Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Oktay Vural: Seçmen sindiriliyor EFSANE RÖPORTAJLAR MHP Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili, Ulaştırma eski bakanlarından Oktay Vural, Efsane Güzeldereli’ye partisinin seçim vaatlerini ve ekonomi politikalarını anlattı. Vural, Ege Üniversitesi öğrencilerinden Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun öldürülmesi ve PPK’nin silah bırakma olayıyla ilgili görüşlerini aktardı. 7 Haziran’da seçim güvenliği sorunu olduğunu savunan Oktay Vural, “Her seçimde maalesef devleti yöneten güç bu seçime müdahale ediyor. Bu eksende bakıldığında bu seçimde sandık başkanlarının müdahaleleri söz konusu. Devletin seçime girmesi söz konusu. Seçim güvenliğini sağlamanın yollarından biri seçime gidecek insanı güvenli hale dönüştürmektir. Ama bugün seçime giden insan korkutuluyor. Sindiriliyor” dedi. Efsane GÜZELDERELİ’nin röportajı YARIN 17 Mart 2015 Salı İKİ YÜZLÜ Amerika! Türkiye’yi başlarda destekler göründüğü Suriye politikasından çark eden ABD, eli kanlı diktatör Beşar Esed’e göz kırpmaya başladı. Yapılan açıklamalar ise kafa karıştırmaya dönük mesajlar içeriyor. ‘7 HAZİRAN DİRLİK İÇİN BİRLİK GÜNÜ’ Suriye sınırımız ‘007’ dolu… Fiyatı 25 Kr www.yedigungazetesi.com Elini sallasan ajana değiyor Türkiye’yi IŞİD’e yardım etmekle suçlayan batı, IŞİD’e eleman ve para temin etmek için Türkiye – Suriye sınırına ajan üssü kurmuş. IŞİD'in içinde İngiltere'ye ajanlık yapan Muhammed el Raşit'i suçüstü yakalayan Türkiye, iki İngiliz iki de İsrail ajanı derdest etti. Takvim’in haberine göre, biri kadın dört ajandan ikisi Gaziantep'te ikisi de Ankara'da sorguya alındı. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf’in açıklamaları birbiriyle çelişiyor. HABERİ 12’DE 3 binden fazla sokak hayvanı tedavi edildi Türk istihbaratı daha önce kimsenin yapamadığını başararak IŞİD'in içinde İngiltere adına ajanlık yapan Muhammed el Raşit'i ele geçirdi. Ardından iki İngiliz ve iki İsrail ajanı daha yakalandı. Sözde Ermeni soykırımının 100. yıldönümünde Ermenistan'da düzenlenecek törenlere davet edilen Norveç'in sağ partili Başbakanı Erna Solberg, Türkiye ile ilişkilerin daha önemli olduğuna dikkat çekerek törenlere katılmayacağını açıkladı. Solberg'in kararı bazı Ermenistan taraftarı tarihçilerin tepkisine yol açtı. Washington’un anlamakta zorlandığı... 3. Sayfada Efsane GÜZELDERELİ’nin röportajı 16. SAYFADA AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin İstanbul İl Kadın Kolları Kongresi ve MYK toplantısında yaptığı konuşmada, "Yeni Türkiye'de bugün başı açık, başı örtülü bütün kadınlar onurla TBMM'ye giriyorlarsa bu AK Parti'nin kadınlara duyduğu saygının bir eseridir" dedi. HABERİ 12. SAYFADA Suriye’ye yardım Türk Kızılayı, AFAD ve Suudi Arabistanlı iş adamları tarafından Lazkiye ve İdlib kırsalındaki Suriyelilere 4 tır yardım malzemesi gönderildi. Suriye Türkleri Derneği'nin yardım dağıtım sorumlusu Muhammed Kömürcü, malzemelerin İdlib ve Lazkiye kırsalındaki halka dağıtıldığını söyledi. HABERİ 12’DE Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın 24 Nisan'da sözde Ermeni soykırımının 100'üncü yılı anma törenleri davetine 'hayır' yanıtı veren Başbakan Erna Solberg, Norveç'in ne başbakan ne de dışişleri bakanı düzeyinde temsil edilmeyeceğini sadece Ermenistan'daki büyükelçinin törenlere katılabileceğini bildirdi. Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış 11. Sayfada Hayrettin İvgin Kültürel Boyut Hayata ve Aşka dair 9. Sayfada CHP’yi tercih etmesini, “Sosyal demokrat olmak bizde bir aile geleneğidir” diye açıklayan Ölmez, “Buradan seçmenlere seslenmek istiyorum” diyerek şunları söyledi: “Bir Kemal Kılıçdaroğlu'na bakın. Bir de Genel başkanımızın dediği ‘çapsız Davutoğlu’na’ bakın. Elinizi vicdanınıza koyun. Seçim sandığına gidin. Vicdanınızı dinleyerek bugününüz ve çocuklarımızın geleceği için oyunuzu kullanın. Lazı, Kürdü, Çerkezi, başörtüsü takanı, takmayanı, Alevisi, Sünnisi, bize oy vereni, vermeyeni biliniz ki 7 Haziran dirlik için birlik günüdür.” Ajanların bölgedeki Türkler'le irtibat kurarak onların IŞİD'e katılmaya ikna etmeye çalıştığı belirtildi. Ajanlar böylelikle Türkler'in IŞİD'e katıldığını belgeleyerek Türk makamlarına bunu gösterip ülkelerinin ellerini masada güçlendirmeyi amaçlıyordu. Türk istihbaratı bu kirli tezgahı bozarken, yakalanan 4 ajanın aynı zamanda yakın dönemde Türkiye'nin olası bir Musul çıkarmasına karşı saha çalışması yaptığı da öğrenildi. Norveç Başbakanı Solberg, Ermenistan'daki törenlere katılmayacağını açıkladı Fehmi Koru M.Nuri Parmaksız CHP Milletvekili Aday Adayı Nizamettin Ölmez, neden milletvekili olmak istediğini ve değişik konularla ilgili düşüncelerini Efsane Güzeldereli’ye anlattı. Kadına yönelik cinayetleri kınayan Ölmez, dış politikayı da eleştirdi. Kadınlara seslendi Çankaya Belediyesi, sokak hayvanlarının bakım ve rehabilitasyonu için 10 farklı projeyi hayata geçirdi. Bir yandan bakıma muhtaç hayvanların tedavilerini yapan Belediye bir yandan da barınakta kalan sokak canlarına yeni yuvalar buluyor. HABERİ 6’DA 9. Sayfada CHP Milletvekili Aday Adayı Nizamettin Ölmez: www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz ’ü ’dan takip edebilirsiniz Gazetemizi https://www. .com/YediGün-Gazetesi gençlere seslendi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Gençlik Kolları'nın düzenlediği, "Onurlu Yaşa"yanlar Konserine katıldı. Kılıçdaroğlu yaptığı konuşmada, "Birileri gençleri ayırıyor 'bizim gençler, onların gençleri' diye ben buradan bütün gençlere söz veriyorum: hiçbir ayrım yapmayacağım" dedi. Etkinliğe CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, CHP Ankara milletvekili Aylin Nazlıaka, partililer ve vatanGazetemizi https://www. daşlar katıldı. Etkinlikte, hayatlarını kaybeden Ahmet Atakan, Ethem Sarısülük, Berkin Elvan, Ali İsmail Korkmaz, Medeni Yıldırım ve /yedigun.gazetesi Abdullah Cömert'in aileleri de yer aldı. 12’DE 2 TV / MAGAZIN SINEMA 17 Mart 2015 Salı Tuba Büyüküstün için 50 metrelik doğum günü mektubu Funda Arar yazın 15 konser verecek İSTANBUL - Ünlü yıldız Tuba Büyüküstün hayranları, sanatçıya Temmuz ayındaki doğum gününde teslim etmek üzere 21 ülkedeki hayranlarının yazdığı kutlama mesajlarının yer aldığı 50 metre uzunluğundaki rulo şeklindeki mektup için kolları sıvadı. Geçen ay Tuba Büyüküstün’ü sette ziyaret ederek yazıların yanı sıra şiir ve çizimlerden oluşan ‘Koşulsuz Sevgi’ adını verdikleri ‘Kişiye özel’ tek baskı kitabı teslim eden hayranları ‘Dünyanın en uzun mektuplarından biri’ için Vizyona yeni girecek filmler başlattıkları kampanyaya ağırlık verdi. İnternet üzerinden örgütlenen hayranları, Tuba Büyüküstün'ün Facebook sayfasını beğenenlerin sayısından esinlenilerek ‘4 milyon insan tek sevgi’ adını verdikleri kampanyada önümüzdeki 5 Temmuz’da 33’üncü yaşını kutlayacak Tuba Büyüküstün’e teslim edilmek üzere çalışmaya başladı. Dünyanın en uzun doğum günü kutlama mektubu olması hedeflenen Almanya’dan başlatılan kampanyada, 50 metre uzunluğundaki "Çekmeköy Underground" Türkiye prömiyeri 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin ulusal yarışma bölümünde gerçekleştiren filmin yönetmen koltuğunda, Aysim Türkmen var. Dram türündeki filmin oyuncu kadrosunda, Can Sipahi, Kerem Can, Gözde Kocaoğlu, Barış Gönenen, Aslı Menaz, Onur Öztay, Hakan Ummak, Özer Arslan, Metin Göksel, Tülin Özen, Ayşe Selen ile Levend Yılmaz gibi isimler yer alıyor. Lüks semtlere dönüşen gecekondu mahallelerindeki gençlerin öyküsünün ele alındığı filmde, yaşadıkları mahallelerde gitgide alanları daralsa da dansları, şarkıları ve kendilerine özgü stilleriyle hayallerinin peşinde koşan gençlerin hikayesi anlatılıyor. 05:13İstiklal Marşı ve Günün 05:15 Ana Ocağı 06:40 1'de Sabah 09:001'de Bugün 09:15 Beni Böyle Sev 11:25 İyi Fikir 13:25 Ana Ocağı 15:00 Annem Söyler Ben Yaparım 16:10 1'de Bugün 16:25 Seksenler 19:00 Ana Haber Bülteni 19:45 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Filinta 23:00 Bak Hele Bak 00:00 Annem Söyler Ben Yaparım 01:00 Beni Böyle Sev 02:35 Komiser Rex 06:10 Benim Annem Bir Melek 07:00 Kahvaltı Haberleri 10:00 Müge Anlı İle Tatlı Sert 13:00 Kızlar ve Anneleri 15:00 Alemin Kıralı 16:00 Zahide ile Yetiş Hayata 18:45 Atv Ana Haber 19:45 Kupa Günlüğü 20:30 Kayserispor - Fenerbahçe 22:30 Kim Milyoner Olmak İster? 19:55 FİLİNTA Televizyon tarihinin ilk Osmanlı Polisiyesi olan Filinta, adalet, dostluk, kardeşlik kavramlarını ortaya koyan bir dizi. İlim irfan sahibi Kadılar, adaletin kılıcını 600 yıl Devlet-i Aliyye-i Osmaniye'de taşımış, dünyanın en büyük imparatorluklarından olan Osmanlı İmparatorluğu’nun yüzyıllar boyunca dirliğini sağlamış, toplumda huzuru ihtisas etmişlerdir. Filinta işte bu nedenle, Osmanlı’nın temel gücü olan hukuka bir saygı duruşudur. Hikaye Galata Kadısı Gıyasettin Hatemi ve onun yetiştirdiği Galata Amiri Filinta Mustafa ekseninde geçmektedir. Mustafa oldukça zeki, maharetli, yakışıklı bir gençtir. Kendisi gibi öksüz ve yetim olan en yakın arkadaşı Ali ile birlikte zaptiye olarak görev yapmaktadır. rulo, Tuba Büyüküstün hayranlarının internet üzerinden örgütlü olduğu ülkelerdeki hayran temsilcilerine sırasıyla gönderiliyor. Mesajların yazıldığı rulo sırasıyla Almanya, Fas, Kanada, Amerika (New Jersey, Virginia ve Teksas eyaletleri), Azerbaycan ve son olarak belirlenen Gürcistan’da belirlenen isimlere ulaştırıldı. Doğum günü mesajlarını taşıyan binlerce kişinin duygularını el yazısı ile kaleme aldığı rulo şeklindeki mektup belirlenen diğer ülkeler Mısır, Tunus, Suudi Arabistan, Fransa, İngiltere, Belçika, İsviçre, Avusturya, Bulgaristan, Danimarka, Finlandiya, İsveç, Kosova, Yunanistan’ın ardından Türkiye’ye ulaştırılacak. Tuba Büyüküstün, kısa süre önce MBC’de yer alan araştırmanın sonucundaen fazla beğenilen ve konuşulan Türk oyuncu olmuştu. Büyüküstün, hayranlarının kendisi için hazırladığı 'Tek baskılı' kitap için keşekkür ederken "Kalabalıkken ‘Bir olmak’ dedikleri böyle bir şey olsa gerek" diye konuşmuştu. "Sindirella" Cate Blanchett, Lily James, Richard Madden ile Stellan Skarsgard'ın oynadığı filmin yönetmenliğini, Kenneth Branagh yaptı. 1697 yılında ilk kez Charles Perrault tarafından kaleme alınan "Sindirella" masalının modern uyarlaması olan filmin konusu şöyle: "Ella'nın tüccar babası, annesinin trajik ölümü üzerine başka bir kadınla evlenir. Çok sevdiği babasına destek olmak için Ella yeni üvey annesi Tremaine'i ve üvey kız kardeşleri Anastasia ve Drizella'yı kabul eder. Fakat Ella'nın babası da aniden ölünce, genç kız bu zalim üvey anne ve kız kardeş ile baş başa kalacaktır. Kısa zaman içinde kendi evinde bu üç kadının hizmetçisi durumuna düşer. 07:00 HER SABAH 08:45 2.SAYFA 10:40 DUDAKTAN KALBE DİZİ-TEKRAR 12:30 ERKAN AKKUŞ İLE ÖĞLE HABERLERİ 12:50 DERYA'NIN DÜNYASI KADIN PROGRAMI-CANLI 15:00 DUDAKTAN KALBE 17:00 İKİNCİ BAHAR 18:15 EKİN OLCAYTO İLE ANA HABER 19:45 YABANCI SİNEMA ASLA PES ETME 2 21:30 YABANCI SİNEMA 23:30 HAYATIN RENGİ 01:20 YABANCI SİNEMA TEKRAR 02:40 YABANCI SİNEMA TEKRAR 04:10 DÜNYAYI GEZİYORUM TEKRAR 05:10 BOKS GECESİ 05:40 Benim Hala Umudum Var 06:45 Aşkın Bedeli 07:30 Bugün 09:00 Beni Affet 10:00 Melek 11:45 Hayat Sevince Güzel 13:15 Aşkın Bedeli 14:45 Benim Kuaförüm 16:30 Beni Affet 18:30 Star Haber 19:15 Deniz Yıldızı 20:30 Kaderimin Yazıldığı Gün 23:30 Yerli Dizi 19:45 ASLA PES ETME 2 Orjinal İsmi:Never Backdown 2: The Beatdown Yönetmen:Michael Jai White Oyuncular:Michael Jai White, Dean Geyer, Alex Meraz Yapım Yılı:2012 Tür:Aksiyon/Dram Zack, bir dövüş esnasında gözüne aldığı bir darbe sonrası yere serilir ve dövüşü kaybetmiş sayılır. Eğer gözüne bir darbe daha alırsa kör olma ihtimalini taşır. Mike eskiden güreş sporuyla uğraşan bir lise öğrencisidir. Justin ise bir mağazada çalışan sıradan bir gençtir. Bir gün Tim isimli usta dövüşçü ile tanışarak onun izinden gitmeyi düşünür. Bu dört dövüşçü aynı çatı altında birleşerek Case Walker isimli dövüş sanatı ustası tarafından eğitime tabi tutulur. İSTANBUL - Ünlü sanatçı Funda Arar, konser yarışında rakiplerini solladı. Sessiz sedasız anlaşmalar yapan Arar, şimdiden yaz aylarında vereceği 15 konser için mukavele imzaladı. Ünlü şarkıcı, turneden 2 milyon 250 bin lira kazanacak. Demet Akalın ile Hande Yener birbirleriyle çekişip her yaptıkları konser anlaşmasını yüksek sesle duyururken Funda Arar yaptığı sessiz sedasız anlaşmalarla iki rakibine fark atıyor. Yaz konserleri için şimdiden masaya oturan Arar, 15 konser için imza attı. Kon ser başına 150 bin lira isteyen ünlü şarkıcı toplamda 2 milyon 250 bin lira kazanacak. Ramazan Bayramı’yla birlikte konser maratonuna başlayacağını belirten Funda Arar, “Kış aylarında Edir ne'den Şır nak'a ka dar gittim. Yaz ayları daha da yoğun olaca k” dedi. Funda Arar’ın menajeri Can Talanioğlu, konser rekabetinde sanatçısının Yener ve Akalın ile aynı kulvarda olmadığını söyledi. Talanioğlu, “Onlar konserlerinin yüzde 85’ini gece kulübünde veriyor. Funda Arar ise anfi tiyatrolarda sahne alıyor. Avrupa tur nesinde dünyaca ünlü salonlarda şarkı söyledi” dedi. "Prenses Kaguya Masalı" Animasyon sevenleri "Ruhların Kaçışı"ndan "Prenses Mononoke"ye kadar pek çok hikayeyle tanıştıran Japon animasyon şirketi Studio Ghibli'nin projesi olan "Prenses Kaguya Masalı", yönetmen Isao Takahata'nın 8 yıllık çalışması sonucu izleyiciyle buluşuyor. 2014 Oscar Ödülleri'ne "En İyi Animasyon" dalında aday gösterilen film, "Bambucu Masalı" ismindeki ünlü Japon masalından sinemaya aktarıldı. 00:15 Ütopya 01:30 Ver Fırına 02:30 Aramızda Kalmasın 04:30 Şeffaf Oda 05:30 Para Bende 06:30 Oynat Bakalım 07:15 Disney Çocuk Kuşağı 08:15 Magazin 08:45 Aramızda Kalmasın 11:45 Oynat Bakalım 12:45 Para Bende 14:00 Kaçak Gelinler 15:15 Ver Fırına (Yeni Bölüm) 17:00 Çok Güzel Hareketler Bunlar 18:30 Ütopya (Yeni Bölüm) 06:00 Geniş Aile GENİŞ AİLE 06:45 Günaydın 09:30 Alın Yazım ALIN 11:00 Bana Her Şey Yakışır 12:30 Gün Arası 13:00 Ben Bilmem Eşim Bilir 15:45 Evim Şahane 17:15 Arka Sokaklar 18:40 Baba Haber Bülteni 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Küçük Ağa 20:30 KADERİMİN YAZILIĞI GÜN Kahraman ne yaparsa yapsın Elif’i konuşturmayı başaramaz. Onu kendine inandırmanın başka yollarını arayacaktır. Elif’in ise tek istediği şey Kahraman’dan uzak olmaktır. Kerem de bu zor zamanında Elif’in yanında kalmaya kararlıdır. Öyle bir teklifte bulunur ki, Elif şaşkına döner. Defne çıkmazda! Defne ise bir çıkmazdadır. İstediği gibi Kahraman’ın kalbini kazanamamıştır. Tekrar kocasını kendine aşık etmenin yollarını arayacaktır, akıllara gelmeyecek bir plan yapar. Neval, Elif’in üvey ağabeyi İbrahim’le iş birliği yapmaya çalışmaktadır. 17 Mart 2015 Salı “Erken evlilik” şiddete davetiye çıkarıyor Türkiye'de kadınların yüzde 26'sının 18 yaşından önce evlendiği; fiziksel şiddetin erken evlenen kadınlar arasında yüzde 48, 18 yaşından sonra evlenen kadınlar arasında ise yüzde 31 oranında olduğu belirlendi. ANKARA - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsünce gerçekleştirilen ''Türkiye'de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması''nın ana raporunun hazırlanması için çalışmalar sürüyor. Sivil toplum kuruluşlarıyla paylaşılan araştırmanın özet raporuna göre, çalışma 78 ilde 15 bin 84 hanede, 15-59 yaş arasındaki 7 bin 462 kadınla görüşülerek hazırlandı. Araştırmayla ülke genelinde fiziksel şiddete maruz kaldığını ifade eden evlenmiş kadınların oranının yüzde 36 olduğu; her 10 kadından 4'ünün eşi veya birlikte olduğu erkeklerin fiziksel şiddetine maruz kaldığı belirlendi. Araştırmaya göre, fiziksel şiddetin en fazla belirtildiği bölge Orta Anadolu, en az dile getirildiği bölge ise Doğu Karadeniz oldu. Ağır şiddet davranışlarına maruz kalma yaygınlığı ise en fazla Orta Anadolu ile Batı Anadolu'da görülüyor. Türkiye genelinde cinsel şiddete maruz kalma oranı ise yüzde 12 olarak tespit edilirken, cinsel şiddetin en fazla dile getirildiği bölgeler ise Orta Anadolu, Doğu Marmara, Batı Marmara ve Batı Karadeniz. ''Kadının istemediği halde korktuğu için cinsel ilişkiye girmesi'' en sık ifade edilen cinsel şiddet davranışı olarak dile getirildi. Araştırmaya katılan kadınlardan yüzde 44'ü duygusal şiddete; yüzde 30'u ise ekonomik şiddete maruz kaldığını ifade etti. Ön raporda, medeni durumun şiddet düzeyi üzerinde en büyük etkiye sahip temel özellik olduğu belirtilerek, ''Boşanmış ya da ayrı yaşayan kadınların maruz kaldıkları fiziksel ve/veya cinsel şiddet düzeyi yüzde 75 ile tüm kadınlar arasında maruz kalınan şiddet oranının iki katıdır. Bu durum şiddetin bizzat kendisinin boşanma nedeni olabileceğini düşündürmektedir'' görüşüne yer verildi. Evlenmemiş ancak birlikteliği olmuş kadınların maruz kaldıkları şiddetin düzeyinin ise yüzde 7 oranında olduğu belirlendi. Karadenizli balıkçılar sezonu erken kapattı GİRESUN - 1 Eylül'de "Vira bismillah" diyerek denize açılan Karadenizli balıkçıların büyük bölümü, av yasağının başlamasına yaklaşık bir ay kala sezonu kapattı. Piraziz Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hamdi Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eylülden aralık ayına kadar av sezonunun iyi geçtiğini söyledi. Arslan, beklentileri karşılamayan palamut avıyla başlayan sezonun yine de geçen sezona oranla verimli geçtiğini dile getirdi. Ekim ayı itibarıyla palamudun azaldığını ifade eden Arslan, "Palamudun azalmasıyla hamsi avcılığı başladı. Genel anlamda 4 ayımız avcılık açısından iyi geçti. Hem tüketici hem de bizim açımızdan bol miktarda balık tutuldu. Bolca balık yeme fırsatı bulduk. Geçimini bu işle sağlayan balıkçılar olarak üst düzey olmasa da kendi ihtiyaçlarımızı karşılayabildik" dedi. Arslan, aralık ayından sonraki dönemin balıkçılar açısından verimli geçmediğini vurgulayarak, şöyle devam etti: "15 Nisan itibarıyla sezon kapanıyor ama maalesef balık sezonu kapanmış görünüyor. Şu anda birçok teknemiz Gürcistan'da avcılık yapıyor. Özellikle bölgemizdeki teknelerin birçoğu limanda bağlı. Neredeyse sezonu bitirmiş durumdalar. Avcılık sezonunun bitmesine yaklaşık bir ay var. Bu süre içerisinde avcılık olmaz. Bundan sonra beklentimiz yok. Kıyı avcılığı yapan küçük teknelerimiz için mayıs ayına kadar mezgit avcılığı olacak." Mayıs ayından sonra suların ısınacağına değinen Arslan, barbunya ve istavrit gibi balıkların tezgahlarda yer alacağını belirtti. Avcılık açısından gerekli önlemlerin yeteri düzeyde alınmadığına işaret eden Arslan, "Her yıl stoklarımızda azalma var. Birçok balık türü denizlerimizi terk etti. Olan balıklar da yok olmakla karşı karşıya" ifadesini kullandı. Arslan, yapılan çalışmalara rağmen kullanılan malzemelerin balıkçılığa zarar verdiğini ve su kirliliği gibi çevresel etkenlerin sezonun erken bitmesinde önemli rol oynadığını kaydetti. (AA) Eğitim düzeyi arttıkça kadınların maruz kaldığı şiddetin azaldığının belirtildiği ön raporda, buna rağmen lise mezunu kadınların dörtte birinden fazlasının, üniversite ve üzeri eğitim alan kadınların beşte birinin fiziksel, cinsel şiddete maruz kalmasının dikkat çekici olduğu kaydedildi. Araştırmaya göre, Türkiye genelinde kadınların yüzde 26'sının, 18 yaşından önce evlendiği belirlenirken, evlilik yaşı ile şiddet düzeyi arasında belirgin bir ilişki olduğu, fiziksel şiddetin erken evlenen kadınlar arasında yüzde 48, 18 yaşından sonra evlenen kadınlar arasında yüzde 31 düzeyinde olduğu görüldü. Erken yaşta evlenen kadınların yüzde 19'unun, 18 yaş sonrası evlenen kadınların ise yüzde 10'unun cinsel şiddete; erken evlenen kadınların yarısının fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kaldığı tespit edildi. Erken evliliklerde ''aile kararının'', 18 yaşından sonra evliliklerde ''kendi isteği'' etkili olduğu görülüyor. Her iki dönemdeki evliliklerde ''resmi ve dini nikah'' öne çıkarken, erken yaşta yapılan evliliklerde nikah için yaş büyütme oranının yüzde 13.3 olduğu ortaya çıktı. Araştırmaya göre, erkeklerin yaşı arttıkça aralarında fiziksel şiddet uygulamış olanların oranı da artıyor. Ancak, cinsel şiddet için farklı bir yaş örüntüsü ortaya çıkıyor. En genç yaş grubundaki erkekler, 25-34 ve 35-44 yaşları arasındaki erkeklerden daha fazla cinsel şiddet uyguluyor. (AA) Tüketici hakkını arıyor ADANA - Türkiye'de tüketici sorunlarına ilk aşamada bakmakla yetkili tüketici hakem heyetlerine 5 milyonun üzerinde başvuru yapıldığı bildirildi. Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Çeker, AA muhabirine, Türkiye'de geçen yıl mayısta yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun isminden de anlaşılacağı üzerine tüketici kanunu değil, "korunmasına dair kanun" olarak adlandırıldığını, bu durumun da aslında tüketicinin korunmasına duyulan özlem ve gerekliliği gösterdiğini belirtti. Gerek mahkeme gerekse hakem heyetlerinde tüketicilere ait fazla sayıda dava ve dosya biriktiğini ifade eden Çeker, şunları söyledi: "Şu anda tüketici hakem heyetlerinde 5 milyonun üzerinde başvuru söz konusu. Geçen yıl bu sayı 3,5 milyondu. Bir yıllık zaman diliminde bu sayı 5 milyonun üzerine çıktı. Gerçekten ihtilaf sayısı giderek artıyor. Bunlar aslında yargı tarafından çözümlenmekte, karara bağlanmakta. İşin muhatapları maalesef her şeye rağmen vatandaşı, tüketiciyi yargıya başvurmaya mecbur hale getiriyor. İş yükünün fazlalığı, yargının çalışma düzenini de fazla etkilemekte. Yargıtay'da tüketici sorunlarıyla ilgilenen daire, 45 binin üzerinde esas karar vermiş. Bu kadar kararla çalışmak gerçekten zor. Sağlıklı karar vermek adına insan üstü çaba gerekiyor." Çeker, başvuru ve dosya sayısının artmasına paralel bu konuyla ilgilenen mahkeme sayısının da çoğaldığını kaydetti. Adliyelerde en çok tüketici sorunlarıyla ilgili davaların görüldüğüne dikkati çeken Çeker, şöyle konuştu: "Her adliyede bir tüketici mahkemesi vardı ancak sayı artmaya başlandı. Mahkemelerin çokluğu bir gurur vesilesi değil. Tüketici haklarına ilişkin taleplerin yargıya gitmeden çözümlenmesi çok önem taşıyor. Ama maalesef yerleşik bir çok uygulama kanunu aykırı olmasına rağmen devam edegelmekte. Bu da doğal olarak iş yükünü artırmakta. Hukuka, kanuna aykırı davranışta bulunmuş, uygulamalar yapmış kuruluşlar, ödemeleri gereken paraları ödesin, yargının da iş yükü azalsın." Çeker, tüketicinin uyuşmazlık yaşadığı konular içinde bankaların tutumunun önemli yer tuttuğunu belirterek, Ziraat Bankası'nın dosya masrafı taleplerini yargıya taşımadan ödeyeceğine dair açıklama yaptığını, aynı davranışı diğer banka ve kuruluşlardan da beklediklerini kaydetti. Çeker, yeni kanunun yürürlüğe girmesi ve yargının dosya masrafı, hesap işletim ücreti gibi başvuruları kabul etmesinin, tüketicilerin başvurularını artırdığını vurguladı. (AA) 11 işçinin öldüğü yer park yapılmayınca fidan dikildi İSTANBUL - Esenyurt’ta bir alışveriş merkezinin inşaatı sırasında, işçilerin kaldığı barakada çıkan yangında ölen 11 kişi anıldı. Ölenlerin yakınları, olay yerinin park yapılmasını istedi. Belediyeden olumsuz cevap alan mağdur aileler, olay gerçekleştiği yere fidan dikti. 11 Mart 2012 tarihinde Esenyurt'ta meydana gelen yangında ölen 11 işçi anıldı. Bu yangında ve başka iş kazalarında ölenlerin yakınlarının da katıldığı anma, olayın yaşandığı alışveriş merkezinin önünde başladı. Pankart açan ve çeşitli sloganlar atan grup adalet istediklerini vurguladı. Yangında ağabeyini kaybeden Damla Kıyak basın açıklamasını okudu. Kıyak, “Bizler bu yangında kardeşlerini, evlatlarını, analarını, babalarını, canlarını yitirmiş aileler olarak her yıldönümünde yangının meydana geldiği yerde buluşarak unutmadığımızı ve unutturmayacağımızı yetkililere ve kamuoyuna duyurmaya çalışıyoruz.” dedi. Grup açıklamanın ardından, sloganlar eşliğinde yangının yaşandığı barakaların kurulduğu alana yürüdü. Yağmur ve çamur nedeniyle güçlükle alana gelen grup buraya ölen 11 işçiyi temsilen diktikleri 11 fidana karanfil bıraktı. Fidanların ölen işçiler anısına dikildiğini belirten bir de tabela dikildi. Olayda oğlunu kaybeden Ayşe Kıyak, duygularını güçlükle dile getirebildi. Gözyaşlarını tutamayan anne Kıyak, “3 yıl oldu evladımı, evlatlarımızı kaybedeli. Hiçbir şey olmamış gibi millet keyif çatıyor. Patronların para hırsı yüzünden evlatlarımızı kaybettik. Canlı canlı burada yandılar. Hiçbir şekilde patronlar ceza almıyor, dokunulmazlıkları var. İşçiler ölmeye devam ediyor. Hiç kimse ilgilenmiyor. Herkes kendi derdinde.” ifadelerini kullandı. (CHA) Fehmi KORU [email protected] 3 [email protected] bölge haberlerİ Washington’un anlamakta zorlandığı... CENTER for American Progress (CAP) bir Amerikan düşünce kuruluşu; kuruluş “TürkAmerikan Ortaklığı: Bir Adım İleri, Üç Adım Geri” başlıklı taze bir rapor yayımladı. Michael Werz ile Max Hoffman adlı uzmanların imzasını taşıyan rapor, birkaç gündür gazetelerde kendine yer buluyor. Rapor yazarları, AK Parti iktidarının dış politika tercihleri konusunda hiç olumlu düşünmüyor. Rapora göre; Ankara, Amerika’yı da yakından ilgilendiren bölgesel sorunlarda Washington’un tasvip etmediği, anlamakta zorlandığı bir çizgi izliyor. CAP’in Barack Obama’ya yakın bir kuruluş olduğu düşünülürse, raporun, son zamanlarda Beyaz Saray’a hâkim olan görüşleri yansıttığı söylenebilir. Washington’un resmi kanallardan iletmekte zorlandığı mesajların bu raporla paylaşıldığını bile düşünebilirsiniz. Garip gelmesin; ABD’nin böyle dolaylı mesajlar vermeyi yeğlediği başka olaylar daha önce de oldu. Başka ülkelere de Türkiye’ye de... Kimi mesajlar muhatapları tarafından alındı; kimi fark edilmediği için ortada kaldı. İkinci grupta yer alanların başlara açtığı sorunları, biraz eşeleyince, hepimiz hatırlarız. Werz ile Hoffman, Gezi olaylarıyla başlayıp Kobani’ye IŞİD saldırısı sırasında takınılan tavra kadar uzanan bir dizi politikanın Washington’da şaşkınlıkla karşılandığını yazıyor; hem de olabildiğince açık bir dille. ABD’nin Türkiye’ye sürekli yatırım yaptığını, ancak özellikle son birkaç yıldır izlenen politikaların hayal kırıklığı yarattığını söylüyorlar. Politikaları “kinci, otoriterlik hevesinde ve siyasi zekâdan mahrum” görüyor yazarlar... Bir yıl kadar önce de, Morton Abramowitz ve Eric Edelman’ın imzalarını taşıyan bir rapor ile ilk işaret fişeği atılmıştı. Türkiye’de büyükelçilik yapmış iki diplomat (Abramowitz ile Edelman), yeni raporun yazarlarından farklı olarak, Bush’a yakın, Cumhuriyetçi ve “Neo-Çılgınlar” çizgisindendi; raporları her ne kadar iki partinin ortak kurduğu bir kuruluş tarafından yayımlanmış olsa bile... O raporda da, Gezi olayları sırası ve öncesinde sergilenen iç ve dış tavırlar bire bin katılarak ele alınıyordu. (Aynı kuruluş, önceki gün, Türk ekonomisiyle ilgili aynı ikilinin imzasını taşıyan hafif alarmist bir rapor daha yayımladı.) Ankara’nın, seçim kampanyasının körleştirmesine izin vermeksizin bu raporların hepsini dikkatle incelemesi gerekir. Ancak, bu tür raporların yayınından “mesaj değeri” açısından medet uman ABD’deki etkili kuruluşların ve Washington’da karar alma mekanizması içerisinde yer alanların da bilmesi gereken bir gerçek var: Türkiye’den bakıldığında, esas ABD ve izlediği dış politik çizgi sorunlu görülüyor. Tutarsız, çelişkili, ahlaki değerlerden yoksun, tek taraflı ve anlayışsız... Türkiye’nin İran’ı dengelemekten uzaklaşması, her iki raporda en geniş yeri tutuyor... Oysa, tam da bu konuda sorunlu olan, Washington’un izlediği çelişkili ve tutarsız politik çizgi. BM Güvenlik Konseyi’nde nükleer çalışmaları yüzünden İran’a konulmak istenen ambargolar için olumsuz oy kullandı diye Türkiye’nin üzerine ucu zehirli eleştiri okları gönderen Washington’du; bugün Washington’un kendisi İran konusunda Türkiye’nin o zaman savunduğu “müzakereler yoluyla soruna çözüm bulma” noktasına gelmiş görünüyor... Vaktiyle Türkiye’nin yakın olmasına itiraz edilen bölgedeki rejimlerin hepsiyle iyi geçinme derdinde bugün Washington; şimdi Türkiye’yi neden kendisi gibi geniş karınlı olmadığı için kınıyor... Ankara’dan bakıldığında, ABD’nin öncelikler sıralamasında ön saflarda yer alan ülkeler arasında Türkiye görünmüyor; eskiden düşmanları olan yeni sevgilileri var ABD’nin... Dolayısıyla, ara açılıyorsa, daha çok bundan dolayı açılıyor... 16 Mart 2015/ HABER TÜRK İllerin imar planlarını, il belediyeleri yapacak ANKARA - Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, "İllerin imar planlarını, il belediyelerinin yapması şeklinde bir tasavvur var" dedi. Burada konuşan Güllüce, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının köklerinin Sultan 2. Mahmut dönemine kadar uzandığını, bu döneme kadarki imar işlerini eyalet ve sancakların yönettiğini hatırlattı. Çok farklı kişilerin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı görevini yaptığını belirten Güllüce, "Bakanlığımızı yönetenlerin yolculuğu Sakız Adasında hicret eden bir ailenin çocuğu olan Hekim İsmail Paşa'ya kadar uzanır" dedi. Güllüce, buluşmalarının tarihe hizmet etmiş bakanlara derin bir saygının göstergesi olduğunu ifade etti. Güllüce daha sonra bakanlığın çalışmaları hakkında eski bakanlara bilgi vererek, "İllerin imar planlarını, il belediyelerin yapması şeklinde bir tasavvur var. Hepsinin büyükşehir olması söz konusu değil. Mesela Nevşehir'i yapamazsınız ama ilçelerini ve beldelerinin de il belediyesince yapılması biraz daha işi kontrol edilebilir hale getirir diye düşünülüyor" ifadesini kullandı. Kısmi bir denetime tabi tutacak çalışmalar da yaptıklarını bildiren Güllüce, "Her yapılan plan tadilatının sayı numarası bizden almak zorunluluğu var. Şu anda yapamıyoruz ama yeni binaya taşındığımızda zannediyorum bunu becerebileceğiz. O planın, üst planlara uygun olup olmadığı konusunda denetim yapan elektronik sistem kurmaya çalışıyoruz" dedi. (AA) 4 ANKARA 17 Mart 2015 Salı Mamak Yüzme Havuzu, yaz döneminde binlerce kişiye yüzme öğretmeyi hedefliyor. Havaların ısınmasıyla birlikte yaz sezonu için son hazırlıkları tamamlayan havuz, sıcak ve bunaltıcı havalardan uzaklaşarak, güneşlenmek, serinlemek, günün yorgunluğunu ve stresini atarak hoşça vakit geçirmek isteyenlerin uğrak yeri olacak. Mamak Yüzme Havuzu yaza hazır hale getirildi HABER MERKEZİMamak Yüzme Havuzu, yaz döneminde binlerce kişiye yüzme öğretmeyi hedefliyor. Havaların ısınmasıyla birlikte yaz sezonu için son hazırlıkları tamamlayan havuz, sıcak ve bunaltıcı havalardan uzaklaşarak, güneşlenmek, serinlemek, günün yorgunluğunu ve stresini atarak hoşça vakit geçirmek isteyenlerin uğrak yeri olacak. Bugüne kadar 180 bin kişinin faydalandığı havuzda yaz sezonunun açılmasıyla birlikte Sağlık Bakanlığı’nca belirlenen kriterler doğrultusunda gerekli tedbirler alındı. Tesis ilaçlandı, eksiklikler giderildi, suları yenilendi ve çevre düzenlemeleri yapılarak yaz sezonuna hazır hale geldi. Havuz suyu ölçümlerinin düzenli olarak yapıldığı, kimyasal ve fiziksel ölçümlerin yanı sıra mikrobiyolojik ölçümlerin de gerçekleştirildiği tesis vatandaşlara sağlıklı ortamda yüzme imkânı sunuyor. Yaz aylarında yüzme öğrenmek veya serinlemek için Mamak Yüzme Havuzu’nu tercih eden vatandaşlara en iyi hizmeti sunmak için çok titiz çalıştıklarını belirten Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, havuzun kış konseptinden çıkarılıp yaz sezona uygun hale getirildiğini belirterek, “Vatandaşlarımızın yoğun olarak kullandığı havuzda sağlığa büyük özen gösteriyor, bu konunun hassasiyetle üzerinde duruyoruz" dedi. Başkent’in modern spor merkezleri arasında ön plana çıkan havuz, eğitimli cankurtaran ve deneyimli eğitimci kadrosuyla, günden güne artan talebi karşılamak üzere hizmetini sürekli yenileyerek geliştiriyor. Vatandaşlar, cankurtaranlar ve yüzme hocaları eşliğinde gönül rahatlığı içinde yüzmenin keyfini yaşıyor. Çocukların yanı sıra her yaş grubundan vatandaşın ilgi gösterdiği yüzme havuzu yılın her mevsimi vatandaşlara hizmet veriyor. Bugüne kadar 10 bin kişiye yüzme öğreten havuz, pazartesi günü hariç haftanın altı günü hizmet vererek yaz mevsiminde kış serinliği sunarken kış mevsiminde de yaz sıcaklığı sunuyor. Saat 09.00–21.00 saatleri arasında hizmet veren havuz, salı-perşembe ve cumartesi günlere bayanlara, çarşamba- cuma ve pazar günleri de erkeklere hizmet veriyor. Mamaklı hanımlar sporda Çetin'den, hanım evine ziyaret Ayyıldız Hanım Evini ziyaret eden Pursaklar Belediye Başkanı Selçuk Çetin, kursiyerlerin yaptığı çalışmaları inceledi. HABER MERKEZİPursaklar Belediye Başkanı Selçuk Çetin, Başkan Yardımcısı Nedim Erçetin, Spor Koordinatörü Salih Yergin ile birlikte Ayyıldız Hanım Evini ziyaret etti. Ziyaret sırasında kursiyerler sohbet eden Başkan Çetin, çalışmalar hakkında bilgi aldı. Hanımların yapmış olduğu tezhip sanatını dikkatle inceleyen Çetin “Hanım kardeşlerimizi tebrik ediyorum. Çok güzel çalışmalara imza atmışlar. Bu başarıları görmek bizleri de mutlu ediyor. Belediyemizin birbirinden güzel hanım evlerinden tüm hemşerilerimizin yararlanmasını istiyoruz” dedi. Bilgisayar kursunun bulunduğu sınıfı da ziyaret eden Selçuk Çetin, kursiyerlere teknolojiyi öğrenmenin faydalarını anlatarak, “Öğrendiklerinizi pratik yaparak geliştirin. Buradan alacağınız sertifika sizlere ileride iş imkânı sunacaktır. Bunarlı iyi değerlendirin” tesviyesinde bulundu. Pursaklar Belediye Başkanı Selçuk Çetin’in ziyaretinden memnun kalan hanımlar, Çetin’e teşekkür etti. HABER MERKEZİForm tutmak ve zinde kalmak isteyen kadınların sayısının her geçen gün arttığı Mamak’ta, pilates topları ve lastiklerini yanlarından ayırmayan kadınlar, fazla kilolarını atarak sağlıklı yaşamayı hedefliyor. Mamak’ta sporu tabana yayarak, 7’den 70’e herkesin spor yapabilmesi için çaba sarf ettiklerini kaydeden Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, “Sağlıklı yaşamın anahtarı spordur.İlçemizde her yaştan vatandaşımıza sosyal yaşamlarını renklendirecek bir uğraş ve kurs edindirmek arzusundayız. Ev hanımlarımızın sağlıklı bir yaşam geçirmeleri ve sosyalleşmeleri için bu tarz kurslar açmaya devam edeceğiz” dedi. Mamaklıların uğrak yerlerinden biri olan Mamak Belediyesi Spor Salonu’nda, bayanlara fitness, pilates, zumba, step, aerobik dersleri veriliyor. Sporla müziğin birleşmesiyle daha da eğlenceli hale gelen spor dallarıyla, Mamaklılar hem dans ediyor, hem de eğlenerek zinde kalıyor. Profesyonel spor hocaları eşliğinde gün içerisinde belirlenen seanslarda spor yapan kadınların düzenli olarak kilo kontrolü de gerçekleştiriliyor. Mamak Belediyesi’nin başlattığı uygulamadan memnuniyetini dile getiren kursiyerler, “Mamak Belediyesi’nin hizmete açtığı spor tesisleri ve kurslardan çok mem- nunuz, hareket ediyoruz, kilo veriyoruz ve sağlıklı yaşıyoruz” sözleriyle mutluluklarını dile getirdiler. Mamak Belediyesi’nin spor tesislerinde hizmet vermeye başlayan step, aerobik, pilates ve zumba kurslarının yeri ve saatleri; Salı ve Perşembe günleri Mamak Belediyesi Spor Salonu’nda, 09.00-10.00 saatleri arası ve 10.1511.15 saatleri arası stepaerobik, 18.00-19.00 arası zumba kursu, 19.15-20.15 saatleri arası da pilates kursu, Çarşamba ve Cuma günleri Başak Gençlik ve Spor Merkezi’nde, 10.3011.30 saatleri arası stepaerobik,13.00-14.00 saatleri zumba, 14.15-15.15 saatleri arasında da pilates kursu. Eryamanlı berberlerden Demirel’e ziyaret HABER MERKEZİEtimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel, Berberler Odası Eryaman Temsilciliği yöneticileri ve aileleri konukt etti. Oda temsilcisi Ömer Arslan Etimesgut genelinde 270; Eryaman bölgesinde de 68 berberin faaliyet gösterdiğini söyledi. Berberler olarak Başkan Demirel’in her zaman sorunlarıyla yakından ilgilendiğini kendilerine destek oluğunu kaydeden Arslan, “Eryaman’daki berberler olarak Pazar günü tatil olmasını istiyoruz. Haftada bir gün de olsa ailemize, sevdiklerimize zaman ayırmak en büyük temennimiz. Eryaman’daki berberlerin tamamına yakınının talebi bu yöndedir” şeklinde konuştu. Başkan Demirel de, Etimesgut’ta faaliyet gösteren esnafların sorunlarıyla yakından ilgilendiklerini vurgulayarak, “Yasa ve mevzuatlar çerçevesinde sorunlarınızın çözümü noktasında neler yapılabileceğini yeniden gözden geçirelim. Diğer berber esnaflarımızın da istekleri doğrultusunda herkesin memnun olacağı ortak bir yol bulalım. Ne esnafımızın ne de hemşehrilerimizin mağdur olmasını asla istemeyiz. Yerel yönetimler olarak halkımızın sorunlarını çözmek, onların yaşam kalitesinin artırmak için görevimizin başındayız” diye konuştu. Demirel ziyarete katılan minik İrfan Doruk Başer’i sevdi. Alüminyum rölyef kursu başlıyor HABER MERKEZİMamak’ta aile merkezlerinde kadınlara yönelik çeşitli meslek edindirme ve hobi kursları veriliyor. Cilt bakımından tel kırmaya, şiş dantelden takı tasarımına onlarca kursun organize edildiği aile merkezlerinde Mamaklı kadınların en çok rağbet ettiği kursların başında alüminyum rölyef kursu geliyor. Alüminyum rölyef özel iğnelerle alüminyum tabakaların üzerine sabırla işleniyor. Desen ve zemin çalışmaları tamamen kişinin hayal dünyasıyla alakalı olan alüminyum rölyef çalışmaları kursiyerlere aynı zamanda ek gelir kazanma şansı da sunuyor. Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül; “Aile Merkezlerimiz Mamaklı kadınlara yönelik çeşitli kurslar ve organizasyonlar gerçekleştiriyor. Kurslarımızda kadınlarımız hem meslek öğreniyor hem de hobi ediniyor” dedi. Alüminyum tabakalara verilen desen ve şekiller pek çok zemini süslemekte kullanılabiliyor. Ayna kenarlarından çeyiz sandığı üzerine, duvar panosundan biblo süslemeye kadar çok yaygın bir şekilde kullanım alanına sahip. Artık çeyizlerin vazgeçilmez bir parçası olmaya başlayan alüminyum rölyef çalışması yapan kursiyerler bu çalışmalarını satarak aile bütçelerine katkıda bulunabiliyor. Veli-öğrenci iletişimi semineri Geçtiğimiz pazar günü yapılan YGS sınavı öncesi velilere “Öğrenci Veli İletişimi” konulu bir seminer veren Pursaklar Belediyesi Ayyıldız Hanımevi, velilerin stresini azalttı. HABER MERKEZİYüksek Öğretime Geçiş Sınavı (YGS) öncesi Pursaklar Belediyesi Ayyıldız Hanım Evi harekete geçti. Milyonlarca öğrencinin hazırlandığı önemli sınav öncesi velilerle öğrenciler arasındaki etkili iletişimin yolları masaya yatırıldı. Profesyonel Öğrenci Koçu İlay Atik’in konuşmacı olarak hazırlanan seminere çok sayıda kadın katıldı. İlay Atik yaptığı sunumda, sınav kaygısı, veli kaygısı, anne baba tutumları, sınav haftasında ve son günlerde yapılması gerekenler konusunda önemli bilgiler verdi. Anne ve babaların çocuklarına bu dönemde daha çok yardımcı olmaları gerektiğini belirten Atik “Çocuklar ergenlik döneminde tedirgin olurlar, daha çabuk tepki gösterirler. ANKARA 17 Mart 2015 Salı Ankara Büyükşehir Belediyesi, şehir dışı cenaze nakillerinde yepyeni bir dönem başlatacak. Büyükşehir Belediyesi ve Türk Hava Yolları arasında yapılacak protokolle, şehir dışına gönderilecek cenazeler uygun görülmesi halinde hava yolu ile taşınacak. Şehirdışı cenazi nakilleri hava yoluyla yapılacak HABER MERKEZİBaşkent’te yakınlarını kaybeden vatandaşların tüm cenaze hizmetlerini ücretsiz olarak yerine getiren Büyükşehir Belediyesi, şehir dışı nakiller için de yeni bir dönem başlatıyor. Daha önce cenaze sahiplerine yardımcı olabilmek amacıyla talep eden vatandaşların şehir dışı cenaze nakilleri için gidiş-dönüş araç ve tüm akaryakıt ihtiyaçlarını ücretsiz olarak karşılayan, cenazeyi Ankara dışındaki istenilen yere ulaştıran Büyükşehir Belediyesi, artık bu hizmeti Türk Hava Yolları ile yapılacak protokolle yerine getirecek. Büyükşehir Belediye Meclisi’nde “Gerek mevsimsel şartlar, gerekse ekonomik olması yanında nakil işlemlerinin süratli olmasını sağlamak amacıyla, Ankara’dan diğer il merkezlerine cenaze nakillerinin Türk Hava Yolları Kargo Başkanlığı ile yapılmasının çok daha uygun olacağı” ifadelerine yer verildiği komisyon raporu ele alındı. Rapor, oy birliğiyle karara bağlandı. Talep olduğu ve gerek görüldüğü hallerde hava limanı bulunan yerlere yapılacak cenaze nakillerinin Türk Hava Yolları Kargo Başkanlığı ile yapılacak protokol kapsamında uygulanmasının gerekliliğine değinilen raporda, cenazenin Türk Hava Yolları Kargo Başkanlığı’na ulaştırılmasına kadar Büyükşehir Belediyesi’nin hizmet vermeye devam edeceği, buradan sonra Türk Hava Yolları Kargo Başkanlığı’nın, cenazeyi gideceği ile taşıyarak, cenaze sahiplerine teslim edeceği bildirildi. Protokol’de ayrıca Türk Hava Yolları’nın iç hat seferlerinde, sefer başına tek yönlü olarak verilecek hizmet için ödenecek 310 TL’nin de Büyükşehir Belediyesi Mali Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nca yapılması kararlaştırıldı. ULUS ÇALIŞMALARI Belediye Meclis Toplantısı’nda ayrıca Ulus’ta tarihi dokuyu yeniden ortaya çıkarma çalışmalarını sürdüren Büyükşehir Belediyesi’nin yeni bölgelere ilişkin Başkanlık Yazısı da oy birliğiyle kabul edildi. Yazı’da, Ulus Tarihi Kent Merkezi kapsamında kalan ve mülkiyeti Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na ait olan Altındağ ilçesi Anafartalar Mahallesinde bulunan 5862/1 parselin (6329,60/7.912 metrekare) hissesi, 5040/1 (5.697 metrekare), 834/1 (3.086 metrekare) nolu ada/parsellerin üzerindeki tesisler ile birlikte Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na devredilmesi kararlaştırıldı. Büyükşehir Belediyesi, SGK ve ASKİ arasında imzalanacak protokolle yapılacak bu devir işlemine karşılık olarak da trampa usulü ile SGK’ya şu taşınmazların verilmesi karar altına alındı: “Mülkiyeti ASKİ Genel Müdürlüğü’ne ait, Keçiören 19 Mayıs mahallesi 90749 ada 2 nolu parsel (32.200 metrekare), mülkiyeti Büyükşehir Belediyesi’ne ait Akyurt Kızılhisar Mahallesi 1892 ada 1 parsel (218.122,77 metrekare), Çankaya Çayyolu Mahallesi 18035 ada 1 parsel (3.372 metrekare), Yenimahalle Ergazi Mahallesi 17259 ada 1 parsel (kad. 127 parsel) (36.400 metrekare), Çubuk Atatürk Mahallesi 2627 ada 2 parsel (1.000 metrekare), Yenimahalle Orman Çiftliği Mahallesi 13652 ada 2 parselin (662,18/4890 metrekare) hissesi, Altındağ Ege Mahallesi 4873 ada 10 parselin (396/50707 metrekare) hissesi, Çankaya Kocatepe Mahallesi 1096 ada 7 parselde bulunan 10 nolu bağımsız bölüm…” Yeni bağlanan ilçelere pek çok desteğini sürdüren Büyükşehir Belediyesi, tarım ve hayvancılık konusunda da yepyeni adımlar atmaya devam edecek. Yenimahalle’de “Hoşgeldin Melek” kampanyası HABER MERKEZİUsta tiyatrocu Bülent Kayabaş, yakın dostu Ali Poyrazoğlu’nun yönettiği “Hoşgeldin Melek” oyunuyla tiyatro seyircisinin karşısına çıktı. Huzurevinde yaşayan ve aynı kadına âşık olan iki arkadaşın hikâyesini konu alan oyunda, Kayabaş’a Meriç Başaran ve Özdemir Çiftçioğlu eşlik etti. Aynı huzur evinde yaşayan iki dost, aynı zamanda iki düşman huzur evine gelen çok ünlü, eski bir aktris nedeniyle karşı karşıya geliyorlar. İşte o zaman kıyamet kopar. Kaçmaca, kovalamaca, haince yapılan planlar, birbirlerinin kuyularını kazmaca ve bitmeyen bir rekabetin komik bir dille aktarıldığı oyunda, yaşlı insanların da sevmeye ve sevilmeye hakkı olduğu, sevginin önemi anlatıldı. “Hoşgeldin Melek” adlı oyun Yenimahalle Belediyesi 50. Yıl Dört Mevsim Tiyatro Sahnesi’nde tiyatro severlerle buluştu 5 Yenimahalle Kent Konseyi Başkan Yaşar’ı ziyaret etti HABER MERKEZİ- Yenimahalle Kent Konseyi Başkanı Adnan Keskin’in geçtiğimiz Ocak ayı içerisinde CHP Ankara İl Başkanlığı’na atanması sonrasında toplanan Yenimahalle Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi olarak görev yapan Atila Çınar, Kent Konseyi başkanlığına seçildi. Çınar, Kent Konseyi Yürütme Kurulu’nda Ostim Sanayici ve İşadamları Derneği’ni temsil ediyor. Çalışmalarını hız kesmeden sürdüren Yenimahalle Kent Konseyi, Başkan Yaşar’ı makamında ziyaret ederek projelerinden söz etti. Yenimahalle Kent Konseyi Başkanı Çınar’a yeni görevinde başarılar dileyen Yaşar, el ele vererek Yenimahalle için daha büyük başarılara imza atacaklarını vurguladı. Hayata geçirilecek her bir projenin Yenimahalle için önemli olduğunu dile getiren Yaşar, “Yenimahalle Belediyesi olarak Kent Konseyi’ne imkanlar dahilinde destek olmaya devam edeceğiz. İlçemizi cumhuriyete yaraşır bir biçimde daha iyi bir noktaya taşımak hepimizin görevidir. Vatandaşın isteklerini göz ardı etmeden, onların yaşamını kolaylaştıracak projeler hayata geçirmeliyiz” dedi. Yenimahalle Kent Konseyi’nde yer almaktan onur duyduğunu ifade eden Çınar, Başkan Yaşar’ın kendilerine desteğinin çok önemli olduğunu bildirdi. Yenimahalle’de Kent Konseyi’nin kurumsal ve güçlü bir yapıya sahip olmasının öncelikli görevleri olduğunu belirten Çınar, Kent Konseyi faaliyet ve projelerini aktardı. Çınar, “Yenimahalle, Sayın Yaşar’ın başkanlığı sürecinde marka haline geldi ve Türkiye’nin adından en çok söz edilen ilçelerinden oldu. Başkanımızın verdiği destekle çıktığımız yolda daha büyük başarılara imza atmak için elimizden geleni yapacağız. Kent Konseyi olarak yapacağımız çalışmalarla ilçemizin adını yücelteceğimize, değerini artıracağımıza inanıyoruz” diyerek Kent Konseyi’ne güvenini dile getirdi. Kent konseyi olarak bir icra organı değil, icracı kuruluşlara öneride bulunma ve proje geliştirme aracı olmanın bilincinde olduklarını belirten Çınar en önemli amaçlarını şu sözlerle dile getirdi: “Yenimahalle Kent Konseyi olarak en önemli amacımız, Yenimahalle’de yaşamın herkes için daha kolay, daha demokratik ve barış içerisinde sürmesine katkı sağlamaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için Yenimahalle sınırlarında bulunan sanayi merkezlerinin bölgemiz ve ülkemiz ekonomisine katkısının artırılmasını esas alacak projeleri, ilçemizin mülki ve yerel yöneticilerine sunacak, önerilerimizin takipçisi olacak ve bu projelerin hayata geçmesi için üzerimize düşeni yapacağız.” Çocuk Meclisi haklarını tartıştı Yenimahalle’nin 2014'ü gözden geçirildi Yaşar, “Ustalara Saygı Gecesi”ne katıldı HABER MERKEZİGümüşhaneli İşadamları ve Girişimcileri Derneği (GİAD) "Ustalara Saygı" gecesi düzenledi. GİAD Başkanı Mutlu Gürler’in ev sahipliğinde düzenlenen geceye kendisi de Gümüşhaneli olan Adalet eski Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, , Gümüşhane Belediye Başkanı Ercan Çimen, Yenimahalle Belediyesi Başkan Yardımcısı Erhan Aras, Ak Parti Gümüşhane Milletvekili Feramuz Üstün, MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, Ak Parti Gümüşhane Milletvekili Kemalettin Aydın, Yenimahalle Belediye Meclis Üyesi ve GİAD Genel Sekreteri Emre Aydın ve Gümüşhaneliler katıldı. Gazi Üniversitesi Kültür Merkezi'nde düzenlenen gecede 50 yılı aşkın süredir Gümüşhane kültürünü Ankara'da yaşatan 70 yaş üstü, 15 girişimciye "Ustalara Saygı Plaketi" ve ödüller verildi. GİAD Başkanı Mutlu Güler emeğe değer verdiklerini söyledi. Ustalardan Osman Kara’ya plaketini Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar verdi. Aysel Yakupoğlu’nun yorumuyla birbirinden güzel türkülere eşlik eden Gümüşhaneli hemşeriler Tanju Topal eşliğinde horon oynadı. Yenimahalle TUBİL Halk Dansları Topluluğu da Karadeniz halk oyunları gösterisi ile muhteşem bir performans sergiledi. HABER MERKEZİYenimahalle Belediyesi Kalite Yönetimi Sistem Temsilciliği, bu yıl 20’inci toplantısını gerçekleştirdi. Yenimahalle Belediyesi Meclis Salonu’nda gerçekleşen Yönetim Gözden Geçirme toplantısına, Yenimahalle Belediyesi Başkan Yardımcısı Hüseyin Boran başta olmak üzere birim müdürleri ve semt koordinatörleri katıldı. Kaliteli hizmeti çok önemsediklerini belirten Başkan Yardımcısı Hüseyin Boran, “Ankara’da bir numara olmak için tüm arkadaşlarımızın gerekli katkıyı sağlamalarını istiyoruz” diye konuştu. Kalite Yönetim Sistem Temsilcisi Mustafa Sargın’ın açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda, Yenimahalle Belediyesi’nin hizmet anlayışının sürekli iyileştirilmesi için yapılması gerekenler ele alınarak 2014’te müdürlüklerin hedeflerinin gerçekleşme oranları ve 2015 hedefleri incelendi. Yenimahalle Belediyesi’nin Ankara’da TSE belgeli ilk ve tek belediye olduğuna dikkat çeken Sargın, “Şeffaf, katılımcı, kamu yararını ön planda tutan, çevreye saygılı, her bakımdan örnek bir belediyeyiz” diyerek toplantının gündem maddelerini paylaştı. Toplantıda ilk olarak kalite politikası çerçevesinde hedefler belirlendi. İç ve dış tetkiklerin sonuçları değerlendirilerek yapılması gerekenler konuşuldu. Kalite yönetimini etkileyecek değişiklikler belirlenerek öneriler dinlendi. HABER MERKEZİÇocuk Meclisi Binası’nda gerçekleşen seminere katılan Çocuk Meclis üyeleri, gruplar halinde “Çocuk Haklarını Yeniden Yazıyoruz” ve “Çocuklar Haklarını Resmediyor” isimli çalışmalar yaptı. Seminerde konuşan Çocuk Meclisi Başkanı Ayşe Dila Karakaya, “Hepimizin, çocukların ve büyüklerin, Çocuk Hakları Evrensel Bildirgesi’ni en az bir kez okuması gerektiğine inanıyorum. Bilinmeyen, anlaşılmayan bir konunun uygulanmasının da mümkün olamayacağını düşünüyorum” dedi. Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Adnan Şeker’in de katıldığı toplantıda, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin çocuklarla ilgili geliştirdiği öncü projeler anlatıldı. Projelerle dünyada da önemli bir konum elde edildiğini belirten Şeker, şunları söyledi: “Çocukların sosyal, kültürel ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunan, boş zamanlarını güzel ve verimli bir biçimde değerlendirmelerini sağlayan etkinlikler gerçekleştiriyor, tüm hizmetleri ücretsiz olarak sunuyoruz. Binlerce çocuğa kucak açan Çocuk Kulüpleri, Sokakta Çalışan Çocuklar Merkezi, bakıma muhtaç çocuklara yönelik koruma evlerimiz var. Eğitime destek amacıyla imkanı olmayan vatandaşlara yardımlar ulaştırıyoruz. Kararlara katılım konusunda 20 yıldır Ankara Çocukların sesi olan Çocuk Meclisimiz var.” Seminer süresince meclis üyesi minikler, çocuk hakları ve çocukların kararlara katılımı konularında, gözlemleri ve kendi bakış açıları çerçevesinde tartıştılar. Eleştiri ve çözüm önerilerini sunuma dönüştüren çocuklar, hararetli ve heyecanlı bir çalışma yürüttü. Miniklerin, çocuk hakları ile ilgili resimlerle oluşturdukları mini sergi ise büyük ilgi gördü. 6 ANKARA 17 Mart 2015 Salı Türkiye Sanayici İş Kadınları ve İş Adamları Konfederasyonu Genel Başkanı Nezaket Emine Atasoy ve Arap Devletler Birliği Türkiye temsilcisi Büyükelçi Mohamed El Fattah Naciri Başkanlığında Ürdün Haşimi Krallığı himayesinde 22 Arap ve Müslüman Devletler Bakanlar düzeyinde Ankara’da toplanacak. Arap ve Müslüman devletler Kudüs Zirvesi'nde buluşacak HABER MERKEZİ21 Mart 2015 günü Arap ve Müslüman Devletler Ortadoğu Barışına katkı sağlamak ve Ortadoğu ve Müslüman Devletler arasında yaşanan siyasi gerilimleri ve Filistin sorununu tartışmak ve çözüme kavuşturmak üzere Ankara’da olağanüstü toplanıyor. Yapılan Ortadoğu Devletler zirvesinde Kudüs meselesi en önemli konu olarak gündeme alınacak ve tartışılacak. Toplantının sonuçları Merkezi Kahire’de bulunan 22 Arap devletinin üyesi olduğu Arap Devletler Birliğine ve Birleşmiş Milletlere Deklerasyon olarak gönderilecek. 21 Martta 2015 tarihinde Ankara’da yapılacak olan Arap ve Müslüman Devletler Zirvesi Ürdün Haşimi Krallığı Kralı 2. Abdullah tarafından himaye edileceği açıklandı. 21 Mart 2015 tarihinde yapılacak olan zirveye şu devletler katılacak: "Türkiye Cumhuriyeti ,Suriye Arap Cumhuriyeti, Lübnan Cumhuriyeti, Ürdün Haşimi Krallığı, Suudi Arabistan Krallığı, Bahreyn Krallığı, Katar Emirliği, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman Sultanlığı, Cibuti Cumhuriyeti, Komorlar Federal İslam Cumhuriyeti, Yemen Cumhuriyeti, Kuveyt Devleti, Mısır Arap Cumhuriyeti, Libya Devleti, Tunus Cumhuriyeti, Filistin Devleti, Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti, Fas Krallığı, Moritanya İslam Cumhuriyeti, Sudan Cumhuriyeti, Somali Federal Cumhuriyeti." 100+ Yaş Kulubü’nde SAĞLIK SEMİNERİ HABER MERKEZİÇankaya Belediyesi’nin, hizmete açtığı 100+ Yaş Kulübü, eğitim ve bilgilendirme seminerlerinden birine daha ev sahipliği yaptı. Daha önce yaşa bağlı olarak ortaya çıkabilecek sorunlardan Demans, Depresyon ve Deliryum konusunda Türk Geriatri Derneği ile genel bilgilendirme semineri düzenleyen 100+ Yaş Kulübü, bu defa Özel Kavaklıdere Hastanesi Üroloji Uzmanı Operatör Dr. Alper Tuncayengin’in konuşmacı olarak katıldığı bir seminer düzenledi. Genellikle yaş ilerledikçe ortaya çıkma olasılığı artan ve kadınlarda inkontinans, erkeklerde prostat olarak bilinen idrar kaçırmanın nedenleri ve tedavi yöntemleri konusunda detaylı bilgiler veren Operatör Dr. Alper Tuncayengin, katılımcıların sorularını da yanıtladı. Soru cevapla karşılıklı sohbete dönüşen seminere katılan kulübün 35 üyesi, bu tür bilgilendirici eğitimlerin çok yararlı olduğunu ve karşılaştıkları sorunların nedenlerini öğrenmelerinin kendilerini aydınlattığını belirterek Çankaya Belediyesi’ne teşekkür ettiler. Hafta içi her gün mesai saatleri içerisinde hizmet veren 100+Yaş Kulübü’nün şu an için 384 müdavimi var. Aşağı Ayrancı Hüseyin Onat Sokak’ta faaliyet gösteren kulübe bölge sakinlerinin yoğun ilgi göstermesinden dolayı bu sayı her gün artıyor. Kulüp, akranları ile iyi vakit geçirmek isteyen bölge sakinlerine kapılarını açık tutuyor. Taşdelen’e tiyatro teşekkürü HABER MERKEZİÇankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Kültür Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası (Kültür Sanat-Sen) yönetimi konuk etti Sendika Genel Başkanı Yavuz Demirkaya ve beraberindekiler bir süre sohbet ettikleri Taşdelen’e, 2014 yılının Aralık ayında Kuğulupark’ta gerçekleştirilen etkinliklerde Ankara’daki tiyatrolara verdiği destek nedeniyle teşekkür ettiler. KÜLTÜR SANAT-SEN, TOBAV, DETİS, TOMEB ve Başkent Dayanışması tarafından geçtiğimiz Aralık ayında Şinasi ve Akün Sahnelerinin Emek İnşaat’a satılarak yıkılmasının önünün açılmasına tepki amacıyla "Sesimize Ses Katın" etkinliği düzenlenmişti. Etkinliğin açılış konuşmasını da Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen yapmıştı. Sendika Yönetimini ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu ifade eden Taşdelen, sanat ve sanatçının topluma kattığı önemin altını çizerek Çankaya Belediyesi’nin bu alanda her zaman destek olacağını belirtti. Alper Taşdelen, Akün ve Şinasi Sahnesi'nin Ankara'nın sanat hayatı açısından taşıdığı değerin yanı sıra başkente kimlik kazandıran sembollerden olduğunu da ifade etti. HABER MERKEZİÇankaya Belediyesi, sokak hayvanlarının bakım ve rehabilitasyonu için 10 farklı projeyi hayata geçirdi. Bir yandan bakıma muhtaç hayvanların tedavilerini yapan Belediye bir yandan da barınakta kalan sokak canlarına yeni yuvalar buluyor. 2015’in ilk iki ayında 3 bin 340 hayvanın tedavi edildiği Çankaya Belediyesi Sahipsiz Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde görevli uzman veterinerler aşılamadan kısırlaştırmaya, kanser tedavisinden açık yaraya birçok rahatsızlıkta sokak hayvanlarının ilk müdahalesini ve bakımını gerçekleştiriyor. Sahipsiz sokak hayvanlarının bakım ve tedavilerini yaparak sahiplendirilmelerini sağlayarak hayvan nüfusunu kontrol altında tutmayı ve koruyucu halk sağlığı hizmeti sunmayı ilke edinen Çankaya Belediyesi geçtiğimiz iki ayda 179 sokak hayvanını da sahiplendirdi. Sokak hayvanları için hayata geçirdiği 10 Şanslı Proje ile hem halk sağlığını hem hayvan sağlığını korumaya yönelik adımlar atan Çankaya Belediyesi, projeler kapsamında etkinlik hızını ve kalitesini de artırdı. Sokak hayvanlarını “Şanslı” olarak niteleyen projeler dâhilinde kısırlaştırma, doğal ortamlarında yaşamlarını sağlama, barınağın iyileştirilmesi, eğitim gibi birçok konu üzerinde çalışmalar yapılıyor. Başkan Güney'den hastane ziyareti Çankaya’dan okullara destek HABER MERKEZİÇankaya Belediyesi havaların ısınmasıyla birlikte okullar için yürüttüğü çalışmalara da ağırlık verdi. Kış boyunca kar temizliği, ağaç budaması, pota yerleştirme gibi işler yapan ekipler havaların ısınmasıyla çocuk oyun alanları ve çevre düzenlemeleri için kolları sıvadılar. 3 binden fazla sokak hayvanı tedavi edildi Girişine engelli rampası yaptıkları Mimar Kemal İlkokulu’nda çocuklar için bir de sürpriz hazırlayan Çankaya Belediyesi ekipleri, basketbol sahasının yanı sıra çocukların istekleri doğrultusunda oyun çizgileri de hazırladılar. Çankaya Belediyesi’nin okullara yönelik desteği sadece fiziki şartların iyileştirilmesiyle sınırlı AYŞEGÜL BALDEMİRKızılcahamam Belediye Başkanı Muhittin Güney, hasta ziyaretlerinde bulundu. Başkan Muhittin Güney, Başkan Yardımcısı Fahrettin İlhan, Belediye Başkan Danışmanı ve Genel Koordinatör İhsan Taşer, Zabıta Amiri Kemal Civan ile birlikte, Geçirdikleri rahatsızlık nedeniyle evlerinde istirahat eden Belediye Zabıta Personeli Dursun Pireci, Belediye Jeotermal personeli Hayrettin Akar ve İlçe yöresel sanatçılarından Aydın Gündoğdu'yu evlerinde ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerinde bulundular. değil. Düzenlenen çeşitli seminerlerde öğrencileri hayvan sevgisinden ağız diş sağlığına kadar pek çok konuda bilgilendiren Çankaya Belediyesi, çocuklara temel bilimsel kavramları eğlenceli bir dille anlatan ve okuma sevgisi aşılayan “Bilim Hikâyeleri Serisi”yle şimdiden yaklaşık 85 bin çocuğa ulaştı. Vatandaşların iyi gününde ve kötü günlerinde hep yanlarında olan Belediye Başkanı Muhittin Güney ziyaretlerinde; personellerin geçirdiği rahatsızlıktan dolayı üzüntüsünü dile getirerek biran önce sağlıklarını kavuşmalarını dilerken, diğer yandan trafik kazası sonucu yaralanan ilçenin sevilen sanatçılarından ve aynı zamanda belediye personeli Ercan Gündoğdu'nun oğlu Aydın Gündoğdu'nun durumunun iyiye gitmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti ileterek bütün hastalarıa "Allah'tan acil şifalar" diledi. EKONOMİ 17 Mart 2015 Salı Banyo, Yapı, Enerji, Klima ve Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Fuarı'na (ISH) katılan Türk firmaları, iklimlendirme sektöründe sahip oldukları kalite ve fiyat rekabetiyle fuarda öne çıkıyor. Türkiye, iklimlendirme sektöründe iddialı FRANKFURT - ABDULSELAM DURDAK Messe Frankfurt tarafından düzenlenen uluslararası "Banyo, Yapı, Enerji, Klima ve Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Fuarı (IHS) 2015" Almanya'nın Frankfurt kentinde üçüncü gününde devam ediyor. Fuara Türkiye'den çoğunluğu iklimlendirme sektöründen olmak üzere yaklaşık 90 firma katılım sağladı. İki yılda bir düzenlenen fuara katılan Türk firmaları, iklimlendirme sektöründeki kalite ve fiyat avantajıyla fuarda dikkati çekiyor. AA muhabirinin sorularını yanıtlayan ERBAŞ/ER VE ASKERİ ÖĞRENCİLERİN İAŞE HİZMETLERİNDE KULLANILMAK ÜZERE 12 (ONİKİ) KALEM YİYECEK MADDESİ ALIMI ZH.BRL.OK. VE EĞİTİM TÜM. K.LIĞI MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI GENEL KURMAY BAŞKANLIĞI BAĞLILARI VE MÜSTEŞARLIK ERBAŞ/ER VE ASKERİ ÖĞRENCİLERİN İAŞE HİZMETLERİNDE KULLANILMAK ÜZERE 12 (ONİKİ) KALEM YİYECEK MADDESİ ALIMI alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası: 2015/28313 1-İdarenin a) Adresi: ZH.BRL. OKL.VE EĞT.TÜM.K.LIĞI 06990 ETİMESGUT/ANKARA b) Telefon ve faks numarası: 3122491145-3122491118 c) Elektronik Posta Adresi: [email protected] ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa): https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ 2-lhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı: ERBAŞ/ER VE ASKERİ ÖĞRENCİLERİN İAŞE HİZMETLERİNDE KULLANILMAK ÜZERE 12 (ONİKİ) KALEM YİYECEK MADDESİ ALIMI (PATLICAN, HIYAR, PATATES, KURU SOĞAN, YAZLIK KABAK, TAZE FASULYE, TAZE BİBER, DOMATES, LİMON. MAYDANOZ, TAZE BEZELYE, SARIMSAK)Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri: Zh.Brl.Okl.ve Eğt.Tüm.K.lığı Tşn.Tük.- 660 Mal Saymanlığı Depolarına (Etimesgut/ ANKARA) c) Teslim tarihi Her gün ne miktarda mal alınacağı Tşn.Tük.660 Mal saymanlığınca verilecek aylık tebligatlarla belirtilecektir. Bu tebligat listesi yüklenicinin şahsına veya kanuni vekiline veyahut ihalede belirttiği kanuni ikametgâhına en az üç (3) gün evvelden ulaştırılacaktır. (Elden veya Resmi İadeli Taahhütlü) 10.3.2. Aylık alınacak mal tebligatı tahmini rakamlar üzerinden hesaplandığından yüklenici aylık tebligata ilaveten her gün ne miktarda mal getireceğini bir gün önceden bizzat kendisi veya kanuni vekili tarafından Tşn.Tük.660 Mal saymanlığından öğrenmek zorundadır. Bu maksatla ilgili saymanlık tarafından Günlük Muayene Defteri doldurulacaktır. Yüklenici veya kanuni vekili bu defteri imza edecektir. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Zh.Brl.Okl.ve Eğt.Tüm.K.lığı İhl.Kom.Bşk.lığı Etimesgut/ANKARA b) Tarihi ve saati : 07.04.2015 - 10:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; 4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5. İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 1 TRY (Türk Lirası) karşılığı ZH.BRL.OK. EĞT.TÜM.K.LIĞI İHALE KOMİSYON BAŞKANLIĞI ETİMESGUT/ANKARA adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Zh.Brl.Okl.ve Eğt.Tüm.K.lığı İhl.Kom.Bşk.lığı Etimesgut/ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (DOKSAN) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Basın - 42304 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Poyraz, ısıtma, soğutma, havalandırma ve tesisat yalıtım malzemelerinden oluşan iklimlendirme sanayinin Türkiye'de iyi organize olduğunu söyledi. Poyraz, yabancı sermayenin, özellikle de Alman sermayesinin Türkiye pazarına ilgi gösterdiğini ve önemli yatırımlar yaptığını dile getirdi. 2014 yılında 4,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdiklerini belirten Poyraz, "Sektörümüz gelişmiş bir sektör ve kalitesiyle kendisini Avrupa'da ispat etmiş bir sektördür. Sektörün en önemli pazarlarından bir tanesi de Avrupa ülkeleridir" dedi. Almanya'daki fuarı bu açıdan çok önemsediklerini vurgulayan Poyraz, fuara katılan Türk firmaların da oldukça memnun olduklarını ifade etti. Türkiye'nin sektörde önemli bir konuma sahip olduğunu aktaran Poyraz, şöyle devam etti: "Bazı ürünlerde dünyanın tek ve en çok üreticisi gibi unvanlara sahibiz. Örneğin ev tipi klimalarda Türkiye şu an da üretim açısından Avrupa'nın en büyük kapasitesine sahip. Ayrıca radyatör üretiminde Türkiye dünyanın en büyük kapasitesine sahip. Çin dahil tüm dünyaya mal ihraç ediliyor. Plastik su borularında yine Türkiye'nin çok büyük kapasitesi var." Türkiye'nin hem kalite hem de fiyat açısından rekabetçi bir konumda olduğunu dile getiren Poyraz, Alman firmalarıyla rekabeti artırmak için teknoloji ve inovasyona daha fazla önem verilmesi gerektiğine işaret etti. Poyraz, sektörün gelişmesinde Türkiye'nin ekonomik ve siyasi istikrarının etkili olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti: "Son 12 yıldaki tek partili dönemin getirmiş olduğu değişimler ve gelişmeler diğer sektörleri etkilediği gibi bizim sektörümüzü de olumu yönde etkiledi. Yatırım ortamının daha iyi ve güvenli olması, dışarıya daha çok açılmak, ekonomik yönden üretilebilmek ham madde bulabilmek ve satabilmek büyük avantaj olarak önümüze kondu. Biz de bu avantajları değerlendirerek bütün ürünlerimizi satma imkanına sahip olduk. THY'nin gelişmesi ve her yere uçması bizi oralara taşıması bize yeni pazarlar açtı." (AA) ARA-SIRA 7 Nurullah AYDIN [email protected] BİLGİ ÇAĞINDA İDEOLOJİK KÖRLÜK İnsanlık gelişirken; değişim ve dönüşümlerde yaşamaya devam ediyor. Belki yaşam kolaylaşmıştır ancak köleleştirme, yöneten yönetilen ilişkisi, sürüleştirme uyuşturma ve ayrıcalıklı kesimin mutlu ve rahat yaşama anlayışı değişmemiştir. Öylesine ki köleleştirme köleleşme değişmemiş sadece şekil değişimine uğramıştır. Köleleşme gerçeğini birçok insan dile getirmeye çalışır. Ancak alternatif oluşturma da zorluk yaşarlar. Kimileri bireysel, kimileri parti grubu olarak hareket ederler. Bazı kişiler ve partiler ise duyarlı görünüp duyarsızlıklarını çıkarları için devam ettirirler. Bilgi Çağında; bilgisizlik ve çaresizlik nedeniyle işbirlikçilik moda olmuştur. Aydın mı yoksa kimliksizleşen aydınlar mı var sorusu soruluyor! Ülkelerin yönetimine gelmek için kriterlerin başında, küresel sermaye ve örtülü derin dünya örgütlerin icazeti gelmektedir. Aydınların gaflet ve hıyaneti, aydınlardaki ideolojik körlükten ileri gelmektedir. Bilim adamı ve sorumluluğunu yitirmiş akademisyenler, devşirilen aydınlar ve embesil medya mensupları; sonu kaosa giden yolları döşemektedirler. Dönek Aydınlar ve Diplomalı cahiller kafa karıştırmaktadır. Kimliksizler etkili ve yetkilidir. Beynin biyolojik ve sosyolojik ritmi bozulmuş, siyasi iradeleri felç etmek üzere ve biyolojik ve psikolojik Savaş her alanda her şekilde kural tanımaksızın uygulanmaktadır. İnsan ve toplum üzerinde zihin operasyonları ile kitlesel zihin çökertme silahı kullanılmaktadır. Kontrollü Gerilim Stratejisi; kitlelerin düşünme sorgulama melekelerini alt üst etmiştir. Dinleme merakı insanları sarmalamıştır. Casus yanıbaşınızdadır. İstihbarat sistemlerinin şifreleri elinde olan küresel güç dünyayı dinliyor. Terörün yeni silahı internettir ve siber savaş her alanda sürdürülmektedir. Tele kulak ve medya-siyaset içiçe olmuştur. Özel Hayatın Gizliliğinin İhlali artmıştır. Bu nedenle derin kulaklara dikkat edilmelidir. Korku ülkesi algısı, kitlelerde oluşmuştur. Bilgi toplumu ve çağın gerçekleri ortada iken insanlar teknoloji bağımlısıdır. Tehlikeleri algılamaktan uzaktır. Siber güvenlik ortadan kalmış, bilgisayar yoluyla da takip sürmekte, mailler okunmaktadır. Beyin avcıları işbaşındadır. Yabancılar uzman, gazeteci, danışman, iş adamı akademisyen kimlikleriyle ülkeleri mesken tutmuşlardır. Provokasyonlarını örtülü bir şekilde rahatlıkla yapar hale gelmiştir. Toplumlar; kaosa sokulmuştur. Küresel merkezlerin kaostan kozmosa stratejisi işlemektedir. Bölge ülke lider ve kadroları, figüranlığı kabul etmiş, rollerini oynamaktadırlar. Dikkat edin: Bilgi kirliliği yaratan sosyal ajanlar peşinizde olabilir. Bunlar her meslek grubundan olabilir. Muhbirlik, gizli tanıklık nemalanma ve takdir edilme kimliğine dönüşmüştür. Gazete sayfalarında yer alan ve TV ekranlarında yer alan ucube tipler, ücretli asalak işbirlikçilerdir. Ajan akademisyenler, ajan gazeteciler, ajan siyasetçilerle kolkoladır. Gizli Tanıklık nedeniyle gizemli soruşturmaya maruz kalma endişesi, duyarlı herkeste panik meydana getirmiştir. Asimetrik psikolojik savaş yürütülürken, Kontrollü Gerilim Stratejisi uygulanmaktadır. Köleleşmeyi kabullenen insanları uyandırmak aydınlatmak dünyanın en zorlu yoludur. Günün Sözü: güç, makam, unvan, servet ve şöhret insanın vazgeçemediği tutkularıdır. Milli gelir revizyonu 2016’da tamamlanacak ANKARA - MERVE ÖZLEM ÇAKIR - ARİFE YILDIZ ÜNAL - Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, milli gelir hesabında yapılacak revizyona ilişkin, "Önümüzdeki süreçte yenilenen standartlarla hesaplarımızı revize edeceğiz. Bu çalışma 2015'te yetişmeyecek, 2016'dan itibaren bunu tamamlamış olacağız, milli gelirimizi de yeniden hesaplamış olacağız. İnanıyorum ki milli gelirimiz bugün göründüğünden daha yüksek" dedi. Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda soruları yanıtlayan Yılmaz, 2015-2019 döneminin reformlar ve hızlı dönüşüm için bir fırsat penceresi, altın kıymetinde yıllar olduğunu belirterek, bu dönemde de makro ekonomik istikrarı devam ettireceklerini bildirdi. Mali disiplinden asla taviz vermeyeceklerinin altını çizen Yılmaz, para politikalarını da dünyadaki çalkantılar sonrasında büyümeye destek olacak şekilde devam ettireceklerini söyledi. Enflasyon ve faizleri 0-5 arasındaki banda çekmenin önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz, büyümeyi sağlamak, cari açığı azaltmak ve enflasyonu düşürmenin Orta Vadeli Plan'ın (OVP) temel 3 hedefi olduğunu söyledi. Yılmaz, OVP'deki enflasyon hedefine ilişkin soruya, "Dolardaki artışın enflasyon açısından bir miktar olumsuz etkileri olabilir ama petrol fiyatlarındaki düşüşün de ciddi anlamda olumlu yansımaları var. Dolayısıyla enflasyon hedefini rahatlıkla tut- turabileceğimize inanıyoruz" yanıtını verdi. Geçen yıl tarımda yaşanan kuraklık ve don olayının fiyatlara yansıdığına dikkati çeken Yılmaz, "Bu sene dışarıdaki havaya da baktığımızda daha şanslı ve bereketli yıl geçireceğimize inanıyoruz. Bunun da enflasyon açısından olumlu katkısı olacak. Dolayısıyla enflasyonda daha iyi bir perspektife sahip olduğumuzu söyleyebilirim" diye konuştu. Bakan Yılmaz, 2023'te iddialı hedeflerinin olduğu, bu hedefleri bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da reformlarla gerçekleştireceklerini dile getirerek, "AK Parti'nin en önemli özelliklerinden biri değişimci olması. Biz bir taraftan muhafazakar bir partiyiz ama bu muhafazakarlık politikalar anlamında değil, bu yanlış anlaşılmamalı. Aile, temel bazı değerlerimiz, tarihi değerlerimiz anlamında tabii ki muhafazakarız ama bir taraftan da AK Parti gerçekten bazı anlamlarda 'devrimci' diyebileceğimiz ölçüde değişimci bir parti. Biz hiç bir zaman popülist olmadık. Halkımızın ihtiyacı, beklentisi ne ise onu yapmaya çalıştık" şeklinde konuştu. Yılmaz, istihdamı çok önemsediklerinin altını çizerek, dünyada istihdam oluşturmada en başarılı ülkelerden birinin Türkiye olduğunu söyledi. Gelecek dönemde istihdamın öncelikli konulardan biri olduğunu dile getiren Yılmaz, özellikle mesleki becerilerin geliştirilmesi yönünde desteklemeleri sürdüreceklerini kaydetti. (AA) 8 EKONOMİ 17 Mart 2015 Salı Polonya’dan 150 kişilik üst düzey heyet geliyor Polonya Dışişleri Bakanı Grzegorz Schetyna'nın başkanlığını yaptığı ve çeşitli bakanlıklardan yetkililerin yanı sıra 150'ye yakın iş adamının katılacağı üst düzey heyetin Türkiye'ye geleceği bildirildi. VARŞOVA - Polonya Dışişleri Bakanı Grzegorz Schetyna'nın başkanlığını yaptığı ve çeşitli bakanlıklardan yetkililerin yanı sıra 150'ye yakın iş adamının katılacağı üst düzey heyetin Türkiye'ye geleceği bildirildi. Geçen yıl ikili ilişkilerin 600. yılının kutlandığı Polonya ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi çerçevesinde 24 Mart'ta Türkiye'ye gelecek heyetin, İstanbul ve Ankara'da ekonomi forumlarına katılacağı ve resmi temaslarda bulunacağı belirtildi. Heyetin ziyareti öncesi Türk gazetecilere açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Katarzyna Kacperczyk (sağda), geçen sene Türkiye ile Polonya arasındaki ilişkilerin 600. yıl dönümü dolayısıyla kültürel ve ekonomik faaliyetler düzenlediklerini anımsatarak bu ay sonu Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun daveti üzerine Schetyna'nın geniş bir iş adamı heyeti ve çeşitli kurumların temsilcileriyle Türkiye'ye gideceğini söyledi. Bilimsel araştırma kurumlarının yanı sıra enerji ve madencilik sektörlerinden yoğun katılım olacağını ifade eden Kacperczyk, çevrecilik alanında faaliyet gösteren şirketlerin de heyete dahil olacağını kaydetti. Kacperczyk, "Türkiye ile birçok alanda birbirimize benziyoruz. Büyüme modellerimiz, büyümeye öncü olan sektörlerimiz... Ayrıca Türkiye ile birbirimizi tamamlayacağımız, üçüncü ülkelerde birlikte çalışabileceğimiz birçok alan var" dedi. Polonya'nın teknoloji alanında uzun bir yol katettiğini ve tecrübesini Türkiye ile paylaşmak istediğini belirten Kacperczyk, "Heyetin genişliği, toplantıların sayısı ve Türkiye'de kalınacak zaman aralığı bu isteğimizin büyüklüğünü gösteriyor" ifadesini kullandı. (AA) SANAT YAPILARI YAPTIRILACAKTIR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ-4.BÖLGE ANKARA DİĞER ÖZEL BÜTÇELİ KURULUŞLAR KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Karayolları 41 (Bolu) ve 42 (Kızılcahamam) Şube Sınırları Dahilindeki Muhtelif Sanat Yapılarında Yapım, Bakım ve Onarım Yapılması yapım işi 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır. İhale Kayıt Numarası : 2015/29006 1- İdarenin a) Adresi : Etlik Cad. No: 39 06110 DIŞKAPI ALTINDAĞ/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : 3123039000 - 3123843128 c) Elektronik Posta Adresi : [email protected] ç) İhale dokümanının görülebileceği: https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ internet adresi 2- İhale konusu yapım işinin a) Niteliği, türü ve miktarı : Sanat Yapılarında Yapım, Bakım ve Onarım Yapılması 1250 m3 taş duvar yapılması, 1450 m3 beton yapılması, 2500 m beton yol korkuluğu yapılması, 25000 m3 yarma kazısı yapılması , 6000 m2 prefabrik beton parke yapılması Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : 41. (Bolu) ve 42. (Kızılcahamam) Şube Şeflikleri Sınırları Dahilinde c) İşe başlama tarihi : Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 10 gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacaktır. ç) İşin süresi : Yer tesliminden itibaren 200 (ikiyüz ) takvim günüdür. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Karayolları 4. Bölge Müdürlüğü İhale Salonu - Etlik Cad. No:39 Dışkapı ANKARA b) Tarihi ve saati : 09.04.2015 - 10:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da Esnaf ve Sanatkarlar Odası veya ilgili Meslek Odası Belgesi. 4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da esnaf ve sanatkar odasından veya ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri. 4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi. 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5. İhale konusu işte idarenin onayı ile alt yüklenici çalıştırılabilir. Ancak işin tamamı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.1.6. Tüzel kişi tarafından iş deneyimi göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge. 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1. İş deneyim belgeleri: Son on beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ve teklif edilen bedelin % 80 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler. 4.4. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler ve benzer işlere denk sayılacak mühendislik ve mimarlık bölümleri: 4.4.1. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Tebliğde yer alan AI. GRUP: KÖPRÜ VE VİYADÜK İŞLERİ veya A/V. GRUP: KARAYOLU İŞLERİ (Altyapı + Üstyapı), grubu işler benzer iş olarak kabul edilecektir. 4.4.2. Benzer işe denk sayılacak mühendislik veya mimarlık bölümleri: Benzer işe denk sayılacak mühendislik bölümü; İnşaat Mühendisliğidir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 350 TRY (Türk Lirası) karşılığı Karayolları 4. Bölge Müdürlüğü İhaleler Başmühendisliği Etlik Cad. No:39 Dışkapı ANKARA adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Karayolları 4. Bölge Müdürlüğü İhale Salonu - Etlik Cad. No:39 Dışkapı ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, Her bir iş kaleminin miktarı ile bu iş kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden teklif birim fiyat şeklinde verilecektir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 210 (ikiyüzon) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13. Diğer hususlar: İhalede Uygulanacak Sınır Değer Katsayısı (N) : 1,20 Teklifi sınır değerin altında olduğu tespit edilen isteklilerin teklifleri, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin reddedilecektir. Basın - 42711 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de İLAN ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI Çankaya İlçesi Yıldız Mahallesi, 7757/13 nolu ada/parsel için hazırlanan 62260/3 nolu Parselasyon Planı Ankara Büyükşehir Belediye Encümeninin 26.02.2015 tarih ve 549/1296 sayılı kararı ile 3194 sayılı İmar Kanununun 19. Maddesi ve 5216 sayılı yasanın 7/c maddesine göre onanmış olup, 3194 sayılı Kanunun 19.maddesi uyannca 17.03.2015 tarihinde mesai başlangıcında 1 aylık askı ilanına çıkarılmıştır. İlgililere ilanen duyurulur. Ada ve Parsel Çankaya İlçesi, Yıldız Mahallesi 7757/13 nolu ada/parsel Basın - 42617 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN Huzur Mahallesi, 25395 ada 1 nolu parseldeki Karakol alanına ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği, 13.03.2015 tarihinden itibaren Belediyemiz ilan panosunda 1 (bir) ay süre ile ilan edilmektedir. İlgilenenlere duyurulur. Basın - 42010 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de KİTAP SATIN ALINACAKTIR YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ KÜTÜPHANE VE DOKÜMANTASYON DAİRE BAŞKANLIĞI 4834 Kalem Kitap Alımı alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2015/26037 1-İdarenin a) Adresi : Güvenevler Mah. Güneş Sok. 11 ÇANKAYA/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : 3124667533 - 3123792264 c) Elektronik Posta Adresi : ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : 4834 Kalem Kitap Alımı Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı Deposu c) Teslim tarihleri : Yüklenicinin uhdesinde kalan malın %50'si sözleşmenin imzalanmasına müteakip 45 gün içerisinde sipariş edilmeksizin teslim edilecektir. Yüklenicinin uhdesinde geriye kalan malın % 50'si ise 15/08/2015 tarihinden sonra 45 gün içerisinde sipariş edilmeksizin teslim edilecektir. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörlüğü Kütüphane Ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı 1. Kat. Çankırı Cad. Çiçek Sok. No: 3 Altındağ / ANKARA b) Tarihi ve saati : 07.04.2015 - 10:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; 4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5. İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.1.6. Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir veya noter tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1. İş deneyimini gösteren belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kesin kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 30 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi. 4.4. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: 4.4.1. Kitap alım-satım işine ait iş bitirme belgeleri iş deneyim belgesi olarak kabul edilecektir. 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörlüğü Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı 1.Kat /Çankırı Cad.Çiçek Sok.No:3 Altındağ/ANKARA adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörlüğü Kütüphane Ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı 1. Kat. Çankırı Cad. Çiçek Sok. No: 3 Altındağ / ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (Yüzyirmi) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Basın - 41712 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de KÜLTÜR-SANAT KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN [email protected] SOMUNCU BABA GERÇEĞİ VE HACI BAYRAM-I VELİ İLE İLİŞKİSİ "Somuncu Baba”, "Ekmekçi Koca" olarak bilinen ve asıl adı Şeyh Hamid Veli (Şeyh Hamidüdin-i Aksarayi); Kayseri'nin Akçakaya Köyünde doğmuştur. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak 730/1331 yıllarında doğduğu tahmin edilmektedir. Babası Şeyh Şemseddin Musa’dır. Aslen Türkistanlıdır ve Kayseri’ye geliş tarihi belli değildir. Dedesinin adı Abdullah’tır. Babası öldükten sonra öğrenim yapmak için Şam'a, oradan Tebriz'e ve Tebriz'den Erdebil'e gitmiştir. Çünkü o yıllarda bu şehirler ilim merkez leriydi. Tebriz civarında bulunan Hoy kasabasında Şeyh Safiyeddin İshak'ın torunu, Şeyh Hacı Alâaddin Erdebili’ye (Ölümü 833/1429) öğrenci oldu. Bazı kaynaklar Somuncu Baba’nın Alâaddin Ali Erdebili’ye değil Şeyh Sadreddin Erdebili’ye (Doğumu: 704/1305 Ölümü: 794/1392) öğrenci olduğunu ifade ederler. Şeyh Hamid-i Veli, Zahiri ve Batınî ilimleri öğrendi. Kâmil bir insan olarak Bursa'ya geldi ve oraya yerleşti. Bursa'da yerleştikten sonra merkebi ile dağdan odun getirerek kendi fırınında pişirir, bunları bazan sırtında bazan da iki küfeye doldurarak merkebin sırtına yükleyip çarşılarda satardı. Kendi şeyhliğini halktan saklayan Şeyh Hanıid-i Veli'ye halk "Somuncu Baba", "Ekmekçi Koca" diyordu. Yıldırım Beyazıd, Niğbolu Zafcri'nin (792/1389) bir nişanesi olarak Bursa’da, Ulu Cami'yi inşa ettirdi. 802/1400 ya da 801/1399 yılının yazında bir cuma günü halkın ibadetine açılmasını ve ilk hutbenin damadı ve meşhur Şeyh Emir Sultan tarafından yapılmasını istedi. Emir Sultan, bu hutbeyi kendisinin değil "Gavsi Âzam Somuncu Baba'nın yapması"nı istedi. "O varken bize imamete vaizlik münasip değildir" dedi. Bursa'da sırrı böylece ortaya çıkan Somuncu Baba, Ulu Cami'nin açılışında hutbede Fatiha Sûresi'ni okuyor ve 7 türlü mânasını da veriyor. O sırada Camide bulunan Bursa Kadısı Molla Fenârî ayağa kalkarak Somuncu Baba'yı öven bir konuşma yapıyor. Bu hutbe onu birdenbire halkın sevgilisi yapıyor. Onun caminin her üç kapısından birden çıktığı görülüyor. Ancak o doğru çilehânesine gidiyor ve bir daha hiç ekmek yapmıyor. Somuncu Baba "Eyvah sırrım fâş oldu, dillere düştüm, burada durucu değilim" diyerek bir gece merkebine binerek ortadan kaybolmuştur. Rivayete göre, Bursadan ayrıldıktan sonra Kayseri'ye geldi. Hacı Bayram Veli (1357-1429) ile ilişkisi Kayscri'dc iken başladı. O sıralarda henüz adı Hacı Bayram olmayan Numan (Zülfazıl köyünde) Ankara'da Kara Medrese'de müderrislik yapıyordu. Somuncu Baba, müridlerinden Şeyh Sücaüddîn Karamanî’yi Ankara'ya yollayarak Numan'ı Kayseri'ye davet etti. Numan "Davete icabet lâzımdır" diyerek Kayseri'ye geldi. Somuncu Baba'nın huzuruna çıktı. Somuncu Baha'nın adı artık Şeyh Hamid-i Velidir. Şeyh Hamid-i Veli, Numan'a, zahir âlimlerinin ölülerinin ile tasavvuf ehlilerinin ölülerinin mertebelerini gösterdi. Ve ona: "Hangisini arzu edersen o yolu seç" dedi. Numan da tasavvuf ehlinin hallerini ve derecelerini daha yüce gördü ve meşâyıh yolunu seçti. Ankara'daki müderisliğinden vazgeçti ve halkı irşad etmeye başladı. Şeyh Hamid-i Veli ile Numan bir bayram günü buluştuklarından dolayı şeyhi tarafından kendisine "Bayram" adı verildi. Şeyh Hamid-i Veli, Bayram'la bir müddet Kayseri'de kaldıktan sonra, birlikte Şam'a, daha sonra Hicaz'a Hac görevi için gittiler. Bu gezileri tam 3 yıl sürdü. Hac dönüşünde Solsafıllı Numan, Hacı Bayram adı ile Ankara'ya yerleşti ve halkı irşad etmeye başladı. O günlerde Kayseri'de makam-ı irşadda Peygamberimizin ahfadından Seyyid Zeynel Abidin Ali bulunmaklaydı. Bu sebeble Şeyh Hamid-i Veli de Aksaray'a yerleşti. Çünkü Aksaray o zamanlar Anadolu'nun sayılı ilim merkezlerindedir. Aksaray'da Şeyh Hamidettin-i Aksarayî adı ile şöhret bulmuştur. Büyük oğlu Hakikî’yi Aksaray'da bırakarak Darende'ye geldi. Darende'ye yanında küçük oğlu Halil Taybî ile eski şehrin Hıdırlık Mahallesi (Şimdiki adı Zaviye Mahallesi) yerleşti. Son günlerini bu eşi bulunmaz güzellikteki yerde geçirdi. Mescid ve çilehane kurdu. 14 Şaban 815/1412 tarihinde bir Berat gecesi vefat etti. Söylendiğine göre. Hacı bayram Veli, Şeyh Hamid-i Veli'nin cenazesini yıkadı, namazını kıldırdı ve Ankara'ya dönerek Bayramiyye Tarikatının pîri oldu. Somuncu Baba, Darende'nin eski şehir Hıdırlık mahallesinde (Şimdiki adı Zaviye mahallesi) Şeyh Hamid-i Veli Cami Şerifi'nde bir türbe içinde oğlu Halil Taybî ile birlikte medfun bulunmaktadır. Aksaray'da Ervak kabristanında, Kayseri'de Hunat Hatun Medresesi doğusunda bugünkü Turizm Müdürlüğü binasının olduğu yerde yıkılmış türbesinde makamları bulunmaktadır. Somuncu Baba'nın müridleri Hacı Bayram Veli (13571429), Emir Sultan Seyyid Şemseddin Muhammed Buharî (1368-1429), Molla Şemseddin Muhammed Fenârî (1350-1431), Şeyh Sücâüddin Karamanî, Şeyh Muzafferüddin Karamanî, Ak Şemseddin, Kara Şemseddin, Ak Bedreddin, Kızılca Bedreddin'dir. Bildiğimiz eserleri şunlardır: a) Şerhu Hadisi'l-Erbani (Kırk Hadis şerhi), b) Risâletü'z Zikr (Zikir Risalesi), c) Silâhül-Müridin. Tuluyhan Uğurlu’ya Burdur’da alkış BURDUR - Besteci ve piyano sanatçısı Tuluyhan Uğurlu, Burdur'da konser verdi. Uğurlu, "İstiklal Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü" etkinlikleri kapsamında Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nde (MAKÜ) klasik müzik eserlerini seslendirdi. "Bir Anadolu Kahramanı Mehmet Akif Ersoy" isimli konserinde Çanakkale Türküsü ve İstiklal Marşı üzerine hazırladığı doğaçlamalara da yer veren Uğurlu, büyük beğeni topladı. Uğurlu eserleri, Ersoy'un şiirleri, görüşleri ve yaşamının anlatıldığı sunum eşliğinde seslendirdi. (AA) 17 Mart 2015 Salı 9 Şair ve yazar Aycı, yeni kitabını imzaladı Şiir, inceleme-araştırma ve deneme kitapları bulunan Mehmet Aycı, 247 portrenin yer aldığı yeni kitabı "İki Yüz" için düzenlenen imza günü ve söyleşide okuyucularıyla bir araya geldi. ANKARA- Şiir, inceleme-araştırma ve deneme kitapları bulunan Mehmet Aycı, 247 portrenin yer aldığı yeni kitabı "İki Yüz" için düzenlenen imza günü ve söyleşide okuyucularıyla bir araya geldi. Aycı, Cümle Yayınları'ndan çıkan kitabı için okuyucularıyla Kızılay'da buluştu. Özel bir kitabevinden okuyucularının aldığı kitapları imzalayan Aycı, daha sonra editör Muhsin Mete ile birlikte söyleşide, kitaba konu olan portreler hakkında bilgi verdi. Kitabın editörlüğünü yapan Mete, Aycı'nın çok başarılı eserlere imza attığını belirterek, "iki Yüz" isimli kitabın da okuyucunun beğenisini kazanacağına inandığını söyledi. Kitabın, yayınevinin ilk yayımlanan kitapları arasında yer aldığını ifade eden Mete, "Aycı'nın bir internet sitesinde yer alan portrelerini kitap olarak yayımlamak istedik. Portreler, belli bir ritmi ve tempoyu koruyor. Aycı'yı iyi bir portre yazarı olarak görüyorum. Allah, yolunu açık etsin, bahtı açık olsun" dedi. Şair ve yazar Aycı da Türk edebiyatının şiir, öykü, roman yönünden zengin olduğunu, ancak bunun portre için geçerli olmadığını ifade ederek, "Portre metinlerinde 'ben olsam, böyle yazmazdım' dediğiniz metinlerle karşılaşıyorsunuz. Bizdeki portre metinlerinin çoğu, biyografi metni aslında. Karakterini vermiyor, hayat hikayesini Aycı, henüz kaleme almadığı, ancak daha kronolojik olarak anlatan ve aralarına anı serpiş- sonra yazacağı portrelerin de bulunduğunu söytirmiş metinler" diye konuştu. ledi. Kendisinin henüz 30'lu yaşlarda, bir gün portAycı, 1971 yılında Adana/Saimbeyli'de re yazmak istediğini dile getirdiğini belirterek, "O doğdu. Anadolu Üniversitesi İktisat zamanlar, 40-42 yaşlarında yazmak istediğimi Fakültesi'nden 1996 yılında mezun oldu. Bir söylerdim. Tanıdığım, kültürde karşılığı olan kamu kurumunda yönetici olarak çalışan Aycı, yazar, düşünür, yönetmen, kitapçı, sahaf yerine Anadolu Üniversitesi'nde "Demiryolu Tarihi ve göre hurdacı ama bir karşılığı oyan kişileri yazGelişimi" dersi veriyor. mak istediğimi belirtmiştim" dedi. Kendisine bu Aycı, "Mürekkep Ten" isimli kitabıyla Türkiye sözünün hatırlatılması üzerine portrelerin kaleme Yazarlar Birliği'nin 2007 yılı, "Sonrası almaya başladığını anlatan Aycı, kitabında 247 Şimendifer" adlı kitabıyla da Edebiyat Sanat ve kişinin portresine yer verdiğini, bu kişilerden Kültür Araştırmaları Derneği ESKADER'in 2012 10'unun şu an hayatta olmadığını söyledi. yılı "Yılın En İyi Deneme Yazarı" ödüllerini aldı. Aycı, tüm karakterleri birebir tanıdığını ifade Aycı'nın 1990 yılından bu yana çeşitli dergieden Aycı, şunları kaydetti: lerde şiir ve yazıları yayımlandı. (AA) "Bir adım öne kim çıkmışsa, o kişiyi başka hiçbir malzeme katmadan o güne kadar nasıl tanımışsam, o kişinin yüzünü MEHMET NURİ karşıma alarak, yüzündeki anlamları gözönüde tutarak yazdım, bunlar metinPARMAKSIZ lerde vardır. [email protected] Bir oturuşta yazdım ama yemek yediğim, yola gittiğim, beraber çay içtiğim, birtakım paylaşımlarda bulunduğum BENCİLEYİN SÖZLER insanları yazdım. Yüz yüze gelmediğim, zaman geçirmediğim kişileri yazmadım. GELENEKTEN YARARLANAN ÇOK İyi bir karşılık gördü." Kütahya çinisi “UNESCO” yolunda KÜTAHYA - Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kütahya Çiniciler Odası iş birliğinde, geleneksel el sanatları arasında yer alan ve yaklaşık 600 yıldır cami, saray, kervansaray gibi mekanları süsleyen Kütahya çinilerinin Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) Somut Olmayan Kültürel Miras Listesine alınması amacıyla müracaat edildi. Kütahya Çiniciler Odası Başkanı Sadık Erilbaylı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile iki yıldır yürüttükleri çalışmada önemli bir aşamaya geldiklerini söyledi. Bakanlık ile UNESCO'ya başvurduklarını anlatan Erilbaylı, "İnşallah gelecek yıl Somut Olmayan Kültürel Miras Listesine Kütahya çiniciliği de eklenecek. Kütahya'da 600 yıllık bir el sanatını yaşatmanın gururunu hep birlikte yaşıyoruz" dedi. Erilbaylı Kütahya'da, bakanlıkça onaylanan 417 çini atölyesi ile bu alanda 53 sanatçı, 826 usta bulunduğu bilgisini verdi. Evlerinde uğraşanlarla yaklaşık 6 bin kişinin çinicilik sektöründe çalıştığını dile getiren Erilbaylı, şöyle konuştu: "Bütün dünyanın camilerini, mabetlerini ve saraylarını süslemeye devam ediyoruz. Bunların yanı sıra bazı sorunlarımız da bulunuyor. Ürettiğimiz çinileri gerçek değerinde satamıyoruz, bunları bir çatı altında toplayamıyoruz. Bununla ilgili de çalışmalarımız sürüyor. Ayrıca enerji ve istihdam desteğinin verilmesini istiyoruz. Avrupa Birliği ülkelerinde el sanatlarında katma değer vergisi oranı yüzde 1, bizde ise yüzde 18. Bunun yüzde 5'e çekilmesiyle ilgili olarak Maliye Bakanlığımıza da müracaatımızı yaptık, son aşamasına kadar geldik. Allah'ın izniyle bundan da sonuç alacağımıza inanıyoruz." Çin malı çini ürünlerinin Türkiye pazarında yoğun olarak görüldüğünü vurgulayan Erilbaylı, Kütahya çinisi satın almak isteyenlerin bu konuda dikkatli olması gerektiğini belirtti. UNESCO'nun 2009 yılında "yaşayan insan hazinesi" seçtiği çini sanatçısı Mehmet Gürsoy ise 40 yıldır bu işin içinde olduğunu bildirdi. Bu sanata, 16'ncı yüzyılda zirvede olan Türk çiniciliğinin 17'nci asrın başlarında devletin taleplerinin azalması gerekçesiyle gerilemeye başlamasından dolayı adım attığına değinen Gürsoy, "Dünyada bütün müze, saray ve camileri eski ustaların yaptıkları eserler süslüyor. Maalesef günümüzde bu canım eserler üretilemiyordu. İşte bunların unutulmaması için bu sanata başladım. 2009 yılında da UNESCO ile Kültür ve Turizm Bakanlığı, çalışmalarımın değerlendirilmesi sonucu beni miras taşıyıcı olarak kabul etti" ifadesini kullandı. (AA) YÖNLÜ SANATKÂR VE YÖNETİCİ ÖZGEN KESKİN ÜZERİNE Son elli yıldır Türk edebiyatının kalite yönünden bir düşüş yaşadığı herkes tarafından konuşulan bir vakıadır. Teknolojinin ve bilimin aydınlığında gelişen insanlık, kanımca güzel san'atlardan ve milli kültürden yavaş yavaş uzaklaşmaktadır. Bunun böyle olmasının sebepleri arasında, okumayan ve araştırmayan bir topluma gidişin yanı sıra, eşyanın (teknolojik gelişmelerin) insan hayâtına tesîrinin de etkisi büyüktür. Beşir Ayvazoğlu 'Geleneğin Direnişi' adlı eserinde bu meseleyi anlatmış ve şu tespitte bulunarak geleneğe direnişin mümkün olmadığını ifâde etmiştir: "Batıyla temâsa geçtikten sonra farklı bir gerçeklik kavrayışıyla da yüz yüze gelen Türk aydınları, fotoğraf makinesi realizmini san'atın kendisi zannetmiş, realiteyi göründüğü gibi tasvir etmeyen, hattâ bunu gereksiz ve anlamsız bulan eski san'at anlayışını düşman ilan ederek geçmişle bugün arasında kalın bir duvar örmüşlerdir. Ancak bu duvar ne kadar kalın olursa olsun, geçmişten yâni gelenekten kurtulmanın o kadar kolay olmadığı bugün çok açık bir biçimde anlaşılmıştır. En yenilikçi aydınların içinde bile, sonuna kadar bir vicdân azabı gibi konuşan geçmiş, beklenmedik zamânlarda, beklenmedik yerlerden filizler vermiştir." Gelenek yazar için en önemli cevherdir; geleneği bilmeden, gelenekten beslenmeden üretilen eserlerin geleceğe kalması pek de mümkün değildir. Günümüzde gelenekten faydalanan, yaptığı çalışmalar ve yazdığı kitaplarla kendini kabul ettirmiş yazarlardan birisi de değerli kalem Özgen Keskin'dir. Hikâye, roman, tiyatro, inceleme-araştırma ve antoloji gibi alanlarda eser vermiş olan Sayın Keskin takdire şayan çalışmalara imza atmıştır. Sanatkârın ve yazarın gözü dünyayı; eşyayı farklı görür; zaten göremezse üretemez ki...Üretmek içinde çok okumak, iyi bir bilgi birikime sahip olup iyi gözlemci olmak ve de dikkat gerekir.İşte bütün bu özellikler Özgen Keskin’de bir araya gelmiş ve sonuçta onlarca kitap olarak kendini göstermiştir. Sayın Keskin’in eğitim-öğretim camiası içinde yıllarca yer alması onda paylaşımcı olma özelliğini daha da güçlendirmiş; öğrendiklerini farklı alanlarda ürettiği eserlerle okuyucuya ulaştırmaya çalışmıştır. 2004’ten beri Yıldırım Belediye Başkanı olan Keskin, onca işinin arasında yine de üretmeye devam etmiştir. Yazmak ve üretmek hastalıkların en güzelidir. Keşke her idareci Özgen Keskin gibi olabilse… Özgen Keskin bir başka özelliği ise millî kültüre ve özellikle de Halk edebiyatına ilgisidir. Gelenek kavramını bizi biz yapan değerlerin bütünü olarak düşünebiliriz. Gelenek dediğimiz mefhûm başlangıçtan bugüne Türkçe yazılan bütün eserleri içine alır. Aslında her yazar gelenekten az ya da çok etkilenir ve onu işlemeye çalışır. Özgen Keskin’de; halk şiiri üzerine yaptığı araştırmalarla ve yaptığı programlarla bir Türkçe ve Türk kültürü âşığı olduğunu ortaya koymuştur. Belediye Başkanlığı gibi önemli bir görevi ifâ ederken, kültürel programlara verdiği destek ve yazdıklarından dolayı ne kadar takdir edilse azdır onun için. Benim gözümde geleneğe katkı sağlayan; onu koruyan ve gelişmesi yönünde adım atan herkes bilgisinin de zekâtını ödemiş demektir. Başarılı olan insanları takdir etmek, ödüllendirmek aslında onlara daha fazla sorumluluk yüklemek anlamına gelir. Unutmayalım ki, günümüzde geleneğe karşı çıkanlar bazen onu yıkmaya ve baskı altına almaya çalışanlar da vardır; ama böyle düşünenler ne yaparlarsa yapsınlar geleneğin ve Nillî kültürün etkilerinden kurtulamazlar. Hele de Özgen Keskin gibi geleneği koruyan, onu yaşatmaya çalışanlar olduğu müddetçe gelenek ve millî kültür karşıtları her zaman kaybetmeye mahkûm olacaklardır. Geleneğimiz bizim karakterimizdir. Onu inkâr, şahsiyetimizi inkârdır. Edebiyat ve kültür insandaki beden ve ruh kavramına benzer. Edebiyatın ve sanatın önemi onu taşıyan ruhla yani kültürle güzeldir. İşte gelenek, beden ile ruhu bir arada tutan harç gibidir. Gelenek kavramı geçmiş kültürün hepsini ( tarihî, sosyal olayları, söylenmiş ve yazılmış bütün eserleri, dili, dini, mimariyi...) kapsar. Ondan kopmak demek, köksüz kalmak demektir. Geleneğimizi, güzel Türkçemizi ve sanatımızı koruyan, yazdığı eserler ile güzellikleri dile getiren ve onu zengin Türkçemizle işleyen Özgen Keskin Beyefendiyi başarılı çalışmalarından ve edebiyatımız adına verdiği güzel eserlerden dolayı kutluyor; her dem üretmesini ve de daha nice eserlere, projelere imza atmasını Yüce Yaradandan niyaz ediyorum. Ne mutlu kültürümüzü, geleneğimizi ve edebiyatımızı koruyan ve gelişimine katkı sağlayanlara. Ne mutlu bu yolda çalışan sanatçı ve idarecilere. GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ Âşık için en zoru gece hicran vaktidir, Gerçek âşıklar için özlenense âtîdir. Beni ayakta tutan her dem şükre koşturan Sevgiliyle aramda sonsuz mahşer aktidir. 10 SAĞLIK 17 Mart 2015 Salı “Akil” 50 genç, madde bağımlılığı ile mücadele ediyor Uyuşturucuyla mücadelede pilot seçilen 5 ilçe arasında yer alan Yüreğir'de belediyesinin seçtiği "akil" 50 genç, akranlarını madde bağımlılığı ve kötü alışkanlıklardan uzak tutmak amacıyla okullarında ve mahallelerinde faaliyete başladı. ADANA - Yüreğir Belediyesi, Uyuşturucu İle Mücadele Yüksek Kurulu'nun hazırladığı acil eylem planı çerçevesinde, Gençlik Proje ve Strateji Derneği ile hazırladığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın da desteklediği "Kendini Kurtaran Kaptan Projesi" kapsamında, "Gençleri ancak gençler anlar", "En iyi sırdaş, arkadaştır" fikrinden yola çıkarak, akil 50 genci tespit etti. Davranışlarıyla örnek gösterilebilecek, milli ve manevi değerlerini bilen, milli şuur bilincine ulaşmış, arkadaşlarını kötü alışkanlıklardan uzak kalmaya yönlendirebilecek kapasitedeki 50 genç, alanında uzman kişilerden eğitim alarak, okullarında, yaşadıkları mahallelerde madde bağımlılığı ile mücadeleye başladı. TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Necdet Ünüvar, AA muhabirine, uyuşturucu ile mücadeleye önem veren hükümetin, bu konuda acil eylem planı yürüttüğünü söyledi. Ünüvar, uyuşturucuyla mücadelede devletin yanında yerel yönetimlere ve sivil toplum kuruluşlarına da görev düştüğüne dikkati çekerek, Yüreğir Belediyesi'nin hayata geçirdiği akil 50 genç projesinin buna katkı sağlayacağını kaydetti. Akil gençlerin öğrenci olduğunu ve alanında uzmanlar tarafından birçok konuda eğitildiğini aktaran Ünüvar, şöyle devam etti: "Bu öğrenciler okullarında, mahallerinde arkadaşlarına uyuşturucunun zararlarını anlatıyor ve onlara örnek oluyor. Dolayısıyla Yüreğir'deki tüm okullarda 'akil genç' grupları oluşturulacak. Madde bağımlılığında arkadaş etkisi çok yüksek. 50 akil genci, toplumun değişik kesimlerinde uyuşturucuyla mücadele kapsamına dahil etmiş oluyoruz. Bu gençlerin eğitimi devam ediyor. Toplumu madde bağımlılığı ile mücadeleye entegre etmiş olacağız. Özellikle genç bireyleri, topluma örnek pozisyona getirmiş olacağız." Türkiye'de 15-24 yaş grubun- Kayseri, kemik iliği naklinde Avrupa ile yarışıyor KAYSERİ - Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Kemik İliği Nakli ve Kök Hücre Tedavi Merkezi, Türkiye'nin yanı sıra Avrupa, Ortadoğu ve Afrika ülkelerinden gelen hastalara da hizmet veriyor. ERÜ Hematoloji ve Kök Hücre Nakli Kliniği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serdar Şıvgın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de 60'a yakın kök hücre nakil merkezi olduğunu, en fazla naklin ise Erciyes Üniversitesi'ndeki merkezde yapıldığını söyledi. Son iki yıldır nakil sayısında Türkiye birincisi olduklarını belirten Şıvgın, "Yılda ortalama 150 hastaya kök hücre nakli gerçekleştiriyoruz. Merkezde, kurulduğundan bu yana yaklaşık bin 200 nakil yapıldı. Türkiye'de bu sayıya ulaşabilen merkez yok" dedi. Hematoloji kliniğiyle birlikte toplam 74 yatak kapasitesine sahip merkezin bu özelliğiyle Türkiye'nin en büyük tesislerinden birisi olduğunu ifade eden Şıvgın, nakil konusunda Avrupa'da da 4. sırada yer aldıklarını vurguladı. Şıvgın, 100'ün üzerinde nakil merkezinin bulunduğu Avrupa'da ilk 4 arasında yer almalarının Türkiye açısından çok önemli olduğunu vurguladı. Avrupa'nın en iyi merkezi olmaya çalıştıklarını ifade eden Şıvgın, yetişmiş eleman ve cihaz bakımından bunu başarabilecek kapasitelerinin bulunduğunu belirtti. ERÜ Kök Hücre Nakli Merkezi'nin Türkiye'de Uluslararası JACIE akreditasyonuna sahip tek resmi kurum olduğunu, bu sayede dünyanın herhangi bir ülkesinden gelen hastayı tedavi edebildiklerini dile getiren Şıvgın, şunları kaydetti: "JACIE, Avrupa'daki bütün kök hücre merkezlerini denetleyen bir kuruluş. Yaklaşık iki yıl süren denetimlerin ardından biz bu kuruluş tarafından akredite edildik. 3 yıl süreli bu akreditasyon, dünyanın herhangi bir ülkesinden hastaların Türkiye'de tedavi olabilmesine imkan tanıyor. Bir hasta tüm tedavi masraflarını kendi devleti karşılamak suretiyle Türkiye'de tedavi olabiliyor. Kök hücre konusunda Türkiye'nin dünyaya açılan kapısı konumundayız." Arap ve Afrika ülkeleri başta olmak üzere dünyanın dört bir tarafında nakil yaptıkları hastaları olduğuna dikkati çeken Şıvgın, şöyle devam etti: "Bu hastaların çoğu yıllardır Avrupa'daki merkezleri tercih ediyordu. Orada tedavi maliyetleri ciddi anlamda yüksek. Türkiye'de kök hücre nakli için 200-250 bin lira ödenirken, İngiltere'de 250-300 bin avroyu yani bir milyon lirayı bulabiliyor. Bundan dolayı da yurtdışından çok sayıda hasta alıyoruz. Ayrıca Türkiye kök hücre nakli konusu başta olmak üzere sağlık alanında çok büyük mesafe katetti. Yurtdışındaki meslektaşlarımız da Türk hekimlerinin teşhis ve tedavi konusunda kendilerine göre daha cesur ve başarılı olduğunu itiraf ediyor. Dolayısıyla yurt dışındaki hastalar hem ucuz hem de daha iyi hizmet aldıkları için Türkiye'yi tercih ediyor." Şıvgın, kök hücre naklinin sağlık turizmine de ciddi anlamda katkı sağladığına işaret ederek, deniz turizminden elde edilen gelirin çok daha fazlasının bu alandan sağlanabileceğini vurguladı. (AA) bilgilendirdiğini söyledi. Çukurova Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Bölümü öğrencisi Fırat Koç da alanında uzmanlardan kişisel gelişim, madde kullanımının zararları gibi konularda eğitim aldığını kaydetti. Yaşadığı mahallede bazı gençlerin kötü alışkanlıklara yöneldiğini gördüğünü, işe bunlardan başladığını aktaran Koç, şunları anlattı: "Çevremizdeki insanları doğruya yönlendirmek amacıyla bu projede yer aldım. Çevremde kötü alışkanlığı olan çok sayıda kişi var. Bunlara, madde kullanmanın zararlarını anlattım. Çoğu arkadaşımı kültür evine getirdim ve şu an çeşitli kurslarda eğitim alıyorlar. da, uyuşturucu maddeyi en az bir Önce kendimizi sonra da çevrekez deneme oranı yüzde 2,7'yken mizdeki insanları düzeltmeye kararlıyız." AB'de bunun yüzde 29,7 olduğuMersin Anadolu Lisesi mezunu nu ifade eden Ünüvar, mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceklerini bildirdi. Yeliz Çalışkan da arkadaşları sayesinde projeye katıldığını belirterek, Ünüvar, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, bu konuyu çevresinde uyuşturucu madde kullanan kişileri görünce uyardığını, çok önemsiyor. Türkiye, tütünle zararlarını anlattığını kaydetti. mücadelede bir başarı hikayesi Proje koordinatörü Acar Pek de oluşturdu. Uyuşturucu ile mücadelede de bu başarı hikayesini oluş- 10'u kadın 50 akil genç belirlediklerini, bu gençlerin ilçedeki kültür turma iradesine sahip" dedi. Akil 50 genç arasında yer alan evi ve merkezlerinde çeşitli eğitimMobil Ticaret Meslek Lisesi 3. sınıf ler alarak madde bağımlılığı konuöğrencisi Ebru Bildirici de projeye sunda farkındalık yaratacağına katkı sunmanın mutluluğu yaşadı- inandığını dile getirdi. Pek, "Akil gençlerimiz, her ğını belirterek, önce çevresindekileri sonra sınıfı ve okulundaki arka- yönüyle topluma örnek yetişecek" daşlarını madde bağımlığına karşı diye konuştu. (AA) Poyraz bebek “Mavi ışık”tan kurtulacak ANTALYA - Hastalığı nedeniyle günde 10-12 saat arasında mavi ışık altında kalan 4,5 aylık Poyraz bebek, halasından yapılacak karaciğer nakliyle sağlığına kavuşacak. Antalya'da bir markette çalışan Servet Ergün ile Zeliha Ergün çiftinin 4,5 aylık bebekleri Poyraz'a, doğumundan 3 gün sonra rengindeki sarılık nedeniyle götürüldüğü hastanede dünyada yaklaşık 200 bebekte görülen ve "mavi ışık hastalığı" diye tabir edilen Crigler Najjar hastalığı teşhisi konuldu. Doktorlar, bebeğin iyileşmesi için tek yolun karaciğer nakli olduğunu ancak bu nakil için de bebeğin belirli bir kiloya ulaşması gerektiğini ifade etti. Bebeğin hastalığının ilerlemesi üzerine doktorlar, mavi ışık tedavisi görmesi gerektiğini belirtti. Mavi ışık tedavisi için devlet hastanelerinde yer olmayınca, özel hastanelere de maddi imkansızlık nedeniyle gidemeyince baba Servet Ergün, mavi ışık veren fototerapi cihazını yaptırmaya karar verdi. Medikal firmasında çalışan bir teknikerin yardımıyla aile, 10 bin liralık cihazı sanayide 500 liraya yaptırdı. Babanın sanayide yaptırdığı bu cihazın haber olması üzerine Sağlık Bakanlığının girişimiyle bebek hastaneye kaldırıldı ve tedaviye alındı. Tedavinin ardından taburcu edilen Poyraz'a bir hayırsever modern bir fototerapi cihazı hediye etti. Poyraz'ın yeni cihaz ile sadece sırtından ışık aldığı için mavi ışık tedavisi görürken gözlerinin 10-12 saat süresince kapatılması zorunluluğu da ortadan kalktı. (AA) Okullarda yemekhane sistemine geçilmesi önerildi KOCAELİ - Öğrencilerde yanlış beslenme alışkanlığının gelişmesindeki etkenlerden biri olarak gösterilen kantinlerin yerine yemekhane sistemine geçilmesi önerildi. Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tip 1 diyabetin daha çok çocuklarda ve gençlerde görülen bir hastalık olduğunu belirterek, Dünya Diyabet Federasyonu'nun açıkladığı verilerine göre Türkiye'de 7 milyon civarında "tip 2" diyabetliye karşın 50 bin civarında "tip 1" diyabetli olduğunu ve bunların üçte birinden fazlasını çocukların oluşturduğunu söyledi. Türkiye'de yaklaşık 20 bin çocuğun tip 1 diyabetli olduğunu ve her yıl bin 700 civarında çocukta söz konusu hastalığın görüldüğünü bildiren Hatun, bu rakamın çok yüksek olmadığını, o yüzden iyi bir programla sorunların çözülebileceğini kaydetti. Pankreastaki insülin üreten hücreler zedelendiği için hastaların tanı anından itibaren insüline bağımlı yaşamak zorunda kaldıklarına dikkati çeken Hatun, "Tip 1 diyabet tanısı konan hastalar günde en az 4 defa insülin hormonu kullanmak zorunda. Bu da enjeksiyonla yapılıyor. İnsülin dozlarına karar verirken kan şekerini ölçmek zorundalar. Dolayısıyla, tip 1 diyabetliler yaşam tarzları değişen ve ömür boyu bunları yapmak zorunda kalan bir hasta grubunu teşkil ediyor" ifadesini kullandı. Diyabetli çocukların zamanlarının çoğunu okulda geçirdiklerini, bu yüzden sağlıklı beslenme ortamına kavuşmalarının çok önemli olduğunu vurgulayan Hatun, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kantinler Türkiye'nin en önemli sorunu çünkü şişmanlık bakımından olumsuz bir işleve sahipler. Yemekhane sistemine geçilmesi, yemeklerin okulda yapılması lazım. En ideal sistem bu. Hem diyabetli çocukların sağlıklı beslenme ortamına kavuşması açısından hem de şişmanlığa yol açan gıdaların daha az tüketilmesi bakımından kantinlerin yeniden düzenlenmesi veya kantin yerine yemekhane sistemine geçilmesi lazım. Dünyadaki bütün araştırmalar çocukluk çağında şişmanlık ve yanlış beslenme sorunun okullardaki yemekhaneler üzerinden çözülebileceğini gösteriyor." (AA) Aile hekimleri haftada 30 saatten fazla nöbet tutmayacak ANKARA - Aile hekimlerinin nöbetine ilişkin planlama, aile hekimliği uygulamasında aksamaya yol açmayacak şekilde yapılacak ve hafta içi sekizer saat, hafta sonu ise onaltı saatten fazla olmamak üzere haftalık toplam 30 saatten fazla nöbet tutturulamayacak. Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmelik değişikliğiyle eğitim, aile sağlığı merkezinde veya biriminde, tıpta uzmanlık mevzuatında belirlenen sorumluluğu çerçevesinde, asistanlarca sunulan aile hekimliği hizmetlerini ve bu personelin eğitimlerini koordine eden, öğretim üyesi, eğitim görevlisi ve başasistan gibi tıpta uzmanlık mevzuatına göre eğitim vermeye yetkili kişiler yapabilecek. Eğitim aile hekimliği birimleri, eğiticinin gözetim ve koordinasyonunda, aile hekimliği hizmeti veren bir asistan ile en az bir aile sağlığı elemanından oluşacak. Eğitim aile sağlığı merkezi, eğiticinin gözetim ve koordinasyonunda, bir veya birden fazla asistan ile aile sağlığı elemanlarınca aile hekimliği hizmetinin verildiği ve tamamı eğitim aile hekimliği birimlerinden oluşan sağlık kuruluşları olacak. Toplum sağlığı merkezi, bölgesinde yaşayan toplumun sağlığını korumak ve geliştirmek maksadıyla sağlıkla ilgili risk ve sorunları belirleyen, bunlarla ilgili düzeltici ve önleyici faaliyetleri gerçekleştiren, birinci basamak koruyucu, iyileştirici ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini koordine eden ve bu hizmetlerin etkin ve verimli bir şekilde sunulmasını izleyen, değerlendiren, denetleyen ve destekleyen, bölgesinde bulunan sağlık kuruluşları ile diğer kurum ve kuruluşlar arasındaki koordinasyonu sağlayan sağlık kuruluşları şeklinde olacak. Sürekli ikamet ettiği bölgeden uzakta kalacak kişi veya geçici süre ile Türkiye'de ikamet edecek olan kişi, kendisine yakın konumdaki bir aile hekiminden misafir olarak sağlık hizmeti alabilecek. Ancak 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'na tabi olan ilçeler misafir uygulaması bakımından tek bölge kabul edilecek. Aile hekimlerince aile sağlığı merkezlerinde sunulan nöbet hizmetleri, hekime kayıtlı kişilere bakılmaksızın gerçekleştirilecek. Aile hekimi misafir kişiler için herhangi bir ücret talep etmeyecek. Aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına ilgili kanun maddesi uyarınca belirtilen yerlerde haftalık çalışma süresi ve mesai saatleri dışında ayda asgari sekiz saat, ihtiyaç halinde ise bu sürenin üzerinde nöbet görevi verilecek. Bunlara entegre sağlık hizmeti sunulan merkezlerde artırımlı ücretten yararlananlar hariç olmak üzere, ilgili kanun maddesi uyarınca nöbet ücreti ödenecek. Nöbete ilişkin planlama aile hekimliği uygulamasında aksamaya yol açmayacak şekilde yapılacak ve hafta içi sekizer saat, hafta sonu ise on altı saatten fazla olmamak üzere haftalık toplam 30 saatten fazla nöbet tutturulamayacak. Aile hekimliği çalışanlarına tuttukları nöbetler karşılığında ilgili kurumlarca nöbet ücreti ödenecek. İhtiyaç ve zaruret halinin tespiti, illerin sağlık personeli doluluk oranı, nüfus, coğrafi koşulları, sosyo-ekonomik ve kültürel özellikleri, nöbet tutulacak sağlık tesisinin il veya ilçe merkezine uzaklığı gibi kriterler göz önünde bulundurulmak suretiyle bakan onayı ile belirlenecek. Fiilen en az altı ay aile hekimliği yaparak akabinde askerlik veya doğum nedeniyle sözleşmesini feshederek bir defalık tercih hakkına sahip olan aile hekimleri, bu grupta bulunan aile hekimlerine askerlik veya doğum sonrası kamu görevine başlama tarihine göre öncelik verilecek. Yerleştirme işlemi yapılmasına rağmen yerleştirildiği yeni birimde başlamayan aile hekiminin eski birimine iadesi yapılmayacak ve hekim bir yıl süre ile yeniden yerleştirme başvurusunda bulunamayacak. Öte yandan, 2 Kasım 2011 tarihinden 1 Şubat 2015 tarihine kadar il sağlık müdürü, kamu hastaneleri birliği genel sekreteri, halk sağlığı müdürü, bakanlık merkez veya bağlı kuruluşlarının daire başkanı ve üstü görevlerinde fiilen bir yıl görev yapmış ve bu görevlerden ayrılmış olan tabip ve uzman tabipler aile hekimliğine başvurmaları halinde 1 Şubat 2016 tarihine kadar yerleştirmeye dahil edilebilecekler. (AA) YAŞAM-ÇEVRE BULMACA 17 Mart 2015 Salı Yararlı “patlıcan”lar yeniden denizle buluşturuldu Balıkesir'in Ayvalık ilçesinde avlanması yasak olan, "denizlerin akciğeri" olarak nitelendirilen yaklaşık yarım ton ağırlığında 4 bin deniz patlıcanı, 9 çuval içinde önemli bölümü canlı olarak ele geçirildi. Her biri yılda 150 ton kumu temizlediği belirtilen deniz patlıcanlarının büyük bölümü, canlı olduğu için tekrar denize bırakıldı. BALIKESİR - AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, ihbar üzere harekete geçen İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ekipleri, jandarma ve sahil güvenlik ekipleriyle Altınova Mahallesi sahiline gitti. Burada ekiplerin geldiğini gören kaçak avcılar, yeni denizden çıkardıkları deniz patlıcanlarını doldurdukları 9 çuvalı bırakıp kaçtı. Cunda Adası'na getirilen yaklaşık yarım ton ağırlığındaki 4 bin deniz patlıcanının önemli bölümü canlı olduğundan, iskeleden denize bırakıldı. Ayvalık Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü su ürünleri mühendisi Fatih Erdoğan, denize bırakılan deniz patlıcanlarının yüzde 90'ının yaşayacağını belirterek, "Her birinin yılda 150 ton kumu temizlediği biliniyor. Yakalamasaydık 600 bin ton kumu temizleyecek bu canlıların doğaya faydası önlenmiş olacaktı" dedi. Altınova Mahallesi Karakoç mevkisinde denizde 4 kişinin usulsüz olarak deniz patlıcanı avcılığı yaptığı ihbarı üzerine canlıları kurtardıklarını ifade eden Erdoğan, "İskeleden 3 metre derinlikten denize bıraktık. Deniz patlıcanının özellikle bizim bölgemizde sayısı azaldığı için avcılığı tamamen yasak. Denizlerin akciğeri olarak nitelendirilen bu canlılar, doğa dostudur. AB ülkelerinde ilaç ve kozmetik sanayinde kullanılıyor. Ayrıca bazı rahatsızlıklara iyi geldiği söyleniyor" diye konuştu. Deniz patlıcanlarının, kaçak avcılardan tanesi 35-50 kuruştan alındığını vurgulayan Erdoğan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Su Ürünleri Kontrol Birimi olarak bu işin takipçisi olacaklarını, avcılığına geçit vermeyeceklerini söyledi. (AA) Beyşehir Gölü “Leylek Cenneti” olacak KONYA - Beyşehir Gölü Milli Parkı'na, ilkbahar mevsiminin müjdecisi olarak nitelendirilen leyleklerin göçü başladı. Baharın müjdecisi leylekler bu yıl Anamas'ın karla kaplı zirvesiyle birlikte adeta kartpostallık görüntüler ortaya çıkardı. Beyşehir Gölü'ne kıyısı olan Yeşildağ Mahallesi'ndeki Leylekler Vadisi ile hemen yakınındaki Adaköy Mahallesi'nde bulunan Leylekler Tepesi de bu göçebe kuşların gelmesiyle şenlenen bölgeler arasında yer aldı. Selçuk Üniversitesi (SÜ) Kuş Gözlem Topluluğu akademik danışmanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kış mevsiminin geride kalmasıyla sıcak ülkelerden Türkiye'ye gelmeye başlayan leyleklerin Beyşehir bölgesini renklendirmeye başladığını söyledi. Topluluk olarak yaptıkları 15-16 yıllık uzun süreli gözlemlere göre, her yıl 3-6 Mart arasında leyleklerin bölgeye geldiğini ifade eden Arslan, bu yıl da ilk leyleğin 6 Mart'ta geldiğini belirtti. Arslan, Beyşehir'in simgesi haline gelen Leylekler Vadisi'nde geçen yıl 30'un üzerinde, Leylekler Tepesi'nde ise 44 aktif yuvayı tesbit ettiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 1 2 3 4 5 6 "Yavruları da çok sağlıklıydı, yavru sayıları fazlaydı. Bu da Beyşehir Gölü'nün onlara çok iyi imkanlar sunduğunu gösteriyor. Özellikle su seviyesindeki artış, sığ alanların genişlemesi, bunların beslenecekleri canlıların üremesine yol açtı ve leyleklerimiz burada çok güzel beslenip enerji depoluyor. Beyşehir'in doğasında özellikle Kurucuova ve Gedikli arasındaki sahada, Yeşildağ'ın kırsalında güzel üreme 7 8 9 10 yerleri genişliyor. Orada da yuvaları var. Bu kuşlar bizi çok sevindiriyor. Beyşehir artık 'leylekler cenneti" oldu diyebiliriz." Leylekler Vadisi ve Leylekler Tepesi'nde yüksek ardıç ağaçlarındaki yuvalarına yerleşen leyleklerin nesillerdir bu yuvaları kullandıklarını anlatan Arsan, "Şu aşamada, geliyorlar yuvalarına yerleşiyorlar. Aynı yörüklerin yaylaya göçtüğü gibi. Yuvalarını tamir ediyorlar, ilerleyen günlerde çiftleşecekler belki. Nisan ayı içerisinde yuvalarını bitirdikten sonra yumurtlayacaklar ve Mayıs'ta yavruları yumurtalardan çıkmaya başlayacak. Büyüyüp, uçuş talimlerini tamamlayıp güçlerini toparladıktan sonra Eylül ayında daha sıcak ülkelere gönderip, Mart ayında yine yollarını gözlemeye başlayacağız" diye konuştu. Arslan, Beyşehir Gölü Milli Parkı'na bu yıl gelen göçebe kuşların daha farklı bir manzarayla karşılaştıklarını dile getirerek, sıcak ülkelerden gelen leyleklerin, burada bir tarafta kar diğer tarafta ılık suları gördüğünü bildirdi. Bölge halkının da gelmelerinden büyük mutluluk duyduğu leylekler, Anamas Dağı'nın zirvesindeki kar görüntüsü ile kartpostallık manzaralar oluşturuyor. (AA) BULMACA Soldan sağa: 1. Başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu. – Yapraklarından kokain çıkarılan ağaç. 2. Kiraya verilerek gelir getiren mülk. – Avrupa’da bir göl. 3. Lale bahçesi. – Bizmutun simgesi. 4. İsim. – Kasnağa gerilmiş kumaşa iğne ya da tığla yapılan bir tür nakış. 5. Jimnastik ayakkabısı. – İrmikle yapılan bir tür tatlı. 6. Eski dilde masraflar. 7. Gerdeğe girme. – Parça, lokma, dilim, lime. 8. Akarsu yatağı, mecra. – İslamiyet’ten önce Kâbe’de bulunan üç puttan biri. 9. Kabıyla birlikte tartılan bir nesnenin kabının ağırlığı. – Açık, ortada, herkesin içinde. 10. Tembih sözü. – Çıplak, özgür, hür. – Meslek. 11. Galyumun simgesi. – Başıboş, işsiz, aylak. 12. Saha, meydan. – Döşeme, divan gibi yerlere serilen, genellikle desenli, kalın, havsız, kalın kıl ya da yün dokuma. 13. İzmir ilinin Kemalpaşa ilçesine eskiden verilen ad. – Etoburlardan, sürüler halinde yaşayan, kurttan küçük bir yabani hayvan. 14. Adam öldüren kimse, cani. – Çelik çomak oyunu. 15. Bir tür şekerleme. 16. Herkes, el gün, yabancılar. – Taneli bir meyve. 17. Lantanın simgesi. – Yabani hayvan barınağı. – Uzaklık anlatır. 18. Cennet. – Dince yasak olan. 19. Edirne ilinin bir ilçesi. 20. Kösnül, şehevi. – Japonya’nın para birimi. Yukarıdan aşağıya: 1. Giyinişinden, konuşma ve davranışlarından dengesiz, seviyesiz ve saf olduğu anlaşılan kimse. – Soylular. – Sözcük. 2. Yüksekokul. – Tarihte gariplikleri ile ünlü bir kabile. 3. İnek ve köpeklere yedirilmek için un ve kepekle hazırlanan yiyecek. – Afrika’da yapılan toplu hayvan avı. – Tahılın taş ve toprakla karışık kalıntısı. – Satrançta bir değerlendirme ve klasman sistemi. 4. Makine yağı. – Serçegillerden güzel, küçük ve ötücü bir kuş. – İki tarla arasındaki sınır. – Yönerge, direktif. 5. Bir hayvan. – Şikâr. – Kendiliğinden yetişmiş çim. – Lityumun simgesi. 6. Çok güçlü ışık pırıltıları oluşturan enerji kaynağı. – Resim yaparken kullanılan bir tür kömür kalem. – Adalet, tüze. 7. Tatlı su ıstakozu. – Coşkun, esinle dolu. – Kutur. 8. Kemiklerin ÇÖZÜMÜ toparlak ucu. – Boşa gitme, heba olma. – Bezginlik BUGÜN ve sızlanma anlatan bir sözcük. – Demiryolu. 9. Plajda soyunma yeri. – Kanmış, inanmış. – Bir 13. SAYFADA bağlaç. – Elçilik uzmanı. 10. Bir anda oluveren, apansız. – Haberleşme, komünikasyon. – Genç irisi. Hazırlayan: Ercan BostaNcıoĞlu 11 TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin [email protected] TÜRK'ÜN ŞEREFLİ AYDINI ÂŞIK ŞEREF TAŞLIOVA 13 Şubat 2010 günü Ardahan'da mişlerdi. Onların kötülük ve yanlış düzenlenen "Bahtiyar Vahapzade" yapma imkânları yok gibiydi. konulu sempozyuma bir bildiri ile Çünkü halkın önünde, halka iyi katılmıştım. Sempozyum sonunda şeyler söyleyen, güzel, faydalı, doğru Âşık Şeref Taşlıova'yı dinledim. şeyler söyleme konumunda olan halk Sazıyla hem çaldı hem söyledi. O, bilgeleri, kanaat önderleriydi. Her hayatımda dinlediğim ve gördüğüm daim halkın gözü önünde olduklarınilk âşıktı. Bu tabii benim kabahatim- dan ve halka güven vermeleri gerekdi. Şimdiye kadar hep kentli, eğitimli tiğinden isteseler de kötülük yapaedebiyatçılarla ilgilendim, ama sözlü mazlardı. Bu durum onları İslam sazlı halk edebiyatına çok fazla ilgi öncesi dönemde şaman, İslamî göstermemiştim. Türk halk edebiyadönemde veli, yeni zamanlarda da tının daha çok yazılı metinleriyle bilge konumuna itiyordu. temasta idim. O programdan sonra Âşıkların şiirleri genellikle dersler, Türk halk edebiyatından habersiz öğütler, ahlakî telkinler aktaran topyaşamanın ne kadar büyük bir eksik- lumsal, kültürel nitelikli metinlerdir. lik olduğunu anladım. Yani sosyal faydaya dönük bir edebiTarihin bilinen en eski zamanların- yat yaparlar. Bunu da halka sazın, dan beri Türk kültür ve edebiyatının müziğin sihrinden yararlanarak etkili üretici ve yayıcılarından biri, sazla bir şekilde sunma gayreti içinde olurşiir söyleyen halk şairleri olan ozanlar. Söz ve saz birlikteliği, mesajı lardı, âşıklardı. İzleyip dinlediğim etkili ve akıcı bir şekilde aktarmada Şeref Taşlıova, geleneksel Türk külbüyük bir etkiye sahiptir. Âşıklar, tür ve edebiyatının ana damarlarınhikmetli sözlerden oluşan şiirlerinin dan biri olan âşıklık geleneğinin son etkili olabilmesi için sadece sazdan temsilcilerinden biridir. 1938'de değil; aynı zamanda mizahtan da Ardahan'ın Çıldır ilçesine bağlı yararlanıyorlardı. Mizahî bir üslup, Gülyüzü köyünde doğmuş. havayı ısıtıyor ve dinleyici kitlesini Çocukluğundan beri sazla, şiirle ortama çekiveriyordu. meşgul olmuş. Doğu Anadolu bölgeÂşıklar, beşerî, ilahî aşk gibi duysinin âşıklık geleneğini çok iyi guların yanında tarihî olayları, savaşözümsemiş. İline, ilçesine, köyüne ları, göçleri, felaketleri de anlatarak büyük bir aşkla bağlı. Vatana sahipTürk milletinin toplumsal tarihinin lenme duygusunun ve derinden vatan nesilden nesile intikalini sağlamış sevgisinin gerçek anlamda nasıl olaoluyorlar. Tarih konulu edebiyatlarını bileceğini onda gördüm. Âdeta Türk çok önemsiyorum. Çünkü böylece vatanı ve milleti mistiği diyebileceği- tarih bilincini sürekli diri tutarak milmiz bir şahsiyet. Dünyanın her taraletleşme sürecimizi pekiştiriyorlar. fında tanınıyor ve bol miktarda ürün- Zira milletler, tarihî hafızalarıyla leri ve ödülleri var. millet olurlar. Türklük ve milliyet Ardahan'da Türk halk âşığı olarak ruh ve şuurunu telkin etmede de izlediğim Şeref Taşlıova, bende şu önemli bir role sahipler. izlenimlerin doğmasına sebep oldu: Âşıkların söylediği destanlar, ağıtTürk milletinin milletleşmesinde, lar ve başka türde metinler, millî kaynaşmasında, kültür üretip yayma- hafızamızı diri tutmaktadır. sında âşıkların tarihsel rolleri yadsıAyrıca âşıklar, güncel olaylara da namaz. Teknolojinin gelişmediği eski yer verip onları yorumlayarak aktarzamanlarda âşıklar, sazlarıyla, şiirlemalarıyla bir bakıma gazetecilik görriyle, davranışlarıyla mensubu bulun- evini de üstlenmiş oluyorlar. dukları Türk milletine yol ve yön Bütün bu genel özellikleri Şeref gösteriyorlardı. Millî şuur, dinî hasTaşlıova'da gördüm. O, bir buçuk sasiyet ve ahlakî değerler telkin edisaatlik programında bize Doğu yorlardı. Yaşadıkları ve gözlemledik- Anadolumuzun, Kars Ardahan yöreleri olaylara dair yorumlar yapıyormizin hem mahallî tarihçisi, hem lar, bilgece yaklaşımlar getirerek gazetecisi, hem kanaat önderi, hem halkı aydınlatıyorlar, uyarıyorlardı. şairi, hem bilgesi, hem aksakalı, hem Halk bilgeleri olan bu âşıklar, bir meddahı, hem vaizi gibi göründü. yönüyle vaizlerin görevini üstlenmiş- Vatan, millet, bayrak, şehit, devlet, lerdi. Hayata dair doğruları telkin Türklük, müslümanlık, insanlık, ediyor, yanlışlıklardan uzaklaştırıyor- sevgi, saygı, aşk gibi kavramlara bol lardı. Mektep medrese görmemişlerdi bol yer vererek Türk millî kimliğini ama hayat mektebinden öğrendikleri- vurgulu bir şekilde ortaya koydu. ni manalı, ezgili, etkili, esprili, zarif, Tanzimat sonrası süreçte özellikle II. güzel sözlere ve seslere dönüştürebil- Abdülhamit döneminde Ermenilerin me becerileri vardı. Halkın içinden Doğu Anadolu Türklüğüne nasıl çıkıp yine halkın içinde kaldıklarıninsanlık dışı barbarca zulümler, katlidan halkla rahat bir iletişim kurabili- amlar yaptığını, köyleri yakıp yıktıyorlar, halkın dilinden anlıyorlar, hal- ğını; ama Türk'ün o soykırımcı kın ruhuna nüfuz edebiliyorlardı. Ermenilere karşı yılmadan nasıl Kibirlenmiyorlar, halkla halk oluyor- erkekçe, mertçe mücadele verdiğini lar, halktan uzaklaşmıyorlardı. anlattı. Âşıklar, iletişim ve ulaşımın gelişŞeref Taşlıova taşranın, geleneksel mediği eski zamanlarda mahalli hav- saf, bozulmamış, modernite tarafınzalarda merkezî bir konuma sahiptidan kirletilmemiş, temiz Anadolu ler. Bu yönleriyle mahallî kültür taşı- Türk ruhunun cisimleşmiş bir temsilyıcısı olarak büyük bir işlev görüyor- cisi gibi göründü gözüme. Taşlıova, lardı. Mesajlarını şiir şekli ve yapısı Müslümanlık ve Türklük değerlerini içinde vermek durumunda olduklaolanca saflığı, yalınlığı ve gerçekliği rından sözü güzel, sanatlı ve ahenkli içinde sergileyen son derece doğal söyleme gayretinde oluyorlar. Bu da bir kişiliğe sahipti. Şeref Taşlıova, onların Türkçemizi daha güzel ve hem kendisinden hem başkalarından zengin bir hâle getirmeleri sonucunu okuduğu şiirlerin yanısıra şu anlamlı doğuruyordu. Konuşma dilimiz olan sözleri de aktardı: Türkçemizin zenginleşmesinde ve "Geçmişini bilmeyenin geleceğine güzelleşmesinde âşıkların katkısı gülle atarlar." (Bahtiyar Vahapzade) büyüktür. "Âşık demek, deliden düzgün Mahallî havzaların ruhu ve vicdanı sayıklayan demektir." (Behçet Kemal olan âşıklar, Türk millet yapısının Çağlar) gelişmesinde ve sağlamlaşmasında "Eseri olmayanın yerinde yeller bir yönüyle çimento görevi üstleneser." (Bir türbe kitabesinden) Özgecan'ın anısı ormanda yaşayacak ANKARA - Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, anısına kurdukları hatıra ormanında her bir fidanın, Özgecan için yeşereceğini, büyüyeceğini belirtti. Eroğlu, AA muhabirine, Mersin'in Tarsus ilçesinde öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan hatırasına, Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından oluşturulan hatıra ormanıyla ilgili açıklamada bulundu. Özgecan'ın adını sonsuza kadar yaşatmak ve unutulmamasını sağlamak amacıyla hatıra ormanı oluşturduklarını ifade eden Eroğlu, "Özgecan Aslan, adına kurduğumuz hatıra ormanının her bir fidanında yeşerecek" değerlendirmesinde bulundu. Eroğlu, "Yaşam ve sevgi dolu kızımızın hatırasını sonsuza kadar yaşatmak adına yüzlerce fidanı toprakla buluşturduk. Toplumun her kesiminde Özgecan adının yaşatılması için etkinlikler düzenleniyor. Bu kapsamda çeşitli tesislere de adı verilerek Özgecan kızımızın adı artık eserlerle yaşatılacak" görüşünü dile getirdi. Toplumda kadına yönelik şiddete karşı farkındalık oluşturmak için bu ormanı kurduklarını aktaran Eroğlu, şunları kaydetti: "Bizler de Özgecan'ımızın ismini yaşatmak için bir orman tesis ettik. Oradaki her bir fidan bundan sonra Özgecan için yeşerecek ve büyüyecek. Biz de bu maksatla toplumumuzda birliğin, huzurun ve güvenin simgesi olan ormanı seçtik. Kızımız için, bu fidanlar nasıl bir araya gelerek bir orman olacaksa bu toplumda insanlar da millet olmanın şuuru ile bir araya gelerek böyle olaylara karşı birlik olacaklar ve öyle hareket edecekler." Özgecan Aslan'ın adını yaşatmak amacıyla Mersin-Tarsus arasındaki otoban kenarında bulunan 15 dönümlük alana bin 500 fidan dikilmişti. Düzenlenen etkinliğe Özgecan'ın annesi, babası, ablası, kardeşi, çok sayıda yetkili ve vatandaş da katılmıştı. (AA) 12 SURİYE’YE yardım sürüyor 17 Mart 2015 Salı HATAY-Türk Kızılayı, AFAD ve Suudi Arabistanlı iş adamları tarafından Lazkiye ve İdlib kırsalındaki Suriyelilere 4 tır yardım malzemesi gönderildi. Malzemelerin Suriye tarafında dağıtımını üstlenen Suriye Türkleri Derneği'nin yardım dağıtım sorumlusu Muhammed Kömürcü, Türk Kızılayı'nın temin ettiği 6 bin battaniye, 25 bin kıyafet, 150 koli bisküvi, 250 yatak, 4 ton süt, AFAD'ın 10 büyük boy çadırı ve Suudi Arabistanlı iş adamları tarafından gönderilen 275 çadırın Yayladağı sınırına ulaştırıldığını kaydetti. Malzeme yüklü 4 tırın, Türk Kızılayı aracılığıyla insani yardımların geçişi için açılan Arfalı ve Güveççi mevkisinden Suriye'ye geçtiğini belirten Kömürcü, malzemelerin İdlib ve Lazkiye kırsalındaki halka dağıtıldığını söyledi. Yayladağı Suriye toprakları yakınlarında çatışmaların yoğunlaştığını aktaran Kömürcü, yüzlerce insanın köy- lerini terk ederek güvenli bölgelere kaçtığını dile getirdi. İnsani yardım malzemelerine her zamankinden fazla ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Kömürcü, "Allah, Türk devleti ve milletinden razı olsun. Bizimle ekmeklerini paylaşıyorlar. Bölgede çatışmalar yoğunlaştı. İnsanlar perişan durumda. Kuru gıda ve una ihtiyacımız var. Tüm hayırseverlerden yardım bekliyoruz" diye konuştu. ABD, Esed’e göz kırpıyor WASHINGTONTürkiye’yi başlarda destekler göründüğü Suriye politikasından çark eden ABD, eli kanlı diktatör Beşar Esed’e göz kırpmaya başladı. Yapılan açıklamalar ise kafa karıştırmaya dönük mesajlar içeriyor. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ABD olarak Suriye'de siyasi değişim için bu ülkenin Devlet Başkanı Beşşar Esed ile müzakere etmek zorunda olacaklarını ve Esed'e müzakereleri kabul etmesi için baskı yapmanın yollarını araştırdıklarını söyledi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf ise, ABD'nin Suriye politikasında değişiklik bulunmadığını ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile doğrudan müzakere etmelerinin söz konusu olmadığını kaydetti. Kerry, Suriye'deki iç savaşın dördüncü yılında, CBS News'e verdiği mülakatta, "Neticede müzakere etmek zorundayız. Cenevre 1 süreci bağlamında her zaman müzakere etme niyetinde olduk" dedi. Suriye'deki çatışmayı sona erdirmeye dönük diplomatik süreci yeniden canlandırmanın yollarını araştırdıklarını belirten Kerry, "Esed'in gelip bunu yapması (müzakerelere girmesi) için uğraşıyoruz ve bunun olması için de onun üzerinde çeşitli türlerden artan baskı oluşturmak gerekebilir. Bu baskıyı meydana getirmeye yardımcı olabilecek adımları değerlendirmekte olduğumuzu insanlara çok net ifade ettik" diye konuştu. Kerry, müzakerelerin önemli olduğunu çünkü soruna askeri değil, siyasi çözüm bulmak gerektiği noktasında herkesin mutabık kaldığını dile getirerek, şunları kaydetti: "Esed rejiminin müzakere etmesini sağlamak için, ona, bu siyasi neticenin peşinde olma ve (Esed'in) müzakereler konusundaki hesaplarını değiştirme yönünde herkeste bir kararlılığın bulunduğunu net biçimde göstermemiz gerekecek. Bu, şu anda yapılmakta. Ve şuna ikna olmuş durumdayım ki müttefiklerimizin ve diğerlerinin çabalarıyla, Esed üzerinde artan baskı olacak" ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf, ABD'nin Suriye politikasında değişiklik bulunmadığını ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile doğrudan müzakere etmelerinin söz konusu olmadığını kaydetti. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, bir Amerikan televizyon kanalına verdiği mülakatta, ABD olarak Suriye'de siyasi değişim için Esed ile müzakere etmek zorunda olacaklarını ve Esed'e müzakereleri kabul etmesi için baskı yapmanın yollarını araştırdıklarını söyledi. Harf ise Twitter mesajı atarak, Kerry'nin sözlerine açıklık getirdi. Mesajında ABD'nin Suriye politikasında bir değişiklik olmadığını belirten Harf, Esed'in Suriye'nin geleceğinde bir yeri bulunmadığını kaydetti. Harf, "Bakan Kerry, rejim ile masada müzakere edilmiş bir sürece ihtiyacımız olduğuna dair uzun süredir var olan politikamızı tekrar etti. Kerry, doğrudan Esed ile müzakere edeceğimizi söylemedi" ifadesini kullandı. haber DAVUTOĞLU kadınlara seslendi İSTANBUL - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Yeni Türkiye'de bugün başı açık, başı örtülü bütün kadınlar onurla TBMM'ye giriyorlarsa bu AK Parti'nin kadınlara duyduğu saygının bir eseridir" dedi. Başbakan Davutoğlu, partisinin İstanbul İl Kadın Kolları Kongresi ve MYK toplantısında yaptığı konuşmada, "Çanakkale'de bundan 100 sene önce vatan savunması için bu aziz İstanbul'un savunması için şehit düşen yiğitlere, o yiğitlerin analarına, onların yetim bıraktığı çocuklara selam olsun, kınalı kuzulara selam olsun" diyerek sözlerine başladı. Tarihi bir kongre gerçekleştirdiklerini belirten Davutoğlu, şunları kaydetti: "İzmir işgal edildiğinde İstanbul'da Sultanahmet mitinginde bütün Türk kadınları adına istiklal için haykıran Halide Edip'e selam olsun. Tek parti zulmünden çıkarken 1947 muhtarlık seçimlerinde Mersin'de, Aslanköy'de el konulmak istenen seçim sandıklarına sahip çıkıp 'sandık namusumuzdur' diyen demokrasi kadınlarına selam olsun. AK siyasetin ak kadınlarına İstanbul teşkilatımızın öncü kadınlarına selam olsun. İstanbul'da bu kadın teşkilatını kurarak kadınların siyasette öncülüğünü üstlenen Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'a selam olsun." Başbakan Davutoğlu, yükseköğrenime geçiş sınavına girenlere de başarılar dileyerek, "Onları yetiştiren annelere hürmetlerimi sunuyorum. Onların yetiştirdiği yeni neslin, bugün üniversiteye adım atmak üzere harekete geçen bu yeni neslin Türkiye'nin yeni öncü nesli olacağına dair inancımız sonsuzdur" diye konuştu. - Kadın ve onur, şefkat, estetik kavramları İlk defa bir il kongresinde, kolları itibarıyla bu denli muhteşem bir topluluğa hitap etmekten büyük onur duyduğunu anlatan Davutoğlu, kadınların onur, şefkat ve estetik kavramlarını yücelttiğine inandığını söyledi. AK Parti siyasetinin bu üç kavramını bütün siyasetine bir mühür gibi vurduğunu dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti: "Önce onur, kadınlık, insanlık onuru. AK Parti siyasetinin temeli insanlık onuruna sahip çıkmaktır, kadınlarımızın onuruna sahip çıkmaktır. Eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki en temel fark da budur. Bir an gözünüzü kapatın ve eski Türkiye'yi hatırlayın, hani milli iradeyle TBMM'ye girmiş olan başörtülü bir hanıma 'bu kadının haddini bildirin' diyen eski Türkiye'yi hatırlayın. O eski Türkiye'de benim bugün makamımda oturan bir Başbakan, Allah rahmet eylesin, biz yine de rahmetle anarız. Ama oraya milletin oylarıyla gelmiş ve kadınlık onuruyla gelmiş bir kardeşimize bütün erkekleri tahrik ederek 'bu kadının haddini bildirin' demişti. Kürsünün önüne erkekler dizilmişti, sanki 'Çanakkale geçilmez demek' için. Halbuki o kadın milletvekili Çanakkale şehitlerini, milli iradeyi temsil ediyordu." Başbakan Davutoğlu, yeni Türkiye'de bugün başı açık, başı örtülü bütün kadınların onurla TBMM'ye giriyorlarsa bunun AK Parti'nin kadınlara duyduğu saygının bir eseri olduğunu dile getirdi. KILIÇDAROĞLU gençlere seslendi ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Birileri gençleri ayırıyor 'bizim gençler, onların gençleri' diye ben buradan bütün gençlere söz veriyorum: hiçbir ayrım yapmayacağım" dedi. CHP Ankara Gençlik Kolları'nın düzenlediği, "Onurlu Yaşa"yanlar Konseri Ankara Arena'da gerçekleştirildi. Etkinliğe CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, CHP Ankara milletvekili Aylin Nazlıaka, partililer ve vatandaşlar katıldı. Etkinlikte, hayatlarını kaybeden Ahmet Atakan, Ethem Sarısülük, Berkin Elvan, Ali İsmail Korkmaz, Medeni Yıldırım ve Abdullah Cömert'in aileleri de yer aldı. Konserde gençlere seslenen Kılıçdaroğlu, "Ben de yürekten inanıyorum, devrim şehitleri ölümsüzdür" dedi. Kemal Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Sevgili gençler güzel eğlenin, hayatın bütün renklerini tadın, gelecek sizindir, umudumuz sizsiniz, Türkiye'nin geleceği sizsiniz. Türkiye'nin vicdanı, ideali, umudu sizsiniz. Birileri gençleri ayırıyor, 'bizim gençler, onların gençleri' diye ben buradan bütün gençlere söz veriyorum: hiçbir ayrım yapmayacağım. Bütün gençleri bağrıma basıyorum. Gezi'nin gençleri bedel ödediler, o bedel sizin geleceğiniz için ödenen bir bedeldir. O bedel Türkiye'nin geleceği için ödenen bir bedeldir. O nedenle Gezi'nin gençleri bu ülkenin onurudur, o nedenle diyoruz ki: Gezi'nin gençliği dünyadaki onurumuzdur. Gençleri unutmamızın en güzel göstergesi işte karşımızdadır, 'Denizlere sözümüz, devrim olacak' diyor. Nasıl unutmadıysak asla unutmayacağız ve unutturmayacağız." dış dünya 17 Mart 2015 Salı 13 İsrail seçimlerinden yine koalisyon çıkacak İsrail'de dikkatler bugün yapılacak genel seçimlere kilitlenirken, anketler Herzog-Livni ikilisini Likud'un önünde gösteriyor. Ancak, sağcı partilerden alacağı destekle hükümeti Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud'un kurması da ihtimal dışı görünmüyor. “AB ordusu” önerisi Avrupa'yı böldü Netenyahu’nun seçimlerden yenik çıkması bekleniyor KUDÜS - İsrail'de son hükümet krizi, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun Yeş Atid Partisi lideri Maliye Bakanı Yair Lapid ve Hatnuah Partisi lideri Adalet Bakanı Tzipi Livni'nin de aralarında bulunduğu 6 bakanı görevden almasıyla patlak verdi. Parlamentonun feshedilmesinin ardından, liderler genel seçimlerin 17 Mart’da yapılması konusunda anlaşmaya vardı. Bu çerçevede kuruluşundan bu yana 20. kez genel seçimlere giden İsrail, hükümetlerin ömrünün kısa olması ve genelde erken seçimle sonuçlanması göze çarpan önemli bir nokta. İstatistikler, İsrail'de bir hükümetin ömrünün ortalama 3 yıl olarak gösterirken, son Netanyahu hükümeti ise sadece 21 ay görev başında kaldı. Seçim öncesi yapılan anketler Netanyahu'nun akıbetine ilişkin ipuçları veriyor. İsrail radyosunun çarşamba günü yayınladığı son ankete göre, Herzog ve Livni partilerinin oluşturduğu Siyonist Birlik, İsrail meclisindeki 120 koltuktan 24'ünü alabiliyor, Netanyahu'nun Likud Partisi ise 21 sandalyede kalıyor. Ülkenin "tek seçim bölgesi" olarak kabul edildiği İsrail'de nispi temsil sistemi uygulanıyor. 17 Mart'ta sandık başına gidecek İsrailliler, herhangi bir adaya değil, 120 ismin bulunduğu parti listesine oy verecek. Her partinin seçimde aldığı oy oranı kadar, hazırladığı listedeki aday meclise girmeye hak kazanacak. Buna göre, bir parti yüzde 10 oy alması halinde, mecliste 12 sandalyeye sahip olacak. Partilerin, Knesset'e girebilmesi için yüzde 3,25 olan seçim barajını aşması gerekiyor. Barajı aşan siyasi partiler, aldıkları oy karşılığı mecliste belli sayıda sandalye kazanmalarının ardından, bu partilerin yeni bir koltuk daha elde etmeye yetmeyen artık oyları ve barajın altında kalan partilerin oyları, meclise girmeye hak kazanan partiler arasında yeniden dağıtılacak. Bu dağıtım seçim sonuçlarındaki oy dağılımı yüzdelerine göre yapılacak. İsrail seçim sisteminde barajın düsu ̧ k̈ olması ülke siyasetinde aktif partilerin çoğunun Knesset'te temsil edilmesine imkan tanıyor. Mevcut baraj uygulaması, bir partinin tek başına iktidara gelmesini ise son derece güç hale getirdiğinden, İsrail'de koalisyon hükümetleri alışılageldik bir tablo. Bu nedenle, geçmişteki bazı hükümetlerde tamamen farklı siyasi çizgide olan partiler, aynı hükümet çatısı altında birleşmek zorunda kalmıştı. Seçimde yarışacak partileri sonuçların açıklanmasının ardından bu sefer de koalisyonu oluşturma maratonu bekleniyor. İsrail'de koalisyon hükümeti oluşturabilmek için 61 koltuğa ihtiyaç duyuluyor. AB, Kırım’ın Rusya tarafından ilhak edilmesini kınadı Avustralya, sığınmacılara “ACIMASIZCA” davranıyor BİRLEŞMİŞ MİLLETLER - Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmesinin uluslararası hukukun ihlali olduğunu söyledi. BM Güvenlik Konseyi'nin bugünkü oturumunda AB ile BM arasındaki koordinasyon konusu ele alındı. Mogherini, toplantıda yaptığı konuşmada, Rusya'nın Kırım'ı işgalini eleştirerek, "Bu eylem yanıtsız bırakılamaz. Kırım ve Sivastopol'un ilhak edilmesi uluslararası hukukun ihlalidir, AB olarak kınıyoruz" dedi. Mogherini, Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne de vurgu yaparak, "Bizim Ukrayna konusundaki politikamız son derece net: Biz çatışmalara son verilmesini ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün korunmasını istiyoruz" diye konuştu. Kırım'da Rusya yanlıları, geçen yıl Mart ayında yapılan ancak uluslararası toplumun tanımadığı referandumun ardından özerk bölgenin Rusya'ya bağlandığını açıklamıştı. Konuşmasında Libya'daki çatışmalara da değinen Mogherini, taraflara ulusal birlik hükümeti konusunda uzlaşı çağrısı yaparak, "Bu uzlaşının bir an önce gerçekleştirilmesi gerekiyor. Libya'da kriz derinleştikçe IŞİD'in bölgedeki etkisi artıyor. İnsan kaçakçıları, bölgeden kaçmaya çalışan çok sayıda göçmenin hayatını riske ediyor" ifadesini kullandı. (AA) MELBOURNE - Avustralya İnsan Hakları Kanun Merkezi Direktörü Daniel Webb, Avustralya'ya sığınma talebinde bulunmak için teknelerle gelen ve yakalandıktan sonra Manus Adası gözaltı merkezinde tutulanların çok kötü şartlar altında gördüğünü belirterek, "Tarih Avustralya'yı acımasızca yargılayacak" dedi. Avustralya'ya sığınmak isteyenlerin yakalandıktan sonra tutulduğu Manus Adası, Nauru gözaltı merkezi ve Avustralya topraklarında bulunan gözaltı merkezlerinde tutulan sığınmacıların zor şartlar altında yaşadıkları, insan hakları savunucularının sürekli gündeminde yer alıyor. Ülkede en çok protesto edilen konuların başında gelen mülteci ve sığınmacı haklarıyla ilgili düzenlenen gösterilerde, merkezlerde kalan çok sayıda çocuk ve yetişkinin insani şartlardan uzak bir ortamda yaşadıkları sıklıkla dile getiriliyor. Ülkede uzun süredir mülteci uygulamalarını eleştiren ve sığınmacıların gözaltı merkezlerinde zor şartlarda yaşadığını belirten göstericilerin bu düşüncelerini, Avustralya İnsan Hakları Komisyonu, Amnesty International ve son olarak da Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan raporlar haklı çıkardı. Avustralya'da insan hakları alanında faaliyet gösteren kuruluşlardan biri olan İnsan Hakları Kanun Merkezi Direktörü avukat Daniel Webb, AA muhabirine bu gözaltı merkezlerine ziyarette bulunduğunu ve ziyaretin ardından bu merkezlerin görüntülenmesine neden izin verilmediğini anladığını söyledi. Webb, bu merkezlerde sığınmacıların "çok kötü" şartlar altında yaşadığını belirtti. Bu merkezleri ziyaret etmeden önce konuyla ilgili hazırlanmış raporları incelediğini anlatan Webb, merkezlerin "şoke edici" şekilde kalabalık olduğunu aktardı. Webb, bu merkezleri "boğucu" olarak niteleyerek şunları söyledi: "Gördüklerim karşısında kesinlikle Ülkede çoğu zaman seçim sonuçlarına yakın veriler ortaya koyan anketler, 17 Mart seçimlerinde bir partinin tek başına iktidara gelemeyeceğini gösteriyor. İsrail'deki son anketlere göre, seçim sonrasında 120 koltuğun partilere dağılımının şu şekilde olması bekleniyor: "Siyonist Birlik (24), Likud (21), Birleşik Arap Listesi (13), HaBayit HaYehudi (13), Yeş Atid (13), Kulanu (8), Şas (7), Birleşik Tora Yahudiliği (6), Yisrael Beitenu (6), Meretz (5), Yahad (4)" Söz konusu anketler esas alındığında partilerin siyasi çizgilerine göre, Likud, Yisrael Beitenu, HaBayit HaYehudi ve Yahad'dan oluşan sağcı partiler 44, UltraOrtodoks partilerin 13, Yeş Atid ve Kulanu'ndan oluşan merkez partiler 21, Siyonist Birlik ve Meretz'in oluşturduğu liberal solcu partiler 29, Birleşik Arap Listesi'nin ise 13 koltuk elde edeceği öngörülüyor. Anketler her ne kadar Herzog-Livni ikilisini Netanyahu'nun Likud partisi önünde gösterse de Netanyahu'nun yeni dönemde koalisyon kurabilme ihtimali sağcı partilerden alabileceği destek dolayısıyla daha muhtemel değerlendiriliyor. Netanyahu karşıtı bir hükümet kurulması için ise Herzog'un bazı sağcı partilerin desteğini alması gerekiyor. (AA) LONDRA - Rusya'nın Ukrayna kriziyle birlikte oluşturduğu tehdit Avrupa hükümetlerinin savunma politikalarını sorgulamasına ve gözden geçirmesine neden olurken, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker'in "AB ordusu oluşturulsun" önerisi her Avrupa ülkesinde olumlu karşılanmadı. AB Komisyonu Başkanı Juncker, geçen hafta AB'nin kendi ordusuna ihtiyacı olduğunu, bunun AB'nin son dönemde Rusya'nın oluşturduğu tehdit gibi, gelecek tehditlere karşı daha fazla önlem alınabilmesini sağlayacağını dile getirdi. Juncker, AB ordusuyla üye ülkelerin savunma bütçelerinde tasarruf sağlanabileceğini ve bunun Avrupa entegrasyonunu teşvik edeceğini ifade etti. Eski Lüksemburg Başbakanı Juncker ayrıca, "AB ordusu, ortak dış ve güvenlik politikaları geliştirmemizi sağlayacaktır. Avrupa'nın imajı dış politika anlamında zedelendi, çok fazla ciddiye alınmıyoruz" dedi. Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi (EDAM) Başkanı Sinan Ülgen AA'ya yaptığı açıklamada, "AB ordusu" önerisinin yeni bir öneri olmadığını, uzun süredir gündemde olduğunu ancak bir türlü ilerletilemediğini belirtti. Juncker'in konuyu yeniden gündeme getirmesindeki temel sebebin, Rusya'nın Avrupa için oluşturduğu tehdit olduğunu ifade eden Ülgen, "Juncker bu konuyu gündeme getirdikten sonra verilen tepkilerden görüyoruz ki AB içinde NATO'ya benzer bir savunma geliştirilmesine dair ciddi tereddütleri olan ülkeler var. Bunların başında da İngiltere geliyor" dedi. İngiltere, daha önce de AB ordusu oluşturması fikrini birkaç kez dile getiren Juncker'in önerisini reddetti. İngiliz hükümeti, savunmanın ulusal bir konu olduğunu, AB'nin sorumluluğunda olmadığını bildirdi. Hükümetten yapılan yazılı açıklamada, "Savunmanın ulusal BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 1 2 şoke oldum. Merkez şok edici şekilde kalabalıktı. Bir yatakhanede 120 adet iki katlı ranza birbirine yapışık şekilde yerleştirilmiş 240 yatak vardı. Yataklar, aralarından yürünemeyecek şekilde birbirine yakın konulmuş. Gardiyanlar her yerdeydi. Ürkütücü levhalar vardı. Mesela levhalardan birinde 'tüm güvenlik görevlileri her zaman yanlarında (Hoffman Knife) özel bıçak bulundurmak zorunda' yazıyordu. Bu bıçaklar kendini asmaya çalışanların iplerini kesmek içindi. O levhaları görmem bana şunu ifade ediyor. Şartlar sadece rahatsız edici değil. O kadar acı verici ki doğal olarak intihar riskini artırıyor. O yüzden de gardiyanlar yanlarında bıçak taşımak zorunda."BM raporlarına konu olan Manus Adası gözaltı merkezinde 17 Şubat 2014'de çıkan olaylarda 62 kişi çeşitli yerlerinden yaralanmış, başından darbe alan İran uyruklu Reza Berati (23) hayatını kaybetmişti. Ancak bir yıl geçmesine rağmen Berati'nin ölümüne ilişkin sorumlular hakkında bir yakalama kararı ya da yargı süreci başlatılmamıştı. Gözaltı merkezlerinde yaşanan olaylara, zor fiziksel şartlar, yavaş işleyen sığınmacılık başvuruları, yeniden yerleşme sürecindeki belirsizlik gibi unsurların sebep olduğunu ve bu nedenle çıkan olaylarda Berati'nin hayatını kaybettiğini kaydeden Webb, "12 ay geçti şartlar hala değişmedi. Başvurular inanılmaz yavaş ve sığınmacıların mülteci olarak ne zaman, nereye ve nasıl yerleştirileceklerine dair hiçbir plan yok. İnsanlara bu kadar acımasız davranırsak şiddet kaçınılmaz" dedi. (AA) 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 1 2 3 4 5 olduğu, AB'nin sorumluluğunda olmadığı konusundaki pozisyonumuz tamamen açıktır. Bu duruşumuzun değişmesi olası değildir ve bir Avrupa ordusunu olası görmüyoruz" ifadelerine yer verildi. İngiltere Başbakanı David Cameron daha önce konu gündeme geldiğinde, üye ülkeler arasındaki savunma işbirliğinin önemli olduğunu ancak AB kontrolünde bir ordu oluşturmanın doğru olmayacağını söylemişti. Avrupa Parlamentosu üyesi, Muhafazakar Partili Geoffrey Van Orden, kimi zaman yeniden gündeme getirilen AB ordusu oluşturulması fikrine son verilmesi gerektiğini belirterek, "Ülkelerimiz ciddi bir tehdit altındaysa NATO'ya mı AB'ye mi güveniriz? Yanıt, sorunun içinde var zaten" dedi. EDAM Başkanı Sinan Ülgen, bugün birçok Avrupa ülkesinde ekonomik yavaşlama ve kriz varken, savunma bütçelerinde kesintiler yaşanırken, AB'nin NATO'dan ayrı kendine has bir güvenlik kimliği oluşturmasını beklemenin gerçekçi olmadığını dile getirdi. Ülgen, "Uzun yıllardan beri ABD, NATO içindeki Avrupalı ortaklarından savunmaya ayırdıkları bütçeyi artırmalarını istiyor. NATO içinde bunu yapamayan birçok AB ülkesi varken, Juncker'in çağrısını gerçekçi görmüyorum" diye konuştu. AB Komisyonu Başkanı Juncker, "oluşturulacak bir AB ordusunun NATO'nun rolüne meydan okumayacağını" söylese de İngiliz siyasetçiler NATO'nun AB ülkelerinin savunmasının "temel taşı olması gerektiğini" ifade ediyor. İngiltere'de koalisyon hükümetinin küçük ortağı Liberal Demokrat Parti, "AB ordusu, savunduğumuz birşey değil. Gerekli olduğunu düşünmüyoruz" açıklamasında bulundu. Muhalefetteki İşçi Partisi de AB ordusu önerisini desteklemeyeceğini, NATO'nun Avrupa'nın savunması için "köşe taşı" olmaya devam etmesi gerektiğini bildirdi. (AA) 6 7 8 9 10 14 17 Mart 2015 Salı "Hersek'in İncisi" Poçitely TURİZM Bosna Hersek'in güneyindeki Çaplyina şehrinin tarihi Türk köyü Poçitely, ilkbaharın gelmesiyle ayrı bir güzelliğe büründü. IKBY'nin, tarihi ve turizm alanlarının tanıtılması ERBİL - Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) Turizm Bakanı Nevroz Mevlüt, "Kürdistan'ın" ticaret ve turizm açısından oldukça zengin bir bölge olduğunu belirterek, "DAEŞ terör örgütü, her ne kadar bölgemize saldırsa da Peşmerge güçlerimiz kahramanca topraklarımızı koruyor. Dolayısıyla endişe edilecek bir durum yok" diyerek ticaret ve turizm firmalarına yatırım çağrısında bulundu. Erbil'deki bir otelde IKBY'nin, tarihi ve turizm alanlarının tanıtım toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya, IKBY Turizm Bakanlığı'nın daveti üzerine Türkiye, İran ve Irak'ta 60 firma katıldı. Tanıtım toplantısında bir konuşma yapan Turizm Bakanı Mevlüt, gezip görmeye değer pek çok tarihi ve turistik alanların bulunduğunu söyledi. DAEŞ tehdidinin Peşmerge güçleri tarafından bertaraf edildiğini belirten Mevlüt, "Bugün birçok seyahat ve turizm acentesi burada. Bu da bölgemizin güvenli olduğunu gösteriyor. Toplantımıza katılmayan firmalara seslenmek istiyorum: Kürdistan, ticaret ve turizm acısından zengin bir bölgedir. Firmalardan isteğimiz, başka ülkelerden insanların buraya gelmelerini sağlayıp, bölgenin zenginliklerini görmelerini sağlamaktır. Kürdistan'ın tarihi ve turistlik alanlarının tanıtılmasına yardımcı olacak firmalara, elimizden gelen yardımı veremeye hazırız" şeklinde konuştu. IKBY Turizm Bakanlığı'nın daveti üzerine Türkiye'den Erbil'e geldiklerini kaydeden Abdullah Tunçdemir de "Türkiye'den iş gezisi amaçlı grupları bölgeye getiriyoruz. Bundan sonra burada yaşayan insanları da ülkemize götürüp seyahat etmelerini sağlamak içinde çalışmalarımız olacak. Yazın burada havalar aşırı derecede ısınıyor. Buradaki insanların, Van'a gelmelerini, tarihi kentimizde hem gezmelerini hem de dinlenmelerini istiyoruz" ifadelerini kullandı. Tunçdemir, IKBY'de turizmin gelişmesi için profesyonel adımlar atılması gerektiğini, kapılarda geçişlerin kolaylaştırılması, otel fiyatlarının düşürülmesi ve DAEŞ tehdidinin acilen son verilerek huzur ve güven ortamının sağlandığının gösterilmesi durumunda Türkiye ile belgesel hükümet arasında geliş-gidişlerin artabileceğini sözlerine ekledi. Türkiye'de faaliyet gösteren 16 acente adına toplantıya katıldığını söyleyen Mahmut Bağcı ise turizm acısından özellikle Erbil'in iyi tanıtılmasının şart olduğunu aktardı. Erbil Kalesi'nin, Amerika'nın tarihinden 10 kat daha eski olduğunu hatırlatan Bağcı, "Şaklava, Behal, Revanduz gibi dışarıdan fazla bilinmeyen ancak turistik olarak tanıtıp gezdireceğiniz birçok yerin mevcut olduğunu biliyoruz. Bu tür yerlerin iyi tanıtılması gerekiyor" görüşünü dile getirdi. (AA) ISSN 1308-7622 Yıl: 45 Sayı: 15118 17 Mart 2015 Salı GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi: Grup Birikim Matbaacılık Yayıncılık Bil. Med. Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına Ahmet Serkan Küçük Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ Yazı İşleri Müdürü Şebnem ÜNAL Sayfa Editörü Abdülmecit KOYUNSAĞAN İstihbarat Şefi Ayşegül BALDEMİR Muhabir - İnternet Editörü Kenan ERGEN Haber Merkezi Şenol Günüç, Emine Özcan, Hakkı Murat Söbütay, Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel, Tülay Canpolat, Zeynep Efsane Güzeldereli İdari Merkez Yeni Batı Mah. 2412 Sok. No: 12 Batıkent - Yenimahalle / ANKARA Tel: 0312 397 49 79 - [email protected] Basıldığı Yer: Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT POÇİTELY - Araç giremeyecek kadar dar sokakları, temelinden çatısına kadar taştan yapılan otantik evleri, Bosna Krallığı'ndan kalma kalesi ve Osmanlı dönemine ait cami, medrese ve hamamıyla ülkenin en gözde turizm merkezlerinden biri olan Poçitely, başta Türkiye olmak üzere her yıl binlerce turisti ağırlıyor. "Taştan" inşa edilen bu köyün en eski yapısı ise kayıtlara göre 15. yüzyılda inşa edilen bir kale. Osmanlı'nın bölgeyi fethinin ardından önemli bir merkez haline gelen Poçitely'de, o dönemde inşa edilen Şişman İbrahim Paşa Camisi, Poçitely Saat Kulesi, medrese, hamam ve han günümüze ulaşan eserlerden. Kendine özgü evleriyle ilk görüşte dikkati çeken köy, 2003 yılında Bosna Hersek Milli Anıtı ilan edilerek, koruma altına alındı. Poçitely ayrıca, 2007 yılında da USNESCO Kültür Mirasları listesi için Bosna Hersekli yetkililerce aday gösterildi. savaş döneminde, başta köydeki cami olmak üzere birçok yapı önemli ölçüde zarar gördü. Restorasyon çalışmalarının sürdüğü köyde, orijinal yapılar hala muhafaza ediliyor. Kale içine kurulan ve merdivenlerle çıkılan evlerin taş mimari yapıları, bahçelerdeki çiçekleri ve Neretva Nehri manzarasıyla insanı büyüleyen Poçitely, ziyaretçileri adeta Orta Çağ'a götürüyor. Dünyanın en güzel minyatür yerleşim birimlerinden biri olarak gösterilen köyün bir diğer özelliği ise dört bir yanı saran nar ağaçları. Hemen her bahçede nar Erciyes'te Nisan’da da kayak yapılabilecek KAYSERİ- Türkiye'nin en önemli kayak merkezlerinden Erciyes'te, nisan ayının ortaların akadar kayak yapılabilecek. Erciyes AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Cahid Cıngı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen günlerde etkili olan kar yağışının Erciyes'te kayak sezonunu 2 hafta daha uzatmalarını sağladığını söyledi. Bu yıl sezonu dünyadaki birçok kayak merkezinden çok daha erken açtıklarını belirten Cıngı, "Yapay kar makinelerimiz sayesinde Erciyes'te 22 Kasımdan itibaren sezonu açmıştık. Geçtiğimiz günlerde 70 santimetre kadar daha Erciyes'e kar yağdı. Pistlerimizde deforme olan yerler vardı, onların kapanmasını sağladı. En önemlisi de sıcak hava nedeniyle yumuşayan ve sulanan pistlerin tekrar sertleşmesini sağladı. Bu da kayak sezonunu Nisan'ın 15'ine kadar uzatabilme fırsatı verdi" diye konuştu. (AA) ağacının bulunduğu köyde, nardan meyve suları ve pekmezler satın almak da mümkün. Bu arada, Poçitely'deki taş evler, ünlü ressamlara ilham olması açısından eski Yugoslavya döneminde senede 15 gün boyunca ressamlara tahsis ediliyordu. Bosna Hersek'in en ünlü ressamlarından biri olan Safet Zec de köye hakim bir tepedeki görkemli bir konakta ikamet edip, resimleri için ilham arıyor. "Hersek'in İncisi" olarak anılan bu şirin köye ulaşmak ise çok kolay. Hersek bölgesinin en önemli turizm merkezi olan, tarihi Mostar Köprüsüyle ünlü Mostar kentinden güneye doğru 30 kilometre uzaklıkta bulunan bu köy Neretva Nehri'nin yanı başında, M 17 karayolunun tam üzerinde bulunuyor. (AA) ABONE TALEP FORMU $',62<$', )ù50$$', 6$'(&(7h=(/.ùúù/(5 9(5*ù180$5$6,9(5*ù'$ù5(6ù 6$'(&(7h=(/.ùúù/(5 6$'(&(7h=(/.ùúù/(5 $'5(6 6(07ù/d(ú(+ù5 3267$.2'87(/()21*60 (3267$7&.ù0/ù.12 $%21(/ù.6h5(6ù<,//,.<,//,. g'(0(ú(./ù3(úù1..$57,DOÖQPÖûWÖU $ERQHOLNELWLûWDULKLQGHQLWLEDUHQJQ|QFHDERQHOLNLSWDOL\D]ÖOÖûHNLOGHLVWHQPHGLøLWDNWLUGHDERQHOLNVUHVL\ÖOX]D\DFDNWÖU 7$5ù+ )RUPGDNLELOJLOHULQHNVLNVL]GROGXUXOXSLP]DODQPDVÖQGDQYHWDUDIÖPÖ]DXODûPDVÖQGDQVRQUDDERQH OLNLûOHPOHULQL]EDûOD\DFDNWÖU <HGLJQ*D]HWHVLQH $ERQH2OPDNùVWL\RUXP Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: 0312 368 04 09 Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. www.yedigungazetesi.com.tr Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir Büyük Anadolu Medya Grup Özel Eğitim Gıda ve İnşaat Ltd. Şti. İstanbul Cad. Elif Sokak No:7/244 İskitler - Ankara TEL: 0 312 384 30 70 Pbx Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç) ù0=$ <XNDUÖGDNLELOJLOHULQGRøUXOXøXQXNDEXOYHEH\DQHGL\RUXP %HOLUWWLøLPJD]HWHJD]HWHOHULQDGUHVLPHJ|QGHULOPHVLQLRQD\OÖ\RUXP :2 <,91 4; 8735 *5; <97: 7/2 <+; .6/ < . 3* :8' 8<, 612 :11 4: <-65' 69<; 6/,;7 944 1-6 ;6< ;<* 6<:6< 87;1;8#97927:;87 0.6$ 438 98, 8; <5;4;/<;043 4:1<: 2< %698: 0/8 <*94 6<+%7- 9*<( 12 /. 6;5 <+9 5;28:7<.7;4;<: 0+: (: 6/2 6989<5;;7' 87:69 4/ :7: .,0 4: 7: 8( 4: 8/8<, <8: 7795 %8:2 38 / 8.295 :8: 9)<4 87;638 9$ :5. +9796$< <56 .6; 6<4:4 295 .7; 8. /&< -0. :A :5. 84:<, 6-7 4> 7:69 13#3<(% :? ;61 BA * ;B >9@ -2 B=, >?> $ "$ $ >AB $6@ & # % " ' ! $ # $ # $ERQHOLNùûOHPOHULYH'DøÖWÖPÖ<DSDQ)LUPD *UXS%LULNLP0DWEDDFÖOÖN <D\ÖQFÖOÖN%LOLûLP0HG\D6$1YH7ù&$ú %DWÖNHQW<HQL%DWÖ0DK6RNDN1R <HQLPDKDOOH$1.$5$ ZZZ\HGLJXQJD]HWHVLFRPWUJD]HWH\HGLJXQ#JPDLOFRP =8 ;B9A @( -= ; B92 @6 <5@8 9@> ;<5 ?B@ ?6A. B+@ @=AB 8 =A. 9'B ,><A5 B), @=A B), 0@>A <4B @=@ 41 94= .B5 @ A9A ;>; ;> A:A> <A 7B1?=B? A=B B89?: @6 6@ 0@ @B0 7 ?<:?'B# @: @+@/ B0@9;=>?>B?> 31A95 A: A>B2=@B6 &?& A=? B8@ ?8' >; 8@ =A8 /6 >B@ 9?<< =@8 ?=: > @/ )A @+@ ;&; "B8@'B!2- ?/9 7=1 3?- 1@8@ 9;'B :@:;5B :;8 ?B:A( 50 @3 @/ B?<A %?> A @/;>; @& =?> 7 A-B!AB# (<7 >B? @5 B3A >@ 792 32 >. A >B+ @8 (@ @+ -A=@6 =8A ; 1;= 1A>?> :A :2 94= " $= 5A9B" =B2 <;B /8@><7. *0 8@><@@/@=;A<B#@ =2( 9A 1@ 8B1 A> :@ :?9 % %2 B <B;<;%+<A9. 9A0 ;-B8@ =A 5@ B:A >B?<8B =@8 =?69<A A< A %<4 ;<@ B1; =, ! & 4 <@/<@=;>; .B9A <A BA> =/; (?< A8 8?> 8@ =@8 B:A =5 92- 8<@ +A :?'B A<B!A >7 7 $% " 5@ =6?>?B= B:A 4=6 =@632 2> ?<A & ! :A >7 9A=?B -A A=@63 4B: 4> ' ' ! & ! & 2<7 8=A 0B2 2- 4/ A< A .B @ @9B ,= A> ?6A (?<.B597=B)B :A 7/ ?'B 2<59?=: <? )A @0%A B# <A9 @0 A+ ;B" 5@>B); @ @> @3 8% ;= /8 <A3 #@ .B 4 ?B+AB =8@;<5;/9 @-9;' :A =1A6 2<7B82=@8 A6?B3 63 !4 =@8 B1; ?=5 A=@ @> @ &4694 >: B2- ;6;>:<@=;> 34 (A=<A 3? 3A ;/B@%/;5 :A ?5 =8? ?= !4 @B1@8B3@8<@ ;<B1 ?B6A% A5 @6 2> B17 >B> A(?>6;<B,>=;>:@ <4> 1, @6A9A A=A :A.B@ %<@ B 6?3 >7%B+ =?> B62>7 $ 62 8A9<A ?5 "* #$ * @> ?B6A% A(?&' * * <?6 =A 'B ), # ' & ** % "* 5? @> >7 ) :4<0@@3;0=@6320;> ?B *1@5?:BB-A@>B@ $ 9? B B B B B < B < < B B B B B B B B B B B B < < < < < < < B B < < < < B < < B B B B B B B B B B B B B B B B < < < < B B B B B B B B < < < < B B B B < < < < < < < B < < < < < < < < < < < < < B B > >@ 7> 2=7 5? 92= >2(<7 :A 5?<<A%28B, A=@ B17 .B8 . B2-4>:A <@=@8 5@ .B "A =8B ?>B B?% 3<A 6 8?> B!4A:B?% -;<@>B,> 5@ :464@&@ @ ,& ?<?/ 1A6?.55 )4 0@ B@<5@ ? 94= 0@ 9<?:?='B9<A=B) 57 ;>@ :A<A6 7 5A ?3A @<9 @ >7 8;3 66@6 54 (7 32 0@ <:7 >4 :? B B > :A <A= 4> A> <5 85 B&7 B!4= B " @> 3A < B B :? >B8?>1:4<0 B;=@9 35 5A ?B+A B17 =7 7> :7 5 5< ( 7<9@ 7B* .B@0 &B4<A 9?.B >A 632> <7> 8 B%2 ;=@9 A=A "$ @0B A8B4& :?'B /9?= 2(<7.B?B),=4/5 8<A B B B B B B B B B B B B B B B $ 17 Mart 2015 Salı Hakan Çalhanoğlu, çeyrek finali istiyor MADRİD - UEFA Şampiyonlar Ligi 2. tur rövanşında, yarın İspanya'nın Atletico Madrid takımına konuk olacak Alman ekibi Bayer Leverkusen'den milli futbolcu Hakan Çalhanoğlu, ilk maçta elde edilen 1-0'lık galibiyetin avantajını korumaya çalışacaklarını söyledi. İspanyol El Mundo gaze- "Cim Bom" kalesini SAVUNAMIYOR İSTANBUL- Sarı-kırmızılı ekip, bu sezon Süper Lig, Ziraat Türkiye Kupası, UEFA Şampiyonlar Ligi ve TFF Süper Kupa'da oynadığı 39 resmi maçın sadece 8'inde kalesini gole kapattı. Süper Lig'de yalnızca 6 maçta rakiplerinin gol bulmasına izin vermeyen Galatasaray, Türkiye Kupası'nda bir maçta ve TFF Süper Kupa'da Fenerbahçe ile yapılan derbide gol yemedi. Galatasaray, Spor Toto Süper Lig'de geride kalan 24 maçın 18'inde kalesinde gol görürken, sadece 6 karşılaşmada rakiplerinin gol atmasını engelledi. Sarı-kırmızılı ekip, ligde Bursaspor, Beşiktaş ve Çaykur Rizespor'u 2-0, Gaziantepspor'u 1-0 ve Torku Konyaspor'u 50 yendiği maçlar ile Eskişehirspor karşısından 0-0 beraberlikte ayrıldığı karşılaşmada gol yemedi. Süper Lig'de şu ana kadar rakiplerinin 28 golüne engel olamayan sarı-kırmızılı takım, 24. haftalar itibarıyla son 4 sezonun en kötü performansını ortaya koydu. Tarihinin en kötü sezonlarından birini geçirdiği 2010-2011 sezonunda 24. hafta sonunda kalesinde 29 gol gören Galatasaray, aynı sürede 2011-2012 sezonunda 17, 2012-2013 sezonunda 27, geçen sezon ise 21 gol yedi. Galatasaray, Süper Lig'deki son 7 maçında da rakiplerinin gol bulmasını engelleyemedi. Sarı-kırmızılı ekip, Süper Lig'de 17. haftada Çaykur Rizespor'u 2-0 yendiği maçın ardından çıktığı müsabakalarda Eskişehirspor'u 21, Balıkesirspor ve Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor'u 3-1, Medicana Sivasspor'u 3-2 yendi, Bursaspor ve İstanbul Başakşehir ile 22 berabere kaldı, Fenerbahçe'ye de 1-0 mağlup oldu. (AA) tesine konuşan Hakan, turu geçmek için çok büyük bir şansa sahip olduklarını ifade ederek, "Hücum oynama sırası şimdi Atletico'da ama çok dikkatli olmalılar. Kaliteli bir takımız ve bir gol atarsak onlar için çok zor olacak. Bu fırsatı değerlendirmeye çalışacağız. Bir gol bizim için altın değerinde olur" açıklamasında bulundu. "Atmacalar"ı Kamerunlu golcüsü Kweuke uçuruyor RİZE- Çaykur Rizespor'un Kamerunlu golcü oyuncusu Leonard Kweuke, attığı gollerle takımına alt sıralardan kurtulma mücadelesinde önemli katkı sağladı. Kamerunlu futbolcu, attığı 7 golle Spor Toto Süper Lig'de 25 puanla 14'üncü sırada yer alan yeşil-mavili takımının 11 puan almasında önemli pay sahibi oldu. Kweuke'nin gol attığı maçlarda Karadeniz ekibi, 3 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet aldı. Ligin 5'inci haftasında Eskişehirspor ile deplasmanda oynanan karşılaşmanın 84'üncü dakikasında attığı golle takımının 2-1 kazanmasını sağlayan Kweuke, 7'nci haftada da dış sahada Medicana Sivasspor karşısında 86'ıncı dakikada da takımına 1-0'lık galibiyeti getiren golü kaydetti. Kweuke, 13'üncü hafta Trabzonspor deplasmanında 65'inci dakikada takımı adına 2-2'lik eşitliği sağlasa da maçtan 3-2 yenik ayrılan yeşil-mavili ekip, bu maçtan puan almayı başaramadı. Bu maç aynı zamanda Çaykur Rizespor'da Kweuke'nin gol atıp puan kazanamadığı tek maç oldu. Ligin ikinci yarısında ilk üç maçta Afrika Kupası'nda Kamerun milli takımı ile yer aldığı için görev alamayan Kweuke, ligde son haftalarda toparlandı. Ligin 21'inci haftasında Bursaspor ile deplasmanda oynanan maçın 52'nci dakikasında attığı golle takımının 1-1 beraberlikle sahadan ayrılmasına katkı sağlayan golcü oyuncu, 23'üncü haftada da Balıkesirspor deplasmanında maçının 83'üncü dakikasında takımına 2-2'lik beraberliği getiren golü kaydetti. (AA) Beşiktaş, Oğuzhan’ı arıyor İSTANBUL - Beşiktaş'ın UEFA Avrupa Ligi son 16 turunda deplasmanda Club Brugge'e 2-1 yenildiği maçta yaptığı top kayıplarıyla dikkati çeken Oğuzhan Özyakup, geçen sezonki performansının uzağında kaldı. Sakatlığı bulunan Jose Sosa ve Atiba Hutchinson'ın yokluğunda Belçika temsilcisi karşısında teknik direktör Slaven Bilic'in ilk 11'de görev verdiği Oğuzhan Özyakup, 72 dakika sahada kaldığı mücadelede yaptığı 13 top kaybıyla, karşılaşmada en fazla top kaybı yapan isimlerin başında geldi. Bu sezon bir türlü istenilen seviyeye ulaşamayan siyahbeyazlı futbolcu, Club Brugge karşısında yakaladığı şansı iyi değerlendiremezken, geçen sezonki performansının da uzağında kaldı. Spor Toto Süper Lig'de sezonun geride kalan 23 haftasında 17 maçta forma şansı bulan 23 yaşındaki futbolcu, bu maçların 12'sine ilk 11'de başlarken, 5 karşılaşmada ise oyuna sonradan dahil oldu. Toplam 985 dakika sahada kalan ve sadece 3 maçta 90 dakikayı tamamlayan Oğuzhan Özyakup, ligdeki tek golünü 13. haftada deplasmanda oynanan Gaziantepspor karşılaşmasında kaydetti. Beşiktaş'a 2012-2013 sezonu öncesi transfer olan ofansif orta saha oyuncusu, geçen sezon görev yaptığı 26 maçta 6 gol atma başarısı göstermişti. Oğuzhan Özyakup, 26 maçın 23'üne ilk 11'de çıkarken, bu maçların 11'inde 90 dakika görev yapmıştı. Oğuzhan Özyakup, bu sezon Avrupa kupalarında forma giydiği 11 maçta da sadece bir gol atabildi. Siyah-beyazlıların Şampiyonlar Ligi ön elemesinde Feyenoord ve Arsenal ile oynadığı toplam 4 maçta da forma şansı bulan siyah-beyazlı futbolcu, UEFA Avrupa Ligi'nde ise 7 maçta görev yaptı. Bu maçlardan 7'sine ilk 11'de başlayan ve sadece bir tanesinde 90 dakika görev yapan Oğuzhan Özyakup, bu sezon şu ana kadar Avrupa kupalarındaki tek golünü Beşiktaş'ın grup maçlarında Partizan'ı deplasmanda 4-0 yendiği karşılaşmada kaydetmişti. (AA) Shota Arvealdze'nin Kasımpaşa serüveni İSTANBUL - Spor Toto Süper Lig ekibi Kasımpaşa, istifa eden teknik direktörü Shota Arveladze yönetiminde 91 resmi maça çıktı. Lacivert-beyazlılar, Arveladze döneminde çıktığı 91 resmi maçta 33 galibiyet, 29'ar beraberlik ve yenilgi aldı. Süper Lig'de dün Torku Konyaspor'a 2-1 yenildikleri maçtan sonra istifa eden Gürcü teknik adam Arveladze, 7 Ekim 2012'de başladığı görevinde 887 gün kaldı. Arveladze, teknik direktör Metin Diyadin'in yerine lacivert-beyazlıların başına 2012-2013 sezonun 8. haftasında geçerek, takımıyla çıktığı 85 lig maçında sahadan 30 galibiyet, 28 beraberlik ve 27 yenilgiyle ayrıldı. Süper Lig'de maç başına 1,3 puan ortalaması yakalayan Arveladze, bu sezon istediği sonuçları bir türlü alamadı. Ligin geride kalan 24 haftasında son iki sezonun oldukça uzağında kalan lacivert-beyazlılar, 7 galibiyet, 8 beraberlik ve 9 yenilgiyle 29 puan toplayabildi. Kasımpaşa geçen sezonun 24. haftasında 34, 2012-2013'te ise 36 puan almıştı. (AA) 17 Mart 2015 Salı CHP Milletvekili Aday Adayı Nizamettin Ölmez: ‘7 HAZİRAN BİRLİK GÜNÜ’ CHP Milletvekili Aday Adayı Nizamettin Ölmez, “7 Haziran dirlik için birlik günüdür” dedi. Efsane Güzeldereli’nin sorularını yanıtlayan Ölmez, “Buradan seçmenlere seslenmek istiyorum” diyerek şunları söyledi: “Bir Kemal Kılıçdaroğlu'na bakın. Bir de Genel başkanımızın dediği ‘çapsız Davutoğlu’na’ bakın. Elinizi vicdanınıza koyun. Seçim sandığına gidin. Vicdanınızı dinleyerek bugününüz ve çocuklarımızın geleceği için oyunuzu kullanın” dedi. İşte sorular ve yanıtları. E.G:Nizamettin Ölmez kendini nasıl tarif eder? Nasıl birisidir? N.Ö: 1970 yılında Kars’tan dokuz çocuğu ile birlikte Ankara’ya gelip ekmeğini hayvancılıktan kazanan elleri çoraklı bir Anadolu ailesinin ortanca evladıyım. Bir tencere pilava on bir kişinin kaşık salladığı o günlerde aht ettim; “Bir gün başarılı bir iş adamı olacaktım.” Rabbim nasip etti, bugün yüzlerce kişinin sofrasına ekmek veren işadamı oldum. Tabi bu kolay olmadı çalıştım, azmettim, ticari zekâmı kullandım. Doğru yatırımlarla her yıl biraz daha büyüdüm. Hamt olsun ki bu günlere alnımın akı ile geldim. Cumhuriyet değerlerine inanıp, eşitlik, adalet, özgürlük ve sadakatten ayrılmayan çizgimle her zaman haktan ve halktan yana oldum. giriveriyor. Örneğin, hükümetlerin vermiş olduğu bir siyasi karar, ülke ekonomisiyle birlikte sizin ekonomi ve iş hayatınızı da altüst edebiliyor. Veya tam tersi sizi yukarı çıkarabiliyor. Böyle bir durumda, her zaman siyaseti yakından takip etme gerekliliği doğuyor. E.G: Başarılı bir iş adamısınız, aynı zamanda CHP’de de Çankaya Belediyesi Meclis üyeliği yaptınız. Siyasette seçmeni kazanmak mı zor? Ticarette para kazanmak mı? N.Ö: Siyasetin de ticaretin de kendine özgü zorlukları vardır. Ancak her ikisinde de başarıya ulaşmak için; azmetmek, çok çalışmak, fedakârlık yapmak ve sabretmek gerekir. Çünkü ikisinin de temelinde insan EFSANE RÖPORTAJLAR Efsane GÜZELDERELİ [email protected] E.G: CHP ve millet için neler yapabilirsiniz? Büyüyen, kalkınan, hakça paylaşımın olduğu, huzur ve refahın gerçekleştiği, hukukun adil, adaletin hukuk çerçevesinde uygulandığı, çocukların açlıktan, işçilerin tedbirsizlikten, kadınların cinayetten ölmediği bir Türkiye için her şeyi yaparım. Bildiğim ve gördüğüm bir gerçek var ki insanların birinci önceliği ekonomi olmuş. O nedenle ticari deneyimim gereği ev kadınları ve gençleri ticari yaşama kazandırıp ekonomik rahatlamanın yolunu açacak. Esnafın daha rahat ve sıkıntıya düşmeden çalışabileceği, yarınından endişe etmeyeceği önemli projelerim var.Bu projelerimi parti yönetimime sunacağım. Çünkü CHP’de kişisel proje olmaz parti projesi olur. E.G: Milletvekili aday adaylığı için ne gibi çalışmalar yapmaktasınız? N.Ö: Parlamentoya girmek için çıktığım adaylık yolunda tabiî ki partimle birlikte benim de başarıya ulaşmam için özel bir seçim kampanyası programı uygulayacağım. Yazılı, görsel ve sosyal medyayı en iyi şekilde kullanıp seçim ekibimde görevli 100 kişilik profesyonel kadro ile seçim bölgemdeki seçmenlerimize parti politikalarımızı anlatacağım. İnsanların sorunlarını not edip o sorunun çözümü için projeler üretmeye çalışacağım. Bölgemde bilinen tanınan bir insan olmama rağmen yüzlerce çalışanımla kapı kapı dolaşıp partimi ve kendimi anlatacağım. Seçim insan odaklı bir yapıdır. Bundan dolayı 24 saat cep telefonum açık. İnsanların kolay ulaşabileceği bir yapım ve duruşum var. CHP'nin tüm çalışma ve faaliyetlerine vaktim el verdiğince katılmaktayım. Kendim de sosyal hayatımda sık sık toplantılar yapmaktayım. E.G. Eğer listeye giremezseniz yolunuza nasıl devam edeceksiniz? Aslında en zor şey insanın kendisini anlatmasıdır. Ancak; arkadaşlarım sevecen ve bonkör, çocuklarım şefkatli ve otoriter, personelim titiz ve tavizsiz olduğumu söylerler. Çünkü ben önce insan olmayı seviyorum. E.G: Siyasi kimliğiniz nasıl şekillendi? Politikaya ilginiz nasıl başladı? N.Ö: Sosyal demokrat olmak bizde bir aile geleneğidir. Ben de bu geleneğin sadece bir halkasıyım. Emekçi babamın bizlere en büyük nasihati; emeğe saygı duymamız, kimsenin hakkını yemememiz kimseye de hakkımızı yedirmememiz konusundaydı. Sevgili babam bizlere sık sık bu temel kavramın sosyal demokrat olmanın ilk şartı olduğunu söylerdi. O günlerde beni çok etkileyen bu felsefe ve Cumhuriyet Halk Partisi politikaları şahsımı ister istemez Cumhuriyet Halk Partisi’nin içine çekti. Yani bu sevda içime çocuklukta düştü ve o ateş hiç sönmediği gibi, gün geçtikçe büyüdü, büyüdü ve bir “sevdaya” dönüştü. Tabi ki CHP içinde aktif siyaset yapan diğer aile fertlerimin de benim CHP’li olmamda ziyadesiyle katkısı vardır. Fakat üniversite yıllarında yaşadıklarım, beni bir siyasi kimlik edinme zorunluluğunda da bıraktı. 12 Eylül'ün mahsulü olan YÖK’ün başlangıç döneminde üniversitedeydim. O dönemde başörtülü kız kardeşlerimize yapılan bu haksız ve fırsat eşitliğini ortadan kaldıran uygulamalar, sosyal demokrat ve sol görüşlü arkadaşlarımıza da, bizlere de yapıldı. Tüm bunları ortadan kaldırabilecek tek bir şey vardı O da ülkemizde, sosyal demokrasinin ve de hukukun üstünlüğünün sağlanması şartı. Bu perspektif ile CHP'nin sosyal demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü her fırsatta yüksek ses ile dile getirdiğini gördüm Parti politikalarını insan odaklı aldığını gördüm, fırsat eşitliğine olan inancını gördüm ve gönlüm CHP'de oldu. Zaten Türkiye'de yaşıyorsanız siyaset yaşamınızın her alanına siz istemeseniz de vardır. Çünkü ikisinin temelinde de güven kazanmak vardır. O nedenle iyi bir planlamayla amacınızı ne kadar doğru anlatırsanız, sonuca ulaşmanızda o kadar sağlam ve sağlıklı olur. 27 yıllık ticaret hayatımda en önemli ilkem iyi niyet, doğru anlatım, güven kazanımı ve çok çalışmak oldu. Bu çizgi bana mutlak başarıyı getirdi. İşte siyasete de bunun için giriyorum. Yani ticari deneyimimi siyasette de kullanıp insanların yaşam kalitesini yükseltmek için. Bildiğim gerçek şu ki; partimizin ve cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ten bu güne kadar CHP hep aynı felsefe ile çalışmış, hep kazanmak için var olmuştur. Kimi zaman iktidar, kimi zaman ana muhalefet görevini yürütse de, kurulduğu günden itibaren inandığı doğrulardan hiç şaşmamıştır. İşte ben atalarımın bize emanet ettiği bu partinin bayrağını taşımaya talibim. E.G: Tercihiniz neden CHP? N.Ö: Çünkü kökleri Kurtuluş Savaşı'na kadar dayanan ve tarihi TC'nin tarihi ile birleşen partidir CHP. Diğer taraftan, ideolojik olarak sosyal demokrasinin evrensel değerlerini benimsemiş olan bir partidir. Sosyal devletten, emekten ve dengeli kalkınmadan, çoğulcu ve katılımcı demokrasiden yanadır ve fırsat eşitliğini savunan partidir. Kadın-erkek eşitliğini, ırk, din, dil eşitliğini, özgürlükleri savunan partidir. En önemlisi benim partimdir. Bugün siyasi partiler içerisinde kadın kotasını en yüksek tutan liderimiz genel başkanımız Kemal Kılıçtaroğlu’ndan başkası değildir. Genel başkanımız birçok ilde birinci sıra kontenjanını kadınlara ayırmıştır. Cumhuriyet Halk Partisinin kadına bakışı ile AKP’nin kadına bakışı arasında büyük bir uçurum var. Biz kadına değer olarak bakıyoruz AKP meta olarak bakıyor. Çünkü bazı kesimler mini etek giyen bir kadına tecavüzü hak görüyor, oysa bizim için kadın cennet ayaklarının altında olan değerli bir varlıktır. N.Ö: Cumhuriyet Halk partisinin geleneğinde ben değil biz vardır. Sadece milletvekili adayları değil Cumhuriyet Halk partisine gönül vermiş Edirne’den Kars’a, Antalya’dan Trabzon’a kadar yani yurdun dört bir yanındaki yoldaşlarımız, gönüldeşlerimiz Cumhuriyet Halk Partisinin başarısı için uğraşır. Benim felsefem şudur; Partim kazanırsa ben zaten kazanmış olurum. Hepimizin amacı Cumhuriyet Halk Partisini tek başına iktidara taşımaktır. Çünkü başbakanlık Kemal Kılıçtaroğlun’a çok yakışır ve bana göre de bu makamı anasının ak sütü gibi hak etmektedir. E.G: Türkiye’nin bir ekonomik krize doğru sürüklendiğini söylüyorlar bir iş adamı olarak ekonomik tabloyu nasıl görüyorsunuz? N.Ö: Merkez bankası başkanının hain ilan edildiği ve cumhuriyet tarihinin en yüksek döviz artışı rekorunun kırıldığı ülkemizde trilyonluk kaçak sarayda oturanlara göre ekonomi güllük gülistanlık görülse de; Cumhurbaşkanının oturduğu klozetin parasına on iki asgari ücretlinin aylık ücreti ancak denk geliyor. Daha size ne anlatayım! Ülkemiz, çalışanları açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum edildiği, esnafın tüccarın borç yükü altında ezildiği, temel ihtiyaçlarını bile karşılayamadığı, çocuklarını sevindiremediği, ailesine mahcup olduğu bir dönemde 4 kişiden biri depresyonda. Yoksulluk için yolsuzlukla mücadele edeceğini söyleyenler, yolsuzluk ile halkı yoksullaştırmıştır. Vatandaşın demokratik hak ve özgürlükleri, toplantı, gösteri, yürüyüş, eylem yapma gibi anayasadan doğan hakları ellerinden tek tek alınıyor. Sadece sorunlarını dile getirmek için sokağa çıkan insanlar hayatını kaybediyor, sakat kalıyor, kör oluyor. Diğer taraftan toplum dönüştürülmüş, beyinler kirletilmiş. Kadına yönelik cinayetler son 7 yılda yüzde 1400 oranında artmıştır. En üst ağızlardan, kadına dair ilkel söylemler kabul edilemez. Kadınların kahkaha atmalarının eleştirildiği değil, mutluluktan kahkaha attığı bir ülke olmalıyız biz. Kendi içimizde böyle iken; Genel başkanımız Kılıçtaroğlu’nun her zaman dile getirdiği 'çapsız dışişleri bakanı' ve politikaları sayesinde; dışarıda da tek dostumuz kalmadı. Sıfır sorunlu komşuluk ilişkileri olacağı yerde, tüm komşularımızın düşmanlığına sebebiyet verdik. Batıda da itibarımız kalmadı. Bize güven kalmadı. Dış basının kınadığı, zaman zaman alay ettiği bir ülke olduk. Erdoğan'ın değerli yalnızlığını, biz aksine çok değersiz ve itibarsız buluyoruz. Buradan seçmenlere seslenmek istiyorum; Bir Kemal Kılıçdaroğlu'na bakın. Bir de Genel başkanımızın dediği “çapsız Davutoğlu'na” bakın. Elinizi vicdanınıza koyun. Seçim sandığına gidin. Vicdanınızı dinleyerek bugününüz ve çocuklarımızın geleceği için oyunuzu kullanın. Lazı, Kürdü, Çerkezi, başörtüsü takanı, takmayanı, Alevisi, Sünnisi, bize oy vereni, vermeyeni biliniz ki 7 Haziran dirlik için birlik günüdür. NİZAMETTİN ÖLMEZ KİMDİR? 1965 Kars doğumludur. Gazi Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Maliye Bölümü mezunudur. Türk Tanıtma Vakfı, Çin Türk Dostluk Derneği' üyesidir. Aynı zamanda Kars Vakfı ve Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri Dostluk Derneğinde üyedir ve yöneticilik yapmaktadır. 2 çocuk babasıdır.
© Copyright 2024 Paperzz