Toprak altında acı bırakmadık Karaman Ermenek’teki maden ocağında yürütülen arama kurtarma çalışmalarının 38. gününde toprak altında mahsur kalan 18 işçinin tamamına dün itibarıyla ulaşıldı… Madenden çıkarılan son işçinin cenazesi de ocağın girişinde ambulansa alınarak Ermenek Devlet Hastanesine götürüldü. İşçilerin kimlikleri DNA testinden sonra belli olacak. Böylece, 28 Ekim'de Ermenek'teki kömür ocağında meydana gelen su baskını nedeniyle mahsur kalan 18 işçinin tamamına, 38 gün süren çalışmalar sonunda ulaşılmış oldu. ‘BARAJ’A Fiyatı 25 Kr www.yedigungazetesi.com 5 Aralık 2014 Cuma giren-çıkan! Türk siyaseti seçimde uygulanan yüzde 10 barajına ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın sözlerine kilitlendi. Konuyla ilgili son değerlendirmelerden bazıları şöyle… ‘MANİDAR’ ANLAMSIZ 64. olabildik Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün 2014 yılı raporunda, yolsuzluğun en az görüldüğü ülkeler sıralamasında Danirmarka, Yeni Zelanda ve Finlandiya zirvede yer aldı. Listede Almanya 79 puanla 12'nci, İngiltere 78 puanla 14'üncü, Amerika 74 puanla 17'nci, Fransa 69 puanla 26'ncı, Türkiye 45 puanla 64'üncü, Yunanistan 43 puanla 69'uncu ve İran 27 puanla 136'ncı sırada yer aldı. HABERİ 12. SAYFADA VİYANA’DA MUTLU GÜN Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'na Avusturya Ekonomi Odası (WKÖ) Altın Ödülü verildi. Hisarcıklıoğlu, yaptığı konuşmada, “Taşımacılığın önündeki engellerin kaldırılması konusunda destek bekliyoruz… AB ülkeleri tarafından tırlarımıza kota konulmaktadır. Bu durum, hem AB'nin ruhu olan serbest ticaret ilkesine hem de AB'nin hukuki temeli Gümrük Birliği'ne açıkça aykırıdır” dedi. HABERİ 12. SAYFADA 8. Sayfada Enflasyona petrol dopingi M.Nuri Parmaksız Petrol fiyatlarında son dönemde gözlenen sert düşüşün enflasyona katkısı kasım ayında etkili bir şekilde görüldü. Bencileyin Sözler 8. Sayfada Fehmi Koru Zoru başaranlara takdirlerimi sunarım 8. Sayfada Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış 9. Sayfada www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, “Bakmayın siz bunların çıkıp sahnede kavga ettiği görüntüsüne… Bana göre AYM Başkanı, bunlara yardım etmek için gündem değiştiriyor. Baraj her an kalkmalı" dedi. Genç, AYM’nin hak ihlaline neden olan yüzde 10 seçim barajı ile ilgili yasa maddesini resen iptal edebileceğini söyledi. Genç, Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’yu d eleştirdi. TARTIŞILIR ‘ÇOK ZOR’ Hisarcıklıoğlu’na Kültürel Boyut TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, seçim barajı tartışmalarına ilişkin, “Tamamen yetkisiz ve yok hükmünde bir işlemdir. Yapacaklarını sanmam” dedi. Kuzu, “Açıklama sonrasında tepkimizi çok açık, net ve sert bir şekilde verdik. Kılıç sonradan yaptığı açıklamada ‘böyle bir şey demedim çalışma devam ediyor’ deyince artık tartışmanın bir anlamı kalmadı” diye konuştu. YETKİSİZ ELEŞTİRDİ “Anayasa Mahkemesi'nin yüzde 10 seçim barajı ile ilgili bireysel başvuruyu gündemine aldığı ve 3 hafta içinde karara bağlayacağı” tartışılırken, AA’ya açıklamalarda bulunan TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, “Mahkeme, bu bireysel başvuruyu gündemine dahi almadan reddetmesi gerekirdi. AYM, Meclis'in daha önce reddettiği bir yetkiyi kullanamaz” dedi. Bedelli askerlikle ilgili değerlendirmelerde bulunan Milli Savunma Bakanı Yılmaz, bedelli askerlikten bakaya ve asker kaçaklarının da yararlanabileceğini bildirdi. HABERİ 12. SAYFADA Hayrettin İvgin Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, bir televizyon kanalında soruları yanıtlarken, “(Seçim barajına ilişkin başvurular) Sayın Anayasa Mahkemesi Başkanının geçmiş davranışlarına baktığınız zaman, özellikle parti kapatma konusunda demokrat bir tavır sergilediğini biliyoruz. Fakat burada, hele seçime çok az bir süre kala böyle bir başvuruların gündeme alınmış olması da manidardır” dedi. Kasım da aylık olarak fiyatları en çok düşen grup, petrol fiyatlarındaki gerilemenin yansımasıyla yüzde 1,79 ile ulaştırma oldu. Ulaştırma fiyatlarındaki gerilemenin enflasyona 0,29 puanlık düşürücü etkisi oldu. HABERİ 12. SAYFADA ’ü ’dan takip edebilirsiniz Gazetemizi https://www. .com/YediGün-Gazetesi CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Hamzaçebi, baraj tartışmalarıyla ilgili olarak “Anayasa Mahkemesi, seçim barajı konusunda ‘hak ihlali’ kararı vermesi durumunda Meclis'e düşen görev yüzde 10’luk seçim barajını makul bir seviyeye düşürmektir. Aksi halde yapılacak seçimin meşruiyeti yıllarca tartışılır” dedi. MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, “Anayasa Mahkemesi'nin yüzde 10 barajıyla ilgili hak ihlali kararı vermesi durumunda, bunun 2015 seçimlerinde uygulanması çok zor” dedi. Yeniçeri, seçim barajı konusunun, temsilde adalet, yönetimde istikrar ilkesini dengede tutacak bir yaklaşımla sorunun yeniden irdelenmesinde yarar olduğunu söyledi. IRAK’TA ANLAŞMA Türkiye’de sevinç Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Bağdat ile Erbil arasında 550 bin varillik bir uzlaşı noktası oluştu. Türkiye'nin sözleşmeleri çerçevesinde bu Gazetemizi https://www. noktaya gelinmiş olması hem Türkiye hem Irak açısından sevindirici bir durum” dedi. HABERİ 12. SAYFADA /yedigun.gazetesi 2Ertuğrul Fırkateyni ile ilgili filmde Türk ve Japon sanatçılar rol alacak SINEMA TV / MAGAZIN 5 Aralık 2014 Cuma Japonya'nın Ankara Büyükelçisi Yutaka Yokoi, Ertuğrul Fırkateyni için Türkiye ve Japonya'nın ortak bir film projesi olduğunu ve gelecek yıl sonbahar ayında bitmesi beklenen filmde, Türk ve Japon sinemasından ünlü isimlerin rol alacağını bildirdi. TRABZON - Çeşitli ziyaretlerde bulunmak için Trabzon'a gelen Büyükelçi Yokoi, Vali Abdil Celil Öz'ü makamında ziyaret etti. Yokoi, burada yaptığı konuşmada, Trabzon'da bulunmaktan mutluluk duyduğunu söyledi. Trabzon'un tarihi açıdan önemli bir şehir olduğunu belirten Yokoi, "Ülkelerimiz arasında bir yıl içinde üst düzeyde önemli ziyaretler yapıldı. Bir yıl içerisinde çok sayıda misafirler gidiş geliş yaptı. Trabzon şehri aslında Japonya'da Ankara'dan daha ünlü ve daha çok biliniyor. Çünkü Trabzon tarihi İpekyolu'nun noktasında ve Karadeniz'in önemli bir şehri olarak biliniyor" dedi. Yokoi, Japonya hükümetinin Trabzon şehrini çok önemsediğini ifade ederek, "İstanbul, Pamukkale ve Kapadokya gibi yerlere gelen Japon turistlerin Karadeniz'e ve Trabzon'a gelmesini istiyoruz. Aynı şekilde Karadenizlilerin de Japonya'yı ziyaret etmesini bekliyoruz" dedi. Ertuğrul Fırkateyni için iki ülkenin ortak bir film projesi olduğunu dile getiren Yokoi, gelecek yıl sonbahar ayında bitmesi beklenen filmde Türk ve Japon sinemasından ünlü isimlerin rol alacağını da vurguladı. Vali Öz de Türkiye ve Japonya ilişkilerinin hem siyasi hem de ekonomik açıdan oldukça eskilere dayandığını işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu ilişkiler özellikle son yıllarda hızla TRartmakta. Bizim açımızdan duygusallığı olan Ertuğrul Fırkateyni olayı başta olmak üzere, 19. yüzyılla başlayan ve daha öncesine dayanan bu ilişkiler Cumhuriyet'in kurulmasıyla tekrar büyükelçilikler seviyesinde devam etmektedir. Son yıllarda stratejik ortaklık belgesine çıkan ikili ilişkiler, yapılan karşılıklı ziyaretler ve uluslararası diyaloglarla daha da gelişmektedir." (AA) Uçan Süpürge Film Festivali'nin teması “18 yaş” olarak belirlendi Uçan Süpürge Film Festivali'nin gelecek yıl 18'incisi düzenlenecek olması nedeniyle teması "18 yaş" belirlenerek, festival komitesi 18-24 yaş gençlerden oluşturuldu. ANKARA - Festivalin ilk "genç başkanı" seçilen oyuncu Damla Sönmez, Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneğinde gerçekleştirilen basın toplantısında, 18'inci yaşın önemini vurgulayarak, "Bu yıl gençlerin ve hep genç kalanların festivali olsun istedik. Bu düşünceyle temamızı 18 olarak belirledik ve dedik ki: tek 18, çok 18, hiç 18, hep 18!" dedi. Türkiye'nin genç nüfusuna ve gençlerin sorunlarına dikkati çeken Sönmez, çocukluklarını yaşamadan evlendirilen çocuk gelinleri de hatırlattı. Türkiye'de çocukluğunu yaşayamamış nice "hiç 18'ler" olduğuna değinen Sönmez, festivalde 18 yaşın Vizyona yeni girecek filmler "Kesik" "Duvara Karşı" filmiyle başlattığı, "Aşk, Ölüm ve Şeytan" üçlemesini "Yaşamın Kıyısında" filmiyle devam ettiren Fatih Akın, sekiz yıllık aranın ardından "Kesik" adlı filmle üçlemeyi tamamladı. Oyuncu kadrosunda Tahar Rahim, Simon Abkarian, Makram J. Khoury, Hindi Zahra, Kevork Malikyan, Bartu Küçükçağlayan, Trine Dyrholm, Moritz Bleibtreu, Arsinee Khanjian, Akin Gazi ve Arevik Martirossian'ın yer aldığı filmin Venedik prömiyeri, ağustos ayında gerçekleştirildi. 05:53 İstiklal Marşı ve Günün 05:55 Sarayın İncisi 07:00 Sabah Haber 08:15 Böyle Bitmesin 10:20 1'de Bugün 10:35 Beni Böyle Sev 13:00 Haber 13:15 Spor 13:18 Hava Durumu 13:25 1Çorba 13:30 Küçük Hanımefendi 15:00 1'de Bugün 15:15 Joker 16:45 Zengin Kız Fakir Oğlan 19:00 Ana Haber Bülteni 19:45 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Yabancı Sinema "Neşeli Ayaklar" 21:50 Beni Böyle Sev 00:05 Joker 01:45 Yedi Güzel Adam 03:25 Yoldaki Haber 07:00 Selena 10:00 Müge Anlı İle Tatlı Sert 13:00 Çocuklar Duymasın 14:50 Alemin Kıralı 16:30 Zahide ile Yetiş Hayata 18:55 Atv Ana Haber 20:00 Diğer Yarım 23:15 HAWAII FIVE 12 00:00 Hawaii Five 02:45 Sınırların Ötesinde 20:30 MEDCEZİR Yaman dans etmek için Mira’nın elini tuttuğunda bu eli bir daha bırakmamaya kararlıdır. Mira da kendini Yaman'a emanet eder. Mira ve Yaman’ın tekrar bir araya gelmesi arkadaş grubunda da neşeyle karşılanır. Bu birleşme Nadir Baktıroğlu’nun da gözünden kaçmaz. Kenan’ı da yanına çekerek Yaman’ı çembere almaya başlayan Nadir, Orkun ve Yaman arasındaki gizli hesaplaşmayı da kendi yararına kullanmak için ilk adımı atar. Kenan, Sude’ye olan aşkını kanıtlamak için Sedef’in karşısına çıkar. Bu yüzleşme sonucu Sedef’in içinde yeşeren şüphe Sude’ye ulaşır. anlamının sorgulanacağını belirterek, "Bunlar bizim aklımıza gelenler. Peki ya sizin 18'iniz ne? Gelin bu festivalde hep birlikte bu sorunun 18'in hallerinin peşine düşelim" çağrısında bulundu. Sönmez, 2010 yılında festivalin "Genç Cadı" ödülünü aldığını anımsatarak, o günden beri daha bilinçli takip ettiği festivalin kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği konularında farkındalık oluşturduğunu söyledi. Festivalin daha geniş kitlelere ulaştırılması için çabalamak gerektiğini vurgulayan Sönmez, özellikle Gezi Parkı olaylarından sonra gençlerin alternatif kaynaklara yöneldiğini, Uçan Süpürge'nin de bu bakımdan önem taşıdığını belirtti. (AA) Sesime Gel" Hüseyin Karabey'in yönettiği filmde Feride Gezer, Melek Ülger, Tuncay Akdemir ve Muhsin Tokçu rol alıyor. Dram türündeki filmin konusu şöyle: "60 yaşındaki Berfe ve 8 yaşındaki torunu Jiyan'ın yaşadığı köyün bütün erkekleri silah sakladıkları iddiasıyla bir jandarma baskını sonucu tutuklanır. Berfe'nin oğlu, Jiyan'ın babası Temo da tutuklananlar arasındadır. Fakat önemli bir sorun vardır; ortada silah yoktur, en azından onların bildiği bir yerde yoktur. Büyüyen bir çaresizlik içerisinde Berfe ve Jiyan bir silah bulmak ve karşılığında Temo'yu kurtarmak için yollara düşmeye karar verirler." 07:00 HER SABAH 08:45 2.SAYFA 10:30 HAFTANIN ANNESİ 11:45 DÜNYAYI GEZİYORUM 12:30 ERKAN AKKUŞ İLE ÖĞLE HABERLERİ 12:50 FATMAGÜL'ÜN SUÇU NE? 15:00 SONGÜL KARLI İLE YENİDEN 16:45 HAFTANIN ANNESİ 18:15 EKİN OLCAYTO İLE ANA 19:30 SPOR BÜLTENİ 19:45 YABANCI SİNEMA BANKA İŞİ 22:15 YABANCI DARBE 00:00 THE WALKING DEAD 00:50 YABANCI SİNEMA 02:40 YABANCI SİNEMA DARBE-TEKRAR 04:30 DÜNYAYI GEZİYORUM 05:30 FATMAGÜL'ÜN SUÇU NE 05:40 Dila Hanım 07:00 Aşkın Bedeli 07:45 Deniz Yıldızı 09:00 Beni Affet 10:00 Melek 12:00 En Güzel Bölüm 12:30 Aşkın Bedeli 14:30 Benim Kuaförüm 16:00 En Güzel Bölüm 16:30 Beni Affet 18:30 Star Haber 20:30 medcezir 23:30 Yerli Dizi 01:20 Kim O! 21:30 TERMİNATÖR 4 KURTULUŞ Orjinal İsmi:Terminator: Salvation Yönetmen:Mcg Oyuncular:Christian Bale, Sam Worthington, Anton Yelchin Yapım Yılı:2009 Tür:Aksiyon/Bilim Kurgu Yıl 2018. Kıyamet Günü meydana gelmiş ve yaşanması olası görülen olaylar yaşanmıştır. Düşünüleceği üzere makineler kontrol mekanizması olarak sistemi ele geçirmişlerdir. Arda kalan bir grup insan Skynet ile ordularına karşı direniştedirler. Bu durumu örgütleyen John Connor, bu savaşı kazanacağından emindir. Ancak bir anda beliren Marcus Wright adındaki bir kişi, onun bu emin olma halini kökünden sarsmaya hazırdır. Scarlett, evlendi PHILIPSBURG - Amerikalı oyuncu Scarlett Johansson'ın, gazeteci nişanlısı Romain Dauriac ile iki ay önce evlendiği ortaya çıktı. Montana eyaletindeki Granite Belediyesi çalışanı Carol Bohrnsen, çiftin 1 Ekim'de Philipsburg kasabasında düzenlenen törenle evlendiğini açıkladı. Eylül 2013'te nişanlanan çiftin Rose adını verdikleri kızları, 5 Eylül'te dünyaya gelmişti. Oyunculuk kariyerine 1994'te "North" filmi ile başlayan Johansson, 1998 yılında Robert Redford ve Kristin Scott Thomas ile kamera karşısına geçtiği "The Horse Whisperer" filmiyle dünya çapında ün kazanmıştı. Johansson, 2003 yılında "Lost in Translation" filmindeki performansıyla İngiliz Sinema ve Televizyon Sanatları Akademisi (BAFTA) tarafından En İyi Kadın Ödülü'ne layık görülmüştü. Ünlü oyuncu, son olarak Luc Besson'un "Lucy" adlı filminde oynamıştı. (AA) "Çakallarla Dans 3: Sıfır Sıkıntı" Murat Şeker'in yönettiği, Şevket Çoruh, Murat Akkoyunlu, Timur Acar, Ceyhun Yılmaz, İlker Ayrık ve Gürkan Uygun'un oynadığı "Çakallarla Dans 3: Sıfır Sıkıntı" komedi meraklılarının ilgisini çekmeye aday. "Çakallarla Dans" serisinin 3. yapımı olan filmde, arkadaşlarının mutluluğu için her türlü yola başvuran "çakallar"ın; aksiyon ve komedi dolu maceraları izlenebilecek. 00:00 Oynat Bakalım 01:00 Batman Dönüyor (Tekrar) 03:00 Aramızda Kalsın 04:45 Oynat Bakalım 05:45 Söyle Söyleyebilirsen 07:30 Batman (Tekrar) 08:10 Batman 09:05 Duck Dodgers (Tekrar) 09:30 Duck Dodgers 10:00 Aramızda Kalsın 13:00 Çok Güzel Hareketler Bunlar 14:30 Batman Daima 17:15 Ben Bruce Lee'yim 19:45 Uçan Kılıçlar 06:00 Geniş Aile 06:45 Günaydın 09:30 Alın Yazım 11:00 Özledim Seni 13:00 Gün Arası 13:30 Çok Güzel Hareketler Bunlar 15:00 Evim Şahane 17:00 Arka Sokaklar 18:50 Koca Kafalar 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Arka Sokaklar 02,00 Büyük Hesaplaşma 00:30 HAWAİİ FİVE Hawaii Five-O CBS’de 19681980 yılları arasında 12 sezon yayınlanan polisiye dizisinin yeni versiyonu. 12 sene önceki diziyle aynı adı taşıyan dizinin yapımcıları Fringe dizisininde yapımcıları olan Alex Kurtzman ve Roberto Orci. Dizinin kadrosunda ise Lost‘tan tanıdığımız Daniel Dae Kim (Jin Kwon) var. Ayrıca 1 sezon yayınlanan Moonlight dizinin yakışıklı vampirini canlandıran Alex O’Loughlin,Scott Caan ve Grace Park’da dizinin kadrosuna dahil. Dizinin konusu önceki versiyonunda olduğu gibi sadece valiye hesap veren hawaii eyalet polisini ele alıyor. 5 Aralık 2014 Cuma Muğla'nın büyükşehir olması ve kaçak yapılarla mücadelenin İl Özel İdaresinden Marmaris Belediyesinin tasarrufuna geçmesinin ardından yaz aylarında binlerce tatilcinin ziyaret ettiği turistik mahallelerdeki kaçak yapıların yıkımının gündeme gelmesi, bölgede yaşayanlarda tedirginliğe neden oldu. 3 bin 500 kaçak yapı yıkılacak Ermenek’te işçilere ulaşmak için 12 bin 500 ton su boşaltıldı ERMENEK - Ermenek'teki maden ocağında işçilerin mahsur kalmasının ardından 600 personelin yanı sıra 2 uçak, 3 helikopter, 1 AFAD Mobil Koordinasyon Merkezi'nin de içinde bulunduğu 120'den fazla araçla AFAD koordinasyonundaki çalışmalar aralıksız sürüyor. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, 28 Ekim'de öğle saatlerinde Ermenek'teki özel bir linyit kömürü madeninde su baskını meydana geldiği ihbarının alınmasıyla madende mahsur kalan 18 işçiye ulaşmak için AFAD koordinasyonunda acil durum müdahale çalışmaları başlatıldı. Olayın hemen ardından tüm yetkililer bölgeye sevk edildi. Çalışmanın ayrıntıları ise ocaktaki işçilere ulaşmak için verilen zorlu mücadeleyi gözler önüne seriyor. Maden içerisinde ilerlenirken kaza anında işçilerin nerede bulunduğu, ne yöne kaçtığı gibi olasılıklar değerlendirilerek senaryolar oluşturuluyor, buna göre öncelikli bölgelere ilerleniyor. Senaryoların gerçeklikle örtüşmesiyle işçilere ulaşılıyor. Bugüne kadar 13 işçinin cansız bedenlerine ulaşılmasının ardından mahsur 5 işçiye ulaşılması için birkaç etaptan oluşan çalışma adım adım, AFAD koordinasyonunda, sürdürülüyor. Madende ilerlenebilmesi için su tahliyesi, özel pompalarla çamur boşaltma, hafriyat çıkarma ve tahkimat yapma etaplarından oluşan çalışma, bir döngü halinde, adım adım yapılmaya devam ediyor. Mahsur kalan işçilere ulaşılması için öncelikle madene akan, 4 tam olimpik havuzu doldurmaya yetecek miktarda yaklaşık 12 bin 500 ton su, aralarında "Ahtapot" adı verilen yüksek kapasiteli olanlarının da bulunduğu pompalarla boşaltıldı. İçeri dolan yüksek basınçlı su, madeni ayakta tutan tahkimatı yıktığından dışarı atıldıkça tünel ve galerilerde göçükler meydana geldi, yolu kapattı. 12,5 metrekarelik tüneller, bin 300 metre boyunca alan taş, toprak ve kömür göçüğünden oluşan yığın sebebiyle tıkandı. Yolu açmak için tünel ve galerilerden yaklaşık 4 bin vagon hafriyat, pasa ve toprak çıkarıldı. Bugüne kadar madenin yüzde 90'ından fazlası tarandı. Açılan tünel ve galerilerin ayakta durabilmesi için 600 vagondan fazla tahkim malzemesi madenin 1,8 kilometre içerisine kadar gönderilerek her metrede tekrar tahkimat yapıldı. Kazada, derinliği dikey olarak 181 metre olan madene binlerce ton su, çok yüksek bir basınçla tünelleri ayakta tutan tahkimatı yıkarak, saniyeler içerisinde, 60 metre yüksekliğine kadar doldu. 1939 metrelik yürüyüş yolu uzunluğuna sahip ocaktaki tünellerin yaklaşık dörtte üçünü su bastı. Acil durum ihbarı alınır alınmaz Karaman ve Konya'dan 28 kişiden oluşan 4 profesyonel AFAD arama kurtarma ekibi, 7 AFAD arama kurtarma aracı ile olay yerine hareket etti. (AA) MUĞLA - Muğla'nın büyükşehir olması ve kaçak yapılarla mücadelenin İl Özel İdaresinden Marmaris Belediyesinin tasarrufuna geçmesinin ardından yaz aylarında binlerce tatilcinin ziyaret ettiği turistik mahallelerdeki kaçak yapıların yıkımının gündeme gelmesi, bölgede yaşayanlarda tedirginliğe neden oldu. Marmaris'in Bozburun Yarımadası'nda bulunan mahallelerde 3 bin 500 kadar kaçak yapı olduğu belirlendi. Yıkım kararları uygulanırsa, çoğu binası kaçak olan söz konusu mahalleler adeta haritadan silinecek. Muğla'nın büyükşehir olmasının ardından mahalle statüsüne kavuşan Marmaris'in köylerindeki kaçak yapılarla mücadele, İl Özel İdaresinden Marmaris Belediyesinin tasarrufuna geçti. Bozburun Yarımadası'nda bulunan ve yaz aylarında turistlerin yoğun olarak ziyaret ettiği Bozburun, Söğüt, Taşlıca, Bayır, Turgut, Selimiye, Orhaniye ve Hisarönü mahallerinde yaklaşık 3 bin 500 kaçak yapı olduğu tespit edildi. Sezonun bitmesiyle belediye ekiplerinin yıkım işlemlerine başlaması, yöre halkını tedirgin etti. Selimiye Mahallesi muhtarı Şenol Deniz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mahallerinin coğrafi yapısı gereği deniz kıyısında kurulmuş olduğunu söyledi. Kıyı kenar çizgisi kuralının uygulanması durumunda mahallerindeki binaların neredeyse tamamının yıkılmak zorunda kalacağına işaret eden Deniz, "Yıkım yapılacağıyla ilgili henüz bize ulaşan bir tebligat yok ancak mahalle halkımız 40 yıldır evlerinin yıkılacağı stresiyle yaşıyor" dedi. Bu sorunun çözülmesi için bugüne kadar önemli bir adım atılmadığını iddia eden Deniz, bölge için özel bir imar planı hazırlanması gerektiğini savundu. Selimiye'de çok sayıda kaçak yapı olduğunu belirten Deniz, "Mahallemizdeki yapıların yaklaşık yüzde 70'i kaçak durumda. Oğlunu evlendiren aile mecburen kaçak da olsa ev yapmak zorunda kalıyor. Ruhsat alamayan insanlar kaçak yapılaşmaya mecbur kalıyor" diye konuştu. Orhaniye Mahallesi muhtarı Cem Dinç de yıkım yapılacağına dair mahallelerindeki kaçak yerleşim yerlerine yeni bir tebligat gelmediğini kaydetti. Yıkıma başlanması durumunda mahallelerinde çok az sayıda binanın ayakta kalacağına dikkati çeken Dinç, "Orhaniye'deki 600 hanenin 590 kadarı ruhsatsız, kaçak durumda. Mahallemizde kaçak olmayan yapı bulmak çok zor. İnsanlarımız binalarını yasal bir şekilde yapmak istiyorlar ama yetkililer işi yokuşa sürüyor" ifadesini kullandı. Marmaris Belediyesi Fen İşleri ve İmar Müdürü Özgür Han ise bölgenin klasik sorununun kaçak yapılar olduğunu bildirdi. Kaçak yapıların yüzde 95 kadarının Muğla İl Özel İdaresi tarafından belirlendiğine işaret eden Han, 30 Mart'tan itibaren bu sorunla belediyenin mücadele etmek zorunda kaldığını anlattı. Bölgedeki tespit ettikleri kaçak yapılara idari para cezası kesilerek yıkım işlemlerini başlattıklarını vurgulayan Han, söyle konuştu: "Bozburun yarımadasında yaklaşık 3 bin 500 kaçak yapı tespit edildi. Kıyı kenar çizgisinin içerisinde olan özellikli yerlerden yıkıma başlıyoruz. Tabi kurum olarak elimizden geldiği kadar tüm kaçak yapıları yıkmaya çalışacağız. Bu konuda çok hassas ve titiz davranıyoruz ancak kurum tasarrufuyla öncelikli yerlerden yıkımlar başlıyor." (AA) 3 Fehmi KORU [email protected] [email protected] yurt haberlerİ Zoru başaranlara takdirlerimi sunarım BEDELLİ askerlikten yararlanacak benim de yakınlarım var; “Bedelli nasıl olsa çıkmaz” diye düşünüp askerliği aradan çıkarmak için acele eden, halen silah altında yakınlarım olduğu gibi... Çıkan karara karşı değilim; tam tersine, sevindim. Türkiye, vatandaşlarının “asker millet” övgüsüne layık olmasını hak eden az sayıdaki ülkelerden; askerlik bütün erkekler için zorunlu çünkü. Bu sebeple, yararlanabilecek durumdaki herkesin gözü ve kulağının “bedelli askerlik” haberinde olması doğal. Neyse, bekleyenler sonunda muratlarına erdiler... Yazım, bedelli askerlik uygulamasının iyi veya kötü olmasına dair değil; o konu geride kaldı artık. Ben, bu sonucun alınmasını sağlamak amacıyla kampanya yürütenlere takdirlerimi sunmak istiyorum. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, daha geçen ay (19 Kasım), “Bunun artıları var, eksileri var. Birileri zaman zaman bu işi kaşıyor; bu doğru bir davranış değil” karşı çıkışıyla topu Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) atmıştı. TSK’nın tavrı zaten belliydi; Genelkurmay hem uzun dönem askerlik yapanların huzurunu kaçıracağı, hem de IŞİD’in ortaya çıkmasıyla meydana gelen güvenlik açığı yüzünden “bedelli” uygulamasına gitmenin mahzurlu olacağını açıklamıştı. Partisinin grup toplantısında “bedelli” müjdesini veren Başbakan Ahmet Davutoğlu da, düne kadar, “bedelli” beklentisi içinde olanları, “Önümüzü daha rahat görebileceğimiz bir tabloda bunu değerlendirebiliriz” diye uyarıyor; uyarının ardından, “Böyle bir beklentiyi hemen yarın olabilecekmiş gibi gündemde tutmanın kimseye bir faydası yok” cümlesini de ekliyordu (20 Kasım). Başbakan Davutoğlu’nun, şimdilerde CHP sözcülerinin kullandığı, “Zengin çocuğu askerlikten muaf, fakir Mehmet nöbete” yakıştırmasını hatırlatan sözleri (17 Ekim) de var. Kimileri, buna rağmen “bedelli askerlik” kararının alınmasını, Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki yetki çatışmasından Ahmet Davutoğlu’nun hoş bir çalımla sıyrılması olarak yorumlama eğiliminde; oysa açıklamalar tablosuna bakıldığında, Davutoğlu’nun da çalım yiyenler arasında sayılması gerekiyor. Ülkemizde, belli bir konuda taraf olanların çıkarlarını savunmak üzere örgütlenmiş hasbi veya paralı çalışan insanlardan oluşan, gerçek anlamıyla bir “lobi” yok; tek istisna, “bedelli askerlik” konusunda yaşanıyor. Her seferinde, konunun yüz binlerce kişiyi ilgilendirdiği, ilgili kişilerin askerde heba edecekleri zamanı bulundukları yerlerde ülke kalkınmasında kullanacakları, bu yolla toplanacak milyarlarca dolara devletin ihtiyacı olduğu kuvvetle savunuluyor. Hem de her ortamda. Kanaat önderi bilinen kişilere, belli dönemlerde, ancak “saldırı” sözcüğüyle karşılanabilecek yoğunlukta mektuplar, mesajlar yağdırılıyor. Her televizyon programı öncesinde, hem her bir katılımcıya hem de programın moderatörüne, sosyal medya üzerinden, konunun mutlaka ele alınması tavsiyeleri iletiliyor; binlerce ileti... Lobi faaliyetinin, Meclis’te veya yerelde yakalanan politikacıları ikna çabasıyla sürdürüldüğü de biliniyor. Yılmıyor bedelli lobisi, çalışıyor, çabalıyor ve iki-üç yılda bir, istedikleri kararın çıkmasını sağlıyor. Aslında içte ve dışta yürütülen “kamu diplomasisi” çalışmalarında örnek alınması, sadece örnek almakla kalınmayıp sürdüren gençlerden o alanda yararlanmanın çarelerinin düşünülmesi gereken bir başarı öyküsünden söz ediyorum. Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakan düzeyindeki siyaset adamlarını daha önce verdikleri aleyhte görüşlerden vazgeçirmeyi başarmak kolay mı sanıyorsunuz? Gelin de bu zor konuda başarıya ulaşanları takdir etmeyin bakalım. 4 Aralık 2014/ HABER TÜRK Standartlara uymayan 68 maden Kırşehir'de bu yıl 65 bin ocağında üretim durduruldu ZONGULDAK - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, "İş müfettişlerimiz, Türkiye genelinde 111 maden ocağında denetim yapıyor. Zonguldak ve diğer illerdeki denetimler neticesinde 68 maden ocağında üretimi durdurma kararı alındı" dedi. Etyemez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bakanlık olarak İş Teftiş Kurulu Başkanlığı'na bağlı iş müfettişleri vasıtasıyla Türkiye'deki bütün iş yerlerini denetime aldıklarını, bunun her yıl yapıldığını söyledi. Özellikle ölümle sonuçlanan büyük iş kazaları nedeniyle kamuoyundaki duyarlılığın madenlere yöneldiğine işaret eden Etyemez, "Biz de denetimleri artırdık. İş müfettişlerimiz, Türkiye genelinde 111 maden ocağında denetim yapıyor. Zonguldak ve diğer illerdeki denetimler neticesinde 68 maden ocağında üretimi durdurma kararı alındı. Bu, madenleri kapatma değil. Denetimler sırasında o an çok tehlikeli bir durum söz konusu ise üretimi durdurma uygulamaya konuluyor" ifadesini kullandı. Ocaklarda acil bir durum söz konusu değilse uyarıda bulunulduğunu ve düzeltme talep edildiğini aktaran Etyemez, şöyle konuştu: "Üretimi durdurulan 68 maden ocağının bir kısmı Zonguldak'tadır. Maden ocaklarında üretimi durdurmayı gerektiren birkaç ana hassasiyetimiz var. Bunlardan biri gaz izleme merkezleridir. Gaz maskeleri ve çift yol giriş çıkışlarıdır. Maden ocaklarında girişin olduğu kadar çıkışın da olması gerekiyor. Elektrikli alet ve gereçlerin ATEX ( AB Parlayıcı ve Patlayıcı Ortamlarda Güvenlik Sertifikası) belgesi olması gerekir. Bunların yangına karşı dayanıklı olup olmadığına bakıyoruz. Bunun gibi birkaç madde tespit ettiğimiz zaman oradaki maden işletmesinin üretimini durduruyoruz. Müfettişlerimiz denetimlerine devam ediyor." İşçi sağlığı ve iş güvenliği açısından maden ocaklarının farklılıklar gösterebildiğini vurgulayan Halil Etyemez, "Denetimlerimizde aslında işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda bilincin yanı sıra farkındalığın olmadığını görüyoruz. Çalışma şartlarında bireylerin nelerle karşılaşabileceğini bilmesi gerekiyor ancak bilinç eksikliğimiz var" dedi. Bakan Yardımcısı Etyemez, maden ocakları veya inşaat sektörünün çok tehlikeli iş sınıfına girdiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Mesleki yeterlilik kurumunun belirlemiş olduğu standartlara uygun ve mesleki yeterlilik belgesini almayan hiçbir işçi, çok tehlikeli iş yerlerinde çalışamayacak. Bu konuda bir düzenleme getiriyoruz. En çok kazalar maden ve inşaat sektöründe yaşanıyor. Buralarda o işin gereği olan mesleki yeterliliğe sahip ve mesleki yeterlilik kurumunun belirlemiş olduğu belgeyi alan kişiler çalışacak. Bu hem mesleki eğitimi geliştirecek, hem de iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verileceği için çalışanlarda bilinç oluşacaktır." İşverenlerden "Ben baret alıyorum, işçiye veriyorum, o da alıp çiviye asıyor" veya "Kemer alıyorum onu takmıyor, kemeri takıyor ama bir yere bağlamıyor" gibi eleştiriler geldiğini açıklayan Etyemez, "Bu konularda işveren ve işçi birtakım uygulamaları yerine getirmeli. Aksi taktirde ölümlü kazalarla karşı karşıya kalıyoruz" ifadesini kullandı. Halil Etyemez, bir kaza yaşandığında hemen bir sorumlunun arandığını ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı: "'Denetim yapılmış mı ve yapılmamış mı' sorguluyoruz. Bir suçlu peşindeyiz. Oysa buranın paydaşı olan herkes üzerine düşen görevi yerine getirdiği zaman orada böyle kazaları yaşamayacağız. Mesela teftişle ilgili müfettiş ocağa giriyor, anlık fotoğraf çekiyor ve oradan çıkıp raporunu hazırlıyor. Maden öyle bir şey ki canlı bir mekanizma. Yarın ve bir başka günkü durumu aynı değil. Değişiklik göstererek yeni durumlar ortaya çıkabiliyor. Sürekli emniyet tedbirlerini ortaya koymamız gerekiyor. Denetim hassasiyetimizi sürdüreceğiz. Kaza yaşanabilecek iş yerlerini sürekli takip ediyoruz." (AA) ton şeker üretilecek KIRŞEHİR - Yılda yaklaşık 2,5 milyon ton şeker ihtiyacı olan Türkiye'de, sektöründe en büyük şirket durumunda olan Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ'ye bağlı Kırşehir Şeker Fabrikası'nda bu üretim sezonunda 65 bin ton şeker üretilmesi hedefleniyor. Kırşehir Şeker Fabrikası Müdürü Ziyram Eser, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 14 yıldır kentte faaliyet gösteren, bin 16 dekar üzerine kurulu fabrikada 714 kişinin çalıştığını söyledi. Eser, 2014 yılı için 3 bin 580 çiftçiyle 97 bin 860 dekarda pancar ekimi yapılması noktasında anlaşmaya vardıklarını anımsatarak, "Çiftçi ile 610 bin ton pancar taahhüdü yaptık. 25 Eylül'de alımına başladığımız pancarın yaklaşık 150 bin tonunu Çorum'a gönderdik, geri kalan 470 bin tonunu da fabrikamızda işleyeceğiz" dedi. Pancar işleme kampanyasının yaklaşık 110 gün süreceğini ifade eden Eser, alımları ocak ayının ikinci haftasına kadar tamamlamayı planladıklarını bildirdi. Eser, alımı yapılan 470 bin ton pancarın, belirli işlemlerden geçtikten sonra 465 bin tona düşeceğini belirterek, "465 bin ton pancarı da işleyerek 65 bin ton şeker elde edeceğiz. Ayrıca yan ürün olarak 17 bin ton melas, 135 bin ton da yaş pancar posası elde edeceğiz" diye konuştu. Türkiye'nin yıllık şeker ihtiyacının yaklaşık 2,5 milyon ton olduğunu ve üretilen şekerin hemen hemen tamamının tüketildiğini dile getiren Eser, şöyle devam eti: "Kırşehir Şeker Fabrikası olarak, ülkemizde tüketilen şekerin yaklaşık yüzde 3'ünü üretiyoruz. Kampanyamızın 67. günündeyiz ve günde ortalama 4 bin 330 ton pancar işliyoruz. Ürettiğimiz şekerin tamamı yıl içinde satıldığı için ambarlarımız her yıl boşalıyor. Talep etiğimiz pancar, Kırşehir merkez ve Mucur ilçesi, Nevşehir'in Kozaklı ve Gülşehir ilçesi ile Ankara'nın Şereflikoçhisar ilçelerinde 118 köyde ekiliyor. Çiftçinin üretim için talebi fazla. Biz ne kadar kota versek çiftçi eker. Kırşehir, ülke genelinde çiftçinin pancardan dekar başına elde ettiği gelir bakımından en yüksek il. Dolayısıyla çiftçinin pancardan vazgeçeceğini düşünmüyorum. 600 bin ton civarı pancar ekimi her sene devam eder ve bu konuda bir sıkıntı olmaz." (AA) 4 ANKARA 5 Aralık 2014 Cuma Büyükşehir, bir yılda bin kilometre yol açtı Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından, 1 Ocak 2014 tarihinden 30 Kasım 2014 tarihine kadar bin kilometreye yakın yeni yol açım ve malzemeli bakım yapıldı. HABER MERKEZİAnkara Büyükşehir Belediyesi Başkent’te bir yandan mevcut yollara malzemeli bakım yaparken, bir yandan da sorumluluk alanına dahil olan yeni ilçe ve mahallelerde yol açma çalışmalarını hızla sürdürüyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, seçimlerden önce verdikleri sözleri bir bir yerine getirdiklerini belirterek, “Büyükşehir Belediyesi sınırlarına yeni katılan ilçeler ile mahalle statüsü kazanan köyler de dahil olmak üzere çalışmalarımız hızlı bir şekilde sürmektedir. Asfalt çalışması ile birlikte ilçe ve mahallelerde ihtiyaca göre yeni yollar açıp malzemeli bakım yaparak, Ankara’nın her noktasını ulaşılabilir hale getiriyoruz” dedi. Başkan Gökçek, “Bir yandan Bolu-Eskişehir sınırında bulunan, Ankara’ya 158 kilometre uzaklıkta olan Nallıhan’dan, KonyaAksaray ve Kırşehir’e komşu 147 kilometre uzaklıktaki Şereflikoçhisar’a, diğer uçta Çankırı-Kırıkkale sınırında bulunan 67 kilometre uzaklıktaki Kalecik’ten, BoluÇankırı’ya dayanan 77 kilometre mesafedeki Kızılcahamam’a kadar merkezlerle mahalle statüsü kazanan köylere kadar harıl harıl çalışarak yeni yollar açıyoruz” diye konuştu. Çalışmaların gece gündüz devam ettiğini söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, “Başkent genelinde merkez ilçelerde18 ekip, mücavir alan sınırlarındaki ilçelerde 42 ekip olmak üzere toplam 60 ekiple geceli gündüzlü çalışılıyor” diye konuştu. Gerçekleştirilen çalışmalarla ilgili bilgi de veren Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Başkent’te merkez ilçeler ve 30 Mart yerel seçimleriyle Büyükşehir sınırlarına yeni katılan ilçe ve mahalle statüsü kazanan köy yolları dahil, 1 Ocak 2014 tarihinden 30 Kasım 2014 tarihine kadar toplam 25 ilçede yaklaşık 980 kilometre yeni yol açım ve malzemeli bakım yapıldığını söyledi. Başkan Gökçek yeni yol açım ve malzemeli bakım çalışmalarının, Büyükşehir Belediyesi sorumluluk alanlarında olan cadde ve bulvarlar ile genişliği 12 metre ve üzerinde sokaklarda gerçekleştirildiğini, ancak vatandaşın mağdur olmaması için bu özellikler dışında olan sokaklarda da çalışmalar yaptıklarını anlattı. “Asfaltta olduğu gibi yol açım ve malzemeli bakım çalışmalarında da rekora gidiyoruz” diyen Başkan Gökçek, hava koşulları uygun olduğu sürece çalışmaların devam edeceğini belirtti. Fen İşleri Dairesi Başkanı Vedat Üçpınar da Büyükşehir Belediyesi sorumluluk alanına katılan yeni ilçeler de dahil tüm ilçe ve mahallelerinde yol açım ve malzemeli bakım çalışmalarının yapıldığını anlatarak, “Çalışmalar vatandaşlardan gelen talepler, imar planları, yeni yapılaşmaların yoğun olduğu yerler, nüfus artışlarına yönelik trafik sıkışıklıklarının yaşandığı bölgelerde ihtiyaca göre yapılmaktadır” dedi. Çalışmalar kapsamında, Ankara Merkezi'ne en uzak sorumluluk alanındaki noktalar olan; Nallıhan’a 30 kilometre uzaklıktaki Beydili ile Karahisar arası yolu yapılırken, Şereflikoçhisar’a 30 kilometre uzaklıkta Çalören Mahallesi malzemeli bakım, Kızılcahamam ilçe merkezine 51 kilometre uzaklıkta Bademli Mahallesi yoluna malzemeli bakım, Kalecik ilçesine 45 kilometre mesafede Kınık Demirtaş Mahallesi grup yoluna malzemeli bakım olmak üzere en ücra köylere kadar yol açım ve malzemeli bakım hizmetleri sürdürülüyor. Vali Kılıçlar’dan Çubuk’a ziyaret Çubuk Belediye Başkanı Dr. Tuncay Acehan, Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar’ı konuk etti. HABER MERKEZİEmniyet Genel Müdürlüğü görevini yürütürken Ankara Valiliğine atanan Mehmet Kılıçlar, Çubuk’a gelerek Çubuk Belediye Başkanı Dr. Tuncay Acehan’ı makamında ziyaret etti. İki gün üst üste ilçeye gelen Vali Kılıçlar’ı belediye başkanlık binası önünde Çubuk Kaymakamı Cemal Şahin, Belediye Başkanı Dr. Tuncay Acehan, Ak Parti İlçe Başkanı Avukat Baki Demirbaş, Belediye Başkan Yardımcıları H. Hüseyin Karakuş, Zeki Metin, Şükrü Acıelma, Belediye Meclis Üyeleri ve birim müdürleri karşıladı. İlçenin tarihi evleri, mesire yerleri ve yaylaları hakkında bilgi veren Başkan Acehan, proje aşamasında olan bazı projeler hakkında da görüş alış verişinde bulundu. Özellikle 1402 Ankara Savaş’ından yola çıkarak ilçede turizmi hareketlendirmek istediklerini aktaran Başkan Acehan, “Bizim hedefimiz tarihi ve doğal güzelliklerimizi de değerlendirerek ilçemizdeki turizmi hareketlendirmektir. Bu konuda sizin de desteklerinizi ve katkılarınızı alarak çalışmalar yapmak istiyoruz. Bunun için Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara Kalkınma Ajansı, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumları başta olmak üzere tüm kamu kurumlarımızla görüşüyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte ortak çalışmalara imza atarız. Üniversitesiyle, doğal ve tabi güzellikleriyle, her geçen gün gelişen ve büyüyen tarım ve hayvancılığa dayalı ekonomisiyle tercih edilen bir ilçe olmak yolunda hızla ilerleyeceğiz. İnşallah sizin önderliğinizde Çubuk’ta her geçen gün güzel gelişmeler yaşanmaya devam edecektir” diye konuştu. Abdülhakim Arvasi anıldı Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, büyük İslam alimlerinden Abdülhakim Arvasi hazretleri vefatının 71’inci yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen programla katıldı. HABER MERKEZİ- Abdülhakim Arvasi hazretlerini anma programında Başkan Ak’ın yanısıra AK Parti Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi, Arvasi’nin torunu Prof.Dr.Ahmet Hikmet Üçışık, Eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın, Keçiören Kaymakamı Nusret Dirim, Keçiören Müftüsü Dr.İhsan İlhan ve çok sayıda vatandaş da hazır bulundu. Programın ilk bölümünde protokol heyeti Arvasi hazretlerinin Bağlum’daki mezarını ziyaret etti. Mezar başında okunan Kur’an ve edilen duaların ardından anma programı Bağlum Merkez Camii’nde devam etti. Okunan Kur’an tilaveti ve mevlidden sonra, büyük alimin hayatını anlatan bir sinevizyon gösterisi sunuldu. Sinevizyonun ardından Arvasi ile ilgili bir konferans veren torunu Ahmet Hikmet Üçışık, “Abdulhakim Arvasi hazretleri kendisine halef tayin etmemiştir. Rahmetli ile ilgili yalan yanlış bilgiler dolaşıyor. Necip Fazıl’ın ‘O ve Ben’ isimli eserinde güzel bilgiler mevcut” dedi. Bağlum’u çok gelişmiş bulduğunu belirten ve programın yapıldığı camiiyi Ayasofya’ya benzeten Üçışık, “Sayın Belediye Başkanım ve Kaymakamım gibi genç ve duyarlı şahsiyetleri tanıdığım için çok memnun oldum” diye konuştu. Başkan Mustafa Ak ise, Peygamberimiz Hz.Muhammed’in (S.A.S) 43’üncü kuşaktan torunu olan Arvasi hazretlerinin, son asırda yetişen tasavvuf alimlerinin en önde gelenleri arasında yer aldığını vurgulayarak “Onun ilim, edep ve irşat çağrısına her kesimden insan iltica etmiştir. Üstad Necip Fazıl Kısakürek onunla tanışmasını ‘Bana yakan gözlerle bir kerecik baktınız, Ruhuma büyük temel çivisini çaktınız’ mısralarına dökmüş, ‘Büyük Kapı’ isimli eserinde de intisap ettiği Arvasi hazretlerinden ‘20. Asrın nöbetçisi’ diye bahsetmiştir” dedi. Yenimahalle’de ilkyardım eğitimi Mardinliler, Taşdelen’e ONUR ÖDÜLÜ VERDİ Mardinliler Eğitim ve Dayanışma Vakfı (MAREV), Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’e onur ödülü verdi. Kızılcahamam Kaymakamı KAZAN TURU ATTI HABER MERKEZİKazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk, Kızılcahamam Kaymakamı Mehmet Yıldız'ı ağırladı. Ertürk, Kazan'daki gelişmeler hakkında kendisine bilgi verdi. Kaymakam Yıldız’ın Kazan'daki gelişmeleri ilgiyle izlediği ve takdir ettiği öğrenildi. Gösterdiği gelişme ile herkesin ilgi odağı olmayı başaran Kazan, komşu ilçe Kızılcahamam Kaymakamı Mehmet Yıldız’ı ağırladı. Belediye Başkanı Lokman Ertürk, ziyaret sırasında Kaymakam Yıldız’a Kazan'ın 10 yılda aldığı mesafe, yaşadığı önemli değişim hakkında bilgi verdi. Birlikte Necmettin Erbakan Parkı, Termal Otel Kongre ve Sağlık Merkezi, Yarı Olimpik Yüzme Havuzu, Kent Hamamını gezen ikili daha sonra çok amaçlı Spor Eğitim Kamp Merkezini ziyaret etti. Türkiye’nin ilk ve tek müstakil bocce salonunda bu oyun hakkında bilgi alan Kaymakam Yıldız, bir süre Başkan Ertürk ile bocce oynadı. Aile Yaşam Merkezini de gezen Kaymakam Yıldız Başkan Ertürk’le müzik atölyesinde gitar çaldı. HABER MERKEZİ-Mardinliler Eğitim ve Dayanışma Vakfı (MAREV), açılan Mardin Kültür Evi’nde çok sayıda hayırsever işadamı, kurum ve kuruluşu bir araya getirdi. Düzenlenen ödül töreninde kuruluş sürecinde verdiği desteklerden dolayı Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’e onur ödülü verildi. Düzenlenen törende bir konuşma yapan MAREV Başkanı İbrahim Aysoy, Vakıf’ın 23 yıllık yolculuğunda birlik, beraberlik ve dayanışma içinde çok sayıda hizmete imza attıklarını aktardı. Aysoy, bugüne dek üniversitelerde eğitim gören 1982 öğrenciye burs verdiklerini, 3500 aileye yardım elini uzattıklarını, Mardin’de çok sayıda okul ve sağlık kurumunda da çağın gerektirdiği düzenlemeler yaptıklarını sözlerine ekledi. Mardin Kültür Evi yapım sürecini de kısaca katılımcılara hatırlatan Aysoy, Çankaya Belediyesi’nin katkılarının kendileri için unutulmaz olduğunu ifade etti. Mardinli hayırseverleri sanat ve siyaset dünyasından isimlerle bir araya getiren törende üç kategoride 36 kişi, kurum ve kuruluşa ödülleri verildikten sonra Mardin mutfağından örneklerin sunulduğu ikrama geçildi. HABER MERKEZİYenimahalle Belediyesi ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Ankara Şubesi Yenimahalle halkı çeşitli konularda bilgilendiriliyor. 4 yıldır devam eden “Çağdaşlık Eğitim” projesi kapsamında bu kez YENİMEK kursiyerleri ile vatandaşlara ilkyardımın ABC’si anlatıldı. “İlkyardıma ilk adım, sağlıklı bir gelecek için doğru adım” başlıklı seminerde NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu Ayşegül Özkonak tarafından ilk yardımın altın kuralları uygulamalı olarak gösterildi. Batıkent Meydan AVM Tiyatro Salonu’nda gerçekleşen eğitim seminerine ÇYDD Ankara Şube Başkanı Ayfer Yüksel, ÇYDD Eğitim Birimi Sorumlusu Gülten Erciyas, YENİMEK kursiyerleri ve Batıkent sakinleri katıldı. Seminer öncesi kısa bir konuşma yaparak ÇYDD hakkında bilgiler veren Eğitim Birimi Sorumlusu Erciyas, “Atatürk ilke ve devrimlerini korumak, geliştirmek, çağdaş eğitim yoluyla çağdaş insan ve çağdaş topluma ulaşmak amacındayız” dedi. Sincan’da parklar kontrol altında HABER MERKEZİTürkiye’de ilk kez parkları güvenlik kameraları ile donatan ve internetten canlı izlenmesini sağlayan Sincan Belediyesi bu kez de parklar için denetim ekipleri kurdu. Sincan parklarındaki huzurun 7/24 yaşanmasını isteyen belediye, denetim timleri ile vatandaşa güven veriyor. 444 4 762 numaralı telefondan gelecek şikayetlere anında müdahale edecek olan Denetim Timleri, güvenlik kameralarını da izleyecek. Kameralarda herhangi bir olumsuzluğa rastlanması durumunda anında olay yerine gidecek olan ekipler, ilçe halkının güvenliği için çalışacak. ANKARA 5 Aralık 2014 Cuma “Babayiğit Arayışları” temasıyla düzenlenen oturum 15’inci MÜSİAD Uluslararası Fuarı'nda High Tech Port CEO Forum’da düzenlendi. Sancak: “Milli otomobili üreteceğiz, herkes müsterih olsun” ‘Babayiğit’ arayışları aralıksız sürüyor HABER MERKEZİ15’inci MÜSİAD Uluslararası Fuarı'nda High Tech Port CEO Forumda düzenlenen “Babayiğit Arayışları” temalı oturuma MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, ES Mali Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak ve Altınay Robot Teknolojileri Genel Müdürü Hakan Altınay katıldı. Hakan Altınay oturumun açılışındaki konuşmasında Türkiye 50 yıldır otomotiv endüstrisinde önemli kazanımlar sağladığını, önce montaj endüstrisi ile başladığını, sonra ürün geliştirme sürecine geldiğini ve son 10 yıldır ise Ar-Ge merkezleri ile beraber sahip olduğu üretme yetkinliğini teknoloji üretme sürecine doğru döndürdüğünü aktardı. Altınay, kendi markamızı ortaya çıkarmayı arzu ettiklerini belirterek, “Bu kolay bir şey değil ama özellikle Orta Avrupa’da ve pek çok dünya ülkesinde otomotiv endüstrisi ülkelerin gelişmesinde çok önemli bir yer tutuyor. Ülkemizin de kendi markasını bu şekilde olgunlaştırıp diğer uluslara hizmet edecek şekle dönüştürmesi lazım. O yüzden Cumhurbaşkanımızın Başbakan iken açıkladığı bir konu vardı. Türkiye’nin ulusal bir markayı oluşturmak için babayiğitlere ihtiyacı var diye. Türkiye’de bunu yapabilecek çok sayıda anlayışın olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda üzerine yeni bir görev almış olan Ethem Sancak bey bugün aramızda. Kendisi otomotiv endüstrisinde önümüzdeki dönem yeni bir yiğit olacak.” diye konuştu. Ethem Sancak konuşmasında, “Konu çok aktüel ve anlamlı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bize misyon olarak yüklediği bir göreve talip olma işi. O açıdan çok aktüel, çok zor bir iş babayiğit olmak. Bugün gerçekten milli otomotiv işine soyunmak gerçekten babayiğitliktir. Tıpkı Koca Yusuf gibi, Kurtdereli gibi, Adalı Halil gibi, ki bunlar biliyorsunuz sırtı yere gelmemiş cihan pehlivanlarımız. Bu da güncel olarak böyle bir babayiğitliktir. Şüphesiz naçizane benim gibi bir fakirin dışında bu işe soyunacak ve bu işi yapabilecek düzinelerce girişimcimiz artık çok şükür. Son 12 yılda yaratılan iklimle beraber oluşturuldu bunlar. Eğer bu iklim oluşturulmasaydı bu babayiğitler çıkmazdı. Yani siz çölde boyu bir metreyi bulan mısır yetiştiremezsiniz. Bu bir iklim meselesi, eski Türkiye’nin ikliminde babayiğit çıkmazdı.” diye konuştu Ethem Sancak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şimdi otomotiv sanayi ile uğraşan bazı meslektaşlarım girişimciler Türkiye’nin 80 yıllık büyük markaları, boş bulunup yerli otomobil yapmak deliliktir diyorlar, evet kendileri için deliliktir. Çünkü toplam pazarın yüzde 60’ına sahip iseniz, dağıtımda ve fasonculukta, Pazar sizin elinizdeyse ve bu bir uluslararası markaysa siz o konforu kullanarak onlara rakip olamazsınız, yaptırtmazlar. Yapmaya kalkarsanız o işini kaybedersiniz bu da deliliktir. Yani davranış olarak bir insanın kendi işini bile bile kaybetmesi gerçekten deliliktir. O yüzden o saygın iş adamımızın söylediği kendi açısından doğru. Eğer ülke ikliminiz buna müsait hale gelmişse, sanayileşme buna imkan veriyorsa, sermaye birikimi açısından, mühendislik açısından, bilgi üretme teknolojileri açısından, yani artık sizin ülkenizde bir otomotiv fabrikasının anahtar teslimi, sıfırdan üretim bandını robotlar şeklinde geliştirecek ve yapacak Altınay gibi bir şirket varsa, niye otomobil yapmayasınız? Niye otomobil fabrikası kurmayasınız?” Ethem Sancak ayrıca şunları söyledi: “Ülkeniz kişisel gelir açısından 11 bin doları geçmişse, eğer ülkeniz 160 milyar dolar ihracat yapabiliyorsa ve eğer ülkeniz içerde üretilen 1 milyon araç düzeyine çıkmışsa ve her yıl trafiğimize yüzbinlerce aracın girebileceği satılabileceği bir Pazar varsa, pergeli şöyle bir çevirdiğinizde 1 saatlik uçuş mesafesinde 1 milyar insan varsa çevrenizde bunlara satacak milli bir araba markası yapmak hiç de delilik ve zor değil. Geç bile kaldık. Uzak Doğu’ya bakın yerli arabası olmayan ülke kalmadı. Hem de bir tane değil, düzinelerce marka var. Avrupa’da araba üretmeyen ülkeyi dövüyorlar. Türkiye için gerçekten zor diyorlar, niye zor olsun. Biz 1936 yılında uçak ürettik ve İngiltere’den sipariş aldık.” Ethem Sancak “Biz milli arabayı da yapacağız, milli motoru da yapacağız, milli tankı da yapacağız, 10 bin kilometreyi geçen balistik milli füzeyi de yapacağız, Batı ne yaptıysa bir fazlasını yapacağız. Biz de o güç var. Bunları yapabilecek bir düzine girişimcimiz var. Şimdi mevzu olmadığı için onların isimlerini söyleyemiyorum. Hiç bir şey yapamazsak bir düzine girişimci bir araya geleceğiz ve yapamaz diyenleri utandıracak şekilde bunları yapacağız. Herkes müsterih olsun.” iye konuştu. Yenimahalle Sağlık İşleri’nden KIŞ İÇİN SAĞLIK UYARISI Çankaya’da sorunsuz bir kış için hazırlık yapıldı HABER MERKEZİVatandaşların kış ayını sorunsuz geçirmelerini hedefleyen Çankaya Belediyesi ekipleri tüm birimleriyle teyakkuza geçti. İlçe genelinde yer alan 124 mahallede bıçaklı kar küreme ve tuz serpme aracından, ünimoglara, buzlanmaya karşı solüsyon aracından çeşitli noktalara konulacak tuz çadırlarına kadar her ayrıntıyı düşünen Çankaya Belediyesi, bu sene de tüm hazırlığını tamamladı. Merkezi konumlarda bulunan bıçaklı kar küreme ve tuz serpme aracıyla tüm cadde ve sokak yollarının açımını sağlayacak olan Çankaya Belediyesi ekipleri, bu iş için 42 kar küreme aracını hazır bulunduruyor. Buzlanmaya karşı tedbirlerini alan belediye, 7 adet solüsyon aracıyla buzlanan yollara anında müdahale edecek. Kar temizleme araçları olan ünimoglar, BirlikKırkkonaklar, Sokullu-Dikmen, Cebeci-Aşıkpaşa, Dikmen-Keklikpınarı, Akpınar-Karapınar, HilalYıldız-Yukarı Dikmen aksları olmak üzere 6 ayrı bölgede yer alacak. Diğer 3 ünimog da ana bulvarlar üzerinde yolları araç trafiğine açacak. Karla mücadeleyi her yıl olduğu gibi bu yıl da sorunsuz atlatabilmek için tüm birimlerini seferber eden Çankaya Belediyesi bölge genelinde 500 işçiyle tüm merdivenli yolların ve tretuvarların temizliği çalışmasında görev alacak. Karla mücadele çalışmasında büyük önem taşıyan tuzlama için tuz çadırı ve tuz varili uygulamasını hayata geçiren Çankaya Belediyesi, 500 adet tuz varili ile stoklarında bulunan 7 bin 500 ton tuz ve 100 ton solüsyon malzemesi ile hazırlıklarını tamamladı. HABER MERKEZİHavaların soğumasıyla birlikte oluşabilecek sağlık sorunlarını önlemek amacıyla açıklamalarda bulunan Yenimahalle Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü görevlisi Dr. Murat Emre Vuran vatandaşa uyarılarda bulundu. Vuran, mevsim geçişlerinde meydana gelen ani hava değişikliklerinin vücutta kısa süreli ısı farklılıklarına neden olduğunu ve bunun da vücudun strese girmesine yol açarak savunma sistemini zayıflattığını belirterek, “Sıklıkla mevsim geçişlerinde vücudun savunma mekanizmasında düşüş görülür. Buda vücudun direncini düşürerek, bazı hastalıkları tetikler. Özellikle de gribal salgınlara neden olur. Grip virüsleri birçok insanı etkilemesinin yanı sıra özellikle kronik hastalığı olan kişiler için daha fazla risk oluşturur. Grip virüsü, kalp hastalığı, hiper tansiyon ve şeker gibi kronik hastalık grubunda çok daha hızlı ilerleyerek zatürreye dönüşebilir. Hatta zatürre ilerleyen zaman içerisinde ağırlaşarak, ölüme sebep olabilir. Bu yüzden kronik hastalığı bulunanlara, 65 yaş üstü kişilere ve küçük çocuklara grip aşısını öneriyorum” dedi. Ani değişen sıcaklık ve nem oranı yüzünden kişilerde uykusuzluk, halsizlik, yorgunluk ve depresyonun da sıkça görüldüğünü ve bunun psikolojik ve hormonal dengeleri bozabileceğine dikkat çeken Doktor Vuran, “Dışarıda ki sıcaklığı hissetmek ve algılamak her insanda farklılık gösterir. Yani fizyolojik nedenlere psikolojik etkenler de eklendiğinde, hissedilen sıcaklık kişiden kişiye göre değişebilir. Bu yüzden kış mevsimini daha rahat atlatabilmek için, düzenli spor yapmak gerekir. Spor bağışıklık sistemini güçlendirerek, mevsim geçişlerini daha rahat atlatabilmenizi sağlar” ifadelerini kullandı. Uyarılarına devam eden Vuran, “Sadece sağlıklı besinler tüketmek önemli değil, bunları düzenli tüketmek de önemlidir. Vitamin ve mineral yönünden zengin yiyecekler tüketilmeli ve yemek saatlerine sadık kalarak, yemeklerden önce su tüketmeye özen gösterilmelidir. Ayrıca yemeklerden önce de eller mutlaka yıkanmalıdır” dedi. 5 İç Anadolu Gençlik Federasyonu Başkan Akgül’ü ziyaret etti HABER MERKEZİMamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, İç Anadolu Gençlik Federasyonu Genel Başkanı Ümit Hakan Cenik ve yönetimini makamında konuk etti. Mamak Belediyesi’nin gençliğe dair hayata geçirdiği yatırımlar ve gençlik projeleri hakkında bilgi alan heyet, belediyenin gençlik etkinliklerine destek vereceklerini belirttiler. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti belirten Akgül, gençlerin toplumun temelleri olduğunu ve gençlerin yararına olabilecek çalışmalarda federasyona destek olabileceklerini kaydetti. Mamak’ta gençlerin geleceğine yatırım yaptıklarını kaydeden Akgül, bilgi evleri, gençlik merkezleri ve spor yatırımlarını hayata geçirerek, gençlerin kişisel gelişimine önemli derecede katkı sağladıklarını söyledi. Akgül, “İlçemiz pırıl pırıl gençlerle dolu. Gerek bilgi evlerimizde gerekse gençlik merkezlerimizde gençlerin yaşam kalitesini arttırmayı, onları ilgi alanları doğrultusunda yönlendirmeyi, ufuklarını genişletmeyi, sosyal ve nitelikli bireyler olarak hayata hazırlamayı ilke edindik. Biz merkezlerimizde boş zamanlarını güzel geçiren, iyi şeyler öğrenebilen ve paylaşımcılığın arttığı gençliği hedefledik. Gençlerimiz merkezlerimizde spor yapabilir, isterlerse de eğitim alabilirler” diye konuştu. Ziyaret sonunda Akgül’e, Federasyon Başkanı Cenik tarafından Mamak bölgesinde gençlikle ilgili yapmış olduğu çalışmalardan dolayı teşekkür plaketi takdim edildi. Ceylan’a hemşeri ziyareti Kızılcahamamlılar Derneği’nden Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreter Yardımcılığı görevini üstlenen Kızılcahamamlı Adem Ceylan'ı hemşeri ziyareti gerçekleştirildi. GÜLHAN ÇUKURAnkara Dernekler Federasyonu başkan vekili ve Kızılcahamamlılar Derneği Genel Başkanı Beyhan Sarı ve Yönetimini heyet halinde, yeni görevine başlayan Adem Ceylan'a hayırlı olsun ziyaretinde bulundular. Ziyarette konuşan Ankara Dernekler Federasyonu Başkan vekili ve Kızılcahamamlılar Derneği Genel Başkanı Beyhan Sarı; "İlçemizin yetiştirdiği ender şahsiyetlerden biri olan eski İl Özel İdaresi genel sekreterimiz Adem Ceylan'ın bölgesinde yapmış olduğu üstün ve başarılı çalışmalarını hepimiz bilmekteyiz. Verilen bu görevde de üstün başarılar sağlayacağından eminiz. Bizler çıkmış olduğumuz bu yolda hemşerilerimizin her zaman yanlarında olduk ve olmaya devam edeceğiz, bu duygu ve düşüncelerimle; Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreter Yardımcılığı görevine atanan Hemşerimiz Adem Ceylan'ı bir kez daha tebrik ediyor yeni görevinde başarılar diliyorum" dedi. Çankayalı miniklere SERAMİK DERSİ HABER MERKEZİÇankaya Belediyesi’nin bünyesinde bulunan 11 Gündüz Çocuk Bakımevi’nde, eğitimlerini sürdüren çocuklar seramik dersi alıyor. Halk arasında pişmiş toprak esaslı malzeme olarak bilinen seramik çamuru olan Şamotlu ile şekiller yapan çocuklar hem el kaslarını güçlendiriyorlar hem de hayallerinde oluşturdukları imgeleri bir şekle dönüştürüyorlar. Çankaya Belediyesi’nin gündüz çocuk bakımevine devam eden 3-6 yaş arası tüm çocukların katıldığı dersleri, üniversitelerin Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü öğrencilerinden Serhan Özge, Handan Hançer ve Derya Koçdurmuş veriyor. Hafta içi her gün bir gündüz bakımevinde çocukların hayal dünyasına ortak olan eğitmenler, 3 yaş grubuna 20 dakikalık 4-5-6 yaş aralığına ise 30 ila 45 dakika arasında değişen zaman diliminde dersler veriyorlar. Eğitimlerini keyifli anlarla renklendiren minikler, 1 aylık derslerin sonunda istedikleri şekilleri oluşturmaya başlarken bir işi başarabilmenin hazzını da aynı anda yaşıyorlar. 6 EKONOMİ 5 Aralık 2014 Cuma Türkiye'de otomobil pazarı 2014 yılı Ocak-Kasım döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15, hafif ticari araç pazarı yüzde 10,5 geriledi. Otomotiv pazarı 11 aylık dönemde yüzde 14 daraldı İSTANBUL- Otomotiv Distribütörleri Derneği'nden (ODD) yapılan açıklamaya göre, Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2014 yılı Ocak - Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14,23 azalarak 620 bin 692 olarak gerçekleşti. Geçen yıl on bir aylık dönemde toplam pazar 723 bin 660 olmuştu. Otomobil satışları, 2014 yılı Ocak-Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 15,29 azalarak 477 bin 277’ye geriledi. 2013 yılı on bir aylık dönemde satış 563 bin 456 olarak gerçekleşmişti. Hafif ticari araç pazarı, 2014 yılı on bir aylık dönemde geçen yıla göre yüzde 10,48 azalarak 143 bin 415’e geriledi. Geçen yıl satış 160 bin 204 olmuştu. Kasım'da otomobil ve hafif ticari araç pazarı yüzde 1,66 arttı 2014 yılı kasım ayı otomobil ve hafif ticari araç pazarı 80 bin 621’e ulaştı. 79 bin 301 olan 2013 yılı Kasım ayı otomobil ve hafif ticari araç pazar toplamına göre satışlar yüzde 1,66 oranında arttı. Kasım ayında otomobil satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,9 azalarak 59 bin 695 olarak gerçekleşti. Hafif ticari araç pazarı kasım ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 37,82 artarak 20 bin 926 seviyesine ulaştı. Bu yılın on bir aylık dönemde, 1600cc altındaki otomobil satışlarında yüzde 14,53, 1600 2000cc aralığında motor hacmine sahip otomobil satışlarında yüzde 31,45 ve 2000cc üstü otomobillerde yüzde 6,25 daralma görüldü. Ocak Kasım döneminde, 85kW altı 21 adet, 121kW üstü ise 16 adet elektrikli otomobil satışı gerçekleşti. 2014 yılı on bir aylık dönemde, otomobil pazarında ortalama emisyon değerlerine göre en yüksek paya yüzde 39,08 oranıyla 100 - 120 gr/km arasındaki otomobiller 186 bin 516 adet ile sahip oldu. Ocak - Kasım döneminde, dizel otomobil satışlarının payı yüzde 61,71'e, otomatik şanzımanlı otomobillerin payı ise yüzde 46,07'ye yükseldi. 2014 yılı Ocak - Kasım döneminde otomobil pazarı segmentinin yüzde 83,82'sini yine vergi oranları düşük olan A, B ve C segmentlerinde yer alan araçlar oluşturdu. Segmentlere göre değerlendirildiğinde, en yüksek satış adetine yüzde 52,15 pay alan C (248 bin 901 adet) segmenti ulaştı. Kasa tiplerine göre değerlendirildiğinde ise, en çok tercih edilen gövde tipi yine Sedan otomobiller (yüzde 47,38 pay, 226 bin 111 adet) oldu. Otomobil ve hafif ticari araç pazarı, 2014 yılı ilk çeyreğinde yüzde 24,46, ikinci çeyreğinde yüzde 25,12 ve üçüncü çeyreğinde yüzde 8,78 daraldı. (AA) Gemi ve yat ihracatı 11 ayda 1,1 milyar doları aştı Gambiya, Türk yatırımcı ve girişimcileri bekliyor BANJUL- Türkiye'nin Banjul Büyükelçisi Ergin Soner, Gambiya'nın Türk girişimci ve iş adamları için fırsat olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı Yahya Jammeh'in de yatırım yapmak isteyen firmalara her türlü kolaylığı sağlayacağını söyledi. Soner, "Cumhurbaşkanı Jammeh, buradaki raflarda peynirinden, toplu iğneye kadar Türk ürünü görmek istiyor" dedi. AA muhabirine açıklamada bulunan Büyükelçi Soner, Türkiye-Gambiya ticari ve siyasi ilişkilerini değerlendirdi. Özellikle Cumhurbaşkanı Jammeh'in geçen şubatta Türkiye'yi ziyaretinin ardından ilişkilerin ivme kazandığını ifade eden Soner, Gambiya'nın Türkiye'den uzakta 2 milyonluk toplam nüfusuyla küçük bir ülke olmasına rağmen, ülke genelinde Türkiye sevgisinin çok büyük olduğunu anlattı. Soner, "400 yıl süren İngiliz sömürgeciliğinin ardından 1965 yılında bağımsızlığını kazanan bir ülke Gambiya. Bu ülkeyi ilk tanıyan ülkelerden biri de Türkiye Cumhuriyeti. 3 sene öncesine kadar büyük elçilik açılması nasip olmamış. biraz geç kalmışız. Keşke bunu daha önce yapabilseymişiz. Bu da bizim şimdi ne kadar doğru bir iş yaptığımızın başka bir göstergesi" dedi. Jammeh'in Türkiye ziyareti, iki ülke arasında imzalanan anlaşmalar, sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun Gambiya ziyareti ve Türk savaş gemilerinin Banjul limanına gelişinin büyük önem taşıdığını kaydeden Büyükelçi Soner, şunları söyledi: "Gambiya, 15 üyesi ve 300 milyondan fazla nüfusun olduğu Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu'nun bir üyesi. Gambiya ile ikili ilişkilerimiz gelişirken, bu ikili düzeyde kalmayacak, Gambiya üzerinden Türk özel firmaları, rahatlıkla bu 300 milyonluk pazara ulaşabilecekler. Cumhurbaşkanı Yahya Jammeh, her türlü yardıma ve kolaylığı sağlamaya hazır. Türk şirketlerinin buradaki serbest bölge imkanlarından yararlandırmak istiyorlar. Bütün mesele özel sektör firmalarımızın gelip burada işe başlaması." Büyükelçi Ergin Soner, Gambiya Cumhurbaşkanı Yahya Jammeh'in Türkiye sevgisinin son derece yüksek olduğunu belirterek, bir görüşmede, "Ben buradaki raflarda, peynirinden, toplu iğnesine kadar Türk ürünleri görmek istiyorum" dediğini aktardı. Bu aşamada Türk Hava Yolları'nın da direk uçuş düzenlemesinin ikili ticaret ilişkilerinin gelişmesinde büyük önemi olduğuna işaret eden Soner, şöyle devam etti: "Gambiya'nın en büyük beklentisinden biri, Türk Hava Yolları'nın hiç olmazsa hafta bir defa buraya uçmaya başlaması. Bu durum, iki ülke arasında mal ve insan sirkülasyonuna ve ticaretin gelişmesine yardımcı olacak, daha çok sayıda iş adamlarımız buraya gelip, piyasayı görüp ölçebileceklerdir." (AA) BURSA - HALUK YÜKSEL - Gemi ve yat sektörünün ihracatı, yılın 11 ayında, geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 4,6'lık artışla 1 milyar 116 milyon 816 bin dolara yükseldi. Geçen yılı 1 milyar 163 milyon 591 bin dolarlık dış satımla kapatan sektör, 2014 sonunda yeni bir rekora imza atma yönündeki beklentileri güçlendirdi. AA muhabirinin, Türkiye İhracatçılar Meclisi kayıtlarından derlediği bilgilere göre, 2013'ün ocak-kasım döneminde 1 milyar 67 milyon 918 bin dolar olan sektör dış satımı, bu yılın aynı döneminde yüzde 4,6'lık artışla 1 milyar 116 milyon 816 bin doları buldu. Geçen sene kasım ayında ise 58 milyon 767 bin dolar olan gemi ve yat ihracatı, bu yılın aynı ayında yüzde 8,7'lik yükselişle 63 milyon 882 bin dolara çıktı. Dalgalı bir seyir izleyen gemi ve yat sektörünün dış satımı, yıla ocak ayındaki yüzde 11,3'lük artışla başlamış, şubatta yüzde 45,1 oranında düşmüş, martta yüzde 5,1; nisanda yüzde 161; mayısta ise yüzde 46,4 artış kaydetmişti. Bu tarihten itibaren düşüş trendine giren sektör ihracatı, haziranda yüzde 17,3; temmuzda yüzde 7,3; ağustosta yüzde 21,2, eylül ayında ise yüzde 36,4 gerilemişti. Ekim ayındaki ihracat artışı ise yüzde 267,1 ile yılbaşından bu yana en yüksek artış oranı olarak kayıtlara geçmişti. Sektör dış satımının yarısından fazlasını karşılayan İstanbul'un geçen yılın ilk 11 ayında 667 milyon 284 bin dolar olan ihracatı, bu senenin aynı döneminde yüzde 15'lik artışla 767 milyon 394 bin dolara ulaştı. İstanbul, Türkiye'nin toplam gemi ve yat ihracatından yüzde 68,71 pay aldı. İstanbul'a yakın gelecekte rakip olacağı yönünde tahminler yapılan Yalova'nın, geçen yılın ocak-kasım döneminde 281 milyon 202 bin doları gören ihracatı ise bu senenin aynı döneminde yüzde 17,62'lik düşüşle 231 milyon 663 bin dolara geriledi. Yalova'nın sektörün toplam ihracatından aldığı pay ise yüzde 20,75 olarak gerçekleşti. (AA) Ortadoğu’nun elektrik direği Türkiye’den gidecek ANKARA - Göksel YıldırımDiyarbakır'da kurulacak aydınlatma ve enerji nakil hattı direk galvanizleme tesisi ile özellikle Ortadoğu ve komşu ülkelerdeki ihtiyacın bir kısmının karşılanması amaçlanıyor. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Diyarbakır'ın Yenişehir ilçesindeki Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteren Mina Galvaniz Taah. İnş. Elek. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. artan piyasa talepleri ve mevcut tesisin yetersiz kalmasından dolayı ek yatırım kararı aldı. Şirket mevcut tesisin hemen yanında Poligon Aydınlatma Direkleri ve Enerji Nakil Hattı Direkleri Galvanizleme Tesisi kurmak için harekete geçti. Tesiste, poligon aydınlatma direkleri ve enerji nakil hattı direkleri galvanize üretilerek piyasaya sunulması planlanıyor. Yapılacak üretimle özellikle Ortadoğu ve komşu ülkelerdeki ihtiyacın bir kısmının karşılanması amaçlanıyor. Tesiste, yılda 48 bin ton poligonal aydınlatma direği, yuvarlak konik aydınlatma direği, dekoratif aydınlatma direği, projektör ve alan direği, özel amaçlı direk, enerji nakil hattı boru direği, yol bariyer korugan direği, çelik konstrüksiyon direği üretilmesi öngörülüyor. (AA) Bakan Işık: “Enflasyon hız kesti” diyebiliriz BAKÜ - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, kasım ayı enflasyon rakamlarıyla ilgili, "enflasyonun hız kestiğinin" söylenebileceğini belirterek, "Bütün rakamlar 2015'in enflasyonla mücadelede 2014'e göre daha iyi bir yıl olacağını gösteriyor. Orta vadedeki hedefe yaklaşacağız" dedi. Bakü'de düzenlenen Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) Bilim ve Teknoloji Bakanları Toplantısı sonrasında, kasım ayı enflasyon rakamlarını basın mensuplarına değerlendirdi. Rakamların, "orta vadedeki hedeflerin gerçekleştirildiğini gösterdiğini" ifade eden Işık şöyle konuştu: "(Enflasyon hız kesti) diyebiliriz. Açıklanan rakamlar bu yönde. Özellikle yurtiçi üretici fiyatlarındaki düşüş, önümüzdeki aylarda tüketici fiyatlarının da aşağı doğru düşeceğini gösteriyor. 2014, enflasyon açısından başarılı bir yıl olmadı. Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı 17-25 Aralık süreci ve bunun oluşturduğu kur artışları, Fed kaynaklı dalgalanma ile birleşince enflasyona ciddi bir yük bindirdi. Bu arada bu yılki kuraklıktan dolayı gıda fiyatlarındaki artış ilave yük bindirince enflasyonla mücadelede 2014 zor bir yıl oldu. Ama bütün rakamlar, 2015'in enflasyonla mücadelede 2014'e göre daha iyi bir yıl olacağını gösteriyor. Orta vadedeki hedefe yaklaşacağız." (AA) Kocaeli, yılın 11 aylık döneminde 11,4 milyar dolarlık ihracata imza attı KOCAELİ - Türk imalat sanayisinin yaklaşık yüzde 15'ini barındıran Kocaeli, yılın 11 aylık döneminde 11,4 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlenen bilgiye göre, geçen yılın ocak-kasım dönemindeki 11 milyar 649 milyon 78 bin dolarlık ihracat, bu yılın aynı döneminde yüzde 2,3'lük azalışla 11 milyar 378 milyon 726 bin dolara geriledi. İstanbul ve Bursa'nın ardından en fazla ihracat yapan üçüncü şehir olan Kocaeli, ülke genelindeki ihracatın yüzde 8,2'sini karşıladı. Toplam kent ihracatının yaklaşık yüzde 75'ine denk gelen 8 milyar 477 milyon 736 bin dolarlık kısmını "kimyevi maddeler ve mamulleri" ile "taşıt araçları ve yan sanayi" sektörlerinde faaliyet gösteren firmalar gerçekleştirdi. İlk sıradaki kimya sektörünün ihracatı 4 milyar 511 milyon 667 bin dolar, ikinci sıradaki otomotiv sektörünün ihracatı ise 3 milyar 966 milyon 69 bin dolar olarak kayıtlara geçti. Kentten yılın 11 aylık periyodunda en fazla dış satım yapılan ülke, 1 milyar 109 milyon 759 bin dolarla İngiltere oldu. Söz konusu dönemde bu ülkeye yapılan ihracat yüzde 15 artış gösterdi. İngiltere'yi 873 milyon 735 bin dolarla Mısır, 804 milyon 729 bin dolarla Almanya, 743 milyon 167 bin dolarla Malta, 539 milyon 823 bin dolarla Fransa takip etti. (AA) Mücevher ihracatında rekor ADANAKasım ayında mücevher ihracatı, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 117'lik artışla 520 milyon 776 bin dolar gerçekleşerek son 14 yılın aylık bazda en yüksek rakamına ulaştı. Sektör, 11 aylık toplam ihracatta ise geçen yıl gerçekleşen ihracat rakamının yüzde 20 üzerine çıktı. Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerinden derlenen bilgilere göre, kasım ayında toplam ihracat rakamı yüzde 6,4 azalarak 12 milyar 875 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Birçok sektörün ihracat rakamlarında düşüşler yaşanırken mücevher ihracatında ise rekor artış yaşandı. Ocak ayında 154 milyon dolarlık mücevher ihracatı şubatta yüzde 5, haziranda yüzde 11,5 oranında düşerken en büyük düşüş yüzde 28,5 ile temmuz ayında yaşandı. Düşüşün ardından toparlanan mücevher ihracatı ağustos ayında yüzde 6,7 artış gösterdi. Eylülde yüzde 98,6'lık artışla 9 ayın en yüksek seviyesine ulaşan mücevher ihracatı, ekimde yüzde 70,4'lük artışla yükselmeye devam etti. Kasım ayında ise rekor artış yaşandı. Geçtiğimiz yılın kasım ayında 239 milyon 853 bin dolar gerçekleşen mücevher ihracatı bu yılın kasım ayında yüzde 117 artarak aylık bazda son 14 yılın en yüksek rakamı olan 520 milyon 776 bin dolar seviyesine ulaştı. 11 aylık toplam ihracat rakamı ise 2 milyar 721 milyon dolar gerçekleşerek 2013 yılı toplam mücevher ihracat rakamı olan 2 milyar 253 milyon dolarlık seviyenin yüzde 20 üstüne çıkmış oldu. EKONOMİ 5 Aralık 2014 Cuma Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, "Dünyada yılda 1 milyar 300 milyon ton gıda israf ediliyor. Bu gıdayla halen açlık çeken 1 milyar insanın karnının doyması pekala mümkün. Gıda üretimi kadar belki ondan daha önemli olan gıda alanındaki israfla mücadeledir" dedi. Eker: “Dünyada 1,3 milyar ton gıda israf ediliyor” İSTANBUL- Bakan Eker, "D-8 5. Gıda Güvenliği Tarım Bakanları Toplantısı"nda konuştu. İnsanoğlunun en temel ihtiyaçlarının gıda ve beslenme olduğunu belirten Eker, gıdaya erişim ve gıda dağıtımında yaşanan sorunlardan dolayı bu ihtiyacın karşılanmasının zorlaştığını, ayrıca stratejik önem kazandığını kaydetti. Eker, dünya nüfusunun artmasının, kırsal alandan kentsel alanlara doğru nüfus hareketlerinin, toprak ve su gibi doğal kaynakların sınırlı olmasının, küresel ısınma ve ülkeler arası göç gibi faktörlerin bu konuda karşılaştıkları temel zorluklardan sadece bazıları olduğunu dile getirdi. Uluslararası kuruluşlar tarafından yayınlanan raporlara göre 7,2 milyar civarındaki dünya nüfusunun 2050 yılında 9,3 milyara ulaşmasının beklendiğini vurgulayan Eker, şunları söyledi: "Gıdaya bağlı önemli sorunlar oluşmaması için aynı dönemde tarımsal üretimde yüzde 70 civarında bir artış sağlanması gerektiği hesaplanmak- tadır. Bu üretim artışının ağırlıklı olarak gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Son dönemde uluslararası kuruluşlarca açıklanan fiyatlar incelendiğinde ciddi bir krizin olmadığı görülmekle birlikte dünyadaki daha önce yaşadığımız tarım ve gıda güvenliği konusundaki krizler ve ekonomik problemler meseleyi dikkatle izlememiz gerektiğini ortaya koymaktadır." Eker, tarımsal ürünlerin, sanayi ürünleri gibi çok kısa sürede istenilen düzeyde üretilemediğine dikkati çekti. Tarımsal üretim sürecinin belli bir zaman aldığını ve iklim, toprak, su gibi hükmedilmesi kolay olmayan girdilere bağlı olduğunu anımsatan Eker, "Eğitimli iş gücü de önemli bir girdidir. Gıda güvenliğinin sağlanabilmesi, ulusal ve küresel anlamda iyi bir planlamayı gerektirmektedir. Yeterli gıda üretiminin gerçekleştirilmesi tek başına gıda güvenliğinin sağlanması için yeterli değildir. Gıdanın kolay erişilebilir olması da önemlidir" diye konuştu. Eker, ülkelerde genel güvenlik ve refahın sağlanmasında en önemli unsurun gıda güvenliği olduğuna işaret ederek, "Eğer gıda güvenliği sorunu varsa bu sorun tüm ülkelerin sorunudur. Çözüm önerileri oluşturmak için D-8 ülkeleri olarak birlikte hareket etmemiz gerekmektedir" çağrısında bulundu. D-8 ülkelerinin nüfusunun, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 14'ünü oluşturduğunu hatırlatan Eker, şu bilgileri de paylaştı: "Nüfus büyüklüğü açısından D-8 dünyada önemli bir yere sahiptir. D-8'deki toplam iş gücünün yaklaşık yüzde 30'undan fazlası tarım sektöründe istihdam edilmektedir. İstihdamdaki yüksek payına rağmen, tarım sektörünün ülke ekonomilerine katkısı ise sınırlı düzeyde gerçekleşmektedir. Tarım alanında yüksek istihdama karşın ekonomideki payın düşük olması tarım sektöründeki en önemli sorunlardan birinin düşük verimlilik olduğunu göstermektedir." (AA) Fiyatı düşen limon “yatağa” girdi Sanayiciden raylı sistem ithaline tepki ANKARA - OSTİM Organize Sanayi Bölgesi (OSTİM OSB) Başkanı Orhan Aydın, mevzuatta yüzde 51 yerlilik şartı olmasına rağmen raylı sistemleri ithal eden belediyeleri eleştirerek, "Şartname tuzakları ile yerli firmaları işi alamaz hale getiriyorlar. Biz imtiyaz değil, eşitlik istiyoruz" dedi. Gazetecilerle sohbet toplantısında bir araya gelen Aydın, OSTİM OSB'nin projeleri hakkında bilgi verdi. "Sanal çatı altında tek fabrika kuracağız" "Sanal Fabrika"yı hayal ettiklerini belirten Aydın, proje sayesinde OSTİM'deki bütün işletmelerin duvarlarını kaldırmayı düşündüklerini söyledi. Sanal bir çatı altında tek fabrika kuracaklarını dile getiren Aydın, "Bu fabrikanın bütün takımlarını, tezgahlarını, adamlarını, malzemelerini, yeteneklerini bir yazılıma çeviriyoruz. Bu bizim fabrikamız oluyor. Biz bu fabrikayla dışarıdan siparişe açık hale geliyoruz. Kim, ne isterse bize talebini söylüyor. Biz onun kendi içimizde nasıl yapılacağı konusunda çalışıyoruz. Hangi takım, tezgah ne üretiyor, nasıl üretiyor, en uygun fiyat, en ucuz fiyat... Onları bulup karşı tarafa fiyatı verip, işi yapıyor, ürünü dünyanın neresinden istenirse oraya teslim ediyoruz" diye konuştu. Konuyla ilgili yazılımların kurulduğunu kaydeden Aydın, deneme çalışmalarına yıl sonu itibarıyla başlamayı düşündüklerini bildirdi. Raylı sistemlerin üretiminde yerli ürün kullanılması konusuna da değinen Aydın, OSB'deki raylı sistemler kümelenmesinin Türkiye'nin ihtiyacından kaynaklı olarak kurulduğunu söyledi. Türkiye'nin raylı sistemleri ithal ettiğine işaret ederek kümelenmenin kuruluş öyküsünü anlatan Aydın, Ankara metrosunun 100 parçasını OSTİM'de monte ettiklerini dile getirdi. Bir vagonun da tamir, bakım ve onarımını yaptıklarını kaydeden Aydın, "İş, Ankara Büyükşehir Belediyesinden Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına gitti. Biz bakanlıkla diyaloğa girdik. Onlar dediler ki 'Biz bunu bir an önce satın alıp Ankara metrosunu hizmete sokacağız.' Biz de 'Buna yerli çözümler üretilebilir' dedik. Bir sürü mazeret, bürokrasi... Biz bunun mücadelesini kesinlikle bırakmadan yüzde 51 katkı oranını şartnameye koydurduk" dedi. (AA) MERSİN- Türkiye'deki limon üretiminin yüzde 65'inin karşılandığı Mersin'de hasat edilen ürünlerin büyük bölümü yaz aylarında daha yüksek fiyattan değerlendirilmek üzere "yatak limon" haline getiriliyor. Yaz aylarında 7 ile 10 liraya kadar çıkan limonun kilogram fiyatı hasat döneminin başlamasıyla inişe geçti. Kilogramı 75 kuruşa kadar düşen limondan daha fazla kazanç elde etmek isteyen üreticiler ise ürünlerini "yatak" olarak adlandırılan yöntemle saklama işlemlerine başladı. Mersin'den hasat edilen ürünler özel kağıtlara sarılarak uygun hale getirildikten sonra saklanması için Nevşehir ve çevresindeki mağaralara gönderilecek. "Yatak limon" adı verilen bu ürünler yaz döneminde piyasaya sürülecek. Silifke Ziraat Odası Meclis Başkanı Durhasan Akarca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yatağa hazırlama işlemlerinin limon hasadıyla birlikte başladığını söyledi. İlçe genelinde yaklaşık 20 bin dönüm araziden 80 bin ton ürün hasadı yapılacağını ifade eden Akarca, "Üretilen limonun yaklaşık yüzde 10'luk kısmı hasat edilir edilmez piyasaya arz ediliyor. Kalan bölümün çok büyük kısmı ise yatak limon olarak depolanıyor" dedi. Yatak limonun üreticiye dalında satılan üründen en az 2 kat daha fazla kazanç sağladığını aktaran Akarca, bu limonların gelecek yılın eylül ayına kadar saklanabildiğini söyledi. SİLİFKE'DE DE SAKLAMA İMKANI ARTIYOR Akarca, yatağa alınan limonların genellikle Nevşehir ve çevresindeki mağaralarda ve soğuk hava depolarında saklandığını belirterek, bunun hem ulaşım hem de işçilik açısından büyük maliyet yarattığını ifade etti. Maliyetlerin azalması için Kırobası Mahallesi'nde yeni soğuk hava deposu yatırımlarının başladığını aktaran Akarca, "Bu soğuk hava depolarında limon, nar gibi ürünler saklanmaya başladı. Buradaki depolarda ürün kaybı Ürgüp'e göre çok daha az oluyor" dedi. Kırobası'nda şu anda 700 bin sandık kapasiteli 14 soğuk hava deposu bulunduğunu vurgulayan Akarca, depoların çoğaltılması gerektiğini sözlerine ekledi.(AA) Akkuyu’nun elektriği 220 kilometre yol gidecek ANKARA- Göksel Yıldırım- Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde (NGS) üretilecek elektrik 220 kilometrelik iletim hattıyla Konya'ya taşınacak. Alınan bilgiye göre, Türkiye Elektrik İletim AŞ tarafından, enerji taleplerinin kesintisiz karşılanması ve uzun vadede karşılaşılabilecek enerji darboğazının engellenmesi amacıyla Akkuyu NGS'de uretilecek enerjinin enterkonnekte sisteme dahil edilerek ekonomiye kazandırılması amacıyla kurulacak iletim hatları için çalışmalara başlandı. Bu kapsamda, işletmeye alınacak hatlardan biri de Konya'ya yönelik olacak. Türkiye'nin ilk nükleer güç santralinde üretilecek elektriğin tüketime sunulması için Konya'nın Cumra ve Karatay, Karaman'ın Merkez ve Kazımkarabekir, Mersin'in Gulnar ve Mut ilceleri sınırlarından geçecek 380 kV'lık Akkuyu-Konya 4 Enerji İletim Hattı'nın işletmeye alınması planlanıyor. Hat, mevcut Konya 4 Trafo Merkezi ile Akkuyu NGS arasındaki bağlantıyı sağlayacak. Akkuyu-Konya 4 Enerji İletim Hattı, 63 milyon liralık yatırımla 30 yıl hizmet verecek. Elektrik iletim hattının yaklaşık 100 kilometresi Mersin'den, 52 kilometresi Karaman'dan, 68 kilometresi ise Konya sınırlarında kalacak. (AA) 7 Bankalar “bedelliye” hazırlanıyor İSTANBUL- Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bedelli askerlik müjdesini vermesinin ardından gözler bankalara çevrildi. Başbakan Davutoğlu'nun partisinin grup toplantısında "1 Ocak 2015 tarihinde 28 yaşından gün almış olan yada 31 Aralık 2014 tarihi itibariyle 27 yaşını doldurmuş olun vatandaşlarımıza bedelli askerlik imkanı getiriliyor. Bu vatandaşlarımız 18 bin Türk Lirası demek karşılığında askerlik görevlerini yapmış sayılacaklar" ifadelerini kullanmasının ardından bu müjdeli haberi bekleyen yüzbinlerce aday finansman bulmaya başladı. Finansmanın kaynaklarının başında gelen bankalar, şimdiden uygun faiz oranlarıyla "bedelli askerlik kredisi" için çalışmalar başlattı. AA muhabirinin bankaların internet sitelerindeki tüketici kredisi faiz oranlarından derlediği bilgiye göre yüzde 1-1,10 faiz oranıyla 18 bin TL kredi kullanacak bedellik asker adayının 6 - 12 - 18 - 24 ve 36 ay vadede ödeyeceği aylık ortalama tutarların sırasıyla; 3 bin 140 TL, bin 631 TL, bin 130 TL, 870 TL ve 632 TL olduğu görüldü. Bedelli askerlik için askerlik şubesi yerine banka şubelerine gidecek adaylar, 18 bin TL'yi 6 aylık taksitlerle ödemek isterse toplamda 18 bin 840 TL geri ödeme yapacak. Eğer adaylar 12 aylık taksitlerle ödemeyi tercih ederse toplamda 19 bin 572 TL ve 18 ayda ödemeyi seçerse toplamda 20 bin 340 TL geri ödeme yapacak. Adaylar vadeyi uzatırsa toplam ödeme tutarı daha da artacak. 24 aylık taksitlerle ödeme yapmayı tercih eden adaylar toplamda 20 bin 880 TL'ye ve 36 aylık taksitlerle ödemeyi tercih ederlerse bu tutar 22 bin 752 TL'ye yükseliyor. Bedelli askerlikten kaç kişinin yararlanabileceğine ilişkin soru üzerine Davutoğlu, hesaplamalara göre bedelli askerlik uygulamasından yaklaşık 700 bin kişinin yararlanabileceğini, net rakamın ise daha sonra paylaşılacağını ve bedelli askerlik ödemelerinde şimdilik taksit düşünülmediğini söylemişti. (AA) Arap ülkeleriyle ticarette ortak pazar hayal değil İZMİR- Türkiye ile Arap ülkeleri arasında hızla artan ticaret hacmi, Türk-Arap ortak pazarı fikrinin daha aktif tartışılmasına neden oldu. Türk Arap İş Adamları Derneği Genel Başkanı Emin Ucuz, İslam ülkeleri arasında ortak bir ticaret odası çalışmasının yapıldığını, kendilerinin de kurucu ortak olduğunu belirtti. Türkiye ve Arap ülkeleri arasındaki ticaret hacminin artırılması için 20'ye yakın ülkeden 500 iş insanının bir araya geldiği Türk Arap Gıda ve Gıda Teknolojileri Zirvesi'nde AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Ucuz, düzenlenen ikili görüşmeler sayesinde özellikle İzmir, Mersin ve Gaziantep'te KOBİ düzeyindeki çok sayıda firmanın Arap ülkelerine ihracat yapmaya başladığını, gıda ve inşaat sektörleriyle başlayan iş ilişkilerinin yakın gelecekte makine, teknoloji ve otomotiv gibi sektörlerle devam etmesini öngördüklerini söyledi. "2023 için konulan 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin 150 milyar dolarını Arap ülkelerine yapmak istiyoruz" diyen Ucuz, Arap ülkelerinde Türk malına olumlu bakışının ve Arap iş adamları ortak iş yapma istekliliğinin kendilerini cesaretlendirdiğini dile getirdi. Son dönemde Ortadoğu'daki çalkantılar nedeniyle dış ticarette istedikleri hızda ilerleyemediklerini, Arap ülkelerine köprü vazifesi gören Suriye ve Irak'a bir an önce barışın gelmesini dilediklerini belirten Ucuz, Türkiye ile Arap ülkeleri arasında ticaretin artması için ortak bir pazarın oluşturulması konusunun da sık sık dile getirildiğine dikkati çekti. Bu konuda hem Türk hem Arap iş adamları hayallerinin olduğunu anlatan Ucuz, "Arap ülkelerinin bize bakışı son yıllarda olağanüstü artıyor. Dış ticaretin yanında direkt yatırım açısından da çok hareketli günler yaşıyoruz. Ülkemize gelen Arap yatırımcıların gayrimenkul sektörüne yatırım yaptığını, başarılı Türk şirketlerine ortak olduklarını görüyoruz. İslam ülkeleri arasında ortak ticaret odası çalışması da var. Arap Birliği Büyükelçiliği nezdinde böyle bir girişim var. Bu odaya TÜRAB olarak biz de kurucu üye olarak katılıyoruz." Türkiye'de gayrimenkul sektörüne yatırım yapan Arap girişimcilerin İstanbul, Antalya, Gaziantep ve Mersin gibi merkezlerin yanı sıra son dönemde Karadeniz Yaylaları'nı da keşfettiğine vurgu yapan Ucuz, turizmde çevredeki savaşlar nedeniyle istenen noktada olamadıklarını söyledi. (AA) 8 KÜLTÜR-SANAT 5 Aralık 2014 Cuma KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN [email protected] PUTPERESTLİK NEDİR EDEBİYATIMIZDA PUT Edebiyatımızda, özellikle divan edebiyatında sevgiliye istiare, yoluyla büt ve sanem denilir. Bu benzetmedeki büt veya sanem, kilise duvarlarındaki mozaik işlemeli tasvirler yerine kullanılır. Müşriklerin yapıp tapındıkları heykellerden, insan şeklinde güzel yontulmuş olanlarına da sanem denir. Buna göre, bir dizede büt geçerse, bunların mozaik işlemeli tasvir yerine; sanem geçerse insan şeklinde yontulmuş heykel ve heykelcikler yerine kullanıldığını düşünmemiz gerekir. Sevgilinin o tasvirler kadar güzel olduğu anlatılmak istenmektedir. Divan edebiyatında, yüzdeki “ben” saçlardaki “kâkül” putperest yani kâfir olarak kabul edilir. Sevgilinin yüzü ve yanağı aydınlıktır, sevabın ve imanın yeridir. Ama ben ve kâkül, küfürdür. Yine sevgilinin yüzü puthâne (büthâne)’dir. Aşık, maşukunun güzelliği karşısında kendini bir puthânedeki kadar dinden imandan çıkmış olarak gösterir. Çünkü iman kadar aydınlık olan sevgilinin yüzünün güzelliği onun aklını başından almıştır. Büt (ya da sanem), kâkül, ben ve büthane (puthane) kelimeleriyle genellikle birlikte kullanılır. Divan şiirinde Çin kelimesi ile de birlikte ifade edilir. Çünkü Çin Mani, dininin en çok yaygın olduğu bir kıta (bölge)’dir. Mani dinini kuran Mani adlı Çinli bir nakkaş ve ressamdır. Zerdüştlük ve Hristiyanlığı birleştirerek bir din ortaya koymuştur. Maniheizm, daha çok Çin’de yayılmıştır. Mani’nin kaleme aldığı kutsal kitapları Erjeng, resimlerle süslüdür. Bu resimler çok güzel olduğundan gökten indiğine inanılmıştır. Bu sebeble bu güzel resimlerin, sevgilinin güzelliği ile eşleştirilir. Güzel yüz daima Çin’e nisbet edilmiştir. Çin, Türk divan edebiyatında resimin merkezi olarak kabul edilir. Çin kelimesi ile birlikte, büt, nigâr, nakş, suret, Erjeng resim kelimeleriyle bir araya getirilir. Çin, bizim edebiyatımızda Hıta, Huten, Maçin diyarlarıyla da anılır. Çünkü güzelin saçı misk kokuludur. Misk ise Hıta ülkesinden yani Çin’den gelir. Puthane ile de mushaf, mescid, Kâbe, Harem, kıble, âyet, kilise kelimeleri bir arada bulunur. Bunlarla tezat ve tenasüp sanatı yapılır. Bazen de put yerine nigâr ve Nigâristan da kullanılır. Divan edebiyatında resim ve resim gibi güzel sevgili anlamına gelir nigar. Parmaklara yakılan kınaya da nigâr tabir olunur. Divan şiirinde sevgili yerine mecaz-ı Mürsel yoluyla nigâr kullanılır. Nakş ile birlikte tenasüp sanatıyla Nigaristan ile de anlam birliği sağlanır. Divan edebiyatında sevgilinin yanağı Nigaristan diyarıdır yani Erjeng mecmuasıdır. Eskiden insan, kadın vb. resimleri yapanlara nigârende ve nigârî denilirdi. Doğu edebiyatında büt; mahbub, mahbube, güzel ve genç anlamlarına gelmektedir. İslam mezhebleri içinde Kerramiyye mezhebi bulunmaktadır. IX. yüzyılda Muhammed bin Kerram tarafından kurulmuştur. Öğretisinin özelliği, Allah’ı cisme benzetmesidir. Buna “Allah’ı tescim etmek” denir. Buna inanlara da “mücessime” yani, Allah’ı cisim sayanlar denir. Allah’ı insana benzeten mezheplerin geneline “müşebbihe” denir. Arapça teşbih kelimesinden türetilen bu kelime dilimizde “insanbiçimcilik” deyimi ile karşılanmıştır. Rivayete göre Süleyman Peygamberin hâtemini (mührünü) çalan bir dev varmış. Bu insanlara fenalığı dokunan bir cinmiş. Süleyman Peygamber bu dev cini yakalatarak bir şişenin içine hapis etmiş, bir denize veya Dicle nehrine attırmış. O sebeble şişenin içine sokulan (hapsedilen) bütandır, yani putlardır. Divan edebiyatında “büthâne”; kilise, manastır, sümnât gibi mabedler anlamına gelir. Burada; süm, ay; nât ise saygı anlamındadır. Yani “ay gibi muazzam sânem” demektir. Her neyse; gerek divân edebiyatında, gerekse halk edebiyatında put (büt=sânem) sevgiliyi temsil eder. Bu mazmun, edebiyatımızda çok kullanılır. Ebru müzede yaşatılacak GAZİANTEP Arkeolojiden mutfak kültürüne, cam eserlerden mozaik eserlere kadar 13 farklı müzenin bulunduğu Gaziantep, bu alana geleneksel Türk sanatı ebruyu da ekledi. Geçen yıl yaptıkları yaklaşık 77 metrekarelik ebruyla Guinnes Rekorlar Kitabı'na giren ebru sanatçısı Mesut Osmanlıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO), ebruyu, "Dünya Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi"ne dahil etmesiyle bu sanata olan ilginin artacağını söyledi. Yaklaşık 10 yıldır ebruyla ilgilendiğini belirten Osmanlıoğlu, Türkiye'de ve dünyada bu önemli sanatın bir müzesi olmadığına dikkati çekti. Dünyanın ilk ebru müzesini Gaziantep'te açmak istediklerini ifade eden Osmanoğlu, "Konuyu Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile de paylaşacağız. İlk ebru müzesini Allah nasip ederse müzeler kenti Gaziantep'te açacağız" dedi. Müzede, eski ebru üstatlarının eserlerinin yanı sıra Milli Kütüphane'de bulunan kitaplardan örneklerin yer alacağına işaret eden Osmanlıoğlu, burada kurs da verilebileceğini ifade etti. UNESCO'nun kararının ebru sanatı için bir fırsat olduğuna dikkati çeken Osmanoğlu, şöyle konuştu: "Açacağımız müze sayesinde ebrunun tanınırlığını artıracağız. Kurslar düzenleyerek genç nesillerin de bu geleneksel Türk sanatını öğrenmelerini sağlayacağız. Gerekli destek sağlanırsa oyuncaktan mutfak kültürüne, arkeolojiden etnografyaya kadar 13 farklı müzenin bulunduğu kentimiz ebrunun renkleriyle canlanacak." (AA) Şehir Tiyatroları'nın tarihi kostümleri bir müzede sergilenecek İSTANBUL - İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları'nın oyunlarında kullanılan 100 yıldan eski özel aksesuarlar ve unutulmaz oyunlarda giyilmiş kostümlerin kurulacak müzede sergilenmesi planlanıyor. Şehir Tiyatroları'nın kostüm deposu, geçmişten bugüne sahneye konulan çok sayıda oyunda kullanılan yüz binin üzerinde obje ve kostüme ev sahipliği yapıyor. Depodaki özel odada yer alan Osmanlı döneminden kalma yatağanlar, orijinal Osmanlı karakol arması, şerbetçi güğümü, deve derisi üzerine yapılmış Karagöz takımı, özel yapım Fransız döküm sobaları ve "Lüküs Hayat", "Sersem Kocanın Kurnaz Karısı" gibi önemli oyunlarda kullanılan kostümler için bir müze kurulması hedefleniyor. Konuya ilişkin AA muhabirine açıklama yapan Şehir Tiyatroları Aksesuar Şefi Özkan Balsoy, Şehir Tiyatroları aksesuar ve kostüm deposunda bulunan her eşyanın oyunlarda kullanıldığını ve depolanan eşyalarla kostüm ve aksesuar ihtiyacının karşılandığını belirtti. Aksesuar ve kostümlerin kullanıldığı oyun repertuvardan kalktıktan sonra depolandığını anlatan Balsoy, kostümlerin daha sonraki oyunlarda kullanılmak üzere saklandığını ve koruma altında tutulduğunu ifade etti. Balsoy, "Lüküs Hayat" ve "Sersem Kocanın Kurnaz Karısı" gibi özel oyunlarda kullanılan eşyalar ve kostümlerin özel bir alanda tutulduğuna işaret ederek, şunları söyledi: "Ortalama bir sezonda 20'ye yakın oyun çıkardığımızı düşünürsek, 1914'ten 2014'e 100. yılımızı kutladığımız bu tarihte herhalde 2 bin, belki daha da fazla oyunun kostümü ve aksesuarı bu depoda mevcut tahmininde bulunabilirim. Çok fazla eşyamız var. Şehir Tiyatroları'nda, aksesuar ve kostüm anlamında hiçbir eşyamız atılmaz, saklanır. 'İlerideki oyunlarda tekrar gerekebilir, oyunlarımıza sunabiliriz' mantığıyla depolandığı için, aklımdan geçen bir sayı söylersem abartılı olabilir. 100- 150 bin obje olabilir." Aksesuar ve kostüm deposundaki tarihi öneme sahip objelerin bulunduğu özel odayla ilgili bilgi veren Balsoy, "Buradaki eşyalarımız, yönetim kurulu kararı olmaksızın oyunlarımıza verilmez. Diyelim ki buradaki bir Osmanlı yatağanının oyunumuzda kullanılması gerekiyor. Buradan zimmet karşılığında dekoratör arkadaşımız alır, bunun kalıbını alarak imitasyonunu çıkartarak, seri üretime geçerler. Sonra, o obje yeniden yerine konur. Bunun da sebebi, çok özel eşyalarımızın olduğu bir oda burası. İleride müze çalışmalarımızda inşallah bunları sergileme imkanı bulacağız" diye konuştu. Balsoy, söz konusu özel odada, 1906 yılından kalma kilise çanı, Osmanlı döneminden kalma yatağanlar, orijinal Osmanlı karakol arması, şerbetçi güğümü, deve derisi üzerine yapılmış Karagöz takımı, özel yapım Fransız döküm sobaları gibi önemli aksesuar ve kostümlerin kilitli tutulduğunu dile getirdi. Odadaki eşyaların yeni oyunlara verilmediğine dikkati çeken Balsoy, sadece yönetim kurulu kararıyla taklitlerinin yapılması için odadan dışarı çıktığını bildirdi. Özkan Balsoy, odada bulunan kostümlere ilişkin de bilgi vererek, "Lüküs Hayat'ta Zihni Göktay'ın kullandığı kostümü burada saklıyoruz. Hatta üzerinde mavi boncuğuna hir yesi (İBB) Şe kşehir Beledi 0 İstanbul Büyü oyunlarında kullanılan 10 az n m Tiyatroları'nı el aksesuarlar ve unutul k yıldan eski öz lmiş kostümlerin kurulaca a giyi r. müze çalışlard yobir lanıyılda oyun varana kadar, hiçbir şeyini çıkarmamız için 100. ilenmesi plan müzede serg dan özenle sakladık. Tam 29 yıl sahnelendi, Lüküs Hayat. Zihni Göktay, o oyunda tek değişmeyen aktörümüz olarak 29 yılı tamamladı. 6 Mart 1985'te prömiyerini yaptı. 2014 yılında Zihni Ağabey'in rahatsızlığı dolayısıyla repertuvardan kaldırmak durumunda kaldığımız oyunumuzdan, Zihni Ağabey'in oyunda kullandığı yeleği, gömleği, kuşağı ve pantolonu ayrıldı" ifadelerini kullandı. Savaş Dinçel'in 1999'da "Sersem Kocanın Kurnaz Karısı" oyununda giydiği kostümü, Suna Pekuysal'ın "Lüküs Hayat"ta giydiği elbisesi ve Bedia Muavvit'in oynadığı oyunlardan birinde giydiği kıyafetinin de kilitli odada korunduğunu aktaran Balsoy, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunlar bizim için çok değerli. Bu şekilde bunları koruyup saklamaya özen gösteriyoruz elimizden geldiği kadar. Bu tür özel eşyaları- ması yapılıyor. Bunları orada sergilemek tabii ki en büyük arzumuz. İstanbul'un Şehir Tiyatroları Müzesi adı altında, inşallah Büyükşehir Belediyesi bize bir yer gösterecek. Onun da çalışmaları yapılıyor. Biz Şehir Tiyatroları olarak hazırız. O yer tahsis edildikten sonra inşallah İstanbul halkının beğenisine sunacağız aksesuarlarımızı ve kostümlerimizi." Özkan Balsoy, Şehir Tiyatroları'nın 100. yılını kutladığını hatırlatarak, "Haklı bir gururumuz, sevincimiz var. 100. yılımızı kutladık. 1914'te kuruldu, 2014 yılındayız. Dünyada 100. yılını kutlayan 3 kurumdan biriyiz. Bu kadar köklü ve geçmiş bir tarihe sahip kurumumuz, İBB'nin desteğiyle, İstanbul halkının hizmetinde. Yeni repertuvarımız, yeni oyunlarımız ve yeni sezonumuz... İstanbul halkını salonlarımıza, tiyatroya bekliyoruz" şeklinde konuştu. (AA) "Anlat, Şehrazat" müzikali, Mersin prömiyerini 13 Aralık’ta gerçekleştirecek MERSİN - Mersin Devlet Opera ve Balesi (MDOB), Binbir Gece Masalları'ndan sahneye uyarlanan, Serdar Yalçın'ın bestelediği "Anlat, Şehrazat" müzikalinin, Mersin prömiyerini gerçekleştirecek. MDOB'tan yapılan açıklamaya göre, "Anlat Şehrazat" adlı eser, Mersin'de ilk defa 13 Aralık saat: 20.00'de, Mersin Kültür Merkezi Opera Sahnesi'nde sanatseverlerle buluşacak. Binbir Gece Masalları'ndan sahneye uyarlanan, librettosu Atilla Birkiye'ye ait, Serdar Yalçın'ın "Anlat, Şehrazat" müzikalinin orkestra şefliğini, Serdar Yalçın ve Aytuğ Eserin, dekor ve kostüm tasarımı Ülgen dönüşümlü olarak yaparken, Gülden Sayıl'a, ışık tasarımı Tarı Deniz'e ait. Başlıca rolleri ise MDOB eseri, deneyimli rejisör Kenan opera sanatçıları Nihan Evren, Korbek sahneye koyuyor. MEHMET NURİ PARMAKSIZ BENCİLEYİN SÖZLER Gülden Vurandemir, Deniz Karausta, Onur Polat, Ayşe Pınar Balay, Zeynep Tatlıpınar Kağnıcı, Serin Saybaşılı, Hasan Berk, Ufuk Kasar, Ali Murat Erengül, Emrah Sözer, Baran Taner, Korhan Dinçer, Emrah Erdem Gedik, Hulusi Polat, Ali Ulvi Karaca, Okan Fidan, Gülçin Altaş, Sevil Erçak, Serkan Karagöz dönüşümlü olarak paylaşıyor. Eserin reji asistanlığını Süleyman Tekin, koreografisini ise Başak Özenç ve Serbülent Biçer birlikte üstleniyor. Koroyu esere hazırlayan ise Oleg Constantinov. "Anlat, Şehrazat", karısının ihaneti üzerine evlendiği tüm kadınları ertesi gün öldüren Sultan Şehriyar ile kadınları bu zulümden kurtarmak için Sultan ile evlenen Şehrazat'ın seveceğim yâri. Maviliklerde kaybolacak prangalı sözlerim; özgürlüğe yelken açacak gönlüm… Âh bir gelse ölüm; âh bir sussa hüznüm… Hayatım yamalı bohça, yamadıkça başka başka elemleri kucaklıyor kaderim. Razıyım her bir şeye lakin hüzünden uzak olsun yârim. öyküsünü anlatır. Şehrazat, ölümleri durdurmak için Sultan Şehriyar ile gönüllü olarak evlenmiştir. Şehrazat, evlendikleri gecenin sabahında, Sultan'dan bir masal anlatmak üzere son bir dilekte bulunur. Böylece Abriza Ece ve Şarkan'ın aşkını anlatmaya koyulur. Masalda anlatılanlar Sultan'da derin etkiler yaratarak, onda değişimlere yol açar. Masalın sonunda Şehriyar, Şehrazat'ın aklı ve bilgeliğine hayran kalacaktır. Mersin Devlet Opera ve Balesi Müdür ve Sanat Yönetmeni Erdoğan Şanal da yaptığı açıklamada, Mersinli sanatseverleri ve bölge izleyicilerini her geçen gün daha fazla Türk eserleriyle buluşturduklarını belirtti. (AA) Koşsam sana doğru rüzgârınla bilinmeyen diyarlara uçsam… ama benim bilinmeyen diyarım yok ki; her mekân, her yer sen bana… Sensiz aldığım nefesler gülleri dikenli kılar; yoksa güller dikensiz... Bu hasretle, bu sevdayla bu ömür nasıl geçer? Benim gibi ölümü içtenlikle kim bekler? Teslimiyet ve tevekkülle hangi âşık âşıktır benim gibi yârine? İçimde mütemadiyen bir ağlama iştiyakı, dağladıkça dağlıyor kalbimi, nefsimi… ama susturamıyorum içimden konuşanları… Anladım ki susmayacaklar ve hep konuşacaklar susadığıma dâir… Her şeyin paylaşıldığı diyara varacağım bir gün… Ben o bir gün için yaşıyor ve o bir gün için nefes alıyorum. Özlüyorum ben seni sonsuzluk; aşikâr olan şu gönlümde, bazen beni çok zorluyor onsuzluk. Şükrüm sonsuza; sevdam HER ŞEYİN PAYLAŞILDIĞI DİYARA… ruhuma ruh katan aşkıma, nabzımın nabzında atana… Sevdanın yaprağına düşen çiğ tanesi gönlüm Sevgili! Ömrümü bir broş korkuyor yalnızlıktan… Aşkın vuslat ışığına has- yapıp yakana taksan… Ruhumu ret kalan kalbim dilek tutuyor kayan her yıldızmotifleyip bir halı dokur gibi GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ da… Ağlamak istiyor bahtım her sızıda… dokusan ve kokunu bana nakış Her şeyin paylaşıldığı diyarı özlüyorum. olarak işlesen acep bir nebze Özlem adlı süvari hüzünleri kuşanmış, Dünyada sustuklarımı haykırmak istiyor sevdam. azalır mı içimdeki hasret? Bir Gözyaşı döktürdüğü her âşık ona şanmış. hücrem acep doyar mı sana? Kayalıklara düşmekten yaralı yarınlarım kanaAşkı tezat sananlar haklıymış be sevgilim Sana bende olan ben kanar mı dıkça kanıyor kabuk bağlayan hayallerimde… sahibim olan kalbine? Güler mi Susmanın, riyanın ve acının olmadığı sonsuzÖlüp de dirildiğim kucağındaki anmış. luk diyarı; ben sana ulaşınca sınırsızca, sonsuzca bahtımız kaderle? YAŞAM-ÇEVRE BULMACA 5 Aralık 2014 Cuma Sığınmacı Suriyelileri ZOR BİR KIŞ BEKLİYOR Suriye'de Esed yönetiminin saldırılarından kaçarak Suriye-Türkiye sınırındaki kamplara sığınan siviller zor koşullar altında kışa hazırlanmaya çalışıyor. İSTANBUL - AA'ya konuşan İHH İnsani Yardım Vakfı Hatay Ofisi Basın Danışmanı Burak Karacaoğlu, "Sınır hattının Suriye tarafında bulunan kamplarda yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığını, sığınmacıların yarısının ise çocuk olduğunu" belirtti. Bölgede geçen yıl yaşanan bebek ölümlerinin, mevcut şartlarda bu yıl tekrar yaşanabileceğine dikkati çeken Karacaoğlu, şöyle devam etti: "Türkiye içindeki kamplarda AFAD, sığınmacıların bütün ihtiyaçlarını karşılıyor. Türkiye tarafında kalanlar, Suriye içindekilere göre çok şanslı. Suriye tarafındaki sınır hattında bulunan kamplarda toplam 500 bin kişi yaşıyor. Kamplarda altyapı yetersiz, kış geldiğinde çadır kentini su basıyor, ısınma problemi yaşanıyor. Temiz su imkanı yok, tuvalet ve banyolar ise çok yetersiz. Bu yüzden kamplarda zatürre, hepatit ve çeşitli iç hastalıklar sıkça görülüyor. Çocuklarda savaş sebebiyle psikolojik sorunlar mevcut. Biz İHH olarak, soba, battaniye ve sünger yatak dağıtıyoruz. Suriye tarafında biri yetimlere tahsis edilmiş 3 konteyner kent kurduk. Çadır kentlerdeki çocukların eğitimleri için okullar açtık. Bu okullarda İHH tarafından finanse edilen öğretmenler eğitim veriyor. Ayrıca Türkiye sınırına yakın bölgedeki vurulmuş okulların tadilatını ve yeniden eğitime açılmasını üstlendik. Şuanda toplam 50 bin kişinin barındığı 18 kampımız var" İHH Kilis Saha Koordinatörü Serkan Öktem ise "Suriye'de yaşanan her bombardıman sonrası yeni ailelerin SuriyeTürkiye sınırındaki kamplara geldiğini ancak kampların kış için elverişli olmadığını" ifade etti. AA muhabirine konuşan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) yetkilisi İskender Yüksel de, Kobani'den yakla- şık 200 bin sığınmacının Türkiye'ye geldiğini söyleyerek şunları kaydetti: "AFAD tarafından kurulan geçici barınma merkezlerinde toplamda 10 bin kişi barınıyor. Eski jandarma karakolu ve eğitime kapatılmış yatılı bölge okulunda kalanların yanısıra bu binaların bahçelerinde de çadırlar kuruldu. Binalarda ısıtma sistemi faal olarak çalışıyor. Çadırlara ise izolasyon yapıldı, elektrik tesisatı kuruldu ve olası yangınların önüne geçmek için ısınma petekleri dağıtıldı. AFAD Suruç'ta itfaiye, sağlık merkezi ve çocuklar için eğitim merkezlerinin bulunacağı son sistem çadırlardan müteşekkil 30 bin kişi kapasiteli bir kamp kurma hazırlığında" Kobani'den gelen sığınmacılara Suruç halkının misafirperver davrandığını ifade eden Yüksel, "Suruç halkı insanların çadırda kalabalık olarak kalmasına razı olmadı ve onlara evlerini açtı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının ekipleri de sığınmacıların kaldığı evleri tek tek ziyaret ederek ihtiyaçlarını karşılıyor. Ne kamptakiler ne de evlerde kalanlar ihmal edilmiyor ve ihtiyaçlarına en kısa sürede cevap veriliyor. Tek problem insanların savaş dolayısı ile yaşadıkları travmalar. Bu konuda da insanlara psikolojik destek veriliyor" dedi. AFAD'ın resmi verilerine göre Türkiye'nin 10 faklı ilinde bulunan 22 kampta toplam 556 bin Suriyeli kaldı ancak bunların büyük çoğunluğu zamanlar ülkelerine döndü. Şuan AFAD kaplarında 221 bin sığınmacı bulunuyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) nin resmi verilerine göre, şimdiye kadar 3 milyon 100 binden fazla Suriyeli iç savaştan kaçarak Türkiye, Ürdün, Lübnan, Irak ve Mısır gibi faklı ülkelere sığındı. Suriye içinde 6 milyon 520 bin insan evlerini terk ederek güvenli gördükleri bölgelere sığındı. (AA) Konya’da dualar eşliğinde doğaya yem bırakıldı KONYA - Beyşehir ilçesinde, kar yağışı ile beyaza bürünen dağlık alanda açlık tehlikesi yaşayan hayvanlar için dua eşliğinde doğaya et, sakatat, yem ve bayat ekmek bırakıldı. Beyşehir Göl Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin Beyşehir Doğa Sporları ve Off-Road Kulübü ile gerçekleştirdiği doğayı yemleme çalışmasına toplumun birçok kesiminden gönüllü desteği geldi. Etkinliğe jandarma ve emniyet ekipleri, üniversite öğrencileri, sivil toplum örgütleri, kamu kurum ve kuruluşları temsilcileri katıldı. Beyşehir Şamlar Mahallesi yolundaki dağlık alanda ilçe esnafının yaban hayvanlarına dağıtılmak üzere verdiği et, sakatat, arpa, buğday ve mercimek ürünlerinden oluşan yem ve bayat ekmekler doğanın muhtelif yerlerine bırakıldı. İlçe Müftüsü Hüseyin Erdoğan tarafından bereketli bir kış ve yaban 1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 2 3 4 5 6 hayatı ile çevre duyarlılığı konusunda yapılan duaya katılımcılar hep birlikte amin dedi. Beyşehir Kaymakamı Muzaffer Başıbüyük, etkinlik sonunda gazetecilere yaptığı açıklamada, milli parkında bulunduğu Beyşehir'de doğa ve çevre bilincini, hayvan sevgisini, doğal hayatla 7 8 9 10 insanların barışık ve bir arada yaşamasını arzu ettiklerini belirtti. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarının yaban hayvanlarının yem bulmakta zorlandığı zamanlarda harekete geçerek çalışma yaptıklarını ifade eden Başıbüyük, şöyle konuştu: "Yaban hayvanları kar yağışı nedeniyle yem bulamadıkları zaman bunları yemleme çalışması yapıyorlar. Bütün daire amirlerimiz, emniyet ve jandarmamız, sivil toplum kuruluşlarımız, gönüllü üniversite öğrencilerimiz burada. Bizim attığımız yemler, etler, sakatatlar belki burada yaşayan tüm hayvanların karınlarının doymasına yetmeyecek. Ama, yaptığımız iş, bilinç oluşturmak, bütün bizi izleyen insanlara böylesine güzel mesajlar vererek, onların da bu tür çalışmalarına katılmasını sağlamak anlamında önemli bir kazancı sağlayabilir diye düşünüyoruz." (AA) BULMACA Soldan sağa: 1. Sığınılacak, barınılacak yer, melce. – İtalya’da bir ırmak. 2. Doğu Anadolu’da bir ırmak. – Para, akçe. 3. Mabet. – Romanya’nın plaka işareti. 4. Uygun bulmak, tasvip etmek. 5. Pasak. – Ekvator kuşağındaki otsu bitkilerle kaplı çayırlar. 6. Kuranı güzel ve yüksek sesle, usulünce okuma. 7. Savunmak ya da saldırmak için kullanılan araç. – Eski dilde yararlı, karlı. 8. Irmak ya da dere suyunun hızlı aktığı yer. – Üzerine yazı yazmak için tabaklanmış ceylan derisi. 9. Akciğerleri dinlerken hekimin duyduğu patolojik ses. – Mal alıp karşılığında mal vererek ödeşme. 10. Tütün sergisi. – Nikelin simgesi. – Rütbesiz asker. 11. Pey akçesi. – Hitit. 12. Metal olmayan elementler 13. Lokanta. – Gözleri görmeyen. 14. Soyundan gelinen kimse. – Avuç içi. – Bir renk. 15. Neonun simgesi. – Dağ lalesi. 16. İstikbal, gelecek. – Ölüm cezası. 17. Aynı biçimde. – İnce dantel. 18. Afrika’da sıradağlar. – Yabancı. 19. Eskiden Roma kentine verilen ad. – Bir ilimiz. 20. Mukavele, sözleşme. – Soluk. 12 Yukarıdan aşağıya: 13 14 15 16 17 18 1. Üzerine basıldığında çöken çamurlaşmış toprak. – Alay, istihza. – Kıta. 2. Mesafe. – Taneleri iri ve siyah renkli bir üzüm türü. – Tanrıtanımaz, dinsiz. – Töre bilimi, ahlak bilimi. 3. Yazanak. – Edirne ilinin bir ilçesi. – En çok, maksimum. 4. Kalori. – Güneş doğmadan önceki alaca karanlık. – mektup. – Cüretkâr. 5. Öğüt. – İrmikle yapılan bir tatlı. – Kemiklerin toparlak ucu. 6. Sermaye, kapital. – Düz kenarlı şapka. – Nispet. 7. Kendini beğenmiş, sevimsiz. – İlgi eki. – Bayağı, sıradan. 8. Balı alınmış petek. – Bir göz rengi. – Evin bir bölümü. – Akdeniz’de hapishaneleriyle ünlü küçük bir ada. 9. Bir tarikat veya sanatın kurucusu. – Nefis olma durumu. – Anlam, meal. – Fırınları temizlemekte kullanılan ucu bezli sopa. 10. Mekanik yollarla hareket ettirilen veya kendi kendini ÇÖZÜMÜ yöneten alet. – Suudi Arabistan’ın para birimi. – Muğla ilinin bir ilçesi. BUGÜN 11. SAYFADA 19 20 Hazırlayan: Ercan BOSTANCIOĞLU 9 TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin [email protected] "EŞEK TÜRK"ÜN DİRENİŞİ asıyorsunuz siz de eşeksiniz. Kadının Peyami Safa'nın Millî Mücadele döneminde işgal altındaki İstanbul'u çocuğu bunu Tahsin'e söyledi. Fakat anlattığı ve 1937 yılında yayınladığı size de bana da söylemiş sayılır. Bu çok önemli bir romanı var: "Biz hakaretin muhatabı yalnız Tahsin İnsanlar." Bu romanda ele alınan mese- olmadığı gibi, faili de yalnız Cemil leler, günümüz Türkiye şartlarında değildir. Cemil anasına tercüman olubenzer bir şekilde güncelliğini koruyor. yor; muhataplara gelince bunlar hepiİşte onlardan birisi, Türk'ü aşağılamak. miziz. Her Türk! Siz bu hakaretten yalRomanda Boğaziçi'nde yalıda oturan nız Türk olmadığınızı ilan ederek kurzengin, başkonsolos karısı dul tulabilirsiniz. Samiye'nin hikâyesine de yer verilir. Bu olay bireysel bir olay değildir. Samiye, Türklüğünü ve İstanbul'da başkonsolosun karısı gibi Müslümanlığını reddetmiş, İstanbul'u düşünenler bir iki kişiden ibaret olmaişgal eden Fransız ve İngiliz gibi dıkları gibi halis Türk'e eşek deyip emperyalist Haçlı Batılı güçlere tapar kafasına taş yiyenler de yalnız derecede bağlı, onları evinde ağırlayan, Cemiller değildir. Cemilleri çoğaltınız yalısına Türk bayrağı yerine Fransız bir İstanbul olur. Tahsinleri çoğaltınız, bayrağı asmış kozmopolit bir kadındır. bir Anadolu olur. (…) Tahsin'e gelince Bu kadın, yalısında hizmet eden bütün köy onu savunuyor. Bütün köy masum Türklere "eşek Türk" diye yani bütün halk… Halkın millî dava ile hakaret eder. ne kadar beraber olduğunu biliyorsuAvrupalılara her anlamda teslim nuz ve siz de bu halkın okulusunuz. olursak kurtulacağımızı, rahat edeceğiBu halktan olmayan sınıfın çocukları mizi söyler. İlkokul öğrencisi oğlu daha ziyade ecnebi mekteplerinde okuCemil'e de Türklere "eşek Türk" diye yorlar. Sizin öğrencilerinizin yüzde hakaret etmeyi öğretmiş. Bir gün seksen sekizi memur, esnaf ve işçi Cemil, sınıf arkadaşı Tahsin'e "eşek çocuklarıdır. Tahsin bunların vicdanlaTürk" diye hakaret eder. Bunun üzerine rını temsil ediyor. Hatta o çocuk bir taş Tahsin de Cemil'e taş atarak yanağını atarak sizin ve benim millî savunmayaralar. mızı da haberi olmadan yapmıştır." (s. Çocukların öğretmeni olan Orhan, 77-79). Cemil'in Tahsin'e söylediği "eşek Tahsin anası ölmüş, babası hapiste Türk" sözünün bütün bir Türk milletine fakir ve öksüz bir çocuktur. Zengin, yapılan bir hakaret olduğunu belirtir ve şımarık, işgalci haçlı ordularıyla işbirşöyle der: liği yapan, milliyetini ve dinini yok "Eşek Türk sözü yalnız bir çocuğa etmiş kozmopolit bir ailenin çocuğu değil, etrafındaki bütün çocuklara, kendisine "eşek Türk" diye hakaret bütün bir idare ve eğitim bünyesine, ediyor. Millî onurunu kurtarmaya çalıbütün bir topluma, Müdür Bey, size ve çocuğunuza, büyük babanızın mezarına şan Tahsin de, ona bir taş atıyor. Bu taş, yeryüzünde tek başına kalmış bir ve bütün tarihimize yöneltilmiş bir çocuğun karşısındaki büyük tehditlere hakarettir. karşı kendisini savunma refleksidir. Çocuğun evinde bu söz her gün tekTahsin bütün bir mazlum, mağdur, rarlanıyor ve belki her gün, sabah Müslümanlığından ve Türklüğünden akşam duvarlara, tavanlara vuruyor. taviz vermemiş, emperyalist Haçlı Müdür Bey! Burası bir Türk okulu azmanlarına namusunu, iffetini, harimdeğil midir?" (s. 45). i ismetini, evini, ruhunu, vicdanını, "Bu bir memleket ve tarih olayıdır. kişiliğini teslim etmemiş, haysiyetine, Anadolu'nun İstanbul'la mücadelesinin onuruna, kimliğine sadık kalarak yaşabir küçük örneği, bir minyatürüdür. mak isteyen bir milletin simgesidir. Aynı dava: İstanbul Hükûmeti bu Milliyetçi öğretmen Necati, Tahsin'in memleketin battığına inanmış ve attığı taş sebebiyle suçlanıp okuldan çöküş, çözülüş ve dağılış belgesini kovulması ve kendisine "eşek Türk" Sevr'de imzalamıştır. İstanbul için karşısında durulmaz bir Avrupa üstünlüğü, diye hakaret eden Cemil'in himaye edilmesi durumu karşısında tepkisini bir Avrupa medeniyeti vardır. Ona şöyle dile getirir: hücum edilmez, iltihak edilir, yüzde "İmkânı yok! Şu odanın içinde millî yüz teslimiyetle, münakaşasız ve namusuna sahip tek bir adam gösteremücadelesiz iltihak edilir. Hükûmet mezsiniz ki milliyetini savunan bir şimdi böyle düşünüyor. çocuk aleyhine, Fransız bayrağına sığıHükûmet yetiştirmesi ve Avrupa narak bütün milletine küfür eden bir dostu bir çok Avrupalılaşmış Türkler, soysuz piçi himaye etmeye çalışsın. ileri gelen adamlar, Dışişleri memurlaTahsin'in attığı taş, bugün bu saatte rı, bu bağlamda bir başkonsolos da Anadolu'nun harb eden bütün Türklerin böyle düşünüyordu. Adı Halim Bey. tek bir madde içine sıkıştırılarak Karısı yani Cemil'in anası da böyle yoğunlaştırılmış ruhudur! Elinden her düşünüyor. Onun gözünde Avrupa'ya şeyi alınmış bir halkın son silahıdır, başını teslim etmeyen Türk eşektir. gözleri dönmüş bir ümitsizin yere eğiEvine kendi bayrağı yerine Fransız lir eğilmez kaptığı ilk tabiat kuvvetidir. bayrağı asmayan Türk eşektir. Bu çocuğu kim kovmak ister? Buna kızan ve homurdanan Türk (DEVAM EDECEK) eşektir. Siz de mektebe Türk bayrağı "Kahraman" temizlik işçisinin ailesi de gurur duyuyor ESKİŞEHİR - Eskişehir'de 7. kattan düşen 4 yaşındaki çocuğu tutarak hayatını kurtaran temizlik işçisi Şükrü Deniz, "Eve geldiğimde hemen küçük kızımı sevdim. Onlarda duygulandı, çok sevindi, gurur duydular. Sevincimi ailemle, çocuklarımla paylaştım" dedi. Deniz, evinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ecrin Esen'i kurtardıktan sonra kendisini birçok kişinin arayarak tebrik ettiğini söyledi. Odunpazarı Belediyesi Meclis Salonu'nda düzenlenen törende, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un kendisine plaket verdiğini belirten Deniz, "Çevredeki vatandaşlar da tebrik etti. 'Allah razı olsun senden', 'senin yaptığını herkes yapmayabilir' dediler" ifadesini kullandı. Ecrin'in düşeceğini anladığında onu kurtarmaktan başka bir şey düşünmediğini vurgulayan Deniz, şöyle konuştu: "Kendi çocuğum, gözümün önüne geldi. Küçücük bir çocuk, onun aklı yetse zaten cama çıkmaz, ayakkabısını atmaz. Elimden geleni yaptım. Çocuk camdan baktığında benim kızım gibiydi aynen. Baktım onun boyunda, kilosunda gibiydi. Oraya kitlendim, elimden geleni yapmaya çalıştım." Olay sonrası evine geldiğinde hemen küçük kızını kucağına alıp sevdiğini anlatan Deniz, şöyle devam etti: "Eve geldiğimde hemen küçük kızımı sevdim. Onlarda duygulandı, çok sevindi, gurur duydular. Sevincimi ailemle, çocuklarımla paylaştım. Komşularım 'sen çok büyük bir şey yaptın' dedi. Beni tebrik etti. Çok büyük bir şey yaptığımı düşünmüyorum, ben orada sadece vesileydim. Cenab-ı Allah öyle istemiş. O çocuğunda göreceği gün varmış, yaşayacakları varmış. Belki ileride büyük bir insan olacak." Sağlık sorunları yaşadığını, iki ayağından ve sağ kolundan ameliyat olduğunu aktaran Deniz, sol kolundan da ameliyat olması gerektiğini fakat şu an ameliyat olmasının mümkün olmadığını dile getirdi. Doktorunun kendisine ağır koşullara sahip bir işte çalışmaması gerektiğini söylediğini ifade eden Deniz, "Doktorum 'soğukta senin hastalığın daha çok artar' dedi. Ama benimde başka bir işim yok ki, imkanım da yok. Sağlığıma daha uygun bir işte çalışmayı isterdim. Gönül istiyor ama böyle imkanım yok. Mecburum çalışmaya, 3 çocuğuma bakmak zorundayım. Sonuna kadar devam edip, bu işte çalışıp, üç çocuğuma bakacağım" diye konuştu. Necla Deniz ise olay sonrası yaşadıklarına değinerek, şunları kaydetti: "Eşim eve gelince 'yedinci kattan bir çocuk düştü, ben kurtardım' dedi. Küçük kızım Selvinur'a baktı ağlamaya başladı. Bende ağlamaya başladım, bizimkisi sevinç gözyaşıydı. Allah korusun ya düşüp ölseydi? Yaşadığına çok sevindik. Anlatılmayacak bir sevinçti bizim için ve hala öyle, eşimle gurur duyuyorum. Kahraman olduğu, televizyonlarda çıktığı için değil bir can kurtardığı için çok mutluyum. Annenin neler çektiğini hissediyorum, bir evladın hasta olması yoğun bakımda olmasını bilirim. Küçük kızım Selvinur hastaydı, bende yaşadım o günleri, biliyorum." (AA) 10 SAĞLIK 5 Aralık 2014 Cuma Bir milyar yabancıya sağlık hizmeti hedefleniyor Kamu hastanelerini de bu açıdan güçlendirdiklerini ifade eden Gümüş, şöyle konuştu: "Sağlık Bakanlığı olarak ortaya koyacağımız vizyonda hem özel sektör hem de kamu ile uluslararası arenada komşu ülkelerdeki 1 milyar nüfusa sağlık hizmeti vermek istiyoruz. Bu doğrultuda Sağlık Bakanlığı bünyesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere bazı diğer bakanlıkların da işbirliğinde yıl sonunda Sağlık Turizmi Genel Müdürlüğü kurulacak. Bazı kentlerde havalimanına yakın hastanelerde de sağlık turizmi klinikleri oluşturulacak." Gümüş, belirli alanlarda hizmet verecek sağlık turizmi kliniklerinin kalite akreditasyonu konusunda genel müdürlük tarafından denetleneceğini anlatarak, kliniklerin 5 yıldızlı oteller gibi hizmet vereceğini söyledi. Başka ülkeden gelecek hastayı evinden alıp tedavisini yapıp, tekrar evine teslim etme hizmeti vermek istediklerini dile getiren Gümüş, "Uluslararası arenaya, 'Ülkemizde şu şu kentlerde şu şu işler, örneğin termal turizm buralarda, ortopedik işlemler şu kliniklerde hizmet verecek' diyeceğiz. Tabi bu kliANTALYA - Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp nikler de her açıdan desteklenecek" dedi. Gümüş, 1 milyar yabancıya sağlık hizmeti vermek Proje kapsamında yetişmiş insan gücünün istediklerini, bu doğrultuda Sağlık Turizmi Genel yabancı hasta ile ilgili tecrübelerinin artırılmasına, Müdürlüğü kurulacağını ve bazı hastanelerde sağlık hekim ve hemşirelerin yabancı dil bilmesine ve fiziki turizmi klinikleri oluşturulacağını belirtti. mekanlara önem verdiklerini vurgulayan Gümüş, Gümüş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sağ- sağlık turizmi klinikleri oluşturulacak hastaneler lık turizmi konusunda ciddi bir çalışma içinde olduk- konusunda çalışma yapıldığını ifade etti. larını söyledi. Çevredeki ülkelerde yaklaşık bir milyar Müsteşar Gümüş, hangi kliniklerin hangi kentlernüfus bulunduğunu ancak Türkiye'nin sahip olduğu de açılacağı konusunun henüz netleşmediğini, yıl sağlık ordusuna sahip ülke olmadığına dikkati çeken sonunda kurulacak genel müdürlüğün 2015 yılı içinGümüş, Avrupa'da nüfusun yaşlandığını, sağlık de bu alandaki çalışmaları neticelendireceğini bildirgörevlileri, hemşire konularında sıkıntı yaşandığını di. kaydetti. Sağlık turizminin ekonomik açıdan da ülkeye bir Türkiye'nin ise sağlık alanında özellikle son 12 girdi sağlayacağına işaret eden Gümüş, yılda attığı adımlarla ciddi mesafe kaydettiğini, sağlık "Uluslararası arenaya Türkiye'nin sağlık hizmetlerini alanında sorun yaşayan ülkelerin insanlarını tedavi açmak ve ülkeye ekstra girdi elde etmek istiyoruz. edebilecek konuma geldiğini vurgulayan Gümüş, Bu durum cari açık için de çok önemli. Sağlık alanınözel sektörün bu işi çok iyi yaptığını, özellikle daki gücümüzü burada kullanmak istiyoruz" diye Ortadoğu'dan hastaların Türkiye'ye geldiğini belirtti. konuştu. (AA) Genizdeki 10 santimetrelik tümör hastanın burnundan çıkarıldı KONYA - Konya'da geniz bölgesindeki tümör nedeniyle nefes almakta zorlanan ve koku duyusunu büyük ölçüde kaybeden 15 yaşındaki Sinan Koyuncu, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde endoskopik ileri uygulama tekniği kullanılarak gerçekleştirilen operasyonla sağlığına kavuştu. Burun tıkanıklığı ve kanaması şikayeti ile hastaneye başvuran Koyuncu'da, tetkikler sonucu geniz bölgesinde tümör tespit edildi. Tümörün endoskopik yöntemle alınmasına karar verilmesi üzerine hasta ameliyata alındı. Koyuncu'nun geniz bölgesinde yaklaşık 10 santimetre büyüklüğündeki tümörün tamamı, endoskopik ileri uygulama tekniği ile burun deliğinden yaklaşık 3 saat süren cerrahi işlemle çıkarıldı. Operasyon hakkında bilgi veren Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayhan Öztürk, hastanın kendilerine burun tıkanıklığı ve kanaması şikayetiyle geldiğini söyledi. Yapılan tetkikler sonucu tümörün, damarsal yapıdan zengin, iyi huylu olduğunu tespit ettiklerini anlatan Öztürk, hastayı ameliyata aldıklarını kaydetti. Öztürk, "Endoskopik ileri uygulama tekniği ile geniz bölgesinde yaklaşık 10 santimetre büyüklüğündeki tümörün tamamı hastamızın burun deli- ğinden yaklaşık 3 saat süren cerrahi işlemle bir ünite bile kan vermeden başarı ile çıkarıldı. Tümör endoskopik yöntemle tamamen alındığı için tekrarlama olasılığı yok" dedi. Tedavi sürecinde radyoloji bölümünden Doç. Dr. Osman Temizöz ve ekibi, anestezi bölümünden de Doç. Dr. İnci Kara ve ekibiyle çalıştıklarını bildiren Öztürk, hastanın durumunun iyi olduğunu, kısa sürede taburcu edileceğini belirtti. Öztürk, 14-16 yaşlarındaki erkek çocuklarda oldukça sık görülen bu tümör tipinin her ne kadar iyi huylu olarak bilinse de göz sinirleri, şah damarı veya beyin içerisine uzanım gösterebileceğine dikkati çekti. (AA) ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞINDAN Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 19.11.2014 gün ve 2005 sayılı kararı ile onaylanan, "Çayyolu Mahallesi, 13880 ada 6 nolu parsel"e ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği Başkanlığımız ilan panosunda l ay (30 gün) süre ile askıya çıkarılmıştır. İlanen ilgililere duyurulur. Basın - 15861 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de ERSAN PETROL SANAYİİ ANONİM ŞİRKETİ TİCARET Sicil no: 11627 26/12/2014 Tarihinde Saat 16:30'de "Söğütözü Cad. No:23, Balgat, Çankaya, Ankara" Adresinde Toplanacak Olan ERSAN PETROL SANAYİİ ANONİM ŞİRKETİ 2013 Yılı Olağan Genel Kurul Gündemi l) Açılış, Başkanlık Divanının seçimi, Başkanlık Divanına Genel Kurul toplantı tutanaklarını imzalamak üzere yetki verilmesi, 2) 2013 yılı faaliyetlerine ilişkin Yönetim Kurulu Raporunun okunması ve müzakeresi, 3) 2013 yılına ait bilanço ve gelir tablosu hesaplarının okunması, müzakeresi ve tasdiki, 4) Yönetim Kurulunun ibrası, 5) Şirket ortaklarımızm müşterek olarak malik olduğu 42 adet şirket hissesinin şirket ortaklarının muvafakati ile hisseleri oranında ortaklara dağıtılarak müşterek mülkiyet durumunun ortadan kaldırılması hususunun müzakere edilerek karara bağlanması, 6) Yönetim Kurulu ve Denetçi Seçimi, Yönetim Kurulu ile Denetçinin ayrı ayrı görev süreleri ile ücretlerinin belirlenmesi, 7) Dilek ve temenniler, kapanış. VEKALETNAME Hissedarı bulunduğum ERSAN PETROL SANAYİİ ANONİM ŞİRKETİ’ nin nin 26.12.2014 tarihinde Söğütözü Caddesi No:23 Balgat Çankaya ANKARA adresinde saat 16.00 da yapılacak 2013 yılı Olağan Genel Kurul toplantısında beni temsil ermeye ve gündemdeki maddelerin karara bağlanması için oy kullanmaya....................................'yi vekil tayin ettim. VEKALETİ VEREN İsim, İmza, Tarih Vekalet Verenin: Sermaye Miktarı : Hisse Adedi: Oy Miktarı: Adresi: Not: Vekaletnamenin noter tasdiksiz olması halinde vekaleti verenin noter tasdikli imza sirküleri vekaletnameye eklenecektir. Basın - 15995 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de Akalazya hastalığına Japon tekniği çare olacak ANTALYA - Yemek borusunun hareket bozukluğu sonucu ortaya çıkan, hastalarda yutma zorluğu ve yemek yiyememe sorununa neden olan ''akalazya'' hastalığına, Türkiye'de ilk kez uygulanan Japon tekniği çözüm olacak. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Bölümünden Uzm. Dr. Fatih Aslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, akalazya hastalığının yemek borusunun hareket bozukluğu ya da yemek borusunun gevşeyememesi olarak da adlandırıldığını söyledi. Bu hastalık nedeniyle hastaların yiyemediklerini hatta sıvı gıda bile tüketemez hale geldiklerini anlatan Aslan, ''Akalazya denilen hastalıkta yutma eylemi sonrasındaki gıdaları mideye ilerleten fonksiyon oluşamaz ve yemek borusu-mide bileşkesindeki kaslar gevşemez. Bu nedenle yutulan besinlerin mideye girişi engellenir ve besinler yemek borusunda birikir'' dedi. Aslan, akalazya hastalığı nedeniyle, çoğu hastanın yeterli besin alamadığına, bunun sonucunda da kilo kaybettiğine dikkati çekti. Hastalığın tedavisi için önceki yıllarda hastalara bazen 2 veya 3 kez endoskopik balon uygulaması yapıldığını ifade eden Aslan, bu yeni tedavi yönteminin balon uygulamasından çok farklı olduğunu belirtti. Endoskopik balon genişletme uygulamasından fayda görmeyen hastaların da ameliyatla tedavi edildiğine işaret eden Aslan, şunları kaydetti: ''Şimdi yeni olarak, 2010 yılından itibaren Japonların geliştirdiği bir tekniği (POEM) ilk kez Türkiye'de 12 hastada uyguladık. Akalazya hastalığı için endoskopik olarak ağız içinden giriyoruz, hastalıktan sorumlu kasları endoskopik olarak kesiyoruz ve yine endoskopik olarak dikiş atıp, hastayı üçüncü gün normal yaşantısına devam edecek şekilde taburcu ediyoruz. Şu anda 12 hastamız hayatlarına iyileşmiş olarak devam ediyor. Bu yöntemde ameliyata gerek olmaksızın, ağız içinden girilerek işlem yapılıyor. Hastalar konfor açısından, hayat kalitesi açısından hiçbir sıkıntı yaşamadan normal yaşantılarına devam ediyorlar.'' Her 100 bin kişiden birinde görülen ve nedeni bilinmeyen "akalazya" hastalığının, yemek borusunun gevşemesini sağlayan yapıların kaybolmasından kaynaklandığını anlatan Aslan, gençlerde ve orta yaşlılarda görülmekle birlikte yaşlılarda da görülebildiğini söyledi. Başka hastalıklarla da karışabilen bu hastalıkta doğru tanının çok önemli olduğunu vurgulayan Aslan, ''Hastalık yutma güçlüğü ile başlar, hasta sıvı ve katı gıdaları yutmada güçlük yaşar. Yutma güçlüğü olan hastaların mutlaka gastroenteroloji hekimlerine başvurması gerekiyor'' dedi. Aslan, uygulanan yeni teknik ile hastaların hayat kalitesinin artacağını ve rahatça yemek yiyebileceğini sözlerine ekledi. (AA) T.C. ANKARA 15. İCRA DAİRESİ 2014/6297 ESAS TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın aşağıda belirtilen gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %50'sine istekli bulunmadığı taktirde, yine aşağıda belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50'sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV.'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 21/11/2014 1. İhale Tarihi : 21/01/2015 günü, saat 14:15 -14:17 arası. 2. İhale Tarihi : 11/02/2015 günü, saat 14:15 -14:17 arası. İhale Yeri : Ankara Adliyesi 2 Nolu Mezat Salonu No Takdir Edilen Adedi KDV Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri) Değeri TL. 1 2.500,00 1 %18 1 Adet Kompresör Baran Marka 500 Depo hacimli 2003 model 28927 depo nolu kompresör 2 2.500,00 1 %18 1 Adet Kompresör Özkem Marka 1112124698 seri nolu kompresör 3 2.000,00 1 %18 1 Adet Kaynak Makinası Master Mic 250c marka gaz altı kaynak makinası 4 2.000,00 1 %18 1 Adet Kaynak Makinası Buğra Mic 250c marka gaz altı kaynak makinası Basın - 15980 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de T.C. ADALET BAKANLIĞI ANKARA KADIN KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU MÜDÜRLÜĞÜ DÜZELTME İLANI Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğümüzün "2015 Yılı Elektronik Güvenlik Sistemleri Yedek Parça dahil bakım ve onarım işi" ihalesinin ilan metni 24/11/2014 Pazartesi günü YEDİGÜN gazetesinde yayımlanmıştır. Yayımlanan ihale metninde ihale günü 08/12/2014 Pazartesi günü saat 14:00 olarak belirtilmiştir. İhale tarihinin (İKN-163730) 24/12/2014 Çarşamba günü saat 14:00 olarak düzeltilmesi ve ilanın en geç 08/12/2014 Pazartesi gününe kadar YEDİGÜN gazetesinde yayımlanması gerekmektedir. İlgililere duyurulur. Basın - 15985 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de İHALE İLANI MKE GAZİ FİŞEK FABRİKASI MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN Fabrikamız İçerisinde Bulunan 2 (İki) Adet Çay Ocağı ve 1 (Bir) Adet Büfe’nin İşletilmesi İşi Aylık Toplam 400,00.-TL (DörtyüzTL.), Yıllık 4.800,00.-TL (DörtbinsekizyüzTL.) Muhammen Bedel Karşılığında Kapalı Teklif Alınmak Suretiyle İhale Edilecektir. 1- İdarenin a) Adresi : MKE Gazi Fişek Fabrikası Müdürlüğü b) Telefon ve faks numarası : (312) 211 01 62 - (312) 211 00 42 c) Elektronik posta adresi (varsa) : [email protected] 2- İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : 2 (İki) Adet Çay Ocağı ve 1 (Bir) Adet Büfe’nin İşletilmesi İşi b) Yapılacağı yer : MKE Gazi Fişek Fabrikası Müdürlüğü c) İşin süresi : 365 gün (01.01.2015 – 31.12.2015) 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : MKE Gazi Fişek Fabrikası – Mustafa Akıncı Eğitim Salonu A.O.Ç. ANKARA b) Tarihi ve saati : 11 Aralık 2014 Perşembe günü, saat 10:00 4- İhale ile ilgili açıklamalar: 4.1- İşe ait doküman MKE Gazi Fişek Fabrikası İdari İşler Müdürlüğü’nden temin edilebilir. 4.2- İhaleye katılacak olanlar, söz konusu iş yerlerini mutlaka görecekler ve buna ilişkin olarak idaremizce hazırlanan iş yeri görme belgesini alıp imzalı olarak teklif mektuplarının içerisinde işyerimize sunacaklardır. 4.3- Ekonomik açıdan en avantajlı teklif: En yüksek fiyat esasına göre belirlenecek olup, teklif edilen fiyatların eşit çıkması halinde komisyon huzurunda kapalı teklif alınarak açık arttırma yapılacaktır. 4.4- Teklifler 11 Aralık 2014 Perşembe günü saat 10:00’ a kadar MKE Gazi Fişek Fabrikası Müdürlüğü Haberleşme ve Arşiv Şefliğine elden verilecektir. Basın - 15964 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de dış dünya 5 Aralık 2014 Cuma Fransa'da, Filistin'in devlet olarak tanınması Hollade’a bağlı Fransa meclisinde dün yapılan tarihi oylamayla kabul edilen "Filistin'in devlet olarak tanınmasını" hükümetten talep eden karar tasarısı sonrası gözler, Cumhurbaşkanı François Hollande'a çevrildi. PARİS - Fransız siyasetçiler, kararın bundan sonraki aşamada Filistin'in Fransa tarafından devlet olarak tanınması açısından taşıdığı önemi AA'ya değerlendirdi. İktidardaki Sosyalist Parti'de (PS) Filistin meselesinde ön plana çıkan isimlerden eski Eğitim Bakanı Benoit Hamon, "Fransa meclisinin İngiltere'den sonra Filistin'in devlet olarak tanınması için yaptığı oylama, kuşkusuz siyasi açıdan sembolik ve önemli bir harekettir" dedi. İsrail-Filistin barış sürecine ilişkin beklentilerini dile getiren Hamon, şu ifadeleri kullandı: "Oylama sonrası İsrail-Filistin barış sürecinin birdenbire canlanması beklenemez ne yazık ki. Ancak meclisin bu kararının, barış sürecinde müzakere yapmayı reddedenler üzerinde bir baskı oluşturacağını düşünüyorum." Hamon, meclislerden alınan kararların İsrail ve Filistin tarafını bir seçim yapmaları noktasında daha fazla zorlayacağını belirterek sorunun barışçıl çözümünün 1967 sınırlarına ve Kudüs'ün ortak başkent olduğu iki devletin varlığına bağlı olduğunu vurguladı. Eski bakan Hamon, geçen hafta Journal du Dimanche gazetesine yaptı- ğı açıklamada, Filistin meselesinde atılması gereken en güçlü adımın 28 Avrupa Birliği ülkesinin Filistin'i devlet olarak tanıması olduğuna işaret etmişti. Hamon, Hollande'ın Avrupa çapında Filistin konusunda girişim başlatması için en doğru zaman olduğunu vurgulamıştı. Ana muhalefet partisi Halk Hareketi Birliği (UMP) milletvekillerinin çoğunluğunun ret oyu kullanmasına karşın karar tasarısı için kabul oyu kullanan milletvekili Philippe Cochet ise "Bu oylamanın herhangi bir etkisi olmadığını söyleyebiliriz. Ancak yine de mecliste büyük bir çoğunluğun ve farklı Mübarek'in beraati ‘Arap Baharı’na son darbe olarak nitelendirildi NEW YORK - Mısır'da devrik Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek hakkındaki beraat kararını yorumlayan uzmanlar, mahkeme kararının "Arap Baharı'na son darbe" ve "devrime inanmış insanların yüzüne atılmış yeni bir tokat" olduğunu söyledi. AA muhabirine Mısır'daki mahkeme kararıyla ilgili değerlendirmede bulunan uzmanlardan Notre Dame Üniversitesi İslam Araştırmaları ve Kroc Enstitüsü Uluslararası Barış Araştırmaları Profesörü Prof. Dr. İbrahim Musa, kararın Arap Baharı'na ''son darbe'' olduğunu söyledi. Musa, kararla ilgili yorumunda şunları kaydetti: ''Karar aynı zamanda Mısır için tehlikeli bir dönem ve Mısır sokaklarındaki öfke ve memnuniyetsizliklerin başlamasından beri bölgeyi daha da değişken yapar. General Sisi rejiminin destekleyicileri kısa vadede muhalefeti bastırsa da ülkedeki siyasi süreç tehlike altında ve beklenmedik her şey olabilir. Mübarek'in atadığı savcılar tarafından yapılan soruşturma süreci başından beri kusurlu olduğundan dolayı aleyhindeki suçlamaların düşürülmesi şaşırtıcı değil.'' Ülkenin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin farklı savcılar atamaya çalıştığını belirten Musa, bunun gerçekleşemediğini ve Mursi'nin General Abdülfettah es-Sisi tarafından 2013 yılı temmuz ayında devrildiğini hatırlattı. Musa, "Bu son olay, Mısır'ın hukuk sisteminde ciddi hasar olduğunu gösteriyor. Askeri rejimin medyayı susturmak amacıyla Mısır mahkemesince suçlu bulunan uluslararası gazeteciler de hala hapiste" dedi. İnsan Hakları İzleme Örgütü Ortadoğu ve Kuzey Afrika Direktörü Sarah Leah Whitson da AA muhabirine yaptığı açıklamada, binlerce kişi barış- çıl protesto yaptıkları için hapisteyken mahkemenin Mübarek aleyhindeki cinayet suçlamalarını düşürmesinin "devrime inanan her Mısırlının yüzüne yeni bir tokat gibi" olduğunu belirtti. Whitson, Mübarek ve üst düzey yardımcıları aleyhine kovuşturmanın başarısızlığının ve Mısır savcı ve hakimlerinin herhangi bir hesap sorma konusunda isteksiz görünmelerinin, 2011'deki ayaklanmada görevi kötüye kullanma kovuşturmasının bağımsız bir kurulca yapılmasına olan aşırı ihtiyacı gösterdiğini belirtti. Whitson, "Mısır'da geçiş dönemi adaleti artık bir rezalet ve yetkililer ülkede hesap verme sorumluluğunun olmamasının sadece daha fazla huzursuzluk doğuracağını kabul etmeliler'' diye konuştu. Uluslararası Af Örgütü Ortadoğu ve Kuzey Afrika Müdür Yardımcısı Hasibe Hac Sahravi ise mahkemenin Mübarek ile ilgili verdiği beraat kararına ilişkin, ''Hüsnü Mübarek'in beraat kararı birçok kişi tarafından Mısır adalet sisteminin bağımsızlığı ve tarafsızlığı açısından tabuttaki son çivi olarak görülecek" yorumunu yaptı. Sahravi, bağımsız ve tarafsız kuruldan çok uzak bir şekilde ihlallere çare olmaktan uzak kalan yargı sisteminin baskının makine parçası haline geldiğini kaydetti. (AA) İsrail’de 15 Mart’ta erken seçim var KUDÜS - İsrail'de koalisyonun hükümetinin dağılmasının ardından 17 Mart 2015'te erken seçime gidilmesi kararı alındı. İsrail Meclis Başkanı Yuli Edelstein'in ofisinde toplanan Knesset'teki parti grup başkanlarının bugün yaptığı istişarelerin ardından yapılan açıklamada, 17 Mart 2015'te erken seçime gidilmesine kararı alındığı belirtildi. Öte yandan, İsrail meclisinin feshedilmesine ilişkin oylamanın da gün içerisinde yapılması bekleniyor. İsrail'de 2 yıl önce göreve başlayan hükümette koalisyon ortağı Yeş Atid Partisi Lideri Maliye Bakanı Yair Lapid 19 milletvekili, Hattuna Partisi lideri ve Adalet Bakanı Tzipi Livni ise 6 milletvekili ile hükümete girmişti. Lapid ve Livni'nin dün görevden alınmasıyla koalisyon bozulurken, Netanyahu güven oyu için gereken 61 oyu kaybetmiş, ülkede erken seçim tartışmaları başlamıştı. (AA) kesimlerin paylaşımıyla kabul edilen bir oylamadan bahsediyoruz. Aslında bir devletin tanınması konusu cumhurbaşkanının onayına bağlıdır" diye konuştu. Meclisin Filistin konusunda ilerleme kaydetmek için iyi seçilmiş bir yer olmadığını vurgulayan Cochet, Fransa'nın idari sistemine göre konuya ilişkin bütün sorumluluğun Cumhurbaşkanı Hollande'ın üzerinde olduğunu ve herhangi bir girişim başlatılacaksa bunun bizzat Hollande tarafından yapılması gerektiğini belirtti. Fransa meclisi, iktidardaki Sosyalist Parti (PS) milletvekillerinin sunduğu, "Filistin'in devlet olarak tanınmasını" hükümetten talep eden karar tasarısını 151'e karşı 339 oyla kabul etmişti. Meclis genel kurulunun kararı tavsiye niteliğini taşıyor. Filistin'i tanıma konusunda bağlayıcı kararın ise hükümet tarafından alınması gerekiyor. Aynı konuya ilişkin bir başka karar tasarısı 11 Aralık'ta Fransa Senatosu'nda oylanacak. Avrupa Parlamentosu (AP) da geçen haftaki oturumunda, Filistin'in devlet olarak tanınması yönündeki tasarıyı görüşmüştü. Tasarının, AP Genel Kurulu aralık ayı oturumlarında oylanması öngörülüyor. (AA) BM, Mısırdaki son gelişmelerden kaygılı CENEVRE - Birleşmiş Milletler (BM), Mısır'da ifade özgürlüğü ve toplanma özgürlüğü üzerinde olumsuz etkisi bulunan son gelişmelerden derin endişe duyulduğunu belirterek, meşru toplanma ve ifade özgürlüğü hakkını kullanırken gözaltına alınanların serbest bırakılması çağrısında bulundu. BM Cenevre Ofisi'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Rupert Colville, "Mısır'da ifade özgürlüğü ve toplanma özgürlüğü üzerinde olumsuz etkisi bulunan son gelişmelerden derin endişe duyuyoruz" dedi. Rupert, "Mısır'da gösteriler sırasında güvenlik güçlerinin işlediği insan hakları ihlalleri hakkında hesap verme mecburiyeti eksikliği nedeniyle endişeliyiz" diye konuştu. Devrik Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in yargılandığı yolsuzluk davasında beraat kararı üzerine ülkede düzenlenen gösterilerde en az beş kişinin öldüğünü hatırlatan Rupert, "Ülkedeki yetkililer, güvenlik güçlerinin protesto gösterileri sırasında aşırı güç kullanılmamasını garanti altına almalı ve gösteriler sırasında yaşanan hadiseler ve ölümler hakkında hızlı, kapsamlı ve bağımsız bir soruşturma başlatmalı" ifadesini kullandı. Rupert, geçen hafta 78 gencin Müslüman Kardeşler üyelerinin organize ettiği izinsiz bir protesto gösterisine katılmak, vatandaşlar arasında korku yaymak ve ulaşımı engelleme suçlarından 2 ila 5 yıl hapse mahkum edildiğini hatırlatarak, "Mısır hükümetine tüm meşru barışçıl toplanma, örgütlenme ve ifade özgürlüğü haklarını kullanırken gözaltına alınan kişileri acilen serbest bırakması çağrısında bulunuyoruz" dedi. "Mısır toplumunda artan kutuplaşma çok endişe verici" diyen Rupert, "Biz ülkedeki bütün taraflara ulusal diyalog içinde olma çağrısı yapıyoruz" şeklinde konuştu. Ayrıca 26 Kasım'da bir örgütün, derneğin ve grubun nasıl bir terörist varlık olarak değerlendirileceğine yönelik Mısır hükümetinin bir yasa tasarısını onayladığını belirten Rupert, "Bu yasa tasarısının uluslararası insan hakları normlarını ve standartlarını karşıladığından emin olunması için yeniden incelenmesi çağrısında bulunuyoruz" dedi. Rupert, sivillerin yargılaması için askeri duruşmaların kullanılması hakkındaki kaygılarını dile getirerek, Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'nin ekim ayında yayımladığı kararname sonrasında polis ile birlikte askerin de koruma hizmeti sağladığını, kararname sonrasında en az 16 sivilin askeri mahkemelerde yargılandığını bildirildi. (AA) Afganistan'da Taliban saldırıları arttı MEZAR-I ŞERİF - ABD'nin 2014 sonuna kadar asker çekmeyi tamamlayacağı Afganistan'da, koalisyon ve Afgan güçlerini hedef alan saldırılar yoğunlaştı. Son 2 haftada başkent Kabil'de 10 saldırı düzenlenirken, ülkenin kuzeyindeki Baglan vilayetinde iki gün önce bir cenaze törenindeki intihar saldırısında 9 kişi hayatını kaybetti. Düzenlenen son saldırının hedefi, Kabil'in en güvenli bölgesi olarak bilinen Vazir Ekber Han Caddesi'ndeki yabancı yardım kuruluşu IRD'nin ofisi oldu. Son saldırılarla Afganistan'da güvenlik tartışmaları yeniden alevlendi. NATO güçlerinin 2014 sonunda Afganistan'ı terk etmesi beklenirken, ülkedeki silahlı gruplar saldırılarını sürdürerek güvenliği tehdit ediyor. NATO güçlerinin ülkeden ayrılmasının ardından ülke güvenliğinin Afgan askerlerince kontrol edilip edilemeyeceği de sıkça dile getirilen endişelerin başında geliyor. Yaklaşık 3 ay önce göreve başlayan yeni yönetimden güvenlik konusunda ciddi beklentileri olan Afgan halkı ise umutlarını kaybetmiş gözüküyor. İçişleri Bakanlığı, son günlerde artan saldırıların nedenini, kısa süre önce imzalanan ABD ile Afganistan arasındaki Güvenlik Anlaşması'na bağlıyor. Bakanlık Sözcüsü Sıddık Sıddıki, anlaşmanın imzalanmasıyla Taliban örgütünün Kabil yönetimini ele geçirme planının yıkıldığını, bu nedenle de saldırılarını arttırdığını bildirdi. Taliban'ın hedefinin, eylemler yaparak halk arasında endişe uyandırmak olduğunu ifade eden Sıddiki, örgütün hedefine ulaşamayacağını söyledi. Afganistan genelinde Taliban'a karşı son bir ayda 252 operasyon düzenlendiğini açıklayan bakanlık, operasyonlarda 615 Taliban militanının öldürüldüğünü, 238'inin de yakalandığını kaydetti. Saldırı yöntemlerini değiştiren Taliban'ın son günlerde eylemlerini artırdığı Afganistan'da, şiddet olaylarında yaşamını yitiren ve yaralanan sivillerin sayısı da her geçen gün yükseliyor. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, Afganistan'da 2014'ün ilk yarısında bin 564 sivil öldü, 3 bin 289 sivil de yaralandı. BM, hava saldırılarının, sivil ölümleri ve yaralanmalarının yüzde birine neden olduğunu açıklamıştı. Afganistan'da artan saldırıların nedenini uzmanlar ise farklı yorumluyor. Savunma Bakanlığı'nda görevli Tuğgeneral Abdulkadir Aşna, güvenlik güçlerinin içinde Taliban ile işbirliği içinde olan kişilerin bulunduğunu, söz konusu kişilerin, militanların eylem gerçekleştirmesine zemin hazırladığını söyledi. Askeri alanda uzman ve eski istihbaratçı Abed Nazar ise ''İstihbarat zafiyeti nedeniyle son günlerde saldırılar arttı, uzman kişileri göreve getirerek güvenlik birimlerinin tamamının yeniden gözden geçirilmesi lazım, gerek ordu birliklerinde gerekse polis teşkilatında olsun örgüt için çalışan kişilerin tespit edilerek tutuklanması gerek, böylece saldırıların önüne geçilebilir'' diye konuştu. Afganistan'daki Taliban güçlerinin sayısının, 5 sene önceye göre daha yüksek olduğu belirtiliyor. Son günlerde Afganistan'da faaliyet gösteren yabancı kuruluşlara yönelik saldırıların artması nedeniyle, bazı yardım kuruluşlarının ülkedeki yabancı personel sayısını azalttığı ve faaliyetlerini büyük ölçüde kısıtladığı bildiriliyor. Yaklaşık iki ay önce Afganistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Hanif Atmar ve ABD Kabil Büyükelçisi James Cunningham, güvenlik anlaşmasını imzalamıştı. Anlaşma kapsamında ABD, 2014 sonrası ülkede 9 bin 800 asker bulunduracak. Bu askerler terörle mücadelede Afgan güçlerine eğitim ve danışmalık hizmeti verecek. 2015'in sonunda bu askerlerin sayısı yarıya düşecek ve 2016 sonunda Afganistan'daki ABD diplomatik merkezlerinin güvenliği için sadece bin asker kalacak. (AA) BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 2 3 4 5 6 7 8 9 10 12 haber 5 Aralık 2014 Cuma Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Bağdat ile Erbil arasında 550 bin varillik bir uzlaşı noktası oluştu. Türkiye'nin sözleşmeleri çerçevesinde bu noktaya gelinmiş olması hem Türkiye hem Irak açısından sevindirici bir durum" dedi. IRAK’TA ANLAŞMA Türkiye’de sevinç var! ANKARA - Yıldız, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2015-2019 Stratejik Planı Tanıtım Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, planın, ülkenin gelişmesine, büyümesine ciddi katkı koyacağına inandığını söyledi. Türkiye'nin bütün enerji kaynaklarıyla alakalı arz güvenliğini, bunların sürdürülebilirliğini gerçekleştirirken bir yandan da coğrafyasından kaynaklanan avantajları hissetmesi ve yaptığı projelerle hissettirmesi gerektiğini ifade eden Yıldız, enerjinin tasarruflu ve verimli kullanılmasının da çok önemli olduğunu vurguladı. Yıldız, "Türkiye'nin neredeyse 1 yıllık büyümesine karşılık gelecek enerji yatırımları, enerji tasarruf miktarına yaklaştı. Enerjiden tasarruf elde edersek, enerjiyi verimli kullanırsak 1 yıllık yatırım ihtiyacını dahi karşılamış olacağız" diye konuştu. Her yıl farklı tehdit ve fırsatların ülkenin başına gelebildiğine işaret eden Yıldız, yeni proje imkanları ve yeni yapılacak işlerin ülkenin fırsatlarını oluşturduğunu, buna karşılık 1 yıllık kuraklığın elektrik üretiminde yüzde 67'ler seviyesinde etki edebildiğini dile getirdi. Yıldız, enerji sektörünün "yağmur yağmadı, o yüzden durumumuz böyle" gibi bir mazereti olamayacağını, alternatif enerji kaynağının sağlanması gerektiğini kaydetti. Türkiye'nin son 12 yılda artan refah seviyesinden ve kazanımlarından geri adım atamayacağını, atmaması gerektiğini ifade eden Yıldız, bu nedenle tüm enerji kaynaklarına aynı derecede önem verilmesi gerektiğini söyledi. Bakan Yıldız, "Güneşte, Türkiye'de bunların üretim merkezi kurmak kaydıyla dünyanın en büyük güneş üretim merkezini kuracağız. Afrika'nın güneşi daha fazla olabilir ama Türkiye'nin imkanı daha fazla" dedi. Türkiye'de kömür çıkarılmasına yönelik tartışmaların bulunduğunu anımsatan Yıldız, buna karşın gelişmiş ekonomilerin enerjilerinin önemli bir kısmını kömürden elde ettiklerini, kömürün en önemli 3 enerji kaynağından biri olmayı sürdüreceğini belirtti. Türkiye'nin kendisine sunulan bütün çözüm önerilerini değerlendirdiğini, ülke ve bölgesi için faydalı olabilecek seçenekleri kamuoyu ile paylaştığını dile getiren Yıldız, "Siz Türkiye'nin önüne yalnızca problemleri koyarsanız bu adilane bir paylaşım olmaz. Çözümleri koyarsanız Türkiye bunları ayıklamasını bilir. Türkiye çözümlerin nerede olduğunu, problemlerin nerede olduğunu gelişen zihniyle çok iyi takip ediyor" diye konuştu. (AA) ‘Bedelli’ ile kaçak Şeffaflıkta 64. olduk kalmayacak ANKARA - Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, bedelli askerlikten bakaya ve asker kaçaklarının da yararlanabileceğini bildirdi. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri töreninin ardından düzenlenen resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bedelli askerlik uygulamasına ilişkin sorular üzerine Yılmaz, ödemede taksit olmayacağını söyledi. Geçen dönemki bedel 30 bin lira olduğu için taksitlendirmenin yapıldığını dile getiren Bakan Yılmaz, "Şimdi 18 bin. 18 bin de ödenebilecek bir rakam" dedi. Uygulamadan bakaya ve asker kaçaklarının yararlanıp yararlanmayacağının sorulması üzerine Yılmaz, "Şu anda silah altında olmayan herkes" yanıtını verdi. Bedelli askerlik kararının kamuoyunda sürpriz olarak karşılandığı, daha önce yapılan açıklamaların bu uygulamanın olmayacağı kanaatini uyandırdığının belirtilerek, "Ne oldu da değişti?" denilmesi üzerine Bakan Yılmaz, "Şartlar değişirse hüküm de değişir. Şartlar değişti, herkes baksın ne şartların değiştiği belli olur" ifadesini kullandı. Uygulamadan yaklaşık 700 bin kişinin yararlanmasının beklendiğinin hatırlatılması üzerine Milli Savunma Bakanı Yılmaz, şunları söyledi: "700 bin kişiyi ilgilendiriyor. Ancak faydalanan kişi yüzde 10 da olabilir. Biz hiçbir rakam vermiyoruz. Beklenti ayrı bir şey. Biz böyle bir beklenti yaratmıyoruz. Bu yasanın çıkmasını bekleyenler bunu sanki 700 bin kişi başvuracakmış gibi bir şey söylüyorlar. Hayır öyle bir şey yok. Ben askerliğimi yapmamış olsam, böyle bir hak önüme konulmuş olsa ben para ödemem, gider askerliğimi yaparım. Dolayısıyla benim gibi düşünen insanlar mutlaka vardır. Bu bir seçenek, isteyen kullanacak, istemeyen kullanmayacak." Türk Silahlı Kuvvetlerinin modernizasyonuna yönelik çalışmalara ilişkin soru üzerine de Yılmaz, çalışmaların tamamlanmasıyla TSK'nin daha etkili ve nitelikli olacağını belirtti. VİCDANİ RET Riskli bölgelerdeki diplomatik temsilciliklerin Özel Kuvvetler Komutanlığına bağlı birliklerce korunmasına yönelik açıklamalar hatırlatılarak, bu konunun Yüksek Askeri Şura toplantısında gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine Bakan Yılmaz, "Hayır, yok. Bazı büyükelçilikler, sayısı 8 olabilir, Irak'tır, Somali'dir..." diye konuştu. Bakan Yılmaz, toplumsal olaylara müdahale etmek için eğitilmiş kişilerin, kritik bölgelerde görevlendirilmesiyle etkin bir güvenliğin verilip verilmeyeceğine ilişkin düşünceler dikkate alınarak "bordo berelilerin" görevlendirilmesinin daha uygun olacağının düşünüldüğünü de söyledi. Bir gazetecinin, "Uzun vadede, 2019'a kadar projeksiyonda vicdani ret kavramının..." sözleri üzerine Bakan Yılmaz, "Hayır, çıkmaz" karşılığını verdi. (AA) BERLİN - Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün (TI) 2014 yılı raporunda, yolsuzluğun en az görüldüğü ülkeler sıralamasında Danirmarka, Yeni Zelanda ve Finlandiya'nın zirvede yer aldığı bildirildi. Berlin'deki Federal Basın Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında, "2014 Yolsuzluk Algısı Endeksi" açıklandı. 175 ülkenin 100 puan üzerinden değerlendirildiği endekste, Danimarka 92 puanla şeffaflıkta zirvenin sahibi oldu. Danimarka'yı 91 puanla Yeni Zelanda, 89 puanla Finlandiya, 87 puanlı İsveç ve 86 puanla Norveç izledi. Listede Almanya 79 puanla 12'nci, İngiltere 78 puanla 14'üncü, Amerika 74 puanla 17'nci, Fransa 69 puanla 26'ncı, Türkiye 45 puanla 64'üncü, Yunanistan 43 puanla 69'uncu ve İran 27 puanla 136'ncı sırada yer aldı. Listenin sonunda ise 8'er puanla Kuzey Kore ve Somali, 11 puanla Sudan, 12 puanla Afganistan'ın bulduğu kaydedildi. Uluslararası Şeffaflık Örgütü Araştırma Direktörü Finn Heinrich, raporun, örgütün araştırmalarda bulunduğu ülkelerdeki uzmanların ve şirket temsilcilerinin görüşleri temelinde hazırlandığını ifade etti. Bu bilgilerin son 24 ay içinde toplandığına işaret eden Heinrich, bundan dolayı çok güncel gelişmelerin rapora tam olarak yansımadığını kaydetti. Yolsuzluğun geniş bir tanımı olduğuna işaret eden Heinrich, kayırma, çıkar çatışması, siyasi partilerin finansmanı ve yolsuzlukla mücadele gibi konuların irdelenerek raporun hazırlandığını savundu. Ülkelerin ekonomik gelişmesiyle yolsuzlukla mücadele arasında bir bağ bulunduğuna işaret eden Heinrich, ''Yolsuzlukla mücadele edilmemesi durumunda, ülkelerdeki ekonomik gelişmeyi de tehlikede görüyoruz'' dedi. Yolsuzluğun, ekonomik gelişme için risk olduğuna işaret eden Heinrich, yolsuzluğun devlete olan güveni azalttığını ve yatırımcıların yolsuzluk riski bulunup bulunmadığına baktıklarına işaret etti. Heinrich, yolsuzlukla mücadelenin gelişmekte olan ülkelerde ilerlemediğini, hatta gerilediğinin görüldüğünü kaydetti. Yolsuzluğun kökü ile mücadele edilmesi gerektiğini ifade eden Heinrich, bu mücadelede yönetimde saydamlığın ve yolsuzluğu ihbar edenlerin korunmasının önemli olduğunu söyledi. TI Almanya Müdürü Edda Müller, kara para aklama ve vergi kaçakçılığıyla mücadele edilmesi gerektiğini belirterek, bundan dolayı yasa dışı ticaretten elde edilen paranın ortaya çıkarılması için Alman hükümetine AB'nin kara para aklama yönetmeliğini imzalaması çağrısında bulundu. Dünya Bankası tahminlerine göre, dünyada her yıl yaklaşık 1 trilyon dolar rüşvet ödendiğine ve bunun ülkelerin diğer ülkelere yaptıkları yardımların yüzde 15 ila 30'una tekabül ettiğine işaret eden Müller, "Gelişen ve gelişmekte olan ülkelere yapılacak en iyi yardım yolsuzlukla mücadele etmektir" ifadesini kullandı. (AA) Enflasyona petrol dopingi İSTANBUL- ÜMİT ÇEVİK - Petrol fiyatlarında son dönemde gözlenen sert düşüşün enflasyona katkısı kasım ayında etkili bir şekilde görüldü. AA muhabirinin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden derlediği bilgilere göre, kasım ayında enflasyon yüzde 0,18 artarken yüzde 0,24 olan piyasa beklentisinin altında gerçekleşti. Haziran ayından beri düşüş trendinde olan ve yüzde 40 oranında gerileyen petrol fiyatlarının enflasyona olumlu etkisi ekim ayındaki sınırlı katkının ardından kasım ayında daha belirgin bir şekilde görüldü. Aylık olarak fiyatları en çok düşen grup, petrol fiyatlarındaki gerilemenin yansıması sonucunda yüzde 1,79 ile ulaştırma oldu. Ulaştırma fiyatlarındaki gerilemenin enflasyona 0,29 puanlık bir düşürücü etkisi oldu. Ulaştırma grubu aylık enflasyonun yüzde 1,79 düşmesinin ardından grup yıllık enflasyonu ise yüzde 6,88'den yüzde 5,06'ya geriledi. Ulaştırma grubu enflasyonu ekim ayında yüzde 0,18 gerilemişti. Öte yandan TÜİK verilerine göre, fiyatı en fazla düşüş gösteren maddeler arasında LPG dolum ücreti yüzde bir önceki aya göre yüzde 7,97, benzin fiyatları yüzde 3,15 ve mazot fiyatları da yüzde 2,84 geriledi. Petrol fiyatlarındaki düşüşün uçak bilet fiyatlarına yansıması da kasım ayında ggerçekleşti. Türkiye genelinde ortalama uçak bilet fiyatları 308,84 TL'den 293,76 TL'ye geriledi. Türkiye geneli uçak bileti ortalama fiyatı yüzde 4,91 düşüş kaydetti. Ekonomistler, kasım ayı enflasyonun petrol fiyatlarındaki düşüş, gıda fiyatlarındaki artışın sınırlı kalması ve döviz kurundaki durgun seyrin etkisiyle oldukça düşük gerçekleştiğini ifade ediyor. Petrol fiyatlarındaki düşüşün enflasyon üzerindeki olumlu etkisinin kalıcı olabilmesi için emtianın dolarla fiyatlanması nedeniyle dolardaki değer kazancının da sınırlı olması gerektiğine dikkati çeken ekonomistler, düşüşün devam etmesi ve bunun dolar/TL kuruna da olumlu yansımasını sürdürmesi durumunda aralık ayında enflasyon üzerindeki olumlu etkilerinin daha fazla olacağını kaydediyor. Burgan Yatırım Ekonomisti Haluk Bürümcekçi, yaptığı değerlendirmede, son dönemde petrol fiyatlarında gözlenen sert düşüşün enflasyon beklentilerine getirebileceği iyileşme potansiyeline rağmen, beklentilerin hafif altında gerçekleşse de yüksek seyrin korunduğunu gösteren kasım ayı enflasyonunun bu eğilimi zayıflatacağını ifade etti. (AA) Sedat KAYA [email protected] BARIŞ SÜRECİ...!!! Barışmak, küsmekten daha zormuş... Son yıllarda en çok konuşulan olayların başında barış süreci geliyor... Benim anlamadığım önemli bir konu ve bir husus var... Kim kiminle küs veya kim kiminle barışmak istiyor... Bunun adına barış süreci değil de, farklı bir isim mi bulsak...? Çünkü barış söyleminde sanki farklı ifadeler çıkarmaya çalışan kesimler var. Barış adı altında farklı bir şeyler mi var diye süreç farklı yerlere gidiyor deniliyor... Küsen yok ki!, neden barış kondu acaba bunun adına... Barış süreci tüm insanlar üzerinde gerçekleştirilmelidir... Vatandaşı devletine küsemez... Ama devleti ayrımcılık yapıyor ise, vatandaş seçimlerde gerekli cevabı hükümetlere verir ve ayrımcılığı ortadan kaldırmış olur... Barış sürecini iyi analiz etmeliyiz... Bu bir devlet politikası ise devlet gereken tüm adımları atmalıdır. Devlet tüm adımları atarken, karşıdan barış isteyenler de gerekli tüm adımları atmalılar... Barışın yanında, savaş söylemi gerçekleştirilemez... Bakın son zamanlardaki siyasetçilerin ağızlarına, dudaklarının bir kenarı barış diyor, bir kenarı da savaş diyor... Bence barış önce siyasetçilerin arasında sağlanmalı, sonra topluma anlatılmalı... Tartışarak halledeceğiz diyen zihniyetlere sormak istiyorum... Bugüne kadar hep tartışmadınız mı...? Tartışmanın sonunda hep kavgalar olmadı mı..? Tartışmasını bilmeyen bir toplumdan, tartışarak barış sağlayacağız demek ne kadar doğru bir yöntem olur... Barış gelsin ancak sadece tek taraflı değil... Haydi bakalım iyi barışmalar.... Hisarcıklıoğlu'na VİYANA’DA ‘ALTIN ÖDÜL’ VİYANA Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'na Avusturya Ekonomi Odası (WKÖ) Altın Ödülü verildi. Hisarcıklıoğlu, ödülünü Avusturya'nın başkenti Viyana'daki Avusturya Ekonomi Odası'nda düzenlenen törenle aldı. WKÖ Başkanı Christoph Leitl törende yaptığı konuşmada, Türkiye ile Avusturya arasında yaklaşık 2,5 milyar avroluk ticaret hacminin ve yaklaşık 10 milyar avroluk yatırımların bulunduğunu söyledi. Ticaretin karşılıklı güvene dayandığını aktaran Leithl, "İnsanlar arasında güven olduğu zaman ticari faaliyetlerin de sürürülmesi mümkündür" dedi. "Türkiye Avusturya ilişkileriyle Avrupa ve dünya ekonomisine olumlu katkısı" dolayısıyla Hisarcıklıoğlu'na ödülünü veren Leithl, Hisarcıklıoğlu'nun Türkiye iş dünyasını çok iyi temsil ettiğini, yapıcı ve olumlu kişiliği ile ilişkilere katkıda bulunduğunu vurguladı. Hisarcıklıoğlu ise 2009 yılında Avusturya Büyük Altın Liyakat Nişanı'nın kendisine verildiğini ve bu nişanı gururla taşıdığını kaydederek, TOBB olarak Avusturya ile ilişkilere büyük önem verdiklerini söyledi. Türkiye ile Avusturya arasında köklü tarihi ve siyasi ilişkilerin yanı sıra ekonomik ilişkilerin de güçlü olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, "Türkiye'ye en çok yatırım yapan ülkelerin başında Avusturya gelmektedir. Son 5 yılda Türkiye'ye 50 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye yatırımı gelmiş olup, Avusturyalı şirketler 7,2 milyar dolar ile en büyük paya sahiptir. Esasen Türkiye'deki Avusturya menşeli yatırımların yüzde 80'i, bu son 5 senede Türkiye'ye gelmiştir" diye konuştu. Hisarcıklıoğlu, Türkiye ile Avusturya arasındaki ikili ticaret hacminin 3 milyar dolar seviyesinde kalmasını yeterli görmediğini dile getirdi. Türkiye'nin 400 milyar dolar civarında dış ticaret hacmine sahip olduğunu ve bunu önümüzdeki 10 yılda 3 katına çıkarmayı hedeflediklerini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, bunu sağlayabilmek için de demiryolu taşımacılığını geliştirmek gerektiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, "Bu noktada, Avusturyalı dostlarımdan da taşımacılığın önündeki engellerin kaldırılması konusunda destek bekliyoruz" dedi. Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin ihracatının yüzde 55'ni karayolu ile yaptığının altını çizerek, "Ancak AB ülkeleri tarafından tırlarımıza, kota konulmaktadır. Bu durum, hem AB'nin ruhu olan serbest ticaret ilkesine hem de AB'nin hukuki temeli Gümrük Birliğine açıkça aykırıdır. Bu sorunun çözülmesi, geçiş kotalarının kaldırılması için Avusturyalı dostlarımızın desteğini rica ediyoruz" çağrısında bulundu. Hisarcıklıoğlu, iktisadi bütünleşme, hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlüklerin tesisi ve öngörülebilirlik açısından AB üyeliğinin hayati önem taşıdığını ve Türkiye'nin AB vizyonuna destek verilmesi gerektiğini ifade etti. Hisarcıklıoğlu, AB ile ABD arasında yürütülen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması (TTIP) görüşmelerinin de Türkiye'nin AB üyelik sürecine etki edecek önemli bir gelişme olduğuna dikkati çekti. (AA) TURİZM 5 Aralık 2014 Cuma 13 “Küçük Evler” ziyaretçilerini bekliyor İSTANBUL - Rahmi M. Koç Müzesi, oyuncak, koleksiyon objesi, hobi malzemesi ve vitrin süsü olarak kullanılan minyatür evlerden oluşan "Hayallerle Dolu Küçük Evler" sergisine ev sahipliği yapıyor. Müzenin 20. yılına özel hazırlanan sergide, 19. yüzyıldan itibaren üretilen çoğu İngiliz, Alman, Fransız ve Amerikan yapımı minyatür evler ile dekorlarında kullanılan minyatür mobilyalar, objeler ve oyuncak bebekler yer alıyor. Sergiye ilişkin bilgi veren Rahmi M. Koç Müzesi Koleksiyon Yönetimi bölüm yöneticisi Yeşim Anadol Zengin, sergide, 3 diorama, 42 bebek odası ve 100'ün üzerinde küçük bebeğin bulunduğunu belirterek, "Sergiyi hazırlamamız yaklaşık 2 yıl sürdü. Bebek evlerini toplamamız ise aslında çok daha uzun bir süreç" dedi. Bu sene Rahmi M. Koç Müzesi'nin 20. yılını kutladığını hatırlatan Zengin, şunları söyledi: "20. yılımız nedeniyle bebek evleri sergisi yapmaya karar verdik. Bizim müzemiz daha çok sanayinin tarihini anlatan bir müze. Bebek evleri de oyuncak tarihinde çok önemli bir yer tutuyor. Dolayısıyla bunu fark ettiğimiz zaman bu seneyi bebek evleri ile kutlamanın çok anlamlı olacağına karar verdik." (AA) İzmir turizminde kötü gidiş sürüyor ISSN 1308-7622 İZMİR - Türk turizminin önemli merkezlerinden İzmir, turizmde kötü dönem geçirmeye devam ediyor. Kasım ayında kente giriş yapan turist sayısı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13,7, yılın 11 aylık döneminde ise yüzde 7,3 düştü. Yılın 11 ayında kente gelen turist sayısı 9 ay boyunca bir önceki yıla göre düşüş kaydetti. AA muhabirinin İzmir Kültür ve Turizm Müdürlüğü verilerinden derlediği bilgilere göre, İzmir'e kasım ayında 43 bin 707 turist geldi. 2013'de 50 bin 664 turisti ağırlayan İzmir'e gelen turist sayısı kasım ayında, bir önceki yıla göre yüzde 13,7 azaldı. Ocak-Kasım 2014 döneminde ise ile gelen turist sayısı 1 milyon 269 bin 667 kişi oldu. Geçen yılın aynı döneminde 1 milyon 369 bin 539 kişinin tatil tercihi olan İzmir'deki turist kaybı 11 ayda yüzde 7,3 olarak gerçekleşti. Kente şu ana kadar gelen turist sayısı, şubat ve nisan ayı dışında kalan diğer aylarda düşüş gösterdi. İzmir turizmi, ocak ayında yüzde 3, martta yüzde 20, mayısta yüzde 11, haziranda yüzde 5, temmuzda yüzde 3, ağustosta yüzde 6, eylülde yüzde 10, ekimde yüzde 17, kasımda yüzde 13 geriledi. Turizm istatistikleri bir tek şubatta yüzde 56, nisanda yüzde 4 arttı. Kruvaziyer turizmdeki düşüş de devam etti. Kruvaziyerle 2013 Kasım ayında kente 28 bin 292 kişiyi gelirken, bu yıl aynı ayda yüzde 29,5 azalmayla 19 bin 959 turist girişi oldu. Yılın 11 ayında ise kruvaziyerle gelenlerin sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 30,9 azalarak 327 bin 228 olarak gerçekleşti. İzmir'i tercih eden turistlerin ülkeleri sıralamasında Almanya ilk sırada yer aldı. Yılın ilk 11 ayında 328 bin 151 Alman, 126 bin 938 Fransız, 126 bin 682 İtalyan, 101 bin 360 da İngiliz turist İzmir'i tercih etti. (AA) Yıl: 44 Sayı: 15040 5 Aralık 2014 Cuma GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi İmaj İç ve Dış Tic. A.Ş. Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Abdülmecit KOYUNSAĞAN Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ Yazı İşleri Müdürü Ayşegül BALDEMİR İstihbarat Şefleri Şenol GÜNÜÇ - Kenan ERGEN Görsel Yönetmen Şebnem ÜNAL Sayfa Editörleri Hakkı Murat SÖBÜTAY - Emine ÖZCAN İnternet Editörü Alparslan OĞUZ Haber Merkezi İsmail YILDIZ, Mihriban DEMİREL, Ayşenur GÜRER, Tülay CANPOLAT, Gazi BOZKURT, Burcu KERİM, Betül SÜSLEN İdari Merkez Macun Mah. 195. Cadde No: 2 Yenimahalle/ANKARA Yazı İşleri Tel: 397 91 40 (PBX) Fax: 397 41 54 [email protected] Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT İstanbul Temsilciliği Ankara Temsilciliği Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu Cad. Rüzgarlı Cd. Plevne Sk. No: 14 No: 2 K.1 Sefaköy/Küçükçekmece/İSTANBUL Ulus/ANKARA Tel: (0212) 540 40 45 Tel: (0312) 310 35 53 Dağıtım: TURKUVAZ DAĞITIM SAN. VE TİC. A.Ş. Yayın Türü: Yaygın Süreli (Pazar hariç) Basıldığı Yer: Dorukkaya Mat. Yay. Rek. Mağ. Enerji ve İnş. A.Ş. - İstanbul Yolu 6. km Macun Mh. 3. Cd. No: 2/1 Yenimahalle/ANKARA Tel: 397 11 97 Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. www.yedigungazetesi.com.tr Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir Kırkpınar çayırına "Barselona" modeli EDİRNE - Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin yapıldığı er meydanının yılbaşından itibaren ziyarete açılması ve girişin ücretli olması planlanıyor. Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin Olimpiyatlar'dan sonra dünyanın en eski spor organizasyonu olduğunu söyledi. Olimpiyatların zaman zaman kesintiye uğradığını ancak Kırkpınar'ın kesintisiz 6 asırdır devam ettiğini ifade eden Gürkan, şöyle konuştu: "Kırkpınar Türkler'in Rumeli'ye geçişinden beri yiğitlerin karşılaştığı bir organizasyon. Bu yüzden Edirne, Kırkpınar Güreşleri'nin olduğu günlerde yoğun ziyaretçi akınlarına uğruyor ancak bir hafta açık olan çayır, er meydanı ya da Kırkpınar Stadı yılın 51 haftası kapalı kalıyor. Oysa ki Edirne'yi ziyarete gelen yerli ya da yabancı turistler bu ata sporunun yapıldığı alanı görmek istiyorlar. Şunu fark ettik, kapıları açtığımızda, ücretsiz olduğunda insanlar ilgi göstermiyor." Gürkan, yeni yılda er meydanını müze stadyuma çevirmeyi planladıklarını vurguladı. Bunun dünyada birçok örneği olduğunu aktaran Gürkan, şöyle devam etti: "Örneğin Barselona'nın stadını 20 avroya gezebiliyorsunuz. Hediyelik eşyaları alabiliyor- Haymana kaplıcaları turistleri bekliyor ANKARA - Mineral açısından zengin olan ve birçok hastalığa iyi geldiği belirtilen Haymana'nın termal suyuna ilgi her geçen yıl artarken, ilçeye gelen turistlerin ağırlanması ve ihtiyaçlarının karşılanması için çalışmalar devam ediyor. Haymana Belediye Başkanı Özdemir Turgut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünya genelinde termal turizmine ilginin son yıllarda arttığını söyledi. Haymana'nın da mineral açıdan zengin ve şifalı olan termal su kaynaklarına sahip olduğunu belirten Turgut, şöyle konuştu: "Dünyada kaplıca kültürü her geçen yıl önemli bir şekilde artmaktadır. Bu artış ilçemizde de gözle görülür mahiyettedir. Şu an itibarıyla bazı tesislerimiz hizmete açıldı. Çok önemli bir tesisimiz de çok daha kapsamlı ve büyük konseptle hizmete girecek. Bu otelimizle Haymana'nın, yerli ve yabancı çok sayıda turiste ev sahipliği yapacağını düşünüyoruz. İlçemize her yıl yaklaşık 500 bin turist gelmektedir. Bu sayının artacağına inancımız tamdır. Haymana kaplıcaları, dünyanın en iyi termal suyu olarak bilinen Vichy kaplıcalarının (Fransa) ardından ikinci en iyi kaplıca suyuna sahiptir." Turgut, Haymana kaplıcaları ile tanışan turizmcilerin bir daha ilçeden kopamadığına, Türkiye'ye gelen yabancı turistlerin de Haymana'ya yönlendirilmesi için çalışma yapılması gerektiğine değinerek, "Saniyede 60 litrelik kaplıca suyuna sahip bir ilçeyiz. Yeni tesislerimizle yatak sayımız 2 bin civarına yükselecek. Devletimizin kaplıca suları ile ilgili araştırmalarda bulunmasını, en iyi kaplıca suyuna sahip Haymana'ya yerli ve yabancı yatırımcıları yönlendirmesini bekliyoruz.” (AA) sunuz, bu kulübe de katkı sağlıyor. Vatandaş Barselona Stadı'na gidip ziyaret için 20 avro veriyor. Barselona Stadı stat ise burası da 653 yıllık bir geleneğin stadı. İnsanlar paralı olunca merak ediyor. Biz de paralı yapacağız. Bu fikirden yola çıkarak yılbaşından itibaren er meydanını ücretli ziyarete açacağız. Vergisini, KDV'sini ödediğimiz bir müze stadyum haline getireceğiz. Kırkpınar ve Edirne ile ilgili objeler satılacak. Mevsim şartları el verdiğince hafta sonları gösteri güreşleri düzenleyeceğiz." Gürkan, er meydanını gezmek ve gösteri güreşlerini izlemek isteyenlerden 10 lira alınmasının düşünüldüğünü kaydetti. Osmanlı'nın kuruluşunun ilk yıllarından itibaren geleneksel hale gelen Kırkpınar Yağlı Güreşleri, Samona ile Sarı Hızır köyleri arasında bulunan çayırda yapılırdı. Bölge, Lozan Antlaşması'nın ardından Yunanistan sınırları içerisinde kaldığı için güreşler 1924'ten bu yana Sarayiçi'nde yapılmaya başlandı. Etrafı sazlıklarla çevrili er meydanı, 1985'te dönemin Başbakanı Turgut Özal'ın talimatıyla yenilendi. İlk etapta şeref tribünü ve şehir yönüne doğru olan tribünler betonarme olarak yeniden yapıldı, üzeri de uzay çatıyla kapatıldı. (AA) “Prandelli Türkiye'ye gitmekte acele etti” 5 Aralık 2014 Cuma ROMA - İtalya Futbol Federasyonu (FIGC) Başkanı Carlo Tavecchio, Galatasaray'dan kısa süre önce ayrılan teknik direktör Cesare Prandelli'nin iyi bir çalıştırıcı olduğunu ancak Türkiye'ye gitmek için acele ettiğini savundu. İtalya'da görev yapan Türk basın mensuplarını kabulünde konuşan Tavecchio, defalarca Türkiye'de bulunduğunu hatırlatarak, "Çok güzel bir ülkeniz var ve ülke olarak çok önemli bir konumdasınız. Son yıllarda ekonomik büyümenizi hayranlıkla takip ediyorum" dedi. Türkiye'deki futbol liglerini yakından takip ettiğini, milli maçları izlediğini ifade eden başkan Tavecchio, geçen Haziran ayında İtalya Milli Takımı'ndaki görevinden istifa ettikten sonra Galatasaray'ın başına geçen ancak buradaki görevinden de önceki hafta ayrılan vatandaşı Prandelli için, "Bana göre çok başarılı ve iyi bir insan ama bence tanımadığı bir lige gitmekte acele etti. Bence biraz ara vermesi daha iyi olurdu" değerlendirmesinde bulundu. Salih Uçan'a sakatlık şoku İSTANBUL - Galatasaray, yeni teknik direktörü Hamza Hamzaoğlu yönetiminde çıktığı ilk maçta Ziraat Türkiye Kupası'nda Eskişehirspor'u 42 mağlup etti. Sözleşmesi feshedilen İtalyan teknik direktör Cesare Prandelli'nin yerine göreve getirilen Hamzaoğlu'nun başında olduğu sarı-kırmızılı takım, Eskişehirspor'u Selçuk İnan (2), Bruma ve Umut Bulut'un golleriyle yendi. Karşılaşmanın 5. dakikasında Serdar Özkan'ın serbest vuruştan attığı golle 1-0 yenik duruma düşen sarı-kırmızılı takım, Selçuk İnan'ın 15. dakikada frikik ve 36. dakikada da penaltıdan kaydettiği gollerle skoru 2-1 lehine çevirdi. Melo'nun 57. dakikada kırmızı kart görmesiyle 10 kişi kalan Galatasaray, 61. dakikada Mehmet Erkut Şentürk'ün golüne engel olamadı ve skor 2-2 oldu. Bir kişi eksik kalmasına rağmen mücadeleyi bırakmayan "Cim Bom", 83. dakikada Bruma ve 89. dakikada da Umut Bulut ile iki gol daha bularak Ziraat Türkiye Kupası G Grubu maçlarına galibiyetle başladı. Daha önce futbolcu olarak formasını da giydiği sarı-kırmızılı ekibin başında ilk karşılaşmasına çıkan Hamza Hamzaoğlu, teknik direktörlük kariyerindeki 200. resmi maç olan bu mücadelede galibiyet sevinci yaşadı. Genç teknik adam, maçın ardından kendisine sevgi gösterilerinde bulunan sarı-kırmızılı taraftarlara, saha ortasında alkışla karşılık verdi. Sarı-kırmızılı takım, geçen yıl Ziraat Türkiye Kupası finalinde karşılaştığı Eskişehirspor'u Wesley Sneijder'in golüyle 1-0 yenerek kupanın sahibi olmuştu. Galatasaray, bu sezon ilk kez bir maçta rakip kaleye 4 gol attı. Bu sezon gol yollarında sıkıntı yaşayan, mücadele ettiği Spor Toto Süper Lig ile UEFA Şampiyonlar Ligi'nde de eksi averajda bulunan sarı-kırmızılı takım, en gollü galibiyetini 4-2'lik skorla kupa maçında Eskişehirspor karşısında aldı. Sarı-kırmızılı takımda Selçuk İnan, Eskişehirspor maçında bu sezonki ilk gollerini attı. Performansı nedeniyle eleştirilen ve daha önce forma giydiği maçlarda golle buluşamayan tecrübeli futbolcu, karşılaşmanın 15. dakikasında frikikten attığı golle bu sezonki ilk golünü kaydetti. (AA) ROMA - İtalya Birinci Futbol Ligi (Serie A) takımlarından Roma'da forma giyen milli oyuncu Salih Uçan'ın sakatlığı sebebiyle en az 2 hafta sahalardan uzak kalacağı belirtildi. Milli oyuncun menajeri Ömer Koray Uzun, AA muhabirine, Salih Uçan'ın hafta sonunda PAF takımıyla çıktığı maçın son dakikalarında yaşadığı sakatlık sorunuyla ilgili bilgi verdi. Salih Uçan'ın kendi isteğiyle PAF takımının Napoli maçına çıktığını anlatan Uzun, "Maçın son anlarında bir sakatlık geçirdi. Benim kendinden öğrendiğim kadarıyla 2 ya da 3 hafta sahalardan uzak kalacak. Doktoru bisikletle çalışmalara yarından itibaren başlayabileceğini söylemiş" dedi. Roma Kulübü'nden de yapılan açıklamada da oyuncunun Napoli ile yapılan maçın son anlarında geçirdiği sakatlık nedeniyle sağlık kontrolden geçirildiği ifade edilerek, "Salih Uçan'ın sol bacak arka kısmındaki kaslarda birinci derecede doku zedelenmesi tespit edildi. Oyuncunun tedavisine hemen başlanıldı" denildi. Uçan, Eylül ayı ortasında kasığından geçirdiği sakatlık sebebiyle yaklaşık 2 hafta yeşil sahalardan uzak kalmıştı. Roma'nın sezon başında Fenerbahçe'den 2 yıllığına kiraladığı ve şu ana kadar sadece ligin 7. haftasında Chievo ile Roma'da yapılan maçta 4 dakika görev alabilen Salih Uçan, hafta sonunda PAF takımıyla çıktığı maçın son anlarında sakatlık geçirmişti. Öte yandan Roma'nın Brezilyalı 28 yaşındaki defans oyuncusu Leandro Castan, bu sabah beynindeki bir rahatsızlık sebebiyle bir operasyon geçirdi. Tütüneker'in 10. durağı Erciyesspor Teknik direktörlük kariyerinde 9 takımı çalıştıran Uğur Tütüneker, Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor'da 10. kez bu görevi yürütecek. Gerrard'ın acelesi yok KAYSERİ - AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Kayseri Erciyesspor'da Bülent Korkmaz'ın görevine son verilmesinin ardından teknik direktörlük koltuğuna deneyimli teknik adam Uğur Tütüneker getirildi. Bayern Münih'in altyapısında yetiştikten sonra 1986'da, Galatasaray'ın teknik sorumlusu Jupp Derwall'in isteği üzerine sarı-kırmızılılara transfer olan ve 10 yıl bu takımın formasını giyen Tütüneker, jübilesinin ardından ticarete atıldı. Tütüneker, kısa süreli ticaret hayatının ardından futbola antrenör olarak geri döndü. Yozgatspor ve Sarıyer'deki yardımcı antrenörlüklerin ardından teknik direktörlük kariyerine 1999 yılında Siirtspor'da başlayan Tütüneker, son 15 yılda 9 takımı çalıştırdı. Tütüneker'in son durağı ise Kayseri Erciyesspor oldu. Tütüneker'in çalıştırdığı takımlar ise Siirtspor, Yozgatspor, Kayserispor, İstanbul Başakşehir, İstanbulspor, Kasımpaşa, Orduspor, Torku Konyaspor ve Çaykur Rizespor. Son olarak 13 hafta Çaykur Rizespor'u çalıştıran Tütüneker, sezon sonunda sözleşmesinin sona ermesinin ardından yeşil-mavili takımla yollarını ayırmıştı. Bu sezon geride kalan haftalarda takım çalıştırmayan 51 yaşındaki teknik adamla Kayseri Erciyesspor 1,5 yıllık sözleşme imzaladı. Tütüneker, yeni takımı Kayseri Erciyesspor'un başında sahaya çıkacağı ilk maçta Sivasspor'a karşı sınavı verecek. Spor Toto Süper Lig'in 12. haftasındaki Sivasspor-Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor maçı 8 Aralık'ta saat 19.00'da Sivas 4 Eylül Stadı'nda oynanacak. (AA) İSTANBUL - İngiltere Premier Lig ekiplerinden Liverpool'un 34 yaşındaki kaptanı Steven Gerrard, takımıyla sezon sonu bitecek sözleşmesini yenilemek için aceleci davranmayacağını söyledi. İngiltere basınına açıklamalarda bulunan Gerrard, kulübünün yaptığı sözleşme teklifini hazır olduğunda değerlendireceğini belirterek, "Kontratımla ilgili karar vermek için acele etmeyeceğim. Taraftarlarımızın beni tanıyacağı kadar uzun süredir bu takımdayım, zamanı geldiğinde gereken açıklamayı yapacağım" ifadelerini kullandı. Liverpool Teknik Direktörü Brendan Rodgers, sezon sonu bitecek sözleşmesinin ardından kulüpten ayrılacağı iddia edilen Gerrard'a, takımda kalması için teklif yapıldığını açıklamıştı. Premier Lig'deki Stoke City maçında oyuna sonradan dahil olmasıyla hakkındaki transfer söylentileri artan Gerrard, son olarak Leicester City karşılaşmasına ilk 11'de başlamış ve attığı golle takımının 3-1'lik galibiyetine katkıda bulunmuştu. (AA) 15 SPOR 5 Aralık 2014 Cuma Mersin İdmanyurdu Teknik Direktörü Rıza Çalımbay, kendisine sürekli olarak ulusal basında neden takımına yer verilmediğinin sorulduğunu belirterek, "Ulusal basın bize yer verir veya vermez hiç problem yok. Bizim için önemli olan bu başarıyı devam ettirmek" dedi. MERSİN - Kırmızı-lacivertli takım bu hafta yapacağı Torku Konyaspor maçının hazırlıklarını Tevfik Sırrı Gür Stadı'nda Çalımbay yönetiminde gerçekleştirilen antrenmanla sürdürdü. 1,5 saat süren antrenmanda futbolcuların neşeli oldukları gözlenirken, son bölümlerde dizinde ağrı hisseden Sinan Kaloğlu'na buz tedavisi uygulandı. Çalımbay, antrenmanının ardından düzenlediği basın toplantısında, sezon başında çok iyi hazırlandıklarını ve lig maçlarının iyi gittiğini belirtti. Alınan sonuçlar kadar bunun devamının da getirilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Çalımbay, çok iyi bir takıma sahip olduğunu söyledi. Saha dışında sıkıntı yaşanmamasını arzu ettiklerini ifade eden Çalımbay, şöyle konuştu: "Şu anda antrenmanımızı bile maç oynadığımız stadımızda yapıyoruz. Mersin'e geldiğim günden beri problemle başladık ve hala problemle devam ediy- FIA’dan Bianchi raporu Buffon’a göre; Neuer'in Altın Top için şansı yok ANKARA - Uluslararası Otomobil Federasyonu (FIA), sona eren Formula 1 Dünya Şampiyonası'nın Japonya'da düzenlenen 15. yarışında, Marussia-Ferrari takımından Jules Bianchi'nin yeterince yavaş gitmediği için kaza yaptığını açıkladı. FIA'nın internet sitesinde, Japonya'da düzenlenen yarışta kafasından ciddi şekilde yaralanan ve tedavisine devam edilen 25 yaşındaki Fransız Jules Bianchi'nin kazasıyla ilgili inceleme raporuna yer verildi. Kazanın ardından oluşturulan 10 kişilik bir ekibin elde ettiği bulgulara göre hazırlanan 396 sayfalık raporda, aynı yarışta pistin dışına çıkarak bariyerlere çarpan Sauber takımından Adrian Sutil'in otomobilini çekmeye gelen araçla çarpışan Bianchi'nin, kaza nedenleri açıklandı. Raporda, söz konusu kazanın en önemli gerekçesi olarak Bianchi'nin "yeteri kadar aracının hızını yavaşlatmadığı için Sutil'in kaza yaptığı aynı noktada kontrolünü kaybettiği" vurgulandı. Fransız pilotun kaza anındaki hızının 126 kilometre olduğu belirtildi. Ekim ayında düzenlenen yarışta kafasından ciddi şekilde yaralanan Bianchi, kaza sonrasında Japonya'daki Mie Hastanesinde yoğun bakıma alınmıştı. Uzun süre sonra uyandırılarak, 19 Kasım'da Fransa'nın Nice Üniversite Hastanesine nakledilen Fransız pilotun, nefes alışverişinde sorun yaşanmasa da bilinci hala kapalı. (AA) Royal Halı Gaziantep, SÜRPRİZ PEŞİNDE GAZİANTEP - Türkiye Basketbol Ligi takımlarından Royal Halı Gaziantep'in kulüp başkanı Metin Uzer, Galatasaray Liv Hospital'ı yenerek sporseverlere sürpriz yapmak istediklerini söyledi. Ligin geride kalan 8 haftasında 3 galibiyeti bulunan mor-sarılı ekip, hafta sonu deplasmanda karşılaşacağı Galatasaray Liv Hospital maçının hazırlıklarını sürdürüyor. Ligin ilk haftasında Anadolu Efes'i, ardından da Fenerbahçe Ülker'i yenen "potanın ağaları", sarı-kırmızı ekibi mağlup ederek "büyük takımlar" karşısındaki başarısına yenisini eklemek istiyor. Uzer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ligin ilk iki haftasında aldıkları sonuçlarla tüm basketbolseverlerin dikkatini çektiklerini söyledi. İlerleyen haftalarda bazı sorunlar yaşadıklarını anlatan Uzer, şöyle konuştu: "Her takımı yenebilecek güçteyiz. Galatasaray karşısında galip gelmek istiyoruz. Rakibimiz ligin önemli takımlarından biri ancak biz de bugüne kadar zoru başaran bir ekibiz. Birçok kişi rakibimizi favori olarak görebilir ama Galatasaray Liv Hospital'ı yenip sporseverlere sürpriz yapmak istiyoruz." (AA) oruz. Maç oynayacak sahamız problem oldu. Önümüzde Torku Konyaspor maçı var. Konya maçı da zor bir karşılaşma çünkü Aykut Kocaman geldikten sonra rakibimiz kendi sahasında çok iyi oynamaya başladı. Çok zorlanacağımız bir maç. Sivasspor maçının ikinci yarısı gibi oynarsak istediğimiz gibi döneriz. Bizim 3 deplasman ve 2 içeride olmak üzere 5 maçımız var. Bu maçları da iyi bir şekilde bitirmek istiyoruz. Yerimiz iyi ama lig çok daha uzun maraton." (AA) İtalya Milli Takımı ve Juventus'un kalecisi Gianluigi Buffon, bu yıl Alman mevkidaşı Manuel Neuer'in de adaylar arasında yer aldığı FIFA Altın Top Ödülü'nün bir kaleciye verilmesi için istisnai bir performans sergilenmesi gerektiğini söyledi. ANKARA - İtalya Milli Takımı ile 2006 FIFA Dünya Kupası'nı kazanan Buffon, forvet oyuncuları Cristiano Ronaldo ve Lionel Messi'nin yanı sıra kaleci Manuel Neuer'in de aday olduğu dünyada yılın futbolcusuna verilen 2014 FIFA Altın Top Ödülü hakkında FIFA'nın internet sitesine açıklamalarda bulundu. 2010'a kadar Avrupa'da yılın en iyi futbolcusuna verilen Altın Top Ödülü'nün 2006 oylamasında vatandaşı Fabio Cannavaro'nun arkasında 2. sırayı alan file bekçisi, ödülün, çalışmanın en üst düzeyde tanınması anlamına geldiğini belirterek, "Bana göre ödülü alacak oyuncu, kişisel olarak harika bir sezon geçirmeli. Performans düzeyini korumalı, kariyerine de önemli bir katkıda bulunmalı. Ödül genellikle daha fazla maç kazanan ve galibiyetlerde en fazla etkisi olan oyunculara veriliyor" yorumunu yaptı. Buffon, 1963 Altın Top Ödülü'nü alarak tarihte bunu başaran tek kaleci olan Rus Lev Yaşin'den 41 yıl sonra ilk kez ödülü kaldırmak için yarışacak Bayern Münih ve 2014 FIFA Dünya Kupası'nı kazanan Almanya'nın kalecisi Neuer'in şansıyla ilgili şu ifadeleri kullandı: "Yaşin, elbette sıra dışı ve büyük bir oyuncuydu ama insanların hakkında fazlaca bilgisi olmayan bir ülkede oynaması da ödülü kazanmasına yardımcı oldu. O yıllarda insanların sıkça duyduğu ancak oynarken birkaç kez izleme fırsatı bulabildiği futbolcular vardı. Bence bu gizem de efsanelerinin büyümesini sağladı. Günümüzde Altın Top'u bir kalecinin kazanması için istis- nai şeyler olmalı. Dünya Kupası'ndaki son 4 maçını da penaltı atışları sonucunda kazanan bir takımın, bu karşılaşmalardaki tüm atışları kurtaran kalecisi belki ödülü kazanabilir." Messi'nin dünyanın en iyisi olduğunu fakat bu yılki ödülün Ronaldo'ya verilmesi gerektiğini de belirten 36 yaşındaki kaleci, "Messi de Ronaldo da ayrı bir seviyede oynuyor. Birinin performansı biraz düştüğünde diğeri öne geçiyor. Ronaldo'nun bu yıl yaptıklarını izlemek güzeldi. UEFA Şampiyonlar Ligi kupasını kazanmasaydı bile ödüllendirilmesi gerektiğini söylerdim. Müthiş bir kariyere sahip olmasının yanında uzun süredir performansını koruması ve son 2 yıldır yaptığı olağanüstü işler nedeniyle ödüllendirilmeli" değerlendirmesini yaptı. Ronaldinho'nun “ALTIN TOP” tercihi Messi ANKARA - Brezilyalı yıldız futbolcu Ronaldinho Gaucho, FIFA Altın Top Ödülü'ndeki favori adayının Barcelona'dan eski takım arkadaşı Lionel Messi olduğunu açıkladı. İspanyol basınına konuşan Ronaldinho, Barcelona'da forma giydiği 2003-2008 yıllarında Lionel Messi'nin yaşı nedeniyle B Takımı'nda oynadığını hatırlatarak, "Messi'yi yedek takımda sürekli izliyorduk. Gerçekten harika bir oyuncuydu ve hepimiz takıma katılmasını istiyorduk. O dönem Barcelona'nın teknik direktörlüğünü yapan Frank Rijkaard'dan, Messi'nin bizimle antrenmana çıkmasına izin vermesini istedik ve kadroya alındı" ifadesini kullandı. FIFA Altın Top Ödülü adayları arasındaki rekabet üzerine de düşüncelerini aktaran 34 yaşındaki futbolcu, "Cristiano Ronaldo komple bir oyuncu ancak Messi daha iyi çünkü kimsenin sahip olmadığı bir büyüsü var" değerlendirmesinde bulundu. Barcelona'ya transfer olmadan önce Manchester United ile anlaşmak üzere olmasına rağmen Katalan kulübünde o dönem başkanlığa seçilen Sandro Rosell ile yakın ilişkisi nedeniyle İspanya'yı tercih ettiğini belirten Brezilyalı futbolcu, "Barcelona'da oynamak keyif vericiydi çünkü Romario, Ronaldo ve Rivaldo'nun formasını giydiği bir kulübün yeni "R" harfiyle başlayan ismi olmuştum" diye konuştu. (AA) 5 Aralık 2014 Cuma Türkiye Off-Road Şampiyonası yarışlarını tamamlayarak 2014 sezonunu başarılarla kapatmaya hazırlanan ANDOFF, son olarakta 2014 Ankara Off-Road Şampiyonasını MEBUSKENT’in sponsorluğunda 14 Aralık Pazar günü saat:12.00’da start vererek bitirecek. OFF-ROAD HEYECANI ANKARA- HABER MERKEZİSeyircisinden sporcusuna kadar Ankara’nın en beğenilen yarış parkuru olan Yuva Karacakaya’daki Mebuskent yarış alanı 2014’ün son yarışına tanıklık edecek. Son yarışta gerek yarışan sporcular birbirleriyle kıyasıya mücadele ederken, onları izleyen Ankaralı konuklar da özel olarak hazırlanmış seyirci alanlarından yarışın heyecanını tadacaklar. Yarışa Tekirdağ’dan TRAKOFF Klübü adına Hülya Hızır isimli co-pilot’Da katılarak kadınlara örnek bir yarış sergileyecek. Ankara Off-Road Şampiyonası’nın 3. ve son ayağı yine Batıkent Çevre Yolu çıkışı Yuva Karacakaya’da Mebuskent’in çok özel parkurunda koşulacak olup, aynı zamanda Ankara’nın değişik otomobil, motorsiklet ve doğa kulüpleri olan Ankara Otomobil Sporları Kulübü(ANOK)ralli aracının sergileneceği , Ankara Klasik Otomobilciler Derneği (AKOD)klasik otomobillerinin sergileneceği, Ankara Voswagen (ANKAVOS FUN CLUP)rengarenk Voswagenlerin şirin yüzü, Ankara Harley Grubu’nun eşi olmayan motorsikletlerini, Ankara Motocrossçular’nın gösterileri, Ankara ATV Grubu(BAG)’nun arazi şovlarını, Ankara Model Uçak Kulübü(AMUK)’un hava uygun olduğu takdirde uçaracakları model uçak ve helikopterleri, Atmaca Doğa Sporlarının bir birinden cesur sporcularının MEBUSKENT binalarından inişleri, Ankara Yamaç Paraşüt Kulübü parkur üzerinde Paramotor uçusu, Ankara Bisikletlileri üyeleri ve ülkemizin gururu olan zor zamanlarımızda yanımızda bulunan Ankara İl Afet (AFAD) benzer kurum ve kuruluşların gösterileri ile birlikte Ezine Peyniri’nin ikram edeceği Ankara’nın sımsıcak çay eşliğinde meşhur simidi ile Sultan Sucukları’nın ekmek arası sucuk keyfi ile renkli bir yarış Ankaralıları bekliyor. Lokman Hekim Hastaneleri deneyimli bir sağlık ekibi ile yarışa destek verecek. Daha önceki yarışlarda olduğu gibi bir görsel şölenin yaşanacağı Ankara Off-Road Şampiyonası 3. Mahalli Yarışı’na tüm Ankaralıları davet eden ANDOFF Başkanı Muharrem Çelik, “güzel, heyecanlı, adrenalin yüklü 2014 off-road sezonunu yine kıyasıya mücadelenin yaşanacağı rengarenk bir yarışla uğurluyoruz. Ankaralıları bu yarışımızda aramızda görmek istiyor, Ankara Off-Road Şampiyonası Kupası’nı kaldırmak için bu sezon son kez gaza basacak pilotlarımıza destek için alkışlarınızı bekliyoruz” dedi. SPONSOR MEBUSKENT 2014 Ankara Off-road Şampiyonası ana sponsoru MEBUSKENT Yönetim Kurulu Başkanı Kürşat Ayhan, “Ankara’ya yeni kazandırdığımız bu proje ile yepyeni, farklı anlayışla bir kent inşa ediyoruz. Doğa, spor ve özel rekreasyon alanları ile planladığımız bu kentte farklılık yaratmak için spora da destek veriyoruz. Trakya’dan, Akdeniz’e, Akdeniz’den Karadeniz’e kadar bölgeleri alışılmadık bir yarışla Ankara’da buluşturacak Ankara Off-Road Kulubü ANDOFF 30’a yakın off-road yarış ekibini konuk edecek. MEBUSKENT sınırlarında 3. kez organize edilen ANDOFF Ankara Offroad Şampiyonası son yarışçılarımızı desteklemek için misafirimiz olun” dedi. KARADENİZ OFF-ROAD BİRLİĞİ Karadeniz Off-Road Birliği Başkanı Abdulkadir Güneysu “ Karadenizi’in asi ve hırçın off-road yarışçıları ve kulüp başkanları olarak Ankara’ya bir çıkartma yapacağız.Karadeniz’den Ankara Off-Road Kulübü’ne dostluk, sevgi ve hoşgörüyü getiriyoruz. Off-Road yarışçılarımız Ankara Mebuskent yarış parkurunu tozu dumana katarak rakiplerini çamura bulayıp etap içinde rakip, yarış sonrasında birlik, beraberlik ve sevgi çemberi içinde kupa heyecanını katarak dostluk örneğini gösterecekler. Bu yarışta Ankara’daki Karadenizli hemşehrilerimizi destek için yanımızda görmeyi, özledikleri Karadeniz fırtınasını estirmeye geliyoruz” dedi. 2014 yılı Şampiyon Gecesi AKMAN RÖNESANS’ta renkli gece ile yapılacak olup, yarışçılar kupalarına kavuşurken ANDOFF’a sponsorluk yapan kurum ve kuruluşlar da plaketleri takdim edilecek..
© Copyright 2024 Paperzz