AŞK/İLİŞKİ Kadınlar ne ister? 348 en azından annenizin dönemine baktığınız zaman paranın ne kadar büyük bir role sahip olduğunu hatırlarsınız. 50’li yaşlarını süren bir kadına, gençliğinde bir ilişkiden neler beklediğini soracak olursanız, çoğunun aile geçindirebilecek birini tercih ettiğini fark edebilirsiniz. Günümüzde lüksü sevmekle beraber bunu kendimiz satın almayı tercih ediyoruz. Erkeklerden beklentilerimiz içinse harika bir seks, sadakat ve kişiliğe dayanan özelliklere dair bu tür bir liste uzayıp gidiyor. Para için evliliklerin azalmaya başladığı bir dönemdeyiz. Bu yüzden kadınların kriterleri giderek arttı. İngiltere’de 2,000 kadın arasında yapılan araştırmaya göre para bir erkekten beklenen ve istenilen en önemli talep değil. Kadınların yüzde 92’si sadece maddi yönden kendisine destek olacağı için asla biriyle evlenmeyeceğini, buna rağmen yüzde 77’si de maddi yönden erkekten destek almasına karşın işine devam edeceğini söylüyor. Bu durum çok fazla kazanç getiren işlerin çekici olmadığı anlamına gelmiyor. Ancak bir erkeğin zekâsı, hassasiyeti ve yaptığı işin farklılığı hesap defterinin ne kadar kabarık olduğuna göre artık daha ağır basıyor. Araştırmanın sonuçlarına göre kadınların erkeklerden beklentileri çok daha fazla artmış durumda. Nazik, sadık, güvenilir, esprili, yatakta iyi, çocuklarla iyi anlaşan… Liste bu şekilde uzayıp gidiyor. Hayatınızdaki erkekten beklentilerinize dair listeniz uzayıp giderken, aradığınız gibi birini bulamadığınız zaman çok fazla hayal kırıklığı yaşamamanız gerekiyor. Araştırmaya göre kadınların neredeyse yarısı kendisine orgazm yaşatamayan bir erkekle evlenmeyeceğini, yüzde 81’i aldatmayı asla kabul edemeyeceğini, araştırmaya katılan kadınların dörtte üçü ise kendilerini değiştirmeye çalışan bir erkek olduğu zaman hiç düşünmeden o ilişkiyi sonlandıracağını söylüyor. Ancak şöyle de bir gerçek de var ki aşk söz konusu olduğunda gözleriniz kör oluyor ve kâğıt üzerinde işaretlediğiniz bütün kriterlerin önemi yok olup gidiyor. l FOTOĞRAF: ARTHUR ELGORT / TRUNK ARCHIVE K ayak yapıyor mu? Peki, yemek pişirebiliyor mu? Parayla arası nasıl? Bay Doğru’dan beklentimiz hiç bu kadar çeşitli olmamıştı. Kız arkadaşlarınızla beraber bir barda oturduğunuzu ve sizin için ideal olan erkek profili için kriterlerinizi onlarla paylaştığınızı hayal edin. İyi görünümlü, esprili ve yatak odasında ne yaptığını iyi bilen gibi klasikleşen isteklerin yanı sıra günümüzde bu listeye birçok yeni ayrıntı da eklenmeye başladı. İlginç bir işi olması, köpekleri ya da kedileri sevmesi, nazik bir yapıya sahip olması, kayak yapması, bağımsız olmanıza izin verecek kadar olgun olması, iyi bir aşçı ve arkadaşlarınızı güldüren biri olması… Aile geçindirecek bir erkeğe ihtiyacınız yok! Tek istediğiniz fiziksel uyum, zekâ ve sizi güldürebilen biri. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre kadınların yüzde 91’i kendisini güldürebilen erkeği tercih ediyor. Birkaç nesil geriye gittiğiniz ya da Doğru eşi bulmak, âşık olmak ve uzun süreli bir beraberliği yürütebilmek... Kadınların hayattan ve ilişkilerden beklentilerinin nasıl bir değişim geçirdiğini ve modern aşkın zorluklarını araştırdık. Zeynep Sipahi AŞK/İLİŞKİ CEREN&ERAY Ceren Erendor 27 yaşında bir müzisyen. Eray Düzgünsoy de aynı meslekten. Dört buçuk yıldır birlikteler. Son üç buçuk yıldır da evliler. KLASİK SORU “Benim sürekli gittiğim bir cafe vardı. Eray da o cafe’nin işletmeciliğini yapıyordu. Sima olarak onu tanıyordum. Bir gün oraya viyolonselimle gitmiştim ve tam hesabı öderken Eray bana; ‘Viyolonsel mi çalıyorsun’ diye sordu. Ben de bu soruya sinir oldum, çünkü bu genelde muhabbet açmak için kullanılan bir şeydir. ‘Evet’ diye kestirip attım. Başka bir gün kahve içmeye oraya gittim. Eray ile o gün muhabbet etmeye başladık ve onun müzikoloji bölümünde okuduğunu öğrendiğim zaman çok utandım. Aslında ona daha önceden sempatim vardı. O soruyu sormasa gayet iyi gidiyordu. İlişkimiz öyle başladı. İlişkimiz başladıktan dört, beş gün sonra bir yerde otururken bana evlenme teklif etti, ben de kabul ettim. Dokuzuncu ayda nişanlandık. Toplam bir sene sonra da evlendik.” MÜZİK EN GÜÇLÜ BAĞ “Eray’ın bana desteği kesinlikle en çok müzik üzerine. Konservatuarda klasik müzik eğitimi aldım. Eray’la müzik üzerine konuşmaya başladıktan sonra birazcık at gözlüğü takmış olarak gezdiğimi fark ettim. Bana müzik ve sanat konularında bana farklı bakış açıları sundu. Dış dünyanın okuldaki gibi olmadığını gördüm. Dışarıda okuldaki gibi her şey güllük gülistanlık gitmiyormuş. Bambaşka bir kapı açmış oldu bana. Ben de buna meyilliymişim ki çabuk bu tarafa adapte oldum. Eray, çok güzel anlatan biri. Çok düzgün ve sabırlı bir şekilde bana sorduğum her şeyi anlattı. Benim ilgilendiğimi gördükçe daha da üstüme geldi. Hala da devam ediyor. Herhalde bu, ben ölene kadar devam edecek. Mesleğimi yeniden öğreniyormuş gibi oldum. Bu bana bambaşka bir güven verdi.” SABIR VE ANLAYIŞ “Eray’ın her konuda böyle bir sabrı ve anlayışı olduğunu fark ettim. Bunu en başta anladım. O yüzden de evlilik teklifine hiç düşünmeden ‘Evet’ dedim. Birlikte bir ömür geçirilecek bir insan olduğu ve bana hiçbir şeyde sırtını dönmeyecek olmasından eminim. Bu söylediklerimin dışında tabii ki saygı ve sevgi de çok etkili. Bizim ilişkimizi ayakta tutan aslında birbirimize karşı açık olmamız. Hiçbir şeyimizi gizlemiyoruz. Onun dışında birbirimizin özeline saygı duyuyoruz. Ne bende ne de Eray’da bu anlamda kıskançlık yok. Çoğu insan ‘Seven insan kıskanır’ der ama biz bunu hastalıklı bir hale getirmiyoruz. Çünkü öyle bir şey içimizde yok. Birbirimize güvenip, destek oluyoruz. Anlayışlı davranmaya çalışıyoruz. Davranamadığımız zamanlar da oluyor çünkü çok yoğun çalışıyoruz ama onu da tölere etmeyi başarabilmek önemli bir şey. Bir de özür dileyebilmek güzel bir şey. Bence bu büyük bir lütuf.” “Eray sakin, ben ise daha heyecanlı bir yapıya sahibim. Bu sayede birbirimizi dengeliyoruz.” 350 MERVE&EKİN Merve Polat 20 yaşında. Aldığı moda tasarımı eğitiminin yanı sıra modellik ve styling de yapıyor. Ekin Ergök ise 24 yaşında. Grafik tasarımı üzerine aldığı eğitim devam ederken, müzik çalışmalarına ve takı tasarımına ara vermiyor. Bir yılı aşkın süredir birlikteler. FACEBOOK’TAN TEKLİF “İlk münasebetimiz Ekin’in benimle buluşmak istediğine dair Facebook’tan yolladığı mesajdı. Ancak benden olumsuz bir yanıt alması üzerine tahmin ettiği gibi bir randevulaşma gerçekleşmedi. Sonra tesadüfen bir gece çok geç bir saatte Asmalımescit’te karşılaştık. Onu ilk gördüğüm zaman aslında gereğinden fazla kendini beğenmiş ve ego patlaması yaşayan bir kişi olduğunu düşündüm. Bu yüzden de gerçekleri birisinin ona göstermesi gerektiği görevini üstlenmek istedim.” EMİN ADIMLAR “Bu ilişkiyi geleceğe dönük bir şeye nasıl çevireceğimize dair henüz ikimiz de bir şey bilmiyoruz. Endişeler yaşamamak adına çok fazla ileriye dönük kurgular yapmıyoruz. Gerçi Ekin’in arada sırada duygusallaştığı evlenme teklif etmişliği oldu daha önceden ama ben henüz asıl teklifi aldığımı düşünmüyorum. Bir ilişkinin uzun süreli olabilmesinin en büyük sırrı bence saygıda gizli. Bu yalnızca iki sevgili arasındaki ilişkinin sırrı değil, dünya üzerindeki her türlü ilişki için en önemli şey. Sonrasında işin içine fedakarlık ve karşılıklı anlayış giriyor. Bizim diğer sırrımız ise aşırı dürüstlüğümüz.” ARTIK DAHA SAĞLAM “İlişkimizin ilk altı ayı boyunca dışarıdan insanlar çok fazla müdahale etmeye çalıştılar. Bu insanlar yüzünden bir kere yaklaşık bir ay kadar Ekin’le ayrı kaldık ama bu süreçte yine konuşmaya devam ettik, kopmadık. Daha doğrusu kopamadığımızı anladık ve o dönemden sonra gerçek anlamda problem yaşamadık. O insanlar sayesinde Ekin’le ayrı kalıp birbirimizi aslında çok sevdiğimizi farkına vardık.” TAM DESTEK “Ekin’in bana ayırt etmeksizin her konuda destek olduğunu söyleyebilirim. Bana, benim seçimlerime, verdiğim kararlara saygı duyduğu için bu konularda her zaman destek oluyor. Bunu yaparak gerçekten hayatımı kolaylaştırıyor olmasını çok seviyorum. O gerçekten en güvenilir ve en fedakar sevgili kesinlikle. Bunun haricinde kendisi tam bir centilmendir. Artık böyle karakterler kalmadığı için bu özelliği tam anlamıyla bir beğeni konusu diyebilirim.” ANLAŞAMADIKLARI NOKTA “Ekin biraz ağırkanlı dediğimiz türden yani başka bir deyişle kendisi tam bir zevk adamı. Bu yüzden bazen ağır çekimde yaşamak katlanılamaz bir hal alabiliyor ama bunu ona söylediğimde yine soğukkanlı bir şekilde yanıt vererek, mantıklı açıklamalar yapması bu durumu çözüyor. İlişkimizin ilk günkü heyecanını korumak içinse farklı bir şey yaptığımızı söyleyemem. İkimiz de zaten sıradan kişilikler değiliz. Sürekli yeni bir şeyler oluyor hayatımızda ve biz de yeni şeylere açığız. Bunun haricinde ay dönümlerimizi en özel şekilde kutlamaya bayılıyoruz.” l “İlişkimizin ilk altı ayı boyunca dışarıdan çok fazla müdahale oldu. Sarsılıyor gibi olsak da birbirimizden kopmadık.” AŞK/İLİŞKİ ZEYNEP&BARIŞ Zeynep Tarhan 27 yaşında bir stil editörü. Mehmet Barış Muslu ise 35 yaşında bir yönetici. Altı yıldır birlikteler. Geçen yıl evlendiler. BÜYÜK KONUŞMAMAK GEREK “Bizim tanışmamız aslında klasik bir arkadaş ortamında gerçekleşti. Tek farkı asıl beraber olması beklenen çift yerine o gece bizim flört etmeye başlamamızdı. Barış’ın bir arkadaşının doğum gününe, bir kız arkadaşım da davetliydi. İkisi henüz flört döneminin başlangıcını yaşıyorlardı ve tek başına gitmeye çekindiği için beni de yanında götürmek istedi. Gayet isteksizce gittiğim doğum gününde Barış ile karşılaştım ve bunu aslında hapşırmaya benzetiyorum. Hani kendinizi tutamazsınız ya, öyle bir şey. Bana eskiden ideal erkek tipimi sorduklarında; ‘Bilmiyorum ama kesinlikle kızıl saçlı değil’ derdim. Büyük konuşmamak gerekiyormuş. Onu ilk gördüğümde direkt bu sözümü hatırladım. Onun hakkında ilk düşündüğüm son derece zeki ve sempatik olduğuydu.” KESİŞEN KÜME “Mutlu ve uzun süreli birlikteliğin sırrı bence çok eğlenmek ve birbirine destek olmak… Evlilik kesişim kümesi gibi olmalı, herkesin kendine ait alanları ve hobileri olmalı. Böylelikle evliliğe yeni enerjiler katabiliyorsunuz. Genç yaşta evlenmenin ve çocuk yapmanın şu sıralar pek bir moda olduğunu düşünüyorum. 23’ünde evlenip 25’inde çocuğu kucağında boşanan birçok kadın var. Bence evlenmeden önce aklınızda “Aslında çok zıt bir çiftiz. Bu hem birbirimizi tamamlamamızı sağlıyor hem de yorucu olabiliyor.” 352 gerçekten hiçbir soru işareti olmaması gerek. Biz evlenmeden önce aynı evde yaşamaya başlayınca birbirimizden sıkılırsak ne olur diye gizli gizli düşünmüşüz ama şimdi çok ama çok eğleniyoruz. Bireysel olmak istediğimiz anlarda da kendi köşelerimize çekiliyoruz ve kendi işimizle meşgul oluyoruz.” ZIT KUTUPLAR “Aslında çok zıt bir çiftiz. Bu hem birbirimizi tamamlamamızı sağlıyor hem de yorucu olabiliyor. Örneğin Barış her türlü müzik aletini çalar ve beste yapar, ben ilişkinin başlarında buna çok tav olurken şimdi ‘kafam şişiyor’ diye söyleniyorum. Oysa ben de aynı şekilde tiyatro, bale, sergi her ne bulursam gitmek istiyorum. O noktada işi abartıp Barış’ın içini bayabiliyorum. Böyle olunca birbirimizi serbest bırakıyoruz. O müzik çalıyorsa, ben spora gidiyorum. Ben sergiye gidiyorsam, o arkadaşlarıyla buluşuyor. Bir de bir sıkıntımız varsa, öyle içimize atıp bin bir kuruntu yaparak surat asmayız, hemen anlatır ve anında çözeriz.” MİDEDEN GEÇEN YOL “Erkeğin kalbine giden yol gerçekten midesinden geçiyor galiba. Üçüncü ya da dördüncü ayımızda Barış’a Çin yemeği yapmıştım. Bana o gün daha da bağlandığını söyler hep. Bu tarz evcil özellikler erkekleri etkiliyor. Barış’ın kafasının sürekli bir şeyle meşgul olması bazen beni yoruyor ama bu durumu da kabullenemiyorum. Hani bazen sırtınızı yaslayıp bir kadeh şarabı hiçbir şey düşünmeden denize karşı içmek istersiniz ya. Barış’la bunu yapmak imkânsızdır; ya konuşur ya şarabı içmez ya da beğenmez. Ancak ilk günkü heyecanımızı canlı tutmak için tanıştığımız yere gideriz bazen. Bize çok iyi geliyor.” SİBEL&MUSTAFA Sibel Şenil 26 yaşında bir pazarlama uzmanı. Mustafa Domaniç ise aynı yaşta bir danışman. Dokuz yıldır birlikteler ve evliler. UZATMALI YAZ AŞKI “Antalya’da yazlık evlerimiz aynı sitedeydi ve ortak bir arkadaş grubumuz vardı. Bildiğiniz yaz aşkı hikâyesi çok daha uzun soluklu oldu. Mustafa kalabalık içerisinde kendini hemen belli eden bir yapıya sahiptir. İlk tanıştığımızda da grup içerisindeki rahat ve eğlenceli tavırları ilgimi çekmişti.” MECBURİ AYRILIK “Mustafa okul için yurtdışına gittiğinde, ilişkimizi bu şekilde yürütemeyeceğimize karar vermiştik. Fakat ayrıldıktan aylar sonra bile telefon ve elektronik posta yoluyla her gün iletişime geçince Türkiye’ye döner dönmez yeniden birlikte olmaya başladık. Ondan sonrada mesafeleri düşünüp bu duruma olumsuz bakmak yerine Mustafa’nın geleceği günleri beklemeye ve o günleri en keyifli şekilde geçirmeye başladık.” EVLİLİK ÖNCESİ VE SONRASI “İki ayrı kişinin her zaman aynı şeyleri düşünebilmesi ve istemesinin mümkün olmadığını anlamak bir ilişkiyi yürütebilmek adına bence çok önemli. Bu nedenle birbirimizi her zaman çok rahat bıraktık. İkimizin de ayrı dünyaları var ve bazen oraya çekilmek ikimiz için de faydalı oluyor. Birde tabiî ki içinde çok mutlu olduğumuz ortak bir dünyamız var. Bunları dengeleyebilmek gerekiyor sanırım. Aslında aramızda yaşanan sorunları evlilik öncesi ve sonrası olarak ayırmak gerekiyor. Evlenmeden önce genelde Mustafa’nın çok rahat ve bütün arkadaşlarıyla her şeyi paylaşıyor olmasından büyük rahatsızlık duyardım. O da benim sürekli başkalarının ne düşündüğünü bu kadar önemsiyor olmamdan rahatsız olurdu. Evlendikten sonra ise masayı kim toplayacak, koltuğun köşesine kim oturacak gibi nedenlerle daha günlük konularda tartışmaya başladık.” “ÖNCE SAKİNLEŞELİM” “Ben eskiden beri olayları sıcağı sıcağına tartışmak yerine biraz sakinleştikten sonra konuşmayı tercih ederim. Fakat Mustafa benim tam tersime hemen halletmek ister o sorunu. Evlenmeden önce soruna dair konuşmadan kaçabiliyorken, simdi pek kaçacak yerim olmadığından tartışmaya çalışıyoruz ama sebepler o kadar komik oluyor ki iki dakika içinde gülmeye başlıyoruz.” ORTAK BİR YOL BULMAK “Tartışmak istemediğim zamanlarda Mustafa’nın beni sıkıştırmasından veya sinirliyken zorla güldürmeye çalışmasından hoşlanmıyorum. Birde yemek yedikten hemen sonra sofradan kalkmak istemesine sinir oluyorum. Tölere etmek yerine orta yolu bulmaya çalışıyoruz. Biraz o, biraz da ben fedakârlık yapıp, ortada bir yerlerde buluşuyoruz mutlaka.” l “Birbirimizi hep rahat bıraktık. Ayrı dünyalarımız var ve bazen oraya çekilmek faydalı oluyor ikimize de.” AŞK/İLİŞKİ BAHAR & MICK Bahar Kongel 31 yaşında bir moda editörü ve stil danışmanı. Nişanlısı Mick Fransez ise 37 yaşında bir reklâmcı. Dört yıldır birlikteler. Ocak ayında evlenecekler. 50 İLK ÖPÜCÜK “Mick’le kardeşi Oren’in doğum günü partisinde tanıştık. O gece Mick benden hoşlanmış ve yemeğe çıkmak istediğini söylemişti ama ben kabul etmemiştim. Aradan birkaç ay geçtikten sonra bir partide karşılaştık. Yanına gidip selam verdim ama beni tanımadı. Bana yaptığı teklifi kabul etmediğim için acısını çıkarmaya çalıştığını düşündüm. Bu olaydan iki ay sonra en yakın arkadaşlarımdan biri olan Gül ile bir gece kulübünde dans ederken, biri Gül’ün dikkatini çekiyor ve bana diyor ki; “Bahar karşıda bir çocuk var ve durmadan sana bakıyor, hem de yanında bir kız var!’ Kim diye dönüp baktığımda, Mick olduğunu gördüm. Aylar önce Oren’in doğum günü partisinde tanıştığı ve hoşlandığı kız olduğumun kesinlikle farkında değil. Gece boyu yanıma gelebilmek için planlar yapmış. Yanıma geldiğinde ise ‘N’aber Mick’ deyip öptüğümde şoka girdi. Düşünsenize, tüm gece tanışmak için uğraştığı kızı zaten tanıyor! Bu hikâye Mick’in beni gerçekten beğendiğini kanıtlıyor çünkü her gördüğünde hem tanımadı hem de beğenip, tanışmak için uğraştı.” SAĞLAM BİR BERABERLİĞİN SIRLARI “İlişkiyi hep yeniden parlatmak önemli. Karşınızdakini hiçbir zaman cepte biri gibi düşünmemeniz lazım. Ortak bir dil yaratmak da çok önemli. Ayrıca eleştirdiğiniz kadar yapıcı olmanız da gerekir. İlişkide egodan kurtulmak gerekiyor. Onu o yapan özellikleri kabul etmek, değiştirmeye çalışmamak gerek. Eğer değiştirmek istediğiniz birçok şey varsa, zaten size uygun değil demektir. Değişim karşılıklı olursa güzel. Bence en önemli olgu ‘ben’ değil de ‘biz’ diyebilmek. Ancak bu dikkat edilmezse ilişkinin heyecanını da öldürebilir. Denge kurmak gerekir. Sevgili olma durumu hep daha ilgi çekicidir. Kendinize ait renkli bir dünyanızın olması, rutin sıkıcı bir ilişkinizin olmasını önler. Kendini besleyen kişiler ilişkilerini de beslerler.” YAŞANAN SORUNLAR “Mick sistemli ve düzenli. Bense dağınığım ve işim nedeniyle son dakika gelişmelerine alışığım. Hep peşimden koşmak zorunda kalıyor. En büyük tartışmaları da vize almak, fatura ödemek gibi benim sorumluluğumda olan ama yapmayı unuttuğum şeyler nedeniyle yaşıyoruz. Mick mantık insanıdır. Bense duygusal. Bu noktada da çakışıyoruz. Olayları ele alışımız, tepkilerimiz hep faklıdır. Ancak ortak noktayı bulmak için gündüz gece hep konuşuyoruz. Bu ilişkimizi özel kılan bir olgu bence, ying yang’ız biz. Onda olmayan bende, bende olmayan onda var.” l “Birbirimizi devamlı enteresan sürprizler yaparak şaşırtıyoruz. Bu ilişkiyi dinamik kılıyor.” AŞK/İLİŞKİ BERİL&GÖREY Bahar Beril Denizel, 27 yaşında bir halkla ilişkiler uzmanı. Görey Bayındır ise 29 yaşında ve özel bir şirkette satış pazarlama müdürü. Üç buçuk yıldır birlikteler. Nisan ayında evlenecekler. İLK GÖRÜŞTE AŞK “İsteksiz olarak gittiğim bir ev partisinde tanıştım Görey’le. İçeriye girince hobi olarak DJ’lik yapan nişanlımı gördüm ve gözleri bana çok tanıdık geldi. O gece çekingenliğimden dolayı sohbet edemedik ama ertesi günden itibaren konuşmaya başladık. Tanıştığımızda Görey’den çok etkilenmiş olmama rağmen, onun iki ay sonra askere gitmesi ondan uzaklaşmama sebep olmuştu. Askerden dönmesini beklediğim kişiyi tanımadığımı fark ettiğimde, yollarımızı ayırma kararı almıştık. Fakat o döndüğünde hala onu sevdiğimi biliyordum ve ilişkimiz kaldığı yerden devam etti.” KENDİNİ MUTLULUĞA ADAMAK “Görey hayatımda gördüğüm hakikaten en iyi kalpli insanlardan biri ve beni en çok etkileyen şey hayatını sadece benim mutlu olmama adamaya hazır bir erkek olmasıydı. Üç buçuk senedir bıkmadan usanmadan, sürekli beni mutlu etmek için yaşayan bu erkek daha ilk günden başımı döndürmüştü. Kendime geldiğimde bana ‘Kraliçem’ diye seslenen sevgilime çoktan âşık olmuştum bile. Şimdi de biran evvel eşim olması için sabırsızlanıyorum.” EGO SAVAŞI YOK “Uzun süreli bir beraberliğin sırrı her daim karşılıklı sevgi ve saygıdır. Karşı taraf konuştuğu zamanlarda susmayı bilmek ve aynı zamanda siz de konuştuğunuzda veya sinirlendiğinizde sevgilinizin sizi alttan almayı bilmesi çok önemli. Bir ilişkide karakter yarışları başlarsa, işin içine egolar girer ve güzel bir ilişkiden çok, kişilik savaşına dönüşür. Uzun soluklu bir ilişki kişilerin karakterlerini yarıştırdığı bir hipodrom değil. Sonucunda beraber kazanılır veya 356 beraber kaybedilir. Sizi hayatında en yüksek noktaya koymuş ve dünyadaki en mükemmel insan olarak gören bir kişiye kendinizi kanıtlamaya çalışmak hayatta yapılacak en saçma şey.” BİTMEYEN HEYECAN “Bizim ilişkimiz bilinenin aksine heyecan kısmı tanışıldığında doruklardayken günler, aylar, yıllar geçtikçe düşeşe geçen bir grafik şeklinde değil, tam tersine gün geçtikçe yeşeren, çiçek açan bir ağaç gibi. Zamanla köklerimiz sağlamlaştı. Heyecanımız, mutluluğumuz yaşanan bir önceki günden çok daha fazla oluyor. Birbirimize sürprizler yapmayı, hediyeler almayı ve seyahatlere çıkmayı seviyoruz.” DIŞ FAKTÖRLERİN ETKİSİ “Genellikle ilişkimizde birbirimizin negatif huylarından dolayı tartışıyoruz. Eğer “Görey hayatını sadece benim mutlu olmama adamaya hazır biri. Beni en çok etkileyen bu oldu.” reenkarnasyon diye bir şey varsa Görey kesin geçmiş hayatında keçiydi. Daha inatçı ve dediğim dedik bir kişiyle tanışmamıştım. Onun inatçılığının yanında benim ani çıkışlarım ve agresifliğim hiçbir zaman kavga konusu olmasa da benim kolay geriliyor olmam ortamın da gerilmesine sebep oluyor bazen. Sanıyorum biz de çoğu çift gibi birbirimizle ilgili olan sebeplerden ziyade çevresel faktörlerin veya kişilerin etkisiyle kavga ediyoruz.” g AŞK/İLİŞKİ OLMAZSA OLMAZLARI “Açık sözlüyümdür ve gizlediğim bir şeyim yoktur. Bu yüzden karşımdakinden de aynı şeyi bekliyorum. Çünkü kendin olmayarak bir ilişki yaşayamazsın. Bunun yanı sıra bir ilişkinin sağlıklı yürüyebilmesi için birlikte güzel zaman geçirebiliyor olmanız lazım. İlişkinin monotonluğa girmemesi gerekiyor. Özgür ruhluyum ve hayatımdaki kişi de özgür ruhlu biri olsun isterim. İçten birbirimize bağlı olmalıyız ama herkesin kendi arkadaş grubu, hobisi ve kendine vakit ayırabiliyor olması lazım.” BAŞARI İSTEĞİ “Aslında şu aralar hayattan en istediğim belli bir alanda çok başarılı olmak. Bir işi ortalama yapmayı sevmiyorum. Mükemmeliyetçi bir yanım var ama bu kesinlikle hırs değil. Meşhur olmak anlamında söylemiyorum ama yaptığım herhangi bir işte isim olmak istiyorum. Karşımdaki insanın da işinde başarılı ve çalışkan olması gerekiyor.” ZEKÂ OLMAZSA OLMAZ “Karşımdakinde beni en etkileyen olgu zekâ. Yeni tanıştığım ve etkilendiğim birinin önce zekâsını ölçmeye çalışıyorum. Yeterli bulmadıklarımı da baştan eliyorum. ‘Ben çok zekiyim’ demiyorum ama karşımdaki erkeğin benden daha zeki olması gerekiyor ki beni parmağında çevirebilsin. Bu yaşa kadar kendi kendime yettim ve birtakım insanları idare ettim. Artık başkaları beni idare etsin istiyorum. Karşımdakinin o güce sahip olduğunu bilmek beni mutlu ediyor.” ZOR KADIN OLMAK “Kendini o insana adayıp kaparsan, sonunda sıkılıyorsun. Böyle bir durumda o ilişki kopmaya mahkûmdur. Kendinden çok fazla ödün vermemek gerekiyor. Bunun dengesini sağlamak ise pek kolay değil. Bir ilişkiden beklediklerimden dolayı zor olabilirim. Ancak bu zorluk bence karşındaki insanla ilgili. Doğru insan olduğunu düşündüğün birisine karşı zor olmazsın zaten diye düşünüyorum.” DEĞİŞEN DENGELER “Eskiden kadın daha az güçlüydü ve erkeğe bağımlıydı. Şimdiyse eşitlikten öte kadın artık daha dominant olmak istiyor. Biraz da erkek bana ayak uydursun kafasına girmeye başladık sanki. Erkekler de bunu farkında ve sanki bu yüzden daha ezik davranıyorlar. Kadının gücünden, kendi ayakları üzerinde durabiliyor olmasından ve onlara çok fazla ihtiyacın olmadığını hissettirdiğinde erkekler ürküyor.” Melis Yağcıoğlu 33 yaşında Turizmci İSTEDİĞİNİ BULAMAMAK “Ne istediğini bilen, fakat onu bulamamış biriyim. Hala onun arayışındayım ve onu bulacağıma inanıyorum. Doğru insanı bulduğunu düşündüğün zaman yaptığın evlilik ömür boyu sürüyor. Karşıma henüz hayatımın sonuna kadar beraber olabileceğim biri çıkmadı. O kişiyi bulmadan da yanlış bir evlilik yapmak istemiyorum.” VAZGEÇİLMEZ ÖZGÜRLÜK “Benim hayattan beklentim, özgürlük ve yaratıcılığı kamçılayacak sağlıklı, barış ve huzur içinde bir ortam. İç özgürlüğüm ve çevresel özgürlüğüm benim için önemli. Birincisi kendimle barışıklığım, kendi özgürlüğüm. Kendim olabilmeyi hep arzu etmiştim ve bunu yıllar içerisinde başardım. Bunu kazandıkça da toplum içerisindeki özgürlüğümü kazandım. Ben hep özgür yaşadım. Ne ailemde böyle bir bağımlılık ya da baskıyı ne de toplumdaki baskıyı çok hissettim ama üstü kapalı bu baskıları çok fazla yaşadım. Eğitim, kendine güven kazanma ve ekonomik bağımsızlık çok önemli bir şey. Kendi bilgi birikimini de çok iyi genişletmiş olmak gerekiyor.” FARKLI BEKLENTİLER “İlişkilerde zaman geçtikçe, beklentiler değişiyor. Kendinden beklediklerin zaten karşındakinden beklediklerin olduğu için bu değişim oluyor. İç huzura erdiğinde gerçekten karşındaki insandan çok fazla şey beklememeye başlıyorsun. O sevdiğin, beğendiğin, birlikte olmak istediğin kimse onu öyle kabul ediyorsun. Tabii ki kendi getirdiği birikimler çok önemli. O birikimlerin senin birikimlerinle bir oranda örtüşmesi yeterli.” AŞKIN EN SAF HALİ “Aşk her zaman yaşanabilir bir şey ama o seni ne zaman, nerede, nasıl çarpar, kavrar bilemezsin. Bay Doğru ise kendinsin. Sen ne istiyorsan, karşındaki insan o. Gerçekten Bay Doğru diye bir şey yok, herkesin doğrusu kendine. Bu dünyada temel ilkeler benim için neyse hayatımdaki kişide de bu özellikler olmalı. Dürüstlük, adil olma durumları, bilgili olmak, o bilgiyi içselleştirmek, sevgi dolu olmak ve bu dünyada yaşama cesaretini gösterebilecek cesurlukta olabilmek. Hiçbir şeye kızmayan, hırsları ve yüksek egoları olmayan biri olması gerekir. Kendisi ve çevresi için emek sarf etmeyen insan benim için Bay Doğru değildir.” 358 Nilay Kırcı 45 yaşında İşletmeci Ayşe Sönmez 41 yaşında Yazı İşleri Müdürü GERÇEK AŞKA İNANIYOR “Herkesin bir beklentisi var. Benim 18 yaşında beklentim gerçek aşkı yakalayabilmekti, halen de aynı bu. Gerçek aşkın varlığına, hatta ilk görüşte aşka sonuna kadar inanıyorum. Tek değişen âşık olacağım insana dair kriterlerim. 18 yaşındayken yakışıklılık arardık, şimdiyse daha sağlam değerler istiyorsun. Güç ve zekâ o zamanlar benim için ön planda değildi. Ben bu kadar büyüyüp, kendime bir şeyler kattıysam, karşımdakinin de en az benim kadar büyümüş ve bu evrelerden geçmiş olması gerekiyor. Bu yüzden çok çirkin bir erkek bile beni zekâsıyla kendine âşık edebilir. Erkeklerin şımarık olmasına ise hiç tahammülüm yok. Kadınları etkilemek için komiklik yapmaya çalışıyorlar ama bir çuval inciri berbat ediyorlar. Karşımdaki insanın zor olması hoşuma gidiyor. Kolay bir insan beni kendinden uzaklaştırır. Zekâdan sonra en önemli kriter ten uyumu. Biraz pembe gözlükle bakıyorum sanırım. Dokunduğunda insanın içini titretebilen bir insan olmalı. Buna çok dikkat ediyorum. Ten uyumunun olup olmadığını, insan hemen anlayabiliyor.” HAYATIN YÖNÜ “Kendimi bildim bileli beslenme uzmanı olmak istiyorum ve şu anda bunu gerçekleştirebilmek için bir takım girişimlerde bulunuyorum. Bunca yıllık İstanbul’daki iş hayatımı bir kenara bırakıp, gidip Amerika’da bunun eğitimini almak ve döndüğümde de kendi işimi yapmak istiyorum. Yedi senedir basın sektöründeyim. Doydum sanırım. Hayatın yönünü biraz değiştirmek lazım, eğer kendisi değişmiyorsa.” DÜRÜST VE YÜREKLİ “Karşımdaki insan benim için dürüst ve yürekli olmalı. Bana güven verebilmeli. Bunun haricinde aslında çok da fazla bir beklentim yok. Yaşınız küçükken, saf duygularla çok büyük aşklar yaşıyorsunuz. Aşk var ancak yaş ilerledikten sonra iki dakikada bir kapınızı çalmıyor. Bunu piyangonun çıkmasına benzetiyorum. Bu gerçekleştiği zaman, onu kaybetmiyor olmak lazım. Gönül gözüyle bakmak denir hani, işte önemli olan o. Benim gördüğümü senin görmene gerek yok. Gönül gözüyle baktığın zaman senin içini güldürüyorsa, işte odur.” GÜNÜMÜZ İLİŞKİLERİ “Uzun süreli bir ilişkim oldu ve o ilişkiden çıktıktan sonra gördüm ki sadakat diye bir şey kalmamış insanlarda. Kimsenin birbirine sadık olmadığını görmeye başladım. Genel olarak bir rahatlık geldi. Herkesin seçenekleri çoğaldı. O yüzden bağlanma konusunda kadınlar da erkekler de büyük sıkıntı yaşıyor. One night stand’i çok sağlıksız buluyorum. Erkeklerde genel olarak tahammül edemediğim şey ise tanıştığı andan iki dakika sonra size süslü püslü cümleler kuruyor olmaları. ‘Senin kadar güzelini görmedim’ diyorlar. Bundan daha büyük bir yalan hayatımda duymadım. Tanıştıktan hemen sonraki gün ‘seni özledim’ derler. Nereye özlüyorsun, kimi özlüyorsun. Seni beğeniyor olabilir ama bu laubali konuşmalar ve yalan iltifatlara dayanamıyorum. Bu tür şeyler söyledikleri zamanda ‘Bana bunlarla gelme’ derim.” l Hande Tokmak 29 yaşında Genel Yayın Yönetmeni SAKİN BİR HAYAT “Sakin bir hayat yaşıyorum ve gece hayatını da çok sevmiyorum. Açıkçası özel partiler ya da davetler olmadığı sürece pek dışarı çıkan biri değilim. Hayatım boyunca da bu çizgide devam etmeyi istiyorum. Hiçbir zaman çok uç noktalarda olan bir insan olmadım. Olmayacağımı da düşünüyorum. Yeterince karmaşık bir ülkede yaşıyoruz ve ben o karmaşık insanların içine dâhil olmak istemiyorum. Kendimi soyutluyorum belki biraz ama en azından kafam rahat oluyor. O yüzden de mutluyum.” ENTRİKADAN UZAK DURMAK “İlişkiden beklediğim; sakinlik. Entrikalara ya da stratejik oyunlara gelemeyen biriyim. Bu nedenle ilişkim yok. Şu an kimseye güvenilmiyor. Eskiden sadece erkeklere güvenmezdik. Şimdi kadınlara da güvenilmiyor. O yüzden sakin bir ilişkim olsun ve kafam rahat olsun istiyorum. Zaten yoğun çalışan insanlarız. Benim aklımın bir başka yerde olmasını istemiyorum. Belki çok zor bunu bulabilmek şu yaşadığımız dönemde ama ben bunu bekliyorum ve arıyorum.” Sinem Uysal 24 yaşında Moda Tasarımcısı DUYGULAR HER ŞEYİN ÖTESİNDE “Şubat ayında 25 yaşında olacağım. İnsanları çok iyi tanıdığımı sanmıyorum. Halen gayet saf bakıyorum hayata. Bana ne heyecan veriyorsa, onun peşinden gidiyorum. İlk görüşte aşka değil ama tutkuya inanıyorum. Bence Bay Doğru diye biri yok. Herkesin kendi kafasında ruhuyla özleştirdiği bir insan var. Ben Bay Doğru’mu henüz tanımadım. Yaşadığınız ilişkide bir önceki ilişkinizde yaşananların aynısını bir süre sonra görmeye başlıyorsanız, bu sizden kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Çünkü bir öncekinde hatalar yaptıysanız ve değişmediyseniz, bir sonrakinde de benzer şeyleri yaşıyor olmanızın nedeni sizsiniz. Bu yüzden Bay Doğru yok bence. Bunları Bay Doğru’yu bulamadığımız için değil, kendimizi değiştirmediğimiz için tekrar tekrar yaşadığımıza inanıyorum.” ÇALIŞMADAN ASLA “İnsan hayattan genel olarak mutlu olmayı bekler. Güzel bir yuvası, iyi bir düzeni, çocukları ve dostlarıyla mutlu ve huzurlu bir hayatı olsun ister. Çalışmayı ve aktif olmayı çok seviyorum. Ömrüm yettiğince de çalışmak istiyorum. Ne yaşta olursanız olsun çalışmak bir adrenalin sağlıyor. Çok zorlukları var ama o stresin dozunda olanının hayatın her alanında insanların çok işine yaradığına inanıyorum. Hayatın çok da uzun olmadığını düşünürsek anlam katıyor diyelim. Ayrıca şehir hayatını ve o yoğun temposunu seviyorum. İnsanı hareketli ve sosyal kılıyor.” AŞK ÖNEMLİ “Gençken ciddi anlamda âşık oluyordum. İki kere evlendim ve ikisi de aşk evliliğiydi. İnsanlar âşık olduklarında doğru insanı seçemeyebiliyorlar. Ben kendimi bildim bileli duygusaldım ve hep duygularımın götürdüğü yere gittim. Aşk insanın gözünü kör ediyor. Şimdiki yaşımda o kadar duygusal değilim. Aslında biraz da insanların kendisi hazırlıyor bunu. Baktığınız zaman görüyorsunuz. Bakmazsanız, görmüyorsunuz. Âşık olmak istediğinizde âşık oluyorsunuz ve bu birazcık da ruh haliyle ilgili.” BAY DOĞRU MEVCUT “Bay Doğru bence muhakkak var ama rastlamıyoruz. Olmaması mümkün değil. Bay Doğru’nun bence dürüst, neşeli ve komik olması lazım. Eğlenceli, olgun ama en önemlisi kompleksleri olmayan biri olması gerekiyor. Özellikle çalışan, ayakları yere basan ve kendine güvenen kadınlara karşı erkeklerin en moderninde bile kompleks ve taşıyamama gördüm. Bu yüzden bazen güçlü görünmek kadın için dezavantaj diyebilirim. Kadınlar özgürleştikçe erkeklerin acımasızlığı da artıyor. Erkekler karşılarında kendilerine inanan, sığınan ve onlardan bir şeyler bekleyen bir kadın olmasını istiyorlar. Doğa gereği bu böyle ve medeniyetler gelişse bile değişmeyecek olan bu bence.” 360 Yasemin Akar 50 yaşında Halkla İlişkiler Şirketi Sahibi “Yaşadıklarım beni daha güçlü kıldı” Saadet Bektaş, 29 yaşında. Prodüktör olarak çalışıyor. Kendisiyle; hayatını en etkileyen ilişkisinin ardından değişen bakış açısını ve günümüz ilişkilerini konuştuk. MARIE CLAIRE: Nasıl bir ilişkiniz vardı? SAADET BEKTAŞ: Motorcuydu ve motora binip bir sürü yeri gezip dolaştık. Bu gezi sırasında çok romantik bir yerde evlenme teklifi aldım. O dönem 27 yaşındaydım. İnanılmaz mutlu oldum. M.C.: Her şey bu kadar güzel giderken, nasıl her şey bir anda tersine döndü? S.B.: 43 yaşındaydı ve kendisinin önceki evliliğinden bir tane çocuğu vardı. Dolayısıyla bu durum birazcık ilişkiyi zorlamaya başladı. M.C.: Aranızdaki yaş farkı da etkili olmuş olabilir mi? S.B.: Açıkçası kendi yaşıtım bir insanın yaşadıklarıyla benden daha büyük birisinin yaşadıkları aynı değil. Neticede kendisi bu anlamda değerli bir insandı. Ama şimdi düşününce aklıma şu geliyor; ben hazır değildim belki. Onun benim kadar heyecanlı ve hayata bağlı biriyle değil de biraz daha sakin, evinde oturacak ve ona bakacak birine ihtiyacı vardı. O da ben değildim. Ben tam çiçek gibi açılmaya müsaitken, kapanamazdım. Hayata karşı en verimli olduğum dönemde önüm kesilmiş oldu. M.C.: Bunların üstüne çocuğunun olması da ilişkinizi olumsuz etkilemiş olmalı. S.B.: Cumadan pazara kadar oğlu onda kalıyordu. Bir ilişkinin ilk başlarında her erkeğin yaptığı gibi benimle baş başa bir şeyler yapmak için devamlı planlar yapıyordu ama bir süre sonra hafta sonları baş başa hiçbir şey yapamaz olduk. M.C.: Sonrasında neler oldu? S.B.: Evlenip çoluk çocuk sahibi olmak istedim. Onun doğru insan olduğunu düşünüyordum. Evlenme teklifini yaptıktan sonra bir şeylerin olmasını artık ben yapamam ki. Erkeğin önünüze getirmesi lazım bazı şeyleri. Geldi gelecek, oldu olacak derken, zaman geçti. Annemler olayı bildikleri için devamlı sormaya başladılar. Evlilik o kadar zor bir şey değil. Sadece bu kararı almak zordur. M.C.: Ayrıldıktan sonra o süreci nasıl atlattınız? S.B.: Ayrıldıktan sonra İzmir’e ailemin yanına gittim. Annem ve babam o dönem bana inanılmaz destek oldular. ‘Eski erkek arkadaşımla evlenseydim ve çocuğumuz olsaydı, annemle babamın bana verdiği desteği biz omuz omuza verip o gücü çocuğumuzun bir problemi olduğu zaman gösterebilecek miydik’ diye sordum kendime. Gösteremezdi, öyle bir insan değildi. O zaman ayrılarak doğru bir karar aldığımı fark ettim. M.C.: İlişkilere bakış açınız nasıl değişti? S.B.: Önceden çok daha fazla romantiktim. Çok daha saf ve temiz duygular içerisindeydim. Galiba çok zorlamamak lazım. Kadınlar bence tırmalamayı bırakmalı. Ama ben hâlâ evlenmek, hâlâ çocuk sahibi olmak istiyorum. M.C.: Kadınlar bu durumda ne istiyor? S.B.: Kadınların istediği şey çok basit. Kadınlar korunmak, kollanmak, bağlılık ve kendilerine güven verilmesini istiyor. M.C.: Böyle bir deneyimin ardından nasıl bir ilişki istiyorsunuz? S.B.: Daha mantıklı yaklaşmaya başladığım kesin. Ama âşık olmayı da bekliyorum. Ancak birilerine yaklaşırken, artık çok daha tutuğum. Bunun olması için zamana ihtiyaç var diye düşünüyorum. Açıkçası bu dönemde biraz pohpohlanmaya, el üstünde tutulup değer verildiğini görmeye ihtiyacım var. M.C.: Yaşadıklarınıza rağmen hala ümitlisiniz o zaman. S.B.: Ümidimi kaybetmiş değilim. İnsanlar samimiyetsiz hiçbir şeyle fazla vakit geçirmesinler. Ne kadar şanslıyız ki yaşıyoruz hem de çok güzel bir yerde, güzel şartlarda. Yaşadıklarım hayata karşı beni daha güçlü kıldı. g Mymacchiato.com’un Müşteri İlişleri Yöneticisi Sibel Şengül ve Seçil Çakmak, kadınların bir ilişkiden beklentilerini ve neler istediklerini anlatıyor. Türkiye’de alanında ilk butik ilişki danışmanlık servisi olan Mymacchiato’nun yaş aralığı 25 ile 55 arasında değişen, üniversite mezunu, bekar 2000 kişiyle yaptığı araştırma sonuçlarına göre kadınlar; e Kariyer sahibi, işinde başarılı ve çalışkan, kendine güvenen ve geleceğe dair hedefleri olan erkekleri öncelikli olarak tercih ediyor. e Erkeğin maddi durumunun iyi olmasını bir artı puan olarak görmelerine karşın cömert olmalarını, eğlenmeyi, hayattan zevk alabilmelerini ve imkanlar dahilinde nezih bir yaşam sunabilmelerini istiyor. e Centilmen, iyi bir sosyal çevreye sahip, belli bir kültürü olan, arkadaşlarının yanında onun gibi sohbet edebilecek bir kişi istiyor. e Dış görünüşe önem veriyor. Kendine dikkat eden, düzenli spor yapmayı seven, bakımlı, temiz ve özenli giyinen erkekleri daha çok tercih ediyor. e Tercihlerini yanında kendilerini güvende hissettikleri erkeklerden yana kullanıyor. Çevresine karşı saygılı, kibar, esprili, dürüst, aile kavramı olan, ne istediğini bilen ve arkasında durabilen birini hayatlarında istiyor. Mymacchiato’ya başvuran kariyer sahibi bekar kadın ve erkeklerin yaklaşık yüzde 37’si, 32 ila 38 yaş aralığında yer alıyor. Doğru eşi bulmak için kendilerini uzmanların ellerine bırakarak seçimlerine yön veriyorlar. 361 AŞK/İLİŞKİ Dört farklı meslek ve yaştan erkeğe günümüz kadınının hayattan ve ilişkilerden neler beklediklerini sorduk. Yavuz Gündüz / 26 yaşında Grafik Tasarımcısı Haldun Kırkbir 32 yaşında Fotoğrafçı MARIE CLAIRE: Erkeklerin çoğu kadınların komplike olduğundan bahsediyor. Buna katılıyor musunuz? HALDUN KIRKBİR: Bence o imajın oluşmasının sebebi kadınların anlaşılmayı bekliyor olması. Yaptığı bir hareketten ‘Bak anla beni, bugün sinirliyim, şu son üç aydır canım sıkkın artık anla şu yaptığımı,’ dediklerini anlamamızı bekliyorlar. Biz erkekler direktiz. Kadınlar ise daha dolaylılar. Biz bir şeyi direkt söylüyoruz ve bize söyleneni de direkt almaya çalışıyoruz. Halbuki direkt almayıp anlamaya çalışacaksın. M.C.: Kadınlar anlaşılmayı beklemenin dışında bir ilişkiden sizce neler bekliyor? H.K.: Saygı, sevgi ve güven. Bunları bir ilişkide kadınlar kadar erkekler de istiyor. Biz anlaşılmayı beklemiyoruz. M.C.: Bir kadının ne yapmasına tahammül edemezsiniz? H.K.: Mantıksızlığa tahammül edemiyorum. Benim de mantıksızlıklarım olabilir ama karşı taraf bana mantıksız bir şey yaparsa sinirlenirim. Çünkü anlamaya çalışırım. Bana bir anlam ifade etmiyorsa, cevap bile veremem ve dururum. Çünkü garip bir hareket yapıyor ve o hareketin altında başka bir şey var. Mesela Pazar günü Paris’tesin ve o gün Eiffel Kulesi’nin tepesine çıkılmaz. Çünkü çok kalabalıktır. ‘Çıkmak istiyorum’ der. Ertesi gün gidip rahat rahat bakmak varken, inada binilir. M.C: Özetle o kuleye çıkıldı mı? H.K.: Çıkıldı o kuleye o Pazar günü. Günün geri kalanı pek güzel geçmedi ama geriye dönüp baktığımızda hala gülüyoruz mesela buna. Ama o an orada dünyanın en önemli konusu gibiydi bu. 362 MARIE CLAIRE: Kadınlar bu hayattan sizce ne bekliyor? YAVUZ GÜNDÜZ: Bekledikleri şey ilgi, aradıkları şey ise güç. Kadınlara çok akıllı çocuklar diyebiliriz. Güç istemelerinin sebebi akıllı, ilgi istemelerinin sebebi ise çok çocukça bir tavır. Bu yüzden akıllı çocuklar diyorum ben kadınlara. M.C.: Bir kadında en tahammül edemediğiniz şey nedir? Y.G.: Ego! Egodan nefret ediyorum. İlişkide bazı şeylerin daha samimi olması gerektiğine inanıyorum. Bencilliğini bir tarafa bırakıp, daha verici olması lazım. M.C.: Kadınlar Ne İster filminde Mel Gibson’ın yerinde olmak ister miydiniz? Y.G.: Sanırım Mel Gibson’ın yerinde olmak istemezdim. O zaman büyüsü giderdi ama onun yerinde olsaydım, herhalde karşımdakinin ne derece doğru söylediğini ya da samimi olduğunu bilmek isterdim. Böylece benimle ilgili söylediklerinin ne derece gerçek ve samimi olduğunu anlamaya çalışırdım. M.C.: Kadınlar ilişkilerde karşısındakinden sizce ne bekliyor? Y.G.: Klasik şeylerin dışında muhtemelen ilişki başladıktan sonra dürüstlük, ilgi ve alaka bekliyorlar. Bence kadınların en çok bekledikleri ve istedikleri şey ilişki monotonlaşmaya başlamadan ilk günkü heyecanı her daim korumak istemeleri. Karşısındaki insan sürekli ona ilgi göstersin, sürprizler hazırlasın istiyorlar. M.C.: Genel olarak günümüzün ilişkilerini nasıl buluyorsunuz? Y.G.: Uzun ilişkiler konusunda çok başarılı bir tip değilim ancak eksik olan şeyin genelde güven olduğunu görüyorum. Engin Eranıl / 36 yaşında Prodüktör MARIE CLAIRE: Erkeklerin çoğu kadınların komplike varlıklar olduğunu düşünüyor. Sizce de öle mi? ENGİN ERANIL: Kadınlar erkeklere göre, erkekler de kadınlara göre farklı. Nasıl kadınlar erkekleri anlayamadığından bahsediyorsa, erkekler de aynı şeyden bahsediyorlar aslında. Anlaşılmaz buluyorlar doğru ama bu komplike veya karışık olmak değil, bence farklı olmak. M.C.: Kadınlar Ne İster filminde Mel Gibson’ın canlandırdığı karakter gibi kadınların iç sesini duymak ister miydiniz? E.E.: Bir reklamcı olarak çok isterdim. Satışa yönelik işe yarardı. Bence insanı illa elektrik çarpmasına gerek yok. Empati kurabilmek önemli diye düşünüyorum. Eğer bütün bir gece boyunca erkek oturup eşinin ya da kız arkadaşının yüzüne bile bakmadan Playstation’da futbol oynuyorsa ve kadın da buna bozuluyorsa, erkeğin dönüp buna şaşırmıyor olması lazım. M.C.: Sizce kadınlar hayattan ne bekliyor? E.E.: Bir erkek için hayatındaki birincil öncelik genelde işi olur ve işi iyi gidiyorsa bir şekilde hayatı yolunda gidiyor demektir. Çünkü erkek kendini genelde başarısıyla ifade eder. Kadın içinse bu daha farklıdır. Hayata artı eksi, siyah beyaz gibi dümdüz bakmıyorlar. Bir sürü şey onların günlük hayatını etkileyebiliyor. Ayrıca bir kadının hayatta oynayabileceği bir sürü değişik rol var. İyi bir iş kadını, iyi bir anne, iyi bir eş olabilir… Bunların herhangi birinde iyiyse o zaman toplum tarafından başarılı olarak görülür. M.C.: Bu durumda kadınlar sizce ikili ilişkilerde ne bekliyor karşı taraftan? E.E.: Güven önemli ama bence iki tarafında istediği genelde aynı. Asıl önemli olan iki taraf da her zaman itiraf etmese bile beraber mutlu olmak ve iyi vakit geçirmek ister. Yüzeysel bir şeyden bahsetmiyorum. Gerçek anlamda hayatı paylaşabilmekten söz ediyorum. Engin Süzen / 39 yaşında İşletmeci MARIE CLAIRE: Sizce kadınlar bu hayattan, erkeklerden ve ilişkilerden ne bekliyor? ENGİN SÜZEN: Sadece kadınlar değil, temelde bütün insanlar anlaşılmayı bekler. Yakınındaki insanlara güvenebilmeyi arzular. Erkeğe bir Playstation ve iki bira yetebiliyor çoğu zaman. Kadınlar ise masal istiyorlar, her şey masallardaki kadar güzel olsun istiyorlar. Masal istemek hakkıdır insanın ama bu bazı sorumluluklar getirir peşinde; bir masal istiyorsan, ona inanmayı göze alacaksın. Masalı yaşarken gerçek olamayacak kadar güzel olduğu gerekçesi ile titreyip kendine gelmeye çalışınca kadın, gerçeklik algısı da karışıyor. M.C.: Kadınların genelde yaptığı ve sizin kızdığınız ne var? E.S.: Anlatmaya çalıştığım şeyi anlamamaya çalışmakta ısrar ettiklerinde sinirleniyorum. Dikkat ederseniz anlamadığında demiyorum; anlamayabilir, doğru anlatamıyor da olabilirim. Israrlı anlamamak ya da yanlış anlamak temelli bir davranış bu. M.C.: Kedilerle aranız çok iyi diye biliyorum. Kadınlarla kediler arasında sizce benzer noktalar var mı? E.S.: Bu, üzerine kitap yazılabilecek kadar geniş bir konu aslında. Temel olarak, geçenlerde yazdığım bir tweet’i referans gösterebilirim ama ‘Kedi gibidir kadın; nasıl istiyorsa, öyle seveceksin.’ g 363
© Copyright 2024 Paperzz