Karanlığı aydınlatan siyah

EFSANE RÖPORTAJLAR
SALİM USLU’nun
Erdoğan-Davutoğlu
KIYASLAMASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan
Davutoğlu arasında benzerlikler ve farklılıklar nedir?
Türkiye Büyük
re
Millet Meclisi İda
Amiri Salim Uslu,
na
gazetemiz adı
ara
başarılı röportajl
imza atan Efsane t,
ase
siy
Güzeldereli’ye günçalışma hayatı ve mli
deme dair çok önerde
değerlendirmele
bulundu.
Sosyal medyayı iyi kullanıyor mu? “Klavye
kahramanları” dedikleri kimlerden oluşuyor? Kendi ifadesiyle tesadüfen öğrendikleri
eşinin rahatsızlığıyla ilgili duygu ve düşünceleri
nelerdir?
Dünyadaki ve Türkiye’deki sendikal
hareketin geleceğini nasıl görüyor;
sendikacılık bitiyor mu?
‘Uslu’ soyadını nasıl aldılar. Bundan önceki soy
adları neydi? … ve daha pek çok bilinmeyen…
Efsane GÜZELDERELİ’nin röportajı
ÇARŞAMBA günü YediGün’de
BULUNDULAR
Fiyatı 25 Kr
www.yedigungazetesi.com
20 Ocak 2015 Salı
Antalya’nın Kemer ilçesinde Likya Yolu yürüyüşü sırasında kaybolan bir İngiliz ve iki Hollandalı kurtarıldı. Arama çalışmalarına
karadan katılan ekipler, bir İngiliz ve iki Hollanda vatandaşının
görüldüğü bölgeye sevk edildiler. İlçe Jandarma Komutanlığı, İl
Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ile
Antalya Büyükşehir Belediyesinin arama
kurtarma ekipleri özverili gayretlerinin
karşılığını aldı ve üç turistin sağ salim
kurtarılmasını sağladı.
Karanlığı aydınlatan siyah
Martin Luther King ilham vermeye devam ediyor
Amerikan yurttaşlık hakları hareketi önderi
Martin Luther King, doğumunun 86. yıl
dönümünde siyahiler için ilham kaynağı olmaya
devam ediyor.
Ülke genelinde resmi tatil olan ve her yılın ocak
ayının üçüncü pazartesi günü olarak belirlenen
Martin Luther King Günü, bu yıl siyahilere karşı polis
şiddetinin yakın zamanda hiç olmadığı kadar gündemde yer aldığı bir dönemin ardından kutlanıyor.
TOKİ’nin
‘indirim’i
sevindirdi
Irkçılık tartışmalarının yeniden patlak verdiği
ülkede, Ferguson'da geçen yılın ağustos
ayında 17 yaşındaki siyahi genç Michael
Brown'ın ölümüyle ilgili toplanan jürinin, beyaz
polis memuru Darren Wilson'ın yargılanmasına
gerek olmadığı yönündeki kararı, New York'ta
siyahi Eric Garner'ı kaçak sigara sattığı iddiasıyla
gözaltına alma girişimi sırasında boğarak öldüren
polis memurunun yine jüri tarafından aklanması,
tüm ülkeyi ayağa kaldırdı.
HABERİ 12. SAYFADA
TOKİ Başkanı Ergün
Turan şubat ayı
sonu ile mart ayı sonunda indirim kampanyası
başlatacaklarını duyurdu. 2015 yılında atılım
yapmaya hazırlanan ve
bu yılı sosyal konutlara
ayırmayı planlayan
TOKİ’nin Başkanı Turan,
Kanal 7’de yayınlanan
Başkent Kulisi’nde
konuşurken ‘indirimli ev’
müjdesi verdi.
Ergün Turan,
“Vatandaşımıza
müjde verebiliriz.
Çalışmalarımızı yapıyoruz, kamu bankalarıyla
görüşüyoruz. İnşallah
şubat ayının sonu ile
mart ayının sonu arasında bir aylık bir indirim
kampanyası yapacağız.
Kampanya tamamen
vatandaşlarımızın lehine
ve beklentilere göre
yapılacak” diye konuştu.
‘İstişare’
tamam
ABD genelinde resmi tatil olan Martin Luther King Günü, siyahilere karşı polis şiddetinin gündemde olduğu bir
yılın ardından kutlanıyor. Yakın zamanda birçok siyahinin polis tarafından öldürülmesi ve haftalarca süren
sokak olaylarındaki kararlılığın ardında Martin Luter King’in ilham veren mücadele gücü yatıyor.
Tarım ve Orman Çalışanları Birliği
Sendikası (Toç Bir-Sen)’in 5.
Olağan Genel Kurulunda yapılan
konuşmalarda iş kolunun ve
Türkiye’nin sorunları ile dünyadaki
gelişmelere dikkat çekildi.
Adem Yavuz Irgatoğlu
Bakış Açısı
9. Sayfada
Fehmi Koru
Avrupa’dan bakınca
Türkiye tablosu
3. Sayfada
Prof.Dr. Nurullah Çetin
Türkçe Bakış
9. Sayfada
Hayrettin İvgin
Kültürel Boyut
Tarım ve Orman Çalışanları Birliği Sendikası (Toç Bir-Sen)’in 5. Olağan Genel
Kurulu, Başkent Öğretmen Evi’nde gerçekleştirildi. Toç Bir-Sen Genel Başkanı
Günay Kaya’nın ev sahipliğinde gerçekleşen Genel Kurul’a Memur-Sen Genel
Başkanı Ahmet Gündoğdu ile Sendika’nın il ve bölge temsilcileri katıldı.
Tek liste ile seçimlere katılan
mevcut Başkan Günay Kaya,
yeniden başkanlığa seçildi. Genel
Kurul’da konuşan Kaya, Toç Bir-Sen
olarak ilkeli, onurlu ve soylu sendikal
mücadelelerinde destan yazdıklarını
belirtti. Memur-Sen Genel Başkanı
Ahmet Gündoğdu da konuşmasında
önemli konulara değindi.
Kenan ERGEN’in Özel
Haberi 4. SAYFADA
8. Sayfada
�������������
Hayata ve
Aşka dair
8. Sayfada
www.
gazetesi.com.tr
gazetemizi bu adresten
takip edebilirsiniz
’ü
’dan
takip edebilirsiniz
Gazetemizi
https://www.
.com/YediGün-Gazetesi
Gazetemizi
https://www.
/yedigun.gazetesi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın “Cumhurbaşkanlığı ile
Başbakanlık arasında, istişare ve danışma
mekanizmasının yeterince işletilemediği"
yönündeki eksikliği dile getirmesi ve bu
eksikliğin giderilmesini amaçlayan kendi
başkanlığındaki Bakanlar Kurulu toplantısı
Ak Saray’da yapıldı.
Toplantıda, bazı bakanlar ekonomi,
çözüm süreci, güvenlik, asayiş, Suriye
ve Irak'taki gelişmeler, ithalat ve ihracatta
durum, Avrupa Birliği ile ilişkiler, küresel
terör gibi konularda sunumlar yaptı.
Erdoğan’ın Başkanlık yaptığı Bakanlar
Kurulu toplantısının ardından görüşülen
konular hakkında açıklama yapıldı.
İçişleri Bakanlığı Personeli
Yer Değiştirme ve Atama
Yönetmeliği'nde değişiklik
HABERİ 12. SAYFADA
2
TV / MAGAZIN
SINEMA
20 Ocak 2015 Salı
“Korkular bana cesaret verir”
İSTANBUL - Özcan Deniz’in
senaryosunu yazıp, yönetmenliğini
üstlendiği Sevimli Tehlikeli filminin
başrol oyuncusu Ayça Ayşin Turan, ilk
başrol deneyimini, yönetmeni Özcan
Deniz’i ve çekimlerde ölümden
döndüğü saniyeleri anlattı.
Dünyaca ünlü model Miranda
Kerr’e benzerliğiyle dikkat çekiyor Ayça
Ayşin Turan, ilk başrol deneyimini,
yönetmeni Özcan Deniz’i ve çekimlerde ölümden döndüğü saniyeleri
anlattı.
Yönetmen olmak isterken, kendini
kamera önünde bulmuşsun. Nasıl
başladı serüvenin?
Üniversite eğitimi için Sinop’tan
İstanbul’a geldim. Sinema TV
bölümünde okudum. O dönemde
Tümay Özokur’la tanıştım. Sonra kamera önüne transfer oldum. Görüntü
yönetmeni ya da fotoğrafçı olmak istiyordum. Makinelere ve kameralara çok ilgim var.
Ancak ileride neden olmasın? Kendi filmimi çekmek çok isterim.
Tedirginlik yaşamadın mı ilk teklif geldiğinde?
Korkular beni daha da cesaretlendirir. Çünkü
özgüveni tam olan bir insanım. O yüzden cesurca adımlar atabiliyorum.
Oyunculuk eğitimi aldın mı?
Okuldayken oyunculuk derslerimiz vardı.
Ancak ben gözlemlemeyi çok seviyorum.
Çevremde o karaktere benzeyen insanları
gözlemliyorum.
Özcan Deniz’in Sevimli Tehlikeli filminde
başrol oynuyorsun. Canlandırdığın Zeliş karakterini anlatır mısın?
Kuleye hapsolmuş bir prenses gibi. Cıvıl cıvıl
bir kız. Dış dünyaya kapalı bir hayatı var. Annesi
onu doğururken ölmüş. Babası Hakkı ise ona
kendi evlerinin sınırında, kendi kuralları ile
yaşanacak bir hayat diretmiş. İstemediği bir
evliliğin eşiğindeyken masalsı bir yolculuğa
çıkacak. Birden hayatına girecek olan Zarok,
hem gerçeği hem de aşkı bulmasını sağlayacak.
Cesur bir kız.
Vizyona
yeni
girecek
filmler
05:13İstiklal Marşı ve Günün
05:15 Ana Ocağı
06:40 1'de Sabah
09:001'de Bugün
09:15 Beni Böyle Sev
11:25 İyi Fikir
13:25 Ana Ocağı
15:00 Annem Söyler Ben
Yaparım
16:10 1'de Bugün
16:25 Seksenler
19:00 Ana Haber Bülteni
19:45 Spor
19:50 Hava Durumu
19:55 Filinta
23:00 Bak Hele Bak
00:00 Annem Söyler Ben
Yaparım
01:00 Beni Böyle Sev
02:35 Komiser Rex
Zeliş için özellikle gözlemlediğin biri var
mıydı?
Zeliş’i Özcan Deniz’le beraber çıkardık aslında. Benim de içimde varmış aslında bir Zeliş.
Onunla birlikte o yönümü ben de keşfetmiş
oldum. Kendinizi tanımaya başlıyorsunuz.
Sen de Zeliş kadar cesur musun?
Benim sonuna kadar gitmem için inanmam
gerekir. İnanmıyorsam kesinlikle gidemem.
İki dizi tecrübesi dışında oyunculuk yapmamış biri olarak sinemada başrol oynamak
seni tedirgin etmedi mi?
Hiçbir zaman yeterli olacağımı düşünmüyorum. İnsan her zaman değişim ve gelişim
içindedir. Belki bundan 10 sene 20 sene sonra
da yeterli görmeyeceğim. Çünkü sürekli bir
şeyler öğreniyorsunuz. Başta çok acemiydim.
Kendimi geliştirerek bugünlere geldim. İnşallah
güzel olmuştur ve beyazperdede hep birlikte
izleriz.
Özcan Deniz nasıl bir yönetmen?
İnanılmaz keyifli… Sette kendinizi güvende
hissettiriyor. Hep söylüyorum, kamera önünü
çok iyi bildiği için, oyuncu psikolojisinden çok iyi
anlıyor. Sizin nerede modunuzun düştüğünü ve
"Çılgın Dersane: Ada"
Beyazperdeye 2007 yılında
çekilen ilk yapımla giren
"Çılgın Dersane", dördüncü
serisi "Çılgın Dersane: Ada" ile
izleyicinin karşısına çıkacak.
Çekimleri Antalya'da yapılan
filmin oyuncu kadrosunda
Okan Karacan, Hilmi Cem
İntepe, Ozan Aydemir, Serkan
Şengül, Biran Damla Yılmaz,
Deniz Akcan, Barış Çelikkol,
Fulya Keskin, Pınar Akılveren,
İrfan Arslanhan, Esra
Sönmezer ve Sümer Tilmaç
bulunuyor.
06:15 Benim Annem Bir Melek
07:00 Kahvaltı Haberleri
10:00 Müge Anlı İle Tatlı Sert
15:00 Alemin Kıralı
18:45 Atv Ana Haber
20:00 Kaçak
23:30 Kim
Milyoner Olmak İster?
01:40 Aliye
02:40 Hayat Devam Ediyor
04:30 Şöhret
"Mazlum Kuzey"
Başrolünde Önder Açıkbaş'ın
yer aldığı "Mazum Kuzey"
filminde Turan Selçuk
Yerlikaya, Seçil Buket
Akıncı, Dilberay ve Gülten
Çelik'in yanı sıra konuk
oyuncu olarak da Murat
Dalkılıç, Tolgahan Sayışman,
Kahtalı Mıçı, Yüksel Aytuğ
ve Erkan Can rol alıyor.
Yapımcılığını Şükrü Avşar'ın
üstlendiği filmin yönetmen
koltuğunda ise Ali Adnan
Özgür oturuyor.
07:00 HER SABAH
08:45 2.SAYFA
10:40 DUDAKTAN KALBE
DİZİ-TEKRAR
12:30 ERKAN AKKUŞ İLE
ÖĞLE HABERLERİ
12:50 DERYA'NIN DÜNYASI
KADIN PROGRAMI-CANLI
15:00 DUDAKTAN KALBE
17:00 İKİNCİ BAHAR
18:15 EKİN OLCAYTO İLE
ANA HABER
19:45 YABANCI SİNEMA
KAN VE KEMİK
21:30YABANCI
SİNEMA
23:30 HAYATIN RENGİ
01:20 YABANCI SİNEMA
KAN VE KEMİK -TEKRAR
02:40 YABANCI SİNEMA
RAKİPSİZ-TEKRAR
04:10 DÜNYAYI GEZİYORUM
TEKRAR
05:10 BOKS GECESİ
20:00 KAÇAK
Ertan, gireceği yeni işte
babasını ve Serhat'ı şaşırtacak
kadar büyük oynar. Cemile,
Tülay'la baş etmek için onu
sevgilisinin silahıyla vurmak
ister. Tülay için kurduğu planı
yürütürken diğer yandan
Seyfi'yle bir olup Ertan'ı da
oyundan uzaklaştırmaya
çalışacaktır. Merve ve
Serhat'ın evlilikleri Serhat ve
ekibinin gazabına mı uğrayacak? Serhat, ekibinin tepkilerini göz önüne alarak kaybettiği itibarını geri kazanmaya çalışacak.Umut, okulda
yaşayacağı sorunla baş etmek
zorunda kalırken babası
Serhat imdadına yetişecektir.
nerede ne yapması gerektiğini çok iyi
biliyor. O yüzden çok büyük destekçi
oldu sette. Benim kaygılarımı yok
etti.
Sert bir yönetmen mi?
Eli maşalı… Şaka şaka, çok
sevimli bir setimiz vardı ama…
Filmin adı gibi sevimli ve tehlikeli
bir set olmuş. Çatıdan düşmüşsün…
Neden dublör kullanmadın?
Adrenalini yüksek bir oyuncuyum
ben. Gözüm karardı yaptım.
Kendime güvendim açıkçası.
Ekibime de çok güvendim. Aslında
bizim elimizde olmayan sebeplerle
yaşanan bir olaydı. Bir aksilik
yaşadık, kötü bir andı. Çok korktum.
Ne hissettin o an?
Filmin içinde hayatım film şeridi
gibi gözümün önünden geçti.
Düşüşümü gördüm, havada atlarken
ayağım kablolara takıldı. Baş üstü
çakıldım. Önce kafam çarptı yere çok sert bir
şekilde, boynumun kırılma ihtimali çok yüksekti.
Daha sonra bacaklarımın çarpışını hissettim. Bir
süre şoktan bacaklarımı hareket ettiremedim.
Ama sonuca bakacağız, harika bir iş çıktı. Bütün
yorgunluklara değdi.
Özcan Deniz hep gişesi yüksek filmlere imza
attı. Şanslı mı yoksa çok yetenekli misin?
Ben bu işte en önemli faktörün şans olduğuna inanıyorum. Şans olmazsa olmaz. Doğru
zamanda, doğru yerde doğru insanlarla
karşılaşmak o kadar önemli ki o hayatınızın
dönüm noktası olabilir.
Özcan Deniz hayatının dönüm noktası mı?
Kariyer olarak olabilir evet.
Şöhret beni değiştirmedi. Sadece daha çok
insan beni tanıyor. Çünkü zaten çok sakin ve
durgun yaşayan bir insanım. Gece hayatım yok.
Ne alkol ne sigara kullanırım. Bu nedenle bir şey
değişmedi. Oyunculuk yapmayı hiç düşünmedim ama bir gün bu sektörün içinde olacağımı
biliyordum. Çünkü ne istediğimi bilen bir
insanım. Sadece o yolda karşıma ne çıkacağını
bilmiyorum.
05:40 Benim Hala
Umudum Var
06:45 Aşkın Bedeli
07:30 Bugün
09:00 Beni Affet
10:00 Melek
11:45 Hayat Sevince Güzel
13:15 Aşkın Bedeli
14:45 Benim Kuaförüm
16:30 Beni Affet
18:30 Star Haber
19:15 Deniz Yıldızı
20:30 Kaderimin Yazıldığı Gün
23:30 Yerli Dizi
19:45 KAN VE KEMİK
Orjinal İsmi:Blood
And Bone
Yönetmen:Ben
Ramsey
Oyuncular:Michae
l Jai White, Julian
Sands, Eamonn
Walker
Yapım Yılı:2009
Tür:Suç/Dram
Los Angelesli eski
bir dolandırıcı,
ölen eski bir dostuna verdiği sözü
yerine getirebilmek için yasadışı dövüş
dünyasına girer.
Maral Büyüksaraç’a
2 yıl hapis cezası
İSTANBUL - Ünlü işadamı Mete
Büyüksaraç’ın, kızı olan Maral Büyüksaraç,
hakkında İstanbul 64. Asliye Ceza
Mahkemesi’nde açılan davanın karar duruşmasına avukatı, ailesi ve emekli büyükelçi
büyükbabası Olgun Büyüksaraç da katıldı.
Geçen 26 Aralık’ta duruşmaya Adli Tıp
Kurumu Kimya İhtisas Şubesi’nden iletilen
raporunda saç numunesinde uyuşturucu
maddelerden ’kokain, benzoilekgonin,
uyarıcı ve metoklopramid’ bulunduğuna
dair rapor verilen Büyüksaraç, hakkında
dava açıldığında 17 yaşında olduğunu,
stresli, günde 18 saati bulan yorucu bir
mesleği olduğunu belirterek eğitim için
bulunduğu New York’ta uyku sorunu ile baş
edemeyince bir kere uyuşturucu kullandığını
kabul etmişti. Maral Büyüksaraç, Türkiye’de
hiçbir zaman uyuşturucu satın alıp kullanmadığını savunurken, “Yoğun sigara tükettiğim için bir sonraki içtiklerimi de esrar
sandılar. Arkadaşlarım sorduklarında
defalarca ‘Hayır’ dedim. Çağatay Ulusoy
uyuşturucu operasyonunda içeri alındığında
polis beni arayarak en son benimle telefonla görüştüğünü söylediğini belirttiler.
Bildiğimi anlattım, bu kadar. Şüpheli bir
durum olsa bu kadar süre beklenilmezdi
sanırım" demişti.
"Leviathan"
Bu yıl 72'ncisi düzenlenen, sinema ve televizyon dünyasının en
prestijli ödülleri arasında yer alan
Altın Küre ödül töreninde, "En
İyi Yabancı Film" ödülünü alan
Rus yönetmen Andrey
Zvyagintsev'in son filmi
"Leviathan" izleyici ile buluşacak. Filmin başrollerinde Alexey
Serebryakov, Elena Lyadova,
Vladimir Vdovichenkov ve
Roman Madyanov yer alıyor.
Katıldığı pek çok festivalden "En
İyi Film" ödülüyle dönen
"Leviathan" Rusya'nın da bu
yılki Oscar adayı.
00:15 Ütopya
01:30 Ver Fırına
02:30 Aramızda Kalmasın
04:30 Şeffaf Oda
05:30 Para Bende
06:30 Oynat Bakalım
07:15 Disney Çocuk Kuşağı
08:15 Magazin
08:45 Aramızda Kalmasın
11:45 Oynat Bakalım
12:45 Para Bende
14:00 Kaçak Gelinler
15:15 Ver Fırına (Yeni Bölüm)
17:00 Çok Güzel
Hareketler Bunlar
18:30 Ütopya (Yeni Bölüm)
06:00 Geniş Aile GENİŞ AİLE
06:45 Günaydın
09:30 Alın Yazım ALIN
11:00 Bana Her Şey Yakışır
12:30 Gün Arası
13:00 Ben Bilmem Eşim Bilir
15:45 Evim Şahane
17:15 Arka Sokaklar
18:40 Baba Haber Bülteni
19:00 Ana Haber Bülteni
20:00 Küçük Ağa
20:30 KADERİMİN YAZILIĞI GÜN
Defne’nin hamile olmadığını öğrenen Şükran, Yörükhan Ailesi için
bomba etkisi yaratacak bu sırrı
Yakup’a söyler. Holdingde dönen
dolapları öğrenen Ziya bey adeta
küplere biner. Yakup kendisini
babasının hışmından kurtarmak
için, Defne’nin hamile olmadığı
açıklar. Ziya Bey’in bu sırrı öğrenmesiyle adeta yer yerinden oynar.
Ziya Bey, herkese küser ve evi terk
eder. Yörükhan Konağı, adeta
matem havasına bürünür. Bu
durumda Kahraman’ın vereceği
kararlar merakla beklenmektedir.
Bütün bu olaylardan sonra iyice
yalnızlaşan Kıymet Hanım, bu
oyuna bir son vermekte kararlıdır.
Hiç kimseye söylemeden tek başına radikal bir karar alır.
20 Ocak 2015 Salı
3
Fehmi KORU
Adına festival düzenlenen,
lezzetinin yanı sıra iç ürün
oranının yüksekliğiyle de
ünlü Kaman cevizinden
olumsuz hava koşullarına
bağlı az verim alınması
nedeniyle piyasada
Amerika, Azerbaycan, İran
ve Çin'den ithal edilen
ceviz satılıyor.
Kaman cevizi dondu,
piyasa ithal cevize kaldı
KIRŞEHİR - Kaman Cevizi Üreticileri
Kooperatifi Başkanı Arif Göçmen, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, ilçede ceviz üretiminin 1999
yılından itibaren artarak devam ettiğini söyledi.
Kaman'da 22 bin dönüm kapama ceviz bahçesi bulunduğunu belirten Göçmen, normal şartlarda yılda ortalama 200 ile 220 ton arasında
ürün elde edildiğini vurguladı.
Göçmen, yaşanan don olayına bağlı ilçedeki
ceviz üretiminin 'yok' denecek kadar az olduğunu ifade ederek, "İlçemizdeki ceviz türlerinin
çoğundan ürün alamadık. Kaman 1 diye adlandırdığımız tür, diğerlerine göre geç çiçeklendiği
için dondan yüzde 10 etkilendi. Kaman 1 türünden yaklaşık 20 ton ürün alındı" dedi.
Kaman cevizinin lezzeti ile ünlü olduğuna işaret eden Göçmen, ince kabuklu ve içi beyaz olan
cevizin 1 kilogramından 650 gram iç ürün alınabildiğini anlattı.
Göçmen, Kaman cevizinin özellikleri dolayısıyla diğer yörelerde yetişen ürünlerden daha çok
tercih edildiğine dikkati çekerek, "Kooperatif ola-
rak, bu durumu göz önünde bulundurarak
Kaman cevizi satın almak isteyen vatandaşımızın
mağdur olmaması için ilçemizdeki bazı yerlere bir
süre uyarıcı pankartlar astık. Vatandaşımıza piyasada çok az Kaman cevizi bulunduğunu bildirerek, Kaman cevizi adı altında satılan ürünler
konusunda dikkatli olmalarını istedik" diye
konuştu.
Kaman cevizi adı altında farklı ülkelerden getirilen cevizin satılmasının, Kaman cevizinin marka
değerini düşüreceğini dile getiren Göçmen, şöyle
devam etti:
"İthal ürünler, bizim cevizimiz gibi lezzetli
olmadığı için bu durumun ilerleyen dönemlerde
üreticiye de zarar vereceğini düşünüyoruz. Bu
nedenle de imkanlarımız kapsamında önlem
almaya çalışıyoruz. Piyasada satılan cevizlerin
büyük bölümü iki, üç yıl önceden ülkemize getirilen ithal cevizdir. Amerika, Şili, Azerbaycan,
Moldova, İran ve Çin'den getirilen cevizin,
'Kaman cevizi' diye satıldığını görüyoruz. Hatta
benim cep telefonuma, Türkiye teslimi gümrük
dahil 2.8 dolara ceviz getirebileceğimiz yönünde
mesaj geldi. Bu da demek oluyor ki yaklaşık 8-9
liraya yurtdışından alınan ceviz, kilosu 25 liradan
satılıyor. 'İthal ceviz' diye satsalar biz ona saygı
duyarız ama cevizin üzerine Kaman cevizi yazarsa biz ona karşı çıkarız. Böyle bir davranış,
vatandaşın aldatılmasına yol açıyor."
Göçmen, üreticinin don olayı nedeniyle mağdur olduğunu bir de Kaman cevizinin marka
değerinin düşürülmesine bağlı ileride yaşanabilecek olumsuzlukları önlemek istediklerini kaydetti.
Yaklaşık 250 dönümlük ceviz bahçesinde üretim yapan Hakkı Kulaksız, ilçe merkezindeki iş
yerinde Kaman 1 türündeki cevizin kilosunu 35
liraya satıyor.
Kulaksız, yılda ortalama 40 ton ürün aldığı
bahçesinden, yaşanan don nedeniyle 8,5 ton
ürün elde edebildiğini belirterek, "Piyasada
Kaman cevizi denilerek, ithal ceviz satılıyor ve
bunların hiç lezzeti yok. Vatandaşımızın bu konuda aldatılmasını istemiyoruz. Bu durum üretici
olarak bizi de mağdur ediyor" dedi. (AA)
Türk firması ''intihar saldırıları''na
karşı bariyer sistemi geliştirdi
KARAMAN - Karaman'da, yüksek güvenlik
ürünleri imal eden bir firmanın, bombalı araçla
düzenlenen intihar saldırılarını önlemek üzere
tasarladığı bariyer, İngiltere'de girdiği bir testi
başarıyla geçti.
Yaklaşık 25 yıldır bu sektörde olan White
Rose firması, özellikle terör olaylarının sıklıkla
yaşandığı ülkelere güvenlik ürünleri ihraç ediyor.
Firmanın yeni ürettiği bariyer sistemi,
İngiltere'deki Mira Test Merkezi'nde 12 tonluk
IWA 14 N3D çarpışma test belgesini aldı.
Kameralarca da görüntülenen bu testte, 12 tonluk bir kamyon 80 kilometre hızla gelerek bariyere çarpıyor. Çarpışma sonucu bariyeri geçemeyen kamyon parçalanıyor.
Firma sahibi Musa Akgül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni ürünlerin tasarlanmasına
önem verdiklerini, gelirlerinin yüzde 25'ini ArGe'ye ayırdıklarını söyledi. Akgül, "Ürettiğimiz
bariyerleri genellikle Suudi Arabistan, Suriye, Irak
gibi Ortadoğu ülkelerine satıyoruz. Ağırlıklı olarak
terörün çok olduğu yerlerde araçlı intihar saldırılarına karşı güvenlik ürünleri üretiyoruz" diye
konuştu.
Musa Akgül, 2014 yılında "ARMOR" serisi
"road blocker" ürününü tanıttıklarını belirterek,
şunları kaydetti:
"IWA 14 N3D belgesi, 2014 yılında verilmeye
başlanan bir test belgesi. Bu belge, eski yıllarda
verilen PAS 68 belgesinin yüksek standartlara
sahip yeni yüzü. Bu belgeyi alabilmek için çalışmalarımızı başlattık. Gerekli şartları tamamladı.
İngiltere'deki teste katıldık. Daha önce 7 tonluk
araçlarla bu testi geçenler vardı. Biz 12 tonluk bir
araçla bu testi geçtik. Bununla gurur duyuyoruz.
Bu belge yurt dışında aranan, sorulan, geçerliliği
olan bir belge. Belge, 12 tonluk bir aracın ürünümüzü geçip içeri giremeyeceğinin bir belgesidir.
Bu belge sayesinde ürünlerimizi dünyanın birçok
yerine daha kolay şekilde gönderebileceğiz."
Bariyer hakkında bilgi veren Akgül, şöyle
konuştu:
"Bariyer, giriş kapılarına kuruluyor. Kapıya
gelen bir araç geçiş yapacağında, bariyer açık
olduğu için araç kapıda kontrol ediliyor.
Güvenliyse, bariyer görevli tarafından açılıyor ve
geçiliyor. Kötü niyetli kişiler ise direkt saldıracağı
için, araç kesinlikle bu sistemi geçemiyor.
Bomba patlayacaksa, çarpışma anında patlıyor.
Yani bomba yüklü araç, hedeflediği noktaya ulaşamıyor. Tamamen araçla bombalı saldırılara
karşı tasarlanmış bir ürün."
IWA 14 N3D; bir araç güvenlik bariyerinin darbelere karşı göstermesi gereken performans
gereksinimlerini tanımlayan ve insansız bir aracın
bariyere çarpmasıyla oluşan testin sonuçlarını
değerlendiren uluslararası çalıştay sözleşmesi.
IWA 14; bariyerin yatay çarpışmaya maruz kaldığında, performansının sınıflandırma sistemini
tanımlıyor.
Şartnamede, aracın tipi, çarpma hızı, ağırlığı
ve gerekli diğer ölçümler tanımlanıyor. Araç
detayları ve testte kullanılan ekipmanlar, önceden kayıt altına alınıyor. Araç hareketsiz kaldıktan
sonra, enkazın büyük parçalarının ve asıl önemli
olan tehlikeli madde olduğu varsayılan kargo
yükünün bulunduğu yatağın çarpışma sonrası
etkin mesafeleri raporlandırılıyor.
Bu ölçümler, hangi alanda ne tarz bariyer
gereksinimi olduğu konusunda yardım sağlıyor.
Ekipmanlar, olası terör saldırılarına karşı gerekli
performans hesaplandıktan sonra IWA 14 şartlarına göre sağlandığından, genel kriterlere ve
çevre şartlarına uyumlu kurulum gerektiriyor.
(AA)
SGK'dan sahte telefon uyarısı
ANKARA - Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)
tarafından hiçbir vatandaşın "Genel Sağlık
Sigortası (GSS) borcunuz var. Verilen hesaba
borcunuzu yatırınız" gibi ifadeler kullanılarak telefonla aranmadığı, bu şahıslara hiçbir şekilde itibar edilmemesi gerektiği bildirildi.
SGK'dan yapılan açıklamada, son dönemde
kurumun adını veren bazı şahısların, vatandaşları
telefonla arayarak GSS prim borçlarını silmek
için bildirdikleri banka hesabına para yatırmalarını istediklerinin ve vatandaşlardan haksız menfaat elde etmeye yönelik teşebbüste bulunduklarının tespit edildiği belirtildi.
Herhangi bir sosyal güvencesi bulunmayanların, 1 Ocak 2012'den itibaren GSS kapsamına
alındığı hatırlatılan açıklamada, bu kapsamda
tescil edilen vatandaşların yaptığı gelir testi başvurusu sonucunda, aile içinde kişi başına düşen
aylık gelirinin tespit edildiği ve ödemeleri gereken
GSS primlerinin vatandaşlara posta yoluyla bildirildiği ifade edildi. Açıklamada, ödemelerin SGK
ile anlaşmalı bankalara, PTT şubelerine ve kurum
web sayfası üzerinden kredi kartıyla yapılabildiği
vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
"Ayrıca zorunlu GSS tescil ve prim borcu
durumunu öğrenmek isteyen vatandaşlarımız,
Kurum ünitelerimizden ya da www.sgk.gov.tr
adresindeki 'E-SGK/E-Hizmetler/GSS Tescil ve
Prim Borcu Sorgulama' ekranından kimlik bilgileriyle sorgulama yapabilmektedir. Kurumumuz
tarafından hiçbir vatandaşımız 'GSS borcunuz
var. Verilen hesaba borcunuzu yatırınız' gibi ifadeler kullanılarak aranmamaktadır.
Vatandaşlarımızın bu tarz bir yaklaşım içerisinde
olan şahıslara hiçbir şekilde itibar etmemelerini
ve bu şahısların verdikleri banka hesabına herhangi bir para yatırmamalarını, böylelikle olası
dolandırıcılık girişimlerinin önüne geçilebileceğini
bildiririz." (AA)
[email protected]
[email protected]
bölge haberlerİ
Avrupa’dan bakınca
Türkiye tablosu
VİYANA-İKİNCİ Dünya Savaşı’nda binalarının yarıya yakını tahrip olmuş bir kentte, inşasına 1692 yılında başlanmış ve savaşları sıyrıksız
atlatmayı başarmış Liechtenstein Prensliği’ne ait
görkemli sarayda Türkiye konuşulurken, insanın
içi bir hoş oluyor.
İçimin bir hoş olmasının sebebi, sarayın girişinde bizi karşılayan Quartet’in Viyana’ya has
müziği değil... Saray’ın dört bir tarafına sinen biraz Osmanlı korkulutarih de değil... İnsana
acizliğini unuttursun diye tavanlara çizili dev
figürler de değil...
Hoşluk, toplantıya katılan Avrupalı siyasetçilerin Türk ekonomisi konuşulurken ağızlarından
çıkan övgü dolu sözler ile aynı ağızlardan işitilen günümüzdeki bazı uygulamalara yönelik
eleştirilerin denge bozucu ahenksizliği yüzünden...
İşadamı Ahmet Arslan’ın başlattığı “Fikir
Sofrası” geleneksel toplantılarının Denizbank
destekli sonuncusu için Viyana’dayız. Ekonomi
bakanı Nihat Zeybekci ile Avrupa Birliği (AB)
ilişkilerinden sorumlu bakan Volkan Bozkır’ın
katılımıyla iki ayrı oturumda Türkiye’yi konuşuyoruz.
Türkiye’den gelen çekirdek kadroyu
Avrupa’dan katılan Türk ve Türk-olmayan
konuklar zenginleştiriyor.
Viyana kapılarına kadar iki kez gelmiş
Osmanlı’nın mirasını günümüzde Türkiye temsil ediyor. Türkiye’de Osmanlı geçmişini her an
hayırlı yâd eden bir siyasi parti iktidarda. Tarihî
geçmişle bugünkü tavırlar arasında ilişki kurmak ne derece doğru olur, bilinmez; ama bir
gerçek şu: AB içerisinde Türkiye’nin üyeliğine
karşı çıkan ülkelerin ilk sıralarında Avusturya
bulunuyor.
Oysa, nüfus ve yüzölçümü bakımından küçük
Avusturya’da, her biri ülkeye tam uyum içerisinde -yarısı çoktan Avusturya vatandaşı olmuş250 bin civarında Türk yaşıyor. Avusturya
Parlamentosu’nun üç üyesi Türkiye kökenli.
Otele girdiğimizde karşılayan bell-boy, sokağa
çıkınca binilen taksinin şoförü, cebinde “Presse”
kartı taşıyan kameraman da öyle...
Böyle bir ülkenin, Türkiye’nin AB üyesi
olmasına en yüksek itirazı yapması, tarihe saplanmışlık dışında ne ile açıklanabilir?
Avusturyalı katılımcılar, bu tavırlarını,
Türkiye’nin hatalarına ve eksikliklerine bağlama
niyetindeler. Özgürlükleri daraltma girişimleri,
basına siyasetin müdahalesi ve hapisteki gazeteciler, birbiri ardına sıralanan zayıf halkaları
Türkiye’nin... Hapisteki gazetecilerin aslında
gazeteci olmadığına dair belgeli açıklamalar,
Cumhurbaşkanı’nın “Türkiye, basını en özgür
ülke” dediği gün bir gazetenin dağıtımına müdahale edilmesi gerçeğinin gölgesinde kalıyor.
Brüksel’de aynı gün AB tarafından açıklanan
Türkiye’yi basın özgürlüğü ihlalleri konusunda
eleştiren raporun da...
Halbuki, Avusturyalı patronların gözü, dinamikliğiyle iştah kabartan Türk ekonomisinde.
Toplantıda yanıma düşen ülkemize hayli yüklü
yatırım yapmış şirketin patronu “Yatırımcı için
en önemli unsur ülkenin siyasi istikrarıdır”
diyor; o da Türkiye’de var. Ancak yatırımcıların,
Türkiye’ye yatırım yaptıkları için son zamanlarda çevrelerinden aldıkları eleştirilerden bayağı
etkilendikleri anlaşılıyor.
“Gün geçmiyor, Avusturya gazeteleri
Türkiye’de meydana gelmiş bir olayı büyüterek
yansıtmasın. Yetkili ağızların şaka yollu takılmaları bile ciddi bir politika değişikliği olarak
yansıyor Avusturya basınına” dedi bir yetkili.
Her gün yeni bir olumsuz haberle karşılaşan
Avusturyalıların Türkiye’ye bakışı bu yıkıcı
etkinin altında.
“Fikir Sofrası” toplantısı, katılımcıların ilk
ağızdan işittikleriyle, daha gerçeğe yakın bir
Türkiye tablosunu sundu. Avusturyalılar AB
üyeliğimize itiraz etmenin kendi çıkarlarına da
ters düştüğünü gözleri açılarak öğrendiler.
Türkiye’nin Kopenhag kriterlerine uyumda
kararlılığını da...
Doğrusu o kararlılığı yeniden işitmek bizler
için de yararlı oldu.
19 Ocak 2015/ HABER TÜRK
Cadde GÖÇTÜ
ANKARA - Başkentte bir inşaatın hafriyat çalışmaları sırasında caddede göçük
oluştu. Edinilen bilgiye göre, Mamak'ta
Durali Alıç Mahallesi 937. Cadde'nin bir
kısmında, bölgedeki bir inşaatın temeli için
kazı yapılırken göçükler meydana geldi.
Yaklaşık 50 metrelik kısımda oluşan
göçük nedeniyle cadde ulaşıma kapandı.
Göçük oluşan kısım ahşap bariyerlerle
kapatıldı. Mahalle sakinlerinin yetkililerden
yardım talep ettiği, çalışmaların başlatılacağı bildirildi. (AA)
4
ANKARA
20 Ocak 2015 Salı
Toç Bir-Sen’de, 5’inci
Genel Kurul heyecanı
Tarım ve Orman
Çalışanları Birliği
Sendikası (Toç
Bir-Sen)’in 5. Olağan
Genel Kurulu yoğun
katılımla gerçekleştirildi.
Tek liste ile seçimlere
katılan mevcut Başkan
Günay Kaya, yeniden
başkanlığa seçildi. Genel
Kurul’da konuşan Kaya,
Toç Bir-Sen olarak ilkeli,
onurlu ve soylu sendikal
mücadelelerinde
destan yazdıklarını
belirtti.
KENAN
ERGEN
Tarım ve
Orman Çalışanları Birliği Sendikası
(Toç Bir-Sen)’in 5. Olağan Genel
Kurulu, Başkent Öğretmen Evi’nde
gerçekleştirildi. Toç Bir-Sen Genel
Başkanı Günay Kaya’nın ev
sahipliğinde gerçekleşen Genel
Kurul’a Memur-Sen Genel Başkanı
Ahmet Gündoğdu ile Sendika’nın il
ve bölge temsilcileri katıldı. Genel
Kurul öncesi kuran tilaveti yapıldı.
Akabinde saygı duruşu ve İstiklal
Marşı ile başlayan Genle Kurul’da
konuşan Gündoğdu ve Kaya,
Güncel hem güncel konular değindi hem de sendikalarının çalışmalarından bahsetti.
GÜNDOĞDU SERT ÇIKTI
Divan Kurulu’nun seçiminin
ardından Memur-Sen Genel
Başkanı Ahmet Gündoğdu, gelişen
ve güçlenen Trkiye vurgusu
yaparak, çeşitli oyunlarla bunun
önüne geçilmeye çalışıldığını
söyledi. Gündoğdu, Gezi olaylarından Fransa’daki dergi baskınına
kadar çok sayıda güncel konulara
değinerek, Türkiye ve İslam
dünyası üzerinde oynana oyunlara
dikkat çekti. Gezi Parkı’nda 11
ağaçtan 9’unun taşındığını ikisinin
ise cinsi itibariyle kesilmek zorunda kalındığını belirten Gündoğdu, “
2 ağacı bahane edip, halkın seçtiği
bir hükümeti devirmeyi hedefleyen
“Gezi zekalılar” Yalova’da kesilen o
kadar ağaç için neden ses çıkarmadılar. Çünkü amaçları, -bir
sanatçının attığı tiwet gibi- ağaç
değil” diye konuştu. Gündoğdu,
sivil toplum örgütlerinin artık
güçlenerek, söz sahibini olduğunu
belirtti. Memur-Sen ve Toç-BirSen’in bundan yıllar önce bu gece
sahip olsaydı Ne menderes, Ne
Özal bu talihsizlikleri ve kaderi
yaşamazdı” diye konuşan
Gündoğdu, “Ahmet Nejdet Sezer
ve Demirel gibiler Cumhurbaşkanı
olamazdı” dedi. Gündoğdu’nun bu
sözleri salonda uzun süre alkışlandı.
“BATI’NIN İNSANCILLIĞI
SAHTE”
Toç Bir-Sen 5. Olağan Genel
Kurulu’nda konuşan Genel Başkan
Günay Kaya yetkili sendika. Kaya,
Memur-Sen ve Toç Bir-Sen olarak
üstlendikleri sorumluluğun bilinciyle, üyeleri, tüm kamu çalışanları,
millet, insanlık, tarih ve dünya
mazlumları için ter akıttıklarını
söyleyerek; “Bu ter, anlamlı, değerli
ve çok ahlaklı bir terdir” dedi.
Genel Başkan Kaya, Suriye’de,
Arakan’da, Irak’ta, Filistin’de, Doğu
Türkistan’da, Mısır’da ve dünyanın
diğer mazlum coğrafyalarında
kadın-erkek, çoluk-çocuk, gençyaşlı demeden insanlık
katledilirken susan Batı’nın,
Paris’te yaşanan terör olayı
karşısında sergilediği tutumun
manidar olduğunu belirtti. Kaya 12
insan için Batı Dünyası’nın ayağa
kalkması anlamlıdır; ama iki milyon
Iraklı’nın katledilmesini canlı yayınlardan izlemek manidar değil
midir? Her Ramazan ayında
misket bombalarının, varil bombalarının altında 5 yaşındaki
çocukların, beşikteki, kundaktaki
yavruların katledilmesini acaba
insaniyetin, vicdaniyetin, Batı
hümanizminin neresine koyacağız”
dedi.
Yaşanan vahşet karşısında
susan Batı’nın vicdanı olmadığını
ve timsah gözyaşı döktüğünü
kaydeden Genel Başkan Kaya
şöyle konuştu: “Arakan’da binlerce
insan katlediliyor, Batı’nın kılı kıpır-
Adem Yavuz IRGATOĞLU
[email protected]
BAKIŞ AÇISI
Sizi gidi cici demokratlar
olarak daima, çalışanların maddi
ve manevi hukukuna titrediklerini
kaydeden Genel Başkan Günay
Kaya; “Çalışan ve yöneten arasındaki ilişkileri en iyi organize eden
STK’lardır, sendikalardır. Biz TOÇ
BİR SEN olarak bu noktaya çok
ama çok ehemmiyet gösterdik.
Diplomatik nezaketten asla taviz
vermedik. Bir şube müdürünün
odasına dahi nezaketsizlik yapıp
önümüzü iliklemeden külhanbeyi
vari girmedik. Nezaket, terbiyemiz,
medeniyetimiz neyi gerektiriyorsa
öyle yaptık. Ama kardeşlerim bu
bizim uysal koyun olduğumuz
anlamına gelmiyor. Bizim yöneticilerimize saygımız var; fakat bizde
onlardan nezaket bekleriz. Biz
bugüne kadar bütün çalışanlarımızın, bütün üyelerimizin bütün
maddi ve manevi hukukuna
damıyor. Suriye’de, Mısır’da keskin titredik. Çünkü, binlerce insanımız,
nişancılarla Esmalarımız katledildi; üyemiz onurunu, şerefini,
ama Batı’nın vicdanı, insani
haysiyetini Toç Bir-Sen’e emanet
duyguları harekete geçmedi. Biz
etti. Ve biz bu emaneti her zaman,
bunları bugün değil; 500 yıl önce- başımız üzerinde tuttuk. Bizim
den tanıyoruz. Biz bunları 1000’li
daima alnımız ak, başımız dik”
yıllardaki Haçlı Seferleri’nden tanıy- dedi.
oruz. Biz bunları insanlık tarihinden
tanıyoruz. Aynı manzaraları değişik
KAYA: GENEL KURUL
asırlarda aynı vahşetle sahMİLAT OLACAK
nelemelerini, bir medeniyetin müntesipleri olarak, bir uygarlığın
Kaya, “İnanıyorum ki 5. Olağan
insanları olarak izliyoruz. Bunların
Genel Kurulu’muz da Toç Birhümanizmi aldatmacadır. Bunların Sen’imizin yarınları için güçlü bir
vicdanı yoktur. Bunların vicdanı
milat olacak ve bu destana hep
çakal vicdanıdır. Bunlar asla
birlikte not düşmüş olacağız. Toç
gözyaşı dökmez. Bunlar timsah
Bir-Sen kurulduğu 2001 yılından
gözyaşı dökerler. Onun için biz
bugüne kadar olan 14 yıl gibi kısa
Batı’dan medet bekleyemeyiz,
bir zamana çok büyük başarılar
bizim kendi köklerimiz üzerinden,
sığdırdı. Güçlü, azimli, kararlı ve
kendi medeniyetimiz üzerinden,
vefalı teşkilat mensuplarıyla 81 ilin
kendi sinerjimiz üzerinden, kendi
tamamında yetkiye koştu. Bu
küllerimiz üzerinden yeniden yükbüyük Toç Bir-Sen destanını yazan
selmemiz lazım. Toç Bir-Sen’in,
siz değerli kardeşlerime, Kadın
Memur-Sen’in mücadelesini, kav- Kolları ve Engelli Çalışanlar
gasını da milletimizin yeniden
Komisyonlarımıza, İş Yeri
varoluş kavgası ve mücadelesi
Temsilcilerimize, Şube ve İl
olarak okumanızı istirham ediyoBaşkanları ile Yönetim Kurulu
rum.”
üyelerine sonsuz teşekkür ediyorum” dedi. Kaya sözlerini; “5.
YENİ BÜYÜK TÜRKİYE
Olağan Genel Kurulu’muzu katılımVURGUSU
larıyla taçlandıran delegasyonumuza, bürokratlarımıza, misafirlerGenel Başkan Günay Kaya,
imize Toç Bir-Sen ailesi adına en
Yeni Türkiye'nin güçlü projelerini
derin sevgilerimi saygılarımı sunuydesteklerini ifade ederek; “Dünya
orum 5. Olağan Genel
gelişiyor, değişiyor ve yeni kuralKurulu’muzun Toç Bir-Sen’imize,
larıyla hakim oluyor yaşama.
Memur-Sen’imize, kamu çalışanÜlkemizde de bir değişim var, bir
larımıza, aziz milletimize ve ülkemyenileşme var, bir gelişme var.
ize hayırlı ve uğurlu olmasını
Büyük bir kesim bu değişimi, bu
gelişimi destekliyor. Ama bir kısım temenni ediyorum. Yeni kapılara,
yeni hedeflere, yeni stratejilere
halen bu değişimin ve gelişimin
vesile olmasını diliyorum” dedi.
karşısındadır. İşte biz Toç Bir-Sen
Tarım ve Orman Çalışanları
ve Memur-Sen olarak böyle bir
Birliği Sendikası (Toç Bir-Sen)’in 5.
sorumluluğun altındayız. Her bir
Olağan Genel Kurulu’nda yapılan
kardeşimin akıttığı ter Yeniden
Büyük Türkiye’nin inşasının temel- seçimler sonunda, tek liste ile
lerine koyulan taşlardır, harçlardır” seçimlere katılan mevcut Başkan
Günay Kaya, yeniden başkanlığa
dedi.
seçildi.
Yetkili sendika Toç Bir-Sen
Dünya ülkeleri son günlerde öyle bir profil çizdi ki
bunu gören herkes “Ne kadar da demokrat bir dünya
varmış (!)” diye hayretlere düşmekten kendini alıkoyamadı. Bir Paris saldırısı eksi ve artı kutupları bir araya
nasıl da getirdi! Şaşırmamak elde değil.
Kâinatın Efendisi Peygamberimiz Hz. Muhammed
(s.a.v)’i çirkin bir surette karikatürize eden Charlie
Hebdo dergisine yapılan saldırı ve bunun da ilk etapta
“Müslümanlar yaptı” şeklinde oluşturduğu algı
operasyonu, birçok ülkeyi aynı “safta” topladı. Saf’ın
ne olduğunu bilmeyen, belki de hiç saf yüzü
görmeyenler, İslam’ı karalamayı, Müslümanları hedef
göstermeyi sürdürdü.
Eee böyle bir fırsat ele geçmişken bizim mahalle
hiç sessiz kalır mı? Hele Cumhuriyet buna duyarsız
kalır mı? Cumhuriyet için elbet de Zaman gerekir.
Çünkü Cumhuriyet, Zaman’ı geldiğinde bir anlam
ifade eder. Hani “Zaman her şeyin ilacıdır” derler ya,
siz ilan edersiniz, zaman da size ilaç olur.
İşte o Zaman, Bugün, Halk’la kol kola girip Millet
diyerek yola çıkar ve bir de Sözcü seçer, Taraf’ını belli
edip, Yurt’ta mücadele sürdürür.
Ümmetin himmetini sınırsızca kullanıp, yıllardır
davasında “Bir kişinin bile imanını kurtarmak bizim
için önemlidir” düsturu ile yola çıkıp, sonra da âlemlere rahmet olarak gönderilen İslam Peygamberi Hz.
Muhammed (s.a.v)’i çirkince karikatürize edenlere
“destek” veren –sözüm ona- “fikir işçileri ve demokrat
basını” desteklemekten geri durmazsınız.
Bu da yetmez! Günlerce adliye önlerinde, gazete ve
televizyon binalarında “Kur’an okuyan, Cevşen
okuyan” kişilerle Türkçe-İngilizce dövizler hazırlayarak kamuoyu oluşturup, “Namaz kılarken gözaltına
alındılar, hatimleri yarım kaldı” deyip toplumun belli
bir kesimine karşı kin ve nefret duygusu
uyandırırsınız.
Şimdi de çıkıp size o namazı öğreten, Kur’an’ı
yaşayan Peygamber’e hakaret edenlerle ve bu hakareti
yüzde 99.9’u Müslüman denilen bir ülkede; gazetelerine, köşelerine taşıyarak insanları galeyana getirenlerle
kol kola girip, “polis gazeteyi bastı” şeklinde haber
yapıp “demokrat” olamazsınız.
Çünkü… Tutarsızsınız…
Ardından dönüp “Din, iman, hak, hukuk, özgürlük,
demokratlık” mücadelesi için Doğu’yu arkanıza alıp
yüzünüzü Batı’ya çevirip, İslam düşmanlarından
“destek” istersiniz. Böyle demokratlara can kurban
denir herhalde.
Tabii ki kimsenin dinini, dilini, rengini, ırkını,
mezhebini sorgulama hakkımız yok. En azından ben
kendimde bunu görmüyorum. Burada hep imdadımıza
Yunus Emre yetişir ve der ki “Yaratılını severiz
Yaradan’dan ötürü.” Biz de öyle yapalım.
Hadi bu Müslüman görünümlü bazı ülkeleri,
Müslüman “cici demokratları” belki siyaseten, belki
stratejik olarak belki de insan oldukları için sevmeye
çalışalım. Ama bazen olmuyor! Burada imdada
“Vermeyince Mabud neylesin Sultan Mahmut” söz
öbeği yetişiyor. Birinde sevilme bir diğerinde sevme
duygusu gelişmiyorsa yapacak bir şey yok demektir.
Siz ki Doğu’ya da Batı’ya da en iyi mesajın hangi
dilde, nasıl vermek gerektiğini bilenler! Dönüp de
geriye “Charlie değilim” diyemediniz! “Ben
Charlie’yim” diyenlerin yanında saf tuttunuz. Hz.
Peygamber’e hakaret edenlerin “küfretme özgürlüğüne” destek oldunuz. Bunun adına da “Basın özgürlüğü” dediniz. Sevsinler sizin gibi cici demokratları.
Davutoğlu, Esmaü’l Hüsna
Sergisi’nin açılışına katıldı
“Esmaü’l Hüsna Hat Koleksiyonu Sergisi”,
Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak’ın
girişimleri sayesinde Ankaralı sanatseverlerle buluştu. “Esmaü’l Hüsna Hat Koleksiyonu
Sergisi”nin resmi açılışını Başbakan Ahmet
Davutoğlu gerçekleştirdi.
Altındağ’a 5 yeni park
Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, 5 yeni parkın daha temelini attı.
EMSİAD’ın yeni bina açılışı
BAŞKANLARI BULUŞTURDU
ŞENOL GÜNÜÇElektrik Malzeme Satıcıları ve İş Adamları
Derneği (EMSİAD)’nin Ulus’taki yeni binasının
açılışı gerçekleştirirli. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde elektrik malzemeleri konusunda
dernekleşme yoluna giden ve dernekleşme yolunda 10. yılını geride bırakan EMSİAD’ın yeni
ofisinin açılışına Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkan Vekili ve Ankara Milletvekili Levent Gök,
Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ali
Gökşin, Çankaya Belediye Başkanı Alper
Taşdelen, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi
Yaşar, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki,
Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (TEDAŞ)
Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür
Mükremin Çepni, Türkiye Elektrik İletim A.Ş.
Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Kemal
Yıldır ve çok sayıda elektrik malzeme satıcısı
esnaf katıldı.
HABER MERKEZİAltındağ Belediye Başkanı
Veysel Tiryaki, Çamlık,
Gülpınar, Alemdağ, Plevne
Mahallesi ile Ali Ersoy ve
Yıldıztepe Mahalleleri’nin birleştiği alana yapılacak olan
parklar için düğmeye bastı.
Göreve geldiği günden
itibaren ilçeye 30 büyük park
kazandıran Başkan Tiryaki,
gelecek nesiller için her gün,
bir öncekinden günden daha
büyük bir heyecanla çalıştıklarını dile getirdi.
Altındağ Belediye Başkanı
Veysel Tiryaki’nin ev
sahipliğinde gerçekleşen
temel atma törenine AK Parti
Ankara Milletvekili Emrullah
İşler, AK Parti Altındağ İlçe
Başkanı Ahmet Karaca,
Altındağ Belediyesi Meclis
Üyeleri, birim müdürleri,
muhtarlar ile çok sayıda
vatandaş katıldı. Saygı duruşu
ve İstiklal Marşı ile başlayan
program, Altındağ Belediyesi
Halk Oyunları Topluluğu’nun
Gaziantep Yöresi’ne ait
oyunuyla devam etti.
Başkan Tiryaki konuşmasına “Çok söz söylemek yerine
çok iş yapıyoruz” diyerek
başladı. Altındağ
Belediyesi’nin laf değil iş
üreten bir kurum olduğunu
vurgulayan Tiryaki, kültür
merkezleriyle, spor tesisleriyle,
parklarla ve diğer sosyal
donatı alanlarıyla Altındağ’ın
modern bir hale gediğini kaydetti.
3 metrekarelik alanı 40
metrekareye dönüştürerek
Çamlık Mahallesi’ne yeni bir
park kazandırdıklarının altını
çizen Tiryaki, gelecek nesillere
yemyeşil bir Altındağ bırakmak istediklerini ifade etti.
Başkan Tiryaki, kısa süre
sonra Altındağ’ın farklı mahallelerine açılacak olan aile
sağlık merkezlerinin ve 32
derslikli bir okulun da
müjdesini vererek sözlerini
şöyle tamamladı: “Bu sokaklardan geçtiğim günleri hatırlıyorum. Çamurdan yürüyemezdik. Buralarda ne yol, ne
spor tesisi, ne kültür merkezi
ne de doğru düzgün bir park
vardı. Şimdiyse bambaşka bir
Altındağ karşımıza çıkıyor. Kat
ettiğimiz mesafeye bakıldığında neler yapabileceğimizi artık
herkes tahmin ediyor. Yerel
seçimler sonrası belediyeler
bir rehavete kapılır. Fakat
Altındağ Belediyesi her ay
mütevazı açılışlarına bir yenisini daha ekliyor. Bu yüzden
son 10 yılda Ankara’da en
hızlı gelişen ilçe Altındağ…”
EMİNE ÖZCAN23 sanatçı tarafından iki yıllık bir çalışma
sonucu hazırlanan ve dünyanın eşsiz koleksiyonları arasında gösterilen “Esmaü’l Hüsna Hat
Koleksiyonu Sergisi”nin Ankara Palas Devlet
Konuk Evi’nde yapılan açılış törenine Başbakan
Davutoğlu’nun yanısıra AK Parti Genel Başkan
Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay, AK
Parti Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili
Belma Satır, AK Parti Gümüşhane Milletvekili
Feramuz Üstün, AK Parti Erzurum Milletvekili
Fazilet Dağcı Çığlık, AK Parti Konya Milletvekili
Mustafa Baloğlu, AK Parti Aksaray Milletvekili
İlknur İnceöz, Erzurum Valisi Ahmet Altıparmak,
Keçiören Kaymakamı Nusret Dirim ve Keçiören
Belediye Başkanı Mustafa Ak da katıldı.
Hat sanatının kendi içinde metafizik ile fiziği
buluşturan, kitap ve kağıt üzerinde vahyin tecelli
ettiği bir alan olarak varoluşumuza anlam kattığını
belirten Başbakan Davutoğlu, “Sanatkar hattı,
Kur’an-ı Kerim’i ve hat üzerinden ulvi anlam ifade
eden, burada olduğu gibi Esmaü’l Hüsna’yı kağıda döktüklerinde o andan itibaren kağıt konuşmaya başlar ve size hitap eder. Siz baktığınızda
sadece güzel bir eser görmezsiniz, her an size
konuşan bir özne görürsünüz. Hat sanatı, kağıdı
özne yapma sanatıdır. Hat sanatı kalemi vahyin
yeryüzüne inmesi gibi kağıda nakşeden bir sanattır. Onun için hat sanatının olduğu bir odaya
girdiğiniz andan itibaren mekanın atmosferi
değişir, sizi tesiri altına alır” dedi.
ANKARA
20 Ocak 2015 Salı
Kızılcahamam
Belediyesi
tarafından
hazırlanan
ve bir yıl
boyunca
sürecek
olan 100. Yıl
etkinliklerinin
startı verildi.
Kızılcahamam 100. yılını kutluyor
ŞENOL GÜNÜÇCumhuriyet Meydanında başlayan etkinliğe
Kızılcahamam Kaymakamı Mehmet Yıldız.
Belediye Başkanı Muhittin Güney, Jandarma
Komutanı Onur Akyüz, Cumhuriyet Başsavcısı
Fatih Muşmal, Belediye Meclis üyeleri, siyasi
parti ilçe başkanları ve yöneticileri, kamu kurum
ve kuruluşlarının mülki ve idari amirleri, okul
müdürleri, öğretmenler, öğrenciler ve
Kızılcahamam halkı katıldı.
Kızılcahamam 100.Yıl açılış programı Saygı
duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla
başladı. Ardından Ankara Büyükşehir Belediyesi
Mehter takımının gösterileriyle devam etti.
Protokol tarafından Atatürk Anıtına çelek koyularak protokol konuşmalarına geçildi.
100. yıl programında konuşan Kızılcahamam
Belediye Başkanı Muhittin Güney;
“Kızılcahamam Başkent Ankara’mızın akciğeri
konumunda olup, Ankara’ya 45 dakikalık bir
mesafededir. Kızılcahamam Tarihi, coğrafi yapısı
ve özelliklede jeolojik yapısı ile ilçemize gelen
turistlerimizin ve misafirlerimizin dikkatini çekmektedir. Kızılcahamam ismi100 yıllık olsa da
ilçemizin tarihi çok eski çağlara dayanır.
Özellikle hamam kültürü Roma Dönemine
kadar uzanır, İlçemiz Kızılcahamam Kuzey
Anadolu fay hattına yakınlığı ve geçmişindeki
aktif volkanlar dolayısıyla kaplıca yönünden de
oldukça zengin bir bölgedir. Anadolu’da Frigler
ve Romalılar döneminde aktif olarak bulunduğu
kayıtlardan anlaşılan 1000 civarındaki termal
arasında ilçemiz kaplıcalarının da var olması
kuvvetle muhtemeldir. Özellikle Seyhamamı
kaplıcalarının Haçlı seferleri sırasında çalıştığı
biliniyor. Ankara’nın yaklaşık %80’ine yakın
içme suyunu karşılayan Kızılcahamam
Türkiye’nin ilk Milli Parklarından olan Soğuksu
Milli Parkı’nı bünyesinde barındırmaktadır.
Dünyada nesli tükenen ve Türkiye’de sadece
Eskişehir ve Kızılcahamam’da bulunan Kara
Akbaba Soğuksu Milli Parkında görülmektedir,
Kara Akbabalar iri ve cüsseli hayvanlar
olduğundan bu hayvanların havada uzun süre
kalmaları için termal akımlara ihtiyaç duyarlar.
Bu yüzden yaşam alanı olarak ilçemizi tercih
etmektedirler. Bu hayvanların ortalama kanat
uzunluğu 3,5 metreyi bulabiliyor. Soğuksu Milli
Parkının bir diğer özelliği ise Kızılcahamam lalesidir. Bu lalenin özelliği;15-30 Nisan arasında
senede bir defa görülür. Bu laleler traki andezit
kayalar içerisinde yetişmekte Soğuksu Milli
Parkı Samrı ve Eğribelen kısmında görülmektedir.” dedi.
ANKAPARK’ta imar değişikliği kararı
HABER MERKEZİAnkara Büyükşehir Belediye Başkan Vekili
Ali İhsan Ölmez Başkanlığı’ndaki Meclis
toplantısında, yeni Cumhurbaşkanlığı Konutu
bölgesindeki yol güzergahlarına yeni isimler
konulmasına ilişkin Başkanlık Yazısı, oy birliği
ile kabul edilirken, ANKAPARK Projesi’nde
gerçekleştirilen imar planı değişikliği de oy
çokluğu ile karara bağlandı.
Yeni Cumhurbaşkanlığı Konutu’nun bulunduğu bölgede yeni açılan yollara isim verilmesine ilişkin madde Meclis’e Başkanlık Yazısı
olarak geldi. Yazıda; Yenimahalle ilçesi
Beştepe, Emniyet ve Gazi Mahalleleri ile
Etimesgut İlçesi Bahçekapı Mahallesi sınırlarından geçen Alparslan Türkeş Caddesi, yeni
Cumhurbaşkanlığı Konutu’nun önünden geçen
ve Fatih Sultan Mehmet Bulvarına kadar giden
yeni yolun açılması nedeniyle yol bütünlüğünün
kaybedildiği ifade edilerek, bu kapsamda yeni
açılan 4 faklı yol güzergahı üzerinde bulunan
cadde ve bulvarlara yeni isimler verilmesi önerisi yer aldı. Buna göre; 1 No’lu yol güzergahı
olan Yenimahalle-Etimesgut- Çankaya İlçe
sınırları içinde bulunan Beştepe-BahçekapıSöğütözü mahallelerini kapsayan Alparslan
Türkeş Caddesi’nin, 11. Sokak ile birleştirilip
uzatılan 25 metre yol genişliği olan caddeye
“Alparslan Türkeş Caddesi”, Yenimahalle ilçesi
içersindeki Emniyet ve Gazi mahallelerinden
geçen 40 metre genişliğindeki 2 No’lu yola
“Cumhurbaşkanlığı Bulvarı”, aynı bölgedeki
Emniyetin önünden geçen 15 metre genişliğindeki 3 No’lu yola “Yeni Çiftlik Caddesi”,
Yenimahalle Beştepe önünden geçen 12 metre
genişliğindeki yolun Mevlana Bulvarına
bağlanması nedeniyle “Cumhurbaşkanlığı
Caddesi “ isimleri verildi.
Belediye Meclisi’nde Başkanlık yazılarının
okunarak oylanmasının ardından komisyonlarda görüşülerek meclis gündemine gelen bir
diğer önemli madde, Ankara 18. İdare
Mahkemesi tarafından Yürütmeyi Durdurma
kararı verilen Atatürk Orman Çiftliği alanındaki
ANKAPARK Projesi oldu.
5
Evi yanan vatandaşa
Belediye’den yardım eli
HABER MERKEZİEvinde yangın çıkan ve kullanılamaz hale gelen DursunNazmiye Güney çiftinin yüzü Mamak Belediyesi Mamak
Dayanışma Merkezi’nin yardımıyla güldü.
Yangınla hasar gören tek katlı evde onarım çalışması
yapan belediye ekipleri, yanan eşyaları da yeniledi. Evin
hasar gören giriş ve çatı kısmında çalışmaları yoğunlaştıran
ekipler, çatıdaki kiremitleri söküp yeniden takarken, zarar
gören kapı ve pencereleri de değiştirdi. Evin elektrik kablolarını da yeniden döşeyen belediye, boya badana desteği de
sağladı. Ailenin ihtiyaçlarının karşılanması için talimat veren
Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, aileyi kış aylarında
zor durumda bırakmayacaklarını dile getirdi. Sosyal
belediyeciliğin gerekliliğini yerine getirdiklerini kaydeden
Akgül, iyi günde ve kötü günde vatandaşlarımızın yanındayız
dedi. Mamak Belediyesi Meclis Üyesi Süleyman Raylaz ve
belediye ekipleri aileyi ziyaret ederek, geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Gece 01.00 sularında, uykuda oldukları
sırada kendisinden bir su isteyen kızına su getirmek için
odanın kapısını açtığında alev topuyla karşılaştığını belirten 2
çocuk annesi Nazmiye Güney (35), “Alevleri görür görmez,
hemen eşimi uyandırdım. Dumanlar evin her yerini kapladı.
Yangın bulunduğumuz odaya sıçramadan hemen eşimle birlikte odanın penceresinden, önce çocukları çıkardık, ardından da kendimiz çıktık” dedi. Eşinin ve kendisinin ayaklarının
hafif derecede yandığını belirten Güney, “Canımızı kurtardığımıza sevindim. Evimiz tamamen kül olmuştu. Ne
eşyamız, ne giysimiz hiçbir şeyimiz kalmadı. Mamak
Belediyesi kül olan evi eskisinden daha güzel hale getiriyor.
Mesut Akgül bize umut oldu” dedi.
Akgül, ihtiyaç sahibi vatandaşlara yardım yapabilmek için
hayırsever insanlara ihtiyaç duyulduğunu hatırlatarak,
“Mamak Dayanışma Merkezimiz ile hayırseverlerle ihtiyaç
sahipleri arasında bir köprü oluyoruz. Daha çok vatandaşımıza yardım eli uzatabilmemiz için hayırseverin desteğine
de ihtiyacımız var” diye konuştu. MDM’ de insana ait her
konuda, dayanışmanın en güzel örneklerinin sergilendiğini
belirten Akgül, merkezin gönüllülük esasına dayalı bir birim
olduğunu, sosyal yardımlaşmanın yanında, ihtiyaca yönelik
alanlarda da eğitimler gerçekleştiğini söyledi.
Gökçek, Moldova
heyetini konuk etti
Nazım Hikmet 113 yaşında
Nazım Hikmet Ran’ın 113’üncü doğum günü, “İyi ki doğdun Nazım”
adlı bir şiir ve müzik dinletisi ile kutlandı.
Pursaklar’da Ömer
Döngeloğlu konferansı
HABER MERKEZİPursaklar Belediyesi’nin katkılarıyla Sirkeli Hz.
Ebubekir Camii Derneği tarafından Selçuklu Kültür
ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen Ömer
Döngeloğlu ile Söyleşi-Sohbet programında Hz.
Muhammed (s.a.v)’in hayatı anlatıldı. Kur’an tilaveti
ile başlayan program, İlahiyatçı Yazar Ömer
Döngeloğlu’nun gönüllere hitap eden anlatımıyla
devam etti. Programa AK Parti Samsun Milletvekili
Cemal Yılmaz Demir, Pursaklar İlçe Müftüsü Cemal
Çıkrık, AK Parti Pursaklar İlçe Başkanı Mehmet
Kabasakaloğlu, Pursaklar Belediye Başkanı
Yardımcısı Vedat Demir, Dernek Başkanı Ahmet
Arslan ve çok sayıda davetli katıldı.
Etkileyici anlatımı ile gönüller arası kardeşlik bağı
vurgusu yapan Ömer Döngeloğlu, Charlie Hebdo
dergisinin karikatürlerine sert bir dille eleştirdi.
“Peygamberimizi çirkin bir surette çizdiler” diyen
Dögneloğlu, “Peygamberimize yapılan hakareti hiçbir
Müslüman’ın ahlakı kaldıramaz. Böyle bir fikir hürriyeti olamaz. Bunu kınıyorum. Bizim tepkimiz şu
olmalı; Efendimizin hayatını en iyi şekilde öğrenmek,
O’nun güzel sözlerini ezberlemek, hayatını örnek
almak.”dedi.
Günümüzde köleliğin şekil değiştirdiğini de
belirten Ömer Döngeloğlu, “Marka kölesi olduk.
Bizleri markaların kölesi yaptılar. Hz. Muhammed
(s.a.v.)’i anlamak, yaşamak gerekir. Dinimizi doğru
öğrenmek için Rasulullah’ın hayatını iyi öğrenmemiz
gerekiyor.” diye konuştu. Yaklaşık iki saat süren programın sonunda Ömer Döngeloğlu’na Hz. Ebubekir
Camii dernek Başkanı Ahmet Arslan tarafından çiçek
takdim edildi.
HABER MERKEZİYenimahalle Belediyesi tarafından
düzenlenen gecede Memleket Şairi’nin
şiirleri, tiyatro ve sinema oyuncusu, yönetmen Rüştü Asyalı’nın duygulu sesi ve “Üç
Anadolu” müzik grubunun farklı yorumuyla hayat buldu. Başkentlilere unutulmaz
bir akşam yaşatan programda
Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar,
“Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara’nın en
büyük ve en kapsamlı kültür merkezine
adını vermekten gurur duyduğum dünyaca ünlü şairimiz Mavi Gözlü Dev Nazım,
113 yıl önce bugün hayata gözlerini açtı
ve bizlere bıraktığı eserleri ve düşünceleri
ile yaşamaya devam ediyor” dedi.
Nazım Hikmet Kongre ve Sanat
Merkezi’nde Yenimahalle Belediye
Başkanı Fethi Yaşar’ın ev sahipliğinde
gerçekleşen programa, CHP Genel
Başkan Yardımcısı Seyhan Erdoğdu,
Adalet eski Bakanı Seyfi Oktay, CHP
Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan,
CHP Yenimahalle İlçe Başkanı Ali Buçan,
Yenimahalle Belediye Başkan Vekili
Mehmet Kartal, Başkan Yardımcıları Başar
Bal ve Yaşar Neslihanoğlu, belediye
meclis üyeleri, mahalle muhtarları ve çok
sayıda Nazım hayranı katıldı.
Program öncesi bir konuşma yaparak
salonu dolduranları selamlayan Yaşar,
Nazım Hikmet’in eşsiz edebiyatını ve kişiliğini anlatmak için kelimelerin yetersiz
kalacağını ifade ederek, “Bugün dünya
çapında tanınan, eserleri onlarca dile
çevrilen Nazım Hikmet, ne yazık ki pek
çok değerimizle aynı akıbete uğramıştır.
Hak ettiği değeri görmediği gibi ömrü
memleket hapishanelerinde, mahkemelerde geçmiş, sürgün edilmiş, memleketinden kovulmuş, yetmemiş vatan
hainliğiyle suçlanmış, vatandaşlıktan
atılmış, anarşist, komünist, isyancı olarak
nitelendirilmiştir. Hep o özlemini ve hasretini çektiği bir köyde çınar ağacının dibine
gömülmeyi hayal ederek ölmüş, yaban
topraklara gömülmüştür” diye konuştu.
Nazım’ın her türlü ırkçılığa, ötekileştirmeye, cinsiyetçiliğe karşı olduğuna
vurgu yapan Yaşar, “Bir insan düşünelim
ki bugün 113 yaşında olsun. Onu sürenler,
ezmeye çalışanlar, yaftalayanlar, iftira
atanlar, memleketinden kovanların esamesi okunmasın ama o hiç yaşlanmamış
olsun. Böyle bir insan düşünün ki adı
Nazım Hikmet olsun. Yaşadığı ömrü kısa,
yaşatılan ömrü upuzun olsun” ifadelerini
kullandı.
HABER MERKEZİAnkara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek,
Moldova Cumhuriyeti’ne Bağlı Gökoğuz Özerk Bölgesi
Milletvekili ve belediye başkanları ve temsilcilerinden
oluşan heyeti konuk etti.
Konuklarına Büyükşehir Belediyesi’nin projeleri
hakkında bilgi veren Başkan Gökçek, soruları da cevapladı. Başkan Gökçek, 5 kez üst üste nasıl belediye
başkanı seçildiğine ilişkin soruya karşılık, “Çalışırsanız,
hizmet verirseniz ve özelikle fakir fukarayı düşünüp
duasını alırsanız o zaman bir daha seçilirsiniz. 5 milyonluk
bir kenti yönetmeye çalışıyorum. 5 kez üst üste seçilmek
nasip oldu, her şeyin başında Allah’ın bir lütfu. Her şeyin
temelinde mazlumların duası yatıyor. Ankara’da özellikle
fakir fukaranın kollanması noktasında pek çok proje uyguluyoruz” dedi. Başkan Gökçek, konuklarının Ankara’yı
temiz ve düzenli bir kent olarak gördüklerini söylemeleri
üzerine de şunları söyledi: “Ankara’nın temizliğiyle gurur
duyuyoruz. Sistemli bir çalışma var. Çöp imha yerimize,
bir kuruş para vermeden çöplerimizi imha ettiriyoruz.
Dünyada ikinci bir örneği yok. Toplanan çöpleri teslim
ediyoruz. Oradan gaz üretiyorlar, gazı enerjiye çeviriyorlar,
atık malzemeler değerlendiriliyor. Alanda da sebze ve
meyve yetiştiriliyor.”
Milletvekili Mardari Ivan’ın, Ankara'da doğaya ve yeşile
çok önem verildiğini gördüklerini belirterek, bunlarla ilgili
çalışmaları sorması üzerine Başkan Gökçek, “Biz yeşillendirmeye çok önem veriyoruz. Yurt dışından ağaç satın
alıyoruz. 20 yıl önce belediye başkanı olduğumda
Ankara’da kişi başına 2 metrekare yeşil alan düşüyordu.
Şu anda 20 metrekare düşüyor. Ama Ankara’nın nüfusu
ikiye katlandı. Yani nüfus sabit kalsaydı kişi başına düşen
yeşil alan miktarı 40 metrekare olmuştu. Şu anda
Türkiye’nin en yeşil kent merkezi Ankara. 9 tane dev
rekreasyon alanımız var. Dünyanın hiçbir kendinde birden
ikiden fazla böyle rekreasyon alanları bulunmaz” dedi.
Başkan Gökçek Dünya’nın en büyük tema parkının
yapım çalışmalarının devam ettiğini belirterek, çalışmalarla
ilgili şunları söyledi: “Büyüklüğünü anlamanız için
Amerika’daki veya Fransa’daki Disneyland ile mukayese
etmemiz lazım. Buralarda 60 tane oyuncak var,
Ankapark’ta ise 1217 oyuncak var. Yani onların 20 katı.
Şu anda yüzde 75’lerde olan Ankapark’ı yıl sonuna
yetiştirmeye çalışıyoruz.”
6
ANKARA
20 Ocak 2015 Salı
Ankara Büyükşehir
Belediye Başkanı
Melih Gökçek, AK
Parti Çubuk ve Kazan
İlçeleri Gençlik Kolları
4. Olağan Genel
Kongresi’ne katıldı.
Verdikleri destekten
dolayı teşekkür eden
Gökçek, ilçelere
yaptıkları yatırımları
anlattı.
Gökçek, yatırımları anlattı
HABER MERKEZİAnkara Büyükşehir Belediye
Başkanı Melih Gökçek, her iki kongrede katılımcılara hitaben yaptığı
kısa konuşmalarda Büyükşehir
Belediyesi tarafından ilçelere
yapılan yatırım ve hizmetleri rakamlarla kısaca anlattı.
Konuşmalarında güncel ve
siyasi konulara da değinen Başkan
Gökçek, bu yıl içinde gerçekleşecek genel seçimlerde AK Partinin
Anayasayı değiştirecek sayıda milletvekili çıkarması için herkesin
daha çok çalışması gerektiğini ifade
ederek, Fransa da Charli Hebdo
dergisine yönelik saldırının ardından
bilinçli olarak, özellikle Avrupa da
İslam düşmanlığı yapılmaya
çalışıldığını kaydetti.
İlk önce Çubuk Belediyesi
Sosyal İşler Merkezi’nde düzenlenen Kongreye katılan Ankara
Büyükşehir Belediye Başkanı Melih
Gökçek, kongreye katılan gençlerin
sevgi gösterileri ve tezahüratlarıyla
arasında bir konuşma yaptı.
Belediye ve Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde Çubukluların rekor
sayılacak oranda oy verdiğini
bunun için bir kez daha teşekkür
etmek istediğini söyleyen Başkan
Gökçek, Büyükşehir Belediyesi’nin
sadece 2014 yılında, Çubuk ilçesine 343 bin ton asfalt döktüğünü,
4,5 kilometre yol açtığını, 20 bin
metrekare tretuvar ile 12 kilometre
bordür döşediğini, 9 kilometre
malzemeli bakım yaptığını, 2 bin
289 metre bariyer yerleştirdiğini
söyledi.
Yatırımların bununla sınırlı
kalmadığını ASKİ’nin ise geçen
sene 24 kilometre içme suyu hattı
ile bir de sondaj çalışması yaptığını
ifade eden Başkan Gökçek, bunların dışında en önemlisinin ise
geçen dönem yapımını gerçekleştirdikleri Kavşakkaya Barajı’ndan
döşenen hat ile Çubuk1 barajına su
vermeye başladıklarını ve bu
sayede Çubuk ilçesinin su sorunun
kalmayacağını kaydetti.
Kent Estetiği Dairesi
Başkanlığı’nın çalışmalarıyla tretuvar ve kaldırım bakımları ve cami ve
okullarda temizlik çalışmaları yaptıklarına dikkat çeken Başkan
Gökçek, “Ankara Büyükşehir
Belediyesi olarak yoğun olarak
yağan kar yağışında sadece
Çubuk’ta değil tüm Ankara’da
kapalı yol ve cadde bırakmadık.
Çok güzel mücadele verdik ” dedi.
Çevre Koruma Daire Başkanlığı
tarafından da Çubuk ilçesinde
yeşillendirme çalışmaları kapsamında merkezde, 65 bin çiçek ile 60
bin çalı kullanıldığını belirten
Başkan Gökçek şunları söyledi:
“Yetişkin ağaç olarak, 1441
ağaç diktik, 14 bin metrekarelik
alana çim ekildi. 149 adet kent
mobilyasını da Çubuk’ta park ve
bahçelere koyduk. Çubuğumuza
sadece geçen sene, 57 bin 100 koli
gıda dağıttık. 5 bin 27 ton yani 5
bin aileye kömür dağıttık. Ayrıca,
514 bin adet ekmek dağıttık, 1587
öğrencimize kırtasiye yardımı, 1687
çocuğumuza da bot ve kaban
verdik.”
Başkan Gökçek, ayrıca
Karagölü’nde yeniden düzenlenerek
içine barbeküler, oyuncaklar, spor
alanları koyarak mükemmel bir
piknik alanı yapacaklarını belirterek,
kent merkezinde de bir parkı modern bir şekilde yapmak istediklerini
kaydetti. Başkan Gökçek, bölgede
yapılmakta olan Otonomi alanı ile
yapımı gerçekleştirilecek olan Fuar
merkezinin de, Çubuk, Akyurt,
Pursaklar ve Kalecik ekonomisini
canlandıracağını vurguladı.
Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanı Melih Gökçek, Çubuk
İlçesinde gerçekleştirilen Gençlik
Kolları 4. Olağan Kongresinin ardından Kazan’daki Kongreye katıldı.
Kazan Aile Yaşam Merkezi’nde
düzenlenen kongrede konuşan
Başkan Gökçek, Büyükşehir
Belediyesi’nin Kazan’da devam
eden hizmetlerinin yanı sıra
önümüzdeki 4 yıl içinde yatırımları
aksatmadan devam edeceklerini
kaydetti.
Başkan Fethi Yaşar
TBB’yi ziyaret etti
HABER MERKEZİTürkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreteri
Hayrettin Güngör, Yenimahalle Belediye Başkanı
Fethi Yaşar, İç Anadolu Belediyeler Birliği Birlik
Müdürü Salim Çoruk’u konuk etti.
Aynı zamanda İç Anadolu Belediyeler Birliği
Başkanı ve TBB encümen üyesi olan Yaşar, İABB ile
TBB’nin ortaklaşa yaptığı ve yapacağı projeler
hakkında görüştü. Belediye Başkanları, meclis
üyeleri ve personele yönelik eğitimlerin de konuşulduğu ziyarette, TBB ve İABB işbirliğinde İtalya ve
Roma’da düzenlenen teknik inceleme ve araştırma
gezisine de değinildi.
Kentsel alanlarda örnek alınabilecek uygulama
projelerini yerinde izlemenin önemine dikkat çeken
Başkan Yaşar, “Bu proje sayesinde diğer ülkelerle
bilgi alışverişi yaptık. Tecrübelerimizi paylaştık.
Kentsel alanda örnek alınabilecek yerler gördük. Bu
yüzden Belediye Başkanları, meclis üyeleri ve proje
sorumluları da bu geziden çok memnun kaldı” dedi.
Vatandaşın fazla vergiden rahatsız olduğunu da
dile getiren Yaşar, “Bütün belediyeler mali bir sıkıntının içerisinde, vatandaş da fazla vergiden
şikayetçi. Onun için asfalt paraları emlak vergisi
içerinde değerlendirilsin. Vergiyle vatandaş bir sefere mahsus muhatap olsun. Bu sayede hem vatandaş hem de belediyeler memnun olur. Bunun için
gerekli çalışmalar yapılmalıdır” diye konuştu. TBB
ziyaretinin ardından başkanı olduğu İABB’ye giden
Yaşar, birlik yönetimiyle de yapılacak olan projelerle
ilgili toplantı yaptı.
Çanakkale Müzesi Ulucanlar’da
HABER MERKEZİÇanakkale Zaferi’nin 100.
Yıl dönümü etkinlikleri kapsamında hazırlanan gezici
müze Ulucanlar Cezaevi’ne
geldi. Basın Yayın ve
Enformasyon Genel
Müdürlüğü (BYEGM) tarafından desteklenen Çanakkale
100. Yıl Gezici Müzesi, 3 gün
boyunca Altındağ Belediyesi
tarafından restore edilerek
müzeye dönüştürülen
Ulucanlar Cezaevi’nde vatandaşlarla buluşacak.
Müze hakkında açıklamalarda bulunan Altındağ
Belediye Başkanı Veysel
Tiryaki, Çanakkale Zaferi’nin
Türk Tarihi’nde çok önemli bir
yere sahip olduğunu vurguladı.
Bu büyük zaferin Türk halkı
tarafından özellikle de gençler
tarafından bilinmesini isteyen
Tiryaki, Çanakkale ruhunu
Şahin, okulları ziyaret etti
HABER MERKEZİElmadağ Belediye Başkanı
Gazi Şahin, İlçe’deki
okulların ihtiyaçlarını yerinde
incelemek, dinlemek
amacıyla İlçe Milli Eğitim
Müdürü ile birlikte okulları
ziyaret etti.
Okulların ihtiyaçları
doğrultusunda malzeme
desteğinin yanı sıra lojistik
destekte veren Başkan Gazi
Şahin, ziyaretler esnasında
öğrencilerin, öğretmenlerin
ve idarenin ihtiyaçlarını dinleyip aciliyet içeren konular-
da gerekli talimatları vererek
çalışmaların başlamasını
sağladı. Uzun zamanlı talepleri ise yatırım programı kapsamında değerlendirerek
gereken çalışmaların yapılacağını bildirdi.
İlçe Milli Eğitim Müdürü
Hüseyin Omaç; “Bilindiği
üzere bu yıl hava şartlarının
yoğun kar yağışlı ve soğuk
geçmesi nedeniyle tüm yurtta olduğu gibi Elmadağ’ımız
dada kar ve buzlanma ile
karşı karşıya kalmış
bulunuyoruz. Belediyemizi
ne zaman arasak derhal
dozer, kepçe veya insan
gücü ile temizlik yapılacak
alanlardaki kar ve buzla
mücadele edip, okul
bahçelerimizi,okul önlerindeki yaya geçitlerini,yürüme
yollarını ve kaldırımları erken
saatlerde temizlenmiş oldukları için eğitimde aksamalar
yaşanmamıştır bu konuda
kendilerine teşekkür ediyoruz.”dedi.
Belediye Başkanı Gazi
Şahin; Memleketimizin kurtuluşu veya çöküşü eğitim
kalitesine ve düzeyine
bağlıdır. Okullarımızın eğitim
materyallerinin temini ve
ihtiyaçlarını ne kadar çok
yapabilirsek eğitimin kalitesi
de o kadar artacaktır diye
düşünüyorum. Siz değerli
öğretmenlerimize üstün
gayretlerinizle eğitimde
kaliteyi arttırdığınız için
teşekkür ediyorum.
Belediyemiz ve şahsım
olarak eğitime %100 destek
olmaya devam
edeceğiz.”dedi.
Anadolu’ya taşıma amacıyla
yola çıkan müzenin bölgeye
gidemeyen vatandaşlarca
mutlaka gezilmesi gerektiğinin
de altını çizdi.
Şehitler Diyarından
Anadolu’ya sloganıyla yola
çıkan müze, 2014 yılında
Türkiye’de yaklaşık 60 şehir
gezdi. Gezici müze, 22 Aralık
2014 tarihinden beri
Ankara’da. Müzenin şimdiki
durağı ise Ulucanlar Cezaevi
Müzesi… Türk Ordusu’na ait
tel kesme makastan denizden
çıkarılan barut parçalarına, el
bombalarından Anzak çapasına, süngülerden mermi başlıklarına kadar yaklaşık 4 bin
eserin yer aldığı müze daha ilk
günden büyük ilgi topladı.
Çanakkale 100. Yıl müzesi, 18
Ocak Pazar gününe kadar
Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde
ziyaret edilebilecek.
Pursaklarlı hanımlardan
huzurevine ziyaret
HABER MERKEZİAbidin Yılmaz Huzurevi müdavimlerini ziyaret eden
Pursaklar Belediyesi Ayyıldız ve Nezaket Hanımevi üyeleri
onlara moral verdi. Çubuk Kaymakamlığına bağlı olan
Abidin Yılmaz Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon
Merkezi’ni ziyaret ederek ihtiyarları sevindirdi. Sosyal
sorumluluk projeleri kapsamında huzurevi sakinleriyle
sohbet eden hanımlar, yanlarında götürmüş oldukları yiyecek ve içecekleri huzurevi sakinlerine ikram etti.
Belediyenin cilt bakımı kursuna katılan hanımlar, huzurevi
sakinlerinin cilt bakımını ve el ayak bakımını gönüllü olarak
yaptı. Huzurevi sakinleriyle keyifli anlar geçiren hanımlar,
bu tür ziyaretlerin kendileri için önemli olduğunu ve ihtiyarları sevindirmenin bir görev olduğunu ifade ettiler. Bu
ziyaretten dolayı mutlu olduklarını ifade eden huzurevi
sakinleri de hem Pursaklar Belediye Başkanı Selçuk
Çetin’e hem de hanımlara teşekkür etti.
Yenimahalle’de
sihirli bir gece
HABER MERKEZİYenimahalle Belediyesi, Merlin Ödülleri'nde
"Dünyadaki En Ekstrem Sihirbaz" ödülünü alan
Aref Ghafouri’yi Yenimahallelilerle buluşturdu.
Nazım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezi’nde
düzenlenen “The Others Extreme” isimli gösteriyi
Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar 5 bine
yakın Başkentliyle birlikte izledi.
2011 yılında katıldığı bir yarışmayla ülke
genelinde büyük bir şöhret yakalayan ve Yaptığı
şovlarla adını tüm dünyaya duyuran İranlı illüzyonist Aref, bir saat süren gösterisinde yürekleri
ağızlara getirdi.
11 yaşında mentalizmle tanışan ve kendini bu
alanda geliştirerek daha önce kimsenin cesaret
edemediği gösterilere imza atan Aref, Ankara
seyircisine farklı bir tecrübe yaşattı. Birbirinden
değişik illüzyonlarla aklın sınırlarını zorlayan başarılı
illüzyonist, şovuna seyircileri de dahil ederek heyecan ve adrenalin dolu dakikalar yaşattı.
Yenimahalle’nin kültürün, sanatın ve sanatçının
merkezi olduğunu vurgulayan Yenimahalle
Belediye Başkanı Fethi Yaşar “Yenimahalle halkı
her şeyin en güzeline layıktır. Bunların hepsi sizleri
biraz evlerinizden çıkararak gönüllerinizde bir hoş
seda bırakmak içindir. İlçemizde birbirinden güzel
kültür etkinlikleri Ocak ayı boyunca devam edecek.
Aref’e de muhteşem şovu için çok teşekkür ediyorum. Başarılarının devamını diliyorum” dedi.
EKONOMİ
20 Ocak 2015 Salı
Trafiğe
kayıtlı araç
sayısı,
geçen yıl
kasım ayı
itibarıyla
18 milyon
767 bin
989'a
ulaştı.
Trafiğe kayıtlı araç sayısı
19 MİLYONA YAKLAŞTI
ANKARA -Türkiye İstatistik Kurumu
(TÜİK), 2014 yılı kasım ayına ilişkin motorlu
kara taşıtları istatistiklerini açıkladı.
Buna göre, kasım sonu itibarıyla trafiğe
kayıtlı toplam 18 milyon 767 bin 989 taşıtın
yüzde 52,3'ünü otomobil, yüzde 16,3'ünü
kamyonet, yüzde 15,1'ini motosiklet, yüzde
8,6'sını traktör, yüzde 4,1'ini kamyon, yüzde
2,3'ünü minibüs, yüzde 1,1'ini otobüs, yüzde
0,2'sini ise özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Kasımda trafiğe kaydı yapılan toplam 93
bin 842 taşıt içinde otomobil yüzde 59,5 ile ilk
sırada yer aldı. Bunu sırasıyla yüzde 16,2 ile
kamyonet, yüzde 10,9 ile motosiklet, yüzde
7,5 ile traktör takip etti. Taşıtların yüzde 5,9'u
ise minibüs, otobüs, kamyon ve özel amaçlı
taşıtlardan oluştu.
Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı ekim ayına
göre yüzde 6 arttı. Bu artış otomobilde yüzde
8,6, minibüste yüzde 0,8, kamyonette yüzde
24,1, kamyonda yüzde 0,9, traktörde yüzde
15,7 olarak gerçekleşti. Otobüste yüzde 13,1,
motosiklette yüzde 21,9, özel amaçlı taşıtlarda
ise yüzde 17,4 azalış oldu.
Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı kasımda,
2013'ün aynı ayına göre yüzde 1,3 azaldı. Bu
azalış otomobilde yüzde 7,7, otobüste yüzde
43, motosiklette ise yüzde 10,3 olarak gerçekleşti. Minibüste yüzde 11,8, kamyonette yüzde
31,9, kamyonda yüzde 0,5, özel amaçlı taşıtlarda yüzde 67,7, traktörde yüzde 18,9 artış
oldu.
Ocak-kasım döneminde 946 bin 752 taşıtın
trafiğe kaydı yapıldı, 118 bin 210 taşıtın ise
trafikten kaydı silindi. Böylece trafikteki toplam
taşıt sayısı 828 bin 542 artış gösterdi.
Kasımda devri yapılan 496 bin 198 taşıt
içinde otomobil yüzde 68,2 ile ilk sırada yer
aldı. Otomobili sırasıyla yüzde 16,4 ile kamyonet, yüzde 5,3 ile traktör, yüzde 3,9 ile motosiklet takip etti.
Devri yapılan taşıtların yüzde 6,2'sini ise
minibüs, otobüs, kamyon ve özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Kasım sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 9 milyon
806 bin 661 otomobilin yüzde 41,3'ü LPG'li,
yüzde 29,2'si benzinli, yüzde 29'u dizel
araçlardan oluştu. Yakıt türü bilinmeyen oto-
mobillerin oranı ise yüzde 0,4 oldu.
Aynı dönemde trafiğe kaydı yapılan 55 bin
870 otomobilin yüzde 15,2'sinin Volkswagen,
yüzde 14,2'sinin Renault, yüzde 7,9'unun
Hyundai, yüzde 6,6'sının Opel, yüzde 6,5'inin
Toyota, yüzde 5,6'sının Fiat, yüzde 5,2'sinin
Dacia, yüzde 5,1'inin BMW, yüzde 4,6'sının
Ford, yüzde 3,8'inin Audi olduğu, yüzde
25,2'sinin ise diğer markalardan oluştuğu
görüldü.
Ocak-kasım döneminde trafiğe kaydı
yapılan 527 bin 313 otomobilin yüzde 40,7'si
1501-1600, yüzde 20,9'u 1401-1500, yüzde
18,2'si 1300 ve altı, yüzde 13,9'u 1301-1400,
yüzde 4,5'i 1601-2000, yüzde 1,6'sı 2001 ve
üstü motor silindir hacmine sahip olduğu
görüldü. Motor silindir hacmi bilinmeyen otomobillerin oranı ise yüzde 0,1 olarak gerçekleşti.
Söz konusu dönemde trafiğe kaydı yapılan
527 bin 313 otomobilin yüzde 63'ü beyaz,
yüzde 16,7'si gri, yüzde 9,3'ü siyah ve yüzde
4,8'i kırmızı, yüzde 6,2'si de diğer renklerden
oluştu. (AA)
Faizsiz kredi piyasayı canlandıracak
DAKA'nın stratejik
planı hazır
VAN - CEMAL AŞAN - Doğu Anadolu
Kalkınma Ajansı (DAKA), 2014 yılında Türkiye'de
ilk kez uygulanan "Güçlü Girişimcilik Mali
Destek Programı" ile bölgeye eş finansmanlarla
70 milyon liralık yatırımın yapılmasına öncülük
etti.
TRB-2 Bölgesi içinde yer alan Van, Muş, Bitlis
ve Hakkari'de maddi imkanı olmayan girişimcilerin hazırladığı projeleri destekleyerek yeni
yatırımların önünü açan DAKA, aynı zamanda
bölgesel gelir dağılımında son sırada yer alan
bölgenin ekonomik gelişmesini sağlamanın da
planlarını yapıyor.
Kurulduğu yıldan bu yana farklı mali destek
programları kapsamında hazırlanan projelere
yaklaşık 100 milyon lira hibe destek vererek girişimcilerin hayallerini gerçeğe dönüştüren
DAKA, bu desteklerle yüzlerce kişinin istihdamını ve yuvasına sıcak ekmek götürmesini
sağladı.
DAKA Genel Sekreteri Emin Yaşar Demirci,
AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2009 yılından bu yana verdikleri hibe desteklerin yanı sıra
mali destek programlarının tanıtımıyla yurt
dışındaki büyük yatırımcıların ilgisini bölgeye
çektiklerini söyledi.
Kurumlarının en önemli faaliyetinin, 2023 yılına kadar geçerli olan 10 yıllık Bölge Kalkınma
Planı hazırlıklarının tamamlanarak bakanlığın
onayına sunulması olduğuna dikkati çeken
Demirci, "Başarılı bir bölgesel gelişme planı
hazırlandı. 4 ilimizin önümüzdeki 10 yıl boyunca
temel stratejik hedefleri noktasında tespitlerde
bulunuldu. Bu plan, geçtiğimiz hafta itibarıyla
bakanlığımız ve Bölgesel Planlama Üst Kurulu
tarafından onaylandı. Resmi olarak 4 ilimizin 10
yıllık stratejik belgesinin elimizde olduğunu
söyleyebiliriz. Bu hazırlığımız bakanlığımız
tarafından da başarılı bulunan planlar arasında
yer aldı" dedi. (AA)
İSTANBUL - BURHAN SANSARLIOĞLU
- İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı
Çamur Ali Kopuz, Başbakan Ahmet
Davutoğlu'nun esnaf için açıkladığı faizsiz
kredi olanaklarının piyasayı canlandıracağını
ve esnafın şevkini artıracağını kaydetti.
Başbakan Davutoğlu'nun "TESKOMB Yeni
Türkiye Buluşması"ndaki açıklamalarını AA
muhabirine değerlendiren Kopuz, Türkiye için
birleştirici unsur olan esnafın ayakta tutulması
ve esnaflık kültürünün yok olmaması gerektiğini dile getirdi.
Esnafa verilecek faizsiz kredinin helal kredi
olacağını, piyasayı canlandıracağını ve
esnafın şevkini artıracağını dile getiren
Kopuz, Halk Bankası kredilerinin faizlerini
karşılama miktarının 750 milyon liraya yükseltilmesinin olumlu bir gelişme olduğunu,
faizsiz kredilerin devlete ve bankalara hiçbir
kayıp yaşatmayacağını kaydetti.
Esnafa verilecek olan faizsiz kredinin, vergi
olarak fazlasıyla geri döneceğini belirten
Kopuz, "Bizim esnafımız sözünde duran, özü
sözü bir insanlardır. Esnaflık kültürü devam
etmelidir" dedi.
Bazı mesleklerin kaybolmaya yüz tuttuğunu
ve çoğunlukla ekonomik sebeplerden dolayı
icra edilemediğini dile getiren Kopuz, kaybolmuş meslekler için getirilecek olan faizsiz
kredi imkanının bu mesleklerin yeniden canlanması ve Ahilik kültürüne katkısı bakımından muhteşem bir gelişme olduğunu sözlerine ekledi.
AVM'LERDE KİRA
İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği
(İSTESOB) Başkanı Faik Yılmaz ise esnafın
AVM'lerde kiranın rayiç bedelinin 4'te 1'ini
ödemesi imkanının esnaflar için önemli bir
destek olacağını belirtti.
İSTESOB olarak Başbakan Davutoğlu'nun
açıklamalarını onayladıklarını dile getiren
Yılmaz, 3 yıl ustalık belgesi olan ve yeni işyeri
açmış olan esnafa faizsiz kredi verilmesinin
önemli olduğunu, açıklanan olanaklarla yıllardır özledikleri ve bekledikleri imkanlara
kavuştuklarını belirtti. (AA)
Reklamlara 17 milyon lira ceza
kesildi, yeni sınırlamalar yolda
ANKARA - ARİFE YILDIZ
ÜNAL/MEHTAP YILMAZ - Gümrük ve
Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, Reklam
Kurulu tarafından 2014'te 17 milyon lira para
cezası kesildiğini belirterek, "Önümüzdeki
günlerde Reklam Yönetmeliğinin yayımlanmasıyla bu alanda daha yoğun bir şekilde
uygulama yapacağız" dedi.
Canikli, Anadolu Ajansı Editör Masası'nda
yaptığı açıklamada, Reklam Kurulunun
faaliyetlerine ilişkin değerlendirmede bulundu. Reklamların abartılı ve aldatıcı olamayacağını belirten Canikli, konuyla ilgili hazırlanan Ticari Reklamlar ve Haksız Ticari
Uygulamalar Yönetmeliğinin yayımlanmak
üzere Başbakanlığa gönderildiğini ifade etti.
Reklamların önemli bir araç olduğuna dikkati
çeken Canikli, tüketicilerin yanıltılmasında
yoğun olarak kullanılan yöntemlerden biri
olan reklam konusunda yeni getirdikleri
kurallarla ilgili Reklam Kurulu tarafından
denetim yapılacağını kaydetti.
İnsanların yanıltıldığı alanlardan biri olan
reklamlarla yapılan satışların inanılmaz
boyutlarda olduğunu dile getiren Canikli,
reklamlarla satılan ballarda glikoz kullanıldığını, bu balları alanların yanıltıldığını
söyledi. Reklamlarla yapılan satışlarla ilgili
kamu spotlarının olduğunu ifade eden
Canikli, "Ancak her alanda yaptığımız zaman
ciddi anlamda sorgu sıkıntıyla karşı karşıya
kalıyoruz. Her gün ben 3-4 tane yazılı soru
önergesi imzalıyorum. Bu tür açıklamalarımız
etkili oluyor. Bal reklamlarını şu anda hiçbir
yerde göremezsiniz, tümünü durdurduk"
dedi. Reklam Kurulu tarafından 2014 yılında
17 milyon lira para cezası kesildiğini ifade
eden Canikli, gelen 885 şikayetten 765'inin
mevzuata aykırı olduğunun tespit edildiğini
kaydetti. Bunlardan 566'sına reklam durdurma cezası, 199'una hem reklam durdurma
hem de para cezası verildiğini belirten
Canikli, "Bu sayı çok önemli, bunlar içinde
ciddi reklamlar var. Sadece küçük ürünler
değil. İçlerinde banka reklamı bile var,
önümüzdeki günlerde yönetmeliğin yayımlanmasıyla bu alanda daha yoğun bir şekilde
uygulama yapacağız. Bu alana bazı sınırlandırmalar getiriyoruz. Yani bir ürünle ilgili
doğrudan ya da dolaylı iddiada bulunduğu
zaman, bunu ispat edecek araçları kullanması gerekir. Örneğin diş macununda ya da
diş fırçasında, reklamın aldatma özelliğinin
olup olmadığı yönü bizi ilgilendiriyor. Yoğun
bir şekilde onun üzerine gideceğiz" diye
konuştu. (AA)
7
Türkiye ve İran akaryakıt
fiyat farkında uzlaştı
ANKARA- Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz,
Türkiye ve İran arasında taşımacılıktaki akaryakıt
fiyat farkı konusunda sağlanan mutabakata ilişkin,
"Bundan sonra da karşılıklı çalışmalarla çok daha
uygun bir ortam oluşturma konusunda da kararlılığımız var. Uzun süredir tartıştığımız bir sorunu
ortadan kaldırmış olmaktan dolayı büyük memnuniyet duyuyoruz" dedi.
Bakan Yılmaz ve İran İletişim ve Enformasyon
Bakanı Mahmud Vaizi, Türkiye ile İran arasında
akaryakıt fiyat farkı uygulamasından kaynaklanan
sorunların çözümüne yönelik olarak yürütülen
görüşmelere ilişkin toplantı zaptının imza töreni
sonrasında açıklamalarda bulundu.
Yılmaz, iki ülke arasında varılan mutabakatın
birçok sahada faaliyet gösterenleri, özellikle de yük
taşıyan tır ve kamyon şoförlerini yakından
ilgilendirdiğini söyledi.
İran'la ticaret hacmini artırma, 30 milyar dolar
ve ötesine geçme hedefleri bulunduğunu vurgulayan Yılmaz, bu hedefi yakalamak için ulaşımın
daha rahat gerçekleşmesi gerektiğini ifade etti.
Akaryakıt fiyat farkıyla ilgili ciddi sorunlar
yaşandığını anımsatan Yılmaz, bu nedenle sınır
kapılarında uzun kuyruklar oluştuğunu anımsattı.
Yapılan görüşmeler sonunda uzlaşmaya vardıklarını
dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:
"Akaryakıt fiyat farkını çok düşük seviyelere, 30
sentlere kadar düşüren bir uzlaşma sağladık. Bu
geceden başlayarak karşılıklı ulaşımda bu problem
tamamen kalkmış oluyor. Transit ticarette ise
şubatın başından itibaren mühürleme suretiyle bu
sorun aşılmış olacak. Kamyoncularımız
Türkmenistan'dan girdiklerinde Türkiye'ye kadar 4
günlük bir süre tanınıyordu, bunu 2 güne indirerek
o konuyu da rahatlatmış oldu. Bundan sonra da
karşılıklı çalışmalarla çok daha uygun bir ortam
oluşturma konusunda da kararlılığımız var. Uzun
süredir tartıştığımız bir sorunu ortadan kaldırmış
olmaktan dolayı büyük memnuniyet duyuyoruz."
Mahmud Vaizi de bu mutabakatın iki ülke
kamyoncularına kolaylık sağlamaya ve adaletli bir
yöntem geliştirmeye yönelik olduğunu söyledi.
İki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmedeki en
önemli adımlardan birinin taşımacılıkta kolaylık
sağlamak olduğuna işaret eden Vaizi, bu süreçte
iki ülkenin de özel sektörlerinin daha rahat işbirliğinde olmaları için gerekli esnekliği gösterdiğini
belirtti. Vaizi, "Bu mutabakatın en önemli
mesajlarından biri de şudur: İki ülke arasındaki
siyasi işbirliği alanı öyle seviyeye gelmiştir ki herhangi bir sorunu kolaylıkla çözebiliyoruz" diye
konuştu. Gümrük alanında da bazı kolaylıklar için
gerekli görüşmeleri yaptıkları bilgisini veren Vaizi,
yeni bir gümrük kapısı üzerinde müzakereler yaptıklarını dile getirdi. Vaizi, Gümrük ve Ticaret
Bakanı Nurettin Canikli'nin Tahran'a ziyarette
bulunması konusunda mutabık kaldıklarını belirtti.
İlaç ve sağlık alanındaki işbirliğine ilişkin verimli
görüşmeleri olduğunu ifade eden Vaizi, bu çerçevede
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun Tahran'a
ziyaretine ilişkin olarak uzlaştıklarını söyledi. (AA)
Rusya ve AB "Türk
akımını" konuşuyor
MOSKOVA - Rusya ve Avrupa Birliği (AB)
arasında "Güney Akım" projesinin iptal edilmesinin
ardından enerji ilişkilerinin geleceği görüşülüyor.
Rusya Enerji Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Enerji Bakanı Aleksandır Novak'ın AB
Komisyonu'nun enerjiden sorumlu başkan yardımcısı Maros Sefcovic ile Rusya-AB enerji diyaloğunun
yeniden başlatılması ve ilişkilerin geleceğini konuştuğu belirtildi.
Açıklamaya göre, Rusya'daki görüşmede Novak
farklı politik sorunlara rağmen ilişkilerin gelişmesi
için ortak dil bulunması gerektiğini dile getirdi ve
"Sonuçta bizim tek bir ortak amacımız var; küresel
krizlerden bağımsız, uzun vadeli taleplere cevap
verecek, güvenilir ve öngörülebilir bir enerji politikası
oluşturmak" dedi.
Novak ve Sefcovic, Karadeniz üzerinden
Türkiye'ye gelmesi planlanan yeni boru hattının
altyapısı hakkında görüş alışverişinde bulundu.
Novak, yeni boru hattının AB altyapı standartlarına
uygun inşa edileceği bilgisini paylaştı.
Moskova'da temaslarda bulunan Sefcovic, daha
sonra Başbakan Yardımcısı Arkadiy Dvorkoviç ile bir
araya geldi.
Rus enerji şirketi Gazporm Başkanı Aleksey
Miller, gazetecilere yaptığı açıklamada "Güney
Akım" boru hattı projesinin kendileri için kapandığını
hatırlatarak, "Türk akımı şu an Avrupa'ya Ukrayna
üzerinden giden 63 milyar metreküp gazı sevk edebileceğimiz tek boru hattı. Başka seçenek yok"
demişti.
Miller, AB'yi "Türk akımı" projesi hakkında bilgilendirdiklerini söyleyerek, AB'nin TürkiyeYunanistan sınırından gaz almak için altyapı oluşturmak konusunda birkaç senesi olduğunu belirtmişti.(AA)
8
EKONOMİ
20 Ocak 2015 Salı
Türkiye'de, 2013
yılında yaşanan
yüzde 10'un
üzerindeki değer
kaybı nedeniyle
hayal kırıklığına
yol açan altın,
2014'te yatırımcısına yüzde 7
civarında
kazandırdı.
Altın, 2014’te
yatırımcısını üzmedi
BALIKESİR- Balıkesir Kuyumcular ve
Sarraflar Derneği Başkanı İrfan Günsay, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, bazı dönemler
dışarıda bırakıldığında altının uzun vadede
yatırımcısına her zaman kazandırdığını söyledi.
"Güvenli liman" olan altının piyasasında
geçen sene dönem dönem dalgalanmalar
yaşandığını hatırlatan Günsay, şöyle konuştu:
"Altını bir senelik değerlendirdiğimizde, 1 Ocak
2014-1 Ocak 2015 arasında yatırımcısına
yüzde 7 civarında kazandırdı. 2014'ün ocak
ayında 84 lira olan altının gramı, 2015'in aynı
ayında 90 lira oldu. Önceki yıl hayal kırıklığı
yaratmıştı. En azından altın, yatırımcısını bu yıl
enflasyona ezdirmedi. Yıl içinde yükseldiği ve
düştüğü dönemler oldu. Mesela martta altının
gram fiyatı 99 liraya, küçük altın 170 liraya
çıktı. Bu dönemde altınını satanlar, 1 Ocak
2014'e göre yüzde 17,8 kazandı. Kasımda ise
en düşük rakamını 82 lirayı gördü. Küçük altın
o ay 143 liraya kadar geriledi ama genel
anlamda durgun bir sene geçirmemize rağmen
yatırımcısına, beklentisi olana yüzde 7 civarında bir gelir sağladı."
"KREDİ KARTINA YENİDEN GETİRİLEN
TAKSİT İMKANI NEFES ALDIRDI"
Günsay, altın fiyatlarının bu yıl biraz daha
yükseleceğini beklediğini belirterek, uzun
vadede yine kazandıracağını ve bu kıymetli
eşyanın kısa vade yatırım aracı olmadığını
bildirdi. Kuyum sektörünün geçen seneyi verimli geçirmediğini dile getiren Günsay, "Sezon
itibarıyla düşünüldüğünde çok büyük bir alış
olmadı. Yani mal sattık ama beklenen düzeyde
gerçekleşmedi. Kredi kartlarında uzun bir
dönem taksitlendirmenin kaldırılması işlerimizi
ciddi anlamda olumsuz etkiledi. Tekrar taksit
olunca biraz nefes aldık" dedi.
İrfan Günsay, yatırım yapacak vatandaşlara
güvenli liman olan altından vazgeçmemeleri
önerisinde bulunarak, uluslararası piyasaların
hareketli olduğu bu yıllarda altının kaybettireceğine inanmadığını sözlerine ekledi. (AA)
TKDK, hibe desteği için
yatırımcısını bekliyor
Kuru meyve ihracatından
1,5 milyar dolar gelir sağlandı
KOCAELİ - ŞAHİN OKTAY / YUNUS EMRE
GÜNAYDIN- Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlenen bilgiye göre, sektör 2013'te 1 milyar
438 milyon 254 bin dolar olan ihracatını, geçen yılın
sonunda yüzde 1,6'lık artışla 1 milyar 460 milyon 876 bin
dolara yükseltti.
Sektör ihracatına en büyük katkıyı sırasıyla İzmir,
Manisa, Malatya, İstanbul ve Aydın verdi. Bu 5 il, toplam
sektör ihracatının yüzde 88'ini karşıladı.
Kuru meyve sektörünün kalbi olarak bilinen İzmir 509
milyon 870 bin dolarlık ihracata imza attı. 2014'te söz
konusu kentten yapılan kuru meyve ihracatı 2013'e göre
yüzde 7,3 artış gösterdi.
İkinci sıradaki Manisa'dan 258 milyon 529 bin dolarlık
ihracat yapılırken, onu 199 milyon 587 bin dolarla
Malatya, 193 milyon 337 bin dolarla İstanbul, 130 milyon
646 bin dolarla Aydın izledi.
Ürün çeşitleri bazında bakıldığında, geçen yıl yurt dışına 435 bin 620 ton kuru meyve satan sektörde en çok
ihraç edilen ürünler çekirdeksiz üzüm, kayısı ve incir
oldu.
Kuru meyvede en çok ihraç edilen ürün olan çekirdeksiz üzüm, sektör ihracatının yüzde 33'ünü oluşturdu. Bu
üründen 478 milyon 737 bin dolarlık döviz girdisi elde
edildi. İkinci sıradaki kayısı ihracatı 348 milyon 185 bin,
üçüncü sıradaki incir ihracatı ise 238 milyon 827 bin
dolar olarak kayıtlara geçti.
Ayrıca, bademde 73 milyon 506 bin, cevizde 62 milyon
632 bin, Antep fıstığında 42 milyon 560 bin, çamfıstığında 22 milyon 372 bin, leblebide 20 milyon 811 bin,
kayısı ve zerdali çekirdeğinde 16 milyon 390 bin, incir
ezmesinde 14 milyon 242 bin, elma kurusunda 5 milyon
297 bin, erik kurusunda 2 milyon 490 bin, diğer kurutulmuş ve kavrulmuş meyvelerde 134 milyon 827 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildi.
Sektörün en büyük pazarı olan Almanya'ya yapılan
kuru meyve ihracatı 2014'te yüzde 1 oranında azalarak
216 milyon 653 bin dolara geriledi.
İkinci İngiltere'ye 172 milyon 590 bin, üçüncü
Fransa'ya 109 milyon 855 bin, dördüncü ABD'ye 98
milyon 911 bin, beşinci Hollanda'ya 83 milyon 494 bin
dolarlık dış satım gerçekleşti.
Geçen yıl en büyük 10 pazarın 5'inde ihraç kayıpları
yaşanırken, en yüksek düşüş yüzde 25,5 ile Rusya
pazarında gerçekleşti. Bu ülkeye yapılan ihracat 2013'te
52 milyon dolar seviyesindeyken, 2014 sonu itibariyle 38
milyon 731 bin dolara geriledi. (AA)
ADANA - HAKAN ŞAHİN İBRAHİM ERİKAN - Tarım ve Kırsal
Kalkınmayı Destekleme Kurumu
(TKDK), tarımdan hayvancılığa, süt,
et ve su ürünleri işlemeden meyve
sebze işleme ve soğuk hava depolarına, kırsal turizmden kültür
TKDK Başkanı
balıkçılığına, yerel ürünlerden el
Ali Recep Nazlı,
sanatlarına pek çok alanda yapılan
kurumlarının
yatırımlara hibe desteği veriyor.
2011'den itibaren
TKDK Başkanı Ali Recep Nazlı,
proje almaya
AA muhabirine, kurumlarının
başladığını
2011'den itibaren proje almaya
söyledi
başladığını söyledi. Türkiye 'de
sürdürülebilir tarımsal işletmeler
''Verdiğimiz desteklerin bir kısmı tarımı,
kurarak, tarımı geliştirmeye katkı sağlabir kısmı da kırsal alanı ilgilendiriyor. Bir
mayı amaçladıklarını vurgulayan Nazlı,
taraftan tarımı desteklerken diğer taraftan
şunları kaydetti: '' Avrupa Birliği standart- da tarım dışı, turizm, yerel ürünler ve el
larında sürdürülebilir, kendi ayakları
sanatları gibi sektörlere de destek
üzerinde duran, örnek, kar eden kuruveriyoruz. Süt ve et hayvancılığıyla alakalı
luşlar kurmak istiyoruz. Bunun için
kurulacak tesislere yüzde 65'e kadar
yatırımcılarımızı destekliyoruz. Elbette
destek veriyoruz. Ayrıca bununla alakalı
bunu tek başımıza yapmayacağız fakat
her türlü gider de destek kapsamındadır.
buna katkı sağlayan kurumlardan bir
İnşaat, makine, danışmanlık giderleri,
tanesiyiz. Yatırımlarımızı gezenler bilir. Biz hatta kapısına astığı tabelayı bile TKDK
gerçekten Türkiye standartlarının yukarı
destekler. Besicilik, tavukçuluk ve et haytaşınmasına büyük katkı sağlayan bir
vancılığıyla ilgili tesislere de aynı şekilde
kurumuz. Ciddi yatırımlarımız var. Sadece destek veriyoruz. Yatırımlara yüzde 50 ila
bir proje kurup, bir ahır veya tesis kurup
yüzde 65 hibe desteğinin verileceği çağrı
bırakmıyoruz. Oranın gerçekten bir
dönemi başladı. Başvurular 10 Şubat'ta
işletme mantığıyla çalışması için
sona erecek.''
çabalıyoruz.''
Nazlı, süt, et, meyve sebze ve su ürünTKDK'nın 42 ilde faaliyet yürüten
leri paketleme ve işleme tesislerine de
tarım, hayvancılık, turizm, el sanatları,
ciddi destek sağladıklarını, yatırımcıların 3
kültür balıkçılığı, yerel ürünler gibi pek çok milyon avroya kadar proje yapıp, yüzde
alanda yatırım başvurularını desteklediğini 50'sini TKDK'dan destek olarak alabileanlatan Nazlı, şu bilgileri verdi:
ceğini kaydetti. (AA)
Gemi ve yat sektörü,
uluslararası rekabette
destek istiyor
AMASYA
- MÜMİN
ALTAŞ Dünya gemi
ve yat ihracatı
sıralamasında
ilk 5'te yer
alan gemi ve
yat sektörü,
bazı taleplerinin
karşılanması
halinde agresif
devlet desteği alan Uzakdoğu ülkeleriyle rekabet
edeceğine inanıyor.
Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği Başkanı Başaran
Bayrak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sektörün
2014 yılında 1 milyar 280 milyon dolarlık ihracat yaptığını belirtti.
Yirmiden fazla ülkeye ihracat yapan sektörün çok
daha fazla kapasitesi olduğunu anlatan Bayrak,
"Geçen yıla oranla ihracatta yüzde 10,1'lik bir artış
var. Sadece gemi yapan 72 tersaneniz var. Bir o
kadar da yat yapan atölyelerimiz mevcut. Toplam
kapasitemiz çok fazla. Bizim ihracat kapasitemiz
yeterli pazar bulabildiğimiz takdirde 10 milyar dolara
yakın" diye konuştu.
Bayrak, ihracat rakamlarının içinde serbest bölgelerde yapılan gemi ve yat ihracatlarının gözükmediğini,
tamir ve bakım hizmetlerinin de hesaplanmasıyla
ihracat rakamının 2,5 milyar dolara ulaşacağını
aktardı.
Denizcilik sektörünün 2008 yılında yaşanan krizden çok kötü etkilendiğine dikkati çeken Bayrak,
şunları kaydetti: "Denizcilik, global bir sektör. Bütün
dünya etkilendi ama biz daha çok etkilendik. Gemi ve
yat ihracatı olarak Uzakdoğu ülkeleri bizim rakibimiz.
Kore, Çin, Japonya gibi ülkeler bu bu konuda çok
agresif. İnanılmaz destek ve teşvik veren bir yapı var.
Haksız rekabet oluşuyor. Rekabet edemiyoruz. Dünya
gemi ve yat ihracatı sıralamasında ilk 5'te yer alıyoruz.
Böyle bakınca iyi yerdeyiz diyebiliriz ama pastanın
yüzde 90'ını Uzakdoğu ülkeleri alıyor. Kore'nin gemi
üzerine 50 milyar dolarlık ihracatı var. Japonya, Çin,
çok radikal desteklerle bu pazarı sürekli elinde
tutuyor."
Filipinler, Vietnam ve Hindistan'ın sektörde hızla
büyüdüğüne işaret eden Bayrak, "Sektör olarak
desteklerden yoksun olduğumuz için uluslararası
alanda mücadele edemiyoruz. Özellikle finansman
konusunda Eximbank daha fazla devreye girmesi
gerekli. Bazı taleplerimiz yerine getirilirse pastadan
daha fazla pay alabiliriz" görüşünü paylaştı.
Bayrak, Avrupa'da ise durumlarının çok kötü
olmadığını, özellikle gemi ve yat tamiri noktasında
bölgenin en önemli üssü olduklarını dile getirdi.
(AA)
“
” plakası
için 350 bin lira istiyor
ANTALYA- Antalya'da yaşayan bir kişi, otomobilinin "06 AK 1453" olan plakasını satışa çıkardı.
Konyaaltı ilçesinde yaşayan İhsan Durgu, yaklaşık 3 yıl önce bir arkadaşından 12 bin liraya 06
AK 1453 plakalı otomobil satın aldı. Bir
arkadaşının uyarısı üzerine Durgu, plakasının özel
bir plaka olduğunu fark etti.
Durgu, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
plakasının Türkiye'nin başkenti olan Ankara'nın 06
koduyla başladığını, orta harf grubunda AKP'nin
ilk iki harfi olan "AK" olduğunu, sonunda ise 1453
rakamlarının yer aldığını söyledi.
İstanbul'un fethinin 1453 tarihinde gerçekleştiğini hatırlatan Durgu, plakanın özellikle son günlerde
Osmanlı'ya olan ilginin artmasıyla daha da dikkat
çektiğini kaydetti.
Balık ihracatını THY uçurdu
İZMİR - Ege Su Ürünleri ve
Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri
Başkanı Sinan Kızıltan, Türk su ürünleri
sektörünün son 14 yılda ihracatını yaklaşık 12 kat arttırarak 693 milyon dolara
çıkardığını, bu artışta THY'nin direkt
uçtuğu ülke sayısının çoğalmasının da
etkili olduğunu söyledi.
Birlik tarafından Çeşme'de düzenlenen 2. Su Ürünleri Sektör Toplantısı'nda
konuşan Kızıltan, sektörün pazar payının
hem yetiştiricilik hem ihracat yönünden
giderek arttığını bildirdi.
Türkiye 'nin su ürünleri ihracatının
geçen yıl yüzde 23 artarak 693 milyon
dolara ulaştığını, havayoluyla yapılan
ihracatın ise yüzde 112 artışla 38 milyon
dolara çıktığını ifade eden Kızıltan, bu
sayede ABD 'ye yapılan ihracatın da
yüzde 65 artarak 16 milyon dolara
ulaştığını kaydetti.
Kızıltan, şu bilgileri verdi:
"Türk su ürünleri sektörü, son 14 yılda
ihracatını yaklaşık 12 kat arttırarak 693
milyon dolara çıkardı. AB ülkeleri başta
olmak üzere 80 ülkeye ihracat yapıyoruz.
Bu artışta THY'nin direkt uçtuğu ülke
sayısının çoğalması etkili oldu. THY'nin
her yeni bağlantısı sektör açısından yeni
bir pazar oldu. Bu sayede ihracatımız
gelecek dönemde de artmaya devam
edecek. Halen Avrupa 'daki levrek üretiminin yüzde 40-45'lik kısmını ülkemiz
karşılıyor. En büyük artışı gösteren
pazarlarımız ise sırasıyla Rusya,
Hollanda, Japonya, İspanya ve İtalya
oldu."
Kızıltan, iç tüketimde kişi başı 15 kilogramlık tüketim hedefine ulaşılması hedefi kapsamında kamu spotu hazırladıklarını
da sözlerine ekledi. Su Ürünleri Tanıtım
Grubu Başkanı Melih İşliel ise Dünya
Gıda Örgütü'nün 2018 yılında yetiştiricilik
ürünlerinin avcılıkla elde edilen su ürünlerini geçeceği öngörüsünde bulunduğunu hatırlattı. (AA)
Otomobilinin arka camına Fatih Sultan
Mehmet'in portresini yapıştırdığını anlatan Durgu,
"Otomobili aldıktan sonra bir arkadaşımın uyarısıyla plakanın özel olduğunu fark ettim. Otomobilim
12 bin lira ama plaka için 350 bin lira istiyorum.
Bugüne kadar 200 bin lira veren oldu ama satmadım" dedi.
Durgu, trafikte kendisini durdurup plaka ile
fotoğraf çektirenler olduğunu dile getirerek, "Plaka
herkesin dikkatini çekiyor. Sosyal paylaşım sitesine plakanın fotoğrafını koydum, birçok kişi de bu
fotoğrafı paylaştı" ifadesini kullandı.
ÖZEL PLAKALAR BÜYÜK ILGI GÖRÜYOR
Türkiye'nin çeşitli illerinde AK, CHP, AKP, MHP,
FB, GS, BJK gibi orta harf grubunda siyasi parti
veya futbol takımlarının kısaltmaları yer alan plaka
sahipleri, internet ilanlarıyla bu plakayı satışa
çıkartıyor. 20 bin ila 500 bin lira arasında istenilen
plakalar, siyasi parti üyeleri ve kulüplerin fanatik
taraftarları tarafından satın alınıyor. (AA)
KÜLTÜR-SANAT
KÜLTÜREL
BOYUT
Prof. Dr. Hayrettin İVGİN
[email protected]
NEVRUZ, ERGENEKON BAYRAMIDIR
Nevruz, Farsça bir kelimedir. Anlam olarak "yenigün"
demektir. Bu gün, güneşin "koç burcu"na girdiği gün
olan 21 Marta rastlamaktadır.
Bugün pek çok ülkelerde ve milletlerde (İran, Arap,
Orta Asya Türkleri, Azerbaycan, bazı Kafkas ülkeleri,
Kırım, Balkan ülkeleri, Mısır, Kıbrıs vb.) Nevruz günü
kutlanmaktadır.
Nevruz, Türklerde çok eskiden beri bilinmekte ve
bugün törenlerle Türk ellerinde kutlanılmaktadır.
Anadolu Türkleri bu güne "Nevrûz-i Sultanî", "Sultan
Nevruz" adını verirler. Orta Asya'da bu gün "Ergenekon"
veya "Bozkurt" bayramı olarak kabul edilir. Ebulgazi
Bahadır Han'ın yazdığı "Secere-i Terâkime" adlı eserde
anlatılan (Ergenekon Destanı) okunduğunda görülecektir
ki Türkler yaşadıkları ve çoğaldıkları Ergenekon'dan 400
sene sonra topluca demir dağları eriterek çıkmışlardır. Bu
günü bayram olarak kutlamışlardır. İşte bu kutladıkları
bayram, Türklerin Nevruzudur.
Birçok milletlerin kültürlerinde olduğu gibi Nevruz,
Türklerde de yılbaşı olarak kutlanır. Çünkü, 21 Mart
günü gece ve gündüz eşittir. 22 Mart günü yeni bir güne
başlanır. Güneş koç burcuna girmiştir. Bu nedenle,
Türkler bu güne "yengi gün" yani "yenigün" adını verirler. Zaman zaman nevruz kelimesinin telaffuz edilmiş
olması, bu kelimenin de Farsça kökenli olması, bu günün
bayram olarak kutlanmasının İran kaynaklı olduğunu
göstermez. Hele hele, Anadolu'da yalnızca Kürt boylarının kutladığı bir gün olarak kabul etmek mümkün değildir. Tabii olarak, Kürt boylar da Nevruz gününü ortak bir
kültür olarak bayram günü kabul ederler. Şu bilimsel olarak ortadadır ki, Anadolu Türkleri yüzyıllardır bu günü
bayram olarak kutlarlar. Anadolu'da bu gün kısaca şöyle
kutlanılır: 21 Mart günü halk kırlara çıkar, salıncaklar
kurulur, ateşler yakılır, yakılan ateşlerin üstünden atlanır.
Herkes yaptığı yemekleri ortaya çıkarır, bu yemekler birleştirilir ve topluca yenilir. Şarkılar, türküler söylenir,
maniler atılır. Şakalar yapılır, sportif faaliyetlerde bulunulur ve çeşitli oyunlar oynanır. Dualar edilir, yeni yıl için
dilekler dilenir.
Doğal olarak, bu anlattığım etkinlikler, köyden köye
şehirden şehire ve bölgeden bölgeye ulaşır. Her bölgede
pratikler (adet ve gelenekler), farklı farklıdır.
Nevruz günüyle ilgili olarak İslâmi rivayetler de vardır.
Mesela, Allah'ın dünyayı Nevruz günü yarattığı, Hz.
Ademin çamurunun yine bugün yoğrulduğu, Nuh'un
gemisinin bugün karaya oturduğu kabul edilir. Hatta;
Allah, Hz. Adem ile Hz. Havva'yı Arafat'ta bir Nevruz
günü birleştirmiştir. Hz. Yusuf atıldığı kuyudan bir
Nevruz günü kurtarılmıştır. İslamlıkta, Nevruzla ilgili
böyle değişik rivayet ve inanışlar bulunmaktadır.
Nevrûz/Ergenekon bayramı yüzyıllardır Çin'den
Yugoslavya'ya kadar geniş topraklarda yaşayan Türk
boylarında bayram ve yeni bir gün olarak kutlanmakta
iken; Türklük aleyhinde faaliyette bulunan bazı bölücü
unsurlar nevruzu istismar etmektedir. Güya bu bayram
yalnızca: Batı ülkeleri tarafından suni bir millet olarak
yaratılmak istenen Kürt boylarına aitmiş gibi gösterilmektedir. İçimizdeki kendini bilmez birkaç soysuz da bu
istismara çanak tutmaktadırlar.
Nevruz'un Türk Ergenekon Bayramı olmadığını iddia
edenler, kelimenin Farsça olmasını ileri sürerler. Bu kelimeden dolayı bu bayram gününü İranlılara mâl ederler.
"Eğer Nevruz Türk bayramı olsaydı adı da Türkçe olurdu" gibi bir yüzeysel fikir ileri sürerler.
Oysa ki Türkler, İslâmiyet gibi çeşitli din ve kültürlerden, dillerden pek çok şey kazanmış ve almıştır. Benim
adım Türkçe değil. Ben şimdi Türk değil miyim? Ahmet,
Mehmet,Mustafa adları Arapça'dır. Şimdi adı Ahmet,
Mehmet, Mustafa olan bütün insanlarımız Arap mıdır?
Kelimenin kökeninden hareket ederek olayı başka milletlere mâl etmek bilimsellik değildir, gerçek de değildir.
Nevruz, bir Ergenekon Bayramıdır ve yenigünü ifade
eder. Hainler istese de istemese de 21 Mart günlerini
Türklük Bayramı olarak biz yüzyıllardır kutladık, ilelebet
kutlayacağız. Türklerin dostları, bizimle birlikte bu bayramı coşku ile ve kardeşlik duyguları ile kutlarlar.
Türklerin düşmanının bizim yanımızda yeri yok. Onlar
ne yaparlarsa yapsınlar layık oldukları muameleyi göreceklerdir.
Bütün Türk milletinin Türk boylarının, kısaca Türk
dünyasının geçmiş ve gelecek Nevrûzu/Ergenekon
Bayramları kutlu olsun.
20 Ocak 2015 Salı
Çorumlu ev kadınları
belediyenin kursunda
keman çalmayı öğreniyor
Çorum'da belediye bünyesinde hizmet veren Kadın Kültür ve Sanat Merkezince düzenlenen kursa katılan ev kadınları, keman çalmayı öğreniyor.
ÇORUM - En genci 20, en yaşlısı 65 yaşında
olan kadın kursiyerler, hayatlarına sanatsal bir
yön verebilmenin mutluluğu yaşarken, evrensel
müziğin yaş engelinin bulunmadığını da kanıtlar
nitelikte çalışmalarını sürdürüyor.
Çorum Belediye Başkan Yardımcısı Zeki Gül,
merkezde açılan kursların özellikle ev kadınlarının sosyal hayatlarına sağladığı katkıyı AA
muhabirine değerlendirdi.
Belediye olarak özellikle ev kadınlarına yönelik birçok faaliyete öncülük ettiklerinin altını
çizen Gül, merkezde açılan hat sanatı, el işi,
keman, saz ve yemek kurslarıyla kadınların
hayata bakış açılarını değiştirdiklerine inandığını
belirtti. Yürütülen sanatsal faaliyetler kapsamında 15 bin kadına ulaştıklarını ifade eden Gül,
merkezin açtığı keman kursuna ev kadınlarının
büyük ilgi gösterdiğini anlattı.
Sanatın yaşının olmadığının bir kez daha
kanıtlandığına değinen Gül, "Kemanla tanışan,
belki de ilk defa bir enstrümanla tanışan ev
hanımlarımız sanatla hayata bağlanmanın farklılığını yaşıyor. Kursa katılan kadınlarımız burada
kemanlarıyla adeta notalara hayat veriyor.
Hedefimiz belediye bünyesindeki tasavvuf, Türk
sanat ve halk müziği korlarına bu kurslarla
sanatçı yetiştirmek" ifadelerini kullandı.
Kursiyerlerden 61 yaşındaki Kamile Kış, enstrüman çalmaya udla başladığını, annesinin
vefatı sonrasında müzikle uğraşmayı bıraktığını
belirtti.
Uzun sürenin ardından sanatsal faaliyetlere
kemanla dönüş yapmaya karar verdiğini aktaran
Kış, "Yaşlılar enstrüman çalamaz, onlar sanatla
ilgilenemez diye bir şey yok. Çünkü sanatın yaşı
yok. Gerçekten yaşlılar da enstrüman çalabilir.
İçinde bulunduğumuz dönem aslında en donanımlı zamanlarımız. Gençlere göre daha birikimliyiz. Keman çalmaktan mutluyum" dedi.
Nevin Balak (50) ise hayatında ilk defa bir
enstrümanla tanıştığını ifade ederek, "Ev hanımıyım. Evde boş boş vakit geçirmek yerine bu
kursa katılarak sanatla tanışmayı istedim. Daha
önceden kemana karşı ilgim vardı. Keman çalmak gençlik hayalimdi. Bu fırsatı ancak 50
yaşımda yakalayabildim. Şimdi kemanımla,
notalarla hayat buluyorum" diye konuştu.
Kursiyerlerden 56 yaşındaki Hatice Manan,
"ruhum gençleşsin" düşüncesinin hakim olduğu
bir dönemde kursa başladığını ve aradan geçen
iki ayın sonunda önemli mesafe katettiğini söyledi.
Kemanın sesine kızının çalmasından ötürü
aşina olduğunu dile getiren Manan, şunları kaydetti: "Zamanı değerlendireyim, ruhum gençleşsin düşüncesiyle bu kursa katıldım. İlk defa
burada enstrüman çalmaya başladım. Evde
oturmak bana iyi gelmedi. Öğrenmenin yaşının
olmadığına inanan biri olarak kendimi burada
ispatlamaya çalışıyorum. Eğitimlerimiz oldukça
verimli. Yaklaşık 2 aydır kemanla sanat yapmaya
çalışıyorum. Kızım keman çalmayı bıraktı ama
ben kemanla hayat buldum." (AA)
Bursa'da yaşayan yabancılar,
Türk kültürüne hayran kaldılar
BURSA - Eğitim ve iş imkanları ile
Türkiye'deki yaşam standartlarını beğendikleri
için dünyanın dört bir yanından "Osmanlı payitahtı" Bursa'ya gelen yabancılar, hayran oldukları Türk kültürünü yakından tanımak için toplu
etkinlikler düzenliyor.
Özellikle bazı Asya, Afrika ve Avrupa ülkelerine mensup yabancılar, kentte hamam, Karagöz
Evi ve dünyada yılın 365 gün sema yapılan tek
merkezi olan Karabaş-i Veli Tekkesine ilgi gösteriyor.
Arnavut İlir Hamzaj (26), AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisi gibi yabancı uyruklu
Sihirli Mikrofon
Radyo Ödülleri 10
Şubat’ta verilecek
İSTANBUL - 3. Sihirli Mikrofon Radyo
Ödülleri töreni, 10 Şubat'ta Zorlu Center
Performans Sanatları Merkezi'nde (PSM) yapılacak.
Fatih Belediyesi'nin katkılarıyla bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen yarışmada, dinleyicilerin oylarıyla yılın en iyi radyo, radyocu ve radyo programları ödüllendirilecek. Yarışmada; ön eleme
15-17 Ocak'ta, oylama ise 19 Ocak-6 Şubat'ta
"www.sihirlimikrofon.org" internet sitesi üzerinden yapılacak. Finalistler, radyo dinleyicilerinin
internet sitesi üzerinden yapacakları oylamalar ile
belirlenecek. 3. Sihirli Mikrofon Radyo
Ödülleri'nde bu
yıl, radyolar ve
programcılar 17
farklı kategoride
yarışacak.
Ayrıca gecede
farklı dallarda
özel ödüller
verilecek.
Sanatçıların
katılımı, Ceyhun
Yılmaz'ın sunumuyla gerçekleşecek ödül
töreni, 10
Şubat'ta Zorlu
Center PSM'de
gerçekleşecek.
(AA)
9
üniversite öğrencisi arkadaşlarıyla en çok gittikleri mekanın, 624 yıllık Demirtaşpaşa Hamamı
olduğunu söyledi.
Bu hamamın tarihi dokusuna hayran olduklarını belirten Hamzaj, "Daha önce bu hamama
gelmiştim fakat Kongolu ve Malili arkadaşlarım
gelmemişti. Ben de Türk kültürünü tanımaları
için buraya getirdim. Gerçekten de beğendiler,
çok hoşlarına gitti çünkü ülkelerinde böyle bir
şey yok. Türk hamamı denilince dünyada her
yerde tanınıyor ve aynı isimle anılıyor" diye
konuştu.
Hamzaj, Avrupa'dakiler dahil birçok coğrafyayı gördüğünü ancak Türkiye'nin bir yabancı
için en güvenilir ve özgür ülke olduğunu dile
getirdi.
Hamama ilk kez geldiğini anlatan Kongolu
Mustafa Agigi (19) de Türkiye'de keşfedilmesi
gereken pek çok güzellik bulunduğunu bildirdi.
Kendisi için hamamın güzel bir deneyim
olduğunu vurgulayan Agigi, "Çok mutluyum ve
kendimi çok iyi hissediyorum. Türk hamamı çok
güzel, çok seviyorum" dedi.
Malili Salim Niakate (20) ise hamam kültüründen çok etkilendiğini belirtti.
Bu mekanı beğendiğini aktaran Niakate, "En
çok da buradaki hamamın 624 yıllık olmasına
şaşırdım. Muhteşem bir şey" ifadesini kullandı.
MEHMET NURİ
PARMAKSIZ
HAYATA VE AŞKA DAİR
BİR ÖMÜR BORÇLUYUM YÂRE
Bir gün susacak sükûtun sessizliği ve güneş açacak içimin enginleri.
Aldığım her nefese hamdolsun ki aşkla doldu
gönül gülistanım, sevdanın ateşinde piştikçe pişiyor
kalp dergâhım.
Yâr demek yârdan korkmamak; aşk demek ölümün içindeki hayatta mutluluğun kalbindeki gülde
yaşamak demek.
Sevda herkesin isteği, aşk cümlemizin hevesi,
hasret ruhumuzu yakan ateşin delirten sesi.
Aşkla aldığım bir nefesin hakkını bile ödeyemem ben yâre, ona
yetememek, ne yaparsam yapayım ona karşı hep eksik kalmak
gönlümde kanayan yara.
Bir ömür borçluyum ben yâre.
Bütün nefeslerimi ona versem,
ruhumu yoluna feda etsem de
dinmez içimdeki hasretin gizi ve
silinmez ömrümün ona ait izi.
Özlem, zamanın canavarlaştırdığı ve hicranın zalimleştirdiği
ateş parçası. Kalbimi eritip hasrette yok olmamı, sevdaya mağlup olmamı bekliyor nefsim.
Vuslata dâir hayalim ve sonsuzluk
inancımla hasrete direniyor nefe-
Bursa'da bir yıldır yüksek lisans öğrenimini
sürdüren Afrika'nın Umurindi bölgesinden Vital
Kwizara (29), Türk kültürünü yakından tanımasına yardımcı olan en güzel mekanın, dünyada
365 gün sema yapılan tek merkez olarak bilinen
Karabaş-i Veli Tekkesi olduğunu anlattı.
Semanın manevi havasını anlamaya çalıştığını ve bu sayede İslam dinini tanımak için araştırmalara başladığını kaydeden Kwizara, Türklerin
çok yardımsever olduğunu ve kendisine her
zaman sıcak davranıldığını ifade etti.
İskender kebabının ününü duyan Ruandalı
üniversite öğrencisi Omar Habanabakize (27),
yemek için gittiği tarihi kebapçıda mutfağa girip
döner kesmenin inceliklerini öğrendi.
Güney Kore'nin başkenti Seul'den dünya
turu için yola çıkan Jong Kim (26) ve kız arkadaşı Sujin Lee (26), bazı coğrafyalarda 12 ülkeyi
gezdikten sonra beğendikleri Bursa'ya yerleşti.
Karagöz Evi'ni gezen çift, Karagöz ile
Hacivat'ın yaşam öyküsü ve bu gölge oyunu
hakkında bilgi aldı.
Kim ve Lee, Karagöz ile Hacivat tasvirlerinin
yapımından oyun aşamasına kadar tek tek izledikten sonra ellerine çubukları alıp bunları oynatarak "hayal perdesi"ne bir gölge de Güney
Kore'den bıraktı. (AA)
İnanıyorum kalbime, içimdeki vuslat inancı bir
gün hasret ateşini söndürecek. Aşkın büyüklüğüne
teslimim ve sevdamın kudreti hüznümü mutluluğa
döndürecek.
Bir gün susacak sükûtun sessizliği ve güneş açacak içimin enginleri. Duracak hüznü besleyen
keder, galip gelecek dualarımla kader.
Sen yeter ki kalbimdeki aşkın sonsuzluğuna inan
sevdam, sen yeter ki gönlümdeki yangınların gül
yangınları olduğuna anla sevdam.
Gün gelir unutulur çekilen acılar, gün gelir hatırlanmaz uykusuz geçen geceler. Vuslatının hayalinde
ısınıyor üşüyen kalbim ve dayan biraz, biraz daha
dayan diyor ölüme koşan nefesim.
Ey yâr! Ellerimde gizin var, gözlerinde izin…
Seninle doğup batmayacak güneşin hayalini
kuruyor ruhum, biliyorum dünya boyu sürse de sonsuzlukla iftar edecek sana olan orucum.
sim.
Bu ömür benim değil ki beyhude harcayayım
zamanı. Ben aşkla borçlandım yâre, sadakatle bağlandım kalbimi gül bahçesi ruhumu gülistan eyleyene.
GÜNÜN ŞİİRİ
Âh yâr! Nasıl sevsem ben seni
bir nebze olsun doyarım, ne söyleSHüznümün rüzgârı sussun yâr dudağın eğmesin,
sem ben sana birazcık olsun kanarım. Sen ne kadar istersen iste fark
Gözden ırak düşmesin hiç yâre mâtem değmesin.
etmez ben sana o kadar yanarım.
10
SAĞLIK
20 Ocak 2015 Salı
Prof. Cevit: “Sağlıklı nesiller
için çocukları öpmeden sevin"
Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve
Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Cevit,
bebeklik çağında sık görülen "öpücük hastalığı"nın çocukta
ileri ki yaşlarda birçok soruna yol açabileceğini belirterek, ailelere çocuklarını "öpmeden sevmelerini" önerdi.
SİVAS - Cevit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "epstein-barr" denilen
virüsün neden olduğu "öpücük hastalığı"nın (infeksiyöz mononükleoz)
çocuklarda deride döküntüye yol açabileceğini söyledi.
Bazı yıllarda "epstein-barr" virüsünün çok sık görüldüğünü belirten
Cevit, çocukların yüzde 30'unun bu
virüse mutlaka maruz kaldığını ancak
rahatsızlığın klinik bulgu vermediğini ve
sessiz seyrettiğini dile getirdi.
Cevit, hastalığın yanaktan öpmeyle
geçme ihtimalinin düşük olduğunu
ifade ederek, "Hastalığın çocuğa geçmesi için yanakta çizik olması ve virüsün derinin içine nüfuz etmesi lazım.
Özellikle de ıslak öpücüklerde ya da
ağızdan öpmeyle bu hastalık çocuğa
geçebiliyor. Özellikle yabancıların öpücüklerine dikkat edilmeli" diye konuştu.
Prof. Dr. Cevit, virüsün yenidoğanda (0-25 günlük bebek) görülebileceğini ve anneden de geçebileceğini belirterek, şunları söyledi:
"Çocuk veya bebekte bulgular,
deride genel olarak döküntüyle ortaya
çıkabilir. Direkt virüsün kendisi daha az
oranda döküntü yapıyor ancak öpücük
hastalığı olduğu bilinmeden viral
enfeksiyon olduğunu düşünülerek,
antibiyotik ve penisilin gibi ilaçlar verildiğinde deride döküntüyle daha çok
karşılaşılıyor. Çok tehlikeli gözükmeyen
bu hastalığa ailelerin dikkat etmesi
gerekiyor. Öpücük hastalığı, çocuklarda bademcik iltihabına, karaciğer,
dalak ve lenf bezlerinde büyüklüğe
neden olabilir. Çocuklarda bu bulgulara rastlandığı zaman öpücük hastalığı
akla gelmelidir. Onun için biz slogan
olarak 'sevin ama öpmeyin' diyoruz."
Her türlü deri hastalığının yakın
temas ve öpücüklerle geçebileceğine
dikkati çeken Cevit, "Bu hastalıkların
artmasını önlemek ve daha sağlıklı
nesil yetiştirmek istiyorsak öpmeyi
biraz daha azaltmamız lazım" dedi.
Cevit, hastalığın 5 yaşında daha sık
görüldüğünü ama ergenlikten sonra
görülme sıklığının azaldığını belirterek,
"Bu virüsün bulaştığı kişilerde kronik
yorgunluk sendromu olabilir, özellikle
ileri yaşlarda kanserlere altyapıyı da
oluşturabiliyor. Aileler, bu hastalığa
karşı çok dikkatli olmalı" uyarısında
bulundu. (AA)
Topuklu ayakkabı ayağa
kalıcı zararlar verebilir
EDİRNE - Sürekli sivri burunlu ve yüksek
topuklu ayakkabı kullanılmasının, ayağın fiziksel
yapısını bozduğu bildirildi.
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali
Erdem Bagatur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle kadınlar için güzel ayaklara
sahip olmanın önem taşıdığını söyledi.
Ayak görüntüsünün güzel olmasının kişiye
psikolojik destek sağladığını belirten Bagatur,
şöyle konuştu:
"Özellikle sivri burunlu ve topuklu ayakkabı
giyen kişiler, ayak hastalıklarına dikkat etmelidir.
Bu tür ayakkabı giyenlerde baş parmak çıkıntısı
(Halluks Valgus) hastalığı görülebilir. Sürekli sivri
burunlu ve topuklu ayakkabı giymek ayağa kalıcı zararlar verebilir. Ayak başparmağının kendiliğinden ve kalıcı olarak dış yana doğru yönlenmesi, başparmağın tarak kemiği ile eklem yaptığı bölgede ayağın iç yanında ağrılı bir kemik
çıkıntısının oluşması gibi ortopedik sorunlar
ortaya çıkabilir."
Bagatur, baş parmak çıkıntısı rahatsızlığının,
ayakta ağrı oluşturduğunu ve yürümeyi güçleştirdiğini, kemik çıkıntısı nedeniyle kişinin çoğu
zaman ayakkabı giyemediğini vurguladı.
Bagatur, bazı kişilerin doğuştan gelen kemik
yapısı dolayısıyla ayaklarına özel önem göstermesi gerektiğini söyledi.
"Ayak estetiğindeki bozulma özellikle kentlerde yaşayan, sivri burunlu ve topuklu ayakkabı
giyen kadınlarda sıklıkla görülüyor" diyen
Bagatur, yıllarca bu tür ayakkabılar giyen kadınların rahatsızlıklarının 40'lı yaşlarda görülme
oranının daha yüksek olduğunu vurguladı.
Bagatur, bazen çok daha genç yaşlarda da
ortopedik sorunlar yaşanabildiğini ifade ederek,
şunları anlattı:
"Baş parmak çıkıntısı rahatsızlığının ilerlemesini engellemek ya da tedavi etmek amacıyla
kullanılan bir takım cihazlar vardır. Bunlar hastalığı tedavi etmediği gibi genellikle ilerlemesini de
engellemez. Ayakta kemik çıkıntısı ve çeşitli
ortopedi sorunlarına yol açan bu rahatsızlığın
tedavisi ameliyattır. Ameliyatın ardından ortopedik ayakkabı giyilmediği takdirde kişi aynı
sorunlarla daha şiddetli şekilde karşılaşabilir."
Bagatur, kişilerin fiziksel özelliklerine göre
ayakkabı seçmesi gerektiğine dikkati çekerek,
"Her gün ayaklarınızı kontrol edin. Rahat ayakkabı giyin. Ayakkabınızın sıkmaması ve vurmaması gerekir" diye konuştu. (AA)
Alerjiye neden olan nikel, metal
aksesuarlarda kullanılmayacak
ANKARA - Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca,
yüksek oranda alerjiye neden olan nikelin, tüm
metal aksesuarlarda, düğme, fermuar, perçin,
takılar ve saatlerde kısıtlandığını bildirildi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, 2011 yılında
yayımlanan ilgili tebliğle Türkiye'de ilk kez tekstil, kırtasiye, mobilya ve çocuk bakım ürünlerin-
de tehlikeli kimyasalların kullanımına kısıtlama
getirildiği, 2013'te sözkonusu tebliğin yenilendiği anımsatıldı.
Açıklamada, 14 Ocak 2015'te Resmi
Gazete'de yayımlanan "Bazı Tüketici Ürünlerinin
Tehlikeli Kimyasal Madde İçeriğine Yönelik
Piyasa Gözetimi ve Denetimine İlişkin Tebliğ" ile
de yüksek oranda alerjiye neden olan nikelin,
tüm metal aksesuarlarda, düğme, fermuar, perçin, takı ve saatlerde kısıtlandığı kaydedildi.
Açıklamaya göre, aynı ürün gruplarında ciğer
ve böbrek fonksiyonlarında bozukluklara neden
olan ve kanserojen etkiye sahip kadmiyum kimyasalına da kısıtlama getirildi.
Toksik etkiye sahip olan organostanik bileşikler de, bugüne kadar kimyasal denetime tabii
tutulmamış olan tampon, hijyenik ped, göğüs
pedi ve çocuk bezlerinde kısıtlandı. Söz konusu
kimyasalın denetimi tekstil, deri ürünleri ve eldivenlerde de gerçekleştirilecek.
Kanserojen etkileri nedeniyle perflorooktan
sülfanatların, kaplanmış tekstil ürünlerinde kullanılması yasaklandı.
Çevre kirliliğine neden olan nonil fenol ve
nonil fenol etoksilatlar tekstil, deri ürünleri, kağıt
ürünler ve deterjanlarda kısıtlandı.
Kanserojen etkiye sahip civa ve arsenik bileşenler, ahşap ürünlerde kullanılamayacak. (AA)
KAYIN TABLA
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI 2. AKŞAM SANAT
OKULU (DERS ALETLERİ YAPIM MERKEZİ)
KAYIN TABLA alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile
ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır:
İhale Kayıt Numarası : 2015/4217
1-İdarenin
a) Adresi : BAHÇELİEVLER MAH. MİRAÇ CAD. HASANOĞLAN ELMADAĞ/ANKARA
b) Telefon ve faks numarası : 3128664208 - 3128664224
c) Elektronik Posta Adresi : [email protected]
ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/
2-İhale konusu malın
a) Niteliği, türü ve miktarı : Kayın Tabla: 32.300 Adet
Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir.
b) Teslim yeri : Bahçelievler Mah. Miraç Cad. No:22 Hasanoğlan Elmadağ/ANKARA
c) Teslim tarihleri : İşe başlama tarihinden itibaren 30 günde bir en az 5.000 er adetlik partiler halinde
teslim edilecektir.
3- İhalenin
a) Yapılacağı yer : Bahçelievler Mah. Miraç Cad. No:22 Hasanoğlan Elmadağ/ANKARA
b) Tarihi ve saati : 12.02.2015 - 10:00
4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler:
4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar
Odası belgesi;
4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine
göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir
belge,
4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi
Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri;
4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,
4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel
kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili
Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri,
4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5. İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz.
4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
4.3.1. Yetkili satıcılığı veya imalatçılığı gösteren belgeler:
a) İmalatçı ise imalatçı olduğunu gösteren belge veya belgeler,
b) Yetkili satıcı veya yetkili temsilci ise yetkili satıcı ya da yetkili temsilci olduğunu gösteren belge veya
belgeler,
c) Türkiye’de serbest bölgelerde faaliyet gösteriyor ise yukarıdaki belgelerden biriyle birlikte sunduğu
serbest bölge faaliyet belgesi.
İsteklilerin yukarıda sayılan belgelerden, kendi durumuna uygun belge veya belgeleri sunması yeterli
kabul edilir. İsteklinin imalatçı olduğu aşağıdaki belgeler ile tevsik edilir.
a) Aday veya istekli adına düzenlenen Sanayi Sicil Belgesi,
b) Adayın veya isteklinin üyesi olduğu meslek odası tarafından aday veya istekli adına düzenlenen
Kapasite Raporu,
c) Adayın veya isteklinin kayıtlı olduğu meslek odası tarafından aday veya istekli adına düzenlenen
İmalat Yeterlik Belgesi,
ç) Adayın veya isteklinin kayıtlı olduğu meslek odası tarafından aday veya istekli adına düzenlenmiş ve
teklif ettiği mala ilişkin Yerli Malı Belgesi,
ğ) Adayın veya isteklinin alım konusu malı ürettiğine ilişkin olarak ilgili mevzuat uyarınca yetkili kurum
veya kuruluşlarca düzenlenen ve aday veya isteklinin üretici veya imalatçı olduğunu gösteren belgeler.
4.3.2. Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve
açıklamaları içeren doküman:
İstekliler teklif ettikleri ürüne ait en az bir adet numune olarak vereceklerdir.
5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir.
7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 200 TRY (Türk Lirası) karşılığı Müdürlüğün Ziraat
Bankası Elmadağ Şubesindeki TR730001000620031996315014 IBAN Nolu hesabına döküman bedeli
yatırılarak dekont karşılığı Ders Aletleri Yapım Merkezi Müdürlüğü - Ticaret Müdür Yardımcılığından
adresinden satın alınabilir.
7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur.
8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Bahçelievler Mah. Miraç Cad. No:22 Hasanoğlan
Elmadağ/ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir.
9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu,
üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.
Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir.
10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici
teminat vereceklerdir.
11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 30 (Otuz) takvim günüdür.
12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
Basın - 9592 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
YAŞAM-ÇEVRE
BULMACA
20 Ocak 2015 Salı
Çığ tehlikesinden
nasıl kurtulunur?
Doğu Karadeniz'de
oluşabilecek çığa karşı
alınacak kişisel tedbirlerin önem taşıdığı bildirildi. Gümüşhane Afet ve
Acil Durum Müdürü
Mesut çığa karşı alınacak kişisel tedbirlerin
önemine işaret eden
Bayrak, "Çığ geleceği
fark edildiği zaman
mümkün olduğunca hızlı
ve soğukkanlı davranılması gerekiyor" dedi.
GÜMÜŞHANE - İGümüşhane Afet ve
Acil Durum Müdürü Mesut Bayrak, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, çığın
hızlı gelişen ve hareket eden bir doğa
olayı olduğunu söyledi.
Çığın kar tabakası veya tabakalarının
iç ve dış kuvvetlerin etkisiyle yamaç
eğimi yönünde gösterdiği akma hareketi
olduğunu belirten Bayrak, kar tabakalarının birbirlerinden farklı özellikleri olacağından, çığın bazen bir tabaka üzerinde
bazen de tüm tabakaların zemin üzerinde topluca kaymaları sonucunda oluştuğunu ifade etti.
Çığın, meteorolojik karakterli doğal bir
afet olduğuna işaret eden Bayrak, çok
hızlı olduğu için tehlikeyi de beraberinde
getirdiğini vurguladı.
Türkiye'nin özellikle kuzey, kuzeydoğu
ve doğu kesimlerinde çığ olayına uygun
topoğrafik ve meteorolojik koşullara
sahip dağlık alanların mevcut olduğunu
dile getiren Bayrak, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin yüzölçümünün yaklaşık
üçte birini dağlık alanların oluşturduğunu düşünecek olursak, çığ olayının
meydana geldiği alanların yayılımının ne
kadar büyük olduğu anlaşılır. Bu bölgelerde meydana gelen çığlar yerleşim
yerlerini, yolları, turistik tesisleri ve diğer
bütün devlet yatırımlarını tehdit etmektedir. Çığ olayının yerleşim yerlerine
etkisi her afet türü gibi sosyal ve ekono-
mik açıdan olmaktadır."
Çığın sosyal etkisinin sadece can
kayıplarıyla sınırlı kalmadığını aktaran
Bayrak, çığdan etkilenen alanlarda
maddi kayıplarla karşılaşmayan insanların bölgeden göç etmesinin de sosyal
sonuç olduğunu kaydetti.
Ekonomik açıdan bakıldığında çığların
verdiği hasarların kısa sürede telafi edilememesinin getirdiği zorluklar nedeniyle oluşan üretim ve iş gücü kayıplarının
giderek arttığını savunan Bayrak, bazı
bölgelerin turizm potansiyelinin de
dolaylı olarak etkilendiği ifade etti.
Bayrak, çığa karşı yetkililerin uyarılarının dikkate alınması gerektiğini vurguladı.
Çığa karşı alınacak kişisel tedbirlerin
önemine işaret eden Bayrak, "Çığ geleceği fark edildiği zaman mümkün olduğunca hızlı ve soğukkanlı davranılması
gerekiyor" dedi.
Bayrak, olası çığ düşmesi anında
yapılması gerekenleri şöyle anlattı:
"Çığın başlangıç anından sonra eğer
dışarıda bulunuyorsanız, büyüklüğüne,
hızına, patikanın genişliğine, etrafta
bulunan araçlara ve daha güvenli yerlere bağlı olarak alandan ayrılmaya karar
verilmelidir. Bağırarak veya başka ses
kaynaklarını kullanarak diğer insanlar
uyarılmalıdır. Kırılmış ağaç ve kaya parçalarından uzak kalmaya veya korun-
maya, yerden de destek alarak yüzme
hareketi yaparak akan karın üstünde
kalmaya çalışılmalıdır. Bu esnada ağzımızı da sıkıca kapatmalıyız. Kafa karın
altında kaldığı anda mümkünse uzun
süre nefes tutulmalıdır. Önerilen diğer
bir yöntem de akış sırasında oturma
pozisyonu almaktır. Bu yöntemde
bacaklar ve kollar birbirlerine yapıştırılır
ve çığ durmadan kısa süre önce bacaklarla yeri sertçe iterek kalkmaya çalışılmalıdır. Aksi takdirde çığ durduktan
sonra betonumsu bir özellik kazanacak
olan kar içinde kalkmak imkansız olacaktır."
Gümüşhane'nin çığ haritasının çıkarıldığını belirten Bayrak, kentteki çığ alanlarını iki kategoride değerlendirdiklerini
ifade etti.
Birincisinin çığ olmuş bölgeler, ikincisinin ise muhtemel çığ olabilecek bölgeler olarak nitelendirdiklerini dile getiren Bayrak, "İlimizin hemen hemen her
bölgesi çığ olabilecek bölgelerdir. Kelkit,
Köse ve Şiran ovalarının düz alanları
için söylemek mümkün değil ama Harşıt
Vadisi'ne geldiğimizde hemen her yerde
çığ olabilir. Afet hiçbir zaman olmaz
diyemeyiz, her zaman afet olacağını
düşünerek, her yerde tedbirli olmalıyız"
diye konuştu. (AA)
Bozkırın dağı taşı fidanlarla yeşeriyor
KONYA - Bozkırın hakim olduğu
Konya'da, 2014 yılında 4 milyonun
üzerinde fidan toprakla buluşturuldu, 1
milyon 497 bin fidan da halka ve kamu
kurumlarına ücretsiz dağıtıldı.
Konya Orman Bölge Müdürü Bekir
Karacabey, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, bozkırın fidanla yeşermesi
için Konya merkez, Olcay, Ereğli,
Ermenek, Seydişehir ve Altınapa fidanlıklarında yoğun bir fidan üretimi gerçekleştirildiğini söyledi.
Kurum olarak 2014 yılında 4 milyon-
1
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
2
3
4
5
6
dan fazla fidan ektiklerini belirten
Karacabey, başta askeri birlikler, okullar ve belediyeler olmak üzere kamu
kurumlarına da ücretsiz dağıtarak
dikim sağladıklarını vurguladı.
Düzenledikleri çeşitli etkinliklerle de
halka ücretsiz fidan verdiklerini aktaran
Karacabey, şöyle konuştu:
"Başta sedir ve çam olmak üzere 1
milyon 497 bin fidanı halkımıza ve
kamu kurumlarına ücretsiz olarak
dağıttık. Bunlardan 467 binini belediyelere, 7 bin 200'ünü üniversitelere, 17
7
8
9
10
bin adedini ilk ve ortaokullara, 164 bin
200'ünü askeri birliklere, 108 bin
800'ünü muhtarlıklara, 652 bin 300
adedini de diğer kamu kurum ve kuruluşlarına verdik. Değişik dönemlerde
düzenlediğimiz etkinliklerde 80 bin 500
fidanı halkımıza dağıttık. Bunların içerisinde iğde, alıç, ahlat gibi Konya'nın
iklim ve toprak şartlarına uygun olan,
halkımıza da gelir getirebileceğini
düşündüğümüz değişik boy ve yaşlarda fidanlar da var." (AA)
BULMACA
Soldan sağa:
1. Zorunlu, gerekli. – Asya’da bir ırmak. 2. Yabani hayvan barınağı. – Tozu
çok olan yer. 3. Hayvanların su içtikleri taş ya da ağaçtan oyma kap. – Evlere
su taşımayı meslek haline getirmiş olan kimse. 4. Anahtar. – Bir renk. 5.
İskambil kâğıtlarıyla oynanan bir oyun. – Bir nota. 6. Vücudun bütün dış ve
iç yüzeyini kaplayan doku. – Nikelin simgesi. 7. İnsan vücudunun dış yüzü. –
Minarelerde ezan okunan, taştan yapılmış ince ve yüksek yapı. 8. Gümüş parlaklığı verilmiş deri ya da kumaş. – Sağlıklı, sıhhatli, salim. 9. Seryumun simgesi. – Kansızlık hastalığı. 10. Diyarbakır ilinin eski adı. – Antalya ilinin bir
ilçesi. 11. Soru sözü. – Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek. 12. Kuranda bir
sure. – Yazı. 13. Denizlerin çekilmesiyle oluşmuş yurtlanmaya elverişli bölge.
– Hayvanlara vurulan damga. 14. Nazi Hücum Kıtasının kısaltması. – İlenme,
beddua. 15. Birbirine bağlı iki tekneden oluşmuş bir tür gezinti teknesi. 16.
Mercanada. – Libya’nın plaka işareti. 17. Matematikte sabit bir sayı. – Kalın
ve kaba kumaş. – Batı Anadolu köy yiğidi, zeybek. 18. Hoş kokulu. 19. Erkek
kardeş. 20. Özenli, düzgün. – Yurt.
Yukarıdan aşağıya:
1. Bir yeri ya da bir kimseyi görmeye gitme. – Gönülden sevilen kadın. – Pey
akçesi. 2. İri, kart. – Irmaklarda işleyen, bir çeşit altı düz kayık. – Mitoloji. 3.
Kayalık kıyılarda, sığ sularda yaşayan, kırmızı benekli, mavi veya yeşil balık.
– Güzel sanatların dokuz perisinden biri. – Göçebelerin konak yeri. 4. Bir
gezegen. – Metalik. – Pamuk ipliğini sarmaya yarayan küçük el çıkrığı. 5.
Satrançta özel bir hareket. – Zincirden yular veya ayak kösteği. – Yas. – Hava
basıncı birimi. 6. Bir şeyin geçtiği ya da önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet. – Yayvan sepet. – Mantık. – Yarı yaş yarı kuru, rutubetli
toprak. 7. Hamız. – Aruz ölçülerinden biri. – Antalya ilinde dünyaca ünlü bir
plaj. – Kaz Dağlarına mitolojik devirlerde verilen ad. 8. Tasdik. – Düz yazı. – Devinim. 9. Bir
ÇÖZÜMÜ
çeşit kumaş. – Kadınların ilgi çekmek, gönül
çelmek için takındıkları hoş, aldatıcı tavır, kırıtma,
BUGÜN
naz, cilve, eda. – Arjantin’in plaka işareti. 10.
13. SAYFADA
ABD’de bir eyalet. – Kedi, köpek yavrusu. – Bir
anda oluveren, apansız. – Vücudun salgıladığı tuzlu
sıvı.
Hazırlayan: Ercan BOSTANCIOĞLU
11
TÜRKÇE BAKIŞ
Prof. Dr. Nurullah Çetin
[email protected]
TİPİK BİR ORYANTALİST OLAN PİERRE LOTİ’NİN GERÇEK KİMLİĞİ
21
2. Pierre Loti'ye Olumlu Yaklaşan
Değerlendirmeler: Bazı Türk edebiyatçıları
Pierre Loti'yi hep iyi niyetle yaklaşarak onu,
gerçekten samimî bir Türk dostu zannetmişler ya da öyle görmek istemişler ve bu doğrultuda onu öven yazılar, şiirler yayınlamışlardır. Bunu da çok görmemek lâzımdır.
Çünkü Türk milletinin en zor zamanında,
emperyalist Batı işgaline uğradığı bir
zamanda batıdan birinin mazlum Türk milletinin yanında yer alıyor gibi görünmesi
büyük bir olay olarak değerlendirilmiş.
Şehbal dergisi bir sayısını (1 Eylül 1329,
S. 81) "Bu nüsha millî dostumuz muhterem
Mösyö Pierre Loti'ye ithaf edilmiştir" diyerek ona ayırmış ve "Osmanlıların aydın
sınıfı Pierre Loti hakkında ne düşünüyor?"
başlıklı bir anket bölümü açarak 66 Türk
aydınından onun hakkında görüş almıştır.
Bunlar arasında Ebul Alâ, Aka Gündüz,
Mehmet Rauf, Falih Rıfkı, Mehmed Emin,
Ali Canip, Faik Ali, İzzet Melih, Halid
Ziya, Halil Nihad, Süleyman Nazif, Selim
Sırrı, Şehabeddin Süleyman, Celâl Nuri,
Baha Tevfik, Hüseyin Daniş, Enis Behiç,
Fatma Aliye, Yunus Nadi, Nigâr Binti
Osman, Yusuf Akçuraoğlu, Köprülü zade
Mehmed Fuad gibi tanınmış isimler de vardır. Bunların hemen hepsi de Pierre Loti'yi
büyük bir Türk dostu olarak övgüyle yüceltiyorlar.
İstanbul’un işgali sırasında Darülfünun
Konferans salonunda Pierre Loti’yi anma
günü tertip edilir ve orada Süleyman Nazif,
Loti’yi öven uzun bir konuşma yapar.
Süleyman Nazif’in “Pierre Loti Hitabesi”
metni, şu eserde yer almaktadır: Pierre Loti,
Can Çekişen Türkiye, Hazırlayan: Fikret
Şahoğlu, Tercüman 1001 Temel Eser,
İstanbul, s.226.
İkinci Meşrutiyet dönemi Türk kadın
şairlerinden İhsan Raif Hanım (1877-1926),
Türk dostu olarak gördüğü Loti için övücü
bir şiir yazmıştır. Şiir şöyle:
PİYER LOTİ
Ey ‘Loti’, ey garbın büyük şairi,
Türklere edilen zulmü işittin;
Lânetler okurken bize herbiri,
Sen Türk'ün aşkını terennüm ettin.
Garptan yükselerek tâ şarka kadar
Türklerin aşkıyla yükseldi sesin;
Milletin inleyen hasta, bî-medâr
Ruhunda ne hisler yaktı nefesin.
Ömrümde ilk defa beşer önünde
Bir hiss-i minnetle eğildi başım;
Seninle dolu idi o günkü günde;
Hürmetle gözümden süzülen yaşım.
Sen Türk'ün gönlünde gezdin dolaştın;
Safvettir açtığı çiçeğin adı:
Masumdur gülleri bu viran bağın...
Bilmem ki baht ile kimler oynadı?
Pierre Loti, Türk'ün sadık muhibbi,
Bizler için kalbin böyle çarptıkça,
Seni candan seven Türk gönlü gibi,
Âlemde her bir şey yâr olsun sana
İsteyip dilerim her akşam, sabah.
Her günden iyi gör her bir yarını,
Sevdiğin Türklerle sevk etsin Allah,
Saadet yoluna adımlarını.
Bütün safvetiyle, sana ey şair,
Bir Türk kadınıdır eyleyen duâ;
Her ne ki yazılsa vasfına dâir,
Bilirim kıymetsiz bir hiçbir ama,
Duygumdan bir demet toplayıp dizdim;
Elemli gecede şâhidim aydı;
Utanır takdime cür’et etmezdim;
Senden doğan yaşlar karışmasaydı.
(Genç Yolcu Dergisi, 1919)21
Enis Behiç Koryürek, 12 Ağustos 1329 /
1913 tarihinde yurdumuzu ziyaret eden
Pierre Loti için yine övücü bir üslûpla şunları yazmıştı:
“Öksüzlerin figânını tahkîr eden cihân,
Kâtillerin silâhına vermişti izz ü şân!
Mazlûm idik... Fakat yine dünya utanmadan
‘Barbar!’ demişti bizlere. Ey kîn ilâhesi!
Yalnız. Bu levsden müteneffir ve giryedâr
-Tarih, bil! Diyordu ‘Büyük Nâsir’in sesi,
Binlerce bî-günâh kanından kasırgalar
Zulmün, taassubun medenî mâcerâsıdır;
‘Türk iftirası’ Avrupa'nın iftirasıdır.
Duydum bu hak sadâsını, duydukça ağladım
Gözyaşlarımla ‘şair’e bir sevgi bağladım
Vicdânımın yegâne azîz âşinâsıdır.”22
(DEVAM EDECEK)
21 Hüveyla Coşkuntürk, İhsan Raif Hanım, Ankara 1987, s.99.
22 Fethi Tevetoğlu, Enis Behiç Koryürek, Ankara 1985, s.26.
Koruyucu ailenin
şefkati engeli azalttı
KONYA - Konya'da bir çift, sevgi
evlerindeyken koruyucu aileliğini üstlendiği dikkat eksikliği, hiperaktivite
bozukluğu, Asperger sendromu
nedeniyle yüzde 60 engelli raporu
bulunan 13 yaşındaki Türkan'ın gösterdikleri sevgi ve ilgili sayesinde,
engel durumunu geriletmeyi başardı.
AA muhabirinin edindiği bilgiye
göre, 17 yıllık evliliklerinden 16 yaşında Rabia isimli bir kızları olan Nuri
(45) ve Elif Turan (35) çifti, küçük bir
çocuğun koruyucu ailesi olmak istedi.
Aynı zamanda Aile ve Sosyal
Politikalar İl Müdürlüğünde çalışan
Elif Turan ile güvenlik işi yapan eşi
2010'dan bu yana kurumun sevgi
evlerinde kalan Türkan ile tanıştı.
Turan çifti, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu ve diğer insanlarla
etkileşimi oldukça zorlaştıran gelişimsel bir bozukluk olan Asperger sendromu nedeniyle yüzde 60 engelli
raporu bulunan Türkan'ın bir yıl önce
koruyucu aileliğini üstlendi.
Büyük bir özveriyle Türkan ile ilgilenen çiftin en büyük destekçisi ise 16
yaşındaki kızları Rabia oldu. Bir abla
sıcaklığıyla kardeşi Türkan ile ilgilenen Rabia, ailesiyle kardeşine bir
bebek gibi yaklaştı.
Birkaç gün önce Konya Eğitim ve
Araştırma Hastanesi Engelli Sağlık
Kurulu'ndan alınan rapora göre,
Türkan'ın bir yılda engellilik durumu
yüzde 57'ye geriledi. Turan ailesi,
Türkan'ın engellilik durumunun gösterdikleri ilgi ve sevgi sayesinde sıfırlanacağına inanıyor.
Elif Turan, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, Türkan ile tanıştıktan
sonra onu toplumla kaynaştırabileceklerine inandıklarını söyledi. İlk
tanıştıklarında Türkan'ın çok sessiz,
saf, çekimser, korkak, herkese 'anne'
diyen bir yapısının olduğunu vurgulayan Turan, "İlk eve getirdiğimizde
akşama kadar onunla
evcilik oynadık.
Kolumu sıkıca tutar
hiç bırakmazdı.
Konuşmazdı" dedi.
Türkan'ı hiç yabancı
biri olarak görmediklerini aktaran Turan,
Rabia ve Türkan gibi
iki kızı olduğu için
kendilerini şanslı hissettiğini vurguladı.
Turan, karanlıkta
duramayan, böcek
gibi küçük şeyleri gördüğünde korkarak bağıran kızlarının oldukça değiştiğini belirterek şöyle devam etti:
" Bizim en büyük avantajımız Rabia
gibi bir kızımızın olmasıydı.
Kardeşiyle çok ilgilendi. Türkan 12
yaşında ama inanın 2 yaşlarında bir
çocuk gibiydi. Geceleri onunla ışığı
ve odanın kapısını açıp uyudu.
Elimize böcek alıp onların bize zarar
veremeyeceğini gösterdik. Çimlerde
böcek olacak diye bile korkardı.
Yüksek sesle konuştuğumuzda çok
korkar hemen köşelere kaçardı. Çok
şükür biz hiç zorlanmadık. Engel
durumunun gerilediğini öğrendiğimizde çok sevindik. Çevremizdekiler
'kendi çocuğunuz var elin çocuğunu
ne yapacaksınız' dedi. Biz de hep
'bizim iki kızımız var. Türkan da bizim
ailemizin bir parçası' dedik. İnşallah
bir gün kızımızın engel durumunun
hiç kalmadığını da göreceğiz."
Nuri Turan da kendilerini hiç yadırgamayan Türkan'ı hep kendilerinden
biri olarak gördüklerini, onun gelişimine şahit oldukça mutluluklarının zirveye çıktığını kaydetti.
Kendilerini büyük bir aile olarak
gören Turan, kızı Rabia ne ise
Türkan'ın da kendileri için o olduğunu, her iki kızının da tırnağına zarar
gelse en çok kendi canlarının yanacağını vurguladı.
Türkan'ın ablası Rabia Turan ise
kardeşinin kendisi için çok ayrı bir
yere sahip olduğunu bildirdi.
"İyi ki Türkan gibi bir kardeşim var"
diyen Turan, "Kardeşimin ödevlerine
yardım ediyorum. Korkularını yenmesi için çabalıyorum. Adeta onunla
gülüyor onunla ağlıyorum. Senelerce
tektim şimdi bir kardeşimin olması
beni mutlu ediyor. Rahatsızlığından
dolayı anne ve babamla adeta onunla bir bebek gibi ilgileniyoruz. O da
sevgisini 'canım ablam' şeklinde gösteriyor" diye konuştu. (AA)
12
haber
20 Ocak 2015 Salı
Davutoğlu, Londra’da
ANKARA - Başbakan
Ahmet Davutoğlu,
İngiltere'ye gitti. Başbakan
oradan "20 Özel
Oturumu"na katılmak
üzere İsviçre'ye gidecek.
Başbakanlık Basın
Merkezi'nden yapılan yazılı
açıklamaya göre,
Davutoğlu, 19-21 Ocak
2015'te gerçekleşeceği
İngiltere ziyareti
çerçevesinde, Birleşik
Krallık Başbakanı David
Cameron ile bir araya gelecek.
Görüşmede, ikili ilişkilerin yanı sıra Suriye ve
Irak'taki durum başta
olmak üzere bölgesel ve
uluslararası meselelerle
terörizmle mücadele
alanında işbirliği konularının ele alınması
öngörülüyor.
Londra'da, uluslararası
finans ve yatırım
çevrelerinin katılımıyla
düzenlenecek toplantılara
da katılması beklenen Davutoğlu'nun, Borsa
İstanbul ve Türk İhracatçılar Birliğince,
İstanbul Finans Merkezi Girişiminin işbirliğiyle
düzenlenecek "İstanbul: Bölgesel Merkez,
Küresel Aktör Forumu"na hitap etmesi planlanıyor. Davutoğlu, ayrıca bu etkinlik
bağlamında Borsa İstanbul ve Londra Borsası
arasında işbirliği yapılmasına dair anlaşmanın
Türkiye'nin uzun vadeli
ekonomik görünümü ve
yapısal reform programı ile
bölgesel gelişmeler ve
Avrupa Birliği ile ilişkileri
başta olmak üzere dış politika gündemine dair kapsamlı görüş ve değerlendirmelerini paylaşması
bekleniyor.
-Davutoğlu, Londra'dan
Davos'a geçecek
Londra'da, Birleşik
Krallık'ta yaşayan Türk
toplumunun temsilcileriyle
de bir araya gelmeyi planlayan Davutoğlu, 21 Ocak
2015'te Dünya Ekonomik
Forumu'nca Davos'ta her
yıl düzenlenen "G 20 Özel
Oturumu"na katılmak üzere
İsviçre'ye gidecek.
Başbakan Davutoğlu,
21-23 Ocak'taki Davos
ziyareti kapsamında bazı
devlet ve hükümet başkanlarının yanı sıra uluslararası
iş çevreleri ve kanaat
önderleriyle de temaslarda
imza törenine katılacak.
bulunacak. Davos'ta, Türkiye Odalar ve
Başbakan Davutoğlu, ziyareti kapsamında, Borsalar Birliği ve Borsa İstanbul'un tertiBirleşik Krallık'ın önde gelen düşünce kuruplediği toplantılara katılarak B-20 gündemi ve
luşlarından Wilton Park tarafından düzenekonomideki gelişmelere dair konuşmalar
lenecek etkinlikte siyasetçiler, akademisyenler, yapması beklenen Davutoğlu, 23 Ocak günü
diplomatlar, basın mensupları ve diğer kanaat Zürih'e geçerek, İsviçre'de yaşayan Türk
önderlerinden oluşan gruba hitap edecek.
toplumunun temsilcileriyle biraraya geldikten
Davutoğlu'nun, sözkonusu etkinliklerde,
sonra yurda dönecek.
Martin Luther King ilham
vermeye devam ediyor
NEW YORK Amerikan yurttaşlık hakları hareketi önderi
Martin Luther King,
doğumunun 86. yıl
dönümünde siyahiler için
ilham kaynağı olmaya
devam ediyor.
Ülke genelinde resmi
tatil olan ve her yılın
ocak ayının üçüncü
pazartesi günü olarak
belirlenen Martin Luther
King Günü, bu yıl
siyahilere karşı polis şiddetinin yakın zamanda
hiç olmadığı kadar gündemde yer aldığı bir
dönemin ardından kutlanıyor.
Irkçılık tartışmalarının
yeniden patlak verdiği
ülkede, Ferguson'da
geçen yılın ağustos ayında 17 yaşındaki siyahi
genç Michael Brown'ın
ölümüyle ilgili toplanan
jürinin, beyaz polis
memuru Darren Wilson'ın
yargılanmasına gerek olmadığı yönündeki
kararı, New York'ta siyahi Eric Garner'ı
kaçak sigara sattığı iddiasıyla gözaltına
alma girişimi sırasında boğarak öldüren
polis memurunun yine jüri tarafından
aklanması, tüm ülkeyi ayağa kaldırdı.
Başkent Washington'dan Seattle'a,
New York'tan Oakland'a kadar ülkenin
dört bir tarafı, bazıları hala süren protesto
gösterilerine sahne olurken, kimi gruplar
Martin Luther King'in mirasına sahip
çıkarak yeni bir toplumsal değişim akımı
yaratma çabasında.
Twitter'da #ReclaimMLK (King'i
yeniden sahiplen) etiketi etrafında örgütlenen aktivistler, King'in 1960'larda önderliğini yaptığı "sivil itaatsizlik" eylemlerinin
yeniden canlandırılması çağrısında bulundu.
Michael Brown'ın ölümünün ardından
düzenlenen protestoların bazılarını organize eden "Ferguson Action" grubu, web
sitesinden yaptığı açıklamada, King'in
"radikal, ilkeli ve uzlaşmaz" yaklaşımının
günümüzdeki protestolar için de model
olması gerektiğini ifade etti.
King'in mirasının, onu öncülük ettiği
hareketten koparmak isteyenler tarafından
çarpıtılıp ticarileştirildiğini öne süren grup,
açıklamasında, sayısız kişinin hayatına
mal olmuş bir yurttaşlık hakları hareketinin "vaiz kürsülerinin arkasına saklanan
takım elbiselilerin" eline bırakılamayacağını belirtti.
Grup ayrıca Federal Soruşturma
Bürosu'nun (FBI) rakamlarına göre her
hafta ortalama iki siyahi Amerikalının
beyaz polisler tarafından "haklı görülebilecek gerekçelerle" öldürüldüğü bir ortamda, "siyahilere karşı ilan edilen savaş"a
direnmek için Martin
Luther King Günü'nde
ülke genelinde sokaklara
çıkıp sivil itaatsizlik
eylemleri yapılacağını
duyurdu.
Siyahilerin önde gelen
aktivist gruplarından
"Organization for Black
Struggle" (Siyahi
Mücadele Örgütü) da
yayımladığı mesajda,
mücadelelerinin Martin
Luther King'in izinde
hem sistemi hem de
kendilerini dönüştürmeye
yönelik olduğunu ifade
etti.
King'in, 52 yıl önce
başkent Washington'da
düzenlenen ve 250 bin
kişinin katıldığı insan
hakları yürüyüşünde yaptığı tarihi konuşma,
siyahi vatandaşların hak
arayışlarında dönüm
noktası olmuştu.
İstihdam, barınma, oy
verme ve eğitim alanlarında eşitlik için toplanan kalabalığa
seslenen King, "Bir hayalim var: Gün
gelecek dört küçük çocuğum, derilerinin
rengine göre değil karakterlerine göre
değerlendirildikleri bir ülkede yaşayacaklar" dediği konuşmasıyla siyahi vatandaşların haklarını elde etme yolculuklarının fitilini ateşlemişti.
King'in konuşmasından bir yıl sonra,
ABD Kongresi'nin oy verme sisteminde ve
belediyeler tarafından kontrol edilen kamu
alanları kullanımı konularında ırkçılığa
dayalı ayrımcılıkla mücadeleyle ilgili ilk
kanun olan Medeni Haklar Kanunu (Civil
Rights Act) çıkarılmıştı.
Aynı yıl King, Nobel Barış Ödülü'nü
alırken, yasayla sadece siyahiler değil,
tüm azınlıklar ve kadınlar için de daha
fazla istihdam ve yüksek eğitim fırsatlarının önü açılmıştı.
‘Hamas’et değil TARİHİ TAHLİL
Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, " UCM Başsavcısı Fatou
Bensouda'nın, Filistin'deki durumla
ilgili ön soruşturma açması, işgalci
suçluları mahkemeye sevk edecek
soruşturma yolundaki adımdır. İsrail'in
UCM'ye yönelik tehditleri, Filistin
halkının uzun yıllardan beri kanıyla
bedel ödediği İsrail kibrinin örneğidir"
denildi. Açıklamada, İsrail'in işlediği
suçlar hakkında uluslararası soruşturmaların sürmesi çağrısında bulunuldu.
UCM, savcı Fatou Bensouda'nın
Filistin'deki durumla ilgili ön soruşturma açtığını duyurmuştu. Söz konusu
ön soruşturmanın, Filistin'in 2 Ocak'ta
mahkemenin kuruluşuna kaynaklık
eden Roma Anlaşmasını imzalaması ve
1 Ocak'ta UCM’ye verdiği "Filistin
topraklarında işlenen suçlarla ilgili
mahkemenin otoritesini 13 Haziran
2014 itibarıyla kabul ettiğine dair
beyanı" üzerine açıldığı kaydedilmişti.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas,
bir süre önce, aralarında UCM'ye
üyeliğin de bulunduğu 20 uluslararası
anlaşmaya imza atmış ve bunları
BM’ye sunmuştu. Filistin'in UCM
üyeliğinin 1 Nisan itibarıyla yürürlüğe
girmesi bekleniyor.
İçişleri Bakanlığı Personeli
Yer Değiştirme ve Atama
Yönetmeliği'nde değişiklik
ANKARA - İçişleri Bakanlığı Personeli Yer
Değiştirme ve Atama Yönetmeliği'nde Değişiklik
Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete'de
yayımlandı.
Buna göre, hizmet gerekleri, ihtiyaç, idari
zaruretler, sıkıyönetim, olağanüstü hal ve idari yargı
kararları uygulaması, valiler ile birim amirlerinin
gerekçeli teklifleri veya mülkiye müfettişlerince
yapılacak değerlendirme üzerine Bakanlık; valiliklerde her kademede görevli memurları diğer iller
emrine veya merkez teşkilatına, merkez teşkilatında
görevli her kademedeki memurları da diğer birimlere
veya iller teşkilatı emrine naklen atayabilecek.
Yönetmeliğin, "daire başkanı" unvanına
atanacaklarda aranacak şartları düzenleyen 9. maddesinin başlığı "yarışma sınavı ve sınavsız atanma"
şeklinde değiştirildi.
Yönetmelikteki daire başkanlıklarına atanacaklar
için oluşturulan "başarı listesi, adayların sözlü sınavda aldıkları puanlara göre düzenlenir ve adaylar
başarı listesindeki sıralamaya göre atanır" ifadesi de
"başarı listesi, yazılı ve sözlü sınavın aritmetik ortalaması alınarak en yüksek puandan başlanarak
yapılan sıralamaya göre tespit edilerek düzenlenir ve
adaylar, başarı listesindeki başarı puan sıralamasına
göre atanır" olarak düzenlendi.
İran, İsrail’i
KINADI
TAHRAN- İran, İsrail'in Suriye-İsrail sınırındaki
Golan Tepeleri'nde devriye gezen Hizbullah
aracına düzenlediği hava saldırısını kınadı.
Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, "İran, Suriye-İsrail sınırında bulunan Golan
Tepeleri'ndeki Kuneytra kentinde devriye gezen
Hizbullah komutanları ve askerlerinin içerisinde
bulunduğu araca İsrail tarafından düzenlenen
saldırıyı şiddetle kınamaktadır" ifadelerine yer
verildi.
Ölenlerin ailelerine ve Hizbullah komutanlarına
baş sağlığı dilenen açıklamada, bu saldırının
Suriye savaşının İsrail'e karşı verilen bir savaş
olduğuna örnek teşkil ettiği savunuldu.
İsrail helikopterinin, Suriye-İsrail sınırında
bulunan Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra kentinde
devriye gezen Hizbullah'a ait araca düzenlediği
saldırıda İran'ın Suriye'deki saha komutanı Ebu
Ali Tabatabi ve 7 Hizbullah militanı hayatını kaybetmişti.
Saldırıyla ilgili ilk yapılan açıklamada,
Hizbullah'ın eski üst düzey komutanlarından
İmad Mugniye'nin oğlu Cihad Mugniye'nin de
arasında bulunduğu 5 Hizbullah militanının
öldüğü belirtilmişti.
Suriye'de 4 yıldır devam eden iç savaşta,
Hizbullah birlikleri, Suriye rejimiyle birlikte
savaşıyor. İsrail ve Hizbullah arasında, 2006
yazında çıkan savaş 1 ay sürmüştü. İsrailHizbullah arasında 2006'da yapılan savaşın üst
düzey komutanlarından İmad Mugniye, 2008'de
Suriye'nin başkenti Şam'da aracına düzenlenen
bombalı saldırıda yaşamını yitirmişti. Oğlu Cihad
Mugniye ise Hizbullah'ın üst düzey komutanları
arasında yer alıyordu.
dış dünya
20 Ocak 2015 Salı
13
Almanya’da PEGIDA’yı
durduracak yasa yok
Almanya'nın Dresden kentinde geçen yıl ekim ayından bu yana her hafta
pazartesi günü toplanan İslam ve göçmen karşıtı Batı'nın İslamlaşmasına
karşı Vatanperver Avrupalılar hareketi (PEGIDA) ve uzantıları, ülkede
Başbakan Merkel de dahil en üst düzeyde aldığı tepkilere rağmen yasalardaki boşluklar sayesinde eylemlerini sürdürebiliyor.
BERLİN - Sosyal paylaşım sitesi
Facebook üzerinden Lutz
Bachmann'nın inisiyatifiyle kurulan
PEGIDA hareketi ilk olarak ortaya çıktığında herhangi bir tüzel kişiliği bulunmuyordu. Ancak hareket, geçen günlerde yaptığı başvuru ile dernek statüsü de kazandı.
Almanya'da gösteri yapılabilmesi
için bir tüzel kişiliğin ya da bireylerin
bilgi verme zorunluluğu bulunuyor.
Dileyen dernek veya bireyler polise
gösteri bildirimi yaptıktan sonra toplanabiliyor. Almanya'da anayasada
güvence altına alınan gösteri düzenleme hakkı, sadece kamu güvenliği açısından tehlike oluşturabilecek istisnai
durumlarda engellenebiliyor.
Polis, ancak gösteri yapacak grubun şiddet olaylarına hazırlandığı ve
mitingin kamu güvenliğini tehlikeye
sokabileceği gerekçesiyle gösteriyi
yasaklayabiliyor. Bu durumda da nihai
kararı mahkeme veriyor.
Örneğin, geçen yıl Hannover'de
polisin benzer bir durumda verdiği
yasak mahkemeden dönmüştü.
Hannover kentinde geçen yıl kasım
ayında kısa adı "HoGeSa" olan
"Selefilere Karşı Holiganlar" adlı aşırı
sağcı grubun yapmak istediği gösteri,
polis tarafından "grubun şiddet olaylarına hazırlandığı ve mitingin kamu
güvenliğini tehlikeye sokacağı" gerekçesiyle yasaklanmıştı.
Grubun yaptığı itirazı değerlendiren
Hannover İdare Mahkemesi, polisin
yasak kararının "orantısız" olduğu
sonucuna varırken, gösteri ve ifade
özgürlüğünün anayasada teminat altına alındığını vurgulamış, bu çerçevede
göstericilerin sabit bir alanda miting
düzenleyebileceğine hükmetmişti.
Mahkeme gösteriye izin vermiş, gösterinin yeri ve saati konusunda sınırlamalar getirmişti.
PEGIDA taraftarları, İslam'ın yayılmasına ve yabancılara karşı yapılan
eyleme aşırı sağcıların katılmadığını
iddia etse de protestolarda kullanılan
söylem ve açılan pankartlar bunun
İranlı Reformistler, 2016
seçimlerine sıkı hazırlanıyor
aksini gösteriyor.
Eylemlerde "Biz halkız" sloganları
atanların arasında, çok sayıda aşırı
sağcının hatta Neonazinin olduğu ifade
ediliyor. Kamuoyunun tepkisini çekmemek amacıyla aşırı sağcıların bu şekilde kendilerini gizlediği belirtiliyor.
Özellikle ülkede son dönemde
camilere ve göçmen kökenlilere yönelik saldırıların artmasında PEGIDA
eylemlerinin de etkili olduğu öne sürülüyor.
Berlin Hür Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Christian Pestalozza, dernekleşen
PEGIDA'nın "daha sağlam bir yapıya"
dönüşebileceğini söyledi. Böylelikle
üye kaydının yapılabileceğini, üyelerden aidat alınabileceğini belirten
Pestalozza, bunun belki de parti kurmak için bir ara adım da olabileceğini
çünkü siyasi partilerin de "bir tür dernek" olduklarını dile getirdi.
Almanya'da herkesin dışarıda barışçıl ve silahsız toplanabilmesi ve gösteri
yapmasının anayasanın verdiği bir hak
olduğunu ifade den Petalozza, ancak
bunun için önceden haber verilmesinin
şart olduğunu hatırlattı. Pestalozza,
teknik olarak haber vermenin izin alma
anlamına gelmediğini, herkese açık bir
yer olacağından dolayı toplanılacak
yerin boş tutulması veya caddede
düzenlenecekse trafiğe kapatılması
gibi konuların yerine getirilmesi amacıyla gösteri yapmak için bilgi verildiğini ifade etti.
''İzin alma zorunluluğu yok, bildirme zorunluluğu var'' diyen Pestalozza,
gösteri yapmak için tüzel bir kişi olunması gerekmediğini, herkesin böyle bir
hakkı bulunduğunu kaydetti.
Polisin gösteriyi yasaklayabilmesi
ve kısıtlama getirilebilmesi için kamu
düzeninin bozulması veya böyle bir
endişenin bulunması gerektiğini ifade
eden Pestalozza, bunların gösteride
olay çıkıp çıkmayacağı, suç işlenip
işenmeyeceği veya böyle bir tehlikenin
bulunup bulunmadığının değerlendirildiğini belirtti.
Polisin, tüm konuları gözden geçirdikten sonra yürüyüşe izin vermeyerek
sadece miting şeklinde gösteri yapma
izni verebileceğini veya trafik yoğunluğu gibi çeşitli nedenlerden dolayı gösterinin yapılacağı saatleri belirleyebileceğini ifade etti. Bunların yapılabilecek
kısıtlamalar olacağına işaret eden
Pestalozza, gösterinin yasaklanması
için çok güçlü emarelerin olması
gerektiğini kaydetti. (AA)
Margallo: “İnsanların onurlu bir hayat sürmesi
için Gazze Şeridi'ne uygulanan abluka kalkmalı”
GAZZE - İspanya Dışişleri Bakanı
Jose Manuel Garcia-Margallo, Gazze
Şeridi'ne uygulanan ablukanın kaldırılması için çaba gösterdiklerini belirtti.
Birleşmiş Milletler Filistinli
Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA)
Başkanı Pierre Krahenbühl ile düzenlediği ortak basın toplantısında
Margallo, "İnsanların onurlu bir hayat
sürmesi için Gazze Şeridi'ne uygulanan ablukanın kaldırılması için çalışıyoruz. Gazze Şeridi'nin yeniden imarı
konusundaki taahhütlerimize bağlıyız"
dedi.
Margallo, Gazze Şeridi'ndeki "insani ve ekonomik şartlardan" dolayı
üzüntüsünü dile getirerek, uluslararası
toplumdan, "Gazze Şeridi'nde yaşayan Filistinlilerin onurlu şekilde yaşam
sürmesi, bölge barışı ve istikrarı için
derhal girişimde bulunmasını" istedi.
Margallo, Gazze ziyareti kapsamın-
da UNRWA'ya bağlı Ez-Zeytun okulunda, İsrail'in son saldırılarının ardından okulda barınmaya devam eden
aileleri ziyaret etti.
UNRWA Başkanı Pierre
Krahenbühl de "Hala 15 bin Filistinli
UNRWA'ya bağlı okullarda yaşıyor.
Filistinliler evlerinin yeniden inşa edilmesini bekliyor. Burada büyük hayal
kırıklığı yaşanıyor" diye konuştu.
Son saldırılarındaki ihlallerinden
dolayı İsrail'den tam anlamıyla hesap
sorulması gerektiğini vurgulayan
Krahenbühl, ablukanın kaldırılması için
çaba gösterilmesi gerektiğini kaydetti.
Krahenbühl, "Bu şekilde devam
etmesi mümkün değil. 2015 değişim
yılı olmalı. Yeniden imar süreci istenilen hızda olmadı. Gerçek bir imar
süreci olması için çalışılmalı" ifadesini
kullandı. İspanya Dışişleri Bakanı
Margallo, dün Ramallah'ta Başbakan
BULMACANIN ÇÖZÜMÜ
1
1
2
3
Rami el-Hamdallah ile görüşmüştü.
Margallo, ülkesinin BM Güvenlik
Konseyi'ne geçici üye olmasının
ardından Ürdün, İsrail ve Filistin'i kapsayan Ortadoğu turuna başladı.
İspanya Parlamentosu, Filistin devletinin tanınması konusunda 18 Kasım
2014'te hükümete tavsiye kararı
sunulmasını oy birliğiyle kabul etmişti.
(AA)
4
5
6
7
8
9
Napolitano görevinden ayrıldı
10
ardından Cumhurbaşkanı Napolitano
için cumhurbaşkanlığı sarayı
Quirinale'de veda töreni düzenlendi.
Törenin ardından 89 yaşındaki Giorgio
Napolitano ve eşi, Roma'daki evlerine
gitmek üzere yaklaşık dokuz yıldır ikamet ettikleri Quirinale Sarayı'ndan ayrıl-
12
ROMA - İtalya'nın 89 yaşındaki
Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano,
ilerleyen yaşını gerekçe göstererek görevinden ayrıldı.
1946'dan bu yana yönetim biçimi
cumhuriyet olan ve o tarihten bu yana
11 cumhurbaşkanının görev yaptığı
ülkede, bu göreve ikinci kez seçilen ilk
cumhurbaşkanı olan Napolitano,
görevden ayrıldığını belirten istifa mektubunu imzaladı.
Napolitano'nun istifa mektubunu
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri
Donato Marra, parlamentonun üst
kanadı Cumhuriyet Senatosu Başkanı
Pietro Grasso, Temsilciler Meclisi
Başkanı Laura Boldrini ve Başbakan
Matteo Renzi'ye teslim etti.
Mektupların teslim edilmesinin
lılarının İmam Humeyni çizgisinin
asıl mirasçıları olduğu kaydedilen
mesajda, ülke yöneticilerinden anayasa kanunlarına riayet etmeleri ve
"Milletin işlerindeki işleyiş, halkın
oylarına göre belirlenir" maddesinin
uygulanması istendi.
Muhammed Hatemi'nin mesajında da reformist siyasi grupların rejimi güçlendirmede, ülkenin özgürlüğü, bağımsızlığı ve ilerlemesindeki
rolüne değinilerek, Reform Cephesi
Koordinasyon Şurası'ndan övgüyle
söz edildi.
Mesajda, "Koordinasyon Şurası,
merhamet dini İslam'ı, insana verdiği değer, ona gösterdiği saygı ve
sahip olduğu hakları tanımasını topluma aktarması, sosyal hayatta
İslam'ın ruhu ve tevhidin tecellisi
ahlak ve adaleti ön plana çıkararak,
yaygınlaştırmasından övgüyle söz
etti" ifadelerine yer verildi.
Önceki cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde reformistlerin adayı
olarak yarışa katılan fakat Ruhani
lehine çekilen Muhammedrıza Arif
ise "Halkın taleplerini bahanesiz bir
şekilde yerine getirecek geniş
yürekli bir meclis istiyoruz. Bu
hedefle, gelecek meclis seçimlerini
biz kazanacağız. Eğer halkın seçimlere katılımı yüzde 50'nin üzerinde
gerçekleşirse zafer kesinlikle reformistlerin olacaktır" dedi.
Ülkenin geleceği konusunda
tarafsız kalınmaması gerektiğini
belirten Hatemi dönemi İçişleri
Bakanı Musevi Lari de "Aşırı gruplar, her şeye rağmen reform yanlılarını ülkeden silmeyi başaramamışlardır. Reform yanlılarının bu ülkeden yok olmayacaklarını herkes
anladı" diye konuştu.
Ülkenin dini lideri Hamaney'in
kardeşi Seyyid Hadi Hamaney,
"Sabit fikirli kişiler İslam'ın ilk yıllarında da vardı. Fakat Peygamber,
bu gibi kimselere karşı koymuştur"
değerlendirmesinde bulundu. (AA)
TAHRAN - İran'da reformistler,
2016'nın Mayıs ayında yapılacak
meclis seçimleri çalışmalarına başkent Tahran'da düzenlenen Reform
Cephesi Ulusal Kongresi'yle başladı.
Kongrede reformistler, gelecek
seçimle ilgili vizyonlarını kamuoyuyla paylaştı. 6 yıl aradan sonra reformistlerin ilk kongresi niteliğindeki
program, Reformist Cephe'nin
öncülüğünde, 20'den fazla siyasi
grubun katılımıyla gerçekleşti.
Eski Cumhurbaşkanı
Muhammed Hatemi'nin Yardımcısı
Muhammedrıza Arif, eski İçişleri
Bakanı Abdulvahid Musevi Lari,
Hatemi döneminde ve şimdiki
hükümette Çevre Kurumu Başkanı
ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı
Masume İbtikar, dini lider Ali
Hamaney'in kardeşi Seyyid Hadi
Hamaney ve Dr. Muhsin Rehami,
kongreye katılanlar arasında yer
alırken, Düzenin Maslahatını Teşhis
Kurumu Başkanı Haşimi Rafsancani
ve Hatemi'nin ise mesajları okundu.
Milletin İradesi Partisi Genel
Sekreteri ve Reform Cephesi
Koordinasyon Şurası Başkanı
Ahmed Hekimipur, açılış konuşmasında, reformist hareketin tarihçesine değindi. Hekimipur, "Hattı İmam
Güçleri Birliği" çatısı altında bir
araya gelen reformistlerin, 1998
cumhurbaşkanlığı seçimlerini
kazanmalarının ardından "Reform
Cephesi Koordinasyon Şurası"
adıyla faaliyetlerine devam ettiklerini söyledi.
Daha sonra Haşimi
Rafsancani'nin mesajı okundu.
Cumhuriyet düzeninin, parti ve
güçlü siyasi grupların faaliyet alanlarının genişletilmesiyle mümkün
olacağı belirtilen mesajda, "Partiler
ve siyasi gruplar, devlet ve ülke
güçlerden bağımsız hareket edemezlerse o ülkede cumhuriyetten
söz edilemez" ifadelerine yer verildi.
Islahatçı reformistlerle İtidal yan-
dı. Napolitano ayrıldıktan sonra sarayda Cumhurbaşkanlığı'nı temsil eden
bayrak gönderden indirildi.
İlk kez 2006 yılında bu göreve seçilen, ardından görev süresinin sona
erdiği 2013'te çıkan hükümet krizinin
cumhurbaşkanlığı seçimiyle daha da
derinleşmemesi için meclisteki çoğunluk partilerinden gelen çağrı üzerine
yeniden aday olarak tekrar seçilen
Napolitano, görevden ayrılması nedeniyle dün yaptığı açıklamada, "Evime
dönüyor olmaktan dolayı mutluyum"
demişti.
İtalya Başbakanı Matteo Renzi,
Cumhurbaşkanı Napolitano'nun istifasına ilişkin sosyal medyada yazdığı
mesajda, "Teşekkürler Cumhurbaşkanı"
dedi. (AA)
11
13
14
15
16
17
18
19
20
2
3
4
5
6
7
8
9
10
14
TURİZM
20 Ocak 2015 Salı
Erciyes'te hafta sonu
ziyaretçi rekoru kırıldı
"Hoşgörü
kenti"nin hedefi
1,5 milyon turist
ISSN 1308-7622
HATAY - Çok sayıda medeniyete ev
sahipliği yapması nedeniyle zengin bir tarihi
mirasa ve doğal güzelliklere sahip Hatay, turizm hedefini büyüttü.
Farklı dine inananların bir arada barış ve
hoşgörü içerisinde yaşadığı, aynı cadde
üzerinde kilise, havra ve caminin yer aldığı
"Hoşgörü Kenti", turizmden hak ettiği payı
almak istiyor.
Dünyanın ilk mağara kilisesi olan St. Pierre,
Anadolu'nun ilk camisi Habib-i Neccar,
dünyanın en büyük müzesi konumundaki
Hatay Arkeoloji Müzesi, 14 kilometrelik sahili
ile birçok tabi ve tarihi güzelliği bünyesinde
barındıran kent, yerli ve yabancı turistlerin
beğenisini topluyor.
Hatay Turizm Derneği Başkanı Sabahattin
Nacioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
Hatay'ın sayısız özelliği ve güzelliği içinde
barındırdığını ancak turizmde istediği seviyeyi
yakalayamadığını belirtti.
Hatay'ın daha çok tanıtılması ve kente
gelen turist sayısını arttırmak için herkese
önemli görevler düştüğünü ifade eden
Nacioğlu, şöyle devam etti:
''Geçtiğimiz ay Başbakanımız Ahmet
Davutoğlu ile Kültür ve Turizm Bakanımız
Ömer Çelik tarafından açılışı yapılan Hatay
Arkeoloji Müzesi ile restorasyonu tamamlanarak ziyarete açılan St. Pierre Kilisesi'nin turizm yönünden şehre ivme kazandıracağına
inanıyoruz. Hatay bugün birçok yerli ve
yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor.
Amacımız Hatay'ı hak ettiği daha iyi yerlere
taşımak. Bizler buraya gelen turist sayısının
artmasını istiyoruz. Geçtiğimiz yıl Hatay'ı yaklaşık 550 bin yerli ve yabancı turist ziyaret etti.
Bu yıl hedefimizi biraz daha büyüttük ve 1,5
milyon turisti ağırlamak istiyoruz.''
Nacioğlu, Hatay'a daha çok İtalya,
Almanya, Fransa, Belçika, Kore, ABD,
Kanada, Japonya ve Lübnan'dan turist
geldiğini ve kentte konaklama süresinin ortalama iki gece olduğunu söyledi.
Kent genelinde 36 konaklama tesisi bulunduğunu ve bu tesislerin toplam 2 bin odaya
ve 4 bin civarında yatağa sahip olduğunu vurgulayan Nacioğlu, 2 bin 150 oda ve 4 bin 500
yatağın yer alacağı 17 konaklama tesisinin de
yapımının devam ettiğini belirtti. (AA)
Yıl: 45
Sayı: 15076
20 Ocak 2015
Salı
GÜNLÜK SİYASİ GAZETE
Yayın Sahibi
Grup Birikim Matbaacılık Yayıncılık Bilişim
Medya Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Genel Yayın Yönetmeni
Ahmet TEKEŞ
Haber Koordinatörü
Dursun ERKILIÇ
Yazı İşleri Müdürü
Şebnem ÜNAL
Sayfa Editörü
Abdülmecit KOYUNSAĞAN
İstihbarat Şefi
Ayşegül BALDEMİR
Muhabir - İnternet Editörü
Alparslan OĞUZ
Haber Merkezi
Şenol Günüç, Emine Özcan, Kenan Ergen,
Hakkı Murat Söbütay, Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel,
Tülay Canpolat, Zeynep Efsane Güzeldereli
İdari Merkez
Yeni Batı Mah. 2412 Sok. No: 12 Batıkent - Yenimahalle /
ANKARA Tel: 0312 397 49 79 - [email protected]
Yayın Sahibi
Temsilcisi:
Yiğit YİĞİT
Basıldığı Yer:
Dorukkaya Mat. Yay. Rek. Mağ. Enerji ve İnş. A.Ş. - İstanbul Yolu
6. km Macun Mh. 3. Cd. No: 2/1 Yenimahalle/ANKARA Tel: 397 11 97
Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp
Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: 0312 368 04 09
Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç)
Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz.
www.yedigungazetesi.com.tr
Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez
YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir
Türkiye'nin önemli kayak merkezlerinden Erciyes'te hafta sonu ziyaretçi rekoru kırıldı.
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Erciyes'e yaptıkları yatırımların meyvesini almaya başladıklarını söyledi.
KAYSERİ - Erciyes Dağı'ndaki kayak
merkezinde tesisleşmeyi büyük oranda
tamamladıklarını ve Erciyes'in karını kâra
çevirdiklerini belirten Özhaseki, kayak
merkezine olan ilginin her geçen gün artmasının sevincini yaşadıklarını söyledi.
Erciyes'in sadece İç Anadolu ve güney
illerine hizmet eden bir kayak merkezi
değil Türkiye'nin her bölgesi ve yurt dışına hizmet veren merkez haline geldiğini
ifade eden Özhaseki, şunları kaydetti:
"Özellikle hafta sonu Hatay, Adana,
Mersin gibi güney illerinin yanı sıra
İstanbul, İzmir, Aydın, Muğla, Çanakkale
gibi illerden gelen çok sayıda ziyaretçimiz
var. Geçen hafta sonu 60 bin kişinin
ziyaret ettiği Erciyes'te bu hafta sonu 65
bin ziyaretçiye ulaşarak, rekor kırdık.
Özellikle şehir dışından ziyaretçilerimizin
neredeyse tamamınına yakınının kayak
için geliyor olması da memnuniyet verici.
Biz Erciyes'i insanlar gezip görsün istiyoruz ama bunun yanında kayak sporuyla
da iç içe olmalarını, pistlerimizin dolu
olmasını istiyoruz. Son iki hafta sonunda
bunu fazlasıyla görüyoruz. Özellikle Tekir
bölgesindeki kayak ve kızak pistlerimiz,
acemi pistlerimiz tıklım tıklım dolu. Bu
yoğunluğu görünce ne kadar doğru bir iş
yaptığımız bir kez daha görüyoruz.
Yediden yetmişe herkesin Erciyes'e
gelmesini istiyoruz."
Sadece Türkiye'de değil yurt dışında
da Erciyes'in büyük ilgi görmeye
Hatay Arkeoloji Müzesi, mozaikte
dünya birinciliğine aday
HATAY - Birçok medeniyete ev
sahipliği yapan Hatay'da, bir süre önce
Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından
bir bölümü açılan arkeoloji müzesi,
tamamlandığı "dünyanın en büyük
mozaik koleksiyonunun sergilendiği"
müze olacak.
Hatay'daki Tayinat Höyüğü'nde 2012
yılında Toronto Üniversitesi'nden Prof. Dr.
Timothy Harrison başkanlığındaki kazıda
bulunan, bir elinde mızrak. diğerinde
başak tutan ve milattan sonra 9. yüzyılda
Tayinat'ta hüküm süren Kral
Suppiluliuma'ya ait 1,5 metrelik heykel
de müzede yer alıyor. Sakallı, bukleli
saçlı, kollarında özel bileklikler bulunan
heykel, müzenin yanı sıra kentin tanıtım
yüzleri arasında de yerini alıyor.
Hatay Arkeoloji Müzesi teşhir ve tanzim sorumlusu restoratör Celaleddin
Küçük, AA muhabirine, kısa süre önce
bir bölümü açılan müzeye yoğun ilgi gösterildiğini söyledi.
Müzenin, 32 bin metrekaresi kapalı 52
bin 700 metrekare olduğunu ifade eden
Küçük, şu bilgileri verdi:
"Müzede, günümüzden 42 bin yıl
önce başlayan ve 20. yüzyıla kadar
devam eden kronoloji oluşturuldu.
Üçağız Mağarası, Tell Kurdu, Tel Tayinat
ve Tel Aççana höyüklerinin küçük örnekleri de yer alıyor.”
başladığını belirten Özhaseki, Avrupa
ülkelerinden çok sayıda yabancı
ziyaretçinin geldiğini, özellikle hafta içi
Hollandalı grupları ağırladıklarını söyledi.
Özhaseki, Erciyes'te artık özel sektörün yatırım yapmaya başladığını ve
temeli atılan otellerin birkaç hafta içinde
hizmete gireceğini anlatan Özhaseki,
dağdaki yatak kapasitesinin artmasıyla
birlikte daha fazla ziyaretçiyi de
Erciyes'te misafir edebileceklerini vurguladı.
Erciyes'te toplam pist uzunluğunun
102 kilometreyi bulduğuna dikkati çeken
Özhaseki, tesislerin şu anki kapasitesiyle
rahatlıkla 100 bin kişiye hizmet verebileceğini ifade etti.
Salih Uçan’dan Empoli yalanlaması
20 Ocak 2015 Salı
ROMA - İtalya Birinci
Futbol Ligi (Serie A) takımlarından AS Roma'da forma
giyen Salih Uçan'ın, Empoli
ile görüştüğü iddiaları yalanlandı.
Genç futbolcunun menajeri Ömer Koray Uzun, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, Empoli Kulübü'nden kendilerine gelen herhangi bir
teklif olmadığını vurgulayarak, Uçan'ın Roma'da
antrenmanlarına devam etti-
KAYSERİ- Spor Toto Süper
Lig ekiplerinden Suat Altın İnşaat
Kayseri Erciyesspor, Sheffield
Wednesday'dan Hollandalı oyuncu Royston Drenthe'yi kadrosuna
kattı.
AA muhabirinin kulüp yetkililerinden aldığı bilgiye göre, mavisiyahlı ekip, 27 yaşındaki orta
saha oyuncusuyla 1,5 yıllık sözleşme imzaladı.
Hollandalı oyuncunun Kayseri
temsilcisinin Antalya'da devam
eden kampına katılacağı öğrenildi.
Bir dönem Real Madrid'de de
oynayan Drenthe son olarak
İngiltere Championship takımlarından Sheffield Wednesday formasını giymişti.
Kayseri Erciyesspor ara transferde, geçen sezonun ikinci yarısında takımda kiralık olarak forma
giyen Pape Diakhate ile
Gaziantepspor'dan Orhan Gülle'yi
kadrosuna katmıştı.
ğini söyledi.
İtalyan basınında son
günlerde yer alan haberlerde,
sarı-kırmızılı kulüpte forma
şansı bulamayan Uçan'ın,
Serie A tecrübesi kazanması
için Empoli'ye gönderilebileceği, iki kulübün Uçan için
görüştüğü iddia edilmişti.
AS Roma'ya yakın internet sitesi "forzaroma.info" da
milli futbolcunun Empoli'ye
gitmeyi reddetmiş olabileceğini öne sürmüştü.
“Galibiyet serisi
yakalamalıyız”
İSTANBUL - Beşiktaşlı futbolcu Veli
Kavlak, şampiyon olmak için oynadıkları
oyunun üstüne koymaları gerektiğini belirterek, "Devamlılık çok önemli. Galibiyet serisi
yakalarsak şampiyonluk yarışı içinde oluruz"
dedi.
İkinci yarı hazırlıkları için Antalya'da
kampta bulunan siyah-beyazlılarda Veli
Kavlak, kulüp televizyonuna açıklamalarda
bulundu. Güzel bir kamp dönemi geçirdiklerini dile getiren Beşiktaşlı futbolcu, şöyle
konuştu: "İdmanlar yoğun geçiyor. Küçük bir
sakatlığım var tedavisini yaptırıyorum. Kısa
zamanda sahalara dönmeyi umuyorum.
Takımda çok güzel bir hava var. Her şey çok
iyi gidiyor. Kamp yaptığımız otelden memnunuz. Şampiyon olmak için oynadığımız oyunun üstüne koymalıyız. Devamlılık çok
önemli. Seri yakalarsak şampiyonluk yarışı
içinde oluruz." Sezonun ilk yarısında zorluklarla savaştıklarını kaydeden deneyimli futbolcu, "Her maçı deplasmanda oynadık.
İkinci yarıya iyi bir başlangıç yapmak istiyoruz. Bu sezon futbolumuzu epey geliştirdiğimizi düşünüyorum. İyi futbol oynadığımız
ortada. Özellikle Avrupa'daki maçlarda oyun
fazla soğumadan daha iyi oynadık.
Türkiye'de oyun soğuyunca ritmimiz bozuluyor" ifadelerini kullandı. (AA)
Alves: Kamp dönemleri zorlu geçiyor
Fenerbahçeli futbolcu Bruno Alves, kamp dönemlerinde zorlu antrenmanların doğal olduğunu söyledi.
ANTALYA - Fenerbahçe'nin
Antalya'nın Belek beldesinde yaptığı
devre arası kampında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Alves,
hazırlıkların iyi gittiğini belirtti. Alves,
"Belki zorlu antrenmanlar oluyor ama
kamp dönemlerinde bunların olması
doğaldır. Bu antrenmanlar, kampların
olmazsa olmazıdır. Şu anda takım
halinde çok iyi seviyede olduğumuzu
düşünüyorum ama hala kendimizi
geliştirebiliriz. Hedeflerimize ulaşabilmek için geliştirebileceğimiz şeyler
var" diye konuştu.
Alves, Galatasaray maçında gördüğü kırmızı kart ve sonrasında yaşadığı
süreçle ilgili bir soruya ise şöyle yanıt
verdi:
"Zorlu bir dönemdi. Her zaman
hayatta önümüze bakmamız lazım
diye düşünürüm. Tüm bunları geride
bıraktım ve sonrasında daha güçlü
şekilde takımıma geri döndüm.
Nasılsam yoluma aynı şekilde devam
edeceğim. Güçlü ve sert şekilde
antrenman yapmayı, takımım için
mücadele etmeyi, takımımın formasına katkıda bulunmayı seviyorum.
Fenerbahçe'yi korumak için, renklerini
temsil etmek için sonuna kadar her
şeyi yapacağım. Hayat gibi futbolda
da bir şeyler öğrenerek yolunuza
devam edersiniz. O günler, benim
yaşadıklarımın ve öğrendiklerimin bir
parçasıydı. En önemli şey takımıma
yardım edebilmek ve şampiyon olabilmektir. Ailem ve takım arkadaşlarım
bana o dönem çok yardımcı oldu.
Bana destek veren herkese çok
teşekkür ederim."
Alves, maçlardaki ve antrenmanlardaki sertliğinin yaptığı jiujitsu sporu ile
alakalı olup olmadığının sorulması
üzerine ise şunları söyledi:
"Jiujitsu sporunun, futbolla hiç alakası yok. Jiujitsu bir savunma sporudur. Futbolda yaptığım herhangi bir
top kapma hareketi, savunma sporu.
İkisini karıştırmamak lazım diye düşünüyorum. Ben takımıma sadık bir futbolcuyum. Benim ben olabilmem için
takıma her şeyimi vermem lazım.
Benim için antrenman maçtır, maç da
antrenman. Maçta nasıl oynayacaksam öyle antrenman yapmak zorundayım. Çünkü iyi antrenman yapmazsam, güçlü bir şekilde oynayamam."
Alves, Galatasaray maçında gördüğü kırmızı kartın hatırlatılması üzerine,
duygu yüklü, çekişmeli ve zor karşılaşma olduğunu anlattı. Alves, "Ben
her zaman takımımın savunmasında
yer almak isterim. Hep en iyisini vermeye çalışıyorum. Tabii ki bazen
böyle durumlar ortaya çıkabilir.
Açıklaması da zordur, bunu ancak
sahanın içinde olanlar açıklayabilir"
diye konuştu.
Portekizli futbolcu Alves, savunmada partneri Egemen Korkmaz ile ilgili
de "Egemen, çok büyük bir savunma
oyuncusu ve aynı zamanda çok büyük
bir lider" dedi. (AA)
Messi'den 30. üçleme
ANKARA - İspanya Birinci Futbol Ligi'nin
(La Liga) 19. haftasında Barcelona'nın
Deportivo'yu 4-0 yendiği maçta 3 gol kaydeden Lionel Messi, Katalan ekibinin formasıyla
çıktığı resmi karşılaşmalardaki 30. üçlemeye
(hat-trick) imza attı.
La Liga'nın 19. haftasında Barcelona,
Arjantinli forvet oyuncusu Messi'nin 3 kez
fileleri havalandırdığı karşılaşmada Deportivo
deplasmanından 4-0 galip ayrıldı. Messi, 10,
33 ve 62. dakikalarda attığı gollerle
Barcelona ile çıktığı resmi maçlardaki üçleme
sayısını 30'a yükseltti.
27 yaşındaki futbolcu ayrıca ligdeki üçleme sayısını da 22'ye çıkararak Alfredo Di
Stefano ve Telmo Zarra'yı yakaladı. Ligde 23
kez üç veya daha fazla gol atan Real Madridli
Cristiano Ronaldo, "La Liga'da en fazla üçleme yapan futbolcu" unvanını elinde bulunduruyor.
20 Ocak 2015 Salı
DENİZLİ- SEBAHATDİN ZEYREK - Metin
Kaya, AA muhabirine, marka olmasına giden
yola çıkışını "15 yıl önce Sarayköy'de terzilik
yaparken ortaya koyduğum ürünlerin çok sıra
dışı olduğunu biliyordum, bu nedenle de dil
öğrenme fırsatı çıkınca İngiltere'ye şansımı denemeye gittim" sözleriyle anlattı.
Sarayköy'de terziyken İngiltere'ye
giden Kaya, gurbette küçük bir iş
yerinde diktiği ürünlerde kısa
sürede dikkatleri üzerine çekmeyi
başardığını belirtti. İşlerinin
zamanla oturduğunu ve büyümeye başladığını ifade eden
Kaya, Manchester'ın ardından
Birmingham, Leeds ve
Liverpool'da bayiler açtığını,
bugün 100'e yakın çalışanının
bulunduğunu kaydetti.
- Tanınmış kişileri giydiriyor
El becerisi ve özgün çalışmalarıyla markasını oluşturduğunu, kısa sürede tercih
edilen marka olduklarını ifade
eden Metin Kaya, "takım elbise"
dikerek giriştikleri işte bugün bay,
bayan, çocuk elbisesi yaptıklarını,
önemli müşteri potansiyeline ulaştıklarını, yaklaşık 2 bin çeşit kumaş
seçeneği sunmaları ve bir modelden
başkasına dikmemeleri nedeniyle tercih
edildiklerini belirtti.
"Sıra dışılığımla marka oldum. İngiltere'de iş
dünyasından siyasetçilere, sanatçılardan futbol-
Sarayköy ilçesinde 15 yıl önce terzilik yaparken dil öğrenmek için gittiği İngiltere'de dükkan açan Metin Kaya, bugün
4 kentte 100'e yakın çalışanıyla iş dünyasından
siyasetçilere, sanatçılardan futbolculara birçok kesimin tercih ettiği ''marka modacı''
haline geldi.
culara,
televizyon
yıldızlarına
önemli bir
müşteri
portföyümüz var. Her geçen gün işlerimizi
geliştiriyoruz" diyen Kaya, müşterileri arasında
Fenerbahçe'nin eski futbolcularından Diego
Lugano, Anelka, Manchester United takımından
birçok oyuncunun, televizyon programı yıldızlarının bulunduğunu ifade etti.
Kaya, daha çok Türk, İngiliz ve İtalyan
kumaşlarını kullandıklarını anlatarak, dükkanlarında ya da müşterilerinin talebi üzerine
ev veya çalıştıkları
yerde kumaş seçimi,
model belirleme, ölçü
alma ve prova aşamalarını sürdürdüklerini, ekibiyle kısa süre
içerisinde siparişi hazırladıklarını kaydetti.
Mesleğini İngiltere'de
sürdürmekten mutlu
olduğunu ve zevk alarak
işini yürüttüğünü ifade
eden Kaya, "Türkiye'de
terzilik yavaş yavaş kaybolan bir meslek.
İngiltere'de el işine ve
becerilerine büyük saygı
var. Biz alışılmış terzilikten
farklı modacı-terzi arası
işimizi yapıyoruz.
Sanat aşkı zorluk dinlemiyor
DAKAR- ÖMÜR MELİH ÜZELCE CEMİL ÖKSÜZ - Senegal'in başkenti
Dakar'da resim yaparak geçimini sağlayan
Abdoulaye Diop, 2 metrekarelik barakayı
hem evi hem de atölyesi olarak kullanıyor.
Dakar'ın Medina semtindeki gecekondu
tarzı barakada yaşayan ressam Diop,
çalışmalarını Anadolu Ajansı (AA) muhabiri
ile paylaştı. Zor şartlara rağmen sanat
aşkından vazgeçmediğini anlatan Diop,
hem ev hem de atölye olarak kullandığı,
elektriği olmayan 2 metrekarelik barakada
hayatını sürdürüp, resim yapmaktan mutlu
olduğunu ifade ediyor.
Dakar'ın ana caddelerinden biri olan
Kordon yolu üzerinde resimlerini satan
Diop, eserlerinin her birini büyüklüğüne
göre, 15 bin ile 20 bin Batı Afrika
Frangına, (30-40 dolar) genellikle turistlerin satın aldığını anlatıyor.
Müslüman olan Diop, kalabalık cemaat
tasvirlerini ve dini motifleri resimlerinde
kullanmayı sevdiğini, kendine has özgün
çalışmayı tercih ettiğini belirtiyor.
Resmi, geçinmek ve hayatını sürdürebilmenin yanı sıra içindeki sanat aşkı
nedeniyle de tercih ettiğini vurgulayan
ressam Diop, ölünceye kadar beyaz tuvalleri renklendirmeye devam edeceğini
söylüyor. (AA)
Bingöl’ün “mini sumo”
robotları yarışmada iddialı
BİNGÖL- ABDULLAH ÇELİK Bingöl Üniversitesi (BÜ) Mühendislik ve
Mimarlık Fakültesi öğrencileri, Gençlik
Hizmetleri ve Spor Bakanlığı Gençlik
Hibe Programınca desteklenen
"Bugünün Genci Yarının Girişimcisiyim
Projesi" kapsamında "mini sumo"
robotlar üretti.
BÜ, geleceğin mucitlerini yetiştirmek
için "Bugünün Genci Yarının
Girişimcisiyim Projesi" hazırladı.
Gençlik Hizmetleri ve Spor
Bakanlığı Gençlik Hibe
Programı'nca desteklenen proje
kapsamında faaliyetlerini
sürdüren Elektrik Elektronik ve
Makine Mühendisliği Bölümü
öğrencileri "mini sumo" robotlar
tasarladı. Öğrencilerin yaptığı
robotlar, 12. Uluslararası ODTÜ
Robot Günleri Yarışması'nda
Bingöl'ü temsil edecek.
Yarışmada dereceye
girmek isteyen öğrenciler, yaptıkları robotları birbirleriyle yarıştırarak teknik kapasitelerini geliştiriyor.
BÜ Mühendislik ve Mimarlık
Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
İbrahim Türkoğlu, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, gençlere
özgüven aşılamak ve yeteneklerinin ortaya çıkarılması için
"Bugünün Genci Yarının
Girişimcisiyim Projesi"ni hazırladıklarını söyledi.
Türkoğlu, Gençlik Hizmetleri ve Spor
Bakanlığı'nca desteklenen proje kapsamında "Kendi Robotunu Kendin Yap"
etkinliğinde öğrencilerin 6 robot yaptığını kaydetti. Okul hayatının devamında öğrencileri, kendi işlerini kurabilecek
şekilde özendirdiklerini kaydeden
Türkoğlu, öğrencilerimiz bir hafta
boyunca yoğun bir çalışma ortamı
sergileyerek derslerinden boş kalan
zamanlarında robotları geliştirdiğini
belirtti. (AA)
Modellerimiz ise tamamen birbirlerinden farklı.
Türk olarak ülkelerinde İngilizleri giydirmek bana
ayrı bir keyif veriyor" diye konuştu.
Denizli'den tam anlamıyla kopmadığını,
kentte küçük bir dükkan açtığını kaydeden
Kaya, burada da fark yaratmak için çalışma
sürdürdüklerini dile getirdi.
(AA)
Orta Çağ
Avrupası'na
yolculuk
NEW YORK - MUSTAFA
ÇAĞLAYAN - ABD'nin New
Jersey eyaletinde her yıl on
binlerce kişinin izlediği gösteri, Orta Çağ'da önemli rol
oynayan şövalyelerin yaşamını
gözler önüne seriyor.
New Jersey'ye bağlı
Lyndhurst'ta Orta Çağ dönemindeki Avrupa kalelerinden
esinlenerek inşa edilmiş bir
yapıda haftanın beş günü
düzenlenen "Medieval Times"
adlı yemekli gösteri, izleyicileri 11. yüzyıl İspanyası'na
götürüyor.
Zaman zaman California,
Teksas, Georgia, Illinois,
South Carolina ile Florida
eyaletlerinde ve başkent
Washington'da da sahnelenen
Medieval Times, misafirlerine
iki saat boyunca bin yıl
öncesinde yaşama olanağı
sunuyor.
Medieval Times'ın Sanat
Yönetmeni Kyle Bradford,
gösteriyi farklı ve ilgi çekici
kılan asıl unsurun izleyicilerine
günlük hayattan kısa süreliğine de olsa kaçma fırsatı
vermesi olduğunu söyledi.
Hem yetişkinlerin hem de
çocukların büyük ilgisini
çeken gösteride Kral Don
Carlos rolünü üstlenen
Bradford, tarihin en etkileyici
dönemlerinden olan Orta Çağ
ve Rönesans temalı etkinliklerin ABD'de gittikçe ün
kazandığını belirtti.
- Çatal bıçaksız sofralar
Orta Çağ Avrupası'nda krallar için düzenlenen turnuvaların canlandırıldığı yemekli
gösteri, Kral Don Carlos'un
"Şölen başlasın" sözleriyle
başlıyor. Gösteri sırasında
misafirlere metal kaplarda
döneme özgü hazırlanmış
domates çorbası, kızarmış
piliç, sarımsaklı ekmek,
patates, tatlı ve içecek servis
ediliyor. Çatal, bıçak ve kaşık
verilmeyen konuklar, çorbayı
metal tastan içiyor, diğer
yemekleri de elleriyle yiyor.
İzleyiciler, Orta Çağ
İspanyası'nın önde gelen şehir
krallıklarından Kastilya,
Aragon, Leon, Asturias,
Galiçya ve Navarra'yı temsil
eden altı bölüme ayrılmış 1250
kişi kapasiteli arenada oturdukları bölümü temsil eden
şövalyenin bağlı olduğu kralın
tebaası rolünü canlandırıyor.
En yiğit savaşçının kim
olduğunu bulmak için düzenlenen turnuvada şövalyeler, at
üzerinde kılıç ve mızraklarıyla
savaşıyor, gösteri yapıyor.
Turnuvayı kazanan şövalye,
son anda ortaya çıkan düşmanı da alt etmek zorunda
kalıyor.
(AA)