11 MART 2015 GENÇLER Geçenlerde genç işsizliği üzerine bir dizi çalışmaya katıldım.Konferans ve atölye çalışması . Örneğin Belçika, çalışanlar arasında eğitim düzeyi en yüksek olan Avrupa ülkesi. Ancak bu “başarı”, konu işsizliğe ve hele ki genç işsizliğine gelince ortadan kayboluyor. Gençler durumun sebebini öğrenmek istiyor. Öyle ya, bir yandan “işsiz kalırsan suçlusu sensindir, demek ki yeterince sertifikan yok. Hadi seni belli bir ücret mukabilinde ‘yaşam boyu eğitim’ programına alalım” diyen yol göstericiler, diğer yandan ise gün geçtikçe zor bulunan bulunsa da elde tutmak zorlaşan işler… Artık yeni bir söylem geliştiriliyor Avrupa'da ve Dünyada “Get the job, keep the job” (İşi al, işi tut). Yani mesele sadece işe girmekte değil, orada kalmakta da... Durum Dünyanın her yerinde aşağı yukarı ayni seyrediyor. İş değiştirme (turn over) sayısı giderek artıyor gençler arasında. Bir kısım sosyolog, bu durumu Y ve Z kuşaklarının “sıkılgan” yapısına bağlasa da, durum aslında hiç de öyle gözükmüyor. Gençler güvenceli ve insan onuruna uygun bir gelir elde edecekleri iş bulamadıkları için “geçici” işlere girip çıkıyor. Ancak, bu geçici işler giderek kalıcı hale geliyor. Nasıl gelmesin? Sadece iki kavram üzerinden hareket edelim. Birisi “esneklik” olsun diğeri de “güvence”. Esneklik, dünyanın her yerinde güvencesiz ve baskı altında çalışmayı anlatır. Güvence ise başta iş güvencesi olmak üzere, bir dizi sosyal ve ekonomik hakkı anlatır. Şimdi Avrupa Birliği merkezi politika metinlerinde başka bir kavram var bu ikisi yerine kullanılan: Esnek güvence (flexicurity). İşçi sağlığı yerine, iş sağlığı… Sınıf mücadelesi yerine, sosyal diyalog… Bu kavramların tümü bütün ideolojik örüntüsü ve politik silahlarıyla hem AB hem de Dünya halklarının ve ağırlıklı olarak da gençlerinin üzerine çevrilmiş durumdadır. Aslında gençlerin neden işsiz kaldıklarının sebebini bulmak için günler süren toplantılar ve konferanslar gerekmiyor. İlk olarak Almanya’da başlayıp (Hartz IV) sonra tüm AB ülkelerine yayılan güvencesizleştirme politikalarıydı gençleri işsiz bırakan. Emeklilik yaşını giderek ileri taşıyan “mezarda emeklilik” yasalarıydı gençleri işsiz bırakan. 2008 Küresel Kapitalist Krizi sonrası tekelci sermayeye desteklemek ve ayakta tutmak için harcanan bizlerden kesilen vergilerdi gençleri işsiz bırakan. İşin kendisi, gençlerin uğruna birbirilerinin üzerine basacağı bir amaç değil, ülke yönetimlerinin sağlayacağı en temel “hak”tı. Çözüm mücadelede evet ama işi kapma mücadelesi değil, birlikte geleceği inşa etme mücadelesinde. RESA 14 Binlerce kişi kemer sıkma politikalarına hayır dedi Kemer sıkma politikalarının duvarında yeni bir gedik daha açıldı. Bu kez de sendikaların ve sivil toplum örgütlerinin çağrılarına olumlu yanıt veren binlerce kişi Lefkoşa'da bir araya geldi ve Brüksel'deki yöneticilere halkların kendilerini yok eden politikalarına karşı direndikleri ve direnecekleri mesajı verdi. Binlerce kişi ekonomide büyümeyi, ilerlemeyi ve refah koşullarını yaratacak politikaların uygulanmasını talep etti. Sosyal devletin ortadan kaldırılmasına, kamu zenginliklerinin özelleştirilerek elden çıkarılmasına karşı çıktı. Kıbrıs'ın her köşesinden, her yaştan binlerce kişi Avrupa Merkez bankası Yönetim Kurulu'nun toplandığı Uluslararası Konferans Merkezi önünde bir araya gelirken iş ilişkilerini belirleyen yasalara, toplu sözleşmelere ve çalışanların haklarına saygı gösterilmesini talep ettiler. Eyleme aktif olarak katılan öğrenciler "Sizin refah dediğiniz rakamlar bizim işsizliğimizdir. Sizler büyümeden bahsederken biz gençler yurt dışına göç etme zorunda kalıyoruz." dediler. Eylem sırasında "Hırsız bankacılar hapishaneye", "Bankalara değil eğitime, sağlığa para", " Başını eğme, ileri, tek yol direniş ve mücadeledir" gibi pankartlar taşındı. Eylem sırasında PEO'ya üye inşaat işçileri " Bizi işsiz bıraktınız ve şimdi de evsiz bırakacaksınız" büyük pankartını taşıdılar. Eylemi selamlayan Avrupa Solu üyesi Avrupa Parlamentosu üyesi Alman Fabio De Masi de " Bunların bize çektiği her silaha karşı binlerce yumruğumuzla cevap vereceğiz" dedi. Memorandum politikaları nedeniyle zorluklar yaşayan halkların tümüne dayanışmalarını iletti. Bu arada Almanya'da "Blockupy" hareketinin de 18 Mart'ta Frankfurt'ta Avrupa Merkez Bankası bürolarını işgal eylemi düzenleyeceğini açıkladı. Dünya Sendikalar Federasyonu Genel Sekreteri Yorgos Mavronikos da Kıbrıs halkına ve kemer sıkma politikalarına karşı mücadele eden halkların tümüne dayanışmalarını iletti. " Büyük bir cefa, sorun ve işsizlik yaratan, özelleştirmelere, yoksulluğa yol açan ve çalışanları onurlu bir yaşamdan kopararak dilenci durumuna düşüren Troyka'nın, Avrupa Merkez Bankası'nın, Uluslararası Para Fonu'nun politikalarını mahkum ve protesto etmek için buradayız." dedi. Eyleme AKEL, DİKO, EDEK, Yurttaşlar İttifakı liderleri de katıldı. Eski Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas da katılımcılar arasındaydı. Etkinlikte konuşan PEO Genel Sekreteri Pambis Kiritsis "Başı bozuk bir şekilde kolay kazanç isteği nedeniyle çöken Avrupa mali kredi sisteminim yeniden yapılanmasını çalışanlara ödetiyorlar. Hakları ellerinden alınan çalışanlar , emekliler sosyal yalnızlığa, işsizliğe mahkum ediliyor. Çiftçiler, küçük ve orta boy işletmeler ve gençlerin rüyaları çöküyor." dedi. Pambis Kiritsis Avrupa Merkez Bankası'nın kemer sıkma politikalarının oluştucularından biri olan Anastasiaids Hükümetinin de Kıbrıs'ta başrol oyunculardan biri olduğunu ve memorandum dayatılmasa da kendilerinin bu politikaları uygulayacağını söylemek için hiçbir fırsatı kaçırmadığını ifade etti. SEGDAMELİN-PEO Mehmet Seyis'e katkıları nedeniyle şükranlarını sundu SEGDAMELİN-PEO Kıbrıslıtürk çalışanların mücadelelerine, Kıbrıslıtürkler ile Kıbrıslırumlar arasında yeniden yakınlaşma çalışmalarına ve iki toplumdan sendikalar arasında işbirliğine katkıları nedeniyle Kıbrıs Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu (DEV-İŞ) eski Başkanı Mehmet Seyis'e şükranlarını sundu. Bu amaçla gerçekleştirilen törende konuşan SEGDAMELİN Genel Sekreteri Athos Elefteriyu, Mehmet Seyis'in mücadelelerine, yaptığı çalışmalarla sendikal harekete katkılarına vurgu yaptı. Sendikası ile DEV-İŞ arasında var olan yakın işbirliğine dikkat çekti. Mehmet Seyis ise kısa cevabi konuşmasında SEGDAMELİN'e teşekkürlerini sundu ve sağlığı müsaade ettiği oranda Kıbrıs'ın yeniden birleşmesi amacıyla Kıbrıslıtürkler ile Kıbrıslırumöların ortak mücadelesine destek vereceğini söyledi. Mehmet Seyis sağlık nedenleriyle kısa bir süre önce DEV-İŞ başlanlığından ayrılmış ve bu görevi Hasan Felek üstlenmişti. İşsizler ciddi bir hayal kırıklığı içinde İşsiz kalan sendika üyelerinin ciddi şikayetlerine rağmen işsizlik ödeneklerinde yaşanan gecikmeler devam ediyor. İşsiz kalan çalışanlar bu durum karşısında endişe duyuyor. İşsizlik parası ödemelerinde yaşanan gecikmeler konusunu görüşmek için sendika temsilcileri Çalışma Bakanlığı yetkilileriyle bir araya geldiler. Bu görüşme sırasında başvuruların yoğunluğu nedeniyle işsizlik parası için başvuruların daha erken ödenmesine imkan olmadığı tespiti yapıldı. SİKSAPEO ile UKSEKA-SEK bu konuda Bakanlığa bir ay önce de başvuruda bulunmuş ve sürecin hızlandırılacağı sözü almıştı. Ancak bu konuda herhangi bir iyileşme görülmedi. Otel çalışanları sendikası konuyla ilgili olarak bir açıklama yaparak içinde bulundukları hayal kırıklığına dikkat çekti. İşsiz kalan çalışanların 3-4 aydan beridir herhangi bir gelire sahip olmaksızın zor koşullar içinde olduklarının altını çizdiler. İşsiz çalışanların aileleri de bunun sonucu olarak zor koşullar altında. Elektrik ve su faturalarını ödeyemedikleri için evlerinin elektriklerinin ve sularının kesilmesi tehlikesi var. Sendikaların konuya ilişkin suçlamalarına rağmen işsizlik parası ödemelerinde gecikmeler devam ediyor.
© Copyright 2024 Paperzz