İÇİNDEKİLER 4 İÇİNDEKİLER 2 3 FOCUS 56 Kervan'da Aşk Başkadır GEZİ 80 Paris’te Üç Gün KISA KISA 32 Kısa Kısa Ürün Tasarımları 60 Çocuk OdalarıDETAY 84 Her YaprakBOTANİK Yeşil Olmak Zorunda Değil MODA 34 Bu Ay Ne Giymeli ADRES 64 Yumuşak Dokunuşlar 86 KurabiyelerinBLOG En Sevimli Atölyesi 10 Cem SeyhunSANAT Ünbay - Aşk, Hep MASKULEN 38 Erkeksi Detaylar 68 Kaliforniya’daEVModern Bir Ev BLOG 88 Bir Bahar Masalı 14 FEMİNEN 40 Pembe Romantizm 72 Angkor WatMİMARİ FİKİR 90 Farklı Malzemeler ve İlginç Fikirler FOCUS 42 İki Kişilik Zevkler 76 Pembeler RENK 6 8 18 EDİTÖRDEN 2014, Hepimiz İçin Başarılı Bir Yıl Olsun! AJANDA Şubat ayının “En”leri RÖPORTAJ Cem Seyhun Ünbay Tek Soru Tek Cevap ELİŞİ Aydın ÇOLAK Avize Sanatına Mücevher Etkisi SANAT Özlem Yörük - Balıklarla Dans 30 TASARIM Kurabiye - Keçe-Şarap Sandığı İle Romantik Sunumlar TASARIM 22 Andrey Privalo - IŞIK TOPU FOCUS 44 Sevgiliye Hediyeler 24 Evleriniz İçinYENİ Yeniler 46 PuantiyelerTARZ 26 Belkız SerimTASARIM - Yaratıcı ve Kadınsı EV 48 Flamingo Manzaralı Gösterişli Bir Ev Genel Yayın Yönetmeni / Sanat Yönetmeni Selin KANDEMİR [email protected] Yayın Yönetmeni / Editör Işıltan IRMAK [email protected] İçerik Editörleri Burcu KARTALCIKLAR [email protected], Elif DASTORİ [email protected] Grafik Tasarım Ufuk BALCI [email protected] Yazarlar Selma AYDINGÖZ [email protected], Asuman ERGÜÇ, Yeşer TOKGÖZ, İpek TAYFUR [email protected] Katkıda bulunanlar Cem Seyhun ÜNBAY, Aysu TANRIVERDİ, Berk CANYÜREK, Meral ALPTEKİN, Yağmur AKSOY, Beste GÖNLÜGÜZEL Hukuki Danışman Özge Vural DURMUŞ Reklam Satış Müdürü Olcay KART [email protected] Reklam Rezervasyon Burcak IRMAK [email protected] 6753 / 19 Sok. No: 24 KARŞIYAKA-İZMİR (0 232) 368 96 98 [email protected] facebook.com/decor35 EDİTÖRDEN 4 [email protected] Sende ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini, Sende ben, kumarbaz macerasını keşiflerin, Sende uzaklığı, Sende ben, imkânsızlığı seviyorum. Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine Ve kan ter içinde, aç ve öfkeli, Ve bir avcı iştahıyla etini dişlemek senin… Sende ben, imkânsızlığı seviyorum, Fakat asla ümitsizliği değil... NAZIM HİKMET Teknolojiye yeni renkler kattık. Bosch ankastre ürünler, kusursuz uyum ve 4 farklı renk seçeneği sunuyor. Şubat ayı diğer aylardan farklı mı sizce? Daha mı duygusal ya da aynı sıradanlıktan mı? Ben bilemedim. İçsel bir seyahat yapıyorum; arıyorum, tarıyorum duygularımı bu “pembe” denen ay için. Bulduklarım bende gizli… Çoğunluk, “Şubat” ayının çok anlamlı, çok duygusal, çok romantik bir ay olduğunu söyler. Buna ben de inanıyorum. Bu ayın başında resim baktım, resim yapmaya çalıştım, resim sergilerini gezdim… Fotoğraf çektim, fotoğraf baktım, fotoğraf gördüm… Konsere gittim, müzik dinledim, gitarımı çaldım, Murat ile (Murat Erturgut) bateriye vurduk, piyanonun siyah beyaz tuşlarına bastık… Sinemaya gittim, film izledim… Cem’in şiirlerini dinledim (Cem Seyhun Ünbay), duygulandım, şiir söyledim… Söyleşiler oldu şehirde, aklım köylere gitti… Tasarım bile yaptım; çizdim, sildim, çok sonra beğendim, sevildi… Bu ay çok romantik olacak. Daha ayın başında olmamıza rağmen benim için çok duygusal olmaya başladı bile. Ee, sanatın olduğu her yer benim için zaten hep “Şubat”tır. Romantizm rüzgârlarının estiği Decor35 dergisinin şubat sayısında sizi bekleyen başka güzel konular da var: Moda tasarımcısı Belkız Serim’den yaratıcı cevaplar, Cem Seyhun Ünbay’ın şiirleri üzerine yaptığımız aşk fısıltıları, ressam Özlem Yörük’ün bu fısıltılara istinaden yaptığı çığlık çığlığa aşk resimleri, puantiyelerin aşka gelmiş halleri… Aşksız ve tabii ki sanatsız kalmamanız temennilerimle… Bosch ankastre ürünler, işlevsellik ve teknolojiyi bir arada sunarken, kullanıcısının ihtiyaçlarını da %100 oranında karşılıyor. Şimdi fırınından davlumbazına, ocağından buzdolabına kadar bütün Bosch ankastre ürünler hem birbirleriyle kusursuz bir uyum içinde olacak hem de siyah, beyaz, çelik ve kuvars renk seçenekleriyle mutfağa ruhunuzu yansıtacak. www.bosch-home.com/tr Not: Frankfurt’ta, 7-11 Şubat tarihleri arasında, Frankfurt Messe organizatörlüğünde, Ambiente Mobilya ve Dekorasyon Fuarı yapılıyor. Frankfurt’a yolunuz düşerse dünyaca ünlü bu fuara uğramanızı kesinlikle tavsiye ederim. Siyah Beyaz Bosch Çağrı Yönetim Merkezi: 444 6 333 Çelik BoschHomeTurkiye Kuvars 5 AJANDA AJANDA 6 KONSER İZMİR GRİPİN 7 Şubat 2014, 23.00 – Ooze Venue VEGA 8 Şubat 2014, 22.00 – Hayal Kahvesi Performans NÜKHET DURU & TİMUR SELÇUK 10 Şubat 2014, 20.30 - İZMİR AKM YUNUS EMRE SALONU OĞUZHAN KOÇ 14 Şubat 2014, 23:00 - Ooze Venue FATİH ERKOÇ AKUSTİK QUARTET 19 Şubat 2014, 20.30 - İZMİR AKM YUNUS EMRE SALONU YENİ TÜRKÜ 21 Şubat 2014, 23:00 - Ooze Venue FETTAH CAN 24 Şubat 2014, 20.30 - İZMİR AKM YUNUS EMRE SALONU EMRE AYDIN 28 Şubat 2014, 23:00 - Ooze Venue ÇOK SATAN KİTAPLAR İZMİR VİZYONDAKİLER KADIN İŞİ BANKA SOYGUNU (KADIN İŞİ), Komedi Oyuncular: Meltem Cumbul, Filiz Ahmet, Ayten Uncuoğlu, Meral Çetinkaya, Özge Ulusoy “Kadın İşi”; farklı nedenlerle hayal kırıklığına uğramış, kalpleri kırık 4 kadının, kendileri için göze alamayacakları riskleri, şartlar ne olursa olsun birbirleri için göze alarak kalkıştığı banka soygunu macerasını anlatıyor. Başlarına ne geleceğini düşünmeksizin, hiçbir koşulda birbirini satmayan 4 kadının sırt sırta verdiği film; gerçek dostlara daha sıkı sarılmanın ne denli önemli olduğunu anlatırken, en zor şartlarda dahi gülecek bir şey bularak hayata tutunmanın önemini de seyirciye eğlenceli bir şekilde hatırlatıyor. FRANKENSTEİN: ÖLÜMSÜZLERİN SAVAŞI (I, FRANKENSTEİN), Bilim Kurgu, Fantastik Oyuncular: Yvonne Strahovski, Aaron Eckhart, Miranda Otto, Bill Nighy, Jai Courtney G.I. Joe: Rise of the Cobra'nın senaristi Stuart Beattie tarafından yazılan ve yönetilen bu Lionsgate yapımı filmde, Aaron Eckhart parçaları birleştirilmiş özel bir detektif olan Adam Frankenstein'ı canlandırıyor. Doğaüstü yaratıklar Dünya'yı ele geçirmek isteyince, eşi benzeri görülmemiş bir kahraman insanoğlunun yardımına koşar... EYVAH EYVAH 3, Komedi Oyuncular: Ata Demirer, Demet Akbağ, Özge Borak, Serra Yılmaz, Tarık Ünlüoğlu Hüseyin Badem, babasını bulduktan sonra hayatının aşkı olan Müjgan ile evlenmiş, kendisi de Zabıta olmuştur. Yol arkadaşı Firuzan ise şöhretine şöhret katmıştır. İşte tam bu sırada Müjgan'ın hamile olmasıyla birlikte Geyikli'de olaylar yine çığırından çıkacaktır. HERKÜL: EFSANE BAŞLIYOR 3D, Aksiyon, Fantastik USTAM VE BEN ELİF ŞAFAK – DOĞAN KİTAP GALİZ KAHRAMAN İHSAN OKTAY ANAR – İLETİŞİM YAYINCILIK ALLAH DE ÖTESİNİ BIRAK UĞUR KOŞAR – DESTEK YAYINLARI MİHMANDAR İSKENDER PALA – KAPI YAYINLARI ÇOK SATAN ALBÜMLER FAZIL SAY – İLK ŞARKILAR MEHMET ERDEM – HİÇ KONUŞMADAN DUMAN - DARMADUMAN EMRE AYDIN – EYLÜL GELDİ SONRA Oyuncular: Kellan Lutz, Gaia Weiss, Scott Adkins, Liam Mcıntyre, Roxanne Mckee M.Ö. 1200’de Antik Yunan’da bir kraliçe, Kral’ın gaddar yönetiminin devrilmesi ve yoksulluk içindeki halkın barışa kavuşması vaadiyle Tanrı Zeus’un şehvetine yenik düşer ve sonrasında hamile kalır. Bu birliktelikle dünyaya gelen Herkül, kendi kaderinden ve gerçek kimliğinden bihaberdir. Onun hayatını adayacağı tek tutkusu, sevgilisi Girit Prensesi Hebe’dir. Fakat Hebe, Herkül’ün kardeşi ile evlendirilecektir. Yarı Tanrı Herkül, gerçek kimliğini ve asıl amacını öğrenince bir seçim yapmak zorunda kalır: Ya gerçek aşkını da alıp kaçacaktır ya da kaderinin gereğini yaşayıp, gerçek bir kahraman olacaktır. Bİ KÜÇÜK EYLÜL MESELESİ, Dram, Romantik Oyuncular: Farah Zeynep Abdullah, Engin Akyürek, Ceren Moray, Onur Tuna, Serra Keskin Eylül hayatta istediği her şeye sahip. Güzel, neşeli, eğlenceli. Ta ki bir gün başına bir şey gelene ve yaşamının son bir ayını unutana dek. Ailesi, arkadaşları her şeyin yolunda olduğunu söyleyip dururken, Eylül bir şeylerin ters gittiğini anlamaya başlar. Ve hatırlamadığı bir ayın peşinden Bozcaada'ya gider. Orada, daha önce hiç görmediği derbeder, garip bir adam. KONSER İSTANBUL Okay Temiz 11. Ritmin Günü Konseri 11 Şubat 2014, 20:00, CRR Konser Salonu, İstanbul Yeni Türkü 14 Şubat Sevgililer Günü Konseri 14 Şubat 2014 22:00,Jolly Joker Özge Fışkın 26 Şubat 2014 23:59, Beyoğlu Hayal Kahvesi, İstanbul Bulutsuzluk Özlemi 20 Şubat 2014 22:30,Beyoğlu Hayal Kahvesi Mabel Matiz 28 Şubat 2014 22:00, Jolly Joker 7 İSTANBUL VİZYONDAKİLER GEÇMİŞ, Dram, Gizem Oyuncular: Bérénice Bejo, Ali Mosaffa, Valeria Cavalli, Babak Karimi, Tahar Rahim 4 yıllık ayrılıktan sonra, karısı Marie'nin çağırması üzerine Ahmed Tahran'dan Paris'e geri döner, geliş amacı boşanma davasıyla ilgili belgeleri tamamlamaktır. Kısa süreliğine yaptığı bu ziyaret esnasında eski eşi Marie'nin kızı Lucie'yle son derece sancılı ilişkisinin farkına varır. Annesinin ricasıyla Lucie'nin sorunlarını öğrenmeye karar veren Ahmed'in uğraşları, eski ve kuytuda kalmış bir sırrın ortaya çıkmasıyla sonuçlanacaktır 12 YILLIK ESARET Biyografi, Dram, Tarih Oyuncular: Chiwetel Ejiofor , Michael Fassbender , Benedict Cumberbatch , Lupita Nyong'o , Paul Giamatti Solomon Northup’ın 1853 yılında yazdığı ve kendi hikâyesini anlattığı romanından uyarlanan filmde Northup, ABD’nin kuzeyinde yaşayan özgür bir insanken, kaçırılarak köle yapılmış ve 12 yıl köle olarak çalıştırılmış. UZAK ÇIĞLIK Bilim Kurgu, Aksiyon, Gerilim, Macera Oyuncular: Emmanuelle Vaugier , Til Schweiger , Udo Kier , Carrie Genzel , ÇOK SATAN KİTAPLAR AHMET BATMAN SABAH UYKUM - DESTEK YAYINLARI AHMET BATMAN SOĞUK KAHVE - DESTEK YAYINLARI KAHRAMAN TAZEOĞLU BUKRE - DESTEK YAYINLARI İLKER BAŞBUĞ SUÇLAMALARA KARŞI GERÇEKLER - Kaynak Yayınları Ralf Moeller Roket Büyük bir hızla ve gürültüyle Jack Carver’in teknesine çarpar. Jack tekne patlayıp paramparça olmadan önce kaçmayı zar zor başarır. Genç gazeteci Valerie Constantine onu bu seyahat için tuttuğunda, Carver’ın hayalindeki seyahat bu değildir. Kaptanın görevi onu bir muhbirle buluşması için ücra bir adaya götürmekti, ama hiç bir şey yolunda gitmez. Adanın sırrı her neyse, onun koruyucuları bunun bilinmesini engellemeye hazırdırlar Jack ve Valerie paçalarını zor kurtararak ormanın içine kaçarlar. Adanın diğer tarafındaki limandaki gemiye ulaşmaya çalışırken acımasız askerler tarafından yakalanırlar. Her şeye rağmen limana varışlarının ardından adanın sırrını çözerler: Dr. Krieger’ın mükemmel ölüm makinesini yaratma girişimi ve tehlikeli deneyler. KÖFTE YAĞMURU Animasyon, Aile, Komedi Oyuncular: Neil Patrick Harris, Anna Faris, Terry Crews, James Caan, Benjamin ÇOK SATAN ALBÜMLER DUMAN - DARMADUMAN EMRE AYDIN – EYLÜL GELDİ SONRA FAZIL SAY – İLK ŞARKILAR OĞUZHAN KOÇ - BEN HALA RÜYADA Bratt Flint Lockwood, suyu yiyeceğe dönüştüren bir makine icat etmişti. Flint’in amacı insanları mutlu etmekti ancak işler kontrolden çıkınca filmin sonunda Flint makinesini imha etmek zorunda kalmıştı. Cody Cameron ve Kris Pearn ikilisinin yönettiği KÖFTE YAĞMURU 2’deyse Flint, durdurduğunu sandığı icadının evrimsel bir işlev bozukluna neden olarak halen çalışmakta olduğunu öğrenir. Flint ve arkadaşlarının bu sefer dünyayı, makinesinin yarattığı hayvan-yiyecek karışımı mutant yaratıklardan kurtarması gerekmektedir. 8 9 Hazırlayan: Elif Dastori TEK SORU TEK CEVAP KONU AŞK”… " Cem Seyhun Ünbay ile buluşuyoruz. İzmirli ünlü şair ve yazar. Bu zamana kadar birçok kitaba imza atmış değerli bir sanatçı. Ünbay ile buluşmamız röportaj için belki ama en önemlisi de onun o hoş sesi, güzel sohbeti, anlatımları, anlattıkları, paylaşımları, İzmir’e dair hisleri, bildikleri ve tabii ki “Aşk” için yazdığı yazıları, şiirleri, ifadeleri… Röportaj içeriğinin dışında, tüm bunları da dinleyecek olmak ayrı bir keyif veriyor insana… Bu seferki röportaj farklı olsun dedik: Tek sorulu. Sorunun içeriği “Aşk” olsun dedik. Dediğimiz gibi, sadece aşk olsun… Sevgili Ünbay, hep aşk diyorsunuz, bunca yıldır aşkı anlatıyorsunuz. Son kitabınız da adı gibi “hep, aşk” üzerine... “Sizce, aşk yaşamın, yaşam aşkın neresindedir ve ne kadar yer alır?” diye sorsak… Bence, yaşamın özü, ruhun gözü ve dahi yüreğin közüdür aşk. Çünkü hala ve hep, “öz”de yaşar, “göz”de kalır, “köz”de yanar durur aşk. Akıldan çıkarmamalı hiç, zaman eskimez, aşk bitmez aslında. Öylece durur, bıraktığımız yerlerde… Kitap aralarında, çekmece diplerinde, fotoğraf arkalarında, unuttuğumuz ceplerde, bıraktığımız gibi öylece durur. Bu yüzden, eskimez zaman. Aslında her şey olduğunca dururken, eskiyen ve biten bizleriz. Görmezden bilmezden gelir, çevirip gözlerimizi ve kendimizi, başka şeyler izleriz. Eskirken kendimiz, farkındalık öte yakaya taşınmışken sessiz sedasız ve biz bunun farkında değilsek -bilerek/bilmeyerek- ne kolaydır zamanı suçlayıp kendimizi temize çıkarıvermek… Cem Seyhun Ünbay Hayatlarımıza ne kadar yeni hayatlarla birlikte yeni evler, sokaklar, bulvarlar, AVM’ler, binalar, balkonlar, eşyalar, vs. eklesek de boş… Çünkü yüreğimizdeki, çekmecelerdeki eski fotoğraflar ve bu fotoğraflardaki yüzler, yerler, sevinçler (ki sevinçli olmayan üzgün fotoğraf yoktur) her şey aynı durur. O fotoğraflara bakarken, bir tül ve kül yığınından havalanan yüzlerin, sözcüklerin, anların uçuştuğunu görürüz. İşte onlar ki, saçımıza beyaz, omuzlarımıza yüktür biraz. Böyleyken, nasıl inkâr edebiliriz? İnkâr, yüreğe ihanettir. Ancak, dil ihanet edebilir; çünkü yalan ağızda bekler, ağızda gizlidir. Lakin göz, göz asla! Çünkü göz, dilden ötedir, göz ezberler, hep bilir. İşte bu yüzden, unutmamalı; yaşamın özü, ruhun gözü ve dahi yüreğin közüdür aşk. Aşk ki hala ve hep “öz”de yaşar, “göz”de kalır, “köz”de yanar durur aşk. SANAT 10 SANAT 11 Hazırlayan: Elif Dastori Fotoğraf: Işıltan Irmak CEM SEYHUN ÜNBAY İzmir doğumlu. E.Ü. Reklamcılık ve Halkla İlişkiler mezunu. Eski fotoğraflar, belgeler, kitaplar başlıca ilgi alanı. İzmir kent araştırmalarını sürdürüyor. Şiirin yanı sıra sinema ile uğraşıyor, iyi fotoğrafın peşinden koşuyor. Geniş kapsamlı deniz feneri objeleri koleksiyonuna sahip, bu konuda iddialı. Şimdiye dek, • Yosundandı Posedion’un Sakalları (1992) • Adını Hiç Sormayın Söylemem (1993) • Cem’reler - Düşler Yaşamın Giysileridir(1995) • Geldin - Gecikmiş Bir Kuş Gibi(2001) • Kent Masalları(2001) • Öyle Söyleme(2003) • Ve Hala(2003) • Aşk, A’dan Z’ye(2005) • B/Elli İz(2005) • Pireler Berber Değilmiş (2012) • Aşk, Hep (2013) kitaplarıyla birlikte şiirleri, yazıları, anlatıları, kısa metrajlı film öyküleri yayımlandı. ÖDÜLLERİ 1998 - Ömer Seyfettin Öykü Özel Ödülü 1998 - Karadeniz- Hasan Bayrı Şiir Yarışması 1.liği 1999 - Karadeniz- Hasan Bayrı Şiir Yarışması 1.liği 2001 - CUMOK- Uğur Mumcu Şiir Yarışması 1.liği 2012 - Mevlüt Kaplan Şiir Yarışması 2.liği SANAT 12 SANAT 13 İYİ Kİ VARSIN… Dirilişi ısrarla vurgularca, iki yıldız olup aktı yüreğimiz; sığınağımızdaki bitkilerin saçlarını okşadık, duvarları boyadık. Ve oturup gece masalları okuduk, dışarıdaki yağmuru, fırtınayı dinledik, daha da sokulduk birbirimize. Sonra, arınmışlıkla örülü bir halde bembeyaz uykulara yattık ateşin yanında, birbirimize uyanarak, birbirimize uzayarak aktık. Bazen, otururduk öylece, sabahlara ererdik. Sen, huzurlu sessizliğinle gülümseyip en duru ve en açık, gözlerime bakarak şiirler beklerdin benden. Elim, dilim sen olurdu, biz olurdu… Sana akar, seni yazardım, dokunurdum gözlerinin gölgesine. Dalıp giderdim, bakmalarının ve varlığının rengine. Bazen de öylece kalırdım; kolay mı, hangi dil, hangi dize yansıtabilirdi, senin ruhunun simlerle işli perdelerini sese yükleyip çizmeyi? Okumaları unutur, gözlerinde tutuklu kalırdım sessiz ve uzun usul… Ey Sevgili, yeryüzü meleğimsin sen, içimde susmayan söz, bakışlarıma düşen gökkuşağı ve son çağ kadını… İşte bendeki varlığının iki kelimelik fotoğrafı: “ Seni Seviyorum!”; dediğim gibi En Sevgili, seni seviyorum işte. Ve aslında yetmiyor bu iki kelime bile, çünkü yürek, dar geliyor bu dile. Çünkü sen, benim için farklı bir şeysin; tutku berisi, saygı ötesi, sevginin kendisi, ilginin öznesi ve özelisin. Hep dediğim gibi, asıl şimdi yaşıyorsun sen, görerek ve hak ederek. Boş ver, hadi gel, unut ne zaman doğduğunu ya da nasıl yaşadığını, eski zamanlarını, her şeyi unut. Bak, içimdesin, sonsuza yükselmeye yazgılı sevgilisin. Böylesi sevilmekliğin, güneşe korku salıyor, varsın diye; yıldızlar düşüp dökülüyor, sönüyor bir bir, sen daha parlaksın diye… Ve ben, ölçüsüz huzurum, eskimeyen ve eksilmeyen sevdamla geldim sana. Uyku beyazı gecelerimde, henüz yazmadığım cam mavisi şiirlerim duruyor, al, hepsi senin, hepsi sana... Gözlerin, benim için, yağmurlar kadar bereketli, deniz fenerleri kadar kutsal. Bak, yalansız bir şekilde sen’li beni veriyorum sana, tıpkı senin kendini sunduğun gibi. Bilesin, soluk soluğa, ten tene yaşadığımız gibi sevinçlerimizi bir’leyip haykırarak var olacağız. Çünkü son cem’re ikimize düştü, sevindik diz boyu. Hadi nice güzel günlere, güzelliklerle, nice birlikte güzelliklere… Resim: Özlem YÖRÜK Şiir: Cem Seyhun ÜNBAY ELİŞİ 14 AVİZE SANATINA MÜCEVHER ETKİSİ Hazırlayan: Berk Canyürek Fotoğraf: Işıltan Irmak ELİŞİ 15 ELİŞİ 16 ELİŞİ 17 Aydın ÇOLAK Aydın Çolak, İzmir’in Karşıyaka ilçesinde yaşayan bir avize tasarımcısı. Ayrıca yaptığı butik işler ile herkesi kendine hayran bırakan bir kişi. Avize tasarım sürecinde sanatını cömertçe ortaya koyan Çolak'ın bu iş için kullandığı ışıltılı malzemeler, onun renkli dünyasını da ortaya koyan önemli aracılar olmuş. Bu ışıltılı dünya onu ister istemez zaman içerisinde mücevher tasarlamaya yöneltmiş. Bu işi amatör bir duygu ile hobi amaçlı yaptığını dile getiren Aydın Çolak, yaptığı işler ile bu konuda ne kadar yetenekli olduğunu bize hissettiriyor. Art Nouveau ve vintage sanat akımlarından etkilenerek oluşturduğu bu tasarımları evinde kurmuş olduğu ufak bir atölyede yapıyor. Tasarımlarında genellikle farklı boy ve şekillerdeki zirkon taşlarını kullanmayı tercih ediyor. Maden olarak henüz gümüş ve altın kullanmaya cesaret edemeyen tasarımcı ileri ki günlerde bu konu ile ilgili çalışmalar yapacağı müjdesini de veriyor. Amacı, yapmış olduğu bu tasarımların sayısını arttırarak bir sergi açmak. KENDİ ZÜMRÜTÜNÜ KENDİSİ YAPIYOR Avizecilik mesleğinde hayatı boyunca farklı teknikleri öğrenmeye çalışarak kendini geliştiren Çolak, takı tasarımında da aynı yolu izlemiş. İlginç konulardan bir tanesi de kendi kendine yaptığı taşları tasarımlarında kullanması. Bu konuyu Aydın Çolak şu şekilde anlatıyor: “Birçok şey deneme yanılma yolu ile öğreniliyor. Bir gün atölyemde çalışırken, ben bu camı eritsem ne olur, diye düşündüm. Soda şişesinin küçük bir parçasını aldım ve şaloma dediğimiz ateş veren aletin altına tuttum. Cam önce lav gibi oldu, akkor haline geldi ve yumuşacık oldu. Bir çift yardımıyla (kuyumcu aleti) onu toparladım, tekrar aleve verdim ve onun kapüşon haline geldiğini fark ettim. Yuvarlak ve bombeli bir şekil alan cam, soğuduktan sonra formunu korudu ve hiçbir parlatmaya yönelik müdahale yapmadan kendi kendine parladı. Şimdi de bu cam-taşları tasarımlarımda kullanıyorum.” (Alttaki fotoğraf) SANAT 18 SANAT 19 Hazırlayan: Burcu Kartalcıklar Fotoğraf: Işıltan Irmak “Yüreğimde taşıdığım samimiyeti, özgür dünyamın ortaya çıkmasını sağlayan resimlerime bırakıyorum...” Özlem Yörük SANAT 20 SANAT 21 1978 İzmir'de doğdum. 2002’de Pamukkale Güzel Sanatlar Resim-İş Eğitimi Bölümü’nden mezun oldum. Öğrenciliğimden bu yana çok değişik alanlara ilgi duyduğum için resimlerimin de birbirinden çok anlatım biçimleri oldu. Resmi, hep öğrenme süreci olarak gördüm. Bütün kavramları harmanlayıp resimlerimde biçimlendirme arzusundayım. Bunun altında yatan lekeci tutum içerisinde kendime ait bir dil oluşturma çabasındayım. Çalışmalarımı kendi atölyemde sürdürüyorum. Yüreğimde taşıdığım samimiyeti, özgür dünyamın ortaya çıkmasını sağlayan resimlerime bırakıyorum... SANATÇININ GERÇEKLEŞEN SERGİLERİ Kişisel Sergisi: Ege Üniversitesi Hastanesi - 2010 Katıldığı Bazı Karma Sergiler: 2010 Dünya Kadınlar Günü Resim Yarışması -Sergileme 2009 lll.Turgut Pura Vakfı 28.Resim Yarışması - Sergileme 2009 3.Çanakkale Zaferi Resim Yarışması – Dernek Ödülü 2009 Yavuz İşler Sanat Evi Bahara Doğru- İstanbul 2009 Çekirdek Sanat Galerisi- İstanbul TASARIM 22 TASARIM 23 Hazırlayan: Aysu Tanrıverdi ANDREY PRİVALO’NUN IŞIK TOPU LAMBA TASARIMI PRİVALO DESİGN Basketbol potası biçimindeki bu lamba, Ukraynalı ürün tasarımcısı Andrey Privalo tarafından minimalist bir yaklaşımla tasarlanmış. File içine yerleştirilmiş ve ışık kaynağı işlevi gören bu “basket topu” duvara monte edildiğinde o mekâna farklı bir görünüm kazandırıyor. Ürünün birçok kişiye hitap etmesi açısından farklı renkleri de mevcut. Ürünün tasarımcısı Andrey Privalo, Kharkov Tasarım ve Sanat Devlet Akademisi- Endüstriyel Tasarım Bölümü mezunu. Tasarımcılığının yanında mimarlık da yapan Privalo, The Union of Designers of Ukraine (Ukrayna Tasarımcılar Birliği) üyesi… YENİ 24 YENİ 25 Hazırlayan: Yağmur Aksoy Casa Mobilya Afrika’da! Ünlü mobilya markası Casa, yeni koleksiyonu “Africa” yı gün yüzüne çıkarttı. Afrika’ya özgü çizgiler taşıyan ve ahşap detayların ön plana çıkarıldığı bu koleksiyona tüm Casa Mobilya mağazalarından ulaşabilirsiniz. Lazzoni’den Yeni Bir Koltuk Tasarımı Modern tasarımların öncü ismi Lazzoni Mobilya, “Langoni” ismini verdiği yeni koltuk tasarımını müşterileriyle buluşturuyor. Sade ve modern bir görünüme sahip olan bu koltuk, silindir kırlentleri ve farklı ayak formu ile konfor ve estetiği bir arada sunuyor. Döşemesinde farklı kumaş seçeneklerine sahip Langoni’nin tekli, ikili ve üçlü modelleri bulunuyor. Fuga’dan İncelikler… Mobilya devi Fuga’nın yeni koleksiyonu “LIR”, modern stil ev eşyalarından hoşlananlar için vitrinlerdeki yerini aldı. Ceviz ve gül ağacının estetik görüntüsünü her bir detayında hissettiren koleksiyonun aynı zamanda yemek odası takımı da seçenekler arasında sunulmuş. Bellona Yeni Sezona Hazır Bellona’nın yeni sezon koleksiyonları Biella Salon Takımı, Pablo Yemek Odası Takımı ve Levante Koltuk Takımı, bir önceki koleksiyonlarında olduğu gibi yine hayata coşku, heyecan ve mutluluk katan yeniliklerle dolu! TASARIM 26 Hazırlayan: Işıltan Irmak Yaratıcı ve Kadınsı “Atatürk'ün dil devrimiyle beraber yaptığı kıyafet devrimi, bizi bir anda medeni ülkeler seviyesine çıkaran ve yükselten çok büyük bir yenilik.” Belkız Serim Ankara doğumlu. İstanbul’da yaşıyor. Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi İtalyan Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Sanatları Bölümü’nden lisansı var. Ayrıca Milano'da özel bir okulda 2 yıl boyunca profesyonel kalıp ve moda tasarımı eğitimi aldı. Cemil İpekçi'nin yanında başlayan asistanlığın ardından Adil Örme, First Örme, Polo Garage ve Park Bravo firmalarında tasarımcı olarak çeşitli tecrübeler edindi. 2003 yılında, ITKIB tarafından düzenlenen “Oyun” temalı Genç Stilistler Yarışması’nda ilk 30’da Finalistlik, 2002'de ise “ELLE” – Türkiye dergisi tarafından düzenlenen T-shirt Tasarımı Yarışması’nda “Birincilik” kazandı. T-shirt koleksiyonu Türkiye’nin en önemli markalarından biri olan Yargıcı’nın 80 mağazasında 2002 yaz sezonu boyunca kendi adıyla satışa sunuldu. 2014’te Milano'da bir Showroom ile anlaşma yapacak olan tasarımcı, çalışmalarına hızlı bir şekilde devam ediyor. Türkiye’nin başarılı moda tasarımcılarından Belkız Serim ile tasarım ve moda üzerine konuştuk… Moda için söylenen en “klişe” cümle ve en “doğru” cümle sizce nedir? Bugün nereye bakarsanız bakın "Moda, insanın kendine yakışanı giymesidir." cümlesini duyabilirsiniz. O yüzden artık klişe olmuştur, bana herhangi bir şey ifade etmez ya da beni motive etmez diyebilirim. Yves Saint Laurent'in söylediği "Her zaman, stilin modadan daha önemli olduğuna inanıyorum." cümlesi, moda tarihinin en doğru cümlesi sanırım. Ünlü moda devi Yves Saint Laurent’in “Bir kadının giyebileceği en güzel giysi, sevdiği erkeğin kollarıdır. Ben öyle bir mutluluğa ulaşamayanlar için moda yapıyorum.” cümlesini nasıl yorumlarsınız? Bazı kadınlar adeta aşk için yaşar, aşık olmadan duramaz, daldan dala konar. Kimisi flörtöz kimisi de kalabalıklar içinde büyük yalnızlıklar yaşar. Moda dâhisi Laurent, kadın ruhundan çok iyi anladığı için bir yerden sonra şan, şöhret, başarı, lüks ve zenginliğin kadının o iflah olmaz ruhunu doyuramayacağını kavramış olmalı ki tüm kadınlara jest yaparcasına yine onların ruhunu okşamış. Bu cümlesiyle yalnız, erkeksiz kalan kadınlara gönderme yapmış. Bir doktor gibi konuşmuş; TASARIM 27 TASARIM 28 nasıl ki hastaya tek çare ilaç ve tedaviyse Yves Saint Laurent de etrafındaki yalnızlık hastası kadınlara, tasarladığı kıyafetlerle güç vermiş. Aslında sevgi ve aşkın her şeyden üstün olduğunu söylemek istemiş. Modayı ve kendi modasını alaşağı etmiş, biraz ironiyle! Bu lafının arkasında kendi kırılgan ve yalnız karakterinin izlerini görüyorum. Yalnızlık, kadın ve moda! Aralarında çok hassas bir denge var. Moda denilince aklınıza gelen ilk 3 şey nedir? Yaratıcılık, çılgınlık ve kadın… Cumhuriyet’in ilanından hemen sonraki yıllarda Türkiye’de yapılan kıyafet devrimini bir moda tasarımcısı olarak nasıl yorumluyorsunuz? Olması gerektiği gibi ve olması gereken zamanda yapılmış, ne geç ne erken... Özellikle Türk kadınların özgürlüğü, ellerine verilen çok büyük bir devrim. Atatürk'ün dil devrimiyle beraber yaptığı kıyafet devrimi, bizi bir anda medeni ülkeler seviyesine çıkaran ve yükselten çok büyük bir yenilik. Bu yüzden bir moda tasarımcısı olarak ben de Atatürk'e çok şey borçluyum. Ancak önemli olan, onun kurduğu bu devrimi ve şu anki giyim özgürlüğümüzü korumak. Bir moda tasarımcısının üretim sürecini etkileyen faktörler nelerdir? Her şey! Moda tasarımcıları, çok kırılgan ve hassastır. Yaratım süreci mutlu mesut gitmeyebilir. Üretim sürecinde istediği gibi tasarımlar gerçekleştiremeyebilir. Ben, gerek yaratım gerekse üretim sürecinde daha çok sevdiğim ve beni takdir eden insanlara yakınlaştıkça mutlu oluyorum; motive oluyorum. Yves Saint Laurent, kendini çok yalnız hissettiği için kendi gibi yalnız kadınlara yardım etmek istemiş. Belki size çok naif bir açıklama gibi gelebilir ama üretim halindeyken bu baş belası yalnızlık hissi ve stres en etkileyici faktörler. Bir moda tasarımcısı mutluyken mi yoksa mutsuzken mi yaratıcıdır? Her iki halde de yaratıcı olabilir. Onu motive eden kaynağın rengi, sesi, adı önemlidir. Kaynak güçlüyse yani aşırı mutlu ediyorsa ya da tasarımcıyı yerden yere vuruyorsa artı veya eksi tam istenildiği gibiyse hedefe ulaşılabilir. Ancak, unutmamak gerekir ki, moda tasarımcıları üretim aşamasındayken bir sanatçı gibi çalışamazlar. Öyle bir lüksleri yoktur. Konsept yaratma ve araştırma sırasında her şeyden esinlenebilir, yüzlerce eskiz yaparak o anki duygularını ve psikolojik durumlarını kâğıda aktarabilirler. Üretim aşamasındayken ise masal sona erer; TASARIM 29 gerçek hayata göre yani reel piyasa şartlarına göre koleksiyon tamamlarlar. Moda, tam sanat değildir! Ticareti yapılacaksa değildir. Benim için estetiğin ve stilin ticarette vücut bulmasıdır. Tüm markalar böyle çalışır. İşin mutfağında asistanları ve hayal perileriyle çalışan kırılgan yalnız bir tasarımcı, dışarıda onu bekleyen binlerce gerçek acımasız görücü… Spesifik bir renginiz var mı? Neden? Neredeyse bütün renklere aşığım. Ancak siyah, kahverengi ve gri ile aram iyi değildir. Okul yıllarında giydiğim forma renklerinden olsa gerek. Forma ya da üniformayı sevmem. Tek tipleştirme, kişiliksizlik gibi sorunsalları çağrıştırır bana. Genelde benim renklerim mor ve bordo. Ve onların diğer tonlarına da bayılırım. Kitleleri peşinden sürükleyen çeşitli moda stilleri var. Siz karakterinizi en çok hangi moda stili ile bütünlüyorsunuz? Neden? Kendi stilimin özünde, modanın en çok referans aldığı 50'li yıllar var. Ama daha çok eklektik bir duruşu olan, etnik haykırışı olan bir stil benimki. Buna moda dilinde “spritüal folk”, “etnik folk” ya da “bohemyan folk” diyebiliriz. Stilimde kesinlikle konuşan bir ruh olmalı. Yıllarca tasarımlarım ve eskizlerim üzerinde en çok geliştirmeye ve anlamlandırmaya çalıştığım tek şey stilim oldu. Hala bu kelimeler benim için yetersiz kalıyor. Stil, birkaç kelimeyle anlatılmaz. Gösterilir, yaşanır, yaşatılır. “Tarih tekerrürden ibarettir!” sözü sizce moda sektörü için de geçerli midir? Neden? Tarih kendini tekrar edebilir. İyi ve kötü sonuçları olur. Ancak bir modacının hatta konsept modacının kendini tekrar etmesi bir felakettir. Her ne kadar her sezon vitrinlerde benzer giysiler, ürünler görsek de bu büyük markaların belirgin bir stratejisidir. Satış politikası denir buna. Eskiyi satıyorsam "yeniyi" de eskiyle harmanlayıp satarım mantığı. Moda, işte böyle kendini tekrar eder. Bunu genelde, çok kar amacı güden büyük giyim firmaları yapar. Öte yandan moda tasarımcıları ve her sezon ayrı bir konsept üzerinden koleksiyon tasarlayan modacılar, kendini tekrar etmemeye çalışır. Doğru olan da budur zaten. Moda tasarımcısının ilk hedefi yeniyi bulmaktır. [email protected] www.facebook.com/BelkizSerim www.belkisserim.com TASARIM 30 TASARIM 31 Hazırlayan: Aysu Tanrıverdi En Güzel Günümüz, Sevgi Dolu Bu Kurabiyeler Kadar Tatlı Geçsin! Sevgilime “Benden Bir Hatıra” Tasarımı Birbirinden romantik, sevimli ve duygu dolu kurabiyeler tasarlatmaya ne dersiniz? Sürpriz olarak hazırlatacağınız kurabiye tasarımları, hem sadece size özel olacak hem de taptaze özellikleriyle romantizminize çıtır çıtır bir tat katacak… Büyük Kurabiyeler 3 TL Cupcakeler 5TL Paketli Küçük Kurabiyeler 6TL (Paket içinde 10 tane) Pasta 35 TL (4Kişilik) Tasarım: Cansu Arslan (Kurabiye Canavarı) [email protected] kurabiyecanavaricansu.blogspot.com.tr Sevgilinize farklı bir sürpriz mi yapmak istiyorsunuz? Onu şaşırtmak mı istiyorsunuz? Sevgi dolu keçe tasarımları romantizm dolu gününüze ayrı bir renk katacak. Tasarım: Nilay Emek- Keçe İnadı keceinadi.blogspot.com.tr [email protected] Sardunaki Butik Otel’de Sevgilileri “Aşk Sandığı Tasarımı” Bekliyor! Kapalı olduğunda sadece bir sandık; ama içini açtığınız zaman çerezlik, mum, tütsü, tirbuşon ve romantik gecenizi renklendirecek bir şişe şarap ve kadehler ile dolu bir “Aşk Sandığı”… Tasarım: Mehmet Çelik Sardunaki Restoran / Alaçatı [email protected] KISA KISA 32 KISA KISA 33 Hazırlayan: Meral Alptekin TEPE HOME’DAN HEDİYE ÇEKLERİ Mobilya ve dekorasyon markası Tepe Home, sevdikleri için hediye almak konusunda karar veremeyen müşterilerini rahatlatacak bir hizmet başlattı: Tepe Home Hediye Çeki. Alacağınız 25, 50, 100 ve 250TL’lik hediye çekleri ile sevdikleriniz kendi beğendikleri hediyeleri kendilerine alsın. KORKMAZ İLE BİTKİ ÇAYI KEYFİ… Korkmaz, son tasarımı olan Demiks Elektrikli Çaycı ile kuşburnu, ıhlamur gibi bitki çaylarının su sıcaklığını 80 C’de tutarak ideal bir demlenme sağlıyor. Aynı zamanda hiç vitamin kaybettirmeyerek bitki çaylarından maksimum bir verim elde etmemizi sağlıyor. NUEV’DEN YENİ ÜYE OLACAKLARA HEDİYE KUPONU Lazzoni’nin üretim güvencesi altındaki mobilya markası NUEV, online mağazasına üye olan müşterilerine ilk alışverişte kullanılacak 10TL indirim kuponu veriyor. NUEV’in kaliteli ürünlerinden alırken aynı zamanda indirimden de faydalanmış olacaksınız. EN İYİSİ ENZA HOME! Enza Mobilya, “En Beğenilen Türk Mobilya Markası” seçildi. TAÇ İLE ODANI TAÇLANDIR! Taç markasının 11. kez düzenlediği “Bir De Sen Tasarla” yarışmasında dereceye giren 10 tasarım hayata geçti! Ödüllü nevresimler ile odanızı taçlandırmak isterseniz Taç mağazalarını ziyaret edebilirsiniz. KÜÇÜKLER AİLECE GENİŞLİYOR, İŞLER DAHA DA KOLAYLAŞIYOR! Profilo, küçük ev aletleri kategorisindeki yeni ürünleri ile yaşamı daha da kolaylaştırmayı hedefliyor. GurmeMax kıyma makineleri ve RoboMix el blender seti vazgeçemeyeceğiniz “küçükler” olacak. Türkiye’nin bir numaralı ekonomi dergisi “Capital”in her sene yaptığı “Türkiye’nin En Beğenilen Şirketleri” araştırmasının 14’üncüsü Aralık sayısında açıklandı. Buna göre Enza Mobilya, 2013 yılının “En Beğenilen Türk Mobilya Markası” seçildi. MODA 34 Merhabalar Tasarım, sanat ve moda dünyası, 21-22 Şubat 2014 tarihlerinde Hilton Kongre ve Sergi Merkezi’nde düzenlenecek olan “Alldesign 2014” için toplanıyor. Alldesign 2014 - Uluslararası Tasarım Konferansları ve Yaratıcı Endüstriler Fuarı için Türkiye’ye gelecek olan konuşmacılar arasında TIME dergisi tarafından dünyada moda alanında en etkili 25 kişiden biri seçilen ve Gucci, Coca Cola, Nissan gibi markalara danışmanlık veren dünyaca ünlü trend kahini Lidewij Edelkoort; dünyanın en saygın ve önemli tasarım ödülleri olan Red Dot‘ın fikir babası ve kurucusu Prof. Dr. Peter Zec; kazandığı sayısız mimarlık ödülüyle dünyanın en başarılı mimarları arasında sayılan, San Francisco Modern Sanatlar Müzesi, Samsung Sanat Müzesi ve Bechtler Modern Sanatlar Müzesi gibi pek çok ikonik yapının tasarımcısı, İsviçreli ünlü mimar Mario Botta; üretilen 3000’den fazla tasarımı, kazandığı 300’den fazla ödül ve çalıştığı 40’tan fazla ülke ile bir efsaneye dönüşen, kendi jenerasyonunun en üretken tasarımcılarından biri olarak tanınan Karim Rashid; doğanın dehasını mimarlıkta kullanan ve doğanın mimarlığı ve toplumu dönüştürebileceğini savunan “biomimicry” alanında uzman, eko-mimar Michael Pawlyn; Red Dot ödülleri dahil 100’ü aşkın ödülün sahibi, özellikle tiyatro, opera, bienal poster tasarımlarıyla büyük ün kazanmış, işleri MOMA gibi pek çok önemli müzede sergilenen, dünyanın en önemli grafik tasarımcılarından, aynı zamanda reklamcı ve art direktör Stephan Bundi; işleri dünya çapında prestijli galeri ve müzelerde sergilenen, en çok da imzası niteliğindeki kaya heykelleri, enstalasyonları, sınırlı sayıdaki tasarımları ile tanınan ünlü sanatçı, fotoğrafçı, tasarımcı ve film yapımcısı Arik Levy; tasarımları MOMA’nın kalıcı sergilerinde yer alan, Minority Report filminde Tom Cruise’un ofisinin tasarımı dahil pek çok önemli tasarımda imzası olan ödüllü, dünyaca ünlü endüstriyel tasarımcı Ayşe Birsel gibi isimler bulunuyor. Türkiye'de tasarım kavramının yaşama aktarılmaya başladığı 70'li ve 80'li yılların lider kimliklerinden biri olan ve Koleksiyon ile Tasarım Vakfı’nın kurucusu, mimar Faruk Malhan; endüstriyel tasarımcı Gamze Güven, Türkiye’nin önemli moda tasarımcıları Tuvana Büyükçınar Demir ve Simay Bülbül, “Kurtlar Vadisi”, "Haziran Gecesi", "Yabancı Damat",“Anlat İstanbul”, “Kayıp” gibi dizi ve filmlerin müziklerini yapan müzisyen Gökhan Kırdar; izlenme rekorları kıran ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’’ dizisinin, “Kayıp” ve “Kaybolan Yıllar” dizilerinin yönetmeni Zeynep Günay Tan gibi isimler Alldesign 2014’e katılan diğer önemli isimlerden. Derin Design, Koleksiyon, Armaggan gibi firmalar da fuar alanında yeni ürünlerini sergileyecek. Hazırlayan: Yeşer Tokgöz MODA 35 BU AY NE GİYMELİ? Bana soracak olursanız “lahana” lıktan yanayım. Kat kat giyinmekte fayda var. Her ne kadar hava tahminleri sürekli bizi uyarıyor olsa da, hele hasta olmak bu kadar kolayken, terlemeye müsaade etmeksizin şık ve güzel olabilirsiniz. Bu kışın popüler kumaşları arasında brocade, parlak deri ve kadife var. Styling tüyosu ise farklı kumaşları bir arada kullanmak! MODA 36 Elbiselerde geçen sezondan farklı olarak fit&flare olarak anılan, vücudun üst kısmına oturan ancak belden aşağı kloş inen elbiseler revaçta. Yuvarlak omuzlar yine yaygın. Desenli maksi elbiseler de çıkışa geçen anahtar parçalardan biri. Farklı renk ve materyallerden oluşan panel elbiseler ağırlığını sürdürüyor. Sezonun etek modelleri arasında öne çıkanlar kalem etek, boyu biraz daha uzayan yeni kloş etekler ve her boy ve kumaşta kilt etekler var. Sevgililer gününüz kutlu olsun... MASKULEN 38 MASKULEN 39 38 Hazırlayan: Berk Canyürek Akrep Burcu erkeğinin kol düğmesi Erkek moda evi Kiğılı’dan çelik kol düğmesi Osmanlı nişanı ile süslenmiş altın kaplama gümüş kol düğmesi Erkekler arasında en tercih edilen model, siyah renkli ve kemik çerçeveli olanlar. Kemik gözlük modeli Kalsedon taşından yapılmış Kiğılı kol düğmesi Rayban ve Lacoste’tan erkekler için kış modelleri Beymen çizgili kravat modelleri Damat’tan yeni sezon kravat modeli Sarar’dan renkli ve kaliteli kravat modelleri. Vakko, kravat koleksiyonu “Sanat”ı müşterilerine tanıttı. Ev dekorasyonunda daha çok erkeksi akımlar olarak bilinen endüstriyel ve loft stil, yeni yılın öne çıkan trendleri olmaya aday! FEMİNEN 40 FEMİNEN 41 Hazırlayan: Meral Alptekin Toni&Guy: Sezon modasını saçıyla yansıtmak isteyen kadınların tercihi Mücevher ustalarının elinde sanata dönüşen kuvars taşlı aşk takıları Miu-Miu-2014 yılına pırıltı katan seçimler simli ayakkabılar Miu Miu markasının “Bauletto” çantaları yine oldukça dişi! Şehirli kadının ev stili ne olursa olsun mobilyalarında asla vazgeçemediği renk, pembe Guess: Saat ve çanta denince akla ilk gelenlerden olan Guess, şıklığı ve kalitesiyle hayranlık kazandırmaya devam ediyor. Moda devi Dolce&Gabana; parfüm, çanta, gözlük, kıyafet ve saat tasarımları ile kadınları cezbetmeye devam ediyor. FOCUS 42 FOCUS 43 Hazırlayan: Burcu Kartalcıklar İKİ KİŞİLİK ZEVKLER Cottonbox - Pembe Saten Nevresim Takımı Evdebir Freshness Red 2'li Kahve Seti - 622TL Mudo Concept 2'li Love Hate Mug Seti - 29,50TL Evdebir - Lavender Collection Kutulu 2'li Duş Seti - 74TL Arcelik Telve Turk Kahve Makinesi - 379TL evdebir Paris 2’li Kalp Kutu - 80TL Tchibo – 2’li Kokulu Mum Seti - 26,95TL Evdebir - Darling Bambu Set -839TL Mudo concept - Emotion Tuzluk Biberlik Seti - 24,50TL Evdebir - Bakır Kahve Seti - 248TL Evmanya - Misto Home Kalp Çerçeveli Abajur - 24,90TL Bernardo Kelebek İkili Mug - 56TL FOCUS 44 FOCUS 45 Hazırlayan: Burcu Kartalcıklar SEVGİLİNİZİN KALBİNE GİDEN YOL HEDİYEDEN GEÇER! Swatch Sweet Valentine Mudo Concept 6'lı Kalp Askı Seti - 16,50TL Mudo Concept Kalp Formlu Spatula - 6,90TL Evdebir – Dolce Home Suzanna Pembe Etnik Yuvarlak Yastik 99,90TL Mudo Concept Kalp Formlu Tava - 39,50TL Mudo Concept Saat Formlu Kol Düğmesi 34,50TL Evdebir Pembe Çiçekli Kahvaltılık - 65TL Mudo Concept Mücevher Kutusu 84,50TL Evdebir Limbo Dekoratif Yastık - 45TL Evdebir – Dolce Home Çicek Kalp Kare Yastik -52,90TL Mudo Concept Dümen Formlu Kol Düğmesi - 34,50TL Bernardo Vakumlu Kapaklı Kahvaltılık - 79TL Evdebir Kalp Kesme Tahtası -78TL Mudo Concept Radyolu Cd Çalar - 895TL Tepe Home Mudo Concept - Mumluk - 115TL Evdebir Sedef Çerçeve - 66,90TL Evdebir Pembe Baykus Motifli Yastik 75TL TARZ 46 Hazırlayan: Elif Dastori TARZ 47 YAŞANTIMIZA RENK KATAN MİNİK NOKTALAR PUANTİYELER İnsanın içindeki çocuk sevinci ve ruhu, yaş ilerlese de hiçbir zaman kaybolmayan, hep bizim ile beraber yaşayan bir duygu. Bu duygu durumunun yaşantımızdaki önemli bir kanıtı ise, mimari proje ve dekorasyonlarda, hatta küçük ev eşyalarında bile cicili bicili, minik, sevimli nokta desenlere yer veriyor olmamız. Bunlar bize bir cümlenin bittiğini belirten noktalar değil; enerji dolu, cıvıl cıvıl bir yaşamın var olduğunu hatırlatan noktalar. Bu sevimli noktalar “Puantiye” olarak isimlendiriliyor. Bu, özellikle 80’lerin sonunda ortaya çıkmış bir moda akımı. Bu moda, ilk olarak kendini kıyafet ve aksesuar sektöründe gösteriyor. Bunu takip eden yıllarda, tarzın oldukça sevilmesi ile ev dekorasyonu sektörü de bundan hayli nasibini alıyor. Evlerde öncelikle küçük ev aletlerinde sonra da mobilyalarda karşımıza çıkıyor. 80’lerin trendi olan bu moda akımı, son zamanlarda artan vintage sevgisi ile etki alanını iyice arttırmışa benziyor. Öyle ki, şimdilerde manifatura ve son olarak da duvar kâğıdı sektöründe zirveyi zorlamayı başarmış bile. Günümüzde ise bu tarz, artık vazgeçilmez bir stil haline geldi. EV 48 Hazırlayan: Elif Dastori Fotoğraf: Işıltan Irmak - Burcu Kartalcıklar FLAMİNGO MANZARALI GÖSTERİŞLİ BİR EV Ev sahiplerinin, hemen her noktasında ince dokunuşları ile estetiği sanata dönüştürdükleri, Mavişehir sahilindeki tripleks villalarına konuk oluyoruz. EV 49 EV 50 EV 51 Ev sahipleri Avukat Arda ve İlknur Altıntaş bu bahçeli tripleksi, kendilerine ait Altıntaş Arbata İnşaat firması ile birlikte şekillendirmişler. Bu tripleks villa, yeşil bitkileri, rengarenk çiçekleri ve bembeyaz mimarisi ile oldukça dikkat çekici bir yapıya sahip. Aynı zamanda İlknur Hanım İzmir ve Bodrum’da çeşitli konutların dekorasyonuna da imza atmış ve halen farklı projeleri devam etmektedir. Bizi, bahçedeki rengarenk çiçeklerden sonra evin sahibi İlknur Altıntaş karşılıyor. Bazı zamanlar şehirden, şehrin gürültüsünden, iş yoğunluğundan ve stresinden uzaklaşmak istediğiniz bir yer ararsınız. Bu yer kimi zaman evimiz olabilir. İşte bu ev, bu duyguların kümelenebildiği bir ev… 5 oda 2 salondan oluşan ve lüks kavramının konfor ile bütünleştiği tripleks stilindeki bu evde hol son derece geniş tasarlanmış. Bu genişlik, hol ile salonu ayıran sürgülü kapıların açılması ile daha da artıyor. Sol tarafta mutfak girişi, sağ tarafta ise misafir banyosu ve üst katlara çıkılan merdivenler bulunuyor. Merdiven altındaki depolama alanı, fazla eşyaların toplandığı kurtarıcı bir alan. Evin salonu, lüks ve kaliteli yaşamın sembolü gibi… Avangart stilin hâkim olduğu salon,genel anlamda oldukça dikkat çekici bir tasarıma sahip.Bu alanda krom malzemeler ön planda tutulmuş. Helezonik hareketler, mobilya tasarımlarında sıklıkla kullanılmış. Son derece geniş olan bu salondaki iri pencereler, salona panoramik bir görüntü kazandırırken aynı zamanda dışarıdaki manzara ve doğa, cömertçe salona dâhil edilmiş. Bu alandaki tüm koltuklar, ev sahiplerinin isteği ile çeşitli atölyelere özel olarak yaptırılmış. İlknur Hanım, salondaki duvarlarda dikkatimizi çeken simli detayların, fırça darbeleri ile kendilerinin yaptığı bir süsleme olduğunu söylüyor. Salondaki en önemli detaylardan birisi de hiç kuşkusuz ki şömine. Odun ateşinin sıcaklığında ve romantizminde, fotoğraf çekimlerimize ve evi incelemeye devam ediyoruz. Salona bağlı geniş teras ve bahçe, ev sahipleri ve onların misafirleri için keyifli bir oturma alanı olmuş. Bizde bu keyiften kahvelerimizi içerek faydalanıyoruz. EV 52 EV 53 Ü st katlara çıktığımızda bizi burada birçok oda karşılıyor. Bu odalardan öncelikle yaşam odasını incelemeye alıyoruz. Salondan farklı olarak modern stilde tasarlanmış olan bu oda; “L” oturma grubu, berjer köşesi, bar ve TV konsolu ile keyif odası haline getirilmiş. Odaya ait teras ve pencereler, burada aydınlık ve manzaralı bir alan oluşmasını sağlamış. Özellikle odada yer alan bar son derece hoşumuza gidiyor. Mutfak, oldukça uzun ve ferah bir görünüme sahip. Bahçe tarafına bakan geniş penceresi sayesinde ise oldukça aydınlık. Philippe Starck'ın modern stildeki masa ve sandalyeleri, ev sahipleri tarafından özel olarak İtalya’dan getirtilmiş. İlginç bir çizgiye sahip mermer görünümlü alçı tavan tasarımının, ev sahiplerinin bu ev için yaptıkları birçok projeden yalnızca bir tanesi olduğunu öğreniyoruz. Evin bazı noktalarında olduğu gibi tavandaki bu detay da bir heykeltıraşa yaptırılmış. EV 54 EV 55 Y atak odasında, az eşya kullanarak minimalist bir yaklaşım sergileyen ev sahipleri, dekorasyonda ise maksimalist bir stil uygulayarak “mix” bir tarz elde etmişler. Geniş ve uzun dolapların hakim olduğu bu odadaki önemli detaylardan bir diğeri de odaya girişte sağ tarafta kalan jakuzi. Ayrıca bütün evde olduğu gibi mat ve uzun teak ağacı yer döşemeleri, ortamda romantik ve sıcak bir etki oluştururken aynı zamanda odanın daha da büyük görünmesini sağlamış. FOCUS 56 FOCUS 57 Hazırlayan: Beste Gönlügüzel Vintage 6lı Çay Bardağı Seti 195TL 20*25cm Gümüş Çerçeve 119TL Joyce Havlu 50*90 cm 39TL Pano Pembe Çerçeve 189TL Mimoza Havlu 30*50cm 21TL Chandelier Havlu 50*90cm 27TL Chandelier Havlu 50*90cm 27TL Luksor Broslu Havlu 30*50cm 29TL Luksor Broslu Havlu 30*50cm 29TL Bayan Pembe Terlik 49TL Erkek Terlik 29TL Linda Kutu 99TL FOCUS 58 FOCUS 59 8*8 cm Kalp Çerçeve 49TL Porselen Aksesuar 79TL Romantik yatak odaları Kervan'dan Çiçek 2li Kahve Bardağı: En romantik anlarınız için DETAY 60 Hazırlayan: İpek Tayfur EVİMİZİN EN SEVİMLİ, EN RENKLİ VE EĞLENCELİ ALANLARI: ÇOCUK ODALARI Evlerimizin en renkli bölümleridir çocuk odaları. Evlerimizin en küçük fertlerinin bazen ağlayarak bazen de gülerek uyuyup uyanacakları, gözlerini açtıklarında onlara masallar âlemini andıracak odaları. Daha çocuklar doğmadan hayalleri kurulur bu mekânların. Renkler düşünülür, mahalde kullanılacak objelere karar verilir. DETAY 61 DETAY 62 Hazırlayan: İpek Tayfur DETAY 63 Çocuk odaları için renkli mekânlar diyorum; fakat birçok renkten kombinler yapmanızı önermiyorum. Çünkü yapacağınız tasarım, çocuğunuzun okula başlama döneminde ve hatta ilkokul çağında da kullanacağı oda olmalıdır. Bu durumda kullanacağınız renk tonlarını soft renklerden tercih etmenizi öneriyorum. Mesela tozpembe, bulut mavisi, açık yeşil vb… Bu tonları, ister mobilyada isterseniz tekstil ürünlerinde ve aksesuarlarda kullanabilirsiniz. Öncelikle yatağının, dolabının ve masasının yerlerini belirleyelim. Biz genellikle kapı yanına dolap, oda ortasına yatak şeklindeki yerleşimi öneririz. Odalarının büyüklüğüne göre bir oyun alanı da onları çok mutlu edecektir. Oyun alanı için çok büyük bir alandan bahsetmiyorum tabii. Sadece odanın bir bölümü buna ayrılabilir. Mesela oyuncak satın aldığınız yerlerde bulabileceğiniz minyatür oyun alanlarını odanın bir yerine yerleştirebilirsiniz. Böyle mutlu ortamlarla onları başarıya taşıyacağınızdan emin olabilirsiniz. Hepsi çocuklar için özel tasarlanmış malzemelerle o mekânları yaratmaya başlayalım. Öncelikle sıcaklığı vereceğimiz ahşap zemin döşemelerini söylemek istiyorum. Renkli, çizgi film karakterlerinden oluşan ya da hayvan figürlerinin işlendiği çok özel ve öğretici parkelerle zeminimizi oluşturabiliriz. Tabii yatak, dolap ve masa mobilyalarında uygun renk kombinlerine bakarak seçiminizi yapmalısınız. Eğer parke yapmak istemezseniz, aynı bahsettiğim modellerde halılar da bulmanız mümkün. Zeminimizi seçtikten sonra sıra duvarlar için hazırlık yapmaya geliyor. Duvarlarda hijyenik, temizlenebilir duvar kağıtları kullanabilirsiniz. Hem seçtiğiniz kâğıtlar mutlaka kombinli olacaktır. Çok desenli bir kâğıt ve yanında daha az desenli kombini gibi. Yani bir duvarda daha hareketli kullanacağınız kâğıdın daha sade kombini size diğer duvarda kullanmanız için hazır sunulacaktır. Gelelim perdelere... Perdeyi seçerken yapmanız gereken duvar kâğıdıyla uyumuna dikkat etmek olacaktır. Eğer duvar kâğıdının daha hareketli diye bahsettiğim kısmını pencerenin olduğu duvarda kullanmayı düşünürseniz perde mutlaka daha düz olmalıdır. Benim önerim duvar kâğıdının düz kısmını pencereli duvarınızda kullanıp perde için açık bej tonlarında, üzerinde figürler olan bir tül seçmeniz. Eğer duvar kâğıdı kullanmayı istemezseniz duvarlarınızı açık tonlarda boyatarak perdeyi daha hareketli seçebilirsiniz. Şimdi tavan ve aydınlatma ile ilgili püf noktalarına geldi sıra. Bazen çocuklar ışıklı ortamlarda uyumak isterler. Bunun için duvar kenarlarından dönen, led ışıklar size yardımcı olacaktır. Tabii aydınlatma işlemi bununla bitmeyecek. Bir de odanın ortasında görselliği ön planda olan bir sarkıt avize kullanmayı da unutmayın. Çocuk odasına yerleştirdiğiniz çalışma masasını, çocuğunuz okula başlayana kadar oyuncaklarıyla ya da aksesuarlarla süsleyebilirsiniz. Çalışma masasını ders çalışmak için kullanmaya başladıktan sonra, ders araç ve gereçlerini koyacağı çekmece ve dolaplara da ihtiyacı olacak. Bunun için masasını alırken ya da yaptırırken masanın altında bir veya birkaç çekmece ve bir dolap olmalı. Ayrıca masanın üstünde de kitap dolabı olması gerektiğini unutmayın. ADRES 64 64 Hazırlayan: Elif Dastori ADRES 65 SOFTTOUCH BEAUTY ADRES 66 ADRES 67 İşletmeciliğini Ebru Damgacı İşletici ve Sibel Damgacı Çağlayan'ın yaptığı güzellik salonu, on dört yıldır Karşıyaka- Bostanlı'da hizmet veriyor. Bakımın yanı sıra hizmet kalitesi ve hijyen konusunda da oldukça titiz olan işletme sahibi kardeşler, Kasım ayında büyük bir tadilat sonrası yeni yerlerine taşınmışlar. Ebru Hanım'ın özel ilgi alanına giren dekorasyon tutkusu, kapıdan içeri girer girmez farklı atmosferiyle kendini hissettiriyor. Kendi evini ve Bostanlı'da bulunan iki merkezi kendisi dekore etmiş. Ayrıca Bornova tarafındaki üç villanın da dekorasyon danışmanlığını yapmış. İnce zevkinin güzellik salonundaki yansımaları, en küçük aksesuara kadar kendini gösteriyor. Dubleks yapıya sahip mekânın alt katında misafirleri konforla ağırlamak için her şey düşünülmüş. Duvarda plazma televizyon, dinlendirici hafif bir müzik, çeşitli dergiler, isteğe bağlı içecekler ve lezzetli ikramların yanı sıra şehir hayatında bulunması zor olan palmiyeli, sikaslı bir bahçe. Üst katta ise manikür, pedikür ve Shelac uygulamaları için ayrılmış, siyah rengin hakim olduğu bir bölüm bulunuyor. Kaş tasarımı, cilt bakımı ve masaj ise farklı odalarda uygulanmakta. 6349 Sokak No:18/3 Bostanlı - Karşıyaka / İzmir Masaj salonunda, üç boyutlu etki yaratan duvar kâğıdıyla kendinizi bambu ormanlarında hissedeceksiniz ve sonrasında hayata daha güzel bakacaksınız. Ebru Hanım, tanıttığı salonu hakkında konuşmamız sırasında şunu belirtti: "Biz hiçbir zaman bir ‘Güzellik Merkezi’ olmak istemedik. Kaş tasarımı, manikür-pedikür, Shelac, sir, cilt bakımı ve masaj gibi işlemlerin günlük hayatın stresinden uzaklaşmak isteyen hanımlara kendini özel hissettirdiği butik bir ‘Salon’ olmayı hedefledik. Asla hizmet kalitemizden ve güler yüzümüzden ödün vermedik. Bu yüzden on dört yıldır gelen müşterilerimize yenileri de eklendi." Yapılan işlemler arasında "Shellac" farklı bir uygulama. Bünyesinde bulundurduğu hava kanalları sayesinde hem su hem de bakım yağlarını, tırnaklara geçirip besleyerek sağlıklı ve estetik tırnaklara sahip olmanızı sağlar. Hanımların ev işleri sırasında matlaşıp çıkan ojelerine çözüm olarak kalıcılığı sağlayan ve çeşitli renk seçeneklerine sahip bir uygulama. Böylece ojeler, en az on beş gün ilk sürüldüğü andaki parlaklığını ve şeklini koruyor; asla matlaşma ve uçlarında silinme oluşmuyor. Türkiye'de bulunmayan bu ürün işletme sahipleri tarafından yurtdışından özel olarak getiriliyor. Kaş tasarımı, özellikle çalışan hanımlarda ifadeyi güçlendirmek için çok önemli. Bu yüzden bakışlarınızdaki anlamı oluşturmak için kaşlarınızı uzman ellere bırakmalısınız. Cilt bakımı ise Lireac ve Clinic ürünleriyle yapılmaktadır. EV 68 Hazırlayan: Aysu Tanrıverdi KALİFORNİYA’DA MODERN BİR EV Whipple Russell Mimarlık EV 69 EV 70 EV 71 Mimari kübizmden faydalanan, Beverly Hills- Kaliforniya’daki bu modern ev, hayatı dolu dolu yaşamak adına zengin imkânlar sunuyor. Bulunduğu blokta çevreci tutumun ilk örneği olan Summit Evi projesiyle Whipple Russell Mimarları’nın tasarım fikirleri, bu evdeki trendi belirleyen önemli bir detay olmuş. Evin mimarları, yaptıkları bu projeyi bize kısaca şu şekilde anlatıyor: ‘’Bu projede müşterilerimiz, daha geniş bir yere taşınmalarına rağmen ev içinde birbirleriyle yakından iletişim halinde kalmak isteyen bir aileydi. Bunu başarmak için serbest bir kat planı hazırlandı. Enerji tasarruflu cam duvarlar kullanıldı ve odalar arası görüş hattı korunmaya çalışıldı. Modernizme karşı tutkusu olan bu aile birçok sanat eseri toplamıştı. 3D modelleme yaparken bu eserleri ihmal etmedik. Böylece ölçek ve yerleşim konusunda daha iyi sonuçlar elde ettik. Summit Evi’ni hem işlevsel hem de yenilikçi hale getirmeyi başardık.’’ İnşa edilmeden önce aynı arsada duran eski evin yapı malzemeleri, bağlantı düzenekleri ve aparatlar yeniden kullanılmak ya da kar amacı gütmeyen kuruluşlara bağışlanmak üzere ayrılmış.Bu yeni ev, temel olarak yatay ve dikey yüzeylerden oluşuyor. Güneş enerjisinden oldukça fazla faydalanmayı sağlayan tasarım elemanları içeriyor. Çamaşır makinesi ve lavabolardan çıkan atık suyu yeniden değerlendiren bir sistemi var. Aslında ev için tam bir çevreci diyebiliriz. Beverly Hills’te bulunan ilk çevreci ev! Aynı zamanda ‘akıllı’ bilgisayar sistemiyle ışık seviyesi, gölgelikler, atık su sistemi ve eğlence merkezi kontrol edilebiliyor. Basit ve sade cam duvarlar, yeşil tepeleriyle dışarıdaki doğal yaşamı adeta evin içine taşıyor. Camların yansıtma özelliği sayesinde gün içinde ışıktan tam olarak faydalanılırken gece olduğu zaman içerisi hiçbir şekilde görünmüyor, böylece mahremiyet duygusu da korunmuş oluyor.. Havuz kenarında ateş yakıp hoşça vakit geçirmek için özel bir alan ve çiçeklerle bezeli, gösterişli, metal bir heykel bulunuyor. Genellikle gri tonların hâkim olduğu iç dizaynda, mavi ve kırmızının vurgulandığı albenili alanlar da mevcut. Duvarlarda sanattan izler yakalamak mümkün. Enerjik ve insanın içini ısıtan öğeler yoğun biçimde kullanılmış. Havuz kenarındaki çiçekli heykelin deseni ana oturma alanında tekrarlanarak kompozisyonda bütünlük sağlanmış. Koyu renkli tavan evin ısısını korurken kristalli duvarlar dışarıdan içeriye ışığın farklı renk tonlarını taşıyor. Ortak alanlarda sıcak ve samimi yapısı nedeniyle ahşap detaylar bolca kullanılmış. Ana yatak odasının camdan olan dış cephe duvarı evin birçok yerinde olduğu gibi burada da ev sahiplerini doğayla buluşturuyor. Burada sade mobilyalar tercih edilmiş. Geniş ve rahat oturma alanı karşısına yerleştirilmiş televizyon, sinema odası tadında bir hava veriyor. Çağdaş tonları ve çizgisiyle ana banyo, evin kusursuz ve geometrik estetiğini pekiştiriyor. Son olarak, misafir banyosunun da sade bir şıklığı var. Doğaya özgü renkler ve desenler burada da kullanılmış. MİMARİ 72 Hazırlayan: Tunç Özay DÜNYANIN EN BÜYÜK TAPINAĞI: ANGKOR WAT MİMARİ 73 MİMARİ 74 MİMARİ 75 Angkor Wat, Kamboçya'nın Siem Reap kentinde yer alan, Kral II. Suryavarman adına yapılmış bir tapınak. Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan bu tapınak, 12. yüzyılda inşa edilmiş ve günümüze kadar ayakta kalmayı başarmış tarihi bir yapı. İbadet’e açık olmamasına rağmen bazen böyle bireysel ayinler de yapılabiliyor. 12. yy’da Kral II. Suryavarman bu tapınağı Vişnu adına (Vişnu, Hindu dininde en büyük tanrı demek.), ona ulaşabilmek için Khmer’li mimarlara yaptırmaya başlamış. Tapınağın yeri ve yapısı diğer tapınaklardan farklılık gösterir. Tapınağın olduğu alan yirmi futbol sahası büyüklüğüne denk geliyor. Bu mimari eseri ortaya çıkartmak için çalışan işçiler, bu devasa alandaki ağaçları keserek işe başlamışlar ve yeri yaklaşık iki metre derinliğinde kazmışlar. Kazılan alana önce ince kum döşenmiş, sonra irice taşlar, onun üzerine de kalın kum döşenmiş ve kum taşı ile işlem sonlandırılmış. Kral, inşaatın tamamlanmasını göremeden ölmüş. Buna rağmen kral, Vişnu’ya ulaşmış olarak kabul edilir. İnşaat esnasında beş bin kişi görev almış. İnşaatta kullanılan taşlar, 40 km mesafedeki kutsal sayılan dağdan fillerle taşınarak getirilmiş. Başlı başına sanat eseri niteliğinde yapılmış bu mimari eserde öne çıkan bir diğer ayrıntı ise yapıyı meydana getiren duvarlardaki hikâye mizansenlerdir. 14. ve 15. yüzyıllarda Hindu tapınağından Budist tapınağı kullanımı için değiştirilen ve günümüze kadar da bu şekilde gelen Angkor Wat, dizaynındaki uyumluluk ile Antik Yunan ve Roma mimarisi ile kıyaslanırken mimari ve sanatsal açıdan da Piramitler ve Tac Mahal ile aynı kategoride anılır. 16. yy’dan sonra bu yapı ihmal edilmiş ve ağır tahripler görmüştür. 1990 senesinden itibaren koruma çalışmaları artmıştır. Angkor Wat, dünyadaki en büyük tapınaklardan biri olma unvanını koruyor. Yalnızca büyüklük olarak değil, aynı zamanda su üzerine inşa edilmesi bakımından da şimdiye kadar gerçekleştirilen en çarpıcı mühendislik projelerinden biri. Tunç Özay [email protected] RENK 76 Hazırlayan: Asuman Ergüç RENK 77 GELİN PEMBEYE SEVDALANALIM Pembe neşenin ve mutluluğun rengidir, içinde hüzün barındırmaz. Kız çocuklarının vazgeçilmez rengidir. Kız çocukları kadar masum ve duygu dolu bir renktir. Pembe, kırmızının bir tonudur aslında; kırmızıya beyaz eklenerek elde edilir ve enteresandır ki adına açık kırmızı yerine pembe denir. İnsan psikolojisi üzerindeki etkileri de farklıdır kırmızı ile pembenin. Kırmızının uyarıcı özelliğine karşın pembenin yatıştırıcı özelliği vardır. Pembe hayallerin ve aşkın rengidir. Buna karşın net ve kararlı bir renktir, vazgeçmesi zordur. Pembe, sakinleştirici özelliğinden dolayı uyuşturucu tedavi merkezlerinde ve hapishanelerde kullanılır. Rahatlatıcı etkilerinden dolayı ağrıları hafifletmede yardımcı bir renktir. Dinginliğin ve huzurun rengidir. Olumlu duyguların meydana gelmesine yardımcı olur. Böbrek hastalıklarında, sinir hastalıklarında ve epilepsi hastalığında tedaviyi destekleyici etkileri bilinmektedir. Ev dekorasyonunda pembeyi kullanmak tam bir feminen hava yaratır. Romantizmi canlı tutan enerjik bir renk olarak beyazla kombine edildiğinde modern mekânlar yaratır. Son dönemde oturma odalarında beyaz üzerine pembe güller ve çiçek desenleri sıkça kullanılıyor. Özellikle benim de son derece beğendiğim berjer koltuklarda trend olmaya başladı. Bu tarz ile evlerimiz şık ve modern bir havaya bürünüyor. RENK 78 RENK 79 Çocuk odalarında kullanılan bu masum renk, onların hayal dünyalarını geliştirecek ve yaratıcı bireyler yetiştirmenize olanak sağlayacaktır. Bebek odalarında pembe duvar kâğıtları, pembenin farklı tonlarında tasarlanmış perdeler ve mobilyalar vazgeçilmezdir. Kız bebekleri için neşe ve mutluluk veren tek renk pembedir. Bu renk, size çocuk odalarında huzuru sunacaktır. Pembenin her tonu bir başka güzel bence. Mesela şeker pembesi, tozpembe, fuşya… Pembenin rengi koyulaştıkça dikkat çekme durumu da daha üst seviyelerde oluyor ve daha sıcak, daha canlı renkler ortaya çıkıyor. Dikkatinizi yüksek tutmak istediğiniz mekânlarda, pembenin koyu tonlarını size önerebilirim. Daha açık pembe tonları ise saflık ve masumiyet hissi uyandırıyor. Kullanılmasını önermediğim mekânların başında ise çalışma ortamları geliyor. Çünkü rahatlığı sağladığı için çalışma temponuzu düşürebilen bir renktir pembe. Çalışanları rehavete sürükler. Sizi çalışmaktan uzaklaştırıp çok rahat bir şekilde hayal dünyasına götürebilir ve korkarım mesai bitine kadar geri dönemeyebilirsiniz. Bu sebeplerden dolayı, bence, pembeyi iş ortamlarımızda ve çalışma odalarımızda kullanmayalım. Yatak odalarımızda özellikle duvarlarımızda nesiller boyu kullandığımız yegâne renktir pembe. Sebebi huzuru ve sakinliği sağlamasıdır. Mutluluk ve rahatlık verir. Yatıştırıcı etkisi bilinmektedir. Aşk ve evliliği temsil eder. Tüm bunların yanı sıra kırmızı ise hızlılık ve hırçınlık katar, dinlendirmez, yatak odalarında önerilmez. Tüm pembe hayallerinizin gerçek olmasını diliyorum… Hoşça kalın… GEZİ 80 Hazırlayan: Taner Özdeş GEZİ 81 Eşimin isteği üzerine Paris’e gitmeye karar verdik. Paris’e daha önce defalarca gitmeme rağmen, tekrar gitme fikri beni heyecanlandırdı. Paris’te Üç Gün Paris’e her gidişimde, aynı yerler bana farklı hisler ve tecrübeler yaşatmıştır. Sanırım, yaşımın verdiği olgunlukla algılamam ve bakış açışım değişiyor. Daha dingin olmam, bu şehirden aldığım hazzı her defasında artırıyor. Bir daha, bir daha gitmek istiyorum. “Paris’in en ilginç yanı geniş kaldırımları… Kaldırımlar, caddelere ayrı bir görkem ve güzellik veriyor.” Bu sefer Paris’te yaşayan arkadaşlarımızın aracılığı ile 30 m2’lik bir daire kiraladık. Burası Saint-Germain’de çok şirin bir daireydi. Fransa’nın ülkemizden kat kat zengin olmasına rağmen insanlar, 30-75 m2 dairelerde oturuyorlar. 100 m2 üzerinde daire kiraları şehir merkezinde çok pahalı. Binalar hep orijinal. Belediye 7 yılda bir tüm binaların ön yüzlerinin yenilenmesini şart koşuyor. Türkiye’deki gibi kafanıza göre binayı ancak şehir dışında yapabiliyorsunuz, o nedenle tüm binalar uyumlu ve otantik olarak şehre büyülü bir görüntü veriyor. Saatin geç olmasına rağmen arkadaşlarımız Aslı ve Emre ile kahve içelim dedik. Paris’in her köşesinde kahve içme imkânınız var. Mekânların önünde sandalyeler yan yana duruyor ve çoğu caddeye bakıyor. Sigara yasağı Paris’te Ocak ayında başlamış. Fransızlar dünyada en çok sigara içen ülkelerin başında geliyor. Hava 8 derece ve kuru bir soğuk var. Ama insanlar kafelerde oturuyor. Bu kadar kafe nasıl olabilir diye insan sormadan edemiyor. Şehrin her köşesi güzel ve her köşede durup bir kahve içmek istiyorsunuz. Cumartesi ilk durağımız meşhur Notre-Dame Katedrali. Buraya giriş ücretsiz. Yılda 13 milyon turist ziyaret ediyor. Rakamın büyüklüğü dikkatinizi çekecektir. 70 metre yüksekliğinde, 130 metre uzunluğunda ve 48 metre genişliğinde olan bu katedral, Paris’te ilk ziyaret etmeniz gerekenler arasında. Ayrıca bu şehrin köprüleri de görülmeye değer. Paris’te birbirinden farklı 36 tane köprü var. Hepsinin de tarihi ve hikâyesi farklı. Akşamüstü otobüs ile şehir turu yapmaya karar verdik. Çift katlı otobüsler Paris’in en önemli turistik yerlerini 2 saat gibi sürede geziyorlar. Çok şiddetli yağmura ve soğuğa rağmen otobüsün üst katında oturarak Paris’in akşam ışıklarındaki Noel öncesi muhteşem görüntüsünde gezintiye çıktık. Pazar sabahı her yer çok sakindi. Önce bir kafede kahvaltı ettikten sonra yakında bir kiliseye girdik. Pazar ayini vardı. Ortam çok güzeldi. Orada toplanmış olan topluluk hep be- GEZİ 82 raber dini şarkılar söylüyorlardı. Kimse kimseyi tanımıyordu ama inanç etrafında birlik ve beraberlik hemen fark ediliyordu. The Conciergerie ( ünlülerin hapishanesi ) ve The Saint Chapelle (kilisesi)’i gezdik. Kilisenin motifli camları üzerindeki çizimlerden çok etkilendik. Hapishane ise Avusturyalı Kraliçe Marie-Antoinette ve Kral XVI. Louis’nin burada yatması ile tarihe damgasını vurmuş bir yerdi. Soylu ve ünlülerin bu hapishanede kaldıktan sonra katledilmeleri sebebiyle ortamı görmek bir hayli enteresandı. Buradan sonra meşhur Louvre Müzesi’ndeydik. Burası o kadar büyük ki 3 gün de bile gezmeniz zor olabilir. Heykeller, resimler, kalıntılar… Mona Lisa’nın tablosunu görmek için insanlar akın akın buraya geliyorlar. Giriş fiyatı 9 Euro olmasına rağmen senede 8.5 milyon turist burayı ziyaret ediyormuş. Mısır, Yunan, Roma, Fransız, İtalyan, İngiliz resim ve heykelleri, Fransız krallarının hazineleri, dünya çapında birçok ünlü eserin sergisini burada görmek mümkün. Fransız Cumhurbaşkanı Chirac’ın Louvre’un tam ortasında yaptırmış olduğu cam piramit konusunda herkesin görüşü farklı. Ben beğenmedim. Pazartesi günü son günümüzdü, Champs de Elysee gezecektik. Bu arada Paris’in en ihtişamlı sergi yerlerinden Grand Palais’ta “Bizans’tan İstanbul’a” sergisi olduğunu öğrendik. Bunu kaçıramazdık. Sergi oldukça ilgi çekiciydi. Sonrasında Opera Binasının(Opéra Bastille) karşısında kahvelerimizi içtik. Her bölgede oturup kahve içmek Paris’te en keyifli deneyim. Akşam eşimin yakın bir arkadaşı ile tipik bir Fransız lokantasında buluşmak için otobüsle hareket ettik. Lokantanın adı Brasserie Balzar. Eski ve tradisyonel bir restoran. Masalar birbirine o kadar yakın ki yandaki masa ile aranızda mesafe yok bile. Fransa’ya ilk defa gidiyorsanız, garson ve servis şekli sizi şaşırtabilir, hatta bazen kızdırabilir. Ama “Her güzelin bir kusuru var.” sanırım bundan söylenmiş. İşlerini çok profesyonel yapıyorlar, o kadar. Güleryüz, ilişki kurma bizden çok farklı. Bir garson 7-8 masaya bakıyor. Çok sabırlı olmanız gerekiyor. Maalesef bir seyahatin sonuna gelmiştik. Bu muhteşem şehire en kısa zamanda tekrar gelmek için sözleştik. Paris herkes için bir turizm dersi içeriyor. Bu kadar görkemli olmasının sebebi; ışıklandırma, hiçbir değişiklik yapılmasına izin verilmeyen eski binalar, geniş kaldırımlar, kafeler. Toplu taşımacılık o kadar mükemmel ki, taksiye binmenize gerek yok. Otobüs ve metro ile her yere gitme imkanınız var. Tüm tarihi yapılar koruma altında ve sürekli yenileniyor. Sergiler, müzeler, gece hayatı ve restoranlar… GEZİ 83 BOTANİK 84 BOTANİK 85 Hazırlayan: Selma Aydıngöz FİTONYA ( Fittonia werschaffeltii): İşte size sıcak salonlarınızın güneş ışığı almayan yerlerinde, yassı aranjman kapları veya cam şişeler içinde yetiştirebileceğiniz örtücü ve sarkıcı formda büyüyen çok şık bir bitki... Beyaz damarlı yeşil yapraklıları olduğu gibi benim favorim pembe damarlı, yeşil yapraklı olanları. Aranjmanlarınıza harika bir görsellik katar. Bakımı ve üretilmesi kolay. Dallarını kırarak ya da toprak yüzeyinde yayılırken oluşturduğu köklü kısımlardan ayırarak üretebilirsiniz. Yaz boyunca bol su, kışın ise daha az su vermelisiniz. Çiçekleri küçük ve sarı renklidir ama yaprağının güzel görüntüsünün yanında bu çiçekler çok sönük kalır. HER YAPRAK YEŞİL OLMAK ZORUNDA DEĞİL Bu ayki rengimiz; bu soğuk kış aylarında içimizi ısıtacak, aynı zamanda bize baharı anımsatacak bir renk: Pembe. Doğada pembe renkli pek çok çiçek görüyoruz. Hemen her çiçeğin pembe renkli olanı mevcut: Begonya, çuha çiçeği, on bir ay çiçeği, karanfil, lale, gül, sümbül aklıma ilk gelenler. Ama ben size bu ay yapraklarında pembe çizgiler ve noktalar bulunan, salonumuzdaki diğer yeşil yapraklı bitkilerin arasında son derece dekoratif duran bazı salon bitkilerinden bahsedeceğim. Bunlar: Caladium, Fittonia ve Cordyline. Bir de özelikle bir tür pembeye adını vermiş, bu sezonda çokça gördüğünüz, baharda da dağlarda yabanisini görebileceğiniz “Sıklamen” den bahsedeceğim. SIKLAMEN (Cyclamen percicum): Aslında ormanlarda ve makiliklerde ilkbaharla birlikte gölge yerlerde yapraksız olarak toprak yüzüne çıkan, tavşankulağı adıyla bilinen kır çiçeklerinin ıslah edilmiş türleridir. Çiçekçi vitrinlerinde gördüğümüz sıklamenler, en güzel pembe tonlarından biri olan morumsu pembe renge adını vermiştir. Ama açık pembe, beyaz, eflatun ve çilli pembe gibi değişik renkleri de vardır. Yumrulu bir bitkidir. Yassı patatese benzeyen yumrunun üzerinden kalp şeklinde koyu yeşil, bazı türlerde ise açık yeşil, koyu çerçeveli yapraklar çıkar. Çiçeklenme sonbahar sonlarından mayıs ayına kadar devam eder. Sıklamenler serin, gölge (ya da yarı gölge) ve rutubetli ortamları severler. Yani ısıtılan salonlar, uzun süre yaşamalarına elverişli değildir. En iyisi balkon ya da bahçelerde, pencere önlerinde muhafaza etmektir. Çiçekli dönemlerinde sulama aynı sıklıkla ve toraktan yapılmalı, çiçeğin kalbine su verilmemeli ve 15 günde bir kompoze çiçek gübresi ile beslemelidir. Çiçek dönemi geçtiğinde su azaltılmalı, yapraklar sarardıktan sonra ağustos başlarına kadar su vermeden serin bir yerde saklanmalı, ağustosta yeniden sulamaya başlanmalıdır. SİKLAMEN FİTONYA MELEK KANADI (Caladium bicolor): Son derece zarif, gösterişli bir bitkidir. Yaprakları tek sap üzerinde büyükçe bir kalp şeklinde çok açık yeşil, beyaz pembe yeşil, pembe beyaz, çilli gibi değişik renklerde olabilir. Glayöl soğanına benzer soğanları ya da küçük yumruları olan çeşitleri vardır. Ilık, nemli, yarı gölge mekânları sever; susuzluğa dayanamaz. Kış ayları dinlenme dönemidir. Ekim ayından şubata kadar su verilmeden kuru olarak muhafaza edilir. Bu dönemde yapraklar kaybolur. İlkbaharda yavaş yavaş arttırılan su ve sıcaklık ile yeniden canlanır. En gösterişli oldukları aylar ise haziran-eylül arasıdır. Sıcak havalarda yapraklara su püskürtülür ve rüzgâr, cereyan alan yerlere konmazlar. Üretilmesi yan yumruların ayrılması ile olur. Bunun için en uygun aylar ise şubat ve marttır. MELEK KANADI KORDELİN (Cordyline terminalis): İşte salonlarınızın başköşesine yakışacak bir çiçek... Koyu yeşil ile pembenin böylesine uyumu, ona evin en güzel köşesine yerleşme şansı verir. Liliaceae familyasının bir ferdi olan kordelinler; Asya, Afrika ve Avusturya kıtalarına yayılmış yirmiden fazla tür içerir. Ancak ayın konseptine uygun rengi ile Cordyline terminalis gerçekten çok gösterişlidir. Yapraklar uzunca ve sert, sürgünler pembe, eski yapraklar koyu yeşildir. Bazı yapraklarda iki rengi birlikte de görebilirsiniz. Aydınlık, hafif gölge, havadar bir yerde tutulmalı; doğrudan güneş ışığında kalmamalıdır. Yazın su isteği fazladır yapraklara da sık sık kireçsiz su püskürtülmelidir. Kışın ise verilen su azaltılmalıdır. Üretimleri rizom ayırması ile çelikle ve daldırma ile yapılabilse de sera şartlarını sağlamak güç olduğundan evde üretilmeleri zordur. Ara sıra yapraklarını yarım fincan suya yarım limon sıkarak ya da bira şişelerinin içinde kalmış biraları sulandırarak silerseniz yapraklardaki toz ve kireç izleri temizlenir ve pırıl pırıl görünür. Hazır preparat olarak yaprak parlatıcılarını ise bitkiye çok yaklaştırmadan sıkmak ve çok sık kullanmamak gerekir. Pembe yapraklı pembe çiçekli evinizin huzurlu köşelerinde pembe rüyalarla dolu günler geceler diliyorum. Ufkunuzdan pembelikler eksilmesin. Bana kişisel olarak ulaşıp salon ve bahçe çiçekleri ile ilgili sorularınızı yöneltirseniz ben de hem konularımı seçerken sizden ışık almış olurum hem de sizlere daha yararlı olurum. KORDALİN BLOG 86 KURABİYELERİN EN SEVİMLİ ATÖLYESİ “Kurabiye Atölyemiz” serüveni, benim şeker hamuru ile tanışmam sayesinde başladı. Önceleri sevdiklerime butik kurabiyeler ve pastalar ile sürprizler yaparak denemelerde bulundum. Güzel geri dönüşler aldıkça bu beni daha da cesaretlendirdi ve kendimi bu sektörün içinde buldum. Öncelikle Mart 2013’te “Kurabiye Atölyemiz” sayfasını kurdum ve buradan ürünlerimin satışını yapmaya başladım. Butik olarak kişiye özel çalıştığım için tek bir elden tüm parti konseptine uygun sunumlar yapılması görsel bütünlük sağlıyor. Yaptıklarım sadece butik pasta, kurabiye ve cupcake ile de sınırlı kalmıyor. Bunların yanında son dönemde oldukça revaçta olan cakepops (kek topları) ve şans kurabiyeleri de yapıyorum. Bu ürünlere olan talep de giderek artıyor. Kişiye özel butik üretim yaptığım için kişiler bazen istediklerini anlatıyorlar, bazen de kendilerini anlatan hikâyeyi bana aktarıyorlar. Bunun üzerine ben de kendi hayal gücümle tasarım yaparak bunları kurabiye, cupcake ya da pastalarıma aktarıyorum. Bu öyle bir sektör ki sadece hayal gücü ile sınırlı olduğu için isteklerin de yeniliklerin de sonu yok. Ayrıca, bildiklerimi aktarabilmek için butik kurabiye, cupcake ve pasta kursları veriyorum. Oldukça keyifli vakit geçirmenin yanı sıra çok güzel dostluklar ve paylaşımlar kazanıyoruz. Çocuklara yönelik olarak da anne-çocuk workshop’ları düzenliyorum. Çocukları çok sevdiğim için ve onlarla vakit geçirmekten çok keyif aldığım için eğlenceli ve zevkli saatler yaşıyoruz. Kurabiye Atölyemiz’in Kurucusu Burcu Yücel Kimdir? Bilkent Üniversitesi Bankacılık ve Finans Bölümü’nden mezunum. Eğitim hayatım boyunca en sevdiğim dersler hep el işi ve el becerisine dayalı dersler olmuştur. Mezun olduktan sonra 7 yıllık bankacılık hayatım oldu. Sonra, “Zararın neresinden dönülürse kardır!” mantığıyla bankacılık kariyerime son verdim ve “Mutlu bir iş var mıdır acaba?” derken şu anda yaptığım işimle tanıştım. İyi ki de tanışmışım, çünkü aradığım sorunun yanıtını bu işte buldum. www.kurabiyeatolyemiz.com Hazırlayan: Burcu Kartalcıklar BLOG 87 BLOG 88 BİR BAHAR MASALI Bahar Görkem, elektrik-elektronik mühendisi. Kendi mesleğini yaparken bir yandan da hobi olarak dekorasyonla uğraşıyor. Takı tasarlıyor, gittiği gezilerden fotoğraflar çekerek bunları blog sayfasında takipçileri ile paylaşıyor. Görkem, “Dekorasyonla uğraşmak, yeni bir şeyler üretebilmek, eskiyi değerlendirip ortaya yeni ürünler çıkarmak beni her zaman heyecanlandırıyor.” diyor ve cümlesine şu şekilde devam ediyor: “Blog maceram, Mart 2010 tarihinde başladı. Blog yazmak gerçekten emek isteyen bir iş. Fakat gelen olumlu yorumlar ve güzel tepkiler insanı gerçekten motive ediyor. Instagram ve Facebook gibi sosyal paylaşım siteleri, blog sayfamın tamamlayıcısı gibi oldular. Artık çoğu fotoğraf cep telefonuyla çekildiği için bu fotoğrafları direkt Instagram’da paylaşmak daha kolay oluyor. Blog sayfalarımdaki fotoğraf albümlerinde; dekorasyon, fikir ve bebek odaları gibi ayrı başlıklar altında ilham alabileceğiniz konular bulabilirsiniz. Blog sayfamda en sevdiğim bölüm “Öncesi ve Sonrası “ projelerini paylaştığım bölüm. Bu bölümde, eski eşyalara ikinci bir şans verip onları değerlendirdiğim işleri paylaşıyorum.” Örneğin bu fotoğraftaki beyaz kitaplığımın arka sunta paneli su çektiği için lekeler oluşmuştu. Kadife baskılı bir tül ile kaplamam sayesinde baş köşedeki yerini aldı. baharmasali.blogspot.com instagram: bhrlove Hazırlayan: Burcu Kartalcıklar BLOG 89 FiKiR 90 Hazırlayan: Berk Canyürek Farklı malzemeler e v ilginç fikirler Farklı tür malzemeler bir araya gelince ortaya ilginç tasarımlar çıkabiliyor. Bu tasarımlarla evimizi, ofisimizi kısacası tüm yaşam alanlarımızı renklendirmek ve süslemek mümkün. Bu malzemeleri birleştirip kendi kendimize bir şeyler yapmış olmak ise oldukça keyif verici. İşte size keyif ile yapabileceğiniz birkaç tasarım örneği: Kutu İçecek Kapağından ilginç tasarımlar: Kutu içecek kapağı deyip geçmemekte fayda var. Bu malzeme ile yapılmış tasarımlara çok şaşıracaksınız. Biraz sabır gerektiren bu işte, siz de birbirinden ilginç tasarım fikirleri geliştirebilirsiniz. Şişe altı ile sanat eserleri yapmak: FiKiR 91 Kek Kâğıtlarından Desenler: Kek kâğıdı ile süslü püslü abajurlar yapmaya ne dersiniz? İkea gibi mağazalardan satın alacağınız kağıt abajurların üst kısmına yerleştireceğiniz kağıt kek kalıpları ile harika ışık tasarımları yapmak mümkün. Denemeye değer. Doğal Askılık: Ahşabın doğal görünümü, yapacağımız askılık tasarımında kendine şekil buluyor. Kullanacağımız malzemeler oldukça basit ve doğal. Yapacağımız çerçeve için 4 parça ahşap plakaya ve askılık olarak kullanacağımız eşit boylarda kesilmiş ağaç dallarına ihtiyacımız olacak. Tercihen ahşap dokusu doğal renginde bırakılabilir ya da istenilen bir renge boyanabilir. Şişe altı ile resim yapmayı hiç denediniz mi? Denemediyseniz kesinlikle tavsiye ederiz. Birbirinden renkli ve güzel, arkadaşlarınızı şaşırtabileceğiniz eserler ortaya çıkartabilirsiniz. Bunun için şişe altını boyaya batırmanız ve resim kâğıdında belli yerlere dokundurmanız yeterli. Plastik Kaşık İle Süs Objeleri Yapmak: Kimin aklına gelirdi ki plastik kaşık ile şahaneler yaratmak. Tablolar, aynalar, saatler, abajurlar vs. Hele ki kaşıkların uç kısmını ısıtıp gül şeklinde formlar vermek, hayret uyandırıcı başka bir detay. Denemeye değer. Ayrıca kaşıkları boyayarak renklendirmek elimizde. Kabuklu Tasarımlar: Antep fıstığı kabuğundan da tasarım olur muymuş demeyin, gerçekten çok güzel oluyor. Yapısı sert olduğu için kolay parçalanmayacak ergonomik bir yapıya sahip olması en büyük avantajı. Delerek, yapıştırarak ve çeşit çeşit renklerde boyayarak çok güzel ve orijinal tasarımlar ortaya çıkartabiliriz. Özellikle takılar. 93 FiKiR 92 Artık devir ekonomi devri. Fazla enerji harcayarak elektrik faturalarımıza yük olan akkor ampuller raflardan yavaş yavaş kaldırılıyor. Böylece hem fazla elektrik sarfiyatı önlenmiş oluyor hem de küresel ısınmanın bir nebze de olsa önüne geçiliyor. Peki, pabucu dama atılmış bu ampuller ile bir şeyler yapsak nasıl olurdu? En iyisi, kibar ve minik saksılar oluşturmak. Ampulün duy kısmını zarar vermeden çıkartalım, dekoratif durması açısından içine çeşitli minik taşlar koyalım ve süs bitkimizi yerleştirelim. Bitkinin durumuna göre duy kısmından bitkinin kalan kısmını dışarı çıkartıp estetik bir görünüm kazandırabiliriz. Eğer bitkimiz ufak ve ampulün içine sığacak gibi ise, ampulün ağız kısmını duy kısmı ile kapatıp ilginç bir görünüm kazanabiliriz. Mandallar: Mandallar, “kendin yap” tasarımlarında belki de en çok başvurulan malzemelerden bir tanesi. Yapısı, yeni oluşumlar tasarlamaya oldukça elverişli. Mandalların üzerinde yapılacak çeşitli boyama işlemleri, yapıştırılacak süs objeleri yepyeni tasarımlar yapmamıza imkân sağlayacak. Denemeye kesinlikle değer. Teninizdeki Sanat IŞILTAN TAKI & ETÜT ATÖLYESİ 1775/4 Sk No: 5/A Karşıyaka-İZMİR (0232) 368 96 98 (0507)484 02 49 facebook.com/isiltanirmak @isiltanirmak
© Copyright 2024 Paperzz