MAYMUNLAR! - Yedigün Gazetesi

BİK Genel Müdürlüğü
için başvurular başladı
Fiyatı 25 Kr
www.yedigungazetesi.com
13 Şubat 2015 Cuma
Mehmet Atalay'ın
milletvekili adaylığı
için görevinden ayrılmasının ardından Basın
İlan Kurumu Genel
Müdürlüğü için başvurular başladı.
HABERİ 12. SAYFADA
3 Müslüman katledildi; Batı; görmüyor, duymuyor, bilmiyor…
MAYMUNLAR!
Amerikalı 3 Müslüman öğrencinin evlerinde katledilmesine
duyarsız kalan Batı ve medyası tepki görürken, polisin zanlı ile
3 genç arasında katliam öncesi "otopark kavgası" yaşandığı
iddia etmesi gülünç bulundu. Medya ise üç maymunu oynuyor.
Tepkiyi görmek
Arkadaşları andı HAKKIMIZ
ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde
önceki gün evlerinde uğradıkları silahlı
saldırıda öldürülen 3 Müslüman genç,
Kuzey Carolina Üniversitesi'nde anıldı. 3
Müslüman genç için New York'ta anma
töreni düzenlendi. Gençlerin okul
arkadaşlarından Hedadja, "Müslümanlara
bir şey olduğunda gerçek nedenin dışında
her zaman başka bir sebep söyleniyor.
Burada da harika üç insanın neden
öldürüldüğünü bilmiyoruz" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu,
ABD'de üç Müslüman gencin
öldürülmesinde ırkçı bir tutum
olmadığını ümit ettiğini belirterek,
"Ümit ederiz ki bu üç Müslümanın
öldürülmesinde böyle bir saik yoktur. Ama 'saik yok' demek için de
erken. Bilemiyoruz. Onlar bir ortaya
çıktığında herhalde Amerika'da da
Avrupa'da da bütün yönetimler bu
tür ırkçı tavırlara karşı ortak tavır
sergileme dirayetini gösterirler.
Nasıl Paris'te ortak tavır sergilenmişse bütün bu ırkçılıklar karşısında
da, bütün bu islamofobi, İslam
karşıtlığı karşısında da aynı ciddi
tutumu ve ortak tavrı görmek bizim
hakkımız" dedi.
Hamas, ABD'nin Kuzey Carolina
eyaletinde 3 Müslüman gencin
öldürülmesini kınadı. Yapılan yazılı
açıklamada, "ABD'nin Kuzey
Carolina eyaletinde aynı aileden 3
Filistinli'nin öldürülmesi, çirkin bir
cinayet ve korkakça ırkçı bir
eylemdir" denildi.
GÖRMEZDEN GELİNDİ
SUÇUNU İTİRAF ETTİ...
23 yaşındaki Deah Shaddy Barakat, 21 yaşındaki eşi Yusor
Muhammed ve 19 yaşındaki baldızı Razan Muhammed AbuSalha'nın Chapell Hill'deki evlerinde vurularak
öldürülmesinin katil zanlısı 46 yaşındaki Craig
Stephen Hicks, Barakat ile eşi ve baldızını
öldürdüğünü itiraf ederek polise teslim oldu.
Yenimahalle
Belediyesi, ilçe
sınırları içerisinde
bulunan ve köy iken
mahalle statüsüne
kavuşan Yuva
Mahallesi'ne hizmet
götürmeyi sürdürüyor
Belediye, son olarak
mahalleyi ikiye bölen
Yuva Köyü deresine
köprü yaptı. 4’TE
Mamaklı
kadınlar
plateste
Binlerce kadın ve
çocuğa spor
yapma olanağı
sağlayan Mamak
Belediyesi, spor tesislerinde step, aerobik,
pilates ve zumba
kursu kayıtlarına
başladı. 5’TE
Fehmi Koru
Haşim Kılıç’ı
uğurlarken...
3. Sayfada
Prof.Dr. Nurullah Çetin
Türkçe Bakış
9. Sayfada
Hayrettin İvgin
Kültürel Boyut
Hayata ve
Aşka dair
8. Sayfada
ABD’de yaşayan 3 Müslüman genç Deah
Shaddy Barakat (23), eşi Yusor Muhammed
(21) ve baldızı Razan Muhammed’in (19),
evlerinde uğradıkları silahlı saldırıda vahşice
katledilmesi Müslümanların da katıldığı gösterilerle
protesto edildi.
Kuzey Carolina Üniversitesi yakınlarında sakin
bir yerleşim yeri olarak
bilinen Chapel Hill bölgesinde yaşayan Deah
Shaddy Barakat (23), eşi
Yusor Muhammed (21) ve
baldızı Razan Muhammed
(19), evlerinde uğradıkları
silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Kanlı olayın ardından
46 yaşındaki Craig Stephen Hicks, 3 genci
öldürdüğünü itiraf ederek polise teslim oldu.
Silahlı mücadeleye Kılıçdaroğluna göre
son verilmeli
nasıl çözülür?
Başbakan Ahmet Davutoğlu, TRT’de
gazetecilerin sorularını cevaplarken,
“Herkesin üzerine düşeni yapması lazım.
Çözüm Süreci her şeyden önce terör,
şiddet ve silahlı bir mücadele yönteminin
terk edilmesi anlamına gelir. Silahlı
mücadelenin terk edildiği açıklanmalıdır”
dedi. HABERİ 12’DE
CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu, çözüm sürecine ilişkin
olarak, "Kürt sorunu, güvenlik önlemleriyle değil; tam, birinci sınıf demokrasi
ve özgürlükle çözülür. Ben, sorunun
çözümü konusunda HDP'nin de samimi
olduğuna inanmıyorum. Herkes, bu
sorunu sömürüyor" dedi. 12’DE
Türk Hava Yolları, son 3 günde 91
dış ve iç hat uçuşunu iptal etti.
Atatürk Havalimanı’nda ise
buzlanmaya karşı pistler de gün
boyu temizlik çalışmaları
yapılırken, uçaklar
sefer öncesi
buzlanmaya karşı
alkolle yıkandı.
Ankara’da önceki gün akşam
saatlerinde başlayan etkili kar
yağışı, trafikte aksamalara neden
oldu.
gazetesi.com.tr
gazetemizi bu adresten
takip edebilirsiniz
’ü
’dan
takip edebilirsiniz
‘BMGK’ya
bir kez daha
YÜKLENDİ
Bir pozisyon
alma aracı
Kırıkkale'de etkili olan kar
yağışının ardından kent beyaza
büründü. Sokak hayvanları kardan
etkilenmemesi için vatandaşlar
yem bıraktı.
www.
Küba Devlet
Başkanı
Raul Castro
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
Güney Amerika gezisinde ‘dünyanın 5’ten
büyük olduğu’nu hatırlatarak, “Peki, biz bu 5
tane ülkeye mahkum muyuz? Birinci Dünya
Savaşı’nın sonrasındaki şartlarda oluşmuş bir
yapıyla dünyayı idare edebilir misiniz?
Müslüman da olsun Hristiyan da Musevi de
Budist de olsun. Gelin burayı 15-20 ülke
yapalım” dedi.
Türkiye, bu haftayı kar ve buzun
olumsuz koşulları ile geçirdi.
Soğuk ve yağışlı yüzünden bir çok
ilde okullar tatil edilirken, deniz ve
hava seferlerinde iptaller yaşandı.
Ölçme değerlendirme nedir?
8. Sayfada
M.Nuri Parmaksız
GÖSTERİLER YAPILDI
KATİL TESLİM OLDU
Cinayete
Türk tepkisi
Çözüm süreci ile çözmeye çalıştığımız...
İki köy
arasına
köprü
Aşırı grupların her eylemini ‘İslamcı terör’ diye
niteleyen CNN, FOX, NBC, ABC, CBS ve BBC
gibi yayın kuruluşları, kendisini mültecilere yardıma adayan Deah Shaddy Barakat, eşi Yusor
Muhammed ve baldızı Razan Muhammed’in
katledilmesini görmezden geldi. Olayla ilgili paylaşımlar en popüler tweetler arasına girince haber
yapma gereği duyan FOX News ve CNN,
katliamın üzerinden bir gün geçtikten sonra olayı
üst sıralara taşıdı.
Gazetemizi
https://www.
.com/YediGün-Gazetesi
Gazetemizi
https://www.
/yedigun.gazetesi
Çukurova üniversitesi öğretim üyesi Prof.
Dr. İbrahim ORTAŞ, gelişmiş üniversitelerde, her dönemin sonunda ve
başında yapılan değerlendirmeleri
ele aldığı yazısında çok önemli
tespitlerde bulunuyor.
YAZISI 12. SAYFADA
2
SİNEMA
TV / MAGAZİN
13 Şubat 2015 Cuma
Kod adı: K.O.Z. bugün vizyonda
Yönetmenliği Celal Çimen'in üstlendiği "Kod Adı: K.O.Z." bugün vizyona girecek. Başrollerinde Cem Kurtoğlu,
Hazım Körmükçü, Tolga Karel, Hakan Ural, Turgay Tanülkü, Remzi Evren, İskender Bağcılar ve Yeşim Alıç'ın yer
aldığı "Kod Adı: K.O.Z." filminde, yargı ve polis teşkilatlarındaki yapılanmalar, MİT'ten basına yansıyanlar, istihbarat
müsteşarının ifadeye çağrılması, Gezi olayları ile 17 ve 25 Aralık operasyonlarının hedefleri işleniyor.
İSTANBUL - Kalabalık
bir teknik ekip ve oyuncu
kadrosuyla çekilen, yönetmenliğini Celal Çimen,
yapımcılığını Uğur
Yalçınkaya ve Kazım
Albayrak'ın üstlendiği
film,bugün vizyona girecek.
"Maskeler düşüyor" ve
"Bilinenler mi doğru,
öğrenecekleriniz mi?" sloganlarıyla vizyona girecek
filmin yönetmeni Çimen,
AA muhabirine yaptığı
açıklamada, filmin 15 aylık
bir emeğin ürünü
olduğunu söyledi.
Çimen, Türkiye'nin
yakın geçmişini filme
dönüştürmek istediklerini
anlatarak, senaryonun
tamamlanmasının ardından Aslı İslamoğlu ile film
ekibini seçtiklerini dile
getirdi.
İki buçuk aylık teknik hazırlıktan sonra 6
haftada filmi çektiklerini belirten Çimen, Kod
Adı: K.O.Z.'un politik gerilim filmi olduğunu
dile getirdi.
Çimen, şöyle devam etti:
"Film, ülkemizin son 2 yılda yaşadığı,
herkesin televizyondan, mahkemelerden ve
adliyelerden şahit olduğu olayları işliyor.
Onun için de Gezi olayına da yaşanan politik
dram ve trajedilere de değiniyor. Bir ailenin
ekseninde örülen dramatik bir öyküsü var. O
ailenin etrafında bir polis şefi, bir gazeteci ve
onların etrafında yürüyen dramatik bir
hikayemiz var ama yaşadığımız bütün politik
Vizyona
yeni
girecek
filmler
yakın tarihi, filmin içinde görüyoruz."
Filmde, oyuncuların canlandırdığı yaklaşık
45 karakter bulunduğunu aktaran Çimen,
çekimlerde çok sayıda yardımcı oyuncunun
da görev aldığını ifade etti.
Çekim aşamasında yaşanan ilginç olaylara da değinen Çimen, konvoy sahnesi
çekimlerine ilişkin şunları söyledi:
"Çok sayıda araçla başbakanlık konvoyu
çekildi. Sanıyorum 30-35 araçtı. Çekim
araçları da dahil olunca 50-60 araçlık bir
konvoy olduk. Beykoz-Kavacık arasında
çekildi. İzinler alınmıştı tabii. O sırada
görevdeki polisler dahil, halk bizim konvoyu
gerçek sandı. Trafik polisleri ve karakol
"Netekim Karakolu"
Yasin Korkmaz'ın yönettiği, Deniz
Sandalcı, Sinan Uğuz, İbrahim Özcan
ile Caner Öztaş'ın oynadığı "Netekim
Karakolu"nda, 12 Eylül döneminde
siyasi olaylarla ilgisi olmayan insanların
yaşadığı trajikomik durumlar anlatılıyor.
Mersin'de yaşanmış gerçek bir
hikayeden uyarlanan komedi ve dram
türündeki filmin konusu şöyle:
"Torosların eteklerinde kendi halinde
köylerinde yaşayan bir grup genç,
amatör bir sevda ile sinema filmi çekmek için kolları sıvar. Gençler aksiyon
türündeki filme başlar ama başlarına
gelen bir takım ilginç olaylardan dolayı
film tamamlanamaz.
05:13 İstiklal
Marşı ve Günün
Program Akışı
05:15 Ana Ocağı
06:40 1'de Sabah
08:50 1'de Bugün
09:05 Beni Böyle Sev
11:00 İyi Fikir
13:25 Ana Ocağı
15:00 Annem Söyler Ben
Yaparım
16:10 1'de Bugün
16:25 Seksenler
19:00 Ana Haber
Bülteni
19:45 Spor
19:50 Hava Durumu
19:55 Yeşil Deniz
23:00 Filinta
01:25 Annem
Söyler Ben Yaparım
02:25 Ana Ocağı
03:45 İyi Fikir
07:00 Kahvaltı Haberleri
08:00 Nihat Hatipoğlu
Sorularınızı Cevaplıyor
10:00 Müge Anlı İle Tatlı Sert
13:00 Kızlar ve Anneleri
15:00 Alemin Kıralı
16:00 Zahide ile Yetiş Hayata
18:45 Atv Ana Haber
20:00 Yabancı Sinema
00:15 HAWAII FIVE
20:30 MEDCEZİR
Sevgililer günü yaklaşırken Yaman
ve Mert kendilerini heyecanlı bir
hazine avının içinde bulurlar. Her
etabı ince ince düşünülmüş bu oyun,
Mira ve Yaman’ın tatlı bir iddia içine
girmesine neden olur.
Sedef’in ani bir kararla seyahate çıkması, evde büyük bir boşluk yaratır.
Yaşanan son tartışmadan sonra
Deniz’le olan ilişkisine bir son vermeye karar veren Selim, Deniz’i
karşısında çaresiz bir şekilde
gördüğünde bu kararı kolayca uygulayamayacağını anlar.
Yaman ve Mert, Miray ile Eylül'ün
şifrelerinin izini sürerken, Sedef’ten
ve Beren’den stratejik destek alırlar.
günler geçtikçe küçük oyun büyük
bir maceraya dönüşür
polisleri, Başbakanın
geldiğini sanıp konvoyu
çektiğimiz yere geldiler.
Çekim yaptığımız yer yerleşimden uzak bir bölgeydi
ama insanlar arabalarıyla
veya yürüyerek geldiler,
Başbakanı görmek
umuduyla. Setimize misafir
olup çayımızı içtiler."
Celal Çimen, film politik
bir meseleyi işlediği için
olumlu ve olumsuz eleştiriler olabileceğine işaret
ederek, "Sektörün içinden,
politika çevresinden ya da
başka çevrelerden, 'bu filmi
niye çektin, bu film niye
var?' gibi olumsuz bir
eleştiriyle karşılaşmadım.
Çok sayıda sinemacı,
destek verdi. Çok sayıda
profesyonel, arkamızda
durdu. Ülkemizde çok tercih edilen bir tür değil politik sinema ve politik gerilim. Dolayısıyla bu örneklerin çoğalması
gerektiğini düşünüyorum. Olumlu eleştiriler
ve olumlu yaklaşımlar aldım. Sinemacılar
olarak sözü olanın, bunu sinemayla ve
sanatla anlatması en sağlıklı olanıdır" diye
konuştu.
Çimen, filmin isminde yer alan "K.O.Z."
kısaltmasının şifre olduğunu belirterek, "Onu
gören ve keşfeden seyircilerimize, yapımcımız bir hediye sunacak. Onu şimdi açıklamayayım. Filmin içinde var. Belli bir zaman
içinde şifreyi bulan kişi, internet aracılığıyla
Parantez Yapım'a başvuracak ve sinemayla
ilgili bir ödülle ödüllendirilecek" dedi. (AA)
"Yav He He"
Yücel Gökçek, Sabahattin Yakut,
Ayşenil Şamlıoğlu ile Yakup
Yavru'nun oynadığı "Yav He He",
komedi meraklılarının ilgisini çekmeye aday.
Volkan Özgümüş'ün yönettiği
filmin konusu şöyle:
"Doğu Anadolu'nun Cırtik
köyünde doğan Sabri ile Medeni,
hastalanan nenelerinin ilaç masrafları için çareyi sahip oldukları üç
koyunu satmakta bulur. İnternete
verdikleri ilana İstanbul'dan müşteri çıkınca, İstanbul'a gitmeye
karar verirler.
07:00 HER SABAH
08:45 2.SAYFA
10:40 DUDAKTAN KALBE
12:30 ERKAN AKKUŞ İLE
12:50 DERYA'NIN DÜNYASI
15:00 DUDAKTAN KALBE
16:45 İKİNCİ BAHAR
18:15 EKİN OLCAYTO İLE
ANA HABER-CANLI
19:30 SPOR BÜLTENİ
19:45 YABANCI
SİNEMA BELALI İKİLİ
21:40 YABANCI
SİNEMA
23:30 THE UNIT (EKİP)
00:20 YABANCI SİNEMA
O GÜZEL TOPRAKLAR
01:50 YABANCI
SİNEMA TEKRAR
03:10 YABANCI
SİNEMA
04:40 DÜNYAYI
GEZİYORUM TEKRAR
05:40 Dila Hanım
07:00 Aşkın Bedeli
07:45 Deniz Yıldızı
09:00 Beni Affet
10:00 Melek
12:00 En Güzel Bölüm
12:30 Aşkın Bedeli
14:30 Benim Kuaförüm
16:00 En Güzel Bölüm
16:30 Beni Affet
18:30 Star Haber
20:30 medcezir
23:30 Yerli Dizi
01:20 Kim O!
19:45 BELALI İKİLİ
Miami'de iki ortak narkotik detektifi:
Marcus Burnett (Martin Lawrence) ve
Mike Lowrey (Will Smith) yepyeni bir
işe başlarlar.Marcus ailesine çok
bağlı,emekliliğin bir an önce gelmesini
isteyen ve tehlikeyi pek sevmeyen bir
detektifdir.Mike ise oldukça
çapkın,tehlike seven ve ayrıca ailesindende ona miras kalan bir polistir.Fakat
bir gece çok ustaca bir planla 100 milyon dolarlık eroin polislerden
çalınır.Olayın başındaysa Fouchet
(Tcheky Karyo) vardır fakat bunu
polisler pek bilmemektedirler.Burnett
ve Lowrey işe bakmaya çalışırlar.Mike
eski arkadaşı Maxiden yardım
ister.Maxi biraz Mikeden hoşlandığı
için yanında pek para kazanamayan oda
arkadaşı Julie Mott (Téa Leoni)’uda
alarak biraz bilgi toplamaya çalışır.
“Netekim Karakolu”
filminin galası yapıldı
MERSİN - Mersin'de, 12 Eylül 1980 askeri
darbesi sonrası, daha önce çektikleri filmden
dolayı gözaltına alınan köylülerin hikayesini
anlatan "Netekim Karakolu" filminin galası
yapıldı. Mersin Cep Sinemaları'nda gerçekleştirilen galaya filmin yönetmeni Yasin Korkmaz,
oyuncular ve çok sayıda davetli katıldı.
Korkmaz, gazetecilere yaptığı açıklamada,
Netekim Karakolu filmi için 2 yıl boyunca gece
gündüz çalıştıklarını söyledi. Bütün Mersinlilerin
desteğiyle güzel bir projenin ortaya çıktığını
ifade eden Korkmaz, şöyle konuştu: "Netekim
Karakolu Yörük gençlerin yaşadığı gerçekleri
anlatıyor. 44 yıllık bir film. 1970 yılında bir grup
Yörük genci film çekmek istiyorlar. Film aksiyon
filmi ve birçok sebepten dolayı yarım kalıyor.
Aradan uzun zaman geçiyor ve 1980 askeri
darbesiyle birçok ev basılıyor. Gençlerin birinin
evinde film ve fotoğraflar bulunuyor. Filmde yer
alan bütün oyuncular ve köylüler suç örgütü
kurmaktan, gerilla eğitimi vermekten ve adam
öldürmekten karakolda sorgulanıyor. 'Netekim'
bunu anlatıyor. 12 Eylül filmidir. Konusu kara
mizahtır. Filmde 200 oyuncu rol aldı. Bunun
100'ünü bölge halkı oluşturuyor." (AA)
"Seni Seviyorum Rio"
Stephan Elliott, John Turturro ve
Paolo Sorrentino'nun da yer aldığı 10
farklı yönetmenin Rio'yu aşk teması
üzerinden hikayeleştirdiği, "Seni
Seviyorum Rio", "Cities of Love"
serisinin son halkasını oluşturuyor.
"Seni Seviyorum Paris" ve "Seni
Seviyorum New York" filmlerinden
sonra Rio'da devam eden seri,
dünyanın dört bir yanından yıldızlarla
dolu bir oyuncu kadrosu ile Rio'da
aşık olmanın hikayelerini anlatıyor.
Rio'nun egzotik doğal güzelliklerini
ve insan çeşitliliğini şehirde geçen
farklı aşk hikayeleri üzerinden anlatan
her bir kısa film, iki günlük sürede ve
Rio'nun farklı mahallelerinde geçiyor.
07:30 Aile Doktoru
08:45 Magazin 8
09:00 Aramızda Kalmasın
12:15 Ütopya
13:45 Ver Fırına
15:30 Bu Tarz Benim (Yeni)
18:30 Ütopya (Yeni Bölüm)
20:00 Yetenek Sizsiniz Türkiye
23:15 Hülya Avşar (Yeni Bölüm)
00:30 Ütopya
01:45 Bay Tahmin
02:45 Bu Tarz Benim
05:00 Ütopya
06:00 Geniş Aile
06:45 Günaydın
09:30 Alın Yazım
11:00 Aşk-ı Memnu
12:30 Gün Aras
13:00 Ben Bilmem Eşim Bilir
15:45 Evim Şahane
17:15 Arka Sokaklar
18:40 Baba Haber Bülteni
19:00 Ana Haber Bülteni
20:00 Arka Sokaklar
23:15 Beyaz Show
02:00 Yerli Dizi
00:30 HAWAİİ FİVE
Hawaii Five-O CBS’de 19681980 yılları arasında 12 sezon
yayınlanan polisiye dizisinin
yeni versiyonu. 12 sene önceki
diziyle aynı adı taşıyan dizinin
yapımcıları Fringe dizisininde
yapımcıları olan Alex Kurtzman
ve Roberto Orci.
Dizinin kadrosunda ise Lost‘tan
tanıdığımız Daniel Dae Kim
(Jin Kwon) var. Ayrıca 1 sezon
yayınlanan Moonlight dizinin
yakışıklı vampirini canlandıran
Alex O’Loughlin,Scott Caan ve
Grace Park’da dizinin kadrosuna dahil.
Dizinin konusu önceki versiyonunda olduğu gibi sadece
valiye hesap veren hawaii eyalet
polisini ele alıyor.
13 Şubat 2015 Cuma
Mağdur çocuğa “özel
destek” verilecek
Aile ve Sosyal
Politikalar
Bakanlığınca
başlatılan çalışmayla, suç mağduru, suça
sürüklenen,
madde bağımlısı
ve sokakta yaşayan her çocuk
için özel rehabilitasyon programları hazırlanıyor.
ANKARA - Bakanlık, korunma ve bakım ihtiyacı olan çocuklar için geçen sene başlattığı
Çocuk Destek Merkezleri ile ilgili çalışmalarını
sürdürüyor.
Suç mağduru, suça sürüklenen, madde
bağımlısı ve sokakta yaşayan çocukların fiziksel,
duygusal, psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarının belirlenerek, aile ve yakın çevrelerine dönmelerini
sağlayan 62 Çocuk Destek Merkeziyle 33 ilde
hizmet veriliyor. Bu merkezlerden toplam bin 180
çocuk faydalanıyor.
Çocuk Destek Merkezleri, suça sürüklenme,
sokakta yaşama, ergen gebelik veya madde
bağımlılığı alanları ile çocukların yaş grupları ve
cinsiyetlerine göre ihtisaslaştırıldı.
Bakanlıkça bu merkezlerde uygulanmak
üzere geliştirilen ''ANKA Çocuk Destek
Programı'' ile hedef kitledeki her bir çocuğun
maruz kaldığı travmadan kurtulması, hayat
becerilerinin zenginleştirilmesi hedefleniyor.
Merkezlerde görevli sosyal çalışmacı, psikolog, çocuk gelişimcisi, sosyolog veya öğretmenlerden birisi her bir çocuğun ''koçu'' olarak
görevlendiriliyor.
Her çocuk, danışmanı tarafından ilk 10 gün
boyunca gözlemleniyor ve Bireysel İhtiyaç ve
Risk Değerlendirme Formu (BİRDEF) dolduruluyor. Çocukların bireysel ihtiyaçları ve risklerinin
belirlendiği form ile çocuğun merkeze geliş şekli,
sebebi, eğitim durumu, ailenin ekonomik durumu, yaşadığı yer, arkadaş ilişkileri, fiziksel, ruhsal
durumu, alkol ve madde kullanım durumu, istismar ve suça sürüklenme durumu, kişisel özellikleri ile ilgili bilgiler toplanıyor.
Elde edilen bilgiler doğrultusunda da her
çocuğa özel farklılıkları ve ihtiyaçları dikkate alınarak bireysel danışmanlık ve grup çalışmaları
belirleniyor.
Bireysel danışmanlıkta, evden kaçma, yaşam
olaylarına ve krizlerine yaklaşım, zihinsel yetersizliği olan çocuklara yaklaşım, intihara yaklaşım,
kendine zarar verme davranışına yaklaşım, istismar mağduru ile çalışmak, güvenli davranış
geliştirme, eğitim başarısını ve uyumunu artırma
ve kendini koruma konularında hizmet veriliyor.
Grup çalışmaları ise kişisel gelişim ve sağlıklı
yaşam, duygusal düzenleme, gebelik, kişilik gelişimi ve bağımlılık olmak üzere 5 bölüm ve 45
dakika süren oturumlardan oluşuyor.
Çocuklara kişisel gelişim ve sağlıklı yaşam
modülünde ''Ben kimim'', ''Mesafeni koru'',
''Özgüven'', ''Sigara ve alkol hakkında bilgilendirme'', ''Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar'',
''Beslenme'', ''Ben ne diyorum, o ne anlıyor''
gibi konular anlatılıyor.
Öfke kontrolü hakkında da bilgi verilen
çocuklara, empati, kabullenme, sorun çözme,
değerler, düşünce hataları konularında da bilgi
veriliyor.
''Bağımlılık'' modülünde ise alkolün etkileri,
bağımlılık, bağımlılığın değersizleştirdiği, kontrollü olmayı öğrenmenin, tekrar kullanma isteği ile
başa çıkmanın yolları aktarılıyor. ''Gebelik''
modülünde ise bir bebeğin hikayesi, doğum,
gebelik, bebek bakımı ve anne olma konuları ele
alınıyor.
İstismar mağduru olma, madde bağımlılığı,
gebelik, öfke kontrol, dürtü bozukluğu durumlarına göre uygulanan modüller çocuğun bireysel
ihtiyaçları doğrultusunda uygulanıyor. (AA)
Türkiye'ye sığınan Türkmenler’e
beyaz eşya yardımı yapıldı
Türk akademisyen
Karacabey başarılı bilim
adamları listesinde
DÜZCE - Düzce Üniversitesi (DÜ) Beden
Eğitimi ve Spor Meslek Yüksekokulu (BESYO)
Müdürü Doç. Dr. Kürşat Karacabey, ulusal ve
uluslararası indekslerde yayımlanan 100'e yakın
çalışmasıyla İspanya Eğitim Bakanlığınca farklı
branşlarda hazırlanan 2 bin başarılı akademisyen
listesinde gösterildi.
Karacabey, AA muhabirine yaptığı açıklamada, amaçlarının spor bilimine ve kültürüne katkı
sağlamak olduğunu söyledi. Bu amaç çerçevesinde yurt içi ve dışında 100'e yakın yayını
bulunduğunu belirten Karacabey, şunları kaydetti: "Yurtdışı indekslerde taranan yayınlarımızla
alakalı İspanya Eğitim Bakanlığının yapmış olduğu çalışma var. Dünya çapındaki bilim insanlarının yapmış oldukları çalışmalar ve bu çalışmalara
yapılan atıflarla alakalı ilk 2 bin bilim insanını sıralamış. Listeyi incelediğimizde bin 276'ncı sırada
olmanın mutluluğunu yaşadık. Sonuçta kendi
imkanlarımızla yapmış olduğumuz çalışmalar.
Listede başka spor bilimci olup olmadığını kontrol ettiğimde tek olduğumu gördüm. Türkiye'de
Anadolu'dan çıkan akademisyenlerin başarılı
olabileceğini göstermek açısından mutluluk verici. Ülkemiz kabuk değiştiriyor. Bu anlamda
Anadolu'daki arkadaşlarımızın da sesi olmanın
ayrıca mutluluğunu yaşıyoruz."
Doç. Dr. Karacabey, Türkiye'de spor bilimlerinin kurumsallaşmasını sağlayamadıklarına dikkati çekerek, bundan dolayı ortaya reel hedefler
konulamadığını savundu.
Elde ettiği başarının yurt dışında yayın yapmanın önemli olmadığını gösterdiğini ifade eden
Karacabey, "Önemli olan yaptığınız çalışma,
diğer bilim adamları tarafından ne kadar kullanılıyor, ne kadar fayda sağlıyorsunuz? Aslında bu
düşünceye verilen bir ödüldür bu. Spor bilimlerinin bu noktada yetersiz kaldığını görüyoruz"
değerlendirmesinde bulundu. (AA)
ANKARA - Türk Kızılayı, ülkelerinden kaçarak Türkiye'ye sığınan Türkmen ailelere gıda
başta olmak üzere çeşitli ihtiyaç malzemelerinin
ardından beyaz eşya dağıtımına başladı.
Ankastre üreticisi bir firma, buzdolabı, fırın,
set üstü ve elektrikli ocaktan oluşan yaklaşık
500 parça elektrikli mutfak eşyasını Türk
Kızılayına bağışladı.
Beyaz eşyaların Türk Kızılayına teslimi amacıyla firmanın Ankara Organize Sanayi
Bölgesindeki fabrikasında tören düzenlendi.
Türk Kızılayı Genel Müdürü Mehmet
Güllüoğlu, burada, bağışlanan eşyaları bağış
makbuzu karşılığında teslim aldı.
Güllüoğlu, IŞİD'in saldırıları sonrası evlerini
terk etmek zorunda kalan Türkmen ailelerinin bir
kısmının Türkiye'ye sığındığını belirtti.
Çatışmaların mağduru Türkmen ailelerin
Türkiye'deki adreslerinden birinin de Ankara
olduğunu ifade eden Güllüoğlu, "Hayırseverlerin
bağışları sayesinde Türkmen ailelere yardım
ulaştırıyoruz. Bugün beyaz eşyaların teslim
aldık, dağıtımına başlayacağız. Öncesinde gıda
dağıtımlarımız olmuştu. Firmalarımız bağışlarını
sürdürdükçe bu ailelere daha fazla yardımda
bulunacağız" dedi.
Firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet
Kaya da ihtiyaç sahibi Türkmenlere yardım yapmanın insanlık görevi olduğunu ve yardımlara
devam edeceklerini söyledi.
Törenin ardından, Türk Kızılayı Ankara
Şubesi personelince beyaz eşyalar, Türkmen
ailelerin adreslerine gönderildi. (AA)
Evlenecek çiftlerden “Evlenme
Ehliyet Belgesi” istenmeyecek
ANKARA - Evlendirme Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle, kişilerin evlenmesine engel bir
hal olmadığını gösteren ve bugüne kadar evleneceklerden istenen Evlenme Ehliyet
Belgesi'nin, bundan böyle çiftlerden talep edilmeyeceği, evlendirme memurlarınca elektronik
ortamda Kimlik Paylaşım Sisteminden temin
edileceği bildirildi.
İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri
Genel Müdürlüğünce, evlilik işlemlerinde bürokrasinin azaltılması amacıyla, Evlendirme
Yönetmeliğinde değişiklik yapıldı.
Bakanlık yetkilileri, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni yönetmelikle, evlenme akdi için çiftlerden istenen nüfus kayıt örneği
ve kişilerin evlenmesine engel bir halin olmadığını gösteren Evlenme Ehliyet Belgesi'nin bundan
böyle taraflardan talep edilmeyeceğini bildirdi.
Nüfus Kayıt Örneği ile Evlenme Ehliyet
Belgesi, evlendirme memurlarınca elektronik
ortamda kimlik paylaşım sisteminden alınacak.
Yeni yönetmelikle, evlenmek için müracaat
eden çiftlerden fotoğraflı nüfus cüzdanı örneği
de istenmeyecek.
Evliliğin yapılabilmesi için evlenme kararının
ilanına lüzum kalmayacak. Evlendirme memuru,
evlenme talebine dair beyannamenin usulüne
göre doldurulup imza edilip edilmediğini, evlenme ehliyet belgesi ile nüfus cüzdanı arasında bir
fark olup olmadığını, bir fark varsa bu farklılığın
şahısta hataya sebebiyet verecek nitelikte olup
olmadığını, yaşlarının küçüklüğü veya kısıtlama
sebebiyle ana, baba veya vasinin rızası ya da
hakimin izninin zorunlu olduğu durumlarda rızanın veya hakim iznini, rıza belgesi vasi tarafından imzalanmışsa vasi tayinine dair mahkeme
kararının bulunup bulunmadığını kontrol edecek.
Evlendirme memuru, varsa eksiklikleri
tamamlayacak veya tamamlatacak ve beyannamenin kaydını yaparak taraflara müracaat sırasına göre evlenmenin yapılacağı gün ve saati bildirecek. (AA)
Fehmi KORU
[email protected]
3
[email protected]
bölge haberlerİ
Haşim Kılıç’ı uğurlarken...
DEVLETTE üst düzey görevler üstlenmiş birini, sözgelimi Anayasa Mahkemesi’nde üyelik
(1990-1999), başkanvekilliği (1999- 2007) ve
başkanlık (2007-2015) yapmış Haşim Kılıç’ı,
nasıl değerlendirmeli?
Herhangi bir dönemde söyleyip yaptıklarına
bakarak mı, yoksa bütün görev süresini göz
önünde bulundurarak mı?
Daha girişte şunu kayda geçireyim: Haşim
Kılıç’ı ister son birkaç yılına, ister bütün görev
süresine bakarak değerlendirin, vereceğiniz
hüküm değişmeyecektir...
Yüksek Mahkeme’ye ilk atadığında
Cumhurbaşkanı Turgut Özal, hangi özellikleriyle
ve bulunduğu görevde ne yapacağını öngörerek
kendisini seçmiş ise, Haşim Kılıç hep aynı çizgisini muhafaza etti.
Unutulduğu için hatırlatayım: Turgut Özal
Cumhurbaşkanlığı döneminde Anayasa
Mahkemesi’ne sadece iki üye atayabildi. İlki
Sayıştay’dan Haşim Kılıç’tı, atamasında sorun
yaşanmadı. İkinci atama ise “üniversite öğretim
üyeliği” kontenjanından Prof. Süleyman
Arslan’dı. Dönemin mahkeme başkanı Yekta
Güngör Özden, keyfi olarak atamasını engelledi
ve Prof. Arslan’ı istifaya mecbur bıraktı.
Prof. Arslan’ın istenmemesinin sebebi, Özal’ın
ilk ataması Haşim Kılıç’ın mahkemede izlediği
çizgiydi. Kılıç’la aynı çizgiye sahip olduğunu
düşünerek “muhafazakâr” Prof. Arslan’a geçit
vermedi statüko... Mecburen istifası üzerine Prof.
Arslan yerine yine Özal tarafından atanan Prof.
Sacit Adalı ile Haşim Kılıç, Anayasa
Mahkemesi’nde bulundukları uzun yıllar, hep
sağduyunun temsilciliğini yaptılar.
Özgürlüklerden yana oldular... Yasaklara karşı
çıktılar... İdeolojik sebeplerle parti kapatmaya itiraz ettiler... Başörtüsüyle ilgili yasaklama kararlarına, Refah ve Fazilet Partisi ile ilgili kapatma
kararlarına, cumhurbaşkanının Meclis’in 367
üyesinin katılımıyla toplanacak oturumunda seçileceğine dair karara Kılıç-Adalı ikilisinin yazdıkları itiraz şerhleri birer hukuk abidesidir.
İkisi de köken itibarıyla “hukukçu” olmadıkları
halde, hem de...
AK Parti’yi tek oy farkıyla kapanmaktan kurtaran kararın çıkmasına da engel oldular...
2007 yılında seçildiği ve önceki gün emekliliğini istemesiyle sona eren uzun Anayasa
Mahkemesi Başkanlığı döneminde Haşim Kılıç,
yanlış kararlarla itibarı zedeli Anayasa
Mahkemesi’ni eski mehabetine kavuşturma çabasına girişti. Ayrıca, yargıyı bir bütün olarak
demokratik bir hukuk devletinde olması gereken
özelliklere kavuşturma mücadelesi de verdi.
2010 yılında halkoylamasıyla gerçekleşen
Anayasa değişiklikleri, büyük çapta Haşim
Kılıç’ın imzasını taşıyan bir yargı reformudur.
Mahkemenin kuruluş yıldönümleri ve düzenlenen uluslararası toplantılarda yaptığı konuşmalara da bu gözle yaklaşılmasında yarar var; Özal’ın
“Her zaman özgürlüklerden yana olun” tavsiyesine uyup uymadığı açısından...
Benim gözlemim, hemen hepsinde, o tavsiyeye
uygun bir çizgiyi savunmuştur Haşim Kılıç...
Son zamanlarda iktidar partisi önde gelenleri
tarafından kendisine yöneltilen ağır ötesi eleştirilere ne diyeceğiz? Kendisi ne dediğini göreve
veda konuşmasında belli etti; ben de bir gözlemci olarak diyeceğimi diyeyim: İnsafsız eleştirilerdi onlar; geçmişi sıfırlayan ve günü siyasi çıkarcılıkla bezeyen eleştiriler...
Yoksa, Youtube ve Twitter yasaklarına “Dur”
diyen, hukuka aykırı uygulamalara karşı çıkan
özgürlükçü bir Anayasa Mahkemesi, Haşim
Kılıç’ı eleştirmeyi spor haline dönüştüren siyasilerin gerçeğe dönüşeceğini pek düşünemedikleri
yıllar öncesi rüyalarıydı.
Hiç gerçekleşmeyecekmiş sanılan rüyaları gerçeğe dönüştürmeye çalışanların başında geliyor
Haşim Kılıç...
Bu yazı, o rüyayı görenlerden biri olarak,
benim, Haşim Kılıç’a şahsi teşekkürüm ve kendisine emeklilik hediyem yerine geçsin diye yazıldı.
12 Şubat 2015/ HABER TÜRK
Burdur, Dünya Sağlıklı
Kentler Birliği'ne
kabul edildi
BURDUR - İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Sırrı
Şenbayram, Burdur'un Dünya Sağlıklı Kentler
Birliği'ne kabul edildiğini bildirdi.
Şenbayram, yaptığı yazılı açıklamada,
Burdur Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde
kurulan Sağlıklı Kentler Birliği İl
Koordinatörlüğünün 4 Aralık 2013'de yaptığı
başvurunun Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından kabul edildiğini ve Burdur'un Dünya
Sağlıklı Kentler Birliği'ne üye olmaya hak
kazandığını kaydetti.
Söz konusu üyeliğe kabul edilmelerinin
çok önemli bir başarı olduğunu belirten
Şenbayram, "Burdur, 100'ü aşkın dünya kenti
arasından birliğe kabul edilen 7 yerden biri
olmaya hak kazanmıştır. Dünya Sağlıklı
Kentler Birliği, kent sağlığı çalışmalarında
önümüzü açacak çok önemli bir organizasyondur. Gerçekleştireceğimiz çok paydaşlı
projelerle birliğin aktif üyelerinden biri olmayı
hedefliyoruz" ifadesini kullandı.
Paydaşlarıyla bu fırsatı etkin kullanabildikleri takdirde üyeliğin Burdur'a getirisinin çok
fazla olacağını bildiren Şenbayram, son katılımlarla birlikte Türkiye'den 5 üyenin birlikte
yer aldığını vurguladı. (AA)
4
ANKARA
13 Şubat 2015 Cuma
Aktif
Sanayici ve
İşadamları
Derneği, iş
adamlarına
stres ve öfke
kontrolü ile
seminer
verdi.
İş adamlarına öfke kontrolü dersi
HABER MERKEZİOSTİM merkezli Aktif Sanayici
ve İşadamları Derneği, üye iş
adamlarına yönelik stres, öfke
kontrolü ve olumlu düşünme ile
ilgili eğitim düzenledi. Aktif
Yönetim Kurulu Başkanı Beşir
Murat Ensari ve çok sayıda iş
adamının katıldığı programda,
uzmanlar uygulamalı anlatımlar
gerçekleştirdi.
Eğitimde stres ve öfkenin
tanımları yapılırken, “Stres, bir
eylem ya da durumun kişi
üzerinde yarattığı fiziksel ya da
psikolojik zorlanmaya verilen tepkidir. Stres, kişilerde meydana
gelen ve onları normal faaliyetlerden sapmaya zorlayan durumdur.
Öfke ise, doyurulmamış isteklere,
istenmeyen sonuçlara ve karşılanmayan beklentilere verilen duygusal tepkidir. Öfkeyi doğru ifade
etme becerisini kazanma ise öfke
kontrolüdür” diye ifade edildi.
Stres ve öfkenin neden kaynakladığı konusunun önemine
değinen eğitmenler, şu konulara
dikkat çekti: “İş yerindeki durum,
kişisel özellikler, aileyle ilişkiler,
fiziksel ve sosyal çevreden geliyor.
Strese girdiğimizde ve öfkelendiğimizde içimizde
bastırdığımız duygularımız ortaya
çıkar. Bunlar neler mi? Bastırma,
aşırı tepki, yüksek sesle konuşma,
çevreye zarar vermeyi istediğini
gösteren sözel ve fiziksel tacizler.
Stres ve öfke, olumlu ve olumsuz
yaşadığımız olaylarla birebir
bağlantılıdır. Stres ve öfke ile
bedenimizde oluşan tepkileri
gözlemlemek mümkündür. Bunlar
nasıl tepkiler mi? göz bebekleri
büyür, kalp vurumu artar, sindirim
yavaşlar, tükürük artar, ter bezi
faaliyetleri ve solunum sayısı artar.
Stres ve öfke kişilik tipleri; A tipi
ve B tipi özellikler alarak ayrılmaktadır. Stres ve öfke bir araya
geldiği zaman ortaya hiddet,
nefret, yıkıcılık, düşmanlık, öc
almak, hırs, kin, kaygı, kızgınlık
duygularını ortaya çıkarır. Stres ve
öfkeden davranışsal, duygusal,
fizyolojik ve örgütsel anlamda
sıkıntı yaşamamak için korunmalıyız.”
Öfkeli ve strese giren insanla
sağlıklı bir iletişim kurmak için
önce sakin kalmak gerektiğine
vurgu yapan uzmanlar anlatımlarında şu bilgilere yer verdi:
“Karşınızdakini ilgiyle ve ciddi bir
şekilde dinleyin. Duygularına saygı
gösterin. Onu öfkelendiren özel
noktaları/konuları belirleyin.
Dikkatinizi karşınızdaki kişinin
sözünü ettiği sorun ve o sorunun
çözümü üzerinde yoğunlaştırın.
Çözüm için bir konuda söz verdiyseniz, sözünüzü tutun. İlk adımı
hissetmemize neden olan durumların altında iken hissettiklerimizin
farkına varmalıyız.
Stres ve öfke aşamalarındaki
belirtiler; aşırı sinirsel enerji, yataktan kalktığında yorgunluk hissi,
uyku bozuklukları, aşırı yorgunluk,
kilo ve iştah kaybı, cildin bozulması, gerginlik, panik ataklar,
alkol-sigara-ilaç kullanımını artırmak, görünümüne aldırış
etmemedir.”
Stres ve öfke yönetimi
konusunda da bilgi aktarılan
eğitimde işadamlarına, şunlar
anlatıldı: “Stresinizi ve öfkenizi
yönetirken sizi nelerin strese soktuğunu ve bunlara karşı fiziksel ve
duygusal tepkilerinizin neler
olduğunu tespit edin. Hangi olayın
sizi rahatsız olduğunu belirleyin.
Örgütsel başa çıkma tekniklerinde
yönetim iş görenleri geliştirmeli, iş
zenginleştirmeleri, çalışanlar
arasındaki çatışmayı azaltmak için
örgütsel roller belirlemeli. Kontrol
edilebilir ve değiştirilebilir stres
kaynaklarıyla başa çıkmaktaki
amaç stresin beden üzerindeki
olumsuz etkilerini yok etmek için
aşamalı gevşeme ve nefes alma
egzersizleri yapmalıdır.
Törpülenmesi gereken davranışsal
yönlerimizle baş etmek için şu
yolları takip etmek gerekiyor.
Filtreleme, aşırı genelleme,
etiketleme, kutuplaşmış düşünce,
facialaştırma, zihin okuma, kontrol-değiştirme yanılgısı, suçlama,
sınırları bilmek gerekiyor.”
CHP’li gençler, TRT’yi protesto etti
HABER MERKEZİCHP Genel Merkezi’nin yaptığı
çağrı ile TRT Genel Müdürlüğü
OR-AN yerleşkesine toplanan
CHP’liler TRT’yi protesto etti.
CHP Genel Başkan Yardımcıları,
Milletvekilleri, Parti Meclis Üyeleri,
Ankara İl ve İlçe Örgütleri ;
TRT’nin iktidar yanlısı tutumunu
protesto ettiler. CHP Genel
Sekreteri Gürsel Tekin yaptığı
açıklamada; ‘’AKP iktidarına ait
haberlerin dışında diğer parti
haberlerine ve özelliklede CHP
haberlerine yer vermiyor. TRT
hükümetin arka bahçesi olmuştur’’
diyerek sözlerine ekledi.
Milletvekillerimizin ardından
kameralar karşısına geçen CHP
Ankara İl Gençlik Kolları Başkan
Yardımcısı Hüseyin Özyıl Yıldırım
TRT’nin devlet televizyon
etiketiyle parti propagandası
yaparak AKP’nin algı yönetimine
katkı sağladığını belirtti.
Yıldırım konuşmasını ; ‘’CHP
Gençlik örgütleri olarak TRT’nin
iktidar tekelinden ayrılması bağımsız, özerk bir medya kuruluşu
haline gelmesi için sürecin sonuna
kadar takipçisi kalacağız’’ şeklinde ekledi. Yapılan bu eyleme İl
Gençlik Kolları ve İlçe örgütleri
destek verdi.
Keçiören Belediyesi’nden
sigaraya karşı leblebi
Keçiören Belediyesi, geleneksel hale gelen
etkinliğinde sigarayı bırakmak isteyen
vatandaşlara paket paket leblebi ikram etti.
HABER MERKEZİ“Sigarasız Hayata Bugün Merhaba” sloganı ile
harekete geçen Keçiören Belediyesi Sosyal Yardım
İşleri Müdürlüğü, sigaraya karşı mücadelede
toplumsal duyarlılığının artırılması amacıyla Çorum
leblebilerini kullanarak ilginç bir uygulamaya imza
attı. Sigarayı bırakmanın en önemli koşulunun içsel
motivasyon olduğu göz önüne alınarak, bu zararlı
alışkanlıktan kurtulmak isteyen vatandaşlara lezzetli
ve yararlı bir alternatif sunuldu. “Daha sağlıklı yaşama bir adım atmak için, bugün karar verin, sigara
içmeyin, leblebi yiyin” sloganlarının yazılı olduğu
dövizlerle Keçiören cadde ve sokaklarını dolaşan
belediye ekipleri, karşılaştıkları vatandaşlara paket
paket Çorum leblebisi dağıttı. Çorum Belediyesi’nin
desteğiyle düzenlenen etkinlik renkli görüntülere
sahne olurken, Keçiören halkı sigara bırakmaya
davet edildi.
Sigara içen insanların bırakmak için bir teşvik
aradıklarını belirten Keçiören Belediye Başkanı
Mustafa Ak, “Bu uygulama ile insanları sigara
alışkanlığından kurtulmaya teşvik etmeyi
amaçlıyoruz. İnsanlar sigara içmek yerine leblebi
yesinler. En azından ağızlarına bu zararlı nesneyi
sokmamış olurlar. Sigara insanın kendisine zarar
veren kötü bir alışkanlıktır. Sigara içenler sadece
kendilerine değil, yakın çevrelerine, içtikleri ortamdaki kişilere de zarar veriyorlar” dedi.
Alışkanlıklardan kurtulmak için ilk adımın karar
vermek, sonraki adımın ise iradeyi kullanmak
olduğunu vurgulayan Başkan Ak, “Her şey karar
vermeyle başlar, ama iç çatışmaları yüzünden bu
kararı olabildiğince ertelemek zorunda kalan vatandaşlarımıza ‘sigarasız hayata bugün merhaba’
diyerek karar vermeleri yönünde uyarı niteliğinde
olan örnek bir çalışmayla destek oluyoruz. Bugün
halkımız için karar günü olsun” diye konuştu.
Yazar Sinan Yağmur
Mamaklılarla buluşacak
Mamak Belediyesi yeni yılın ilk söyleşi
programını gerçekleştirecek.
Pursaklarlı hanımlardan
Suriyeli mültecilere yardım
Pursaklar Belediyesi hanım evlerindeki kursiyerler Türkiye’ye
sığınan Suriyeli ailelerin yüzünü güldürdü.
Yenimahalle Belediyesi
iki köy arasına köprü kurdu
HABER MERKEZİYenimahalle Belediyesi, ilçe sınırları içerisinde
bulunan ve köy iken mahalle statüsüne kavuşan
Yuva Mahallesi'ne hizmet götürmeyi sürdürüyor
Belediye, son olarak mahalleyi ikiye bölen Yuva
Köyü deresine köprü yaparak, vatandaşlara
büyük kolaylık sağladı. Köy camisinin tam karşısına yapılan ve vatandaşın camiye kolay ulaşımın
sağlayan köprü, Yuva Mahallesi sakinlerinin
takdirini kazandı.
Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar,
geçtiğimiz günlerde 54 muhtarlığın kapısını tek
tek çalarak mahallelerin eksiklerini yerinde tespit
etmiş ve vatandaşların isteklerini dinleyerek ilgili
birimlere anında talimat vermişti. Yaşar’ın Yuva
Mahallesi’ne yaptığı ziyarette, mahalle sakinlerinin
Yaşar’dan istediği köprü de 10 gün içerisinde
yapılarak Yuva Köyü Deresi üzerine monte edildi.
Mahalleyi ikiye bölen ve Yuva sakinlerinin
köyün en büyük camisine ulaşımını zorlaştıran
dere üzerine yapılan köprü, mahalle sakinlerinin
camiye kolay ve güvenli yoldan ulaşmasını
sağladı.
HABER MERKEZİPursaklar Belediyesi hanım
evi üyeleri, sosyal sorumluluk
projelerini her geçen gün arttırıyor.
Hanımlar, Suriye’deki iç
savaştan kaçarak Türkiye’ye
sığınıp Ankara’ya yerleşen
Suriyeli ailenin ev ihtiyacını
karşıladı. Belediyenin kurslarına katılan hanımlar ihtiyaç
sahiplerinin yüzünü
güldürmek, onların
ihtiyaçlarını karşılamak için
çalmadık kapı bırakmıyor. Her
yıl yeni sosyal sorumluluk
projeleri geliştiren Tebessüm
Çarşısı ve hanım evleri
üyeleri, imkânlar ölçüsünde
ihtiyaç sahiplerini tespit edip,
onlara yardım eli uzatıyor.
Bu kapsamda Siteler
Doğantepe’deki ihtiyaç sahibi
Suriyeli bir aileyi ziyaret eden
hanımlar, ailenin eşya ve gıda
ihtiyacını karşıladı.
Aralarında para toplayan
hanımlar güçlerini birleştirerek
ikinci el eşya satan dükkânlardan mobilya ve beyaz eşya
satın alarak aileye yardım etti.
Hanımların yardımları bununla
da sınırlı kalmadı.
Topladıkları paralarla
mağazalardan ürünler alan
hanımlar, yeni evlenen göçmen çiftin yüzünü güldürdü.
Düğünlerine de katılarak mutluluklarını paylaştı.
Sosyal sorumluluk projesiyle “sınırları” aşan hanımlar,
yaptıkları yardımları Pursaklar
sınırları dışına taşıdı.
Doğu’dan Batı’ya hemen her
yere yardım eli uzatarak halkı
tebessüm ettirmek için seferber oldular.
HABER MERKEZİKültürel hizmetler kapsamında Mamak’ta
birçok konser, seminer ve söyleşi organize eden
Mamak Belediyesi Mamaklıları bu kez ünlü yazar
Sinan Yağmur’la buluşturacak.
Aşkın Gözyaşları adlı serisiyle son dönemde
en çok okunan yazarlar arasına giren Sinan
Yağmur Prof. Dr. Necmettin Erbakan Kongre
Merkezi’nde Mamaklılarla bir araya gelecek. 20
Şubat Cuma akşamı gerçekleşecek olan
söyleşide Sinan Yağmur ilahi aşkın kapılarını
Mamaklılara aralayacak.
Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül:
“Kamuoyunun yakından tanıdığı isimleri
Mamaklılarla buluşturuyoruz. Günümüzün
dejenere olmuş aşk anlayışının ötesinde
insanların artık gerçek aşkı öğrenmek istiyor. Bu
manada son dönemde adından söz ettiren
değerli bir isimi daha Mamaklılarla buluşturmaya
hazırlanıyoruz.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan Kongre
Merkezi’nde gerçekleşecek olan söyleşiye tüm
Mamaklıları bekliyoruz” dedi.
Mamak Belediyesi seminer ve söyleşilerine
yeni yılda da devam edecek. Kamuoyunun
yakından tanıdığı isimler 2015 yılı içerisinde
Mamaklılarla buluşmaya devam edecek. Yıl
içerisinde Sinan Yağmur, Prof. Dr. Nihat
Hatipoğlu, Bedirhan Gökçe gibi isimler
Mamaklılarla buluşacak.
ANKARA
13 Şubat 2015 Cuma
Çubuk’ta kış
mevsiminden
kaynaklanan
gribal hastalıkların ortaya
çıkmaması için
gerekli özel
halk
otobüslerinde
ilaçlama
çalışması
yapıldı.
Çubuk’taki toplu
taşıma araçları ilaçlandı
HABER MERKEZİÇubuk’ta gribal enfeksiyonlara
karşı önlem almak amacıyla, ilçedeki özel halk otobüsleri başta olmak
üzere tüm toplu taşıma araçları ilaçlandı.
Çubuk Belediyesi Sağlık İşleri
Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, gribal
enfeksiyonlara karşı, ilçede
faaliyette bulunan başta özel halk
otobüsleri olmak üzere tüm toplu
taşıma araçları dezenfekte ettiler.
İlçe genelinde hizmet veren yaklaşık 60 özel halk otobüsü ile 40
dolmuş ve servis olmak üzere 100’e
yakın toplu taşıma aracı dezenfekte
edilirken, çalışmaların her ay rutin
bir şekilde tekrarlanacağı bildirildi.
İlçede, toplu taşıma araçlarını yanı sıra
camiler, parklar ve bahçelerin tamamında da
ilaçlama çalışmaları yapılacağı belirtildi.
Belediye tarafından yapılan dezenfekte ve
ilaçlama çalışması hem şoförler hem de
vatandaşlar tarafından beğeniliyor.
Yapılan ilaçlamadan dolayı belediye
başkanına ve belediye çalışanlarına teşekkür
eden Çubuk Özel Halk Otobüsleri Kooperatifi
Başkanı Kemal Küçük, “Belediye Başkanımız
doktor olması nedeniyle hijyene çok
fazla önem veriyor. Bu nedenle otobüslerimiz belediyemiz tarafından
her ay düzenli olarak dezenfekte
edilmektedir. Bu uygulama halkımızın
sağlığı için çok önemli. Bunu benimsiyoruz, önemsiyoruz” dedi.
Bu çalışmaların rutin olarak her
ay yapıldığını söyleyen Çubuk
Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü
Mehmet Akif Topçu ise, “Çubuk
Belediyesi Sağlık İşleri olarak yaptığımız bir çalışma bu. Çalışmanın
ana felsefesi toplu yaşam alanlarının,
insanların çok kullandığı alanların
hastalığın yayıldığı alanlar olarak
belirledik. Hastalıkların yayılmaması
içinde dezenfeksiyon çalışması
dediğimiz çalışmayı başlatıyoruz. Bu alanları
biz aylık rutin şeklinde ilaçlayarak gribal
enfeksiyonların engellenmesini istiyoruz.
Amacımız toplumun sağlığını, hasta olmadan
korumak” diye konuştu.
Öykü yarışmasına
başvurular başladı
Mamaklı kadınlar, pilates
ve zumba ile zayıflıyor
HABER MERKEZİBinlerce kadın ve çocuğa spor yapma olanağı
sağlayan Mamak Belediyesi, spor tesislerinde
step, aerobik, pilates ve zumba kursu kayıtlarına
başladı. Salı ve perşembe günleri Mamak
Belediyesi Spor Salonu’nda gerçekleşecek
kurslar, çarşamba ve cuma günleri de Başak
Gençlik ve Spor Merkezi’nde hizmet verecek.
Kursta, yaş sınırının gözetilmediğini belirten
Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül,
“İlçemizde her yaştan vatandaşımıza sosyal
yaşamlarını renklendirecek bir uğraş ve kurs
edindirmek arzusundayız. Kurslarımız bütün bir
sezon devam edecek. Ev hanımlarımızın sağlıklı
bir yaşam geçirmeleri ve sosyalleşmeleri için bu
tarz kurslar açmaya devam edeceğiz” dedi.
Fazla kilolarından kurtulmak isteyen vatandaşlar, egzersizle vücudu ve zihni kontrol altına
almaya dayanan bir spor dalı olan pilates ve
Latin dansı Zumba eşliğinde hem eğlenecek hem
de fazla kilolarını atacak. Kayıt aşamasında bile
yoğun ilgi gören, sporla müziğin birleşmesiyle
daha da eğlenceli hale gelen zumba ve pilates ile
Mamaklılar hem dans edecek, hem de eğlenerek
zinde kalacak.
Kursların yeri ve saatleri şöyle; Salı ve
Perşembe günleri Mamak Belediyesi Spor
Salonu’nda, 09.00- 10.00 saatleri arası ve 10.1511.15 saatleri arası step- aerobik, 18.00-19.00
arası zumba kursu, 19.15-20.15 saatleri arası da
pilates kursu, Çarşamba ve Cuma günleri Başak
Gençlik ve Spor Merkezi’nde, 10.30-11.30 saatleri arası step- aerobik,13.00-14.00 saatleri
zumba, 14.15-15.15 saatleri arasında da pilates
kursu
HABER MERKEZİAltındağ Belediyesi’nin 8
Mart Dünya Kadınlar Günü
etkinlikleri kapsamında
düzenleyeceği “Öykü
Yarışması”nın konusu açıklandı. Bu yıl 9’uncu kez
gerçekleştirilecek olan öykü
yarışmasının konusu
“Mutluluğu arayanlar” olarak
belirlendi. Öykü yarışması
için başvurular başladı.
Her yaş ve her eğitim
seviyesinden yüzlerce
kadının geçtiğimiz yıllarda
büyük ilgi gösterdiği yarışmaya katılımın bu yıl da üst
düzeyde olması bekleniyor.
Altındağ Belediyesi kadınları şu sözlerle yarışmaya
çağırıyor: “Çocukken bir
parça çikolata ile mutlu olurduk, ne kolaydı bizi mutlu
etmek. Ne oldu da şimdi
büyüyünce mutluluğu bulamaz olduk? Yoksa aramasını
mı unuttuk?
Kimi zaman ufak adımlarla ilerledik, kimi zaman
elimizi uzatsak tutacak kadar
yaklaştık ona… Bazen
yetiştik, bazen de aynı yolda
yan yana ilerledik ama onu
hiç fark etmedik. Arkasından
dolaşıp zaman kaybettik.
Ama mutluluk hep bir yerlerden bakıp gülümsedi bize…”
Öykü Yarışmasını
“Kadınların sahip oldukları
değerleri keşfetmeleri ve
kendilerini ifade edebilmeleri
için çok önemli bir proje”
olarak değerlendiren Altındağ
Belediye Başkanı Veysel
Tiryaki, ”Öykü yarışması
güzel bir gelenek haline
geldi. Altındağ, 8 Mart Dünya
Kadınlar Günü’nün, kadınların aktif katılımlarıyla ve
coşkuyla kutlandığı bir ilçe…
Biz 8 Mart’ı protokole yönelik
salon programlarıyla
geçiştirmek yerine, kadınların
planladığı ve bizzat sahnelediği etkinliklerle
kutluyoruz. Kadınlara ve edebiyata verdiğimiz değerin
önemli bir göstergesi de
düzenlediğimiz öykü yarışmasıdır” dedi.
Öykü yarışmasına katılan
öykülerin kadınların kendi
hayatlarını veya iç dünyalarını
yansıttığına dikkati çeken
Tiryaki, yarışmaya katılan
tüm eserlerin çok çarpıcı ve
profesyonel bir dille yazılmış
olduğunu ve her yıl dereceye
giren eserlerin belirlenmesinde çok zorlanıldığını
söyledi.
Son başvuru tarihi 1 Mart
2015 olarak belirlenen yarışmada, 12 punto “Arial”
fontu ile yazılmış, en fazla
dört A4 kâğıdı uzunluğunda
ve word dokümanından
oluşan eserlerin,
[email protected]
elektronik posta adresine
gönderilmesi bekleniyor.
Eserler ayrıca posta yolu ile
“Altındağ Belediyesi Kültür
ve Sosyal İşler Müdürlüğü
Şükriye Mah.
Ulucanlar Cad. No:63
Altındağ” adresine gönderilebilir ya da elden de teslim
edilebilir. Yarışmada dereceye girenlere ödülleri “8 Mart
Dünya Kadınlar Günü”
programında verilecek.
Yarışmanın birincisine ödül
olarak dizüstü bilgisayar,
ikincisine tablet bilgisayar,
üçüncüsüne ise dijital
fotoğraf makinesi hediye
edilecek.
5
Dost-Yar’dan, Vali
Kılıçlar’a ziyaret
HABER MERKEZİAnkara Valisi Mehmet Kılıçlar, Dost-Yar Cemiyeti
Genel Başkanı Ali Yüksel ve beraberindeki heyeti
makamında konuk etti. Ankara valisi Mehmet Kılıçlar
Dost-Yar Cemiyeti Genel Başkanı Ali Yüksel ve
yönetim kurulu üyelerini kabulünde ziyaretten duyduğu memnuniyeti belirterek sivil toplum kuruluşlarının önemine dikkat çekti. Sivil toplum kuruluşlarının demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından
biri olduğunu belirten Vali Kılıçlar “Demokrasimizin
gelişmesi, vatandaşlarımızın iradelerini , özgürce
beyan etmeleri, açısından sivil toplum kuruluşlarımız
son derece önemlidir. Sivil toplum kuruluşlarının en
önemli misyonu devlet ile milleti kaynaştırmak,
sorunları beraberce çözmek ve toplumsal barışa
katkı sağlamaktır. Toplumsal sorunlar ancak devlet
ve milletin el ele vermesiyle ve sosyal sorumluluk
projeleriyle çözülür ”dedi.
Yenimahalle Kent Konseyi
Çocuk Meclisi müze gezdi
HABER MERKEZİYenimahalle Kent Konseyi Çocuk Meclisi üyeleri,
Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni gezdi. Büyük bir
merak ve heyecanla müzeyi gezen çocuklar, tarih
boyunca Anadolu’da yaşamış medeniyetler ve kültürleri hakkında bilgi edinerek keyifli vakit geçirdi.
Yenimahalle Kent Konseyi tarafından geçtiğimiz
Ekim ayında gerçekleştirilen meclis genel kurullarının
ardından ilk yürütme kurulu toplantısını yapan Çocuk
Meclisi, ilk faaliyetini de gerçekleştirdi. Meclis üyeleri
ile Yenimahalle sınırları içerisinde ikamet eden çocuklar, kültür ve sanat faaliyetleri çerçevesinde Anadolu
Medeniyetleri Müzesi’ni ziyaret etti.
Tarihi yapıları, köklü geçmişi, kendine özgü koleksiyonları ile dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan
Anadolu Medeniyetleri Müzesi, çocuklar tarafından
ilgiyle gezildi. Çocuklar, Paleolitik çağdan başlayarak
günümüze kadar sergilenen Anadolu Arkeolojisi’ni
kronolojik sırayla görme imkanı buldu.
Çankayalılara
geridönüşüm semineri
HABER MERKEZİOran Rotary Kulübü ile Çankaya Belediyesi
işbirliğiyle Çayyolu Çankaya Evi’nde "Çöp
Problemi ve Potansiyel Çözümleri" başlıklı bir
seminer düzenlendi. Çankaya'da çöp üretiminin
nasıl azaltılabileceği ve değerli atıkların geri
dönüşüme kazandırılabileceğinin konuşulduğu
seminerde çevre mühendisi Asuman Korkusuz
Ülgen bir sunum gerçekleştirdi. Seminere
Çankayalılar büyük ilgi gösterdi.
Geri dönüşüme yönelik çöp ayrıştırmasına
evlerde, okullarda ve iş yerlerinde başlanması
gerektiğini belirten Ülgen, kâğıtların, camların,
metallerin ve organik atıkların ayrı ayrı toplanabileceğini; katı atıkların pek çok sanayi kolunun
ham maddesi olduğunu ifade etti.
Evsel katı atıkların yüzde 68'ini organik atıkların, kalan kısmını ise kâğıt, karton, tekstil, plastik, deri, metal, ağaç, cam ve kül gibi maddelerin
oluşturduğunu belirten Ülgen, “Tek bir kişinin bile
geri dönüşüme vereceği katkı çevremiz ve
dünyamız açısından büyük öneme sahiptir” dedi.
6
ANKARA
13 Şubat 2015 Cuma
Çubuk Belediyesi
Proje Ekibi İzmir ve
Manisa’ya giderek;
Manisa Büyükşehir
Belediyesi, Ahmetli
Belediyesi, Eğe
Üniversitesi,
Dokuz Eylül
Üniversitesi
ve Salihli
Hastanesi’nde
çeşitli incelemelerde bulundu.
Çubuk Proje Ekibi, Manisa
ve İzmir’de inceleme yaptı
HABER MERKEZİÇubuk Belediyesi Başkan
Yardımcısı Şükrü Acıelma başkanlığında Proje Ekibinden Şehir
Plancısı Hasan Özen ve Jeoloji
Mühendisi Yusuf Kürşat Mercan ve
Çubuk Agat taşı işlemecisi Ahmet
Keser’inde aralarında olduğu ‘Proje
Ekibi’ İzmir ve Manisa’ya giderek
bir dizi incelemelerde bulundu.
Başkan Yardımcısı Acıelma
başkanlığında gerçekleşen
ziyarette, Manisa Büyükşehir
Belediyesi, Ahmetli Belediyesi, Eğe
Üniversitesi, Dokuz Eylül
Üniversitesi ve Salihli Hastanesi’ne
ziyaret edilerek çeşitli incelemelerde
bulunuldu.
Ege Üniversitesi Türk Dili ve
Edebiyat Fakültesi, Dokuz Eylül
Üniversitesi İzmir Meslek
Yüksekokulu Kuyumculuk ve Takı
Tasarımı Bölümü, Manisa
Büyükşehir Belediyesi Genel
Sekreteri, Ahmetli Belediyesi
Başkan Yardımcısı ve birim müdürleri ve Salihli Hastanesi’ni ziyarete
ederek yetkililerden bilgi aldı.
1402 Ankara Savaşı, Yıldırım
Beyazıt ve Emir Timur tarihi
konusunda uzun araştırmalar yapan
ve bu konularda çeşitli kitap ve
makaleler yayımlayan Tarihçi Prof.
Dr. Cüneyt Kanat’ı bölümünde
ziyaret eden Acıelma ve ekibi eserleri hakkında bilgi aldı. Özellikle
1402 Ankara Savaşı ile sebep ve
sonuçları hakkında bilgi alan
Acıelma, Çubuk’ta yapılması planlanan Ankara Savaşı ve Çubuk
konulu konferans ve panel hakkında fikir alış verişinde bulundu.
Yayınladığı eserlerden Çubuk
Belediye Başkan Tuncay Acehan’a
ulaştırılmak üzere imzalayan Prof.
Dr. Cüneyt Kanat, yapılan ziyaretten
duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Kanat, “Biz akademisyenler
böyle ufak tefek şeylerden memnun
oluruz. İlk defa bir belediye başkan
yardımcısı arayarak ilçesi ile ilgili
tarihi konularda bilgi aldı ve
akabinde bizi ziyarete geldi. Bu
şunu gösteriyor; o yerin belediye
başkanı eğitime, bilime ve tarihe
çok önem veriyor demektir.
Gerçekten bu bugünkü toplumda
özlenilen bir şeydir. Ne kadar mem-
nun olduğumu bilemezsiniz” dedi.
Daha sonra Manisa Büyükşehir
Belediyesi Genel Sekreteri Halil
Memiş’i makamında ziyaret eden
Acıelma ve ekibi Manisa Belediyesi
tarafından uygulanan örnek projelerle ilgili olarak bilgi aldı.
Ahmetli Belediyesi Başkan
Yardımcısı Sami Açıkgöz ve birim
müdürleri ile de bir araya gelen
Acıelma ve beraberindeki heyet,
belediye kanunları ve işleyişi ile ilgili
kendilerine sorulan sorular hakkında bilgi verdi.
İzmir’de ise Dokuz Eylül
Üniversitesi Gemoloji ve Mücevher
Uzmanı Prof. Dr. Murat
Hatipoğlu’nun ev sahipliğinde İzmir
Meslek Yüksek Okulu Kuyumculuk
ve Takı Tasarımı Bölümü ziyaret
edildi. İzmir Meslek Yüksek Okulu
Kuyumculuk ve Takı Tasarımı
Bölümü tarafından oluşturulan
Anadolu Süs Taşları Müzemizi,
değerli taşlar ve takı tasarım işleme
atölyeleri ile Türkiye’nin tek
mücevher test ve sertifikalandırma
laboratuvarı ile taş işleme makinalarını inceleyen Acıelma ve ekibi,
uzun zaman Çubuk ve bölgesinde
inceleme yaparak bölgede çıkan
değerli taşlar konusunda doktora
tezi, harita ve makaleleri hazırlayan
Prof. Dr. Murat Hatipoğlu’ndan bilgi
aldı.
Özel Salihli Hastanesi’nde Kalp
Damar Hastalıkları Uzmanı olarak
görev yapan Çubuklu Uzm. Dr.
Orhan Karabal’ı da ziyaret eden
Acıelma ve ekibi, tüm Çubukluların
ve Belediye Başkanının selamını
iletti. Memleketinden uzakta görev
yapmanın zorluklarının yapılan
böyle güzel ziyaretlerle hafifleyeceğini ifade eden Karabal, Çubuk’u
basından takip ettiklerini ve çalışmalardan memnun olduklarını
kaydederek, ilçenin yetişmiş insanlarına yapılan ziyaretlerin de bunun
bir göstergesi olduğunu dile getirdi.
Çubuk Belediyesi Başkan
Yardımcısı Şükrü Acıelma, Manisa
ve İzmir’e düzenledikleri araştırma
gezisinin çok verimli geçtiğini
söyledi. Acıelma, inceledikleri
projelerin kendilerinin yapmak istedikleri projelere ışık tutacağını da
vurguladı.
İspanyol filmleri
Çankaya’da izlenecek
Eryamanlılar
yüzme öğreniyor
HABER MERKEZİEtimesgut Belediyesi Göktürk Aile Yaşam ve
Eğitim Merkezi’nde, 1 yılda 1500 kişi yüzme öğrendi.
Ocak ayı kurs programını tamamlayan 120
kursiyer, yüzme öğrenmenin ve sertifika almanın
heyecanını yaşadı. Merkezin kapalı yüzme havuzunda
gerçekleştirilen kurslar, 4 hafta süren 8 seans
üzerinden verildi. 4 hafta sonunda yüzme öğrenen
kursiyerlere sertifikalarını Etimesgut Belediye Başkan
Yardımcıları Cemal Satılmış ve Fikret Karadavut verdi.
Yaz tatili öncesi yüzme öğrenmek ve kendilerini
geliştirmek isteyenlerin kurslara ilgisi devam ediyor.
Her yaştan Etimesgutlu kurslara ön kayıt yaptırarak
kurs gününü beklemeye başladı.
Kursiyerlerin yanı sıra binlerce başkentli günübirlik
tesise gelerek yüzme keyfi için Göktürk’ü tercih etti.
Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel,
Göktürk Aile Yaşam ve Eğitim Merkezi’ne olan ilginin
kendisini çok memnun ettiğini söyledi. Tesisin
bölgedeki önemli bir eğitim ve spor açığını kapattığını
kaydeden Demirel, “18 ay önce hizmete açtığımız
tesisimiz, sağlıklı yaşamın merkezi haline geldi.
Başkan Duruay
vatandaşı dinliyor
HABER MERKEZİGölbaşı Belediye Başkanı Fatih Duruay, vatandaşlarla buluşmaya devam ediyor. Duruay makamında buluştuğu Gölbaşılı vatandaşların sorunlarını
imkanlar dahilinde çözüme kavuşturuyor. Haftanın
belirli günleri her kesimden vatandaş, belediye ile
ilgili talep, şikayet ve önerilerini bizzat Başkan
Duruay’a anlatma imkanı buluyor.
Düzenlenen halk günlerinde vatandaşlarla buluşmaktan memnun olduğunu söyleyen Başkan Duruay,
“Belirli günlerde vatandaşlarımızla buluşup her türlü
sıkıntı ve taleplerini dinliyoruz. Vatandaşlarımızdan
gelen taleplere göre bir yandan sorunlara çözüm üretirken, bir yandan da Gölbaşılıların bizlerle paylaşmak
istedikleri proje ve çalışmaları değerlendirme imkanı
buluyoruz” ifadelerini kullandı.
Çankaya ve Madrid arasında önemli bir kültür köprüsü kuruldu.
Başkan Yaşar
esnafla buluştu
HABER MERKEZİYenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar,
Ragıp Tüzün ve Akın Caddesi’nde esnafları
ziyaret etti. İşini doğru yapan, ekmeğini helal
yoldan kazanan esnafların her daim yanında
olduğunu dile getiren Başkan Yaşar, “Esnafı sık
gezen bir yerel yönetici olarak özellikle küçük
esnafın her geçen gün kan kaybetmesinden
büyük üzüntü duyuyorum. Ticaretin şekil
değiştirdiği bu günlerde büyük şirketlerin pastadaki payı, her geçen gün artıyor. Ticaretten
gelen bir ağabeyiniz olarak size en büyük
tavsiyem elinizde bulunan müşteriyi memnun
etmek için titizlikle davranın, kendinizi yenileyin
ve mümkün olduğu kadar ayakta durmaya
çalışın. Yenimahalle Belediyesi olarak yasaların
bize verdiği yetki doğrultusunda size destek
veriyoruz ve vermeye de devam edeceğiz” dedi.
Esnafı bir bir ziyaret ederek hayırlı işler
dileyen Yaşar, insanların yürüdüğü kaldırımları
işgal etmemeleri için de esnafa uyarılarda bulundu. Esnaf ziyareti sırasında Yaşar, vatandaşların
da yoğun ilgisiyle karşılaştı.
Yenimahalleli vatandaşların “Hizmetlerinizi
takdir ediyoruz” demesi üzerine Yaşar,
“Sizlerden bu sözleri duymak onur verici. Sizlere
layık olmaya çalışıyorum. Hizmetlerimin takdir
topladığını görmek mutluluk verici” dedi.
HABER MERKEZİİspanya’nın Ankara
Büyükelçisi Rafael Mendivil
Peydro’nun Çankaya
Belediye Başkanı Alper
Taşdelen’e nezaket
ziyaretinde bulundu. İki
kentin yapısı, yerel yönetim
kanunları ve yakın zamanda
gerçekleşen Yunanistan
seçim sonuçlarıyla bu
sonuçların AB’ye etkisinin
de konuşulduğu ziyarete iki
ülke arasında gerçekleşecek
kültürel işbirliği önerileri
damgasını vurdu.
Büyükelçi Rafael
Mendivil Peydro ve Kültür
Müsteşarı Jose Maria
Davo’yu makamında ağırlayan Taşdelen, görüşmeden Çankayalılar için yeni
bir kültürel işbirliği imkânı
doğduğunu ifade etti.
Büyükelçi Peydro ve
Taşdelen’in görüşmesi
doğrultusunda 18 Nisan’da
İspanyol Dil Günü; Mayıs
ayının son haftasında ise
İspanyol Filmleri Haftası
etkinliklerinin düzenlenmesi
netlik kazandı.
Çankaya Belediyesi
Çağdaş Sanatlar
Merkezi’nde (ÇSM) yapılacak olan etkinliklerin yanı
sıra ayrıca Çankaya
Belediyesi’nin de katkılarıyla
9. Uluslararası Flamenko
Ankara Festivali de üzerinde
çalışılan programlar arasına
alındı.
ÇSM’de 18 Nisan’da
gerçekleştirilecek
İspanyolca Günü’nde dokuz
ülke büyükelçiliğinin bir
araya gelerek oluşturacağı
yeni başlayanlar için
İspanyolca dil sınıfı,
İspanyolca filmler, edebi
eserler, sergiler ve
Flamenko, salsa ve tango
çalışmaları yer alacak.
Her yaştan katılımcıya
hitap edecek şekilde düzenlenen etkinlikler gün boyu
sürecek.
Mamak pazarları
denetim altında
HABER MERKEZİMamak Belediyesi Zabıta Ekipleri Mamak
pazarlarını sürekli olarak denetliyor. Halk pazarlarına getirdiği standartlarla Mamaklı vatandaşların
kaliteli hizmet almasını sağlayan zabıta ekipleri
denetimleriyle hem pazarcı esnafını hem de vatandaşı koruyor. Mamak Zabıtası pazarlarda market
arabası, terazi gibi hizmetlere sunuyor. Temel
olarak vatandaşların daha kaliteli ve sağlıklı hizmet
almasını hedefleyen zabıta ekipleri pazarların
kurulduğu erken saatlerde çalışmaya başlıyor.
Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül: “Mamak’ta
her yönüyle büyük bir dönüşüm yaşanıyor. İlçe
sınırlarında hizmete sunduğumuz yeni pazar yerlerimizde ve eski Pazar yerlerinde vatandaşlarımıza
belli bir standartta hizmet ulaştırmaya çalışıyoruz.
Bu nedenle zabıta ekiplerimiz düzenli olarak denetim çalışmaları yürütüyor” dedi.
Pazarda satışa sunulan meyve ve sebzelerin
çürük olmamasının yanı sıra fiyat etiketlerinin de
kontrolünü yapan zabıta ekipleri pazarlar çıkışlarına yerleştirdiği terazileri de vatandaşların hizmetine
sunuyor. Ayrıca isteyen vatandaşa market arabası
verilerek rahat alışveriş yapması sağlanıyor.
EKONOMİ
13 Şubat 2015 Cuma
7
“AYDINLI”k
Kazakistan
Devlet Başkanı
Nursultan
Nazarbayev, ülke
ekonomisinin
pek çok zorluğa
dayandığını
belirterek,
vatandaşlarına
ekonomik kriz
için endişe
duyulmaması
mesajını verdi.
Nazarbayev’den “Ekonomide
endişeye gerek yok” mesajı
ASTANA - Kazakistan Genişletilmiş
Hükümet toplantısı Devlet Başkanı Nursultan
Nazarbayev başkanlığında devlet sarayı
Akorda'da ekonomi gündemiyle toplandı.
Nazarbayev, toplantıda petrol fiyatlarındaki
aşağı seyir ve yerel para birimi tengedeki
dalgalanmalardan kaynaklı sorunlara ilişkin
olarak, endişeye gerek olmadığı açıklamasında
bulundu.
Nazarbayev, tengenin kademeli olarak
değer kaybetmesini ya da devalüasyona
uğrayabileceğini ifade eden uzmanların yorumlarına ilişkin, merkez bankasının yüksek
enflasyon ve keskin kur dalgalanmalarını
önleyecek tedbirleri aldığını hatırlatarak, bu
konuda merkez bankasına güvendiğini,
kaygıların yersiz olduğunu söyledi.
Merkez Bankası tarafından 73 milyar doları
ulusal varlık fonu Samruk-Kazyna'da olmak
üzere 102 milyar dolar olarak açıklanan döviz
rezervlerine işaret eden Nazarbayev, söz
konusu rezervlerin yeterli olduğunu yineledi.
Nazarbayev bağımsızlığın ilk yıllarında ve
devam eden dönemdeki Asya krizinde
Kazakistan'da ekonomik durgunluk olmadığını
hatırlatarak, ülke ekonomisinin pek çok zorluğa
dayandığını dile getirdi.
Dış etkenlere karşı kriz önlemlerini açıklayan Nazarbayev ulusal varlık fonu SamrukKazyna'ya bağlı çalışan ulusal şirketlerde 4
milyar dolar bütçe kesintisi uygulanması talimatını verdi.
Kazakistan ekonomisindeki sorunları
sayarken dış etkenler yanında içerideki yapısal
sorunlara da işaret eden Nazarbayev, petrol
dışı büyümenin canlanmasına yönelik 2014
kasım ayında açıklanan ve sektörel destekler
içeren yeni ekonomi politikasının tam hayata
geçirilmesi konusunda hükümete talimat verdi.
Dünya petrolünün yüzde 2'sine sahip
Kazakistan'da ülke GSYH'sinin yüzde 25'i
petrolden geliyor, ödemeler dengesinin ise
yüzde 60'ı ise petrol geliriyle sağlanıyor.
Dünya Bankası 2014 yılını 4,3 büyümeyle
kapatan Kazakistan için yaptığı 2015 yılı
büyüme tahminini 1,8'de tutmuştu.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu
Standard & Poor's (S&P) ise dün yaptığı açıklamada Kazakistan'ın kredi notunu gerileyen
petrol fiyatlarının kamu gelirlerini ciddi oranda
azaltması nedeniyle "BBB+"dan "BBB"ye
düşürmüş, not görünümünü "negatif" olarak
teyit etmişti.
(AA)
Trafikte 18 milyon
888 bin araç var
Trafiğe kayıtlı araç sayısı, 2014'te bir önceki yıla göre
yüzde 4,95 artarak 18 milyon 828 bin 721'e yükseldi.
Otomotiv satışları
10 yıllık ortalamayı
“SOLLADI”
İZMİR - RAMAZAN ERCAN - Yeni yıla iyi bir
başlangıç yapan otomobil ve hafif ticari araç
satışları, 10 yıllık ocak ayı ortalamasını "solladı"
Otomobil pazarı, 10 yıllık ocak ayı ortalama
satışlarına göre yüzde 31, hafif ticari araç
pazarı ise yüzde 1,5 büyüdü.
AA muhabirinin Otomotiv Distribütörleri
Derneği verilerinden derlediği bilgilere göre,
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç pazarı,
Ocak 2015'de bir önceki yılın aynı ayına göre
yüzde 5,95 artarak 34 bin 615 olarak gerçekleşti.
Otomobil satışları bir önceki yılın ocak ayına
göre yüzde 0,5 artışla 24 bin 498, hafif ticari
araç satışları ise yüzde 21,8 yükselerek 10 bin
117 oldu.
10 YILLIK ORTALAMAYI "SOLLADI"
Türk otomotiv sektörü, ocak ayındaki satışlarda son 10 yılın ocak ayı satışlarını "solladı"
Son 10 yılın ocak ayında ortalama 18 bin 679
olan otomobil satışı, Ocak 2015'de yüzde 31
artarak 24 bin 498 oldu. Bu rakam geçen yıl ise
24 bin 368 olarak gerçekleşti.
Aynı dönemde 9 bin 960 olan hafif ticari araç
ortalama satışları ise yüzde 1,5'lik artışla 10 bin
117 oldu.
Otomotiv ve hafif ticari araç pazarı, 10 yıllık
ocak ayı ortalama satışlarına göre ise yüzde
20,8 artış gösterdi.(AA)
ANKARA - Türkiye İstatistik Kurumu
(TÜİK), 2014 Aralık ayına ilişkin Motorlu Kara
Taşıtları İstatistikleri'ni açıkladı.
Buna göre, geçen yıl 1 milyon 42 bin 328
adet taşıtın trafiğe kaydı yapılırken, 153 bin
54 adet taşıtın ise trafikten kaydı silindi.
Böylece trafikteki toplam taşıt sayısı, bir
önceki yıla göre 889 bin 274 adet (yüzde
4,95) artarak 18 milyon 828 bin 721 oldu.
Geçen yılın aralık ayı sonu itibarıyla trafiğe
kayıtlı taşıtların yüzde 52,4'ünü otomobil,
yüzde 16,3'ünü kamyonet, yüzde 15'ini
motosiklet, yüzde 8,6'sını traktör, yüzde
4,1'ini kamyon, yüzde 2,3'ünü minibüs,
yüzde 1,1'ini otobüs, yüzde 0,2'sini ise özel
amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Aralıkta 95 bin 576 taşıtın trafiğe kaydı
yapılırken, 34 bin 844 aracın da trafikten
kaydı silindi. Trafiğe kaydı yapılan taşıtların
içinde otomobil yüzde 61,2 ile ilk sırada yer
aldı. Bunu sırasıyla yüzde 15,5 ile kamyonet,
yüzde 9,3 ile motosiklet, yüzde 8,5 ile traktör
takip etti. Taşıtların yüzde 5,5'ini ise minibüs,
otobüs,
kamyon ve özel amaçlı taşıtlar
oluşturdu. Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı,
aralıkta kasım ayına göre yüzde 1,8 arttı. Bu
artış otomobilde yüzde 4,7, minibüste yüzde
6,8, otobüste yüzde 26,5, özel amaçlı taşıtlarda yüzde 9,2, traktörde ise yüzde 15,9
olarak gerçekleşti. Kamyonette yüzde 2,5,
kamyonda yüzde 20,3, motosiklette ise
yüzde 12,9 azalış oldu.
Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısında, aralıkta bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 16,7
artış gerçekleşti. Bu artış, otomobilde yüzde
11,9, minibüste yüzde 29,5, kamyonette
yüzde 50,1, motosiklette yüzde 15,5, özel
amaçlı taşıtlarda yüzde 20,2, traktörde ise
yüzde 15,5 olarak gerçekleşti. Otobüste
yüzde 0,8, kamyonda ise yüzde 9,4 azalış
görüldü.
Aralık ayında 608 bin 706 taşıtın devri
yapıldı. Bu taşıtların içinde otomobil yüzde
67,6 ile ilk sırada yer aldı. Otomobili sırasıyla
yüzde 16,9 ile kamyonet, yüzde 5,4 ile traktör, yüzde 3,6 ile motosiklet takip etti.
Aralıkta devri yapılan taşıtların yüzde 6,6'sını
ise minibüs, otobüs, kamyon ve özel amaçlı
taşıtlar oluşturdu. Aralık sonu itibarıyla
trafiğe kayıtlı 9 milyon 857 bin 915 adet otomobilin yüzde 41,4'ü LPG, yüzde 29,2'si
dizel, yüzde 29'u benzin yakıtlı araçlardan
oluştu. Otomobillerin yüzde 0,4'nün ise yakıt
türü bilinmiyor.
Aralıkta trafiğe kaydı yapılan 58 bin 501
otomobilin yüzde 14,7'sinin Volkswagen,
yüzde 13'ünün Renault, yüzde 7,3'ünün
Hyundai, yüzde 7'sinin Opel, yüzde 6,6'sının
Toyota, yüzde 5,7'sinin Ford, yüzde 5,3'ünün
Fiat, yüzde 5,2'sinin Dacia, yüzde 4,7'sinin
BMW, yüzde 4,3'ünün Mercedes-Benz
olduğu, yüzde 26,1'inin ise diğer markalardan oluştuğu görüldü. Ocak-aralık döneminde trafiğe kaydı yapılan 585 bin 814 otomobilin yüzde 40,7'si
1501-1600, yüzde 20,8'i
1401-1500, yüzde 18,2'si
1300 ve altı, yüzde 14'ü
1301-1400, yüzde 4,5'i
1601-2000, yüzde 1,6'sı
2001 ve üstü motor
silindir hacmine sahip
bulunuyor.
Otomobillerin yüzde
0,1'nin ise motor silindir
hacmi bilinmiyor.
Söz konusu dönemde
trafiğe kaydı yapılan 585
bin 814 otomobilin yüzde
62,5'i beyaz, yüzde
16,8'i gri, yüzde 9,5'i
siyah ve yüzde 4,9'u kırmızı iken yüzde 6,4'ü
diğer renklerden oluştu.
(AA)
Mustafa Şevki
KAVURMACI
[email protected]
HER VARLIK ALLAH'A BOYUN EĞMIŞTIR
Kainatta bulunan canlı ve cansız her varlık,
Allah’ın iradesinin altındadır. Ancak O dilediği
takdirde hareket edebilirler ve ne dilerse ancak onu
yapabilirler. Örneğin, kendi ihtiyacının çok üstünde
bal üreten arılar, balın insana faydalı olacağını bilemezler; balın faydalı ve güzel olmasını gerektiren
kimyevi birleşimi de bilemezler. Ayrıca ihtiyaçlarından çok fazla balı neden ürettiklerinin farkında
olmadıkları gibi, dizayn ve hesap harikası olan
muntazam altıgenlerden oluşan petekleri yapabilecek
akıl ve ilme de sahip olamazlar. Arılara tüm bunları
yaptıran, bütün varlıkların Kendisine boyun eğdiği
Allah’tır. Arıların bunları Allah’ın vahyi ile yaptıkları
Kuran’da bize şöyle bildirilmektedir:
Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve
onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin.
Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin
sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların
karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda
insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir
topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır. (Nahl
Suresi, 68-69)
Arıların vahiyle hareket etmesi istisnai bir durum
değildir. Arılar gibi, insanlar dahil tüm varlıkların da
aynı şekilde Allah’ın ilhamı ile hareket ettiklerini
anlamamız için Allah bu örneği vermektedir ve
üzerinde düşünenler için bunun bir delil olduğunu
vurgulamaktadır. Tüm varlıklar Allah’ın ilhamı ile
hareket ettikleri için, O’na gönülden boyun
eğmişlerdir. Bu gerçek bir ayette şöyle bildirilir:
Göklerde ve yerde bulunanlar O’nundur; hepsi
O’na ‘gönülden boyun eğmiş’ bulunuyorlar. (Rum
Suresi, 26)
Bazı insanlar, şeytanın Allah’tan bağımsız müstakil
bir güç olduğunu zannederler. Bazı dinlerde de şeytana Allah’tan ayrı bir güç atfedilir. Oysa tüm bunlar
büyük birer sapkınlıktır. Gerek şeytan, gerekse onun
yolundan giden inkarcılar, Allah’ın iradesine boyun
eğmişlerdir. Allah insanları imtihan etmek için şeytanı yaratmış, ona insanları inkara davet etme gücü
ve yetkisi vermiştir. Kuran’da Allah’ın şeytana hitabı
şöyle anlatılmaktadır:
(Allah) Dedi ki: “Öyleyse ordan (cennetten) çık,
artık sen kovulmuş bulunmaktasın.”
“Ve şüphesiz, din (kıyametteki hesap) gününe
kadar Benim lanetim senin üzerinedir.”
Dedi ki: “Rabbim, öyleyse onların dirilecekleri
güne kadar bana süre tanı.”
Dedi ki: “O halde, süre tanınanlardansın.”
“Bilinen vaktin gününe kadar.”
Dedi ki: “Senin izzetin adına andolsun, Ben,
onların tümünü mutlaka azdırıp-kışkırtacağım. Ancak
onlardan, muhlis olan kulların hariç.” (Allah) “İşte
bu haktır ve ben hakkı söylerim” dedi.
“Andolsun, senden ve içlerinde sana tabi olacak
olanlardan tümüyle cehennemi dolduracağım.” (Sad
Suresi, 77-85)
İnsanın her hareketinin ve her halinin Allah’a bağlı
olması gibi, şeytan da tamamen Allah’ın kontrolündedir ve O’nun iradesine boyun eğmiş durumdadır. Kendi başına karar alabilen ve uygulayabilen,
müstakil bir iradeye sahip olan bir varlık değildir.
Dünyadaki imtihan ortamı içinde, doğrularla
yalancıları birbirinden ayırmak için Allah şeytanı bir
vesile olarak yaratmıştır.
Hayırlı Cumalar,
Türkiye’nin, Rusya’ya
ihracatında kan kaybı artıyor
BURSA HALUK YÜKSEL Uluslararası
piyasalarda
rublenin
değerindeki
erime yüzünden sıkıntılı bir
dönemden
geçen Rusya'ya ihracatında 2014'ü, bir önceki seneye göre yüzde 14,63'lük düşüşle kapatan Türkiye,
ocak ayında ise bu pazarda yüzde 32,45 kayıp
yaşadı. Rusya'ya dış satım, geçen yılın ocak ayında
466 milyon 153 bin dolar olurken 2015'in aynı ayında
yüzde 32,45'lik düşüşle 314 milyon 901 bin dolara
geriledi. Türkiye'nin ihracat pazarları arasında
2014'ün ayında 7'nci sıraya kadar tırmanan Rusya,
geçen ay iki basamak birden gerileyerek 9'uncu sırada yer bulabildi. AA muhabirinin, Türkiye İhracatçılar
Meclisi kayıtlarından derlediği bilgilere göre,
Türkiye'nin ihracatı, geçen ocak ayında, 2014'ün aynı
dönemine nazaran yüzde 9,8'lik düşüşle 10 milyar
803 milyon 970 bin dolara indi. Tüm sektörler
bakımından önemli bir potansiyeli barındıran ve
Türkiye'nin dış satım yaptığı ülkeler arasında geçmiş
yıllarda üst sıralarda kendisine yer bulan Rusya
pazarında ise çok daha büyük oranlarda ihracat
kayıpları görüldü. Türkiye'nin, Rusya'ya 2014'ün
ocak ayında 466 milyon 153 bin doları bulan ihracatı,
bu yılın aynı döneminde ekonomik kriz ve rubledeki
değer kaybının da etkisiyle yüzde 32,45'lik düşüşle
314 milyon 901 bin dolara düştü. Ocak ayında, 151
milyon 252 bin dolar ihracat kaybına yol açan Rusya
pazarı, Türkiye'nin dış satım yaptığı ülkeler arasında
da iki sıra birden geriledi.
Geçen sene ocakta Türkiye'nin ihracat yaptığı
ülkeler arasında Almanya, Irak, İngiltere, İtalya,
Fransa ve ABD'nin ardından 7'nci sıraya kadar
tırmanan Rusya pazarı, bu yılın aynı ayında ise
Almanya, Irak, İngiltere, İtalya, ABD, Fransa, İran ve
İspanya'dan sonra 9'uncu sırada kendisine yer
bulabildi. (AA)
8
EKONOMİ
13 Şubat 2015 Cuma
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip
Erdoğan'ın,
Kolombiya, Küba ve
Meksika'yı kapsayan turuyla gündeme gelen Latin
Amerika ülkeleri,
2023 yılı için 500
milyar dolarlık
ihracat hedefi koyan
Türkiye için yeni
fırsatlar içeriyor.
Latin Amerika, yeni pazar fırsatı
İZMİR - UFUK KIRABALI - AA muhabirinin
Ekonomi Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi
(TİM) verilerinden derlediği bilgiye göre, Meksika,
Arjantin, Brezilya ve Şili'nin başı çektiği toplam
34 ülkeden oluşan Latin Amerika pazarı, 1 trilyon
doları aşkın dış alım gerçekleştiriyor.
Ülkelere göre değişmekle birlikte genel olarak
steyşın vagon tipinde otomobil, otomotiv yedek
parça, demir çelik, elektronik ürünler, işlenmiş
petrol ürünleri, iletken kablo-tel, tarım ve gıda
ürünleri, tıbbi malzeme ve dozlanmış ilaç türlerinde ürün ithal edilen pazar, hemen her
kalemde Türk ihracatçıları yeni imkanlar sunuyor.
Meksika'nın 381 milyar dolar seviyesinde ithalatla pazardaki en büyük alıcı konumunda bulunduğu Latin Amerika pazarında, ihracatçılar için
Brezilya 239 milyar, Şili 79 milyar, Arjantin 68 mil-
yar, Kolombiya 59 milyar, Panama 62 milyar dolar
büyüklüğüne sahip.
Geçen yıl 151 milyar 292 milyon dolar ihracat
gerçekleştiren Türkiye için Latin Amerika pazarı,
toplam ihracatında sadece yüzde 1,74'lük yere
sahip bulunuyor.
Yıllık dış alım büyüklüğü 1 trilyon doları aşan
Latin Amerika'ya geçen yılki ihracatı 2 milyar 641
milyon dolar da kalan Türkiye'nin bu büyük
pazardan elde etiği pay ise binde 22 seviyesinde
kaldı. Latin Amerika ülkeleriyle ticari ilişkilerin
geliştirilmesi amacıyla son yıllarda artan girişimler
kapmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan'ın ziyaret gerçekleştirdiği Meksika,
Kolombiya ve Küba, son verilere göre toplam 447
milyar 585 milyon dolar pazar büyüklüğüne sahip
bulunuyor. (AA)
MÜDÜRLÜĞÜMÜZ HİZMET BİNALARININ
ULAŞILABİLİRLİKLERİNİN UYGUN HALE
GETİRİLMESİ İÇİN İHTİYAÇ DUYULAN
MALZEMELERİN, MONTAJ DAHİL TEDARİKİ
İŞİ HUZUREVİ MÜDÜRLÜĞÜ-KIZILCAHAMAM
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI
MÜSTEŞARLIK
Müdürlüğümüz hizmet binalarının ulaşılabilirliklerinin uygun hale getirilmesi için ihtiyaç duyulan
malzemelerin, montaj dahil tedariki işi alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır:
İhale Kayıt Numarası : 2015/13904
1-İdarenin
a) Adresi : İsmetpasa Mah. Yunusemre Sok. 32/1 06890 KIZILCAHAMAM/ANKARA
b) Telefon ve faks numarası : 3127363020 - 3127363014
c) Elektronik Posta Adresi : [email protected]
ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/
2-İhale konusu malın
a) Niteliği, türü ve miktarı : Müdürlüğümüz hizmet binalarının ulaşılabilirliklerinin uygun hale getirilmesi için ihtiyaç duyulan toplam 19 kalem malzeme
Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir.
b) Teslim yerleri : Kızılcahamam Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü
(İsmetpaşa Mahallesi Yunusemre Caddesi No:32 Kızılcahamam / ANKARA) ile, Kızılcahamam
Huzurevi bünyesinde hizmete açılan Çamlıdere Kamil Bostan Huzurevi ek hizmet binası (Körler
Mahallesi İklimnur Sokak No:14 Çamlıdere / ANKARA) dir.
c) Teslim tarihi : Tedarikçi, İşe başlama tarihinden itibaren azami 3 ay içerisinde, alıma konu malları
idareye teslim etmiş ve montaj gerektiren malları ise idare tarafından belirlenen yerlere monte
etmiş olacaktır.
3- İhalenin
a) Yapılacağı yer : Kızılcahamam Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü İsmetpaşa Mahallesi Yunusemre Caddesi No:32 Kızılcahamam / ANKARA
b) Tarihi ve saati : 24.02.2015 - 10:00
4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler:
4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar
Odası belgesi;
4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi
Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı
olduğunu gösterir belge,
4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri;
4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,
4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile
tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek
üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri,
4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5. İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz.
4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir.
7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı : İstekliler,
Kızılcahamam Malmüdürlüğüne yatıracakları şartname bedeline ait alacakları makbuz karşılığında, Kızılcahamam Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü Hizmet Binası İsmetpaşa Mahallesi Yunus Emre Cad. No: 32 Kızılcahamam/ANKARA adresinden temin edebilirler. adresinden satın alınabilir.
7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza
kullanarak indirmeleri zorunludur.
8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Kızılcahamam Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon
Merkezi Müdürlüğü - İsmetpaşa Mahallesi Yunusemre Caddesi No:32 Kızılcahamam / ANKARA
adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir.
9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale
sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.
Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir.
10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici
teminat vereceklerdir.
11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür.
12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
Basın - 23687 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
Güneydoğu’da iş hayatına kadın eli değdi
DİYARBAKIR - ENSAR ÖZDEMİR Güneydoğu'da iş dünyasında başarılı işlere
imza atan kadınlar, yarattıkları istihdam
alanıyla da kadınların çalışma hayatında daha
fazla yer bulmasını sağlıyor.
Diyarbakır'da cesaretleri ve öz güvenleriyle
başladıkları iş hayatında önemli işler başaran
kadınlar
hemcinslerine de örnek oluyorlar.
Kentte ticaret alanında 16 yıllık geçmişe
sahip olan Diyarbakır İş Kadınları Derneği
Onursal Başkanı Esra Aksu, kuyumculuktan,
züccaciye, saat, gözlük alanından tarihi
mekan işletmeciliğine kadar pek çok alanda
başarılı bir çizgide ilerliyor.
Kocasıyla başladığı iş yaşamını AA muhabirine
anlatan Aksu, iş hayatına girmenin eğitimini de
etkilediğini belirtti.
Eşinin kuyumcu dükkanında "yardımcı" olarak
başladığı ticaret hayatını 2000 yılında kendi işini
kurmasıyla geliştirdiğini dile getiren Aksu, şöyle
konuştu: "Birlikte çalıştığımız insanlar işi bırakınca
tamamen işin içine girdim ve işletmeye başladım.
Bir süre sonra iş yaptığım alanla ilgili eğitim aldım.
Muhasebe, işletmecilik konusunda ders çalışmaya başladım. Bir taraftan eğitim bir yandan da
öğrendiklerimi iş yerinde uygulamaya başladım.
Kısa süre sonra bir çatal bıçak takımı firmasının
ürünlerinin satışında iki kez peş peşe bölge
şampiyonu oldum. Türkiye çapında aynı işi yapan
insanları bir araya getiren fuar, etkinlik ve toplantılar oluyordu. Bir toplantıda benden bahsettiklerini duydum. Kayseri'den bir beyefendi bunu
söylüyordu. Biraz konuşunca bana kadın
olmamın avantajını kullandığımı söyleyerek tebrik
etti. Sonuçta kadınlara hitap eden bir iş yapıyor
ve kadınların zevklerini biliyordum."
İş hayatının günlük arkadaş ilişkilerinin
aksamasına yol açtığını anımsatan Aksu,
arkadaşlık ilişkileri kopsa da kendi işinde başarı
sağladığını kaydetti.
Başarısının sırrını kişiye özel ürünler getirmeye bağlayan Aksu, "Çevremdeki kadınlara
kendileri için ürünler getirdiğimi bildirerek az sayı-
da çok çeşitlerden seçenekleri kadınlara ulaştırmaya başladım. Saat ve güneş gözlüğü alanında
da işler yapmaya başladım" dedi.
Evlendikten sonra uzmanlık alanında çalışamadığını anlatan Gülay Emre de yolunda gitmeyen evliliğini bitirdikten sonra Diyarbakır'a
döndüğünü kaydetti.
Memleketine 9 yıl önce gelen Emre, bir süre
sonra uzmanı olduğu "güzellik" alanında iş yeri
açarak iş hayatına girdiğini belirtti.
Kadın istihdamına önem veren Emre, 12 kadın
çalışanıyla yürüttüğü işinin dışında tekstil alanında
da boy göstermeye başladığını kaydetti.
"Çocuklarımın iyi bir eğitim alabilmeleri ve
kendi ayakları üzerinde durabilen bir birey olmak
için iş yaşamında yer aldım. Kendi imkanlarımla
açtığım merkezin işleri yolunda gitmeyince
anlaştığım bir hastane bünyesinde faaliyet göstermeye başladım. İnsanların bana olan güveni
zamanla arttı. İşimde iddialı olduğum için kısa
süre denebilecek bir zaman diliminde başarılı işler
yaptım ve yanımda çalışan kadınların sayısı da
artmaya başladı. Bir kadın olarak iş yerimdeki istihdamda kadınlara ayrıcalık geliştirdim. Güzellik
uzmanıyım, uzmanı olduğum alana yakın bulduğum için tekstil sektöründe de iş yapmaya
karar verdim. Kurduğum yeni işimde insanların
seçtiği renk ve modeli 15 dakika içinde hazır edip
kıyafetlerini kendilerine teslim ediyorum." (AA)
T.C. POLATLI 2. İCRA DAİRESİ 2013/755
ESAS TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI
Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri:
1 NO'LU TAŞINMAZIN
Özellikleri : Satışa esas taşınmaz Ankara İli Polatlı İlçesi, Ömerler Köyü inönü mevkii
1296 parsel 12.050,00 m2 alana sahip tarladır. Taşınmazın bulunduğu Ömerler Köyü Polatlı ilçe
Merkezine 38 km mesafede olup kuzey yönündedir. Sulu tarım arazisidir. Alışılmış ziraat metotları
uygulanabilen düze yakın az derin az verimli ve kolayca işlenebilen toprakları ihtiva eden arazidir.
Arazi pek az su ve rüzgar erozyonuna uğrayabilir, iyi derecede drenaja sahiptir. Çapa bitkileri ve
diğer entansif yetiştirilen ürünlere uygundur. Tarla dikdörtgen şeklinde geometriye sahiptir. Taşsız
toprak yapısına sahiptir. Sulama kaynağı olan Sakarya nehrine 2,00 Km mesafededir. Aşağı
Ömerler Köyüne 3,00 km mesafede olup köyün batısındadır. Killi tınlı toprak yapısındadır.
Havalanma kapasitesi zayıftır. Buğday-bostan münavebesi ile her yıl ürün alınabilir. Üzerinde sulu
tarıma uygun tarla bitkilerinden buğday, arpa, yulaf, şeker pancarı, soğan vb ürün yetiştiriciliği
yapılabilir.
Adresi : Ömerler Köyü - POLATLI
Yüzölçümü : 12.050 m2
Arsa Payı : TAM
İmar Durumu : Mücavir Alan dışında
Kıymeti : 24.100,00 TL
KDV Oranı : MUAF
Kaydındaki Şerhler : Tapu Kaydında
1. Satış Cünü : 07/04/2015 günü 14:30 - 14:35 arası
2. Satış Günü : 04/05/2015 günü 14:30 - 14:35 arası
Satış Yeri : POLATLI ADLİYESİ 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ KALEMİ
2 NO'LU TAŞINMAZIN
Özellikleri : Satışa esas taşınmaz Ankara İli Polatlı İlçesi, Ömerler Köyü İnönü mevkii
1932 parsel 8,000 m2 alana sahip tarladır. Taşınmazın bulunduğu Ömerler Köyü Polatlı ilçe
Merkezine 38 km mesafede olup kuzey yönündedir. Sulu tarım arazisidir. Alışılmış ziraat metotları
uygulanabilen düze yakın az derin az verimli ve kolayca işlenebilen topraklan ihtiva eden arazidir.
Arazi pek az su ve rüzgar erozyonuna uğrayabilir, iyi derecede drenaja sahiptir. Çapa bitkileri ve
diğer entansif yetiştirilen ürünlere uygundur. Tarla yamuk şeklinde geometriye sahiptir. Taşsız toprak yapısına sahiptir. Sulama kaynağı olan Sakarya nehrine 100 metre mesafededir. Aşağı Ömerler
Köyüne 3,50 km mesafede olup köyün batısındadır. Killi tınlı toprak yapısındadır. Havalanma kapasitesi zayıftır. Buğday-bostan münavebesi ile her yıl ürün alınabilir. Üzerinde sulu tarıma uygun
tarla bitkilerinden buğday, arpa, yulaf, şeker pancarı, soğan vb ürün yetiştiriciliği yapılabilir.
Adresi : Ömerler Köyü - POLATLI
Yüzölçümü : 8.000 m2
Arsa Payı : TAM
İmar Durumu : Mücavir Alan dışında
Kıymeti : 32.000,00 TL
KDV Oranı : MUAF
Kaydındaki Şerhler : Tapu Kaydında
1. Satıp Günü : 07/04/2015 günü 14:40 - 14:45 arası
2. Satış Günü : 04/05/2015 günü 14:40 - 14:45 arası
Satış Yeri : POLATLI ADLİYESİ 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ KALEMİ
Satış şartları :
1- İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50 sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını
ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün
sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en
çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir.
2- Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20'si oranında pey akçesi veya bu miktar
kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü
geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir.
Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir.
3- İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve
giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır;
aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır.
4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanununun 133 üncü
maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile
ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır.
İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark.
varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır.
5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir.
6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatım kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2013/755 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları
ilan olunur.05/02/2015
Basın - 23419 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
KÜLTÜR-SANAT
KÜLTÜREL
BOYUT
Prof. Dr. Hayrettin İVGİN
[email protected]
ŞAİR HİLMÎ VE NESEBÎ
Dörtdivan ilçesinin Doğancılar köyünde 1826 yılında
(H. 1242) doğan Âşık Hilmî'nin asıl adı Halil'dir.
"Hilmî"yi şiirlerinde mahlas olarak kullanmıştır.
Sağlığında köyünde ve çevresinde "Koca Hacı Hatip Halil
Hoca" namıyla anılmıştır. Babasının adı, nüfus kayıtlarında
"Esseyyid-el Hac Hafız Abdullah Efendi" diye geçmektedir. Dedesi ise 1834 tarihinde 90 yaşını aşkın iken ölen
Hacı Müderris Ahmet'tir. Ama dedesi onun annesinin
babasıdır.
Aslında Âşık Hilmi'nin ilmi ve irfanı dedesinden kendisine tevarüs etmiştir. Çünkü; dedesi Hacı Müderris Ahmet
küçük yaşlarda İstanbul'a gitmiş ve medrese öğrenimi
görmüştür. İstanbul'da icazetli hocalardan öğrenim görmüş,
fazıl ve âlim bir kişidir. Kendisini ilimde yeterli görünce
memleketi Dörtdivan'ın Doğancılar köyüne gelmiş, zamanın padişahından izin alarak bir medrese açmıştır. Bu medrese yanındaki Aşağı Mahalle Camisi ile birlikte 1944 depreminde tamamen yıkılmıştır. Şimdi aynı yerde büyük bir
cami bulunmaktadır.
Hacı Müderris Ahmet Efendi, Doğancılar köyünden
Sisoğulları'nın kızı ile evlenir. Hacı Müderris Ahmet
Efendi'nin bir tek kızı oluyor ve adını Sare koyar. Erkek
evladı olmaz. Sare'yi dinî bilgilerle öyle yetiştiriyor ki,
çevrede Molla Sare adıyla anılıyor. Hatta kızı Sare'yi birkaç defa Hac'ca bile götürüyor. Kızı Sare'yi Doğancılar
köyünün güney-batı istikametinde bulunan Adaköy'den bir
öğrencisi ile evlendiriyor.
Bu öğrencisi Molla Salihoğulları sülalesinden Ahmet
oğlu 1758 doğumlu Hafız Abdullah Efendi'dir. Damadını
kendi yanına Doğancılar köyüne getirir. Bu damat ve
Molla Sare'den üçü kız, ikisi erkek olmak üzere beş evlatları olur.
Esseyyid-el Hac Hafız Abdullah Efendi de âlim ve fazıl
bir kişidir. Esseyid lakabından onun Peygamber soyundan
geldiğine kanaat getirilebilir. Hafız Abdullah Efendi'nin
evlatlarının adları şöyledir: Kızı Dudu, oğlu Ahmet (1821
doğumu-1879 ölümü), kızı Molla Ayşe, oğlu Halil (Şair
Hilmî 1826 doğumu-1903 ölümü), kızı Molla Halime.
Şair Hilmî, nüfus kayıtlarında "Kocaeli Sancağında
İmam" olarak geçmektedir. Söylendiğine göre Şair
Hilmi'nin beş oğlu olmuştur. Bunlardan Mehmet,
Abdullah, Eşref, Osmanlı-Rus Savaşında (1877-1878)
Plevne'de şehit düşmüşlerdir.
Şair Hilmî "Oğullar Destanı" adlı bir şiirinde bu hususları dile getirmektedir. Sadece "Oğullar Destanı"nda değil,
pek çok şiirlerinde bu üç şehit hakkında bir dörtlük de olsa
söz etmektedir. Meselâ; bir şiirinde şöyle bir dörtlük onun
ciğerinin ne kadar yanık olduğunu göstermektedir.
Gerçi noksan olmuş ruz-i beyitler
Zihnimiz dağıttı merhum yiğitler
Ciğerimizde vardır çok delikler
Dar-ı beka oldu üç evladımız.
Dörtdivanlı Şair Hilmî olarak tanınan, bilinen Halil
Efendi, inançlı güçlü bir din adamıdır. İlk öğrenimini
köyündeki "Sıbyan Mektebi'nde yapan Şair Hilmî,
Gerede'ye gelerek Müftü M. Sa'deddin Efendi'nin "halka-i
tedrisi"nde ilim görmüştür. Öğrenimini tamamlayarak
"İcazet" almıştır. Babası Hafız Abdullah Efendi'nin ölümü
üzerine Dörtdivan'ın Cuma yerindeki Babahazır başka bir
deyişle Alaca Mescit camisinde hatiplik görevi kendisine
verilmiştir. Birkaç kere de Hacc'a gitmiştir.
Birçok öğrenci yetiştiren Şair Hilmî'nin epeyce şiiri
bulunmaktadır. Öğretmen Rahmetli Cevdet Canbulat
"Dörtdivanlı Hilmî" adlı; kitabı 1958 yılında İstanbul'da
bastırmıştır.
Şair Hilmî, 1903 yılının Kasım ayında Doğancılar köyünün Bayır Mahallesi'nde 77 yaşında iken ölmüştür.
Çevredeki beş köyün de mezarlığı olan Ulu Mezarlığına
gömülmüştür.
Şair Hilmi, "Oğullar Destanı"nın şehit çocuklar
Abdullah, Mehmet ve Eşref için aşağıdaki şiiri yazmıştır.
Yaktı kül eyledi firkat ateşi
Ciğerimi püryan eden oğullar
Kime ne edeyim Mevlâ'nın işi
Tomurcuk gül iken giden oğullar
13 Şubat 2015 Cuma
9
Tiyatral Mardin Topluluğu
sokak hayvanları için
sahne alacak
Türkiye'nin farklı illerindeki üniversitelerde okuyan Mardinli
gençler sahneledikleri tiyatro
oyununun gelirini sokak hayvanları için bağışlayacak.
MARDİN - Yaklaşık 5 yıl önce kurulan
Tiyatral Mardin Topluluğu, daha önce gelirlerini
Filistin ve tsunamiden zarar gören Endonezya'ya
gönderdikleri oyunlarını bu kez sokak hayvanları
için sahneleyecek.
Mardin Valiliği, müftülük ve sponsor desteğiyle hazırladıkları 3 skeçten oluşan, "Adını Sen
Koy" gösterisi ile tiyatroseverlerin karşısına çıkacak gençler elde edecekleri geliri sokakta yaşayan hayvanlar yararına harcayacak.
Tiyatral Mardin Topluluğu organizatörü İzettin
Erol, AA muhabirine, Türkiye'nin farklı illerinde
mimarlık, mühendislik ve hukuk gibi bölümlerde
üniversite eğitimi alan gençler olarak bir araya
gelerek amatör oyunculardan oluşan 15 kişilik
ekip kurduklarını söyledi.
"Hem yazıyor hem yönetiyor hem de oynuyoruz" diyen Erol, her yıl sergiledikleri oyunlardan
elde ettikleri geliri ihtiyaç sahiplerine bağışladıklarını belirtti.
Erol, 5 yıldır oluşturdukları ekiple ilk oyunlarında Filistinliler, ikincisinde ise tsunami felaketini
yaşayan Endonezyalılara destekte bulunduklarını
dile getirerek, bu oyunlarını da sokak hayvanları
için sahneye taşıyacaklarını anlattı.
Mardin'de sosyal etkinliklerin kısıtlı olduğunu
savunan Erol, bu nedenle kurdukları toplulukta
hem tiyatroya duydukları ilgi ve merakı giderdiklerini hem de ihtiyacı olanlara gönüllü olarak yardım eli uzattıklarını aktardı.
"Bize katılmak isteyen herkese kapımız açık"
diyen Erol, şöyle dedi:
"Ağırlıkla Mardin'deki yaşamı ve kent kültürünü konu alan oyunlarımızı seyredenler beğenile-
rini ifade ediyor. Ekibimiz farklı illerde üniversite
eğitimi aldığı için bir araya gelmekte zorlanıyoruz. Genellikle tatillerde toplanıp oyuna hazırlanıyoruz."
Topluluğun oyun yazarı Furkan Akaploğlu ise
ilk sahneledikleri oyunun seyirciler tarafından
beğenilmesinin ardından oyun yazmaya ve sahnelemeye devam ettiklerini kaydetti.
Oyunlarda yöresel dili kullanmaya önem verdiklerine işaret eden Akaploğlu, şöyle dedi:
"Sokak hayvanlarına bağışlama kararı aldığımız son oyunumuz da Arapça, Kürtçe ve
Türkçe'nin kullanıldığı yerel bir komedi. Bu
oyunu 16 Şubat'ta Atatürk Kültür Merkezinde
sahneleyeceğiz. Ekip olarak insanlara üzüldükleri
olayları kısa süre de olsa unutturmak istiyor, elde
ettiğimiz gelirle de mağdurlara destek sunuyoruz."
Akaploğlu, gösterilerini Türkiye'nin her yerine
taşımayı hedeflediklerini belirtti.
Toplulukta yer alan ve Antalya'da üniversite
eğitimi gören Metin Omuzlar da önceleri çalışmak için mekan, gösterim için yer bulmakta zorlandıklarını ancak artık herkesten destek gördüklerini kaydetti.
Omuzlar, sokak hayvanları adına sahneye
çıkacak olmanın heyecanını yaşadıklarını anlattı.
İzmir'de okuyan Merve Şimdi de önceleri
oyunlarını seyrettiği ekibe katılarak tiyatro oyunu
sahnelemeye başladığını ifade etti.
Şimdi, gençler olarak gösterdikleri duyarlılığın
örnek olmasını dilediklerini aktardı. (AA)
Osmanlı saraylarının gözdesi “Mis meyve
sabunları”, kadınların geçim kaynağı oldu
EDİRNE - Osmanlı'da önemli süs eşyaları
arasında sayılan ve padişahların yabancı devlet adamlarına gönderdiği hediyelerin arasına
Mehmedim Sırfa kavgaya vardı
Doyasım anda hem şehit verdi
Plevne'de kâfir kolundan vurdu
Din uğruna harbe giden oğullar
Abdullah efendi dersini okurdu
Cuma günü bülbül gibi şakırdı
Âlem bu camiye lâyık bu derdi
Cümlesini mahsun eden oğullar
Alaca Mescidin bülbülü idi
Ananın babanın hem gülü idi
Cümlenin yanında sevgili idi
Kendisinden hoşnut kılan oğullar
Hocasına varup dersini aldı
Hastalanıp vedalaşıp geldi
Sözü sohbeti talipler oldu
Taliplere hasret giden oğullar
Yazıları yazmaz oldu elleri
Kur'an okumaz oldu dilleri
Açılmadan soldu gonca gülleri
Gülleri toprakta solan oğullar
konulduğu bilinen mis meyve sabunları, kadınların geçim kaynağı oldu.
Edirne'nin yerel el sanatları arasında yer
alan ve geçmişi 19. yüzyıla dayanan mis
meyve sabunları, yok olmaya başladığı sırada,
çeşitli kurumların desteğiyle Halk Eğitim
Merkezinin açtığı kurslar sayesinde yeniden
canlandı.
Halk Eğitim Merkezinde katıldıkları kurslarda mis meyve sabunu yapımını öğrenen
kadınlar, atölyelerde iş buluyor ya da evinde
üretim yaparak para kazanıyor.
Halk Eğitim Merkezi usta öğreticisi Sibel
Zaralı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mis
sabunlarının Edirne'ye özgü bir el sanatı olduğunu söyledi.
Beyaz kalıp sabunların önce rendelenip
hamur hale getirilene kadar yoğurulduğunu
daha sonra elle meyve şekli verilerek bir hafta
kurumaya bırakıldığını belirten Zaralı, şunları
anlattı:
"Daha sonra sabunlar, zararsız gıda boyalarıyla boyanarak satışa hazır hale getiriliyor.
10 yıldır devam eden kurslarda sayısız genç
kızımıza ve kadına eğitim verdim. Bu eğitimler
sonrasında kadınlar ya atölyelerde ya da evle-
rinde üretim yapmaya başladı. Böylelikle bütçelerine katkıda bulunuyorlar. Sabunlar iç
piyasada hediyelik olarak satılıyor. Bazen yurt
dışına da gönderiliyor."
Kursiyerlerden Deha Serpecik ise uzun yıllardır mis sabunu ürettiğini ve kazandığı paranın geçimine destek olduğunu ifade etti.
"Kazandığımız parayla çocuklarımızın okul
harçlığını çıkarıyoruz. Genç kızlarımız da çeyiz
parası biriktiriyor" diyen Serpecik, sabunun
evlere ayrı bir güzellik ve ferahlık verdiğini kaydetti.
Osmanlı'da değerli süs eşyaları arasında
sayılan, padişah kızlarının çeyizlerini süsleyen
mis meyve sabunları, elma, armut, üzüm, şeftali, muz, çilek, kayısı, portakal, karpuz dilimi,
ayva, incir, erik gibi meyve ve sebzelerin şeklinde üretiliyor.
Geçmişte temizlik için de kullanılan sabunlar, günümüzde daha çok süs eşyası olarak
değerlendiriliyor. Koku vermesi için odalara,
salonlara ya da dolaplara da yerleştirilen
sabunlar, hediyelik eşyalar arasında da önemli
yer tutuyor.
Üretilen sabunlar, gerçek meyve ve sebzelerden güçlükle ayrılıyor. (AA)
Ebru sanatı Avrupa yolunda
ANKARA - Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma
ve Eğitim Genel Müdürü Okan İbiş, Fransa, Almanya
ve Çek Cumhuriyeti başta olmak üzere yurtdışında
ebru sanatı eğitim atölyeleri açılacağını bildirdi.
Ankara Üniversitesinden yapılan açıklamaya
göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim
Genel Müdürlüğü ile Ankara Üniversitesi işbirliğinde
"Ebru: Türk Kağıt Süsleme Sanatı" sergisi düzenlendi. Ankara Üniversitesi Rektörlüğü 100. Yıl Salonu
Fuayesinde açılışı yapılan sergiye evsahibi Rektör
Prof. Dr. Erkan İbiş'in yanı sıra Kültür ve Turizm
Bakanlığı Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı,
Araştırma ve Eğitim Genel Müdürü Okan İbiş ile
Maliye Bakanlığı Mali Bütçe Kontrol Genel Müdürü
İlhan Hatipoğlu katıldı. Okan İbiş, etkinlikte yaptığı
konuşmada, ebru sanatı için yeni açılımlarda bulunacaklarını dile getirdi. İbiş, geleneksel el sanatlarının ve
Türk süsleme sanatlarının tanıtılması, yaşatılması ve
gelecek kuşaklara aktarılması misyonuyla başlatılan
çalışmaları yurtdışına taşıma kararı aldıklarını bildirdi.
Okan İbiş, Fransa, Almanya, Çek Cumhuriyeti ve
Balkan Ülkeleri'nden yola çıkarak büyükelçilikler ve
konsolosluklar aracılığıyla, ebru eğitimlerinin verileceği atölyelerin açılacağını belirtti. Ebru sanatının
UNESCO Miras Listesi'ne girmesinin ardından
yabancıların ebruya merak saldığını ifade eden Okan
İbiş, yurtdışındaki atölyelerde önce ebru sanatını
bilen vatandaşların yabancılara eğitim vereceğini,
ardından yabancıların hocalık yaparak yine yabancılara ebru sanatını öğreteceğini kaydetti. (AA)
MEHMET NURİ
PARMAKSIZ
[email protected]
BENCİLEYİN SÖZLER
HAYATA DAİR
Hayattan hiçbir beklentiniz kalmadıysa yeni bir
başlangıç yapma zamanınız gelmiş de geçiyor
demektir.
Ne hayat, ne de aşk zorlamaya gelmez çünkü
bazı şeyleri zorladıkça çıkmazlara düşer insan.
Yaşama şevki ve hayat iştahı insan kendini gerçekleştirdikçe çoğalır.
Hayat, ömrünü sadece varlıklı yaşayanlara değil,
aşkla kalbini tamamlayanlara da güzeldir.
Hayattan ders alabilenler özeleştiriyi kendilerine
kılavuz edenlerdir.
Sıkıntısız hayatı özlese de ruhumuz, biliriz dünya
olmaz onsuz.
Teselli şefkatin kucağı, hayat
hüzünler ocağı.
Ölümü unutmadan yaşamak, ölmeden ölümün
gözlerinden dünyaya bakabilmektir.
Bazen yeni baştan başlamak
lazım hayata çünkü yenilendikçe
yenilenir insan.
Tek gerçek var hayatta, ömür ölüme koşuyor ve
ecelin esen rüzgârı bazen ruhumuzun saçlarını
okşuyor.
Ölüm, vuslatla kıydığımız
nikâh; mutluluk, sonsuzluk inancıyla aldığımız nefestir.
Çözümsüz zannedilen nice
şeyi çözendir ölüm.
Bitmeye mahkûm bir ömrün
can çekişen yanıdır dünya.
Ölümle atılır ölümsüzlüğe adım.
Ruh ölümsüzlüğün balığı, o yüzden dünya denen
derya ona yabancı.
Ölüm ölümü, düğüm düğümü özler; bilinenden
bilinmeyene akınca gözler.
Kapıyı çalmadan hayatımıza
giren davetsiz misafirin adıdır ölüm.
Ölüm karanlık gibi gözükse de, karanlık olmadan
aydınlığın ne anlamı olabilir ki?
Yaşamak güzeldir lakin bazen gönlümüz, bazen
de içimizdeki ölüme ölür ruhumuz.
Hayatı değil ölümü nefes nefes solumak lazım
özlem adlı ateşlerde.
Sonsuzluk olmasaydı ölümün ne anlamı kalırdı.
Mahşerin gölgesindeyiz hepimiz ve mahşere hayattan ölüme-bir adım var.
Hayat kozamız elbet bir gün kırılacak ve biz bir
kelebek olup uçacağız mahşere.
Ölmek için acele edenlerin bu
dünyadan nasibi kesilmiştir.
Nefsin ömrü ölüme kadardır.
Hiç ölmeyeceğiz zannederiz
lakin ömrümüzün hükümdarı ölüm
bazen nefes nefes hissettirir varlığını.
GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ
Gönlüm aşk dolu kalem, duygularımsa kâğıt.
Saçının her telini mısralarıma dağıt.
Yaradan’ın lütfuyla hüznü yok sayacağım,
Mahşere dek inşallah yazmayacağım ağıt.
10
13 Şubat 2015 Cuma
YAZILIM HİZMETİ ALINACAKTIR T.C DEVLET DEMİRYOLLARI İŞLETMESİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ(TCDD) GENEL MÜDÜRLÜK
Microsoft hizmet alımının 3 yıl süre ile temini hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19
uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda
yer almaktadır:
İhale Kayıt Numarası : 2015/12526
1-İdarenin
a) Adresi : TCDD İŞLETMESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 06280 GAR ALTINDAĞ/ANKARA
b) Telefon ve faks numarası : 3123243399-4199 - 3123115305
c) Elektronik Posta Adresi : [email protected]
ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/
2-İhale konusu hizmetin
a) Niteliği, türü ve miktarı : Windows Enterprise with MDOP Yazılım Güvencesi 1000
Office
Standard Edition Lisansının Yazılım Güvencesi 1000 SQL Server Standard Edition Lisansının
Yazılım Güvencesi 1 SQL Server Kullanıcı Erişim Lisansının Yazılım Güvencesi 30
Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir.
b) Yapılacağı yer : TCDD Genel Müdürlüğü Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı
c) Süresi : İşe başlama tarihinden itibaren 1(bir) aydır
3- İhalenin
a) Yapılacağı yer : TCDD Merkez Mal ve Hizmet Alım İhale Komisyonu Malzeme Dairesi Başkanlığı
toplantı salonu (4030 no.lu oda)
b) Tarihi ve saati : 10.03.2015 - 10:00
4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler:
4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi;
4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu
gösterir belge,
4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi
odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı
olduğunu gösterir belge,
4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri;
4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,
4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile
tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin
tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek
üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli
imza sirküleri,
4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5. İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz.
4.1.6. Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali
müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son
bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge,
4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
4.3.1. İş deneyimini gösteren belgeler:
Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 25 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi.
4.4. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler:
4.4.1. Microsoft ürünlerinin Kurumsal olarak temini, kurulumu ve upgrade ( güncelleme) işleri
5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır.
7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı TCDD
İşletmesi Genel Müdürlüğü Gar/Ankara Merkez Veznesi (Zemin kat) adresinden satın alınabilir.
7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza
kullanarak indirmeleri zorunludur.
8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar TCDD Merkez Mal ve Hizmet Alım İhale Komisyonu Şube
Müdürlüğü Gar/ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü
posta vasıtasıyla da gönderilebilir.
9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan
istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu
bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.
Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir.
10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici
teminat vereceklerdir.
11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (altmış) takvim günüdür.
12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
13.Diğer hususlar:
Teklifi sınır değerin altında kalan isteklilerden Kanunun 38 inci maddesine göre açıklama istenecektir.
Basın - 23542 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI OSTİM VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN
Aşağıda adı soyadı/ unvanı yazılı mükelleflerin bilinen adreslerinde bulunmamaları nedeniyle adlarına düzenlenen ihbarnamelerin tebliği mümkün olmamıştır. İlan yazımızın askıya çıkarıldığı tarihi izleyen onbeşinci gün ilan tarihi olarak kabul edilecektir. Bu nedenle ilan tarihinden başlayarak bir ay içinde dairemize bizzat veya bilvekale müracaat eden veyahut taahhütlü mektup ile açık adreslerini
bildirenlere süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı; İlan tarihinden başlayarak bir ay içinde ne vergi dairesine müracaat yapmamış ve ne de adresini bildirmemiş olanlara bir ayın sonunda tebliği yapılmış
olacağı ilan olunur. 11/02/2015
Vergi K.No
3140037013
3140037013
3140037013
3140037013
3350094641
3570073161
AD SOYAD/UNVAN
İMAJ STAND TASARIM SİS.MÜH.MİM.SAN.LTD.ŞTİ
İMAJ STAND TASARIM SİS.MÜH.MİM.SAN.LTD.ŞTİ
İMAJ STAND TASARIM SİS.MÜH.MİM.SAN.LTD.ŞTİ
İMAJ STAND TASARIM SİS.MÜH.MİM.SAN.LTD.ŞTİ
ERDOĞAN ENİS
TOPÇU ERGÜL
ihbarname Rş No
20150210135030000003
20150210135030000004
20150210135030000006
20150210135030000007
20150203135030000006
20150210135030000002
V.Kodu
0033
0010
0015
0015
0015
0001
Vergi Dönemi
01-03/2009
01-12/2009
05/2009
08/2009
07/2009
01-12/2009
Vergi Toplamı
11.094,80 TL
10.825,80 TL
2.734,38 TL
2.700.00 TL
5.760.00 TL
2.045,00 TL
4490278576 GÜRSÜN TUR.GIDA İNŞ.HAY.PAZ.S.VE T.LTD.ŞTİ
20150210135040000002 0033
07-09/2009
2.800,00 TL
4490278576 GÜRSÜN TUR.GIDA İNŞ.HAY.PAZ.S.VE T.LTD.ŞTİ
20150210135040000003 0010
01-12/2009
2,800.00 TL
4490278576 GÜRSÜN TUR.GIDA İNŞ.HAY.PAZ.S.VE T.LTD.ŞTİ
20150210135040000006 0015
07/2009
12.600,00 TL
4800477429
4800477429
4800477429
4800477429
4800477429
4600477429
4800477429
4800477429
4800477429
4800477429
4800477429
4800477429
4800477429
2600704791
4650401639
20150210135040000008
20150210135040000009
20150210135040000010
20150210135040000011
20150210135040000014
20150210135040000015
20150210135040000016
20150210135040000017
20150210135040000018
20150210135040000019
20150210135040000020
20150210135040000021
20150210135040000022
20141114135020000010
20141114135040000020
04-06/2009
07-09/2009
10-12/2009
01-12/2009
04/2009
05/2009
06/2009
07/2009
08/2009
09/2009
10/2009
11/2009
12/2009
201301201312
201404201404
23.006,60 TL
15.163,00 TL
9.911.40 TL
49.967,60 TL
3.075.30 TL
7,511.76 TL
10.118.88 TL
5.640.66 TL
3.298,86 TL
4.707,18 TL
3.418.38 TL
3.370.68 TL
2.131.20 TL
0.00 TL
0,00 TL
İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S.VE.T.LTD. ŞTİ.
İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S. VE.T.LTD.ŞTİ.
İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S.VE T.LTD.ŞTİ.
İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S.VE.T.LTD.ŞTİ.
İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S.VE.T.LTD.ŞTİ.
İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S. VE.T.LTD.ŞTİ.
İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S.VE.T.LTD.ŞTİ,
İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S.VE.T.LTD.ŞTİ.
İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S.VE.T.LTD.ŞTİ,
İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S.VE.T.LTD.ŞTİ.
İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S,VE.T.LTD.ŞTİ.
İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S.VE.T.LTD.ŞTİ.
İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S.VE.T.LTD.ŞTİ.
ÇOLAK GRUP ELEKTRİKHIRD.DEM.ÇEL.MAK.İMLSAN.VE TİC.
ILGIN DEMİR ÇELİK İNŞAAT NAKLİYAT HIRDAVAT SAN.VE
0033
0033
0033
0010
0015
0015
0015
0015
0015
0015
0015
0015
0015
0010
0015
Ceza Toplamı
11.094.80 TL
10.825,80 TL
2.734,38 TL
2.700,00 TL
5.760.00 TL
2.045,00 TL
İhb. Toplamı
22.189,60 TL
21.651,60 TL
5.468,76 TL
5.400.00 TL
11.520,00 TL
4.090,00 TL
Adres
OSMANLI M.;SAADET SK.NO 27A/3 SİNCAN ANKARA
OSMANLI M. SAADET SK.NO 27A/3 SİNCAN ANKARA
OSMANLI M. SAADET SK.NO 27A/3 SİNCAN ANKARA
OSMANLI M. SAADET SK.NO 27A/3 SİNCAN ANKARA
İNÖNÜ MAH.FSM KÜME EVLERİ NO 19/2 Y.MAH.ANK
BATI SİTESİ 12.CAD.274.SK.ÇOŞKUNIRMAK
İŞMERK.NO 3/134 Y.MAH/ANK
2.800,00 TL
5.600,00 TL KARDELEN 2026.CAD.ÖZPETEK 4 BORAN SİT.NO 7
Y.MAH-ANK
2.800,00 TL
5.600.00 TL KARDELEN 2026.CAD.ÖZPETEK 4 BORAN SİT.NO 7
Y.MAH-ANK
12.600.00 TL 25.200,00 TL KARDELEN 2026.CAD.ÖZPETEK 4 BORAN SİT.NO 7
Y.MAH-ANK
69.019.80 TL 92.026,40 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK
45.489,00 TL 60.652.00 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK
29.734,20 TL 39.645,60 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK
149.902.80 TL 199.870.40 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK
9.225.90 TL
12.301.20 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK
22.535,28 TL 30.047.04 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK
30.356,64 TL 40.475,52 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK
16.921,98 TL 22.562,64 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK
9.896,58 TL
13.195,44 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK
14.121,54 TL 18.828,72 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAHANK
10.255.14 TL 13.673,52 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK
10.112.04 TL 13.482,72 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK
6.393,60 TL
8.524.80 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK
90.893.81 TL 90.893.81 TL OSTİM CEVAT DÜNDAR CAD.NO 148 Y.MAH/ANK
2.707.51 TL
2.707.51 TL ATİSAN SAN SİT.253 SK.NO 7 Y.MAH/ANK
Basın - 23545 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
YEMEK HİZMETİ ALINACAKTIR ANKARA 1. KADIN KONUKEVİ MÜDÜRLÜĞÜ
Ankara 1 Kadın Konukevi Müdürlüğü ve bağlı İlk Kabul Birimi Yüklenici Firmanın mutfağında
yemek pişirme yoluyla mamul yemek alımı hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19
uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda
yer almaktadır:
İhale Kayıt Numarası : 2015/7913
1-İdarenin
a) Adresi : İstiklal Mah. Anafartalar Cad. 70 Ulus Altındağ/ANKARA
b) Telefon ve faks numarası : 3124186662 - 3124259604
c) Elektronik Posta Adresi : [email protected]
ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/
2-İhale konusu hizmetin
a) Niteliği, türü ve miktarı : 21725 öğün sabah kahvaltısı,1375 öğün diyet kahvaltı,19250 ara öğün,
2750 diyet ara öğün,28382 öğün öğle yemeği,1375 öğün diyet öğle yemeği,21725 öğün akşam
yemeği,1375 öğün diyet akşam yemeği,720 öğün özel gün menüsü toplam 98677 adet öğün alımı
Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir.
b) Yapılacağı yer : Ankara 1.Kadın Konukevi Müdürlüğü ve bağlı İlk Kabul Birimi
c) Süresi : İşe başlama tarihi 01.04.2015, işin bitiş tarihi 31.12.2015
3- İhalenin
a) Yapılacağı yer : Ankara Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü Ek Hizmet Binası Toplantı Salonu
3.Kat Anafartalar Cad. No:68 B Blok Ulus-Altındağ/ANKARA
b) Tarihi ve saati : 09.03.2015 - 10:00
4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler:
4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi;
4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu
gösterir belge,
4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi
odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı
olduğunu gösterir belge,
4.1.1.3. İhale konusu işin yerine getirilmesi için alınması zorunlu olan ve ilgili mevzuatında o iş için
özel olarak düzenlenen sicil, izin, ruhsat vb. belgeler,
Gıda Üretim İzin Belgesi veya İşletme Kayıt Belgesi
4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri;
4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,
4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile
tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin
tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek
üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli
imza sirküleri,
4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5. İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz.
4.1.6. Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali
müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son
bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge,
4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
4.3.1. İş deneyimini gösteren belgeler:
Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 25 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi.
4.4. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler:
4.4.1. Bu ihalede benzer iş olarak kamuda veya özel sektörde yemek pişirme, dağıtım ve sonrası
hizmetler benzer iş olarak kabul edilecektir.
5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir.
7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı İstekliler
Çankaya Mal Müdürlüğüne yatıracakları şartname bedeline ait makbuz karşılığında Ankara Aile ve
Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü Ek Hizmet Binası Mali İşler Şubesi 3.Kat Anafartalar Cad. No:68 B
Blok Ulus-Altındağ/ANKARA adresinden temin edebilirler. adresinden satın alınabilir.
7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza
kullanarak indirmeleri zorunludur.
8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Ankara Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü Ek Hizmet
Binası Mali İşler Şubesi 3.Kat Anafartalar Cad. No:68 B Blok Ulus-Altındağ/ANKARA adresine
elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir.
9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan
istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu
bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.
Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir.
10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici
teminat vereceklerdir.
11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (yüzyirmi) takvim günüdür.
12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
13.Diğer hususlar:
İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacaktır.
Basın - 23667 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
YAŞAM-ÇEVRE
BULMACA
11
13 Şubat 2015 Cuma
Van’ın "Timar incisi"
literatüre kazandırıldı
Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi, Türkiye'de sadece
Van'daki Karasu Çayı'nda yetişen endemik balık türü olan "Timar incisi,
literatüre kazandırıldı.
VAN - Van Gölü havzasında yer alan,
Türkiye-İran sınırına yakın bölgeden kaynak alarak Van il merkezinin kuzeybatısında Çitören sazlığı bölgesinden göle
dökülen Karasu Çayı, siraz balığının yanı
sıra inci kefali, çöpçü balığı ve 1980'li yıllarda aşılanan sazan balığına yaşam
imkanı sunuyor.
1991 yılında bitirilen Sarımehmet
Barajı'nın çay suyunun azalmasına
neden olması üzerine bölgede son yıllarda araştırmalarını arttıran bilim adamları,
çayda endemik bir balık türü yaşadığını
belirledi. 120 kilometre uzunluğundaki
Karasu Çayı'nın Erciş Karayolu
Yumrutepe Mahallesi mevkisinde yapılan
araştırmada görev alan YYÜ Su Ürünleri
Fakültesi öğretim üyeleri, çayın 5-6 kilometrelik kısmında inci kefaline benzerliği
nedeniyle yavru kefal zannedilen balığı
incelemeye başladı.
İnceleme ve araştıramalar sonucunda
balığın, inci kefali yavrusu olmadığını tespit eden bilim adamları, özellikleri ve
karakterleriyle farklı bir tür olduğunu
ortaya çıkararak, Türkiye'ye yeni bir balık
türü kazandırdı.
Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi ve
İnci Kefali Uygulama ve Araştırma
Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mahmut Elp,
AA muhabirine yaptığı açıklamada,
"Timar incisi" adını verdikleri balığın
aslında 1980 yılında Erzurum
Üniversitesi'nden öğretim görevlisi
Mustafa Kuru tarafından bulunduğunu
söyledi.
Diğer araştırmacılar tarafından inci
kefalinin akarsularda kalan küçük bireyleri olarak algılanması nedeniyle balığın
bugünkü kimliğine ancak 34 yıl sonra
kavuştuğunu aktaran Elp, yapılan çalışmayla balığın literatüre "Alburnus
Timarensis" (Timar incisi) adıyla geçtiğini
belirtti. Doç. Dr. Elp, "Çalışmalarımızda
bu balıkla karşılaşıyorduk. Ancak önceki
ön yargılardan dolayı hep inci kefalinin
yavrusu diye düşündük ama bilim şüpheyle başlıyor ve bu şüphenin üzerine de
tekrar sistematik karakterlerini gözden
geçirdiğimizde inci kefali ile uyuşmadığını, Timar incisinin farklı karakterlere
sahip olduğunu gözlemledik. Bunu
Almanya, İstanbul ve YYÜ'den olmak
üzere 4 kişilik bir ekip olarak İngiltere'de
alanında uzman kişilerin yer aldığı bir
dergide yayınladık" diye konuştu.
Ayırt edici karakterlere bakıldığı zaman
"Timar incisi"nin daha az pula sahip
olduğunu ve sistematik açıdan da önemli
olan solungaç diken sayılarında da farklılık gösterdiğini anlatan Elp, normal şartlarda bir karakterin yeni tür olarak belirlenmesinde yeterli olduğunu, "Timar incisi"nde ise iki farklı karakter bulunduğunun ortaya çıktığını dile getirdi.
Elp, balığa daha önce hep inci kefalinin
yavrusu denmesinin sebebinin de küçük
olması ve her ikisinin de gümüş balığı
olarak tanımlanan grubun içerisinde yer
almasından kaynaklandığını belirterek,
şöyle devam etti:
"Van'da artık yeni bir balık türü daha
var. İşin enteresan yanı, inci kefali Van
Gölü havzasındaki birçok su kaynağında,
akarsularda, Van, Nazik, Aygır ve Erçek
gölleri ile farklı kaynaklarda yaşıyor
ancak bu balık sadece Karasu Çayı'nda
var. Böyle de enteresan bir durum söz
konusu. Şu ana kadar bizim tespitimiz,
sadece Karasu Çayı'nda ve çayın da dar
bir alanında yaşadığı yönünde. Ablangaz
Köprüsü olarak geçen bölgenin üst kısmında bu balığa rastlamadık. Zeve
Şehitliği'nin bulunduğu ve Van Gölü ile
birleştiği bölgede de bu balık yaşamıyor.
Ablangaz Köprüsü'nün ve Tarım Meslek
Lisesi'nin olduğu araziden Hivi
Mahallesi'ne kadar olan yaklaşık 5-6
kilometrelik alanda balığın varlığını tespit
ettik ve sistematik karakterlerini ortaya
koyduk." (AA)
Org. Özel, Kore gazisini sevindirdi
VAN - Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Necdet Özel, Başkale ilçesinde yaşayan
90 yaşındaki Kore gazisi Abdullah
Burgaz'a akülü tekerlekli sandalye hediye
etti. Tepebaşı Mahallesi'nde oğluyla
yaşayan Burgaz, yaşlılığı nedeniyle yürüyemez hale gelince devletten akülü
tekerlekli sandalye istedi.
Kore gazisi Burgaz'ın talebini basından
duyan Genelkurmay Başkanı Özel de bir
akülü tekerlekli sandalye alarak Van
Jandarma Asayiş Kolordu
Komutanlığı'na gönderdi.
Van Jandarma Asayiş Kolordu
Komutanı Korgeneral Abdullah Barutçu,
beraberindeki Van İl Jandarma Alay
Komutanı Pilot Kurmay Albay İrfan
Kızılaslan ve Başkale Kaymakamı Murat
1
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
2
3
4
5
6
Büyükköse ile Burgaz'ı evinde ziyaret
etti. Koltuk değnekleriyle yürümekte zorluk çektiği için ihtiyaçlarını karşılayamayan ve nefes darlığı çeken Burgaz'a
akülü sandalyeyi teslim eden Korgeneral
Barutçu, Genelkurmay Başkanı Özel'in
akülü sandalye alarak, Burgaz'a ulaştırılması emrini verdiğini söyledi.
7
8
9
10
Burgaz'ın akülü tekerlekli sandalye
sayesinde artık ihtiyaçlarını kendisinin
karşılayacağını ifade eden Barutçu,
"Kore gazimiz artık istediği zaman dışarı
çıkıp, camiye ibadetini yapmaya gidebilecek. Genelkurmay Başkanı'mız
Orgeneral Necdet Özel'in bu hediyesini
kendisine teslim ediyoruz. İnşallah Allah
uzun ömürler verir ve bu akülü sandalyeye bindikçe bizleri hatırlar" diye konuştu.
Burgaz da Genelkurmay Başkanı
Özel'e teşekkür ederek, "Yürümekte zorluk çektiğim için camiye gidemiyordum.
Artık her gün camiye gidebileceğim.
Resmi programlar yapılıyordu ve katılamıyordum. Bundan sonra o programlara
da katılacağım için çok mutluyum" dedi.
(AA)
BULMACA
Soldan sağa:
1. Taş ya da mermerden oyma mezar. – Yuvarlak, yassı ve sipersiz başlık. 2.
Emanet olarak. 3. Taşkın su. – Gemilerde bulunan kurtarma kayığı. 4. Seçkin. –
Herhangi bir spor dalında elde edilmiş derecelerin en üstünü. 5. Harmani. –
Peru’nun plaka işareti. 6. Erden çavuşa kadar askerlere verilen ad. – Donuk renkli. 7. Bir nota. – İlave. – Nihayet. 8. İyiden iyiye, iyice. – Bir renk. 9. Öküz yemliği. – Eski bir devlet. 10. Bir davanın mahkemece nasıl bir hükme bağlandığını
gösteren resmi belge. – Kum falı. 11. Gezinti yeri, gezilecek yer. 12.
Tanrıtanımaz, dinsiz. – Alçak iskemle. 13. Bir müzik sesini belirtmeye yarayan
işaret. – Topluluk, cemaat. 14. Rütbesiz asker. – Lisan. – Elma, armut gibi
meyvelerin kurutulmuşu. 15. Açgözlülük. – Muştu, müjde, haber. 16. Arapçada
su. – Herkesin içinde, gizlemeden, açıkça. 17. Hoş görülmeyen bir şeyi ara sıra
yapma. – Arjantin’in plaka işareti. 18. Şeref, haysiyet. – Manken. 19. Deniz giysisi. 20. Belli bir konu üzerine olmayan konuşma, dereden tepeden. – Abide.
Yukarıdan aşağıya:
1. Bir sınırdan geçebilmek için verilen yazılı belge. – Sevgide aldatma, sadakatsizlik. – Burçlardan biri. 2. İşçi, emekçi. – Kendisine inanılan kimse. – Genç irisi.
3. Doğu Hindistan’da yetişen bir bitki. – Bir yerde oturma, eğleşme. – İslimle
çalışan ağırlık kaldırma makası. 4. Yabani hayvan barınağı. – Kars yöresinde
oynanan bir halk oyunu. – Etrafı suyla çevrili kara parçası. – Güzel sanat. 5.
Vurmalı bir çalgı. – Sıhhi tesisatta iki boruyu döndürmeden birbirine bağlanmasını sağlayan bağlantı parçası. – Somali’nin plaka işareti. – Kuruntuya
düşürme. – Bir nota. 6. Et suyuna kızartılmış ekmek konularak yapılan yemek. –
Deniz suyunun çekilmesiyle oluşan yurtlanmaya elverişli bölge. – Güney
Amerika’nın dağlık bölgelerinde yaşayan bir yük hayvanı. 7. Dağ üzerindeki yüksek geçit. – Başlıca içeceğimiz. – Siirt ilinin bir
ilçesi. – Kaliforniya’da yetişen, 100-130 metre
boyunda büyük bir orman ağacı. 8. Kedi, köpek
ÇÖZÜMÜ
yavrusu. – Molibdenin simgesi. – Kaputbezi. – At
BUGÜN
tüyünün rengi. 9. El ile bir çeşit dantel örmek için kul12. SAYFADA
lanılan silindir biçimli araç. – Bir şeyin elden ele
geçmesi. 10. Emirlik, beylik. – Burun ucu. – Küçük
kanal.
Hazırlayan: Ercan BOSTANCIOĞLU
TÜRKÇE BAKIŞ
Prof. Dr. Nurullah Çetin
[email protected]
AMERİKA’YA DEMOKRASİ GÖTÜRMEMİZ LAZIM
milyonlarca aç, işsiz, az ücretli
Dünyanın tadı kaçtı, dengesi
bozuldu. Bu böyle olmayacak.
amele var. Bir amele teşkilatı kuraDünyanın tekrar yaşanabilir, huzurlu, rak, para ve silah verelim, hepsini
adaletli bir düzene geçebilmesi için
ayaklandıralım.
Amerika’ya yeni bir nizam vermeAmerika’ya demokrasi götürmenin
miz lazım. Bunun için acilen yapılayolu, demokratik katılımın tam sağcak iş şu:
landığı ileri demokrat bir parti kurAmerika’ya bir an önce demokrasi maktır. Bunu da yapalım. Mesela
götürmeliyiz. Demokrasi dediğin
hemen bir parti kurduralım, başına
hemen pat diye gelmez. Halkları alış- da radikal Hristiyancı bir papaz getitırmak lazım, zemin döşemesi, ön
relim. Meydanlarda Amerikan rejimihazırlık yapmak lazım. Toplum
ni tehdit edecek üç beş şiir okutturamühendisliği, zihinsel değişim ve
lım.
dönüşüm operasyonları yapmamız
Birkaç ay kodeste yatıralım, sonra
lazım.
çıkarıp gazete gazete, televizyon telAmerika’da bir sürü sivil toplum
evizyon gezdirerek mağdur kahrakuruluşları açmalıyız. Bunlara çok
man yapalım. Onu Amerikan halklabüyük paralar, fonlar, ödüller verme- rına ileri demokrat, Türkiye’ye tam
liyiz. Amerika merkeziyetçi, faşist,
göbeğinden bağlı sivil bir siyasetçi
militarist, şovenist bir ulus devlet.
olarak pazarlayalım. Bu parti başkaBu ulus devlet yapısı Amerikan halk- nımız, Amerikan halklarını Amerikan
larını çok geri bıraktı, ezdi, tek tipordusunun vesayetinden kurtarsın,
leştirici, baskıcı, ırkçı bir politika
Türkiye vesayetine geçirsin.
uyguladı.
Fakat bunlar da yetmez.
Amerika, bizim için Amerikalılara
Seçimlerde sayımları gerçekleştirebırakılamayacak kadar önemli bir
cek ve bizim adayımız olan mağdur
ülke. Orada sadece Amerikalılar yok, ileri demokratın partisine en az kafa36 etnik grup var. Halkların kardeşli- dan yüzde on fazla oy aktaracak bilği için demokrasi, barış, özgürlük,
gisayar programını bizim vermemiz
kardeşlik, aklımıza ne gelirse hepsi
lazım. Adayımızı iktidar yaptıktan
lazım. Amerika’daki 36 etnik grubun sonra Amerika’nın bütün bankalarını,
kendi kaderlerini belirleme hakkı
madenlerini, fabrikalarını, limanlarıolmalı. Amerika’da yaşayan dünya
nı, para toplayan ve dağıtan bütün
vatandaşı insanların eline “değişim
kurumlarını özelleştirmelerle bizim
zamanı” ve “halkların kardeşliği”
şirketlerimizin almasını sağlayalım.
sloganlarını verelim. Devamlı bunlaAmerikan ordusunun bütün silahları bağırsınlar.
rını bizim silah şirketlerimiz versin.
Fakat bu yüksek ve derin demokra- Amerika’nın kendine ait millî bir
si projemizi Amerikan halklarına
silah sanayii olmasın. Amerikan
kabul ettirebilmemiz için 107 telEğitim Bakanlığında bizim 5,
evizyon kanalı, 856 gazete, 75 dergi, Amerikalıların da 4 uzmanı olmalı
1764 radyo kurmamız lazım.
ve Amerikan eğitim sistemini evrenBuralarda 75.000 uzmanımız, gazete- sel dünya vatandaşı yetiştirecek
cimiz, televizyoncumuz, akademisşekilde yeniden düzenlemeli.
yenimiz her gün bizim tezlerimizi,
ABD’de öğrenciler her sabah sınıfprojelerimizi, anlatmalılar. Bunları
larında asılı Amerikan bayrağına
finanse edecek bir de Horoz’umuz
dönüp ayakta, sağ elleri kalplerinin
olmalı.
üzerinde 1892 yılında bir rahip taraAmerika’daki her etnik gruba
fından yazılan şu yemini ediyorlar:
demokratik özerklik verelim.
Valilerini, belediye başkanlarını ken- “I Pledge Allegiance to the flag of
the United States of America and to
dileri seçsin. Vergilerini kendileri
toplasın. Merkezî devletten bağımsız the Republic for which it stands, one
Nation under God, indivisible, with
olarak başka devletlerle her türlü
liberty and justice for all.”
anlaşma, ticaret, işbirliği yapabilsinTürkçesi: “ABD’nin bayrağına ve
ler. Mesela en çok Türkiye ile anlaşonun temsil ettiği Cumhuriyet’e ve
ma yapsınlar.
Tanrı’nın buyruğundaki, özgür ve
Her bir etnik grubun ayrı eğitim
adil milletimin bölünmez bütünlüğüdili, resmî dili, her birinin ayrı öz
ne bağlılığıma yemin ederim.”
savunma gücü, ayrı meclisleri olsun.
Olmaz!... Böylesine ırkçı, şovenist,
Her etnik grup kendi polis gücünü
oluştursun, kurslar düzenleyip diplo- faşist bir and, bir yemin mi olurmuş.
Derhal kaldırmalıyız, yerine “Türk
ma versinler, tören yapsınlar, yol
her emrine kayıtsız şartsız
Devletinin
kessinler, kimlik kontrolü yapsınlar.
Yalnız belli olmasınlar diye yüzlerini itaat edeceğime, Türk beyi kimse
gözlerini tamamen poşu ile kapatsın- onu kendime tanrı bileceğime, zihnimden zinhar bağımsız bir devlet ve
lar.
Ayrıca Amerika’nın her etnik grup- millet fikri geçirmeyeceğime Kur’an
la müzakere, mütareke yapması, dev- üzerine yemin ederim” diye bağırttırmalıyız o veletleri. Başka türlü
letin egemenliğini, topraklarını, her
şeyi paylaşması lazım. Yoksa demok- demokrasi gelmez.
Seçimle iktidara getirdiğimiz ileri
rasi eksik ve defolu olur. Amerikan
demokrat mağdur parti başkanımızın
anayasasını yeniden yazdıralım. Tek
son kullanma tarihi dolunca,
Amerikan bayrağı, tek dil İngilizce,
tek başkent, tek millet, tek vatan, tek Amerikan ordusundan üç beş general
ayarlayalım, onlara bol para ve astığı
devlet falan olmaz. Bunlar eski
astık kestiği kestik krallık unvanı
Amerika değerleri, ilkel, geri kavverelim, darbe yaptıralım, “bizim
ramlar. 36 etnik grubun devletin her
şeyine ortak olacağı yeni bir anayasa çocuklar o işi başardı” diye birbirimizle çak yapalım, bir süre de onunyaptıralım. Eski Amerika yok olsun,
la idare edelim. Canımız sıkıldıkça
yeni Amerika inşa edelim.
Ayrıca Amerika’da birçok din, bir- bazen sivil, bazen askerî darbeler
çok mezhep var. Hepsine ayrı devlet- yaptırarak Amerika’ya tam ileri
demokrasi getirmiş oluruz. Böylece
çikler kuruverelim ki tam ileri
dünya nizama girer, dünya insanlığı
demokrasi olsun.
da huzura kavuşur.
Bunlar da yetmez. Amerika’da
Muğla'da iki mevsim
MUĞLA - Muğla'da vatandaşlar
bir taraftan güneşin, bir taraftan ise
karın keyfini çıkararak iki mevsimi
bir arada yaşıyor.
"Yeryüzü cenneti" şeklinde tabir
edilen Türkiye'nin turizm cenneti
Muğla'da bir günde iki mevsimi bir
arada yaşamak mümkün.
Kent merkezine 15 kilometre
mesafede bulunan Yılanlı mevkisinde kar kalınlığı 50 santimetreye
ulaştı.
Hava sıcaklığının sıfırın altında 4
dereceye kadar düştüğü Göktepe
ve Yılanlı mevkilerinde kar yağışı
nedeniyle belediye ekipleri tarafından kar kürüme çalışması yapılarak
yolların ulaşıma açık tutulması sağlanıyor.
Kar yağışı nedeniyle kent merkezinden çok sayıda vatandaş bölgeye gelerek karda mangal yaptı.
Çocuklar ise kardan adam yapıp
kartopu oynadı.
Vatandaşların akın ettiği bölgede
araçlar uzun kuyruk oluşturdu. Bazı
vatandaşlar ise Muğla'da her yerde
kar görmek mümkün olmadığı için,
karın düştüğünü haber alınca
Yılanlı'ya geldiklerini söyledi.
Bölgeye piknik yapmak için
gelen çok sayıda vatandaş, yanla-
rında getirdikleri poşetlere kar doldurarak araçlarına yükledi.
Muğla'nın yüksek kesimlerinde
kar yağışı etkili olurken, kente merkezi ve kıyı kesimlerde ise sıcak
havanın etkisiyle bazı badem ağaçları çiçek açtı.
Bölgede yaşayanlar şubat ayında
ağaçların çiçek açmasını şaşkınlıkla karşıladı. (AA)
12
haber
13 Şubat 2015 Cuma
Başbakan Davutoğlu:
“Silahlar bırakılsın”
ANKARA- Başbakan
Ahmet Davutoğlu, TRT ortak
yayınında gazetecilerin sorularını cevapladı. Çözüm süreci
ve paralel yapı konusunda
değerlendirmelerde bulunan
Başbakan şunları kaydetti:
Biz, hükümet kanadı olarak
çözüm sürecinde 2013
Nevruz’unda, Mart’ında
neredeysek şimdi aynı
yerdeyiz, ne yapılması
gerekiyorsa onu yapıyoruz.
Herkesin üzerine düşeni yapması lazım. Çözüm Süreci her
şeyden önce terör, şiddet ve
silahlı bir mücadele yönteminin terk edilmesi anlamına
gelir. Silahlı mücadelenin terk
edildiği açıklanmalıdır.
İç güvenlik paketi gökten
zembille inmedi. Bir ihtiyaç
doğduğu için bu paket bugün
burada. 6-7 Ekim olayları,
Gezi olayları olmasaydı bu
paket önümüze gelmezdi. O
günlerde Kılıçdaroğlu ile
Bahçeli; Nerede bu devlet
diyordu. Bu paketi çıkarıyoruz
şimdi de paketi eleştiriyorlar.
Başbakan Ahmet
Davutoğlu, gayrimüslim azınlık
temsilcileri ve kanaat önderleri
ile Ankara Palas’ta yemekte
bir araya geldi. Samimi bir
ortamda gerçekleşen
görüşmede Davutoğlu, azınlık
temsilcilerinin sorunlarını dinledi. Başbakan Davutoğlu,
Agos Gazetesi Genel Yayın
Yönetmeni Yetvart Danzikyan
ile tokalaşarak bir süre sohbet
etti.
BİK Genel Müdürlüğü için başvurular başladı
İSTANBUL- Mehmet Atalay'ın
milletvekili adaylığı için görevinden
ayrılmasının ardından Basın İlan
Kurumu (BİK) Genel Müdürlüğü için
başvurular başladı.
Kurumdan yapılan açıklamada,
boşalan genel müdürlük görevi için
Basın İlan Kurumu Yönetmeliğinin
44'üncü ve 45'inci maddelerindeki
şartlara sahip adayların, 23 Şubat
2015 Pazartesi günü mesai bitimine
kadar kurum merkezinde bulunan
Koordinasyon ve İdare Müdürlüğüne
yazılı olarak ve şahsen başvurmaları
gerektiği bildirildi.
Başvuru sahiplerinin, devlet
memurluğuna girişte aranılan şartlara sahip, fakülte veya en az 4 yıllık
yüksek okulların (Basın Yayın
konusunda eğitim ve öğretim yapan
3 yıllık yüksek okulları bitirenler
dahil) yahut eşiti yabancı ülke
fakülte veya yüksek okullarının
birinden mezun olması şartı aranıyor.
Aranan koşulların üçüncü bendine
göre ise başvuru sahiplerinin, devlet
dairelerinin veya diğer kamu sektörünün veya tüzel kişiliği haiz
basınla ilgili özel sektörün yüksek
sevk ve idare mevkilerinde başarı ile
en az beş yıl hizmet vermiş olması
gerekiyor.
Açıklamada, "Bu nitelikleri
taşıyanların durumu, 45'inci
maddedeki usule göre değerlendirilirken, üç numaralı bentte
anılan hizmetlerin kurum hizmetlerine yakınlık derecesi, bunların kurum
için taşıdığı önem ve değer tercih
sebebi sayılır" ifadelerine yer verildi.
Başvurular, kurumun
Zeytinburnu'ndaki genel müdürlük
binasında yapılacak. Başvuranların
özgeçmişleri, diploma ve nüfus cüzdanları suretleri ile 2 fotoğrafını yanlarında bulundurmaları gerekiyor.
KILIÇDAROĞLU’na
göre Kürt sorunu
nasıl çözülür?
ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
çözüm sürecine ilişkin olarak, "Kürt sorunu, güvenlik
önlemleriyle değil; tam, birinci sınıf demokrasi ve özgürlükle çözülür. Ben, sorunun çözümü konusunda
HDP'nin de samimi olduğuna inanmıyorum. Herkes, bu
sorunu sömürüyor" dedi.
Kılıçdaroğlu, NTV'de katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin çözüm sürecine katkı sağlayıp
sağlamayacağının sorulması üzerine, çözüm sürecinin
ne olduğunu kimsenin bilmediğini, ancak kendilerinin
bildiğini söyledi.
Bu sorunun güçle ya da güvenlik önlemleriyle
çözülemeyeceğini kendisinin ifade ettiğini dile getiren
Kılıçdaroğlu, "Diğerleri rahat rahat söylemediler ama
ben gayet rahat söyledim" dedi. Kılıçradoğlu, sorunun
çözümünün bir anahtar noktası olduğunu belirterek, "Bu
da 12 Eylül darbe yasalarıdır ve o yasanın kalkması
lazım. Yüzde 10 seçim barajının kalkması lazım" diye
konuştu. Bunu ilk söylediğinde kendisine inanmadıklarını aktaran Kılıçdaroğlu, seçim barajının yüzde 7'ye
indirilmesine ilişkin kanun teklifinin verilmesini söylediğini
bildirdi. CHP'li milletvekillerinin de söz konusu kanun
teklifini hazırlayarak verdiklerini dile getiren Kılıçdaroğlu,
kendilerinin samimi olduğunu ifade etti.
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kürt siyasal hareketinin, bunu temsil ettiğini
söyleyen arkadaşların ya da bunu temsil ettiğini
söyleyen siyasal partinin, bu sorunun çözümü konusunda samimi olup olmadığını biz buradan test ediyoruz.
Bunun çözülmesini istiyorsan neden 'seçim barajı
indirilmelidir' diyemiyorsun? Ben, diyorum. Çünkü, ben
samimi olarak bu sorunun çözülmesini istiyorum. Sen,
diyemiyorsun? Çünkü, sen bu sorunu sömürüyorsun,
çözmek istemiyorsun, samimi değilsin."
Seçim barajının düşmesi halinde Kürt siyasal hareketini temsil eden siyasal partinin parlamentoya geleceği
değerlendirmesinde bulunan Kılıçdaroğlu, "Yani, meşru
zemine gelir" dedi.
CHP olarak, sorunun çözüm adresinin İmralı
olmadığını ifade ettiklerini belirten Kılıçdaroğlu, çözüm
adresinin TBMM olduğunu söyledi.
Ölçme değerlendirme nedir?
2014-2015 eğitim yılının ikinci yarısına başlamış durumdayız. Genelde gelişmiş
üniversitelerde, en azından benim bulunduğum değişik üniversitelerde her dönemin
sonunda ve başında bir değerlendirme yapılır. Bu değerlendirme birçok yönden
önemsenir. Değerlendirmede ağırlıklı olarak ölçme değerlendirme sonucu, öğrencinin
başarı durumu, varsa aksaklıklar onların giderilmesi konuları tartışılır. Öğrencinin
genel akademik düzeyi belirlenir ve ona göre üniversiteler pozisyon alırlar.
Donanımlı Olarak Yetişmek Üniversiteye
Girmekten Önemlidir
Üniversiteyi kazanmak yeterli olmuyor.
Üniversitenin kendinize sunduğu ortamı iyi değerlendirmek, tarih ve felsefe okuyarak sistematik
düşünmeyi, zaman yönetimini, bütünsel düşünme
ve organize olmayı öğrenmek gerekir.
Öğretme Yöntemlerini Sürekli Geliştirmek
Gerekiyor
Unutmayalım ister sosyal bil¬iler ister temel
veya teknik alanlarda olsun dünyadaki gelişmeleri
mutlaka izlemek gerekir. İletişim teknolojilerinin
sunduğu imkânlardan dolayı küreselleşen
dünyadan eğitim sektörü hızla değişiyor.
Küreselleşen dünya aynı zamanda küreden koparak
sanal ortama doğru eviriliyor. Dünyadaki değişimler
bu bağlamda çok hızlı ve akışkan.
Onun için ezber yerine işin esasını ve felsefesini
kavramak gerekiyor. Bilişim ve biyoteknoloji
devrimleri bilginin yenilenmesine ve yeni alanların
oluşmasına neden oldu. Bugün öğrettiğimiz bir
konu beş yıl sonra önemsiz olabilir ve bu bağlamda
geleceğin yeni dinamiklerini ve konularını düşünmek zorundayız. Sürekli yeni paradigma ve bakışlar
oluşturmak zorundayız. Bu bağlamda bugün bu
sıralarda öğreneceğiniz yöntem ve felsefe ile yarının
olası meslekleri karşımıza çıktığında onu anlayacak
donanımda olmamız gerekiyor. Bugünden geleceği
kurgulanmasak yarın eğitim sektöründe geride kalır
ve dünyadan koparız.
Teknolojiyi En Yeni Bilgiye Ulaşmak İçin,
Uluslararası Programlar İçin Kullanmalıyız
Bu anlamda anında dünyayı takip etmek ve yeni
gelişmeleri kavramak zorundayız. Bütün bilgi
küçücük bir disk veya plaka üzerinde dünyanın her
köşesinden izlenmekte ve yönetilebilir durma
gelmiştir. İnsan bundan etkilenmiş sosyal ve
toplumsal yaşam buna göre değişmiş ve şekillenmiştir. Bu bağlamda üniversiteler de klasik öğreti
alışkanlığından vaz geçip sanal ortamda öğrettiklerini doğrudan pratikleştirme yollarını zorlamalıdır.
Beyin göçü yerini bilgi göçüne bırakmış ve
dünyayı cebimizde taşıdığımız küçücük ekranlardan
yönetme noktasına gelmiştir. Birçok gelişmiş
üniversite artık ortak program ve dünyaca bilinen
öğretim üyelerini online ve uzaktan eğitim ile
bünyelerine katarak öğrencilerine daha nitelikli
eğitim imkânı sunmaktadırlar. Bütün dersler artık her
hocanın internet sitesine yüklenmiş, öğrenci kaçırdığı
dersi geriye dönük olarak izleyebilmektedir. Bugün
teknoloji bu aşamaya gelmiştir.
Dünyada yaşanan bu devrimsel gelişmelere ayak
uyduran ve uydurmayan insanlar ve toplumlar olarak
sınıflandırdığını görüyoruz. Bu bağlamda klasik bilim
adamı tanımı da değişmiş ve daha dinamik ve
yaratıcı bilim insanlarından ders alma dönemi
başlamıştır.
“Ben Bilirim” Dönemi Geride Kaldı
Ben bilirim deyip son 10 yılda kendi alanında
hiçbir yeniliği takip etmeden öğrencinin karşısına
çıkmak artık mümkün görülmüyor. Atık sınıflara eski
alışkanlıklarımız ve tekniklerimizle ders anlatamayız.
Her öğrencinin elindeki telefon üzerinden anlattığınızı
anında görüyor ve sizden yeni şey isteyebilir.
Eskiden bilgiye ulaşmak zordu ve bizler gibi hazırlığı
olan hocalar belekteki veya hazır materyalle anlatabiliyorduk. Şimdi durum gerçekten çok zor ve yeni
paradigma değişimi gerekiyor. Öğrencinin elindeki
tablet bilgisayardan öğreneceğinin ötesinde bir şey
verebilecek miyiz? Öğrencinin ufkunu açacak ve
soru sorarak onun düşünmesini sağlayacak bilgi
görgü ve zekâya sahip olmak gerekir.
Aktif ve Eleştirel Eğitim Modellerine
Geçiliyor
Artık öğretim üyeliğinin de yeniden sorgulanması gerekiyor. Öyle anlaşılıyor ki artık tahtada ders
anlatmak, kitaptan bireyler okumak, Powerpoint ile
bilgi aktarma devrinin bitiği, bunun yerine aktif
öğretme ile öğrenci merkezli yapılara geçildiği
aşikardır. Bil¬gi aktarımı yerine bilgiyi irdelemek,
eleştirmek, alternatifini ortaya koyma dönemi
başlamıştır. Aslında üniversitenin tanımına uygun
olarak öğretme değil birlikte öğrenme dönemi
başlamaktadır.
Üniversitelerin kendilerini yenilesi ve öğretimlerini ve çıktılarını sıklıkla analiz etmeleri önemledir. Bu
bağlamda
Ölçme Değerlendirme (Notlama) Sistemi
Gözden Geçirilmelidir
Öğrencinin başarı durumu ve minimum düzeyde
bilmesi gereken konular ve alması gereken başarı
notunun net olması gerekir. Bizim gibi çalışma
alışkanlığı ve disiplini gelişmemiş ülkelerde belirli
barajların ve sınırların olması önemlidir. Not değerlendirmede son yılarda önerilen bağıl değerlendirme sistemi belli ölçütlere göre düzenlenmezse
“sofistik” (ben yaptım oldu) durumuna düşmektedir.
100 üzerinden 28 ile başarılı olan bir öğrenci ne
kendisi için ne de bu ülke için yararlı olamaz. Yanlış
da bir dönüt vermiş oluruz. Ülkemiz bir taraftan
yüksek nitelikli kalifiye eleman bulamaz iken diğer
taraftan niteliği düşük çok sayıda diplomalı mezun
iş aramaktadır.
Bu bağlamda bağıl değerlendirmenin ve uygulanacak katsayıların; istatistik teknikten önce
arkasındaki pedagojik, eğitim felsefesi, eğitim
psikolojisi, eğitim sosyolojisi ve ölçme değerlendirme yöntemlerini dikkate alarak düzenlenmesi
gerekir.
Mevcut değerlendirme sisteminde 4-5 ayrı
önemli konu bulunuyor:
• 100 üzerinden mutlak notlamanın hatası eksiği
nedir ki yenisini arıyoruz?
• Eğer bağıl sistem olacaksa hangi durumda?
• Sadece normal dağılım yeterli mi kalır, eksik
mi kalır?
• Aritmetik ortalama 50 mi, 70 mi kabul edilecek?
• Katsayı uygulanacak mı? Uygulanacaksa bu
hangi mantık, bilimsel ölçütle belirlenecek?
• Geçme sınırı nerede kabul edilecek? DD 30
mu olacak? Yoksa mutlak ölçümle alınan not mu?
• Her biri öğrencilerimizin nitelikli bir eğitim
öğretimi için ne anlama gelir? Eksiltir mi artırır mı?
• Tüm bu seçenekler bir yandan mezunlarımızın
ilerideki sınav ve yükselmelerdeki başarısını, diğer
yandan üniversitemizin imgesine (yeni gireceklerin
tercihlerine) nasıl yansır?
Bu sorular daha çok artırılabilir de bunun mantığının üniversite kamuoyumuzla gerekçeleriyle paylaşılması ilk evresini oluşturmaktadır. Aksi taktirde
yol kazası artmaktadır.
Otuzluk muyuz, ellilik miyiz?
Geçme notunun bağıl değerlendirme ile (önceden öngörülemeyen hesaplama ile) dolambaçlı yol-
Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ
(Çukurova üniversitesi öğretim üyesi)
larla 30’a kadar çekilmesi, 30’un 50 gibi gösterilmesi gibi anlaşılamayan durumlar ortaya çıkmış.
Bu şekilde bir değerlendirmenin üniversite
eğitimine bir fayda sağlamayacaktır.
Üniversitelerin bu bağlamda öğretilenin ne
düzeyde öğrenci tarafından alındığını ölçecek sistemler üzerinde çalışması gerekir. Doğal olarak biz
öğretim üyelerinin de öğrettiğimizin öğrenci tarafından ne denli alındığını ölçmemiz en doğal hakkımız.
Öğrenciyi değerlendirirken aldığı not kadar
öğrencinin sınıf içindeki derse etkin katılımı, ödevler
ve yaratığı tartışmalar da önemli. Ancak bunları pek
dikkate aldığımız söylenemez. Ayrıca üniversiteler
içinde Tıp ve Diş Hekimliklerinin kendilerine özgü
ölçme değerlendirme sistemi varken, diğerlerinin
toptan bağıl değerlendirme ile değerlendirilmesi
haksızlık ve kaliteyi düşüren bir yapı arz etmektedir.
Bu bağlamda dünyada yeninden gündeme gelen
başarı ölçekli ölçme değerlendirme sistemleri de
gözden geçirilebilir.
Bizlerinde Öğrenci Tarafından
Değerlendirilmesi Gerekir
Öğrencilerin de bizleri öğretme, dersi etkin
gerçekleştirme ve yenilikleri izleyip izlemediğimiz
açısından değerlendirmesi önemlidir. Maalesef
bunu da tam olarak yapamadık.
Öğrenciye hoş görünmek, hazırlıksız derse gitmek değil, öncelikle bizlerin donanımlı olması ve
öğrencilerinde belirli bir çıtanın altına inmemesi
için sıkı bir eğitim disiplini sağlamamız gerekir.
Aksi takdirde iyi eğitilmemiş, niteliksiz işsiz diplomalılar ordusuna her yıl yüz binlercesini daha
eklemiş oluruz. Doğal olarak amaç nitelikli bir
eğitim vermek ve bu konuda üniversite olarak
hedeflerin konulması ve hedefe uygun stratejiler
oluşturmaktır.
Unutmayalım ki dünyayı insan şekillendiriyor.
Nitelikli insan yetiştirememişsek hiçbir yol almanız
mümkün değil. Türkiye’nin bugün en ciddi sorunu
nitelikli ve liyakat sahibi insan gücünün yeterli
olmamasıdır. Bu sorunu mutlaka çözmek zorundayız.
Yeni öğretim yarıyılında yeni ufuklar oluşturabilmek, ufkumuza uygun ölçme değerlendirme sistemleri geliştirebilmek dileği ile.
dış dünya
13 Şubat 2015 Cuma
13
Yahudi yerleşimcilerin ablukasındaki
Camiler evleri,
Filistinli aile direniyor gasilhaneler
banyoları oldu
Filistin'in Batı
Şeria bölgesinde
yaşayan ve evleri
Yahudi yerleşim
birimi ortasında
kalan Filistinli
aile, yerleşimcilerin baskılarına
rağmen evlerini
terk etmiyor.
RAMALLAH - Filistinli Sadaat Sabri
Garib ve ailesinin yaşadığı ev Yahudi yerleşimcilerin evleriyle çevrili durumda.
Sürekli baskı ve hakarete maruz kaldıklarını belirten Garib, yaşadıkları zorluklara
rağmen evlerini terk etmemekte kararlı
olduklarını söylüyor.
AA'ya konuşan Garib, "2007 yılından
beri bu küçük hapishanede yaşıyoruz.
Siyonistler her yanımızı dikenli tellerle
çevirdiler. Evimize bir kapıdan giriyoruz.
Saat başı kamera sistemleri izleniyoruz.
Bizi buradan çıkararak buraya el koymaya çalışıyorlar. Bize her gün cehennem
azabı" diyor.
Garib'in evi büyüdüğü yer olan ve 800
kadar Filistinlinin yaşadığı beyt icza beldesinden sadece onlarca metre uzaklıkta.
AA muhabirine açıklama yaptığı sırada
evlerinin yerleşimciler tarafından taşlandığını gören Garib, "İşte gördünüz bizi nasıl
taşladılar. Onlar bize taş atsalar da da
ateş açsalar da hatta füze ile dahi saldırsalar buradan ayrılmayacağız. Burası bize
2012 yılında ölen babamın mirası ve o da
böyle yapmamızı tavsiye ederdi" diye
konuştu.
Garib'in annesi "Bunları her gün yaşıyoruz, belleğim acı, çatışma, saldırılar ve
arazimize el konularak üzerine üzerine ev
yapılmasının anıları ile dolu. Her gün uyanıyorum ve kocamın korumak için canını
verdiği topraklarda oturmuş ve oraları kirleten yerleşimcileri görüyorum. Ancak bir
gün gelecek hak sahibini bulacak" dedi.
Evin bahçesinde oynayan çocuklar ise
yerleşimcilerin kendilerine hakaret eden
yerleşimcilere, topraklarını terk etmeyeceklerini ve orada kalacaklarını söyleyerek cevap verdiler.
Garib'in yeğeni olan 10 yaşındaki
Ahmed Mahmud Sabri "Burası dedemin
ve amcamın evi, buradan çıkmayacağız.
Dedem ne kadar acı çeksek bile kararlı
olmamızı söylerdi. Onlar bizim topraklarımızı çaldılar ve onlar buradan gitmelidir"
ifadelerini kullandı.
Garib'in oğlu 11 yaşındaki ise
Muntasır Sabri ise yerleşimcilerin kendilerine hakaret etmesine rağmen yerleşimcileri umursamadan oyun oynadıkları dile
getirdi.
130 metre kare alan üzerine 1977
yılında inşa edilen 100 metre kareyi
aşmayan bir bahçesi olan evde yaşayan
Garib, Yahudi yerleşimciler gelmeden
önce 110 dönüm olan arazilerinin 40
dönümüne Yahudilerin yerleştiğini geri
kalan arazisine ise ayrım duvarının inşa
edildiğini ifade ediyor.
İsrail işgalinin 1978 yılında yoğunlaştığını söyleyen Garib, "O zaman bazı yerleşimciler Babam el-Hac Sabri ile arazisini
2 milyon dolar karşılığı satması için pazarlık yaptı. Bu hayali bir meblağdı. İsrail
yüksek mahkemesi tarafından arazinin
mülkiyetinin aileye ait olduğuna dair yargı
kararları olmasına rağmen yerleşimciler
en sonuncusu 2006 olmak üzere kademeli olarak araziye el koydu" dedi.
Garib, İsrail askerleri tarafından evin
girişine konulan kapının, 2009'da ailenin
kapının sürekli açık kalması için mahkeme kararı çıkartıncaya kadar elektronik
olarak kapanıp açıldığı belirtti.
Bütün sıkıntılara rağmen evlerini bırakmayacaklarını söyleyen Garip "Evimin ve
arazisinin değeri 5 bin dolardan fazla
etmemesine rağmen bana evimi boşaltmam ve satmam için açık çek sunuyorlar.
Bunu reddettiğim için her gün olağan
üstü saldırılara maruz kalıyoruz. İsrail evimizde tadilat yapmamızı hatta ağaç dikmemizi dahi yasakladı." şeklinde konuştu.
Eski Birleşmiş Milletler İnsan Hakları
Yüksek Komiseri Navi Pillay ve dönemin
Filistin Başbakanı Selam Fayyad, 2011
yılında Garib ailesinin evini ziyaret etmiş
ve ailenin içine düşürüldüğü durumu
"İnsanlık dışı" olarak nitelendirmişti.
Filistin İstatistik Kurumuna göre, 1948
sınırları ile ayrım duvarları arasında kalan
Filistinlilere ait araziler 2012 yılında 680
kilometre kareye ulaşmıştı.
Dünyanın farklı ülkelerinden getirilerek
İsrail yönetiminin işgal politikası çerçevesinde Batı Şeria ve Doğu Kudüs'e yerleştirilen Yahudi yerleşimcilerinin silah taşımaları ve Filistinli sivilleri zaman zaman
sözlü ya da fiziksel olarak taciz etmeleri,
yerel halk ile yerleşimciler arasında sürtüşmelere neden oluyor.
İsrail, Batı Şeria'yı Yahuda ve
Samarya şeklinde adlandırarak kendi
toprağı olarak görüyor. Batı Şeria'da 2
milyon 300 bin, Doğu Kudüs'te ise 200
bin Yahudi yerleşimci bulunuyor. (AA)
Hollanda'da Türk kökenli iki
Kanada ordusu,
Afganistan'da milletvekili yeni siyasi hareket kurdu
güdümlü 3 füze
kaybetti
OTTAWA - NATO Barış Gücü kapsamında Afganistan'ın Kandahar eyaletinde görev yapan Kanada ordusunun,
bu ülkede güdümlü 3 füze kaybettiği
belirlendi.
Kanada resmi haber ajansı
Canadian Press'in, Bilgi Edinme
Kanunu yoluyla Savunma
Bakanlığı'ndan aldığı bilgiye göre,
Kanada ordusuna ait GPS kontrollü 155
milimetrelik 3 Excalibur güdümlü füze,
Afganistan'da kayboldu. İki yıl süren
soruşturma sonrası nerede olduğu saptanamayan 3 güze için "kayıp" notu
düşüldü.
Füzelerle ilgili son evrak işlemlerinin,
2011'de Kanada ordusu Kandahar'dan
çekilirken yapıldığı ve patlayıcıların o
tarihte son evrak işlemleri hesabında
olmadığı kaydedildi. Canadian Press'in
haberine göre, evraklarda ilk olarak 5
GPS güdümlü top mermisinin kayıp
olduğu fakat evraklama işleminin iki kez
yapılması sonucu bu sayının 3 olduğu
ortaya çıktı. Haberde, 40 kilometre
menzile sahip füzelerin her birinin değerinin 177 bin 224 Amerikan Doları olduğu aktarıldı.
Amerikan yapımı son teknoloji ürünü
3 füzenin kaybına ilişkin, Kanada'da
olduğu gibi Afganistan'da da araştırma
yapıldığı belirtilen haberde,
"Araştırmalar sonuç vermeyince
Kanada ordusu, hükümetten ordu harcamalarından 3 füzenin bedeli olarak
513 bin doların silinmesini istedi. Bu
istek, olayın devlet kayıtlarına girmesi
anlamına geliyor. Mühimmatlara ne
olduğu ilk günkü gizemini koruyor. Bu
konu hakkında Afganistan'da görev
yapan bir komutan, bunun hırsızlık olayı
olmayacağını, mühimmatın fiziksel
boyutu, ağrılığı ve sıkı güvenlik önlemlerinin buna imkan vermeyeceğini söyledi" ifadelerine yer verildi. (AA)
LAHEY - Hollanda'da kasım ayında
iktidar ortağı İşçi Partisi'nden (PvdA)
ihraç edilen Türk kökenli milletvekilleri
Selçuk Öztürk ile Tunahan Kuzu yeni
bir siyasi hareket kurdu.
Bundan sonra "Denk (Düşün)" ismini verdikleri siyasi hareketle mecliste
çalışmalarına devam edeceklerini belirten Kuzu ve Öztürk, düzenledikleri
basın toplantısında, karşılıklı hoşgörü
ve saygı çerçevesinde toplumdaki tüm
kesimleri kucaklayacakları mesajını
verdi.
Liderliğini Kuzu'nun yapacağı yeni
siyasi hareketin ilk etapta 2017 yılında
yapılacak genel seçimlere gireceği bildirildi.
Yabancıların uyum sorunun aşıldığını, bu yüzden artık entegrasyon ve
göçmen gibi terimlerin kullanılmamasını isteyen Kuzu, işçi göçü çerçevesinde Hollanda'ya gelenlerin burada
doğan çocuklarının doğal olarak
Hollanda'nın bireyi olduklarını söyledi.
Aşırı sağ çizgiye kayan Hollanda
siyasetinin son zamanlarda sertleştiğini
ve dengelerin alt üst olduğunu belirten
Kuzu, "Bu dengeyi yeniden kurmak
için ortaya çıkan siyasi hareketimiz bir
hukuk devleti olan Hollanda'da herkesin hoşgörü ve eşitlik temelinde rahatça yaşamasını amaçlıyor. Vatandaşlar
ile siyasetçiler arasında oluşan uçurumu kaldırmayı amaçlıyoruz" dedi.
"Sesini duyuramayanların
sesi olmak
istiyoruz"
diyen Kuzu,
şöyle konuştu:
"Irkçılığı
ve ayrımcılığı
kabul etmiyoruz. Hiçbir
yerde, özellikle devlet
kurumlarında
ırkçılık yapılamaz. Onun için ırkçılıkla
ilgili bir kayıt sisteminin oluşmasını istiyoruz. Burada ırkçılık içeren sözler ve
söylemler kayıt altına alınmalı. Bu yolla
ırkçılık yapanların devlet yönetiminde
çalışması engellenmeli."
Kuzu, eğitim konusuna büyü önem
verdiklerini, ilk ve orta öğretimde
Çince, Türkçe ve Arapçanın seçmeli
dersler arasına alınmasını istediklerini
kaydederek, dış politikada ise
Hollanda'nın imajının yükseltilmesi
gerektiğini dile getirdi. Sadece
Müslümanlara değil toplumun tüm
kesimlerine hitap edeceklerinin altını
çizen Kuzu, Hollanda milletvekilleri
olduklarını hatırlattı.
Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk'ün
uzun yıllardır siyaset yaptıkları iktidar
ortağı PvdA yönetimiyle geçen kasım
ayında uyum konusunda yaşadıkları
görüş ayrılığı ihraçla sonuçlanmıştı.
İki siyasetçinin, aynı partiden
Başbakan Yardımcılığı yapan Lodewijk
Asscher'in şeffaf olmadıklarını ileri sürdüğü bazı Türk kuruluşlarını ikinci kez
araştırmaya tabi tutma isteğine karşı
çıkmaları, partide sert tartışmalara yol
açmıştı.
Kuzu ve Öztürk, başbakan yardımcısının tutumunun adı geçen kuruluşları
ötekileştirebileceğini belirterek, partinin
uyum politikalarında değişikliğe gidilmesi çağrısında bulunmuş, parti
yönetimi ise
iki isimden
geri adım
atmalarını
istemişti.
Tutumlarını
değiştirmeyen Kuzu ve
Öztürk, 14
Kasım'da
parti yönetimi
tarafından
ihraç edilmişti. (AA)
Dibege nahiyesindeki camilere yerleştirildi. Yüzlerce kadın-erkek ve çocuk
kaçarak canlarını kurtardı ancak içinde bulundukları durum yürek yakan
türden. Üç caminin minber ve mihrapları başta olmak üzere kapalı tüm
alanlarını yatakhane ve yemekhane
olarak kullanan sığınmacılar, şadırvanları ise bulaşık ve elbiselerini yıkadıkları lavabo olarak kullanıyorlar.
Sığınmacılar, kapalı dar alanda bir
arada yatıyor ve ayakta kalma mücadelesi veriyor. Yeteri kadar yardım
yapılmadığından yakınıyor.
Musullu kadın sığınmacılar, ölülerin üzerinde yıkandığı "teneşiri" bulaşık ve çamaşırların kuruması için kullanırken, gasilhaneyi de banyoya
dönüştürdü.
Pir Hıdır Şaho Camisi'nde ailesiyle
yaşayan Hüsam Ömer, kutsal mekanda kalmak zorunda oldukları için çok
sıkıntı yaşadıklarını söyledi.
Yüzlerce ailenin kadın-erkek karışık aynı mekanda yaşamak zorunda
olduğunu belirten Ömer, şunları kaydetti: "Aylarca çok zor günler geçirdik. Bizim bölgelerde çatışmalar
yoğunlaştığı için bazen yiyecek bulmakta sıkıntı yaşıyorduk. Fırsat bulup
kurtulmaya çalışıyorduk.
Peşmergenin son günlerde yaptığı
operasyonlarla bizim bölgede oluşan
boşluktan yararlanıp kaçmayı başardık. Ancak şu anda da gördüğünüz
gibi burada bir yaşam savaşı veriyoruz. Çok zor günler geçiriyoruz. Allah
herkese sabır versin."
Yusuf Muhammet, 9 ay boyunca
her gün IŞİD tarafından gözaltına alınma korkusuyla yaşadıklarını kaydetti.
Peşmerge güçlerinin, Tel Rim köyüne
düzenlediği operasyon sonrası IŞİD
üyelerinin bir kısmının ölmesi bir kısmının da kaçması sonucu kurtulduklarını ifade etti. (AA)
MUSUL - Irak'ta terör örgütü
IŞİD'in yol açtığı şiddet nedeniyle
evlerini terk ederek sığınmacı duruma
düşenlerin "dramları" bitmiyor. IŞİD'in
kontrolündeki Musul'un Geyyare bölgesindeki çatışmaların yoğunlaşması
nedeniyle Irak Kürt Bölgesel Yönetimi
(IKBY), yeni bir göç dalgasıyla daha
karşılaştı. Geyyare bölgesinde hayat
şartlarının zorlaşması sonucu kaçan
500 aile, Peşmerge kontrolündeki
bölgeye sığındı.
Çoğunluğu yaşlı kadın-erkek ve
çocuklardan oluşan Musullu sığınmacılar, Dibege nahiyesindeki camilere
yerleştirildi. Nahiyedeki üç camiyi
yatacak yer, gasilhaneleri ise banyo
olarak kullanan sığınmacıların hali
perişan.
Bölgedeki AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, 10 Haziran 2014'te
Musul'un IŞİD'in eline geçmesinden
sonra binlerce insan evini-barkını terk
ederek sığınmacı durumuna düştü.
Ancak devam eden çatışmalara rağmen Musul'un farklı ilçe ve nahiyelerinde kalmaya devam edenler de
oldu. IŞİD'in kontrolündeki bölgelerde
kalmayı tercih edenler veya kaçamayan aileler, son zamanlarda çatışmaların yaşanması sonrası zor anlar
yaşıyor. Artık çatışma bölgelerinde
yaşama imkanlarının ortadan kalması
üzerine halk, çareyi güvenli bölgelere
kaçmakta buluyor. Özellikle son
dönemlerde Mahmur ve Güver cephelerinde Peşmerge ile IŞİD arasındaki şiddetli çatışmalar nedeniyle yüzlerce aile, evini terk etmek zorunda
kaldı.
Musullu aileler, taşıdıkları "beyaz
bayraklarla" Peşmerge güçlerinin
IŞİD'den kurtardığı Tel Harem, Tel Şair
ve Sultan Abdullah köylerine ulaştı.
Burada yapılan arama tarama ve
araştırma sonucunda Musullu sığınmacılar, Peşmerge kontrolündeki
BULMACANIN ÇÖZÜMÜ
1
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
2
3
4
5
6
7
8
9
10
14
TURİZM
13 Şubat 2015 Cuma
Mersin, fotoğraf
tutkunlarını bekliyor
"Anadolu'nun
mirasını" dünyaya
tanıtacaklar
ISSN 1308-7622
ERZURUM - Kültür ve Turizm Bakanlığı
tarafından Erzurum'da düzenlenecek
"Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri
Sempozyumu" ile Anadolu'nun kültürel
mirasının dünyaya tanıtılması amaçlanıyor.
Erzurum Kültür ve Turizm İl Müdürü
Hasan Mazlumoğlu, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, Kültür ve Turizm Bakanlığı
Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğü ile
Atatürk Üniversitesi işbirliğinde gerçekleştirilecek sempozyuma, 300'ün üzerinde
bildiri sunulduğunu söyledi.
Atatürk Üniversitesi yerleşkesinde
yapılacak "Uluslararası Kazı, Araştırma ve
Arkeometri Sempozyumu"na Türkiye'nin
yanı sıra dünyanın farklı ülkelerinden çok
sayıda arkeolog katılacağını ifade etti.
Sempozyumda üst düzey yetkililerin de
yer alacağını vurgulayan Mazlumoğlu, "Biz
bu sempozyumu bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. Ülkenin potansiyelinin konuşulacağı bu program, Erzurum'un tanıtımı
noktasında da önemli. Sempozyumda
kültürel mirasımızı iyi anlatabilmek için
yoğun bir çalışma içerisindeyiz" diye
konuştu.
Mazlumoğlu, yeraltı kaynakları, kültürel
mirası açısından sempozyumun sadece
Erzurum'u değil, bütün Türkiye'yi
ilgilendirdiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Bu sempozyumda Türkiye'nin potansiyeli konuşulacak. Dolayısıyla da
Türkiye'nin zenginliklerine ilişkin bugüne
kadar yapılanlar ve yapılamayanlar konuşulacak. Bir tarihi yapının restorasyonu
sırasında yapılması gereken şeyler konuşulacak. Bir kurs sırasında Türkiye gezisine
çıktım. Orada yabancı ülkelerin restorasyona verdiği önemi, aldığı tedbirleri gördüm.
Bir yeraltı şehri çalışmalarına şahit oldum.
O tarihi yapıya verilen önem, orada en
küçük bir çakıla bile kıyılamaması, yok farz
edilmemesini gördüm. Konusu itibarıyla
bunlar konuşulacak. Bunu bir fırsat olarak
görüp, kentin tanıtımına yönelik kazanç olacak."
Mazlumoğlu, "11 Mayıs'ta başlayacak
bu sempozyumda Türkiye'nin potansiyeli
konuşulacak ve dolayısıyla bu turizmi de
olumlu etkileyecek. Gelen turist sayısını
artıracaktır. Turizm dediğimiz zaman sadece
bizim tabii güzelliklerimiz söz konusu değil.
Kültür turizmi var, inanç turizmi var. İnanç
turizmi derken sadece İslami yelpazeyi
düşünmemek lazım. Burada farklı
medeniyetlerin eserleri var" dedi.
Anadolu'nun değişik medeniyetlere ait
zenginlikleri barındırdığını vurgulayan
Mazlumoğlu, Anadolu'yu sadece Selçuklu,
Osmanlı, cumhuriyet yurdu dönemi olarak
değil, bir tarih olarak değerledirmek gerektiğini belirtti.
Yıl: 45
Sayı: 15094
13 Şubat 2015
Cuma
GÜNLÜK SİYASİ GAZETE
Yayın Sahibi
Grup Birikim Matbaacılık Yayıncılık Bilişim
Medya Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Genel Yayın Yönetmeni
Ahmet TEKEŞ
Haber Koordinatörü
Dursun ERKILIÇ
Yazı İşleri Müdürü
Şebnem ÜNAL
Sayfa Editörü
Abdülmecit KOYUNSAĞAN
İstihbarat Şefi
Ayşegül BALDEMİR
Muhabir - İnternet Editörü
Alparslan OĞUZ
Haber Merkezi
Şenol Günüç, Emine Özcan, Kenan Ergen,
Hakkı Murat Söbütay, Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel,
Tülay Canpolat, Zeynep Efsane Güzeldereli
İdari Merkez
Yeni Batı Mah. 2412 Sok. No: 12 Batıkent - Yenimahalle /
ANKARA Tel: 0312 397 49 79 - [email protected]
Yayın Sahibi
Temsilcisi:
Yiğit YİĞİT
Basıldığı Yer:
Büyük Anadolu Medya Grup Özel Eğitim Gıda ve İnşaat Ltd. Şti.
İstanbul Cad. Elif Sokak No:7/244 İskitler - Ankara TEL: 0 312 384 30 70 Pbx
Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp
Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: 0312 368 04 09
Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç)
Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz.
www.yedigungazetesi.com.tr
Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez
YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir
Doğu Akdeniz'in önemli turizm merkezlerinden Mersin, doğal güzellikleri,
tarihi ve turistik merkezleriyle fotoğrafseverlere de alternatif sunuyor.
MERSİN - Tarsus ilçesinden Anamur'a
kadar Akdeniz'e 321 kilometre sahili
bulunan Mersin, tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra yılın büyük bir bölümünü
güneşli geçirmesi nedeniyle fotoğraf
tutkunlarının de tercih ettiği merkezler
arasında yer alıyor.
UNESCO Dünya Miras Geçici
Listesi'nde yer alan Mut ilçesindeki
Alahan Manastırı, Tarsus'taki St. Paul
Kilisesi, St. Paul Kuyusu, Anamur
ilçesinde bulunan Mamure Kalesi ve
Erdemli ilçesindeki Kızkalesi (Korykos
Antik Kenti) ile dikkati çeken Mersin,
doğal güzellikleriyle de ilgi görüyor.
Birçok medeniyete ev sahipliği yapan
kentte, günümüze kadar ulaşan çok
sayıda tarihi yapı, hem fotoğrafseverlerin
hem de yerli ve yabancı turistlerin uğrak
mekanları arasında yer alıyor.
Akdeniz'in en önemli sulak alanlarından Silifke ilçesinde, kuş göç yollarından
olan ve birçok endemik türü bünyesinde
barındıran Göksu Deltası da özellikle kuş
fotoğrafçılarının tercih ettiği mekanlar
arasında bulunuyor.
Kentte faaliyet gösteren Mersin
Fotoğraf Derneği (MFD), zaman zaman
gezi düzenleyerek, üyelerini ve fotoğraf
tutkunlarını bu değerlerle buluşturuyor.
İstanbul'a geçen ay 691 bin turist geldi
İSTANBUL - İstanbul'u ocak ayında 691 bin 496 yabancı turist ziyaret
etti.
İstanbul Kültür ve Turizm
Müdürlüğü'nün açıklamasına göre,
Atatürk ve Sabiha Gökçen havalimanları ile Haydarpaşa, Pendik,
Zeytinburnu ve Karaköy limanlarından alınan veriler değerlendirildiğinde, geçen ay İstanbul'a
gelen yabancı sayısı önceki yıla
oranla yüzde 9 arttı.
Kente ocak ayında 691 bin 496
yabancı ziyaretçi geldi. Bunların 4
bin 82'sini Karaköy Limanı'na gelen
günübirlik ziyaretçiler oluştururken,
hava yolu ile gelen yabancıların
yüzde 16'sı Sabiha Gökçen
Havalimanı'nı kullandı. Geçen yılın
aynı ayına göre hava yoluyla geliş
yüzde 8,5, deniz yoluyla geliş yüzde
56 arttı.
Geçen ay İstanbul'a gelen
yabancıların toplamdaki yüzdeleri
şöyle:
"Almanlar yüzde 7,6, İranlılar
yüzde 6,1, Ruslar yüzde 5,1,
Amerikalılar ve İngilizler yüzde 3,5,
Suudi Arabistanlılar yüzde 3,4,
Güney Koreliler yüzde 3,4, İtalyanlar
yüzde 3,3, Fransızlar yüzde 3,2,
Libyalılar yüzde 3,1, Ukraynalılar
yüzde 3, Azerbaycanlılar yüzde 2,8,
Iraklılar yüzde 2,7, Kuveytliler yüzde
2,5, Hollandalılar yüzde 2,3."
(AA)
MFD Yönetim Kurulu üyesi Selami
Türk, AA muhabirine, Mersin'in 12 ay
boyunca fotoğrafik açıdan zengin illerden olduğunu söyledi. Kentin, tarihi ve
doğal güzelliklerin yanı sıra fotoğrafçılar
için önem taşıyan ışık açısından da zengin görsel sunduğuna işaret eden Türk,
MFD olarak internet sayfalarından kendilerine ulaşanlara yardım ettiklerini belirtti. Kentte kelebek sezonunun başladığını
aktaran Türk, "Türkiye'deki 429 tür kelebeğin 137'si Mersin'de yaşıyor. Kelebek
çekmek isteyen fotoğrafseverler için şu
an en uygun mevsim. Herkesi Mersin'e
fotoğraf çekmeye bekleriz" dedi.
Şanlıurfaspor'a teknik direktör dayanmıyor
13 Şubat 2015 Cuma
ŞANLIURFA - PTT 1.
Lig'de 3 sezondur mücadele
eden Şanlıurfaspor, bu süreçte
7 teknik direktörle çalıştı.
Güneydoğu temsilcisi, tarihinde ilk kez 3 yıl önce çıktığı
ligde, teknik direktör konusunda istediği istikrarı bir türlü
yakalayamadı. 2012-2013
sezonuna teknik direktör
Kemal Kılıç önderliğinde başlayan Şanlıurfa temsilcisi, ilk kan
değişimini de ligin henüz 3.
haftasında yaptı.
Kılıç ile sözleşmesini karşı-
lıklı fesheden "Ceylanlar", görevi de Bahri Kaya'ya teslim
etti. Takımın başında yaklaşık 6
ay kalan Kaya'nın ardından
sarı-yeşilli ekip, Raşit Çetiner
ile anlaştı. Çetiner ise 20132014 sezonunun 5. haftasında
görevinde istifa etti. Kulüp
daha sonra teknik direktörlüğe
Çetiner'in yardımcısı Ömer Can
Göksu'yu getirdi. Göksu yönetiminde 4 maça çıkan
"Ceylanlar", istediği sonuçları
alamayınca takımın başına
Reha Kapsal geldi. (AA)
Melo’dan
derbi yorumu
Galatasaraylı futbolcu Felipe Melo, Süper Lig'in
23. haftasında Fenerbahçe ile Kadıköy'de
yapacakları derbi maçla ilgili iddialı konuştu.
İSTANBUL - Sarı-kırmızılı futbolcu, Galatasaray Dergisi'nin
şubat ayı sayısında yer alan
röportajında, Fenerbahçe'ye
karşı Kadıköy'de süren galibiyet
hasretine yer verdi.
Melo, şampiyonluk yarışında
büyük çekişme yaşadıkları
rakiplerinden Fenerbahçe'ye
konuk olacakları derbi maçla
ilgili, "Kadıköy'de nasıl şampiyonluk kazandıysak, yine aynısını ortaya koymamız lazım.
İnsanlar, 'kazanamadılar' diye
konuşuyor ancak neyi kazanmadık ben anlayamıyorum. Biz
orada şampiyon olduk" ifadelerini kullandı.
Kadıköy'de kazandıkları
şampiyonluğun 10 galibiyetten
daha önemli olduğunu anlatan
Brezilyalı oyuncu Melo, şöyle
devam etti:
"Öncesinde, sonrasında
yaşananlar, ışıkların söndürülmesi. Biz orada bir sürü şey
kazandık. Bir süredir orada üç
puan alamamış olabiliriz ama
futbolda böyle şeyler olur. Onlar
bizim evimizde 2-1
kazandı da ne oldu?
Sahalarında şampiyon olduk. Biz
eğer kendi evimizde o maçı
kaybetmeseydik,
onların evinde
kupa kaldıramayacaktık. Bundan on
yıl sonrasında Galatasaray'ın
kendi evinde Fenerbahçe'ye 2-1
yenildiğini konuşmayacak ama
100 yıl sonra bile Galatasaray'ın
Fenerbahçe'nin sahasında şampiyonluk kazandığı konuşulacak."
Sezona başladıkları İtalyan
teknik direktör Cesare Prandelli
ile Fiorentina'da birlikte çalıştıklarını hatırlatan Melo, "Prandelli
buraya başarısızlık için gelmedi.
Tam tersi, bizimle birlikte büyük
başarılar kazanmak için geldi"
yorumunda bulundu.
Prandelli döneminde iyi
çalıştıklarına vurgu yapan Melo,
şu ifadeleri kullandı:
"Hatta o kadar çok çalıştık ki
hepimiz çok yorgunduk. O,
burada yeni bir düzen oturtmak
istiyordu. Bunun bir başarısızlık
olarak görülmemesi gerekiyor.
Çünkü futbolda böyle dönemler
sürekli yaşanır. Örneğin Jose
Mourinho, Real Madrid'e
Şampiyonlar Ligi'ni kazanma
hedefiyle gitti ama olmadı.
Ardından Carlo Ancelotti geldi
ve kazandı. Bu demek değil ki
Mourinho başarısız bir antrenör.
Sadece bazen kimya tutmaz
futbolda. Dediğim gibi Prandelli
döneminde hepimiz çok çalışıyorduk. Çok istekliydik ama futbola yansıtamadık.
Yansıtamadığımız için de maalesef olmadı."
(AA)
İlk hedefi
"ateş çemberinden"
kurtulmak
KONYA - Ziraat Türkiye Kupası'nda perşembe günü Galatasaray'a konuk olacak
Torku Konyaspor'un birinci önceliği ligde
"ateş çemberinden" çıkmak.
Torku Konyaspor Teknik Direktörü Aykut
Kocaman ve kulüp başkanı Ahmet Şan, AA
muhabirine Galatasaray maçını değerlendirdi.
Kocaman, Spor Toto Süper Lig'de kalıcı
olmayı hedeflediklerini, ilerleyen sezonlara
temellerini sağlam atıp, kadroyu ve hedefleri
şekillendirmeleri istediklerini söyledi.
Adımların küçük küçük atılması gerektiğini
belirten Kocaman, bu adımların içerisinde
kupanın da olduğunu dile getirdi.
Şu an kupadan önce ligde ateş çemberinden çıkmayı tercih ettiğini aktaran Kocaman
"Ziraat Türkiye Kupası 'birinci öncelik mi?'
derseniz benim için birinci öncelik değil.
Birinci önceliğimiz önümüzdeki Medicana
Sivasspor ve Suat Altın İnşaat Kayseri
Erciyesspor maçlarını kazanmayı odaklanarak
geçirmek" diye konuştu.
Kocaman, Galatasaray maçına hazırlandıklarını, diğer müsabakalarda olduğu gibi sahaya kazanmak için çıkacaklarını vurgulayarak,
"İlk önceliğimiz kupa değil diye bu demek
değil ki Galatasaray maçında yüzde 99 ile
oynayacağız. Hayır tabii ki. Yüzde 100'e ulaşmaya çalışacağız. Oynadığımızın en fazlasını
yapmak için uğraşacağız. Kazanmak adına
sahada ne gerekiyorsa yapacağız" dedi.
Torku Konyaspor Başkanı Ahmet Şan da
Torku Konyaspor'un bugüne kadar Ziraat
Türkiye Kupası'nda iddialı olmadığını ifade
etti. (AA)
“Profesyonel boks, kiralık katilliktir”
ANKARA - Kıtalararası
Dünya Boks Şampiyonu Sinan
Şamil Sam, "Profesyonel oluyorsanız çok şeyi riske ediyorsunuz.
Bir bakıma kiralık katil oluyorsunuz" dedi.
Profesyonelliğe geçmeden
önce amatör dünya boks şampiyonluğu da bulunan Sam, sağlık
durumu ve boks sporuyla ilgili
AA muhabirine açıklamalarda
bulundu.
Erkin Koray'ın bir şarkısında
geçen "Aşk şarabı acıdır, içme
şaşkın" sözünü hatırlatan Sam,
"Profesyonel boks acı bir iştir.
Profesyonelliğe giriyorsanız,
derece yapıp, şampiyonluklar
elde edip o arenaya gitmelisiniz.
Yoksa amatörden de boşuna
olursunuz ve milli takıma bir
daha gidemezsiniz. O zaman her
şey biter. O yüzden 'Aşk şarabı
acıdır, içme şaşkın' diyorum" ifadelerini kullandı.
Profesyonelliğe geçildiği
andan itibaren kariyerle ilgili çok
şeyin riske edildiğinin altını çizen
şampiyon boksör, "Altyapınız
yoksa, silahla nişan almayı bilmiyorsanız, nasıl kiralık katil olacaksınız? Profesyonel boks bir
bakıma kiralık katilliktir. Sizi korumaları lazım, altyapınızın sağlam
olması lazım. Profesyonel boks
adım adımdır, 4 rauntla başlarsın, 12'ye çıktığınızda artık
dünya klasmanındasınızdır.
Büyüklerle dövüşmek zorunda
kalırsınız, artık kaçış yoktur" diye
konuştu.
Profesyonel boks yapmaya
1999 yılında başladığını hatırlatan Sam, kariyeri boyunca
komaya girdiğini, yoğun bakımda da kaldığını söyleyen Şam,
boksu ve ringleri özlemediğini
dile getirdi. Şam, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"24-25 sene bu sporu yapmışım, neyini özleyeceğim. 100
tane yumruk atıyorsun, 99 tane
yiyorsun. Bir yumrukla maçı
kazanıyorsun. Sonuçta 'dayak
yemedim' öyle mi, bir de bana
sorun. Vücudumda kırılmadık
kemik, açılmadık göz altı kalmadı. Gözümün altına 58, kaşıma 7
dikiş attılar, 12'den fazla ameliyat
oldum. Bileğim kırıldı, liflerim yırtıldı. Fıtık ameliyatı oldum."
Sağlık sorunlarının sporu
bıraktıktan sonra da devam ettiğini vurgulayan Sam,
"Boğazımda varis oluştu. Mide
kanaması yaşadım.
Karaciğerimde sıkıntı çıktı, stent
takıldı. Şu an sıkıntım yok. Ölüp
de dünyayı kötülere mi bırakacağım. Tüm yaşadıklarıma rağmen
ayağa kalkıp yürüyüp konuşabiliyorsam, nispeten düzelme var
demektir. Tuz yemem yasak ama
bazen ucunu kaçırıyorum.
Karaciğer rahatsızlığı bulunanların fazla yorulmaması lazım.
Yoksa gider 2 saat torba döver,
ip atlarım" diye konuştu. (AA)
Torku Arena teknik
adamları büyüledi
KONYA- Spor Toto Süper Lig'de Konya deplasmanına gelen teknik direktörler, futbol topu
görünümündeki Konya Büyükşehir Belediyesi
Torku Arena'nın ambiyansından çok etkilendi.
Birçok konuda ilk olma özelliği taşıyan, dış
cephesi yeşil-beyaz mebranla kaplı futbol topu
görünümündeki 42 bin kişilik Torku Arena
görenleri hayran bırakıyor.
UEFA kriterlerine uygun projelendirilen stadyum, tamamı kapalı tribünlerden oluşuyor. Torku
Arena, zeminden ısıtmalı futbol sahası, ısıtmalı
koltuklar, localar, alışveriş merkezleri ve restoranlar bulunuyor. Torku Arena'nın Bu özelliklerinden etkilenen Spor Toto Süper Lig'in tecrübeli
teknik direktörleri, AA muhabirine Torku Arena'yı
değerlendirdi.
13 Şubat 2015 Cuma
Küllerinden doğan meslek:
Gaziantep'te uzun yıllar vatandaşların ayaklarını süsleyen
ancak zamanla teknolojiye yenik düşen yemeniler, yeni
model ve desenleriyle her kesimin ilgisini çekmeye
başladı. Kentin tarihi ve turistik yerlerinde çeşitli renk ve
modelleriyle satışa sunulan yemeniler, yerli ve
yabancı turistlerden ilgi görürken, yurt
dışına da ihraç ediliyor.
GAZİANTEP - ZUHAL UZUNDERE KOCALAR - Gaziantepli
4'üncü kuşak yemenici Mehmet
Orhan Çakıroğlu, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, ailesinin yaklaşık 120 yıldır yemenicilik yaptığını
söyledi. Mesleğini büyük dedesine
ait 120 yıllık dükkanda
sürdürdüğünü belirten Çakıroğlu,
bölgede başa örtülen örtüye de
ayağa giyilen ayakkabıya da
yemeni denildiğini ifade ederek,
yemeninin ayağı ve başı kapatan
anlamına geldiğini ifade etti.
"Yemenici Orhan Usta" olarak tanınan Çakıroğlu, el emeği yemenilerin ayak sağlığına uygun ürünler
olduğunu, giyildiğinde kişinin ayağına göre şekil aldığını dile getirdi.
Kullandıkları derilerin tamamen
doğal olduğuna işaret eden
Çakıroğlu, şöyle devam etti:
"Bu nedenle yemeniler terleme,
koku, mantar, egzama gibi rahatsızlıklar yapmaz. Çünkü derinin
yapısını bozacak herhangi kimyasal
madde kullanmıyoruz. Eskiden tek
Kuaförler Milli
Takımı seçilecek
ANTALYA - SİNAN ÖZMÜŞ Türkiye Berberler ve Kuaförler
Federasyonu tarafından ilk
kez oluşturulacak milli takım
için 7 bölge, 11 ilde "Türkiye
Kuaförünü Seçiyor" sloganıyla
yarışmalar düzenlenecek.
Türkiye Berberler ve
Kuaförler Federasyonu, ülke
tarihinde bir ilki gerçekleştirerek kuaför, berber ve güzellik
uzmanlarından milli takım
oluşturuyor. Türkiye genelinde
7 bölgede, 11 ilde yapılacak
yarışmalar sonucunda birinci
olacak berber, kuaför ve
güzellik uzmanları Türkiye'yi
yurt içi ve yurt dışındaki yarışmalarda temsil edecek.
Milli Takıma seçilen yarışmacılara 10 bin lira para ödülü
verilirken, dereceye girenlere
çeşitli sürprizler ve promosyonlar sunulacak. Kazanan
yarışmacılar 2 yıl boyunca
federasyonun düzenlediği
bütün eğitim ve şovlara katılacak ve uluslararası yarışmalar
öncesi de eğitim kamplarına
alınacak.
Türkiye Berberler ve
Kuaförler Federasyonu
Başkanı Bayram Karakaş, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'deki 13 mesleki
ihtisas federasyonundan biri
olduklarını belirterek, federasyona bağlı 122 meslek
odasında, 200 bine yakın
üyelerinin olduğunu söyledi.
Gerçekleştirecekleri projeden dolayı oldukça heyecanlı
olduklarını vurgulayan
Karakaş, şunları ifade etti:
"Her yıl meslektaşlarımız
için çeşitli organizasyonlar
düzenlerken aynı zamanda
meslek dalımızın sorunları ve
zorluklarını çözmek için çalışmalar yapıyoruz. Mesleki
sorunlarımıza çözüm bulmak
adına var gücümüzle
çalışırken, bir yandan da
böyle bir yarışmayla mesleki
hayalleri ve hedefleri olan
meslektaşlarımıza bir fırsat
sunalım istedik. Federasyon
Genel Koordinatörlüğümüzün
birkaç ilde yaptığı araştırmalar
sonucunda meslektaşlarımızla
yapılan yüz yüze görüşmelerde yaşanan sıkıntıların yanı
sıra böyle bir talebin var
olduğunu da gördük. Bu
nedenle bu yarışmayı düzenlemeye karar verdik.
Türkiye'de şu ana kadar böyle
kapsamlı bir yarışma yapılmamış. Çeşitli eğitimler ve
şovlar var ama böylesi daha
önce hiç gerçekleşmemiş. "
Karakaş, yarışmayı kazanan
meslektaşlarının aynen Türk
Milli Futbol Takımı gibi önemli
yurt içi ve yurt dışı yarışmalar
öncesi kampa alınacağını ve
eğitim verileceğini dile getirerek, katılımın yoğun olacağını düşündüğünü belirtti.
Federasyon Genel
Koordinatörü Mustafa Şahin
de, yarışmayla sektörde
önemli bir ihtiyacın karşılanmış olacağını ifade ederek, bu
sayede hem berber, kuaför ve
güzellik uzmanlarının kendi
mesleklerinin zirvesine çıkacağını, hem de Türkiye'yi
uluslararası arenada temsil
etmenin gururunu yaşayacaklarını vurguladı.
(AA)
renk olarak üretilirken, bugün çeşitli
renklerde yemeni üretiyoruz.
Kullandığımız boyalar doğala özdeş
boyalardır. Yemenin yapımı oldukça
zahmetlidir. Bir usta sabahtan akşama kadar 1 ya da 2 çift yemeni yapabilir. Orijinal yemeninin tabanında kil
kullanılır. Giyildiğinde ayağın şeklini
alıp tamamen ortopedik hale dönüşür.
Kil vücuttaki elektriğin atılmasını
sağladığı için insanı rahatlatır."
Çakıroğlu, atölyesinde günde 20
ila 45 çift, 22-52 numara arasında
yemeni üretildiğini belirtti.
Yemenilerin piyasada 70 ila 95 lira
arasında alıcı bulduğunu ifade eden
Çakıroğlu, fiyatın model ve işçiliğe
göre değiştiğini vurguladı.
Ürettiği yemenilerin bugüne kadar
8 Hollywood filminde kullanıldığına
işaret eden Çakıroğlu, "Harry Potter,
Truva, Eragon, 300 Spartalı gibi filmlerde kullanılan yemenileri ben yaptım.
Son olarak 300 Spartalı 2 filmine de
ayakkabı gönderdim. Türkiye'deki
yerli dizi ve film yapımcılarından da
talepler geliyor. Onlara da yemeni
yolluyoruz" dedi.Yemenilerin el ürünü
ve tamamen deri olması nedeniyle
yurt dışında da ilgi gördüğünü dile
getiren Çakıroğlu, şu an ABD'ye
yemeni gönderdiklerini aktardı.
Yemeninin, bundan 25-30 yıl önce
"yok olmaya yüz tutmuş meslekler"
arasında gösterildiğine dikkati çeken
Çakıroğlu, şunları kaydetti: "Meslek
can çekişirken kurtardık, yemeniciliği
sektör haline getirdik. Babadan el alıp
tekrar yemeni üretmeye başladığımda
herkes bana gülüyordu. 'Git başka iş
yap, hayatını kurtar, yemeniyi artık kim
giyer' dediler. Hala Gaziantepliler
yemeniyi biraz hor görüyor, sahip çıkmıyor, kabullenemiyor. Çünkü 30-40
yıl öncesinde yemeni, köylülerin,
yaşlıların giydiği bir ayakkabı olarak
görülüyordu. Oysa biz yurt dışına gittiğimizde aranan markalar gibi ilgi
görüyoruz. Şehir dışından gelenler
yemeninin değerini biliyor. Bugün
yaptığımız ayakkabılar lüks
mağazalarda baş köşede satılıyor. Biz
elimizi taşın altına koyduk, bu
mesleğe hayat verdik.” (AA)
Kaçkarlar’da
“heliski” heyecanı
Helikopterli
kayak sporunun
Türkiye'deki
merkezi haline
gelen Rize'deki
doğa harikası
Kaçkar
Dağları'nda
"heliski" heyecanı 20 kişilik
sporcu grubu ile
başladı.
RİZE- Helikopterle dağın
zirvelerine bırakılan
kayakçıların vadilere yaptığı
kayak dalı olan, dünyada sayılı
bölgelerde gerçekleştirilen
"heliski"nin Türkiye'deki
adresi, Rize'nin Çamlıhemşin
ilçesi sınırlarındaki Kaçkarlar.
Türkiye'nin yanı sıra Fransa,
Almanya, Rusya ve
Avusturya'dan bölgeye gelen
20 kişilik sporcu kafilesi, konakladıkları Ayder Yaylası'ndaki
otelden helikopterle alınıp
dağların zirvesine bırakılırken,
kayarak vadilere inen sporcular gün boyu heliski heyecanı
yaşıyor.
Güneydoğu Havacılık Heliski
Koordinasyon Sorumlusu
Yavuz Alaşehir, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, sezon
boyunca heliski heyecanı
yaşamak isteyen yerli ve
yabancı 120 sporcuyu
bölgede ağırlamayı planladıklarını söyledi.
Hava şartları ve yüksek kesimlerde kar kalitesinin son
derece iyi durumda olduğunu
vurgulayan Alaşehir,
"Sporcularımız organizasyondan oldukça memnun. Sporcu
kafilesinde bölgeye ilk defa
gelenler olduğu gibi, geçmiş
yıllarda burayı ziyaret edenler
mevcut. Çok keyifli bir sezon
bizi bekliyor" dedi.
Grupların bir haftalık süreçte
gönüllerince kayak yapacağını
ve mart ayının ortalarına kadar
sürecek sezonda faaliyetlerin
sorunsuz şekilde başladığını
dile getiren Alaşehir, şunları
kaydetti:
"Sporcu kafilesinde bu yıl
Alman sporcular ağırlıkta.
Almanların yanı sıra Rus,
Avusturyalı, İngiliz ve Slovak
gruplarımız mevcut.
Ankara'dan katılan Türk
sporcumuz var. Zaman zaman
sayıları az olsa da Türk
sporcular da katılıyor.
Dünyada çok bilinen bir spor
dalı olmasına rağmen heliski,
Türkiye'de beklenen ilgiyi görmüyor. Kayak
Federasyonu'nun sporcuları
bu dala yönlendirmesi
gerekiyor."
Bölgede bulunan tek Türk
kayakçı Süleyman Yurtseven,
Türkiye'nin kıymetinin Türk
sporcular tarafından bilinmediğini savundu.
Kendisinin de Kaçkarlar'a ilk
defa geldiğini belirten
Yurtseven, "Dünyanın birçok
yüksek dağında kayak yapılıyor. Himalaya, Kanada, Alpler...
Kaçkarlar'ın da bu dağlardan
sonra en iyi parkurlara sahip
olduğunu burada kaydıktan
sonra anladık. Eğimi, kar
kalitesi, kalınlığı, uzunluğuyla
eşsiz bir manzarası var.
Yeşillik, doğal güzellik son
derece güzel. Sporculara aşırı
zevk veriyor. Aslen Rizeliyim
ama Ankara'dan katılıyorum.
Türk sporculara tavsiyem
buralardaki güzellikleri gelip
görsünler" dedi.
Geçmişte Gürcistan'a giden
sporcuların artık Kaçkarlar'ı
tercih ettiğini vurgulayan
Yurtseven, "Kayak yapmaya
gidecekler için Kaçkarlar
mükemmel. Avrupa'ya yakınlığı ve kar kalitesinin çok iyi
olması tercih sebeplerinin
başında geliyor. Kaçkarlar'da
kar kalitesi çok yüksek olduğu
için bir gelen bir kez daha
geliyor. Buraya 4. kez gelenler
var. Kaçkarlar sporculara çok
büyük bir keyif veriyor. Kar
kalitesi ve kayma keyfi çok
müthiş" ifadesini kullandı.
Helikopterlerden sorumlu
Turan Tokgöz ise heliski yapan
sporcuları taşıyan helikopterlerde son 5 yıldır Türk pilotların görev yaptığını söyledi.
İki helikopterle yürütülen
faaliyetlerde sporcuların
aradığı güveni en iyi şekilde
sunma gayretinde olduklarını
belirten Tokgöz,
"Helikopterlerimiz, sporcu ve
pilotla altı kişi uçuyor. Her
türlü irtifaya inebilen özelliklere sahip. Everest Dağı'na
inebilen ilk helikopter olarak
biliniyor. Hava şartlarına göre
günde 25 sorti atabiliyor.
Ayder Yaylası sporcular için
son derece iyi bir bölge" diye
konuştu.
(AA)