Çok ihtiyacımız var kuklaya Selçuk Dinçer Festival Direktörü Çok değil, yüz yıl kadar önce, her gece onlarca tiyatronun perdelerini açtığı İzmir, yüzünü batıya dönmüş bir liman kenti olarak, kimi zaman imparatorluğun başkentiyle bile boy ölçüşebilecek ve birçok açıdan daha modern sayılabilecek bir sosyal ve kültürel yaşama sahipti. Yüksek niteliklere sahip bu Anadolu kenti aynı zamanda Avrupai bir tarzı da her zaman yaşam biçimi olarak benimsemiş, pek çokları için gelinmesi ve görülmesi gereken bir yer olmuştu. O zamanlar İzmir’in gerçek bir ‘dünya kenti’ niteliği taşıdığını bize anlatan sayısız belge arşivlerde kolaylıkla bulunabilir. Geçtiğimiz festivalin programı kapsamında bir konferans veren İrlandalı saygın araştırmacı Dr. John McCormick, kendi döneminde dünyanın en ünlü kukla tiyatrosu topluluğu sayılan ve Türk kuklacılığı üzerinde önemli izler bırakan Holden Company’nin 1884’te İstanbul’dan hemen sonra İzmir’e de gelerek gösterilerini sergilediğini anlattı bize. O yıllarda, İpek Yolu’nun iki ucundan birini tutmuş ve binlerce yıllık tarihi boyunca birden çok imparatorluğa başkent olmuş İstanbul’a gelen dünyanın sayılı tiyatro kumpanyaları bu kentin hemen ardından gözlerini İzmir’e dikiyorlardı. İzmir’in ahalisi de, gerek kendilerinden olan, gerekse kentin ününü duyup gelen tiyatro topluluklarının oyunlarını büyük bir ilgiyle izliyor, salonları tıka basa dolduruyorlardı. Anlaşılan o ki; o günlerin İzmir’i sanatı kent yaşamının bir parçası kılmış ve gelişmişliğin bu bağlamdaki ölçütlerine de kendiliğinden uymayı becerebilmiş bir kentti. Sonraları, özellikle Cumhuriyet döneminde, kent yaşamına neler olduğunun içindeki ‘neden’ ve ‘nasıl’ları araştırmayı tarihçi ve sosyologlara bırakmak gerek ama bugüne ilişkin saptamalar yapmaya da hakkımız olduğunu biliyoruz. Geçmiş kısa dönemde, az sayıda özverili İzmirli tarafından, kentin yeniden bir ‘dünya kenti’ olabilmesi adına birçok alanda gösterilen çabaların ne hızla sonuç vereceğini hep birlikte göreceğiz. 2 presentation sunuş Göz ardı edilmemesi gereken nokta, kentimizde, yalnız bu çabaları gösterenlerin değil ama asıl bu çabaları fark eden, bu çabaların öyle ya da böyle yanında olan, bu çabalara kendi çabalarını katan kentli kişi ya da kurumların sayısının yeterli noktaya ulaştırılmasının şart olduğudur. Kentimize olan sevgiyi ve onunla duyduğumuz gururu kentin gelişmişlik düzeyinin arttırılmasına yönelik çabalara verilen destek biçimine çevirmek konusunda bilinç yaratmanın gerekliliği tartışılmaz. Üzerinde durulması gereken bir diğer nokta, içinde yaşadığımız dünyada kentler adına gelişmişliğin en önemli ölçütlerinden birinin o kentteki sanat faaliyetlerinin niceliği ve niteliği olduğudur. Sanatın, üreten ve izleyen ikileminde var olduğu gerçeğinden hareketle, yeterli sayıda izleyenin en temel gereksinimleri arasında yer almaksızın var olamayacağı kolaylıkla anlaşılabilir. Ancak, buradaki gereksinim, kendisini kolaylıkla ortaya koyan bedensel ya da kitle iletişim araçları aracılığı ile bize belletilen pratik gereksinimlerden oldukça farklı, bireysel gelişmişliğin en önemli göstergesi sayılabilecek zihinsel ve duygusal bir gereksinimdir. Kişinin kültürlenme sürecinde ortaya çıkabilen bu gereksinim onu yaşam boyu sanata bağlamanın yanı sıra düşünen, algılayan, anlayan, değerlendirebilen birey yapar. Bu nitelikteki bireylerin oransal yeterliliği bile bir kentin gelişmişlik ölçütlerinden biridir ve ancak böylesi gelişmişlik ölçütlerine uygun bir kentin ‘dünya kenti’ olarak anılması olasıdır. Bir kentin dünyaya açılan en önemli kapılarından biri de uluslararası sanat festivalleridir. Çünkü her uluslararası sanat festivali kültürlerarası bir buluşma noktasıdır ve yarattığı enerjiyle kentinin sanatını besler. Sanatın en gelişmiş olduğu ve en çok sanatsal üretimin gerçekleştiği kentlerde aynı zamanda bir yığın uluslararası sanat festivalinin gerçekleşiyor olması aslında bir yönüyle böyle bir gereksinimden doğar. Öyleyse, bir kentteki dünyaya entegre uluslararası sanat festivallerinin sayısı ve nitelikleri de o kentin gelişmişliğinin en önemli ölçütlerinden biridir. Biz bu alanda üstlendiğimiz sorumluluğun farkındalığıyla bu yıl da kentimizde dünyanın önemli kukla tiyatrosu topluluklarını ve kukla sanatçılarını ağırlıyoruz. Yüzlerce sanatçı üretimlerini ve sanatsal birikimlerini getiriyor İzmir’e, dönerken de İzmir’i götürecekler yanlarında. Sahip çıkarsak bu yaşananlara kentimiz gelişecek ve bir adım daha atacak belki de ‘dünya kenti’ olmak için. 3 We do need puppets Selcuk Dincer Festival Director Not so long ago, only a century back, Izmir used to be a westernized, harbor city, where tenths of theatre plays staged every night; a city competing with and even more modernized than the capital of the empire, with its social and cultural life. This high qualified Anatolian city adapted a European life style and became a must to be visited and must to be seen city for many people. Many archived documents proving that İzmir was a “global city” back then, can be accessed easily. In his lecture that took place in last year’s festival, the respected, Irish researcher Dr. John McCormick told us that Holden Company, the most famous puppet theatre group of the world of its time that influenced Turkish puppetry deeply, visited Izmir in 1884 right after their trip to Istanbul and performed their shows here. Back then, the preeminent theatre groups visiting İstanbul, located at one end of the silk route and served as the capital of many empires, were making Izmir their next stop. The Izmir community was watching the performances of the native as well as the visiting theatre groups with great admiration and filling up the show venues every night. It looks like art became a part of city life in Izmir of those days and in this regard, the city automatically adapted itself to the criteria of development. We have to let the researcher historians and sociologists to investigate the “why’s” and “how’s” of what happened to that city life in early republic period but we sure know that we have the right to question today. We will together witness that the efforts in many different areas of a few devoted Izmirians to make this city a “global city” once again will yield fruitful results shortly. It should not be disregarded that it is a must to increase the number of not only the people making these efforts in our city but also the number of people and institutions being aware of these efforts and one way or another being a part of and contributing to those efforts, to an adequate 4 presentation sunuş level. It is needless to argue the necessity of generating awareness on transforming the love we feel and the pride we take in our city into efforts for increasing its level of development. Another point not be disregarded is that, the most important measure of development is the quantity and the quality of art activities that take place in that city. From the point of view that art exists with the producer and spectator duo, it can be easily concluded that art cannot survive up until it becomes one of the most basic needs of the sufficient number of spectators. However, what is meant with basic need is pretty much different than the physical needs or practical needs dictated to us through mass media; what is meant is the basic intellectual and emotional need. This need, coming alive in the process of enculturation of the being, will connect him to art all through his life and make him a thinking, perceiving, understanding and evaluating person. Even the percentage-wise sufficiency of such population alone, is a measure of development level of a city and only this kind of a city can be referred as a “global city”. One of the most important activities for globalization of a city is international art festivals since each international art festival is a meeting point for various cultures and the synergy it generates would feed art in that city. Maybe, the reason that many international art festivals take place in the cities where art is at its peak level and where the most art activities happen, is because of such need. Then, quantity of international art festivals integrating a city with the world, is also one of the most important measure of development level of that city. Being aware of our responsibility we take, in this regard, this year again, we host the most important puppet theatre groups and puppet artists of the world. Hundreds of artists are bringing their productions and artistic experience to Izmir. While going back home from Izmir, they will take Izmir along with them. If we hold on to these experiences, our city will progress and maybe will take another step forward to become a “global city”. 5 Dev Kuklalarla Mekâna Özgü Ti̇yatro Sarah Brown Fulbright Eğitmeni, Oyun Yazarı, Oyuncu ve Memphis Üniversitesi (TN, ABD), Performans Bölümü Öğretim Üyesi Mekâna özgü tiyatronun ne olduğunu tanımlamanın belki de en kolay yolu gerçek bir mekâna özgü projenin metotlarını anlatmak olacaktır. Diğer sanatsal çalışmalarda olduğu gibi, yaratıcı süreç başladığında sanatçı cesaret gerektiren bir maceraya atılmaya gönüllü olmalı, bir nevi kendini uçurumdan aşağı bırakmış gibi hissetmeli. Tabii ki bunun anlamı düşünceleri kontrol etmeyi bırakıp kendi iç sesini dinlemek, görüntülerin zihinden akmasına müsaade etmek ve hepsinden öte bilinmeyene yapılan bir yoluculuğa cesaret etmek. Aslında pek çok açıdan, yaratmayı her şeyden daha heyecanlı ve tatmin edici kılan da işte bu doğaçlama elementi. Bu yolculuğa hiç tanımadığınız, sayıca fazla bir grup kişiyle çıktığınızı, bir araya gelerek hepinizin ilk kez keşfettiği bir alanda, birlikte bir oyun yazdığınızı hayal edin; bir nevi bölgeyi tanıyan bir rehberiniz olmadan bir grup safarisine katılmışsınız gibi, heyecanlı, eğlenceli. İşte bizim, İzmir’deki 150 yıllık Tarihi Havagazı Fabrikası’na, bizden bu yılki İzmir Uluslararası Kukla Günleri kapsamında, mekâna özgü bir gösteri yaratmamız istendiği için geldiğimiz o ilk gün, hissettiklerimiz aynen böyleydi. 20 Aralık 2013 tarihinde, The Dancing Ram Tiyatrosu (İsrail, Kudüs) kurucularından ben ve Adam Yakin, İzmir’li öğretmenler, öğrenciler ve diğer kişilerden oluşan bir grup gönüllü ile devasa kuklalar kullanarak, bu tarihi mekâna özgü bir gösteri hazırlamak üzere bir araya geldik. Adam Yakin mekâna özgü gösteri konusunda çok tecrübeli bir sanatçı, aynı zamanda Holon – Tel Aviv Kukla Okulu karnaval sanatları bölümü başkanı, dev kukla yapıcısı, oyuncu ve direktördür. Ben de oyuncu, direktör, tek kişilik gösteri oyuncusu, oyun yazarı olarak çalışmakta ve aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri’nde Memphis Üniversitesi’nde oyunculuk dersleri vermekteyim. İşte aramızdaki bu benzerlikler ve farklı tiyatro geçmişlerimiz son derece verimli bir birliktelik oluşturdu. 6 article makale İkimizin de bu gösteri ile ilgili amacı, ki mekâna özgü gösterilerin çoğunda bu böyledir, o mekâna özel bir hikâye yazmak değil, o yerin hikâyesini ortaya çıkarmak, mekânın bizle konuşmasına izin vermek, fabrikayı geçmişte olduğu şekliyle hayal etmek, içinde çalışanların neye benzediğini zihnimizde canlandırmak oldu. Gönüllülerden oluşan grubumuz, dev kuklalarla bu işi yapmayı bir yana bırakın, daha önce hiç mekâna özgü bir gösteri yaratmamışlardı. Bu durum da bize, çalıştığımız grubun arzuları doğrultusunda ortaya çıkan, daha önce hiç denemediğimiz fikirlerin denenmesini teşvik etme eğiliminde olduğumuz için, yepyeni bir perspektif kazandırdı. Bir arada geçirdiğimiz ilk saatte, zihnimizi mekânın yaratacağı hayallere açabilmek için, önce grup olarak sonra tek başımıza sessizce mekânda dolaşmaya başladık. Aynı zamanda, “Böyle bir fabrikada çalışmak nasıl bir histir?”, “Mekânın enerjisi ve ruhu nasıldı?” gibi sorular da soruyorduk. Bireysel yaptığımız yürüyüşlerden sonra kafamızda oluşan imajları birbirimizle paylaştık ve orada bir zamanlar yaşandığını hayal ettiğimiz sahneleri tartıştık. Bunları yaparken, mekân bir zamanlar bir fabrikayken içinde barındırdığı, örneğin kömürden kaynaklanan siyah renk gibi renklerin, devasa ve mekâna hâkim bacadan çıkan duman kokusu gibi kokuların ne olduğu konusuyla da ilgilendik. Burayla ilgili bir hikâye yaratabilmek için gerekli bir drama ve yaşanmış olması muhtemel duygular elde etmek hiç de zor olmadı – üstelik her gün, o en özel günleri için mekâna fotoğraf çektirmeye gelen gelinler ve damatların da ayrıca katkısı oldu. Mekânın geçmişinden ve bugününden adeta taşan duygular, yaşanmışlıklar bize çalışmamız için oldukça fazla malzeme sağladı. Çok heyecan verici bir süreç yaşayacağımızı bilerek büyük bir hevesle çalışmaya başladık. Çalışmaya başladığımız ilk haftamızda, yaratacağımız sahnelerle ilgili ilham alabilmek ve oyunun nerede oynanabileceğini anlayabilmek için, mekânın hemen hemen her köşesinde doğaçlama sahneler canlandırdık. Birinci haftanın sonunda Adam ve ben, grubu oluşturan her bir kişinin bizlerle paylaştığı imajları ve doneleri temel alarak yarattığımız bir hikâyeyi gruba sunduk ve ikinci haftanın sonuna geldiğimizde grubumuzun yaratıcı ekibi oyunumuzun karakterlerini oluşturacak dev kuklaların küçük birer modellerini üretti. En çok ilgilendiğimiz konu fabrikanın çalı7 article makale şanları ve yanı sıra fabrika içindeki kömür ve dumanı canlandırabilmekti. Sürekli etrafımızda dolaşan kargalar ve martılar da kendiliklerinden üretilen kuklalar arasında yer aldılar. Oyunumuzda bunların hepsi olmalıydı. Kuklaların yapımı başlayınca sayısı her gün artan bir yeni fikir seli yaşamaya ve hayal ettiğimiz her bir fırça darbesini gerçekleştirecek kadar vaktimiz kalıp kalmadığı konusunda şüpheler duymaya başladık. Bu gösterinin muhtemelen en zorlayıcı kısmı oyunun mekâna özgü olmasıydı. Mekânın verdiği ilhamla, mekân içinde bir şekilde dolaşarak o mekânın hikâyesini anlatacak dev kuklalar yaratmak çok büyük bir zorluktu. The Dancing Ram Tiyatrosu sanatçıları, yedi yıldan fazla bir süredir, hem kuklalarla hem de kuklasız olarak mekâna özgü gösteriler yapıyorlardı zaten – yani aslında bu proje bizim için bilmediğimiz sularda yüzmek anlamına gelmiyordu ancak her bir yeni proje beraberinde gelen yeni yeni sorunların çözülmesi için her birimizin ayrı ayrı kafa yormasını gerektirir ki bu da bizi zaman zaman bu sanatın ustaları, zaman zaman ise öğrencileri haline getiriyordu. Muhtemelen dev kuklaların ne olduğunu biliyorsunuzdur ama mekâna özgü tiyatro tam olarak ne demektir? Kısaca anlatmak gerekirse mekâna özgü tiyatro iç mekân, dış mekân, bir dağ başı, terkedilmiş bir tren istasyonu, eski bir ev, yeni bir ev, tarihi bir yer ya da bir gaz fabrikası gibi herhangi bir yerde gerçekleştirilebilir; olanaklar sınırsızdır. Mekâna özgü tiyatro sadece geleneksel bir tiyatro sahnesinde gerçekleşmediği için değil aynı zamanda oyun bir nevi mekânın kendisi tarafından ve mekânın bizzat kendisi sebebiyle yaratıldığı için geleneksel tiyatrodan farklıdır. Mekâna özgü tiyatro, tarihten, belli bir mekâna özgü bir karakterden ya da o mekândaki yaşanmışlıklardan ilham alarak ona ses kazandırır ve mekânın ruhunu ortaya koyar. Bazen mekânı, mekânın kendisinin önerdiği bambaşka bir şeye dönüştürür. Örneğin geçen sene The Dancing Ram Tiyatrosu, Kudüs’te, Citadel of Golems isimli mekâna özgü bir oyun gerçekleştirdi. Oyun betondan bir avluda sunuldu ve hepimiz avluyu çevreleyen bir binanın ne kadar da çok, bir gemiye benzediğini fark ettik. Bunun sonucunda bu yanını vurgulayan ve izleyicilerin mekânı yeni bir bakış açısıyla görmesini ve hatta “gemiye binerek” bu sahneye katılmasını sağlayan bir sahne 8 article makale yaratmaya karar verdik. Bu bağlamda mekâna özgü tiyatro katılımcılığı son derece teşvik edici de olabilir. İzleyiciler mekânı etkilerler çünkü mekânın bir parçası olurlar. Mekâna özgü tiyatroda dekor seyirciyi çevrelediği için üçüncü bir duvar yoktur. Başka bir değişle izleyiciler oyun boyunca sahnededir. Hatta bazen bu tiyatro türünde, sahneleri farklı açılardan görebilmeleri ve başrol karakteri ve mekânın kendisiyle bağ kurabilmeleri için, seyircilerden mekân içinde yer değiştirmesi istenir. Seyirci mekândan dışlanmaz tam tersine mekânla yakınlaşır çünkü mekân gerçektir yani örneğin mekân yaratılmış olmadığı ve olduğu gibi kullanıldığı için seyirci oyundan, hayatında yer alan her hangi bir mekânı ve bu mekânın olabilecek kendine özgü hikâyesini zihinlerinde yeniden canlandırma yeteneğini arttırmak gibi bir nevi bir ödülle ayrılır. Mekâna özgü tiyatroda oyuncu olarak dev kuklaların kullanılması kesinlikle bir gereklilik teşkil etmez. Aslında, hareketleri tam olarak “yapabilme” kabiliyetleri kısıtlı olduğundan dev kuklalar kullanmak bazen dezavantajdır da. Ancak onlar masalımsıdır ve (izleyenlerin) hayal dünyalarının mekânın sırlarına eşsiz ve güzel yollarla vakıf olmalarını sağlarlar. İşte biz de İzmir şehrinin Tarihi Havagazı Fabrikası’nın hikâyesini bu şekilde gün ışığına çıkarmak istedik. Umudumuz, mekâna adım attıkları anda izleyicilerin, hayalleri hayal yapan vahşilikler, sürprizler ve anlamlarla dolu bir hayal dünyasına adım attıklarını hissetmelerini sağlamak. 9 Site-Specific Theatre with Giant Puppets ProfessorSarah Brown Fulbright Scholar, Playwright, Actor and Assistant Professor of Performance at the University of Memphis in Memphis,TN U.S.A. It is easiest to explain what site-specific theatre is by describing the methods of an actual site-specific project. Like any artistic endeavor, it should feel a little like “jumping into an abyss”—a phrase used to describe the daring adventure an artist must be willing to take when beginning the creative process. It means, of course, not controlling ideas but listening to one’s intuitive voice, letting images flow and, most of all, daring to journey into the unknown. It is, in many ways, this improvisational element that makes creating something from nothing so exciting and satisfying. Imagine taking such a journey with a large group of people you’ve never met before, coming together with them to write a show in a setting that you’re all exploring for the first time, something like taking a group safari without a guide who knows the territory, exciting and exhilarating! It was like this the day we first explored the Havagazi Fabrikasi – site of the 150 year-old Town Coal Gas Factory here in Izmir, Turkey, where we’d been asked to create a site-specific show for this year’s Izmir International Puppet Days. On December 20, 2013, Adam Yakin and I, founding members of The Dancing Ram Theatre Company in Jerusalem, Israel, met with a team of local volunteers: teachers, students and others from Izmir, to create a site-specific show for this historical space – using giant puppets! Adam Yakin is a veteran site-specific show artist, giant puppet maker, performer and director who is also head of carnival arts at Holon-Tel Aviv’s School of Puppetry. I am an actor, director, solo show performer and playwright who also teaches performance at the University of Memphis in the U.S.A., and so, our similar and divergent theatrical backgrounds have proven to be a fruitful combination. Together, our aim for this particular show, as with most site specific shows, was 10 article makale not to impose a story on the space but to uncover a story: allowing the space to “speak” to us, imagining the factory as it used to be and what the workers were like who inhabited it. Our group of volunteers had never created a site-specific show before – let alone using giant puppets to do it! This offered us a refreshing perspective, as we like to encourage ideas that we’ve not tried before based on the desires of the group. In our first hour together, we began by walking through the space, quietly, as a group and then individually in order to open our imaginations to the dreams that the space would deliver. We also asked questions such as, “What was it like to work in such a factory? How did the workers feel here each day?” and “What was the energy and spirit of it?” After taking our individual walks, we all shared the images that came to us and discussed the scenes we imagined happening in the space. We were also interested in drawing upon the colors and smells that may have enveloped the area when it was a factory, such as the blackness of the coal and, of course, the thickness of the smoke that once rose from the site’s enormous, dominant chimney. There was no problem finding the drama and the possible emotions we could use to create a story here – added to the fact that almost every day we were in the space there were brides-tobe with their grooms taking photos for their special day. We clearly had a great deal of material to work with that emanated from both the past and present life of the space. We knew this was going to be an exciting process, and we proceeded with gusto. In our first week of working, we performed improvisations in every corner of the site to help inspire scenes and also to understand where the action might take place. By the end of the first week Adam and I presented a story to the group based on everyone’s shared images and input – and by week 2, our group of creators began to make small dummies of what would become our giant puppet characters! We were most interested in the factory workers and in characterizing the coal and smoke as well. The constant presence of crows and seagulls also found their way into our puppet making. Our play would have to have it all! Once the building of the puppets began, more ideas started flooding us and we wondered if we would have enough time to realize every 11 article makale brush stroke we wanted to make. Probably, the most challenging part of this show was that it would be site-specific. Creating giant puppets that would somehow move about the space to tell a story inspired by the space is certainly a huge challenge. The artists of The Dancing Ram Theatre Company have been doing site specific shows with and without puppets for over seven years – and so this is not new territory for us, but each new project has its fair share of trouble-shooting that turns us, at times, into students of the art as well as experts. You probably know what giant puppets are, but what exactly is sitespecific theatre? In short, site-specific theatre can take place in any space, anywhere, outdoors or indoors: a hillside, an abandoned train station, an old house, a new house, an historical site or a gas factory; the possibilities are limitless. Site-specific theatre is set apart from traditional theatre not only because it does not have to take place in a traditional theatre space – but because it is created, in a way, by and because of the space itself; it is theatre inspired by the history, character or life of a certain place, giving a voice to it and further revealing its spirit. Sometimes it transforms the space into something it already suggests. For instance, last year The Dancing Ram Theatre produced a site-specific show in Jerusalem, called Citadel of Golems. The show was presented in a concrete courtyard and remarkably we all noticed that one of the buildings surrounding it strongly resembled a ship. We decided, therefore, to create a scene that addressed this mirage, encouraging the public to see this space in a new way as well as participate in the scene by boarding the “ship.” And so, in this sense, site-specific theatre can be highly participatory. The public itself influences the space because they are a part of it. There is no third wall in site-specific theatre – as the setting surrounds the audience. In other words, the public is on the stage throughout the show. A sitespecific theatre audience is also sometimes asked to move through the space, seeing scenes played from different angles so that they feel a part of the action and more connected to the leading character— the space itself. This is theatre that brings the public closer to a space rather than distances them from it, and because the space is 12 article makale real, i.e., used as it is and not fabricated, the public walks away with an added gift, the enhanced ability to re-imagine any space in their lives and the special stories these spaces might contain. Certainly, site-specific theatre need not necessarily use giant puppets as the chosen performers. In fact, giant puppets, because they are limited in their ability to actually “do” things, are a challenging choice. However, they are magical and allow for dream worlds that can reveal a space in beautiful and unique ways. And so this is how we’ve chosen to reveal the story of Izmir’s Town Coal Gas Factory. Our hope is that when the public enters this space they will feel as though they’re entering a dream, full of the kind of wildness, surprise and meaning of which dreams are made. 13 Bilge Vesna Teržan Sanat Tarihçi, Sanat Eleştirmeni ve Küratör Zlatko Bourek – Çok özel sihirli bir dünyanın yaratıcısı, kukla dünyasından hemen hemen hiç kimseyle karşılaştırılamayacak bir usta. Gösterilerine hükmeden kabalık, grotesk, erotizm, hicivsel mizah ve yeni, orijinal formlarla, mucizelerin ve aynı zamanda acımasız gerçekliğin yorumu olan bir tiyatro, figür tiyatrosu hayat buluyor. “Esmer ekmek, keten bir gömlek, ahşap bir ev, temiz su – bunlar günümüzde neyi temsil ediyorsa Moliére’nin oynandığı figür tiyatrosunda anlatılan da budur”. Zlatko Bourek, Moliére’nin Hastalık Hastası eserini, 1998 yılında Ljubljana Kukla Tiyatrosu’nda (LGL) sahnelediği kendi versiyonuyla böyle karşılaştırıyor; yaptığı karşılaştırmada bir ilham kaynağı, bir mesaj ve bir ders olan temel ve basit şeylerden bahsediyor. O günlerde Bourek, Brecht öncesi, premodern tiyatro ve Alman heykeltıraş Ernst Barlach’ın yaptığı figür tiyatrosu ile ilgileniyordu. (1) Kukla tiyatrosunun aksine o günlerde uzmanlar arasında Alman Figür Tiyatrosu, kukla tiyatrosunun daha artistik bir türü olarak saygı görüyordu. Figür tiyatrosu tamamen yeni formlardan, açık bir sahneden oluşuyor, oyunculuğa yol açıyor ve diğer sanat kollarından olan figürleri de dahil ederek objelerle oynuyordu (Obje Tiyatrosu). Figür Tiyatrosu ifadesi ilk olarak 19. yüzyılda kullanıldı; günümüzde ise, figür tiyatrosu daha artistik ve daha deneysel bir yaklaşım taşıdığı halde, Alman sanat dünyasında hem Figür Tiyatrosu hem de Kukla Tiyatrosu ifadeleri Kukla Tiyatrosu anlamında kullanılmaktadır. Bu bağlamda Bourek, Alman Figür Tiyatrosu’nu ve Amerikan kukla grubu Bread and Puppet Theatre’ın (2) kendisinin de aralarında olduğu hicivsel, alaycı ve iğneleyici tiyatro modelleri 1 Slavko Pezdir’in Zlatko Bourek ile yaptığı, Delo gazetesinde yayımlanan 4 Mayıs 1998 tarihli ‘From the Landscape Where Man is the Highest Peak’ (Erkeklerin Bulunduğu Zirveden Manzaralar) isimli röportaj. 2 1963 yılında, New York’ta, 1963 Silesia (Almanya) doğumlu Peter Schumann tarafından maske tiyatrosu ya da daha doğru bir değişle ‘yaşayan kuklalar’ tiyatrosu kuruldu. Bu form, 1960’larda politik tiyatro tarafından, maskeli tören alayı, dile getirme amaçlı gösteriler ve Vietnam Savaşı’nı protesto şeklinde oldukça sık kullanılmıştır. 14 article makale ve politik ve sokak tiyatrosuna örnek gösterilebilecek formlar olarak görüyor. Hem kukla tiyatrosu ve hem de figür tiyatrosu, basit komik metinler ile basit ve nükteli formlarda iletişim de dahil olmak üzere tamamıyla yalınlık ister. Şaklabanlık, maskaralık ve karikatür her zaman kukla tiyatrosundaki tanımlayıcı özellikler olmuştur. Bu tarz temel bulgular ve bunlardan daha karmaşık bir sezgi, Bourek’in oyunlarının temel taşlarını, hatta harcını oluşturmuştur. Kendisi, son derece etkili “Faustyen” (güç ve bilgi karşılığında ruhunu satan bir Alman simyacıdan adını almıştır) oyunların, hicivsel kukla taslaklarının ve günümüz politik görüşlerini ve genel olarak insan doğasını eleştiren politikaya bağlı burleskin nedenini, nasılını mükemmel şekilde idrak etmiştir. Bu tarz tiyatrolar onun oyun sahasını oluşturmuştur, vermek istediği mesajın izleyenlerin her birini tam on ikiden vurması için ne yapması gerektiğini bilir ve anlar. Tüm bunları kendi oyunlarında etkin bir şekilde nasıl harmanlayacağını çok iyi bilir ve aynı zamanda geleneksel tiyatro elementlerini kaldırmaya da bayılır. Yine de belirtmek gerekir ki tüm bunlara rağmen, sahip olduğu, görsel sanatlardan, müzik, tiyatro ve filmlere uzanan dünya sanat tarihi, felsefe ve edebiyat alanındaki engin bilgileri olmadan sadece yaratıcılığı ile oyunlarında elde ettiği bugünkü çok katmanlı anlamlar, şahane kavrayış, etkinlik ve artistik değere ulaşması asla mümkün olmazdı. Zlatko Bourek, tam anlamıyla Latince’den geçen “erudite” ifadesinde anlatıldığı gibi bir “mütebahhir”, daha geniş anlamda bir “bilge”dir. O, yaşlı, genç kim olursa olsun bilgiye susamış herkese bildiklerini aktarmaktan mutluluk duyan, alışılmışın dışı ölçülerde ve çok geniş yelpazeli bir bilgi birikimine sahip bir kişiliktir. İlgi alanları ve bilgi birikimi, almış olduğu eğitimlerle de belgelenmiştir: akademik bir ressam ve heykeltıraş olmanın yanı sıra aynı zamanda bir tiyatro direktörü, sahne tasarımcısı, kostüm tasarımcısı, karikatürist, animasyon filmleri yazarı ve çizeridir. Tüm bunlar ve hatta burada saymadığımız özellikleri, onun Hırvat Sanat ve Bilim Akademisi’ne (HAZU) davet edilmesini kaçınılmaz kılmış, 2002 yılında bu akademiye girerken 2010 yılında tam üyeliğine hak kazanmıştır. Bourek, Ljubliana’ya çok uzun yıllar önce, 1970’lerde, direktör, drama yazarı ve kukla sanatı uzmanı Edi Majaron’dan aldığı davet üzerine gelmiştir. Bourek’in Ljubljana Kukla Tiyatrosu’ndaki ilk oyunu, kukla ve sahne tasarımını yaptığı, 1978 yılında sahnelenen Frane Puntar’ın “Seesaw” adlı oyunudur. Tasarladığı kuklaların tarzı yetmişlerin macera dolu 15 article makale ruhunu takip etse de onun kuklaları Bourek’in karakteristik karikatürleme özelliklerini, ‘Hairy Jumpers’daki kuklaları da karakter içindeki ruhu yansıtır –ki aksi zaten düşünülemezdi1982 yılında Bourek, LGL’de, pek çok uzmanın Avrupa kukla tiyatrosunun (3) en başarılı oyunlarından biri olduğuna inandıkları, Isidor Vladimirovich Shtok’un İlahi Komedyası’nı sahnelemiştir. Hem bir bütün olarak oyunun görsel artistik tasarımı hem de yönetmenliği Bourek tarafından gerçekleştirilmiştir. Dramayı zihninde canlandırarak bunu oyuncu ve kukla harmonisi şeklinde yeniden kurgulamış ve kuklaların hicivsel karakterleri ve oyuncu kostümleri üzerinde ve aynı zamanda canlı çizimler üzerindeki (kukla şablonları) muhteşem el yazılarında oyunbaz formlar halinde izlerini bırakmış, sahnede olağan üstü bir etki yaratmalarını sağlamıştır. Bourek’in LGL ile yeniden işbirliği yapması için beş yıldan fazla bir zaman geçmesi gerekmiştir. Soğuk 13 Aralık 1987 gecesi LGL, Aristophanes’in Lysistrata’sının prömiyerine ev sahipliği yapmıştır. Bu oyunda Edi Majaron yönetmenliği üstlenirken artistik tasarım Bourek’in hayal dünyasından oldukça erotik elementler taşıyan fantastik figürler olarak sahneye akmış; oyunun temeli, Bourek’in engin bilgisi, artistik hayal gücü ve deneyimiyle şekillenmiştir. Grotesk, karikatürize edilmiş özellikler, karakterlerin ve kostümlerin erotizm kokan dışa vurumcu üsluplaştırılması, otantik Yunan Eros ve Thanatos’u, Lysistrata’yı hem çok modern hem de antik ruhuna sadık kalınmış bir oyuna dönüştürmüştür. Bourek ve Majaron’un Lysistrata’sı o zamanın Yugoslav kukla izleyicisini ve uzmanlarını şaşkınlığa düşürmüştür. Oyundaki, grotesk, mizah, fantastik kurgu ve klasik iğneleyici Yunan hicvini birleştiren şehvet ve dışa vurumcu görseller, Yugoslavya’nın çöküşünü haber vermektedir. Oyunun, Peloponez savaşları ve kadınların, kardeşin kardeşi öldürdüğü savaşı bitirme kararlılığı (Sparta ve Atinalı kadınlar bir seks grevi ile savaşa son vermeyi başarmıştı) ve ‘erkek soyunun’ mağrurluğunu ve sadece erkeklere bahşedilen gücünü zekası ile alt edebilme becerisine sahip olmaları şeklinde özetlenebilecek teması bile, seks, güç, otorite, hakimiyet, manipülasyon, kadın, erotizm, erkek, toplum, vs gibi hem tarihi hem de güncel, politik, sosyal ve psikolojik sorunları içermekteydi. 3 1961 yılında iki Rus sanatçı – Isidor Vladimirovich Shtok ve kukla sanatçısı Sergey Obraztsov –Moskova’daki State Central Kukla Tiyatrosu’nda İlahi Komedya adlı oyunun prömiyerinin düzenlenmesine yardım etmişlerdir. Kaynak: İlahi Komedya, LGL, 1982/83 sezonu program kitapçığı 16 article makale Bourek tüm bu konularla alakalı görüşlerini izleyiciye, yedi aktristin seksüel özelliklerinde, yedi oyunbaz erkek kuklada ve bir köpek kostümünde (köpek kostümü giyinmiş bir oyuncu) aktarmayı başarmıştır. Anlamlı maskeleri, rengârenk oryantal kıyafetleri, aşırı makyajları ve evrensel vücut kıvrımlarıyla (kostümlere tutturulmuş koskocaman göğüsler ve popolar), oldukça geniş çeşitlilikte son derece belirgin erkeklik organlarıyla sarsakça hareket eden, yüzlerinde spazm geçirmiş gibi kasılı, ekşimiş bir ifade olan erkek karakterleri itip kakan kadın kuklalar, tüm bu görsellik ve insan doğasının son derece başarı ile karikatürize edilmesi Bourek’in Lysistrata’sının tarihte ve yazılı figür tiyatrosunda (‘Figuren theater’), tiyatro sanatlarının tam kalbinde bir yer edinmesini sağlamıştır. Lysistrata ile Bourek’in sanat çalışmaları ekstrem sınırlarına ulaşmış hatta belki bu sınırları aşmış, buna rağmen tutarlılığını korumuş, eşsiz, “ je ne sais quoi” (tam olarak isimlendirilemeyecek kadar güzel ve çekici) performansıyla kişiyi ve hayal dünyasını ‘cennet’e taşımayı başarmıştır. Tüm bunları, emsalsiz ve evrensel olarak anlaşılabilecek görsel dille gerçekleştirdiği sadece birkaç dokunuşla başardı. Nükteli bir şekilde her iki cinsiyetin de konstelasyonlarındaki oyunbazlığı arttırarak erotizmin tüm eski şaşasıyla ışıldamasını sağladı 1988 yılındaki Let’s Play With Puppets, Bourek’in farklı kukla türlerini (ipli, el ve gölge kuklaları, Sicilya tarzı kuklalar) pandomim (Andrés Valdés), bale, koro ve sıra dışı sahne konsepti ile birleştirdiği, LGL tarafından sahnelenen bir oyun. Animatörlerin kâh saklanıp kâh açıkça görüldüğü, olayların sürekli imalı olarak odak noktasına doğru yönlendirildiği oyun Ljubomir Draškić, tarafından yönetilmiştir. 1992 yılnda Bourek Jelena Sitar ve Igor Cvetko tarafından birlikte çalışmak üzere davet edilmiştir. Onların müzikli ve pitoresk projelerinin artistik tasarımı Bourek tarafından yapılmıştır. Sitar ve Cvetko, son derece ilginç bir proje olan Haydn’ın kukla operası, “The Burning House” oyununu Zapik Kukla Tiyatrosu ve Ljubljana’daki Cankarjev Kilisesi ile birlikte sahnelemiştir. Organizasyon ve prodüksiyon açısından son derece zorlu olan bu projede (4), Cvetko oyunun müzik kısmıyla ilgili hazırlıkları yürütmüş ve opera sanatçıları ile küçük bir orkestrayı koordine etmiş, oyunun aynı zamanda direktörü olan Sitar ise kuklalar ve oyuncularla ilgilenmiştir. Bourek tarafından tasarlanan kukla ve sahne taslakları ise 4 Opera ilk kez 1776’da, Eisenstadt’daki Esterhazy Sarayı’nda sahnelendi. Kuklalar ve müzik eşliğinde sunuldu. Ljubljana’daki gösteride ise daha az müzik ve çeşitli, modern el kuklaları kullanıldı. Kaynak: Jelena Sitar, The Burning House II, Lutka dergisi, sayı 53, 1996, 141/142. sayfalar 17 article makale Saraybosnalı usta Ivıca Bilek tarafından üretilmiştir. Kostümler ve saç modelleri Diana Bourek gözetiminde şekil bulurken kuklaların baş kısımları bizzat Zlatko Bourek tarafından yapılmış ve boyanmıştır. Her zaman olduğu gibi bu oyunda da Bourek her bir karakterin doğasını başarı ile yansıtmış ve bunları mizahi şekilde birleştirmiştir. Tüm bunların sonucunda ortaya Haydn’ın eğlenceli müzikleri ile uyum içinde sahnelenen renkli ve etkileyici bir gösteri çıkmıştır. Bourek 1998 yılında tekrar LGL ile ortak bir çalışma gerçekleştirmiştir. Bu kez Bourek’i mutlak ve tek yazar olarak zorlayan gösteri Molière’in Hastalık Hastası’dır. Adapte edilmiş senaryoyu yazan, dramaturji, yönetmenlik, artistik tasarım, kukla tasarımı, oyuncu ve kukla oynatıcıların eğitmeni görevlerini üstlenen Bourek bu oyunla alakalı şunları söylüyordu: “…metni eski tarz figür tiyatrosuna uygun şekilde inceleyebilmek için oyunun kendisini de incelemek amacıyla bizler de ‘oyunculuk dersleri’ alacağız. /…/ belki de bu Ljubljana’da bir kukla akademisi kurmanın ilk adımlarını oluşturur/…/”. Bourek Molière’in Hastalık Hastası’nı LGL’de figür tiyatrosu olarak ve Croatian Drama HNK’de sadece oyuncularla sahneye koydu. Bourek figür tiyatrosunu “Kukla tiyatrosu ile karşılaştırıldığında figür tiyatrosu daha kaba, daha hicivsel, daha sarkastik ve ifadelerinde daha acımasızdır. Figür tiyatrosunun (ve kuklaların) belirleyici özelliği sadece tek bir küçük detayda yatar. Oyuncular sahneye çıkarlar ve ayrılırlar… ancak bizim tiyatromuzda figürler yerden yükselir, onları gerçek dünyadan farklılaştıran bazı anlaşılmaz kendilerine özgü kuralları takip ederek sahnenin istedikleri yerine inerler. Figür tiyatrosunda hereket etmek demek sadece insan hareketlerini taklit etmek demek değildir. Amaç objeyi taşımaktır ki oyuncunun o objeyi taşıma kurallarına uyması ve doğru taşıması şarttır. Bir parça ‘bir şeyi’ hareket ettiren ve oynatan oyuncular, ‘o şeyin’ aynı zamanda konuştuğunu görünce çocuklar gibi neşelenirler – ama bunu becerebilmek için de epeyce ter dökerler.” sözleriyle açıklıyor (5). Hastalık Hastası, grotesk figürler (kuklalar), gerçek üstü elementler ve tabii ki Bourek ve Moliére’nin mizah anlayışıyla, başarılı bir hivicsel oyun oldu. Günlük gazeteler Hastalık Hastası için ‘insanın zayıflığının karikatürize edilmesi’, ‘eğlenceli bir hiciv’ tanımlamalarını yaptılar. Zekice hazırlanmış görseller, maskelerin ve figürlerin üretim metodu, hem artistik ve anlatımsal açıdan hem de sıradan bir bakış açısıyla ve bunların yanı sıra modern yapay materyallerin kuklalarda kullanılmasıyla bu oyun Slovenya kukla sanatı için bir devrim olmuştu. 5 Hastalık Hastası, LGL Büyük Sahne, 1997/98 sezonu, program kitapçığı, sayfa 2 18 article makale Ne yazık ki bu kuklalar doğru şekilde saklanamadı ve yapılmış oldukları malzemeler bir takım ‘kimyasal aşınmalara’ yenik düştü. 1999 yılında Bourek LGL’de pedagoji programı tasarlayan ve yürüten uzmanlar grubuna katıldı – LGL tiyatro ve kukla stüdyosundaki birinci sınıf öğrencilerine mentor olarak hizmet verdi ve Milan Dekleva’nın yazdığı ‘From One To Zero’ adlı gösteriye görsel tasarımlarıyla katkıda bulundu. Bourek’in kürsüsü ve rehberliği altındaki her bir kişi, aktör, animatör olarak yeteneklerini gösterme şansı yakaladı. Pek çok esprili biçimde stilize edilmiş ve hicivsel ifadeli ‘numaralandırılmış kukla’ yapıldı. Matjaž Loboda’nın yönetmenliği ve mentorluğu altında, 2001 yılında, öğrencilerin üçüncü halk prodüksiyonu olan, Andrej Rozman Roza tarafından sanat yönü ağır basacak şekilde modernize edilen, 19. yüzyılın ‘yerli oyunu’ Ivanka of the Cave sahnelendi. Bourek bu oyuna bir kez daha Ivica Bilek ile işbirliği içinde hazırladığı sahne ve kuklalarla katkıda bulundu. Bu hikâye için en doğru seçim soytarıya benzeyen, sakar, kaba saba ve komik Sicilya tarzı kuklalar oldu. Kukla tiyatrosu, ‘figür’ tiyatrosu ve maske tiyatrosu, avam sokak tiyatrosundakilere yakın, basit içeriklere ihtiyaç duyar; eleştrisel gerçeklik vurgulanır. Birilerini acıtma ya da dalga geçme arzusu yoktur, diğer insanlara duyulan sevgi yüzünden eksik yönler nükteli bir şekilde işlenir. Harlequinesque tiyatro ve figür tiyatrosunun prensipleri bir anlamda tiyatro geleneğinden ilham almaktan mutluluk duyan Bourek’in gösterilerinin çoğunun ayırıcı özelliğini teşkil eder. Bazı uzmanlar şekilsel ve semantik anlamda el kuklası tiyatrosunu, Bourek’in tiyatrosunun menşesi olarak görürler. Bourek sıklıkla oyuncunun vücudu ile kuklayı birleştirmiş ve çeşitli maskeler kullanmış ya da oyuncunun yüzünü boyamıştır. Aynı zamanda insan vücudunun çeşitli kısımlarını maskelemiş ve hatta onları canlandırmıştır. Erotizmi, kendi yaratıcı sürecine ve yarattıklarına iyimserlik, kahkaha ve neşe katan önemli bir iletişim aracı olarak görmüştür. Eros aresu ures (Antibarbarus 2011) başlığı altında, şair Tonko Maroević’in yazısıyla birlikte yayımlanan ilk erotik çizimleri, Bourek’in en son projelerini temsil eder (sergiler hariç) (6). Askerlik yaptığı dönemden beri gerçekleştirdiği çizimler, zamana karşı durmuş ve Bourek’in yorulmak bilmez yaratıcı canlılığının kanıtı olmuştur. 6 2009 yılı kışı başlarında, Ajdovščina’daki Pilon Galerisi’nde Bourek’in resimleri ve Rade Končar XIII. Proleter Askeri Birliği’nde askerlik görevini yaptığı 1956 yılına ait 45 çizimi sergilenmiştir. 19 Erudite Vesna Teržan Art Historian, Art Critic and Curator Zlatko Bourek – creator of a very special magical world; almost impossible to compare with anyone from the world of puppetry; rudeness, grotesque, eroticism, sardonic humor and fresh, original forms took root in his performances, and figure theatre was born; a theatre of wonders, yet at the same time a commentary on our cruel reality. “Brown bread, a linen shirt, a house of wood, clean water – what these things represent today, that is figure theatre playing Molière.” That was how Zlatko Bourek compared his version of Molière’s Imaginary Invalid in 1998 at the Ljubljana Puppet Theatre (LGL); his comparison speaks of basic, simple, primal things that are an inspiration, a message, and a lesson. In those days, Bourek was interested in preBrechtian, pre-modern theatre, and in figure theatre by the German sculptor Ernst Barlach.(1) The German Figurentheater (figure theatre), in contrast to Puppentheater (puppet theatre), is regarded in expert circles as a distinct artistic genre of puppet theatre. It is all about new forms, about an open stage and open ways of performing, and also involves mixing in figures from other art forms and playing with objects (Objekttheater). The expression Figurentheater was first used in the 19th century; nowadays, the German art world uses both expressions to mean puppet theatre – Figurentheater and Puppentheater – even though figure theatre still, and once again, emanates a distinct air of artistic and experimental approach. With that said, Bourek viewed the German ‘Figurentheater’ and the American puppet group Bread and 1 Slavko Pezdir, From the Landscape Where Man is the Highest Peak, a talk with Zlatko Bourek, Delo newspaper, 4th May 1998. 2 Theatre of masks, or rather of ‘living puppets’, was established in New York in 1963 by Peter Schumann, born in 1934 in Silesia (Germany). It is a form of political theatre that was used extensively during the 1960s in the form of processions with masks and performances to express, amidst others, the general societal protest against the Vietnam War. 20 article makale Puppet Theater(2) as reference forms of political and street theatre, and as models of a satirical, sardonic and bitter theatre approach that he himself had also maintained. Puppet theatre and figure theatre demand simplicity, including simple farcical texts and corresponding simple and witty forms. Burlesque, buffoonery and caricature had always been the defining characteristics of puppet theatre. These fundamental findings and other more complex insights serve as Bourek’s building blocks, or rather as his mortar, in his performances. He understood perfectly the how and why of drastic ‘Faustian’ performances, satirical puppet sketches, and politically engaged burlesques that lashed out at contemporary politics and at human nature in general. Such theatre is his playground; he knows and he understands what to do in order for his message to hit home with every member of his audience. He knew how to very effectively incorporate all of this into his performances and he loved scooping up elements from old theatre traditions – yet without intimate knowledge of the world’s art history, ranging from visual arts, music, theatre and film all the way to philosophy and literature, his creativity would surely never have acquired the multi-layered meanings, keen insights, efficacy, and artistic value it holds now. In the most noble sense of this Latin expression, Zlatko Bourek is truly an erudite. He is an extraordinarily learned man with a deep and wideranging knowledge which he is pleased to pass on to everyone who is craving for knowledge, whether young or old. The breadth of his interests and knowledge is also attested by his formal education: in addition to being an academic painter and sculptor, he is also a theatre director, set designer, costume designer, caricaturist, illustrator, and author of animated films – for all this and more, his invitation into the Croatian Academy of Sciences and Arts (HAZU) was simply inevitable; he became an associate in 2002 and was honored with full membership in 2010. Bourek arrived in Ljubljana a long time ago, in the 1970s, following an invitation by the director, dramaturge and puppetry expert Edi Majaron. The first performance at Ljubljana Puppet Theatre for which Bourek designed the puppets and scenery was Frane Puntar’s Seesaw in 1978. Although the style of his marionettes followed the spirit of the eventful seventies, his puppets already displayed – and how else could it be – Bourek’s characteristic caricaturing, while his puppets of the hairy jumpers displayed the most esprit in character. 21 article makale In 1982, Bourek staged Isidor Vladimirovich Shtok’s Divine Comedy at LGL, a performance that, according to the opinion of many experts, represents one of the big hits of European puppet theatre.(3) Just another reason for Bourek to attempt his hand at it, as a ‘total author’. Both the visual artistic design of the performance as a whole as well as directing were firmly in his hands. His train of thought, which analyzed the drama and reassembled it as a harmony of actor and puppet, left its mark in the satirical character of the puppets and actor’s costumes as well as in the splendid ‘handwriting’ of the lively drawings (puppet blueprints), in the playful forms and in their spectacular effect on stage. More than five years had to pass before Bourek once again collaborated with the LGL. On the wintery evening of 13th December 1987, LGL saw the premiere of Aristophanes’s Lysistrata. Edi Majaron took the directing rudder, while the artistic design erupted from Bourek’s imagination and flowed through his hands into fantastical figures with a heavy erotic charge; the entire core of the performance stemmed from Bourek’s vast knowledge, artistic imagination, and experience. Grotesque, caricatured features, expressive stylization of characters and costumes that were soaked with eroticism, with the authentic Greek Eros and Thanatos – all this made Lysistrata very modern and, at the same time, very faithful to the spirit of antiquity. Bourek-Majaron’s Lysistrata shocked the Yugoslavian puppetry audience and experts of that time. Its lasciviousness and expressive visuals that combined grotesque, humor, fantastic fiction, and bitter classical Greek satire have in a grotesquely debauched way heralded the collapse of Yugoslavia. Even the topic itself – the Peloponnesian wars and the women’s commitment to ending that fratricidal war (Spartan and Athenian women have achieved an end to the war through a sexual strike) along with their resourcefulness in outwitting the haughty ‘manhood’ and seize the power which was reserved solely for males – involved ancient yet modern political, social and psychological issues: sex, power, authority, dominance, manipulation, women, eroticism, men, society, etc. Bourek managed to pass his comment on all of this and gave it shape in the playful form of seven male puppets, in the copious sexual attributes of seven actresses, and in the costume 3 In 1961, two Russian artists – Isidor Vladimirovich Shtok and puppetry artist Sergey Obraztsov – godfathered the debut performance of the Divine Comedy at the State Central Puppet Theatre in Moscow. Source: Programme book for the Divine Comedy, LGL, 1982/83 season. 22 article makale of one dog (an actor dressed as a dog). Actresses in colorful oriental dresses with expressive masks, excessive make-up and ‘universal’ curves (humongous boobs and butts strapped to their costumes) who manhandle ludicrously deformed, clumsily-moving male characters with a wide variety of obvious phalluses, their faces spasmodically and terrifyingly grimaced – all this imagery and its outstanding caricatures of human nature have secured Bourek’s Lysistrata a place in history and written figure theatre (‘Figurentheater’) into the very heart of theatrical arts. With Lysistrata, Bourek reached and perhaps crossed the borders of the extreme, yet managed to keep his work of art consistent, and his performance speaks in superlatives about that certain je ne sais quoi which pushes man and his imagination to the ‘heavens’. He achieved all of this with just a few strokes in a unique and universally understandable visual language. He wittily congealed the playfulness of the constellations of both genders, and the eroticism shined through in all its antique cathartic glory. Let’s Play With Puppets from 1988 is a performance by the LGL where Bourek incorporated various different puppet types (marionettes, hand and shadow puppets, Sicilian puppets) that were joined by pantomime (Andrés Valdés), ballet, choral singing and an unusual concept of scenery. The animators were now in plain sight, now hidden, with the happenings always suggestively directed toward the focal point. The performance was directed by Ljubomir Draškić. In 1992, Bourek was invited to a collaboration by Jelena Sitar and Igor Cvetko. He prepared the artistic design for their musical-scenic project. Sitar and Cvetko took on a very interesting project – The Burning House, Haydn’s puppet opera, which was performed in collaboration with Puppet Theatre Zapik and the Cankarjev dom in Ljubljana. In terms of organization and production, this was a very tough nut to crack.(4) Cvetko led the preparations for the musical part and coordinated the opera singers and the small orchestra while Sitar, who was also the directress of the performance, dealt with the puppets and actors. Bourek designed the drafts for the puppets and sets that were then manufactured by the Sarajevo master Ivica Bilek. The costumes and hairstyles were supervised by Diana Bourek 4 The debut performance of the opera took place in 1776 at the Esterhazy Palace in Eisenstadt. It was performed with marionettes and with the prescribed musical corpus. The performance in Ljubljana featured less music and was performed with a variation of modern hand puppets. Source: Jelena Sitar, The Burning House II, Lutka magazine, issue 53, 1996, pages 141/142. 23 article makale while Zlatko Bourek himself cast and painted the puppet heads. As always he perfectly captured the nature of each individual character and united them in a humorous collective. This resulted in a colorful and expressive puppet performance that perfectly harmonized with Haydn’s humorous music. Bourek collaborated with the LGL again in 1998. The performance that once again challenged him as an absolute, integral author was Molière’s Imaginary Invalid. Bourek also wrote the adapted script and took over dramaturgy, directing, artistic design, puppet design, trained the actors and animators, and had the following to say about it: “/.../ in order to study the text in the old fashion of figure theatre, we will also be taking an ‘acting class’ in addition to studying the performance itself /.../ perhaps this will be the first step towards a puppetry academy in Ljubljana /.../” Bourek staged Molière’s Imaginary Invalid at LGL as a figure theatre performance, and at the Croatian Drama HNK with just actors. “Compared to puppet theatre, figure theatre is rougher, sardonic, sarcastic, and mean in its expression – it is more direct,” explained Bourek. “The distinctive feature of figure theatre (and of puppets) lies mainly in just one deceptively little detail. Actors enter and leave the scene ... while the figures in our theatre ascend from the floor and descend again in any place on the stage they like, following some obscure rule of their own that fundamentally distinguishes them from the real world. Movement in figure theatre does not just imitate a living human; it is about carrying the object, where the actor must obey the rules of carrying that object correctly. Actors who enjoy moving and animating a piece of ‘something’ and enjoy seeing ‘that thing’ also ‘talk’ are like joyful children – but they break a darn good sweat doing so.”(5) The Imaginary Invalid was a successful satire with grotesque figures (puppets), surreal elements and of course the humour of Bourek and Molière. Daily newspapers called the Imaginary Invalid a caricature of human weaknesses and a vivacious burlesque. The brilliant visuals and the manufacturing method of the masks and figures was a revolution in Slovene puppetry, both from the artistic, expressive and typical viewpoints as well as due to the implementation of modern artificial materials in the puppets. Unfortunately these puppets were stored in a very improper manner and the materials they were made of fell prey to ‘certain chemical processes’. In 1999, Bourek joined a group of experts who were designing and carrying out the pedagogical programme of LGL – he worked as a 5 Programme book for the Imaginary Invalid, Grand stage at LGL, 1997/98 season, page 2. 24 article makale mentor to first-year students of puppet play at LGL’s studio for theatre and puppets, and contributed his visual design to From One To Zero, a performance authored by Milan Dekleva. Under Bourek’s professorship and directorial guidance, everyone got a chance to show his skills as actor-animator. Many ‘numbered muppets’ were made, wittily stylized and sardonically expressive. The third public production by students in 2001 under the mentorship of director Matjaž Loboda brought Ivanka of the Cave, a ‘native play’ from the 19th century that was artfully modernized by Andrej Rozman Roza. Bourek contributed the scenery and the puppets that were once again made in collaboration with Ivica Bilek. The most fitting choice for this story were buffoonish, clumsy, coarse, and humorous Sicilian puppets. Puppet theatre, ‘figure’ theatre and theatre of masks needs simple contents that are close to plebeian street theatre, with an emphasis on critical realism and stemming from the love for other people; not with the desire to hurt or ridicule someone, but simply to bare their shortcomings in a witty manner. The skill of Harlequinesque theatre and the principle of figure theatre are in a way the hallmarks of most of Bourek’s performances, as he delighted in drawing inspiration from theatrical tradition. Some experts see the origins of Bourek’s theatre, in a stylistical and semantical sense, in hand puppet theatre. Bourek often connected the actor’s body to the puppet and used various masks or painted/masked the actor’s face. He also masked various parts of the human body and even animated them. He perceived eroticism to be an important communication channel that supplies his creative process and his creations with optimism, happiness, laughter, and delight. Bourek’s early erotic drawings, which were published under the title Eros aresu ures (Antibarbarus 2011) together with essays by the poet Tonko Maroević, represent one of his most recent projects (apart from exhibitions).(6) His drawings from the time when he served in the military have stood the test of time and serve as a testament to Bourek’s inexhaustible creative vitality. 6 In the early winter of 2009, the Pilon Gallery in Ajdovščina featured an exhibition of Bourek’s paintings and 45 folder drawings from the year 1956 when Bourek was completing his military service in the XIII. proletarian brigade Rade Končar. 25 Festival Özel Gösterisi performance gösteri Amerika İsrail Türkiye USA Israel Turkey Oyun Adı / Title of the Play : Bacanın Melekleri Angels of the Chimney Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min. Yaş Grubu / Age Group : 7+ Oyun Dili / Language of the Play : Türkçe Turkish Türkiye’de bir ilk İzmir’de gerçekleşiyor, ilk mekâna özgü (site-specific) gösteri bir kukla oyunu olarak İzmir’de, festival programımız içerisinde sahneleniyor. Dünyada 1960’lı yıllardan itibaren modern sanatın gösteri salonları, müze ve galerilerin dışına çıkıp, farklı ortamlarda ve içinde bulunduğu mekandan koparılamaz şekilde sergilenmesi düşüncesinden yola çıkarak geliştirilmiş olan Mekâna Özgü (Site-Specific) Sanat düşüncesi çerçevesinde, İzmir Büyükşehir Belediyesi, D.E.Ü. G.S.F. Sahne Sanatları Bölümü, Özel İzmir Çağdaş Sanat Atölyesi ve İzmir Uluslararası Kukla Günleri işbirliği ile sahnelenen ‘Bacanın Melekleri’ İzmir’in önemli tarihi mekânlarından biri olan Tarihi Havagazı Fabrikası’nda sahnelenecek. Gösterinin yönetmenleri Amerikalı tiyatro sanatçı Sara Brown ve adını birçok ülkede sahnelediği mekâna özgü gösterilerle duyuran İsrailli sanatçı Adam Yakin, proje koordinatörü Işınsu Ersan, oyunun özgün müzikleri Anıl Altınsoy, vokal bariton Altan Akatay. ‘Bacanın Melekleri’ içinde bulunduğu mekânın tarihine dokunaklı göndermeler yapan öyküsü, dev kuklaları, özgün sahneleme tekniği ile İzmir sanat tarihinin unutulmazları arasına girmeye hazırlanıyor. ........ A first in Turkey and Izmir, a site-specific puppet show will be staged for the first time in Izmir in the program of our festival. ‘Angels of the Chimney’ to be staged in Izmir’s Historical Town Coal Gas Factory, one of the most important historical sites of İzmir, in cooperation with Izmir Metropolitan Municipality, D.E.U. Fine Arts Faculty, Stage Arts Department and İzmir International Puppet Days, is a site-specific show, an art concept that started in 1960’s, with the idea of taking modern art out of exhibition halls, museums and galleries and performing it in different environments in an -inseparable from the site- approach. The directors of the play, the American theatre artist Sara Brown and Adam Yakin from Israel, world-wide famous with his site-specific performances that he staged all over the world, are getting ready to make this play one of the most unforgettable shows in İzmir art history with the giant puppets, unique staging techniques and the story referring touching history of the site. 21 Mart 20:00 (Tarihi Havagazı Fabrikası) 22 Mart 20:00 (Tarihi Havagazı Fabrikası) 27 performance gösteri Biting Breads Almanya Germany Oyun Adı / Title of the Play : Şakacı Cüceler Troll Trouble Oyun Süresi / Performance Time : 50 dk. 50 min. Yaş Grubu / Age Group : 5+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Biting Breads, özgür ve yeni bir estetik anlayışla oluşturdukları repertuarlarında, güçlü bir görsel yaklaşımla özgün bir tiyatro biçimi yaratmayı amaçlıyor. Topluluk, iki Trol’ün günlük yaşamlarını anlatan esprili, yetenekli, canlı müzik eşliğinde sunulan haylaz bir hikâye ile karşınızda. İki yaramazın başlıca eğlencesi çalmak ve birçok değerli ya da sıra dışı hazineyi toplamaktır. Ancak bu hazineler ikisi arasında büyük bir çekişmeye neden olmaktadır. Derken günlerden bir gün ortaya çıkan büyük, kıllı bir canavarla...(?) Gelin bu soru işaretinin yanıtını oyunda hep birlikte öğrenelim. ........ Biting Breads, targets to create a unique theatre style with a strong visual approach in their repertory that they built up with a free and new esthetical perception. The group will be on stage with a naughty story telling us the daily lives of two Troll’s, presented in accompaniment of a humorous, talented, live music. The only amusement for the two mischievous is stealing and collecting many valuable or rare treasures. However, these treasures cause a huge quarrel between them. Then, one day, with a huge, hairy monster……(?) Let’s get the answer to this question mark together at the play. 18 Mart 11:00 (Han Tiyatrosu) 19 Mart 11:00 (Fransız Kültür Merkezi) 20 Mart 11:00 (Han Tiyatrosu) 21 Mart 11:00 (E:Ü: Atatürk Kültür Merkezi – Tiyatro Salonu) 28 performance gösteri Valeria Guglietti Arjantin Argentina Oyun Adı / Title of the Play : Elele Hand in Hand Oyun Süresi / Performance Time : 35 dk. 35 min. Yaş Grubu / Age Group : 5+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Zamanın başlangıcında insanoğlunun, gölgeye elleriyle şekiller verip, giderek onunla oynamaya başlaması, gölgeden bir sanat formu doğmasını sağlamış, bu form binlerce yıl insanın en eğlenceli oyunlarından biri olmuştur. Işık ve gölgenin basit kontrasından doğan bu sanat Valeria Guglietti’nin ellerinde en yaratıcı haline bürünüyor. Oyunda yalnız bir adamın barda kahvesini yudumlarken hayalinde canlandırdığı fantastik dünya, keyifli müzikler eşliğinde çocukların da büyüklerin de hayal dünyasını harekete geçirecek. Albert Einstein’ında dediği gibi “Hayal gücü bilgiden daha önemlidir. Bilgi sınırlıdır. Hayal gücü ise dünyayı çevreler.” ........ Right at the beginning of time, mankind cast shadows with hands and in time he started entertaining himself with it which led to the creation of an art form with shadows and this form served him as one of the most amusing play for thousands of years. This branch of art, created with simple contrast of light and shadow, reaches the most creative levels in Valeria Guglietti’s hands. The fantastic world a lonely man imagined in a bar while sipping his coffee, accompanied with a pleasant music, will stimulate imagination of the kids and the grown ups. As Albert Einstein once said: “Imagination is more important than knowledge. Knowledge is limited but imagination encircles the world”. 16 Mart 15:30 (Fransız Kültür Merkezi) 19 Mart 20:00 (Ahmet Piriştina Kültür Merkezi) 20 Mart 14:00 (Mevlana Toplum Bilim Merkezi) 21 Mart 15:00-20.30 (Selçuk Belediyesi Tiyatro Salonu) 22 Mart 20:00 (E:Ü: Atatürk Kültür Merkezi – Tiyatro Salonu) 23 Mart 15:00 (İzmir Sanat) 29 performance gösteri Belçika Belgium Théâtre Du Sursaut Oyun Adı / Title of the Play : Bildiğiniz Gibi Değil Post Scriptum Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min. Yaş Grubu / Age Group : 10+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Bu gösteride, kaprisli bir Kırmızı Başlıklı Kız, mızmız bir Büyükanne, iri pençeleriyle her şeyi bir lokmada yutabilen bir Kurt ve bütün bu karakterleri gerçek bir şova dönüştüren Helen Pirene’le tanışacaksınız. Kırmızı Başlıklı Kız hikâyesini bildiğinizi zannedebilirsiniz ama ilginç bir kadın sahneye çıkıp öyküyü anlatmaya başladığında farklı bir oyunun içinde olduğunuzu hissedecek ve koltuklarınızda doğrulacaksınız. Bildiklerinizi unutun! İlginç yorumlar, yeni buluşlar, tempolu hareketler, kimi zaman şaşırtıcı esprilerle dolu şok edici ve kışkırtıcı bir gösteri sizi bekliyor. ........ In this show, you will meet Little Red Riding Hood, the whinny Granny, the big clawed Wolf that can swallow everything in one bite and Helen Pirene whom turns all these characters into one big show. You might think that you know the story of Little Red Riding Hood but when an interesting lady comes on stage and starts telling the story, you would feel that you are in a different play and you would straighten up in your seat. Forget what you know! Interesting interpretation, new inventions, motions in pace, an enticing show, shocking show full of surprising jokes are awaiting you. 19 Mart 11:00 (Güzelyalı Kültür Merkezi) 20 Mart 15.00 (Bahceşehir Koleji) 21 Mart 14.00 (İzmir Sanat) 30 Burgas State Puppet Theatre performance gösteri Bulgaristan Bulgaria Oyun Adı / Title of the Play : Yumurta The Egg Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min. Yaş Grubu / Age Group : 3+ Oyun Dili / Language of the Play : Türkçe Turkish Çiftlikte güzel bir yaz günü… Horoz Anastas keyifle ötmektedir… Tavuk Ljudmila’ya olan ilgisi karşılıksız değildir. Günler sonra üç beyaz yumurtaları olur. Yumurtaların ikisinden meraklı ve küçük hareketlerle kabuklarını tıklayarak iki minik civciv dışarı çıkarken, üçüncü yumurtada hiç hareket yoktur. Çiftlikteki diğer hayvanların, eşek, keçi ve kuzgunun da içinde olduğu bir macera başlar. Çocuklar için sahneledikleri kukla oyunlarıyla ilgi ve gösterim rekorları kıran Burgas State Puppet Theatre’dan yine kaçırılmaması gereken sevimli ve özenli bir gösteri. ........ A beautiful day in the farm… Rooster Anastas crowing happily…His feelings for chick Ljudmila are not unrequited. Days later, they will have three eggs. Two little clicks hatch, small and lively and curious. But still there is one more egg left in the nest. An adventure starts for the donkey, the goat, the raven and other animals in the farm. One more elaborative and beautiful show not to be missed from Burgas State Puppet Theatre, setting records for the largest audience to watch. 14 Mart 11.00-14.00 (Mevlana Toplum Bilim Merkezi) 15 Mart 11.00 (İzmir Sanat) 17 Mart 11.00 (İzmir Sanat) 31 performance gösteri Bulgaristan Bulgaria “Georgi Mitev” Yambol State Puppet Theatre Oyun Adı / Title of the Play : Rumi ve Yaşlı Aslan Rumeto and the Old Lion Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min. Yaş Grubu / Age Group : 5+ Oyun Dili / Language of the Play : Türkçe Turkish Hayat iyi ya da kötü çeşitli sürprizler sunar. Bunların pek çoğu bizleri korkutur. Önemli olan korkularımızla baş edip, onlarla yüzleşebilmektir. Ancak o zaman herkesin gurur duyabileceği işleri başarabiliriz. Tıpkı oyundaki yaşlı aslan gibi! Oyunda hayvanat bahçesinden kaçan bir aslan ile ona arkadaşlık eden Rumi adlı küçük çocuğun sevimli öyküsünü izleyeceksiniz. Yaşamımızın ayrılmaz bir parçası ve en yakın dostlarımızdan olan hayvanlar, çocukların gelişiminde önemli rol oynar ve onlarla kurulan doğru ilişkiler çocuklarımızın etik değerlerinin gelişimine önemli katkılarda bulunur. Yaşlı Aslan küçük Rumi’nin yaşamında bıraktığı gibi bizde de unutulmaz izler bırakacak. ........ Life surprises us with good or bad incidents. Many of them frighten us. The most important thing is to deal with our fears and to face them. Only then, we can achieve things that everyone envies of. Just like the old lion in this play. You will be watching the cute story of a lion that ran away from a zoo and a little kid named Rumi, befriended with him. Animals are our closest friends and inseparable part of lives and they play a very important part in development of our kids while the relation between our kids and them, contributes to the improvement of ethics of our children. The old lion will leave unforgettable traces in our lives just like he did in little Rumi’s life. 13 Mart (Işıkkent Eğitim Kampusü) 14 Mart 11.00-14.00 (Buca Belediyesi Olimpik Yüzme Havuzu) 32 Sliven State Puppet Theatre performance gösteri Bulgaristan Bulgaria Oyun Adı / Title of the Play : Üç Portakala Aşk The Love for Three Oranges Oyun Süresi / Performance Time : 55 dk. 55 min. Yaş Grubu / Age Group : 5+ Oyun Dili / Language of the Play : Türkçe Turkish 18. yüzyılda yaşamış İtalyan oyun yazarı ve şair Carlo Gozzi’nin 1761’de geleneksel Comedia Dell’Arte tarzında yazdığı Üç Portakala Aşk adlı oyunundan çağdaş bir uyarlama. Prens Tartaglia’nın sefalet ve mutsuzluk dolu hayatı, kötü bir cadı ve aynı derecede kötü adamlarının yaptığı büyü sonucunda, üç dev portakala duyduğu dayanılmaz aşkı bulmak için çıktığı yolculukta değişir. Prensin hayatı boyunca hiç dışına çıkmadığı kalenin korunaklı dünyasını terk ettikten sonra yaşadığı maceralar, karşılaştığı tuhaf canlılar ve tüm yolculuğunda ona eşlik eden soytarı, izleyenlerin gönüllerini fethedecek. ........ A modern adaptation of the play “The Love for Three Oranges” written by the Italian playwright and poet Carlo Gozzi, lived in the 18th century, in 1761 and in traditional Comedia Dell’Arte style. Prince Tartaglia’s life, filled with misery, changes with the journey he takes to find the three giant oranges he deeply fell in love with, upon a curse cast on him by an evil witch and her equally evil henchmen. The adventures the prince encounters after he left his safeguarded castle, the awkward creatures he met and the prankster accompanied him during his journey will capture your heart. 6 Mart 11.00-14.00 (Buca Belediyesi Olimpik Yüzme Havuzu ) 7 Mart 11.00-14.00 (Fatih Koleji) 8 Mart 11.00 (Fransız Kültür Merkezi) 33 performance gösteri Bulgaristan Bulgaria Varna State Puppet Theatre Oyun Adı / Title of the Play : Allegro Vivace Allegro Vivace Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min. Yaş Grubu / Age Group : 5+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Küçük seyirciler için komik, müzikal bir kukla gösterisi. Kuklaların inanılmaz yeteneklerini, güzel müziklerin eşliğinde izlemeye doyamayacaksınız. Gülmeyi, pozitif ve neşeli duyguları yaşamayı özleyenlere açık bir davet Allegro Vivace. Bir saat boyunca eğlence ve neşe ile aktörler ve kuklalar arasında yaşanan komik savaşa tanık olacaksınız. Varna State Puppet Theatre, izleyicileri muhteşem müzikler eşliğinde günlük yaşamın kargaşasından uzaklaştırıp zaman ve kültürlerin ötesine davet ediyor. ........ A funny and musical puppet show for our young audience. You will not get enough of watching the incredible talents of the puppets accompanied with a beautiful music. Allegro Vivace, is an open invitation to those who miss to laugh, experience positive and cheerful emotions. You will be happily witnessed to a funny battle between the actors and the puppets for an entire hour. Varna State Puppet Theatre drifts the spectators away from the daily commotion and invites them beyond time and cultures in accompaniment of magnificient music. 20 Mart 14.00 (Bülent Ecevit Kültür Merkezi) 21 Mart 10.30 (Yönder Koleji) 22 Mart 11.00-15.00 (Forum Bornova Etkinlik Alanı) 34 Vidin State Puppet Theatre performance gösteri Bulgaristan Bulgaria Oyun Adı / Title of the Play : Balıkçı ve Altın Balık Fisherman and the Golden Fish Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min. Yaş Grubu / Age Group : 7+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Aleksandr Puşkin’in 1833 yılında şiir formatında kaleme aldığı ünlü eseri Balıkçı ve Altın Balık, black–light tekniğinde bir kukla oyunu olarak İzmir seyircisiyle buluşuyor. Yaşlı bir adam ve karısı küçük kulübelerinde yoksul bir yaşam sürmektedirler. Her gün balık tutmaya çıkan yaşlı adam, günün birinde altın renkli bir balık yakalar. Altın balık, onu serbest bırakması karşılığında, yaşlı adamın her türlü dileğini yerine getireceğini söyler. Yaşlı adam bunun üzerine hiçbir dilekte bulunmadan balığı suya bırakır... Bir solukta izleyeceğiniz, açgözlülük üzerine mükemmel bir eser. ........ The famous work of Alexander Pushkin, The Firsherman and the Golden Fish that he wrote in poetic format in 1833 is going to meet İzmir audience in a puppet show presented with black-light technique. The old man and his wife lead a poor life in their small cottage. The old man who goes fishing everyday, catches a very colorful fish one day. Golden Fish asks the fisherman to set him free and tell him that he will grant him his wishes. Then the old man sets the fish free without asking for anything. A perfect work on greediness that you will watch without blinking an eye. 10 Mart 11.00 (İzmir Sanat) 12 Mart 11.00-14.00 (Nedret Güvenç Sahnesi-Çamdibi) 35 performance gösteri Trio Theatre Bulgaristan Bulgaria Oyun Adı / Title of the Play : Hediye The Gift Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min. Yaş Grubu / Age Group : 4+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Müziğin ne olduğunu biliyor musunuz çocuklar? Bu sihirli dünyayı görmek ve bir parçası olmak ister misiniz? Gelin sevimli kuklalar klasik müziğin eşsiz güzelliklerini yaşatsın size. Eğer bu maceranın ana karakterlerinden biri olmak istiyorsanız yapmanız gereken tek şey hayal etmek. Müzik sizi gitmek istediğiniz yere götürür, yaşamak istediklerinizi yaşatır ve olmak istediğiniz şeye dönüştürür. Bunun için denemek ve güzel bir müzik dinleyerek gözlerinizi kapatıp düşünmek yeterli. Kuklalar her an yanınızda olacak. Unutma, müzik ve kuklalar en yakın arkadaşın olabilir. ........ Do you know what music is, kids? Would you like to see this magical world and be a part of it? Come and let the cute puppets make you experience the unique beauty of classical music. If you want to become one of the main characters of this adventure, the only thing you have to do is to dream. Music will take you wherever you want to go, make you experience whatever you want to live and transforms you to whatever you want to be. Just closing your eyes and listening to a beautiful music will do all those for you. Puppets will be with you all the time. Don’t forget, music and puppets can be your best friends. 17 Mart 11.00 (Han Tiyatrosu) 18 Mart 11.00 (Fransız Kültür Merkezi) 19 Mart 11.00 (Ekin Koleji) 36 performance gösteri Çek Cumhuriyeti Czech Republic Karromato Oyun Adı / Title of the Play : Kuklaların Sirki The Wooden Circus Oyun Süresi / Performance Time : 55 dk. 55 min. Yaş Grubu / Age Group : 5+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Hepimizin çocukluk anılarını süsleyen bir sirk macerası vardır. Yerden metrelerce yüksekte yaptıkları tehlikeli hareketleri heyecanla izlenen akrobatlar, birbirinden zorlu ve dikkat isteyen gösterileriyle nefes kesen cambazlar, izleyenleri kahkahalara boğan sevimli ve muzip palyaçolar, sirk gösterilerinin olmazsa olmazı olan sevimli ve yetenekli kimi zaman da tehlikeli hayvanlarının sergilediği inanılmaz şovlar kukla sanatının zarafeti ve sevimliliği ile birleşince karşımıza unutulmaz güzellikte bir gösteri çıkıyor. Karromato’nun sirki İzmirlileri bu güne kadar hiç görmedikleri ve anılarda iz bırakacak bir sirk deneyimine davet ediyor. ........ Every one of us has a sweet circus adventure that embellishes our memories. The acrobats performing dangerous moves meters above the ground, breathtaking, exigent and ticklish acts of trapeze artists, cute and impish clowns that will put a big, uplifting smile on the faces of the audience, incredible shows of adorable and talented, sometimes even dangerous animals which is a must in circus acts, combine with the elegance and appeal of the puppet art in an unforgettable play. The circus of Karramato invites people of İzmir to a never been seen before circus experience that will live in memories. 18 Mart 11.00-14.00 (Buca Belediyesi Olimpik Yüzme Havuzu ) 19 Mart 11.00 (Nedret Güvenç Sahnesi-Çamdibi) 20 Mart 11.00 (Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi) 37 performance gösteri Cie Haut Les Main Fransa France Oyun Adı / Title of the Play : Benim Dediğim Olacak! Accord Caboche Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min. Yaş Grubu / Age Group : 5+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Canlı kontrbas ve akordeon müziği eşliğinde izleyeceğiniz sevimli ve eğlenceli bir gösteri. Kahramanları bir müzisyen ve bir kukla olan öyküde sıra dışı bir kişiliğe sahip, kendi küçük, yüreği ve müzik sevgisi büyük minik kuklanın müziğe olan aşkı sizleri de yeniden sanata bağlayacak. Dik başlı ve ısrarcı küçük kukla, büyük müzisyeni çılgına çevirse de sevimliliği ve sevgisiyle sizlere yüzünüzde kocaman bir gülümsemeyle hatta kimi zaman kahkahaya dönüşecek iri bir tebessümle izleyeceğiniz keyifli dakikalar sunuyor. ........ A fun and nice performance you will watch in accompaniment of live contrabass and accordion. The characters of the story are a musician and a puppet. The music love of the little puppet that has a tiny body but a big heart and a huge music love will reconnect you, too, to art. Even though the stubborn and tenacious, little puppet, drives the big musician crazy, he promises a pleasant performance that you will watch with a big smile on your face, even with laughter. 6 Mart 14.00 (Fransız Kültür Merkezi) 7 Mart 11.00 (Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi) 9 Mart 13.00-17.00 (Forum Bornova Etkinlik Alanı) 38 performance gösteri Cie I’Alinéa Fransa France Oyun Adı / Title of the Play : Sözsüz Kısa Öyküler Petites Histoires Sans Paroles Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min. Yaş Grubu / Age Group : 5+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Canlı kontrbas eşliğinde sunulan, her yaşa uygun üç kısa öyküden oluşan oyun Avrupa el kuklası geleneğinin gelişip, farklılaşarak 21. yy. modern kukla sanatı içerisinde ulaştığı noktayı gösteren çok ilginç bir örnek. Birbirinden bağımsız, el kuklası tekniği kullanılarak sahnelenen öyküler Küçük Sisyphus, Çuval ve Oedipe’de küçük bir el kuklasının karşına çıkan bir el, bir çuval ve bir kuklacı ile olan sevimli, şaşırtıcı ve esprili diyalogları izleyenleri umulmadık sürprizlerle şaşırtıyor. 2002 yılından beri çalışmalarını birlikte sürdüren aktör ve kukla sanatçısı Brice Coupey ile besteci ve caz müzisyeni Jean-Luc Ponthieux doğaçlamaya dayalı çalışmalarıyla kukla sanatına yeni bir yorum getiriyorlar. ........ A performance consisting of three short stories that would be appreciated by everyone at every age, staged in accompaniment of live contrabass, is a very interesting example of where European hand puppet tradition reached in 21st century by developing and changing. The sweet, surprising and humorous dialogs of a hand puppet with a hand, a sack and a puppeteer he meets in three individual stories, astonish the audience with unexpected surprises. Actor and puppeteer Brice Coupey and jazz musician Jean-Luc Ponthieux, working together since 2002, brings a new interpretation to puppet art with their ad-lib performances. 13 Mart 11.00 (Mevlana Toplum Bilim Merkezi) 14 Mart 11.00 (Güzelyalı Kültür Merkezi) 15 Mart 13.00-20.00 (E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi – Tiyatro Salonu) 39 performance gösteri Plexus Polaire Fransa France Oyun Adı / Title of the Play : Opak Opera Opera Opaque Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min. Yaş Grubu / Age Group : 8+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Bayan Silva’nın gizemli, garip ve ürkütücü kabaresine hoş geldiniz! Bazıları onun Sibirya’nın uzak tundralarından, bazıları Norveç’in karanlık ormanlarından geldiğini düşünür. Ama bütün bu efsanelerin ortak noktası Bayan Silva’nın korkudan içinizi titreteceğidir. Bu fantastik, komik ve korkutucu gösteride, korkunç yaratıklar, tehlikeli numaralar, çığlıklar ve finalde gözyaşı bulacaksınız. Oyunda; görüntüler ve sözler, sesler ve jestler, hayal gücü ve malzeme ile aktör-kuklacı, kukla ve gölge oyununu birleştiren Plexus Polaire, festivalin en ilginç oyunlarından biri. ........ Welcome to the mysterious, awkward and scary cabaret of Ms. Silva! Some thinks that she is from the far tundra of Siberia and some believes that she comes from the dark forests of Norway. But all these legends have one thing in common: Ms. Silva will make you shiever with fear. In this fantastic, funny and frightening show, you will encounter scary creatures, dangerous acts, screams and tears in the finale. Plexus Polaire, mixing the visual and script, sounds and gestures, imagination and material with actor-puppeteer, puppet and shadow play, is one of the most interesting shows of the festival. 11 Mart 20.00 (İzmir Sanat) 12 Mart 20.00 (İzmir Sanat) 13 Mart 20.00 (İzmir Sanat) 40 performance gösteri De Stilte Hollanda Netherlands Oyun Adı / Title of the Play : 1 ve 2 ve... 1-2’s Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min. Yaş Grubu / Age Group : 10+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal 1994 yılında Hollanda’nın Güney bölgesinde kurulan dans topluluğu De Stilte, çalışmalarını çocuklar için performans geliştirme ve üretim üzerine odaklıyor. Kuruluş tarihinden itibaren geçen 17 yıl içinde 24 performans ve 12 özel projeyle sergiledikleri 2.800 gösteride 370.000 katılımcıya ulaşarak dünya çapında haklı bir övgü elde ettiler ve büyük bir başarıya ulaştılar. 1 ve 2 ve... adlı performansta, iki dansçının 3,50 x 3,50 ebadında bir dans minderi etrafına yerleşmiş seyircilere sundukları kısa gösteri daha sonra seyircilerin katılımıyla eşsiz bir dans şölenine dönüşmekte. Kaçırılmaması gereken önemli bir deneyim. ........ The dance group De Stilte, put together in 1994 in South region of Holland, focuses their works on performance development and production for kids. During the 17 years since their formation, they put 24 performances and 12 special projects on stage for 2.800 times and reached out 370.000 participants and gained a rightful, worldwide fame and a huge success. The performance named 1-2’s, performed by two dancers on a 3.50 x 3,50 meters mat, among the audience, starts with a short show which right after turns to a magnificent dance feast with participation of the spectators. An essential experience not to be missed! 10 Mart 14.00 (İzmir Sanat) 11 Mart 14.00 (İzmir Sanat) 41 performance gösteri De Stilte Hollanda Netherlands Oyun Adı / Title of the Play : Deli Dolu Madcap Oyun Süresi / Performance Time : 50 dk. 50 min. Yaş Grubu / Age Group : 10+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Jack Timmermans’ın sanat direktörlüğünde, akademik eğitimli modern dansçıların sergilediği çok katmanlı gösterileri ile dünya çapında üne sahip olan De Stilte dans topluluğu, Madcap adlı gösterileri ile modern dansa yepyeni ufuklar açıyor. Madcap ‘oyun’ olgusu üzerine kurulu bir gösteri. İki kız sanki iki kız kardeş gibi oynamaktadırlar, ta ki üçüncü bir kız ortaya çıkana kadar. O andan sonra işler ters gitmeye başlar. Rekabet artar, oyuna yeni dürtüler karışır, dostluklar gelişir ve bozulur. Her yaştan seyircinin ilgisini çekecek müthiş bir dans performansı. ........ De Stilte, dance group of academically trained modern dancers, holding a worldwide fame with the shows they performed, under guidance of Jack Timmermans as their art director, broadens horizons of modern dance with their performance Madcap. Madcap is a show, built on ‘playing’ concept. Two girl friends playing in perfect, sisterly harmony until a third one passes by and wants to join. That is when things go wrong. A competing between them starts, new friendships develop and fail. An amazing dance perform that would be appreciated by everyone at every age. 7 Mart 20:00 (İzmir Sanat) 9 Mart 20:00 (İzmir Sanat) 42 Lichtbende Theatre performance gösteri Hollanda Netherlands Oyun Adı / Title of the Play : Poufff Poufff Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min. Yaş Grubu / Age Group : 4+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Özgün sesler ve etkileyici bir müzik eşliğinde, gizemli görüntülerin oluşturduğu, fantastik ve sözsüz bir çağdaş ışık tiyatrosu. Hikâye, güneşin ve Poufff’un doğumuyla başlar; genç bir kuşun yetim olarak büyürken, nefes kesen, heyecan verici, şiirsel ve komik bir biçimde türünü aramasıyla devam eder. Oyunda eski sihirli fenerlerle birlikte bu gizli dünya dalgalanan bir ekrana yansıtılırken, küçücük objeler etkileyici ve büyük ışık görüntüleri olarak hayat buluyor. Performansta seslendirilen klarnet, flüt, tuba, trombon ve org gibi canlı enstrümanlar karakterlere hayat veriyor ve duyguları ortaya çıkarıyor. Oyunu izlerken hayali dünyalar ve gerçekliğin karıştığı bu unutulmaz deneyimin bir parçası olacaksınız. ........ A fantastic and non-verbal, modern, light theatre formed of mysterious images accompanied with unique sounds and an impressive music. The story starts with sunrise and birth of Pouff and continues with the exciting, poetic and funny search of the young bird for its kind, while growing up as an orphan. In the play, while a secret world is cast on a waving screen with magic lanterns, small objects come to life as impressive and big light images. The instruments like clarinet, flute, tuba, trombone and organ, played live during the performance give life to the characters and reveal emotions. While watching this performance, you will be a part of an unforgettable experience in which imaginary worlds and reality blend together. 12 Mart 11.00 (Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Sanat Merkezi) 13 Mart 14.00 (Mevlana Toplum Bilim Merkezi) 14 Mart 11.00 (İzmir Sanat) 43 performance gösteri İspanya Spain Compania De Marionetas Herta Frankel Oyun Adı / Title of the Play : Sevimli Palyaçolar Wooden Clowns Oyun Süresi / Performance Time : 50 dk. 50 min. Yaş Grubu / Age Group : 3+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Şov başlıyor! Alışılmışın dışında rengârenk kostümleri, boyalı yüzleri, kocaman ayakkabıları, kırmızı burunlarıyla büyük küçük herkesin sevdiği, izleyenleri kimi zaman kahkahaya boğan, kimi zaman da hüzünlü bir düşünceye sevk eden palyaçolar karşınızda. Marionetarium, tarihsel, kültürel ve manevi değerlerin bir parçasını oluşturan kukla sanatını 28 yıldan beri korumuş, geliştirmiş ve sergilemiş bir topluluk. Barselona Tibidabo Eğlence Parkı’ndaki salonlarında son 15 yılda 15.000 den fazla gösteri ile 1.500.000 seyirciye ulaşmış Herta Frankel Puppet Company, Marionetarium, her yaş için kaçırılmaması gereken bir fırsat. ........ Let the show begin! Here comes the clowns who sometimes make the spectators burst into laughter, sometimes into sentimental thoughts with their extraordinary colorful costumes, painted faces, giant shoes, red noses that young and old every one adores. Marionetarium is a group that protected, developed and presented puppet art which is a part of their historical, culturel values and ethics, for the last 28 years. They performed over 15.000 times in the last 15 years in their theatre in Barcelona Tibidabo Amusement Park and reached out more than 1.500.000 spectators. Herta Frankel Puppet Company, Marionetarium, is a chance not to be missed, for every age. 10 Mart 11.00-14.00 (Nedret Güvenç Sahnesi-Çamdibi) 11 Mart 11.00-14.00 (Buca Belediyesi Olimpik Yüzme Havuzu ) 44 El Theatre De L’Home Dibuixat performance gösteri İspanya Spain Oyun Adı / Title of the Play : Küçük Bir Taş Öyküsü Stone by Stone Oyun Süresi / Performance Time : 35 dk. 35 min. Yaş Grubu / Age Group : 5+ Oyun Dili / Language of the Play : İngilizce English “Sahilde yalın ayak yürürken birden dünyada pek çok taş olduğunu fark ettim. Şimdi onları sınıflandırıp değerli bir hazine olarak saklıyorum çünkü onların içine bakarsanız sadece taş olmadıklarını anlarsınız.” sözleriyle taşla olan bağlarını özetliyor sanatçımız. İlk sahnelendiği 2008 yılından beri Çin, İspanya, Sırbistan, Rusya, Polonya, Slovenya’da düzenlenen birçok yarışmalı festivalde en iyi gösteri ödüllerine sahip olan sıra dışı bir performans. Uzun zamandan beri izleyeceğiniz en naif öykü. Anlatımdaki olağanüstü basitlik, zarafet, objelerin kullanışı ve kurgulanışı çocukları büyülediği gibi yetişkinleri de çocukluk yıllarına geri döndürerek yitip gitmekte olan hayal gücünüzü tekrar canlandıracak. ........ “I was once walking barefoot along the beach when I suddenly realized there are so many stones on Earth. I have now started to classify them and keep them as a precious treasure. When you carefully look at their inside, you realize that they are more than just stones.” says the artist to outline his connection with stones. An extraordinary performance that honored with the best performance awards in many festival competitions held since 2008, in China, Spain, Serbia, Russia, Poland, Slovenia. The most naive story you would watch after a very long time. The incredible simplicity in the narration, elegance, the way he uses the objects and the way he structures them, not only amaze adults as well as the kids but also revitalize your fading away imagination by taking you back to your childhood. 11 Mart 11.00 (Han Tiyatrosu) 12 Mart 20.00 (Fransız Kültür Merkezi) 45 performance gösteri Joan Baixas İspanya Spain Oyun Adı / Title of the Play : Müziğin Renkleri Painted Music Oyun Süresi / Performance Time : 55 dk. 55 min. Yaş Grubu / Age Group : 13+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Dünyaca ünlü Katalan sanatçı Joan Baixas, 20. yüzyılın önemli iki Fransız bestecisi Maurice Ravel ve Claude Debussy’nin müzikleri eşliğinde dijital görüntüler ve fotoğraf projeksiyonlarının yanı sıra renkli ışıklar, gölgeler ve resimden oluşan performansı ile izleyenleri sıcak çocukluk anılarına geri döndürüyor. Kendine özgü bir görsel tiyatro anlayışıyla ortaya çıkardığı ve içerinde resim, kukla, mask ve projeksiyonun yer aldığı gösterileriyle kukla dünyasının en önemli fenomenlerinden kabul edilen sanatçının her çalışması modern sahne sanatları adına bir zirve. ........ A performance that blends music and paintings in perfect harmony, a peak for the modern stage arts. Worldwide famous Catalan artist Joan Baixas, takes the spectators back to their warm childhood memories, with his performance that combines digital images and photography projections as well as colorful lights, shadows and paintings, in accompaniment of music of two important French composers of the 20th century, Maurice Ravel and Claude Debussy. 7 Mart 14.00 (İzmir Sanat) 8 Mart 14.00 (E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi – Tiyatro Salonu) 46 performance gösteri Bubat Theatre İsrail Israel Oyun Adı / Title of the Play : Zebra Zebra Domingo Gonsales’in Aya Tuhaf Yolculuğu The Strange Voyage of Domingo Gonsales to the Moon Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min. Yaş Grubu / Age Group : 12+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal / İngilizce English Meital Raz’ın iki komik öyküden oluşan tek kişilik yaratıcı gösterisi, basitin nasıl mükemmel olabileceğinin ilginç bir örneği. Küçük bir masa üzerinde, iyi ve kötü şansın parmak kuklaları ile anlatıldığı Zebra adlı öykü, animasyon ve doğa filmlerinden oluşan büyülü bir kitap gibi. Sıra dışı yetenekler, karşılaşmalar, rastlantılar, reddedilme, terk edilmişlik ve küçük felaketlerle dolu minyatür bir tiyatro. Yeni toprakları keşfetmek isteyen İspanyol bir gezginin, okyanusta kaybolmasını anlatan sevimli ikinci öyküde ise siz de Gonsales’le birlikte engin sularda maceraya atılacaksınız. Meital Raz’ın eğlenceli, dinamik ve dilinin kıvraklığına hayran bıraktıran performansı minimalist kukla sanatının yetkin bir örneği. ........ The creative, solo performance of Meital Raz, consisting of two funny stories, is an interesting example of how simple can be so perfect. The story named Zebra, in which good and bad is told with finger puppets, is like a magical book full of animation and nature films. A miniature theatre, full of extraordinary talents, encountering, coincidences, rejection, desolateness and small disasters. In the second story, which tells us about a Spanish wanderer who desires to explore new lands and gets lost in the ocean, you, too, will embark on an adventure with Gonsales, in the open sea. The fun, dynamic performance that amazes us with suppleness of tongue of the artist, is a 18 Mart 14.00 (Han Tiyatrosu) 19 Mart 14.00 (Han Tiyatrosu) 20 Mart 14.00 (Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi) 21 Mart 14.00 (Han Tiyatrosu) 47 performance gösteri İsrail Israel Koom-Koom Theatre Oyun Adı / Title of the Play : Uzun, Kısa ve Eğri Long, Short and Twisted Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min. Yaş Grubu / Age Group : 5+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Bu gösterinin kahramanları ipler, halatlar ve kurdeleler. Onlar ince, kalın, güçlü ya da karışık olabilir. Onlarla oynayabilir, üstünden atlayabilir, yürüyebilir, koşabilir hatta dans bile edebilirsiniz. Ama dikkatli olun! Zararsız gibi görünen kimi objeler bazen bizim için çok tehlikeli olabilir. Bu performans genç izleyicileri eğlendirirken aynı zamanda bilinçlendirici ve eğitici bir dizi hikâye sunuyor. Kuklalar, objeler ve canlı akordeon müziği eşliğinde sunulan, kaçırılmaması gereken bir gösteri. ........ The characters of this performance are strings, ropes and ribbons. They might be thin, thick, strong or mixed. You can play with them, jump over them, walk with, run with, and even dance with them. But be careful! Objects that seem to be harmless can sometimes be very dangerous for us. This performance presents a serial of educative stories that raise awareness while amusing young spectators. A not to be missed show, performed with puppets and objects, in accompaniment of live accordion music. 12 Mart 11.00-14.00 (Buca Belediyesi Olimpik Yüzme Havuzu ) 13 Mart 14.00 (Bülent Ecevit Kültür Merkezi) 14 Mart 11.00 (Özel Ege Lisesi) 48 performance gösteri Train Theatre İsrail Israel Oyun Adı / Title of the Play : Chelem Efsanesi The Chelem Legend Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min. Yaş Grubu / Age Group : 7+ Oyun Dili / Language of the Play : İbranice Türkçe Hebrew Turkish Yahudi folklorunun en önemli şehirlerden biri olan Chelem’de geçen unutulmaz bir mizahi öykü. Oyunun kahramanları Lemech ve Layzer, çalınan ayın yerine Varşova’dan yenisini almak için yaşadıkları şehir olan Chelem’den yola çıkarlar. Eşsiz bir görsellikle sahneye taşınan bu macera dolu yolculuğa, Eyal Talmudi’nin içinizi coşkuyla dolduracak Klezmer müzikleri eşlik ediyor ve oyunu işitsel bir ziyafete dönüştürüyor. Yetenekli sanatçı Galia Levy-Grad’ın, kukla, gölge ve İzmir’de ilk kez izleyeceğiniz pop-up kitap teknikleri kullanarak sahnelediği oyun sayısız festivalin en beğenilen oyunu oldu. ........ An unforgettable humorous story that takes place in Chelem, one of the most important cities of Jewish folklore. Lemech and Layzer, the characters of the play, start a journey from Chelem, the city where they live, to get a new moon from Warsaw, to replace the stolen one. This adventurous journey comes alive on stage with amazing visuals, is accompanied with Klezmer music of Eyal Talmudi that will fill you up with a rhapsody and turns the show into an auditory feast. The play, in which the talented artist Galia Levy-Grad performs puppet, shadow and pop-up book techniques – which is a first in İzmir- is one of the most cherished performances of many festivals. 18 Mart 20.00 (Han Tiyatrosu) 19 Mart 20.00 (Han Tiyatrosu) 20 Mart 20.00 (Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi) 49 performance gösteri Laura Kibel İtalya Italy Oyun Adı / Title of the Play : Dört Ayaklı Sonat Sonata A Quattro Piedi Oyun Süresi / Performance Time : 60 dk. 60 min. Yaş Grubu / Age Group : 10+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Tek kişilik gösterisiyle 2012 yılında İzmir’e ilk geldiğinde izleyici rekoru kıran Teatro dei Piedi, iki kişilik gösterisiyle İzmir seyircisini bir kez daha selamlıyor. Mim ve kukla tiyatrosu karışımı olan ayak tiyatrosunun rakipsiz ustası Laura Kibel ile partneri ve öğrencisi Veronica Gonzales arasındaki sanatsal sinerjiden doğan gösteride, binbir çeşit aksesuar ile donanmış bedenleri, hayata dair eski ve çağdaş karakterleri ironik ve komik bir dille anlatıyor. İkilinin bu gerçekten olağanüstü, izlemeye doyamayacağınız canlı, dinamik, neşeli ve renkli gösterisi, bu yıl da festival ajandanızın ilk sırasına yerleştireceklerinizden. ........ Teatro dei Piedi that set a record for the largest audience to watch, in 2012 with their one-man show in their very first visit to İzmir, meets with İzmir audience once again, this time with a two-hander. In this show, emanating from the artistic synergy between Laura Kibel, the peerless master of foot theatre which is a combination of mime and puppet theatres, and her student Veronica Gonzales, they portray old and modern characters of life, with their bodies embellished with great many accessories, in an ironic and funny way. The truly incredible, lively, dynamic, cheerful and colorful show that you will not get enough of, will surely be one of the performances that we will place in the first raw of your festival agenda. 6 Mart 14.00 (Gelişim Koleji) 7 Mart 20.00 (Ahmet Piriştina Kültür Merkezi) 8 Mart 20.00 (E:Ü: Atatürk Kültür Merkezi – Tiyatro Salonu) 10 Mart 11.00 (Özel Ege Lisesi) 11 Mart 20.00 (Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Sanat Merkezi) 12 Mart 20.00 (Marmaris Belediyesi Çok Amaçlı Salon) 14 Mart 15.00-20.30 (Selçuk Belediyesi Tiyatro Salonu) 50 Riserva Canini Teatro performance gösteri İtalya Italy Oyun Adı / Title of the Play : Talita Kum Talita Kum Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min. Yaş Grubu / Age Group : 13+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Bir kuklacı ve insan boyundaki kuklası... Başlangıçta her şey son derece sıradan! Oysa kuklacının kollarındaki kukla, artık yönetilmek için hiç istekli değil. Kuklacının da artık ona hayat vermesi mümkün değil. Beklenmedik bir şey olana kadar böyle sürer; bu bir uyanış, bir yeniden doğuştur. Kukla ve kuklacı birleşirler, ta ki görünmez oluncaya kadar. Zıtlıkları birbirine karışır ve birbirlerini takip ederek kendi karakterlerini tamamlarlar. Kıvrak dansları ve farkındalıkları ile seyircinin kendilerine rehberlik etmelerine izin verirler. ........ A puppeteer and a human size puppet … Everything is so ordinary at the beginning! But the puppet lying in the arms of the puppeteer is not at all willing to be manipulated anymore. It is no longer possible for the puppeteer to manipulate him, either. This continues until something unexpected happens; it is an awakening, a rebirth. Puppet and the puppeteer merge till blurring; they blend their opposite and follow each other to complete their character. They let themselves be guided with the audience through a dance of tripping and awaking. 7 Mart 20.00 (E.Ü.Atatürk Kültür Merkezi – Tiyatro Salonu) 8 Mart 20.00 (İzmir Sanat) 10 Mart 20-00 (İzmir Sanat) 51 performance gösteri Valeria Bianchi İtalya Italy Oyun Adı / Title of the Play : Nonso ve Nonsa Nonso e Nonsa Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min. Yaş Grubu / Age Group : 5+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Kısa ve şiirsel skeçlerden oluşan gösteri, 1900’lü yılların tipik sessiz sinema filmlerini anımsatarak küçük, büyük tüm izleyenleri zaman yolculuğuna çıkarıyor. Oyunumuzun kahramanları Bay Nonso ve Bayan Nonsa, basit sorun ve çatışmalarla dolu küçük dünyalarında hayatın anlamını çözmeye çalışan iki sevimli ve komik karakter. Büyük bir ustalıkla oynatılan kâğıttan yapılmış bu iki sevimli kuklada kendi yaşamlarınızdan izler bulacak, kendinizi onların yerine koyacak ve izlerken çok eğleneceksiniz. ........ The show, consisting of short and poetic sketches, reminds us of the silent movies of 1900’s and young and old, take us all to a journey in time. Mr. Nonso and Mrs. Nonsa are two cute and funny characters trying to solve the meaning of life in their little world full of simple problems and conflicts. You will find traces of your own lives in these two cute paper puppets that are manipulated dexterously; you will put yourself in their shoes and have lots of fun while watching it. 8 Mart 11.00-15.00 (Forum Bornova Etkinlik Alanı) 9 Mart 14.00 (İzmir Sanat) 11 Mart 11.00 (Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi) 12 Mart 11.00 (Fransız Kültür Merkezi) 13 Mart 11.00 (Güzelyalı Kültür Merkezi) 52 performance gösteri Magali Chouinard Kanada Canada Oyun Adı / Title of the Play : Beyaz Kadın White Woman Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min. Yaş Grubu / Age Group : 14+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Yalnızlık ve sessizlik... Beyaz Kadın, yalnızlığın nasıl özel bir durum olduğuna ve orada kendimizi yeniden ve yeniden nasıl keşfedeceğimize dair derin düşüncelere sevk ediyor izleyenleri. Sessizlik onun ruhuna dokunur ve içindeki derin yalnızlığın güzelliğini anlatır. Farklı karakterlerin bir arada bulunduğu performansta, sanatçı hem bir yetişkin, hem çocuk, hem yaşlı, hem bir karga, hem de bir kurt olarak gölgeler ve ışıklar arasında kendinden birer parça sergiliyor. Kanadalı sanatçı Magali Chouniard’ın kukla ve maske kullandığı şiirsel ve görsel şovu içsel sorgulamanıza renk ve cazibe katacak. ........ Loneliness and silence… The White Woman takes a tender look at how solitude can be a special place, a place where we can discover and rediscover ourselves. Silence touches her soul and tells her the beauty of the deep solitude she has inside. In this performance where different characters take place, the artist is an adult and a child, an old, a wolf and a crow all at the same time, revealing her parts of shadows and lights. The poetic and visual performance of the Canadian artist Magali Chouniard, in which she uses puppets and masks, will bring color and allure to your inner questioning. 17 Mart 14.00 (Fransız Kültür Merkezi) 21 Mart 20.00 (E.Ü.Atatürk Kültür Merkezi – Tiyatro Salonu) 22 Mart 15.00 (E.Ü.Atatürk Kültür Merkezi – Tiyatro Salonu) 53 performance gösteri S.A. Marionetas Teatro & Bonecos Portekiz Portugal Oyun Adı / Title of the Play : Gibi Gibi ETC Oyun Süresi / Performance Time : 50 dk. 50 min. Yaş Grubu / Age Group : 10+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal İzleyenlerin maceralarına ortak olmak isteyecekleri, üç kısa öyküdeki oyma sünger karakterlerin masum ve sevimli davranışlarına hayran olacaksınız. Sünger kuklalar izleyenleri sadelikleri ile büyüleyip, sihirli ve çekici bir dünyaya taşıyacaklar. Festivalimize Portekiz’den katılan grup, performanslarında özellikle sözsüz kukla sanatının önemini vurgulamakta, sözsüz tiyatronun izleyiciyi hareket ve davranışlarla daha büyülü bir evrene taşıdığını düşünmekteler. Gerçek yaşamda da böyle değil mi; sesler ve hareketler bazen kelimelerden daha çok şey anlatırlar. ........ You will adore innocent and cheerful acts of the three sponge-carved characters and would like to join their adventure. The sponge characters will captivate the spectators and will drift them to a magical and interesting world. The theatre group, participating our festival from Portugal, especially emphasizes the importance of non-verbal puppet art, and the members of the group think that non-verbal theatre drifts the audience to a more magical universe with motions and acts. Isn’t it the same in real life; sometimes sounds and motions tell more than words. 7 Mart 14.00 (Han Tiyatrosu) 8 Mart 19.30 (Forum Bornova Etkinlik Alanı) 10 Mart 14.00 (Han Tiyatrosu) 11 Mart 14.00 (Fransız Kültür Merkezi) 54 Puck Puppet Theatre performance gösteri Romanya Romenia Oyun Adı / Title of the Play : Cadı’nın Kedisi The Witch’s Tom Cat Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min. Yaş Grubu / Age Group : 5+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Cadı ve siyah kedisi Tom karanlık ve terk edilmiş bir kalede yaşamaktadır. Siyah renginden dolayı karanlık kalede istediği zaman görünmez olan kedisi Tom’a sinirlenen ve onun rengini değiştirmeye karar veren Cadı bir büyü ile siyah Tom’u yeşil Alfonso’ya dönüştürür. O günden sonra hayatının en kötü günlerini yaşamaya başlayan haylaz Alfonso’nun başına bir çok olay gelir. Cadı ve kedisinin eğlenceli hikâyesinin devamını merak edenler için sürprizlerle dolu eğlenceli ve hareketli bir gösteri. Polonya’nın Lomza şehrinde düzenlenen Valise Festival’inde “En İyi Canlandırma” ödülü almış oyunu mutlaka izlemenizi öneririz. ........ The witch and her black cat Tom, live in a dark, desolated castle. The witch who is mad at Tom as he can become invisible in the dark castle because of his black color decides to change his color and changes black Tom into green Alfonso. The naughty Alfonso who started to live the worst days of his live from that day on, encounters many incidents. A full of fun and dynamic show for the ones wondering what happened next. We highly recommend you to watch this play, honored with the “Best Art of Animation” prize in Valise Festival that takes place in Lomza Poland. 10 Mart 14.00 (Ahmet Piriştina Kültür Merkezi) 11 Mart 11.00 (Rota Koleji) 12 Mart 11.00 (İzmir Sanat) 13 Mart 15.00 (Bahçeşehir Koleji) 55 performance gösteri Vologda Regional Puppet Theatre “Teremok” Rusya Russia Oyun Adı / Title of the Play : Carmen Carmen Oyun Süresi / Performance Time : 55 dk. 55 min. Yaş Grubu / Age Group : 13+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Georges Bizet’nin bu ölümsüz eserini anlatmak için daha fazla söze gerek yok. İspanyol gitarı ve kastanyetlerin sesi Carmen’le Don Jose’nin aşkı ve ölüm hakkında söylenmesi gerekenleri söylüyor. Fransa’da 3 Mart 1875 de ilk sahnelenişinden bu yana opera repertuarının en beğenilen eserlerinden biri olan Carmen, Vologda Regional Puppet Theatre’ın yorumuyla başarılarına yenilerini ekliyor. Sırbistan’da 2013 yılında Subotica Uluslararası Çocuk Tiyatroları Festivali’nde “En İyi Yönetmen ve En İyi Tasarımcı” ödüllerini, Rusya’da 2012 yılında Saman Skylark Uluslararası Festivali’nde “En İyi Gösteri” ödülünü almış olan bu eser, Carmen’e, operaya ve kukla sanatına dair sanatsal birikim ve beğenilerinize yenilerini katacak. ........ No need to say more to describe the immortal piece of art of Georges Bizet. The Spanish guitar and the sound of the castanets tell us everything that needed to be said about love of Don Jose and death. Carmen, the most appreciated piece of the opera repertoire since it is staged for the first time in France on 3rd of March 1875, scores a new success with the interpretation of Vologda Regional Puppet Theatre. This masterpiece, honored with “The Best Director and The Best Designer” prize in 2013 at Serbia Subotica International Festival of Children’s Theatre, “The Best Performance” prize in 2012 at Russia Saman Skylark International Festival will make contribution to your love and knowledge about Carmen, opera and puppet art. 21 Mart 20.30 ( İzmir Sanat) 22 Mart 20.30 ( İzmir Sanat) 56 Lutkovno Gledalisce Maribor performance gösteri Slovenya Slovenia Oyun Adı / Title of the Play : Ağaç Diken Adam The Man Who Planted Trees Oyun Süresi Performance Time: 60 dk. 60 min. Yaş Grubu / Age Group : 15+ Oyun Dili Language of the Play : Slovence Türkçe üstyazı Slovenian Turkish surtitle Fransız yazar Jean Giono tarafından gerçek bir öyküden esinlenerek yazılan ve 1987 yılında bu öyküye dayanılarak çekilen animasyon filmi pek çok ödül alan bu muhteşem gelişim öyküsü, Miha Bezeljak’ın oyunculuğuyla yeni övgü ve ödülleri fazlasıyla hak ediyor. Fiziksel ve manevi gücünden başka hiçbir şeyi olmayan tek bir adamın bir çölü cennete çevirmesinin zorlu ve başarılı öyküsünde, sonuca ulaşmak için gereken tutarlılık, azim ve inanç, yaşamı anlamlı bir serüvene dönüştürürken, sizleri de bu dönüşüme ortak edecek. ........ A story inspired by real life, written by French writer Jean Giono, and an animation movie shot in 1987 based on this story… This amazing story of transformation which was honored with many awards deserves many more with Miha Bezeljak’s act. In this compelling and successful story of a man, turning a desert into a heaven, who has nothing but physical and moral power, the essential consistency, will and belief to attain his goal that turn his life into a meaningful adventure will make you a part of this change. 16 Mart 20.00 (İzmir Sanat) 17 Mart 20.00 (İzmir Sanat) 57 performance gösteri Teatro Matita Slovenya Slovenia Oyun Adı / Title of the Play : Dikkat Geyik! Attention Moose! Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min. Yaş Grubu / Age Group : 7+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Vahşi dünyaya hoş geldiniz! Bu oyunda bir avcı ve onun tazısından kaçmaya çalışan zavallı bir geyiğin hikâyesine tanık olacaksınız. İnsanlar ve hayvanlar arasındaki ilişkiyi ve yaşamın acımasızlığını anlatan bu basit hikâye, yorumundaki ustalıkla hayal gücünüzü kışkırtacak. Oyunun ritmi, komikliği, müziği ve doğaçlamaları sadece çocukları cezp etmekle kalmayıp, yetişkinlerinde dikkat ve beğenisini çekecek. Akordeon ve davul eşliğinde şarkı söyleyerek sahnelenen performansta çok eğleneceksiniz. ........ Welcome to the wild world! In this play, you will witness the story of a hunter and a poor Moose trying to escape from the hunter’s hound. This simple story about the relation of men and animals and cruelty of life will stimulate your imagination with the mastery of its interpretation. The rhythm, humor, music and spontaneity of the play will not only magnetise the kids but also will attract the attention and admiration of the grown ups. You will have lots of fun in this spectacle, performed accompanied with songs sang with acaordeon and drums. 18 Mart 14.00 (İzmir Sanat) 20 Mart 11.00 (Güzelyalı Kültür Merkezi) 23 Mart 13.00-17.00 (Forum Bornova Etkinlik Alanı) 58 performance gösteri Teatro Matita Slovenya Slovenia Oyun Adı / Title of the Play : Mutlu Kemikler Happy Bones Oyun Süresi / Performance Time : 60 dk. 60 min. Yaş Grubu / Age Group : 13+ Oyun Dili / Language of the Play : İngilizce English En büyük gizem: Ölüm... Aynı zamanda en büyük tabu! Oysa her an yanı başımızda. Her gün ölmemiz için yüzlerce neden varken neden onun hakkında hiç konuşmayız? Neyse, bu gün de ölüm bizi pas geçti, biz sadece “Merhaba ne kadar güzel bir gün değil mi?” diyerek Matija Solce’nin akordeon, ses ve birkaç parça kemikten oluşan müzikal kukla gösterisine dönelim. Yetenekli sanatçı her zaman karşı karşıya olduğumuz ölüm gerçeğini, felsefi, traji-komik ve kendine özgü ayrıksı yorumuyla izleyenlerden tam not alan modern bir sanat gösterisine dönüştürüyor. ........ The biggest mystery: Death… The biggest taboo, as well! Yet, it is right beside us all the time. Why do we never talk about it although we have hundreds of reasons to die, each and every day? Luckily it passed by us today, too. Let us just say “Hello, what a nice day, isn’t it?” and get back to Matija Solce’s puppet show that he built with accordion, voice and a bunch of bones. Talented artist turns the death reality that we live face to face everyday, into a philosophical, tragicomic modern art show that gets the thumbs up with the unique interpretation. 19 Mart 20:00 ( Fransız Kültür Merkezi) 22 Mart 19:30 ( Forum Bornova Etkinlik Alanı) 59 performance gösteri Taiyuan Puppet Theatre Tayvan Taiwan : Eve Giden Kadın A Woman Going Home Benim Bir Adım Var I Have a Name Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min. Yaş Grubu / Age Group : 13+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Oyun Adı / Title of the Play Gerek Asya geleneksel kukla sanatının yetkin örneklerini sergilemesi, gerek modern kukla sanatı adına deneysel ve özgün çalışmaları ile tanınmış olan Taiyuan Puppet Theatre Company bu yıl festivalimize dramatik iki kısa oyundan oluşan modern bir örnekle konuk oluyor. Birçok insan için ev yaşamın başladığı yerdir. Orada sevinçlerimizi, umutlarımızı, mutsuzluklarımızı, karmaşık duygularımızı yaşarız. ‘Eve Giden Kadın’, evine giden bir kadının anılarını ve tüm yaşamını sorguluyor. Guus Luijters ve Aline Pennewaard’ın “ In Memoriam” adlı kitabından esinlenerek sahnelenmiş olan ikinci oyun ise, çocukluk sevinçlerini savaş ve soykırımın acılarıyla harmanlıyor. ‘Benim Bir Adım Var’, dehşet üzerine odaklanmadan sessizce savaşta ölmüş sayısız çocuğu anmaya adanmış bir oyun. ........ The Taiyuan Puppet Theatre, well-known both with their Asian traditional puppet art performances and with their experimental and unique modern puppet art works, this year participates our festival with two dramatic, short and modern plays. For many of us, home is where life starts. There, we experience happiness, hopes, misery and complicated emotions. ‘A Woman Going Home’ questions the memories and whole life of a woman going tp her house. The second play, inspired by the book “In Memoriam” written by Guus Luijters and Aline Pennewaard blends childhood happiness with war and genocide. ‘I Have a Name’ is a play, not focusing on terror and dedicated to countless number of kids died in wars. 7 Mart 20.00 (Han Tiyatrosu) 8 Mart 14.00 (İzmir Sanat) 10 Mart 20.00 (Han Tiyatrosu) 60 performance gösteri Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu Türkiye Turkey Oyun Adı / Title of the Play : Bir Yaz Masalı A Summer Tale Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min. Yaş Grubu / Age Group : 5+ Oyun Dili / Language of the Play : Türkçe Turkish Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu öncelikle çocuklar sonra da içlerinde ki çocuğu koruyabilmiş herkes için yeni ve çok farklı bir oyunla tiyatro severlerin karşısına çıkıyor. Gölgelerin dans ettiği, konuştuğu ve müzik aletlerinin sahnedeki görsel şölene eşlik ettiği ‘Bir Yaz Masalı’ kukla tiyatrosunu ülkemizde de hak ettiği yere getirme çabalarının önemli bir parçası. Özgürlüğüne düşkün bir çocuk olan Ali’nin, hayvan sevgisi ve onları koruma isteğini anlatan zekice hazırlanmış ve seyrine doyum olmayan bu oyun küçük, büyük tüm izleyenlerin hafızasında yer edecek. ........ With a new and unique show, Ali Poyrazoğlu Theatre welcomes the children and everyone that managed to keep the child in them, alive. The puppet show ‘A Summer Tale’ in which the shadows dance and talk and the music instruments accompany the visual feast, constitutes an inseparable part of the endeavors to develop puppet art in our country. This smartly prepared show, telling us the animal love of free spirit Ali and his desire to protect them, will be engraved on memories of young and old, each and every spectator. 17 Mart 14.00 (İzmir Sanat) 18 Mart 11.00 (Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Sanat Merkezi) 61 performance gösteri Türkiye Turkey Balon Kukla Tiyatrosu Oyun Adı / Title of the Play : Dünyayı Gezen Balon Baloon the Traveler Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min. Yaş Grubu / Age Group : 5+ Oyun Dili / Language of the Play : Türkçe Turkish İki meraklı dostun hayallerini gerçekleştirme zamanı gelmiştir. Dünyanın her yerini gezip, yeni bilgiler ve dostlar edineceklerdir. Boncuk ve Minnoş için başta komik ve çok eğlenceli olan bu yolculuk sonrasında heyecan dolu, sürükleyici bir maceraya dönüşür. 2006 yılında Bursa’da kurulan Balon Kukla Tiyatrosu’nun balon figürlerle masal anlatarak başladığı sanat yolculuğu, bugün ülkemizde eşine az rastlanır bir kukla tiyatrosuna dönüştü. Birçok uluslararası kukla festivaline de konuk olan Balon Kukla Tiyatrosu’nun bu sevimli çocuk oyunu minik izleyiciler için kaçmaz bir fırsat. ........ It is time for the two curious friends to realize their dreams. They will roam around the world, make new friends and learn new things. This expedition, funny and entertaining at the beginning, transforms to an exciting and fascinating adventure for Boncuk and Minnoş. Balon Kukla Tiyatrosu, established in 2006 in Bursa, started their art journey with storytelling with balloon figures, turned into one of the most special puppet theatres in our country. This adorable child show, participated in many international puppet festivals, is a not to be missed performance. 15 Mart 15.00 (İzmir Sanat) 16 Mart 12.00 (İzmir Sanat) 17 Mart 14.00 (Han Tiyatrosu) 62 Game Of Gölge Sanatı performance gösteri Türkiye Turkey Oyun Adı / Title of the Play : Gölgelerin Dansı The Dance of the Shadows Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min. Yaş Grubu / Age Group : 5+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Çocukluğunuzda nasıl gölge oyunu oynadığınızı hatırlar mısınız? Hani elektrikler kesilince mum ışığında ellerimizle hayvan figürleri yapıp duvara yansıtmaya çalıştığımız eğlenceli anları. İşte o eğlenceler aile içi mutluluğumuzu pekiştiren, hoşça vakit geçirmemizi sağlayan ve çocuklarımızın hayal gücü ve zekâ becerilerini geliştiren harika oyunlardı. Üç kardeşin kurduğu Game Of Gölge Sanatı, bu oyunları gölge sanatının inceliklerini de kullanarak izlenmesi eğlenceli bir şova dönüştürüyor. İlk kez tanındıkları ‘Yeteneksizsiniz’ yarışma programında izlenme rekorları kıran topluluk ülkemizde giderek gelişmekte olan kukla sanatı adına büyük umutlar vadediyor. ........ Do you remember how we used to play with shadows when we were children? When we had enjoyable time, shining candle light on a wall and casting shadows of animal figures with our hands when there is power cut? Those were wonderful games, entertaining us, broadening our imagination, increasing our intellectual skills and strengthening our family bonds. Game Of Gölge Sanatı, established by three brothers, transforms those games to a fun to watch shows by using tips of shadow art. They became known with their performance at ‘Turkey’s Got Talent’, and adored by millions, and they have a promising future in progressing puppet art of our country. 17 Mart 20.00 (Fransız Kültür Merkezi) 18 Mart 20.00 (İzmir Sanat) 19 Mart 14.00 (Narlıdere Atatürk Kültür Merkezi) 20 Mart 20.00 (İzmir Sanat) 63 performance gösteri Geleneksel Gösteri Sanatları Topluluğu Türkiye Turkey : İbiş Karagöz Oynatıyor Ibis Becomes a Karagoz Performer Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min. Yaş Grubu / Age Group : 5+ Oyun Dili / Language of the Play : Türkçe Turkish Oyun Adı / Title of the Play İbiş patronu ile iddiaya girer, Karagözü en güzel kendisinin oynayacağını söyler. Hayali Mahmut ile atışır ve perde arkasına geçerler, oyun başlar. Hacivat, Karagözün başına yine bir çorap örer. Bir sahtekârın düzenlediği ses yarışmasında sunuculuk yaparlar. Sonunda katılımcıların dolandırıldığı ortaya çıkar. Hacivat bir kez daha Karagözü oyuna getirmiştir. Ama Karagöz her zamanki gibi yine Hacivat’a gerekli dersi verir. Geleneksel tiyatromuzun usta sanatçısı Hayali Mahmut Hazım Kısakürek’ten keyifle izleyeceğiniz, hem Karagöz’ü hem de İbiş’i içinde barındıran ayrıksı bir kukla oyunu. ........ Ibis makes a bet with his boss, he claims that he will portray Karagoz better than anyone. He quarrels with Hayali Mahmut, goes behind the shadow play curtains and the show starts. Hacivat again tricks Karagoz. They work as announcers in a song contest organized by a crook. In the finale, it is understood that the participants are defrauded. Karagoz is deceived by Hacivat again but as usual Karagoz manages to teach Hacivat a lesson. A unique puppet performance of Hayali Mahmut Hazim Kisakurek, the master puppeteer of traditional theatre, portraying both Karagoz and Ibis. 13 Mart 14.00 (Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi) 14 Mart 11.00 (Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Sanat Merkezi) 64 performance gösteri Han Tiyatrosu Türkiye Turkey Oyun Adı / Title of the Play : Üç Kafadar Three Cronies Oyun Süresi / Performance Time : 55 dk. 55 min. Yaş Grubu / Age Group : 3+ Oyun Dili / Language of the Play : Türkçe Turkish 2007 yılından beri kendi sahnelerinde sergiledikleri çocuk ve yetişkin oyunlarıyla İzmirli sanatseverlerin büyük beğenisini kazanan Han Tiyatrosu, kuklalı, müzikli ve danslı oyunları Üç Kafadar ile festival izleyicisiyle buluşuyor. Üç Kafadar, başını sokacak bir yer ararken eski bir tiyatro deposuna sığınırsa neler olur? Neler olmaz ki! Peki ya bu Üç Kafadar orada buldukları kuklaları oynatmaya kalkarsa, işte o zaman çalsın müzik, gelsin dans. Bu eğlenceli, müzikli ve danslı oyun tüm çocukları peşinden sürükleyecek. ........ Han Tiyatrosu, attracting great admiration of Izmirian art-lovers with the child and adult shows they have been staging at their own theatre hall, since 2007, is meeting with our festival audience with the music, dance and puppet show ‘Three Cronies’. What happens when these Three Cronies lodge in an old theatre hall while wondering around to find a shelter? What not! What if these Three Cronies start manipulating the puppets they found in the theatre? Well, that’s the time when music and dance start! All kids will adore this amusing show. 16 Mart 14.00 (Han Tiyatrosu) 65 performance gösteri Türkiye Turkey Hayali Ayhan Leylek : Karagöz ve Hacivat’ın Bilmece Yarışması Karagoz and Hacivat’s Riddle Contest Oyun Süresi / Performance Time : 40 dk. 40 min. Yaş Grubu / Age Group : 5+ Oyun Dili / Language of the Play : Türkçe Turkish Oyun Adı / Title of the Play İzmirli usta sanatçı Hayali Ayhan Leylek’ten ilgiyle izlenecek bir seyirlik. Geleneksel kültürümüzün en önemli öğelerinden biri olan gölge oyunumuz Hacivat – Karagöz, Hayali Ayhan Leylek’in ellerinde çocuklarımızı eğlendirirken düşündüren bir oyun ile can buluyor. Sürekli birbirleriyle atışan bu sevimli ve bilge iki karakter, bilmece yarışması konusuyla Türk bilmecelerinin yüksek bir zekâ, dil ve anlatım gücünü bir kez daha bizlere anımsatıyor. Çocukların dünyasında farklı bir yere sahip olan bilmeceler, onların eğlenmesini sağlamanın yanı sıra dolaylı olarak dikkatlerini toplama, anlama - kavrama yeteneklerini geliştiriyor ve bir nevi zihin sporu yaptırıyor. ........ An interesting theatrical play of the Izmirian master Hayali Ayhan Leylek… The shadow play Hacivat and Karagoz, one of the most important elements of our traditional culture, comes alive in the hands of Hayali Ayhan Leylek while amusing our children. These two charming and wise characters, remind us of the high intellect, language and interpretation power of riddles, with the riddle competition theme of this play. The riddles that have a special place in children’s hearts not only amuse them but also indirectly improve their ability to focus, understand and comprehend and in a way make a mind exercise. 8 Mart 14.30 (İzmir Resim Heykel Müzesi Kültürpark Sanat Galerisi) 9 Mart 14.30 (İzmir Resim Heykel Müzesi Kültürpark Sanat Galerisi) 15 Mart 14.30 (İzmir Resim Heykel Müzesi Kültürpark Sanat Galerisi) 16 Mart 14.30 (İzmir Resim Heykel Müzesi Kültürpark Sanat Galerisi) 22 Mart 14.30 (İzmir Resim Heykel Müzesi Kültürpark Sanat Galerisi) 23 Mart 14.30 (İzmir Resim Heykel Müzesi Kültürpark Sanat Galerisi) 66 Uçaneller Kukla Evi performance gösteri Türkiye Turkey Oyun Adı / Title of the Play : Yeşil Pingi’nin Masalı The Tale of Green Pingi Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min. Yaş Grubu / Age Group : 5+ Oyun Dili / Language of the Play : Sözsüz Non Verbal Her şeyin plastik olduğu farklı bir dünya varmış. Bu dünyada rengârenk Pingiler yaşarmış. Pingiler dünyasında az rastlanan bir renge sahip olan Küçük Yeşil Pingi kurbağalara benzetildiği ve alay konusu olduğu için rengini değiştirmeye karar vermiş ve Pingiler dünyasının yaratıcısı Büyük Ressam’dan yardım istemiş. Büyük Ressam Yeşil Pingi’ye yardım edeceğini ancak hangi renk olacağına kendisinin karar vermesi gerektiğini söylemiş. Bunun üzerine Küçük Yeşil Pingi en güzel rengi bulmak için yollara düşmüş. Kırmızı gibi parlak, sarı gibi neşeli, mavi gibi sakin olmak isteyen Küçük Yeşil Pingi acaba kendi rengini bulabilecek mi? ........ There is another world where everything is made of plastic. Pingies live in this colorful world. The Little Green Pingi decides to change his color as his color is rare in Pingi world and his friends teasing him all the time, saying that he looks like a frog. And so he asks the Great Painter, creator of the Pingi world, for help. The Great Painter tells him that he would help but the little Pingi has to decide which color he will become. So, the Little Green Pingi hits the roads to discover the most beautiful color. Will the Little Green Pingi, who wants to be as bright as red, as cheerful as yellow, as cool as blue, be able to find out his own color? 10 Mart 11.00-14.00 (Narlıdere Atatürk Kültür Merkezi) 11 Mart 11.00 (İzmir Sanat) 67 performance gösteri Baruti Theatre Yunanistan Greece Oyun Adı / Title of the Play : Doğu’nun Gizemi The Mystery of the Orient Oyun Süresi / Performance Time : 45 dk. 45 min. Yaş Grubu / Age Group : 5+ Oyun Dili / Language of the Play : Yunanca ve Türkçe Greek & Turkish Tourloum Soucloum, dedesi gibi sihirbaz olmak istemekte ama yaramazlığı onun sihirbaz olmasını engellemektedir. Dedesinin önerisiyle kendini geliştirmek için tek arkadaşı olan büyülü kitabıyla çıktığı maceralı yolculuğu hiç de misafirperver olmayan bir çölde başlar. Festivalimize Yunanistan’dan konuk olan Baruti Theatre, insan hareketlerini zarif ve doğala yakın biçimde taklit eden kuklaları ile kendine özgü bir teknik ve deneyime sahip. Masalımsı bir ortamda geçen ve çarpıcı bir müzikle birlikte sunulan gösteri, seyirciye inanılmaz duygular yaşatıyor. Hiçbir şeyin imkânsız olmadığı bir dünyada canlanan kuklalar izleyenleri büyülü bir dünyanın içine çekiyor. ........ Tourloum Soucloum, wishes to be a magician like his grandfather but his naughtiness stops him to become what he wants. His adventurous journey that he decided to take, upon his grandfather’s suggestion, to improve himself and become a magician, with the magic book, which happens to be his only friend, started in a not-so-hospitable desert. The Baruti Theatre participating our festival from Greece, has a unique technique and experience with their puppets, imitating human motions in an elegant and most natural way. The play, set in a fairy-tale stage, accompanied with a striking music let the audience experience incredible feelings, the puppets come alive in a world where nothing is impossible, drifts the spectators into a magical world. 18 Mart 14.00 (Fransız Kültür Merkezi) 20 Mart 11.00-14.00 (E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi) 68 contest yarışma 6. Forum Bornova Kukla Oyunu Yarışması 6th Forum Bornova Puppet Show Contest İzmir’de kukla sanatının gelişmesini sağlayan çabaların en önemlilerinden biri olan Forum Bornova Kukla Oyunu Yarışması’nın altıncısı VIII. İzmir Kukla Günleri kapsamında 15 -16 Mart tarihlerinde gerçekleşiyor. Artık sadece öğrencilerin değil öğretmenlerin, velilerin ve hatta takipçisi olan seyircilerinin de merakla beklediği ilköğretim okulları arası yarışmada, bu yıl katılımcı 22 okul Charles Perrault’un ünlü eseri Kırmızı Başlıklı Kız’ı sahneleyecekler. Gelenekselleşen yarışmanın küçük kukla sanatçıları, profesyonelleri bile hayrete düşürüp kıskandıran performanslarıyla, hayal gücünün zenginliğinin ve yaratıcılığın herkes için ne kadar önemli olduğunun kanıtını sunuyorlar. Geleceğin sanatçılarının ya da sanatseverlerinin heyecan dolu gösterileri festivalin en görülmeye değer bölümü. Onları izlemeye doyamayacaksınız. The sixth Forum Bornova Puppet Show Contest, which is one of the most important endeavors for development of puppet art in İzmir, will take place in the scope of VIII. İzmir International Puppet Days, on 15-16th March. 22 participating schools will perform the famous piece of Charles Perrault, The Little Red Riding Hood, in this contest of the elementary schools which is awaited curiously not only by the students and the teachers, but also by the parents and the follower audience of the event. The performance of the young puppet artists of the traditionalistic contest surprises even the professionals and make them envy, and proves how imagination and creativity is so important for everyone. The exciting performance of the artists or art-lovers to be is the most worth seeing element of the festival. You will not get enough of watching them. 71 contest yarışma Jüri Başkanı Prof. Dr. Hülya Nutku Eğitimci, Araştırmacı Dokuz Eylül Üni. Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Educator, Researcher Dokuz Eylül University Faculty of Fine Arts Performing Arts Department Jüri Üyeleri Hristina Arsenova Bulgaristan Burgaz Devlet Kukla Tiyatrosu San. Yönetmeni & Müdür Bulgaria Burgas State Puppet Theatre Artistic Director & Manager Gürol Tonbul Yonca Ginyol İzmir Devlet Tiyatrosu Sanatçısı Actor, Izmir State Theatre Ege Üniversitesi Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksek Okulu Turizm Animasyonu Bölümü Öğretim Görevlisi Ege University Lecturer, Cesme Tourism and Hotel Management School 72 Işınsu Ersan Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü Sahne Tasarımı Anasanat Dalı Öğretim Görevlisi Dokuz Eylül University Faculty of Fine Arts Stage Designer, Performing Arts Department contest yarışma 6. Forum Bornova Kukla Oyunu Yarışması’na Katılan Okullar Schools Attending the 6th Forum Bornova Puppet Show Contest 23 Nisan İlkokulu Aliağa TED Koleji Bornova Koleji Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Çakabey Koleji Çamlaraltı Koleji EÇEV (Altındağ) EÇEV (Yamanlar) Fatih Koleji Fatoş Nurcan Abla Koleji Gelişim Koleji Işıkkent Eğitim Kampusü İzmir Amerikan Kültür Koleji Kemalpaşa Sekiz Eylül İlkokulu Kılıçaslan İlkokulu Meliha ve Doğan Akad İlkokulu Özel Ege Lisesi Özel Tevfik Fikret İlkokulu Rota Koleji TAKEV TEGV Yönder Koleji 73 Lutkovno Gledalisce Ljubljana koleksiyonundan Zlatko Bourek Kuklaları From Lutkovno Gledalisce Ljubljana collection, Zlatko Bourek’s Puppets Dünyanın saygın kukla müzelerinin ve topluluklarının koleksiyonlarını İzmir seyircisiyle buluşturduğumuz sergilerimize bu yıl dünyaca ünlü Hırvat yönetmen, senarist, tasarımcı, karikatürist ve çok özel büyülü dünyaların yaratıcısı Zlatko Bourek’in kuklalarıyla devam ediyoruz. 1955 yılında Zagrep Üniversitesi Drama Sanatları Akademisi, Heykel ve Resim Bölümü’nde eğitimine başlayan sanatçının solo ve karma sayısız sergisi bulunuyor. Sanatçının, Avrupa’nın en saygın kukla tiyatrolarından Lutkovno Gledalisce Ljubljana’da (Ljubljana Kukla Tiyatrosu) oynanan üç ayrı oyun için hazırladığı kuklalardan oluşan sergi bu yıl festivalin en önemli etkinliklerinden biri. Sanatçının, kukla dünyasında neredeyse hiç kimse ile kıyaslanamayacak grotesk, erotik, alaycı ve özgün formları paha biçilmez bir koleksiyonun parçaları. This year we host puppets of worldwide famous, Croatian director, script writer, designer, caricaturist and creator of very special, magical worlds, Zlatko Bourek, in our exhibition through which we bring together the collections of respectable puppet museums and groups of the world with İzmir viewers, every year. The artist, whom started his education in Zagreb University Drama Arts Faculty, Sculpture and Art Department, in 1955, has countless number of solo and group exhibitions. The exhibition of the puppets he prepared for the three plays performed by Lutkovno Gledalisce Ljubljana (Ljubljana Puppet Theatre), one of the most respected puppet theatres of Europe, is surely one of the utmost significant activities of our festival, this year. The grotesque, erotic, satirical and unique forms of the artist, incomparable to anyone in puppet world, are part of a priceless collection. 75 Aleksandrina Ignatova’nin Fırçasından Öylesi̇ne Bi̇r Düş From The Brush of Aleksandrina Ignatova Such A Dream Çok yönlü sanatsal becerilerini “Rönesans İnsanı” deyimiyle açıklayabileceğimiz çellist, sahne tasarımcısı, ressam Aleksandrina Ignatova’nın sulu boya resim sergisi, içinde kaybolup, ruhunuzu dinlendireceğiniz naif bir atmosfer taşıyor. Yaptığı suluboya tablolar, portreler ve kolajlarla sayısız kişisel sergi açmış ve karma sergiye katılmış olan Bulgar sanatçının kimi eserleri İtalya, Fransa, Almanya, Amerika, Norveç’te özel koleksiyonlarda yer alıyor. Kendine özgü estetik yaklaşımıyla yarattığı palyaço resimleriyle tanınan sanatçı bu sergi için hazırladığı resimlerinde kuklanın ruhunu yerleşik sanatsal tarzıyla birleştiriyor. The water color painting exhibition of the cellist, stage designer, painter, multi-talented Aleksandrina Ignatova, whom we can characterize as a ‘Renaissance Person’, holds a naïve atmosphere that calms your soul. Some of the paintings of The Bulgarian artist, whom so far hold countless number of personal water color, portray and collage exhibitions, and attended numerous group exhibitions, now crown the collections of private art collectors in Italy, France, Germany, America and Norway. The artist, very well known with the clown paintings she created with her unique aesthetical approach, unites the soul of puppets with her settled art style in these paintings she prepared for this exhibition. 77 Serdar Sönmemiş Fotoğrafları Fotoğrafçı Gözüyle Kukla Serdar Sonmemis Photograph Exhibition Puppets Through the Eyes of a Photographer İçinde kuklanın yanı şıra obje ve gölge tiyatrosunu, resmi, müziği, dansı, heykeli, neredeyse sanatın tüm dallarını barındıran modern kukla sanatını fotoğraflamak bu büyülü dünyanın büyüsünü sonsuza kadar sanat aracılığıyla belgelemek demek. Yaşamı zenginleştiren ve anlamlandıran sanata daha geniş bir açıdan bakabilmek ve festival belleğinin devamlılığını oluşturmak üzere sürdürdüğümüz ‘Fotoğrafçı Gözüyle Kukla’ sergimiz bu yıl fotoğraf sanatçısı Serdar Sönmemiş’in objektifinden yansımalarla sanatseverleri bekliyor. Photographing the modern puppet art which inholds object and shadow theatre, painting, music, sculpture, almost all branches of art beside puppetry, in a way means documenting the magic of this magical world forever through art. Our “Puppets Through the Eyes of a Photographer” exhibition that we continue organizing every year with the aim to bring a broader perspective to art and attain continuity of festival recollection; this year, awaits art-lovers with the reflections from the objective of Serdar Sonmemis. 79 Safinaz Arıcan Karol’un kuklaları Biberisa Neredesin? Puppets by Safinaz Arican Karol Biberisa, Where are you? Çocukken, annesinin özenle seçtiği elbiselik kumaşlardan arta kalanlara sarılışıyla başlıyor her şey. Küçücük elleriyle neler biçmiyor, neler dikmiyor ki... Sonra, büyüyen ellerinden makas, iğne, iplik, kumaş hiç eksik olmuyor zaten. Gözleri çok geniş görürken, ellerine de hükmediyor. Bir gün, yaşamın içinden hafızasına nakşettiği onlarca karaktere can vermeye başlıyor. Ellerinden tutup yanına aldıkları, gülümseyip sarıldıkları, unutamadıkları, çok özledikleri… Biriktirdiklerinin elleri sıcacık… Şimdi masalının kahramanlarını arıyor. Biberisa neredesin? Everything starts with the remains of the dress fabrics she embraced that her mother picked meticulously. She cuts and sews anything and everything with her tiny little hands. While growing up, needles, threads, and fabrics form an important part of her life. Her eyes see every detail and she perfectly rules her dexterous hands. One day, she starts bringing tenths of characters she engraved to her memory, to life. Characters that she held hands of, the ones she smiled and hugged the ones she could not forget and the ones she misses so much… Their hands are so warm… Now she is searching for the heroes of her story. Biberisa, where are you? 81 Bir Kukla Sergisi İlk Adımlar A Puppet Exhibition First Steps D.E.Ü. G.S.F. Sahne Sanatları Bölümü, Sahne Tasarımı Anasanat Dalı öğrencilerinin “Kukla Yapım ve Uygulama Teknikleri” dersi kapsamında yaptıkları, kukla ile tanışmalarının ilk ürünleri olan sevimli dostlar izleyicilerin beğenisine sunuluyor. Sergide, bir dramatik anlatım biçimi olarak kuklanın olanaklarını araştırırken, bir yandan da kuklanın büyülü dünyasına adım atan öğrencilerin farklı teknikler kullanarak yaptıkları uygulamalar ve denemeler görülebilir. The adorable friends that the students of D.E.U. Fine Arts Faculty, Stage Design Department made in their “Puppet Making and Application Techniques” class, the very first products of their acquaintance with puppets are presented to the viewers. In this exhibition, potential of puppet as a dramatic expression style can be explored while viewing the applications and trials of the students stepping into the magical world of puppets using different techniques. 83 Bir Kukla Sergisi Engelsiz Kukla A Disability Awareness Puppet Exhibition Puppets Without Handicap Festivalimizin en anlamlı etkinliklerinden biri daha sizleri bekliyor. 2013 Ağustos ayında İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Agora Rotary Kulübü ile birlikte düzenlediğimiz, Engelsizmir çatısı altında yürütülen çalışmalardan biri olan Engelsiz Kukla yerli ve yabancı eğitmenler eşliğinde iki hafta süren bir kukla yapımcılığı meslek edindirme kursu. Bu kurs süresince yaratılan kuklalar şimdi sanatseverlerle buluşuyor. Engellilerimizin sorunlarını gündemde tutup, engellilere çoklu yarar sağlamayı amaçlayan bu anlamlı çabanın ürünü olan eserler, aynı zamanda İzmir’de yeni bir sanatçı grubunun habercisi. Another meaningful event of our festival awaitens you. ‘Puppets without Handicap’ was a two weeks vocational course, held with foreign and native instructors that we organised in August 2013, within the scope of ‘Disabledfriendly İzmir’ activities with the cooperation of İzmir Metropolitan Municipality and Agora Rotary Club. Now, the puppets created through this course will meet art-lovers. The works of this meaningful effort, aiming to keep the problems of our disabled friends in agenda alive and create multiple benefits for them, are a harbinger of a new group of artists upcoming in İzmir. 85 workshop atölye Kukla Yapımında Kağıdın Si̇hi̇rli̇ Gücü The Magical Power of Paper in Puppet Yöneten / Directed by: Galia Levy Kâğıtla yarattıklarıyla kukla dünyasında haklı bir üne sahip İsrailli usta sanatçı Galia Levy yönetimindeki atölye çalışmasında kâğıdı tanıyıp, farklı kullanımlarını keşfedip, bu eşsiz malzeme ile yeni dünyalar yaratmayı öğreneceksiniz. Kâğıdı kullanan sanatsal teknikler arasında yer alan origami ve pop-up kitap çalışmalarına bir giriş niteliğinde olan bu atölyede, yalnız sanatsal gelişim sağlamakla kalmayıp, çocuk eğitiminde de bu tekniklerden yararlanmanın yollarını keşfedecek, birikimlerinize yeni beceriler ekleyeceksiniz. In this workshop, led by The Israeli art master Galia Levy, who holds a rightful fame in puppet world with what she creates with papers, you will get familiar with paper, discover different purposes of use and learn to create new worlds with this unique material. You will not only progress your artistic skills but also learn utilizing these techniques and add up to your dexterities in this workshop which is an introduction to artistic techniques that utilize paper, such as origami and pop-up book works. Ücretsizdir ve sınırlı sayıda profesyonel katılımcı içindir. Free admittance, limited Access for professional participants. Rez: 232.465 22 55 – 536.858 59 51 workshop atölye Kuklacı Enerji̇si̇ni̇ Kuklaya Nasıl Aktarır? How The Performer Transfers Energy into the Puppet Yöneten / Directed by: Dr. John McCormick Kuklacılık cansız nesnelere yaşam verme sanatıdır. Aktörle nesne arasında kurulan ilişkiyle, izleyici günlük yaşamın içinde yer alan sıradan nesnelerin, insan ve hayvan figürlerinin veya soyut objelerin sanki canlı olduklarına ikna edilir ve büyülü bir dünya yaratılır. Bu atölyede aktörün uzantısı olan kuklaya yaşam veren tekniklere odaklanılıp, cansız bir nesnenin yaşayan bir varlık olduğuna seyircinin nasıl inandırılacağının koşulları araştırılacak. Masa kuklası ve el kuklası oynatım teknikleri üstüne bilgilerini paylaşacak akademisyen, yazar ve tiyatro eğitmeni Dr. John Mc Cormick yönetimindeki atölye çalışması kuklacılık becerileri edinmek isteyen sahne profesyonelleri için bir fırsat. Puppetry is an art of giving life to nonliving things. The audience is convinced that the regular objects, human or animal figures or abstract objects of daily life are as if alive, and a magical world is created with the relation established between the artist and the objects. In this workshop, we will focus on the techniques that give life to the puppet and search for the requirements on how to convince the audience that a nonliving thing is a living being. The workshop led by academician, author and theatre instructor Dr. John McCormick who also would share his knowledge about table puppet and hand puppet manipulating techniques, is a not to be missed opportunity for stage professionals wishing to gain puppetry dexterities. Ücretsizdir ve sınırlı sayıda profesyonel katılımcı içindir. Free admittance, limited Access for professional participants. Rez: 232.465 22 55 – 536.858 59 51 workshop atölye Malzemeye Can Vermek Giving Life to Material Yöneten / Directed by: Magali Chouinard Kâğıt, makas, bez, tahta, gazete, tutkal... Bunların canlanıp bir karakter yaratması ne kadar olasıdır ki? Oysa bir kukla yaratmak için ihtiyacımız olan düşünme kalıplarının dışına çıkıp hayal gücümüzü yeni şeyler üretmek için kullanmak, beynimizin iki lobunu da birlikte ve dengeli kullanarak maddeye can vermek. Kanadalı kukla sanatçısı Magali Chouinard yönetimindeki bu atölye çalışmasında yenilikçi ve keşfedici düşünmeyle masa, el ve çubuklu kukla yaratmanın ve ona can vermenin anahtarına sahip olacaksınız. Paper, scissor, cloth, wood, newspaper, glue… How possible is it for these to become alive and create a character? Well, in fact, all we need is to go beyond regular thinking rules, use our imagination to create new things, use both lobs of our brain in a balance to give life to a substance. In this workshop led by Canadian puppet artist Magali Chouinard, you will get the key of making table, hand and string puppets with reformist and exploratory thinking and giving life to them. Ücretsizdir ve sınırlı sayıda profesyonel katılımcı içindir. Free admittance, limited Access for professional participants. Rez: 232.465 22 55 – 536.858 59 51 workshop atölye Gölgeni̇n Sonsuz Dünyası Chinese Shadow Puppet Workshop Yöneten / Directed by: Valeria Guglietti Dünyanın önde gelen gölge kukla sanatçılarından biri olan Brezilyalı Valeria Guglietti, katılımcıların her birinin ihtiyacına göre eller ve uygun aksesuarlar kullanılarak gölge kuklanın nasıl oluşturulacağının araştırıldığı ve katılımcıların bu konudaki temel teknikleri edinmelerine olanak sağlayacak bir atölye çalışmasıyla deneyimlerini paylaşıyor. Gölge kukla tiyatrosunun tarihsel süreciyle başlayacak çalışmada, gölge tipleri, gölge teknikleri, aksesuar kullanımının uygulamalı örnekleriyle, gölge kukla hakkında öğrenmek isteyeceğiniz her şeyin cevabını bulacaksınız. The Brezilian puppet artist Valeria Guglietti, one of the leading shadow puppet artists of the world, will teach the attendants how to use hands and appropriate accessories to make shadow puppets and the basic techniques of shadow puppetry, and share her experiences with them, in this workshop. The workshop will start with an introduction to history of shadow puppet theatre and continue with details of types of shadows, shadow techniques, accessory utilization and will enlighten you about all your questions regarding shadow puppets. Ücretsizdir ve sınırlı sayıda profesyonel katılımcı içindir. Free admittance, limited Access for professional participants. Rez: 232.465 22 55 – 536.858 59 51 program 6 Mart 2014 Perşembe 7 Mart 2014 Cuma Bulgaristan / Bulgaria Sliven State Puppet Theatre Üç Portakala Aşk / The Love for Three Oranges Buca Belediyesi Olimpik Yüzme Havuzu 11.00 - 14.00 İspanya / Spain Joan Baixas Müziğin Renkleri / Painted Music İzmir Sanat 14.00 20 TL. Portekiz / Portugal S.A. Marionetas Teatro & Bonecos Gibi Gibi / ETC... Han Tiyatrosu 14.00 20 TL. Fransa / France Cie Les Mains Benim Dediğim Olacak / Accord Caboche Fransız Kültür Merkezi 14.00 20 TL. Hollanda / Netherlands De Stilte Deli Dolu / Madcap İzmir Sanat 20.00 20 TL. İtalya / Italy Laura Kibel - Teatro dei Piedi Dört Ayaklı Sonat / Sonata A Quattro Piedi Gelişim Koleji 14.00 İtalya / Italy Laura Kibel - Teatro dei Piedi Dört Ayaklı Sonat / Sonata A Quattro Piedi Ahmet Piriştina Kültür Merkezi 20.00 7 Mart 2014 Cuma İtalya / Italy Riserva Canini Teatro Talita Kum / Talita Kum E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro Salonu 20.00 20 TL. Bulgaristan / Bulgaria Sliven State Puppet Theatre Üç Portakala Aşk / The Love for Three Oranges Fatih Koleji 11.00 - 14.00 Tayvan / Taiwan Taiyuan Puppet Theatre Company Eve Giden Kadın -Benim Bir Adım Var / A Woman Going Home - I Have a Name Han Tiyatrosu 20.00 20 TL. Fransa / France Cie Les Mains Benim Dediğim Olacak / Accord Caboche Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi 11.00 20 TL. Ücret bilgisi bulunmayan gösteriler için festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. Forum Bornova AVM Etkinlik Alanı’nda gerçekleşecek gösteriler için Forum Bornova Danışma Birimi ya da festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. İlgili gösteriler Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı yararına yapılmaktadır. 91 program 8 Mart 2014 Cumartesi 8 Mart 2014 Cumartesi Bulgaristan / Bulgaria Sliven State Puppet Theatre Üç Portakala Aşk / The Love for Three Oranges Fransız Kültür Merkezi 11.00 20 TL. Türkiye / Turkey Hayali Ayhan Leylek Karagöz ve Hacivat’ın Bilmece Yarışması / Karagoz and Hacivat’s Riddle Contest İzmir Resim Heykel Müzesi Kültürpark Sanat G. 14.30 İtalya / Italy Valeria Bianchi Nonso ve Nonsa / Nonso e Nonsa Forum Bornova Etkinlik Alanı 11.00 - 15.00 Portekiz / Portugal S.A. Marionetas Teatro & Bonecos Gibi Gibi / ETC... Forum Bornova Etkinlik Alanı 19.30 İspanya / Spain Joan Baixas Müziğin Renkleri / Painted Music E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi - Tiyatro Salonu 14.00 20 TL. İtalya / Italy Laura Kibel - Teatro dei Piedi Dört Ayaklı Sonat / Sonata A Quattro Piedi E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi - Tiyatro Salonu 20.00 20 TL. Tayvan / Taiwan Taiyuan Puppet Theatre Company Eve Giden Kadın -Benim Bir Adım Var / A Woman Going Home - I Have a Name İzmir Sanat 14.00 20 TL. İtalya / Italy Riserva Canini Teatro Talita Kum / Talita Kum İzmir Sanat 20.00 20 TL. Ücret bilgisi bulunmayan gösteriler için festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. Forum Bornova AVM Etkinlik Alanı’nda gerçekleşecek gösteriler için Forum Bornova Danışma Birimi ya da festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. İlgili gösteriler Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı yararına yapılmaktadır. 92 program 9 Mart 2014 Pazar 10 Mart 2014 Pazartesi İtalya / Italy Valeria Bianchi Nonso ve Nonsa / Nonso e Nonsa İzmir Sanat 14.00 20 TL. Türkiye / Turkey Uçaneller Kukla Evi Yeşil Pingi’nin Masalı / The Tale of Green Pingi Narlıdere Atatürk Kültür Merkezi 11.00 - 14.00 20 TL. Fransa / France Cie Les Mains Benim Dediğim Olacak / Accord Caboche Forum Bornova Etkinlik Alanı 13.00 - 17.00 İtalya / Italy Laura Kibel - Teatro dei Piedi Dört Ayaklı Sonat / Sonata A Quattro Piedi Özel Ege Lisesi 11.00 Türkiye / Turkey Hayali Ayhan Leylek Karagöz ve Hacivat’ın Bilmece Yarışması / Karagoz and Hacivat’s Riddle Contest İzmir Res. Hey. Müzesi Kültürpark San. G. 14.30 Hollanda / Netherlands De Stilte 1 ve 2 ve / 1 - 2’s İzmir Sanat 14.00 20 TL. Portekiz / Portugal S.A. Marionetas Teatro & Bonecos Gibi Gibi / ETC... Han Tiyatrosu 14.00 20 TL. Hollanda / Netherlands De Stilte Deli Dolu / Madcap İzmir Sanat 20.00 20 TL. Romanya / Rumania Puck Puppet Theatre Cadı’nın Kedisi / The Witch’s Tom Cat Ahmet Piriştina Kültür Merkezi 14.00 10 Mart 2014 Pazartesi Bulgaristan / Bulgaria Vidin State Puppet Theatre Balıkçı ve Altın Balık / Fisherman and The Golden Fish İzmir Sanat 11.00 20 TL. İtalya / Italy Riserva Canini Teatro Talita Kum / Talita Kum İzmir Sanat 20.00 20 TL. Tayvan / Taiwan Taiyuan Puppet Theatre Company Eve Giden Kadın - Benim Bir Adım Var / A Woman Going Home - I Have a Name Han Tiyatrosu 20.00 20 TL. İspanya / Spain Compania De Marionetas Herta Frankel Sevimli Palyaçolar / Wooden Clowns Nedret Güvenç Sahnesi 11.00 - 14.00 93 program 11 Mart 2014 Salı 11 Mart 2014 Salı İspanya / Spain Compania De Marionetas Herta Frankel Sevimli Palyaçolar / Wooden Clowns Buca Belediyesi Olimpik Yüzme Havuzu 11.00 - 14.00 Türkiye / Turkey Uçaneller Kukla Evi Yeşil Pingi’nin Masalı / The Tale of Green Pingi İzmir Sanat 11.00 20 TL. Hollanda / Netherlands De Stilte 1 ve 2 ve / 1 - 2’s İzmir Sanat 14.00 20 TL. İspanya / Spain El Teatre De L’Home Dibuixat Küçük Bir Taş Öyküsü / Stone by Stone Han Tiyatrosu 11.00 20 TL. Portekiz / Portugal S.A. Marionetas Teatro & Bonecos Gibi Gibi / ETC... Fransız Kültür Merkezi 14.00 20 TL. İtalya / Italy Valeria Bianchi Nonso ve Nonsa / Nonso e Nonsa Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi 11.00 20 TL. Fransa / France Plexus Polaire Opak Opera / Opera Opaque İzmir Sanat 20.00 20 TL. Romanya / Rumania Puck Puppet Theatre Cadı’nın Kedisi / The Witch’s Tom Cat Rota Koleji 11.00 İtalya / Italy Laura Kibel - Teatro dei Piedi Dört Ayaklı Sonat / Sonata A Quattro Piedi Dr. Selahattin Akçicek Kültür Sanat Merkezi 20.00 Ücret bilgisi bulunmayan gösteriler için festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. Forum Bornova AVM Etkinlik Alanı’nda gerçekleşecek gösteriler için Forum Bornova Danışma Birimi ya da festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. İlgili gösteriler Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı yararına yapılmaktadır. 94 program 12 Mart 2014 Çarşamba 12 Mart 2014 Çarşamba Hollanda / Netherlands Lichtbende Theatre Poufff / Poufff Dr. Selahattin Akçicek Kültür Sanat Merkezi 11.00 20 TL. Fransa / France Plexus Polaire Opak Opera / Opera Opaque İzmir Sanat 20.00 20 TL. İsrail / Israel Koom - Koom Theatre Uzun, Kısa ve Eğri / Long, Short and Twisted Buca Belediyesi Olimpik Yüzme Havuzu 11.00 - 14.00 İspanya / Spain El Teatre De L’Home Dibuixat Küçük Bir Taş Öyküsü / Stone by Stone Fransız Kültür Merkezi 20.00 20 TL. İtalya / Italy Valeria Bianchi Nonso ve Nonsa / Nonso e Nonsa Fransız Kültür Merkezi 11.00 20 TL. İtalya / Italy Laura Kibel - Teatro dei Piedi Dört Ayaklı Sonat / Sonata A Quattro Piedi Marmaris Belediyesi Çok Amaçlı Salon 20.00 Bulgaristan / Bulgaria Vidin State Puppet Theatre Balıkçı ve Altın Balık / Fisherman and The Golden Fish Nedret Güvenç Sahnesi 11.00 - 14.00 Romanya / Rumania Puck Puppet Theatre Cadı’nın Kedisi / The Witch’s Tom Cat İzmir Sanat 11.00 20 TL. Ücret bilgisi bulunmayan gösteriler için festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. Forum Bornova AVM Etkinlik Alanı’nda gerçekleşecek gösteriler için Forum Bornova Danışma Birimi ya da festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. İlgili gösteriler Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı yararına yapılmaktadır. 95 program 13 Mart 2014 Perşembe 13 Mart 2014 Perşembe Fransa / France Cie I’Alinéa Sözsüz Kısa Öyküler / Petites Histoires Sans Paroles Mevlana Toplum ve Bilim Merkezi 11.00 Türkiye / Turkey Geleneksel Gösteri Sanatları Topluluğu İbiş Karagöz Oynatıyor / Ibis Becomes a Karagoz Performer Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi 14.00 20 TL. Bulgaristan / Bulgaria “Georgi Mitev” Yambol State Puppet Theatre Rumi ve Yaşlı Aslan / Rumeto and Old Lion Işıkkent Eğitim Kampusü İsrail / Israel Koom - Koom Theatre Uzun, Kısa ve Eğri / Long, Short and Twisted Bülent Ecevit Kültür Merkezi 14.00 İtalya / Italy Valeria Bianchi Nonso ve Nonsa / Nonso e Nonsa Güzelyalı Kültür Merkezi 11.00 20 TL. Romanya / Rumania Puck Puppet Theatre Cadı’nın Kedisi / The Witch’s Tom Cat Bahçeşehir Koleji 15.00 Hollanda / Netherlands Lichtbende Theatre Poufff / Poufff Mevlana Toplum ve Bilim Merkezi 14.00 Fransa / France Plexus Polaire Opak Opera / Opera Opaque İzmir Sanat 20.00 20 TL. Ücret bilgisi bulunmayan gösteriler için festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. Forum Bornova AVM Etkinlik Alanı’nda gerçekleşecek gösteriler için Forum Bornova Danışma Birimi ya da festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. İlgili gösteriler Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı yararına yapılmaktadır. 96 program 14 Mart 2014 Cuma 15 Mart 2014 Cumartesi Bulgaristan / Bulgaria “Georgi Mitev” Yambol State Puppet Theatre Rumi ve Yaşlı Aslan / Rumeto and Old Lion Buca Bel. Olimpik Yüzme Havuzu 11.00 - 14.00 Fransa / France Cie I’Alinéa Sözsüz Kısa Öyküler / Petites Histoires Sans Paroles E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro Salonu 13.00 - 20.00 20 TL. Bulgaristan / Bulgaria Bugas State Puppet Theatre Yumurta / The Egg Mevlana Toplum ve Bilim Merkezi 11.00 - 14.00 Bulgaristan / Bulgaria Bugas State Puppet Theatre Yumurta / The Egg İzmir Sanat 11.00 20 TL. Fransa / France Cie I’Alinéa Sözsüz Kısa Öyküler / Petites Histoires Sans Paroles Güzelyalı Kültür Merkezi 11.00 Türkiye / Turkey Hayali Ayhan Leylek Karagöz ve Hacivat’ın Bilmece Yarışması / Karagoz and Hacivat’s Riddle Contest İzmir Resim Heykel Müzesi Kültürpark Sanat G. 14.30 Hollanda / Netherlands Lichtbende Theatre Poufff / Poufff İzmir Sanat 11.00 20 TL. Türkiye / Turkey Balon Kukla Tiyatrosu Dünyayı Gezen Balon / Baloon The Traveler İzmir Sanat 15.00 20 TL. İsrail / Israel Koom - Koom Theatre Uzun, Kısa ve Eğri / Long, Short and Twisted Özel Ege Lisesi 11.00 Türkiye / Turkey Geleneksel Gösteri San. Topluluğu İbiş Karagöz Oynatıyor / Ibis Becomes a Karagoz Performer Dr. Selahattin Akçicek Kül. San. Merkezi 14.00 20 TL. İtalya / Italy Laura Kibel - Teatro dei Piedi Dört Ayaklı Sonat / Sonata A Quattro Piedi Selçuk Belediyesi Tiyatro Salonu 15.00 - 20.30 97 program 16 Mart 2014 Pazar 17 Mart 2014 Pazartesi Türkiye / Turkey Balon Kukla Tiyatrosu Dünyayı Gezen Balon / Baloon The Traveler İzmir Sanat 12.00 20 TL. Bulgaristan / Bulgaria Bugas State Puppet Theatre Yumurta / The Egg İzmir Sanat 11.00 20 TL. Bulgaristan / Bulgaria Trio Theatre Hediye / The Gift Han Tiyatrosu 11.00 20 TL. Türkiye / Turkey Han Tiyatrosu Üç Kafadar / Three Cronies Han Tiyatrosu 14.00 20 TL. Kanada / Canada Magali Chouinard Beyaz Kadın / White Woman Fransız Kültür Merkezi 14.00 20 TL. Türkiye / Turkey Hayali Ayhan Leylek Karagöz ve Hacivat’ın Bilmece Yarışması / Karagoz and Hacivat’s Riddle Contest İzmir Resim Heykel Müzesi Kültürpark Sanat Galerisi 14.30 Türkiye / Turkey Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu Bir Yaz Masalı / A Summer Tale İzmir Sanat 14.00 20 TL. Arjantin / Argentina Valeria Guglietti Elele / Hand in Hand Fransız Kültür Merkezi 15.30 20 TL. Türkiye / Turkey Balon Kukla Tiyatrosu Dünyayı Gezen Balon / Baloon The Traveler Han Tiyatrosu 14.00 20 TL. Slovenya / Slovenia Lutkovno Gledalisce Maribor Ağaç Diken Adam / The Man Who Planted Trees İzmir Sanat 20.00 20 TL. Slovenya / Slovenia Lutkovno Gledalisce Maribor Ağaç Diken Adam / The Man Who Planted Trees İzmir Sanat 20.00 20 TL. Türkiye / Turkey Game of Gölge Sanatı Gölgelerin Dansı / The Dance of the Shadow Fransız Kültür Merkezi 20.00 20 TL. 98 program 18 Mart 2014 Salı 18 Mart 2014 Salı Bulgaristan / Bulgaria Trio Theatre Hediye / The Gift Fransız Kültür Merkezi 11.00 20 TL. Yunanistan / Greece Baruti Theatre Doğu’nun Gizemi / The Mystery of the Orient Fransız Kültür Merkezi 14.00 20 TL. Almanya / Germany Biting Breads Şakacı Cüceler / Troll Trouble Han Tiyatrosu 11.00 20 TL. Slovenya / Slovenia Teatro Matita Dikkat Geyik! / Attention Moose! İzmir Sanat 14.00 20 TL. Çek Cumhuriyeti / Czech Republic Karromato Kuklaların Sirki / The Wooden Circus Buca Belediyesi Olimpik Yüzme Havuzu 11.00 - 14.00 İsrail / Israel Train Theatre Chelem Efsanesi / The Chelem Legend Han Tiyatrosu 20.00 20 TL. Türkiye / Turkey Game of Gölge Sanatı Gölgelerin Dansı / The Dance of the Shadow İzmir Sanat 20.00 20 TL. Türkiye / Turkey Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu Bir Yaz Masalı / A Summer Tale Dr. Selahattin Akçicek Kültür Sanat Merkezi 11.00 20 TL. İsrail / Israel Bubat Theatre Zebra-Domingo Gonsales’in Aya İlginç Yolculuğu / Zebra-The Strange Voyage of ... Han Tiyatrosu 14.00 20 TL. Ücret bilgisi bulunmayan gösteriler için festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. Forum Bornova AVM Etkinlik Alanı’nda gerçekleşecek gösteriler için Forum Bornova Danışma Birimi ya da festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. İlgili gösteriler Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı yararına yapılmaktadır. 99 program 19 Mart 2014 Çarşamba 19 Mart 2014 Çarşamba Belçika / Belgium Théâtre Du Sursaut Bildiğiniz Gibi Değil / Post Scriptum Güzelyalı Kültür Merkezi 11.00 20 TL. Arjantin / Argentina Valeria Guglietti Elele / Hand in Hand Ahmet Piriştina Kültür Merkezi 20.00 Almanya / Germany Biting Breads Şakacı Cüceler / Troll Trouble Fransız Kültür Merkezi 11.00 20 TL. Türkiye / Turkey Game of Gölge Sanatı Gölgelerin Dansı / The Dance of the Shadow Narlıdere Atatürk Kültür Merkezi 14.00 20 TL. Bulgaristan / Bulgaria Trio Theatre Hediye / The Gift Ekin Koleji 11.00 İsrail / Israel Train Theatre Chelem Efsanesi / The Chelem Legend Han Tiyatrosu 20.00 20 TL. Çek Cumhuriyeti / Czech Republic Karromato Kuklaların Sirki / The Wooden Circus Nedret Güvenç Sahnesi 11.00 Slovenya / Slovenia Teatro Matita Mutlu Kemikler / Happy Bones Fransız Kültür Merkezi 20.00 20 TL. İsrail / Israel Bubat Theatre Zebra-Domingo Gonsales’in Aya İlginç Yolculuğu / Zebra-The Strange Voyage of ... Han Tiyatrosu 14.00 20 TL. Ücret bilgisi bulunmayan gösteriler için festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. Forum Bornova AVM Etkinlik Alanı’nda gerçekleşecek gösteriler için Forum Bornova Danışma Birimi ya da festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. İlgili gösteriler Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı yararına yapılmaktadır. 100 program 20 Mart 2014 Perşembe 20 Mart 2014 Perşembe Almanya / Germany Biting Breads Şakacı Cüceler / Troll Trouble Han Tiyatrosu 11.00 20 TL. Bulgaristan / Bulgaria Varna State Puppet Theatre Allegro Vivace / Allegro Vivace Bülent Ecevit Kültür Merkezi 14.00 İsrail / Israel Bubat Theatre Zebra-Domingo Gonsales’in Aya İlginç Yolculuğu / Zebra-The Strange Voyage of ... Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi 14.00 20 TL. Çek Cumhuriyeti / Czech Republic Karromato Kuklaların Sirki / The Wooden Circus Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi 11.00 20 TL. Belçika / Belgium Théâtre Du Sursaut Bildiğiniz Gibi Değil / Post Scriptum Bahçeşehir Koleji 15.00 Slovenya / Slovenia Teatro Matita Dikkat Geyik! / Attention Moose! Güzelyalı Kültür Merkezi 11.00 20 TL. İsrail / Israel Train Theatre Chelem Efsanesi / The Chelem Legend Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi 20.00 20 TL. Yunanistan / Greece Baruti Theatre Doğu’nun Gizemi / The Mystery of the Orient E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro Salonu 11.00 - 14.00 20 TL. Türkiye / Turkey Game of Gölge Sanatı Gölgelerin Dansı / The Dance of the Shadow İzmir Sanat 20.00 20 TL. Arjantin / Argentina Valeria Guglietti Elele / Hand in Hand Mevlana Toplum ve Bilim Merkezi 14.00 Ücret bilgisi bulunmayan gösteriler için festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. Forum Bornova AVM Etkinlik Alanı’nda gerçekleşecek gösteriler için Forum Bornova Danışma Birimi ya da festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. İlgili gösteriler Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı yararına yapılmaktadır. 101 program 21 Mart 2014 Cuma 21 Mart 2014 Cuma Bulgaristan / Bulgaria Varna State Puppet Theatre Allegro Vivace / Allegro Vivace Yönder Koleji 10.30 Amerika-İsrail-Türkiye / ABD-Israel-Turkey Festival Özel Gösterisi Bacanın Melekleri / Angels of the Chimney Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi 20.00 Almanya / Germany Biting Breads Şakacı Cüceler / Troll Trouble E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro Salonu 11.00 20 TL. Kanada / Canada Magali Chouinard Beyaz Kadın / White Woman E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro Salonu 20.00 20 TL. Belçika / Belgium Théâtre Du Sursaut Bildiğiniz Gibi Değil / Post Scriptum İzmir Sanat 14.00 20 TL. Rusya / Russia Vologda Regional Puppet Theatre “Teremok” Carmen / Carmen İzmir Sanat 20.30 20 TL. İsrail / Israel Bubat Theatre Zebra-Domingo Gonsales’in Aya İlginç Yolculuğu / Zebra-The Strange Voyage of ... Han Tiyatrosu 14.00 20 TL. Arjantin / Argentina Valeria Guglietti Elele / Hand in Hand Selçuk Belediyesi Tiyatro Salonu 15.00 - 20.30 Ücret bilgisi bulunmayan gösteriler için festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. Forum Bornova AVM Etkinlik Alanı’nda gerçekleşecek gösteriler için Forum Bornova Danışma Birimi ya da festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. İlgili gösteriler Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı yararına yapılmaktadır. 102 program 22 Mart 2014 Cumartesi 22 Mart 2014 Cumartesi Bulgaristan / Bulgaria Varna State Puppet Theatre Allegro Vivace / Allegro Vivace Forum Bornova Etkinlik Alanı 11.00 - 15.00 Arjantin / Argentina Valeria Guglietti Elele / Hand in Hand E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro Salonu 20.00 20 TL. Türkiye / Turkey Hayali Ayhan Leylek Karagöz ve Hacivat’ın Bilmece Yarışması / Karagoz and Hacivat’s Riddle Contest İzmir Resim Heykel Müzesi Kültürpark Sanat Galerisi 14.30 Rusya / Russia Vologda Regional Puppet Theatre “Teremok” Carmen / Carmen İzmir Sanat 20.30 20 TL. 23 Mart 2014 Pazar Kanada / Canada Magali Chouinard Beyaz Kadın / White Woman E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro Salonu 15.00 20 TL. Slovenya / Slovenia Teatro Matita Dikkat Geyik! / Attention Moose! Forum Bornova Etkinlik Alanı 13.00 - 17.00 Slovenya / Slovenia Teatro Matita Mutlu Kemikler / Happy Bones Forum Bornova Etkinlik Alanı 19.30 Türkiye / Turkey Hayali Ayhan Leylek Karagöz ve Hacivat’ın Bilmece Yarışması / Karagoz and Hacivat’s Riddle Contest İzmir Resim Heykel Müzesi Kültürpark Sanat Galerisi 14.30 Amerika-İsrail-Türkiye / ABD-Israel-Turkey Festival Özel Gösterisi Bacanın Melekleri / Angels of the Chimney Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi 20.00 Arjantin / Argentina Valeria Guglietti Elele / Hand in Hand İzmir Sanat 15.00 20 TL. Ücret bilgisi bulunmayan gösteriler için festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. Forum Bornova AVM Etkinlik Alanı’nda gerçekleşecek gösteriler için Forum Bornova Danışma Birimi ya da festival ofisinden bilgi alınması gerekmektedir. İlgili gösteriler Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı yararına yapılmaktadır. 103
© Copyright 2024 Paperzz