MESLEĞE ADANMIŞ ÖMÜRLER EKONOMİK KALKINMAYI

LOSS
PREVENTION
MANAGEMENT
Sayı 7 - Ekim 2014
MESLEĞE ADANMIŞ ÖMÜRLER
EKONOMİK KALKINMAYI SÜRDÜRÜLEBİLİR KILMANIN YOLU
Daha İyİ bİr çalışma hayatı oluşturmak
SÖYLEŞİ
MESLEĞE ADANMIŞ ÖMÜRLER
Şair Robert Burns’un dediği gibi,
‘Sikkenin kalıbından başka nedir ki ünvan? İnsandır herşeye rağmen altın olan.’
Parlak meslek hayatları süresince sahip oldukları konumlarını ve imkanlarını, iç denetim mesleğinin
sürdürülebilir gelişimini sağlamaya adanmış ömürler. Bütün bunları yaparken zamanlarını, bilgilerini ve
zenginliklerini insanlığın yararına sunmayı ilke edinerek değerli insan olmayı başarmış üç güzel insan...
Gelecek hikayelerimizde dönüm noktalarımızdan olmaya devam edecek Ali Kamil Uzun, Özlem İğdelipınar
ve Gürdoğan Yurtsever ile masum çocukluğumuzun başkahramanlarının evi olan İstanbul Sunay Akın
Oyuncak Müzesi’nde söyleşi yapmak büyük bir zenginlik ve keyif doğrusu.
Çalışmaları ile yüksek ahlaki standartların
yaygınlaşmasını teşvik eden, içinde bulunduğu topluma fayda sağlayıp iç denetim mesleğinin farkındalık yaratarak sürdürülebilir
gelişimini sağlayan meslek insanı Ali Kamil
Uzun meslek üstün hizmet ödülü hakkındaki
düşüncelerinizi alabilir miyim?
ÖZLEM İĞDELİPINAR
Uluslararası Meslek Örgütümüz IIA’de mesleğe
üstün hizmet etmiş kişiler adına verilen ödüllerin
olması böyle bir ödül düzenlemek için çıkış noktamız oldu ve bu ödülün değerli kurucu Başkanımız
Sayın Ali Kamil Uzun’un adına verilmesi konusunda
fikirbirliği sağlamamız çok kolay oldu. Zira kendisi
bugün Türkiye’de mesleğin geldiği konum ve meslek örgütümüz TİDE’nin başarısında önemli katkıları
olan, aynı zamanda liderliği ve vizyonu ile bizlere her
zaman yol gösteren meslek adamı olmuştur. Benim
için ise hem ‘Ali Kamil Uzun’ adına düzenlenen bir
ödülü hem de çok severek hizmet ettiğim mesleğime üstün hizmet ödülünü ilk alan kişi olmak son
derece gurur verici. Ali Kamil Bey’in vizyoner bakış
açısına, pozitif enerjisine, çalışma disiplinine ve
yaratıcılığına her zaman büyük hayranlık duymuş,
kendime örnek almışımdır. TİDE’nin kuruluşundan
beri birçok çalışmada birlikte yer aldık, daha doğrusu çoğu zaman bizler onun hızına yetişmeye çalıştık. Bu nedenle üstadın ismini taşıyan bir ödüle layık
görülmek benim için gerçektem çok büyük bir onur.
Beni bu ödüle layık gören, birlikte çalışma şansına
sahip olduğum, Başkanımız Gürdoğan Bey başta olmak üzere, yönetim organlarındaki değerli meslek22 Ekim 2014 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
daşlarıma, TİDE’nin değerli çalışanlarına, en içten
teşekkürlerimi iletiyorum. Benim için gerçek ödül,
kendilerini tanımak, beraber çalışmak, üretmek ve
mesleğimiz için birçok ilke imza atmak oldu. Bir de
bunun, çok değer verdiğim Sayın Ali Kamil Uzun
adına verilen bir ödülle taçlandırılması, benim için
ifade edilmesi güç duygularla yüklü bir andı. Hayatım boyunca, gurur ve mutluluk kaynağım olacak
bu ödüle beni layık gören tüm meslekdaşlarıma
tekrar en içten teşekkürlerimi iletiyorum.
Bu dünyada iz ve
değer bırakmak
istiyorsanız,
ürettiklerinizin
gelecek nesillere
aktarıldığını dünya
gözüyle görmeli
ve bundan emin
olmalısınız.
GÜRDOĞAN YURTSEVER
Böyle bir ödül ihdas etmek bir kaç yıldır TİDE Yönetim Kurulu’nun gündemindeydi. 2010 yılında iç
denetim konusunda fark yaratan kişi ve kurumlara vermeye başladığımız İç Denetim Farkındalık
Ödülleri kapsamında konuyu değerlendirdik ve
Yönetim Kurulu olarak Enstitümüzün kuruluşunda
ve bugünlere gelmesinde büyük emekleri bulunan,
mesleğimizin gelişimine büyük katkılarda bulunan
Ali Kamil Uzun adına böyle bir ödül vermeye karar
verdik. İlk ödülü yine mesleğimize ve Enstitümüze
büyük değer katmış, Enstitümüzde 3 dönem başkanlık yapmış, Türkiye’nin ilk sertifikalı iç denetçisi,
Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsü’nün Yönetim ve
Denetim Kurulu’nda görev yapan ilk meslektaşımız
olan Özlem Hanım’a vermeye karar verdik. Kendisine ödülünü de 2014 yılında Mayıs ayında düzenlediğimiz İç Denetim Farkındalık Ödül töreninde takdim
ettik. Kendileri halen bize ve mesleğimize katkı
sağlamaya devam ediyorlar. Mesleğimizin sürdürülebilir gelişimine bugüne kadar üstün katkılar sağlayan Ali Kamil Bey adına vermeye başladığımız bu
SÖYLEŞİ
ödülün, mesleki sürdürülebilirliğin önemini göstermesi açısından da anlamlı olduğunu düşünüyoruz.
ALİ KAMİL UZUN
Adıma ödül verilmeye başlanmış olması benim için
dünya gözüyle aldığım en anlamlı ödül. Çeşitli ödüller aldım. Ancak adıma ödül verilmeye başlanması, özellikle kurucusu olduğum hizmet vermekten
mutluluk duyduğum Enstitümüzün bu kadirşinas
tutumuna dünya gözüyle tanık olmam bana farklı
duygular yaşattı. Bu vesileyle duygu ve düşüncelerimi ifade etmek için bir anekdotu paylaşmak istiyorum. Yaşamımda ayrı bir yeri ve rolü olan ilkokul
öğretmenim ile yaşadığım bir olayı aktaracağım.
“İlk öğretmenden son ders” olarak nitelendirdiğim
anekdot, duygu ve düşüncelerin ifade edilmesi için
uygun düşüyor. Yıllar önce bir gün, ilkokul öğretmenim telefon ile arayarak beni ziyaret etmek istediğini söyledi. Kendisini eşim ile birlikte evinden alarak evimize getirdik. Keyifli bir çay sohbeti sonrası
öğretmenim yaşlılığından, kendini zaman zaman iyi
hissetmediğinden, bir gün bu dünyadaki ömrünün
sona ereceğinden söz etmeye başladı. Bu duygularla yaşamı boyunca sahip olduğu, kendisi için anlam
ve değeri olan objelerini dünya gözüyle sevdiklerine
paylaştırarak, bunların kendinden sonra bir anı olarak yaşatılmasını arzu ettiğini belirtti. Bize sevdiği
bir kahve tepsisini armağan etti. Kısa bir süre sonra
sevgili öğretmenim vefat etti. Bugün rahmetle andığım sevgili öğretmenimin bu davranışından kıssadan hisse çıkardığım ders, bu dünyada iz ve değer
bırakmak istiyorsanız, ürettiklerinizin gelecek nesillere aktarıldığını dünya gözüyle görmeli ve bundan
emin olmalısınız.
İç denetim kurum
yöneticilerine
uygulamaları
için ayna tutarak
süreçlerini
iyileştirme ve
geliştirmelerine
yardımcı olur.
Yıllar önce ilkokul öğretmenimin davranışında olduğu gibi, bugün kurucu ve onursal başkanı olduğum
Enstitümüzün kadirşinaslığından müteessir oldum.
Mesleğe adanmış bir emeğin kurumsal ifadesi ve
değeri olan Enstitümüzün meslek ailemize ilham
vermek üzere almış olduğu bu karar, bayrağın elden
ele nesilden nesile taşınacağından emin olmamı
hissettirdi. Bu ödülün ilk sahibi olan değerli meslek insanı Sayın Özlem İğdelipınar, TİDE ve mesleğe
adanmış fark ve değer katan gönüllü hizmetleri, gelecek nesillere ve genç profesyonellere ilham veren
kişiliği ile ödülün adı ve anlamını yansıtıyor. Tek kelime ile bu ödülü hak ediyor. Değerli meslektaşım,
yol arkadaşım Sayın Özlem İğdelipınar’ı tekrar canı
gönülden kutluyorum.
Ekim 2014 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
23
SÖYLEŞİ
Yoğun iş temposu ve sivil toplum kuruluşlarındaki gönüllü çalışmalarınız yanında gençlerin yetiştirilmesine ayrı önem veriyorsunuz. Bunun nedenlerini ve bu amaçla neler
yaptığınızı paylaşabilir misiniz?
GÜRDOĞAN YURTSEVER
Üniversite döneminde öğrencilerin meslekler konusunda doğru bilgilendirilmesi, doğru meslek seçimi
açısından büyük önem taşıyor. Özellikle öğrenci
olduğum dönemde bunun eksikliğini çok yaşadım.
Bizi doğru mesleklere yönlendirecek kaynaklar çok
fazla değildi. Günümüzde ise öğrencilerin meslek seçimleri açısından doğru bilgi alabilecekleri
kaynaklar arttı. Biz de TİDE olarak bu bilinçle genç
meslektaşlarımıza mesleğimizi anlatmaya çalışıyoruz. Bu kapsamda üniversitelerde denetim kulüpleri
kuruyoruz, bu kulüplerin etkinliklerine katılıyoruz,
iki yılda bir üniversite ile birlikte akademik forumlar
düzenliyoruz, üniversitelerde kariyer günleri, panel
gibi etkinliklere katılıyoruz, üniversite öğrencilerine yönelik yarışmalar düzenliyoruz. Gelecek okulu
gibi yine bu amaca yönelik projelerimiz var. Böylece
hem onların kariyer seçimlerine yardımcı olmaya,
24 Ekim 2014 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
Risk esaslı denetim
planlamasını
yapabilen
kurumlar, hem
kaynaklarını doğru
yönlendiriyorlar,
hem de yönetimle
aynı öncelikleri
paylaşıyor,
denetimin katma
değer algısını
artırıyorlar.
hem de mesleğimize nitelikli meslektaşlar kazandırmaya çalışıyoruz.
ALİ KAMİL UZUN
Ülkemizin aydınlık geleceği, toplumsal gelişimimizde yeni nesillerin iyi yetişmesi önem taşıyor.
Bunu sağlamanın yollarından biri olarak gördüğüm
hususların başında yeni nesile, gençlere iyi bir rol
modeli olmak geliyor. Gençlere rehberlik etmenin,
yol gösterici olmanın, örnek olmanın onların yetişmesinde çok değerli ve önemli olduğunu düşünüyorum. Bunun aynı zamanda geleceğe karşı bir gönül
borcumuz olduğunu, toplumdan aldığımızı topluma
geri verme sorumluluğumuzun bir gereği olduğunu ifade etmek istiyorum. Bu nedenle sivil topluma
hizmet vermeyi, gençlere destek olmayı “aklımın
zekatını vermek” olarak nitelendiriyorum.
ÖZLEM İĞDELİPINAR
Günümüzde birçok kurum, genç ve yetenekli işgücünü çekmenin ve tutmanın, kuruma bağlılığını artırmanın yollarını arıyor. Mesleğimizin yeteneklerin
şirkete kazandırılması ve yetiştirilmesi açısından
önemli bir katkısı olduğuna inanıyorum. Birçok
SÖYLEŞİ
kuruma baktığımızda, iç denetim birimleri yeni
mezunları istihdam eden, onlara kuruma yukarıdan
bakış açışı kazandıran, kendilerine gelişim imkanları sunan ve üç-beş yıl arasında değişen sürelerde
içerisinde farklı pozisyonlara geçiş yapmaya imkan
tanıyan, potansiyel yönetici havuzu olarak düşünülen yapılar olduğundan gençler tarafından da tercih
edilmektedir. İşte bu aşamada İç Denetim Yöneticileri olarak bizler bu gençleri doğru yönlendirebilirsek, onlara koçluk mentorlük yapabilirsek, hem
onların hem de kurumlarımızın başarısı ve geleceği
için doğru adımlar atmış oluruz diye düşünüyorum.
Denetim esnasında hem kurumun geneli, yönetimin yaklaşımı hakkında detaylı bilgi sahibi oluyorlar hem de farklı departmanlar ve birimlerin neler
yaptığını daha iyi anlıyorlar. Böylece bir nevi kariyer
danışmanlığı görevi gördüğümüze ve yeteneklerin
kuruma kazandırılmasında önemli bir rol oynadığımıza inanıyorum.
Kuruluşların kurumsal devamlılığını ve itibarını arttırarak sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşabilmelerinde iç denetim kuruluşlara ne tür faydalar sağlamaktadır?
ALİ KAMİL UZUN
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de iş hayatımızın
kurumsal varlıkları olan şirketlerimizin belirleyici
özelliği hemen hemen hepsinin birer aile şirketi olduğudur. Kurucu aile büyüğünün bir ürünü olan bu
aile şirketleri, kurucusu ya da kurucularının girişim
zekası ve liderlik becerileri ile hızla gelişim ve büyüme göstererek bir başarı öyküsüne dönüşürler. Başarının sürekliliği, şirketin nesilden nesile sürmesi
ise nasıl sağlanacaktır? Ülkemizde kurumsal ömrü
yüz yılı aşan şirket sayısının iki elin parmakları kadar olduğunu düşünecek olursak sorumuzun yanıtı
aile şirketlerinin geleceği açısından önem taşımaktadır. Dünyada ve ülkemizde şirket ömrü ile ilgili bilgiler, kuşaklar arası geçişlerin azalan bir seyir izlediğini göstermektedir. Bu tespitlerden hareketle aile
şirketleri için kurumsal varlıklarını nesilden nesile
devam ettirmenin önemli bir sorun olduğunu ifade
edebiliriz. Kuruluş, gelişme ve büyümede gösterilen
başarının kurumsal varlığın sürekliliğinde gösterilemediği görülmektedir. Burada iç denetime önemli bir rol düşüyor. İç denetim kurumlar için bir tür
dahiliye uzmanı doktor gibi düşünülebilir. Kurumsal
sürekliliğin güvencesi olarak nitelendirebileceğimiz
iç kontrol sistemi bir başka ifadeyle bağışıklık sistemi olarak değerlendirilebilir. Kurum içi tasarlanan
Ekim 2014 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
25
SÖYLEŞİ
iç kontrollerin tasarlandıkları biçimde uygulanıp
uygulanmadıklarını değerlendiren fonksiyon ise iç
denetimdir. Aynı zamanda iç denetim kurum yöneticilerine uygulamaları için ayna tutarak süreçlerini
iyileştirme ve geliştirmelerine yardımcı olur.
Bir diğer özelliği ise öngörülen risklere karşı uygun
kontrollerin tasarlanıp, tasarlanmadığı, uygulama
yaklaşımları, risk yönetimi ile ilgili değerlendirmeleriyle iç denetim şirket üst yönetimine stratejik bir
akıl ortağı olarak yardımcı olur. İç denetimi bir risk
sensorü olarak da düşünebiliriz. Etkili bir yönetim
için İç Denetim olmazsa olmazdır. Tedbirli bir yönetim için kurumun iç sesidir.
GÜRDOĞAN YURTSEVER
Sürdürülebilirlik tüm kurumlar açısından son derece önemli bir kavramdır. İşletmeler açısından
baktığımızda Türkiye’deki şirketlerin yüzde 95 inden fazlası aile şirketi statüsünde. Fakat 25 yılın
üzerinde hayatını devam ettirebilen kaç şirket var
diye bakıldığında bu oran yüzde 15 e kadar düşüyor.
25 yıllık süre içerisinde bu şirketlerin yaklaşık yüz-
26 Ekim 2014 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
Piyasalarında
yüksek rekabet
içinde büyüme,
gelişme ve
varlıklarını gelecek
nesillere aktarmayı
hedefleyen
işletmeler, iç
denetim faaliyetine
ihtiyaç duyar.
de 85 i kapanıyor. Türkiye’de yüzyılı aşan şirketleri
parmakla sayıyoruz. Özellikle Avrupa ve Amerika’ya
baktığımızda 100 yıllık 200 yıllık bir çok şirketin
olduğunu görebiliyoruz. Bu kapsamda ülkemizde
özellikle ilk nesilde şirketlerin önemli bir büyüme
sağladığını görüyoruz. Fakat ikinci nesilde zorluklar
başlıyor ve üçüncü nesilde bir çok şirket hayatını
sürdüremiyor. Tabii ki böyle bir ortamda ülkemiz
ekonomisinin sürdürülebilir büyüme sağlaması
kolay olmuyor. Bu nedenle öncelikle şirketlerimizin
yaşam süresini artırmamız gerekiyor. İşte bu noktada kurumsallaşma ve denetim devreye giriyor. İç
denetimin temel amacı kuruma değer katmaktır. İç
denetim faaliyeti, kurumların iç kontrol, risk yönetimi ve kurumsal yönetim sistemlerinin geliştirilmesine katkıda bulunur, iş süreçlerin iyileştirilmesini,
kaynakların etkili ve verimli kullanılmasını sağlar,
hata, hile ve suistimallerin önlenmesine yardımcı
olur, risklerin neden olabileceği kayıpları azaltır,
kurumların itibarını korur, hedeflerine ulaşmasına
katkı sağlar. İç denetimi, sürdürülebilir büyümenin,
kurumsal yönetimin ve itibarın sigortası olarak ifade etmek mümkün.
SÖYLEŞİ
Piyasalarında yüksek rekabet içinde büyüme, gelişme ve varlıklarını gelecek nesillere aktarmayı
hedefleyen işletmeler, iç denetim faaliyetine ihtiyaç
duyar.
leri yönetme kabiliyetinde daha fazla güvence
arayışı içine girdiler. Bu süreçte paydaşların
iç denetim yöneticilerinden beklentileri nelerdir?
Şirket paydaşları risk meselelerine daha
bağlı bir hale geldiler ve şirket genelindeki
riskleri tanıyabilme, mevcut ve gelecek risk-
ÖZLEM İĞDELİPINAR
Burada belki iç denetim yöneticisinin rolü ne olmalı,
kendisinden beklentiler nelerdir sorusuna açıklık
getirmeye çalışabiliriz. Bildiiniz üzere modern iç denetim anlayışında geçmişe değil daha çok bugüne
ve geleceğe yönelik bakmak gerektiriyor. Kurumlar
bugün sahip olduklarını nasıl koruyabilecekleri ve
gelecekteki hedeflerine nasıl ulaşabilecekleri konularında, iç denetimden hem güvence hem de danışmanlık beklemektedir. İç Denetim Yöneticilerinden
beklentiler sadece mevcut kontrolleri test etmek
ya da yeni kontroller önermek değil, bu kontroller
olmazsa ne olur konularında da en az yöneticiler
kadar riskler ve fırsatlar konusunda bilgi sahibi olmaktır. Burada iç denetimin bu konuda danışmanlık
yapabilmesi ve isteneni verebilmesi için iç denetim
yöneticisinin işi ve sektörü çok iyi biliyor olması
lazım. Bizlere en çok yöneltilen eleştirilerden biri,
kontrol eksikliklerin sonuçları ya da öneriler konularında işi tam olarak anlayamamak nedeniyle,
dogru saptama veya önerilerde bulunamamak yönünde geliyor. Bu aşamada, risk yönetimi aslında iç
denetimi tamamlıyor. Yönetim tarafından önceliklendirilmiş riskler size hangi alanlara odaklanmanız
gerektiğini işaret ediyor.
ÖZLEM İĞDELİPINAR
KİMDİR?
1964 yılında İstanbul’da doğan İğdelipınar,
orta ve lise öğrenimini TED Ankara Kolejinde tamamladıktan sonra, 1986 yılında
ODTÜ İktisadi Bilimler Fakültesi İşletme
Bölümü’nden lisans derecesi ile mezun
oldu. İş hayatına 1987 yılında İş Bankası
Organizasyon ve Method Uzman Yardımcısı olarak başlayan İğdelipınar, 1989-1993
yılları arasında Impexbank ve Bank Indosuez’de Mali Kontrol, Planlama, Hazine
ve Bireysel Bankacılık alanlarında uzman
ve yöneticilik görevlerinde bulunduktan
sonra, 1998 yılına kadar Ceylan Giyim’de
Mali İşler Başkanlığı ve Denetim Başkanlığı görevlerini yürüttü. 1999 yılında CocaCola İçecek’te İç Denetim Müdürü olarak
göreve başladı. Coca-Cola İçecek’te kısa
bir dönem Türkiye Batı Bölgesi Finans Direktörlüğünü de üstlendikten sonra 2012
sonuna kadar İç Denetim Direktörü olarak
görev yaptı. 2013 başından itibaren Anadolu Endüstri Holding’te Kurumsal Risk
Yönetimi Koordinatörlüğü görevini yürütüyor. Finans ve İç Denetim alanında 27 yıllık mesleki tecrübesi bulunan İğdelipınar,
iç denetimin mesleki örgütü olan Türkiye
İç Denetim Enstitüsü’nün (TİDE) kurucu
üyesi olup, 2004-06 ve 2010-13 dönemlerinde mesleki örgütün Yönetim Kurulu
Başkanlığı’nı yürüttü. İç denetimin küresel
meslek organizasyonu olan Institute of Internal Auditors’ın (IIA) Yönetim Kurulu ve
Denetim Komitesi’nde görev yapmış olan
İğdelipınar, Uluslararası İç Denetçi (CIA)
ve Uluslararası Kontrol Öz Değerlendirme
(CCSA) sertifikalarına sahiptir.
Risk esaslı denetim planlamasını yapabilen kurumlar, hem kaynaklarını doğru yönlendiriyorlar, hem
de yönetimle aynı öncelikleri paylaşıyor, denetimin
katma değer algısını artırıyorlar.
Sizce günümüz iş dünyasında özellikle hangi
risk ve fırsatlara odaklanılmalı?
Sosyal medyanın
yaygın kullanımı
itibar açısından
şirketler için hem
ciddi bir fırsat hem
de tehditi birlikte
getirmektedir.
ÖZLEM İĞDELİPINAR
Biraz önce de bahsettiğimiz gibi fırsat deyince değişimden bahsediyoruz. Nelerin hızlı değiştigini ve
hangi değişimleri tahmin etmekte zorlandığımzı
düşünürsek, her sektör için ortak olabilecek tehditler herhalde sürekli yeni gelişmelere uyandığımız
yakın cografyamızda yaşadığımız jeopolitik riskler
olabilir. Bunlar hem satış yaptığımız pazarları etkilemesi hem de tedarik kaynaklı riskler doğurması
nedeniyle, iş sürekliliği ve sürdürülebilir büyüme
açışından önemli tehditler yaratıyor. Diğer taraftan
gerek tüketicinin sesini daha fazla duyurması, geEkim 2014 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
27
SÖYLEŞİ
rekse düzenleyici otoriteler üzerinde siyasi baskının
artması nedeniyle, şirketler yeni düzenlemelere
ve yaptırımlara tabii oluyorlar. Kanun ve düzenlemelere uyum riski, sadece maddi yaptırımlar değil
aynı zamanda itibar kaybı riskini de birlikte getiriyor. Bugün sosyal medyanın ve teknolojinin yaygın
kullanımı ile her tüketici en az bir basın mensubu
kadar yaygın ve güvenilir olarak çevresine ürünleriniz, hizmetleriniz ile ilgili yorumlarını, şikayetlerini
rahatlıkla paylaşabilmektedir.
Sosyal medyanın yaygın kullanımı itibar açısından
şirketler için hem ciddi bir fırsat hem de tehditi birlikte getirmektedir.
Bunlarla birlikte, gerek fiyat baskısı gerek teknolojideki değişim ve inovasyon nedeniyle rekabet ortamı
kızışıyor, sürdürülebilir karlı büyüme hedeflerine
ulaşmak şirketleri zorlamaya başlıyor. Dünya devi
Kodak’ın akıllı telefonlarla rekabet edememesi bunun üzücü bir örneği olabilir.
İş dünyamızın rekabet üstünlüğü sağlayabilmesi
ve tehditleri fırsatlara çevirebilmesi için inovasyonu
teşvik etmesi, ArGe’ye ve yetenekli işgücüne gereken yatırımı yapması aynı zamanda uzun vadeli
bakış açısı ve stratejik düşünme yetkinliklerini geliştirmesi gerektiğine inanıyorum.
Bir sektörün itibarı kuruluşların, dernek
ve enstitülerin itibarı ile doğru orantılıdır.
Mesleğinize kattığınız değer ve yarattığınız
farkındalığı göz önünde bulundurursak bunu
nasıl başarıyorsunuz?
ALİ KAMİL UZUN
Birey olarak iki şeyi yitirdiğinizde geri gelmesi
mümkün değil. Biri sağlık, diğeri itibar. Kurumlar
açısından da baktığımızda aynı şeyi söyleyebiliriz. Bireylerde olduğu gibi kurumlarında geleceği
için itibarın korunması hayati önem taşıyor. Gerek
mayıs ayında yaşadığımız Soma maden faciası, gerekse geçenlerde yaşadığımız ölümle biten asansör
kazası, olayların yaşandığı işletmelerin, kurumların
itibarında ciddi hasarlar meydana getirdi. Daha da
önemlisi yüzlerce, onlarca insanın hayatına mal
oldu. İtibarın kurum ve bireylerin hayatındaki kritik
önemi için ibreti alem bir durum söz konusu. Kelime anlamı olarak; itibar, nam, salmak namınızın
sürmesi olarak tanımlanıyor. Bu açıdan da baktığımızda liderlik ettiğimiz, emek verdiğimiz kurumla28 Ekim 2014 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
İş dünyamızın
rekabet üstünlüğü
sağlayabilmesi ve
tehditleri fırsatlara
çevirebilmesi için
inovasyonu teşvik
etmesi, ArGe’ye ve
yetenekli işgücüne
gereken yatırımı
yapması aynı
zamanda uzun
vadeli bakış açısı ve
stratejik düşünme
yetkinliklerini
geliştirmesi
gerektiğine
inanıyorum.
rın ve kuruluşların nesilden nesile devam etmesi,
değer yaratması için yatırım yapacağınız en önemli
alan, özen göstereceğiniz husus onun itibarını korumaktır. İtibarınızı korumak için temel değerleriniz
olmalıdır.
GÜRDOĞAN
YURTSEVER
KİMDİR?
1969 yılında Balıkesir’de doğan Yurtsever,
1991 yılında İstanbul Üniversitesi Siyasal
Bilgiler Fakültesi’nden mezun olduktan
sonra, 2002 yılında İstanbul Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisansını tamamladı. 1995 yılında adı daha
sonra Yaşarbank olarak değişen Tütünbank Teftiş Kurulu’nun düzenlediği sınavı
kazanarak müfettiş yardımcısı olarak çalışmaya başlayan Yurtsever, aynı bankada yetkili müfettiş yardımcısı ve müfettiş
olarak görevlerini sürdürdü. 1998 yılında
Tekstilbank Teftiş Kurulu’nda müfettiş
olarak görevine devam etti. Müfettişlik
döneminde birçok Genel Müdürlük birimi
ve şubelerde teftiş ve soruşturma çalışmalarında bulundu. 2002 yılında Tekstilbank İç Kontrol Merkezi’nde yönetici
olarak çalışmaya başlayan Yurtsever 2003
yılında İç Kontrol Merkezi Başkanı olarak
atandı ve 2008 yılından beri de aynı bankada İç Kontrol Merkezi ve Uyum Başkanı
olarak görev yapıyor. İkisi Türkiye Bankalar Birliği’nden yayımlanan 5 kitabı ve çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış bir
çok yazı ve makalesi bulunuyor. Halen iki
ayrı dergide düzenli yazı yazıyor. 19 yıllık
mesleki tecrübesi bulunan Yurtsever, iç
denetimin mesleki örgütü olan Türkiye
İç Denetim Enstitüsü’nün (TİDE) 2014 yılı
Nisan ayından itibaren Yönetim Kurulu
Başkanlığını yürütüyor. Aynı zamanda İç
Denetim Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni olan Yurtsever’in Serbest Muhasebeci
Mali Müşavir (SMMM), Bağımsız Denetçi
(BD), Suistimal İnceleme Uzmanı (CFE) ve
Risk Yönetimi Güvencesi Uzmanı (CRMA)
ruhsat ve sertifikaları bulunuyor.
SÖYLEŞİ
Temel ilke ve değerleri bulunmayan kurumların itibarlarını koruması, sürdürmesi mümkün değildir.
yer alıyorsunuz. Bu özellikler inizden ve diğer
bilinmeyen yönleriniz den bahseder misiniz?
Kurum ve kuruluşların topyekun paylaşacağı, sahip çıkacağı ilke ve değerleri itibarları için güvence
teşkil etmektedir. Liderlik ettiğiniz kurumlarda size
düşen sorumluluk ise, herkese örnek olmak, rol
model olmaktır.
ALİ KAMİL UZUN
İş ve hayat tecrübem, çok yönlü olmanın bireyi
geliştirdiği, ona değer kattığı ve iş ve özel hayatını
dengelediği, performansını etkili ve verimli kıldığıdır. Profesyonel ve sosyal hayatınızla, özel ilgi
alanlarınızla çok yönlü bir insan olma, birden fazla alanda üretme, performans gösterme açısından
sizi her zaman farklı kılacak, bir adım önde olmanızı
sağlayacaktır.
İletişim çağının kırılgan sermayesi olarak nitelendirdiğimiz itibar, aynı zamanda bir mıknatıs gibi çekim gücüne sahip olmasıyla kurumsal geleceğimiz
için özen göstererek korumamız gereken bir değerimizdir.
Kurumlarda toplumlar gibi değerleri ile yaşarlar !...
Biraz da bilinmeyen yönlerinizi de öğrenmek
istiyoruz. Ali Kamil Bey karikatür çizme yeteneğiniz var ve doğum gününüze denk gelen
Vodafone İstanbul Maraton koşularında sürekli
Temel ilke
ve değerleri
bulunmayan
kurumların
itibarlarını
koruması,
sürdürmesi
mümkün değildir.
Bize büyüklerimiz oku adam ol derlerdi. Ben gençlere okuyun, ama sosyal insan olun diye tavsiyede
bulunuyorum. İşinizde iddia sahibi olmak, çevrenize
ve topluma değer yaratan bir birey olmak için çok
yönlü olmak, sosyal insan olmak gerekiyor.
Bu tavsiyelerimi kendi hayat tecrübeme dayanarak
yapıyorum. Özel ilgi alanımda karikatür olması,
Ekim 2014 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
29
SÖYLEŞİ
sportif ilgimin uzun mesafe koşusu olması, sosyal
ve mesleki alandaki gönüllü hizmetlerimiz gelişim fırsatları olmuştur. Her şeyin bir son kullanım
tarihi olduğu gibi profesyonelliğinde raf ömrü var.
Profesyonel yaşamdaki raf ömrünüzü uzatmak için
bedensel sağlığınıza özen göstermek, entelektüel sermayenizi zenginleştirmek durumundasınız.
Uzun mesafe koşusu uzun soluklu olma konusunda disiplin getiriyor. Karikatür uğraşımla da içimdeki
yaratıcı, muzip çocuğu muhafaza ediyorum.
Gürdoğan Bey yazarlık özelliğinizin yanında
spor yönetiminde denetim emek sarf ettiğiniz
bir konu...
Evet, bu konuya özel bir ilgim var. Fakat benim ilgi
alanım biraz daha saha dışında kalıyor. Saha içi ve
sportif performanslar yerine saha dışındaki gelişmeler ve kurumsal performanslar ile ilgileniyorum. Bu konuda kitap çalışmam ve yazılarım var.
Ekonomisi güçlü, kurumsallaşmış, yönetsel açıdan
oturmuş sistemi bulunan kulüplerde sportif başarılar daha istikrarlı hale geliyor. Bunun tüm dünyada
ve ülkemizde örnekleri var. Mali imkanlarınız yeterli
değilse, kurumsal yönetim yapınız güçlü değilse,
sporculara en iyi çalışma imkanları sağlayamıyorsanız ve seyircinin gelebileceği çağdaş tesisler
yapmamışsanız, yapacağınız 3-5 transferle arada
bir şampiyon olabiliyorsunuz ama bunu istikrarlı bir
şekilde sürdürmeniz mümkün olamıyor. Günümüzdeki spor alanındaki endüstrileşmeyi dikkate aldığımızda bu çok daha önemli. Artık 8-9 tane şirketi
bulunan kulüpler var. Geçmiş dönemlerde kulüplerin yalnızca bilet gelirleri varken, günümüzde yayın,
sponsorluk, ürün satış, reklam gibi daha farklı gelirleri bulunuyor. Bu durum kulüpleri daha zor yönetilebilir hale dönüştürdü. Bu nedenle kulüplerin
kurumsallaşmaları, denetim ve kontrol sistemlerini
güçlü hale getirmeleri önem taşıyor. Ben bu konuya hem kulüplerin kurumsallaşarak geleceğe daha
güçlü bir şekilde yürümeleri, hem ülkemizin uluslararası alandaki sportif başarılarının artması, hem de
kulüplerdeki kurumsallaşma çalışmalarının diğer
şirketlerimize örnek olma potansiyeli nedenleriyle önem veriyorum. Biliyorsunuz spor kulüplerine
ilişkin haberler medyada büyük ilgi görüyor. Bu tür
haberler diğer şirketlerin de ilgisini bu alana yönlendirme açısından önemli diye düşünüyorum.
Özlem hanım işiniz gereği çok sık seyahat
ediyorsunuz. En son nereye seyahat ettiniz?
30 Ekim 2014 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
İletişim çağının
kırılgan
sermayesi olarak
nitelendirdiğimiz
itibar, aynı zamanda
bir mıknatıs gibi
çekim gücüne sahip
olmasıyla kurumsal
geleceğimiz için
özen göstererek
korumamız gereken
bir değerimizdir.
Seyahatlerde yaşadığınız güzel bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
Son seyahatimi Moldova’ya yaptım ama anısını
paylaşacağım seyahatimi Ürdün’le ilgili. Özellikle
bir kadın olarak, kadına bakış kültürüyle alakalı
olan bu hikayeyi Ali Kamil Bey ve Gürdoğan Beyle
paylaşmışımdır. Ürdün’e yaptığımız ilk seyahatimizdi ve denetim programımız çerçevesinde ürün
deposunda habersiz sayım yapmak üzere iki bayan meslekdaşımı da alarak depoyu ziyarete gittik.
Depo sayımı basittir; siz sayarsınız, depo görevlileri
de ayrıca sayar sonra mutabakat yaparsınız. Biz
arkadaşlarımla birlikte sayıma başladık ve depo
görevlilerinden de sayıma başlamalarını rica ettik.
Depo sorumlusu tamam dedi ama sayıma başlamadı. Anlamadığını düşünüp, tekrarladım, ayrıca
ne yapmasını gerektiğini tarzanca da anlattım ama
sadece gülümsemekle ve başını sallamakla yetindi.
Bizler sayımı tamamlayana kadar bu dialogu birkaç
kez tekrarladık, değişen tek sey bizi izleyen kişi sayısındaki artış oldu. Bizi izliyor, aralarında gülüşüyor
ancak sayım konusunda birşey yapmıyorlardı. Sayımı tamamlayıp, Genel Müdürümüzün yanına çıktım ve kendisinden yardım rica ettim. Ürdün’lü olan
Genel Müdürümüzün sıkılarak kültürlerinde kadından emir almadıklarını bu nedenle arkadaşaların
sayım yapmadığını söylerken yüzünün renginin
nasıl değiştiğine şahit oldum ve kendisini böyle bir
durumda bıraktığım için çok üzüldüm. Sayım ekibini
hemen değiştirip, bizim haydutları sayıma gönderdim ve böylece bu kültürel yanlış anlaşılma olayını
çözüp, sayımımızı tamamladık. Bu benim için, farklı
kültürle çalışmayı öğrenmek açısından son derece
önemli bir deneyim oldu.
İstanbul hayatınızın neresinde ya da istanbul deyince ne hissediyorsunuz? Heyecan mı
korku mu?
ÖZLEM İĞDELİPINAR
Seyahatlerle bağlamak gerekirse evet çok geziyorum ama hala görmek istediğim çok yer var. Aslında farkında olmadan her gittiğim yeri belki de
İstanbul’a kıyaslıyorum. İstanbul mu daha güzel bu
şehir mi daha güzel diye istemeden aklımdan geçiriyorum. Ve her seferinde İstanbul diyorum. İstanbul’a her dönüşümde havadan izlemekten müthiş
keyif alıyorum, her ne kadar havaalanından inip eve
gelmeye çalışırken bazen trafik nedeniyle fikrimi
SÖYLEŞİ
Bugüne kadar kendinize yaptığınız en büyük
yatırım nedir?
değiştirdiğim oluyor ancak köprüsünden geçerken
İstanbul’a dönüp bakıyor ve dünyanın en güzel şehri
diyorum. Tarih, doğa, kültür – sanat, eğlence hepsi
var ve benim için de tabii ki çok özel. Özellikle babamın ailesinin oturduğu ve çocukluğumdan beri her
bayram ziyaretimin durağı Ortaköy ile kızımı büyüttüğüm Beylerbeyi benim için çok özel. Bu yüzden
asla vazgeçemeyeceğim ve bende her zaman farklı
duygular uyandıran bir şehir İstanbul.
ÖZLEM İĞDELİPINAR
Bunun cevabını çok düşündüm. Herhalde, kendi
konfor alanımdan çıkıp yani Bankacılık sektörünü
bırakıp, Yapı Kredi Plaza’dan çıkıp Yenibosna arka
sokaklarına Tekstil sektörüne geçtiğim zaman diye
düşündüm. Zira, iş hayatımın dönüm noktasıydı ve o
zamanlar Türkiye’nin lokomotif sektöründe Türkiye
gerçeğiyle ilgili çok şey öğrendim. Benim için hem
bildiklerini uygulayıp yarattığın katma değeri görmek, hem de farklı disiplinlerle çalışmak açısından
baktığımda kendime yatırım yaptığım en önemli
dönem olduğunu düşünüyorum. Aynı dönem TİDE
ile tanıştığım dönem. Yine kendimi zorladığım ve
önemli yatırım yaptığım dönemlerden biri ise, CIA
sınavına hazırlandığım dönemdi. Aynı dönem kızım
Talya’nın da okula başladığı dönemdi ve ben çalışmaya çalışırken, o da benimle birlikte CIA kitabımı
(ingilizce) heceliyordu.
ALİ KAMİL UZUN
İstanbul benim hayatımı ifade ediyor. İstanbul’da
doğdum, İstanbul’da büyüdüm, İstanbul’da okudum,
İstanbul’da iş sahibi oldum, İstanbul’da çalışıyorum,
İstanbul’da evlendim. Kısaca, doğduğum günden
bugüne hayatımın kilometre taşlarının mekanı
İstanbul oldu. Kurucusu olduğum mesleğimizin
kurumsal çatısı meslek örgütümüz TİDE İstanbul’da kuruldu. Bu yönleriyle baktığımızda İstanbul
gerçekten hayatımı ifade eden bir şehir. Rahmetli
babam Rize’nin bir köyünden genç yaşta İstanbul’a gelmiş. Babamın köy delikanlısı olarak gelip
İstanbul yaşamına uyumu ve bir İstanbul kızı olan
annemi tanıması ve evlenmelerine, aile olmalarına
vesile olan bir şehir olarak ailemiz için özelliği olan
bir yer. İstanbul’u dünyada eşsiz yapan bir başka
özelliği de tarihi, kültürel ve coğrafi konumu. İki kıtayı birleştiren bir buluşma noktası.
Çeşitli kültürleri ve inançları birleştiriyor. Bir uygarlık köprüsü. Küresel örgütümüzün geçmiş dönem
başkanlarımızdan birine bu özellikleri ile yönetim
dönemi mottosuna ilham vermiş bir şehir İstanbul.
Motto da ifade bulduğu gibi ‘Building Bridges’ köprüler oluşturan bir şehir. Ailem için, mesleğim için,
hayatım için, insanlık için köprü olan İstanbul’u tüm
kentsel sıkıntılarına rağmen seviyorum.
GÜRDOĞAN YURTSEVER
İstanbul beni de çok heyecanlandıran ve vazgeçilemeyecek bir şehir. Üniversite eğitimim için geldiğim
daha sonra çalışmaya başladığım, evlendiğim ve
çocuklarımın doğduğu bu şehir bana göre dünyanın
en güzel şehri. Burada yaşamaktan büyük mutluluk
duyuyorum. Başka bir yerde yaşayabileceğimi çok
düşünemiyorum açıkçası. Yalnızca İstanbul’un keşfedilecek birçok yeri olmasına rağmen, yoğunluktan
buna yeteri kadar zaman ayıramamak beni üzüyor.
Fırsat bulabilirsem İstanbul’un tarihsel, kültürel ve
sosyal zenginliklerine yönelik fotoğraf projeleri gerçekleştirmek istiyorum.
ALİ KAMİL UZUN
Kendime yaptığım en büyük yatırım olarak ilişkilere
verdiğim önemi ifade edebilirim. Öğrenciliğimde,
sosyal ve özel ilgi alanlarımda, çalışma hayatımda
ilişkilerime değer vermeye hep özen gösterdim.
Değer verdiğim ilişkilerim, farklılıkların zenginleştirdiği geniş bir çevre, çeşitli fırsat ve değerleri tanıma imkanı verdi. Paylaşma, birlikte başarma keyfi,
çevreme değer katma, topluma geri verme fırsatı
bulduğum ilişkilerim benim en değerli hazinemdir.
Bize büyüklerimiz
oku adam ol
derlerdi. Ben
gençlere okuyun,
ama sosyal insan
olun diye tavsiyede
bulunuyorum.
İşinizde iddia sahibi
olmak, çevrenize
ve topluma değer
yaratan bir birey
olmak için çok yönlü
olmak, sosyal insan
olmak gerekiyor.
GÜRDOĞAN YURTSEVER
Öncelikle mesleki açıdan aldığım sertifikalarımı ve
yüksek lisans yapmayı bu kapsamda belirtebilirim.
Bunlar mesleki açıdan kendime olan güvenimi artırdı. Bunun yanı sıra yaptığım her işte öğrenmeye,
farklı olmaya, sınırlarımı zorlamaya çalıştım. Bu
da yaptığım işlerde başarılı olmamı sağladı. Ayrıca, denetim mesleğinin kazandırdığı sorgulama ve
olaylara daha geniş açılardan bakabilme yetkinlikleri yaşamımın her alanında bana yol gösterdi. Yine
denetim mesleğine başladıktan sonra karşılaştığım
olaylarla ilgili olarak kısa kısa notlar almaya ve yazmaya başlamam benim için önemli bir dönüm noktasıydı. Daha sonra bunlardan 5 tane kitap projesi
çıktı. Halen kitap haline dönüştürülmeyi bekleyen
malzemeler var. Ayrıca bir çok gazete ve dergide
yazı ve makalelerim yayımlandı. Bu süreç mesleki
açıdan beni daha da geliştirdi ve üretken hale getirdi.
Ekim 2014 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
31
SÖYLEŞİ
32 Ekim 2014 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
SÖYLEŞİ
ALİ KAMİL UZUN
KİMDİR?
Deloitte Türkiye Yönetim Kurulu Danışmanıdır. OYAK Mali Kontrolörlük ve Koordinasyon Grubunda Mali Kontrolör olarak
görev yapmıştır. Adana Çimento Sanayii
T.A.Ş., Bolu Çimento Sanayii A.Ş., Hektaş Ticaret T.A.Ş. Yönetim Kurullarında
Denetimden Sorumlu Komite Başkanlığı
görevinde bulunmuştur. Finans ve çeşitli endüstri kuruluşlarında; İç denetim ve
bilgi sistemleri denetimi, toplam kalite
yönetimi konularında 40 yıla yaklaşan uygulama ve yöneticilik deneyimine sahiptir.
İnsan Kaynakları, Eğitim ve İletişim konularında üst düzey yöneticilik yapmıştır.
Türkiye İç Denetim Enstitüsünün kurucusu
olup Türkiye’de iç denetim ile ilgili mesleki
örgütlenmenin sağlanması, Uluslararası
İç Denetim Standartlarının Türkiye’de uygulanması ve yaygınlık kazanması, uluslararası sertifikalı iç denetim programı ve
sınavının başlatılmasına öncülük etmiştir. ECIIA (Avrupa İç Denetim Enstitüleri
Konfederasyonu) Yönetim Kurulu Üyeliği,
TÜSİAD - KALDER Kalite Ödül Yürütme
Kurulu Üyeliği görevlerinde bulunmuştur.
TÜRMOB - Türkiye Muhasebe ve Denetim
Standartları Komitesi (TMUDESK) Üyeliği, TÜSİAD İç Denetim Çalışma Grubu
Başkanlığı yapmıştır. TÜSİAD - Kurumsal
Yönetim Çalışma Grubu Üyesidir. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Lisans
ve İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü yüksek
lisans Mezunudur. Marmara Üniversitesi
öğretim görevlisidir. Serbest Muhasebeci
Mali Müşavir (SMMM), Bağımsız Denetçi
(BD), Suistimal İnceleme Uzmanı (CFE),
Risk Yönetimi Güvencesi Uzmanı (CRMA)
ve Yönetici Koçluğu ruhsat ve sertifikaları
bulunuyor. Kurumsal Yönetim, İç Denetim
ve Denetim Komitesi Uygulamaları üzerine çok sayıda yazı ve makaleleri, eğitim ve
seminer çalışmaları bulunmaktadır. Dünya Gazetesi ve İ.Ü. İşletme Fakültesi tarafından “2007 Yılın İşletmecisi” seçilmiştir.
2012 – Rotary Meslek Hizmet Ödülü, 2013
– İç Denetim Farkındalık Ödülü sahibidir.
Paylaşma, birlikte
başarma keyfi,
çevreme değer
katma, topluma
geri verme
fırsatı bulduğum
ilişkilerim benim en
değerli hazinemdir.
Kişisel gelişim adına neler yapıyorsunuz?
Ruhunuzu arındırmak adına her gün yaptığınız ritueller var mı?
ÖZLEM İĞDELİPINAR
Kişisel gelişimime katkıda bulunduğuna inandığım
ve severek yaptığım sey, fırsat buldukça kızımla ve
onun arkadaşları ile sohbet etmek. Gençleri daha
fazla dinlemeye çalışıyorum, onların gözünden bizleri ve dünyayı nasıl gördüklerini anlamaya çalışıyorum. Büyüklerimizin tecrübe ve deneyimlerinden
faydalanıyoruz belki ama gelecek geçmişten çok
farklı olacak ve geleceğimizi yaratacak gençlerin
bakış açısı ben de farklı pencereler açıyor ve alışılagelmişi sorgulamama yol açıyor. Geçen sene
gezi olayında yaşadığımız gibi, bizi şaşırtabiliyorlar.
Birkaç yıl önce alışageldiğimiz üzere televizyondan
veya gazeteden haberleri takip etmediği için kızımı
eleştirdiğim bir gün, bana haberleri daha güvenilir
ve detaylı olarak internetten takip ettiğini söylediğinde şaşırdığım gibi. Bunun dışında ruhumu arındırmak istediğimde doğayla başbaşa olmayı tercih
ediyorum. Sakin bir kumsal ya da ormanda yürüyüş
yapmak, yüzmek benim için en iyi terapi oluyor.
Evde ise, hem kedim hem de köpeğim var, onların
birlikte beni karşılaması tüm günün yorgunluğunu
unutturuyor.
ALİ KAMİL UZUN
Karikatür, spor, meditasyon ve sivil toplum hizmetleri olarak ifade edebileceğim ilgi alanları zihinsel,
bedensel ve ruhsal olarak kişisel gelişimime zenginlik katıyor. Düzenli spor yapmaya özen gösteriyorum. Uzun mesafe koşuyorum. Uzun mesafe
koşmak, bedensel sağlığın yanı sıra zihinsel olarak
da sabır ve uzun soluklu performans için güç ve
motivasyon veriyor. Zihin ve beden uyumunda meditasyonu faydalı buluyorum. Karikatür çizerek hem
yaratıcılığımı hem de mizahi bakış açımı geliştiriyorum. Sivil toplum hizmetleri ile sosyal sorumluluklarım için fırsat yaratıyorum. Çok yönlü olmak, iş
ve özel hayat dengesi ile birlikte yaşam sevincinizi
korumada yardımcı oluyor.
GÜRDOĞAN YURTSEVER
Tüm dünya ve ülkemiz her alanda büyük bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçiyor. Özellikle teknolojik alandaki yenilikler, internet ve sosyal medya
kanalları bu sürecin temel aktörleri konumunda.
Bu değişimi yakından takip etmeye ve kendimi
adapte etmeye çalışıyorum. Özellikle inovatif içeEkim 2014 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
33
SÖYLEŞİ
rikli olanlar daha fazla ilgimi çekiyor. Bu konularda
yazı ve kitaplar okuyorum, araştırmalar yapıyorum.
Bunların dışında gerek mesleki, gerekse de kişisel
gelişim amaçlı panel, konferans ve eğitimlere katılmaya çalışıyorum. Çeşitli panel ve konferanslarda
konuşmalar yapıyorum. Ruhumu arındırmak için
özellikle deniz ve doğa bana çok iyi geliyor. Fırsat
buldukça doğada ve sahilde yürüyüşler yapıyorum.
Futbol oynamayı seviyorum. Bunun yanı sıra yazı
yazmak beni dinlendiriyor. Sivil toplum alanında aldığım ve başarıyla tamamladığım görevler de beni
mutlu eden diğer bir alan.
Sosyal sorumluluk projelerine destek oluyor musunuz? Bağlı olduğunuz ve çalıştığınız
dernekler var mı?
ÖZLEM İĞDELİPINAR
Aslında istediğim kadar olamıyorum. Şu ana kadar
yaptığımız destekler maalesef sadece maddi olarak
kalıyor. Zamanımın daha çok olacağını düşündüğüm emeklilik dönemimde, enerjimi özellikle kadınların ve çocukların eğitimi konusundaki projelere
destek olmak için harcamak istiyorum. İkinci alan
ise, doğayı ve hayvanları korumaya yönelik projeler.
Umarım, daha fazla vaktim olduğunda, bu konularda sadece maddi değil, gönüllü çalışarak da daha
fazla destek olabilirim.
ALİ KAMİL UZUN
Bir çok sosyal sorumluluk projesinde yer alan,
destek veren biri olarak bir örnek vermek gerekirse, iyi eğitilmiş yeni nesiller için misyon üstlenmiş
Darüşşafaka Cemiyeti’ndeki çalışmalarımı paylaşmak isterim. Cemiyetin Denetleme Kurulu Başkanıyım. Bu görevim ile Darüşşafaka Cemiyeti’nin
kurumsal gelişimine katkı sağlamaya çalışıyorum.
Darüşşafaka’nın ülkemiz eğitim sisteminde çok
önemli bir rolü olduğuna inanıyorum. 150 yılı aşan
kurumsal geçmişi ile nesilden nesile devam eden
bir sistemin, annesi, babası olmayan ihtiyaç sahibi
çocukların eğitiminde üstlenmiş olduğu hizmetin
sürdürülebilirliği için destek vermenin hayırseverlik
ve sosyal sorumluluk açısından önemli olduğunu
düşünüyorum. Bunun yanı sıra mesleki ve sosyal
çeşitli alanlarda gönüllü destek olduğum projeler
bulunuyor.Ayrıca, özel ilgi alanım ve yeteneğim
karikatür ile de sosyal sorumluluk projelerine destek verdim. Açmış olduğum karikatür sergilerinin
gelirlerini bir çok sosyal sorumluluk projesine bağışladım. Örnek vermek gerekirse; Bakırköy akıl
34 Ekim 2014 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
Profesyonel
yaşamda kurumsal
yönetim kalitesi
için aile şirketleri,
kamu ve özel sektör
kurum ve şirketleri
için yönetim
kurullarına güvenilir
bir danışman olarak
çözüm ortağı olmak,
akademik yaşamda
öğretim görevlisi
olarak uygulama
birikimlerimi
akademik dünya
ile paylaşmak,
sivil ve mesleki
yaşamda gönüllü
hizmeti sürdürmek,
geleceğin meslek
insanlarını
yetiştirmek, iş ve
sosyal hayata dair
gördüklerimizi,
yaşadıklarımızı,
düşündüklerimizi
yazmak ve çizmek.
Ana hatlarıyla
gelecek hedeflerimi
oluşturuyor.
hastanesinde açtığım “akıl akıldan üstündür” isimli
sergimin gelirlerini hastane için bağışlamıştım.
Serginin hazırlanması, eserlerin yerleştirilmesini
hastalar ile gerçekleştirmiştik. Dönemin başhekimi
Yıldırım Aktuna beyi bu vesile rahmetle anıyorum..
Kartal devlet hastanesi, Bursa çocuk hastanesi ve
İstanbul’da işitme engelliler eğitim merkezi yararına birçok sergi açtım. Sergi gelirleri ile destek
vermeye çalıştım. Çizim yeteneğimi kullanarak karikatürlerimle sosyal sorumluluklarımı yerine getirirken, özel ilgi alanıma da bu vesile zaman ayırma
fırsatı buluyorum.
GÜRDOĞAN YUTSEVER
Aslında sosyal sorumluluk kavramına biraz daha
geniş açıdan bakmak gerektiğini düşünüyorum.
TİDE bünyesinde özellikle gençlere yönelik yaptığımız faaliyetleri de sosyal sorumluluk projeleri
olarak değerlendirmek yanlış olmayacak. Biraz
önce ifade ettiğim gibi üniversitelerde kurduğumuz denetim kulüpleri, katıldığımız etkinlikler,
gerçekleştirdiğimiz akademik forumlar vasıtasıyla
gençlerimize katkı sağlamaya çalışıyoruz. Bu projelere elimden geldiğince destek olmaya ve katkı
sağlamaya çalışıyorum. Bunun yanı sıra TİDE olarak mesleki sosyal sorumluluk projelerinde aktif
rol alıyoruz. Bu kapsamda TİDE bünyesinde çeşitli
komitelerde yürüttüğümüz birçok çalışma ve proje bulunuyor. Türkiye’deki gerek özel, gerekse de
kamu kurumlarındaki iç denetim uygulamalarının
uluslararası standartlarda gerçekleştirilmesi ve
böylece mesleğimizin ekonomimize olan katkısının
artması amacıyla standartların dilimize çevrilmesi
ve yayımlanması, iç denetçilerin sertifikasyonu ve
eğitimi, mesleğin tanıtımı gibi konularda konferans,
kongre, forum, panel, eğitim, ödül törenleri gibi etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Bunların dışında özellikle eğitim alanında sosyal sorumluluk projelerini
de desteklemek istiyoruz. Bu kapsamda Darüşşafaka ile protokol imzalamayı planlıyoruz. Bu konudaki görüşmelerimiz ve çalışmalarımız sürüyor.
Gelecekle ilgili hedefleriniz nelerdir?
ÖZLEM İĞDELİPINAR
Öncelikle profesyonel olarak çalışabildiğim süre
içerisinde meslekle ilgili olarak sürekli bir gelişimi
sağlamak, iyi uygulamaları paylaşmak ve güvenilir
danışman konumuna gelmek. Yönetim Kurulu alt
komiteleri olan Denetim ve Riskin Erken Teşhisi
Komiteleri gerek birikimimi en iyi değerlendirebi-
SÖYLEŞİ
leceğim, gerekse en fazla katkıda bulunabileceğim
alanlar olduğundan, bunlarda yer alarak çalıştığımız kurumlar ve şirketler için güvenilir danışman
konumuna ulaşmak gelecekle ilgili profesyonel
hedefim. Profesyonel olarak artık çalışamayacak
duruma geldiğimizde yavaş yavaş emekliliğe geçiş dengesini de sağlamak lazım. O zaman da daha
önce bahsettiğim eğitim ve çevre ile ilgili daha fazla
sosyal sorumluluk projelerinde çalışmak. Bunlarla
beraber eğitim tarafında gençlerin gelişimi için tecrübelerimizi paylaşabileceğimiz, mentörlük yapabileceğimiz projelere katkıda bulunmak da hedeflerimin arasında yer almakta.
ALİ KAMİL UZUN
Gelecekle ilgili hedeflerimi tek bir cümle ile ifade
edecek olursam “Yaş alırken genç kalabilmek” diye
özetleyebilirim. Bu cümle ile gelecek için bir motto
belirledim diyebilirim. Bu motto ile ifade etmeye çalıştığım hedeflerimi şöyle açıklayabilirim. Bulunduğum konumum itibariyle, iş ve yaşam tecrübelerim
üzerine, bilgi ve deneyim sahibi olduğum konularda
paylaşarak değer yaratma, kurumlara, gençlere,
topluma birikimlerimle değer katmak, örnek olmak
için geleceğe dair hedeflerimi tasarlarken bu he-
Yeni fikirlere,
gelişime, değişime
ve öğrenmeye açık
olmanın, sadece
bizim işimizde değil,
tüm disiplinlerde
başarının anahtarı
olduğunu
düşünüyorum.
defleri gerçekleştirmek için zihin, beden sağlığı ve
ruhsal gelişimi destekleyici aktiviteleri önceliklerim olarak belirledim. Bu önceliklerin tek cümle ile
ifadesi yaş alırken genç kalabilmek oluyor. Beden
sağlığınız için düzenli spor ve sağlıklı beslenme,
zihin sağlığınız için yaşam boyu sürekli öğrenme,
günceli yakalama, ruhsal gelişim için de gönül gözüyle görme, topluma geri vermeyi bilmelisiniz. Bu
çerçevede profesyonel yaşamda kurumsal yönetim
kalitesi için aile şirketleri, kamu ve özel sektör kurum ve şirketleri için yönetim kurullarına güvenilir
bir danışman olarak çözüm ortağı olmak, akademik yaşamda öğretim görevlisi olarak uygulama
birikimlerimi akademik dünya ile paylaşmak, sivil
ve mesleki yaşamda gönüllü hizmeti sürdürmek,
geleceğin meslek insanlarını yetiştirmek, iş ve
sosyal hayata dair gördüklerimizi, yaşadıklarımızı,
düşündüklerimizi yazmak ve çizmek. Ana hatlarıyla
gelecek hedeflerimi oluşturuyor.
GÜRDOĞAN YURTSEVER
Benim öncelikli hedefim TİDE Yönetim Kurulu Başkanı olarak aldığım görevi en iyi şekilde yerine getirmek ve TİDE’yi daha ileriye taşıyarak benden sonra görevi devralacak meslektaşlarıma devretmek.
Ekim 2014 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
35
SÖYLEŞİ
Onun dışında mesleki ve kişisel açıdan kendimi
yenilemeye ve geliştirmeye devam etmeyi hedefliyorum. Daha sonra ise tecrübelerimi aktarabileceğim farklı görevlerde ve projelerde görev alabilirim. Bunların yanı sıra temelinde internet ve mobil
teknolojiler bulunan çeşitli projelerim var. Bunlara
odaklanmayı ve gerçekleştirmeyi çok arzu ediyorum. Yine fırsat buldukça yazı yazmaya devam etmeyi planlıyorum. Yazmayı planladığım başka kitap
projelerim var. Bir de sosyal sorumluluk açısından
katkı sağlamak istediğim çeşitli örgütler içindeki
projelerde yer almayı planlıyorum.
yarak yapan biriyim. İfade ettiğim bu özelliklerin,
işin ustası, üstadı olmanın püf noktaları olduğunu
düşünüyorum. Diğer bir husus ise, dinlemesini bilmektir. Dinlemek karşınızdakini anlamak ve derdine derman olmak için önemlidir. Karşısındaki,
çevresindekini işiten, dinleyen insan kamil insandır,
çare üreten insandır. Bir diğer özelliğim ise, güncel
kalmak, farklı olmaktır. Sürekli öğrenme isteği, her
yaşta iyi öğrenci olabilme gayreti, bakış açısı ile
farklı olabilme becerisi başarı için tavsiye edebileceğim özelliklerimdendir.
Geleceğin yöneticileri, gelecekte iddia sahibi olmak isteyenler için birikimli ve biriktiren insan olmalarını ve
hayallerinin peşinden koşmalarını tavsiye ediyorum.
İş hayatındaki prensipleriniz nelerdir? İş
hayatının tecrübeli ve başarılı yöneticileri
olarak geleceğin yöneticilerine başarı kriteri olarak değerlendirilecekleri ne tür tüyolar
verebilirsiniz?
ÖZLEM İĞDELİPINAR
İş hayatında başarılı olan birçok kişiye baktığınızda
işlerinden tutkuyla bahsettiklerini görürsünüz, bu
yüzden işini sevmenin, ona tutkuyla bağlı olmanın, sevdiğin işi yapmanın başarılı olmak için çok
önemli olduğunu düşünüyorum. Burada gençlerin
çoğunun sorduğu soru, peki nereden bileceğim
hangi işi severek yapacağımı oluyor. İçinde bulunduğumuz oyuncak müzesinden de ilham alarak, çocukluklarına dönmelerini ve hangi oyunları severek
oynadıklarını, hangi oyunlarda başarılı olduklarını
sorduğunuzda, mesleklerini seçmeleri konusunda
biraz olsun yardımcı olabileceğimizi düşünüyorum.
Aynı zamanda sizinle aynı ilke ve değerleri paylaşan kurumlarda ve kişilerle çalışıyor olmak size
sadece başarıyı değil, manevi tatmin ve huzuru da
getirecektir. Bunun yanısıra, yeni fikirlere, gelişime,
değişime ve öğrenmeye açık olmanın, sadece bizim
işimizde değil, tüm disiplinlerde başarının anahtarı
olduğunu düşünüyorum. Diğer önemli bir prensip
ise, yapıcı eleştiri ve geribildirimde bulunabilmek ve
aynı şekilde eleştiriye ve geribildirime açık olmak.
Tabi bunun yanında gene bizim mesleğimizin olmazsa olmazları diyebileceğimiz, doğruluk, dürüstlük ve gerektiği zamanda doğru bildiğinizi, inandığınızı söylemekten ve yapmaktan kaçınmamak, öne
çıkabilmek, sesinizi yükseltebilmek ve gerektiğinde
insiyatif alabilmek.
ALİ KAMİL UZUN
İş hayatında sistematik ve disiplinli çalışmayı seven ve yaptığı her işi severek ve kendini işe ada36 Ekim 2014 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
Birikimli insan olma, sürekli kendini geliştirmeyi
bilen, biriktiren insan olma geleceğini yaratmak için
hayalleri ile geleceğini tasarlayan insandır. Hayallerimin peşinde koşmak benim bir diğer özelliğimdir.
Gençlere bıkmadan, usanmadan, sabırla hayallerinin peşinde koşmalarını tavsiye ediyorum. Gelecekte iddia sahibi olabilmeleri için mutlaka kendilerine
rol model olacak doğru insanlarla beraber olmalarını, koçluk ve mentorluktan yararlanmalarını, tecrübe etmede cesur olmalarını, hayalleri ile geleceklerini biriktirmelerini tavsiye ediyorum.
Geleceğin
yöneticileri,
gelecekte iddia
sahibi olmak
isteyenler için
birikimli ve biriktiren
insan olmalarını
ve hayallerinin
peşinden
koşmalarını tavsiye
ediyorum.
GÜRDOĞAN YURTSEVER
İş hayatımdaki temel prensiplerimi; değişime ve
gelişime açık olmak, yenilikçi olmak, olaylara geniş
açıdan bakabilmek, dürüst olmak ve çalışmak olarak belirtebilirim. Ben yaşamdaki en temel şeyin değişim ve gelişim olduğuna inanıyorum. Yaşamımızda ve iş dünyasında değişimin çok hızlı olduğu bir
dönemi yaşıyoruz. Bu değişime ayak uyduramayan
kişiler ve kurumların kısa sürede tasfiye olduğunu
ve ayakta kalamadığını görüyoruz. Bu süreçte kişilerin değişime ayak uydurmaları ve kendilerini sürekli
geliştirmeleri gerekiyor. Geleceğin liderlerine de
öncelikle değişimin dışında kalmamalarını, kendilerini sürekli geliştirmelerini, güncel olmalarını, hedef
belirlemelerini, hedeflerinin gerektirdiği çalışmaları
planlı bir şekilde gerçekleştirmelerini, idealist ve
vizyon sahibi olmalarını, büyük düşünmelerini, kendine verilenlerle yetinmemelerini, daha iyi peşinde
koşmalarını, pes etmemelerini, olaylara karşı daha
geniş bir perspektiften bakmalarını, her zaman büyük resme odaklanmalarını, yenilikçi bakış açısına
sahip olmalarını, olayların farklı yönlere savurduğu
kişi değil gündemi belirleyen kişi olmalarını, çok
SÖYLEŞİ
çalışmalarını, hedeflerini ertelememelerini, inisiyatif
almaktan ve denemekten korkmamalarını, dürüst
ve güvenilir olmalarını, verdikleri sözleri yerine getirmelerini öncelikle tavsiye ediyorum. Bunun yanı
sıra gerek iç denetim mesleğinde gerekse yaşamın
her alanında başarının yolu iyi iletişimden geçiyor.
Bu nedenle iletişim yeteneklerini geliştirmeye çalışmaları oldukça önemli. Bu konuda ilgi duydukları sivil toplum örgütlerine üye olmalarını, çalışmalarına
katılmalarını tavsiye ediyorum. Bu açıdan iç denetçi
meslektaşlarımız için TİDE’nin çalışma komitelerinin
gerçek anlamda bir okul işlevi gördüğünü belirtmek
isterim. Bu ortamlarda hem bir çok kişiyle tanışarak
iletişim ve sosyal yeteneklerini geliştirebilirler, hem
de kendilerini meslekleriyle ilgili güncel bilgilerle
donatabilirler. Ayrıca kişilerin işleri dışında hobilerinin olmasının mesleki başarı için önemli olduğunu
düşünüyorum. Seyahat etmekten, fotoğrafçılığa, koleksiyonerlikten yazı yazmaya kadar her türlü hobi
kişileri stresten uzaklaştırıyor, daha canlı tutuyor ve
hayata bağlıyor. Böylece kişiler iş yaşamında daha
başarılı olabiliyor. Bu nedenle herkesin sevdiği en az
bir hobisinin olmasını tavsiye ediyorum.
Oyuncak müzesi izlenimleriniz ve çocukluğunuz...
ALİ KAMİL UZUN
Oyuncak Müzesini söyleşimiz vesilesi ile ilk defa
gezdim. Söyleşiyi böyle bir mekanda yapma fikrini veren biri olarak çok isabetli bir tercih yaptığımızı düşündüm. Sıra dışı, farklı bir mekanda
bir söyleşi gerçekleştirdik. Öncelikle müzenin
kurucusu Sayın Sunay Akın’ı eseri için kutluyorum. Sadece çocuklar için değil, biz yetişkinler
için de çok değerli bir mekan yaratmış. Doğal
olarak müze bizi içimizdeki çocuk ile buluşturdu.
Teneke oyuncakları gördüğümde, anne ve babam
yeni doğan kardeşimi hastaneden eve getirdiklerinde kardeşimim hediyesi diye bana verdikleri
teneke oyuncak jeep aklıma geldi. Bana teneke
oyuncaklar alındığında hem çok mutlu olur, hem
de iç mekanizmalarını keşfetme merakı ile onları
kurcalardım. Anneannemin diğer torunlarından
saklayarak bana getirdiği tahta oyuncakları da
gördüğümde çok duygulandım. O günler gözlerimin önüne geldi, içimi bir heyecan kapladı. İçimdeki çocuk ile birlikte müzenin oyun bahçesinde
topaç çevirdik. Ben mutlu, içimdeki çocuk mutlu
el ele, gönül gönüle birlikte müzeden çıkıp dışarıdaki hayata farklı bir enerji ile karıştık.
Birikimli insan
olma, sürekli
kendini geliştirmeyi
bilen, biriktiren
insan olma
geleceğini yaratmak
için hayalleri
ile geleceğini
tasarlayan insandır.
Hayallerimin
peşinde koşmak
benim bir diğer
özelliğimdir.
Gençlere bıkmadan,
usanmadan,
sabırla hayallerinin
peşinde koşmalarını
tavsiye ediyorum.
Gelecekte iddia
sahibi olabilmeleri
için mutlaka
kendilerine rol
model olacak doğru
insanlarla beraber
olmalarını, koçluk
ve mentorluktan
yararlanmalarını,
tecrübe etmede
cesur olmalarını,
hayalleri ile
geleceklerini
biriktirmelerini
tavsiye ediyorum.
ÖZLEM İĞDELİPINAR
Oyuncak Müzesine ilk gelişim olduğunu utanarak
itiraf ediyorum. Müzeyi gezdikten sonra, Sayın Sunay Akın’a olan hayranlığım bir kat daha arttı. Müze
bizi çocukluğumuza götürdü. Bebek evlerine bakarken, içimizde her zaman çocuk kalmayı başaran bir
tarafımız olduğuna şükrettim.. Aynı zamanda rahmetli babamın benim ve kızkardeşim için yapmış
olduğu bebek evini hatırlayıp, o günlere inanılmaz
bir özlem duydum. Sevgili Sunay Akın’ın söylediği
gibi, müzeden çocukluğum elimden tutarak çıktık.
GÜRDOĞAN YURTSEVER
Bizleri böyle bir mekanda bir araya getirdiğiniz için
çok teşekkür ediyorum. Ben Oyuncak Müzesi’ne ilk
defa geliyorum. Gerçekten çok etkileyici bir müze
olmuş. Sadece çocuklar için değil, büyükler için de
çok güzel bir ortam oluşturulmuş burada. İnsan
doğrudan çocukluğuna gidiyor. Çocukluğumuzda
oynadığımız oyuncakları burada görmek heyecan
vericiydi. Çocukluk dönemimi Balıkesir’de geçirdim.
O dönemlerde bugünkü kadar oyuncak alternatifleri yoktu. Ayrıca maddi olarak da çok fazla oyuncak
almak mümkün değildi. Daha çok büyüklerimizin
bizlere telden veya ağaçtan yaptığı oyuncaklarla oynardık. Çok da mutlu olurduk. O dönemlerde bizim
oralarda Panayırlar düzenlenirdi ve çok güzel olurdu. Oralardan alınan oyuncaklarla bir sonraki Panayır’a kadar oynardık, sonra yeniler gelirdi. Bunun
yanı sıra ailesi Almanya’da çalışan arkadaşlarımın
tatile gelirken getirdiği oyuncakların çeşit ve kalitesine şaşırırdım. Onlarla birlikte oynardık. Kısıtlı
imkanlar altında da olsa mutlu bir çocukluk dönemi
geçirdiğimi ifade edebilirim. Daha sonra ülkemizde
de oyuncak çeşitleri ve oyuncakçı dükkanları arttı.
Günümüzde çocuklar oyuncaklara daha kolay ulaşabiliyorlar ama tüketmeleri de aynı hızla oluyor.
Onları bu hızlı oyuncak tüketiminden uzak tutmaya
çalışmak oldukça önemli. Oyuncakların önemini ve
değerini görmek açısından herkesin burayı ziyaret
etmesini tavsiye ediyorum.
Bu söyleşi
İstanbul
Oyuncak Müzesi’nde
gerçekleştirilmiştir.
www.istanbuloyuncakmuzesi.com
Ekim 2014 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
37