AÖF İLETİŞİM ARAŞTIRMALARI ders notu için tıklayınız!

DİKKAT!....BURADA SADECE İLK ÜNİTE GÖSTERİLMEKTEDİR.ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU İÇİNDEKİLER DEN GÖREBİLİRSİNİZ…..
İLETİŞİM
ARAŞTIRMALARI
KISA ÖZET
KOLAY AOF
İLETİŞİM ARAŞTIRMALARI
Kolayaof.com 0362 233 8723
Sayfa 2
İLETİŞİM ARAŞTIRMALARI
İçindekiler
1. Bilimsel Araştırmada Temel Kavramlar……………………………………….. 4
2. Bilimsel Bilginin Niteliği……………………………………………………..……….. 6
3. İletişim Araştırmalarının Tarihi………………………………………………..... 8
4. İletişim Araştırmaları Uygulama Alanları……………………………………..13
5. İletişim Araştırmalarında Nicel Yöntemler……………………………………19
6. İletişim Araştırmalarında Nitel Yöntemler……………………………………25
7. İçerik Analizi…………………………………………………………………………………29
8. Araştırma Projelerinde Maliyet ve Fonlanması…………………………….33
Kolayaof.com 0362 233 8723
Sayfa 3
İLETİŞİM ARAŞTIRMALARI
1.ÜNİTE-BİLİMSEL ARAŞTIRMADA
TEMEL KAVRAMLAR
BİLİM NEDİR?
Akademik kitaplarda açıklanan olguların pek çoğunun ilk paragrafı; olgunun kavramsal tanımı
üzerinde “tam bir uzlaşı olmadığının” belirtilmesiyle başlar. Olguların tanımlanışına yönelik
bilimsel bilginin bir uzlaşıdan uzak gözüken bu hali, bilimi kavrayamamış insanlara şaşırtıcı
gelebilir. Bunun nedeni çalışmaların süreğenliği, bilim adamlarının olgularla ilgili daha gelişkin
kavrayışlara ulaşmak için hep daha derine ve daha uzağa, eleştirel ve çok yönlü bakabilme
çabasıdır. Einstein’ın bilim tanımındaki; “düzenden yoksun duyu verileri” araştırılan olguya
ilişkin gözlemleri işaret etmektedir. Gerçekten de aynı insanın farklı mesafe ve açılardan yaptığı gözlemler değişebildiği gibi, aynı uçağın diğer yandaki camlarından bakanların gözlemledikleri de farklı olabilir. Ama tüm gözlemler gözlemciler tarafından “mantıksal düşünceyle”
uyumlu hale getirilerek anlamlandırılmaya çalışılır.
TEORİ (KURAM) NEDİR?
İnsanlar ezelden beri çevrelerini gözlemler ve gözlemlerinden hareketle bazı mantıksal ilişkiler kurarak sonraki durumlar için çıkarımlarda bulunurlar. Örneğin ağaçlarda olgunlaşan tüm
elmalar yere düşer. Bir tüy süzülerek yavaşça yere düşerken bir taş yere hızla düşer. Ama
gökyüzünde gördüğümüz ay yere düşmez. Neden elmalar düşerken ay düşmez? Neden taş
tüyden hızlı düşer Reklamlarda önerilen ürünü satın aldığımız koşulda ulaşacağımıza koşullandırıldığımız durumlar veya duygusal haller de benzer koşullanma teorileri doğrultusunda
tasarlanmaktadır.
HİPOTEZ VE SINAMA NEDİR?
Gözlemlerimize konu sayısız olgu vardır ve bu olgular arasında sayısız ilişki cereyan eder. Tüm
bunları açıklamak için pek çok teori geliştirilmiştir ve insan merak duymaya ve gözlem yapmaya devam ettiği sürece de teoriler gelişmeye devam edecektir. Ancak bazen aynı olgusal
ilişkileri açıklayan farklı teorilerin olgular arasındaki ilişkileri açıklayış biçimleri arasında farklılıklar olabilir Hipotezler doğrulanmak için değil sınanmak için ortaya atılırlar. Bu bilimdeki
nesnellik anlayışının bir gereğidir. Sınama ifadesi yerine doğrulama ifadesi kullanmak hata
olur.
Hipotezimizin sınanmaya uygun olan formu şu şekilde olabilir: “Kadınlar ile erkekler arasında
cezaya gösterilen tepki düzeyleri arasında fark yoktur”. Bu tip sınamalarda özellikle ilişkinin
yokluğunu öneren hipotezler test edilir. Eğer ilişkinin yok olduğunu öneren hipotez “red edilirse” bu ilişkinin varlığına delalet eder. Sonraki aşamada kadın ve erkekler arasında hangi
grubun cezaya daha çok tepki verdiği yine eldeki gözlem verilerinin istatistiksel analiziyle belirlenir.
GÖZLEM NEDİR?
Gözlem bir bilimsel araştırmada veri toplamak için kullanılan tekniklerin genel adıdır. Her
araştırmanın amacı doğrultusunda nasıl bir gözlem yapılması gerektiği, yani uygun veri toplama teknikleri tasarlanır. Pozitivist bilim anlayışında sıklıkla kullanılan “görgül bilim” ifadesi
de buradan gelir. Yani doğrudan ya da dolaylı olarak gözlenemeyen (metafizik) konular bilimsel faaliyetin dışındadır. Bu haliyle bilim, “salt bir akıl yürütme faaliyeti” olmaktan da uzaklaşır Her gözlem tekniğin uygulamada pek çok ayrıntısı ve üstün ve zayıf yönleri vardır. Ancak
bu konular bu bölümün amacı ve kapsamı dışında olduğu için ayrıntıya girilmemiştir. Önemli
Kolayaof.com 0362 233 8723
Sayfa 4
İLETİŞİM ARAŞTIRMALARI
olan; seçilen gözlem teknik veya tekniklerinin araştırma amaçlarına uygunluğunun savunulabilmesidir.
NÜFUS VE ÖRNEKLEM NEDİR
Annenizi kek yaparken izlemişsinizdir. Un, şeker, yumurta ve yağdan belirli miktarlarda koyar
ve iyice karıştırır. Tadı yerinde oldu mu diye parmağının ucuyla bir miktar alır ve tadar. Tadı
yerinde mi diye bütün bulamacı yemesi gerekmez! Parmak ucunda duran küçük bulamaç,
tüm bulamacın özelliklerini zaten taşımaktadır ve “tüm” hakkında fikir verir. İşte buradaki
bulamacı “nüfus”, kâfi miktardaki parmak ucu tadımlığını da “örneklem” olarak değerlendirebilirsiniz. Bulamacın denenen kısmının bütünün özelliklerini gösterdiğini bilirsiniz. Yani “nüfus”; hakkında araştırma yaptığımız, belirli bir konuda niteliğini öğrenmek istediğimiz kitlenin
bütünüdür. “Örneklem” ise nüfusun genel özelliklerini yansıtan, yani nüfusun bütününü
temsil niteliği taşıyan, yeterli büyüklükteki şeçilmiş nüfus parçasıdır
BAĞIMLI, BAĞIMSIZ VE ARACI DEĞİŞKENLER NEDİR?
Bu ünitenin başında yaptığımız bilim tanımını hatırlayalım. Bilimi; “gözlemleyebildiğimiz evrene dair sistemli biçimde veriler elde etmek, elde edilenleri diğer verilerle mantıksal ve anlamlı biçimde ilişkilendirmek ve ulaştığımız tüm yargıları alternatif gözlem ve ilişkilendirmelerle tekrarlı sınamalara tabi tutmak” olarak tanımlamıştık. Peki bilimsel faaliyete neden ihtiyaç duyarız? Bu soruya felsefi açıdan, ereksel açıdan, sosyolojik açıdan, ideolojik açıdan pek
çok farklı cevaplar verilebilir. Burada bizi ilgilendiren bilimin fonksiyonel açıdan yapılma sebebi. Fonksiyonel açıdan neden bilim yaptığımız sorusu, “bilim ne işe yarar” sorusuyla aynı
anlamda ele alınabilir. Bilim; (en genel haliyle) olgular arasındaki neden-sonuç ilişkilerinin
yapısını çözümlemeye yarar .
Mediatör ve moderatör değişkenlerin her ikisi de bağımsız ve bağımlı değişken arasındaki
ilişkinin yapısında farklılığa yol açmasına rağmen birbirlerinden farklıdırlar ve karıştırılmamalıdırlar.
Bağımlı ve bağımsız değişken arasında öngörülen ilişkinin yapısında değişikliğe neden olma
potansiyeline sahip “farklı gözlem kategorilerine” moderatör değişken denir. Moderatör
değişken; bağımsız ve bağımlı değişken arasındaki ilişkinin yönüne ve/veya gücüne etki eden
üçüncü değişkendir.
VERİ, BULGU, BİLGİ VE SOYUTLAMA NEDİR?
Bilimsel çalışmalarda sıklıkla kullanılan ifadelerden biri de veridir.
Veri; araştırmamızda incelediğimiz değişkenlerin gözlenen niteliksel veya niceliksel özelliklerine atfen saptanan değerlerdir. Örneğin; Türkiye İstatistik Kurumu her yıl enflasyon oranlarını açıklar. Bu bir veridir.
Bu verinin elde edilmesi için enflasyon sepeti içinde dikkate alınacak ürün grupları belirlenir.
Enflasyon sepeti şüphesiz çok çeşitli ürün gruplarından oluşmaktadır, ancak örneği basitleştirmek adına bu sepette giyim, gıda, ulaşım ve barınma gideri olduğunu varsayalım. Sepetteki
her bir ürün grubunun hanehalkı harcamaları içindeki göreli payının öngörülmesi gerekir
Veriler, ulaşılmak istenen bulgunun girdisini oluştururlar. Bölümün başındaki enflasyon hesaplaması örneğini hatırlayın. Enflasyon hesaplaması için alternatif ürün gruplarındaki kategorilere ilişkin elde edilen tüm veriler, başta öngörülen biçimde oranlanarak bütüne yansıtılır
ve nihai enflasyon oranı “bulunur”. Bu nihai oran “bulgu”dur. Veya ikincil verilerden yararlanan bir araştırmacının son 20 yıldaki enflasyon oranları ve yatırım harcamaları verilerine ikinKolayaof.com 0362 233 8723
Sayfa 5
İLETİŞİM ARAŞTIRMALARI
cil kaynaklardan ulaştığını ve iki değişkenin ilişkisel yapısını çözümlediğini düşünün. Ortaya
konan ilişkisel yapı da “bulgu”dur. Bulgu; verilerin amaç doğrultusunda seçilmesi, sınıflanması ve ilişkilendirilmesiyle ulaşılan sonuçtur Burada açıklanan bilgi; gözleme dayalı uslamlamanın, daha önce üretilmiş bilgilerle anlamlı şekilde ilişkilendirilmesiyle oluşturulan “bilimsel
nitelikteki bilgi”dir.
GEÇERLİLİK VE GÜVENİLİRLİK NEDİR?
Geçerlilik ve güvenilirlik, bilimsel bilginin niteliğinin yorumlanışında kullanılan temel kavramlardır. Bilimsel bilgiyi diğer bilgi türlerinden ayırırken, geçerli ve güvenilir olduğu vurgulanır.
Geçerlilik, bilimsel bulguların “doğru” olması, gerçeği göstermesidir. Güvenilirlik, tekrarlı sınamalarda aynı sonuca ulaşılmasıdır. Yani bilimsel bilgi, doğru olanı göstermeli (geçerlilik) ve
bu doğru süreğen olmalıdır.
(güvenilirlik). Hatta bilim “geçerli ve güvenilir bilgi” olarak tanımlanabilmektedir Güvenilir
olması gerekenin gerçekte ne olduğu konusunda da farklı yaklaşımlar vardır. Güvenilirliği de
geçerlilik gibi ölçme aracının bir niteliği olarak gören yaklaşımlar olmakla birlikte, aynı ölçme
aracıyla yapılan tekrarlı ölçümlerde aynı bulgulara ulaşmak olarak değerlendiren yaklaşımlar
da vardır. Güvenilirlik, bilimsel bilginin evrenselliği yani genel geçerliğiyle ilgilidir.
2.ünite-Bilimsel Bilginin Niteliği
BİLİMSEL BİLGİNİN AYIRT EDİCİ ÖZELLİKLERİ
İnsanların yaşadıkları dünyayı anlayabilmek, davranışlarını istendik sonuçlar elde edecek şekilde yönlendirebilmek ve böylece hedeflerine ulaşmak için bilgiye ihtiyaçları vardır. Dağarcığınızda pek çok farklı kaynaktan edinilmiş pek çok farklı bilgi vardır. Bilimsel bilginin en temel
ayırt edici niteliksel özelliği “gözlenebilir olgularla ilgili” olmasıdır.
Bilimsel araştırmaların raporlamasında belirli ilkeler vardır. “Yöntem” bölümü, bilimsel araştırma raporlarında yer alan temel bölümlerden biridir. Bu bölümde araştırma amacına “nasıl”
ulaşılacağı ve “neden” böyle yapılmasının tercih edildiği gerekçeleriyle açıklanır. Bunun nedeni sonraki araştırmalarda aynı yöntem tasarımıyla gözlemlerin “tekrarlanabilirliğine” olanak sağlamaktır.
BİLİMSEL ARAŞTIRMADA AMAÇ
Bilimsel bir araştırmaya kılavuzluk eden temel soru ifadeleri “bu nedir, bu nasıl çalışıyor ve
neden böyle çalışıyor, bu çalışıyor mu” olarak gruplanabilir. Bu sorular en genel haliyle; kavramsallaştırma, keşfetme ve sınama amaçlarına karşılık gelmektedir. Bu amaçlar aşağıda örneklenerek açıklanmıştır.
Bu nedir sorusuna karşılık; “İletişim nedir”, “mesaj nedir”, “algı nedir” gibi sorular örnek olarak verilebilir. “Bu nedir” sorusu, bilimde “kavramsallaştırma” amacına yönelik araştırmaların sorusudur. Kavramsallaştırma, bir olguya dair gözlenmiş ortak bir karakteristik yapı, özellik ve durumların açıklamasını içerir. Diğer bir deyişle kavramları; bir olguya dair gözlenmiş
ortak bir karakteristik yapı, özellik ve durumları niteleyen “etiketler” olarak düşünebiliriz.
Bilimsel araştırma amaçlarını niteleyen diğer soru yapısı “bu nasıl çalışıyor ve neden böyle
çalışıyor” şeklindedir. Neden ve nasıl sorularıyla yönlenen araştırmalardaki amaç, olgular
arasındaki ilişkinin yapısını “keşfetmek”tir. Örneğin “çocuk iletişimi nasıldır ve neden böyledir” sorularına cevap ararken bu iletişimi etkileyen diğer olgularla birlikte etkileşim yapısını
ortaya koymak gerekir. Bilimsel araştırma amaçlarında yol gösterici olan diğer yaklaşım, “bu
Kolayaof.com 0362 233 8723
Sayfa 6