Yasama Organı - İstanbul Üniversitesi | Hukuk Fakültesi

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ
ANAYASA HUKUKU
Tek Numaralı Öğrenciler-Pratik Çalışma
-Yasama Organı18.03.2015
I.
Aşağıdaki Anayasa Mahkemesi kararları bağlamında TBMM’nin yasama işlemlerini ve
maddi ve şekli kanun kavramlarını açıklayınız.
Anayasa Mahkemesi Kararı: (B. No.: 2012/30, K.T.:05.03.2013) “Türkiye Büyük Millet Meclisi
(TBMM) Genel kurulu tarafından çıkarılan kanunlar ve alınan meclis kararları yasama işlemlerini
oluşturmaktadır. Kanun, TBMM Genel Kurulu tarafından Anayasada belirlenen usullere uyulmak
suretiyle yapılan, Cumhurbaşkanınca Resmi Gazetede yayımlanan ve meclis kararları dışında kalan
işlemlerdir. Meclis Kararı ise, TBMM’nin yapısına ve iç işleyişine yönelik veya yürütme ve yargı
organlarıyla olan ilişkilerine dair kanun dışında yaptığı işlemlerdir”.
Anayasa Mahkemesi Kararı: (E. 1990/31, K. 1990/24, K.T.: 24.09.1990) “Yasalar ya da yasalarla
eşdeğerdeki pozitif hukuk metinleri nesnel, soyut, genel ve sürekli nitelikteki hukuk kurallarını içeren,
etkileri yönünden de objektif hukuk alanında yeni bir durum yaratan ya da var olan bir durumu
düzenleyen veya ortadan kaldıran kural-işlemler bölümüne girerler”
II. Aşağıdaki Anayasa maddeleri ve Anayasa Mahkemesi kararları çerçevesinde Yasama
yetkisinin “genelliği, asliliği ve devredilmezliği” kavramlarını alarak tartışınız.
1982 Anayasası;
Madde 7- Yasama yetkisi Türk milleti adına Türkiye Büyük Milleti Meclisi’nindir. Bu yetki
devredilemez
Madde 91- Türkiye Büyük Millet Meclisi, Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma
yetkisi verebilir. Ancak sıkıyönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasanın ikinci kısmının
birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde
yer alan siyasî haklar ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez.
Yetki kanunu, çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin, amacını, kapsamını, ilkelerini, kullanma
süresini ve süresi içinde birden fazla kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını gösterir.
Madde 121-Olağanüstü hal süresince, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu,
olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, kanun hükmünde kararnameler çıkarabilir. Bu
kararnameler, Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına
sunulur; bunların Meclisce onaylanmasına ilişkin süre ve usul, İçtüzükte belirlenir.
Madde-167/2- Dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat,
ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek malî
yükümlülükler koymaya ve bunları kaldırmaya kanunla Bakanlar Kuruluna yetki verilebilir.
Anayasa Mahkemesi Kararı: (E. 1984/6, K. 1985/1, K.T.:11.1.1985)- Anayasanın 7. Maddesindeki
“Yasama yetkisi Türk milleti adına Türkiye Büyük Milleti Meclisi’nindir. Bu yetki devredilemez”
hüküm, genel nitelikte bir kuraldır. Anayasanın 91, 121 ve 167/2. Maddelerindeki özel kurallar göz
önünde tutularak değerlendirilmelidir.
Anayasa Mahkemesi Kararı: (E.1988/62, K. 1990/3, K.T.: 06.02.1990)- “Bu yetkinin (KHK çıkarma
yetkisi) (…) Anayasanın 7. Maddesindeki yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesinin bir istisnası
sayılması genellik kazanan bir görüş değildir (…) TBMM tarafından (…) yasama yetkisinin devri
niteliğinde Bakanlar Kurulunun yetkilendirilmemesi gerekir. Yasama yetkisinin herhangi bir nedenle ve
sınırlı da olsa devri olanaksızdır”
III- Aşağıdaki mevzuat ve Yüksek Seçim Kurulu kararı bağlamında, verilen olayla ilgili soruları
cevaplayınız.
1982 Anayasası-Madde 76- En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, yükümlü olduğu askerlik
hizmetini yapmamış olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha
fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilâs, irtikâp, rüşvet, hırsızlık,
dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık,
resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma
ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile
milletvekili seçilemezler.
Türk Ceza Kanunu (TCK)-Madde 53(1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;
a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük
Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında
bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde
istihdam edilmekten,
b) Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan, (…)
Yoksun bırakılır.
(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya
kadar bu hakları kullanamaz.
Yüksek Seçim Kurulu Kararı: (K.T. 13.02.2015, K.No:167), Resmi Gazete T.: 14.02.2015, S.:29267
“25. dönem milletvekilliği genel seçimine bağımsız olarak katılmak isteyenlerin 7 Nisan 2015 Salı
saat 17:00’ye kadar milletvekili seçilmek istedikleri çevrenin il seçim kuruluna, yasal şart ve
nitelikleri taşıdıklarını belirten bir dilekçe ile bizzat veya bağımsız milletvekilliği adaylığı
başvurusuna münhasır olarak, verilen özel noter vekaletnamesine istinaden yapılacak bağımsız
adaylık başvurularının kabul edileceğine (…) oy birliğiyle karar verilmiştir”.
Varsayımsal Olay:
Sınıf öğretmeni (A), görevli olduğu okulun kantinini işletmekte olan (B)’ye yönelik 2014 yılında
işlemiş olduğu tehdit suçu nedeniyle, Türk Ceza Kanunu’nun 106. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince
suçlu bulunarak, yetkili mahkeme tarafından altı ay hapis cezasına mahkûm edilmiş ve cezası
kesinleştikten sonra, 05.12.2014 tarihinde cezaevine konularak cezasının infazına başlanmıştır. (A)
ve ceza evinde tanıştığı, kasten yaralama suçundan tutuklu (C), 7 Haziran 2015’te yapılacak
milletvekilliği genel seçimlerinde bağımsız aday olmak için ikametgâhlarının bulunduğu il seçim
kuruluna, avukatları aracılığıyla 11.03.2015 tarihinde başvuruda bulunuştur.
Sorular:
1- Olaydaki başvuruya İl Seçim Kurlunun cevabının ne yönde olabileceğini ve (A) ile (C)
kişisi arasında, Milletvekili seçilme yeterliliği açısından hangi farklılıkların söz konusu
olduğunu tartışınız.
2- Olayda verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmiş olması durumunda cevabınız
değişir miydi? Açıklayınız.