy...” diye sesler çıkmaya başladı. Kar taneleri bir yandan eğleniyorlar, diğer yandan kar topları çok hızlı gittiği için heyecanlanıyorlardı. Anne tavşan sonunda iki kardeşi uyarmak zorunda kaldı. “Çocuklar, devam etmezsek toplantıya geç kalacağız. Haydi bakalım. Yürümeye devam,” dedi. “Geliyoruz anne!” diye cevap verdi iki tavşan kardeş. Tavşan ailesine minik fareler de katıldı. Ardından geyik ailesi, kunduz ailesi peş peşe ayı Polo’nun mağarasına doğru ilerlediler. Bu toplantıya katılan tüm davetlilerin elinde birer hediye paketi olduğunu söylemeye gerek var mı sizce arkadaşlar? Ayı Polo ise sadece uykudan uyanmakla kalmamış, mağarasını ışıklandırmıştı. Her yeri süslemiş, komşu mağaradan gelen ayı arkadaşlarının da getirdiği birbirinden lezzetli yiyecekleri de masaya yerleştirmişti. Bu da yetmemiş, mağaranın etrafındaki bütün ağaçları da süslemişti. Ormanın bu bölümü birden rengârenk olmuştu. 116 • allforkids Tüm davetliler gelmeye başlayınca ayı Polo heyecanla onları mağaranın girişinde karşıladı. “Hoşgeldiniz arkadaşlar, hoşgeldiniz minikler. Ne iyi ettiniz de geldiniz,” diyordu neşeyle. Uykudan zamansız uyanmış bir ayı olarak, hiç de yorgun bir hâli yoktu. Herkes yüzlerinde kocaman gülümsemeyle mağaraya girip kendine oturacak bir yer buluyordu. Minik tavşan babasına, “Baba ben yılbaşını çok seviyorum. Kış soğuk ama kara bayılıyorum. Kar taneleriyle oynamaya doyamıyorum,” dedi. Babası da gülümseyerek, “Haklısın. Gerçekten çok eğlenceli. Kış da en az diğer mevsimler kadar güzel,” dedi. Herkes yerine yerleşince, ayı Polo konuşmaya başladı, “Hoşgeldiniz arkadaşlar. Bu toplantıyı yapmak için benim mağaramı seçmenize çok sevindim. Bugünkü konumuz tabii ki yılbaşı gecesi düzenleyeceğimiz partiyle ilgili. Neler yapabiliriz? Haydi konuşalım.” “Ormanı süsleyelim!” dedi geyik ailesi bir ağızdan. “Bunun için ormandaki ağaçlardan izin alalım. Ne de olsa onların gövdelerini kullanmak gerekecek,” dedi ayı Polo. “Ormana uzun bir masa kuralım. Ormandaki tüm hayvanlar hazırlık yapıp, buraya yiyecek getirsinler. Hep birlikte hem yer, hem sohbet ederiz,” dedi anne tavşan. “Biz ışıkların asılmasına yardımcı oluruz,” diye cıvıldadı kuşlar. “Hepimiz birer hediye getirelim, çekiliş yapalım,” dedi ağaçkakan. “Zaten ne çok hediye getirmişsiniz. Ben bunları ayırayım o gece için,” dedi ayı Polo. “Oyun getirelim, biz çocuklar eğleniriz,” dedi küçük fare. “Evet evet oyun oynayalım,” diye arkadaşını destekledi yavru geyik. Tüm detayları konuştuktan sonra ayı Polo, “Benim de size bir sürprizim olacak. Tek yapmanız gereken bir dilek düşünmek. Haydi bakalım haftaya görüşmek üzere,” dedi. 31 Aralık günü ormanda heyecan doruktaydı. Tüm süslemeler ve konuşulan tüm hazırlıklar yapılmış, ayı Polo’nun mağarasında buluşulmuştu. Herkes sürprizi merak ediyordu. Hepsinin aklında bir dilek vardı. Ama bu dilekler ne olacaktı? Ayı Polo onlara gururla hazırladığı dilek ağacını gösterdi. “Gökyüzündeki yıldızlarla konuştum. Bu akşam her birimiz dileğimizi hazırladığım kağıtlara yazacağız ve dilek ağacına asacağız. Sabaha bu dilekler yıldızlar tarafından toplanacak ve seneye sürpriz bir zamanda gerçekleşecek,” diye anlattı. Herkes dikkatle ayı Polo’yu dinliyordu. O gece dileklerini renkli kağıtlara yazıp, dilek ağacına özenle astılar. Ayı Polo’nun mağarasında yeni seneye giren tüm hayvanlar sabah uyandıklarında dilek ağacındaki dileklerin toplanmış olduğunu gördüler. Acaba dilekleri gerçekten yıldızlar mı toplamıştı? Ne dilemişlerdi ve bu dilekleri gerçekten olacak mıydı? Siz de yeni seneye girerken bir dilek dileseniz acaba gerçekleşir mi? allforkids • 117
© Copyright 2024 Paperzz