GÜNEŞ ENERJİSİ %100 Türk Malı Güneş Enerjisi Güneş enerjisindeki gelişmeleri herkes heyecanla bekliyor. Bu arada güneş enerjsinin Yoğunlaştırılmış Güneş Enerjisi, yani CSP alanı da dikkatle takip ediliyor. Bu alanda bir Türk firmasının %100 yerli teknoloji kullandığını öğrenince de kapısını çalmadan edemedik. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? İnosol Enerji’nin kurucusu İlkem Şahin kimdir? Amerika’da önce özel şirketlerde çalışarak, daha sonra da kendi şirketimi kurarak geçirdiğim 15 yıldan sonra, aslında işlerimin tam da zirvesindeyken, radikal bir kararla ülkeme döndüm. Buradaki tecrübelerle, yıllardır başarıyla tekstil ve inovasyon alanlarında faaliyet gösteren aile şirketlerimizin vizyonunu biraz daha genişleterek enerji sektörüne girdim. Bir işadamı olarak enerji sektörüne girmenizin sebebi nedir? Geçen yıl yaklaşık 237 milyar dolarlık ithalatın yapıldığı ülkemizde, bunun yaklaşık dörtte biri, yani 60,1 milyar doları enerji için ödendi. Böylece Türkiye’nin enerji faturası 2012 yılında, 2011’de gerçekleşen 54,1 milyar dolarlık rakama kıyasla %11,1 artmış oldu. Cari açığın temel kaynağı olan enerji faturalarının böyle bir rekor kırması, acilen bazı önlemler almamız gerektiğini göste- 72 OCAK 2014 / EKOIQ riyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının tümü, cari açığın kapanmasında son derece önemli bir rol oynar. Sürekli olarak artan enerji talebi ve kaynaklarımızın sınırlı olduğu gerçeğini, ülkemizde enerji sektöründe yaratılan teşvik edici fırsatlarla birleştirerek yenilenebilir enerjiye yoğunlaştık. Ben de bu düşünceden hareketle enerji sektörüne girip, herkesten farklı bir şeyler yapmaya karar verdim. Ve güneş enerjisi sektörüne girmeyi tercih ettiniz. Neden? Yenilenebilir enerjilerin çoğu zaten direkt ya da indirekt olarak güneş kaynaklıdırlar. Bizim için aslolan, hayata geçirmeyi planladığımız tüm projelerin sürdürülebilir ve çevreye duyarlı nitelikte olması. Şu anda da diğer alanlardaki faaliyetlerimizin yanı sıra yerli ve yenilenebilir enerji kaynağı olan “Güneş”i ekonomiye kazandırmak için Türkiye’de pek çok ilki gerçekleştirecek önemli çalışmalar yapıyoruz. %100 yerli güneş panelleri üretme fikri nasıl oluştu? Aslında bizim dört yıl önce yerli rüzgar türbini üretimi ile ilgili başka bir çalışmamız olmuştu fakat teknolojinin tamamen bize geçemeyeceğini gördük ve tamamlayamadık, çünkü global anlamda rüzgâr türbininde bulunan 4 bin parçanın tamamının Türkiye’de üretimi teknolojik açıdan çok mantıklı değildi. Biz bir şeyi üretebilmek için teknolojisinin tamamının bizde olmasını isteriz. Bu yüzden güneş enerjisinde ne yapabiliriz diye düşündük ve üç yıl önce TÜBİTAK Marmara Araştırmaları Merkezi (MAM) ile çalışmalara başladık. Bizim mühendislerimiz TÜBİTAK mühendisleriyle biraraya geldi ve sonunda İstanbul İkitelli’de çalışan bir santral kurduk. Buradaki en önemli husus, santralın içindeki yazılımın bile bizim mühendislerimize ait olması. İşte bu yüzden “%100 Türk malı” diyoruz şu an faaliyette olan bu santralımız için. Peki, dünyada durum nasıl? Kaç ülke bu teknolojiye sahip? Bunu yapabilen beş ülke var: ABD, İsrail, Almanya, İspanya ve biz. Tasarımı 6 bin 830 saatlik mühendislik çalışmasının ürünü olan bu proje sayesinde dünya sıralamasında ilk beşe girmiş olduk. Bu teknoloji hangi alanlarda kullanılabilecek? Yeni üretilen teknoloji, güneş enerjisinden elektrik üretiminin yanı sıra soğutma, ısıtma ve su damıtma amacıyla da kullanılabilecek. Klimadan kaynaklanan elektrik sarfiyatını da azaltacak. TÜBİTAK ile geliştirdiğimiz ve üretimini yaptığımız paneller Türkiye’de güneş enerjisi yatırımları için de önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Zaten test ettiğimiz sistem, beklediğimizden çok büyük verim almamızı sağlıyor. Fakat şu anda santralın verimini ve performansını ölçmek için çalışıyoruz. Bu ölçümleri tabii TÜBİTAK yapıyor. Hedefimiz doğru dataları ölçüp bunu piyasaya garantili biçimde sunmak. Sistem nasıl çalışıyor, yani güneşin enerjiye dönüşümü hangi teknolojiyle gerçekleşiyor? Biz, en yaygın yöntemlerden biri olan Fotovoltaik sistemden farklı olarak Yoğunlaştırılmış Solar Güç anlamına gelen CSP teknolojisini kullandık. CSP teknolojisi temel olarak parabolik oluk şeklindeki kollektörlerde toplanan güneş ışınlarının, aynaların odak noktasından geçen tüpün içinden iletilen suda toplanması ve doğrudan buhar üretimi gerçekleştirilmesi esasına dayanır. Birbirine seri bağlı olan ünitelerden ısınarak geçen su ve buhar son üniteden 250 derece ve 3,5 bar basınçta çıkar. İstenilen sıcaklık ve basınç değerlerine ulaşıldığında üretilen buhar, doğrudan buhar türbinine gönderilerek karbon emisyonu yaratmadan elektrik enerjisi üre- İnosol Panellerinin Özellikleri tilir. İşte bu sistem sayesinde güneş enerjisiyle elektrik üretiminin yanı sıra soğutma ve aydınlatma da yapabiliyoruz. Peki, Türkiye’deki güneş enerjisi potansiyelini nasıl görüyorsunuz? Türkiye’nin ortalama yıllık toplam güneşlenme süresi 2460 saat, yani günlük toplam 7,2 saat. Türkiye’de bu rakamın çok üstüne çıkarak net 3 bin 500 saat güneş alabilen bölgeler olması, ülkemizin güneşlenme süreleri bakımından dünyanın en şanslı ülkeleri arasında yer almasını sağlar. Ne yazık ki, yapılan ilk yatırımı 2-3 yıl gibi kısa bir zamanda geri kazandıran güneş enerjisi, ülkemizde kullanılan enerji kaynakları içinde hâlâ hak ettiği yeri bulamamıştır. Yenilenebilir Enerji Kanunu kapsamındaki yatırımlarda yerli ekipman kullanan yatırımcılara ilave teşvikler veriliyor. Yerli üretim yapan bir firmanın kurucusu olarak bu konuda ne düşünüyorsunuz? Açıkçası biz yerli katkıyı hesap ederek bu işe başlamadık. Devlet teşviki olsun ya da olmasın, amacımız bu teknolojiyi nasıl daha ucuza üretebiliriz sorusuna cevap bulmaktı. Şuna inanıyorum ki, hangi alanda b 3 yıldır TÜBİTAK ile beraber geliştirilen teknoloji b Türkiye’deki ilk yüzde 100 yerli teknoloji ile kurulmuş güneş tarlası b Tasarımı 6830 saatlik mühendislik çalışmasının ürünü b Tamamı Türk mühendisler tarafından tasarlanan ve yerel altyapı ile kaynaklar kullanan teknoloji b Türkiye’deki en deneyimli ekip ile çalışma imkanı b 12 farklı prototip çalışmasının eseri b Soğutma, ısıtma, su damıtma ve elektrik eldesi için kullanılabilen esnek ve ekonomik teknoloji b Türkiye’nin kaynaklarını yerinde ve etkin kullanma hedefi b Klima kaynaklı elektrik sarfiyatını önlemek b Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da güçlü işbirliği ve bekleyen projeler olursa olsun, bir makineyi ancak Türkiye’de üretebilirsek farklılık yaratabiliyoruz. Çünkü yabancı bu işi üretip satınca ürünü %20 değil, %120 kârla satıyor. Bu hem güneş hem de rüzgâr teknolojilerinde böyle. Benim güneş santrallarında nihai hedefim ürünümü Türkiye’de üreterek, yine AR-GE’sini ülkemde yaparak dünya piyasalarındaki fiyatın 5’te 1’ine satmak. m OCAK 2014 / EKOIQ 73
© Copyright 2024 Paperzz