Yambol State Puppet Theatre - İzmir Kukla Günleri Festivali

Çok ihtiyacımız
var kuklaya
Selçuk Dinçer
Festival Direktörü
Çok değil, yüz yıl kadar önce, her gece onlarca tiyatronun perdelerini
açtığı İzmir, yüzünü batıya dönmüş bir liman kenti olarak, kimi zaman
imparatorluğun başkentiyle bile boy ölçüşebilecek ve birçok açıdan daha
modern sayılabilecek bir sosyal ve kültürel yaşama sahipti. Yüksek niteliklere
sahip bu Anadolu kenti aynı zamanda Avrupai bir tarzı da her zaman yaşam
biçimi olarak benimsemiş, pek çokları için gelinmesi ve görülmesi gereken
bir yer olmuştu. O zamanlar İzmir’in gerçek bir ‘dünya kenti’ niteliği taşıdığını
bize anlatan sayısız belge arşivlerde kolaylıkla bulunabilir.
Geçtiğimiz festivalin programı kapsamında bir konferans veren İrlandalı
saygın araştırmacı Dr. John McCormick, kendi döneminde dünyanın en
ünlü kukla tiyatrosu topluluğu sayılan ve Türk kuklacılığı üzerinde önemli
izler bırakan Holden Company’nin 1884’te İstanbul’dan hemen sonra
İzmir’e de gelerek gösterilerini sergilediğini anlattı bize. O yıllarda, İpek
Yolu’nun iki ucundan birini tutmuş ve binlerce yıllık tarihi boyunca birden
çok imparatorluğa başkent olmuş İstanbul’a gelen dünyanın sayılı tiyatro
kumpanyaları bu kentin hemen ardından gözlerini İzmir’e dikiyorlardı.
İzmir’in ahalisi de, gerek kendilerinden olan, gerekse kentin ününü duyup
gelen tiyatro topluluklarının oyunlarını büyük bir ilgiyle izliyor, salonları
tıka basa dolduruyorlardı. Anlaşılan o ki; o günlerin İzmir’i sanatı kent
yaşamının bir parçası kılmış ve gelişmişliğin bu bağlamdaki ölçütlerine
de kendiliğinden uymayı becerebilmiş bir kentti. Sonraları, özellikle
Cumhuriyet döneminde, kent yaşamına neler olduğunun içindeki ‘neden’
ve ‘nasıl’ları araştırmayı tarihçi ve sosyologlara bırakmak gerek ama
bugüne ilişkin saptamalar yapmaya da hakkımız olduğunu biliyoruz.
Geçmiş kısa dönemde, az sayıda özverili İzmirli tarafından, kentin yeniden
bir ‘dünya kenti’ olabilmesi adına birçok alanda gösterilen çabaların ne
hızla sonuç vereceğini hep birlikte göreceğiz.
2
presentation
sunuş
Göz ardı edilmemesi gereken nokta, kentimizde, yalnız bu çabaları
gösterenlerin değil ama asıl bu çabaları fark eden, bu çabaların öyle ya
da böyle yanında olan, bu çabalara kendi çabalarını katan kentli kişi ya
da kurumların sayısının yeterli noktaya ulaştırılmasının şart olduğudur.
Kentimize olan sevgiyi ve onunla duyduğumuz gururu kentin gelişmişlik
düzeyinin arttırılmasına yönelik çabalara verilen destek biçimine çevirmek
konusunda bilinç yaratmanın gerekliliği tartışılmaz. Üzerinde durulması
gereken bir diğer nokta, içinde yaşadığımız dünyada kentler adına
gelişmişliğin en önemli ölçütlerinden birinin o kentteki sanat faaliyetlerinin
niceliği ve niteliği olduğudur.
Sanatın, üreten ve izleyen ikileminde var olduğu gerçeğinden hareketle,
yeterli sayıda izleyenin en temel gereksinimleri arasında yer almaksızın var
olamayacağı kolaylıkla anlaşılabilir. Ancak, buradaki gereksinim, kendisini
kolaylıkla ortaya koyan bedensel ya da kitle iletişim araçları aracılığı ile bize
belletilen pratik gereksinimlerden oldukça farklı, bireysel gelişmişliğin en
önemli göstergesi sayılabilecek zihinsel ve duygusal bir gereksinimdir.
Kişinin kültürlenme sürecinde ortaya çıkabilen bu gereksinim onu
yaşam boyu sanata bağlamanın yanı sıra düşünen, algılayan, anlayan,
değerlendirebilen birey yapar. Bu nitelikteki bireylerin oransal yeterliliği
bile bir kentin gelişmişlik ölçütlerinden biridir ve ancak böylesi gelişmişlik
ölçütlerine uygun bir kentin ‘dünya kenti’ olarak anılması olasıdır. Bir kentin
dünyaya açılan en önemli kapılarından biri de uluslararası sanat festivalleridir.
Çünkü her uluslararası sanat festivali kültürlerarası bir buluşma noktasıdır ve
yarattığı enerjiyle kentinin sanatını besler.
Sanatın en gelişmiş olduğu ve en çok sanatsal üretimin gerçekleştiği
kentlerde aynı zamanda bir yığın uluslararası sanat festivalinin gerçekleşiyor
olması aslında bir yönüyle böyle bir gereksinimden doğar. Öyleyse, bir
kentteki dünyaya entegre uluslararası sanat festivallerinin sayısı ve nitelikleri
de o kentin gelişmişliğinin en önemli ölçütlerinden biridir.
Biz bu alanda üstlendiğimiz sorumluluğun farkındalığıyla bu yıl da kentimizde
dünyanın önemli kukla tiyatrosu topluluklarını ve kukla sanatçılarını
ağırlıyoruz. Yüzlerce sanatçı üretimlerini ve sanatsal birikimlerini getiriyor
İzmir’e, dönerken de İzmir’i götürecekler yanlarında. Sahip çıkarsak bu
yaşananlara kentimiz gelişecek ve bir adım daha atacak belki de ‘dünya
kenti’ olmak için.
3
We do need
puppets
Selcuk Dincer
Festival Director
Not so long ago, only a century back, Izmir used to be a westernized,
harbor city, where tenths of theatre plays staged every night; a city
competing with and even more modernized than the capital of the empire,
with its social and cultural life. This high qualified Anatolian city adapted a
European life style and became a must to be visited and must to be seen
city for many people. Many archived documents proving that İzmir was a
“global city” back then, can be accessed easily.
In his lecture that took place in last year’s festival, the respected, Irish
researcher Dr. John McCormick told us that Holden Company, the most
famous puppet theatre group of the world of its time that influenced
Turkish puppetry deeply, visited Izmir in 1884 right after their trip to
Istanbul and performed their shows here. Back then, the preeminent
theatre groups visiting İstanbul, located at one end of the silk route and
served as the capital of many empires, were making Izmir their next stop.
The Izmir community was watching the performances of the native as
well as the visiting theatre groups with great admiration and filling up the
show venues every night. It looks like art became a part of city life in Izmir
of those days and in this regard, the city automatically adapted itself to
the criteria of development. We have to let the researcher historians and
sociologists to investigate the “why’s” and “how’s” of what happened to
that city life in early republic period but we sure know that we have the
right to question today. We will together witness that the efforts in many
different areas of a few devoted Izmirians to make this city a “global city”
once again will yield fruitful results shortly.
It should not be disregarded that it is a must to increase the number of
not only the people making these efforts in our city but also the number
of people and institutions being aware of these efforts and one way or
another being a part of and contributing to those efforts, to an adequate
4
presentation
sunuş
level. It is needless to argue the necessity of generating awareness on
transforming the love we feel and the pride we take in our city into efforts
for increasing its level of development. Another point not be disregarded
is that, the most important measure of development is the quantity and
the quality of art activities that take place in that city.
From the point of view that art exists with the producer and spectator
duo, it can be easily concluded that art cannot survive up until it becomes
one of the most basic needs of the sufficient number of spectators.
However, what is meant with basic need is pretty much different than the
physical needs or practical needs dictated to us through mass media;
what is meant is the basic intellectual and emotional need.
This need, coming alive in the process of enculturation of the being, will
connect him to art all through his life and make him a thinking, perceiving,
understanding and evaluating person. Even the percentage-wise
sufficiency of such population alone, is a measure of development level
of a city and only this kind of a city can be referred as a “global city”. One
of the most important activities for globalization of a city is international
art festivals since each international art festival is a meeting point for
various cultures and the synergy it generates would feed art in that city.
Maybe, the reason that many international art festivals take place in
the cities where art is at its peak level and where the most art activities
happen, is because of such need. Then, quantity of international art
festivals integrating a city with the world, is also one of the most important
measure of development level of that city.
Being aware of our responsibility we take, in this regard, this year again,
we host the most important puppet theatre groups and puppet artists of
the world. Hundreds of artists are bringing their productions and artistic
experience to Izmir. While going back home from Izmir, they will take Izmir
along with them. If we hold on to these experiences, our city will progress
and maybe will take another step forward to become a “global city”.
5
Dev Kuklalarla Mekâna
Özgü Ti̇yatro
Sarah Brown
Fulbright Eğitmeni, Oyun Yazarı,
Oyuncu ve Memphis Üniversitesi (TN, ABD),
Performans Bölümü Öğretim Üyesi
Mekâna özgü tiyatronun ne olduğunu tanımlamanın belki de en kolay
yolu gerçek bir mekâna özgü projenin metotlarını anlatmak olacaktır.
Diğer sanatsal çalışmalarda olduğu gibi, yaratıcı süreç başladığında sanatçı cesaret gerektiren bir maceraya atılmaya gönüllü olmalı, bir nevi
kendini uçurumdan aşağı bırakmış gibi hissetmeli. Tabii ki bunun anlamı
düşünceleri kontrol etmeyi bırakıp kendi iç sesini dinlemek, görüntülerin
zihinden akmasına müsaade etmek ve hepsinden öte bilinmeyene yapılan bir yoluculuğa cesaret etmek. Aslında pek çok açıdan, yaratmayı
her şeyden daha heyecanlı ve tatmin edici kılan da işte bu doğaçlama
elementi.
Bu yolculuğa hiç tanımadığınız, sayıca fazla bir grup kişiyle çıktığınızı,
bir araya gelerek hepinizin ilk kez keşfettiği bir alanda, birlikte bir oyun
yazdığınızı hayal edin; bir nevi bölgeyi tanıyan bir rehberiniz olmadan
bir grup safarisine katılmışsınız gibi, heyecanlı, eğlenceli. İşte bizim,
İzmir’deki 150 yıllık Tarihi Havagazı Fabrikası’na, bizden bu yılki İzmir
Uluslararası Kukla Günleri kapsamında, mekâna özgü bir gösteri yaratmamız istendiği için geldiğimiz o ilk gün, hissettiklerimiz aynen böyleydi.
20 Aralık 2013 tarihinde, The Dancing Ram Tiyatrosu (İsrail, Kudüs) kurucularından ben ve Adam Yakin, İzmir’li öğretmenler, öğrenciler ve diğer kişilerden oluşan bir grup gönüllü ile devasa kuklalar kullanarak, bu
tarihi mekâna özgü bir gösteri hazırlamak üzere bir araya geldik. Adam
Yakin mekâna özgü gösteri konusunda çok tecrübeli bir sanatçı, aynı
zamanda Holon – Tel Aviv Kukla Okulu karnaval sanatları bölümü başkanı, dev kukla yapıcısı, oyuncu ve direktördür.
Ben de oyuncu, direktör, tek kişilik gösteri oyuncusu, oyun yazarı olarak
çalışmakta ve aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri’nde Memphis Üniversitesi’nde oyunculuk dersleri vermekteyim. İşte aramızdaki bu benzerlikler ve farklı tiyatro geçmişlerimiz son derece verimli bir birliktelik oluşturdu.
6
article
makale
İkimizin de bu gösteri ile ilgili amacı, ki mekâna özgü gösterilerin çoğunda bu böyledir, o mekâna özel bir hikâye yazmak değil, o yerin hikâyesini
ortaya çıkarmak, mekânın bizle konuşmasına izin vermek, fabrikayı geçmişte olduğu şekliyle hayal etmek, içinde çalışanların neye benzediğini
zihnimizde canlandırmak oldu.
Gönüllülerden oluşan grubumuz, dev kuklalarla bu işi yapmayı bir yana
bırakın, daha önce hiç mekâna özgü bir gösteri yaratmamışlardı. Bu
durum da bize, çalıştığımız grubun arzuları doğrultusunda ortaya çıkan,
daha önce hiç denemediğimiz fikirlerin denenmesini teşvik etme eğiliminde olduğumuz için, yepyeni bir perspektif kazandırdı.
Bir arada geçirdiğimiz ilk saatte, zihnimizi mekânın yaratacağı hayallere
açabilmek için, önce grup olarak sonra tek başımıza sessizce mekânda
dolaşmaya başladık. Aynı zamanda, “Böyle bir fabrikada çalışmak nasıl
bir histir?”, “Mekânın enerjisi ve ruhu nasıldı?” gibi sorular da soruyorduk.
Bireysel yaptığımız yürüyüşlerden sonra kafamızda oluşan imajları birbirimizle paylaştık ve orada bir zamanlar yaşandığını hayal ettiğimiz
sahneleri tartıştık. Bunları yaparken, mekân bir zamanlar bir fabrikayken içinde barındırdığı, örneğin kömürden kaynaklanan siyah renk gibi
renklerin, devasa ve mekâna hâkim bacadan çıkan duman kokusu gibi
kokuların ne olduğu konusuyla da ilgilendik.
Burayla ilgili bir hikâye yaratabilmek için gerekli bir drama ve yaşanmış
olması muhtemel duygular elde etmek hiç de zor olmadı – üstelik her
gün, o en özel günleri için mekâna fotoğraf çektirmeye gelen gelinler ve
damatların da ayrıca katkısı oldu. Mekânın geçmişinden ve bugününden
adeta taşan duygular, yaşanmışlıklar bize çalışmamız için oldukça fazla
malzeme sağladı. Çok heyecan verici bir süreç yaşayacağımızı bilerek
büyük bir hevesle çalışmaya başladık.
Çalışmaya başladığımız ilk haftamızda, yaratacağımız sahnelerle ilgili ilham alabilmek ve oyunun nerede oynanabileceğini anlayabilmek için,
mekânın hemen hemen her köşesinde doğaçlama sahneler canlandırdık. Birinci haftanın sonunda Adam ve ben, grubu oluşturan her bir kişinin bizlerle paylaştığı imajları ve doneleri temel alarak yarattığımız bir
hikâyeyi gruba sunduk ve ikinci haftanın sonuna geldiğimizde grubumuzun yaratıcı ekibi oyunumuzun karakterlerini oluşturacak dev kuklaların
küçük birer modellerini üretti. En çok ilgilendiğimiz konu fabrikanın çalı7
article
makale
şanları ve yanı sıra fabrika içindeki kömür ve dumanı canlandırabilmekti.
Sürekli etrafımızda dolaşan kargalar ve martılar da kendiliklerinden üretilen kuklalar arasında yer aldılar. Oyunumuzda bunların hepsi olmalıydı.
Kuklaların yapımı başlayınca sayısı her gün artan bir yeni fikir seli yaşamaya ve hayal ettiğimiz her bir fırça darbesini gerçekleştirecek kadar
vaktimiz kalıp kalmadığı konusunda şüpheler duymaya başladık.
Bu gösterinin muhtemelen en zorlayıcı kısmı oyunun mekâna özgü olmasıydı. Mekânın verdiği ilhamla, mekân içinde bir şekilde dolaşarak
o mekânın hikâyesini anlatacak dev kuklalar yaratmak çok büyük bir
zorluktu. The Dancing Ram Tiyatrosu sanatçıları, yedi yıldan fazla bir
süredir, hem kuklalarla hem de kuklasız olarak mekâna özgü gösteriler
yapıyorlardı zaten – yani aslında bu proje bizim için bilmediğimiz sularda
yüzmek anlamına gelmiyordu ancak her bir yeni proje beraberinde gelen
yeni yeni sorunların çözülmesi için her birimizin ayrı ayrı kafa yormasını
gerektirir ki bu da bizi zaman zaman bu sanatın ustaları, zaman zaman
ise öğrencileri haline getiriyordu.
Muhtemelen dev kuklaların ne olduğunu biliyorsunuzdur ama mekâna
özgü tiyatro tam olarak ne demektir?
Kısaca anlatmak gerekirse mekâna özgü tiyatro iç mekân, dış mekân,
bir dağ başı, terkedilmiş bir tren istasyonu, eski bir ev, yeni bir ev, tarihi
bir yer ya da bir gaz fabrikası gibi herhangi bir yerde gerçekleştirilebilir;
olanaklar sınırsızdır.
Mekâna özgü tiyatro sadece geleneksel bir tiyatro sahnesinde gerçekleşmediği için değil aynı zamanda oyun bir nevi mekânın kendisi tarafından ve mekânın bizzat kendisi sebebiyle yaratıldığı için geleneksel
tiyatrodan farklıdır. Mekâna özgü tiyatro, tarihten, belli bir mekâna özgü
bir karakterden ya da o mekândaki yaşanmışlıklardan ilham alarak ona
ses kazandırır ve mekânın ruhunu ortaya koyar.
Bazen mekânı, mekânın kendisinin önerdiği bambaşka bir şeye dönüştürür. Örneğin geçen sene The Dancing Ram Tiyatrosu, Kudüs’te,
Citadel of Golems isimli mekâna özgü bir oyun gerçekleştirdi. Oyun betondan bir avluda sunuldu ve hepimiz avluyu çevreleyen bir binanın ne
kadar da çok, bir gemiye benzediğini fark ettik. Bunun sonucunda bu
yanını vurgulayan ve izleyicilerin mekânı yeni bir bakış açısıyla görmesini
ve hatta “gemiye binerek” bu sahneye katılmasını sağlayan bir sahne
8
article
makale
yaratmaya karar verdik. Bu bağlamda mekâna özgü tiyatro katılımcılığı
son derece teşvik edici de olabilir.
İzleyiciler mekânı etkilerler çünkü mekânın bir parçası olurlar. Mekâna
özgü tiyatroda dekor seyirciyi çevrelediği için üçüncü bir duvar yoktur.
Başka bir değişle izleyiciler oyun boyunca sahnededir. Hatta bazen bu
tiyatro türünde, sahneleri farklı açılardan görebilmeleri ve başrol karakteri ve mekânın kendisiyle bağ kurabilmeleri için, seyircilerden mekân
içinde yer değiştirmesi istenir. Seyirci mekândan dışlanmaz tam tersine
mekânla yakınlaşır çünkü mekân gerçektir yani örneğin mekân yaratılmış olmadığı ve olduğu gibi kullanıldığı için seyirci oyundan, hayatında
yer alan her hangi bir mekânı ve bu mekânın olabilecek kendine özgü
hikâyesini zihinlerinde yeniden canlandırma yeteneğini arttırmak gibi bir
nevi bir ödülle ayrılır.
Mekâna özgü tiyatroda oyuncu olarak dev kuklaların kullanılması kesinlikle bir gereklilik teşkil etmez. Aslında, hareketleri tam olarak “yapabilme” kabiliyetleri kısıtlı olduğundan dev kuklalar kullanmak bazen
dezavantajdır da. Ancak onlar masalımsıdır ve (izleyenlerin) hayal dünyalarının mekânın sırlarına eşsiz ve güzel yollarla vakıf olmalarını sağlarlar. İşte biz de İzmir şehrinin Tarihi Havagazı Fabrikası’nın hikâyesini bu
şekilde gün ışığına çıkarmak istedik. Umudumuz, mekâna adım attıkları
anda izleyicilerin, hayalleri hayal yapan vahşilikler, sürprizler ve anlamlarla dolu bir hayal dünyasına adım attıklarını hissetmelerini sağlamak.
9
Site-Specific Theatre
with Giant Puppets
ProfessorSarah
Brown
Fulbright Scholar, Playwright, Actor and
Assistant Professor of Performance at the University of
Memphis in Memphis,TN U.S.A.
It is easiest to explain what site-specific theatre is by describing the
methods of an actual site-specific project. Like any artistic endeavor,
it should feel a little like “jumping into an abyss”—a phrase used to
describe the daring adventure an artist must be willing to take when
beginning the creative process. It means, of course, not controlling
ideas but listening to one’s intuitive voice, letting images flow and,
most of all, daring to journey into the unknown. It is, in many ways, this
improvisational element that makes creating something from nothing
so exciting and satisfying.
Imagine taking such a journey with a large group of people you’ve
never met before, coming together with them to write a show in a
setting that you’re all exploring for the first time, something like taking
a group safari without a guide who knows the territory, exciting and
exhilarating! It was like this the day we first explored the Havagazi
Fabrikasi – site of the 150 year-old Town Coal Gas Factory here in
Izmir, Turkey, where we’d been asked to create a site-specific show for
this year’s Izmir International Puppet Days.
On December 20, 2013, Adam Yakin and I, founding members of The
Dancing Ram Theatre Company in Jerusalem, Israel, met with a team
of local volunteers: teachers, students and others from Izmir, to create
a site-specific show for this historical space – using giant puppets!
Adam Yakin is a veteran site-specific show artist, giant puppet maker,
performer and director who is also head of carnival arts at Holon-Tel
Aviv’s School of Puppetry. I am an actor, director, solo show performer
and playwright who also teaches performance at the University of
Memphis in the U.S.A., and so, our similar and divergent theatrical
backgrounds have proven to be a fruitful combination. Together, our
aim for this particular show, as with most site specific shows, was
10
article
makale
not to impose a story on the space but to uncover a story: allowing
the space to “speak” to us, imagining the factory as it used to be and
what the workers were like who inhabited it. Our group of volunteers
had never created a site-specific show before – let alone using giant
puppets to do it! This offered us a refreshing perspective, as we like
to encourage ideas that we’ve not tried before based on the desires
of the group. In our first hour together, we began by walking through
the space, quietly, as a group and then individually in order to open
our imaginations to the dreams that the space would deliver. We
also asked questions such as, “What was it like to work in such a
factory? How did the workers feel here each day?” and “What was
the energy and spirit of it?” After taking our individual walks, we all
shared the images that came to us and discussed the scenes we
imagined happening in the space. We were also interested in drawing
upon the colors and smells that may have enveloped the area when
it was a factory, such as the blackness of the coal and, of course,
the thickness of the smoke that once rose from the site’s enormous,
dominant chimney. There was no problem finding the drama and the
possible emotions we could use to create a story here – added to the
fact that almost every day we were in the space there were brides-tobe with their grooms taking photos for their special day. We clearly
had a great deal of material to work with that emanated from both the
past and present life of the space. We knew this was going to be an
exciting process, and we proceeded with gusto.
In our first week of working, we performed improvisations in every
corner of the site to help inspire scenes and also to understand where
the action might take place. By the end of the first week Adam and I
presented a story to the group based on everyone’s shared images
and input – and by week 2, our group of creators began to make small
dummies of what would become our giant puppet characters! We
were most interested in the factory workers and in characterizing the
coal and smoke as well. The constant presence of crows and seagulls
also found their way into our puppet making. Our play would have to
have it all!
Once the building of the puppets began, more ideas started flooding
us and we wondered if we would have enough time to realize every
11
article
makale
brush stroke we wanted to make.
Probably, the most challenging part of this show was that it would
be site-specific. Creating giant puppets that would somehow move
about the space to tell a story inspired by the space is certainly a
huge challenge. The artists of The Dancing Ram Theatre Company
have been doing site specific shows with and without puppets for over
seven years – and so this is not new territory for us, but each new
project has its fair share of trouble-shooting that turns us, at times,
into students of the art as well as experts.
You probably know what giant puppets are, but what exactly is sitespecific theatre?
In short, site-specific theatre can take place in any space, anywhere,
outdoors or indoors: a hillside, an abandoned train station, an old
house, a new house, an historical site or a gas factory; the possibilities
are limitless. Site-specific theatre is set apart from traditional theatre
not only because it does not have to take place in a traditional
theatre space – but because it is created, in a way, by and because
of the space itself; it is theatre inspired by the history, character or
life of a certain place, giving a voice to it and further revealing its
spirit. Sometimes it transforms the space into something it already
suggests. For instance, last year The Dancing Ram Theatre produced
a site-specific show in Jerusalem, called Citadel of Golems. The show
was presented in a concrete courtyard and remarkably we all noticed
that one of the buildings surrounding it strongly resembled a ship.
We decided, therefore, to create a scene that addressed this mirage,
encouraging the public to see this space in a new way as well as
participate in the scene by boarding the “ship.” And so, in this sense,
site-specific theatre can be highly participatory. The public itself
influences the space because they are a part of it. There is no third
wall in site-specific theatre – as the setting surrounds the audience.
In other words, the public is on the stage throughout the show. A sitespecific theatre audience is also sometimes asked to move through
the space, seeing scenes played from different angles so that they feel
a part of the action and more connected to the leading character—
the space itself. This is theatre that brings the public closer to a
space rather than distances them from it, and because the space is
12
article
makale
real, i.e., used as it is and not fabricated, the public walks away with
an added gift, the enhanced ability to re-imagine any space in their
lives and the special stories these spaces might contain.
Certainly, site-specific theatre need not necessarily use giant puppets
as the chosen performers. In fact, giant puppets, because they are
limited in their ability to actually “do” things, are a challenging choice.
However, they are magical and allow for dream worlds that can reveal
a space in beautiful and unique ways. And so this is how we’ve chosen
to reveal the story of Izmir’s Town Coal Gas Factory. Our hope is that
when the public enters this space they will feel as though they’re
entering a dream, full of the kind of wildness, surprise and meaning of
which dreams are made.
13
Bilge
Vesna Teržan
Sanat Tarihçi,
Sanat Eleştirmeni ve Küratör
Zlatko Bourek – Çok özel sihirli bir dünyanın yaratıcısı, kukla dünyasından hemen hemen hiç kimseyle karşılaştırılamayacak bir usta. Gösterilerine hükmeden kabalık, grotesk, erotizm, hicivsel mizah ve yeni, orijinal formlarla, mucizelerin ve aynı zamanda acımasız gerçekliğin yorumu
olan bir tiyatro, figür tiyatrosu hayat buluyor.
“Esmer ekmek, keten bir gömlek, ahşap bir ev, temiz su – bunlar günümüzde neyi temsil ediyorsa Moliére’nin oynandığı figür tiyatrosunda
anlatılan da budur”. Zlatko Bourek, Moliére’nin Hastalık Hastası eserini,
1998 yılında Ljubljana Kukla Tiyatrosu’nda (LGL) sahnelediği kendi versiyonuyla böyle karşılaştırıyor; yaptığı karşılaştırmada bir ilham kaynağı,
bir mesaj ve bir ders olan temel ve basit şeylerden bahsediyor.
O günlerde Bourek, Brecht öncesi, premodern tiyatro ve Alman heykeltıraş Ernst Barlach’ın yaptığı figür tiyatrosu ile ilgileniyordu. (1) Kukla tiyatrosunun aksine o günlerde uzmanlar arasında Alman Figür Tiyatrosu,
kukla tiyatrosunun daha artistik bir türü olarak saygı görüyordu.
Figür tiyatrosu tamamen yeni formlardan, açık bir sahneden oluşuyor,
oyunculuğa yol açıyor ve diğer sanat kollarından olan figürleri de dahil
ederek objelerle oynuyordu (Obje Tiyatrosu). Figür Tiyatrosu ifadesi ilk
olarak 19. yüzyılda kullanıldı; günümüzde ise, figür tiyatrosu daha artistik
ve daha deneysel bir yaklaşım taşıdığı halde, Alman sanat dünyasında
hem Figür Tiyatrosu hem de Kukla Tiyatrosu ifadeleri Kukla Tiyatrosu
anlamında kullanılmaktadır. Bu bağlamda Bourek, Alman Figür Tiyatrosu’nu ve Amerikan kukla grubu Bread and Puppet Theatre’ın (2) kendisinin de aralarında olduğu hicivsel, alaycı ve iğneleyici tiyatro modelleri
1 Slavko Pezdir’in Zlatko Bourek ile yaptığı, Delo gazetesinde yayımlanan 4 Mayıs 1998
tarihli ‘From the Landscape Where Man is the Highest Peak’ (Erkeklerin Bulunduğu Zirveden
Manzaralar) isimli röportaj.
2 1963 yılında, New York’ta, 1963 Silesia (Almanya) doğumlu Peter Schumann tarafından
maske tiyatrosu ya da daha doğru bir değişle ‘yaşayan kuklalar’ tiyatrosu kuruldu. Bu form,
1960’larda politik tiyatro tarafından, maskeli tören alayı, dile getirme amaçlı gösteriler ve
Vietnam Savaşı’nı protesto şeklinde oldukça sık kullanılmıştır.
14
article
makale
ve politik ve sokak tiyatrosuna örnek gösterilebilecek formlar olarak görüyor.
Hem kukla tiyatrosu ve hem de figür tiyatrosu, basit komik metinler ile
basit ve nükteli formlarda iletişim de dahil olmak üzere tamamıyla yalınlık
ister. Şaklabanlık, maskaralık ve karikatür her zaman kukla tiyatrosundaki tanımlayıcı özellikler olmuştur. Bu tarz temel bulgular ve bunlardan
daha karmaşık bir sezgi, Bourek’in oyunlarının temel taşlarını, hatta harcını oluşturmuştur. Kendisi, son derece etkili “Faustyen” (güç ve bilgi
karşılığında ruhunu satan bir Alman simyacıdan adını almıştır) oyunların,
hicivsel kukla taslaklarının ve günümüz politik görüşlerini ve genel olarak insan doğasını eleştiren politikaya bağlı burleskin nedenini, nasılını
mükemmel şekilde idrak etmiştir. Bu tarz tiyatrolar onun oyun sahasını
oluşturmuştur, vermek istediği mesajın izleyenlerin her birini tam on ikiden vurması için ne yapması gerektiğini bilir ve anlar. Tüm bunları kendi
oyunlarında etkin bir şekilde nasıl harmanlayacağını çok iyi bilir ve aynı
zamanda geleneksel tiyatro elementlerini kaldırmaya da bayılır. Yine de
belirtmek gerekir ki tüm bunlara rağmen, sahip olduğu, görsel sanatlardan, müzik, tiyatro ve filmlere uzanan dünya sanat tarihi, felsefe ve edebiyat alanındaki engin bilgileri olmadan sadece yaratıcılığı ile oyunlarında
elde ettiği bugünkü çok katmanlı anlamlar, şahane kavrayış, etkinlik ve
artistik değere ulaşması asla mümkün olmazdı.
Zlatko Bourek, tam anlamıyla Latince’den geçen “erudite” ifadesinde
anlatıldığı gibi bir “mütebahhir”, daha geniş anlamda bir “bilge”dir. O,
yaşlı, genç kim olursa olsun bilgiye susamış herkese bildiklerini aktarmaktan mutluluk duyan, alışılmışın dışı ölçülerde ve çok geniş yelpazeli
bir bilgi birikimine sahip bir kişiliktir. İlgi alanları ve bilgi birikimi, almış
olduğu eğitimlerle de belgelenmiştir: akademik bir ressam ve heykeltıraş
olmanın yanı sıra aynı zamanda bir tiyatro direktörü, sahne tasarımcısı,
kostüm tasarımcısı, karikatürist, animasyon filmleri yazarı ve çizeridir.
Tüm bunlar ve hatta burada saymadığımız özellikleri, onun Hırvat Sanat
ve Bilim Akademisi’ne (HAZU) davet edilmesini kaçınılmaz kılmış, 2002
yılında bu akademiye girerken 2010 yılında tam üyeliğine hak kazanmıştır.
Bourek, Ljubliana’ya çok uzun yıllar önce, 1970’lerde, direktör, drama yazarı ve kukla sanatı uzmanı Edi Majaron’dan aldığı davet üzerine
gelmiştir. Bourek’in Ljubljana Kukla Tiyatrosu’ndaki ilk oyunu, kukla ve
sahne tasarımını yaptığı, 1978 yılında sahnelenen Frane Puntar’ın “Seesaw” adlı oyunudur. Tasarladığı kuklaların tarzı yetmişlerin macera dolu
15
article
makale
ruhunu takip etse de onun kuklaları Bourek’in karakteristik karikatürleme özelliklerini, ‘Hairy Jumpers’daki kuklaları da karakter içindeki ruhu
yansıtır –ki aksi zaten düşünülemezdi1982 yılında Bourek, LGL’de, pek çok uzmanın Avrupa kukla tiyatrosunun (3) en başarılı oyunlarından biri olduğuna inandıkları, Isidor Vladimirovich Shtok’un İlahi Komedyası’nı sahnelemiştir. Hem bir bütün olarak
oyunun görsel artistik tasarımı hem de yönetmenliği Bourek tarafından
gerçekleştirilmiştir. Dramayı zihninde canlandırarak bunu oyuncu ve
kukla harmonisi şeklinde yeniden kurgulamış ve kuklaların hicivsel karakterleri ve oyuncu kostümleri üzerinde ve aynı zamanda canlı çizimler
üzerindeki (kukla şablonları) muhteşem el yazılarında oyunbaz formlar
halinde izlerini bırakmış, sahnede olağan üstü bir etki yaratmalarını sağlamıştır.
Bourek’in LGL ile yeniden işbirliği yapması için beş yıldan fazla bir zaman geçmesi gerekmiştir. Soğuk 13 Aralık 1987 gecesi LGL, Aristophanes’in Lysistrata’sının prömiyerine ev sahipliği yapmıştır. Bu oyunda Edi
Majaron yönetmenliği üstlenirken artistik tasarım Bourek’in hayal dünyasından oldukça erotik elementler taşıyan fantastik figürler olarak sahneye akmış; oyunun temeli, Bourek’in engin bilgisi, artistik hayal gücü
ve deneyimiyle şekillenmiştir. Grotesk, karikatürize edilmiş özellikler, karakterlerin ve kostümlerin erotizm kokan dışa vurumcu üsluplaştırılması,
otantik Yunan Eros ve Thanatos’u, Lysistrata’yı hem çok modern hem
de antik ruhuna sadık kalınmış bir oyuna dönüştürmüştür.
Bourek ve Majaron’un Lysistrata’sı o zamanın Yugoslav kukla izleyicisini
ve uzmanlarını şaşkınlığa düşürmüştür. Oyundaki, grotesk, mizah, fantastik kurgu ve klasik iğneleyici Yunan hicvini birleştiren şehvet ve dışa
vurumcu görseller, Yugoslavya’nın çöküşünü haber vermektedir.
Oyunun, Peloponez savaşları ve kadınların, kardeşin kardeşi öldürdüğü savaşı bitirme kararlılığı (Sparta ve Atinalı kadınlar bir seks grevi ile
savaşa son vermeyi başarmıştı) ve ‘erkek soyunun’ mağrurluğunu ve
sadece erkeklere bahşedilen gücünü zekası ile alt edebilme becerisine
sahip olmaları şeklinde özetlenebilecek teması bile, seks, güç, otorite,
hakimiyet, manipülasyon, kadın, erotizm, erkek, toplum, vs gibi hem
tarihi hem de güncel, politik, sosyal ve psikolojik sorunları içermekteydi.
3 1961 yılında iki Rus sanatçı – Isidor Vladimirovich Shtok ve kukla sanatçısı Sergey Obraztsov –Moskova’daki State Central Kukla Tiyatrosu’nda İlahi Komedya adlı oyunun prömiyerinin düzenlenmesine yardım etmişlerdir.
Kaynak: İlahi Komedya, LGL, 1982/83 sezonu program kitapçığı
16
article
makale
Bourek tüm bu konularla alakalı görüşlerini izleyiciye, yedi aktristin seksüel özelliklerinde, yedi oyunbaz erkek kuklada ve bir köpek kostümünde (köpek kostümü giyinmiş bir oyuncu) aktarmayı başarmıştır. Anlamlı
maskeleri, rengârenk oryantal kıyafetleri, aşırı makyajları ve evrensel vücut kıvrımlarıyla (kostümlere tutturulmuş koskocaman göğüsler ve popolar), oldukça geniş çeşitlilikte son derece belirgin erkeklik organlarıyla
sarsakça hareket eden, yüzlerinde spazm geçirmiş gibi kasılı, ekşimiş
bir ifade olan erkek karakterleri itip kakan kadın kuklalar, tüm bu görsellik
ve insan doğasının son derece başarı ile karikatürize edilmesi Bourek’in
Lysistrata’sının tarihte ve yazılı figür tiyatrosunda (‘Figuren theater’), tiyatro
sanatlarının tam kalbinde bir yer edinmesini sağlamıştır.
Lysistrata ile Bourek’in sanat çalışmaları ekstrem sınırlarına ulaşmış hatta belki bu sınırları aşmış, buna rağmen tutarlılığını korumuş, eşsiz, “ je
ne sais quoi” (tam olarak isimlendirilemeyecek kadar güzel ve çekici)
performansıyla kişiyi ve hayal dünyasını ‘cennet’e taşımayı başarmıştır.
Tüm bunları, emsalsiz ve evrensel olarak anlaşılabilecek görsel dille gerçekleştirdiği sadece birkaç dokunuşla başardı. Nükteli bir şekilde her iki
cinsiyetin de konstelasyonlarındaki oyunbazlığı arttırarak erotizmin tüm
eski şaşasıyla ışıldamasını sağladı
1988 yılındaki Let’s Play With Puppets, Bourek’in farklı kukla türlerini
(ipli, el ve gölge kuklaları, Sicilya tarzı kuklalar) pandomim (Andrés Valdés), bale, koro ve sıra dışı sahne konsepti ile birleştirdiği, LGL tarafından sahnelenen bir oyun. Animatörlerin kâh saklanıp kâh açıkça görüldüğü, olayların sürekli imalı olarak odak noktasına doğru yönlendirildiği
oyun Ljubomir Draškić, tarafından yönetilmiştir.
1992 yılnda Bourek Jelena Sitar ve Igor Cvetko tarafından birlikte çalışmak üzere davet edilmiştir. Onların müzikli ve pitoresk projelerinin artistik tasarımı Bourek tarafından yapılmıştır. Sitar ve Cvetko, son derece
ilginç bir proje olan Haydn’ın kukla operası, “The Burning House” oyununu Zapik Kukla Tiyatrosu ve Ljubljana’daki Cankarjev Kilisesi ile birlikte sahnelemiştir. Organizasyon ve prodüksiyon açısından son derece
zorlu olan bu projede (4), Cvetko oyunun müzik kısmıyla ilgili hazırlıkları
yürütmüş ve opera sanatçıları ile küçük bir orkestrayı koordine etmiş,
oyunun aynı zamanda direktörü olan Sitar ise kuklalar ve oyuncularla
ilgilenmiştir. Bourek tarafından tasarlanan kukla ve sahne taslakları ise
4 Opera ilk kez 1776’da, Eisenstadt’daki Esterhazy Sarayı’nda sahnelendi. Kuklalar ve müzik
eşliğinde sunuldu. Ljubljana’daki gösteride ise daha az müzik ve çeşitli, modern el kuklaları
kullanıldı.
Kaynak: Jelena Sitar, The Burning House II, Lutka dergisi, sayı 53, 1996, 141/142. sayfalar
17
article
makale
Saraybosnalı usta Ivıca Bilek tarafından üretilmiştir. Kostümler ve saç
modelleri Diana Bourek gözetiminde şekil bulurken kuklaların baş kısımları bizzat Zlatko Bourek tarafından yapılmış ve boyanmıştır. Her zaman
olduğu gibi bu oyunda da Bourek her bir karakterin doğasını başarı ile
yansıtmış ve bunları mizahi şekilde birleştirmiştir. Tüm bunların sonucunda ortaya Haydn’ın eğlenceli müzikleri ile uyum içinde sahnelenen renkli
ve etkileyici bir gösteri çıkmıştır.
Bourek 1998 yılında tekrar LGL ile ortak bir çalışma gerçekleştirmiştir.
Bu kez Bourek’i mutlak ve tek yazar olarak zorlayan gösteri Molière’in
Hastalık Hastası’dır. Adapte edilmiş senaryoyu yazan, dramaturji, yönetmenlik, artistik tasarım, kukla tasarımı, oyuncu ve kukla oynatıcıların
eğitmeni görevlerini üstlenen Bourek bu oyunla alakalı şunları söylüyordu: “…metni eski tarz figür tiyatrosuna uygun şekilde inceleyebilmek için
oyunun kendisini de incelemek amacıyla bizler de ‘oyunculuk dersleri’
alacağız. /…/ belki de bu Ljubljana’da bir kukla akademisi kurmanın ilk
adımlarını oluşturur/…/”. Bourek Molière’in Hastalık Hastası’nı LGL’de
figür tiyatrosu olarak ve Croatian Drama HNK’de sadece oyuncularla
sahneye koydu.
Bourek figür tiyatrosunu “Kukla tiyatrosu ile karşılaştırıldığında figür tiyatrosu daha kaba, daha hicivsel, daha sarkastik ve ifadelerinde daha acımasızdır. Figür tiyatrosunun (ve kuklaların) belirleyici özelliği sadece tek
bir küçük detayda yatar. Oyuncular sahneye çıkarlar ve ayrılırlar… ancak
bizim tiyatromuzda figürler yerden yükselir, onları gerçek dünyadan farklılaştıran bazı anlaşılmaz kendilerine özgü kuralları takip ederek sahnenin
istedikleri yerine inerler. Figür tiyatrosunda hereket etmek demek sadece insan hareketlerini taklit etmek demek değildir. Amaç objeyi taşımaktır ki oyuncunun o objeyi taşıma kurallarına uyması ve doğru taşıması
şarttır. Bir parça ‘bir şeyi’ hareket ettiren ve oynatan oyuncular, ‘o şeyin’
aynı zamanda konuştuğunu görünce çocuklar gibi neşelenirler – ama
bunu becerebilmek için de epeyce ter dökerler.” sözleriyle açıklıyor (5).
Hastalık Hastası, grotesk figürler (kuklalar), gerçek üstü elementler ve
tabii ki Bourek ve Moliére’nin mizah anlayışıyla, başarılı bir hivicsel oyun
oldu. Günlük gazeteler Hastalık Hastası için ‘insanın zayıflığının karikatürize edilmesi’, ‘eğlenceli bir hiciv’ tanımlamalarını yaptılar. Zekice hazırlanmış görseller, maskelerin ve figürlerin üretim metodu, hem artistik ve
anlatımsal açıdan hem de sıradan bir bakış açısıyla ve bunların yanı sıra
modern yapay materyallerin kuklalarda kullanılmasıyla bu oyun Slovenya kukla sanatı için bir devrim olmuştu.
5 Hastalık Hastası, LGL Büyük Sahne, 1997/98 sezonu, program kitapçığı, sayfa 2
18
article
makale
Ne yazık ki bu kuklalar doğru şekilde saklanamadı ve yapılmış oldukları
malzemeler bir takım ‘kimyasal aşınmalara’ yenik düştü.
1999 yılında Bourek LGL’de pedagoji programı tasarlayan ve yürüten
uzmanlar grubuna katıldı – LGL tiyatro ve kukla stüdyosundaki birinci sınıf öğrencilerine mentor olarak hizmet verdi ve Milan Dekleva’nın yazdığı
‘From One To Zero’ adlı gösteriye görsel tasarımlarıyla katkıda bulundu.
Bourek’in kürsüsü ve rehberliği altındaki her bir kişi, aktör, animatör olarak yeteneklerini gösterme şansı yakaladı. Pek çok esprili biçimde stilize
edilmiş ve hicivsel ifadeli ‘numaralandırılmış kukla’ yapıldı.
Matjaž Loboda’nın yönetmenliği ve mentorluğu altında, 2001 yılında,
öğrencilerin üçüncü halk prodüksiyonu olan, Andrej Rozman Roza tarafından sanat yönü ağır basacak şekilde modernize edilen, 19. yüzyılın
‘yerli oyunu’ Ivanka of the Cave sahnelendi. Bourek bu oyuna bir kez
daha Ivica Bilek ile işbirliği içinde hazırladığı sahne ve kuklalarla katkıda bulundu. Bu hikâye için en doğru seçim soytarıya benzeyen, sakar,
kaba saba ve komik Sicilya tarzı kuklalar oldu.
Kukla tiyatrosu, ‘figür’ tiyatrosu ve maske tiyatrosu, avam sokak tiyatrosundakilere yakın, basit içeriklere ihtiyaç duyar; eleştrisel gerçeklik
vurgulanır. Birilerini acıtma ya da dalga geçme arzusu yoktur, diğer insanlara duyulan sevgi yüzünden eksik yönler nükteli bir şekilde işlenir.
Harlequinesque tiyatro ve figür tiyatrosunun prensipleri bir anlamda tiyatro geleneğinden ilham almaktan mutluluk duyan Bourek’in gösterilerinin çoğunun ayırıcı özelliğini teşkil eder. Bazı uzmanlar şekilsel ve semantik anlamda el kuklası tiyatrosunu, Bourek’in tiyatrosunun menşesi
olarak görürler. Bourek sıklıkla oyuncunun vücudu ile kuklayı birleştirmiş
ve çeşitli maskeler kullanmış ya da oyuncunun yüzünü boyamıştır. Aynı
zamanda insan vücudunun çeşitli kısımlarını maskelemiş ve hatta onları
canlandırmıştır. Erotizmi, kendi yaratıcı sürecine ve yarattıklarına iyimserlik, kahkaha ve neşe katan önemli bir iletişim aracı olarak görmüştür.
Eros aresu ures (Antibarbarus 2011) başlığı altında, şair Tonko Maroević’in yazısıyla birlikte yayımlanan ilk erotik çizimleri, Bourek’in en son
projelerini temsil eder (sergiler hariç) (6). Askerlik yaptığı dönemden beri
gerçekleştirdiği çizimler, zamana karşı durmuş ve Bourek’in yorulmak
bilmez yaratıcı canlılığının kanıtı olmuştur.
6 2009 yılı kışı başlarında, Ajdovščina’daki Pilon Galerisi’nde Bourek’in resimleri ve Rade
Končar XIII. Proleter Askeri Birliği’nde askerlik görevini yaptığı 1956 yılına ait 45 çizimi sergilenmiştir.
19
Erudite
Vesna Teržan
Art Historian,
Art Critic and Curator
Zlatko Bourek – creator of a very special magical world; almost
impossible to compare with anyone from the world of puppetry;
rudeness, grotesque, eroticism, sardonic humor and fresh, original
forms took root in his performances, and figure theatre was born; a
theatre of wonders, yet at the same time a commentary on our cruel
reality.
“Brown bread, a linen shirt, a house of wood, clean water – what these
things represent today, that is figure theatre playing Molière.” That
was how Zlatko Bourek compared his version of Molière’s Imaginary
Invalid in 1998 at the Ljubljana Puppet Theatre (LGL); his comparison
speaks of basic, simple, primal things that are an inspiration, a
message, and a lesson. In those days, Bourek was interested in preBrechtian, pre-modern theatre, and in figure theatre by the German
sculptor Ernst Barlach.(1) The German Figurentheater (figure theatre),
in contrast to Puppentheater (puppet theatre), is regarded in expert
circles as a distinct artistic genre of puppet theatre. It is all about new
forms, about an open stage and open ways of performing, and also
involves mixing in figures from other art forms and playing with objects
(Objekttheater). The expression Figurentheater was first used in the
19th century; nowadays, the German art world uses both expressions
to mean puppet theatre – Figurentheater and Puppentheater – even
though figure theatre still, and once again, emanates a distinct air of
artistic and experimental approach. With that said, Bourek viewed the
German ‘Figurentheater’ and the American puppet group Bread and
1 Slavko Pezdir, From the Landscape Where Man is the Highest Peak, a talk with Zlatko
Bourek, Delo newspaper, 4th May 1998.
2 Theatre of masks, or rather of ‘living puppets’, was established in New York in 1963 by
Peter Schumann, born in 1934 in Silesia (Germany). It is a form of political theatre that was
used extensively during the 1960s in the form of processions with masks and performances
to express, amidst others, the general societal protest against the Vietnam War.
20
article
makale
Puppet Theater(2) as reference forms of political and street theatre,
and as models of a satirical, sardonic and bitter theatre approach that
he himself had also maintained.
Puppet theatre and figure theatre demand simplicity, including simple
farcical texts and corresponding simple and witty forms. Burlesque,
buffoonery and caricature had always been the defining characteristics
of puppet theatre. These fundamental findings and other more complex
insights serve as Bourek’s building blocks, or rather as his mortar, in
his performances. He understood perfectly the how and why of drastic
‘Faustian’ performances, satirical puppet sketches, and politically
engaged burlesques that lashed out at contemporary politics and at
human nature in general. Such theatre is his playground; he knows
and he understands what to do in order for his message to hit home
with every member of his audience. He knew how to very effectively
incorporate all of this into his performances and he loved scooping up
elements from old theatre traditions – yet without intimate knowledge
of the world’s art history, ranging from visual arts, music, theatre
and film all the way to philosophy and literature, his creativity would
surely never have acquired the multi-layered meanings, keen insights,
efficacy, and artistic value it holds now.
In the most noble sense of this Latin expression, Zlatko Bourek is truly
an erudite. He is an extraordinarily learned man with a deep and wideranging knowledge which he is pleased to pass on to everyone who is
craving for knowledge, whether young or old. The breadth of his interests
and knowledge is also attested by his formal education: in addition to
being an academic painter and sculptor, he is also a theatre director,
set designer, costume designer, caricaturist, illustrator, and author of
animated films – for all this and more, his invitation into the Croatian
Academy of Sciences and Arts (HAZU) was simply inevitable; he became
an associate in 2002 and was honored with full membership in 2010.
Bourek arrived in Ljubljana a long time ago, in the 1970s, following
an invitation by the director, dramaturge and puppetry expert Edi
Majaron. The first performance at Ljubljana Puppet Theatre for which
Bourek designed the puppets and scenery was Frane Puntar’s Seesaw
in 1978. Although the style of his marionettes followed the spirit of
the eventful seventies, his puppets already displayed – and how else
could it be – Bourek’s characteristic caricaturing, while his puppets of
the hairy jumpers displayed the most esprit in character.
21
article
makale
In 1982, Bourek staged Isidor Vladimirovich Shtok’s Divine Comedy at
LGL, a performance that, according to the opinion of many experts,
represents one of the big hits of European puppet theatre.(3) Just
another reason for Bourek to attempt his hand at it, as a ‘total author’.
Both the visual artistic design of the performance as a whole as well as
directing were firmly in his hands. His train of thought, which analyzed
the drama and reassembled it as a harmony of actor and puppet, left
its mark in the satirical character of the puppets and actor’s costumes
as well as in the splendid ‘handwriting’ of the lively drawings (puppet
blueprints), in the playful forms and in their spectacular effect on stage.
More than five years had to pass before Bourek once again collaborated
with the LGL. On the wintery evening of 13th December 1987, LGL
saw the premiere of Aristophanes’s Lysistrata. Edi Majaron took
the directing rudder, while the artistic design erupted from Bourek’s
imagination and flowed through his hands into fantastical figures with
a heavy erotic charge; the entire core of the performance stemmed
from Bourek’s vast knowledge, artistic imagination, and experience.
Grotesque, caricatured features, expressive stylization of characters
and costumes that were soaked with eroticism, with the authentic
Greek Eros and Thanatos – all this made Lysistrata very modern and,
at the same time, very faithful to the spirit of antiquity.
Bourek-Majaron’s Lysistrata shocked the Yugoslavian puppetry
audience and experts of that time. Its lasciviousness and expressive
visuals that combined grotesque, humor, fantastic fiction, and bitter
classical Greek satire have in a grotesquely debauched way heralded
the collapse of Yugoslavia. Even the topic itself – the Peloponnesian
wars and the women’s commitment to ending that fratricidal war
(Spartan and Athenian women have achieved an end to the war through
a sexual strike) along with their resourcefulness in outwitting the
haughty ‘manhood’ and seize the power which was reserved solely for
males – involved ancient yet modern political, social and psychological
issues: sex, power, authority, dominance, manipulation, women,
eroticism, men, society, etc. Bourek managed to pass his comment on
all of this and gave it shape in the playful form of seven male puppets,
in the copious sexual attributes of seven actresses, and in the costume
3 In 1961, two Russian artists – Isidor Vladimirovich Shtok and puppetry artist Sergey Obraztsov – godfathered the debut performance of the Divine Comedy at the State Central
Puppet Theatre in Moscow.
Source: Programme book for the Divine Comedy, LGL, 1982/83 season.
22
article
makale
of one dog (an actor dressed as a dog). Actresses in colorful oriental
dresses with expressive masks, excessive make-up and ‘universal’
curves (humongous boobs and butts strapped to their costumes) who
manhandle ludicrously deformed, clumsily-moving male characters
with a wide variety of obvious phalluses, their faces spasmodically and
terrifyingly grimaced – all this imagery and its outstanding caricatures
of human nature have secured Bourek’s Lysistrata a place in history and
written figure theatre (‘Figurentheater’) into the very heart of theatrical
arts. With Lysistrata, Bourek reached and perhaps crossed the borders
of the extreme, yet managed to keep his work of art consistent, and
his performance speaks in superlatives about that certain je ne sais
quoi which pushes man and his imagination to the ‘heavens’. He
achieved all of this with just a few strokes in a unique and universally
understandable visual language. He wittily congealed the playfulness of
the constellations of both genders, and the eroticism shined through in
all its antique cathartic glory.
Let’s Play With Puppets from 1988 is a performance by the LGL where
Bourek incorporated various different puppet types (marionettes, hand
and shadow puppets, Sicilian puppets) that were joined by pantomime
(Andrés Valdés), ballet, choral singing and an unusual concept of
scenery. The animators were now in plain sight, now hidden, with the
happenings always suggestively directed toward the focal point. The
performance was directed by Ljubomir Draškić.
In 1992, Bourek was invited to a collaboration by Jelena Sitar and
Igor Cvetko. He prepared the artistic design for their musical-scenic
project. Sitar and Cvetko took on a very interesting project – The
Burning House, Haydn’s puppet opera, which was performed in
collaboration with Puppet Theatre Zapik and the Cankarjev dom in
Ljubljana. In terms of organization and production, this was a very
tough nut to crack.(4) Cvetko led the preparations for the musical
part and coordinated the opera singers and the small orchestra while
Sitar, who was also the directress of the performance, dealt with
the puppets and actors. Bourek designed the drafts for the puppets
and sets that were then manufactured by the Sarajevo master Ivica
Bilek. The costumes and hairstyles were supervised by Diana Bourek
4 The debut performance of the opera took place in 1776 at the Esterhazy Palace in Eisenstadt. It was performed with marionettes and with the prescribed musical corpus. The
performance in Ljubljana featured less music and was performed with a variation of modern
hand puppets.
Source: Jelena Sitar, The Burning House II, Lutka magazine, issue 53, 1996, pages 141/142.
23
article
makale
while Zlatko Bourek himself cast and painted the puppet heads. As
always he perfectly captured the nature of each individual character
and united them in a humorous collective. This resulted in a colorful
and expressive puppet performance that perfectly harmonized with
Haydn’s humorous music.
Bourek collaborated with the LGL again in 1998. The performance
that once again challenged him as an absolute, integral author was
Molière’s Imaginary Invalid. Bourek also wrote the adapted script and
took over dramaturgy, directing, artistic design, puppet design, trained
the actors and animators, and had the following to say about it: “/.../ in
order to study the text in the old fashion of figure theatre, we will also
be taking an ‘acting class’ in addition to studying the performance itself
/.../ perhaps this will be the first step towards a puppetry academy in
Ljubljana /.../” Bourek staged Molière’s Imaginary Invalid at LGL as
a figure theatre performance, and at the Croatian Drama HNK with
just actors. “Compared to puppet theatre, figure theatre is rougher,
sardonic, sarcastic, and mean in its expression – it is more direct,”
explained Bourek. “The distinctive feature of figure theatre (and of
puppets) lies mainly in just one deceptively little detail. Actors enter
and leave the scene ... while the figures in our theatre ascend from the
floor and descend again in any place on the stage they like, following
some obscure rule of their own that fundamentally distinguishes them
from the real world. Movement in figure theatre does not just imitate
a living human; it is about carrying the object, where the actor must
obey the rules of carrying that object correctly. Actors who enjoy
moving and animating a piece of ‘something’ and enjoy seeing ‘that
thing’ also ‘talk’ are like joyful children – but they break a darn good
sweat doing so.”(5) The Imaginary Invalid was a successful satire
with grotesque figures (puppets), surreal elements and of course the
humour of Bourek and Molière. Daily newspapers called the Imaginary
Invalid a caricature of human weaknesses and a vivacious burlesque.
The brilliant visuals and the manufacturing method of the masks and
figures was a revolution in Slovene puppetry, both from the artistic,
expressive and typical viewpoints as well as due to the implementation
of modern artificial materials in the puppets. Unfortunately these
puppets were stored in a very improper manner and the materials they
were made of fell prey to ‘certain chemical processes’.
In 1999, Bourek joined a group of experts who were designing and
carrying out the pedagogical programme of LGL – he worked as a
5 Programme book for the Imaginary Invalid, Grand stage at LGL, 1997/98 season, page 2.
24
article
makale
mentor to first-year students of puppet play at LGL’s studio for theatre
and puppets, and contributed his visual design to From One To Zero, a
performance authored by Milan Dekleva. Under Bourek’s professorship
and directorial guidance, everyone got a chance to show his skills as
actor-animator. Many ‘numbered muppets’ were made, wittily stylized
and sardonically expressive.
The third public production by students in 2001 under the mentorship
of director Matjaž Loboda brought Ivanka of the Cave, a ‘native play’
from the 19th century that was artfully modernized by Andrej Rozman
Roza. Bourek contributed the scenery and the puppets that were once
again made in collaboration with Ivica Bilek. The most fitting choice
for this story were buffoonish, clumsy, coarse, and humorous Sicilian
puppets.
Puppet theatre, ‘figure’ theatre and theatre of masks needs simple
contents that are close to plebeian street theatre, with an emphasis
on critical realism and stemming from the love for other people; not
with the desire to hurt or ridicule someone, but simply to bare their
shortcomings in a witty manner. The skill of Harlequinesque theatre
and the principle of figure theatre are in a way the hallmarks of most
of Bourek’s performances, as he delighted in drawing inspiration from
theatrical tradition. Some experts see the origins of Bourek’s theatre,
in a stylistical and semantical sense, in hand puppet theatre. Bourek
often connected the actor’s body to the puppet and used various
masks or painted/masked the actor’s face. He also masked various
parts of the human body and even animated them. He perceived
eroticism to be an important communication channel that supplies his
creative process and his creations with optimism, happiness, laughter,
and delight.
Bourek’s early erotic drawings, which were published under the title
Eros aresu ures (Antibarbarus 2011) together with essays by the poet
Tonko Maroević, represent one of his most recent projects (apart
from exhibitions).(6) His drawings from the time when he served in
the military have stood the test of time and serve as a testament to
Bourek’s inexhaustible creative vitality.
6 In the early winter of 2009, the Pilon Gallery in Ajdovščina featured an exhibition of Bourek’s paintings and 45 folder drawings from the year 1956 when Bourek was completing his
military service in the XIII. proletarian brigade Rade Končar.
25
Festival Özel Gösterisi
performance
gösteri
Amerika İsrail Türkiye
USA Israel Turkey
Oyun Adı / Title of the Play
: Bacanın Melekleri Angels of the Chimney
Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 7+
Oyun Dili / Language of the Play : Türkçe Turkish
Türkiye’de bir ilk İzmir’de gerçekleşiyor, ilk mekâna özgü (site-specific) gösteri bir
kukla oyunu olarak İzmir’de, festival programımız içerisinde sahneleniyor. Dünyada
1960’lı yıllardan itibaren modern sanatın gösteri salonları, müze ve galerilerin dışına
çıkıp, farklı ortamlarda ve içinde bulunduğu mekandan koparılamaz şekilde sergilenmesi düşüncesinden yola çıkarak geliştirilmiş olan Mekâna Özgü (Site-Specific) Sanat düşüncesi çerçevesinde, İzmir Büyükşehir Belediyesi, D.E.Ü. G.S.F. Sahne Sanatları Bölümü, Özel İzmir Çağdaş Sanat Atölyesi ve İzmir Uluslararası Kukla Günleri
işbirliği ile sahnelenen ‘Bacanın Melekleri’ İzmir’in önemli tarihi mekânlarından biri olan
Tarihi Havagazı Fabrikası’nda sahnelenecek. Gösterinin yönetmenleri Amerikalı tiyatro sanatçı Sara Brown ve adını birçok ülkede sahnelediği mekâna özgü gösterilerle
duyuran İsrailli sanatçı Adam Yakin, proje koordinatörü Işınsu Ersan, oyunun özgün
müzikleri Anıl Altınsoy, vokal bariton Altan Akatay. ‘Bacanın Melekleri’ içinde bulunduğu mekânın tarihine dokunaklı göndermeler yapan öyküsü, dev kuklaları, özgün
sahneleme tekniği ile İzmir sanat tarihinin unutulmazları arasına girmeye hazırlanıyor.
........
A first in Turkey and Izmir, a site-specific puppet show will be staged for the first time in Izmir in the
program of our festival. ‘Angels of the Chimney’ to be staged in Izmir’s Historical Town Coal Gas
Factory, one of the most important historical sites of İzmir, in cooperation with Izmir Metropolitan
Municipality, D.E.U. Fine Arts Faculty, Stage Arts Department and İzmir International Puppet Days,
is a site-specific show, an art concept that started in 1960’s, with the idea of taking modern art
out of exhibition halls, museums and galleries and performing it in different environments in an
-inseparable from the site- approach. The directors of the play, the American theatre artist Sara
Brown and Adam Yakin from Israel, world-wide famous with his site-specific performances that he
staged all over the world, are getting ready to make this play one of the most unforgettable shows in
İzmir art history with the giant puppets, unique staging techniques and the story referring touching
history of the site.
21 Mart 20:00 (Tarihi Havagazı Fabrikası) 22 Mart 20:00 (Tarihi Havagazı Fabrikası)
27
performance
gösteri
Biting Breads
Almanya Germany
Oyun Adı / Title of the Play
: Şakacı Cüceler Troll Trouble
Oyun Süresi / Performance Time : 50 dk. 50 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 5+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Biting Breads, özgür ve yeni bir estetik anlayışla oluşturdukları repertuarlarında, güçlü bir görsel yaklaşımla özgün bir tiyatro biçimi yaratmayı amaçlıyor.
Topluluk, iki Trol’ün günlük yaşamlarını anlatan esprili, yetenekli, canlı müzik
eşliğinde sunulan haylaz bir hikâye ile karşınızda. İki yaramazın başlıca
eğlencesi çalmak ve birçok değerli ya da sıra dışı hazineyi toplamaktır. Ancak
bu hazineler ikisi arasında büyük bir çekişmeye neden olmaktadır. Derken
günlerden bir gün ortaya çıkan büyük, kıllı bir canavarla...(?) Gelin bu soru
işaretinin yanıtını oyunda hep birlikte öğrenelim.
........
Biting Breads, targets to create a unique theatre style with a strong visual approach in
their repertory that they built up with a free and new esthetical perception. The group
will be on stage with a naughty story telling us the daily lives of two Troll’s, presented
in accompaniment of a humorous, talented, live music. The only amusement for the
two mischievous is stealing and collecting many valuable or rare treasures. However,
these treasures cause a huge quarrel between them. Then, one day, with a huge, hairy
monster……(?) Let’s get the answer to this question mark together at the play.
18 Mart 11:00 (Han Tiyatrosu) 19 Mart 11:00 (Fransız Kültür Merkezi)
20 Mart 11:00 (Han Tiyatrosu) 21 Mart 11:00 (E:Ü: Atatürk Kültür Merkezi – Tiyatro Salonu)
28
performance
gösteri
Valeria Guglietti
Arjantin Argentina
Oyun Adı / Title of the Play
: Elele Hand in Hand
Oyun Süresi / Performance Time : 35 dk. 35 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 5+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Zamanın başlangıcında insanoğlunun, gölgeye elleriyle şekiller verip, giderek onunla oynamaya başlaması, gölgeden bir sanat formu doğmasını
sağlamış, bu form binlerce yıl insanın en eğlenceli oyunlarından biri olmuştur. Işık ve gölgenin basit kontrasından doğan bu sanat Valeria Guglietti’nin
ellerinde en yaratıcı haline bürünüyor. Oyunda yalnız bir adamın barda kahvesini yudumlarken hayalinde canlandırdığı fantastik dünya, keyifli müzikler
eşliğinde çocukların da büyüklerin de hayal dünyasını harekete geçirecek.
Albert Einstein’ında dediği gibi “Hayal gücü bilgiden daha önemlidir. Bilgi
sınırlıdır. Hayal gücü ise dünyayı çevreler.”
........
Right at the beginning of time, mankind cast shadows with hands and in time he
started entertaining himself with it which led to the creation of an art form with
shadows and this form served him as one of the most amusing play for thousands of
years. This branch of art, created with simple contrast of light and shadow, reaches
the most creative levels in Valeria Guglietti’s hands. The fantastic world a lonely man
imagined in a bar while sipping his coffee, accompanied with a pleasant music, will
stimulate imagination of the kids and the grown ups. As Albert Einstein once said:
“Imagination is more important than knowledge. Knowledge is limited but imagination
encircles the world”.
16 Mart 15:30 (Fransız Kültür Merkezi) 19 Mart 20:00 (Ahmet Piriştina Kültür Merkezi)
20 Mart 14:00 (Mevlana Toplum Bilim Merkezi) 21 Mart 15:00-20.30 (Selçuk Belediyesi Tiyatro Salonu)
22 Mart 20:00 (E:Ü: Atatürk Kültür Merkezi – Tiyatro Salonu) 23 Mart 15:00 (İzmir Sanat)
29
performance
gösteri
Belçika Belgium
Théâtre Du Sursaut
Oyun Adı / Title of the Play
: Bildiğiniz Gibi Değil Post Scriptum
Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 10+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Bu gösteride, kaprisli bir Kırmızı Başlıklı Kız, mızmız bir Büyükanne, iri
pençeleriyle her şeyi bir lokmada yutabilen bir Kurt ve bütün bu karakterleri
gerçek bir şova dönüştüren Helen Pirene’le tanışacaksınız. Kırmızı Başlıklı
Kız hikâyesini bildiğinizi zannedebilirsiniz ama ilginç bir kadın sahneye çıkıp
öyküyü anlatmaya başladığında farklı bir oyunun içinde olduğunuzu hissedecek ve koltuklarınızda doğrulacaksınız. Bildiklerinizi unutun! İlginç yorumlar, yeni buluşlar, tempolu hareketler, kimi zaman şaşırtıcı esprilerle dolu şok
edici ve kışkırtıcı bir gösteri sizi bekliyor.
........
In this show, you will meet Little Red Riding Hood, the whinny Granny, the big clawed
Wolf that can swallow everything in one bite and Helen Pirene whom turns all these
characters into one big show. You might think that you know the story of Little Red
Riding Hood but when an interesting lady comes on stage and starts telling the story,
you would feel that you are in a different play and you would straighten up in your seat.
Forget what you know! Interesting interpretation, new inventions, motions in pace, an
enticing show, shocking show full of surprising jokes are awaiting you.
19 Mart 11:00 (Güzelyalı Kültür Merkezi)
20 Mart 15.00 (Bahceşehir Koleji)
21 Mart 14.00 (İzmir Sanat)
30
Burgas
State Puppet Theatre
performance
gösteri
Bulgaristan Bulgaria
Oyun Adı / Title of the Play
: Yumurta The Egg
Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 3+
Oyun Dili / Language of the Play : Türkçe Turkish
Çiftlikte güzel bir yaz günü… Horoz Anastas keyifle ötmektedir… Tavuk
Ljudmila’ya olan ilgisi karşılıksız değildir. Günler sonra üç beyaz yumurtaları
olur. Yumurtaların ikisinden meraklı ve küçük hareketlerle kabuklarını
tıklayarak iki minik civciv dışarı çıkarken, üçüncü yumurtada hiç hareket
yoktur. Çiftlikteki diğer hayvanların, eşek, keçi ve kuzgunun da içinde
olduğu bir macera başlar. Çocuklar için sahneledikleri kukla oyunlarıyla
ilgi ve gösterim rekorları kıran Burgas State Puppet Theatre’dan yine
kaçırılmaması gereken sevimli ve özenli bir gösteri.
........
A beautiful day in the farm… Rooster Anastas crowing happily…His feelings for chick
Ljudmila are not unrequited. Days later, they will have three eggs. Two little clicks
hatch, small and lively and curious. But still there is one more egg left in the nest. An
adventure starts for the donkey, the goat, the raven and other animals in the farm.
One more elaborative and beautiful show not to be missed from Burgas State Puppet
Theatre, setting records for the largest audience to watch.
14 Mart 11.00-14.00 (Mevlana Toplum Bilim Merkezi)
15 Mart 11.00 (İzmir Sanat)
17 Mart 11.00 (İzmir Sanat)
31
performance
gösteri
Bulgaristan
Bulgaria
“Georgi Mitev”
Yambol State Puppet Theatre
Oyun Adı / Title of the Play
: Rumi ve Yaşlı Aslan Rumeto and the Old Lion
Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 5+
Oyun Dili / Language of the Play : Türkçe Turkish
Hayat iyi ya da kötü çeşitli sürprizler sunar. Bunların pek çoğu bizleri korkutur.
Önemli olan korkularımızla baş edip, onlarla yüzleşebilmektir. Ancak o
zaman herkesin gurur duyabileceği işleri başarabiliriz. Tıpkı oyundaki
yaşlı aslan gibi! Oyunda hayvanat bahçesinden kaçan bir aslan ile ona
arkadaşlık eden Rumi adlı küçük çocuğun sevimli öyküsünü izleyeceksiniz.
Yaşamımızın ayrılmaz bir parçası ve en yakın dostlarımızdan olan hayvanlar,
çocukların gelişiminde önemli rol oynar ve onlarla kurulan doğru ilişkiler
çocuklarımızın etik değerlerinin gelişimine önemli katkılarda bulunur. Yaşlı
Aslan küçük Rumi’nin yaşamında bıraktığı gibi bizde de unutulmaz izler
bırakacak.
........
Life surprises us with good or bad incidents. Many of them frighten us. The most
important thing is to deal with our fears and to face them. Only then, we can achieve
things that everyone envies of. Just like the old lion in this play. You will be watching
the cute story of a lion that ran away from a zoo and a little kid named Rumi, befriended
with him. Animals are our closest friends and inseparable part of lives and they play a
very important part in development of our kids while the relation between our kids and
them, contributes to the improvement of ethics of our children. The old lion will leave
unforgettable traces in our lives just like he did in little Rumi’s life.
13 Mart (Işıkkent Eğitim Kampusü)
14 Mart 11.00-14.00 (Buca Belediyesi Olimpik Yüzme Havuzu)
32
Sliven
State Puppet Theatre
performance
gösteri
Bulgaristan Bulgaria
Oyun Adı / Title of the Play
: Üç Portakala Aşk The Love for Three Oranges
Oyun Süresi / Performance Time : 55 dk. 55 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 5+
Oyun Dili / Language of the Play : Türkçe Turkish
18. yüzyılda yaşamış İtalyan oyun yazarı ve şair Carlo Gozzi’nin 1761’de
geleneksel Comedia Dell’Arte tarzında yazdığı Üç Portakala Aşk adlı oyunundan çağdaş bir uyarlama. Prens Tartaglia’nın sefalet ve mutsuzluk dolu
hayatı, kötü bir cadı ve aynı derecede kötü adamlarının yaptığı büyü sonucunda, üç dev portakala duyduğu dayanılmaz aşkı bulmak için çıktığı
yolculukta değişir. Prensin hayatı boyunca hiç dışına çıkmadığı kalenin korunaklı dünyasını terk ettikten sonra yaşadığı maceralar, karşılaştığı tuhaf
canlılar ve tüm yolculuğunda ona eşlik eden soytarı, izleyenlerin gönüllerini
fethedecek.
........
A modern adaptation of the play “The Love for Three Oranges” written by the Italian
playwright and poet Carlo Gozzi, lived in the 18th century, in 1761 and in traditional
Comedia Dell’Arte style. Prince Tartaglia’s life, filled with misery, changes with the
journey he takes to find the three giant oranges he deeply fell in love with, upon a
curse cast on him by an evil witch and her equally evil henchmen. The adventures the
prince encounters after he left his safeguarded castle, the awkward creatures he met
and the prankster accompanied him during his journey will capture your heart.
6 Mart 11.00-14.00 (Buca Belediyesi Olimpik Yüzme Havuzu )
7 Mart 11.00-14.00 (Fatih Koleji)
8 Mart 11.00 (Fransız Kültür Merkezi)
33
performance
gösteri
Bulgaristan Bulgaria
Varna
State Puppet Theatre
Oyun Adı / Title of the Play
: Allegro Vivace Allegro Vivace
Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 5+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Küçük seyirciler için komik, müzikal bir kukla gösterisi. Kuklaların inanılmaz
yeteneklerini, güzel müziklerin eşliğinde izlemeye doyamayacaksınız.
Gülmeyi, pozitif ve neşeli duyguları yaşamayı özleyenlere açık bir davet
Allegro Vivace. Bir saat boyunca eğlence ve neşe ile aktörler ve kuklalar
arasında yaşanan komik savaşa tanık olacaksınız. Varna State Puppet
Theatre, izleyicileri muhteşem müzikler eşliğinde günlük yaşamın
kargaşasından uzaklaştırıp zaman ve kültürlerin ötesine davet ediyor.
........
A funny and musical puppet show for our young audience. You will not get enough of
watching the incredible talents of the puppets accompanied with a beautiful music.
Allegro Vivace, is an open invitation to those who miss to laugh, experience positive
and cheerful emotions. You will be happily witnessed to a funny battle between the
actors and the puppets for an entire hour. Varna State Puppet Theatre drifts the
spectators away from the daily commotion and invites them beyond time and cultures
in accompaniment of magnificient music.
20 Mart 14.00 (Bülent Ecevit Kültür Merkezi)
21 Mart 10.30 (Yönder Koleji)
22 Mart 11.00-15.00 (Forum Bornova Etkinlik Alanı)
34
Vidin
State Puppet Theatre
performance
gösteri
Bulgaristan Bulgaria
Oyun Adı / Title of the Play : Balıkçı ve Altın Balık Fisherman and the Golden Fish
Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 7+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Aleksandr Puşkin’in 1833 yılında şiir formatında kaleme aldığı ünlü eseri
Balıkçı ve Altın Balık, black–light tekniğinde bir kukla oyunu olarak İzmir
seyircisiyle buluşuyor. Yaşlı bir adam ve karısı küçük kulübelerinde yoksul bir yaşam sürmektedirler. Her gün balık tutmaya çıkan yaşlı adam,
günün birinde altın renkli bir balık yakalar. Altın balık, onu serbest bırakması karşılığında, yaşlı adamın her türlü dileğini yerine getireceğini söyler.
Yaşlı adam bunun üzerine hiçbir dilekte bulunmadan balığı suya bırakır... Bir
solukta izleyeceğiniz, açgözlülük üzerine mükemmel bir eser.
........
The famous work of Alexander Pushkin, The Firsherman and the Golden Fish that
he wrote in poetic format in 1833 is going to meet İzmir audience in a puppet show
presented with black-light technique. The old man and his wife lead a poor life in their
small cottage. The old man who goes fishing everyday, catches a very colorful fish one
day. Golden Fish asks the fisherman to set him free and tell him that he will grant him
his wishes. Then the old man sets the fish free without asking for anything. A perfect
work on greediness that you will watch without blinking an eye.
10 Mart 11.00 (İzmir Sanat)
12 Mart 11.00-14.00 (Nedret Güvenç Sahnesi-Çamdibi)
35
performance
gösteri
Trio Theatre
Bulgaristan Bulgaria
Oyun Adı / Title of the Play
: Hediye The Gift
Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 4+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Müziğin ne olduğunu biliyor musunuz çocuklar? Bu sihirli dünyayı görmek
ve bir parçası olmak ister misiniz? Gelin sevimli kuklalar klasik müziğin
eşsiz güzelliklerini yaşatsın size. Eğer bu maceranın ana karakterlerinden
biri olmak istiyorsanız yapmanız gereken tek şey hayal etmek. Müzik sizi
gitmek istediğiniz yere götürür, yaşamak istediklerinizi yaşatır ve olmak
istediğiniz şeye dönüştürür. Bunun için denemek ve güzel bir müzik
dinleyerek gözlerinizi kapatıp düşünmek yeterli. Kuklalar her an yanınızda
olacak. Unutma, müzik ve kuklalar en yakın arkadaşın olabilir.
........
Do you know what music is, kids? Would you like to see this magical world and be a
part of it? Come and let the cute puppets make you experience the unique beauty of
classical music. If you want to become one of the main characters of this adventure,
the only thing you have to do is to dream. Music will take you wherever you want to go,
make you experience whatever you want to live and transforms you to whatever you
want to be. Just closing your eyes and listening to a beautiful music will do all those
for you. Puppets will be with you all the time. Don’t forget, music and puppets can be
your best friends.
17 Mart 11.00 (Han Tiyatrosu)
18 Mart 11.00 (Fransız Kültür Merkezi)
19 Mart 11.00 (Ekin Koleji)
36
performance
gösteri
Çek Cumhuriyeti
Czech Republic
Karromato
Oyun Adı / Title of the Play
: Kuklaların Sirki The Wooden Circus
Oyun Süresi / Performance Time : 55 dk. 55 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 5+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Hepimizin çocukluk anılarını süsleyen bir sirk macerası vardır. Yerden
metrelerce yüksekte yaptıkları tehlikeli hareketleri heyecanla izlenen
akrobatlar, birbirinden zorlu ve dikkat isteyen gösterileriyle nefes kesen
cambazlar, izleyenleri kahkahalara boğan sevimli ve muzip palyaçolar,
sirk gösterilerinin olmazsa olmazı olan sevimli ve yetenekli kimi zaman da
tehlikeli hayvanlarının sergilediği inanılmaz şovlar kukla sanatının zarafeti ve
sevimliliği ile birleşince karşımıza unutulmaz güzellikte bir gösteri çıkıyor.
Karromato’nun sirki İzmirlileri bu güne kadar hiç görmedikleri ve anılarda iz
bırakacak bir sirk deneyimine davet ediyor.
........
Every one of us has a sweet circus adventure that embellishes our memories. The
acrobats performing dangerous moves meters above the ground, breathtaking,
exigent and ticklish acts of trapeze artists, cute and impish clowns that will put a
big, uplifting smile on the faces of the audience, incredible shows of adorable and
talented, sometimes even dangerous animals which is a must in circus acts, combine
with the elegance and appeal of the puppet art in an unforgettable play. The circus of
Karramato invites people of İzmir to a never been seen before circus experience that
will live in memories.
18 Mart 11.00-14.00 (Buca Belediyesi Olimpik Yüzme Havuzu )
19 Mart 11.00 (Nedret Güvenç Sahnesi-Çamdibi)
20 Mart 11.00 (Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi)
37
performance
gösteri
Cie Haut Les Main
Fransa France
Oyun Adı / Title of the Play
: Benim Dediğim Olacak! Accord Caboche
Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 5+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Canlı kontrbas ve akordeon müziği eşliğinde izleyeceğiniz sevimli ve
eğlenceli bir gösteri. Kahramanları bir müzisyen ve bir kukla olan öyküde
sıra dışı bir kişiliğe sahip, kendi küçük, yüreği ve müzik sevgisi büyük minik
kuklanın müziğe olan aşkı sizleri de yeniden sanata bağlayacak. Dik başlı ve
ısrarcı küçük kukla, büyük müzisyeni çılgına çevirse de sevimliliği ve sevgisiyle sizlere yüzünüzde kocaman bir gülümsemeyle hatta kimi zaman kahkahaya dönüşecek iri bir tebessümle izleyeceğiniz keyifli dakikalar sunuyor.
........
A fun and nice performance you will watch in accompaniment of live contrabass and
accordion. The characters of the story are a musician and a puppet. The music love
of the little puppet that has a tiny body but a big heart and a huge music love will
reconnect you, too, to art. Even though the stubborn and tenacious, little puppet,
drives the big musician crazy, he promises a pleasant performance that you will watch
with a big smile on your face, even with laughter.
6 Mart 14.00 (Fransız Kültür Merkezi)
7 Mart 11.00 (Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi)
9 Mart 13.00-17.00 (Forum Bornova Etkinlik Alanı)
38
performance
gösteri
Cie I’Alinéa
Fransa France
Oyun Adı / Title of the Play : Sözsüz Kısa Öyküler Petites Histoires Sans Paroles
Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 5+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Canlı kontrbas eşliğinde sunulan, her yaşa uygun üç kısa öyküden oluşan
oyun Avrupa el kuklası geleneğinin gelişip, farklılaşarak 21. yy. modern
kukla sanatı içerisinde ulaştığı noktayı gösteren çok ilginç bir örnek.
Birbirinden bağımsız, el kuklası tekniği kullanılarak sahnelenen öyküler
Küçük Sisyphus, Çuval ve Oedipe’de küçük bir el kuklasının karşına çıkan
bir el, bir çuval ve bir kuklacı ile olan sevimli, şaşırtıcı ve esprili diyalogları
izleyenleri umulmadık sürprizlerle şaşırtıyor. 2002 yılından beri çalışmalarını
birlikte sürdüren aktör ve kukla sanatçısı Brice Coupey ile besteci ve caz
müzisyeni Jean-Luc Ponthieux doğaçlamaya dayalı çalışmalarıyla kukla
sanatına yeni bir yorum getiriyorlar.
........
A performance consisting of three short stories that would be appreciated by everyone
at every age, staged in accompaniment of live contrabass, is a very interesting example
of where European hand puppet tradition reached in 21st century by developing and
changing. The sweet, surprising and humorous dialogs of a hand puppet with a hand,
a sack and a puppeteer he meets in three individual stories, astonish the audience with
unexpected surprises. Actor and puppeteer Brice Coupey and jazz musician Jean-Luc
Ponthieux, working together since 2002, brings a new interpretation to puppet art with
their ad-lib performances.
13 Mart 11.00 (Mevlana Toplum Bilim Merkezi)
14 Mart 11.00 (Güzelyalı Kültür Merkezi)
15 Mart 13.00-20.00 (E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi – Tiyatro Salonu)
39
performance
gösteri
Plexus Polaire
Fransa France
Oyun Adı / Title of the Play
: Opak Opera Opera Opaque
Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 8+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Bayan Silva’nın gizemli, garip ve ürkütücü kabaresine hoş geldiniz! Bazıları
onun Sibirya’nın uzak tundralarından, bazıları Norveç’in karanlık ormanlarından geldiğini düşünür. Ama bütün bu efsanelerin ortak noktası Bayan
Silva’nın korkudan içinizi titreteceğidir. Bu fantastik, komik ve korkutucu
gösteride, korkunç yaratıklar, tehlikeli numaralar, çığlıklar ve finalde gözyaşı
bulacaksınız. Oyunda; görüntüler ve sözler, sesler ve jestler, hayal gücü ve
malzeme ile aktör-kuklacı, kukla ve gölge oyununu birleştiren Plexus Polaire, festivalin en ilginç oyunlarından biri.
........
Welcome to the mysterious, awkward and scary cabaret of Ms. Silva! Some thinks
that she is from the far tundra of Siberia and some believes that she comes from the
dark forests of Norway. But all these legends have one thing in common: Ms. Silva
will make you shiever with fear. In this fantastic, funny and frightening show, you will
encounter scary creatures, dangerous acts, screams and tears in the finale. Plexus
Polaire, mixing the visual and script, sounds and gestures, imagination and material
with actor-puppeteer, puppet and shadow play, is one of the most interesting shows
of the festival.
11 Mart 20.00 (İzmir Sanat)
12 Mart 20.00 (İzmir Sanat)
13 Mart 20.00 (İzmir Sanat)
40
performance
gösteri
De Stilte
Hollanda Netherlands
Oyun Adı / Title of the Play
: 1 ve 2 ve... 1-2’s
Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 10+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
1994 yılında Hollanda’nın Güney bölgesinde kurulan dans topluluğu De
Stilte, çalışmalarını çocuklar için performans geliştirme ve üretim üzerine
odaklıyor. Kuruluş tarihinden itibaren geçen 17 yıl içinde 24 performans
ve 12 özel projeyle sergiledikleri 2.800 gösteride 370.000 katılımcıya
ulaşarak dünya çapında haklı bir övgü elde ettiler ve büyük bir başarıya
ulaştılar. 1 ve 2 ve... adlı performansta, iki dansçının 3,50 x 3,50 ebadında bir dans minderi etrafına yerleşmiş seyircilere sundukları kısa gösteri
daha sonra seyircilerin katılımıyla eşsiz bir dans şölenine dönüşmekte.
Kaçırılmaması gereken önemli bir deneyim.
........
The dance group De Stilte, put together in 1994 in South region of Holland, focuses
their works on performance development and production for kids. During the 17 years
since their formation, they put 24 performances and 12 special projects on stage for
2.800 times and reached out 370.000 participants and gained a rightful, worldwide
fame and a huge success. The performance named 1-2’s, performed by two dancers
on a 3.50 x 3,50 meters mat, among the audience, starts with a short show which
right after turns to a magnificent dance feast with participation of the spectators. An
essential experience not to be missed!
10 Mart 14.00 (İzmir Sanat)
11 Mart 14.00 (İzmir Sanat)
41
performance
gösteri
De Stilte
Hollanda Netherlands
Oyun Adı / Title of the Play
: Deli Dolu Madcap
Oyun Süresi / Performance Time : 50 dk. 50 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 10+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Jack Timmermans’ın sanat direktörlüğünde, akademik eğitimli modern
dansçıların sergilediği çok katmanlı gösterileri ile dünya çapında üne sahip
olan De Stilte dans topluluğu, Madcap adlı gösterileri ile modern dansa
yepyeni ufuklar açıyor. Madcap ‘oyun’ olgusu üzerine kurulu bir gösteri.
İki kız sanki iki kız kardeş gibi oynamaktadırlar, ta ki üçüncü bir kız ortaya
çıkana kadar. O andan sonra işler ters gitmeye başlar. Rekabet artar, oyuna
yeni dürtüler karışır, dostluklar gelişir ve bozulur. Her yaştan seyircinin ilgisini
çekecek müthiş bir dans performansı.
........
De Stilte, dance group of academically trained modern dancers, holding a worldwide
fame with the shows they performed, under guidance of Jack Timmermans as their
art director, broadens horizons of modern dance with their performance Madcap.
Madcap is a show, built on ‘playing’ concept. Two girl friends playing in perfect,
sisterly harmony until a third one passes by and wants to join. That is when things
go wrong. A competing between them starts, new friendships develop and fail. An
amazing dance perform that would be appreciated by everyone at every age.
7 Mart 20:00 (İzmir Sanat)
9 Mart 20:00 (İzmir Sanat)
42
Lichtbende Theatre
performance
gösteri
Hollanda Netherlands
Oyun Adı / Title of the Play
: Poufff Poufff
Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 4+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Özgün sesler ve etkileyici bir müzik eşliğinde, gizemli görüntülerin oluşturduğu, fantastik ve sözsüz bir çağdaş ışık tiyatrosu. Hikâye, güneşin ve
Poufff’un doğumuyla başlar; genç bir kuşun yetim olarak büyürken, nefes
kesen, heyecan verici, şiirsel ve komik bir biçimde türünü aramasıyla devam eder. Oyunda eski sihirli fenerlerle birlikte bu gizli dünya dalgalanan
bir ekrana yansıtılırken, küçücük objeler etkileyici ve büyük ışık görüntüleri
olarak hayat buluyor. Performansta seslendirilen klarnet, flüt, tuba, trombon
ve org gibi canlı enstrümanlar karakterlere hayat veriyor ve duyguları ortaya
çıkarıyor. Oyunu izlerken hayali dünyalar ve gerçekliğin karıştığı bu unutulmaz deneyimin bir parçası olacaksınız.
........
A fantastic and non-verbal, modern, light theatre formed of mysterious images
accompanied with unique sounds and an impressive music. The story starts with
sunrise and birth of Pouff and continues with the exciting, poetic and funny search of
the young bird for its kind, while growing up as an orphan. In the play, while a secret
world is cast on a waving screen with magic lanterns, small objects come to life as
impressive and big light images. The instruments like clarinet, flute, tuba, trombone
and organ, played live during the performance give life to the characters and reveal
emotions. While watching this performance, you will be a part of an unforgettable
experience in which imaginary worlds and reality blend together.
12 Mart 11.00 (Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Sanat Merkezi)
13 Mart 14.00 (Mevlana Toplum Bilim Merkezi)
14 Mart 11.00 (İzmir Sanat)
43
performance
gösteri
İspanya Spain
Compania De Marionetas
Herta Frankel
Oyun Adı / Title of the Play
: Sevimli Palyaçolar Wooden Clowns
Oyun Süresi / Performance Time : 50 dk. 50 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 3+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Şov başlıyor! Alışılmışın dışında rengârenk kostümleri, boyalı yüzleri,
kocaman ayakkabıları, kırmızı burunlarıyla büyük küçük herkesin sevdiği,
izleyenleri kimi zaman kahkahaya boğan, kimi zaman da hüzünlü bir
düşünceye sevk eden palyaçolar karşınızda. Marionetarium, tarihsel, kültürel
ve manevi değerlerin bir parçasını oluşturan kukla sanatını 28 yıldan beri
korumuş, geliştirmiş ve sergilemiş bir topluluk. Barselona Tibidabo Eğlence
Parkı’ndaki salonlarında son 15 yılda 15.000 den fazla gösteri ile 1.500.000
seyirciye ulaşmış Herta Frankel Puppet Company, Marionetarium, her yaş
için kaçırılmaması gereken bir fırsat.
........
Let the show begin! Here comes the clowns who sometimes make the spectators
burst into laughter, sometimes into sentimental thoughts with their extraordinary
colorful costumes, painted faces, giant shoes, red noses that young and old every one
adores. Marionetarium is a group that protected, developed and presented puppet
art which is a part of their historical, culturel values and ethics, for the last 28 years.
They performed over 15.000 times in the last 15 years in their theatre in Barcelona Tibidabo Amusement Park and reached out more than 1.500.000 spectators. Herta
Frankel Puppet Company, Marionetarium, is a chance not to be missed, for every age.
10 Mart 11.00-14.00 (Nedret Güvenç Sahnesi-Çamdibi)
11 Mart 11.00-14.00 (Buca Belediyesi Olimpik Yüzme Havuzu )
44
El Theatre De L’Home
Dibuixat
performance
gösteri
İspanya Spain
Oyun Adı / Title of the Play
: Küçük Bir Taş Öyküsü Stone by Stone
Oyun Süresi / Performance Time : 35 dk. 35 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 5+
Oyun Dili / Language of the Play : İngilizce English
“Sahilde yalın ayak yürürken birden dünyada pek çok taş olduğunu fark
ettim. Şimdi onları sınıflandırıp değerli bir hazine olarak saklıyorum çünkü
onların içine bakarsanız sadece taş olmadıklarını anlarsınız.” sözleriyle taşla
olan bağlarını özetliyor sanatçımız. İlk sahnelendiği 2008 yılından beri Çin, İspanya, Sırbistan, Rusya, Polonya, Slovenya’da düzenlenen birçok yarışmalı
festivalde en iyi gösteri ödüllerine sahip olan sıra dışı bir performans. Uzun
zamandan beri izleyeceğiniz en naif öykü. Anlatımdaki olağanüstü basitlik,
zarafet, objelerin kullanışı ve kurgulanışı çocukları büyülediği gibi yetişkinleri
de çocukluk yıllarına geri döndürerek yitip gitmekte olan hayal gücünüzü
tekrar canlandıracak.
........
“I was once walking barefoot along the beach when I suddenly realized there are
so many stones on Earth. I have now started to classify them and keep them as a
precious treasure. When you carefully look at their inside, you realize that they are
more than just stones.” says the artist to outline his connection with stones. An
extraordinary performance that honored with the best performance awards in many
festival competitions held since 2008, in China, Spain, Serbia, Russia, Poland, Slovenia.
The most naive story you would watch after a very long time. The incredible simplicity
in the narration, elegance, the way he uses the objects and the way he structures
them, not only amaze adults as well as the kids but also revitalize your fading away
imagination by taking you back to your childhood.
11 Mart 11.00 (Han Tiyatrosu)
12 Mart 20.00 (Fransız Kültür Merkezi)
45
performance
gösteri
Joan Baixas
İspanya Spain
Oyun Adı / Title of the Play
: Müziğin Renkleri Painted Music
Oyun Süresi / Performance Time : 55 dk. 55 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 13+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Dünyaca ünlü Katalan sanatçı Joan Baixas, 20. yüzyılın önemli iki Fransız
bestecisi Maurice Ravel ve Claude Debussy’nin müzikleri eşliğinde dijital
görüntüler ve fotoğraf projeksiyonlarının yanı sıra renkli ışıklar, gölgeler ve
resimden oluşan performansı ile izleyenleri sıcak çocukluk anılarına geri
döndürüyor. Kendine özgü bir görsel tiyatro anlayışıyla ortaya çıkardığı ve
içerinde resim, kukla, mask ve projeksiyonun yer aldığı gösterileriyle kukla
dünyasının en önemli fenomenlerinden kabul edilen sanatçının her çalışması
modern sahne sanatları adına bir zirve.
........
A performance that blends music and paintings in perfect harmony, a peak for the
modern stage arts. Worldwide famous Catalan artist Joan Baixas, takes the spectators
back to their warm childhood memories, with his performance that combines digital
images and photography projections as well as colorful lights, shadows and paintings,
in accompaniment of music of two important French composers of the 20th century,
Maurice Ravel and Claude Debussy.
7 Mart 14.00 (İzmir Sanat)
8 Mart 14.00 (E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi – Tiyatro Salonu)
46
performance
gösteri
Bubat Theatre
İsrail Israel
Oyun Adı / Title of the Play : Zebra Zebra
Domingo Gonsales’in Aya Tuhaf Yolculuğu
The Strange Voyage of Domingo Gonsales to the Moon
Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 12+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal / İngilizce English
Meital Raz’ın iki komik öyküden oluşan tek kişilik yaratıcı gösterisi, basitin nasıl
mükemmel olabileceğinin ilginç bir örneği. Küçük bir masa üzerinde, iyi ve kötü
şansın parmak kuklaları ile anlatıldığı Zebra adlı öykü, animasyon ve doğa filmlerinden oluşan büyülü bir kitap gibi. Sıra dışı yetenekler, karşılaşmalar, rastlantılar, reddedilme, terk edilmişlik ve küçük felaketlerle dolu minyatür bir tiyatro.
Yeni toprakları keşfetmek isteyen İspanyol bir gezginin, okyanusta kaybolmasını anlatan sevimli ikinci öyküde ise siz de Gonsales’le birlikte engin sularda maceraya atılacaksınız. Meital Raz’ın eğlenceli, dinamik ve dilinin kıvraklığına hayran bıraktıran performansı minimalist kukla sanatının yetkin bir örneği.
........
The creative, solo performance of Meital Raz, consisting of two funny stories, is an
interesting example of how simple can be so perfect. The story named Zebra, in which
good and bad is told with finger puppets, is like a magical book full of animation
and nature films. A miniature theatre, full of extraordinary talents, encountering,
coincidences, rejection, desolateness and small disasters. In the second story, which
tells us about a Spanish wanderer who desires to explore new lands and gets lost in
the ocean, you, too, will embark on an adventure with Gonsales, in the open sea. The
fun, dynamic performance that amazes us with suppleness of tongue of the artist, is a
18 Mart 14.00 (Han Tiyatrosu) 19 Mart 14.00 (Han Tiyatrosu)
20 Mart 14.00 (Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi) 21 Mart 14.00 (Han Tiyatrosu)
47
performance
gösteri
İsrail Israel
Koom-Koom Theatre
Oyun Adı / Title of the Play
: Uzun, Kısa ve Eğri Long, Short and Twisted
Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 5+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Bu gösterinin kahramanları ipler, halatlar ve kurdeleler. Onlar ince, kalın,
güçlü ya da karışık olabilir. Onlarla oynayabilir, üstünden atlayabilir, yürüyebilir, koşabilir hatta dans bile edebilirsiniz. Ama dikkatli olun! Zararsız gibi
görünen kimi objeler bazen bizim için çok tehlikeli olabilir. Bu performans
genç izleyicileri eğlendirirken aynı zamanda bilinçlendirici ve eğitici bir
dizi hikâye sunuyor. Kuklalar, objeler ve canlı akordeon müziği eşliğinde
sunulan, kaçırılmaması gereken bir gösteri.
........
The characters of this performance are strings, ropes and ribbons. They might be
thin, thick, strong or mixed. You can play with them, jump over them, walk with, run
with, and even dance with them. But be careful! Objects that seem to be harmless can
sometimes be very dangerous for us. This performance presents a serial of educative
stories that raise awareness while amusing young spectators. A not to be missed
show, performed with puppets and objects, in accompaniment of live accordion
music.
12 Mart 11.00-14.00 (Buca Belediyesi Olimpik Yüzme Havuzu )
13 Mart 14.00 (Bülent Ecevit Kültür Merkezi)
14 Mart 11.00 (Özel Ege Lisesi)
48
performance
gösteri
Train Theatre
İsrail Israel
Oyun Adı / Title of the Play
: Chelem Efsanesi The Chelem Legend
Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 7+
Oyun Dili / Language of the Play : İbranice Türkçe Hebrew Turkish
Yahudi folklorunun en önemli şehirlerden biri olan Chelem’de geçen unutulmaz bir mizahi öykü. Oyunun kahramanları Lemech ve Layzer, çalınan ayın
yerine Varşova’dan yenisini almak için yaşadıkları şehir olan Chelem’den
yola çıkarlar. Eşsiz bir görsellikle sahneye taşınan bu macera dolu yolculuğa, Eyal Talmudi’nin içinizi coşkuyla dolduracak Klezmer müzikleri eşlik
ediyor ve oyunu işitsel bir ziyafete dönüştürüyor. Yetenekli sanatçı Galia
Levy-Grad’ın, kukla, gölge ve İzmir’de ilk kez izleyeceğiniz pop-up kitap
teknikleri kullanarak sahnelediği oyun sayısız festivalin en beğenilen oyunu
oldu.
........
An unforgettable humorous story that takes place in Chelem, one of the most important
cities of Jewish folklore. Lemech and Layzer, the characters of the play, start a journey
from Chelem, the city where they live, to get a new moon from Warsaw, to replace the
stolen one. This adventurous journey comes alive on stage with amazing visuals, is
accompanied with Klezmer music of Eyal Talmudi that will fill you up with a rhapsody
and turns the show into an auditory feast. The play, in which the talented artist Galia
Levy-Grad performs puppet, shadow and pop-up book techniques – which is a first in
İzmir- is one of the most cherished performances of many festivals.
18 Mart 20.00 (Han Tiyatrosu)
19 Mart 20.00 (Han Tiyatrosu)
20 Mart 20.00 (Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi)
49
performance
gösteri
Laura Kibel
İtalya Italy
Oyun Adı / Title of the Play
: Dört Ayaklı Sonat Sonata A Quattro Piedi
Oyun Süresi / Performance Time : 60 dk. 60 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 10+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Tek kişilik gösterisiyle 2012 yılında İzmir’e ilk geldiğinde izleyici rekoru kıran
Teatro dei Piedi, iki kişilik gösterisiyle İzmir seyircisini bir kez daha selamlıyor. Mim ve kukla tiyatrosu karışımı olan ayak tiyatrosunun rakipsiz ustası
Laura Kibel ile partneri ve öğrencisi Veronica Gonzales arasındaki sanatsal
sinerjiden doğan gösteride, binbir çeşit aksesuar ile donanmış bedenleri,
hayata dair eski ve çağdaş karakterleri ironik ve komik bir dille anlatıyor.
İkilinin bu gerçekten olağanüstü, izlemeye doyamayacağınız canlı, dinamik,
neşeli ve renkli gösterisi, bu yıl da festival ajandanızın ilk sırasına yerleştireceklerinizden.
........
Teatro dei Piedi that set a record for the largest audience to watch, in 2012 with their
one-man show in their very first visit to İzmir, meets with İzmir audience once again,
this time with a two-hander. In this show, emanating from the artistic synergy between
Laura Kibel, the peerless master of foot theatre which is a combination of mime and
puppet theatres, and her student Veronica Gonzales, they portray old and modern
characters of life, with their bodies embellished with great many accessories, in an
ironic and funny way. The truly incredible, lively, dynamic, cheerful and colorful show
that you will not get enough of, will surely be one of the performances that we will
place in the first raw of your festival agenda.
6 Mart 14.00 (Gelişim Koleji) 7 Mart 20.00 (Ahmet Piriştina Kültür Merkezi)
8 Mart 20.00 (E:Ü: Atatürk Kültür Merkezi – Tiyatro Salonu) 10 Mart 11.00 (Özel Ege Lisesi)
11 Mart 20.00 (Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Sanat Merkezi) 12 Mart 20.00 (Marmaris Belediyesi Çok Amaçlı Salon)
14 Mart 15.00-20.30 (Selçuk Belediyesi Tiyatro Salonu)
50
Riserva Canini Teatro
performance
gösteri
İtalya Italy
Oyun Adı / Title of the Play
: Talita Kum Talita Kum
Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 13+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Bir kuklacı ve insan boyundaki kuklası... Başlangıçta her şey son derece
sıradan! Oysa kuklacının kollarındaki kukla, artık yönetilmek için hiç istekli
değil. Kuklacının da artık ona hayat vermesi mümkün değil. Beklenmedik
bir şey olana kadar böyle sürer; bu bir uyanış, bir yeniden doğuştur. Kukla
ve kuklacı birleşirler, ta ki görünmez oluncaya kadar. Zıtlıkları birbirine karışır
ve birbirlerini takip ederek kendi karakterlerini tamamlarlar. Kıvrak dansları
ve farkındalıkları ile seyircinin kendilerine rehberlik etmelerine izin verirler.
........
A puppeteer and a human size puppet … Everything is so ordinary at the beginning!
But the puppet lying in the arms of the puppeteer is not at all willing to be manipulated
anymore. It is no longer possible for the puppeteer to manipulate him, either. This
continues until something unexpected happens; it is an awakening, a rebirth. Puppet
and the puppeteer merge till blurring; they blend their opposite and follow each other
to complete their character. They let themselves be guided with the audience through
a dance of tripping and awaking.
7 Mart 20.00 (E.Ü.Atatürk Kültür Merkezi – Tiyatro Salonu)
8 Mart 20.00 (İzmir Sanat)
10 Mart 20-00 (İzmir Sanat)
51
performance
gösteri
Valeria Bianchi
İtalya Italy
Oyun Adı / Title of the Play
: Nonso ve Nonsa Nonso e Nonsa
Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 5+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Kısa ve şiirsel skeçlerden oluşan gösteri, 1900’lü yılların tipik sessiz sinema filmlerini anımsatarak küçük, büyük tüm izleyenleri zaman yolculuğuna
çıkarıyor. Oyunumuzun kahramanları Bay Nonso ve Bayan Nonsa, basit
sorun ve çatışmalarla dolu küçük dünyalarında hayatın anlamını çözmeye
çalışan iki sevimli ve komik karakter. Büyük bir ustalıkla oynatılan kâğıttan
yapılmış bu iki sevimli kuklada kendi yaşamlarınızdan izler bulacak, kendinizi
onların yerine koyacak ve izlerken çok eğleneceksiniz.
........
The show, consisting of short and poetic sketches, reminds us of the silent movies of
1900’s and young and old, take us all to a journey in time. Mr. Nonso and Mrs. Nonsa
are two cute and funny characters trying to solve the meaning of life in their little world
full of simple problems and conflicts. You will find traces of your own lives in these
two cute paper puppets that are manipulated dexterously; you will put yourself in their
shoes and have lots of fun while watching it.
8 Mart 11.00-15.00 (Forum Bornova Etkinlik Alanı) 9 Mart 14.00 (İzmir Sanat)
11 Mart 11.00 (Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi) 12 Mart 11.00 (Fransız Kültür Merkezi)
13 Mart 11.00 (Güzelyalı Kültür Merkezi)
52
performance
gösteri
Magali Chouinard
Kanada Canada
Oyun Adı / Title of the Play
: Beyaz Kadın White Woman
Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 14+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Yalnızlık ve sessizlik... Beyaz Kadın, yalnızlığın nasıl özel bir durum olduğuna
ve orada kendimizi yeniden ve yeniden nasıl keşfedeceğimize dair derin
düşüncelere sevk ediyor izleyenleri. Sessizlik onun ruhuna dokunur ve
içindeki derin yalnızlığın güzelliğini anlatır. Farklı karakterlerin bir arada
bulunduğu performansta, sanatçı hem bir yetişkin, hem çocuk, hem yaşlı,
hem bir karga, hem de bir kurt olarak gölgeler ve ışıklar arasında kendinden
birer parça sergiliyor. Kanadalı sanatçı Magali Chouniard’ın kukla ve maske
kullandığı şiirsel ve görsel şovu içsel sorgulamanıza renk ve cazibe katacak.
........
Loneliness and silence… The White Woman takes a tender look at how solitude can
be a special place, a place where we can discover and rediscover ourselves. Silence
touches her soul and tells her the beauty of the deep solitude she has inside. In this
performance where different characters take place, the artist is an adult and a child, an
old, a wolf and a crow all at the same time, revealing her parts of shadows and lights.
The poetic and visual performance of the Canadian artist Magali Chouniard, in which
she uses puppets and masks, will bring color and allure to your inner questioning.
17 Mart 14.00 (Fransız Kültür Merkezi)
21 Mart 20.00 (E.Ü.Atatürk Kültür Merkezi – Tiyatro Salonu)
22 Mart 15.00 (E.Ü.Atatürk Kültür Merkezi – Tiyatro Salonu)
53
performance
gösteri
S.A. Marionetas
Teatro & Bonecos
Portekiz Portugal
Oyun Adı / Title of the Play
: Gibi Gibi ETC
Oyun Süresi / Performance Time : 50 dk. 50 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 10+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
İzleyenlerin maceralarına ortak olmak isteyecekleri, üç kısa öyküdeki
oyma sünger karakterlerin masum ve sevimli davranışlarına hayran
olacaksınız. Sünger kuklalar izleyenleri sadelikleri ile büyüleyip, sihirli ve
çekici bir dünyaya taşıyacaklar. Festivalimize Portekiz’den katılan grup,
performanslarında özellikle sözsüz kukla sanatının önemini vurgulamakta,
sözsüz tiyatronun izleyiciyi hareket ve davranışlarla daha büyülü bir evrene
taşıdığını düşünmekteler. Gerçek yaşamda da böyle değil mi; sesler ve
hareketler bazen kelimelerden daha çok şey anlatırlar.
........
You will adore innocent and cheerful acts of the three sponge-carved characters and
would like to join their adventure. The sponge characters will captivate the spectators
and will drift them to a magical and interesting world. The theatre group, participating
our festival from Portugal, especially emphasizes the importance of non-verbal puppet
art, and the members of the group think that non-verbal theatre drifts the audience to
a more magical universe with motions and acts. Isn’t it the same in real life; sometimes
sounds and motions tell more than words.
7 Mart 14.00 (Han Tiyatrosu) 8 Mart 19.30 (Forum Bornova Etkinlik Alanı)
10 Mart 14.00 (Han Tiyatrosu) 11 Mart 14.00 (Fransız Kültür Merkezi)
54
Puck Puppet Theatre
performance
gösteri
Romanya Romenia
Oyun Adı / Title of the Play
: Cadı’nın Kedisi The Witch’s Tom Cat
Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 5+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Cadı ve siyah kedisi Tom karanlık ve terk edilmiş bir kalede yaşamaktadır.
Siyah renginden dolayı karanlık kalede istediği zaman görünmez olan kedisi
Tom’a sinirlenen ve onun rengini değiştirmeye karar veren Cadı bir büyü
ile siyah Tom’u yeşil Alfonso’ya dönüştürür. O günden sonra hayatının
en kötü günlerini yaşamaya başlayan haylaz Alfonso’nun başına bir çok
olay gelir. Cadı ve kedisinin eğlenceli hikâyesinin devamını merak edenler
için sürprizlerle dolu eğlenceli ve hareketli bir gösteri. Polonya’nın Lomza
şehrinde düzenlenen Valise Festival’inde “En İyi Canlandırma” ödülü almış
oyunu mutlaka izlemenizi öneririz.
........
The witch and her black cat Tom, live in a dark, desolated castle. The witch who is
mad at Tom as he can become invisible in the dark castle because of his black color
decides to change his color and changes black Tom into green Alfonso. The naughty
Alfonso who started to live the worst days of his live from that day on, encounters many
incidents. A full of fun and dynamic show for the ones wondering what happened next.
We highly recommend you to watch this play, honored with the “Best Art of Animation”
prize in Valise Festival that takes place in Lomza Poland.
10 Mart 14.00 (Ahmet Piriştina Kültür Merkezi) 11 Mart 11.00 (Rota Koleji)
12 Mart 11.00 (İzmir Sanat) 13 Mart 15.00 (Bahçeşehir Koleji)
55
performance
gösteri
Vologda Regional Puppet Theatre
“Teremok”
Rusya Russia
Oyun Adı / Title of the Play
: Carmen Carmen
Oyun Süresi / Performance Time : 55 dk. 55 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 13+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Georges Bizet’nin bu ölümsüz eserini anlatmak için daha fazla söze gerek
yok. İspanyol gitarı ve kastanyetlerin sesi Carmen’le Don Jose’nin aşkı ve
ölüm hakkında söylenmesi gerekenleri söylüyor. Fransa’da 3 Mart 1875
de ilk sahnelenişinden bu yana opera repertuarının en beğenilen eserlerinden biri olan Carmen, Vologda Regional Puppet Theatre’ın yorumuyla
başarılarına yenilerini ekliyor. Sırbistan’da 2013 yılında Subotica Uluslararası Çocuk Tiyatroları Festivali’nde “En İyi Yönetmen ve En İyi Tasarımcı”
ödüllerini, Rusya’da 2012 yılında Saman Skylark Uluslararası Festivali’nde
“En İyi Gösteri” ödülünü almış olan bu eser, Carmen’e, operaya ve kukla
sanatına dair sanatsal birikim ve beğenilerinize yenilerini katacak.
........
No need to say more to describe the immortal piece of art of Georges Bizet. The
Spanish guitar and the sound of the castanets tell us everything that needed to be said
about love of Don Jose and death. Carmen, the most appreciated piece of the opera
repertoire since it is staged for the first time in France on 3rd of March 1875, scores
a new success with the interpretation of Vologda Regional Puppet Theatre. This
masterpiece, honored with “The Best Director and The Best Designer” prize in 2013 at
Serbia Subotica International Festival of Children’s Theatre, “The Best Performance”
prize in 2012 at Russia Saman Skylark International Festival will make contribution to
your love and knowledge about Carmen, opera and puppet art.
21 Mart 20.30 ( İzmir Sanat)
22 Mart 20.30 ( İzmir Sanat)
56
Lutkovno Gledalisce
Maribor
performance
gösteri
Slovenya Slovenia
Oyun Adı / Title of the Play
: Ağaç Diken Adam The Man Who Planted Trees
Oyun Süresi Performance Time: 60 dk. 60 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 15+
Oyun Dili Language of the Play : Slovence Türkçe üstyazı Slovenian Turkish surtitle
Fransız yazar Jean Giono tarafından gerçek bir öyküden esinlenerek yazılan
ve 1987 yılında bu öyküye dayanılarak çekilen animasyon filmi pek çok ödül
alan bu muhteşem gelişim öyküsü, Miha Bezeljak’ın oyunculuğuyla yeni
övgü ve ödülleri fazlasıyla hak ediyor. Fiziksel ve manevi gücünden başka
hiçbir şeyi olmayan tek bir adamın bir çölü cennete çevirmesinin zorlu ve
başarılı öyküsünde, sonuca ulaşmak için gereken tutarlılık, azim ve inanç,
yaşamı anlamlı bir serüvene dönüştürürken, sizleri de bu dönüşüme ortak
edecek.
........
A story inspired by real life, written by French writer Jean Giono, and an animation
movie shot in 1987 based on this story… This amazing story of transformation which
was honored with many awards deserves many more with Miha Bezeljak’s act. In this
compelling and successful story of a man, turning a desert into a heaven, who has
nothing but physical and moral power, the essential consistency, will and belief to
attain his goal that turn his life into a meaningful adventure will make you a part of
this change.
16 Mart 20.00 (İzmir Sanat)
17 Mart 20.00 (İzmir Sanat)
57
performance
gösteri
Teatro Matita
Slovenya Slovenia
Oyun Adı / Title of the Play
: Dikkat Geyik! Attention Moose!
Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 7+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Vahşi dünyaya hoş geldiniz! Bu oyunda bir avcı ve onun tazısından kaçmaya çalışan zavallı bir geyiğin hikâyesine tanık olacaksınız. İnsanlar ve hayvanlar arasındaki ilişkiyi ve yaşamın acımasızlığını anlatan bu basit hikâye,
yorumundaki ustalıkla hayal gücünüzü kışkırtacak. Oyunun ritmi, komikliği,
müziği ve doğaçlamaları sadece çocukları cezp etmekle kalmayıp, yetişkinlerinde dikkat ve beğenisini çekecek. Akordeon ve davul eşliğinde şarkı
söyleyerek sahnelenen performansta çok eğleneceksiniz.
........
Welcome to the wild world! In this play, you will witness the story of a hunter and a
poor Moose trying to escape from the hunter’s hound. This simple story about the
relation of men and animals and cruelty of life will stimulate your imagination with the
mastery of its interpretation. The rhythm, humor, music and spontaneity of the play
will not only magnetise the kids but also will attract the attention and admiration of the
grown ups. You will have lots of fun in this spectacle, performed accompanied with
songs sang with acaordeon and drums.
18 Mart 14.00 (İzmir Sanat)
20 Mart 11.00 (Güzelyalı Kültür Merkezi)
23 Mart 13.00-17.00 (Forum Bornova Etkinlik Alanı)
58
performance
gösteri
Teatro Matita
Slovenya Slovenia
Oyun Adı / Title of the Play
: Mutlu Kemikler Happy Bones
Oyun Süresi / Performance Time : 60 dk. 60 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 13+
Oyun Dili / Language of the Play : İngilizce English
En büyük gizem: Ölüm... Aynı zamanda en büyük tabu! Oysa her an
yanı başımızda. Her gün ölmemiz için yüzlerce neden varken neden
onun hakkında hiç konuşmayız? Neyse, bu gün de ölüm bizi pas geçti,
biz sadece “Merhaba ne kadar güzel bir gün değil mi?” diyerek Matija
Solce’nin akordeon, ses ve birkaç parça kemikten oluşan müzikal kukla
gösterisine dönelim. Yetenekli sanatçı her zaman karşı karşıya olduğumuz
ölüm gerçeğini, felsefi, traji-komik ve kendine özgü ayrıksı yorumuyla
izleyenlerden tam not alan modern bir sanat gösterisine dönüştürüyor.
........
The biggest mystery: Death… The biggest taboo, as well! Yet, it is right beside us all
the time. Why do we never talk about it although we have hundreds of reasons to die,
each and every day? Luckily it passed by us today, too. Let us just say “Hello, what
a nice day, isn’t it?” and get back to Matija Solce’s puppet show that he built with
accordion, voice and a bunch of bones. Talented artist turns the death reality that we
live face to face everyday, into a philosophical, tragicomic modern art show that gets
the thumbs up with the unique interpretation.
19 Mart 20:00 ( Fransız Kültür Merkezi)
22 Mart 19:30 ( Forum Bornova Etkinlik Alanı)
59
performance
gösteri
Taiyuan
Puppet Theatre
Tayvan Taiwan
: Eve Giden Kadın A Woman Going Home
Benim Bir Adım Var I Have a Name
Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 13+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Oyun Adı / Title of the Play
Gerek Asya geleneksel kukla sanatının yetkin örneklerini sergilemesi, gerek modern kukla sanatı adına deneysel ve özgün çalışmaları ile tanınmış
olan Taiyuan Puppet Theatre Company bu yıl festivalimize dramatik iki
kısa oyundan oluşan modern bir örnekle konuk oluyor. Birçok insan için
ev yaşamın başladığı yerdir. Orada sevinçlerimizi, umutlarımızı, mutsuzluklarımızı, karmaşık duygularımızı yaşarız. ‘Eve Giden Kadın’, evine giden bir
kadının anılarını ve tüm yaşamını sorguluyor. Guus Luijters ve Aline Pennewaard’ın “ In Memoriam” adlı kitabından esinlenerek sahnelenmiş olan
ikinci oyun ise, çocukluk sevinçlerini savaş ve soykırımın acılarıyla harmanlıyor. ‘Benim Bir Adım Var’, dehşet üzerine odaklanmadan sessizce savaşta
ölmüş sayısız çocuğu anmaya adanmış bir oyun.
........
The Taiyuan Puppet Theatre, well-known both with their Asian traditional puppet art
performances and with their experimental and unique modern puppet art works, this
year participates our festival with two dramatic, short and modern plays. For many
of us, home is where life starts. There, we experience happiness, hopes, misery and
complicated emotions. ‘A Woman Going Home’ questions the memories and whole
life of a woman going tp her house. The second play, inspired by the book “In Memoriam” written by Guus Luijters and Aline Pennewaard blends childhood happiness with
war and genocide. ‘I Have a Name’ is a play, not focusing on terror and dedicated to
countless number of kids died in wars.
7 Mart 20.00 (Han Tiyatrosu)
8 Mart 14.00 (İzmir Sanat)
10 Mart 20.00 (Han Tiyatrosu)
60
performance
gösteri
Ali Poyrazoğlu
Tiyatrosu
Türkiye Turkey
Oyun Adı / Title of the Play
: Bir Yaz Masalı A Summer Tale
Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 5+
Oyun Dili / Language of the Play : Türkçe Turkish
Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu öncelikle çocuklar sonra da içlerinde ki çocuğu koruyabilmiş herkes için yeni ve çok farklı bir oyunla tiyatro severlerin karşısına çıkıyor. Gölgelerin dans ettiği, konuştuğu ve müzik aletlerinin sahnedeki
görsel şölene eşlik ettiği ‘Bir Yaz Masalı’ kukla tiyatrosunu ülkemizde de
hak ettiği yere getirme çabalarının önemli bir parçası. Özgürlüğüne düşkün
bir çocuk olan Ali’nin, hayvan sevgisi ve onları koruma isteğini anlatan zekice hazırlanmış ve seyrine doyum olmayan bu oyun küçük, büyük tüm
izleyenlerin hafızasında yer edecek.
........
With a new and unique show, Ali Poyrazoğlu Theatre welcomes the children and
everyone that managed to keep the child in them, alive. The puppet show ‘A Summer
Tale’ in which the shadows dance and talk and the music instruments accompany the
visual feast, constitutes an inseparable part of the endeavors to develop puppet art
in our country. This smartly prepared show, telling us the animal love of free spirit Ali
and his desire to protect them, will be engraved on memories of young and old, each
and every spectator.
17 Mart 14.00 (İzmir Sanat)
18 Mart 11.00 (Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Sanat Merkezi)
61
performance
gösteri
Türkiye Turkey
Balon Kukla Tiyatrosu
Oyun Adı / Title of the Play
: Dünyayı Gezen Balon Baloon the Traveler
Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 5+
Oyun Dili / Language of the Play : Türkçe Turkish
İki meraklı dostun hayallerini gerçekleştirme zamanı gelmiştir. Dünyanın her
yerini gezip, yeni bilgiler ve dostlar edineceklerdir. Boncuk ve Minnoş için
başta komik ve çok eğlenceli olan bu yolculuk sonrasında heyecan dolu,
sürükleyici bir maceraya dönüşür. 2006 yılında Bursa’da kurulan Balon Kukla Tiyatrosu’nun balon figürlerle masal anlatarak başladığı sanat yolculuğu,
bugün ülkemizde eşine az rastlanır bir kukla tiyatrosuna dönüştü. Birçok
uluslararası kukla festivaline de konuk olan Balon Kukla Tiyatrosu’nun bu
sevimli çocuk oyunu minik izleyiciler için kaçmaz bir fırsat.
........
It is time for the two curious friends to realize their dreams. They will roam around the
world, make new friends and learn new things. This expedition, funny and entertaining
at the beginning, transforms to an exciting and fascinating adventure for Boncuk and
Minnoş. Balon Kukla Tiyatrosu, established in 2006 in Bursa, started their art journey
with storytelling with balloon figures, turned into one of the most special puppet
theatres in our country. This adorable child show, participated in many international
puppet festivals, is a not to be missed performance.
15 Mart 15.00 (İzmir Sanat)
16 Mart 12.00 (İzmir Sanat)
17 Mart 14.00 (Han Tiyatrosu)
62
Game Of Gölge Sanatı
performance
gösteri
Türkiye Turkey
Oyun Adı / Title of the Play
: Gölgelerin Dansı The Dance of the Shadows
Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 5+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Çocukluğunuzda nasıl gölge oyunu oynadığınızı hatırlar mısınız? Hani elektrikler kesilince mum ışığında ellerimizle hayvan figürleri yapıp duvara yansıtmaya çalıştığımız eğlenceli anları. İşte o eğlenceler aile içi mutluluğumuzu
pekiştiren, hoşça vakit geçirmemizi sağlayan ve çocuklarımızın hayal gücü
ve zekâ becerilerini geliştiren harika oyunlardı. Üç kardeşin kurduğu Game
Of Gölge Sanatı, bu oyunları gölge sanatının inceliklerini de kullanarak izlenmesi eğlenceli bir şova dönüştürüyor. İlk kez tanındıkları ‘Yeteneksizsiniz’
yarışma programında izlenme rekorları kıran topluluk ülkemizde giderek
gelişmekte olan kukla sanatı adına büyük umutlar vadediyor.
........
Do you remember how we used to play with shadows when we were children? When
we had enjoyable time, shining candle light on a wall and casting shadows of animal
figures with our hands when there is power cut? Those were wonderful games,
entertaining us, broadening our imagination, increasing our intellectual skills and
strengthening our family bonds. Game Of Gölge Sanatı, established by three brothers,
transforms those games to a fun to watch shows by using tips of shadow art. They
became known with their performance at ‘Turkey’s Got Talent’, and adored by millions,
and they have a promising future in progressing puppet art of our country.
17 Mart 20.00 (Fransız Kültür Merkezi) 18 Mart 20.00 (İzmir Sanat)
19 Mart 14.00 (Narlıdere Atatürk Kültür Merkezi) 20 Mart 20.00 (İzmir Sanat)
63
performance
gösteri
Geleneksel Gösteri
Sanatları Topluluğu
Türkiye Turkey
: İbiş Karagöz Oynatıyor
Ibis Becomes a Karagoz Performer
Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 5+
Oyun Dili / Language of the Play : Türkçe Turkish
Oyun Adı / Title of the Play
İbiş patronu ile iddiaya girer, Karagözü en güzel kendisinin oynayacağını
söyler. Hayali Mahmut ile atışır ve perde arkasına geçerler, oyun başlar. Hacivat, Karagözün başına yine bir çorap örer. Bir sahtekârın düzenlediği ses
yarışmasında sunuculuk yaparlar. Sonunda katılımcıların dolandırıldığı ortaya çıkar. Hacivat bir kez daha Karagözü oyuna getirmiştir. Ama Karagöz
her zamanki gibi yine Hacivat’a gerekli dersi verir. Geleneksel tiyatromuzun
usta sanatçısı Hayali Mahmut Hazım Kısakürek’ten keyifle izleyeceğiniz,
hem Karagöz’ü hem de İbiş’i içinde barındıran ayrıksı bir kukla oyunu.
........
Ibis makes a bet with his boss, he claims that he will portray Karagoz better than
anyone. He quarrels with Hayali Mahmut, goes behind the shadow play curtains and
the show starts. Hacivat again tricks Karagoz. They work as announcers in a song
contest organized by a crook. In the finale, it is understood that the participants are
defrauded. Karagoz is deceived by Hacivat again but as usual Karagoz manages
to teach Hacivat a lesson. A unique puppet performance of Hayali Mahmut Hazim
Kisakurek, the master puppeteer of traditional theatre, portraying both Karagoz and
Ibis.
13 Mart 14.00 (Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi)
14 Mart 11.00 (Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Sanat Merkezi)
64
performance
gösteri
Han Tiyatrosu
Türkiye Turkey
Oyun Adı / Title of the Play
: Üç Kafadar Three Cronies
Oyun Süresi / Performance Time : 55 dk. 55 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 3+
Oyun Dili / Language of the Play : Türkçe Turkish
2007 yılından beri kendi sahnelerinde sergiledikleri çocuk ve yetişkin
oyunlarıyla İzmirli sanatseverlerin büyük beğenisini kazanan Han Tiyatrosu,
kuklalı, müzikli ve danslı oyunları Üç Kafadar ile festival izleyicisiyle buluşuyor.
Üç Kafadar, başını sokacak bir yer ararken eski bir tiyatro deposuna
sığınırsa neler olur? Neler olmaz ki! Peki ya bu Üç Kafadar orada buldukları
kuklaları oynatmaya kalkarsa, işte o zaman çalsın müzik, gelsin dans. Bu
eğlenceli, müzikli ve danslı oyun tüm çocukları peşinden sürükleyecek.
........
Han Tiyatrosu, attracting great admiration of Izmirian art-lovers with the child and
adult shows they have been staging at their own theatre hall, since 2007, is meeting
with our festival audience with the music, dance and puppet show ‘Three Cronies’.
What happens when these Three Cronies lodge in an old theatre hall while wondering
around to find a shelter? What not! What if these Three Cronies start manipulating the
puppets they found in the theatre? Well, that’s the time when music and dance start!
All kids will adore this amusing show.
16 Mart 14.00 (Han Tiyatrosu)
65
performance
gösteri
Türkiye Turkey
Hayali Ayhan Leylek
: Karagöz ve Hacivat’ın Bilmece Yarışması
Karagoz and Hacivat’s Riddle Contest
Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 5+
Oyun Dili / Language of the Play : Türkçe Turkish
Oyun Adı / Title of the Play
İzmirli usta sanatçı Hayali Ayhan Leylek’ten ilgiyle izlenecek bir seyirlik. Geleneksel kültürümüzün en önemli öğelerinden biri olan gölge oyunumuz Hacivat – Karagöz, Hayali Ayhan Leylek’in ellerinde çocuklarımızı eğlendirirken
düşündüren bir oyun ile can buluyor. Sürekli birbirleriyle atışan bu sevimli ve
bilge iki karakter, bilmece yarışması konusuyla Türk bilmecelerinin yüksek
bir zekâ, dil ve anlatım gücünü bir kez daha bizlere anımsatıyor. Çocukların dünyasında farklı bir yere sahip olan bilmeceler, onların eğlenmesini
sağlamanın yanı sıra dolaylı olarak dikkatlerini toplama, anlama - kavrama
yeteneklerini geliştiriyor ve bir nevi zihin sporu yaptırıyor.
........
An interesting theatrical play of the Izmirian master Hayali Ayhan Leylek… The shadow
play Hacivat and Karagoz, one of the most important elements of our traditional
culture, comes alive in the hands of Hayali Ayhan Leylek while amusing our children.
These two charming and wise characters, remind us of the high intellect, language
and interpretation power of riddles, with the riddle competition theme of this play. The
riddles that have a special place in children’s hearts not only amuse them but also
indirectly improve their ability to focus, understand and comprehend and in a way
make a mind exercise.
8 Mart 14.30 (İzmir Resim Heykel Müzesi Kültürpark Sanat Galerisi) 9 Mart 14.30 (İzmir Resim Heykel Müzesi Kültürpark Sanat Galerisi)
15 Mart 14.30 (İzmir Resim Heykel Müzesi Kültürpark Sanat Galerisi) 16 Mart 14.30 (İzmir Resim Heykel Müzesi Kültürpark Sanat Galerisi)
22 Mart 14.30 (İzmir Resim Heykel Müzesi Kültürpark Sanat Galerisi) 23 Mart 14.30 (İzmir Resim Heykel Müzesi Kültürpark Sanat Galerisi)
66
Uçaneller Kukla Evi
performance
gösteri
Türkiye Turkey
Oyun Adı / Title of the Play
: Yeşil Pingi’nin Masalı The Tale of Green Pingi
Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 5+
Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal
Her şeyin plastik olduğu farklı bir dünya varmış. Bu dünyada rengârenk
Pingiler yaşarmış. Pingiler dünyasında az rastlanan bir renge sahip olan
Küçük Yeşil Pingi kurbağalara benzetildiği ve alay konusu olduğu için rengini değiştirmeye karar vermiş ve Pingiler dünyasının yaratıcısı Büyük Ressam’dan yardım istemiş. Büyük Ressam Yeşil Pingi’ye yardım edeceğini
ancak hangi renk olacağına kendisinin karar vermesi gerektiğini söylemiş.
Bunun üzerine Küçük Yeşil Pingi en güzel rengi bulmak için yollara düşmüş.
Kırmızı gibi parlak, sarı gibi neşeli, mavi gibi sakin olmak isteyen Küçük Yeşil
Pingi acaba kendi rengini bulabilecek mi?
........
There is another world where everything is made of plastic. Pingies live in this colorful
world. The Little Green Pingi decides to change his color as his color is rare in Pingi
world and his friends teasing him all the time, saying that he looks like a frog. And so
he asks the Great Painter, creator of the Pingi world, for help. The Great Painter tells
him that he would help but the little Pingi has to decide which color he will become.
So, the Little Green Pingi hits the roads to discover the most beautiful color. Will the
Little Green Pingi, who wants to be as bright as red, as cheerful as yellow, as cool as
blue, be able to find out his own color?
10 Mart 11.00-14.00 (Narlıdere Atatürk Kültür Merkezi)
11 Mart 11.00 (İzmir Sanat)
67
performance
gösteri
Baruti Theatre
Yunanistan Greece
Oyun Adı / Title of the Play
: Doğu’nun Gizemi The Mystery of the Orient
Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min.
Yaş Grubu / Age Group
: 5+
Oyun Dili / Language of the Play : Yunanca ve Türkçe Greek & Turkish
Tourloum Soucloum, dedesi gibi sihirbaz olmak istemekte ama yaramazlığı
onun sihirbaz olmasını engellemektedir. Dedesinin önerisiyle kendini
geliştirmek için tek arkadaşı olan büyülü kitabıyla çıktığı maceralı yolculuğu
hiç de misafirperver olmayan bir çölde başlar. Festivalimize Yunanistan’dan
konuk olan Baruti Theatre, insan hareketlerini zarif ve doğala yakın biçimde
taklit eden kuklaları ile kendine özgü bir teknik ve deneyime sahip. Masalımsı
bir ortamda geçen ve çarpıcı bir müzikle birlikte sunulan gösteri, seyirciye
inanılmaz duygular yaşatıyor. Hiçbir şeyin imkânsız olmadığı bir dünyada
canlanan kuklalar izleyenleri büyülü bir dünyanın içine çekiyor.
........
Tourloum Soucloum, wishes to be a magician like his grandfather but his naughtiness
stops him to become what he wants. His adventurous journey that he decided to take,
upon his grandfather’s suggestion, to improve himself and become a magician, with
the magic book, which happens to be his only friend, started in a not-so-hospitable
desert. The Baruti Theatre participating our festival from Greece, has a unique
technique and experience with their puppets, imitating human motions in an elegant
and most natural way. The play, set in a fairy-tale stage, accompanied with a striking
music let the audience experience incredible feelings, the puppets come alive in a
world where nothing is impossible, drifts the spectators into a magical world.
18 Mart 14.00 (Fransız Kültür Merkezi)
20 Mart 11.00-14.00 (E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi)
68
contest
yarışma
6. Forum Bornova
Kukla Oyunu Yarışması
6th Forum Bornova
Puppet Show Contest
İzmir’de kukla sanatının gelişmesini sağlayan çabaların
en önemlilerinden biri olan Forum Bornova Kukla Oyunu
Yarışması’nın altıncısı VIII. İzmir Kukla Günleri kapsamında 15
-16 Mart tarihlerinde gerçekleşiyor. Artık sadece öğrencilerin
değil öğretmenlerin, velilerin ve hatta takipçisi olan seyircilerinin
de merakla beklediği ilköğretim okulları arası yarışmada, bu
yıl katılımcı 22 okul Charles Perrault’un ünlü eseri Kırmızı
Başlıklı Kız’ı sahneleyecekler. Gelenekselleşen yarışmanın
küçük kukla sanatçıları, profesyonelleri bile hayrete düşürüp
kıskandıran performanslarıyla, hayal gücünün zenginliğinin
ve yaratıcılığın herkes için ne kadar önemli olduğunun kanıtını
sunuyorlar. Geleceğin sanatçılarının ya da sanatseverlerinin
heyecan dolu gösterileri festivalin en görülmeye değer
bölümü. Onları izlemeye doyamayacaksınız.
The sixth Forum Bornova Puppet Show Contest, which is one of
the most important endeavors for development of puppet art in
İzmir, will take place in the scope of VIII. İzmir International Puppet
Days, on 15-16th March. 22 participating schools will perform the
famous piece of Charles Perrault, The Little Red Riding Hood, in
this contest of the elementary schools which is awaited curiously
not only by the students and the teachers, but also by the parents
and the follower audience of the event. The performance of the
young puppet artists of the traditionalistic contest surprises even
the professionals and make them envy, and proves how imagination and creativity is so important for everyone. The exciting performance of the artists or art-lovers to be is the most worth seeing
element of the festival. You will not get enough of watching them.
71
contest
yarışma
Jüri Başkanı
Prof. Dr. Hülya Nutku
Eğitimci, Araştırmacı
Dokuz Eylül Üni. Güzel Sanatlar Fakültesi
Sahne Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi
Educator, Researcher
Dokuz Eylül University Faculty of Fine Arts
Performing Arts Department
Jüri Üyeleri
Hristina Arsenova
Bulgaristan Burgaz
Devlet Kukla Tiyatrosu
San. Yönetmeni & Müdür
Bulgaria Burgas State
Puppet Theatre
Artistic Director &
Manager
Gürol Tonbul
Yonca Ginyol
İzmir Devlet Tiyatrosu
Sanatçısı
Actor,
Izmir State Theatre
Ege Üniversitesi
Çeşme Turizm ve
Otelcilik Yüksek Okulu
Turizm Animasyonu Bölümü
Öğretim Görevlisi
Ege University
Lecturer, Cesme Tourism
and Hotel Management
School
72
Işınsu Ersan
Dokuz Eylül Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
Sahne Sanatları Bölümü
Sahne Tasarımı Anasanat
Dalı Öğretim Görevlisi
Dokuz Eylül University
Faculty of Fine Arts
Stage Designer,
Performing Arts
Department
contest
yarışma
6. Forum Bornova
Kukla Oyunu Yarışması’na
Katılan Okullar
Schools Attending the
6th Forum Bornova Puppet Show Contest
23 Nisan İlkokulu
Aliağa TED Koleji
Bornova Koleji
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği
Çakabey Koleji
Çamlaraltı Koleji
EÇEV (Altındağ)
EÇEV (Yamanlar)
Fatih Koleji
Fatoş Nurcan Abla Koleji
Gelişim Koleji
Işıkkent Eğitim Kampusü
İzmir Amerikan Kültür Koleji
Kemalpaşa Sekiz Eylül İlkokulu
Kılıçaslan İlkokulu
Meliha ve Doğan Akad İlkokulu
Özel Ege Lisesi
Özel Tevfik Fikret İlkokulu
Rota Koleji
TAKEV
TEGV
Yönder Koleji
73
Lutkovno Gledalisce Ljubljana
koleksiyonundan
Zlatko Bourek Kuklaları
From Lutkovno Gledalisce Ljubljana collection,
Zlatko Bourek’s Puppets
Dünyanın saygın kukla müzelerinin ve topluluklarının
koleksiyonlarını İzmir seyircisiyle buluşturduğumuz
sergilerimize bu yıl dünyaca ünlü Hırvat yönetmen,
senarist, tasarımcı, karikatürist ve çok özel büyülü
dünyaların yaratıcısı Zlatko Bourek’in kuklalarıyla devam
ediyoruz. 1955 yılında Zagrep Üniversitesi Drama
Sanatları Akademisi, Heykel ve Resim Bölümü’nde
eğitimine başlayan sanatçının solo ve karma sayısız
sergisi bulunuyor. Sanatçının, Avrupa’nın en saygın
kukla tiyatrolarından Lutkovno Gledalisce Ljubljana’da
(Ljubljana Kukla Tiyatrosu) oynanan üç ayrı oyun için
hazırladığı kuklalardan oluşan sergi bu yıl festivalin
en önemli etkinliklerinden biri. Sanatçının, kukla
dünyasında neredeyse hiç kimse ile kıyaslanamayacak
grotesk, erotik, alaycı ve özgün formları paha biçilmez
bir koleksiyonun parçaları.
This year we host puppets of worldwide famous, Croatian
director, script writer, designer, caricaturist and creator
of very special, magical worlds, Zlatko Bourek, in our
exhibition through which we bring together the collections
of respectable puppet museums and groups of the world
with İzmir viewers, every year. The artist, whom started
his education in Zagreb University Drama Arts Faculty,
Sculpture and Art Department, in 1955, has countless
number of solo and group exhibitions. The exhibition of
the puppets he prepared for the three plays performed by
Lutkovno Gledalisce Ljubljana (Ljubljana Puppet Theatre),
one of the most respected puppet theatres of Europe, is
surely one of the utmost significant activities of our festival,
this year. The grotesque, erotic, satirical and unique forms
of the artist, incomparable to anyone in puppet world, are
part of a priceless collection.
75
Aleksandrina Ignatova’nin
Fırçasından
Öylesi̇ne Bi̇r Düş
From The Brush of
Aleksandrina Ignatova
Such A Dream
Çok yönlü sanatsal becerilerini “Rönesans İnsanı”
deyimiyle açıklayabileceğimiz çellist, sahne tasarımcısı,
ressam Aleksandrina Ignatova’nın sulu boya resim
sergisi, içinde kaybolup, ruhunuzu dinlendireceğiniz
naif bir atmosfer taşıyor. Yaptığı suluboya tablolar,
portreler ve kolajlarla sayısız kişisel sergi açmış ve
karma sergiye katılmış olan Bulgar sanatçının kimi
eserleri İtalya, Fransa, Almanya, Amerika, Norveç’te
özel koleksiyonlarda yer alıyor. Kendine özgü estetik
yaklaşımıyla yarattığı palyaço resimleriyle tanınan
sanatçı bu sergi için hazırladığı resimlerinde kuklanın
ruhunu yerleşik sanatsal tarzıyla birleştiriyor.
The water color painting exhibition of the cellist, stage
designer, painter, multi-talented Aleksandrina Ignatova,
whom we can characterize as a ‘Renaissance Person’,
holds a naïve atmosphere that calms your soul. Some
of the paintings of The Bulgarian artist, whom so far
hold countless number of personal water color, portray
and collage exhibitions, and attended numerous group
exhibitions, now crown the collections of private art
collectors in Italy, France, Germany, America and Norway.
The artist, very well known with the clown paintings she
created with her unique aesthetical approach, unites the
soul of puppets with her settled art style in these paintings
she prepared for this exhibition.
77
Serdar Sönmemiş Fotoğrafları
Fotoğrafçı Gözüyle
Kukla
Serdar Sonmemis Photograph Exhibition
Puppets Through the Eyes
of a Photographer
İçinde kuklanın yanı şıra obje ve gölge tiyatrosunu,
resmi, müziği, dansı, heykeli, neredeyse sanatın
tüm dallarını barındıran modern kukla sanatını
fotoğraflamak bu büyülü dünyanın büyüsünü sonsuza
kadar sanat aracılığıyla belgelemek demek. Yaşamı
zenginleştiren ve anlamlandıran sanata daha geniş bir
açıdan bakabilmek ve festival belleğinin devamlılığını
oluşturmak üzere sürdürdüğümüz ‘Fotoğrafçı
Gözüyle Kukla’ sergimiz bu yıl fotoğraf sanatçısı
Serdar Sönmemiş’in objektifinden yansımalarla
sanatseverleri bekliyor.
Photographing the modern puppet art which inholds
object and shadow theatre, painting, music, sculpture,
almost all branches of art beside puppetry, in a way
means documenting the magic of this magical world
forever through art. Our “Puppets Through the Eyes of a
Photographer” exhibition that we continue organizing every
year with the aim to bring a broader perspective to art and
attain continuity of festival recollection; this year, awaits
art-lovers with the reflections from the objective of Serdar
Sonmemis.
79
Safinaz Arıcan Karol’un
kuklaları
Biberisa Neredesin?
Puppets by Safinaz Arican Karol
Biberisa,
Where are you?
Çocukken, annesinin özenle seçtiği elbiselik
kumaşlardan arta kalanlara sarılışıyla başlıyor her şey.
Küçücük elleriyle neler biçmiyor, neler dikmiyor ki...
Sonra, büyüyen ellerinden makas, iğne, iplik, kumaş
hiç eksik olmuyor zaten. Gözleri çok geniş görürken,
ellerine de hükmediyor. Bir gün, yaşamın içinden
hafızasına nakşettiği onlarca karaktere can vermeye
başlıyor. Ellerinden tutup yanına aldıkları, gülümseyip
sarıldıkları,
unutamadıkları,
çok
özledikleri…
Biriktirdiklerinin elleri sıcacık… Şimdi masalının
kahramanlarını arıyor. Biberisa neredesin?
Everything starts with the remains of the dress fabrics she
embraced that her mother picked meticulously. She cuts
and sews anything and everything with her tiny little hands.
While growing up, needles, threads, and fabrics form an
important part of her life. Her eyes see every detail and she
perfectly rules her dexterous hands. One day, she starts
bringing tenths of characters she engraved to her memory,
to life. Characters that she held hands of, the ones she
smiled and hugged the ones she could not forget and the
ones she misses so much… Their hands are so warm…
Now she is searching for the heroes of her story. Biberisa,
where are you?
81
Bir Kukla Sergisi
İlk Adımlar
A Puppet Exhibition
First Steps
D.E.Ü. G.S.F. Sahne Sanatları Bölümü, Sahne
Tasarımı Anasanat Dalı öğrencilerinin “Kukla Yapım
ve Uygulama Teknikleri” dersi kapsamında yaptıkları,
kukla ile tanışmalarının ilk ürünleri olan sevimli
dostlar izleyicilerin beğenisine sunuluyor. Sergide, bir
dramatik anlatım biçimi olarak kuklanın olanaklarını
araştırırken, bir yandan da kuklanın büyülü dünyasına
adım atan öğrencilerin farklı teknikler kullanarak
yaptıkları uygulamalar ve denemeler görülebilir.
The adorable friends that the students of D.E.U. Fine Arts
Faculty, Stage Design Department made in their “Puppet
Making and Application Techniques” class, the very first
products of their acquaintance with puppets are presented
to the viewers. In this exhibition, potential of puppet as a
dramatic expression style can be explored while viewing
the applications and trials of the students stepping into the
magical world of puppets using different techniques.
83
Bir Kukla Sergisi
Engelsiz Kukla
A Disability Awareness Puppet Exhibition
Puppets Without Handicap
Festivalimizin en anlamlı etkinliklerinden biri
daha sizleri bekliyor. 2013 Ağustos ayında İzmir
Büyükşehir Belediyesi ve Agora Rotary Kulübü ile
birlikte düzenlediğimiz, Engelsizmir çatısı altında
yürütülen çalışmalardan biri olan Engelsiz Kukla yerli
ve yabancı eğitmenler eşliğinde iki hafta süren bir
kukla yapımcılığı meslek edindirme kursu. Bu kurs
süresince yaratılan kuklalar şimdi sanatseverlerle
buluşuyor. Engellilerimizin sorunlarını gündemde
tutup, engellilere çoklu yarar sağlamayı amaçlayan
bu anlamlı çabanın ürünü olan eserler, aynı zamanda
İzmir’de yeni bir sanatçı grubunun habercisi.
Another meaningful event of our festival awaitens you.
‘Puppets without Handicap’ was a two weeks vocational
course, held with foreign and native instructors that we
organised in August 2013, within the scope of ‘Disabledfriendly İzmir’ activities with the cooperation of İzmir
Metropolitan Municipality and Agora Rotary Club. Now, the
puppets created through this course will meet art-lovers.
The works of this meaningful effort, aiming to keep the
problems of our disabled friends in agenda alive and create
multiple benefits for them, are a harbinger of a new group
of artists upcoming in İzmir.
85
workshop
atölye
Kukla Yapımında
Kağıdın Si̇hi̇rli̇ Gücü
The Magical Power of Paper in
Puppet
Yöneten / Directed by:
Galia Levy
Kâğıtla yarattıklarıyla kukla dünyasında haklı bir üne
sahip İsrailli usta sanatçı Galia Levy yönetimindeki
atölye çalışmasında kâğıdı tanıyıp, farklı kullanımlarını
keşfedip, bu eşsiz malzeme ile yeni dünyalar
yaratmayı öğreneceksiniz. Kâğıdı kullanan sanatsal
teknikler arasında yer alan origami ve pop-up kitap
çalışmalarına bir giriş niteliğinde olan bu atölyede,
yalnız sanatsal gelişim sağlamakla kalmayıp, çocuk
eğitiminde de bu tekniklerden yararlanmanın
yollarını keşfedecek, birikimlerinize yeni beceriler
ekleyeceksiniz.
In this workshop, led by The Israeli art master Galia
Levy, who holds a rightful fame in puppet world with
what she creates with papers, you will get familiar
with paper, discover different purposes of use and
learn to create new worlds with this unique material.
You will not only progress your artistic skills but also
learn utilizing these techniques and add up to your
dexterities in this workshop which is an introduction
to artistic techniques that utilize paper, such as
origami and pop-up book works.
Ücretsizdir ve sınırlı sayıda profesyonel katılımcı içindir.
Free admittance, limited Access for professional participants.
Rez: 232.465 22 55 – 536.858 59 51
workshop
atölye
Kuklacı Enerji̇si̇ni̇
Kuklaya Nasıl Aktarır?
How The Performer Transfers Energy
into the Puppet
Yöneten / Directed by:
Dr. John McCormick
Kuklacılık cansız nesnelere yaşam verme sanatıdır. Aktörle
nesne arasında kurulan ilişkiyle, izleyici günlük yaşamın içinde
yer alan sıradan nesnelerin, insan ve hayvan figürlerinin veya
soyut objelerin sanki canlı olduklarına ikna edilir ve büyülü
bir dünya yaratılır. Bu atölyede aktörün uzantısı olan kuklaya
yaşam veren tekniklere odaklanılıp, cansız bir nesnenin
yaşayan bir varlık olduğuna seyircinin nasıl inandırılacağının
koşulları araştırılacak. Masa kuklası ve el kuklası oynatım
teknikleri üstüne bilgilerini paylaşacak akademisyen, yazar
ve tiyatro eğitmeni Dr. John Mc Cormick yönetimindeki
atölye çalışması kuklacılık becerileri edinmek isteyen sahne
profesyonelleri için bir fırsat.
Puppetry is an art of giving life to nonliving things. The
audience is convinced that the regular objects, human or
animal figures or abstract objects of daily life are as if alive,
and a magical world is created with the relation established
between the artist and the objects. In this workshop, we
will focus on the techniques that give life to the puppet and
search for the requirements on how to convince the audience
that a nonliving thing is a living being. The workshop led
by academician, author and theatre instructor Dr. John
McCormick who also would share his knowledge about table
puppet and hand puppet manipulating techniques, is a not to
be missed opportunity for stage professionals wishing to gain
puppetry dexterities.
Ücretsizdir ve sınırlı sayıda profesyonel katılımcı içindir.
Free admittance, limited Access for professional participants.
Rez: 232.465 22 55 – 536.858 59 51
workshop
atölye
Malzemeye Can Vermek
Giving Life to Material
Yöneten / Directed by:
Magali Chouinard
Kâğıt, makas, bez, tahta, gazete, tutkal... Bunların
canlanıp bir karakter yaratması ne kadar olasıdır
ki? Oysa bir kukla yaratmak için ihtiyacımız olan
düşünme kalıplarının dışına çıkıp hayal gücümüzü
yeni şeyler üretmek için kullanmak, beynimizin iki
lobunu da birlikte ve dengeli kullanarak maddeye can
vermek. Kanadalı kukla sanatçısı Magali Chouinard
yönetimindeki bu atölye çalışmasında yenilikçi ve
keşfedici düşünmeyle masa, el ve çubuklu kukla
yaratmanın ve ona can vermenin anahtarına sahip
olacaksınız.
Paper, scissor, cloth, wood, newspaper, glue… How
possible is it for these to become alive and create a
character? Well, in fact, all we need is to go beyond
regular thinking rules, use our imagination to create
new things, use both lobs of our brain in a balance
to give life to a substance. In this workshop led by
Canadian puppet artist Magali Chouinard, you will
get the key of making table, hand and string puppets
with reformist and exploratory thinking and giving
life to them.
Ücretsizdir ve sınırlı sayıda profesyonel katılımcı içindir.
Free admittance, limited Access for professional participants.
Rez: 232.465 22 55 – 536.858 59 51
workshop
atölye
Gölgeni̇n Sonsuz Dünyası
Chinese Shadow Puppet Workshop
Yöneten / Directed by:
Valeria Guglietti
Dünyanın önde gelen gölge kukla sanatçılarından biri
olan Brezilyalı Valeria Guglietti, katılımcıların her birinin
ihtiyacına göre eller ve uygun aksesuarlar kullanılarak
gölge kuklanın nasıl oluşturulacağının araştırıldığı ve
katılımcıların bu konudaki temel teknikleri edinmelerine
olanak sağlayacak bir atölye çalışmasıyla deneyimlerini
paylaşıyor. Gölge kukla tiyatrosunun tarihsel süreciyle
başlayacak çalışmada, gölge tipleri, gölge teknikleri,
aksesuar kullanımının uygulamalı örnekleriyle, gölge
kukla hakkında öğrenmek isteyeceğiniz her şeyin
cevabını bulacaksınız.
The Brezilian puppet artist Valeria Guglietti, one
of the leading shadow puppet artists of the world,
will teach the attendants how to use hands and
appropriate accessories to make shadow puppets
and the basic techniques of shadow puppetry, and
share her experiences with them, in this workshop.
The workshop will start with an introduction to
history of shadow puppet theatre and continue with
details of types of shadows, shadow techniques,
accessory utilization and will enlighten you about all
your questions regarding shadow puppets.
Ücretsizdir ve sınırlı sayıda profesyonel katılımcı içindir.
Free admittance, limited Access for professional participants.
Rez: 232.465 22 55 – 536.858 59 51
program
6 Mart 2014
Perşembe
7 Mart 2014
Cuma
Bulgaristan / Bulgaria
Sliven State Puppet Theatre
Üç Portakala Aşk / The Love for Three
Oranges
Buca Belediyesi Olimpik Yüzme
Havuzu
11.00 - 14.00
İspanya / Spain
Joan Baixas
Müziğin Renkleri / Painted Music
İzmir Sanat
14.00 20 TL.
Portekiz / Portugal
S.A. Marionetas Teatro & Bonecos
Gibi Gibi / ETC...
Han Tiyatrosu
14.00 20 TL.
Fransa / France
Cie Les Mains
Benim Dediğim Olacak / Accord
Caboche
Fransız Kültür Merkezi
14.00 20 TL.
Hollanda / Netherlands
De Stilte
Deli Dolu / Madcap
İzmir Sanat
20.00 20 TL.
İtalya / Italy
Laura Kibel - Teatro dei Piedi
Dört Ayaklı Sonat / Sonata A Quattro
Piedi
Gelişim Koleji
14.00
İtalya / Italy
Laura Kibel - Teatro dei Piedi
Dört Ayaklı Sonat / Sonata A Quattro
Piedi
Ahmet Piriştina Kültür Merkezi
20.00
7 Mart 2014
Cuma
İtalya / Italy
Riserva Canini Teatro
Talita Kum / Talita Kum
E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro Salonu
20.00 20 TL.
Bulgaristan / Bulgaria
Sliven State Puppet Theatre
Üç Portakala Aşk / The Love for Three
Oranges
Fatih Koleji
11.00 - 14.00
Tayvan / Taiwan
Taiyuan Puppet Theatre Company
Eve Giden Kadın -Benim Bir Adım Var
/ A Woman Going Home - I Have a
Name
Han Tiyatrosu
20.00 20 TL.
Fransa / France
Cie Les Mains
Benim Dediğim Olacak / Accord
Caboche
Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi
11.00 20 TL.
Ücret bilgisi bulunmayan gösteriler için festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir.
Forum Bornova AVM Etkinlik Alanı’nda gerçekleşecek gösteriler için Forum Bornova Danışma Birimi ya da
festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. İlgili gösteriler Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı yararına yapılmaktadır.
91
program
8 Mart 2014
Cumartesi
8 Mart 2014
Cumartesi
Bulgaristan / Bulgaria
Sliven State Puppet Theatre
Üç Portakala Aşk / The Love for Three
Oranges
Fransız Kültür Merkezi
11.00 20 TL.
Türkiye / Turkey
Hayali Ayhan Leylek
Karagöz ve Hacivat’ın Bilmece
Yarışması / Karagoz and Hacivat’s
Riddle Contest
İzmir Resim Heykel Müzesi
Kültürpark Sanat G.
14.30
İtalya / Italy
Valeria Bianchi
Nonso ve Nonsa / Nonso e Nonsa
Forum Bornova Etkinlik Alanı
11.00 - 15.00
Portekiz / Portugal
S.A. Marionetas Teatro & Bonecos
Gibi Gibi / ETC...
Forum Bornova Etkinlik Alanı
19.30
İspanya / Spain
Joan Baixas
Müziğin Renkleri / Painted Music
E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi - Tiyatro
Salonu
14.00 20 TL.
İtalya / Italy
Laura Kibel - Teatro dei Piedi
Dört Ayaklı Sonat / Sonata A Quattro
Piedi
E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi - Tiyatro
Salonu
20.00 20 TL.
Tayvan / Taiwan
Taiyuan Puppet Theatre Company
Eve Giden Kadın -Benim Bir Adım Var
/ A Woman Going Home - I Have a
Name
İzmir Sanat
14.00 20 TL.
İtalya / Italy
Riserva Canini Teatro
Talita Kum / Talita Kum
İzmir Sanat
20.00 20 TL.
Ücret bilgisi bulunmayan gösteriler için festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir.
Forum Bornova AVM Etkinlik Alanı’nda gerçekleşecek gösteriler için Forum Bornova Danışma Birimi ya da
festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. İlgili gösteriler Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı yararına yapılmaktadır.
92
program
9 Mart 2014
Pazar
10 Mart 2014
Pazartesi
İtalya / Italy
Valeria Bianchi
Nonso ve Nonsa / Nonso e Nonsa
İzmir Sanat
14.00 20 TL.
Türkiye / Turkey
Uçaneller Kukla Evi
Yeşil Pingi’nin Masalı /
The Tale of Green Pingi
Narlıdere Atatürk Kültür Merkezi
11.00 - 14.00 20 TL.
Fransa / France
Cie Les Mains
Benim Dediğim Olacak / Accord Caboche
Forum Bornova Etkinlik Alanı
13.00 - 17.00
İtalya / Italy
Laura Kibel - Teatro dei Piedi
Dört Ayaklı Sonat / Sonata A Quattro Piedi
Özel Ege Lisesi
11.00
Türkiye / Turkey
Hayali Ayhan Leylek
Karagöz ve Hacivat’ın Bilmece
Yarışması / Karagoz and Hacivat’s
Riddle Contest
İzmir Res. Hey. Müzesi Kültürpark San. G.
14.30
Hollanda / Netherlands
De Stilte
1 ve 2 ve / 1 - 2’s
İzmir Sanat
14.00 20 TL.
Portekiz / Portugal
S.A. Marionetas Teatro & Bonecos
Gibi Gibi / ETC...
Han Tiyatrosu
14.00 20 TL.
Hollanda / Netherlands
De Stilte
Deli Dolu / Madcap
İzmir Sanat
20.00 20 TL.
Romanya / Rumania
Puck Puppet Theatre
Cadı’nın Kedisi / The Witch’s Tom Cat
Ahmet Piriştina Kültür Merkezi
14.00
10 Mart 2014
Pazartesi
Bulgaristan / Bulgaria
Vidin State Puppet Theatre
Balıkçı ve Altın Balık / Fisherman and
The Golden Fish
İzmir Sanat
11.00 20 TL.
İtalya / Italy
Riserva Canini Teatro
Talita Kum / Talita Kum
İzmir Sanat
20.00 20 TL.
Tayvan / Taiwan
Taiyuan Puppet Theatre Company
Eve Giden Kadın - Benim Bir Adım
Var / A Woman Going Home - I Have
a Name
Han Tiyatrosu
20.00 20 TL.
İspanya / Spain
Compania De Marionetas
Herta Frankel
Sevimli Palyaçolar / Wooden Clowns
Nedret Güvenç Sahnesi
11.00 - 14.00
93
program
11 Mart 2014
Salı
11 Mart 2014
Salı
İspanya / Spain
Compania De Marionetas
Herta Frankel
Sevimli Palyaçolar /
Wooden Clowns
Buca Belediyesi
Olimpik Yüzme Havuzu
11.00 - 14.00
Türkiye / Turkey
Uçaneller Kukla Evi
Yeşil Pingi’nin Masalı /
The Tale of Green Pingi
İzmir Sanat
11.00 20 TL.
Hollanda / Netherlands
De Stilte
1 ve 2 ve / 1 - 2’s
İzmir Sanat
14.00 20 TL.
İspanya / Spain
El Teatre De L’Home Dibuixat
Küçük Bir Taş Öyküsü /
Stone by Stone
Han Tiyatrosu
11.00 20 TL.
Portekiz / Portugal
S.A. Marionetas Teatro & Bonecos
Gibi Gibi / ETC...
Fransız Kültür Merkezi
14.00 20 TL.
İtalya / Italy
Valeria Bianchi
Nonso ve Nonsa /
Nonso e Nonsa
Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi
11.00 20 TL.
Fransa / France
Plexus Polaire
Opak Opera / Opera Opaque
İzmir Sanat
20.00 20 TL.
Romanya / Rumania
Puck Puppet Theatre
Cadı’nın Kedisi /
The Witch’s Tom Cat
Rota Koleji
11.00
İtalya / Italy
Laura Kibel - Teatro dei Piedi
Dört Ayaklı Sonat /
Sonata A Quattro Piedi
Dr. Selahattin Akçicek
Kültür Sanat Merkezi
20.00
Ücret bilgisi bulunmayan gösteriler için festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir.
Forum Bornova AVM Etkinlik Alanı’nda gerçekleşecek gösteriler için Forum Bornova Danışma Birimi ya da
festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. İlgili gösteriler Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı yararına yapılmaktadır.
94
program
12 Mart 2014
Çarşamba
12 Mart 2014
Çarşamba
Hollanda / Netherlands
Lichtbende Theatre
Poufff / Poufff
Dr. Selahattin Akçicek
Kültür Sanat Merkezi
11.00 20 TL.
Fransa / France
Plexus Polaire
Opak Opera /
Opera Opaque
İzmir Sanat
20.00 20 TL.
İsrail / Israel
Koom - Koom Theatre
Uzun, Kısa ve Eğri / Long,
Short and Twisted
Buca Belediyesi Olimpik Yüzme
Havuzu
11.00 - 14.00
İspanya / Spain
El Teatre
De L’Home Dibuixat
Küçük Bir Taş Öyküsü /
Stone by Stone
Fransız Kültür Merkezi
20.00 20 TL.
İtalya / Italy
Valeria Bianchi
Nonso ve Nonsa /
Nonso e Nonsa
Fransız Kültür Merkezi
11.00 20 TL.
İtalya / Italy
Laura Kibel - Teatro dei Piedi
Dört Ayaklı Sonat /
Sonata A Quattro Piedi
Marmaris Belediyesi
Çok Amaçlı Salon
20.00
Bulgaristan / Bulgaria
Vidin State Puppet Theatre
Balıkçı ve Altın Balık /
Fisherman and The Golden Fish
Nedret Güvenç Sahnesi
11.00 - 14.00
Romanya / Rumania
Puck Puppet Theatre
Cadı’nın Kedisi /
The Witch’s Tom Cat
İzmir Sanat
11.00 20 TL.
Ücret bilgisi bulunmayan gösteriler için festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir.
Forum Bornova AVM Etkinlik Alanı’nda gerçekleşecek gösteriler için Forum Bornova Danışma Birimi ya da
festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. İlgili gösteriler Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı yararına yapılmaktadır.
95
program
13 Mart 2014
Perşembe
13 Mart 2014
Perşembe
Fransa / France
Cie I’Alinéa
Sözsüz Kısa Öyküler / Petites Histoires
Sans Paroles
Mevlana Toplum ve Bilim Merkezi
11.00
Türkiye / Turkey
Geleneksel Gösteri Sanatları
Topluluğu
İbiş Karagöz Oynatıyor / Ibis
Becomes a Karagoz Performer
Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi
14.00 20 TL.
Bulgaristan / Bulgaria
“Georgi Mitev”
Yambol State Puppet Theatre
Rumi ve Yaşlı Aslan /
Rumeto and Old Lion
Işıkkent Eğitim Kampusü
İsrail / Israel
Koom - Koom Theatre
Uzun, Kısa ve Eğri / Long, Short and
Twisted
Bülent Ecevit Kültür Merkezi
14.00
İtalya / Italy
Valeria Bianchi
Nonso ve Nonsa / Nonso e Nonsa
Güzelyalı Kültür Merkezi
11.00 20 TL.
Romanya / Rumania
Puck Puppet Theatre
Cadı’nın Kedisi / The Witch’s Tom Cat
Bahçeşehir Koleji
15.00
Hollanda / Netherlands
Lichtbende Theatre
Poufff / Poufff
Mevlana Toplum ve Bilim Merkezi
14.00
Fransa / France
Plexus Polaire
Opak Opera / Opera Opaque
İzmir Sanat
20.00 20 TL.
Ücret bilgisi bulunmayan gösteriler için festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir.
Forum Bornova AVM Etkinlik Alanı’nda gerçekleşecek gösteriler için Forum Bornova Danışma Birimi ya da
festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. İlgili gösteriler Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı yararına yapılmaktadır.
96
program
14 Mart 2014
Cuma
15 Mart 2014
Cumartesi
Bulgaristan / Bulgaria
“Georgi Mitev”
Yambol State Puppet Theatre
Rumi ve Yaşlı Aslan / Rumeto and Old Lion
Buca Bel. Olimpik Yüzme Havuzu
11.00 - 14.00
Fransa / France
Cie I’Alinéa
Sözsüz Kısa Öyküler /
Petites Histoires Sans Paroles
E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro Salonu
13.00 - 20.00 20 TL.
Bulgaristan / Bulgaria
Bugas State Puppet Theatre
Yumurta / The Egg
Mevlana Toplum ve Bilim Merkezi
11.00 - 14.00
Bulgaristan / Bulgaria
Bugas State Puppet Theatre
Yumurta / The Egg
İzmir Sanat
11.00 20 TL.
Fransa / France
Cie I’Alinéa
Sözsüz Kısa Öyküler / Petites Histoires
Sans Paroles
Güzelyalı Kültür Merkezi
11.00
Türkiye / Turkey
Hayali Ayhan Leylek
Karagöz ve Hacivat’ın Bilmece
Yarışması / Karagoz and Hacivat’s
Riddle Contest
İzmir Resim Heykel Müzesi
Kültürpark Sanat G.
14.30
Hollanda / Netherlands
Lichtbende Theatre
Poufff / Poufff
İzmir Sanat
11.00 20 TL.
Türkiye / Turkey
Balon Kukla Tiyatrosu
Dünyayı Gezen Balon /
Baloon The Traveler
İzmir Sanat
15.00 20 TL.
İsrail / Israel
Koom - Koom Theatre
Uzun, Kısa ve Eğri /
Long, Short and Twisted
Özel Ege Lisesi
11.00
Türkiye / Turkey
Geleneksel Gösteri San. Topluluğu
İbiş Karagöz Oynatıyor /
Ibis Becomes a Karagoz Performer
Dr. Selahattin Akçicek Kül. San. Merkezi
14.00 20 TL.
İtalya / Italy
Laura Kibel - Teatro dei Piedi
Dört Ayaklı Sonat / Sonata A Quattro Piedi
Selçuk Belediyesi Tiyatro Salonu
15.00 - 20.30
97
program
16 Mart 2014
Pazar
17 Mart 2014
Pazartesi
Türkiye / Turkey
Balon Kukla Tiyatrosu
Dünyayı Gezen Balon /
Baloon The Traveler
İzmir Sanat
12.00 20 TL.
Bulgaristan / Bulgaria
Bugas State Puppet Theatre
Yumurta / The Egg
İzmir Sanat
11.00 20 TL.
Bulgaristan / Bulgaria
Trio Theatre
Hediye / The Gift
Han Tiyatrosu
11.00 20 TL.
Türkiye / Turkey
Han Tiyatrosu
Üç Kafadar / Three Cronies
Han Tiyatrosu
14.00 20 TL.
Kanada / Canada
Magali Chouinard
Beyaz Kadın / White Woman
Fransız Kültür Merkezi
14.00 20 TL.
Türkiye / Turkey
Hayali Ayhan Leylek
Karagöz ve Hacivat’ın Bilmece
Yarışması / Karagoz and Hacivat’s
Riddle Contest
İzmir Resim Heykel Müzesi
Kültürpark Sanat Galerisi
14.30
Türkiye / Turkey
Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu
Bir Yaz Masalı / A Summer Tale
İzmir Sanat
14.00 20 TL.
Arjantin / Argentina
Valeria Guglietti
Elele / Hand in Hand
Fransız Kültür Merkezi
15.30 20 TL.
Türkiye / Turkey
Balon Kukla Tiyatrosu
Dünyayı Gezen Balon /
Baloon The Traveler
Han Tiyatrosu
14.00 20 TL.
Slovenya / Slovenia
Lutkovno Gledalisce Maribor
Ağaç Diken Adam / The
Man Who Planted Trees
İzmir Sanat
20.00 20 TL.
Slovenya / Slovenia
Lutkovno Gledalisce Maribor
Ağaç Diken Adam /
The Man Who Planted Trees
İzmir Sanat
20.00 20 TL.
Türkiye / Turkey
Game of Gölge Sanatı
Gölgelerin Dansı /
The Dance of the Shadow
Fransız Kültür Merkezi
20.00 20 TL.
98
program
18 Mart 2014
Salı
18 Mart 2014
Salı
Bulgaristan / Bulgaria
Trio Theatre
Hediye / The Gift
Fransız Kültür Merkezi
11.00 20 TL.
Yunanistan / Greece
Baruti Theatre
Doğu’nun Gizemi /
The Mystery of the Orient
Fransız Kültür Merkezi
14.00 20 TL.
Almanya / Germany
Biting Breads
Şakacı Cüceler /
Troll Trouble
Han Tiyatrosu
11.00 20 TL.
Slovenya / Slovenia
Teatro Matita
Dikkat Geyik! /
Attention Moose!
İzmir Sanat
14.00 20 TL.
Çek Cumhuriyeti /
Czech Republic
Karromato
Kuklaların Sirki /
The Wooden Circus
Buca Belediyesi
Olimpik Yüzme Havuzu
11.00 - 14.00
İsrail / Israel
Train Theatre
Chelem Efsanesi /
The Chelem Legend
Han Tiyatrosu
20.00 20 TL.
Türkiye / Turkey
Game of Gölge Sanatı
Gölgelerin Dansı /
The Dance of the Shadow
İzmir Sanat
20.00 20 TL.
Türkiye / Turkey
Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu
Bir Yaz Masalı /
A Summer Tale
Dr. Selahattin Akçicek
Kültür Sanat Merkezi
11.00 20 TL.
İsrail / Israel
Bubat Theatre
Zebra-Domingo Gonsales’in
Aya İlginç Yolculuğu /
Zebra-The Strange Voyage of ...
Han Tiyatrosu
14.00 20 TL.
Ücret bilgisi bulunmayan gösteriler için festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir.
Forum Bornova AVM Etkinlik Alanı’nda gerçekleşecek gösteriler için Forum Bornova Danışma Birimi ya da
festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. İlgili gösteriler Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı yararına yapılmaktadır.
99
program
19 Mart 2014
Çarşamba
19 Mart 2014
Çarşamba
Belçika / Belgium
Théâtre Du Sursaut
Bildiğiniz Gibi Değil /
Post Scriptum
Güzelyalı Kültür Merkezi
11.00 20 TL.
Arjantin / Argentina
Valeria Guglietti
Elele / Hand in Hand
Ahmet Piriştina Kültür Merkezi
20.00
Almanya / Germany
Biting Breads
Şakacı Cüceler /
Troll Trouble
Fransız Kültür Merkezi
11.00 20 TL.
Türkiye / Turkey
Game of Gölge Sanatı
Gölgelerin Dansı /
The Dance of the Shadow
Narlıdere Atatürk Kültür Merkezi
14.00 20 TL.
Bulgaristan / Bulgaria
Trio Theatre
Hediye / The Gift
Ekin Koleji
11.00
İsrail / Israel
Train Theatre
Chelem Efsanesi /
The Chelem Legend
Han Tiyatrosu
20.00 20 TL.
Çek Cumhuriyeti /
Czech Republic
Karromato
Kuklaların Sirki /
The Wooden Circus
Nedret Güvenç Sahnesi
11.00
Slovenya / Slovenia
Teatro Matita
Mutlu Kemikler /
Happy Bones
Fransız Kültür Merkezi
20.00 20 TL.
İsrail / Israel
Bubat Theatre
Zebra-Domingo Gonsales’in
Aya İlginç Yolculuğu /
Zebra-The Strange Voyage of ...
Han Tiyatrosu
14.00 20 TL.
Ücret bilgisi bulunmayan gösteriler için festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir.
Forum Bornova AVM Etkinlik Alanı’nda gerçekleşecek gösteriler için Forum Bornova Danışma Birimi ya da
festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. İlgili gösteriler Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı yararına yapılmaktadır.
100
program
20 Mart 2014
Perşembe
20 Mart 2014
Perşembe
Almanya / Germany
Biting Breads
Şakacı Cüceler /
Troll Trouble
Han Tiyatrosu
11.00 20 TL.
Bulgaristan / Bulgaria
Varna State Puppet Theatre
Allegro Vivace / Allegro Vivace
Bülent Ecevit Kültür Merkezi
14.00
İsrail / Israel
Bubat Theatre
Zebra-Domingo Gonsales’in
Aya İlginç Yolculuğu /
Zebra-The Strange Voyage of ...
Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi
14.00 20 TL.
Çek Cumhuriyeti /
Czech Republic
Karromato
Kuklaların Sirki /
The Wooden Circus
Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi
11.00 20 TL.
Belçika / Belgium
Théâtre Du Sursaut
Bildiğiniz Gibi Değil /
Post Scriptum
Bahçeşehir Koleji
15.00
Slovenya / Slovenia
Teatro Matita
Dikkat Geyik! /
Attention Moose!
Güzelyalı Kültür Merkezi
11.00 20 TL.
İsrail / Israel
Train Theatre
Chelem Efsanesi /
The Chelem Legend
Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi
20.00 20 TL.
Yunanistan / Greece
Baruti Theatre
Doğu’nun Gizemi /
The Mystery of the Orient
E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi
Tiyatro Salonu
11.00 - 14.00 20 TL.
Türkiye / Turkey
Game of Gölge Sanatı
Gölgelerin Dansı /
The Dance of the Shadow
İzmir Sanat
20.00 20 TL.
Arjantin / Argentina
Valeria Guglietti
Elele / Hand in Hand
Mevlana Toplum ve Bilim Merkezi
14.00
Ücret bilgisi bulunmayan gösteriler için festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir.
Forum Bornova AVM Etkinlik Alanı’nda gerçekleşecek gösteriler için Forum Bornova Danışma Birimi ya da
festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. İlgili gösteriler Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı yararına yapılmaktadır.
101
program
21 Mart 2014
Cuma
21 Mart 2014
Cuma
Bulgaristan / Bulgaria
Varna State Puppet Theatre
Allegro Vivace / Allegro Vivace
Yönder Koleji
10.30
Amerika-İsrail-Türkiye /
ABD-Israel-Turkey
Festival Özel Gösterisi
Bacanın Melekleri /
Angels of the Chimney
Tarihi Havagazı
Fabrikası Kültür Merkezi
20.00
Almanya / Germany
Biting Breads
Şakacı Cüceler / Troll Trouble
E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro Salonu
11.00 20 TL.
Kanada / Canada
Magali Chouinard
Beyaz Kadın / White Woman
E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro
Salonu
20.00 20 TL.
Belçika / Belgium
Théâtre Du Sursaut
Bildiğiniz Gibi Değil /
Post Scriptum
İzmir Sanat
14.00 20 TL.
Rusya / Russia
Vologda Regional Puppet Theatre
“Teremok”
Carmen / Carmen
İzmir Sanat
20.30 20 TL.
İsrail / Israel
Bubat Theatre
Zebra-Domingo Gonsales’in
Aya İlginç Yolculuğu /
Zebra-The Strange Voyage of ...
Han Tiyatrosu
14.00 20 TL.
Arjantin / Argentina
Valeria Guglietti
Elele / Hand in Hand
Selçuk Belediyesi Tiyatro Salonu
15.00 - 20.30
Ücret bilgisi bulunmayan gösteriler için festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir.
Forum Bornova AVM Etkinlik Alanı’nda gerçekleşecek gösteriler için Forum Bornova Danışma Birimi ya da
festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. İlgili gösteriler Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı yararına yapılmaktadır.
102
program
22 Mart 2014
Cumartesi
22 Mart 2014
Cumartesi
Bulgaristan / Bulgaria
Varna State Puppet Theatre
Allegro Vivace / Allegro Vivace
Forum Bornova Etkinlik Alanı
11.00 - 15.00
Arjantin / Argentina
Valeria Guglietti
Elele / Hand in Hand
E.Ü. Atatürk Kültür
Merkezi Tiyatro Salonu
20.00 20 TL.
Türkiye / Turkey
Hayali Ayhan Leylek
Karagöz ve Hacivat’ın
Bilmece Yarışması /
Karagoz and Hacivat’s
Riddle Contest
İzmir Resim Heykel Müzesi
Kültürpark Sanat Galerisi
14.30
Rusya / Russia
Vologda Regional Puppet Theatre
“Teremok”
Carmen / Carmen
İzmir Sanat
20.30 20 TL.
23 Mart 2014
Pazar
Kanada / Canada
Magali Chouinard
Beyaz Kadın / White Woman
E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro Salonu
15.00 20 TL.
Slovenya / Slovenia
Teatro Matita
Dikkat Geyik! / Attention Moose!
Forum Bornova Etkinlik Alanı
13.00 - 17.00
Slovenya / Slovenia
Teatro Matita
Mutlu Kemikler / Happy Bones
Forum Bornova Etkinlik Alanı
19.30
Türkiye / Turkey
Hayali Ayhan Leylek
Karagöz ve Hacivat’ın
Bilmece Yarışması /
Karagoz and Hacivat’s
Riddle Contest
İzmir Resim Heykel Müzesi
Kültürpark Sanat Galerisi
14.30
Amerika-İsrail-Türkiye /
ABD-Israel-Turkey
Festival Özel Gösterisi
Bacanın Melekleri /
Angels of the Chimney
Tarihi Havagazı
Fabrikası Kültür Merkezi
20.00
Arjantin / Argentina
Valeria Guglietti
Elele / Hand in Hand
İzmir Sanat
15.00 20 TL.
Ücret bilgisi bulunmayan gösteriler için festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir.
Forum Bornova AVM Etkinlik Alanı’nda gerçekleşecek gösteriler için Forum Bornova Danışma Birimi ya da
festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. İlgili gösteriler Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı yararına yapılmaktadır.
103