TDB ANKARA DİŞ HEKİMLERİ ODASI 15.OLAĞAN GENEL KURULU 26 NİSAN 2014 BİRİNCİ OTURUM Açılma Saati: 09.30 ---------o-------GÜNDEM MADDESİ 1: Açılış ve Saygı duruşu, İstiklal Marşı. Dt. EVRİM AKTAŞ - Ankara Dişhekimleri Odası 15. Olağan Genel Kurula hoş geldiniz. Şimdi sizleri, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ve hayatını kaybeden meslektaşlarımız için 1 dakikalık saygı duruşu ve ardından İstiklal Marşı’na davet ediyorum. (Saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu) Dt. EVRİM AKTAŞ - Açılış konuşmasını yapmak üzere Sayın İlker Cebeci’yi kürsüye davet ediyorum. ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Sevgili meslektaşlarım, Genel Kurul üyeleri meslektaşlarım; hepiniz sağ olun. Cumartesi günü işinizi gücünüzü bıraktınız, Odamızın en yüksek karar organı olan Genel Kurula katılma hassasiyeti gösterdiniz. Sanıyorum bu sene bir agresif seçim ortamı olmadığı için biraz katılımımız düşük, ancak genel kurullarda ne yazık ki bu tabloya alıştık bir şekilde. Ama umarım gelecek genel kurullarda meslektaşlarımız daha meslek örgütlerinin kıymetini, değerini bilip yanında olmayı tercih ederler diye düşünüyorum. Ben lafı çok uzatmayacağım, çünkü Sevgili Helin’in Çalışma Raporu’nu sunması için ona biraz vakit ayırmamız gerekiyor. Geçtiğimiz iki sene oldukça yoğun bir çalışma dönemi geçti biliyorsunuz. Bu çalışma 1 döneminde ekip olarak oldukça uygun bir şekilde çalıştığımızı düşünüyorum Yönetim Kurulu Başkanı olarak. Bu dönem çalışmaların sonunda burada teşekkür etmem gereken, aramızda devam etmeyecek arkadaşlarım var. Yönetim Kurulunda Sevgili Helin ve Sevgili Nil Abla çeşitli yoğunlukları nedeniyle gelecek dönem isimleri yazılı olmadan aktivist olarak yanımızda olacaklar. Gene Denetleme Kurulundan Hanife Abla, Orhan Bey aramızda olmayacaklar. Hanife Abla sağ olsun çok özveriyle çalıştı, geldi gitti Elmadağ’dan, umarım ki gene aktivist olarak yanımızda olacak, umarım değil eminim. Bunun dışında, Disiplin Kurulumuzda Sevgili Sibel’imiz küçük bir bebeği oldu, onun için biraz ona mola verdik, dinleniyor. Sevgili Dağhan 4 kızla perişan oldu Disiplin Kurulunda, ona da biraz mola verdik, biraz nefes alıyor. Onların yerine de aramızda yeni arkadaşlarımız olacak, herkes birbirinin yerini layığıyla mutlaka dolduracak. Biliyorsunuz, delege seçimlerini bu dönem yapamıyoruz. İstanbul Odasının yaklaşık dört sene kadar önce verdiği bir Anayasa Mahkemesine başvurusuyla bir durum ortaya çıktı. Delegelikler adil temsili ifade etmediği gerekçesiyle kanunun o maddesi iptal edildi ve yerine bir madde konulmadığı için de bu sene delege seçimini yapamıyoruz. Ne yazık ki bunu burada söylemek zorundayım, bana göre bu tarihî hatanın mağdurlarıyız bu dönem. Ne demek tarihî hata? Sonuç olarak tabii ki birlikler üyelerinin doğru temsilleriyle ayakta kalırlar. Burada temsilde adalet kısmında İstanbul Odası sonuna kadar haklıydı. Sonuç olarak 7 bin üyesi olan bir Oda. Biz mesela 2 bin üyeliyiz, bazen delege temsillerinde hakikaten farklı noktalara gidebiliyordu iş. Ama bununla beraber, şunu da bilmek ve bence bu tarihî hatayı da mutlaka zaman zaman dile getirmek lazım, gelecekte benzerleri olmasın diye. Bu kadar meslek örgütlerine, sivil 2 toplum kurumlarına tahammülü olmayan, bu birlikleri yok etmek için elinden gelen yasal düzenlemeleri ardına koymayan bir zihniyetle yaşadığımız şu günlerde İstanbul Dişhekimleri Odasının bu davayı bana göre, açmaması gerekirdi. Burada bu değişikliği kendi lehlerine, mesela nispi temsil gibi, düzenlemesi için Hükümetin eline bir gerekçe vermemeliydi diye düşünüyorum. Bu, bilmiyorum belki de benim yanlış ve duygusal düşüncem ama bunun hep not olarak bir kenarda olmasını istiyorum. Bu arada, başınızı fazla ağrıtmadan, hepiniz çok destek verdiniz bu geçtiğimiz dönem. O nedenle bizim bakış açımızla oldukça başarılı geçti, umarım ki gelecek dönemde benzer çalışmalarla hep beraber daha iyi yere götüreceğiz Odamızı. Hepinize çok teşekkür ederim. GÜNDEM MADDESİ 2: Genel Kurul Divan seçimi (Bir Başkan, Bir Başkan Vekili, İki Üye) ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Şimdi, Gündemimizin 2 nci maddesi gereğince Bir Başkan, Bir Başkanvekili, iki üye seçimine geçiyoruz. Öncelikle Divan Başkanlığı için tekliflerinizi bekliyoruz. Divan Başkanlığına Sayın Nezih Yavuz Tan önerilmiştir. Başka önerisi olan var mı?,, Yok. Divan Başkanlığı için Nezih Yavuz Tan’ı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Oy birliğiyle kabul edilmiştir. Divan Başkan Vekilliğine Sayın Evrim Aktaş önerilmiştir. Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Oy birliğiyle kabul edilmiştir. Divan Üyeliklerine; Yaşar Uzun ve Fatih Özyürük önerilmiştir. Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Oy birliğiyle kabul edilmiştir. 3 BAŞKAN : Dt. Nezih YAVUZTAN BAŞKANVEKİLİ: Dt. Evrim AKTAŞ DİVAN ÜYELERİ : Dt. Yaşar UZUN, Dt. Fatih ÖZYÜRÜK …………o………….. BAŞKAN – Sevgili meslektaşlarım, günaydın. Hoş geldiniz cumartesi günü Ankara Dişhekimleri Odasının Genel Kuruluna. Ben lafı çok fazla uzatmadan gündemi okuyup oylarınıza sunacağım. GÜNDEM: 1- Açılış, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı 2- Genel Kurul Divan Seçimi (Bir Başkan, bir Başkan Vekili ve iki üye) 3- Çalışma Raporunun okunması 4- Sayman raporunun ve gelecek dönem bütçesinin okunması. 5- Denetleme Kurulu Raporu’nun okunması. 6- Raporlar üzerinde görüşmeler ve ibralar. 7- Oda için gerekli taşınmazların alınıp satılabilmesi için Yönetim Kuruluna yetki verilmesi. 8- Genel Kurulda karara bağlanacak öneriler. 9- Dilekler. 10- Seçimler ’27 Nisan 2014 Pazar günü saat 09.00-17.00 arası) Gündeme ilave etmek istediğiniz veya çıkarılmasını istediğiniz bir husus var mı? Yok. O halde gündemi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Oy birliğiyle kabul edilmiştir. Teşekkür ederim. Gündemimizin 3. maddesine geçmeden önce Genel Kurulumuza gelmiş bir telgrafı bilgilerinize sunmak istiyorum. 4 “Ankara Dişhekimleri Odası Başkanı Sayın İlker Cebeci 15. Olağan Genel Kurulunuzda davetinize teşekkür ederim. Genel Kurulun başarılı ve üretken geçmesi temennisiyle tüm değerli üyelerinize ve konuklara sevgiler, saygılar sunarım. Kemal Kılıçdaroğlu…” Şimdi gündemin 3. maddesine geçiyoruz. GÜNDEM MADDESİ 3: Çalışma Raporu’nun okunması. BAŞKAN – Buyurun Sayın Aras Tek. Dt. HELİN ARAS TEK (ADO Genel Sekreteri) – Zamanımız kısıtlı olduğu için, raporu izninizle sunum üzerinden ve başlıklar şeklinde sunacağım. Eğer üstünde konuşmak istediğiniz konu varsa o kısımlarda ayrıntıya girebiliriz. 14. Dönemi başlıklar hâlinde sunumuma başlayacağım. Oda organlarımızı saymıyorum, hepimiz biliyoruz zaten. Aslında burada il ve ilçe temsilcilerimizin adlarını tek tek okumak isterdim, çünkü bizlere çok emekleri var ama vakit sıkıntısından onlara da teşekkürlerimizi sunuyoruz Yönetim Kurulu adına. Yönetim Kurulumuz göreve başladığı 18 Nisan 2012 tarihinden 31 Mart 2014 tarihine kadar toplam 86 toplantı yapmış, 1.801 karar almıştır. Çalışma dönemimizde Odamız tarafından Türk Dişhekimleri Birliği resmî dairelere, odalara, hukuk bürosuna ve çeşitli kurumlara yazışmalar yapmıştır ve giden yazı sayımız 3.852, kurumlardan gelen yazı sayımız da 3.743. Meslektaşlarımıza, gerek yaşadıkları problemlerle ilgili gerekse mevzuat ve gerekse çeşitli değişiklikler, sistemle felsefi düşüncelerimiz konusunda, meslek politikalarımız konusunda çeşitli konu başlıklarında bilgilendirmeler yaptık. Bunların başlıklarını hepsini zaman kısıtlılığı 5 yüzünden tekrar saymayacağım ama şöyle belli başlılarını saymak istiyorum. Göreve başlar başlamaz Ağız ve Diş Sağlığı Teknikerliği Eğitim ve sınavı olmuştur; bunlarla ilgili pek çok bilgilendirme yaptık. Ankara Sağlık Meslek Örgütleri Platformu kuruldu 14. Dönemde. Aslında daha önceden Emek Platformu adı altında pek çok meslek örgütünün bir arada olduğu bir platformun içinde yer almıştık, ama sağlık meslek örgütleri olarak ilk defa bir araya geldik ve bu platform sayesinde, özellikle Tabip Odasıyla çok fazla ortak çalışmamız oldu. Bu dönemde sürekli bir mevzuat değişiklikleri yüzünden ve ister istemez bu sağlık sisteminin gittiği yer itibarıyla çok değişik, şimdiye kadar alışık olmadığımız ortaklıklar, şirketleşmeler git gide artmaya başladı. Bunlarla ilgili çok sayıda bilgilendirme yaptık. Burada, özellikle Karşıyaka Semt Polikliniğine açtığımız davada biliyorsunuz çok fazla sorun oluşturmuştu bize ve bizim için çok önemliydi, bununla ilgili çok önemli bir gelişme yaşadık. Sağlık-Net’le ilgili çok fazla sıkıntı oldu. Bu dönemde zaten ülkenin genelinde çok hızla dönüşen bir hukuksal değişiklik, sistem değişikliğine yönelik çok fazla mevzuat değişiklikleri, yönetmelik değişiklikleri, yasal değişikliklerle karşı karşıya kaldığımız için açıkçası zor bir dönem geçirdik. Bunlarla ilgili de genel anlamda Ankara Dişhekimleri Odasının hukuksal ve etik açıdan mesleğimiz adına tüm doğrularımızı savunmaya çalıştık. Bunlarla ilgili her seferinde sizleri de bilgilendirdik. Aynı şekilde, burada yine hastaların bilgilerinin paylaşılmasıyla ilgili bir imza kampanyamız olmuştu, çoğunuz imzalamıştınız. Evet, bunlar genel olarak bilgilendirmelerimiz: Özellikle Tam Gün konusunda çok çalışma yaptık. 6 Türk Dişhekimleri Birliğinin eylem ve etkinliklerine de tabii ki en büyük odalarından biri olarak sürekli katılımda bulunduk. Bu arada, bilmiyorum söylememin sakıncası var mı ama Türk Dişhekimleri Birliğinde yazın olarak destek açısından en fazla desteği veren Oda biziz. Bunlar katıldığımız etkinlikler: Meslek Sorunları Sempozyumu, Türk Dişhekimleri Birliği 6. Ulusal Öğrenci Kongresi, Türk Dişhekimleri Birliği Öğrenci Kolu Ulusal Sempozyumu, Türkiye Büyük Millet Meclisi Komisyonuna sunum yapılması, Sağlığı Gelişen Okullar Projesi için Yenilik ve Ahmet Andiçen İlköğretim okullarındaki görevlerimiz… Sağlık Bakanı Toplum Ağız ve Diş Sağlığı Haftası toplantısına katılmıştı, onunla ilgili toplantıya katıldık, ondan önce Genel Kurula katıldık. Sağlık Çalışanlarının Sağlığı 3. Ulusal Kongresi’ne destek verdik. 14. Dünya Sterilizasyon Kongresi, 8. Ulusal Sterilizasyon-Dezenfeksiyon Kongresi, Sağlık Çalışanlarının tekrar 4. Ulusal Sağlık Kongresi, Türk Dişhekimleri Birliği Öğrenci Kolu 6. Olağan Genel Kurulu, Türk Dişhekimleri Birliği 8. Ulusal Öğrenci Kongresi, Burada da Türk Dişhekimleri Birliği komisyonlarında çalışan Odamız adına meslektaşlarımız var, onlara da tekrar buradan teşekkürlerimizi sunuyoruz. Üyelerimize verilen hizmetleri de başlıklar hâlinde özetlemeye çalıştım. Mesleki ve hukuki destek verdik, Türk Dişhekimleri Birliği Ferdi Kaza Sigortası Anlaşması yaptık. Ortak sağlık güvenlik birimi, biliyorsunuz yine bu son dönemde karşımıza çıkan bir iş sağlığı güvenliği konusu var. Bununla ilgili bu birimlerden teklifleri güvenilir ve kurallara uygun firmaların tekliflerini üyelerimize duyurduk. 7 Değişik sektörden firmalarla üyelerimize özel indirim anlaşmaları yapıp bunları duyurduk. Perşembe seminerlerimizi, sempozyumlarımız, kongrelerimiz, söyleşilerimiz düzenlendi. Hafta sonu cumartesi günleri dahil olmak üzere, Oda Merkezimiz üyelerimize hizmet verdi. Hasta Onam Formu ve Çocuk Erişkin Hasta Bilgilendirme kitapçıkları yayına sunuldu. Bunu daha sonra tekrar konuşacağız. Kurumsal ilişkilerimiz devam etti; onları da tek tek söylemiyorum. Temsilcilerimize aslında çok önem veriyoruz, çünkü çok özverili çalışıyorlar. Mümkün olduğunca onlarla birlikte olmaya, birlikte toplantılar yapmaya çalıştık. Kastamonu ve Çankırı ziyaretlerimiz gerçekleşti, bir kokteylimiz gerçekleşti, sonra da bir kahvaltı toplantımız gerçekleşti; sorunları konuştuğumuz ve neler yapabileceğimizi konuştuğumuz. Fiziki altyapı çalışmalarımız, Oda komisyon ve toplantı odaların çehresi yenilendi. Alarm güvenlik sistemimiz devam ediyor. Ses kayıt sistemimiz devam ediyor. Elektronik arşiv tarama sistemimiz devam ediyor; bunlara zaten daha önceden başlanmıştı. Kütüphane kurmaya çalıştık. Aslında buradan yine tekrar bir destek, belki çok dijital bir ortam, çok sanal bir ortamda yaşıyoruz artık ama kitap kitaptır diyoruz ve buradan tekrar da bir duyuru yapmış olalım. Uzaktan erişimin sağlanmasını da etkili iletişim ortamlarımızla sağladık. Bunlar yine dergilerimiz, klinik bilimler ve aktüel dergilerimiz. Web sitemiz yenilendi. Yeni bir mail grubu kurduk ama mail’lerini takip etmeyen meslektaşlarımız için bu dönem özellikle SMS trafiğini, telefonla mesaja ağırlık verdik. 8 Üyelerimiz için hasta-hekim sözleşmesini aydınlatılmış onam içerecek biçimde yenileyerek bastırdık. Üye kayıtlarımızı güncelledik. Bu, aslında çok basit bir cümleymiş gibi duruyor burada ama bizim çok vaktimizi alan bir konuydu bu. Tek tek tüm üyelerimiz arandı. Takdir edersiniz ki, üyeler tek bir telefonda hemen cevap vermediler, hasta bakıyorlar, meşguller, bazı üyelerimiz 5-6 kereden fazla arandı. Tek tek bu kayıtları güncelledik. Bu arada, Oda üyeliğinin devam ettiğinden haberi olmayan üyelerimiz bile ortaya çıktı açıkçası, başka illere gidip bunu bildirmeyen üyelerimiz, çok sayıda olmasa da o kayıtlarımız yenilendi. Sosyal alanlara girdik biz de; facebook’ta “ADO Basın-Yayın” adı altında ve bir grubumuz var, Ankara Dişhekimleri Odası olarak. Twitter’de de yine Ankara Dişhekimleri Odasının sayfası var. Bu basın açıklamaları ve duyurularımız zaten bütün önemli günlerde duyuruları yapıyoruz. Onun dışında, sağlık çalışanlarına yönelik şiddette torba yasayla ilgili, normal rutin şeyler dışındakileri sayıyorum. Emekçi Demokrasi Güçlerinde, Ortak Birey Çağrısı’nda. Onun dışında, son dönemde yine “Berkinler Yitmesin” gibi daha farklı konularda da basın açıklamalarımız oldu. Hukuki mücadelemiz son derece çok büyük bir hızla devam ediyor. Dişhekimlerinin mesleki haklarıyla ilgili davalar. Aslında bunları şöyle konu başlıkları yaptık: Açılan ve devam eden davalar. Bunlar, dişhekimlerinin mesleki haklarıyla ilgili davalar. Dişhekimlerinin bağımsız çalışma alanlarını daraltan hizmet satın alma ve taşeron işçiliğine yönelik davalar, Disiplin cezalarıyla ilgili dava ve hukuki girişimlerimiz, Oda tüzel kişiliğiyle ilgili hukuki girişimler, 9 Bir de hukuksal görüş yazıları, sözleşme inceleme ve düzenlemeler hakkında bilgilendirmeler yaptı Hukuk Büromuz. Bunun dışında da, son dönemde yine biliyorsunuz aidatlarını ödemeyen üyelerle ilgili icra başlatmıştık, o icra dosyalarının takibi ve işlemleri yapılıyor. Bilimsel etkinlikler: Göreve başlar başlamaz Türk Dişhekimleri Birliği 19. Ulusal Dişhekimliği Kongresi gibi çok büyük bir organizasyonla görevi teslim aldık. 22 Kasımda Sağlıkta Dönüşüm Uygulamalarının Mesleki Geleceğimize Yansımaları Paneli, 2012’de ve 2013’te 2 kere Ilgaz Sempozyumu gerçekleştirdik. Bu Ilgaz Sempozyumu, aslında demin bahsettim, Kastamonu ve Çankırı temsilcilerini ziyaretimizde ortaya çıktı. Onlarla biz her seferinde daha çok bir araya gelmek istiyorduk ama bunu bir türlü başaramıyorduk. Orada bir sempozyum gerçekleştirerek, daha böyle bir ortak noktada, acaba meslektaşlarımızla daha fazla bir arada olabilir miyiz düşüncesiyle ortaya çıktı ve her ikisi de çok başarılı bir şekilde, çok keyifli bir şekilde geçti. Bahar sempozyumlarımız geleneksel olarak devam etti iki yılda. Sağlık Hukuku Komisyonumuzun çalışmasıyla 1. Dişhekimliği Hukuku Sempozyumu gerçekleşti. Bu da, çok ilgi gördü. Burada söylemeden edemeyeceğim, tabii böyle gelenekselleşmiş bir EXPO Dental’imiz var biliyorsunuz, onu burada göremiyorsunuz. Çünkü ilk yıl TDB 19. Uluslararası Dişhekimliği Kongresi’nden çıkmıştık ve takvim uygun olmadı. İkinci yıl tekrar, bu sefer koskoca bir FDI Kongresi oldu ülkemizde. Dolayısıyla meslektaşlarımızla yaptığımız görüşmeler ve firmalarla yaptığımız görüşmelerde takvim açısından çok fazla katılım olamayacağını düşündüğümüz için EXPO Dental’leri bu iki dönem yapamadık. Ama gelenekselleşmiş bir sempozyumumuz olduğu için umarım bir dahaki yıllarda bu devam edecek. 10 Perşembe seminerlerimiz çok fazlaydı, hatta bazı perşembelerimiz boş olmadığı için bir perşembeye iki konu birden koymak zorunda kaldık. Komisyonlarımız mevzuat gereği oluşan komisyonlar dışında bu dönem kendi Yönetim Kurulumuzun kararıyla belli komisyonlar kuruldu. Ben açıkçası onlardan bahsetmek istiyorum. Biri 3224 sayılı Kanun’la ilgili kurulan Komisyon. Demin Oda Başkanımız bahsetti, bu dönemde delege sayılarıyla ilgili bir değişiklik yapılacağı için 3224’ün revizyonuyla ilgili ve hani bir konu gündeme gelince biz bununla ilgili hazırlıklı olalım istedik ve bu Komisyon çok güzel bir şekilde çalıştı. Türk Dişhekimleri Birliği’ne gerekli yerlere iletilmesiyle ilgili raporunu sundu. Onam Komisyonu aynı şekilde çok güzel çalıştı. Aydınlatılmış Onam hepinizin zaten eline geçti, ileride bir daha bahsedeceğim. Öğrenci Komisyonumuz çok çok güzel çalışıyor. Özlük Hakları Komisyonu sorunları çok farklı olduğu için iki ayrı komisyonda değerlendirdik. Biri Serbest Dişhekimleri Komisyonu, biri de Kamuda Çalışan Dişhekimleri Komisyonu olarak. O yüzden o ikisi farklı gelebilir size. Tabii, farklı olan bir de Sağlık Hukuku Komisyonu. Bunlar Komisyonda görev alan meslektaşlarımız… Hepsine tekrar tekrar sizlerin huzurunda teşekkür etmek istiyoruz. Basın-Yayın Komisyonu çalışmalarını hepimiz takip ediyoruz, Klinik Bilimler Dergisi, zaten TÜBİTAK’ın Türk Tıp Dizininde yer alıyor. Aktüel Dergi’miz devam ediyor. Toplum Ağız ve Diş Sağlığı Komisyonu, burada söylemeden edemeyeceğim, burada tabii TADS Komisyon üyeleri ve TDB Eğitmen Dişhekimi Sertifikalı meslektaşlarımız ve Öğrenci Koluyla birlikte çalışıyor TADS Komisyonu. Çeşitli okullarda verdiği eğitimler… 11 Eğitim Komisyonu, tüm Perşembe seminerlerimizin, tüm sempozyumlarımızın bilimsel kısımlarını organize etti, tüm kurslarımızı organize etti. Sosyal Komisyonumuz çok uzun süredir sosyal konularda bir kopuş vardı meslektaşlarımız arasında. Bununla ilgili bu dönem çok hızlıca bir giriş yaptı ve çalıştı. Masa Tenisi Takımı kuruldu. Hatta Türkiye çapında çok önemli başarılara imza attı. Doğa Yürüyüşü Topluluğu kuruldu, Genel Sekreterliği bıraktıktan sonra umarım katılabileceğim buradan. Türk Halk Müziği Korosu kuruldu. Kendi çabalarıyla kayıt bile yaptılar; web sayfamızda duruyor, dinlemenizi çok isterim. Tiyatro etkinlikleri yapıldı, fotoğraf yarışması düzenlendi. Kütüphaneden bahsetmiştim. Geleneksel hâle gelmiş Tenis Turnuvamız yapıldı. 22 Kasım Dişhekimliği Balosu gerçekleştirildi. Öykü Yarışması düzenledik, sonuçları Mayıs ayının başında açıklanacak. Çeşitli konser duyuruları ve Ağaç Dikme Şenliği gerçekleştirildi. Sağlık Hukuku Komisyonunun gerçekleştirdiği 1. Dişhekimliği Hukuku Sempozyumu alanında çok başarılı ve hayata farklı pencerelerden bakan hem meslektaşlarımız hem hukuk insanlarıyla çok güzel çıktıları olan bir sempozyum oldu. Zaten kitabı da basıldı, sizler de gördünüz belki. Bununla ilgili çok yeterli sayıda basamadık ama Odamızdan ulaşabilirsiniz. Serbest Dişhekimleri Komisyonu, serbest dişhekimlerinin ve aynı şekilde Kamuda Çalışan Dişhekimleri Komisyonu, kamuda çalışan dişhekimlerinin sorunlarını ve çözüm önerilerini Yönetim Kurulumuza ilettiler. Bunlarla ilgili çalışmalar yaptık. 3224’ten bahsetmiştim. 12 Onam Komisyonundan tekrar bahsedeyim: Burada oluşturulmuş aydınlatılmış Onam formunun yanında, özellikle Hacettepe Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesine teşekkür etmek istiyoruz. Çünkü onların yaptığı bilgilendirme kitapçıklarından faydalandık, kendi bilgilendirme kitapçıklarımızı oluştururken. Öğrenci Kolu çok çalışıyor, her türlü konuda çok çalışıyor. Bizler için çok fazla umut yaratıyorlar. Disiplin Kurulunu –bir hata yapmamak için- buradan okumak istiyorum: Odamızca soruşturma nedeniyle açılan dosya sayısı 192’dir. 73’ü Yönetim Kurulu tarafından “Soruşturmaya Gerek Olmadığı”na karar verilerek kapanmıştır. 14. Dönemde de Disiplin Kuruluna sevk edilen 62 dosya için 7 toplantı yapılmış olup 62 karar alınmıştır. Toplam hasta şikâyetleri: 95 SABİM şikâyeti: 10 Yönetimde soruşturması devam eden: 2 Yönetim tarafından kapatılan: 8 Şahıs şikâyetleri toplam: 85 Yönetimde soruşturması devam eden: 21 Yönetim tarafından kapatılan: 43 Disiplinde sonuçlanan: 21 Muhtelif şikâyetler var aynı şekilde, 97 adet. Yönetimde soruşturması devam eden: 25 Yönetim tarafından kapatılan: 30 Disiplinde soruşturması devam eden: 3 Disiplinde sonuçlanan: 39 Bu arada, disiplin dosyalarımızın soruşturmalarını yürüten soruşturmacılarımıza da tekrar sizlerin huzurunda 14. Dönem Yönetim Kurulu olarak çok teşekkür ediyoruz. 13 Çok hızlı geçtim biliyorum ama eğer konuşmak istediğiniz bir konu varsa öyle konuşalım diye ve öğleden sonraya yetişelim diye… (Alkışlar) Teşekkür ederim. BAŞKAN – Sayın Genel Sekreter Helin Hanım’a çok teşekkür ediyoruz. Bu arada, Ankara Dişhekimleri Odası’nın –geçmiş dönem diyeceğimYönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarıma ve tüm aktivistlerine, iki yılda bu kadar yoğun çalışmalarından ve bu kadar başarılı çalışmalarından dolayı sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Sayın Onursal Başkanımız Orhan Özkan Bey, hoş geldiniz efendim… ADO ONURSAL BAŞKANI Dt. ORHAN ÖZKAN – Hoş bulduk… (Alkışlar) BAŞKAN – Şimdi gündemimizin 4. maddesine geçiyoruz. GÜNDEM MADDESİ 4: Sayman Raporu’nun ve gelecek dönem bütçesinin okunması. BAŞKAN – Buyurun. Dt. ALPER ALKAN (ADO Saymanı) – Değerli Onursal Başkanımız, Sayın Divan Başkanım ve Divan üyelerimiz ve değerli meslektaşlarımız; eğer Divan Başkanımız da izin verirse ben ana başlıklar üzerinden gideceğim. ADO BAŞKANI DR. A.R. İLKER CEBECİ – Estağfurullah. Ben de aslında onu önerecektim hem meslektaşlarımızın daha fazla vaktini almadan hem de fazla rakamlarla oynamadan sonuçlardan giderseniz kısaca iyi olur. Dt. ALPER ALKAN (ADO Saymanı) – Teşekkür ederim. 31 Aralık 2012 tarihli ayrıntılı bilançomuz: Bu dönemdeki aktif varlıklarımız: Dönem varlıklar toplamı: 545.723,67 lira Duran varlıklar toplamı: 251.948,43 lira 14 Aktif varlıkların toplamı: 797.672,10 lira. Yine bu dönemde pasif kaynaklarımız: Kısa vadeli yabancı kaynaklarımız toplamları: 269.728,31 lira, Öz kaynaklarımız toplamı: 527,089,79 lira Pasif kaynaklar toplamı: 797.672,10 lira 31 Aralık 2013 tarihli ayrıntılı bilançomuza baktığımızda: Aktif varlıklarımızda dönen varlıklar toplamı: 391.416,04 lira. Duran varlıklar toplamı: 251.948,43 lira. Aktif varlıkların toplamı: 643.364,47 lira. 31 Aralık 2013 tarihli ayrıntılı bilançoya baktığımızda: Pasif kaynaklar: Kısa vadeli yabancı kaynaklar toplamı: 250.157,65 lira. Öz kaynaklar toplamı: 393.206,82 lira. Pasif kaynaklar toplamı: 643.364,47 lira. 31 Mart 2014 tarihli ayrıntı bilançoda ise: Dönen varlıklar toplamı: 766.952,71 lira. Duran varlıklar toplamı: 251.948,43 lira. Aktif varlıklar toplamı: 1.018.901,14 lira. 31 Mart 2014 tarihli ayrıntılı bilançoda ise: Kısa vadeli yabancı kaynaklar toplamı: 368.742,94 lira. Öz kaynaklar toplamı: 650.158,20 lira. Pasif kaynaklar toplamı: 1.018.901,14 lira. 8 Mart 2012-31-Aralık 2012 tarihleri arasında gelir-gider tablomuza baktığımızda: Giderler toplamı: 543.607,14 lira. Gelirler toplamı: 590.691,40 lira. Edinilen kâr: 47.354,26 lira. 1 Ocak 2013-31 Aralık 2013 tarihleri arasındaki gelir-gider tablomuza baktığımızda: 15 Giderler toplamı: 700.128,29 lira. Gelirler toplamı: 565.495,32 lira. Zarar: 134.682,97 lira. 1 Ocak 2014-31 Mart 2014 tarihleri arasındaki gelir-gider tablomuza baktığımızda: Toplam giderler: 135.743,03 lira. Gelirler: 392.694,41 lira. Edilen kâr: 256.951,38 lira. Bu verilerden yola çıkarak 2014 ve 2015 için bir tahmini bütçe oluşturmaya çalıştık. 1 Ocak ve 31 Aralık 2014 tarihleri arasındaki tahmini bütçemiz: Gelirler: 588.402 lira umuyoruz. Gider olarak da: 579,545 lira tahmin ediyoruz. Buradaki tahmin ettiğimiz kâr miktarı ise: 8.857 lira. 1 Ocak 2015 ve 31 Aralık 2015 tarihleri arasındaki tahmini bütçemiz ise: Gelirler: 617.827 lira. Giderler: 608.602 lirayı umuyoruz. Tahmin ettiğimiz kâr miktarı ise: 9.225 lira. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. BAŞKAN - Sayın Sayman, o 2013’teki görünen zararı açıklayabilir misiniz bize, ne olabilir sebepleri? Dt. ALPER ALKAN (ADO Saymanı) – Aslında orada detaylı bakıldığında, personel giderlerine bakıldığında, diğer iki yıla göre fazla bir personel gideri olduğu görülecektir. Bizim dönemimizde, gerek Yasemin Abla gerekse Nuran Abla her ikisine biz tazminat ödedik. Nuran Abla hâlihazırda işine devam ediyor ancak tekrar kendisine ikinci bir tazminat ödenmeyecek. Bu iki tazminatı zaten alt alta topladığımızda 95 bin liralık bir tazminat bedeli var. Yani edilen zarar, aslında 134 bin değil, 95 lirayı 16 çıktığımızda, 40 bin liralık bir zarar bu dönem ortalama bir değer olarak karşımıza çıkıyor. Yani o aradaki fark tamamen personellerimize verilen tazminatın buraya yansımasıdır; kıdem tazminatı. ADO BAŞKANI DR. A.R. İLKER CEBECİ – Sene sonundan sene başına kayan Kongrenin erken ödemeleri vardı herhalde, bunları da zarara katıyorsunuz? Dt. ALPER ALKAN (ADO Saymanı) – Evet, maalesef, sonraki tabloda zaten kâr olarak karşımıza çıkıyor. Başka sorusu olan arkadaşımız var mı? Peki, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz. Sevgili Genel Kurul üyeleri, Denetleme Kurulu Raporu’na geçmeden önce Genel Kurulumuza gelen iki mesaj var, okutuyorum: “Sayın Meslektaşım, Odanızın 15. Olağan Genel Kuruluna dair nazik davetinize teşekkür ederim. Yoğun gündemim nedeniyle aranızda olamayacağımı üzülerek belirtirken Genel Kurul sonrası alınacak kararlar ve yeni yapılanmayla başarılarınızın devamını diler, selam ve saygılarımı sunarım. İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt.” BAŞKAN – Diğer telgraf, TDB Başkanımız Profesör Doktor Taner Yücel’in, okutuyorum: “Değerli Başkan, Çoğulcu demokrasilerde yürütme ve yasama yargının yanı sıra, basın ile meslek odaları ve birlikleri çoğulcu demokrasilerin vazgeçilmez unsurlarıdır. Bu nedenle çok önemli olan genel kurullarımızı Türk Dişhekimleri Birliğinin kurumsal vizyonunu daha üst noktalara taşıyacak, dinamik ve üretken kılacak önemli platformlar olarak görmekteyiz. 17 Toplantılarda alınacak kararlar mesleki politikalarımızı yönlendirecek, dayanışma yeteneğimizi artıracaktır. Gönüllülük temelinde meslek odalarında görev yapma arzusu, beraberinde meslek adına bir özveriyle günlük yaşamımızın doğal bir parçası hâline getirmektedir. Bu duygularla Oda organlarında günümüze kadar çalışmış, emek vermiş başta siz değerli Başkan olmak üzere, tüm meslektaşlarıma teşekkürlerimi sunarken, Genel Kurulunuza katılanlara iyi dilek ve selamlarımı gönderiyorum. Prof. Dr. Taner Yücel” BAŞKAN – Teşekkür ederim. GÜNDEM MADDESİ 5: Denetleme Kurulu Raporu’nun okunması. Dt. ADNAN UZLUER (ADO Denetleme Kurulu Başkanı) – Hepinize günaydınlar. Sayın Divan, Sayın Onursal Başkanım, sevgili meslektaşlarım, hocalarım ve sevgili konuklar; 19.4.2012-31.3.2014 tarihleri arasını kapsayan 14. Dönem içinde Denetleme Kurulumuz düzenli ve periyodik olarak idari yönden 4 kez, mali yönden 5 kez gerekli denetimlerini yapmıştır. Bu denetim raporları Ankara Dişhekimleri Odası Yönetim Kuruluna sunulduğu gibi, dönem sonunda ADO web sayfasında da yayınlanmıştır. Kurulumuz 8.4.2014 tarihinde yapılan son Denetleme Kurulu toplantısında Ankara Dişhekimleri Odası 15. Genel Kuruluna sunulmak üzere bu raporu düzenlemiştir. 1-Kayıt ve defterler: Yönetim Kurulu Karar Defteri incelemesinde 14. Dönemde ADO Yönetim Kuruluna seçilen üyeler 18.4.2012 tarihindeki ilk toplantısında İlker Cebeci’yi Başkanlığa yapmışlardır. 18 seçerek görev dağılımı ADO Yönetim Kurulunun dönem boyunca düzenli olarak olağan ve olağanüstü toplandığı, 8.4.2014 tarihi itibarıyla 86 toplantı gerçekleştirerek 1.803 karar aldığı tespit edilmiştir. Gelen-giden evrak defterleri, TDB, resmî kurumlar, İl Sağlık Müdürlüğü, fakülteler, diğer meslek odaları ve üyelerle yazışmalar ile disiplin dosyalarının günlük ve yeterli bir şekilde işlendiği saptanmıştır. Bu süre zarfında Odaya 3.743 adet evrak girişi olmuş, 3.852 adet evrak da Odadan çıkmıştır. Mali durum incelemesinde: Kasa Defteri incelemesinde, kasa limitlerine uyulduğu saptanmıştır. Odanın TDB’ye olan mali yükümlülüklerini yerine getirdikleri tespit edilmiştir, Odanın vergi ve sigorta prim borcu bulunmadığı saptanmıştır. Kasa Defteri, Çek Defteri, Yevmiye, Kebir, Envanter defterleri ile banka kayıtları ve posta çeki hesabı kayıtlarının birbirleriyle uygunluğu gözlenmiştir. ADO’nun 14. Döneminde bütün harcamalarının ve gelir-gider belgelerinin, kanunen tutulması zorunlu olan defterlere zamanında tam ve eksiksiz olarak işlendiği Kurulumuzca tespit edilmiştir. En son denetleme yaptığımız 31.3.2014 tarihi itibarıyla banka hesaplarında Ankara Dişhekimleri Odası Personel Kıdem Tazminatları dâhil olmak üzere, 261.236,47 TL bakiye tutulduğu görülmüştür. Sonuç olarak, Ankara Dişhekimleri Odasının 14. Döneminde muhasebe kayıtlarının usulüne uygun, düzenli ve tiziz bir şekilde tutulduğu ve yürütüldüğü saptanmıştır. Bu nedenle başarılı ve özverili çalışmaları için başta Yönetim Kurulu olmak üzere, ADO çalışanlarına değerli katkılarından dolayı teşekkür ederiz. Genel Kurula da 15. Dönem çalışmalarında başarılar dileriz. Teşekkürler.” BAŞKAN – Teşekkür ederiz. 19 Sayın Genel Kurul, gündemimizin 6. maddesine geçiyoruz. GÜNDEM MADDESİ 6: Raporlar üzerinde görüşmeler ve ibraları. BAŞKAN – Raporlar üzerinde söz almak isteyen arkadaşımız var mı? ADO ONURSAL BAŞKANI Dt. ORHAN ÖZKAN – Sayın Divan Başkanı, değerli meslektaşlarım; hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Yıllar öncesi önümde EXPO Dental dosyasıyla geldim, anılarımı tazelemek için. Yönetim Kurulu raporu üzerinde konuşulur, rapor üzerinde lehinde konuşanlar vardır, aleyhinde konuşanlar vardır. Ben üzerinde konuşacağım, ancak 1.850 üyesi olan Ankara Dişhekimleri Odasını eski günleri hatırlayarak genel kurullarındaki katılımla bugünkü katılımı bundan evvelki yıllarda da olduğu gibi, sayısının azlığını büyük üzüntüyle karşılıyorum. Büyük mücadeleler verilerek bu Oda kuruldu. Kanun'un çıkarılmasında çok büyük sıkıntılar çıkarıldı. Çalışmaları sırasında dişhekimlerini birçok bakımlardan faaliyet raporları getirildiği zamanlar bugüne kadar olan yönetim kurulları hepsi büyük ilgi göstermişlerdir, büyük gayretler göstermişlerdir şimdiki Yönetimde olduğu gibi. Bütün arkadaşlara, şimdikiler de dahil çalışmalarından dolayı teşekkür ederim. Dişhekimliği mesleği toplumsal bir meslektir, ancak anladığım, gördüğüm kadarıyla her geçen gün, her geçen yıllar dişhekimliği mesleği mensupları toplumsal olmaktan çıkmışlar, bireyselliğe dönüşmüşler. Buradaki raporlarda Disiplin Kuruluna sevk edilenlerin sayısını görünce üzüldüm mesleğimiz bakımından. Geçmişte disiplin kurullarına bu kadar çok dişhekimi gitmiyordu. Tamamen menfaate dönen bir şey olmuş. Öyle bireysellik olmuş ki, kendi üyesi oldukları Odamızın toplantılarına bakın, gelmiyorlar. Eskiden bakıyorum, görev almak arzusuyla isteyen arkadaşlar vardı, burada listeler vardı. Hani o listeler? Yani Odadaki kendi 20 meslektaşlarının, mesleğin sorunları için, kendi bireysel değil, kendi mesleğin sorunları için çözüm aramak, yeni çözümler getirmek isteyenler yok mu? Bunun üzerinde durulması lazım. Yönetim Kurulunda yeni görev alacak olan arkadaşlar işin şekli sorunları çok değişmiş, bunun üzerinde dursunlar. Bu bireysellik, toplumsallıktan uzaklaşma bizim çok aleyhimize olacaktır. Bu, 1.850 üyesi olan dişhekimleri içinde, dişhekimlerinin hastaları arasında muhakkak surette milletvekilleri var, sorumluluk taşıyan kimseler var, bakan veya bakan yakınları var. Sorunlarımız Odanın dışında, sorunlarımıza bu dişhekimi meslektaşlarımız, üyelerimiz, ilgili kimselerle sorunlarımız konusunda Odanın politikası istikametinde niçin ilgi gösterip desteklemiyorlar? Bir bakan veya milletvekili benim hastam olsa bana geldiğinde -ağzı bana emanet zaten, o konuşamıyor- fırsat bu fırsattır deyip konuşurum ve derim ki: Sayın Bakanım, Sayın Milletvekilim, dişhekimlerinin böyle böyle sorunları var. Bak geliyorsunuz, tedavi oluyorsunuz, bizim gelir sorunumuz var, bizim kredi sorunumuz var. Ben bir muayenehaneyi kaça mal ediyorum, nasıl açılıyor bu muayenehane. Sen bu muayenehanenin ilgilenmiyorsunuz? kaça Niçin çıktığını biliyorsun, hastalarınızı kalkıp niçin bu konularla hastanelere sevk ediyorsunuz? Hastanelere sevk edilen hastalar dolayısıyla o hastalar hem iş gücünden kaybediyorlar, dükkânını bırakıyor, işini bırakıyor gidiyor. Maliye bakımından, vergi bakımından bir noksanlık oluyor. Hâlbuki hasta en yakın bir muayenehaneye… Avrupa'da örnekleri var. Ben genel sağlık sigortasının Beş Yıllık Planda, biliyorsunuz, Başkanıyım. Dünya Sağlık Teşkilatının Danışmanı olarak dolaşmadığım Avrupa ülkesi kalmadı. Genel Sağlık Sigortası örneğini Devlet Planlamaya getirdim ve Devlet Planlamada kabul edildi bu. Ama gelen siyasi iktidarlar devletin Beş Yıllık Planını uygulamıyorlar. Bunun uygulanmaması nedeniyle gördüğümüz zarar için bize gelen resmî sıfatlı olan kimseler üzerinde etkili olmaya çalışmamız 21 lazım. Bilmem anlatabiliyor muyum? Derdi çeken sizlersiniz. Her gün dişhekimi sayısı artıyor. Nüfus artıyor ama işler bu vaziyette azalmaya gidiyor. Bir de, bir kısım resmî kurumlar, hatta bazı üniversitelerimiz belediyelerde yerler açtılar, oradaki meslektaşlarımıza yazık değil mi? Üniversite bizim anamız, doğurdukları evlatlarına sahip çıkmak durumundalar, üniversiteler bu işlere niye girdiler? Dekanlar niçin susarlar? Yalnız mücadeleyi biz mi yapacağız? Mezun ettiğimiz çocuklarımızın sorunları var. YÖK Yasası’nda da bununla ilgili hüküm de vardır. Vaktinizi fazla almak istemiyorum. Buraya gelen sizlere bu gayreti göstermenizden dolayı çok çok teşekkür ederim ama görev alma talebinde yeni çözümler getirmek durumunda olmayan, buna ilgi göstermeyen meslektaşlarıma da maalesef üzüntülerimi bildiriyorum. Hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Allah hepinizin yardımcısı olsun. (Alkışlar) BAŞKAN – Sayın Orhan Özkan’a teşekkür ediyoruz. Sevgili Kemal Taş, buyurun. Dt. KEMAL TAŞ – Sayın Divan, Onursal Başkanım, geçmiş dönem TDB başkanlarım, sevgili meslektaşlar; hepinize Genel Kurula katıldığınız için teşekkür ederim. Öncelikle, iki yıl çok özveriyle çalışan geçmiş dönem Yönetim Kuruluna ve delegasyonuna ve bütün organlara teşekkür ediyorum. Benim üzüldüğüm bir nokta, 2013 bütçesinde 90 küsur bin liralık zarar olarak gösterilmesi bence yanlış geliyor. Niye yanlış geldiğini ifade edeyim: Tazminatlardan dolayı eksi bakiye gözüktüğünü söylediler. Böyle bir bütçe olması lazım. Çalışanlarımızın özlük haklarıyla ilgili hususların mutlaka ayrı bir bütçede olması lazım. Ben geçmişte de saymanlık yaptığım için bu tazminattan dolayı çok zor durumda kalan, TDB’den para 22 isteyen odalar geldi. Siz bütçelerinizi yaparken çalışanlarınızın haklarının ayrı yerde tutulduğu bir bütçe oluşturmanız gerekiyor. Muhasebeden mutlaka bunu ayırın ve o para onların hakkı. Her sene fonlanacak, bir sonraki seçimlere, dönemlere aktarılacak. Eğer böyle yapmazsanız bir dahaki dönemlerde çalışanlarınıza ödeyeceğiniz tazminatlar sizi daha zor durumda bırakır, bütçeler daha kötü vaziyetler alır. Bunun mutlaka önlemini şimdiden alın ve mutlak ve mutlak surette çalışanlarınıza ayrı bir fon oluşturun kazandıkları haklarla ilgili. Teşekkür ederim. (Alkışlar) BAŞKAN – Buyurun Sayın Başkan. Buyurun Sayın Kürüm. Dt. METİN KÜRÜM – Sayın Başkan, bir söz verirseniz bu konuşmaların özetini yapacağım. Müsaadenizle konuşmak istiyorum. BAŞKAN – Buyurun. Dt. METİN KÜRÜM – Sayın Başkanlık Divanı üyeleri ve sayın meslektaşlarım; herkes doğruları söylüyor fakat bir doğruyu unutuyorsunuz. O da, bütün Türkiye'nin düşman olduğu tek meslek vardır, hekimlik. Bütün Türkiye hekimlerin bir gözü kör edilsin diye kanun çıksa, hiç kimse itiraz etmez. Böyle garip bir ortamda yaşıyoruz. Çoğunuz 40 yıl evvel hekim değildiniz, 40 yıl evvel asgari geçim indirimi yükseltildi “Hekimler hariç” diye çıktı. Sabancı ile Koç dahil ama hekimler hariç. Anayasa Mahkemesi’nden iptal ettirerek maaşlarımızı 1520 lira fazla aldık. Şimdi, bu ortamda çalışma faaliyetlerimiz ne olursa olsun, vakıa ki bu iş hükümetlere, parlamentolara giderse orada kalır. Size bir anımı daha anlatacağım. Bundan 40 yıl evvel Maliye Bakanlığı yapan Sümer Oral benim yurttan oda arkadaşımdı. O sırada bizim fakültelerimiz fazla hastadan şikayetçiydiler. O zaman bu diş tedavi merkezleri filan yok. Onlar diyorlardı ki: “Biz rapor verelim, hastalar serbest 23 meslek arkadaşlarımıza gitsinler.” Ben de bu dileği Sümer Oral’a aktardım, o da dedi ki: “Dekanları alın gelin.” O zaman bütçe Gelirler Genel Müdürü. Aldım üç dekanı gittim, bizi bir yardımcısıyla bir odaya koydu, anlattılar dekan ağabeylerimiz. O da dedi ki: “Mümkün değil” Biz “Niye, hayrola?” dedik, dedi ki: “Türkiye Cumhuriyeti bütçesi bu işi serbest bırakırsak, herkes istediği hekime gitsin dersek –o zamanlar da altın köprüler yapıyoruz, onu da belirteyim- bunun altından kalkamayız” Ve çıktık, olay kapandı. Yani şunu bilmiş olun ki, herkes doğrudur, kişisel mücadelesini yürütmek zorundadır; fakültede olan fakültede, muayene sahibi olan muayenehanesinde. 50 yıllık muayenehanemi geçen yıl kapattım, çünkü Allah’ın günü, yok İl Sağlık Örgütü, yok Maliyeci, yok bilmem ne… Geliyor odam “Vay şurası temiz değil” diye rapor tutuyor. “Vay kapılar 1.20 metre olacakmış…” Milletin binasını yıkacağız, kapıları 1.20 metre yapacağız! Böyle saçma sapan şeylerden dolayı bıktım ve 50 yıllık muayenehanemi geçen yıl kapattım arkadaşlar. Onun için, elinizden geldiği kadar sadece kendinizi kurtarmaya bakın. Hepinizin gözlerinden öperim. Hoşçakalın. (Alkışlar) BAŞKAN – Sayın Başkan, buyurun efendim. ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Teşekkürler. Kemal Ağabeyin sonuç olarak eleştirisini zamanında biz de haklı bulduğumuz için ve hani bunun yönetimlerin üzerinde bir yük gibi kalmasını istemediğimiz için, yaklaşık iki senedir zaten ayrı bir hesap açtırdık. Bu kıdem tazminatlarıyla ilgili ödentileri her ay düzenli bir şekilde oraya yatırıyoruz ama genel bütçenin içinden sonuç olarak bu para oraya ayrıca yatırıldığı için, genel bütçeye baktığınız zaman oraya aktarılan ve oradan çıkan para bir zarar gibi görülüyor. Tabii ki aslında bu zarar değil. Ben de tabii Sevgili Saymanımıza o zararla ilgili soruyu sorma nedenim o idi, aslında bu reel bir zarar değil, tabii ki çalışanlarımızın yıllardır elde ettikleri 24 hakların bir şekilde yansıtılmasıydı. O da bizim döneme denk geldi, zarar gibi görünüyor. Sadece onu vurgulamak istedim. Bu noktada eleştirisi çok doğru; evet, ayrı hesaplarda mutlaka o kıdem tazminatlarının biriktirilmesi gerekiyor. Biz de onu düzenli olarak yapıyoruz bu dönem. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkürler. Raporlar üzerinde başka konuşmak isteyen meslektaşımız var mı? Yok. Konuşan meslektaşlarıma teşekkürler. Evet, Çalışma Raporu’nun ibrasını kabul edenler… Etmeyenler… Oy birliğiyle kabul edilmiştir. Sayman Raporu’nun ibrasını kabul edenler… Etmeyenler… Oy birliğiyle kabul edilmiştir. Denetleme Kurulu Raporu’nu kabul edenler… Etmeyenler… Oy birliğiyle kabul edilmiştir. Raporların tümünü kabul edenler… Etmeyenler… Oy birliğiyle kabul edilmiştir. Teşekkür ediyoruz sevgili arkadaşlar… (Alkışlar) Şimdi gündemin 7. maddesine geçiyoruz. GÜNDEM MADDESİ 7: Oda için gerekli taşınmazların alınıp satılabilmesi için Yönetim Kuruluna yetki verilmesi. BAŞKAN – Yönetim Kuruluna yetki verilmesini kabul edenler… Etmeyenler… Oy birliğiyle kabul edilmiştir. Şimdi gündemin 8. maddesine geçiyoruz. GÜNDEM MADDESİ 8: Genel Kurulda karara bağlanacak öneriler. BAŞKAN – Elimizde birkaç tane önerge var, onun dışında önergesi olan arkadaşımız varsa lütfen Divana ulaştırsın. Şimdi önergeleri tek tek okutup oylarınıza sunacağım. Önergeyi okutuyorum: 25 “Ankara Dişhekimleri Odası sosyal tesis, lokal oluşturulması için gerekli fizibilite çalışmasının yapılması için Yönetim Kurulu tarafından bir çalışma grubu oluşturulmasını öneriyoruz. Alper Alkan Kemal Taş” BAŞKAN – Önerge üzerinde söz almak isteyen? Buyurun Sayın Başkan. ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Sayın Başkanım, değerli meslektaşlarım; Odamızın üyelerinin bir arada olması için çeşitli bahaneler yaratmaya çalışıyorduk. Bu bahanelerin bir kısmı eğitimlerdi bir kısmı da sosyal etkinliklerdi. Bunun dışında da, bir arada olabilmek için bir başka ortam daha yaratalım diye düşünüldü. Bu ortam da “Lokal tarzında bir yer olsun, işte dişhekimi arkadaşlarımız sevdikleriyle gidip oturabilecekleri bir yer olsun. Bunu da bir şekilde biz yürütelim” diye. Bununla ilgili tabii sonuç olarak her şey önce herhalde düşünmekle başlıyor. Bir görevlendirme yaparak bununla ilgili bir çalışma yapılmasını, eğer bu çalışmanın göstergeleri bunun olabileceğini işaret ediyorsa da bunun hayata geçirilmesini düşündük. Burada da, eğer hani Genel Kurulda da bu yaklaşım mantıklı geldiyse hiç olmazsa Genel Kuruldan da bu konuda bir destek almış olalım istendi. Sanıyorum Kemal Bey’le Alper Bey de onun için o önergeyi hazırladılar Yönetim Kurulunda konuşulanlardan yola çıkarak. BAŞKAN – Buyurun Sayın Özkan. ADO ONURSAL BAŞKANI Dt. ORHAN ÖZKAN - Geçmişte, galiba 1992-1993 yıllarında yani benim Başkanlık zamanımda lokali biz açtık, lokalimiz vardı fakat maalesef genel kurullara gelmeyen arkadaşlarımız lokallere dahi gelmediler. Sonuçta zarar ettik. Açıkça söyleyeyim, yanlış yapmışız. Onun için, böyle bir şeyi denemeye kalkmasınlar Yönetim Kurulu, bir de onun açığı çıkmasın karşımıza. Ben bu bakımdan ilgili 26 önergedeki arkadaşlarıma bu geçmişi hatırlatarak önergelerini geri almalarını rica ediyorum. BAŞKAN – Teşekkürler. Sayın Fehmi Karataş, buyurun. Dt. FEHMİ KARATAŞ - Öncelikle selamlarımı sunuyorum. Lokal veya bu tür etkinliklerin gerçekten faydası olacaktır. Çünkü bizler iki yılda bir ancak bu şekilde bir araya gelebiliyoruz. Belki lokal veya benzeri ortamlar olursa katılımı daha da artırabileceğini düşünüyorum. Bu bağlamda, mesela sanatsal etkinlikler de burada yapılabilir. Yani lokal olarak değil de, lokalin beraberinde belli günlerde mesela, işte türkülü, şarkılı veya dişhekimleri tiyatrosu gibi etkinlikler de yapılabilir. Hani benim önerim, buna bağlı olarak, dişhekimleri tiyatrosu kurulmalı. Önergeme bunu ilave ederseniz sevinirim. BAŞKAN – Teşekkür ederim. Buyurun Sayın Yakar. Dt. ALİ YAKAR – Önergenin özelliği, önümüzdeki Yönetim Kuruluna görev olarak tevdi etmesidir. Bunu gerçekleştiremediği zaman bunun sorumluluğunu bir sonraki Genel Kurula vermek zorundadır hukuken. Olmasını arzu ettiğimiz, bir şekilde gerçekleştirilirse mutlu olacağımız şeyin dilek ve temenni olarak sunulmasında yarar var. Önerge olarak verildiği zaman eğer bu Genel Kurul bir şekilde bir sonraki Yönetim Kuruluna lokal açması için çaba göstermesini desteklemesi başka şeydir, buna görev olarak yüklemesi başka bir şeydir. BAŞKAN – Sayın Ali Yakar, yalnız çalışma grubu kurulması için önerge verildi, lokal kurulması için değil. Başka söz isteyen? Buyurun Sayın Uzluer. Dt. ADNAN UZLUER – Lokalle ilgili olarak Sayın Onursal Başkanımdan farklı olarak ben de bir şeyler söylemek istiyorum. 27 Bu projenin geliştirilmesi konusunda Yönetim Kurulundaki arkadaşlardan İlker Cebeci ile diğer üyelerle bir arada konuştuğumuz zaman bunun hayata geçirilebileceğini ben açıkçası düşündüm ve hâlâ da düşünüyorum. Gerçekten de ihtiyacımız var, çünkü malum genelde iki yılda bir, üç beş, altı ayda bir sempozyumlarda, panellerde ve az sayıda kişiyle bu katılımı sağlayabiliyoruz. Bunlar da maksimum 200-300 kişi. Perşembe toplantılarında 50-60 kişiyle bir araya gelinebiliyor ama böyle bir lokal oluşturulursa daha çok kişinin daha sık bir araya gelebileceğini düşünüyorum. Bunun olabilirliğini de şöyle düşündüm: Malum, işte ODTÜ Vişnelik Tesisleri var, bunlar tabii büyük yatırımlar. Bu yatırımları hayata geçirme… 1.700 kişinin üyesi olduğu Ankara Dişhekimleri Odasının üstesinden gelebileceği bir şey değil kuşkusuz ama bunun hakkıyla mutlaka olabilecektir. ODTÜ Vişnelik Tesisleri mevcut üyelerinden, mezunlarından 1.000 dolar katkı payı almak suretiyle orayı yaptı ve destek alarak kuşkusuz ve şu anda başarılı bir yönetim sergiliyorlar. Benzer odalarda da TED’de, Eczacılar Birliği’nde de aynı çalışma var. Bu yönde bir çalışma yapılabilirse başarıya ulaşabileceğini düşünüyorum. Ama bu tabii bir fizibiliteyi gerektiriyor. Bunun için yeni dönemdeki Yönetim Kurulunun bu yönde bir çalışma yapması yararlı olacaktır diye düşünüyorum. BAŞKAN – Teşekkürler. Buyurun Sayın Özkan. ADO ONURSAL BAŞKANI Dt. ORHAN ÖZKAN - Adnan arkadaşıma teşekkür ederim. Demokrasinin gereği olarak Onursal Başkanıyla aynı şekilde düşünmedi. Ancak bir şey söyleyeyim, kusura bakmayın: Şimdi, eskiden kulaklık dahi yoktu, şimdi iki tane kulaklık birden var, sekreter hanımın, biraz da hanım olarak yavaş sesle okuduğundan ben yanlış anlamıştım. Onun için, mikrofonu Sayın Başkan Nezih Bey’i gayet net anladım, sizin 28 sözünüzü yanlış anladığım için aleyhte konuştum, anlatabildim mi? Onun için, tekrar düzelteyim, aleyhinde değilim. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkürler. Ankara Dişhekimleri Odası sosyal tesis, lokal oluşturulması için gerekli fizibilite çalışmasının yapılması için Yönetim Kurulu tarafından bir çalışma grubu oluşturulması önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: “Vefat eden üyelerimiz için gazetelerde ilan verilmesi.” Önerge sahibi: Cem Baykan. BAŞKAN – Sayın Cem Baykan önergesi hakkında konuşmak istiyor, buyurun efendim. Dt. CEM BAYKAN – Efendim, hepinize iyi günler. Hoş geldiniz. Eskiden Odamız kurulduğu zaman mali yönden zayıftı, çok fazla da üyemiz yoktu. Fakat şimdi artık Odamızda 1.800 üyemiz var ve Odamızın mali durumu oldukça da iyi. Bakıyoruz gazetelerde, ölen tabiplerin yahut da Baroyla ilgili avukatların ilanları var ve burada yalnız onların da değil, derneklerin, Türk Ortopedi Derneğinin ölen üyesinin ilanı var. Aynı zamanda Üroloji Derneğinin ölen üyesinin ilanı var. Niye bir Ankara Dişhekimleri Odasının bir üyesi vefat ettiği zaman ufak bir ilan Odamız veremesin? Bunu ben önemli olarak kayda geçmesini ve bu önergemin kabul edilmesini rica ediyorum. Saygılar sunuyorum. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Baykan. Bu önerge üzerinde konuşmak isteyen var mı? Buyurun Sayın Başkan. ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Destekliyorum. 29 BAŞKAN – Teşekkürler. Peki, vefat eden üyelerimiz için uygun görülen gazeteye Ankara Dişhekimleri Odasının ilan vermesini kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir. Teşekkür ederiz efendim. Diğer önergeyi okutuyorum: “Kamuda çalışan dişhekimlerinin Oda faaliyetlerine katılımının ve üyeliklerinin artırılması için Kamuda Çalışan Dişhekimleri Komisyonu tarafından çalışma raporu hazırlanması ve sonuçlarının bir sonraki Genel Kurulda sunulmasını öneriyoruz. Serdar Sütcü Neslihan Sevim” BAŞKAN – Buyurun Sayın Başkan. ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Sevgili arkadaşlar, buradaki sebep şuydu bu maddeyi arkadaşlarımızla tartışırken: Ankara Dişhekimleri Odası’nın demografik yapısı çok farklı. İstanbul’la kıyaslıyorum, çünkü bizi kıyaslayabileceğimiz yer İstanbul sonuç olarak Türkiye'de oda büyüklüğü açısından bakınca. Ankara Dişhekimleri Odası’nın 1.850 civarında üyesi var, bu zaman zaman 2.000’e çıkıyor, zaman zaman 2.000’in altına düşüyor. Bu atamalar zamanında biraz değişiyor, mezuniyet sonrası dönemlerde biraz artıyor gibi. Bunların 1.600’ü serbest çalışan dişhekimi üyelerimizin, 200 civarındaki grup da kamuda çalışanlar. Ankara Dişhekimleri Odası belki dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir demografiye sahip. Ankara Dişhekimleri Odasının bölgesinde 1.740 civarında kamuda görevlendirilmiş dişhekimi var yani sayısı serbest dişhekimlerinden fazla şu anda Ankara'da çalışan, kamuda çalışan hekimler. Şimdi, bu noktada Ankara Dişhekimleri Odası’nın gerçekten temsili adil olarak aktarabilmesi için gerçekten bütün sorunlara doğru dürüst hâkim olabilmesi için kamudaki gücünü mutlaka 30 artırması lazım. Bu arada biz Ankara Dişhekimleri Odası olarak kamuyla ilgili çalışmaları da çok yoğun yürütüyoruz, üye sayımızın az olmasına rağmen. Tabii ki yapacağız. Sonuç olarak, dişhekimleri olarak sadece serbest dişhekimleri odası değilsiniz. Ama üyemiz çok olursa gücümüz de çok artacak diye düşünüyorum. En son yazmıştım, işte birim performansla ilgili bir dava açmıştık, kazandık. Bunda sonra idare öyle kafasına göre istediği gibi performans ayarlamaları yapamayacak mesela. Bu çalışma aslında bütün Türkiye'de de yankı buldu, bütün odalara gönderdik, Türk Dişhekimleri Birliği’ne gönderdik bunu. Böyle bir çalışmanın muhatabı olan Ankara Dişhekimleri Odası’nın kamudan da üyelerinin çok olması lazım. Bununla ilgili bir dokunuş sağlamak için bir çalışma grubunun sadece bu konuyla ciddi olarak ilgilenmesi gerekiyor. Yani kamudaki arkadaşlarımıza Odanın varlığının aslında neler ifade ettiğini, nelerle uğraşıldığını ciddi olarak anlatacak ve onları da içimize alıp kuvvetimizi artıracak bir çalışma yapacak bir grup oluşturmak şart diye düşünüyoruz. Teşekkür ederiz. BAŞKAN – Buyurun Sayın Onur Şengün. Dt. ONUR ŞENGÜN – Önergenin içerisindeki bir cümle beni şüpheye düşürdü: Bir sonraki Genel Kurula rapor mu isteyecek önümüzdeki Yönetim Kurulu yoksa… Benim önerim şöyle bir şey olabilir: Altı ay bir çalışma yürütmesi, altı ay sonra Yönetim Kuruluna bir rapor vererek onu yönlendirmesi daha iyi olur. İki sene boşa geçmiş olur yoksa. ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Şöyle: Yanlış anlaşılmış olabilir. Çalışma raporu hazırlansın, sonra da bu çalışma raporu uygulandıktan sonraki sonuçlar bir sonraki Yönetim Kurulunda ifade edilsin. Dt. ONUR ŞENGÜN – Tamam, yani Yönetim Kurulunda bir çalışma yapılsın. 31 ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Tabii ki, tabii ki. BAŞKAN – Pardon, o zaman “Genel Kurul” kelimesi kalkıyor buradan. ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – “Genel Kurula da”, hani bu çalışmaların tümü… Altı ay sonra bir rapor geldi. Biz sonra kamuyla ilgili çalışmaları o rapora göre başlattık. Bunun sonuçları ne oldu, istatistikler ne kadar değişti, bir sonraki Genel Kurula da bu aktarılsın. BAŞKAN – Sayın Murat Akkaya, buyurun efendim. Dt. MURAT AKKAYA – İsim bana da biraz karışık geldi, uzun geldi. “Kamuda çalışan dişhekimlerinin Oda üyeliklerinin artırılması için çalışma yapılması” desek daha net olabilir mi? ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Olur, bir çalışma grubu oluşturup… Yani orada düzeltilebilir, daha anlaşılır bir hâle getirilir. BAŞKAN – Hocam, bir daha tekrarlar mısınız lütfen önerinizi? Dt. MURAT AKKAYA – “Kamuda çalışan dişhekimlerinin Oda üyeliklerinin artırılmasına” ya da “Odaya üye olmaları için çalışma yapılmasına…” BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz. Buyurun Sayın Baykan. Dt. CEM BAYKAN – Efendim, kamuda çalışan arkadaşlarımız… Odanın asli vazifesi serbest dişhekimlerinin hak ve hukukunu korumaktır bana göre. Çünkü yaşama problemi vardır. Kamudaki meslektaşlarımız çok güzel verilerle çalışabilmektedirler ve iyi de ücretler alabilmektedirler. Ama hakikaten özel meslektaşlarımız olarak çok zor çalışan, dışarıda durumdadırlar. Bir muayenehanesi de kamuda olan çalışan meslektaşlarımızın bir sendika durumu vardır, biliyorsunuz onu. Bunlar genel olarak sendikaya bağlıdırlar yani Odaya değil, esas olarak sendikaya bağlıdırlar. Bu durumda, bence Odanın 1600 üyesinin de serbest meslek olduğunu düşünerek, Odanın serbest meslek faaliyetlerinde bulunan 32 dişhekimleri için daha büyük çalışma yapması yönünde gayretlerde bulunmasını istiyorum. Bakın, bir baroları düşünün; barolar avukatlarla ilgili bütün problemleri çözerler. Hâkimlerle ilgili bir problem katiyen baroları ilgilendirmez, onlar hakkında düşüncelerini ifade edebilirler. Onun için, Odanın biraz daha serbest ağırlıklı olmasını temenni ediyorum. BAŞKAN – Teşekkür ediyorum. Yalnız, Türk Tabipler Birliği’nin yoğun olarak kamuda üyeleri var ama serbest üyeleri için de çalışmalar yapıyorlar. Buyurun Sayın Başkan. ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Burada tabii, Cem Ağabey’e katılıyoruz tabii ki, serbest dişhekimlerinin gönüllülükle içinde olduğu bir örgütüz gibi görünüyor ama aslında ne yazık ki zorunlulukla içinde oldukları görüntüsü var şimdilik. Ben mesela, bazen de anlamsız düşünüyoruz ama keşke aslında tüm üyelikler gönüllükle olsa ve gönüllülerin gücüyle belli bir noktaya gelinse çok daha kuvvetli olacak. Tabip Odasının kuvveti, Nezih Ağabey’in dediği gibi, gönüllülükten geliyor. Çünkü Tabip Odasının yüzde 90 civarında üyesi –Ankara Tabip Odasının 14 bin üyesi var- kamudan ve hiçbir zorunlulukları da yok üye olmakla ilgili ve hakikaten duruşlarını görüyorsunuz, nasıl sağlam durduklarını. Bizim sorunlarımızı serbest dişhekimlerinin sorunlarını yaratan kamu Cem Ağabey. Çünkü kamu bu kadar şuursuz bir ağız diş sağlığı hizmeti verdiği zaman biz serbest dişhekimleri zaten Ankara'da mahkûmuz kötü olmaya. Ama kamudaki üyelerimiz bizimle olursa bir hareketimizle yeri geldiğinde, kamudaki sevgili arkadaşlarımızı hekimliğin gereklerini yapma konusunda güçlendirebilirsek, yüreklendirebilirsek o zaman otomatikman aslında serbest dişhekimliği de gelişecek. Şimdi kamuda kriterler var, işte günde birim olarak 15-20 birimlik iş yapmak gibi. Bunları dayatabilsek, kamudaki arkadaşlarımız bu konuda bize güç verse. 33 Aslında serbest dişhekimlerine de bunun çok katkısı olacak. O nedenle, yine sonuç olarak hepimizin davasına çalışmak sanki daha güçlü duruşumuzu sağlayacak diye düşünüyorum. BAŞKAN – Teşekkür ederim. Dt. CEM BAYKAN - Mahkemeye katılan her avukat kamuda da çalışsa Baroya üye olmak zorunda. BAŞKAN – Buyurun Sayın Hasar. Dt. BURAK HASAR – Herkese tekrar günaydın diyorum. Ben Ankara'da çalışan dişhekimlerinin serbest ya da kamu şeklinde ayrılmasının çok anlamlı olduğunu düşünmeyenlerdenim. Şu an Ankara Dişhekimleri Odasının çalışmaları ve faaliyetlerinin büyük çoğunluğunu kamuyla ilgili hadiseler depolamıştır. Dolayısıyla Ankara Dişhekimleri Odasının selameti kamudadır. Şu an tek kanatlı bir kuş gibi uçmaya çalışan bir Oda şeklindeyiz. İki sene önce de bunu ben dile getirmiştim. Bu önümüzdeki iki sene içerisinde Ankara Dişhekimleri Odası Yönetim Kurulunun en büyük faaliyetinin kamuda çalışan dişhekimleri arkadaşlarımızın yanımıza çekilmesidir. Saygıyla arz ediyorum. BAŞKAN – Teşekkür ediyorum. Buyurun Sayın Karataş. Dt. FEHMİ KARATAŞ – Gerçekten eskiden biz bu ayrımı yapıyorduk yani serbest dişhekimleri, kamu dişhekimleri falan diye. Şimdi gördük ki, Oda serbest dişhekimlerine kaldı, daha da dibe gittik. Demek ki hakikaten biraz da özeleştiri yapmak gerekiyorsa, biraz da eksik olmuş oluyor. Benim önerim veya edindiğim tecrübeler, arkadaşlarımdan geri dönüşümler yani kamu dişhekimleri yani serbest olup da kamuya geçtiğinde ilk işi Odadan ayrılmak oluyor. Hani ben gerçekçi olarak yaşadıklarımdan söylüyorum belki tersi de oluyordur- ilk işi aidatını ödememek ve Odadan ayrılmak. Dolayısıyla bir tepki var. Hani biz desek ki “Size bedava, hiç para 34 vermeyin” gelip Odaya üye olmayabilirler. Yani bu kadar açık, net konuşuyorum. Önerim şu: Serbest dişhekimlerinin zaten bir sıkıntısı yok, örgütleri var, örgütlülerin de durumu burada, bunu sorguluyoruz. Ama kamu dişhekimleri kendi içinde örgütlenebilir, 10 bin dişhekiminden bahsediyoruz. Bunlara en azından şimdilik Kamu Dişhekimleri Derneği bazında, atıyorum, başlanabilir. Sonra onların içerisinde kanunların izin verdiği ölçüde oda benzeri örgütlenebilir. Bu, öğretim üyeleri ile öğrencilerin de kendi içlerinde bir örgütlenmeleri olabilir. Çünkü benzer sorunları ve çözüm önerileri oluyor. Yani kamuya serbest iken sanki çalışma içindeymiş gibi oluyor ama aslında değil, ortak masa toplantımızda menfaatlerimiz ortak ama bunu oturup konuşma ortamımız olmuyor. Önerim: Dediğim gibi, öğretim üyeleri ve öğrencileri kendi içerisinde bir dernek tarzı örgütlenme, kamu dişhekimlerine en azından kanunların, mevzuatın önerdiği şekilde örgütlenmeleri, dernek kurmaları, daha sonra üst bir birlik şeklinde işte dişhekimleri, serbest dişhekimleri, kamu ve öğretim üyeleri şeklinde üst bir birlik, belki bir federasyon tarzında –ki, esnaf odalarında bu var- bir örgütlenmenin daha da gerçekçi olacağını düşünüyorum. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Buyurun Sayın Yakar. Dt. ALİ YAKAR – Sayın Fehmi Karataş’ın bu görüşüne şiddetle karşı çıkıyorum. Bu kadar bölünmüşlükten sonra bugünkü yönetim anlayışının dişhekimlerini oda, sivil toplum ve bu tür şeylerden uzaklaştırmasına bir şekilde payanda olacaktır. Bu konunun çok ciddi ve dikkatli tartışılmasından yanayım. Bu, bir şekilde ileride bizim gibi kamu kurumu niteliğindeki sivil toplum ayaklarının bu ülkedeki demokrasi itirazlarının yok edilmesi. Biz burada şu anda özel dişhekimlerinin ya da serbest 35 muayenehanesi olan dişhekimlerini temsil ederken bu kadar az arkadaş olursa, bundan sonrasında hiç olmayacağız. BAŞKAN – Teşekkürler. Buyurun Sayın Sevim. Dt. NESLİHAN SEVİM – Önergenin altında da imzam vardı. Aslında Ali Bey’le aynı şeyleri söyleyecektim ama öncesinde de söz almıştım, Fehmi Bey’in görüşüne katılmıyorum. Mutlaka iyi niyetle böyle bir öneride bulunuyorsunuz ama biz Dişhekimleri Odası olarak hem serbest dişhekimlerinin hem de kamuda çalışan meslektaşlarımızın temsilcisiyiz. Geçmiş dönemde de Serbest Dişhekimleri Komisyonundaydık, serbest çalışan dişhekimi arkadaşlarımızla belli bir sayıda toplantı yaptık, hepimiz beraberdik. Ama biz kamuda çalışan dişhekimi arkadaşlarımızın da sorunlarının farkındayız, mutlaka onlar da bizim sorunlarımızın farkında. Zaten birlik, beraberlik mesajları vermeye çalışıyoruz, beraber olmak istiyoruz ve açıkçası, kamuda çalışan arkadaşlarımızın sorunlarıyla mücadele ederken, onların sesi olmaya çalışırken bazen yanımda hiç kamuda çalışan bir arkadaşımı görmeyince, bazen garip bir hisse kapılıyorum. Yani kimin için, neden, nasıl diye. Dolayısıyla ben isterim ki kamuda çalışan arkadaşlarımız da bizlerin sorunlarının farkına varsın, hep beraber olalım. Yani sorunlarını bize getirsinler demeyeyim, Odada temsil edebilsinler. Hep birlikte bir meslek örgütünün üyesi olarak temsil edebilsinler ve beraber mücadele edelim. Sayımızın artmasının her yönde, her anlamda çok daha iyi olacağını düşünüyorum. Bu önergeye en çok destek vermek isteyen, çeşitli hastanelerde çalışan arkadaşlarımızın olacağını ve bire bir çalışma yapacağımızı düşünüyorum. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz. 36 Arkadaşlar, bu önerge hakkında yeterince konuşuldu sanıyorum. Zaten komisyon veya çalışma grubu kurulduktan sonra o zaman daha çok enine boyuna tartışırız gibi düşünüyorum. Başkanım kısa bir şey söylemek istiyor. Buyurun Sayın Başkan. ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Şöyle: Bunun menfi sonuçlarını yaşadık, ayrı olmanın. Neredeyse uzmanlık biçiminde yaşadık. Bana göre bu bilinçsiz değil, Sağlık Bakanlığı çok güzel bir top attı ortaya, “Dördünüz uzmansınız, üçünüz değilsiniz” ondan sonra uzmanlık dernekleri “Nasıl ben değilim?” diye başladılar çalışmaya. Herkes bilimsel verilerle gittiler. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir Uzmanlık Yasası çıktı. Uzmanlık dernekleri Türk Dişhekimleri Birliği çatısı altında olmadığı için çıktı. Yani onlar kendilerini, ne yazık ki biraz dişhekimliğinden ayrıştırdıkları için çıktı. Yani bunun olumsuz sonuçları var önümüzde yaşanmış. Onun için, aman dikkat diyorum, başka da bir şey demiyorum. Dt. FEHMİ KARATAŞ – Başkanım, yanlış anlaşılmış, bir açıklık getirebilir miyim? Zaten biz de aynı şeyi konuşuyoruz aslında da, sadece… BAŞKAN – Peki, buyurun. Dt. FEHMİ KARATAŞ – Şimdi, çok özür diliyorum. Ben, en çok birlikte olmayı savunan, hatta sosyal ağlarda falan da “Türk Dişhekimleri Birliği” diye özellikle vurgulayan bir kişi olarak bunun söylenmesine hakikaten üzüldüm. Çünkü ben diyorum ki: Tamam, hep birlikte olalım ama olamıyoruz. Tamam, 25 senedir bu süreçteyiz ve gittikçe kaybediyoruz. Kamu dişhekimleri odalardan ayrıldı, güç kaybettik, yani ben diyorum ki güç kaybediyoruz, hiç kimse gelmiyor. Gelen de gidiyor. Siz ne kadar yalvarsanız, “Gelin sizi bedava üye yapalım, aidat istemiyoruz” Gelmiyorlar. Ben bunu diyorum. Keşke gelseler, hep beraber olalım, 37 buraları coşturalım. Ben buna itiraz etmiyorum ki, hatta savunuyorum, beraber olalım diyorum ama olmuyor işte. Ben bunu vurguluyorum. BAŞKAN – Teşekkür ederim. Arkadaşlar, bu önerge herhalde yeteri kadar tartışıldı. Bize verilen önergede “Kamuda Çalışan Dişhekimleri Komisyonu çalışma raporu hazırlansın” denmişti. Ancak önerilerden ve tartışmalardan daha doğru olacağını düşündüğüm başlığı oylatmak istiyorum. Önerge üzerinde yapılan tartışmaların ışığında, bu öneriyi “Kamuda çalışan dişhekimlerinin oda üyeliklerinin ve katılımlarının artırılması için çalışma raporu hazırlanması ve sonuçlarının Genel Kurula sunulması…” şeklinde düzelterek oylarınıza sunuyorum: Bu önergeyi kabul edenler… Etmeyenler… Oy birliğiyle kabul edilmiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: “Ankara Dişhekimleri Odası Toplum Ağız Diş Sağlığı Komisyonu tarafından Türkiye'deki erken çocukluk dönemi çürüklerinin önlenmesi amaçlı bir projenin hazırlanmasını, uygulamaya konmasını ve Komisyon çalışmalarının raporlanarak bir sonraki Genel Kurulda sunulmasını öneriyoruz. Fatih Özyürük Murat Çağlar” BAŞKAN - Bu raporun Genel Kurula mı, yoksa Yönetim Kuruluna mı sunulması gerekiyor? ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Sayın Başkanım, şöyle: Orda hep yanlış anlaşılma oluyor cümleden. Hani bütün çalışma sonuçlandıktan ya da bir yol alındıktan sonra, iki sene sonra da “Ya, buna başlayamadık” Rapor da hazırlanması, yani öyle kendi kendine kalmasın bir kenarda çalışma. BAŞKAN - Ne düşünülüyor, nasıl bir şey düşünülüyor, bir açıklama alabilir miyiz? 38 Dt. NİL ALTAY – Ben önerge sahibi değilim, ama bu konuda söz almak isterim. BAŞKAN - Buyurun Sayın Altay. Dt. NİL ALTAY - Herkese iyi günler. Sayın Başkan, bütün meslektaşlarıma iyi günler diliyorum. Bu öneri tabii bire bir beni de ilgilendirdiği için açıklama yapmak istedim. Bu erken çocukluk çağı çürükleri maalesef, daha doğrusu eski terimiyle biberon çürükleri, ama sadece biberonla oluşmadığı için artık terimi değiştirdiler, çok önemli bir problem. Bütün çalışmalarda, TDB’nin de yaptığı çalışmalarda, bütün odaların yaptığı çalışmalarda, üniversitelerin yaptığı çalışmalarda görüyoruz ki 6 yaş altındaki bütün çocuklarda çok ciddi çürükler var. Ama dünya standartlarına baktığınız zaman, 6 yaş altındaki çocuklarda bir tek çürük bile varsa “Erken Çocukluk Çağı Çürüğü” deniyor ve yüksek risk grubu olarak değerlendiriliyor. O zaman Türkiye'de, daha da daraltalım, Ankara'da çok ciddi problemin olduğunu görüyoruz. Hepiniz gelen hastalarınızdan, çevrenizden bunu biliyorsunuz. Yapılan bütün çalışmalar, TDB’nin de ön ayak olduğu çalışmalar, çeşitli derneklerin, üniversitelerin çalışmalarında genellikle hep ilkokul çağına yönelik çalışmalar yapılıyor. Ama biz ülkede çürüğü durdurmak istiyorsak, bence doğumdan itibaren bunu durdurmamız gerekiyor. Bu önerge de bununla ilgili verildi yani ilk diş çıktığı andan itibaren belli gruplardan, ama çok ciddi istatistik çalışmalar yaparak, yani sonucunu değerlendirerek yapılması. Bugüne kadar yapılan bütün çalışmalarda -ben çuvaldızı da kendi branşıma batırarak söylüyorum- pek de ilerleme kaydedemedik, çok düzgün çalışmalar çıkmadı. Yani bir yurt dışı çalışmalara benzeyen çalışmalar görünmedi. Bu açıdan aslında Odaya bir yaptırım olsun diye bu önerge verildi. Hakikaten ciddi bir çalışma yapılsın. Benim hep şöyle bir önerim oldu arkadaşlarıma: Diyelim ki 2014 yılında doğmuş, ocaktan itibaren doğan çocukları hedef alarak bir çalışma 39 başlatılsın. Koruyucu program yapılsın. Çünkü mevcut çürükler zaten tedavi edilmeye çalışılarak yapılıyor ama koruyucu bir program için aslında başlamadan önlemeye çalışmak gerekiyor ve dişhekimliğinde de bu bir hedeftir, FDI’ın hedefleri de vardır ve biz Türkiye olarak hiçbir zaman o hedeflere ulaşamadık. Çok üzülerek belirteyim, 50 sene önce yüzde 85 çürükten bahsederken, biz hâlâ taramalar yaparak… Niye yapıldığını da anlamadığım taramalar, çünkü zaten mevcudu bin kere ortaya koyuyoruz, yine yüzde 85 çürük var. Peki, ne yaptık dişhekimleri olarak, öğretim üyeleri olarak, meslek örgütleri olarak? Hiçbir şey. Ben rahmetle anıyorum, Engin Hoca’nın yaptığı çalışmayla bugün benim yaptığım çalışma 50 sene farkla aynı sonucu veriyorsa, dişhekimleri olarak, odalar olarak, meslek örgütleri olarak, branşlar olarak hiçbir şey yapmadık demektir. Hâlâ yüzde 85 çürükten bahsediyoruz. Demek ki hiç ilerlemedik. Onun için, ben bu önergeyi gönülden destekliyorum. Yönetimde olmasam da zaten çalışmalarda arkadaşlarımı gönülden destekleyeceğim. Bugün doğan, 2014 doğumlu çocuklarla başlayan bir koruma programıyla… Bunun iki yıllık sonuçları belki iki sene sonraki Genel Kurulda, işte çocuklara bakılır, bu sene iki yaşında olan belli gruptaki çocukların ağız diş sağlığı verileriyle karşılaştırılır, bu koruma programı iyi oldu diye sonuçlanır ve devam eder. Böylece her iki yılda bir bu çocuklar 6 yaşına geldiğinde ne oldu? Yani biz çünkü süt dişlerinde sıfır çürük veya çok az çürük elde edemediğimiz sürece daimi dişlenmede asla çürüksüz bir ağza, en azından dünya standartlarına ulaşamayacağız. Mevcut programları kınamıyorum, ama bir şey elde edemediğimizi de görmemiz lazım diye düşünüyorum. Onun için, bu önerge için arkadaşlarıma teşekkür ediyorum, her türlü desteğe de varım. Teşekkür ederim. (Alkışlar) 40 BAŞKAN – Buyurun Sayın Özkan. ADO ONURSAL BAŞKANI Dt. ORHAN ÖZKAN - Değerli arkadaşlarım, bir bilgilendirme için söz aldım. Görüşlere katılıyorum. 1974 yılında İzmir’de Dişhekimleri Cemiyetinin Başkanı iken biz Türkiye çapında en büyük diş taramasını yaptık ve ondan sonra Dünya Sağlık Teşkilatı beni eğitime tabi tutarak Toplum Sağlık Eğitim Uzmanı diplomasını verdiler. 2000 yılında Malpraktis Kanunu hazırlanacağı zaman, kanun tasarısı çalışılırken Dünya Sağlık Teşkilatından… Projelerde daima âdettir, devlet bir proje verdiği zaman onu destekleyeceği için proje hakkında Dünya Sağlık Teşkilatı da görüş bildirir. Kurulan komisyon için bunu bildirdiklerinde diyorlar ki: “Toplum Sağlık Eğitim Uzmanı da kanunda olması lazım. Eğer kendisi sağ ise biz buradan birini göndereceğimiz yerde sizde bir eleman vardır, Orhan Özkan diye, çağırın..” Ben emekli olduğum anda, 2000 yılında beni de o Komisyona aldılar. Komisyonda 1 Ağustos 1998’de Hasta Hakları Yönetmeliği yürürlüğe girmiş, 1 Kasım 1979’a kadar yalnız Sağlık Bakanlığına, meslek odaları hariç, 2 bin doktor hakkında şikâyet oldu. Bu şikâyetin neticesi her meslekle ilgili ayrı komisyonlar kuruldu, çok azdı o zaman,17 taneydi ve toplantıya girildi. Toplantıda kanun taslağını hazırlayanların, dikkat ettim, avukatlarla sigorta şirketlerinin etkisi olmuş kanunda. Öyle ki, o komisyonlara gidip gelirken, arkadaşlar Numune Hastanesinde “Ne oluyor, ne diyorlar?” dediklerinde, dedim ki: “Bundan sonra hastaların başında hasta refakatçisinden evvel avukatları göreceksiniz…” Şimdi, oradaki hemşire hekimleri şikâyet etmesi üzerine dediler ki: “Hekimlerde eğitim noksanlığı” Ben orada devreye girdim, dikkat ediniz, dedim ki: “Hekimlerdeki eğitim noksanlığı olarak hekimleri suçlamayın. Toplumda da sağlık eğitimi bakımından hekim noksanlığı var.” Bir dişhekimine Dünya Sağlık Teşkilatının ölçümleri içinde bir uzman hekime 41 en çok 25 hasta düşer. Bir dişhekiminin de kamuda ancak 15 hasta bakması lazım. Şimdi, bir dişhekimi hangi 15 hasta, 70-80 tane diş çekimi yapıyor. Malpraktis sen suçu nasıl bize yüklersin, hekimlere. Halk da zaten doğru dürüst bilgi vermiyor. Dedik ki: “Toplumda sağlık eğitim noksanlığı var” Şimdi değindiğiniz çocukların meselesi dolayısıyla ele alınması lazım gelen şey, toplumdaki sağlık eğitimi için yeni bir program açılması, anaların, babaların eğitilmesi, çocukların… Çünkü ekonomik bakımdan da bize büyük zarar oluyor devlet bütçesine. Böyle bir programın… Millî Eğitim olmadık şeylerde toplantılar yapacağına, Kur’an okutarak ilkokul çocuklarını alıp camilerde namaz kılmayı öğreteceğine, bunların üzerinde dursun. Önergeniz çok yerinde. Hakikaten artmış durumda ve bu aileye de külfet yüklüyor dolayısıyla devlete de külfet yüklüyor. Onun için, ben arkadaşımızın önergesini çok uygun buldum, destekliyorum ancak bu hususun da çalışmalarda dikkate alınmasını rica ediyorum. Teşekkür ederim. (Alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Özkan. Arkadaşlar, bu önerge hakkında daha fazla konuşmaya bence gerek yok, zamanı biraz daha iyi kullanmak açısından. Yine öneriler doğrultusunda başlığını değiştirerek oylarınıza sunacağım. Önergeyi son şekliyle okutup, oylarınıza sunacağım: “Toplum Ağız Diş Sağlığı Komisyonu tarafından erken çocukluk dönemi çürüklerinin önlenmesi amaçlı projenin hazırlanmasını, uygulanmasını ve sonuçlarının raporlanarak bir sonraki Genel Kurula sunulmasını öneriyoruz.” BAŞKAN – Kabul edenler… Etmeyenler… Oy birliğiyle kabul edilmiştir. Diğer önergeyi okutuyorum, buyurun: 42 “Türkiye'nin ağız ve diş sağlığı politikasının oluşturulması ve Türk Dişhekimleri Birliği çalışmalarına bu konuda fikrî destek sağlanması için çalışacak bir komisyonun kurulmasını ve komisyon çalışmalarının raporlanarak bir sonraki Genel Kurulda sunulmasını öneriyoruz. Burak Yandımata ” BAŞKAN – Bu önergeyi kabul edenler… Etmeyenler… Oy birliğiyle kabul edilmiştir. Bir başka önergeyi okutuyorum: “Ankara'da sürekli artan kamunun ağız diş sağlığı hizmeti verme kapasitesinin serbest dişhekimliği yapan meslektaşlarımızın hayatlarına etkilerini araştıracak ve sorunlara çözüm önerileri üreterek gerekli önermeleri ortaya koyacak bir çalışma yapılmasını öneriyoruz. Sibel Kepez Ülkü Alp Köfteci” BAŞKAN – Bir başka önergeyi okutuyorum: “Ankara'da mesleğini icra eden dişhekimlerinin özel sektörde iki ayrı merkezde çalışabilmelerinin oylamaya sunulmasını saygılarımla arz ederim. Celal Şehlaver Ödül Onur” BAŞKAN – Söz isteyen?.. Buyurun Sayın Başkan. ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Sayın Başkanım, kıymetli meslektaşlarım; aslında, genel kurullar tabii en yüksek karar organları ama kanunun tanıdığı bazı hakları genel kurullarda başka yerlere vermek mümkün değil. Bu, kanunen, 3224 sayılı Yasayla 42. maddeyle Yönetim Kuruluna tanınmış bir hak ama bununla beraber, ben Genel Kurulda bu konunun tartışılmasını arzu ediyordum. Neden arzu ediyordum? Bununla ilgili talepler, bizim buna karşı düşüncelerimiz, Yönetim Kurulu içinde bu konuyla ilgili destek verebilecek olan arkadaşların konuşmaları… Çünkü Genel Kuruldaki bu tartışmalar sonuç olarak Yönetim Kuruluna mutlaka rehber olacaktır ama yasal olarak böyle bir yasal 43 onaylama yapmak mümkün değil. Yani buradan bunu çıkartmak. Ama tartışılması mutlaka yapılmalı ve buradaki dediğim gibi, genel kabul mutlaka yansıyacaktır tabii Yönetim Kurullarına. Onu söylemek istedim, bir yanlış anlaşma olmasın diye. BAŞKAN – Teşekkürler. Buyurun Özkan Kalkan. Dt. ÖZKAN KALKAN – Bu son derece başarılı geçen, çok düzeyli Genel Kurul için tüm katılımcı meslektaşlarıma teşekkür ediyorum. Aslında benim de bu önergenin konuşulmasını sabırsızlıkla bekliyordum, bir söz alabilmek için. Biliyorsunuz, 1.850 dişhekimi var serbest olarak çalışan ve hızla açılan özel hastaneler var. Açılan bu özel hastanelerde de bir kadro boşluğu var. 1.850 dişhekiminin hepsinin aynı yetenekte, aynı kalibrasyonda olmadığı da mümkün, bunu da çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Bazı hekim arkadaşlar kendini implant konusunda, bazıları protez konusunda, bazıları da tedaviler konusunda geliştirebiliyor. Neticede, bir dişhekiminin başka bir yerde çalışması, o hekimin özelliklerine göre de bir talep alabilir. Kamu bu kadar acımasızca bizim sahamızın içine girmişken ve muayenehanelerde çalışma zorlukları içerisindeyken birden fazla yerde çalışabilmenin de kanuni hakkı bize tanınmışken, bunun hayata geçirilmesini doğru buluyorum, önerinin tartışmaya açılmasından dolayı da Ankara Dişhekimleri Odası Yönetim Kuruluna teşekkür ediyorum. Tabii ki bazı istismarlar var, evet, “Çantacı” diye tabir ettiğimiz birkaç muayenehanede çalışarak bu işi istismar eden maalesef meslektaşlarımız da var ama, hani suçun ferdiliği nasıl söz konusu ise, müracaatların da ferdiliği, bireysel özgünlüğü aynı derecede söz konusu. Bu bir başka yerde çalışma talebi, Oda Yönetimine geldiği zaman o kişi adına konuşulur ve Yönetim Kurulu tarafından kararı verilir. Uygunluğu veya uygun olmadığı tartışılır. Yani bir odanın böyle bir genel geçer bir bu işi bir paradigma 44 hâline getirmesine de karşıyım. Yani biz bundan sonra “Hiçbir kimseye ikinci bir yerde çalışma izni vermeyeceğiz” deyip, bir de bunu deklere etmeleri doğru değildir. Buna kesinlikle katılmıyorum. Hâlbuki her müracaatı ayrı ayrı araştırıp her müracaatın samimiyetine ve ihtiyacına göre değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkürler. Buyurun efendim. Dt. CEM BAYKAN – Efendim, geçenlerde bir torba yasa çıktı, bu yasaya göre hekimlerin -dişhekimleri de dahil, içinde- Sağlık Bakanlığından veyahut da sağlık müdürlüklerinden izin almadan başka bir kurumda çalışması katiyen yasak. Bu tespit edildiği takdirde 54 bin lira ceza ve üç yıldan beş yıla kadar hapis cezaları öngörülmekte. Diş teknisyenlerine verilen cezalarla daha da üst seviyede. Yani bir hekim, bir dişhekimi izinsiz olarak başka bir muayenehanede veyahut da başka bir hastanede izinsiz olarak çalıştığı ve yakalandığı takdirde bu kanun hükümlerine tabi. Biliyoruz ki Ankara'da yüzlerce hekim “Torbacı” yahut da “Çantacı” diye muayenehanelerde, sağlık kuruluşlarında inanılmaz bir şekilde çalışıyor ve bunu Oda hiçbir şekilde kontrol edemiyor. Ben branş hekimiyim, en az 100 tane ortodontist şu anda üniversitelerde veyahut da sağda solda muayenehanelerde ve hastanelerde izinsiz çalışıyor. Yine size şunu söyleyeyim: İzmir’deki bir profesör Kayseri’ye ayda bir defa ortodonti hastalarını bakmak üzere gidiyor. Böyle bir disiplinsiz teşkilat olamaz. 1219 numaralı Kanun’un 41. maddesi, bir hekimin iki yerde muayenehane açmasına karşıdır. Ve bir dişhekimi gidip bir hastaneyle anlaşıp hem muayenehanesi olup hem de oranın patronluğunu yapıp ve çalıştırdığı elemanları da kaçak olarak çalıştırması da mümkün değildir. 45 Onun için, Odanın bu disiplini mutlaka kurması lazımdır. Aksi takdirde 1.850 üyesi olan hekimlerimizin sayısı gittikçe bölünecektir. Bunu saygıyla arz ederim. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Buyurun Sayın Çınar. Dt. TUĞBA ÇINAR – Az önce konuşma yapan Beyefendinin adını unuttum ama kendisine aynen katılıyorum, çünkü bence bu karar kişiye özel olarak değerlendirilmeli. Örneğin, ben pedodontistim ve sadece çocuk hasta bakıyorum ve çocuk hasta dışında büyük hasta bakmak kesinlikle istemiyorum. Ama ben tek başıma bir muayenehane açtığım zaman, ben bu muayenehaneyi çocuk hastayla çeviremeyeceğimi bildiğim için haliyle isteyip birkaç yerde birden diplomamla yasal olarak çalışmam. Ama yasa izin vermesine rağmen, Yasa Odaya bıraktığı için Oda bana izin vermiyor. Yine az önceki Beyefendinin bahsettiği gibi, çantacı olarak çalışan birçok asistan var ama, bunun nedeninin de yine Oda olduğunu düşünüyorum. Çünkü eğer kişilere göre yani branşlara göre eğer izin verirseniz buna, bu çantacılığın zaten ortadan kalkacağını düşünüyorum ve bunu da çok rahatlıkla kontrol edebileceğimizi düşünüyorum. Dediğim gibi, yine mesleklere ve branşlara göre ve kişiye göre değerlendirmeniz gerektiğini düşünüyorum, çünkü zaten pedodontist sayısına baktığımız zaman çok düşük bir sayıda yani sayımız zaten yeterli değil. Bu nedenle ben bunun yolunun açılmasından yanayım. Ankara haricinde, işte İstanbul, Eskişehir ve Konya gibi yerlerde, dişhekimleri odaları izin verirken Ankara'nın neden vermediğini merak ediyorum. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkürler. Süha Alpay, buyurun. Dt. SÜHA ALPAY – Sayın Divan, değerli Genel Kurul üyeleri; bu son beş altı yıldır yoğunlukla tartışılan bir konudur, dişhekimlerinin çeşitli 46 toplantılarında da tartışıldı ve geçmiş dönemlerde Dişhekimleri Birliğinde konuyla ilgili komisyon başkanlığı yaptım. Tabii bunun burada tartışılması iyi bir şey, yalnız Odanın yasayla verilmiş olan bir görevi -42. maddeyi kastediyorum- Genel Kurul kararıyla aşılması teknik olarak, hukuki olarak mümkün değil. Yani bu Genel Kurul kararının bu şekilde oylanması ve kabul edilmesi hukuki karmaşa yaratacaktır, tam olarak hukuki sonuçları ne olacaktır bilemiyorum, ama aynı şekilde Yönetim Kurulunun yasa ile belirlenmiş bir görevinin Genel Kurul kararıyla değiştirilmesi, başka deyişle Yasa’daki maddenin by-pass edilmesi hukuken mümkün değildir. O açıdan, bu Genel Kurul kararının kabul edilmemesi gerekiyor ama burada ifade edilen görüşler, düşünceler, gerekçeler, meslektaşlarımızın özgün durumları ve buna bağlı olarak Yönetim Kurulunun alacağı önümüzdeki dönem kararlar itibarıyla buradaki tartışmalar yararlı olmuştur, düşünceler göz önüne alınmalıdır diyorum. Ama önerge teknik olarak doğru bir önerge değil, kabul edilmemesi gerekiyor. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkürler. Buyurun Helin Hanım. Dt. HELİN ARAS TEK (ADO Genel Sekreteri) – Biz, genel anlamda Ankara Dişhekimleri Odası 14. Dönem Yönetim Kurulu olarak çeşitli bilgilendirmeler yaparken prensip kararı olarak bunu açıklamıştık ama bir açıklama gereği duydum. Öncelikle madde 42’nin bir paragrafını okumak istiyorum: “Oda yönetim kurulları ikinci görev konusunda başvuruları iş hacmi, ikinci görevlerinin dişhekimleri arasında adil şekilde dağıtılması, hizmetin iyi yapılması ve benzeri hususları da göz önünde bulundurarak inceler ve gerekçeli olarak karara bağlar” diyor. 47 Şimdi biz, çok sayıda başvuru olunca “bir yerde hata mı yapıyoruz” acaba diye düşünüp, bunu kendi içimizde çok fazla tartışmaya başladık ve Odamızın yapısı –daha önce bahsedildi burada- üye sayıları ve çalıştıkları yer anlamında Türkiye'deki hemen hemen hiçbir odayla uyuşmuyor. Çünkü nüfus başına düşen dişhekimi oranı Ankara'da çok fazla. Kamuda çalışan dişhekimi oranı çok fazla ve dolayısıyla burada hastaların hekime ulaşma gibi bir -Mesela, burada gerekçeler sunmamız gerekiyor ya- sıkıntılarının en az olduğu illerden birisi Ankara, hatta en az olduğu il diyebiliriz. Biz bu kararı verirken verilen hizmetin gereklerini… Daha sonra, mesela bu izin verdiğimiz yerlerde aslında tam tersi, ikinci yerde çalışmaya hatta bazen yasal olmadan üçüncü yerde çalışan meslektaşlarımıza hastaların aslında çok da rahat ulaşamadıklarını, bir karmaşaya yol açtıklarını ve bununla ilgili çok sayıda şikâyetin Odaya ulaştığını gördük. Bu anlamda, hastanın hekime ulaşması açısından çok bir faydası yok. Ankara'daki hekim sayısını da gözeterek bunu söylüyoruz. Fakat yine de biz bu kararı alırken şöyle bir şeyi de belirtmiştik: Bu ikinci iş yeri başvuruları genelde merkezî yerlerde, hekimlerin çok sayıda olduğu yerlerde, ilçelerde veriliyor. Hekim sayımızın az olduğu ilçelerde bölgelerde olduğu zaman bunu tekrar değerlendireceğimizi bildirmiştik. Yani “Böyle bir prensip kararı aldık, bunu vermeyeceğiz” diye bir karar değildi bu. Yani tekrar biz her başvuruyu ayrı ayrı kendi içimizde -14. Dönem Yönetim Kurulu olarak söylüyorum, bundan sonraki yönetim kurulları da aynı şeyi yapacaktır- değerlendiriyor ve tartışıyor. Yani biz önümüze gelen dilekçeyi “Hayır, biz buna karşıyız” deyip bir kenara bırakmıyoruz. Gerekçelerimizi, sizlere daha önce duyurduk, burada okumak istemiyorum, çünkü çok uzun. Bu gerekçeleri yerine getirdiğini düşündüğümüz herhangi bir başvuru olsaydı biz buna izin verecektik zaten. Bundan sonra olduğunda da eminim yani umarım, 15. Dönem izin verecektir, böyle bir şey yok. Yani bu madde 42’nin Yönetim Kuruluna verdiği yetkiyi Yönetim Kurulu kullanıyor. Dolayısıyla her başvuru 48 kendi içinde değerlendiriliyor. Yani burada bir yanlış anlaşılma olmuş gibi algıladığım için bu açıklamayı gerek gördüğümü bildiriyorum ve açıkçası şöyle bir şey var: Bizim için bütün dişhekimlerinin edinebildikleri bir işte çalışma hakkını da korumak istiyoruz açıkçası. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Buyurun. Dt. FATİH ÖZYÜRÜK – Şimdi, siz Odanın müsaadesinden bahsettiniz. Bir de torba yasadan bahsedildi. Sağlık Bakanlığının çıkardığı torba yasada ikinci görev yasağı mevzu bahis, bu konuda bir açıklama yapar mısınız? Yani, sen izin versen dahi torba yasa bunu engellemeyecek mi? Dt. HELİN ARAS TEK (ADO Genel Sekreteri) – İkisi birbirinden biraz farklı. Dt. KEMAL TAŞ - İzin alındığı takdirde çalışabiliyor. ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Sayın Başkanım, müsaade eder misiniz… BAŞKAN – Buyurun Sayın Başkan. ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – İkisini karıştırmamakta yarar var. Kamunun çalışma düzeni çeşitli yasalarla düzenleniyor yani Memur Yasası’yla düzenleniyor, Üniversite Yasası’yla düzenleniyor, o ayrı bir şey, ayrı bir alan. Biz şimdi serbest dişhekimlerinin birden fazla çalışmasını konuşuyoruz. Serbest dişhekimlerinin birden fazla çalışmasıyla ilgili, demin aslında son noktayı güzel koydu. Bizim beraber benimsediğimiz bir şey vardı, tabii ki dişhekimlerinin sonuç olarak yararı ve menfaatini düşünüyoruz. Ama dişhekimlerinin yarar ve menfaatini düşünürken yeri geliyor sokaklara da dökülüyoruz, hani Gezi olaylarında olduğu gibi. Sonuç olarak toplumsal da düşünmek zorundayız. Bizim için ışık… Avukatımızın söylediği bir şey vardır, onu çok jargon olarak kullanmaya başladım, kutup yıldızımız, bize yön veren ışığımız hasta 49 yararıdır aslında, bizler hekimiz sonuç olarak. Hasta yararı açısından da değerlendirdiğimiz zaman olayı iki yerde çalışmanın Ankara'da çok etkin olmadığını düşünüyoruz, bölgesel bazı farklılıklar hariç. Bu kış Haymana’dan bazı okullardan bize talep gelmişti, “Öğrencilerimiz bir dişhekimi görsünler, bir eğitim alsınlar” diye. Çok da güzel bir gün yaşadık. Sabahleyin bir minibüs kiraladık, atladık Yönetim Kurulu olarak Haymana’ya gittik. Yaklaşık bütün gün oradaydık, akşamüzeri de geri döndük. 3 tane okulu ziyaret ettik. Haymana’da serbest dişhekimi yok, hiç yok. Kamunun da dişhekimi yok. Şimdi yeni bir çalışma var, orada. Her yere yetecek olması da mümkün değil, bir hazırlık yapıyor kamu. Türk Dişhekimleri Birliği geçenlerde bize bir çalışma için… Hoş, felsefik olarak karşısında durduğumuz bir şeydi, ama, bir yazı gönderdi. Halk Sağlığı Kurumu bir çalışma planlıyor, diyor ki: “Türkiye'deki 12 yaş altındaki çocuklarda işte florlama yapalım, bu florlama hizmetini de serbest dişhekimlerinden alalım, serbest dişhekimlerinin dağılımıyla ilgili bir çalışma yapın, nerede, nasıl yapabiliriz bunu?” Ankara-Kazan’da, Haymana’da, Bala’da serbest dişhekimi yok, birkaç yer daha var burada. Ankara'da ismini bilmediğim ilçe de varmış, bu bahaneyle onu da öğrendim. Oralardaki florlamayı nasıl yapacağımızla ilgili, eğer devlet bu konuda hizmet satın alsa elimizde şeyimiz yok, yani yapamayacağız. Öyle ütopik şeyler oldu, işte hekim oraya gider de… Yani mümkün olmayan bazı ütopyalar… Evet, oralarla ilgili ikinci çalışmayla ilgili bir talep gelirse tabii ki Yönetim Kurulu olarak orada hasta yararı da işin içine girdiği için ve bir dişhekimi arkadaşımız da bunu ön plana çıkararak bir talebi olursa, seve seve ikinci çalışmayı verecektir diye düşünüyorum Yönetim Kurulları. Tabii, yeni bir Yönetim Kurulu oluşacak, onların adına konuşmak haddime değil tabii ama mantık olarak düşününce bunun böyle yürümesi gerekeceğini düşünüyorum. Sevgilerimle. 50 BAŞKAN – Teşekkür ederim. Buyurun. Dt. BURAK HASAR – Ben, 14. Dönem Yönetim Kurulu Üyesi olarak, Denetim Kurulu Üyesi arkadaşlarımın beni mazur görmesiyle bir şeyi burada arz etmek istiyorum. Ben, Yönetim Kurulu arkadaşlarımı size şikâyet etmek istiyorum Genel Kurula. Şikayetimin sebebi de, nezaket seviyesinin tavan yapması ki, bazı konular var, gerçekten kendi ayağımıza kurşun sıktığımız konuları idrak ediyoruz hep birlikte. Örneğin, şöyle söyleyeyim, hani arkadan güzel bir yorum geldi, galiba Cem Ağabeyindi. Şimdi, insanları klasifiye etmek çok doğru değil, ancak genel anlamda daha iyi anlaşılsın diye, işte kamuda veya üniversite hastanelerinde hizmet almak isteyen hastalar genelde orta ekonomik düzeyde olanlar veya daha güvencesi olmayan vatandaşlarımız. Bu kamuda çalışan dişhekimi arkadaşlarımız ve üniversitede çalışan dişhekimi arkadaşlarımız, buradaki hastalara bir şekilde bakarken -kurul kararı gereği bakmazken- bir de özel sektördeki hastalara gözünü dikmiş olması ve Dişhekimleri Odası Yönetim Kurulunun bunu, tabiri caizse, çok yumuşak şekilde takip ediyor olmasını ben içime sindiremiyorum. Bu konuyla ilgili Ankara Dişhekimleri Odası Yönetim Kurulunun daha agresif bir tutum içerisinde olması gerektiğini düşünüyorum. Bunu birtakım akademik verilerle destekleyebilirim. Örneğin, ortodontist çantacıların -ne demek istediğimi herkes çok çok iyi anlıyor bu şekilde, terminolojiye takılmamak adına konuşuyorumüniversitedeki doktora yapan ortodontist arkadaşların dışarıda baktığı ortodontik tedavilerden hayır gelmiş, güzel bir tedavi olduğunu pek zannetmiyorum. Çünkü tedavinin sürekliliği, devamı esas alındığında bu işin başarısının mümkün olmadığını, uzun dönem kontrollerinin yapılamadığını ve ortaya bir sürü çapraşık durumların çıktığını görüyorum. 51 Özetle şu: Ankara Dişhekimleri Odası Yönetim Kurulu üniversitede görev alan, yani doktora yapan ya da öğretim görevlisi olarak çalışan sevgili meslektaşlarımızın dışarıda kayıtsız bir şekilde çalışmalarını engellemek için her türlü hafiyeliği, her türlü tabiri caizse, jandarmacılığı yapması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü kamuda çalışan meslektaşlarımız zaten Dişhekimleri Odasına üye olmamakta direniyor. Bunun bir sebebi de, maalesef, çok özür dileyerek söylüyorum, kayıt altına girmeme nedenidir. Ben, hiçbir şekilde bir cerrah arkadaşın, üniversitedeki bir cerrah arkadaşın, çıkıp, bir de özel muayenehanelere -orta düzeydeki ve düşük ekonomik gelirli olan hastalara zaten bakıyorlar- gitmek isteyen hastalara da gözlerini dikmeye çalışmalarını şiddetle kınıyorum ve bu konuda Ankara Dişhekimleri Odasının çok ciddi olarak dekanlarla iletişim içerisinde olması gerektiğini düşünüyorum, bu konuyla ilgili hafiyelik yapması gerektiğini düşünüyorum ve gerek ortodontistlerin gerek çene cerrahlarının dışarıda özel muayenehanelerde hasta bakmalarının kesinlikle önünün alınması gerektiğini düşünüyorum. Genel Kurul, bu konuyla ilgili Yönetim Kuruluna bir tavsiye niteliğinde bir tutum kararı verebilir diye düşünüyorum. Saygılarımla arz ediyorum. Teşekkürler. BAŞKAN - Teşekkürler. Buyurun Sayın …. Dt. MURAT AKKAYA – Sayın Başkan, değerli meslektaşlarım; bu konuyu çok uzun süre biz hem Odamızda hem de Türk Dişhekimleri Birliğinin çeşitli toplantılarında, Yönetim Kurulu, Başkanlar Konseyi, Genel Kurul, birçok yerde defalarca tartıştık. Ne anladım bugüne kadarki tartışmalardan? 1- Böyle bir şey kesinlikle olmaz demek doğru değil. 2- Kesinlikle hemen bunun önünü açalım demek de doğru değildir. 52 Yapılması gereken nedir, en doğrusu nedir: Kriterler koyarak, prensipler belirleyerek bu işin önünün açılmasıdır, işte sıkıntı burada doğuyor. Prensipleri nasıl koyacağız, kriterleri nasıl koyacağız? Bunun uygulanmasının avantajları var -işte kayıtlı olarak bu işler yapılacakdezavantajları var, arkadaşlarıma anlattım. Tabii, kayıtlı sistem üzerinden söylüyorum ben, Muayenehanesi Burak’ın olup da dediği kayıtsız yine başka şeyleri kastetmiyorum. muayenehanelere giden meslektaşlarımız var. Yani resmî olarak kayıtlı ancak bu işi illegal olarak yapanlar var. Direkt illegal olarak kendi muayenehanesinde başkalarını çalıştıranlar var; yani, bu bir realite. Ortalıkta uygulanan, piyasada uygulanan bir sistem var. Bunu, ya görmezden geleceğiz, bu bu şekliyle gidecek veyahut da biz prensiplerini koyacağız, koyduğumuz kurallar çerçevesinde yürüyecek; çünkü Yasa bu hakkı veriyor. Bir değerli meslektaşım, pedodontist kardeşimiz diyor ki: “Ben pedodontist olarak çalışmak istiyorum.” Uzmanlığın gereği bana göre, uzman unvanı kullanmanın gereği sadece kendi mesleğiyle ilgili, kendi branşıyla ilgili çalışması. Ancak “mevcut durumda hasta potansiyeli, sadece çocuk hasta bakarak ben bir muayenehaneyi işletemiyorum” son derece haklı “O zaman gidip başka yerlerde de izinli olarak, legal olarak sadece kendi branşımı yapmak istiyorum” diyor. Hak vermemek elde değil. Ancak, işte sıkıntı -tekrar dönüyorum- bunun kurallarını belirlemede. Eğer düzgün bir şekilde kuralları belirleyebileceksek, koyabileceksek ben neden olmasın diyenlerdenim. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Buyurun efendim. ADO ONURSAL BAŞKANI Dt. ORHAN ÖZKAN – Değerli arkadaşlarım, Ankara'da Dişhekimleri Cemiyeti vardı eskiden. Hüsnü Yavuz arkadaşımız Gazi Üniversitesinden emekli oldu Profesör Başkanı, ben de İkinci Başkandım. Sağlık Bakanlığında Genel Müdür olarak 53 bulunuyorduk. Şu Kanun’un yazılması için hazırlıklar yapıldığı zaman Kanun Tabipler Odası için hazırdı, benim Bakanlıktaki odamda Cem Baykan, Osman Özyürek üç kişilik bir komisyon olarak, Kanun üzerinde çalıştık. Hukuk Müşavirimiz burada mı? Yok. O zaman ben bu konuda kısa bir bilgi arz edeceğim. Kanunlarda bir kanunun genel gerekçesi vardır, kanunumuzda var. Ondan sonra maddeler vardır, madde başlığı vardır. Bizim “İkinci görev yasağı bildirme zorunluluğu” maddesi, 42. Madde. O maddenin gerekçesi vardır. O maddenin gerekçesinde tespit edilmiştir. O gerekçede, ikinci görev konusu bakımından, bilhassa muvazaalı kaçak çalışanlar vardı ya, teknisyenler, onlar muvazaalı olarak bir dişhekimini alıyorlar, onu… Buna karşı o zamanki sorumluluk için mücadele etmek için bilhassa bu ikinci görev yasağını şey ettik. Gerekçesinde de şu vardır: İkinci görev alınacak yerde -dikkat buyurun- dişhekiminin olmaması lazım. Kesinlikle dişhekimi varsa açamaz. Yoksa açarsa, açtığı kaç gün ise, iki gün gelecekse onu bildirmek mecburiyetindedir vergiden kaçırmasın diye. O iki gün ve saat içinde kendi muayenehanesini çalıştıramaz. Çünkü kendisini orada gösteriyor, orada çalışacak. Aksi takdirde hem muayenehanesinde çalışacak hem tabelasını satacak orada teknisyen çalışacak. Bu gerekçeyle bu maddeyi koymuştur. Ve bunun gerekçesi dolayısıyla da, bakın tekrar şey ediyorum, 42. madde “Özel kurum ve iş yerinde görevli dişhekimlerinin bu görevlerini başka bir yerde de yapmaları kayıtlı bulundukları oda yönetim kurulunca kabul edilmedikçe, her ne surette olursa olsun, diğer bir kurum veya iş yerinin dişhekimliği görevini alamaz” Gene aynı maddenin üçüncü fıkrasında: “Oda Yönetim Kurulları ikinci görev konusunda başvuruları, iş hacmi, ikinci görevlerin dişhekimleri arasında adil bir şekilde dağıtılması, hizmetin iyi yapılması ve benzeri hususları da göz önünde bulundurarak inceler ve gerekçeli olarak karara bağlar.” 54 Biliyorsunuz, yeni torba kanun çıktı, hukukta bir kural vardır, eğer o torba kanunda, bizim bu maddemizi yürürlükten kaldırdığı hükmü yoksa, bizim kanunumuzun 42. Maddesi yürürlükte demektir. Kusura bakmayın, biraz hukuk tahsili aldığım için söylüyorum. Bizim zamanımızda ikinci üniversiteyi okumak müsaitti, üç sene hukuk fakültesine de gittim. Yani, tekrar ediyorum, bu torba yasada bizim Kanunumuzdaki 42. maddenin iptal edildiğine dair, yürürlükten kaldırıldığına dair bir hükmü yoksa –ki, var mı yok mu bilmiyorum onu sizler söyleyeceksiniz- bizim bu 42. madde yürürlüktedir ve Oda Yönetim Kurulu bunu uygulamakla zorunludur. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Arkadaşlar, Yönetim Kuruluna yasayla verilmiş bir yetki vardır, Genel Kurulun bu konuda ayrı bir karar alması söz konusu değil. Ancak tavsiye kararı alabiliriz, o bile yeterli değil bence. İsterseniz bu konuda başka konuşmak isteyen arkadaşlar var ama… Peki, buyurun. Dt. KALANDER KARAGÖZ – Önce bütün arkadaşlara teşekkür ederim. Arkadaşlar, bizim derdimiz üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi? Hepimizin derdi üzüm yemek. Yani üzüm yemekse, eğer işin olumlu tarafına bakacaksak -ki burada bütün arkadaşlar öyle bakarlar- biz problemleri çözeriz. Eğer önümüzde yasal bir engel varsa, birlik beraberlik içinde olup bu yasal engeli kaldırma yoluna gideriz. Kanunsa bile güçlü olursak gideriz, deriz ki: “Arkadaşlar, burada bir yanlışlık var, günün birinde böyle bir şey çıkarmışsınız ama bu bizim ihtiyaçlarımızı karşılamıyor” Nitekim geçen sene de, Sayın Başkan bilir, İl Sağlık Müdürlüğüyle mahkemelik olduk, kazandık, o ayrı, uzun bir iş. İl Sağlık Müdürlüğü önüme şunu koyuyor: “Tababet ve Şuabatı Tarzı Sanatlarının İcrasına Dair Kanun” Söylemekte bile zorlanıyor. Doğru, sene 1926, Türkiye kabile gibi bir 55 devlet, bu şey çıkmış. O günün şartlarında çok güzel, ama artık 76 milyonun ihtiyacını karşılamıyorsa bizim oturup bu konuda ağırlığımızı koyup “Arkadaşlar, bunlar ihtiyacımızı karşılamıyor, bizim farklı ihtiyaçlarımız var, bizim sıkıntılarımız var…” Bardağın dolu tarafından bakıp olumlu olarak bunu çözmeye çalışırsak emin olun bunların üstesinden de geliriz. Ama bunun için önce bizim gönüllü olarak Odamızın güçlü olması lazım. Odamızda güç sıkıntısı var. Bakın, işte şurada, içim ezilerek söylüyorum- görevli arkadaşların dışında benim gibi sivil olarak gelen herhalde 10 arkadaş yok. Neden yok? O arkadaşları suçlayarak bir yere varamayız, o ayrı bir şey. Biz kendimizi öncelik masaya yatırırsak, demek ki bizde bir sıkıntı var. Biz burayı cazibe merkezi hâline getiremedik, arkadaşlarımız da gelmedi. Tekrar söylüyorum, onları suçlayarak bir yere varamayız, çözemeyiz de. Yani 40 yaşında, benim gibi 50 yaşına dayanmış bir insanı zorla eğitemezsiniz belli bir yerden sonra. Bizim buraya gelmemiz lazım. Oda bizim elimizde. Bugüne kadar, şimdiki arkadaşları tenzih ederim arkadaşlar, sivil toplum örgütüyüz biz bir yerde, şey olsak da. Oda bugüne kadar önümüzde ne oldu? Hep engel oldu. Özür dilerim, bakın şimdikileri söylemiyorum. Hep başımıza şu geldi: Oda jandarma gibi veya başka meslek grupları jandarma gibi, polis gibi başımızda sıkıntı oldular. Biz bunu istemiyoruz. Biz neyi istiyoruz? Tabii ki düzenin sağlanması için belli kaideler, kurallar olacak ama Allah aşkına bir sıkıntımız olduğunda da arkamızda –önümüzde değil- bizi destekleyen, önümüzü açan çok güzel bir Oda bekliyoruz biz ve bu arkadaşlar, şu andaki arkadaşlara teşekkür ederim, gerçekten bu konuda kafa yoruyorlar. Fakat en basit bir şeyde kliniğimize arkadaşlar geliyor, ben üzülüyorum. Hocam bilir, meslektaşım geliyor Odama -benim meslektaşımya öyle rencide ediyor ki sizi, ortada bir şey yok. Nitekim, ben 20 yıllık dişhekimiyim, yeni bir hastane gibi bir yer açtık ve çok basit bir kartvizit bastırmışım. Bakın, bir örnek olsun diye. Kartvizitin arkasına da kliniğimizin 56 adresini yazmışım tarif şeklinde. Ya zaten kimse kartvizite gelmez, bunu biliyorsunuz. Ama ben, beni tanıyan 25 bin tane kayıtlı hastam benim yeni yerime gelince bilsin diye Yenimahalle’deki temsilci arkadaşım, burada bilerek söylüyorum Hocam, hekimlerimin önünde “Bunu yapamazsın” diyor. “Hayrola, bunu niye yapamam?” dedim. Biz neyle uğraşıyoruz arkadaşlar. Gemimiz batıyor, bizim bir sürü sıkıntımız var, biz direk boyamayla uğraşıyoruz. Ya arkadaşlar, kartının arkasına tarif koymanın, harita koymanın ne mahzuru var, kime ne zararı var? Yani biz birbirimizin kuyusunu kazıyarak bir yere varamayız. Bir sıkıntımız varsa onu çözelim, olumlu tarafından bakalım. Önümüzde yasal engel varsa, ne olur, birlik beraberlik içinde olalım, bunları çözelim. Ama biz bunları çözme yerine basit şeylere takılırsak biz bunları çözemeyiz. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkür ederim. Dt. ERCAN ERDEM – Ben de bir poliklinik işletmecisiyim, yıllardır bu işi yapıyorum. Önergeyi veren arkadaşımın görüşlerine tamamen katılıyorum. Biz burada tabii ki bir Genel Kurulun yetkisini oylamayla olamayacağını biliyoruz. Ama biz bunun bir öneri olarak kayda alınmasını istiyorum. Bu ikinci yerde çalışma konusunda kriterleri net bir şekilde ortaya koyarsak… İstanbul ne yapıyor? “Üç yerde çalışabilirsin” diyor. E, benim yanımda bir tane cerrahi uzmanı hekim çalışıyor. Şimdi, bu arkadaşım benim yanımda çalışıyor, başka yerde çalışamıyor. Yasal engellerden dolayı torbacılık yapmak istemiyor. E, bu arkadaşım başka bir poliklinikle anlaşsa da cerrahi işini yapsa da ben de onun yerine pedodontist bir arkadaşı onun yerine alsam. Cerrah arkadaşa pedodonti yaptırıyoruz. Demin diyoruz ki: Hasta gerekli. Hastaların hakları açısından bir ihtiyaç hekim birkaç yerde çalışsın. Hekimin de hakkı var ya. Birçok 57 uzmanlığı alınmış, geliyor, bir tane yerde çalışsa 3-5 bin lira, çalışmayacak, yetmeyecek. E ne yapacak? Kayıt dışına itiyoruz. Demin arkadaşımın söylediği gibi, Yasa da çok ağır, yakalandığında çok ciddi yaptırımları var. Biz bunu Genel Kurula bir öneri olarak sunalım, Genel Kurul bunu bir incelesin, kriterleri net bir şekilde ortaya koysun. Yasal engel yok. Zaten Sağlık Bakanlığı, ihtiyaç olmasa bu izni vermezdi. Sağlık Bakanlığının şu anda 1.000 hekimi aynı statüde olmak kaydıyla birkaç yerde çalışmasına izin veriyor, ama bunu verirken 10 yerde çalış demiyor, “Saatini yazacaksın, nerede çalıştığını belirteceksin, benden izin alacaksın” diyor. E, bunların hepsini yerine getirdikten sonra bir uzman iki üç yerde, iki poliklinikte çalışsa ne zararı olacak? Biz de kayıt dışına çıkmasak. Ben gidip de “Efendim, implant sertifikası alayım da hastanın ağzına –cerrah olmadığım halde- bunu yapayım” diye niye uğraşayım? Gelsin uzman arkadaşım, işini yapsın, faturasını keserek her şey kayıt içinde olsun. Net bir şekilde bunun kriterlerini ortaya koyalım, bu iş bitsin. Niye birbirimizin gözünü çıkaralım diye uğraşalım. Arkadaşımın dediklerine katılıyorum sonsuz bir şekilde. Hep biz olumlu yönde yani nasıl çözelim? Eskiden ne imiş? Hastanın ihtiyacı olduğunda birkaç yere izin veriliyormuş. Ya, şimdi de hekimin ihtiyacı var, hekimlerimizin bu konuda sıkıntısı var, biz bunu dile getirmeye çalışıyoruz. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Ben teşekkür ederim. Arkadaşlar, ben yanlış tartıştığımızı düşünüyorum, çünkü yasaların bağladığı şeyleri bizim burada Genel Kurul kararlarıyla çözmemiz mümkün değil. Sizin taleplerinize, dileklerinize ben de katılabilirim belki ama platformu burası değil. Biz burada her ne karar alırsak alalım sizin istekleriniz doğrultusunda, yasal olmayacak. Dt. MURAT AKKAYA – Sayın Başkan, zaten tartışalım diye. Karar değil de, konuyu geniş olarak tartışalım burada. 58 ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Sevgili arkadaşlar, şöyle bir şey önerebilir miyim: 1 - Bir kere, Ankara Dişhekimleri Odasının bu konudaki tavırlarına tam hâkim olmadığımız zaman yanlış noktalarda tartışıyoruz. Ankara Dişhekimleri Odası bugüne kadar Türkiye'de legal olarak bu işi yürüten ilk Oda idi diyebiliriz. İstanbul’dan daha öncü bir şekilde yürüttü hem de geçmiş genel kurullarda. 2 - Ama Ankara Dişhekimleri Odası her zaman olduğu gibi, her şeyin bir standardizasyonu için Türk Dişhekimleri Birliğine bu konuda bir öneride de bulundu ve dedik ki: “Bunu bir standart hâle getirelim” O öneriyle beraber geçmiş dönem –geçmiş dönem Yönetimden Nihat Ağabey de burada- TDB Komisyonuna da ben gittim bizzat bu konuyla ilgili. Oradaki çalışmalarımızda, iki ayrı çalışmanın, nasıl olabileceğiyle ilgili bir yönerge hazırlamaya çalıştık. Bu yönerge daha sonra Türk Dişhekimleri Birliği Başkanlar Toplantısı’na geldi. Başkanlar Toplantısı’nda oylanmaya kalkışıldığı anda İstanbul’dan farklı bir yere gidecek bir manipülasyonla değiştirildiğini fark ettik ve biz desteklemedik bu öneriyi. O zamanlar izin veriyorduk hâlâ. Ondan sonra da Türk Dişhekimleri Birliğiyle beraber, standardize edilmiş bir metin açığa çıkmadan, gerekçelerimiz de sağlam olduğu için artık iki yerde çalışmaya izin vermemeye karar verdik Yönetim Kurulu olarak biz buna temelden karşı değil, tam tersine olması gerektiği şekilde düzenlenmesiyle de zamanında desteklemiş bir Odayız. 3-Sağlık Bakanlığı ihtiyaçlara göre işlem yapıyor olsaydı bugün Türkiye'de 51 tane dişhekimliği fakültesi olmazdı, beş sene sonra iki katına çıkacak sayımız. Ne istatistiği yapılmış, ne dağılımla ilgili çalışma yapılmış. Biliyorsunuz, Sağlık Bakanlının 1980’lerden bu tarafa yaptığı, “Bu işten nasıl sermaye bu işten para kazanır”ı manipüle etmeye çalışan bir tavır içinde. Bunu açık olarak kabul edelim. Geri kalanı? Ya hiçbir şey bilmiyoruz 59 demektir ya da gözlerimizi kapatıyoruz demektir bu sistemin nereye geldiğini. O nedenle, Sağlık Bakanlığı bunu bir kriterle koymuş değil. Artı, dikkatinizi çekerim, Sağlık Bakanlığının çok yerde çalışmayla ilgili koyduğu, torba yasayla getirdiği ya da bazen kanun değişiklikleriyle yapmaya çalıştığı şey, aslında yapmaya çalıştığı şey değildi. Nihat Ağabey de iyi hatırlayacaktır, bizim açtığımız davalarla, iptallerle böyle abuk sabuk bir şey çıktı ortaya aslında Anayasa Mahkemesi iptalleriyle. Onun için, geçmişe bir bakın lütfen, o kanunlarla nereden nereye geldiğimize. Ha, bu arada bu tartışma için çok teşekkürler, çünkü biz de bunun sıkıntısını çekiyoruz. Yani izin vermemeyle ilgili, hani doğru yapıyoruz kısmı kendi vicdanımızda öyle gibi görünüyor, ama dediğiniz gibi handikaplar da var, uzmanlar ve çalışan sistem açısından. Ama buna ortak akılla karar vermek lazım, bu ortak akıl bence Türk Dişhekimleri Birliği bünyesinde gerçekleşecek diye düşünüyorum. Onunla ilgili çalışmalarımız sürüyor, emin olun. Dediğim gibi, her türlü platformda da katılıyoruz o çalışmaların içine. Bundan sonra da Yönetim Kurulları sanıyorum bu geçmişi göz önüne alarak bu konuda çalışacaklardır. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Sayın Kalkan, buyurun. Dt. TAHİR ÖZKAN KALKAN – Teşekkür ederim. Şimdi, kutup yıldızımız aslında bir tane değil. Evet, hastanın yararı bir kutup yıldızı ise meslek odası olarak hekimin yararı da ikinci kutup yıldızımız olacak. Her müracaat kendi içinde bireysel olarak değerlendirilip karara varılmalı. Yani bunun daha fazla da tartışma konusu olmasını da Genel Kurulu meşguliyetten başka bir şey olmadığını da hatırlatmak istiyorum. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Buyurunuz. 60 Dt. TUĞBA ÇINAR – Babam hukukçu olduğu için biz o maddeyi değerlendirip, yasal olarak bu hakkımız var yani birden fazla yerde çalışabiliriz ama buradaki maddeye göre Oda Yönetim Kurulunun inisiyatifine bırakılıyor. Yani Ankara Dişhekimleri Odası bize izin verdiği sürece çalışabiliriz. Bunun haricinde, Burak Bey’e sonuna kadar katılıyorum, kesinlikle Odanın bence çok agresif davranması lazım ki bu çantacıların bir sonunun gelmesi gerektiğine inanıyorum. Ve eğer bizim –yine sizin tabirinizle- kutup yıldızımız hasta hakları ise, bir yıllık bir asistanın –yine kendi branşım için söylüyorum- polikliniklerde ya da merkezlerde uzman olarak çalıştırılmasını doğru bulmuyorum, çünkü hastaya yarardan çok zarar veriyor. Bunun haricinde, eğer hasta hakları bizim temel özelliğimiz ise, kesinlikle çok agresif olup yani bunun önünü açmamız gerekiyor ki uzmanlar bu şekilde çalışsın. Ha, yine dediğiniz gibi, üniversitede çalışanlar için bir şey demiyorum. Ben zaten özel bir hekimim, en azından özelde bir de bir ulaşımları olmalı, pedodonti açısından bakabiliyorum olaya, daha yanlı bakabiliyorum ama, şu anda girip baktığınız zaman Ankara'da internete neredeyse her polikliniğin, her kliniğin pedodonti bölümünün olduğunu görüyorsunuz, ama aradığınız zaman yok. “Evet, bir doktorumuz var” ama kayıtlı bir doktorları yok. Çünkü bütün üniversitelerde, fakültelerde şehir dışındaki yerlerden bir yıllık, iki yıllık mümkünse paraya ihtiyacı olan asistanları uzman olarak gösteriyorlar. Ve dışarıdan gelen hasta bunu bilmiyor, bunu yeterli araştırma yapamıyor. Bu yüzden, dediğim gibi, bu Yasa’yı sizin inisiyatifinize bıraktığı için sizin bir şekilde kişiye göre değerlendirip önünü açmanız gerektiğini düşünüyorum. En azından bu işi uzmanlarının yapması gerektiğine inanıyorum. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkür ederim. 61 Arkadaşlar, bu konu hakkında yeteri kadar tartışıldığını sanıyorum ama son sözü Sayın Başkana vermek istiyorum. ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Sevgili Arkadaşım, şey konusunda haklısın, Burak da haklı ama Burak eksik. Niye eksik? Ankara Dişhekimleri Odası Yönetim Kurulu 9 kişi, perşembe günleri toplanıyoruz. Aslında normal şartlarda da zorunlu toplantısı ayda bir ayın ilk perşembesi toplanıyoruz. Biz bu dönem dört perşembe de hep toplandık arka arkaya. Odaya geldiğimiz zaman yapacağımız bir normal işleyişle ilgili işler var; ikincisi de bazı felsefik işler var, işte bazı fikirler üretmeye çalışıyoruz, çalışmalar yapmaya çalışıyoruz. Ondan sonra da, öbür altı günde herkes evinin ekmeğini kazanmaya çalışıyor. Ankara Dişhekimleri Odası o 9 kişi değil, Ankara Dişhekimleri Odası 1.850 kişi. Eğer bir cerrah üniversitede devam ederken eğer bir muayenehanede çalışıyorsa, bu konuda bilginiz varsa Odanıza dilekçeyle bunu bildireceksiniz. Ya da bir arkadaşınız izni olmadığı halde üç dört yerde çalışıyorsa Odanıza bunu dilekçeyle bildireceksiniz. Ya da birisi pedodontist olmadığı halde pedodontist unvanını kullanıyorsa bildireceksiniz. Ama bununla beraber şuna da hiç katılmıyorum: Dişhekimleri konusunun uzmanı hekimlerdir, kendi sınırlarını kendileri belirlerler. İyi olarak çocuk hastalara baktığını düşünüyorsa bir dişhekimi arkadaşım, kesinlikle de bakar, o da başka mesele. O nedenle arkadaşlar, hepimiziz dişhekimleri odası. Yani biz 9 kişiden lütfen… Hani sokağa çıkıp kaçak çalışanları kovalamamızı beklemeyin. Ama destek olduğunuz zaman, Odanın kayıtlarına girip de “Ya, burada şu da kaçak çalışıyormuş” dedikleri anda, Burak, ne yapıyorum, ilk hamlem ne? Cep telefonundan İl Sağlık Müdürünü arıyorum direkt ve direkt konuşarak adresle, isimle bildiriyorum. Arkasından yazı gidiyor. Yani düşünün nasıl davrandığımızı. Sonuç olarak, bu nedenle hani buradaki eğer gücümüz düşükse gücü sizlerden bulayım. Yani burada bize destek olacaksınız, bunun başka çıkar 62 yolu yok. Hep beraber olursak ve onunla ilgilenmiyorsak da vuracaksınız tepesine Yönetim Kurulunun, indireceksiniz aşağıya, bu böyle. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Arkadaşlar, ben bu önergeyi yazıldığı gibi oylatacağım ki doğru anlaşılsın. Başka bir şey söyleyemiyorum maalesef. “Ankara'da mesleğini icra eden dişhekimlerinin özel sektörde iki ayrı merkezde çalışabilmelerinin oylanmaya sunulmasını saygılarımla arz ederim” Yani Yönetim Kurulu yetkilerinin üstünde bir yetki… Dt. MURAT AKKAYA – “Tavsiye” desek ne olur yani, yanlış bir şey mi olur mu? “Tavsiye niteliğinde” desek? BAŞKAN – Kabul edenler… Dt. MURAT AKKAYA – Sonuna “Tavsiye ediyoruz” niteliğinde ise kabul ediyorum. ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – “Tavsiye ediyoruz” değil, oradaki şeyi… Çünkü önerge sahibi burada değil, etik olmaz. ADO ONURSAL BAŞKANI Dt. ORHAN ÖZKAN - Sayın Başkanım, usul hakkında, söz istiyorum, bunu hukuki şeye göre oylayamazsınız. BAŞKAN – Hayır, şimdi gelen bir önergenin bir şekilde oylanması lazım ve ben onu izah etmeye çalışıyorum. Şu anda net çıktı zaten… Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir. Son iki önergeyi okutuyorum: “Odamızda dişhekimleri tiyatrosu kurulmasını öneriyorum. Dt. Fehmi Karataş” ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Şöyle bir şey söyleyebilir miyiz: Odada böyle bir çalışmanın olabilirliğiyle ilgili bir çalışma grubu yani “Kuracağız” dediğimiz zaman kurmak lazım. Dt. FEHMİ KARATAŞ – Tavsiye anlamında. ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Sosyal Komisyonu bu konuda görevlendirecek bir oylama yapabiliriz. 63 BAŞKAN – Peki. Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… isimlerinin Divan Etmeyenler… Kabul edilmiştir. Aday arkadaşlarımın Başkanlığına gelmesi gerekiyor. Son önergeyi okutuyorum: “Duayen Onursal Başkanımız Sayın Orhan Özkan’ın mesleğimizi yücelten çalışmaları dolayısıyla kendisini anlatan bir kitapçık hazırlatılması konusunda çalışma yapılmasını öneriyorum. Gerekli bilgi ve belgeler bende ve kendisinde hâlihazırda mevcut iken gereğinin yapılmasını arz ederim. Dt. Adnan Uzluer” BAŞKAN – Önergeyi tartışacak bir şey yok. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Oy birliğiyle kabul edilmiştir. Gündemimizin 9. maddesine gelmiş bulunuyoruz. GÜNDEM MADDESİ 9: Dilekler. BAŞKAN – Sayın Genel Kurul üyeleri, dilek ve temennilerde konuşmak isteyen arkadaşlarımız işaret buyursunlar… Başka var mı? Buyurunuz Cem Baykan. Dt. CEM BAYKAN – Sayın üyelerimiz, bir hususta dikkatinizi çekmek istiyorum, o da muayene ücreti. Bugün dişhekimleri internette görüyorsunuz, bilhassa polikliniklerde “Muayene ücretimiz yoktur” deniliyor. Geçen gün bir tıp doktoruna gittim, kendisi Hacettepe Hastanesinde onkolojide çalışıyor, muayenehanesine gittim. Bir yakınımın cerrahi mi işlem görmesi yoksa kemoterapi mi alması hususunda kendisinden bilgi almak istedim. Üç dakikada baktı, çıkarken, “Sen dişhekimisin, senden 650 lira yerine 500 lira ödeyeceksin” dedi ve ben bunu ödedim. Yemin 64 ediyorum ödedim. Soranlara adını da söyleyebilirim. Piyasada 300-400 lira altında çalışan hiçbir tıp hekimi yok. Bizde ise, günde bana 4 kişi, 5 kişi geliyor elinde filmlerle ve diyor ki: “Kapı aralığında, paspasın üstünde “Kaça yaparsın?” Bu, dişhekimleri arasında bir birlik olmadığımızı gösteriyor. Dişhekimleri Odasının bir asgari ücret listesi var, o da 48 lira yahut 50 lira diyor. Bir 50 lira ücreti alsak, biraz daha şahsiyetimiz, haysiyetimiz, şerefimiz ve mesleki onurumuz artmaz mı? Bakın, geçen gün gene telefonda… Ben muayene ücreti alıyorum ve bunu her hastandan da talep ediyorum. Bana ne dedi bir hasta biliyor musunuz: “Ayak bastı parası mı alıyorsun sen?” dedi. Yani durum bu şekildedir, durumumuz budur. Onun için, lütfen el birliğiyle bu muayene ücretini işletelim, hepimizin yararına olacağını göreceksiniz. Çünkü gene bir hastam, Aksaray’dan geliyor, bana telefon açtı “Bir saat gecikeceğim” dedi, “Hayrola?” dedim, “Şimdi Kavaklıdere’deki muayenehaneleri geziyorum, sıra size gelince Meşrutiyet’e ineceğim” dedi. Çünkü muayene ücreti yok biliyor. Ama 45 senelik meslek hayatımda, hayatım boyunca devamlı olarak muayene ücreti aldım ve bununla da uğraşıyorum. Babam da dişhekimiydi ve o da muayene ücreti alırdı ve “Ben bu saçları değirmende ağartmadım” derdi. Onun için, sizlere rica ediyorum, lütfen bu hususta yardımcı olalım, kenetlenelim. Lütfen, kendi durumumuzu biraz düzeltelim. Saygılar, teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Arkadaşlar, Dt. KALENDER KARAGÖZ – Bir cümle ilave edeceğim. 20 yıldır son 3 yıldır muayene parası alıyorum, cüzi bir rakam alıyorum. İnsanların tepki göstermesi umurumda değil. Ama çoğu olumlu tepki gösteriyor ve ciddiye alıyorlar. Yani gelip orada senin vaktini alacak, filmi okutacak, ondan sonra gidecek; hayır. Emin olun, çekinmeyin alın. 65 İkincisi, Yenimahalle’deki ADSM ile arkadaşlar uğraşıyor, biliyorlar. Geçen gün Odaya gittim, arkadaşımızın yanında, Yenimahalle Başkanını aradım, telefonu açtım kendisi şahit, dedim ki: “Sizin şu anda Yenimahalle’deki ADSM ile oradaki kişiyle bağlantınız var mı?” Kendisi “Hayır, daha önce sadece bizim kiracımızdı, şu anda kiracımız da değil, çıktı” diyorlar. Gazi Üniversitesini arıyorsunuz, diyorlar ki: “Hayır, bizim de bağlantımız yok.” Ben merak ediyorum, mahkemeyi niçin kazanamıyoruz. Çünkü daha önce şöyle bir şey vardı… ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Kalender Bey, mahkemeyi kazandık, orada tahliye kararını da aldırdık. Şimdi sadece cumhuriyet savcıları takip ediyorlar ama bir yerden sonra bu kadar müdahil olabiliyorsunuz. Savcılık da yapamayız ki. Dt. KALENDER KARAGÖZ – Doğrudur, bilginiz olsun diye söyledim. Geçen Odaya geldim, inlettim, direkt Başkan dedi ki: “Bizim bir bağımız yok, her türlü yaptırımı yapabilirsiniz. Hatta şu anda yerimizden çıkardık, yan tarafa geçtiler” dediler. Bu işin bir tarafı. İşin ikinci tarafı, orada daha önce çalışan bir hekim şimdi bizde çalışıyor, diyor ki: “Hocam, oradaki hanımefendi şunu söylüyor: Ben sabah biniyorum arabaya, bütün dişhekimleri bakıyorum en ufak bir şey görünce kalkıp şikâyet ediyor….” Makbul şeyi şikâyetlerinde makbul olmayan şeyin neyini şikâyet ediyorsunuz? Yani böyle sıkıntılarımız var. Ama emin olun biz bunu beraber aşacağız. Yani bir ADSM ile ilgili, ikincisi muayene ile ilgili söyledim ve o konu da tuttu ve bundan sonra tutacak. Teşekkür ederim, sağ olun. BAŞKAN – Teşekkür ediyorum. Değerli arkadaşlarım; 15. Dönem Ankara Dişhekimleri Odası organlarına aday olanların listesini okutuyorum: 66 1. Önerge, “Ankara Dişhekimleri Odası 15. Olağan Genel Kurul Divan Başkanlığına, 15. Dönem Ankara Dişhekimleri Odası organlarına aday olanların listesi aşağıda sunulmuştur. Bilgilerinize arz ederiz. Önerge sahipleri; A.R.İlker CEBECİ, Erdoğan Alp KÖFTECİ, Ersel ÖZDEMİR Yönetim Kurulu: Ali Rıza İlker CEBECİ Semih BERKSUN Mustafa Murat ÇAĞLAR Alper ALKAN Neslihan SEVİM Serkan ER Ahmet Burak YANDIMATA Zafer Burak HASAR Erdoğan Alp KÖFTECİ Denetleme Kurulu: Ersel ÖZDEMİR Armağan DEMİRÖREN Tuna CAVBİN Disiplin Kurulu: Adnan UZLUER Sibel Kepez ÜLKÜ Funda Tosunal TANRIKULU Evrim AKTAŞ Gül ATEŞ 67 2. Önerge, “Ankara Dişhekimleri Odası 15. Olağan Genel Kurul Divan Başkanlığına, 15. Dönem Ankara Dişhekimleri Odası organlarına aday olanların listesi aşağıda sunulmuştur. Bilgilerinize arz ederiz. Önerge sahipleri; Helin ARAS TEK, Dağhan ERBAZ, Mehmet Aziz AVCIOĞLU Yönetim Kurulu: Helin ARAS TEK Engin ERSÖZ Mehmet Aziz AVCIOĞLU Dağhan ERBAZ Semih Süreyya YAZICI Ahu Eser ESET Didem KANBER Aydın TANK Özgür Yıldırım TORUN Denetleme Kurulu : Barbaros ÖZEL Halit YOSUNÇIĞIR Sibel Danışman UZBİLEK Disiplin Kurulu: Arif Hüseyin KIRMIZIGÜL Sermin SELÇUK Yaşar KAMAN Savaş AKBIYIK Ali KARAAĞAÇ BAŞKAN - Divan Başkanlığına verilen diğer önergeyi okutuyorum: “Ankara Dişhekimleri Odası Genel Kurulu Divan Başkanlığına Odamızın Yönetim Kuruluna adayım. 68 Gereğini arz ederim. Fehmi Karataş” BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz. Sevgili meslektaşlarım, sevgili Genel Kurul üyeleri; güzel bir Genel Kurulu burada bitiriyoruz. Yeni seçilecek Yönetim Kurulu ve diğer organlardaki arkadaşlara şimdiden başarılar diliyorum. Geldiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum. Hepinize bol şans, bol kazanç, sağlık diliyorum. Oylama yarın sabah saat 09.00’da başlayıp 17.00’de sona erecektir. Saygılarımızla. 69 --------o-------İKİNCİ OTURUM Açılma Saati: 09.00 27 Nisan 2014 Pazar BAŞKAN : Dt. Nezih YAVUZTAN BAŞKAN VEKİLİ : Dt. AKTAŞ KATİP ÜYELER : Dt. Yaşar UZUN, Dt. Fatih ÖZYÜRÜK ------------o------------ BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, toplantıyı açıyorum. Bugünkü gündemimiz “Seçimler” 10 – Seçimler (26 Nisan 2014 Pazar Günü Saat 09.00-17.00 arasındadır) BAŞKAN – Değerli meslektaşlarım, sırayla oylarını kullanacaklardır. Oylama işlemini başlatıyorum. (Oylama işlemi yapıldı) BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, oylama işlemi bitmiştir. Şimdi, oyların tasnifine geçiyoruz. (Oyların tasnifi yapıldı) BAŞKAN açıklıyorum: – Saygıdeğer meslektaşlarım, 70 seçim sonuçlarını YÖNETİM KURULU 1. Alper ALKAN 2. Semih BERKSUN 3. Ali Rıza İlker CEBECİ 4. Mustafa Murat ÇAĞLAR 5. Serkan ER 6. Zafer Burak HASAR 7. Erdoğan Alp KÖFTECİ 8. Neslihan SEVİM 9. Ahmet Burak YANDIMATA DENETLEME KURULU 1.Tuna CAVBİN 2.Armağan DEMİRÖREN 3. Ersel ÖZDEMİR DİSİPLİN KURULU 1. Evrim AKTAŞ 2. Gül ATEŞ 3. Funda TOSUNAL TANRIKULU 4. Adnan UZLUER 5. Sibel KEPEZ ÜLKÜ BAŞKAN – Değerli meslektaşlarım, böylece seçimlerimizi de tamamlamış olduk. Yeni Yönetime seçilen arkadaşlarıma başarılar diliyorum ve toplantımızı kapatıyorum. (Alkışlar) Kapanma Saati: 17.00 71
© Copyright 2024 Paperzz