Cem Kaplan Tsipiras ve Troyka Yunanistan seçimleri sonrasında ortaya çıkan durum aslında değişimin nasıl olabileceğini veya daha da önemlisi olmaması gerektiğini tüm dünyaya öğretecek türden. Tüm Avrupa özellikle Almanya kreditör olarak etkisine aldığı Yunanistan’ın kendi istediği politikaların dışında hareket etmesine izin vermek istemiyor. Çiçeği burnunda başbakan Alexis Tsipras da yapmış olduğu açıklamalarla Euro bölgesinden ayrılmak istemediğinin sinyalini verdi. Ancak yaptığı reformlar ülkesinin Almanya ve Avrupa ülkelerine olan borçlarına ne kadar çözüm olabilir? Gerekirse Euro’dan çıkılsa bile aslında Yunanistan daha önceki iktidarların kazanımlarını elden çıkarmak istemiyor. Tsipras önemli noktalara vurgu yapmakta. Özellikle Avrupa Merkez Bankası kaynaklı fonlama baskısına, Yunanistan’ın rahatını bozmak istemeyen zengin kesiminin kazançlarına vurguları başta geliyor. Bununla da kalmayan yeni iktidar, silah lobisinin maşası olmaktan vazgeçmeyen milliyetçi kanada verdiği cevaplarla herkesi şaşkınlık içerisinde bırakmaya devam ediyor. Milliyetçilerin ‘’Ege Yunan Gölüdür’’ sözlerine karşılık verdiği cevap ‘’Ege Denizi balıklarındır’’ silah lobisini elinin tersiyle itmesine güzel bir örnek oldu. Ekonomi Bakanının gençliğinde bir aktivist olması, mülkiyet isimli hırsızlığa karşı yaklaşımı dikkate değer. Almanya ve Fransa’nın tehditleriyle karşı karşıya kalan Tsipras kamu görevlilerinin özel otomobillerini ve şöförlerini kaldırdı. Dün itibariyle Avrupa’nın tüm kentlerinde Avrupa Troykası isimli mafyaya karşı Yunanistan’a destek yürüyüşleri yapıldı. Yunanistan’ın güler yüzlü ve barışçı yeni iktidarı sisteme karşı Yunan Halkının, komşularımızın, zor durumdaki insanların yanında olduğunu daha ilk gününden kanıtladı. Ancak mafyaya karşı durmak için gereken güç ne olmalıdır? Yunanistan’ın ihtiyaçları gerçekte nelerdir ve gelecekte doğacak ihtiyaçlar belirli midir? Ekonomist’in bu haftaki sayısında öne çıkardığı konular işsizlik, ülkenin dış borcu ve nasıl ödeneceği, Bulgaristan ve Romanya gibi komşu ülkelerin içerisinde bulunduğu zorluklar vurgulanmakta. Bunlardan yola çıkılarak Yunanistan’ın borcu öne çıkarılmakta. Avrupa’ya olan borçlarının ödenmesinin yolları gösterilmekte. Ülkenin topraklarını emlak mafyasına satması gerektiğinden bahsedilmekte ve turizmden başka pek fazla ekonomik faaliyeti olmayan ülkeye tavsiyelerde bulunulmakta. Fakat en önemli temel konular vurgulanmamakta. Bahsi geçen borçların oluşum koşulları ve kimlerin buna ön ayak olduğu gibi. Kısaca ”Sen biz tefecilere paramızı ver ve bizim istediğimiz miktarda ver. İçerde kime ne olmuş umurumuzda değil “ denilmekte. alma derdindeler. Kredi notlarıyla köşeye sıkıştırılacak ülkeyi topraklarını ve devlet kurumlarını birer birer satmak zorunda bırakacaklar. Aksi takdirde borç batağına sıkışmış ülke daha fazla ekonomik yaptırımlarla karşı karşıya bırakılacak. Sosyalist iktidarı köşeye sıkıştırma araçları olarak öne çıkacak iki temel silah var. Biri krediler, diğeri ise ülkenin borçları. Ancak Tsipras da dahil herkesin çok iyi bildiği gerçek, her iki bataklık da havadan yaratılmış ve Yunan Halkı’nın karşısına birer gölge oyunu olarak çıkarılmış tehdit araçları. Anlaşma noktasına gelinse bile an itibariyle Yunanistan’ın ödemesi gereken dış borç yıllık gelirine %175 oranında. Kısaca 2 tane Yunanistan gücünde ülkenin hiç durmadan üretim yaparak söz konusu borcu ödemesi gerekiyor. Üçüncüsü de kendi iç harcamalarına koşturmalı. Yunanistan’ın zor durumda olan Portekiz veya İtalya gibi ülkelerden çok daha az dış borcu var. Açıkça anlaşılan ülkeleri borç kumpasıyla sıkıştıran Troyka batırdığı ülkelerin peşinde kurtulmaları ihtimaline karşı başka ülkeleri de hazırda tutma hazırlığında. Her birisi için kendi durumuna göre hazırlıklar yapılmasının ardından istenildiği gibi yönlendirme yapılmakta. Ülkeye büyüme hızını vurgulayarak hedefler çizilmekte. Özellikle bütçe açığının %3’lük kısmının sosyal programlarda yapılacak genişletmeler ve iyileştirmeler dolayısıyla %4,5 seviyesine yükseleceği tahmin ediliyor. Troyka bütçede en az % 2,5 oranında kesinti istiyor. İstediği kesintiler de emeklilere yapılan ödemeler ve çalışan kesimin üzerindeki vergi yükü olacak şüphesiz. Sosyal devlet mafyanın umrunda bile değil !! Avrupanın Al Capone’ları Tsipras ile masaya oturacaklardır. Ancak bunun için öne sürecekleri şartların peşinen kabul edilmiş olmasını isteyecekler. Sonraki aşamada karşımıza çıkacak sorun Tsipras’ın insanlığa ateşi veren Prometheus gibi bir dağın tepesinde kartalların ciğerini yediği halde bırakılıp bırakılmayacağı. Zorlu koşuda halkın desteğini alması çok önemli. Halk desteği Troyka’ya karşı Tsipras’ın yanında ne kadar kalacak? Temel sorun bu. Yunanistan’ı Euro Bölgesi içerisinde tutmanın katlanılması gereken bedelleri olacaktır. IMF, Dünya Bankası ve Avrupa Bankası Yunanistan’a yaptıkları ödeme ve yardımların karşılığını Yunanistan’ın istediği şekilde değil, kendi istedikleri şekilde geri http://www.mgkmedya.com Pazar, Şubat 22, 2015 - Sayfa 1 / 1
© Copyright 2024 Paperzz