UNHCR, iki Iraklının Bulgaristan-Türkiye sınırında ölümüne ilişkin

UNHCR, iki Iraklının Bulgaristan-Türkiye sınırında ölümüne ilişkin
soruşturma başlatılması çağrısında bulunuyor, sınır uygulamaları
konusunda endişelerini dile getiriyor
UNHCR, Avrupa Birliği’nin dış sınırlarında girişine izin verilmeyen, “geri itilen” ya da
şiddetle karşı karşıya kalan, uluslararası koruma ihtiyacı içindeki insanlardan beyanlar
almaya devam ediyor. UNHCR, iki Iraklı erkeğin Bulgaristan ve Türkiye arasındaki kara
sınırında, bu ayın başlarında hayatını kaybettiği, yakın zamanda gerçekleşen olay konusunda
endişe taşıyor. Alınan bilgiye göre, Türkiye’den Bulgaristan’a girmeye çalışan, Yezidi
azınlığına ait 12 Iraklıdan oluşan bir grup, Bulgar sınır polisleri tarafından durduruldu.
Eşyalarına el konulan Iraklılar, şiddetli bir şekilde dövüldü. Grup dağıldı ve ciddi
yaralanmalar alan iki erkek, daha sonra hipotermia sebebiyle sınırın Türkiye tarafında öldü.
Bildirimlere göre, Türk Jandarması’na durumun bildirilmesi ve jandarmanın mağdurların
yerlerini belirlemek için arama operasyonu gerçekleştirmesinden sonra, grup ile seyahat eden
üçüncü bir kişi, kritik durumda Edirne’de bir hastahaneye kaldırıldı.
UNHCR, Bulgaristan ve Türkiye’deki yetkilileri, bu ciddi olayı soruşturmaya çağırıyor. Biz,
zulüme maruz kalmış Yezidi topluluğuna mensup olmalarından ötürü mülteci olmaları
muhtemel olan bu iki kişinin ölümüne katkıda bulunmuş olabilecek vahşetle ilgili
anlatılanlardan özellikle rahatsızlık duyuyoruz.
UNHCR tarafından 2014 yılında toplanan bildirim ve beyanlar, uluslararası koruma ihtiyacı
içinde olan insanların, çoğu kez, Bulgaristan sınırını birçok defa geçmeye teşebbüs ettiğini;
fakat kötü hava şartları, kendilerini sınırdan geçirmeleri için para verdikleri insan kaçakçıları
tarafından terk edilmeleri ya da sınırı geçmeden önce Türk yetkilileri tarafından
durdurulmaları sebebiyle geri dönmek zorunda kaldığına işaret ediyor. Bununla birlikte, çoğu
kişi, Bulgar sınır polisleri tarafından girişlerine izin verilmediğini ya da “geri itildiklerini”
bildirdi. “Geri itilmeler”, Bulgaristan’ın sığınmacıları ülkeye kabul etmeye ilişkin
yükümlülüklerine uygun değildir. Şiddet kullanımı da bildirilmiştir ve insanlar, birçok
vakada, para ve eşyalarına sınır polisi tarafından el konulduğunu söylemektedir.
Avrupa Birliği’ne ulaşmak için çok az sayıda yasal seçeneğin olması sebebiyle, çatışma ve
zulümden kaçan birçok insan, güvenliğe erişmek için, artan bir şekilde tehlikeli yolculuklara
çıkıyor ve insan kaçakçılarını kullanıyor. Uluslararası koruma ihtiyacında olan insanların
çoğu kez şiddet kullanılarak geri çevirilmesi çok rahatsız edicidir. Avrupa Birliği’nin dış
sınırındaki üye ülkelerin, bu uygulamalara son verilmesini sağlaması gerekmekte ve ülkeler
kendi sınır bölgelerindeki suistimal ve yasadışı uygulama iddialarına ilişkin bağımsız ve
şeffaf soruşturmalar gerçekleştirmelidir.
Bulgaristan, çoğunluğu Suriye’den olan, ülkeye düzensiz gelenlerin sayısındaki artışa
cevaben; 2014 yılında inşa edilen 33 kilometre uzunluğundaki tele, 82 kilometre dikeli tel
daha eklemeyi planlıyor. Bulgaristan’da ülkeye düzensiz gelenlerin ve sığınmacıların sayısını
azaltmaya yönelik çabalar, önceki yıla kıyasla, gelenlerin sayısında yaklaşık yüzde 50
oranında bir azalmayla, 2014 yılında önemli bir etki yaratmıştır. Bulgar yetkililere göre,
38.500’den fazla insan, 2014 yılında Bulgaristan-Türkiye sınırını düzensiz olarak geçmeye
teşebbüs etmiştir. Çoğu Suriyeli, Afgan ve Iraklı olan bu insanlar arasından yaklaşık 6000
kişi, Bulgaristan’a ulaştı. Bu sayı, 2013 yılında kayıt edilen düzensiz şekilde Bulgaristan’a
ulaşan 11.500 kişiyle (16.700’ün üzerinde sınırı geçmeye teşebbüs eden kişi arasından)
kıyaslandığında, önemli bir düşüşe karşılık gelmektedir.
Sınır karakollarına sınırlı erişimin yanı sıra daha fazla telin inşa edilmesi ve “geri itilmeler”
sığınmacılara çok az seçenek bırakmaktadır. UNHCR, Bulgaristan’a ulaşmaya çalışmak için,
sert hava koşullarında, ücra yerlerde günlerce yürümüş, çoğunluğu Suriyeli olan insanlardan,
acil durum çağrıları almıştır. Avrupa Birliği’nde güvenliğe erişmeleri için ek yasal yollar
sağlamak yerine, örgüler inşa etmek ve daha fazla bariyer oluşturmak, uluslararası koruma
ihtiyacında olan insanları, bazen ölümcül sonuçlar da doğurabilecek artan şekilde tehlikeli
durumlara itmektedir.
Başka yerlerde, UNHCR, mültecileri ve göçmenleri riske atabilecek sınır uygulamalarına
ilişkin bildirimler konusunda, UNHCR’nin Türkiye ile kara ve deniz sınırlarında özellikle
geçtiğimiz iki yıl içinde “geri itilmeye” ilişkin çok sayıda bildirimi belgelendirdiği
Yunanistan’da, endişelerini dile getirmiştir. UNHCR, mültecilerin ve sığınmacıların koruma
ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran ülkenin sınırlarının yönetiminin de dahil olduğu,
mültecilere ilişkin çeşitli koruma hususlarında önerilen iyileştirmeler konusunda yeni Yunan
hükümetine önerilerini sunucaktır.
SON