GÜNDEM Değerli arkadaşlar, Nisan ayında, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’ye büyük emekler veren Prof. Dr. İsmail Demir, “müsteşar” olarak atandığı Milli Savunma Bakanlığı’ndaki yeni görevine başlamak için genel müdürlük görevinden ayrıldı. Ama bu yollarımızın tamamen ayrıldığı anlamına gelmiyor; veda konuşmasında kendisinin de değindiği gibi yönetim kurulu üyesi olarak aramızda olmaya, tecrübelerini ve fikirlerini bizimle paylaşmaya devam edecek. Türk Hava Yolları’nın bakım birimiyken, bugün bünyesindeki iştirak şirketleriyle birlikte küresel MRO pazarında rekabet edebilecek güç ve kabiliyette bir şirkete dönüşmüşsek, bunda Prof. Dr. İsmail Demir’in payı büyük. 8 yılı genel müdürlük olmak üzere toplam 11 yıldır görev yaptığı THY Teknik A.Ş.’de şirketin geçirdiği büyük değişim sürecine tanıklık eden; geleceğe yönelik alınan kararlarda, yapılan yatırımlarda bizzat imzası olan Prof. Dr. İsmail Demir’e kurumumuz adına teşekkür ediyor ve yeni görevinde başarılar diliyorum. THY Teknik A.Ş.’de yatırımlar yapılmaya devam ediyor, öte yandan mevcut yatırımların meyveleri de alınmaya başladı. İştirak şirketlerimizden TSI (Turkish Seats Industries) Uçak Koltuk Üretimi Sanayii ve Ticaret A.Ş. tarafından üretilen ilk yerli uçak koltuğu ve TCI (Turkish Cabin Interiors Inc.) Kabin İçi Sistemleri A.Ş. tarafından üretilen ilk yerli kabin içi mutfağının uluslararası MRO pazarındaki yolculuğu başladı. Türk havacılık sektörü açısından devrim niteliğindeki bu büyük atılımın nihai hedefine ulaşması için oldukça sert rekabet koşullarına sahip MRO pazarında kendine yer açması gerekiyor. Marka bilinirliğini sağlamak, mevcut ürün ve hizmetlerini tüm dünyaya tanıtmak için 2014 yılında, iştirak şirketleriyle birlikte yaklaşık 20 fuar ve konferansa katılmayı planlayan THY Teknik A.Ş. bu sürecin ilk ayağı olarak, Nisan ayında Hamburg’ta yapılan Aircraft Interiors Expo’ya katıldı. Tamamen Türk mühendisleri tarafından yapılan “ilk yerli uçak koltuğu” ve “ilk yerli kabin içi mutfak” için aldığımız olumlu tepkiler, beklediğimizin üzerindeydi. Nisan ayındaki başka bir olumlu gelişme ise THY Teknik A.Ş.’de iki adet A319-112 tipi uçağın, kabin içi yenilemesi ve dış boya değişiminin tamamlanarak, EASA’dan 3. STC onayı alınması oldu. Başta Tasarım Geliştirme ve Projeler Müdürlüğü olmak üzere projede görev alan arkadaşları tebrik ediyorum. Değerli arkadaşlar; bu yıl, 5-7 Mayıs 2014 tarihleri arasında İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde “7. Uluslararası İş Sağlığı Güvenliği Konferansı” gerçekleştiriliyor. Maalesef, Türkiye geneline bakıldığında iş sağlığı ve güvenliği konusunda henüz istenen seviyede olmadığımız gözüküyor. “Önce İnsan” düsturuyla hareket eden ve bu konuda kurumsal bilinç oluşturmayı başaran THY Teknik A.Ş.’nin öncü kimliğinin bu konuda da Türkiye’ye örnek olacağına inanıyorum. Sağlıcakla kalın. Fazıl Çiftçi Genel Müdür V. 3 4 İÇİNDEKİLER 06 TEKNİK’TEN HABERLER 14 16 HAVACILIK DÜNYASINDAN 18 06 HABOM ÖZEL RÖPORTAJ DR. BAHADIR İNÖZÜ 18 14 22 21 22 SÜREKLİ GELİŞİM AR-GE 24 26 EMNİYET KÖŞESİ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ 28 BİLGİ TEKNOLOJİLERİ 30 32 TEKNOLOJİ BİZDEN 28 İmtiyaz Sahibi Prof. Dr. İsmail Demir (Yönetim Kurulu Üyesi) YAYIN THY TEKNİK A.Ş. Medya Reklam Halkla İlişkiler Şefliği Ferhat Yenibertiz (Medya, Reklam & Halkla İlişkiler Şefi) Pınar Yılmaz Kaynak (Yayın Koordinatörü, Uzman) Cemal Gökgöz (Medya, Reklam & Halkla İlişkiler, Muhabir) Katkıda Bulunanlar Can Oğuz, Emine Arslan, Harun Toptaş, Muammer Çokyürür, Mustafa Dağ, Ş. Ercüment Yalız, Vural Saim Halaçoglu, Yalçın Faik Sümer, Dr. Yüksel Bozkurt YAPIM GODE İSTANBUL Songül Kurnaz (Yayın Grup Direktörü) Ergün Tozan (Yapım Koordinatörü) Ali Yıldız (Editör) Meltem İşleyen (Art Direktör, Kapak Tasarım) Gürcan Bulut (Grafik Uygulama) Jülide Türkay (Redaksiyon Editörü) 32 Baskı ve Cilt Bizim Matbaa Basım Yayın Ltd. Şti. [email protected] 33 SAĞLIK REHBERİ 33 GODE İSTANBUL Al Karanfil Sokak No: 5 Levent / İstanbul godeistanbul.com 444 02 90 6 TEKNİK’TEN HABERLER Prof. Dr. İsmail Demir THY Teknik A.Ş.’ye veda etti THY Teknik A.Ş.’de yeni atamalar Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’de uzun yıllar çeşitli görevlerde bulunan Hüseyin Sağlam, İnsan Kaynakları Başkanlığı ve Uçak Bakım Başkanlığı görevlerinin ardından Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdür (İşletme) Yardımcılığı görevine atandı. Hüseyin Sağlam’dan boşalan Uçak Bakım Başkanlığı görevine Mühendislik Başkanı Halim Şahin atanırken, Tasarım Geliştirme ve Projeler Müdürü olarak görev yapan Davut Yılmaz, Mühendislik Başkanlığı görevine atandı. Boş bulunan Komponent Atölyeleri Başkanlığı görevine ise Salih İnce getirildi. Skytech ekibi olarak, tüm yöneticilerimize, yeni görevlerinin hayırlı olmasını diliyoruz. THY Teknik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Sağlam (solda) THY Teknik A.Ş. Uçak Bakım Başkanı Halim Şahin. Türk Hava Yolları A.O. ailesine 2003 tarihinde katılan ve 23 Mayıs 2006 tarihinden itibaren Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürlük görevini yürüten Prof. Dr. İsmail Demir, Milli Savunma Bakanlığı Savunma Sanayii Müsteşarı olarak iş hayatına devam etmek üzere THY Teknik A.Ş.’ye veda etti. İsmail Demir için THY Teknik A.Ş. II. Hangarı’nda yönetici ve çalışanlardan çok Londra Nisan Fam Trip’leri Prof. Dr. İsmail Demir 1960 yılında Elazığ'da doğan Prof. Dr. Demir, 1982 yılında İTÜ'den Uçak Mühendisi olarak mezun oldu. Uludağ ve İstanbul Teknik Üniversitelerinde 2 yıl “Araştırma Görevlisi” olarak çalıştıktan sonra Yüksek Lisans ve Doktora öğrenimi için ABD’ye gitti. 1992'den 2003 yılına kadar Suudi Arabistan, ABD ve Kanada'da çeşitli üniversite ve araştırma kurumlarında görev yaptı. 1997'de “Uçak Elemanları ve Malzemesi” dalında Doçentlik unvanı aldı. 2003 yılı sonunda Eğitim Başkanı olarak girdiği THY Teknik A.Ş.’de 23 Mayıs 2006 tarihinde Genel Müdürlük görevine getirildi. 2014 yılında Profesör unvanını alan Demir, Nisan ayında Savunma Bakanlığı’na müsteşar olarak atandı. sayıda katılımcının hazır bulunduğu bir veda töreni düzenlendi. Burada yaptığı konuşmada, bir aile olarak, birçok şeyi birlikte başardıklarının altını çizen Demir, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’yi dünyanın önemli uçak bakım merkezi yapma yolunda çok önemli adımlar attıklarını belirterek; “Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile bağımız tamamen kopmuş değil, yönetim kurulu üyeliğimiz de- Avrupa Acenteleri Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin yıl boyu sürecek “fam trip” programı, yerli ve yabancı birçok acente temsilcisi ve yöneticinin katılımıyla devam ediyor. Nisan ayında Londra CPB ajans temsilcileri, Avrupa acenteleri, Danimarka Billund’tan acente temsilcileri ve Türk Hava Yolları Uçuş Eğitim Başkanlığı’na bağlı uçuş eğitim doktorları THY Teknik Prof. Dr. İsmail Demir THY Teknik A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi vam ediyor; zaman zaman yine birlikte olacağız. Hepimiz bir aileyiz, sizlerle çalışmaktan doyalı çok mutlu oldum. Tüm çalışma arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum,” dedi. Konuşmasında, daha yapılacak çok şeyin olduğuna dikkat çeken Demir, dünyanın en iyi havacılık bakım, onarım, modifikasyon ve üretim şirketlerini birlikte oluşturmak üzere bu yolda devam ede- Danimarka Billund A.Ş.’yi ziyaret etti. Acente temsilcileri ve yöneticiler, Türk Hava Yolları’nın davetlisi olarak 10 Nisan 2014 tarihinde İstanbul’a geldi. İstanbul’un tarihi ve turistik merkezlerini gezen grup, Turkish Do&Co ve Uçuş İşletme Başkanlığı’nı ziyaret ettikten sonra THY Teknik A.Ş.’ye geldi. THY Teknik A.Ş.’yi tanıtan sunumu izledikten sonra Fazıl Çiftçi THY Teknik A.Ş. Genel Müdür Vekili ceklerini sözlerine ekledikten sonra herkesle tek tek vedalaştı. Duygusal anların yaşandığı veda töreninin sonunda Demir alkışlarla uğurlandı. Prof. Dr. İsmail Demir’den boşalan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürlük makamına Genel Müdür Yardımcısı (Mali ve İdari İşler) Fazıl Çiftçi vekalet edecektir. Skytech ekibi olarak, Prof. Dr. İsmail Demir’e yeni görevinde başarılar diliyoruz. Uçuş Tabipleri tesisi gezen grup, Türk Hava Yolları’nın yükselen başarısını takip ettiklerini, bunun yanında Türk Hava Yolları’nın önemli iştirak şirketlerinden THY Teknik A.Ş.’yi de yakından tanıma imkânı bulduklarını söyleyerek, kendilerine gösterilen ilgiden dolayı teşekkür etti. 7 8 TEKNİK’TEN HABERLER Aircraft Interiors Expo’da “Türk imzası!” Tamamen Türk mühendisleri tarafından yapılan “ilk yerli uçak koltuğu” ve “ilk yerli kabin içi mutfak” Aircraft Interiors Expo’ya damgasını vurdu. THY Teknik A.Ş. iştirak şirketleri bünyesinde uzun bir hazırlık döneminden sonra üretilen ve 2014 yılı ile birlikte art arda lansmanları yapılan “ilk yerli uçak koltuğu” ve “ilk yerli kabin içi mutfak”, Nisan ayında Hamburg’ta yapılan Aircraft Interiors Expo’ya damgasını vurdu. Hatırlanacağı gibi THY Teknik A.Ş. iştirak şirketlerinden olan TSI (Turkish Seats Industries) Uçak Koltuk Üretimi Sanayii ve Ticaret A.Ş. tarafından üretilen ilk yerli uçak koltuğunun lansmanı geçtiğimiz Şubat ayında yapılmış ve Türk Hava Yolları’nın Boeing 737-800 tipi uçağına takılmıştı. Hemen ardından Mart ayında TCI (Turkish Cabin Interiors Inc.) Kabin İçi Sistemleri A.Ş. tarafından üretilen yerli kabin içi mutfağa sahip ilk Next Generation B737-800 uçağı, Boeing tarafından Türk Hava Yolları’na teslim edilmişti. Türk havacılık sektörü açısından devrim niteliğindeki bu büyük atılımla birlikte, TSI ve TCI şirketlerinin havacılık dünyasını ilgilendiren her türlü önemli organizasyon ve etkinliğe katılarak, “Made in Turkey” imzalı uçak koltuğu ve uçak mutfaklarının uluslararası düzeyde tanıtımını yapacağı yeni bir süreç başlatıldı. Marka bilinirliğini pekiştirerek yeni müşteriler edinmeyi hedefleyen bu sürecin ilk durağı ise Hamburg oldu. 08-10 Nisan 2014 tarihleri arasında Hamburg’ta yapılan Aircraft Interiors Expo fuarına katılan TSI ve TCI, tanıtımını yaptıkları ilk yerli üretim uçak koltuğu ve kabin içi mutfak ile aralarında dünya devlerinin de bulunduğu sektör temsilcilerinden övgüler aldı. Boeing, Airbus, Zodiac Aerospace, B/A Aerospace, Recaro ve Geven gibi sektörün önemli temsilcilerinden toplam 525 firmanın katıldığı fuar süresince TSI ve TCI stantları ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü. Başta Boeing ve Airbus olmak üzere, Lufthansa, Freebird, Atlas Jet, Pegasus gibi sektörün önde gelen firma temsilcileri tarafından da ziyaret edilen stantta ilk yerli üretim uçak koltuğu ve galley ekipmanları hakkında bilgi verilirken; bazı firmalarla da bire bir toplantılar yapılarak yakın gelecekte iş fırsatları konuşuldu. THY Teknik A.Ş. “MRO Americas 2014”e katıldı Turkish Technic ve Turkish Habom, dünyanın en önemli MRO fuarlarından olan “MRO Americas 2014”te büyük ilgi gördü. Marka bilinirliğinin artırılması amacı ile 2013 yılında dünyanın 12 farklı noktasında 17 fuar, konferans ve kongreye katılan THY Teknik A.Ş. bu yıl da iştirak şirketleriyle birlikte yaklaşık 20 fuar ve konferansa katılmayı planlıyor. 08-10 Nisan 2014 tarihleri arasında Arizona Phoenix Convention Center'da gerçekleştirilen “MRO Americas 2014” fuarına, Turkish Technic ve Turkish Habom markaları ile katılan THY Teknik A.Ş. ziyaretçilerden ve katılımcılardan büyük ilgi gördü. Uluslararası MRO fuarlarının en önemlilerinden kabul edilen organizasyonda, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’den Oryantasyon Mehmet Gökhan Doğan, katıldığı seminerde Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin MRO sektörüne yaptığı katkıları anlatan bir sunum gerçekleştirdi. Fuar boyunca, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin standını birçok firma temsilcisi ziyaret etti; yapılan karşılıklı görüşmelerde gelecekte olası işbirliği imkânları ele alındı. Türk Hava Yolları’ndan 10 ve 17 Nisan tarihleri arasında yaklaşık 40 uzman, “oryantasyon” kapsamında Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Katılımcılara önce Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda THY Teknik A.Ş.’yi tanıtan bir sunum izlettirildi; sonrasında ise hangar ve atölyeler gezdirildi. 9 10 TEKNİK’TEN HABERLER Turnuvanın birincisi THY’den Emre Arpa kupasını ve teşekkür belgesini THY Spor Kulübü Genel Kaptanı Zafer Cengiz elinden aldı. İkinci olan, THY Teknik A.Ş.’den Bilal Demir’e ödülünü APU Atölye Şefi Korkut Baytaz; üçüncü olan THY Teknik A.Ş. çalışanlarından Ali Kulaoğlu’nun ödülünü ise Güç Sistemleri Atölye Şefi Mehmet Çakır verdi. Satranç Turnuvası final maçları ile son buldu Türk Hava Yolları Spor Kulübü’nün organize ettiği “2. Satranç Turnuvası” 3 Nisan’da yapılan final maçlarıyla sona erdi. Türk Hava Yolları A.O., THY Teknik A.Ş. ve THY Habom A.Ş. çalışanlarının katılımıyla 24 Mart’ta başlayan turnuva yaklaşık 10 gün sürdü. THY Spor Kulübü’nde yapılan turnuva maçlarına toplam 53 kişi katıldı. “Swiss” sistemine göre 5 tur şeklinde oynanan maçlar sonucunda Türk Hava Yolları’ndan Emre Arpa tüm rakiplerini geride bırakarak birinci oldu. Turnuvanın ikincisi THY Teknik A.Ş.’den Bilal Demir olurken, üçüncülüğü yine THY Teknik A.Ş. çalışanlarından Ali Kulaoğlu kazandı. Türk Hava Yolları Spor Kulübü tarafından THY A.O., THY Teknik A.Ş. ve THY Habom A.Ş. çalışanlarından oluşturulan satranç takımımız, 04-11 Mayıs tarihleri arasında THY organizatörlüğünde İstanbul’da yapılacak “25th Annual Interline Chess Tournament”e katılacak. Geleceğin kapılarını aralayanlar Farklı üniversitelerden bir grup mühendis, THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Kendilerini, “Geleceğin Kapılarını Aralayanlar,” diye nitelendirilen Ümit Akademisi üyelerine THY Teknik A.Ş.’nin yurtiçinde ve bölgesindeki yeri hakkında bir sunum yapıldı. Sunum sonrasında Uçak Motor Atölyesi, İniş Takımları Atölyesi ve APU Atölyesi’ni ziyaret eden gruba, yapılan işler hakkında bilgi verildi. THY Teknik A.Ş.’de 23 Nisan Uçaklar ve Çocuklar! Her 23 Nisan’da olduğu gibi bu yıl da gelenek bozulmadı ve THY Teknik A.Ş. farklı yaş gruplarından 100 kadar çocuğa kapılarını açarak, onlara benzersiz bir deneyim yaşattı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısı ile gerçekleştirilen program çerçevesinde, B kapısında karşılanan çocuklara önce II. Hangar’da kısa bir tanıtım yapıldı. Ardından bugün için özel olarak hazırlanan Boeing 777 uçağını gezen çocuklar, burada hem eğlenceli vakit geçirdiler, hem de kokpitte pilot koltuğuna oturarak hatıra fotoğrafı çektirdiler. Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda ise çocukları başka bir sürpriz bekliyordu: Özel olarak hazırlanan bir fonda, her çocuğun pilot kostümleriyle fotoğrafı çekildi ve bugünün anısına kendilerine hediye edildi. Daha sonra çizgi film eşliğinde yemek yiyen çocuklar, B kapısından ailelerine teslim edildi. 11 12 TEKNİK’TEN HABERLER Gazi İlköğretim Okulu 1. sınıf öğrencisi olan Yiğit, henüz 6 yaşında. Kendinden birkaç yaş büyük ağabeyi ile katıldığı gezide neşeli tavırları ile dikkat çeken Yiğit’in gözü yükseklerde. “Büyüyünce Türk Hava Yolları müdürü olacağım ve buradaki bütün uçakları kullanacağım.” Ömer Yusuf Aydın (Sağda) ve Buğra Hamza Çınar Melis Kögmen Özgür Zaman 10 yaşında 4. sınıf öğrencisi olan bu iki yakışıklının hayallerinde futbolcu olmak var. Ömer Yusuf: “İlk kez 23 Nisan gezisine katılıyorum. En çok kokpite girmek hoşuma gitti.” Nail Reşit İlköğretim Okulu 2. sınıf öğrencisi olan Özgür, çok çalışkan bir öğrenci olduğunu söylüyor. Büyüyünce pilot olmak istiyor. Özgür’e, pilot olmak için ne yapması gerektiğini soruyoruz. “Pilot olmak için direksiyonu kullanmayı öğrenmem gerek. Bir de orada çok düğme gördüm; onların ne işe yaradığını da öğreneceğim.” Buğra: “Ben en çok uçakların motorlarını merak ediyordum; şimdi yakından görme şansını buldum.” Gökkuşağı Koleji 1. sınıf öğrencisi 7 yaşında ve büyüyünce öğretmen olmak istiyor. “Uçakları hep küçük küçük görüyordum. Şimdi yakından görünce çok büyükmüş.” Ece İşbilir Sertan ve Murat Güler Berra Pelin Özkan İhlâs Koleji 1. sınıf öğrencisi büyüyünce doktor olmak istiyor. “Uçakları yakından görünce çok şaşırdım. Çekildiğimiz fotoğrafları arkadaşlarıma göstereceğim. “ Atatürk İlköğretim Okulu’na giden Ece, ilk kez yanında annesi ve babası olmadan bir geziye katılmış. “Büyüyünce hemşire olmak istiyordum, ama bu geziden sonra fikrimi değiştirdim, uçak pilotu olacağım.” Ferhat Paşa İlköğretim Okulu’na giden iki kardeşten Sertan 7, ağabeyi Murat ise 8 yaşında. Sertan büyüyünce “maççı” olmak istiyormuş. “O da nedir?” diye sorunca, “futbol golcüsü” diyor. Murat, “profesör doktor” olmak istiyormuş. “SÜPER!” 13 14 HABOM Otopark Giriş Binası Geniş Gövdeli Hangar Bakım Bölümü Geniş Gövdeli Hangar Boya Bölümü Otopark Yönetim Binası Sergi HABOM’da son durum T ürk Hava Yolları’nın en önemli yatırımı HABOM’un Sabiha Gökçen tesislerinde çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. THY HABOM A.Ş.’den edindiğimiz bilgiye göre fiziki olarak tamamlanmış tüm binaların 1. faz kapsamına giren bölümlerinde geçici kabul işlemleri ile beraber eksik imalatların tamamlanmasına devam ediliyor; 2. faza ait binaların imalatları ise tamamlanmak üzere. 1. faz ve 2. faz binalar kapsamında; “atölye” ve “yönetim” binaları hariç faaliyete geçilen HABOM’daki diğer gelişmeler şöyle: Dar gövdeli uçak bakım hangarında bakım işleri son hızıyla yürütülürken, atölye bölümleri hazırlıklarını sürdürüyor. Vinç Mayıs ayı içinde sosyal merkez “fitness” alanları ile atölye binasının açık spor alanlarını kullanıma açmaya hazırlanan HABOM’da yönetim binası da hazır. montajları devam eden atölye binasında, taşınma programı yapılmaya başlandı. Nisan ayında kimyasal deponun kullanılmasına başlandı; atık merkezi ise kullanıma hazır hale getirildi. Arıtma tesisinin kullanımı için hazırlıklar yapılıyor. Sosyal binanın içinde bulunan “fitness” salonlarında alet kurulumları devam ediyor. Mayıs ayı içinde sosyal merkez “fitness” alanları ile atölye binasının açık spor alanlarının kullanıma açılması planlanıyor. Geniş gövdeli uçak bakım hangarının boya bölümünde faaliyete başlandı; bakım bölümünde ise dok kurulumları devam ediyor. THY HABOM A.Ş. yönetim binası kullanıma hazır; yüzde 70 oranında tamamlanan peyzaj işlerine devam ediliyor. TASARIM GELİŞTİRME VE PROJELER MÜDÜRLÜĞÜ Kabin modifikasyonunda THY Teknik A.Ş. Tasarım Geliştirme ve Projeler Müdürlüğü, Ural Air’e transfer olan 2 adet A319-112 tipi uçağının, kabin içi yenilemesini ve dış boyanın değişimini tamamlayarak, EASA’dan 3. STC onayı aldı. 3. STC! Airblue’dan Ural Air’e transfer olan 2 adet A319-112 tipi uçağının, STC (Supplemental Type Certificate) kapsamındaki “Kabin içi yenilemesi ve dış boya değişimi projesi,” başarıyla tamamlanarak EASA’dan 3. STC onayı alındı. 3 ay süren kapsamlı çalışmada, Tasarım Geliştirme ve Projeler Müdürlüğü’ne bağlı Kabiniçi, Yapısal ve Aviyonik Tasarım Ofisleri’nin tamamı yer aldı. Koltuk modifikasyonundan “partition” ve “stowage” tanımlanmasına kadar geniş bir yelpazede değişiklikler içeren projenin tasarım aşamasında toplamda 20’den fazla mühendis ve teknisyen görev aldı. Tasarım Geliştirme ve Projeler Müdürlüğü’nün potansiyel yetkinlik ve kabiliyetlerinin uygulamaya geçirilmesi açısından büyük fayda sağlayan bu proje, aynı zamanda gelecekte gerçekleştirilmesi muhtemel daha kapsamlı projeler açısından ileriye yönelik bir adım olarak görülüyor. 15 16 HAVACILIK DÜNYASINDAN AEI, 737-800 için dönüştürme programı başlattı A eronautical Engineers Inc (AEI), Boeing 737-800 serisi için “yolcu uçağından nakliye uçağına” ve “yolcu uçağından kombiye” dönüştürme yapan programı başlattığını duyurdu. Dönüştürme yapılan uçaklar, 737-800 “Özel Nakliye” ve 737-800C “yolcu ve nakliye uçağı” kombinasyonları ile pazarlanacak. Tamamen AEI tarafından finanse edilecek dönüştürme çalışmaları, AEI’nin beş yetkili dönüşüm merkezlerinden biri olan Commercial Jet's Miami Florida tesislerinde gerçekleşecek. AEI, her iki dönüştürme programını, ABD hükümeti Federal Havacılık İdaresi’nin tamamlayıcı tip sertifikayı vermesine müteakip, yetkili merkezlerinde hazır hale getirecek. İlk geliştirme ve sertifikasyonun üç yıl kadar sürmesi bekleniyor. Bu sürecin ardından AEI her iki programı da Avrupa Havacılık Güvenliği Ajansı, Çin Sivil Havacılık İdaresi, Brezilya'nın Agência Nacional de Aviação Civil ve Rus yetkili kurumlarına onaylatmayı planlıyor. Kaynak: MRO News Focus Latin Amerika’nın en büyük MRO tesisi: TechOps Mexico D elta Air Lines ve Grupo Aeroméxico, %50 ortaklıkla Meksika’nın Querétaro eyaletinde Latin Amerika’nın en büyük MRO merkezini açmaya hazırlanıyor. Querétaro Intercontinental Airport yakınında bulunan TechOps Mexico’da hizmete girecek olan MRO merkezi için yaklaşık 55 milyon dolarlık bir yatırım öngörülüyor. Bağımsız bir eyalet olan Querétaro yönetimi tarafından da desteklenen tesis, toplam 100 bin metrekarelik alanıyla Latin Amerika’daki en büyük uçak bakım ve onarım merkezi olacak. Üç hangara sahip olacak tesiste aynı anda dokuz uçağın bakımı yapılabilecek. Bölgedeki en modern MRO merkezi olmaya da aday olan TechOps Mexico’da, en son teknolojik yeniliklerin yanı sıra yenilenebilir ve temiz enerji kullanımını sağlayan sistemler kullanılacak. Yağmur suyu toplama sistemi ve geri dönüşüm programına sahip çevre dostu bir MRO merkezi olarak tasarlanan tesiste çalışacak teknik personel Querétaro Havacılık Üniversitesi'nde eğitim görmeye başladı bile. TechOps Mexico, 2011 yılında başlayan Delta Air Lines ve Grupo Aeroméxico ilişkisini güçlendirmeye yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Kaynak: AIRBUS Lufthansa Technik Ar-Ge’ye yatırım yapıyor L ufthansa Technik, bu yılın ortalarında şirket merkezinin bulunduğu Hamburg’da yeni bir bina kompleksini hayata geçirmeye hazırlanıyor. Yaklaşık 20 milyon avro tutarında bir inşaat yatırımı yapan Lufthansa, bu komplekste yeni ofis ve atölyelerinin yanı sıra bir kimya laboratuvarı gibi çalışacak Malzeme Teknolojisi Merkezi’ni de devreye alacak. Bu merkezde, bileşen ve sistem değerlendirmesi dâhil üretim kaynaklarının izlenmesi, uçakta kullanılan tüm sıvıların testi, malzeme doğrulama ve yeni teknolojilerin değerlendirilmesi gibi uygulamalar yapılacak. 50 milyon avro olan yatırım hacmini kısa vadede 200 milyon avroya çıkadığını duyuran Lufthansa Technik, son yıllarda ArGe çalışmalarına hız verirken; çok yönlü yenilik faaliyetlerini, merkezi inovasyon yönetimi ile tüm birimlere başarılı bir biçimde aktarıyor. Modifiye E-Jet, daha cimri Kaynak: MRO MANAGEMENT E mbraer, daha önce üretilmiş modellere kıyasla daha az yakıt tüketen ve bazı aerodinamik iyileştirmeler yapılmış yeni E175’in tanıtımını yaptı. Yeni E175’teki modifikasyonlar, yeni kanat uçları, bazı sistem optimizasyonları ve yüzeydeki aerodinamik dokunuşları içeriyor. Embraer firmasından yapılan açıklamaya göre modifiye edilmiş yeni model, eski E175’lere kıyasla %6,6 daha az yakıt tüketiyor. 70-80 kişilik "turboprop" yolcu uçağı ile karşılaştırıldığında E175, daha ekonomik olmasının yanı sıra, daha uzun bakım aralıklarına ihtiyaç duyduğu için daha verimli olarak tanımlanıyor. Üstün yolcu konforuna sahip olan E175’in, 2020’de E175-E2 piyasaya çıkana kadar kendi sınıfında rekabet gücünü koruyacağı düşünülüyor. Kaynak: MRO News Focus Aeroturbine Arizona’da hangar açıyor TVS, 2020’ye kadar International Lease Finance Corporation’ın bir iştiraki olan Aeroturbine firması Arizona’da hangar alanını yaklaşık 10 bin metrekare artıran ikinci hangarını açıyor. Bu ikinci hangar, dar gövde uçak bakım servisi ve 757 kargo dönüşümü hizmeti verecek. Aeroturbine, Arizona tesislerinde uçak depolama, bakım, modifikasyon, aviyonik sistemler, boyama, lojistik ve parçalama gibi diğer MRO hizmetlerini sunuyor. Kaynak: AERO TURBINE Çek havayolu şirketi Travel Service (TVS) ile Lufthansa Technik arasında 2020 yılına kadar sürecek uzun soluklu bir işbirliği anlaşması imzalandı. Lufthansa Technik, bu protokolle, Travel Service filosundaki tüm 737NG uçaklarına MRO hizmeti verecek; ayrıca 56 CFM56-7B motorlarından da tek başına sorumlu olacak. Travel Service, ayrıca Prag-Dubai güzergâhı üzerinde uçuş sayısında bir artış olacağını; İspanya ve Portekiz’e de yeni destinasyon açıldığını açıkladı. Kaynak: AERO TURBINE Lufthansa Technik ile çalışacak 17 18 ÖZEL RÖPORTAJ Envanter Yönetimi hiç bu kadar dinamik olmamıştı “Yalın” ve “6 Sigma” metodunu “Kısıtlar Yönetimi” ile entegre ederek, işletmelerin iyileştirilmesine yönelik etkili öneriler geliştiren Dr. Bahadır İnözü’nün THY Teknik A.Ş.’de belirli malzemelerde uygulanan “Talebe Dayalı Dinamik Envanter Yönetimi,” söz konusu ürünlerde daha önce %90,4 olan servis seviyesini %98’e çıkartırken, envanteri yaklaşık %40 azalttı; tasarruf miktarı 3 milyon dolar seviyesinde. A merika’da hayata geçirdiği yönetim danışmanlığı şirketi NOVACES ile adından söz ettiren Dr. Bahadır İnözü, 2014 yılının başında İstanbul’da kurduğu NOVACES International ile Türk şirketlerine de hizmet vermeye başladı. Özellikle Envanter Yönetimi ve Dinamik Stok Kontrolü Yöntemleriyle şirketlere hem zaman, hem de ekonomik açıdan ciddi kazançlar sağlayan öneriler geliştiren İnözü, aynı zamanda çağdaş şirket organizasyonlarında akış kontrolünün nasıl olması gerektiğinin cevabını da veriyor. THY Teknik A.Ş. Üretim Planlama ve Kontrol Müdürlüğü’nde sorularımızı yanıtlayan Dr. Bahadır İnözü ile mevcut yöntemleri ve bu yöntemlerin THY Teknik A.Ş.’de uygulanması ile ilgili ayrıntılı bir röportaj gerçekleştirdik. Bahadır Bey, başta stok kontrolü ve envanter yönetimi konuları olmak üzere şirket organizasyonlarında önemli iyileştirmeler sağlayan önerilerinizde kullandığınız yöntemleri bize anlatır mısınız? Bilindiği gibi, süreçlerdeki israfı azaltmaya yönelik Toyota’nın çıkardığı bir metodoloji olan Yalın (LEAN) ile süreçlerdeki değişkenliği ve varyasyonu azaltmak üzere ilk kez Motorola tarafından uygulanan fakat General Electric tarafından meşhur edilen 6 Sigma metodunun arasındaki sinerji fark edildiğinden bu yana birlikte kullanılıyor. 2 binli yıllardan bu yana “Yalın 6 Sigma” adıyla kullanılan bu metoda daha sonra, Kısıtlar Yönetimi uygulamaları da entegre edildi. Eliyahu Goldratt adlı fizikçinin bulduğu Kısıtlar Yönetimi, organizasyonlara tepeden bakarak en büyük dar boğazın nerede olduğunu belirleyen ve iyileştirme süreçlerini bu dar boğaza odaklayan bir metot. Bu üç metot bir araya geldiği zaman çok hızlı, çok kuvvetli ve etkili neticeler almak mümkün. Bu üç metodun entegrasyonunda öncü rolü oynamak bizim için çok heyecan verici oldu. Her sektöre uygulanabilir mi? Bu metot uygulama bakımından çok geniş bir alanda her sektöre uygulanabilir. NOVACES olarak biz, gemicilik, sağlık, kamu ve havacılık sektörlerinin de aralarında bulunduğu birçok sektörde yüzlerce proje geliştirdik. Fakat sektörün dilini konuşuyor olmak önemli; özel şartlarını bilmek lazım. Mesela MRO sektörü, hem uzmanlık isteyen bir alan, hem de planlı ve plansız bakımı içerdiğinden dolayı çok özel “hibrit” çalışma modeline sahip. Bu yöntemlerin havacılık sektöründeki uygulamasından söz eder misiniz? Uçakların bakım-tutum sektöründe, özellikle stratejik parçaların tedarik sürelerinin hızlandırılmasıyla ilgili çalışmalarımız oldu. Çünkü bu sektörde tedarik süresi çok önemli... Uçağın bakım-tutumunda takip edilmesi gereken iki ayrı malzeme grubu var: Biri planlı olarak değiştireceğiniz parçalar, diğeri de uçağı açtığınız zaman ihtiyaç duyabileceğiniz parçalar. Bir 747 uçağında 1 milyonun üzerinde parça olduğu düşünülürse, bunların her birinden 20’şer tane stok tutarsanız, çok para bağlamış olursunuz. Üstelik bunların bir kısmı belli bir zaman sonra kullanılmaz hale gelebilir. Bunun dışında, bazı parçalar, öyle istenildiği zaman gelmez; bazıları ancak sipariş üzerine üretilir; bazı parçalara ise talep fazla olduğu için beklemek gerekebilir. Sonra, AOG (Aircraft on Ground) diye anılan bir kategori var; acil olarak parçaları en hızlı şekilde temin etmeniz gereken, çok da yüksek ücretli olarak ödemenizi gerektiren bir durum. Son derece zor şartlarda çalışılan bir operasyon aslında... Burada 300 binin üzerinde farklı malzemeyle çalışılıyor; bunlardan bir tanesi olmasa, bir vida yüzünden o uçak kalkmayabilir. Bu yüzden neye, ne kadar ihtiyaç olduğunu bilmek önemli hale geliyor. Geleneksel yöntemlerde, geçmişe bakarak bir tahmin yapılır; ancak bu risk almak anlamına da geliyor; hele THY gibi son derece hızlı büyüyen dinamik bir organizasyonsa… ÜPK Amerika yolcusu Üretim Planlama ve Kontrol Müdürlüğü’nden Bilal Pandül ve İbrahim Taş’ın, Dr. Bahadır İnözü danışmanlığında hazırladığı “Talebe Dayalı Dinamik Envanter Yönetimi” önümüzdeki ay tüm dünya ile paylaşılacak. Kısıtlar Yönetimi konusunda sertifika veren Theory of Constraints International Certification Organization (TOCICO) tarafından Washington DC’de 08-11 Haziran 2014 tarihlerinde yapılacak konferansa kabul edilen sunum, THY Teknik A.Ş.’nin uluslararası bilinirliğini artırmak açısından da önem taşıyor. İbrahim Taş: Endüstri Mühendisi – ÜPK Envanter yönteminde genelde dünyada kullanılan belli başlı yöntemler var. Stoktaki ürünlerin seviyelerinden hareketle geliştirilen Min-Max yöntemi, “depodaki malzeme ‘Reorder Point’ seviyesine düşünce ‘Economic Order Quantity’ kadar sipariş ver,” mantığına dayanır. THY Teknik A.Ş.’de stok seviyesini takip ettiğimiz malzemelerde uyguladığımız yöntem esasında budur. Talebe Dayalı Dinamik Envanter Yönetimi’nde ise malzemenin stokta belirli bir seviyeye düşmesi beklenmez; tüketim çok yakından takip edilerek, siparişler otomatik olarak verilir. Sistem şöyle işliyor: Programa günlük olarak malzemelerdeki değişiklikleri giriyoruz. Program haftalık olarak bize sipariş miktarını geri bildirim olarak gönderiyor. Aynı zamanda web tabanlı bir program olduğu için, anlık olarak malzemelerin durumunu da istediğimiz an görebiliyoruz. THY Teknik A.Ş. olarak son dönemlerde çok büyüdük. Birbirleriyle ilişkisi olan 4 farklı tesisimiz oldu: Esenboğa’da Teknik-ESB, Sabiha Gökçen’de Habom-SAW, Atatürk Havalimanı’nda Teknik-IST ve Habom-AHL var. Müdürümüz İskender Gürsoy’un önerisiyle bu yöntemin bütün tesislerin arasındaki malzeme yönetimine uygulanabileceği fikri doğdu. Musluk ve Şamandıra Sistemi adını verdiğimiz bu konsept ile stok seviyeli malzemeler için planlama ve siparişlerin tek bir yerden yapılmasını ve malzemelerin ilgili depolara günlük dağıtılmasını planlıyoruz. Bilal Pandül: Endüstri Mühendisi - ÜPK THY Teknik A.Ş. olarak 2011 yılının başlarında “Talebe Dayalı Dinamik Envanter Yönetimi,” gündemimize girdi ve Novaces ile görüşmeler başladı. Müdürümüz İskender Gürsoy, bu metodun bir hastane üzerinde uygulanmasıyla ilgili yazılmış makale paylaşmıştı bölümümüzle. Açıkçası, hastane üzerinde olduğu için ilk etapta bu konseptin bize uymayacağını düşündüm. Fakat proje üzerinde çalışmaya başlayıp, yazılımcı arkadaşlarla da bir araya gelince metodun faydalarını daha net gördüm. İlk etapta dört parça ile başladık. Sonra bin parçaya çıkardık. Ardından rastgele seçilmiş 2 bin parçayla 1. faza başladık; ilk faz aslında birçok şeyin bizim sektöre adaptasyon süreciydi. Bir takım uyarlamalar, alt yapıda değişiklikler yapılması gerekiyordu. Onlar yapınca da çarpıcı sonuçlar almaya başladık. 2. faza geçince rastgele seçilen parçalar yerine, bilinçli seçilmiş bin kadar parçada uygulama yaptık. Sonuçlar iyi olmasına rağmen 2. faz bittikten son 148 parçada devam etme kararı aldık. Bunun nedeni IT altyapısının henüz hazır olmamasıydı. Çünkü bu program daha sık, daha küçük miktarlarda sipariş gerektiriyor, bu da satın almacıların yükünü artırıyordu. Bunun üstesinden gelmek için otomatik PO (satın alma emri) yazma programını geliştirdik. Fakat bunun için de TRAX adlı bir programın hayata geçmesi gerekiyor. Haziran ayında bu programın hayata geçirilmesini bekliyoruz. 19 20 ÖZEL RÖPORTAJ Dr. Bahadır İnözü, İTÜ Genel Makina Mühendisliği alanında lisans, Michigan Üniversitesi’nde de Gemi İnşaatı ve Makinaları Mühendisliği alanında yüksek lisans eğitimi aldı. 1990-2005 yıllarında New Orleans Üniversitesi’nde öğretim üyeliği ve bölüm başkanlığı yaptı. 2004’te New Orleans’ta “NOVACES”, 2014’te İstanbul’da “NOVACES International” şirketlerini hayata geçirdi. Denizcilik, sağlık ve havacılık sektörünün dışında Amerikan hükümetine ve bazı eyalet yönetimlerine de danışmanlık ve eğitim hizmeti veren İnözü’nün “Sağlık Sektöründe Performans Geliştirme: Yalın, Altı Sigma ve Kısıtlar Yönetimi ile Değişime Liderlik Yapmak” adlı bir kitabı bulunuyor. Bu durumda sizin öneriniz nedir? Sadece dikiz aynasına bakarak tahmine dayalı planlama yapmak riskli ve yetersiz. Bizim geliştirdiğimiz Talebe Dayalı Dinamik Envanter Yönetimi, geçmiş bilgileri ve mevsimsel değişimleri de göz önünde tutarak günlük tüketime ve tedarik zincirindeki akışa bakarak istenilen malzemeyi en hızlı şekilde alabilecek çevik bir yapı oluşturmayı amaçlar. Geleneksel yöntem olarak tanımlayabileceğimiz Min-Max yönteminde, raftaki ürüne bakarsınız, azaldıkça sipariş verirsiniz. Bizim yöntemimizde ise günübirlik ne kadar harcandığına bakılır; ayrıca temin etme süresi de hızlandırılarak işletme geleneksel metotlara göre çok daha verimli bir yapıya kavuşturulur. Uygulaması kolay mı? Altyapıda ve şirket yapısında gerçekleştirilecek bir takım değişikliklere bağlı. Her şeyden önce bu yöntemin uygulanması için güvenilir bir veri sistemine ihtiyaç var; malzeme akışının ve bilgi akışının doğru ve hızlı olması gerekiyor; bunun için de otomasyon sistemine ve satın alma proseslerinde bazı değişiklikler yapılmasına ihtiyaç duyuluyor. Ayrıca, süreç iyileştirme “değişim” anlamına geliyor. Değişim denince de bir takım rahatsızlıklar ortaya çıkıyor. Değişimden etkilenecek kişiler, ne olacağını bilmiyorlar ve doğal olarak direnç gösteriliyor. Bunları iyi yönetmezseniz, süreçteki kilit paydaşların katılımını sağlamazsanız çok iyi bir çözüm üretseniz dahi iyi sonuç alamazsınız. Şu unutulmamalı ki: “Sürekli Süreç İyileştirme” bitmeyen bir yarıştır. Bu kültürü, kurum içinde yerleştirmek gerekiyor. Çalışanların bu heyecanı hissetmeleri, kendilerinde o enerjiyi bulabilmeleri çok kritik, iyi yönetilmesi gereken bir süreç. Bizim uygulamalar çok radikal iyileştirmeler yapıyor; ama aynı zamanda getirdiği kültür değişimi de bir o kadar radikal. Dolayısı ile üst yönetimin bu konuda kararlı ve istekli olması şart. THY Teknik A.Ş. ile 2011 yılından bu yana çalışıyorsunuz. Neler yaptınız, nasıl sonuçlar aldınız bunları bizimle paylaşır mısınız? Uzunca bir süre, adını 5 Japonca sözcükten alan “5S” metodu uygulanıyordu; şimdi Yalın uygulamasına geçildi; bu arada 6 Sigma ile ilgili çalışmalar da oldu. THY Teknik A.Ş. sürekli süreç geliştirme kültürüne son derece açık, bunu teşvik eden bir organizasyon zaten. Bu yıl Komponent Müdürlüğü'nde odaklı performans geliştirmeyle organizasyonun büyük resmini çekerek, darboğazı ortaya koyup oraya odaklanılmasını sağlamaya çalıştık. Daha önce de sarf malzemelerinin stok kontrolüyle ilgili 2 fazdan oluşan bir uygulama yaptık. 2011 yılının Temmuz ayında başlayıp yıl sonuna kadar devam eden 1. fazda belli bir grup parçayı seçtik; şartlarına baktık, durumu inceleyip bazı düzenlemeler yaptık. Devamında 1000 kadar parçayı kapsayan 2’nci fazı bitirdik. 2’nci faz sonunda bu metodun faydalarını maksimize edebilmek için gerekli strateji ve taktiklerin tümünü hemen hayata geçiremeyeceğimizi gördük. IT altyapıları programın istediği veri akışı ve satın almada otomatik PO (Purchase Order) sağlayacak seviyede değildi. Dolayısı ile bu metot şimdilik 148 parçada uygulanıyor; buna rağmen sık kullanılan pahalı parçalar olması dolayısı ile sağladığı tasarruf büyük boyutlarda. Kısmen uygulama şansı yakalayan bu yöntemin faydasını rakamsal olarak ifade edersek… Envanteri yaklaşık %40 azaltarak, daha önce %90,4 olan servis seviyesini %98 ve üstüne çıkardık. Tasarruf miktarı ise 3 milyon dolar seviyesinde. SÜREKLİ GELİŞİM ÇALIŞTAY 1407 1407 - AOG Stress Test VSM (Value Stream Mapping) Çalıştayı’nda, bir dış istasyonda AOG (Aircraft on Ground) durumdaki uçak için ekip, malzeme ve bakım planlaması incelenmiştir. Çalışma sonunda yazılan iyileştirme fırsatları 90 gün içinde kapatılacaktır. Çalıştayda beklenen, AOG durumunda her bir birimin raporlama sorumluluklarını standard hale getirmektir. Katılımcı birimler: SGKPM, GSMM, THY Teknik Başkanlık, MCC, MOCC, GE. En iyi gönüllü TPM örnek ofis Bakım Mühendislik Müdürlüğü’ne bağlı Teknik Doküman Yönetim Şefliği, “En İyi Gönüllü TPM Örnek Ofisi” olarak seçilmiştir. Türkçeye “Toplam Verimli Bakım” olarak çevrilebilecek TPM (Total Productive Maintenance), sıfır ekipman duruşu ve sıfır kalite hatası hedefleyen bir bakım sistemidir. Çalışmada emeği geçen arkadaşlarımıza teşekkür ederiz. Soldan sağa; Muhittin Çelik, Berna Oran Türksoy, Özkan Erdem Sürekli gelişim panoları SÜREKLİ GELİŞİM PANOSU Performans Takibi Şirketimizde bulunan sürekli gelişim panoları değiştirilmeye başlanmıştır. Yeni panoların formatı aşağıda verilmekte olup; destek birimlerinde sadece “başkanlıklarda”, operasyon birimlerinde ise her bir “müdürlükte” bulunacaktır. Destek birimlerinde “müdürlükler” panoda istenen formları, başkanlık panolarında her ayın 6’sına dek güncelleyeceklerdir. Operasyon birimlerinde ise “şeflikler” panoda istenen formları müdürlük panolarında, her ayın 6’sına dek güncelleyeceklerdir. Güncelleme sorumluluğu her bir müdürlük için yayılım şampiyonlarına aittir. Başkanlık panolarının tamamlanmasından başkanlıkta bulunan yayılım şampiyonları sırası ile sorumlu olacaklardır. 5S/Tpm Süreçler ve Sürekli Gelişim İsgç Işığını Yay Şirket Vizyon & Misyon & Politikası Alan Sorumluluk Dağılımı/Layout Sipoc ve Süreç Akış Şemaları, Standart İşlem Örnekleri Multiskill Matris İsgç Hedefler Birinci Çeyrek Öneri Birincisi Şirket Kalite Hedefleri 5S Grafik ve Kontrol Listesi Süreç Olgunluk Seviye Kontrol Listesi Toplanma Noktaları İkinci Çeyrek Öneri Birincisi Bölüm Hedefleri ve Takip Çizelgesi Tpm, Makina Duruşları (Ofisler için Haftalık Sürekli Gelişim Bülteni) Gerçekleştirilen Çalıştay Örneği Alert Üçüncü Çeyrek Öneri Birincisi Tutturulamayan Hedefler için Kök Neden Analizi Alana Ait 5S/Tpm İyileştirmeleri Çalıştaya Ait Kaizen’lerin Durumu İsgç Toplantı Tutanakları Dördüncü Çeyrek Öneri Birincisi 21 22 AR-GE MERKEZİ CAD CAM Bilgisayar destekli tasarım ve imalat Özellikle endüstriyel tasarım ve üretimin göz bebeği olan CAD/CAM, sadece Türkiye’de değil tüm dünyada neredeyse bütün sanayi kuruluşlarında farklı alanlarda yoğun bir biçimde kullanılıyor. Farklı alanlarda kullanılmakla birlikte amaç aynı: “Bilgisayar destekli tasarım ve imalat.” P ek çok sahada olduğu gibi mühendislik sahasında da yaygın olarak kullanılan CAD/CAM, birbirinden bağımsız işleyen fakat birbirini tamamlayan iki süreç… CAD Bu kısaltma "Computer Aided Design" sözcüklerinin baş harflerinden oluşmaktadır. Türkçesi "Bilgisayar Destekli Tasarım"dır. CAD genel olarak proje ve teknik resim çizimlerinde kullanılır. Teknik elemanlar için çok büyük bir öneme sahiptir. CAM Bu kısaltma "Computer Aided Manufacturing" sözcüklerinin baş harflerinden oluşmaktadır. "Türkçesi Bilgisayar Destekli İmalat"tır. CAM programları karışık biçimli veya elle yazılması zor olan parçaların CNC tezgâhlarında işlenmesi için gerekli Numerical Control (NC) kodlarını, verdiğiniz parametrelere göre oluşturan programlardır. Önceden sadece CAM üzerine yazılan programlar yerine günümüzde firmaların aynı data üzerinde çalışmayı kolaylaştırmak ve gereken ihtiyaçlara cevap vermesi için CAD ve CAM modülleri aynı paket program içerisinde gelmektedir. Sanayideki en büyük CAD/CAM programı payına Catia sahip olmakla beraber, en büyük takipçisi UniGraphics'tir. SolidWorks ve AutoCAD en çok kullanılan CAD programıdır. SolidWorks için CAM programı CamWorks ve SolidCAM; Autocad için ise yeni piyasaya sürülen AutoCAM programları mevcuttur. CAD ve CAM pek çok sahada olduğu gibi mühendislik sahasında da yaygın olarak kullanılmaktadır. İmal edilecek herhangi bir parçanın teknik resmi veya üç boyutlu modeli veyahut herhangi bir sistem şeması bilgisayarda kolayca tasarlanıp hassas bir şekilde çizilebilmektedir. Çizilen bir şekil üzerinde istenen herhangi bir değişiklik birkaç ufak işlemle kolayca yapılabilmekte, hatalar derhal düzeltilebilmektedir. Elle tasarlanıp çizimi çok zaman alan çizimler ve tasarlanması çok güç olan karışık parçaların modelleri bilgisayarda kolayca yapılabilmekte; hatta tasarlanan modelin döndürülmesi, kesitinin alınıp çeşitli açılardan incelenmesi ve çeşitli yüklere karşı mukavemetinin analiz edilmesi mümkün olabilmektedir. Yani CAD sayesinde mühendislik çizim ve tasarımları elle yapılana göre çok daha hassas, hızlı yapılabilmekte ve pek çok konuda tasarruf sağlanmaktadır. CAD sistemiyle tasarlanıp çizimi yapılan bir parçanın bilgisayar yardımıyla imali veya bir sistemin montajı CAM sistemiyle gerçekleştirilir. CAM, yapılacak imalat veya işin bilgisayar kontrolünde yapılmasıdır. Bilgisayar kontrollü CNC (Computer Numeric Control) tezgâhlar veya çeşitli taşıma, montaj, aktarma işlerinde kullanılan robotlar önceden programlanarak yapılacak işin otomatik olarak yapılması sağlanır. Programlama, insanın her seferinde kumanda ettiği tezgâh hareketlerinin çeşitli kodlarla tezgâh bilgisayarına tanıtılmasından ibarettir. Program yüklenip başladıktan sonra insan müdahalesine ihtiyaç duyulmadan imalat tamamlanır. Dizaynda olduğu gibi imalat çok daha hassas, hızlı ve tasarruflu yapılabilmektedir. CNC tezgâhlarda, NC tezgâhlardan farklı olarak bir bilgisayarlı kontrol ünitesi bulunur. Böylece NC programları kesicilerle ilgili bazı teknik ve ofset bilgileri kalıcı olarak tezgâh hafızasında saklanabilir. Bilgisayar destekli tasarımın faydaları • Piyasanın ihtiyaçlarına daha hızlı cevap verilir. • Gerekli veri tabanı oluşturulduktan sonra benzer yeni mamuller üretmek için gereken proje zamanlarını en aza indirerek, pazar rekabetinde avantaj sağlar. • Kopyalama (çizme) hataları minimuma iner. Tasarımın doğruluğunu arttırarak daha iyi bir çıktı sağlar. • Mühendislik personelinin ihtiyaçları azalır. • Tasarımın mevcut imalat tekniklerine uygun olmasını ve standardizasyonu sağlar. • Yapılmış tasarımlar üzerinde ortaya çıkan müşteri istekleri kolaylıkla yerine getirilir. • Analiz sırasında bileşenlerin birbirleriyle etkileşimleri daha kolay belirlenir. • Daha iyi bir fonksiyonel analiz sağlanarak “prototip” test sayısı azalır. • Dokümantasyon hazırlamaya destek sağlar. • Takım tasarımında üretkenliği arttırır. Mühendisler, tasarımcılar, yönetim ve farklı proje grupları arasında daha iyi bir anlaşma ve haberleşme ortamı sağlar. • Maliyetler hakkında daha iyi bilgi sağlar. • NC parça programları ve rutin çizim görevleri için gerekli eğitim süresini azaltır. • Algoritmaları optimize ederek malzemelerden ve makine zamanlarından tasarruf sağlar. • Projeler üzerinde çalışan tasarımcıların daha etkin bir şekilde yönetilmesini sağlar. • Karmaşık parçaların incelenmesine yardımcı olur. 23 24 EMNİYET KÖŞESİ Geçtiğimiz aylarda havacılık sektöründe ender rastlanan bir olayla karşılaşıldı: Burun iniş takımı (NLG-Nose Landing Gear) henüz değiştirilmiş bir Boeing 737, ilk uçuşunda “NLG çökmesi” yaşadı. Sorunu MEDA çalışmasıyla ele alan THY Teknik A.Ş. hatanın kök sebebini bulmaya yönelik yaptığı incelemeleri kısa bir sürede sonuçlandırdı. I/T Atölyesi tarafından bakımı yapılan ve söz konusu hatanın yaşandığı NLG’nin 2000’li yıllara uzanan geçmişini, geçirdiği süreçleri, kiralandığı, tamir veya bakım gördüğü bütün önemli aşamaları kapsayan bu çalışma, gerek nadir rastlanılan bir olay olması, gerekse örnek bir çözüm süreci içermesi açısından MRO sektörünü yakından ilgilendiriyor. Araştırma Süreci İlgili iniş takımı THY Teknik A.Ş. I/T Atölyesi’nde detaylı bir şekilde incelenmiştir. MEDA araştırmaları gereği geçmişe dönük yapılan bakım kaydı incelemelerinde, NLG, Jet Airways’deyken 02.02.2000 yılında “Internal failure” arızası meydana geldiği ve NLG’nin 22 Ekim 2001 yılında erken overhaul’a gönderildiği anlaşılmıştır. MEDA Konusu: NLG Çökmesi Bildirim Türü: Internal Occurrence Olay Süreci Boeing 737 uçağında NLG değişimi yapılıp sefere verilmiştir. İlk uçuşunda NLG çökmesi yaşanmış, yapılan ilk incelemede ikmal yapılmasına rağmen hidrolik kaçağı gözlemlenmiştir. I/T Atölyesi’nden ilgili lokasyona giden teknisyen tarafından yapılan incelemede Gland Nut’ın en üstten sadece 2 dişinin tuttuğu görülmüştür. Seal değişimi için 2 gün hangar yeri slot’u beklenmiştir. I/T Atölyesi’nde tüm yedek NLG’ler kirada olduğu için SAW tesislerindeki aynı tipte farklı bir uçaktan NLG sökülmüş, ilgili lokasyona gönderilmiştir. NLG, uçağa faal takılarak 4 gün sonunda sefere verilmiştir. Overhaul işlemi NLG üreticisi tarafından yapılmış ve aşağıda belirtilen “defect” bulunmuştur. Üretici firma overhaul sırasında outer cylinder’in gland nut bağlantı bölgesindeki dişlere oversize tamiri uyguladığı halde; aşağıdaki dokümanda görüldüğü üzere standart dışı gland nut kullanıldığı görülmektedir. Oversize gland nut kullanılmış olsaydı parça numarası 16A1513-2 olması gerekirdi. Atölyede olay sonrası yapılan incelemede outer cylinder Mfr. PN ve SN yer aldığı bölgeye aşağıdaki bilgi notunun yazıldığı tespit edilmiştir: «1/16 O/S GLAND NUT REQ» THY Teknik I/T Atölyesi’nde yapılan overhaul sırasındaki incoming inspection’da çekilen fotoğraf aşağıdaki gibidir: Oversize olan gland nut, sarı renkli olmalıydı. Boeing tarafından sağlanan tüm oversize gland nut’lar sarı renk boyalı olarak gelmektedir. Sarı renk olmalıydı THY Teknik I/T Atölyesi’nde yapılan overhaul sonrasında oversize olan bir gland nut örneği yanda görülmektedir. 2012 yılında yapılan overhaul sırasında NLG üreticisi firma tarafından takılan gland nut, korozyon tespit edilmesi nedeniyle sökülmüş ve yerine standart (oversize olmayan) gland nut takılmıştır. 2012 yılındaki son overhaul sonrasında, NLG 2013 yılında da 3 ayrı operatörde toplam 1214 cycle uçmuştur. Son operatörden kira dönüşü gelen NLG’de hidrolik kaçak indikasyonu görüldüğü için dinamik ve statik seal’ler değiştirilmiş ve testleri yapılmıştır. Seal değişimi sonrası CMM’e göre gerekli tüm testler (hidrolik kaçak testi dâhil olmak üzere) yapılmış ve testlerden başarıyla geçmiştir. Gland nut, inner cylinder üzerindeki tüm seal grubunu outer cylinder içerisinde tutmaya yarayan parçadır. Açıldığı anda outer ve inner cylinder birbirinden ayrılır. Tespit edilen hidrolik kaçağı sonrasında gland nut sökülerek, seal’ler değiştirilmiş ve aynı gland nut tekrar monte edilmiştir. CMM prosedürü gereği montaj yapılırken, gland nut torklandık- tan sonra üzerindeki emniyetler kanallara denk gelecek şekilde gevşetilmektedir. Bu işlem birbiriyle uyumlu işlenmiş gland nut ve outer cylinder arasında sorun oluşturmaz; ancak outer cylinder oversize işlenmişken, standart gland nut kullanıldığı zaman dişler arasında boşluk oluşturmaktadır. İlk uçuş sonrası iniş yapıldığı sırada oluşan kuvvetin etkisiyle outer cylinder ile gland nut dişler arasındaki boşluk, gland nut’ın açılarak yerinden çıkmasına neden olmuştur. Gland nut, inner cylinder’in alt tarafına çarpmış, boşta kalan outer cylinder gland nut üzerine oturmuş, outer ve inner cylinder iç içe geçmiştir; bu sırada bazı sealler gland nut ve outer cylinder arasında sıkıştığı için steering esnasında parçalanmış ve oluşan kuvvet nedeni ile outer cylinder üzerinde iz oluşturarak çepeçevre hasarlamıştır. DFDR kayıtları incelenmesi sonucunda herhangi bir “hard landing” durumu olmadığı gözlemlenmiştir. Section III Maintenance System Failure Section IV - Contributing Factor Checklist F.13 Individual Factors-Situation Awareness Inspection sırasında NLG üzerinde oversize işlemi gördüğünü ifade eden yazı görülememiştir. C.7. Aircraft Design/Configuration/Parts-Not Used Oversize gland nut sarı renkli olması gerekliydi, oysa NLG üreticisinin kullandığı gland nut bunu belirtecek şekilde boyalı değildi. Bu nedenle 2012 yılında yapılan overhaul sırasında 162A1513-1 standart gland nut kullanılmıştır. (162A1513-2 oversize gland nut kullanılmış olsaydı, outer cylinder oversize ölçülere göre işlenmediği için, montajı yapılamayacaktı.) 3.Why 2.Why C.5. Aircraft Design/Configuration/ Parts-Parts/Equipment Incorrectly Labeled 1-) 2001 yılında NLG üretici firması tesislerinde yapılan “overhaul” işlemi sırasında, Boeing’in ürettiği oversize gland nut ölçüsüne göre outer cylinder dişleri işlenmemiş, outer cylinder diş ölçüsüne göre gland nut imal edilmiştir. Gland nut üzerinde yapılan işlemi gösteren sarı renkli markalama yoktur. 2-) Oversize yazısı outer cylinder üzerine yazılması gerekirken NLG’de P/N ve S/N yer aldığı yere yazılmıştır. 1.b - Installation failureWrong material/equip./ part installed 162A1513-1 Gland nut kullanılmıştır. 1.Why Section II Event 2.Aircraft Damage EVENT 25 26 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası "Önce İNSAN!" “Türkiye, iş kazaları ve ölümlerde kötü karneye sahip ülkelerden birisi… THY Teknik A.Ş. gibi bu konuda kurumsal bir bilinç oluşturmayı başaran sorumluluk sahibi kuruluşlardan başlayarak, ülke genelinde iş sağlığı ve güvenliğini artırıcı önlemlerin alınmasını sağlamak hepimizin görevi.” İ ş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) konusu, M.Ö. 370’de Hipokrat’ın, kurşunun zararlarını ortaya koyması ile başlayan; 16. yüzyılda İtalya’da; 18. ve 19. yüzyılda Almanya, İsviçre, Fransa ve ABD’de iş sağlığı güvenliği ile ilgili kanunlar çıkarılması ile devam eden bir süreç. 1919 yılında kısa adı ILO olan Uluslararası Çalışma Örgütü’nün kurulması ile bu süreç uluslararası boyuta taşınmış; devamında 1946 yılında Birleşmiş Milletler çatısı altına alınarak çalışmaların etkinliği artırılmıştır. ILO’nun, işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında kabul ettiği sözleşme ve tavsiyelerde bulunan 5 temel ilkesi: •ÖNLEME•KORUMA•UYARLAMA•GELİŞTİRME•HAFİFLETME Ülkemizde ise Cumhuriyet kurulmadan önce çalışma kuralları ile ilgili bazı nizamnameler çıkarılmış; Cumhuriyetin kurulması ile 1964’te Sosyal Sigortalar Kanunu, 1971’de 1475 sayılı İş Kanunu uygulamaya konulmuştur. AB uyum çalışmaları sonucunda 2003’te yayınlanan 4857 sayılı Yeni İş Kanunu’nu takiben 2008 yılında yayınlanan 5510/5754 sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu ve 30.06.2012 tarihinde İş Sağılığı ve Güvenliği Kanunu ile bu kanunlara istinaden çıkarılan tüzük, yönetmelik ve tebliğler ile çalışma hayatı kontrol altına alınmıştır. Günümüzde, “İş Sağlığı ve Güvenliği” uygulamalarında, riskleri tespit ederek proaktif önlemlerle öncelikle yerinde yok etmek; yok edilemiyorsa etki şiddetini ve süresini azaltmak ya da maruz kalanların sayısını azaltmak şeklinde çalışmalar yapılmaktadır. Yapılan araştırmalara göre meydana gelen iş kazalarının %98’i “önlenebilir” ve bunların %50'si ise “kolaylıkla önlenebilir” nitelikteki iş kazalarıdır. Yüksek iş güvenliği kültürüne sahip olan işyerleri, kazaların önlenmesi konularında proaktif davranarak, yatırımlar yaparak, çalışanlarının motivasyonunu en üst seviyeye çıkartarak kaza ve kayıp günleri önlemekte, iş gücü verimliliğini arttırmaktadır. İşyerlerinde iş sağlığı güvenliğini yönetmek; en üst yöneticiden başlayarak, çalışanın kendisi ve beraber çalıştığı kişilerin sağlık ve güvenliğinden sorumlu olabilmektir. Bu kültürün yerleştiği, sorumlulukların belirlendiği, herkesin iş güvenliğini içselleştirdiği işyerlerinde, iş kazası ve meslek hastalıkları ile kayıplar en alt seviyeye inecektir. 2012 yılında Türkiye’de 74 bin 871 iş kazası, 395 meslek hastalığı meydana gelmiş; bunun sonucunda 745 kişi hayatını kaybetmiş ve yaklaşık 1 milyon 650 bin işgünü kaybı gerçekleşmiştir. Bu istatistikî bilgiler, sadece SGK’ya bildirimi yapılan resmi verilerdir. Maalesef bu verilerle bile iş kazaları ve ölümlerde dünyada en kötü ülkeler arasındayız; bu kötü durumdan kurtulmak için hepimize büyük görevler düşmektedir. THY Teknik A.Ş.’de Bilinç Artıyor THY Teknik A.Ş.’ye gelirsek; İş Sağlığı Güvenliği (İSG) politikamızda da belirttiğimiz gibi “Önce insan” ve “Hiçbir iş, insanın can güvenliğini tehlikeye atacak kadar acil ve önemli değildir,” düsturundan hareketle tüm paydaşlar ve çalışanlar olarak durumun farkındayız. Şirketimizin kurulduğu 2006 yılından beri her ay, İş Sağlığı Güvenliği kurul toplantıları yapılmakta ve kurulda alınan tüm kararlar, yönetimin de desteği ile uygulanmaktadır. Şirket politikamız ve OHSAS 18001 belgemiz gereğince, her 6 ayda bir tüm yönetime “iş kazaları, nedenleri ve önleme aksiyonları” hakkında sunum yapılmaktadır. 2010 yılında atölye ve hangarlarda İSG bölge sorumluları tespit edilip, riskler anında değerlendirilerek önlem alınma çalışmaları başlamış ve periyodik bölge sorumluları toplantıları ile sonuçlar değerlendirilmektedir. Şirketimizde, “olay raporlama” ve “öneri sistemi” uygulanmakta ve tüm çalışanlar gördükleri tehlike, risk ve “ramak kala” olayları raporlayabilmektedir. Yapılan işe uygun Kişisel Koruyucu Donanımlar (KKD) tanımlı hale getirilmiş, takımhanelerde mankenler üzerinde üç boyutlu olarak sunulmaktadır. Tesisimizdeki İSG uygulamaları ile ilgili olarak çalışanlarımızın rol aldığı bir film yaptırılmış; oryantasyon çalışmalarında ve dışarıdan gelen ziyaretçilerimize bu film gösterilerek konunun daha iyi anlaşılması sağlanmaktadır. Tüm çalışanlara her yıl tam kan ve idrar testi yapılmakta, akciğer grafisi çekilmektedir. Çalışılan birimlerdeki maruz kalınan risklere göre “odyometrik test” ile kanda ağır metal ve hepatite yönelik kontroller yapılmaktadır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB), iş kazalarını önlemek, işyerlerindeki çalışma şartlarını düzenlemek ve iş kayıplarını en aza indirebilmek amacıyla, 1987 yılından bu yana 4-10 Mayıs tarihleri arasındaki haftayı “İş Sağlığı Güvenliği Haftası” olarak kutlamaktadır. 2001 yılından itibaren ise üç yılda bir Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Bölge Konferansı şeklinde düzenlenmektedir. İSG haftalarında çeşitli bilimsel konferanslar ve oturumlar yapılmakta, katılımcılara fikir alışverişlerinde bulunma imkânı sağlanmaktadır. Bu yıl, 5-7 Mayıs 2014 tarihleri arasında İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde “7. Uluslararası İş Sağlığı Güvenliği Konferansı” gerçekleştirilecek. ÇSGB tarafından ana başlığı, “İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliğinin Geliştirilmesi” olarak açıklanan konferansta, başta İSG politikaları ve risk analizleri olmak üzere iş kazaları, meslek hastalıkları, iş hukuku, İSG eğitim ve uygulamalarının da aralarında olduğu 50’den fazla alt başlık ele alınacak. Öncü kimliği ile bugüne kadar iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yapılan birçok etkinlik ve organizasyonda yer alan THY Teknik A.Ş.’nin bu konuda yaptığı çalışmalar ve tutumu katıldığı tüm etkinliklerde ilgi uyandırıyor. 2007 yılında Harbiye Askeri Müzesi’nde yapılan 21. İSG Haftası Fuarı’na stant açarak katılmış; gerek standımız gerekse dağıttığımız iş sağlığı güvenliği kitapçıklarımızla başta ÇSGB yetkilileri olmak üzere katılımcılar ve ziyaretçilerden övgüler almıştık. 2008 yılında Ankara’da gerçekleştirilen 22. İSG Haftası’na; 8-10 Mayıs 2009 tarihleri arasında Bursa’da yapılan 23. İSG Haftası’na; 4 Mayıs 2010 tarihinde Konya’da yapılan 24. İSG Haftası’na katılarak bu konulara olan ilgimizi ortaya koyduk. 11-15 Eylül 2011 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen 19. Uluslararası İş Sağlığı Güvenliği Kongresi’nde ise ÇSGB, THY Teknik A.Ş.’yi “İyi Uygulama Örneği” olarak teknik gezi kapsamına aldı; biz de ulusal ve uluslararası kongre katılımcılarını kurumumuzda ağırladık. Bu yıl da 5-7 Mayıs 2014 tarihlerinde yine İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde yapılacak olan 7. Uluslararası İş Sağlığı Güvenliği Konferansı sonrasında THY Teknik A.Ş. uçak bakım hangar ve atölyelerinde katılımcılara yönelik bir teknik gezi planlanmıştır. İş Sağlığı Güvenliği Haftası 27 28 BİLGİ TEKNOLOJİLERİ AĞ GÜVENLİĞİ ve korunma yöntemleri Küresel anlamda, firmaların sürekli gündemlerinde tuttuğu kötü niyetli siber saldırılar hız kesmeden devam ediyor; bu saldırılardan korunmak için geliştirilen yöntemler ne? Peki, siz, işyerinde veya evde kullandığınız bilgisayarınızın güvenliğinden emin misiniz? G ünümüzde bilişim alanındaki en büyük sorunlardan biri ağ güvenliğidir. Büyük şirketler, kurmuş oldukları ağ sistemlerini, kötü niyetli siber saldırılara karşı korumak için neredeyse yaşamsal bir savaş veriyor. Firmalar, ticari anlamda büyük zarar gördükleri bu tür saldırıları maliyet unsuru olarak bütçelerine eklerken; madalyonun öbür yüzünde bu tür sistemleri üreten ve yazılım geliştiren firmalar büyük paralar kazanıyor. Saldırı çeşitleri arttıkça, buna bağlı olarak yeni ağ güvenliği programları ve sistemler gündemimize giriyor. Sadece büyük firmalar değil, kişisel bazdaki kullanıcılar da güvenli bir iletişim arzular; bilgilerinin saklanıp korunduğundan emin olmak için çeşitli programlar ve sistemler satın alırlar. Küresel anlamda büyük bir pazar haline gelen bu güvenlik tehditleri tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz ekonomisine de büyük zararlar vermektedir. Yapılan araştırmalara göre, dünya genelinde şirketlere yapılan saldırıların büyük bölümü (%70 ila %90 arasında) şirket çalışanları tarafından gerçekleştiriliyor. Bu bilgi bilerek ya da bilmeyerek sistemlere verilen zararları kapsıyor. Genelde işinden kötü şekilde ayrılan şirket çalışanı, sistemlere ait bilgiyi başkalarına verebiliyor ya da özellikle sistemleri sa- Bilgisayarınız tehlike altındaysa! Dünya genelinde şirketlere yapılan saldırıların büyük bölümü şirket çalışanları tarafından gerçekleştiriliyor. bote edebiliyor. Kötü niyetli bir kişi, kendi bilgisayarlarına kurduğu “sniffer” adı verilen paket dinleyiciler sayesinde başka kişilerin elektronik postalarını ya da gizli bilgilerini elde edebiliyor. Firma, kötü niyetli saldırılar karşısında her türlü önlemini dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı almışken, içeriden bir kullanıcı kolaylıkla önemli sistemlere erişerek, kritik bilgileri silip değiştirebiliyor; daha da kötüsü rakip bir firmaya verebiliyor. Bunların dışında, bir de yeni öğrendiği “hacker” programını şirket bünyesinde deneyen meraklı kullanıcılar var. Güvenlik için yapılan yatırımlara ve alınan bütün önlemlere rağmen bu saldırılar, her geçen gün artarak devam ediyor. Hatta Amerika’da dünyanın en iyi korunan, “girilmesi imkânsız” olarak tanımlanan Savunma Bakanlığı bilgisayarlarına dahi girilmiş ve çok önemli bilgilere ulaşılmıştır. Tam da bu esnada kişi ve kuruluşlara düşen görev olası saldırı ve bilgi hırsızlığına karşı mümkün olan tedbirleri eksiksiz olarak almak; ilgili sızma olasılıklarını mümkün olduğunca düşürmektir. Bu da doğal olarak, Ağ Güvenliği ve Ağ Güvenliğini Sağlama Yöntemlerini karşımıza çıkarıyor. Güvenli internet için Her bir bilgisayar kullanıcısının güvenli internet kullanımı adına alması gereken önlemleri şu şekilde sıralayabiliriz: • Bilgisayarlarda mutlaka antivirüs-firewall-antispam uygulaması bulundurulmalıdır. • Daha önce iletişime geçilmemiş ve tanınmayan kişi ve kuruluşlar adına gelen mesajlar kesinlikle okunmadan silinmelidir. • Şüphelenilen ve zararlı içerik barındırma ihtimali bulunan internet sayfaları ziyaret edilmemelidir. • Güvenilmeyen kullanıcılardan gelen resim, dosya, vs. hiçbir Güvenlik tedbirleri bir şekilde atlatılmış veya yukarıda bahsedilen konulardan biri veya bir kaçına dikkat edilmediğinden bilgisayara virüs, spam gibi zararlı eklenti bulaştığında ne tür işlemler yapmalıyız? Bu durumda aşağıdaki işlem basamakları sizi bu zararlı içeriklerden kurtaracaktır: •Şirket bünyesinde ise ilgili kişiler bilgilendirilmelidir. Bu kişiler, var olan duruma müdahale edebilecek kişiler olduğu gibi bu durumdan etkilenebilecek kişiler de olabilir. •İşletim sistemi güncellenmeli ve ihtiyaç duyulan işletim sistemi yamaları uygulanmalıdır. •Güncel bir antivirüs programı ile bilgisayar taratılmalıdır; bulunan virüslerin temizlenmesi, temizlenemiyorsa silinmesi, silinemiyorsa karantinaya alınması sağlanmalıdır. •Güvenlik duvarı aktif değilse aktif hale getirilmeli, güncel değilse güncellenmelidir. şekilde kabul edilmemelidir. Öyle ki veri hırsızlıklarının büyük bir kısmı, bir dosya içerisine yazılı kodlar sayesinde yapılmaktadır. • Güvenilirliği hakkında hiçbir şüphe bulunmayan internet sayfaları dışındaki internet adreslerinden herhangi bir dosya indirilmemelidir. • Bilgisayarlarda paylaşıma açık dosya bulundurulmamalıdır. Eğer bu ihtiyaç zorunluysa, bir grubun tamamına değil de sadece ilgili kullanıcıya paylaşım sağlanmalıdır. • Dışardan gelen CD, flash disk vb. taşınabilir medya depolayıcıları mutlaka antivirüs taramasından geçirildikten sonra kullanılmalıdır. • İnternet üzerindeki insanı cezbeden, “1.000.000'uncu şanslı kişisiniz”, “bizden hediye kazandınız”, “Amerika’ya gitme şansı” gibi ekranlara tıklanmamalıdır. • İnternet platformundaki sitelere üye olurken sadece harf veya sadece rakamlardan oluşan şifreler yerine küçük-büyük harf barındıran harf ve rakam ve sembollerden oluşan, “Esd#Rg=x” şeklinde şifreler kullanılmalıdır. • İnternet üzerindeki lisansı olmayan programlar kullanılmamalıdır. • Birden fazla üyelikler için kullanıcı adı ve şifreler farklı olmalıdır. • Bankacılık ile işlemler tamamlandığında mutlaka “Güvenli Çıkış” butonları kullanılarak ilgili ekranlarda çıkış işlemi sağlanmalıdır. Aksi halde askıda kalabilecek oturumunuz bankacılık bilgilerinizin başkalarının eline geçmesine sebep olabilir. • İnternetten indirilen antivirüs (virüsten korunma) ve antispyware (casus yazılımdan korunma) programlarının da birer virüs olma ihtimali unutmamalı; lisanslı ürünler kullanılmalıdır. 29 30 TEKNOLOJİ Teknolojik gelişmeler ve yeni malzemeler, petrol bağımlısı uçakların geleceğine alternatif getiriyor. “Suntoucher” enerjisini güneşten alıyor Samuel Nicz tarafından geliştirilen konsept uçak Suntoucher, iki kişilik ve tamamen güneş enerjisiyle çalışıyor. 100 km/sa ortalama hızla ortalama 400 km uçan bu ekonomik ve çevreci uçak, enerjisini, genişliği 70 metre olan kanat açıklığına yerleştirilen güneş panellerinden alıyor. Airbus’ın elektrikli uçağı “E Fan” Airbus’ın elektrik motoru ile çalışan uçağı E-Fan, bir pilot ve bir yolcu taşıyabiliyor. 60 kilovatlık iki elektrik motoruna sahip olan E-Fan, lityum-iyon pil kullanıyor. Uçuş süresi sadece 1 saat bu yüzden şimdilik eğitim amaçlı kullanılıyor. Cargo Scooter Kaliforniya merkezli küçük bir şirket olan Lit Motors, küçük yükleri taşımaya yönelik elektrikli bir “scooter” tasarladı. Bu yılın sonunda daha güvenli bir sürüş özelliği ile piyasaya sürülmesi beklenen Cargo Scooter’ın yük taşıma kapasitesi binici ağırlığı hariç 90 kg olarak açıklandı. THY SPOR 25 th Turkish Airlines International Interline Chess Tournament Satranç turnuvasının gümüş yılı İstanbul’da Başta hava yolları ve MRO şirketleri olmak üzere dünyadaki tüm havacılık şirketlerinin katılımına açık olan “25. Yıl Uluslararası Hava Yolları Satranç Turnuvası”, bu sene Türk Hava Yolları’nın organizasyonu ile İstanbul’da gerçekleşiyor. 04-11 Mayıs 2014 tarihleri arasında Topkapı-Akgün Otel’de yapılacak olan turnuvaya El Al Airlines, Air France, Cargolux, Swissair, Air Astana, Dubai Emirates, Singapore Airlines, Ukraine International Airlines ve Lufthansa Airlines satranç takımları iştirak edecek. THY’nin ev sahipliğinde İstanbul’u gezip tanıma fırsatı bulacak katılımcılar, program dâhilinde THY Teknik A.Ş. ve THY HABOM A.Ş.'yi de ziyaret edecek. “International Interline Chess Tournament” adıyla her sene başka bir ülkede yapılan turnuva, 1978 yılından bu yana yapılıyor. Türkiye’nin en kapsamlı şirketler arası spor organizasyonu olan Istanbul Corporate Games, bu sene yepyeni branşlarıyla 23-25 Mayıs 2014 tarihleri arasında yapılacak. Son iki yıldır kendi adı ile katıldığı oyunlarda başarılı sonuçlar alan Türk Hava Yolları, bu sene THY Spor olarak yaklaşık 160 sporcu ile oyunlara katılıyor. Istanbul Corporate Games’e katılacak sporcular, THY A.O., THY Teknik A.Ş. ve THY Habom A.Ş.’de çalışanlardan oluşuyor. 2003 yılından bu yana düzenlenen ve en az 15 farklı spor da- lında kurumların yarıştığı Istanbul Corporate Games’in bu seneki sürprizi ise yeni branşlar: Çabuk düşünüp hızlı koşmayı gerektiren “Oryantiring” bunlardan biri. Geçen sene 06-08 Eylül 2013 tarihleri arasında yapılan Istanbul Corporate Games’e THY Spor Kulübü, 159 sporcu/personeliyle 13 farklı spor branşında (Masa Tenisi, Futbol, Bocce, Bowling, Karting, Basketbol, Yüzme, Yelken, Dağ Bisikleti, Koşu, Plaj Voleybolu, Satranç ve Voleybol) katıldı. "Corporate Games Istanbul" başlıyor! THY Spor Kulübü Gündemi Futbol Turnuvası Geçen sene 92 katılımcı ile gerçekleştirilen 80. Yıl Futbol Turnuvası, bu sene “THY Spor 2. Geleneksel Futbol Turnuvası” adı altında 116 takımın katılımı ile gerçekleşiyor. 28 Nisan’da başlayan müsabakalar Sena ve Çiroz halı saha tesislerinde 9 Mayıs’a kadar devam edecek. Voleybol Turnuvası 28 Nisan’da 16 katılımcı takım ile başlayan “THY Spor Kulübü 1. Voleybol Turnuvası”nda heyecan dorukta. THY Teknik Apron sahasında gerçekleştirilecek turnuva 6’lı sistem olarak oynanacak. U13-U14-U15 futbol takımları Vodafone Cup’taydı. Çocuklarımız Antalya Vodafone Cup’ta Danimarka-Kopenhagen takımını yenerek turnuvayı 6. olarak tamamladı. U15 yaş finalinde Bursaspor ve Danimarka Kopenhagen takımı; U13 yaş finalinde ise BJK ve Milan karşı karşıya geldi. 31 32 BİZDEN Son Centilmen! Mustafa Korkut Baytaz Türk Hava Yolları çatısı altında 27. senesini tamamlamak üzere olan Baytaz’ın en büyük tutkusu masa tenisi. Özellikle günümüz şartlarında çok fazla sirkülasyonun olduğu iş hayatında, bütün çalışma hayatını ilk girdiği işyerinde geçirmek pek az kişiye nasip olur. THY Teknik A.Ş. APU (Auxiliary Power Unit-Yardımcı Güç Üniteleri) Atölyesi Şefi Mustafa Korkut Baytaz, işte o şanslı kişilerden... Doğma büyüme İstanbullu olan Baytaz, askere gidip geldikten sonra ilk iş müracaatını Türk Hava Yolları’na yapıyor ve kabul ediliyor. 1987 yılının sonunda girdiği THY çatısı altında 27. senesini tamamlamak üzere olan Baytaz, hem kurumsal kültürle hemhal olmuş örnek bir kişilik, hem de başta masa tenisi olmak üzere bütün spor dallarına ilgi duyan centilmen bir sporcu. 27 yıllık istikrar Üniversiteden Makine Yüksek Mühendisi olarak mezun olduktan sonra askere gittim. Askerliğin bitiminde 1987 yılında ilk iş müracaatını Türk Hava Yolları’na yaptım ve kabul edildim. O günden, bugüne kadar yaklaşık 27 senedir bu kurum çatısı altında çalışıyorum. İlk olarak Yakıt Komponent Atölyesi’nde mühendis olarak çalışmaya başladım. Daha sonra Motor Atölyesi’nde Planlama Şefliği ve Motor Revizyon Atölyesi Müdür Yardımcılığı yaptım. Devam eden yıllarda Tamir ve İç Satınalma Müdürlüğü ve Motor Revizyon Atölyesi Müdürlüğü yaptıktan sonra en son APU Atölyesi Şefi olarak görevlendirildim. Bir şirkette bu kadar uzun süre çalışınca kurum kültürü ister istemez sizi etkiliyor; size de onun bir parçası oluyorsunuz. Kurumun geçirdiği değişime tanıklık ediyor; birlikte gelişiyor, olgunlaşıyorsunuz. Şimdi ben, şirketin eski halini de şimdiki halini de biliyorum. O zamanlar, THY Anonim Ortaklığı’ydı. Zaman içinde gerek filosundaki ve organizasyon yapısındaki değişimleri, gerekse aile olarak büyüyüp gelişmesini bilfiil yaşadım. Bu büyümenin içinde benim de bir katkım olduğunu bilmek beni mutlu ediyor. Bahçede ping-pong! 1961 yılında İstanbul-Levent’te doğdum. Evin arkasındaki boş araziyi futbol sahası yapmıştık. Haliyle bütün günümüz oralarda geçerdi. İlkokulu bitirdiğim yaz, komşumuz, “çocukları tatilde masa tenisi oynasın” diye bir masa almış bahçesine koymuştu; masa tenisine onlarla beraber başladım. Daha sonra Türk Hava Yolları’na girdim. Birkaç ay sonra atölyenin bir tanesinde bir masa tenisi turnuvasının yapıldığını gördüm; derken kendimi turnuvalarda buldum. 90’lı yılların başında iki arkadaşımla birlikte THY Masa Tenisi Takımı’nı kurduk ve o gün, bu gündür İstanbul Kurumlar Arası Masa Tenisi Ligi’nde oynuyoruz. İki kere İstanbul Corporate Games’e katıldım; ikisinde de 50 yaş üstünde birinci oldum. Bu sene kısmetse şirketler arası dünya şampiyonasına katılacağım. Uluslararası müsabakalarda yarışan sporcuların çoğunun profesyonel geçmişleri var. Haliyle onların tecrübesiyle, benim tecrübem arasında epey bir saat farkı var. Bu yüzden formumu korumak için, haftada en az üç kez masa tenisi oynarım. Ayrıca şunu söylemek istiyorum: Sporcu ruhunda centilmenlik vardır. Gerçek bir amatör, bu sporcu ruhu gereği karşılıklı saygı ve sevgiye önem veren, hak ve hukuka riayet eden bir centilmen olmalıdır. SAĞLIK REHBERİ DİKKAT! “Gizli kalp” Normalde kalp kasını besleyen koroner damarlarda kan akımının azalmasına yol açan darlık söz konusu olduğunda, çoğunlukla kişilerde “efor” sırasında; göğüs ağrısı, göğüste yanma, baskı veya sıkışma hissi, mide ile sol kol ağrısı ortaya çıkıyor ya da bu şikayetler artıyor. Bu belirtilerin oluşması hastalar için bir şans; çünkü bu durumda hasta kalp krizi geçirdiğini anlıyor ve en yakın sağlık kuruluşuna başvuruyor. Ancak kalp hastalarının yüzde 10-20’si, gizli kalp hastalığı riski ile karşı karşıya. Gizli kalp hastalığında, kalp kasını besleyen damarda tıkanıklık olmasına rağmen bu belirtiler ortaya çıkmıyor. Bunun sonucunda da kalp krizindeki hasarın büyüklüğüne bağlı olarak kalp yetersizliği veya ani ölüm gelişebiliyor. Kardiyoloji Uzmanı Dr. Murat Şener, hastalığın sadece bazı kardiyoloji testler sonucunda ortaya çıkabileceğine dikkat çekerek, dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıraladı: Uzman Dr. Murat Şener Ailede kalp hastalığı varsa, dikkat! Gizli kalp hastalığına bağlı ani ölümlerin önüne geçebilmenin tek yolu, “kardiyak check-up” yaptırmaktır. Erken yaşlarda yapılan check-up’lar sayesinde gizli kalp hastalığına bağlı ani ölümlerin önüne geçilebilir. Ailesinde kalp hastalığı olanların 20 yaşından itibaren kardiyak check-up yaptırmaları, gizli kalp hastalığı teşhisinin daha erken konulmasını sağlıyor. Özellikle diyabetli hastaları tehdit ediyor Gizli kalp hastalığı, en sık diyabet hastalarında ortaya çıkıyor. Bunun nedeni ise diyabet hastalarında sinir uçlarında tahribata bağlı his kaybı olması. Damar tıkanıklığı sonucu oluşan ağrı, hastalar tarafından hissedilmiyor. Bu yüzden diyabet hastalarının yılda bir kez kalple ilgili kontrolden geçmeleri yaşamsal önem taşıyor. Erken tanı yaşam kurtarıyor Gizli kalp hastalarının hayatları erken teşhis sayesinde kurtulabiliyor. Hastalık ilk olarak elektrokardiyografi, daha sonra ekokardiyografi, ritim holteri ve efor testi; en sonunda da kalp anjiyosu ile teşhis ediliyor. Bu hastalığın tedavisinde ise hemen her kalp hastalıklarında olduğu gibi balon ve stent işlemi, by-pass veya ilaç tedavisine başvuruluyor. 33 GEÇEN SAYININ CEVABI: TRANSATLANTİK 34 BULMACA Geçen sayının talihlileri Kamuran ÇETİNBAŞ, Merve GÖK, Hamiye BOLAT, Erhan ÜLKER ve Mahir AYAZ 100 TL tutarında TEKNOSA hediye çeki kazandı. Anahtar kelimeyi 24 Mayıs 2014 tarihine kadar [email protected] adresine gönderen beş kişi, yapılacak çekilişle 100’er TL tutarında TEKNOSA hediye çeki kazanacak. ANAHTAR KELİME: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
© Copyright 2024 Paperzz