r ü yo r Ekonomi 3 Muhasebe Kriz Kahini lakaplı Nouriel Roubini’ye göre dünyayı bekleyen en büyük tehlike Çin'in barışçıl karakterinden vazgeçmesi. Çin’in barışçıl büyüme karakterinden vazgeçerek daha çatışmacı bir yol izlemesi ihtimalinin dünya için en büyük tehdit olduğu öne sürüldü. İddianın sahibi “Kriz Kahini” lakaplı Ekonomist Nouriel Roubini. Project Syndicate internet sitesi için bir yazı kaleme alan Roubini’ye göre bu ihtimal, İsrail-İran arasındaki nükleer zenginleştirmeye dair anlaşmazlıktan, Fas’tan Pakistan’a uzanan kuşaktaki kronik istikrarsızlıktan ya da Rusya ile Batı arasında çıkabilecek ikinci bir soğuk savaştan daha tehlikeli.Çin’in Japonya ile Adalar konusunda yaşadığı anlaşmazlığın 1. Dünya Savaşı öncesindeki İngiltere ve Almanya’ya benzetilmesinin çok rahatsız edici olduğunu ifade eden Roubini, yine de bu durumun buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu ekledi. K ROUB i N i , EN BÜYÜK TEHL i KEY i AÇIKLADI 5 Gündem 1 azı ilaçların piyasada bulunamamasına neden olan ilaçtaki kur farkı sorununa çözüm aranıyor.Halen 1.95 düzeyinde olan ilaç alımındaki Euro kurunun artırılması için harekete geçildi.Hacer Boyacıoğlu'nun Hürriyet'teki haberine göre ekonomi bürokrasisi kur artışı için formül arıyor. İlaçla ilgili olarak önümüzdeki dönem bir sorun yaşanmaması için talepleri değerlendiren ekonomi yönetimi, ilaç sektörüne “Sizin kurla ilgili talebiniz nedir” diye sordu. İlaç sektörü de ekonomi yönetimine, “İlaç alımında kullanılan kur önce 2.2 TL’ye çıkarılsın. Bu düzeyde 6 ay, 1 yıl süreyle kalsın. Daha sonrasında Euro kuru 2.7 TL’ye çıkarılsın. 2016’da da kur için yeniden masaya oturalım ve yeni kur düzeyini belirleyelim” önerisini götürdü. Ancak ilaç sektörünün bu talebi kabul görmedi. Ekonomi yönetiminin planı ise, ilaçtaki enflasyon farkını da gözetmek. onom HERKES iÇiN EKONOMi POLiTiKA 5 MAYIS 2014 Pazartesi 7 ve 25 Aralık soruşturmalarını yürüten savcılar Celal Kara, Muammer Akkaş, Zekeriya Öz ve 25 Aralık operasyonunda gözaltı kararı veren hakim Süleyman Karaçöl hakkında HSYK müfettişleri tarafından yapılan inceleme sona erdi.HSYK 3.Dairesi dört isimle ilgili incelemenin soruşturmaya dönüştürülmesi konusunda karar vermek için geçtiğimiz günlerde bir araya geldi. Dairenin 7 üyesinden üçü 'soruşturma izni verilmemesi' konusunda görüş bildirirken, 4 üyenin "soruşturma izni verilmeli' şeklindeki kanaatleriyle dört isme 4/3 oy çokluğu ile soruşturma başlatıldı.T24'ten Arzu Yıldız'ın haberine göre; Akkaş, Kara, Öz ve Karaçöl hakkında soruşturma açılmaması yönünde oy kullanan üyeler Ahmet Kaya, Bülent Çiçekli ve Resul Yıldırım olurken, soruşturma açılması yönünde görüş bildirenler arasında 17 Aralık sonrası adli kolluk yönetmeliği değişikliğine imza atan ve sürece dair uzun bir açıklama yayınlayan HSYK 3.Dairesi Başkanı Ahmet Hamsici, üyeler Ömer Köroğlu, Ahmet Karayiğit, Zeynep Kavlak oldu. İLAÇ FIYATALARINA ZAM YOLDA B KDV dahil 25 Krş 8 ROUB i N i , EN BÜYÜK TEHL i KEY i AÇIKLADI Türkiye sevkıyata hazır aner Yıldız, Kuzey Irak'tan günlük 100 bin varillik petrol sevkıyatının başladığını belirterek, "Üç ya da yedi gün içinde bunların satışı da başlar. Şu anda 1.8 milyon varil birikmiş durumda. Türkiye altyapısıyla bu sevkıyata hazır" dedi. Bursa'da düzenlenen 3'üncü Bilim Şenliği'nin açılış törenine katılan Yıldız, Türkiye Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani'nin, Türkiye'de depolanan petrolün satışına 2 Mayıs'ta başlanacağı yönündeki açıklamarıyla ilgili şunları söyledi: "Irak petrolünü tabii ki kendileri satacak. Türkiye bunun zeminini kolaylaştırıyor ve önünü açıyor. Buradan oluşacak gelir, şu anda yaklaşık 180200 milyon doları buluyor." Taner Yıldız, nükleer santral yatırımları için Türk özel sektörüne önemli görevler düştüğünü de belirtti. Haberi S.16’da T www.ekonomigazetesi.net Yerli otomobilde aranan 4 AYDA 53 MiLYAR DOLAR iHRACAT! Türkiye'deki istikrarı hedef alan her türlü girişime rağmen, ihracat rakamlarında artış yine çift hanelerde gerçekleşti. Nisan ayı ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,5 artışla 13 milyar 153 milyon dolar oldu. BABAYiGiT BULUNDU Hesap edip yola öyle çıkacağız Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) düzenlediği BMC Ticari ve İktisadi Bütünlüğü'nün satış ihalesinde ES Mali Yatırım ve Danışmalık AŞ'nin sahibi Ethem Sancak 751 milyon lira teklif verdi. Sancak: "(Yerli otomobil için 'Babayiğit' beklentisi) 1 milyon üretim hattına sahip bir ülke neden milli markasını yapmasın? Başbakan da zaten bunu söylüyor. MSF'nin Çukurova Holding'ten yönetimini devraldığı ağır ve zırhlı araç üreticisi BMC Ticari ve İktisadi Bütünlüğü'nün satış ihalesine TMSF'nin Gayrettepe'deki merkezinde devam edildi. T ürkiye'de siyasi ve ekonomik istikrarı hedef alan her türlü girişime rağmen, ihracat rakamlarında artış yine çift hanelerde büyüdü Nisan ayında ihracat, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 11,5 artışla 13 milyar 153 milyon dolar olarak gerçekleşti. İhracata 'bahar havası' yaşandığını belirten, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, yılın ilk 4 ayındaki toplam ihracatın ise yüzde 9.5 artışla 53 milyar 428 milyon dolar olduğunu kaydetti. T TÜRKİYE İÇİN FIRSAT YILI Büyükekşi, 'Küresel ekonomi ve talebe ilişkin gelişmeler, 2014'ün Türkiye için fırsat yılı olduğunu gösteriyor, ihracatçımız da bu fırsatı değerlendiriyor' dedi. Büyükekşi, Nisan ayı ihracat rakamlarının değerlendirilmesi amacıyla Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen basın toplantısında, mart ayında Cumhuriyet tarihinin rekorunun kırıldığını, nisanda da artışın sürdüğünü, ihracatın bu yıl yüzde 10 artış temposunu yakaladığını söyledi. 166 MİLYAR HEDEFİNE YAKINIZ 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutlayan Büyükekşi, 'Artış performansın devamı halinde, 2014 yılı hedefi olan 166,5 milyar dolarlık ihracata ulaşabileceğimizi düşünüyorum. Döviz kurları ve faizlerin gevşemesi, siyasetin gölgesinin ekonominin üzerinden kalktığının göstergesi. Son 12 aylık ihracat, yüzde 1,6 artışla 155 milyar 765 milyon dolara yükseldi' diye konuştu. BORSA OTOMOTİV İLK SIRADA Nisan ayında en fazla ihracatı, 2 milyar 97 milyon dolar ile Otomotiv sektörü yaparken, Hazır-Giyim ve Konfeksiyon sektörü 1 milyar 549 milyon dolar ihracat ile ikinci sırada, Kimyevi maddeler sektörü ise 1 milyar 481 milyon dolar ile üçüncü sırada yer aldı' dedi. SAKARYA YÜZDE YÜZ ARTIRDI En fazla ihracat yapan ilk 10 il arasında ihracat artışında lider Sakarya oldu. Şehrin ihracatı nisan ayında yüzde 100 arttı. Nisan ayında en fazla ihracat yapılan 3 ülke, sırasıyla Almanya, Irak ve İngiltere oldu. Satış Komisyonu Başkanı Hamit Sarı, 985 milyon lira muhammen bedelle satışa çıkarılan BMC Ticari ve İktisadi Bütünlüğü'nün 30 Nisan'da gerçekleştirilen açık artırma ihalesinde ES Mali Yatırım ve Danışmanlık AŞ tarafından 725 milyon lira teklif verildiğini, bu teklifin muhammen bedelin altında kaldığından ihaleye pazarlık usulüyle devam edilip edilmemesiyle ilgili Fon Kuruluna müracaat edildiğini ve ihaleye pazarlık usulüyle devam edilmesine karar verildiğini anımsattı.Sarı, pazarlık aşamasında verilecek teklifin tutanak altına alınacağını, ihalenin sonucunun fon kuruluna sunulacağını ve kurul tarafından uygun bulunması halinde sonucun Rekabet Kurumu'ndan gerekli izin alınması için bildirileceğini ifade ederek, "Rekabet Kurumu nezdindeki işlemlerin neticelenmesinden sonra ihale sonucu fon kurulunun onayına sunulacaktır" diye konuştu. BMC'nin orta ve uzun vadede kendi gücünü yaratacağını anlatan Sarı, BMC'nin müşteri sıkıntısı olmadığını söyledi. "BABAYİĞİTLİĞE TALİP OLACAĞIZ" "Türkiye'nin aradığı babayiğit olacak mısınız?" sorusu üzerine Sancak, "Bu bir otomotiv şirketi. Türkiye olarak 1 milyon araba üretiyoruz ama hiçbiri milli marka değil. 1 milyon üretim hattına sahip bir ülke neden milli markasını yapmasın? Başbakan da zaten bunu söylüyor. Pergelin ucunu İstanbul'a koyup şöyle çevirdiğinizde 3 milyar insana hitap eden bir coğrafyada bulunuyor. Neden biz bu insanlara hitap edecek bir araba yapmayalım? Bu manada öyle bir hevesimiz var. O işe de talip olacağız. Ama başarır mıyız, başka girişimcilerle beraber mi başarırız? Bunu hesap edip yola öyle çıkacağız. Böyle bir amacımız var" diye konuştu. İstihdama yönelik bir soru üzerine Sancak, "Şu anda 680 kişi fiilen çalışıyor. Bizim ilk hedefimiz 3 bin 600 kişiyi tekrar istihdam etmek. Şüheda YILDIRIM’ın Haberi 00 bini kamuda, 1 milyondan fazla taşeron işçi yeni yasaya kilitlendi. Hangi görev asıl iş, hangisi alt iş belli olacak. İşte bu noktada Arazilerin miras nedeniyle bölünasıl işi yapanlar için bir imkân mesini önleyen yasa, yatırımcıyı cedoğacak.Son günlerde en çok konuşulan konuların başında saretlendirdi. Ölçek büyüyünce taşeronlara yönelik yasa geliyor. tarımı endüstriye uygun hale getireHerkes bir şey söylüyor, yazıyor, cek düzenleme, büyük yatırımcının çiziyor. Sayıları 1 milyonu aşan taşeron işçinin de kafası karışıyor. 1 ilgisini çekmeye başladı. Mayıs öncesi işçiyi kışkırtan "herkes arımda reform yapan "Toprak Kotaşeron olacak" haberlerini bir keruma ve Arazi Kullanımı Kanara bırakıp, işin aslını anlatalım nunu'nda Değişiklik Yapılması istedik.Bugün taşeron dediğimiz Hakkında Kanun" yeni yatırımların önünü açasistemi düzenleyen durum 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinde cak. Halen Cumhurbaşkanlığı onayını bekleyen yasa ile asgari tarımsal arazi büyüklüğü, mutanlatılıyor. 6 Yasa tarımı uçuracak T & lak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2, dikili arazilerde 0.5 hektardan küçük olamayacak. Tarım Reformu Genel Müdürü Gürsel Küsek, yasanın arazilerin küçülmesini önleyeceğini bu nedenle de yapılan yatırımın 'kârlı' hale geleceğini belirtti. Artık Ekonomi Gazetesini twitter & facebook’dan okuyabilirsiniz 2 Ekonomi 5 MAYIS 2014 HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA umhurbaşkanı Abdullah Gül, "Zonguldak denilince Büyük Filyos Projesi İhalesi yapıldı. Tarihi bir proje bu. Yıllardır hep rüyasını gördüğümüz ancak gerçekleştiremediğimiz bir proje" dedi.Gül, Zonguldak Valiliğinde Şeref Defteri'ni imzaladıktan sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu.Cumhurbaşkanı olarak Zonguldak'ı ziyaret etmekten memnuniyet duyduğuna işaret eden Gül, daha önce çeşitli vesilelerle kente geldiğini ancak cumhurbaşkanı olarak ilk ziyaretini gerçekleştirdiğini dile getirdi. Gül, bütün illeri cumhurbaşkanı olarak ziyaret etmenin ilk günden beri programında olduğunu anımsatarak, "Zonguldak alfabede Z sonda geliyor ama bilinçli bir şekilde değil birazcık doğrusu benim de neredeyse 7 senem dolacak, bu süre içerisinde ziyaret etmediğim illerden birisi olarak sonlara kalmış oldu" diye konuştu. C RÜYASINI ül, bütün illeri G cumhurbaşkanı olarak ziyaret etmenin ilk günden beri programında olduğunu anımsatarak, "Zonguldak alfabede Z sonda geliyor ama bilinçli bir şekilde değil birazcık doğrusu benim de neredeyse 7 senem dolacak, bu süre içerisinde ziyaret etmediğim illerden birisi olarak sonlara kalmış oldu" diye konuştu. Zonguldak'ın ülkede ayrı bir yere sahip olduğunu, yer altı zenginlikleri olan kömür ve demir-çelik ile akla geldiğinin altını çizen Gül, ayrıca gö rdüğü m ü z b i r p r o je Zonguldak'ın eski Başbakan Bülent Ecevit, TBMM eski Başkanı Köksal Toptan gibi çok önemli siyasetçi, devlet adamı, milletvekili, tıpta ve başka alanlarda ilim adamı, sanatkar yetiştirdiğini söyledi. giderilmeye çalışıldığını ancak yapılacak işlerin yine de bulunduğuna dikkati çeken Gül, "Özellikle Zonguldak denilince Büyük Filyos Projesi İhalesi yapıldı. Tarihi bir proje bu. Gül, Zonguldak'ın emeğin başkenti olması sebebi ile ayrı bir simge olduğunun altını çizerek, maden işçilerinin yerin altında alın terini akıtarak, en temiz şekilde helalinden paralarını kazandığı yerin de bu kent olduğunu belirtti.Bütün illerin ihtiyaçları bulunduğunu, geçen yıllarda bunların Yıllardır hep rüyasını gördüğümüz ancak gerçekleştiremediğimiz bir proje. İnşallah gayet kararlı şekilde gerçekleşecek ve o zaman bütün buraların çehresi değişecek ve gerçek anlamda kaderine çok büyük etkisi olacak" dedi.HABER MERKEZİ ül, Zonguldak'ın daima kendisinin gönlünde ayrı bir yeri bulunduğunu, çünkü siyate girdiğinde ilk geldiği illerden birisi olduğunu ifade ederek, "Yeşilliğini, güzelliğini ilk gördüm illerden birisidir burası. Ben Orta Anadolu'da büyüyen bir kişi olarak bu yeşilliklere daima hasret olmuşumdur. Bizim oralarda iki tane ağaç görseniz çok yeşilmiş dersiniz. Buralar ise cennet gibi yerler" değerlendirmesini yaptı. G Devir kardeşe bile yapılsa... unu önlemek için hazırlanan B yasada miras tarla Yılda 17 milyar lira ekonomik kayba yol açan tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesini önlemek üzere hazırlanan yasa TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Yeni yasayla babadan kalan tarlayı şehirdeki evlat artık bedeli karşılığında köydeki kardeşine devretmek zorunda olacak. Önlem alınmadığı takdirde, 2002 verilerine göre Türkiye'de 59 dönüm olan ortalama tarımsal işletme büyüklüğünün 2023 yılında 5 dönüme düşeceği hesaplanıyor. konusunda merak edilenler ve cevapları şöyle: Şehirde yaşayan mirasçılar dikkat 1- Tarım arazisi en fazla ne kadar bölünebilecek: Tarım arazisi bölünme suretiyle asgari büyüklüğün altına düşürülemeyecek. Bu rakamı bölgeler itibariyle Tarım Bakanlığı belirleyecek. Ancak, bakanlığın belirleyeceği tutar mutlak tarım arazilerinde 20 dönüm, meyve bahçelerinde 5 dönüm, seracılık yapılan arazilerde 3 dönümden az olamayacak. Asgari arazi büyüklüğünden farklı olarak yasayla ilçeler bazında 'yeter gelirli arazi büyüklüğü' belirlendi. Bu rakam sulu tarla için örneğin Adana'nın Seyhan ilçesinde 50, Tufanbeyli'de 95 dönüm olacak. 2- Arazinin tapusunu almadan hisse paylaşımı yapılabilir mi: Kanunu dolanmak amacıyla tapuyu almadan arazilerin mirasçılar arasında pay edilmesi de yasak olacak. Tarım arazilerinde asgari parsel büyüklüğünün altında yeni hisse oluşturulamayacak. 3- Çay ve fındık bahçesinde de 5 dönüm geçerli mi: Çay, fındık, zeytin gibi özel iklim ve toprak ihtiyacı olan bitkilerin yetiştiği alanlarda, bakanlığın uygun görüşüyle daha küçük parsellere izin verilebilecek. 4- Arazinin bölünmesi nasıl önlenecek: Bakanlık, tapu müdürlüklerine, her ilçe için bölünemez arsa büyüklüklerini bildirecek. Tufanbeyli'deki 95 dönümlük arazi, hiçbir şekilde bölünemeyecek. 5- Mirasta devir işlemi için süre var mı: Mirasa konu tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerde mülkiyetin devri esas olacak. Devir işleminin bir yılda tamamlanması gerekecek. 6- Mirasçının seçenekleri neler: Mirasçılar arazinin büyüklüğüne göre haklarını bir veya daha fazla mirasçıya olabileceği gibi aile malları ortaklığına ya da kuracakları limited şirkete devredebilecekler. Ya da topluca üçüncü şahıslara satabilecekler. 7- Devirde öncelik nasıl belirlenecek: Mirasçılar kendi aralarında anlaşamazlarsa sulh hukuk mahkemesi kanalıyla devredilecek mirasçı belirlenebilecek. Burada öncelik köyde tarımla uğraşan kardeşe verilecek. Birden fazla kardeş tarımla uğraşıyorsa, geçimini, miras konusu araziden sağlayan öncelikli olacak. 8- Devralan mirasçı parasını ödemezse: Araziyi devralan kişi, diğer mirasçıların parasını ödemek için bankadan kredi kullanmak zorunda kalırsa, Bakanlık, kredi faizinin bir kısmını kendisi üstlenebilecek. Gene de ödeyemezse arazi mahkeme kararıyla satılabilecek. 9- Arazi sonradan değerlenirse ne olacak: Yirmi yıl içerisinde arazi imar geçmesi, maden çıkması gibi tarım dışı nedenlerle değerlenirse, diğer mirasçılar bundan pay alacak. 10- Yasadan öncekilerin durumu ne olacak: Bu yasadan önce mirasçılar arasında henüz paylaşımı yapılmamış arazilerin devir işlemleri, önceki yasa hükümlerine tabi olacak. Yeni yasa, geçmişe yürümeyecek. Dünyada tarım arazilerinin küçülmesini önleme uygulamaları İsviçre: Her kantonda tarlaların belli bir sınırdan daha küçük parçalara bölünmesi yasak. Miras dışında satış yoluyla küçülmesi durumunda yetkili kurumların itiraz hakkı bulunuyor. Almanya ve Fransa : Belli büyüklüğün altındaki küçük tarım işletmeleri özel miras hukuku içinde değerlendiriliyor, genel miras hukuku uygulanmıyor. Tarım arazilerinin ekonomik olmayacak şekilde küçülmesine neden olan satışlara izin verilmiyor. Danimarka: Tarım arazisinin mülkiyeti tek bir mirasçıya devrediliyor ve bu mirasçı diğerlerine tazminat ödüyor. İngiltere – Hollanda – Almanya: Mülkiyet tek bir mirasçıya devredilirken, diğer mirasçılara çok az maddi tazminat ödeniyor veya hiç ödenmiyor. 5 MAYIS 3 2014 HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Avrupa'nın trenleri Eskişehir'de test edilecek skişehir'de, inşasına bu yıl başlanacak Ulusal Raylı E Sistemler Mükemmeliyet Merkezi'nde, Avrupa ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri'nin trenlerini test ederek Türkiye ekonomisine katkı sağlayacak. Anadolu Üniversitesi (AÜ) Ulaştırma Meslek Yüksekokulu Müdürü ve URAYSİM Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Ömer Mete Koçkar, yaptığı açıklamada, demiryolu taşımacılığının ulaştırma sektörünün en önemli bileşenlerinden olduğunu belirterek, 1950'li yılların ardından adeta durma noktasına gelen demiryolu yatırımlarına 10 yıl önce tekrar yatırım yapılmaya başlandığını kaydetti. Yüksek Hızlı Tren (YHT) projelerinin gerçekleştirildiğini, aynı zamanda taşımacılığın demiryoluna kaydırılmaya çalışıldığını ifade eden Koçkar, şöyle konuştu: "2023'te 10 bin kilometreye kadar YHT hattı yapacağız, 4 bin kilometreye kadar da konvensiyonel taşımacılıkla ilgili hatlar yapacağız. Gelecekte demiryolu sektörü beklentilerinin gerek yolcu gerekse yük taşımacılığı giderek artacak. Ulaşımın karayollarından, demiryollarına yöneleceğini görüyoruz. Demiryolundaki gelişmeleri takip etmek üzere sektörün gelişimini, teknik değişim sürecine gerekli katkıları yapmak amacıyla demiryolu sektörüyle ilgili bir merkez oluşturma fikri ortaya çıktı. Türkiye kalkınmasında öncelikli olacak, demiryolu taşıt ve bileşenleri konularında Ar-Ge faaliyetleri yürütecek, çıktıları ürün haline getirebilecek, patentleyebilecek, mevcut sistemlerin modernizasyonlarının yapılabileceği, testleri ile uluslararası standartlarda sertifikalandırabileceği araştırma ve test merkezi kurulması amacıyla URAYSİM projesi ortaya çıktı." Koçkar, Fransa'da, Çek Cumhuriyeti'nde, Rusya'da, Almanya'da, İngiltere'de, Çin'de, ABD'de trenlerin test edildiği birer merkezin bulunduğunu bildirdi. -"Önümüzdeki yaz aylarında ilk kazmaya vuracağız" URAYSİM için 2009 yılının eylül ayında yola çıktıklarını anımsatan Koçkar, şöyle devam etti: "27 Mayıs 2010'da merkezin kuruluş çalışmalarını AÜ ve Eskişehir Sanayi Odası'nın birlikte yapması kararı verildi. Projemizi hazırladık, son şeklini verip Kalkınma Bakanlığına gönderdik. Değerlendirmenin ardından 2012 yılının ocak ayında projemiz kabul edildi. Şu anda bütçemiz 157 milyon lira. Projemiz 241 milyon liraya mal olacak. URAYSİM Projesi için yapacağımız kampüsün adı Behiç Erkin Yerleşkesi olacak. Projemizde yer alacak öğretim görevlilerinden biri ABD'de, biri İngiltere'de, 15-16'sı da University of Pardubice de raylı sistemler alanında yüksek lisans ve doktora yapıyor. İnsan kaynağı konusunda ilerleme kaydettik. Behiç Erkin Yerleşkesi'ni Alpu ilçesindeki 700 dönüm arazi üzerine kuracağız. Arazinin tahsis amacı değişikliğinin imzadan çıkması bekliyoruz. Orada yapılacak binaların mimari çalışmalarını tamamladık. İmza gelir gelmez binalarımızı yapmaya başlayacağız. Önümüzdeki yaz aylarında ilk kazmaya vurmayı planlıyoruz." Koçkar, test yolları için çalışmaların tamamlandığına değinerek, bu yılın sonuna kadar test yollarının projesinin tamamlanacağını vurguladı. -Test Merkezi, 2017 yılında faaliyete geçecek Merkezin Avrupa örneklerinin dışında üç test yolunun bulunacağını anlatan Koçkar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Önümüzdeki yılın ilk aylarında Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü test yollarının inşasına başlayabilir. Avrupa'da ilk kez YHT'lerin test edilebileceği yol yapacağız. 400 kilometre hıza çıkabilecek elektrikli hızların test edilebileceği, 48-52 kilometre uzunluğunda bir yol olacak. Konvansiyonel yolcu ve yük trenlerinin, 180-200 kilometre hıza kadar test edileceği ikinci yolumuz olacak. Kent içi demiryolu araçlarının testlerini yapılabileceği üçüncü bir test yolumuzda inşa edilecek. Test tezgahlarının ihalesi de bir kaç ay içinde yapılacak. 2014 yılı sonunda başlayacağımız inşa çalışmaları, 2017 yılında da sona erebilir. URAYSİM, 2017 yılında işletmeye alınabilir. Bizim bulunduğumuz coğrafya üzerinde böyle bir test merkezi yok. URAYSİM'in Türkiye'ye önemli bir ekonomik katkısı olacak. Merkezimiz önümüzdeki 5 yıl içinde büyük bilgi ve teknolojik birikim yapacak. Avrupa ve Türk Cumhuriyetleri'nden gelecek trenlerini test edeceğiz." Koçkar, merkezin biran önce bitirilmesin için AÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan'ın da heyecanlı olduğunu sözlerine ekledi.AA Öğretmenlere 145 Lira zam geliyor ilyonlarca kişinin beklediği M torba yasa tasarısı, önümüzdeki günlerde TBMM'ye sunulacak. Çalışma hayatı ve sosyal güvenlik alanında önemli düzenlemeler için geri sayım devam ediyor. Milyonlarca kişinin beklediği torba yasa tasarısı, önümüzdeki günlerde TBMM'ye sunulacak. Sendikalar tarafından Toplu sözleşme masasında gündeme getirilen ancak Kamu Personeli Danışma Kurulu'na bırakılan sorunlardan biri öğretmenlere nöbet ücreti konusuydu. Öğretmen ve idareciler dışında diğer kamu kurumlarında nöbet tutan personellere ücret ödeniyor. Okullarımızda günlük 8 saate kadar nöbet tutan öğretmenlere hiçbir ücret ödenmiyor. Öğretmenlerimiz nöbetleri angarya olarak görüyor ve nöbet tutmak istemiyor. Nöbet tutan öğretmen ve idarecilere 4 saate kadar ek ders ücreti talep edilmektedir. Sendikaların Talebi Gazete Kamu'da yer alan habere göre; Eğitim-Öğretim hizmet kolunda yetkili sendika olan Eğitim Bir-Sen yetkilileri, “Eğitim kurumlarında görevli yönetici ve öğretmenlerce fiilen yerine getirilen nöbet görevi karşılığında, nöbet tutulan her gün için 4 saat ek ders ücreti ödenir” talebinin yerine getirilmesi için mücadelelerinin süreceğini ifade ederek, “Çoğu kurumda nöbetin bir karşılığı varken, eğitim hizmet kolunda bunun bir karşılığının olmaması adil değil. ‘Beleş Nöbete Hayır' diyoruz.” dedi. AHL’ DE 1 MAYIS REKORU tatürk Havalimanı 1 Mayıs günü rekor kırdı. A Atatürk Havalimanı hava trafiğinde 635 uçak iniş, 632 uçak kalkış yaparak 1 Mayıs’ta toplam bin 267 uçağa ulaştı.Atatürk Havalimanı’nda eski rekor en son 25 Nisan günü kırılmıştı. 25 Nisan günü bin 248 uçak iniş ve kalkış yapmıştı. Rekor uçak iniş kalkışına ulaşan Atatürk Havalimanı’nda yolcu sayısı ise 130 bin 794 oldu.Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Orhan Birdal, sosyal paylaşım sitesi Twitter’den çalışanlarına teşekkür ederek, “Emek ve Dayanışma gününde insanların hayatını kolaylaştıran, alın ve akıl teri akıtan AHL’deki rekorun asıl sahibi gerçek emektarlara teşekkür” mesajı verdi. Münir ARIKAN-EKONOMİ en büyük tehlikeyi açıkladı in’in Japony a ile Adalar konusunda yaşadığı anlaşmazlığın 1. Dünya Savaşı öncesindeki İngiltere ve Almanya’ya benzetilmesinin çok rahatsız edici olduğunu ifade eden Roubini, yine de bu durumun buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu ekledi. Ç Ek Ders En Az 145 Lira Artacak! Torba yasa tasarısının içerisinde öğretmene nöbet görevi için 4 saat ek ders ücret verileceğine dair madde yer alırsa öğretmenler ayda en az 16 saat daha fazla ek ders ücreti almış olacak. Yani öğretmenlerin ek derslerinde 145 TL artış olacak. Bazı aylarda nöbet artışı 180 TL'yi bulacak. Nöbet ücreti öğretmenler dışında okul idarecilerine de verilecek. Ücretli öğretmenler de nöbet ücreti alacak. Nöbet Ücreti 4 Saatten Fazla Ödenmeyecek! Öğretmene nöbet görevi için haftada en fazla 4 saat ek ders ücreti verilecek. Haftada 2 defa nöbet tutan idareci ve öğretmenlere ayrıca ikinci nöbet ücreti ödenmeyecek. Yani iki defa nöbet öğretmene 8 saat ek ders ücreti ödenmeyecek. Tasarıda Nöbet Ek Dersi Yer Almazsa Ne Olacak? Eğitim Bir-Sen'in yasa tasarısında nöbet ücretiyle ilgili madde yer almaması halinde tasarının komisyonda görüşülmesi sırasında nöbet ücreti maddesini önereceği belirtiliyor. Son çare olarak da TBMM'de yasa tasarısı görüşülürken nöbet ücreti maddesinin eklenmesi gündeme gelecek. Tasarının Haziran ayında yasalaşması bekleniyor. 4 saat nöbet ücreti yasalaşırsa öğretmenlerimiz 2014-2015 Eğitim-Öğretim yılından itibaren nöbet için ek ders almaya başlayacaklardır. Çin’in barışçıl büyüme karak- terinden vazgeçerek daha çatışmacı bir yol izlemesi ihtimalinin dünya için en büyük tehdit olduğu öne sürüldü. İddianın sahibi “Kriz Kahini” lakaplı Ekonomist Nouriel Roubini. Project Syndicate internet sitesi için bir yazı kaleme alan Roubini’ye göre bu ihtimal, İsrail-İran arasındaki nükleer zenginleştirmeye dair anlaşmazlıktan, Fas’tan Pakistan’a uzanan kuşaktaki kronik istikrarsızlıktan ya da Rusya ile Batı arasında çıkabilecek ikinci bir soğuk savaştan daha tehlikeli. sya’da Çin, Japonya, Güney A Kore, Hindistan ve diğer ülkeler arasında geçmişten gelen “kapanmamış yaralar” nedeniyle gerilim olduğunu söyleyen Roubini, bu gerilimi daha ciddi hale getirebilecek nedenleri de sıraladı. MİLLİYETÇİLİĞİN YÜKSELİŞİ İlk gerekçe olarak Asya’daki seçimlerden öncekine göre daha milliyetçi liderlerin çıktığını belirten Roubini, Japonya’da Shinzo Abe, Çin’de Xi Jinping, Güney Kore’de Park Geun-hye ve Hindistan’da seçilmesi muhtemel Narendra Modi’nin bunlara örnek olduğunu kaydetti. EKONOMİK ZORLUKLAR Roubini, ikinci neden olarak, yükselişe geçen bu milliyetçi liderlerin gün geçtikçe daha zorlaşan ekonomik sorunlarla karşı karşıya kaldığını belirtti. Farklı yapısal reformların özellikle Çin, Japonya, Hindistan, Güney Kore ve Endonezya için önem taşıdığını kaydeden Roubini, bu ülkelerden herhangi birinde ekonominin kötüye gitmesi halinde, milliyetçi liderlerin “dış güçleri” suçlamaya meyilli olacağını söyledi. ABD’NİN ZAYIFLIĞI Roubini’ye göre gerilimin artıran bir diğer neden de ABD’nin son dönemde hayata geçirdiği Asya hamlesinin ne kadar güvenilir olduğuna dair şüpheler. Roubini, ABD’nin Suriye ve Ukrayna sorunlarına karşı verdiği zayıf tepkinin ardından ülkenin Asya’daki güvenlik örtüsünün “delik deşik” olduğunu söyledi. Ekonomiste göre bu durum, Japonya gibi ülkelerin kendi savunmalarını kendi ellerine almasına neden oluyor. UZLAŞMAZLIK ORTAMI Roubini’ye göre son gerekçe ise Almanya’nın 2. Dünya Savaşı’ndaki korkunç suçlarını kabul etmesine karşın buna benzer bir uzlaşmanın Asya’da var olmaması. Roubini, Asya ülkelerinin geçmiş savaş suçlarına halen “şovenist” söylemlerle yaklaştığının altını çizdi. TARİH TEKERRÜR ETMEYEBİLİR Tarihte ne zaman yeni bir küresel güç yükselse bunun savaşa yol açtığını söyleyen Roubini, buna örnek olarak Almanya ve Japonya’yı gösterdi. “Yine de, tarihin demirden kuralları yok. Çin ve muhatapları tarihi tekrar etmek zorunda değil” diyen Roubini, ticaret, yatırım ve diplomasinin artan gerilimi azaltabileceğini söyledi.CİHAN 4 Borsa - Finans 5 MAYIS 2014 HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA En çok Türk kahvesi satıyor chibo Türkiye Genel Müdürü T Şenay Küçük Tanşu, ürün yelpazelerine Türk kahvesini sokmak için iki yıl uğraştıklarını söyleyerek, “Dünyanın lider kahve üreticilerinden birisi olarak Türk kahvesi de satmamız gerekir diye düşündük. Ve Almanya merkeze üretimi kabul ettirdik. Şimdi en iyi satan kahvemiz Türk kahvesi” dedi. Tanşu, Tchibo mağazalarında Tük kahvesi satışlarının yıllık yüzde 80 büyüme kaydettiğini açıkladı. Tchibo’nun 2007’den beri Türkiye pazarında faaliyet gösterdiğini hatırlatan Tanşu, “Bugün 11 ilde toplam 54 mağazaya ulaştık. En büyüğü ise internet mağazamız” diye konuştu. ‘Tema satıyoruz’ İnternet satışlarının toplam cirolarının yüzde 30’unu oluşturduğunu anlatan Tanşu, fiziki mağaza yatırımlarına da devam edeceklerini vurguladı. Tanşu, şu bilgileri verdi: “Bu yıl içinde üç yeni mağaza açtık. Kriterlerimize uygun, trendlere dayanıklı lokasyonlarda olmayı istiyoruz. Geçen yıl yüzde 20 büyüdük. Bu yıl da yüzde 20 büyüme hedefliyoruz.” Tchibo’nun kahve üretiminin yanı sıra tüm satış noktalarında her hafta değişen ürün yelpazesiyle kendine özgü bir perakendecilik anlayışı geliştirdiğini ifade eden Tanşu, “Biz ürün satmıyoruz, tema satıyoruz” dedi. Yönetim çalıştı personel dinlendi Lüks teknelerde yüzde 70 indirim bin lira ile 18 milyon lira arasında satılan mega yatlar, 5yüzde 70'e varan indirimlerle Haliç Boatshow'da sergileniyor. İki yıl uğraştıktan sonra Tchibo’nun ürün yelpazesine Türk kahvesini sokmayı başaran Genel Müdür Şenay Küçük Tanşu, “Şimdi en iyi satan kahvemiz Türk kahvesi” dedi Birçok insanın hayalini süsleyen tekne ve yatlar dünyanın 'altın boynuz' olarak tanıdığı Haliç'te görücüye çıktı. Fiyatları 5 bin lira ile 18 milyon lira arasında değişen 2. el ve sıfır lüks yatlar, yelkenliler, katamaranlar, trawler gibi tekneler Tchibo Türkiye’nin bu yıl ilk kez ‘Yönetim Ekibi Sahada’ (YES) uygulaması başlattığını belirten Genel Müdür Şenay Küçük Tanşu, “Uygulamanın amacı tüm Tchibo çalışanlarının süreçlere hakim olması. Bu uygulamayla bir gün boyunca Tchibo Şaşkınbakkal ve Caddebostan mağazalarında yönetim ekibimiz çalıştı. Mağaza çalışanlarımız ise dinlendi. YES ile bir gün de olsa masa başından uzaklaşıp, müşterilerimize direk hizmet edebildik” dedi.HABER MERKEZİ Kadın girişimciye pozitif ayrımcılık izayn Grup ve Mir Teknoloji Holding D tarafından 1996 yılından bu yana devam eden “Beyin Göçüne Karşı Beyin Gücünü Teşvik Ediyoruz” projesinin 10’uncu kampanyasında başvuru süreci, “Senin Fikrin Bizim İçin Değerli” Şükrü KIZILOT Dul ve yetim kadına eşi ile annebabasından aylık bağlanması(II) DÜNKÜ yazımızda, eş ve anne/babadan birinin ya da ikisinin, SSK veya Bağ-Kur’lu olması durumunda, dul ve yetim olan kadına aylık bağlanmasını açıklamıştık.Bu gün ise, eş ve anne/babadan birinin Emekli Sandığı mensubu olması durumunda, dul ve yetim kadına aylık bağlanmasını ele alacağız. İLGİNÇ BİR ÇELİŞKİ Dul ve yetim olan kadının eşi ve anne/babası Emekli Sandığı mensubu ise, her ikisinden de aylık bağlanması mümkün değil.Oysa, eşi ve anne/babasının her ikisi de SSK›lı veya Bağ-Kur’lu olan dul kadınlara aylık bağlanıyor.SSK(4/a), Bağ-Kur(4/b) ve Emekli Sandığı(4/c), “tek çatı” altında birleşti ama farklı uygulamalar devam ediyor. TERCİHE BAĞLI 1 Ekim 2008 tarihinden önce, sigortalı eş ve sigortalı anne/babanın ölümü nedeniyle, dul ve yetim durumuna düşen kadınlara, ölenlerin sigortalılık statüsü farklı ise istisnalar hariç, ölen eşten dolayı dul aylığı, ölen anne/babadan dolayı da yetim aylığı ödeniyordu.1 Ekim 2008 tarihinden itibaren mevzuat ve uygulama değişti. Buna göre, ölümlerin 1 Ekim 2008 tarihinden sonra gerçekleşmesi durumunda, yalnızca tek aylık ödenebiliyor. Hangi aylığın ödeneceği ise, dul ve yetim kız çocuğunun tercihine bağlı...HÜRRİYET 1 Mayıs 2014 çağrısıyla başladı. Kadın girişimcilere seslenen Dizayn GrupMir Teknoloji Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Mirmahmutoğulları, kadınlardan gelecek Ar-Ge içerikli yeni buluş ve fikirlerde “pozitif ayrımcılık” yaptıklarını ifade etti. Mirmahmutoğulları, bugüne kadar gerçekleştirilen kampanyalarda 35 milyon TL destek verdiklerini açıkladı.İki yıl içinde 75 milyon TL’lik proje desteği vermeyi plan- Çiftçiye ağır dolu faturası zmir'de 4 milyon liralık sigorta bedelini ödemek istemeyen İkiraz üreticisi, dolu nedeniyle en etkili tedbirinin ürünü sigortalamak olduğuna dikkat çekti. 300 milyon lira değerinde ürün kaybetti. 3 bin 500 üreticiyi etkileyen doluya karşı sadece 450 çiftçinin bahçesini sigortalattığı belirtildi. SADECE 450 ÜRETİCİ SİGORTA YAPTI Çiftçinin sigortaya fazla ilgi göstermediğini söyleyen Yıldırım, Kemalpaşa ilçesinde sadece 450 üreticinin meyve bahçesini sigortalattığını kaydetti. İzmir'in Kemalpaşa ilçesinde 4 milyon lira civarındaki sigorta bedelini ödemek istemeyen kiraz üreticisi, geçen hafta etkili olan dolu nedeniyle meyve bahçelerinde yaklaşık 300 milyon lira değerindeki ürününü kaybetti. Çiftçilerin yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklama yapan Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) Manisa Bölge Müdürü Fahri Yıldırım, don ve dolu olaylarına karşı üreticinin Sigorta bedelinin yüzde 50'sinin devlet tarafından karşılandığı bilgisini veren Yıldırım, '10 dönüm bahçenin doluya karşı sigortalamanın çiftçiye maliyeti 1000 lira. Zarar gören 41 bin dönüm alanın tamamı sigortalanmış olsaydı, çiftçinin cebinden yaklaşık 4 milyon lira çıkmış olacaktı. Şimdi '300 milyon liralık zarar var' deniyor' diye konuştu. Fahri Yıldırım, şöyle devam etti: 'Bin li- ralık bedelle sigortalanabilen 10 dönüm bahçeden yaklaşık 10 ton ürün alınabiliyor. Kemalpaşa'da bir ağaçtan yaklaşık 40 kilo kiraz alınabiliyor. Ağaç başına 2-3 kilo kirazın parası sigorta bedelini karşılıyor.' 3 BİN 500 ÇİFTÇİ ETKİLENDİ Kemalpaşa Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Ali Bal ise ilçede 3 bin 500 çiftçiye ait arazideki meyve ağaçlarının zarar gördüğünü söyledi. Yaptıkları ön çalışmanın sonucunu Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na gönderdiklerini anlatan Bal, 'Yağış nedeniyle 41 bin dönüm alan zarar gördü. 90 bin ton kirazın alınabildiği bölgeden 18 bin ton ürün ancak alınabilir. 300 milyon liraya yakın zarar var' şeklinde konuştu. Verilen primlere acımayın Çiftçinin doğal felaketlere karşı ürününü sigorta kapsamına almasının önemine dikkati çeken TARSİM Manisa Bölge Müdürü Yıldırım, 'Toplum olarak tedbir almaya fazla meyilli değiliz. Tedbir almakta geç kalıyoruz. Sigorta da çok önemli bir tedbir. Verilen küçük primlere acımamak lazım' dedi. HABER MERKEZİ Kibar’ın yeni rotası Afrika Geçtiğimiz günlerde 15 milyon dolarlık yatırımla Ürdün’ün başkenti Amman’da sandviç panel tesisini devreye alan Kibar Holding, Afrika ve Kafkasya’ya 3 panel yatırımı daha yapmaya hazırlanıyor. ibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, her biri yaklaşık 15 milyon dolar yatırımla hayata geçecek olan tesislerin 2016 K yüzde 70'e varan indirimler ve 36 aya varan vadelerle satışa sunuldu. 50 bin kişinin ziyaret etmesi beklenen Haliç Boatshow'da tekneler, otomobil veya yazlık fiyatına satılıyor. “Yüzen Servetleri” deniz üzerinde test etme imkânı da bulunan fuarda, 4900 avrodan satışa çıkan Shrimper 12 ile Selah Tersanesi üretimi olan 3.2 metre boyundaki Renny, 7 bin TL'lik fiyatıyla ilgi odağı oldu. Fuarda kamarasız tekneler 5500 avro, en ucuz kamaralı tekne 19 bin dolar etiket taşıyor. 2013 yapımı 38 metrelik Kıvırcık isimli ultra lux mega yat ise 18 milyon 900 bin liralık fiyatıyla “seyirlik” oldu.AA yılında faaliyete geçmesini planladıklarını söyledi. Panel havaleli bir ürün olduğu için üretim yerinden kullanım yerine taşınırken büyük miktarda navlun ödendiğini aktaran Kibar, bu dezavantajı gidermek için Doğu ve Batı Afrika’nın yanısıra Kafkasya’da da panel yatırımı yapmayı planladıklarını belirtti. Yeni panel yatırımlarına bu sene başlamayı öngördüklerini ifade eden Kibar, Ürdün’deki yatırımla ilgili olarak “Sadece Ürdün değil, Ürdün’ün yanı başındaki pazarlar olan özel- likle Irak, Mısır, Suudi arabistan ve diğer Körfez ülkelerinde de iş oldukça mal satışı yapabilmek amacıyla kurduğumuz bir tesis” dedi. mayı düşünüyoruz.” Kibar, bu tesisin de minimum 15 milyon dolarlık bir yatırımla hayata geçeceğini söyledi. Ürdün’e salça yatırımı Assan Gıda olarak da Ürdün’de domates, salça, sos, ketçap ve mayonez tesisi kurcaklarını kaydeden Kibar, şunları s öyledi: Hyundai için yeni model Ali Kibar, Hyundai yatırımının önemli fazını bitirdiklerini belirterek, “Otomobille ilgili bu sene tekrar 115 milyon euro civarında bir yatırımımız var. Farklı bir model üzerine çalışıyoruz” dedi. “Ürdün’de bir arazimiz daha var. O bölgede ihracata yönelik çalışan şirketimiz için bir fabrika açmayı planlıyoruz. O firmamızın ürünlerini bölge coğrafyasının vergi dezavantajlarını gidermek için kullan- Kibar, “Otomobil çok başarılı gidiyor. Üretimin yüzde 80-85’i ihraç ediliyor. Takır takır bütün Avrupa’ya i10-i20 satılıyor” dedi.HABER MERKEZİ ladıklarını açıklayan Mirmahmutoğulları, bu desteğin “Ekin Fonu” adı verilen bir fon aracılığıyla gerçekleşeceğini belirtti. Mirmahmutoğulları, şöyle devam etti: “Türkiye’nin know-how satışı son derece az. Bizimse geçen yıl 22 milyon TL know-how gelirimiz oldu. Bu yıl 35 milyon TL hedefliyoruz. Bu yıl teknolojisi satışından 5 milyon TL know how geliri elde edeceğiz”dedi. HABER MERKEZİ Binbaşgil: Ülkenin geleceğine inanıyoruz kbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, güçlü bankacılık sektörü ve A genç nüfusa sahip Türkiye'nin potansiyeline ve geleceğine inandıklarını söyledi. Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, "Ekonomimiz eskisi gibi kırılgan değil. Borçluluk oranımız düşük, bütçe disiplini devam ediyor. Bankacılık sistemimiz sağlam ve likit... Güçlü bankacılık sektörü ve genç nüfusa sahip ülkemizin potansiyeline ve geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullandı. Akbank'tan yapılan yazılı açıklamaya göre, dünyadaki ve Türkiye'deki ekonomik gelişmelerin müşterilerle paylaşılması ve fikir alışverişinde bulunulması amacıyla "Akbank Sizin İçin Buluşmaları"nın 2014 yılındaki yedinci toplantısı Ankara'da gerçekleştirildi. Akbank Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi Cem Mengi ve Akbank Genel Müdürü Binbaşgil'in, Ankara'dan çok sayıda sanayici, iş adamı ve yöneticiyi ağırladıkları buluşmaya, bankanın üst düzey yöneticilerinden oluşan geniş bir ekip de katıldı. Toplantıdaki konuşmasında piyasalarda yaşanan gelişmelere değinen Binbaşgil, şunları kaydetti: "Birçok gelişmekte olan ülkede olduğu gibi, ülkemizde de 2014'ün ilk çeyreği faiz ve kur gibi başlıca finansal göstergelerde volatilitenin yüksek olduğu bir dönem oldu. Ancak ekonomimiz eskisi gibi kırılgan değil. Borçluluk oranımız düşük, bütçe disiplini devam ediyor. Bankacılık sistemimiz sağlam ve likit. Tasarrufların artırılması ve cari açığın düşürülmesi gibi ekonomide iyileştirilmesi gereken alanlar bulunuyor. Bu konularda önemli aksiyonlar alınıyor. Bununla beraber sonuçların görülmesi zaman alacaktır. Piyasaların varlık alım programına adapte olması ve belirsizliklerin ortadan kalkmasıyla marttan itibaren de ekonomimizden olumlu sinyaller gelmeye başladı. Güçlü bankacılık sektörü ve genç nüfusa sahip ülkemizin potansiyeline ve geleceğine inanıyoruz." Ankara'da, topladıkları mevduatın 2 katından fazla kredi verdiklerini belirten Binbaşgil, başkentte 1,5 milyona yakın müşterileri bulunduğunu, yaklaşık 100 şube, 350 civarında ATM ve bine yakın Akbanklı ile müşterilerinin finansal ihtiyaçlarına pratik, hızlı ve modern çözümler sağladıklarını ifade etti.Başkentteki bu etkinlikte ayrıca, Akbank ticari bankacılıktan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kaan Gür, bireysel bankacılıktan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Galip Tözge, özel bankacılıktan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Saltık Galatalı, kurumsal bankacılıktan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Alper Hakan Yüksel ve hazineden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kerim Rota'nın katılımıyla dünyadaki ve Türkiye'deki ekonomik gelişmelerin ele alındığı bir panel de gerçekleştirildi.AA 5 MAYIS 2014 Muhasebe HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA G i r i ş i m c i l e r ve mentorlar buluştu üketiciler Derneği Genel Başkanı Aydın Ağaoğlu, bankaların hareketsiz hesaplardan ''hesap işletim ücreti'' almadan önce, hesap sahiplerine uyarı yapmak zoruda olduklarına dikkat çekti.Ağaoğlu, bankalar tarafından asgari 180 gün hareket görmeyen hesaplardan hesap işletim ücreti alınmasına tüketicilerden gelen tepkiler üzerine, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) tarafından yirmi gün arayla 10 Nisan ve 30 Nisan tarihlerinde iki ayrı açıklama yapıldığını anımsattı. T 30 Nisan Çarşamba günü Türk Ekonomi Bankası’nın (TEB) desteğiyle Maslak Sheraton’da düzenlenen GBA Mentor Clinic II, fikir aşamasında olan, işinin başında olup işini geliştirmek isteyen girişimcileri, internet ekosisteminin Türkiye’deki önemli temsilcileriyle buluşturdu. BA Başkanı ve Mynet Yönetim Kurulu Başkanı G Emre Kurttepeli, yaptığı açılış konuşmasında, girişimcilik ekosistemini güçlendirmeyi ve girişimcilerin mentorluk desteği ile işlerini hızlandırmalarını amaçlayan GBA’nın ekosisteme katkılarını şöyle özetledi: “Bugüne kadar aldığımız yaklaşık 900 başvuru arasından 280 tanesi ile yüz yüze görüşmeler düzenledik. 80 tanesi ise Venture Academy’de sunum yapma şansına sahip olurken, aralarından 10 girişime GBA yatırımcılarından destek geldi. Şimdi 4.5 milyon TL’ye ulaşmış olan yatırım portföyümüzde yer alan 10 girişimden altısı da, GBA üyesi olmayan sektördeki diğer yatırımcılardan ikinci tur yatırımlarını aldılar. Bugün ise Mentor Clinic II'de 35 mentor ile girişimcilerin ve Türkiye internet ekosisteminin yanındayız.” “Yeni ekonominin doğru yönetilmesi daha önemli” GBA Mentor Clinic II’nin bir sonraki konuşmacısı TEB KOBİ Bankacılığı Direktörü Devrim Ziya Tavil ise, “Startuplarda İş Geliştirme” konusuna değinirken konuşmasında çarpıcı istatistiklere yer verdi. ABD'de her yıl 2.5 milyon şirketin kurulduğunu, ancak bu şirketlerden yalnızca yüzde 1'inin iyi bir noktaya gelebildiğini söyleyen Tavil, “Türkiye'de ise her yıl 128 bin işletme kuruluyor, fakat bu şirketlerin yüzde 60'ı ilk beş yılda batıyor. Buna rağmen her yıl 18 milyar TL girişimcilik anlamında ekonomiye giriş yapıyor. Biz bu noktada TEB olarak ciddi bir ticari potansiyel görüyoruz ve bu ekonominin doğru yönetilmesinin daha önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi. Monitise COO’su ve GBA Üyesi Fırat İşbecer ise, sunumunda en çok merak edilen konulardan birini, “Türkiye'de Exit Stratejileri”ni ele aldı. İşbecer, Şubat ayında toplam 100 milyon dolar bedel karşılığında Monitise bünyesine katılan Türk mobil teknoloji şirketi Pozitron örneğinden yola çıkarak, “Şirketi kurma aşamasında kendinize exit hedefi koyarken, aradaki yolculuğu hesaplamalısınız. Finansal disiplinden delagasyon ve danışmanlık aşamalarına kadar her şeyi nasıl yapacağınızı düşünmelisiniz. 5 Bu süreçte, önünüze gerçekçi olmayan hedefler koyun ki, yol boyunca kendinizi aşmayı öğrenin, tutkunuzu diri tutun çünkü sorunlar her yıl değişiyor. Exit aşamasında ise tükenmişlik sendromuyla değil, yeterli pazarlık gücüne sahip olacak şekilde hareket edin” dedi. İşbecer’den sonra kürsüye çıkan Yemeksepeti CEO’su Nevzat Aydın ise, “Globale Oynamak” başlığı altında yaptığı konuşmasında odak noktasının önemine değindi.Aydın, Türkiye'de 53 şehirde faaliyet gösteren ve üç yıldır Ortadoğu ülkelerine hizmet vererek yılda yüzde 180 büyüyen Yemeksepeti'nin Rusya pazarını deneme süreci sonunda ekip olarak geri çekilme kararı aldıklarını anlattı.CİHAN Unutulan hesaplar için s o n uya r ı İlaç fiyatalarına zam yolda alen 1.95 düzeyinde olan ilaç H alımındaki Euro kurunun artırılması için harekete geçildi. ğaoğlu, 1 Eylül 2013 A tarihinde yürürlüğe giren düzenlemeye göre, bankaların TBB’den yapılan bu açıklamalarda hesapların kapatılması için 28 Nisan’ın son tarih olmadığına işaret eden Ağaoğlu, bankalarda unutulmuş hesabı bulunanların panik yapmalarına gerek olmadığını vurguladı. "NE OLACAĞI BELİRSİZ" TBB’nin açıklamalarının "Yürürlüğe giren düzenlemenin üzerinden altı aylık süre geçmiş olduğundan bankalarca hareketsiz hesap sahiplerine yapılan bildirimlerle hesabın 30 gün zarfında kapatılmaması halinde hesap işletim ücreti yansıtılacağı ifade edilmekte, bildirimin ulaşmaması halinde ne olacağı belirsiz bulunmaktadır. Bankadaki iletişim bilgileri değişmiş olanların hesaplarına böyle bir ücret ISSN 1308 7606 Hacer Boyacıoğlu'nun Hürriyet'teki haberine göre ekonomi bürokrasisi kur artışı için formül arıyor. İlaçla ilgili olarak önümüzdeki dönem bir sorun yaşanmaması için talepleri değerlendiren ekonomi yönetimi, ilaç sektörüne “Sizin kurla ilgili talebiniz nedir” diye sordu. İlaç sektörü de ekonomi yönetimine, “İlaç alımında kullanılan kur önce 2.2 TL’ye çıkarılsın. Bu düzeyde 6 ay, 1 yıl süreyle kalsın. Daha sonrasında Euro kuru 2.7 TL’ye çıkarılsın. 2016’da da kur için yeniden masaya oturalım ve yeni kur düzeyini belirleyelim” önerisini götürdü. Ancak ilaç sektörünün bu talebi kabul görmedi. Ekonomi yönetiminin planı ise, ilaçtaki enflasyon farkını da gözetmek.CİHAN asgari 180 gün hareketsiz duran hesabı bulunan müşterilerine mesaj, elektronik posta gibi yöntemlerle bilgilendirdikten sonra 30 gün zarfında hesabı kapatmamaları halinde Hesap İşletim Ücreti yansıtılabileceğinin öngörüldüğünü vurguladı. sorunun çözümüne katkı sağlamadığını söyleyen Ağaoğlu, hesap İşletim ücretinin bankaların son yıllarda uygulamaya koyduğu pek çok ücret kalemi gibi bir tür "deli dumrul vergisi" olduğunu savundu ve ekledi: Yıl:70 Sayı:24789 Tarih:5 Mayıs 2014 Pazartesi Yayın Sahibi İmaj İç ve Dış Tic. A.Ş. Genel Yayın Yönetmeni Reyhan AYTEKİN Sorumlu Müdür Bilal ÇETİN Yazıişleri Müdürü Şüheda YILDIRIM Sayfa Editörü Sayfa Editörü Gülşan KURT İstihbarat Şefi Caner ERDOĞAN Yasemin ERENER Haber Müdürü Kenan KURTOĞLU İdari Merkez Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu Cad. No:2 Sefaköy/ Küçükçekmece/İST Tel :0212 540 40 45 Fax 0212 540 39 99 www.ekonomigazetesi.net . [email protected] Ankara Temsilciliği Macun Mah.3. Cadde No:2 Yenimahalle /ANK. Tel :0312 397 91 40 41 Fax 0312 397 41 5254 İstanbul Dağıtım REKDAĞ Ltd.Şti. İnternet Site Editörü Miras ve satış yoluyla parçalanma sona eriyor Kübra ERENER Reklam Pazarlama ve Dağıtım Dolmabahçe Caddesi Eti İş Merkezi No:23 Kat:3 Beşiktaş/İST. Tel: 0212 259 12 20 Fax: 0212 259 12 10 ANKARA Atatürk Bulvarı Palas İş Merkezi B Blok Kat:6 D:114 Kızılay/ANKARA Tel: 0312 425 99 63 Fax: 0312 425 99 76 Ankara Dağıtım AKDAĞ DAĞITIM APDULGANİ AKDAĞ Yayın Türü:Yerel Süreli Basıldığı Yer İstanbul Alkım Basım Yayın Dağıtım Tic.A.Ş. Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu Cad. No:2 Sefaköy/ İSTANBUL Tel : 0212 540 40 45 Resmi ilanlarınızı internet sitemizden de görebilirsiniz (www.ekonomigazetesi.net) EKONOMİ Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. arım Bakanlığı’nın tarım arazilerinin miras ve satış T yoluyla parçalanmasıyla oluşan 17 milyarlık ekonomik kaybın önüne geçilmesi için hazırladığı tasarı Meclis'te yasalaştı. Yeni düzenlemeye göre, asgari tarımsal arazi büyüklüğü; mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0.5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0.3 hektardan küçük olamayacak. Kanuna göre, mirasçılar araziyi paylaşma konusunda bir yıl içinde anlaşacak. Mirasa konu tarım arazisi üzerinde anlaşma sağlanan mirasçıya devredilebilecek, aile malları ortaklığı şeklinde kullanılabilecek ya da bir limited yansıtılacağından haberleri olmayacağı gibi bildirimin ulaşmasına rağmen, çeşitli nedenlerle unutan veya bankaya gidip hesabını kapatamayan müşteriler borçlandırılabilecek ve bu borç yüzünden ilerde ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalabileceklerdir." DURAN HESAPLAR OTOMATİK KAPATILMALI Geçmişte bir şekilde adına hesap açılmış bulunan tüketicilerin habersizce borçlandırılma ihtimali bulunduğuna dikkat çeken Ağaoğlu, bakiyesi bulunmayan hesap sahiplerinin o hesabı kapatılmış zannederek unuttuğunu, tüketicilerin bu riskten kurtarılması gerektiğini, şirket kurularak işletilebilecek. Anlaşma sağlanamazsa, tarafl ar sulh hukuk mahkemesine dava açabilecek, açmamaları halinde bakanlık tarafl ara üç ay süre verip sonrasında dava açabilecek. Sulh hukuk hakimi tarafından belirlenen mirasçıya devir yapılacak. Ehil mirasçı bulunmaması halinde, en yüksek teklifi veren istekli mirasçıya devir yapılacak.Tarım arazilerinin miras ve satış yoluyla parçalanmasına son veriliyor. Tarım arazilerinin toplulaştırılmasını amaçlayan, parçalanma nedeniyle oluşan ekonomik kaybın önüne geçilmesini öngören yasa tasarısı Meclis’te kabul edildi. Tarım Bakanlığı, tarım arazilerinin miras ve satış yoluyla parçalanmasında oluşan ekonomik kaybı 17 milyar TL olarak açıkladı. Bu kaybın önüne geçilmesi amacıyla hazırlanan tasarı Meclis'te iktidar ve muhalefet arasında sağlanan uzlaşmayla hızla yasalaştı. Yeni düzenlemeye göre, asgari tarımsal arazi büyüklüğü; mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0.5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0.3 TBB tarafından kamuoyuna yapılan açıklamalarda bu yönde bir çözüm görülmediğini belirtti. Diğer yandan hesap varlığını öğrenmek ve kapatmak isteyen müşterilerin ciddi engellerle karşılaştığını vurgulayan Ağaoğlu, bir başka şubedeki hesabın kapatılmasını isteyen tüketiciye hesaptaki 89 kuruşluk parasını çekmeden hesabı kapatamayacağının söylendiğini ve 89 kuruşun çekilmesi için 575 kuruş ücret talep edilebildiğini söyledi. Ağaoğlu, duran hesaplarla ilgili bildirime rağmen müşterinin bankaya dönüş yapmaması durumunda bakiyesiz hesapların kapatılmasının bankalarca otomatik gerçekleştirilmesi gerektiğini belirterek, "Bakiyesi bulunan hektardan küçük olamayacak. Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’a göre, asgari tarımsal arazi büyüklüğü, bölge ve yörelerin toplumsal, ekonomik, ekolojik ve teknik özellikleri gözetilerek Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca belirlenecek. Bakanlık, asgari tarımsal arazi büyüklüklerini günün koşullarına göre artırabilecek. Paylaşım nasıl olacak? Kanuna göre, mirasçılar araziyi paylaşma konusunda bir yıl içinde anlaşacak. Mirasa konu tarım arazisi üzerinde anlaşma sağlanan mirasçıya devredilebilecek, aile malları ortaklığı şeklinde kullanılabilecek ya da bir limited şirket kurularak işletilebilecek. Anlaşma sağlanamazsa, taraflar sulh hukuk mahkemesine dava açabilecek, açmamaları halinde bakanlık tarafl ara üç ay süre verip sonrasında dava açabilecek. Sulh hukuk hakimi tarafından belirlenen mirasçıya devir yapılacak. Ehil mirasçı bulunmaması halinde, en yüksek teklifi veren istekli mirasçıya devir yapılacak. Ehil ve istekli bulunmazsa sulh hukuk hakimi satışı sağlayacak. Ehil mirasçının belirlenmesine yönelik kriterler ise hesaplarla ilgili olarak da hesap sahibinin bankanın bildirimine dönüş yapmaması halinde hesap askıya alınabilir ve 10 yıl sonra mevzuatımıza göre TMSF’ye devredilebilir. Önceden vefat etmiş, ancak bankada kapatılmamış hesabı bulunan müşteriler de bankaca yapılan bildirime öngörülen sürede cevap veremeyeceğinden, Hesap İşletim Ücreti olarak tahakkuk ettirilecek borç varislerden talep edilebilecek" dedi. BDDK ve TBB’den çözüm getiren düzenleme ve açıklamalar yapılmasını beklediklerini ifade eden Ağaoğlu, "Aslında hareket gören hesaplara da hesap işletim ücreti yansıtılmamalıdır" dedi.HABER MERKEZİ yönetmelikle belirlenecek. Devam eden davalarda eski kanun hükümleri uygulanacak. Yeterli ödeme gücü olmayan ehil veya istekli mirasçı için kredi imkanı sağlanacak. Kanunun yasalaştığı tarihten itibaren 2 yıl içinde yapılacak devir işlemleri, harçlardan müstesna olacak. Bu süre, Bakanlar Kurulu tarafından 2 yıl uzatılabilecek. Yasa ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na 351’i taşrada olmak üzere, toplam 489 kadro veriliyor.Tarım Bakanı Mehdi Eker, tasarının kabul edilmesinin ardından yaptığı konuşmada, AK Parti hükümetleri döneminde 4 milyon hektar alanda toplulaştırma yapıldığını açıkladı. Halen 2-2.5 milyon hektar alanda toplulaştırma çalışmalarının sürdüğünü belirten Eker, toplulaştırılan alanın yıl sonu itibariyle 6-6.5 milyon hektara ulaşacağını kaydetti. TZOB: Sonuna kadar destekliyoruz Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, arazilerin parçalanmasını önleyecek Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu’nunun 59 dekara inmiş ve 7 parselden oluşan tarım işletmelerinin daha da parçalanmasının önüne geçeceğini belirtti.CİHAN 6 5 MAYIS 2014 Dış Haberler HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA GÜNEY KORE Güney Kore'nin başkenti Seul'de, metro hattında meydana gelen kazada 172 kişi yaralandı. Kazanın, Sangwangsimni İstasyonu'nda, arıza yaparak duran trene arkadan gelen bir diğer trenin çarpması sonucu meydana geldiği belirtildi.Yaralanan 172 kişinin neredeyse yarısının, durumlarının ciddi olmadığı gerekçesiyle, kontrol için gittikleri hastanelerden taburcu edildiği, metro sürücüsününse ağır yaralandığı ifade edildi. Kazanın meydana geldiği istasyon, başkentin yoğun metro hatlarından birinde yer alıyor. AA UKRAYNA Ukrayna Savunma Bakanlığı, helikopterlerin düşürülmesinde rol oynadığı iddia edilen 4 kişinin yakalandığını duyurarak bu kişilerin yere yatırılmış, elleri arkadan kelepçelenmiş halde görülen fotoğraflarını internet sitesinde yayımladı. Ukrayna ordusunun doğudaki Slavayansk kentinde bu sabah başlattığı operasyonda düşen helikopterlerden birinin pilotunun yaralı olarak Rusya yanlısı silahlı kişilerce ele geçirildiğini bildirildi. Ukrayna Savunma Bakanlığından, pilotun durumunun ağır olduğu, kurtarılması için çalışmaların sürdüğü belirtildi. AA Yanukoviç Rusya’ya 32 milyar dolar götürdü krayna Başsavcılığı devrik Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’in Rusya’ya giderken yanında 32 milyar dolar para götürdüğünü ileri sürdü. Financial Times’a konuşan Başsavcı Oleh Mahnitski, “Rusya dışında tüm ülkeler Ukrayna ile işbirliği içinde. Son araştırma bilgilerine göre, Rusya’ya Ukrayna’dan kamyonla 32 milyar dolar gitti.” iddiasında bulundu. U Ukrayna Başsavcısı, mafyavari bir yönetimle suçladığı Yanukoviç’in ülkeye toplam maliyetinin 100 milyar doları bulduğunu söyledi. Doğu ve güney bölgelerindeki ayaklanmaların da bu para ile finanse edildiğini iddia edildi. Rusya Başsavcısı Yuri Çayka, Yanukoviç’i hala Ukrayna’nın Cumhurbaşkanı olarak gördüklerini, Moskova’nın Yanukoviç’i sınır dışı etmek gibi bir planı olmadığını söyledi. Ukrayna Başsavcısı, Yanukoviç aleyhine bir dizi dava açıldığını, İsviçre, Avusturya ve diğer AB ülkelerinden de yardım beklediklerini ifade etti. CİHAN Mısır'da darbe karşıtı gösterilere müdahale Mısır'da ülke genelinde aralarında İhvan'ın da bulunduğu çeşitli muhalif gruplar tarafından düzenlenen darbe karşıtı gösterilere polis güç kullanarak müdahalede bulundu. "Darbeyi Ret ve Meşruiyete Destek için Ulusal İttifak" hareketinin dün başlattığı Üçüncü Devrim Dalgası çerçevesinde düzenlenen gösterilere polis sert karşılık verdi. ahire'deki el-Ezher Üniversitesi kampüsünde Cuma namazı sonrasında gösteriye hazırlanan öğrenciler, polisin sert müdahalesiyle dağılmak zorunda kaldı. K Öğrenci yurtlarına kadar yaklaşan güvenlik güçleri tarafından atılan göz yaşartıcı bomba ve kullanılan pompalı tüfeklerin etkisiyle kampüs içinde dağılan öğrenciler, küçük gruplar halinde birçok noktada protestolarını sürdürdü. Kahire'nin kuzeyinde Bahira vilayetine bağlı Kefr Devvar kentinde güçlü olan darbe karşıtlarının gösterilerine de polisin müdahalede bulunarak bazı protestocuları tutukladığı bildirildi. Mısır Dışişleri Bakanı Nebil Fehmi'nin son ABD ziyaretinde "Mısır ABD ilişkilerinin meşru evlilik" ilişkilerine dayandığını söylemesinin protesto edildiği gösterilerde Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin boykot edileceği vurgulandı. Mısır'da 45'inci haftasına giren darbe karşıtı gösteriler 309 gündür ülke genelinde aralıksız yürütülüyor. İskenderiye'de 2 kişi öldü İskenderiye kentinde düzenlenen darbe karşıtı gösterilerde ölü sayısının 2'ye yükseldiği bildirildi. Darbe Karşıtı Ulusal İttifak kaynaklarından alınan bilgiye göre, polisin, kentin El-Acemi bölgesinde cuma namazının ardından düzenlenen gösterilere müdahalesinde bir kişi daha hayatını kaybetti. Böylece ölenlerin sayısı 2'ye yükseldi. Ölen kişinin 17 yaşındaki bir genç olduğu belirtildi Darbe Karşıtı Ulusal İttifak kaynakları, El-Acemi bölgesindeki gösterilere polisin müdahalesi sırasında Muhammed Abdullah (18) isimli gencin öldüğünü, 11 kişinin yaralandığını duyurmuştu. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sisi ve Sabbahi yarışacak Mısır Yüksek Seçim Kurulu'ndan yapılan açıklamada, 26-27 Mayıs'ta yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı aday listesinde 2 kişinin adlarının bulunduğu, buna göre eski Savunma Bakanı Abdulfettah Sisi ve Halk Akımı Platformu Başkanı Hamdin Sabbahi'nin seçimde yarışacağı ifade edildi. Yüksek Seçim Kurulu, söz konusu iki adayın adlarının yarın Resmi Gazete'de yayınlanacağını duyurdu. Adaylara, 23 Mayıs'a kadar seçim kampanyalarını resmen başlatabilecekleri iletildi. Mısır'da cumhurbaşkanlığı seçimleri 26-27 Mayıs'ta düzenlenecek. AA Putin’den Kiev’e “Cenevre anlaşmasına uy” çağrısı YENİ BULUŞLAR-TEKNOLOJİ AFGANİSTAN Afganistan'ın kuzeydoğusundaki Badahşan vilayetinde toprak kayması sonucu ilk belirlemelere göre 400 kişinin yaşamını yitirdiği bildirildi. Badahşan Vali Yardımcısı Gül Muhammad Bidar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Badahşan'ın Argo ilçesinin Ab Barik bölgesinde birkaç gündür etkisini arttıran yağışların yol açtığı heyelanda 400 kişinin öldüğünü belirtti. Toprak kayması sonucu 300 evin toprak altında kaldığını ifade eden Bidar, kaybolan birçok kişiye ulaşılamadığını ve arama kurtarma çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Bidar, olay yerine ulaşan güvenlik güçlerinin zarar görenlere yardım ettiğini sözlerine ekledi. Badahşan İl Şura Başkanı Abdulvahid Tayyibi de olayda 3 caminin de toprak altında kaldığını ölü sayısının artmasından endişe ettiklerini kaydetti. AA Bilgisayarda bahar R temizliği vakti geldi usya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İngiltere Başbakanı David Cameron ve İtalya Başbakanı Matteo Renzi ile yaptığı telefon görüşmesinde Ukrayna krizini ele aldı. Putin, Kiev’i Cenevre’de 17 Nisan’da imzalanan anlaşmaya uymaya çağırdı. Kremlin’den yapılan açıklamaya göre, Putin’in, İngiltere Başbakanı Cameron’la Ukrayna krizini ele aldığı, ülkede tansiyonun düşürülmesi için Kiev yönetiminin 17 Nisan 2014’de imzalanan Cenevre anlaşmasına uyması gerektiğini vurguladı. Açıklamada ayrıca İngiltere ve Rusya liderlerinin, Ukrayna krizinin barışçıl yollarla çözülmesi gerektiği konusunda fikir birliğine vardığı belirtildi. Putin, İtalya Başbakanı Renzi ile de yaptığı konuşmada Ukrayna’da yaşanan gelişmeleri ele aldı ve Cenevre anlaşmasına uyulması konusunda mutabakata vardı. Rusya ve İtalya liderleri enerji dahil iki ülke ilişkilerini de ele aldı. BULGARİSTAN Bulgaristan'da Suçları İcra Ajansı, biri Bular diğeri Guatemala vatandaşı olan iki kişinin Sofya Cezaevi'nden kaçtığını duyurdu. Bulgar olan N.N'nin 20 yıllık cinayetten hapis yattığı, H.M isimli Guatemalalı mahkumun ise birkaç hırsuzlık ve ruhsatsız silah bulundurma suçlarından cezaevinde bulunduğu belirtildi. Hapishanenin kalorifer dairesinde çalışan söz konusu şahısların buradaki bodrum katından kaçtıkları tahmin ediliyor. Olayla ilgili inceleme başlatan yetkililer, kaçakların izini bulmak için ekip oluşturdu. CİHAN emizliğe masaüstünden başlayın. Yedekleme işlemini yaptıktan sonra dosyalara geçebilirsiniz. Global antivirüs yazılım kuruluşu Eset, daha iyi performans sağlamak ve daha güvenli bilgisayar kullanımı için dijital bahar temizliği tavsiye ediyor. T İşte bahar temizliği için 6 ipuçu: > Masaüstünden başlayın: Gereksiz dosyaları silin, kullanmadığınız programları denetim masasındaki “Program Kaldır“ bölümünden kaldırın. Geçici dosyalarınızı temizleyin ardından çöp sepetini boşaltın. > Yedekleyin: Önemli verileri ve fotoğraflarınızı mutlaka başka bir dijital ortam veya cihaza yedekleyin. Böylece bilgisayarınız ya da tabletiniz bozulduğu ya da kaybolduğu zaman verilerinizi de kaybetmemiş olursunuz. > Güncelleyin: Hem işletim sistemi hem de kullandığınız yazılımlara yönelik güncelleme uyarılarını dikkate alın ve sistem yamalarını yüklemeyi ihmal etmeyin! Özellikle işletim sisteminde oluşan açıklar, siber suçlular tarafından önemli bir virüs bulaştırma aracı olarak değerlendiriliyor. > Parola değişikliği yapın: Son dönemde VPN kullanımı, DNS değişikliği ya da global sunucuların uğradığı siber saldırılar sonucu, sistemlerimiz çeşitli risklerle karşı karşıya kaldı. Bu nedenle e-postalarınızda, sosyal medyada, alışveriş ve bankacılık işlemlerinizde kullandığınız parolaları yenileyin. Şifrelerinizi harfli-rakamlı karmaşık şekilde oluşturun. > Güncel antivirüs yazılımı kullanın: Her gün 200 bin yeni virüs, dijital dünyaya salınıyor. Tek başına mücadele edemezsiniz. Güncel ve lisanslı bir güvenlik yazılımı korunmanıza yardımcı olur. > USB, SD kart gibi harici bellekleri tarayın: Virüsler açısından taşıyıcı olabilecek taşınabilir diskinizi güncel bir virüs tarayıcı ile kontrol edin, zararlı yazılım varsa temizleyin. Rusya, ABD, AB ve Ukrayna temsilcilerinin Cenevre’de yaptıkları görüşmede tansiyonun düşürülmesi için iki taraftan da silahlı milis grupların silahlarını bırakması, genel af ilan edilmesi ve anayasal reform için çalışmaların başlatılması talep edilmişti. Geçen hafta Ukrayna geçici Cumhurbaşkanı Olaksandr Turçinov, doğu ve güney bölgelerde federasyon talebi ile ayaklanan gruplar üzerine askeri operasyon başlatırken, Moskova, sivillere yönelik ordunun kullanılmasına sert tepki göstermişti. CİHAN 5 MAYIS 2014 Politika HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Destici: Gülen'in iadesiyle ilgili adım atanlar pişmanlık duyacak üyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Amerika'da bulunan Fethullah Gülen'in iadesiyle ilgili adım atanların bir gün pişmanlık duyacağını söyledi. Mustafa Destici, Kırıkkale’nin Keskin ilçesinde partisinden belediye başkanı seçilen Dede Yıldırım’ı ziyaret etti. B Böyle düşünüyor ve böyle inanıyorum. Çünkü, belge ve ispatlanan bir şey yok ortada, sadece iddialar var. Kendileriyle ilgili sürdürülen bir takım soruşturmaların akabinde bu tür iddialar gündeme getirildi. Bu güne kadar başta dünyanın her tarafında başta okullar olmak üzere yapılan faaliyetlerin takdirle anıldığı ve övgüyle söz edildiği Fethullah Gülen Hocaefendi'nin bugün Amerika Birleşik Devletleri'nden hem de 'örgüt başı' 'örgüt üyesi' ve 'terör suçlusu' gibi iade edilmek istenmesini gerçekten adil, ahlaki ve doğru bulmuyorum. Bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini düşünüyorum."Türkiye’de hukukun dışına çıkan varsa, devletin gizli bilgilerini, belgelerini yurt dışına aktaran varsa, yani casusluk yapanlar varsa kamu düzenini, yasalara uymayan varsa, meşru seçilmiş hükümete darbe girişimi varsa, elbette bunlarla ilgili işlemler yapılmalıdır." diyen Destici, şöyle devam etti: "Ama olmayan bir şeyi varmış gibi göstererek, bence bir takım kurmaca soruşturmalarla ve dosyalarla Türkiye'nin gündemini meşgul edecek ve sonucunda bir şey çıkamayacağı, bu tür aslında milleti kamplaştıracak, ayrıştıracak, daha da bu ayrımcılığı derinleştirecek, birliğimizi ve beraberliğimizi zarar verecek her türlü adımdan da herkesin artık kaçınması gerektiğini düşünüyorum." diye konuştu. Son zamanlarda çocuk ölümlerinin artığını hatırlatan Destici, "Acı hissedildiği zaman düşünüyoruz. Küçük yaştaki çocuklar canice öldürülüyor. Destici, şöyle konuştu: "Çok net bir şekilde ifade ediyorum. Türkiye’yi yönetenlerde aldıkları bu karardan dolayı pişmanlık duyacaklarını düşünüyorum. Başta paralel devlet olmak üzere bu tür iddiaların sanal ve izafi olduğunu başından beri söyledim. Biz idam konusunu baştan beri söylüyoruz. 2 şey için idam istediğimizi söyledik; birincisi çocuk yaştaki insanların öldürülmesi, Mehmetçiğe kurşun sıkan, onları şehit eden teröristler için idam cezasının geri getirilmesi lazım." şeklinde konuştu. CİHAN H Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Kaplan, Türkiye'nin basın özgürlüğü olmayan ülkeler arasına düştüğünü belirterek "Demokratik bir toplum açısından son derece tehlikeli ve önemli bir uyarıdır." ifadesini kullandı. Bu dereceyi aldığı için AK Parti hükümetini kutlayan Kaplan, ona en kötü 'bilmem ne madalyası'nın takılması gerektiğini düşündüğünü kaydetti. Eski 4 bakan hakkındaki önergelerin pazartesi görüşüleceğini ve Meclis TV'nin yayın yapmadığını hatırlatan Kaplan, "Aslında basın özgürlüğünden ne kadar korkunun da ifadesidir. Halkın şeffaf bilgilenme hakkına karşı son derece hesaplı kitaplı, son derece kurnazca, son derece 'bir an önce örtelim, Kaplan Adalet, sadece muktedir olanlar için mi var? kapatalım, dosyayı sümenaltı edelim' anlayışının hakim olduğu bir yaklaşım tarzıyla karşı karşıyayız." şeklinde konuştu. Meclis Başkanı Cemil Çiçek'e de seslenen Kaplan, "Eğer korkmuyorsanız halktan; pazartesi günü Meclis TV'yi açın. Eğer korkmuyorsanız halktan davet ediyoruz sizi, HDP olarak. Yoksa sizin konuştuklarınızla sizi vuracağız." diye konuştu. Tek tek soruşturma komisyonları kurulmasını isteyen Kaplan, herkesin tek tek aklanması gerektiğini, bunun siyasi, ahlaki ve vicdani sorumluluk olduğunu ifade etti. Yolsuzluk soruşturmasına takipsizlik veren savcının "Yeterli delil yok" açıklamasını da değerlendiren Kaplan, şunları söyledi: "Ben ceza avukatıyım, bana soru sormayınız. Tek kelimeyle cevabım budur. Her takipsizlik kararı itiraza tabidir. Ben demiyorum, AK Partililer söylüyor, tutanaklarda yazıyor. Çünkü her an yeni bir delil ile itiraz ile bunlar açılabilir. Ben burada niye bunu verdi demiyorum. Ben şunu soruyorum: Pazartesi günü bunları görüşüyorduk; ne oluyor. HSYK bir yandan, savcılar bir yandan. 5 sene tutuklu olup ifadesini vermeyen insanlar var, hasta tutuklular ölüyor her gün. Daha bugün bir tanesinin cenazesi Kocatepe'den kaldırıldı. Adalet, muktedir olanlar için mi var sadece? Adalet sadece muktedirlerin haklarını mı korur? Yurttaşın hepsi bu adalet Paralel dendiğini ancak bir tane soruşturma açılmadığının altını çizen Kaplan, insanların sürüldüğünü, görevden alındığını kaydetti. Böyle şeylerin hiçbir hukuk ve demokrasi devletinde olmadığını vurgulayan Kaplan, soruşturma yapan iyi savcılar ile yakalama kararı veren hakim hakkında HSYK'nın soruşturma açılmasına karar verildiğini hatırlattı. "Soruşturulacaklar başka, yapanlar, fezleke içinde olanlar değil." diyen Kaplan, Deniz Feneri savcılarına yapılanları hatırlattı. İdam kararının geri getirilmesi konusunda da Kaplan, devletin kurumları hükümet dahil görevlerini yapmadığını söyledi. Kaplan, şunları söyledi: "Bakan çığlık atın diyor. Taksim meydanında herkese çığlık attırıyorlar çünkü evlerine gaz atıyorlar. Bu idam edelim olayı da bir nevi çığlık atın önerisinin aynısıdır. Elbetteki bu tür yüz kızartıcı, toplum tarafından son derece ağır suçlar ve cezaları zaten yasalarımızda ağırdır. Sorun cezanın azlığında çokluğunda değil; bir önleme konusunda devletin hiçbir projesi yok, hiçbir engeli yok. En önemli nokta ise devletin ceza yaptırımıyla basite alması son derece vahim bir olay. Çünkü devletin güvenliği, polisi Türkiye bütçesinin yüzde 55'ini alıyor." Gürkan ÖZTEKİN-EKONOMİ BMM Kayıp Çocuklar Araştırma Komisyonu Başkanı Halide İncekara, çocuk cinayetlerine ilişkin idam tartışmalarıyla konusunda en büyük sorumluluğun ailelere ve çevreye düştüğünü söyledi. T AK Parti MKYK Toplantısı öncesinde AK Parti Genel Merkezi önünde gazetecilerin sorunlarını cevaplayan İncekara, idam tartışmalarını değerlendirdi. İncekara, "Son günlerde yaşadığımız küçük çocuklarımızın kandırılması, aile ve çevrenin çocukla olan ilgisi ve titizliği maalesef gözümün önüne getirdi. Ben burada Radikal’i kınamayayım ama sadece dikkatleri Bakan ve Bakanlıklar üzerine çekmek suçlulara rahat alan tanıyor.” ifadelerini kullandı. karşısında eşit değil mi? Anlatmak istediğimiz nokta bu. Kirlendi toplum artık kirlendi. Üç yılda trilyoner olan insanlar var bu ülkede. Nerden geldi, kaynağını soramıyorsun." Nerden buldun yasasının kaldırıldığını hatırlatan Kaplan, kendi çocuğunun da Başbakan'ın çocuğunun da yurt dışında üniversite okuduğunu hatırlatarak, Başbakan'ın çocuklarının 7 tane gemiciğinin bulunduğunu ifade etti. Kendisinin emekli maaşından gönderdiğini anlatan Kaplan, "Senin benden fazlalığın nedir kardeşim, nasıl oluyor?" diye sordu. Bunları sormanın kamu vicdanı ve adaletin gereği olduğunu vurgulayan Kaplan, bir Hz. Ömer'in adaleti olduğunu bir de Hz. Tayyip'in adaletinin geliştiğini kaydetti. İki adalet arasında bu vatandaşın iki seçime gideceğini dile getiren Kaplan, dargeniş hesaplarının yapıldığını ifade etti. Bir başka soru üzerine ise Kaplan, soruşturma izni vermeme kararı alınırsa da hiç şaşmayacağını vurguladı. İki seçime giderken işlerine gelmeyeceğini belirten Kaplan, adaletin bu olup olmadığını sordu. İncekara: En önemli unsur aile ve çevre İncekara, “Kaymakamlıklarımız, muhtarlıklarımız, imamlarımız, öğretmenlerimiz kim varsa çocuğun etrafında aynı hassasiyeti sürekli olarak yaşamalarını arzu ediyoruz." dedi. "İDAM GERİ GELSİN" Ziyarette gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Destici, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin iadesiyle ilgili adım atılmasının doğru bulmadığını belirtti. alkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, "Adalet, muktedir olanlar için mi var sadece? Adalet sadece muktedirlerin haklarını mı korur? Yurttaşın hepsi bu adalet karşısında eşit değil mi? Anlatmak istediğimiz nokta bu. Kirlendi toplum artık kirlendi. Üç yılda trilyoner olan insanlar var bu ülkede. Nerden geldi, kaynağını soramıyorsun." dedi. Toprak: AKP olağanüstü hal partisi olduğunu bütün dünyaya gösterdi 7 Halide İncekara, şunları söyledi. "Ben hepinizden rica ediyorum, aynı komisyon çalışırken nasıl bir hassasiyet gösterdinizse, nasıl o günlerde çocuklardaki ölüm ve kayıp oranları azaldıysa, aynı hassasiyetiniz devam etmesini istiyorum. HP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, 1 Mayıs günü yaşanan olayların en büyük sorumlusunun yasakçı zihniyet olduğunu belirterek, “AKP olağanüstü hal partisi olduğunu bütün dünyaya göstermiştir.” dedi. C 1 Mayıs kutlamalarına katılan İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey’e uygulanan şiddeti kınayan Erdoğan Toprak, yaptığı yazılı açıklamada, AK Parti’nin bu olayın sorumluları hakkında acil bir biçimde soruşturma başlatmasını istedi. CHP’li Toprak, açıklamasında, “Bütün dünyanın otoriter olarak eleştirdiği Rusya yönetimi 20 yılı aşkın bir süreden sonra Kızıl Meydan'da 1 Mayıs kutlamalarına izin verdi. AKP ise darbe dönemlerini bile aratan bir yaklaşımla başta İstanbul olmak üzere ülkenin bütün kentlerinde olağanüstü hal ilan etti. Avrupa İnsan Hakları kararlarını tanımayan bir iktidar artık Avrupa Birliği projesinden söz edemez. Temel insan haklarını ve anayasal hakları çiğneyen bir iktidar artık demokrasiden söz edemez. Her yıl ülkelerin basın özgürlüğünü inceleyen Freedom House, 2014 raporunda Türkiye'yi son 15 yıldır ilk kez 'kısmen özgür ülkeler'den 'özgür olmayan ülkeler' kategorisine düşürdü. Bütün bu vahametin, demokrasi yokluğunun, baskıcı ve otoriter rejimin sebebi AKP’dir. Olağanüstü hal rejiminin uygulandığı bir ülkede ne demokrasi olur, ne de ekonomik istikrardan söz edilebilir. AKP bu baskıcı rejim uygulamalarıyla Türkiye’yi medeni dünyadan koparmaktadır. Türkiye her geçen gün artan bir baskı rejimine sürüklenmektedir. 1 Mayıs kutlamalarına katılan İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcımız Şafak Pavey’e uygulanan şiddeti kınıyorum. AKP bu olayın sorumluları hakkında acil bir biçimde soruşturma başlatmalıdır. Dillerinden milli irade lafını düşürmeyenler milletin vekiline uygulanan şiddet konusunda da sessiz kalamazlar. Türkiye 1 Mayıs’taki manzarayı ve bu manzaranın yaratan aktörlerin yönetimini hak etmiyor. 21. Yüzyılda despotizm bu topraklara yakışmamaktadır.” ifadelerine yer verdi. CİHAN Nasıl istiyorum zaman zaman kısa spotlarla, zaman zaman dizilerin arasına karıştırılmış söylemlerle çocuğun korunmasız olduğunu ve en başta en büyük sorumluluğun ailelerle birlikte çevreye düştüğünü, kaymakamlıklarımız, muhtarlıklarımız, imamlarımız, öğretmenlerimiz kim varsa çocuğun etrafında aynı hassasiyeti sürekli olarak yaşamalarını arz ediyoruz. Bu arada basından da sadece gündem zayıfladığında çocuklar üzerine dikkat yoğunlaşmak yerine gündeminde devamlı çocukları tutmasını arzu ediyoruz.” Kayıp Çocuklar Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı raporun da sorulduğu İncekara, “Evet, bu bizim maalesef bir hastalığımız. Çalışıyoruz, üretiyoruz bütün kurumlar olarak söylüyorum. Sizler, bizler, siyaset. Fakat sonuçlar çıktıktan sonra birkaç gün haberlerin konusu oluyor, gündeme düşüyor ondan sonra herkes unutuyor. Unutmayalım ki çocuklar sadece geçen hafta yoğunlukla kaçırılıp ölmediler. Haftalarda, aylarda devamlı bir sürü ailenin ciğerleri yürekleri yanıyor. Bir süreklilik olsa daha iyi olur.” değerlendirmesinde bulundu. İncekara, "Bakanlara dikkati çeken basın. Basın kendi üzerindeki sorumluluğu ve dikkati başka yere yönlendirmek istiyor. Çünkü hayatımızın neredeyse yüzde 90'ı basın ve yayın yoluyla şekilleniyor. Bakanlar gelip aileler de bizleri, çocuklarımızı bekleyecek hali yok. Bakanlıklar kurumlarıyla, kuruluşlarıyla, idari mekanizmalarıyla çalışırlar ama en önemli unsur hep söyledik; aile.” şeklinde konuştu. CİHAN 8 Gündem 5 MAYIS HSYK 3. Dairesi dört isimle ilgili incelemenin soruşturmaya dönüştürülmesi konusunda karar vermek için geçtiğimiz günlerde bir araya geldi. Dairenin 7 üyesinden üçü 'soruşturma izni verilmemesi' konusunda görüş bildirirken, 4 üyenin "soruşturma izni verilmeli' şeklindeki kanaatleriyle dört isme 4/3 oy çokluğu ile soruşturma başlatıldı. 7 ve 25 Aralık 1savcılar soruşturmalarını yürüten Celal Kara, Muammer Celal Kara ve Tekirdağ atanan Muammer Akkaş ile yetkileri alınan hâkim Karaçöl hakkındaki soruşturma HSYK 2.Dairesi tarafından yürütülecek. HSYK 3. Dairesi dört isimle ilgili incelemenin soruşturmaya dönüştürülmesi konusunda karar vermek için geçtiğimiz günlerde bir araya geldi. Dairenin 7 üyesinden üçü 'soruşturma izni verilmemesi' konusunda görüş bildirirken, 4 üyenin "soruşturma izni verilmeli' şeklindeki kanaatleriyle dört isme 4/3 oy çokluğu ile soruşturma başlatıldı. T24'ten Arzu Yıldız'ın haberine göre; Akkaş, Kara, Öz ve Karaçöl hakkında soruşturma açılmaması yönünde oy kullanan üyeler Ahmet Kaya, Bülent Çiçekli ve Resul Yıldırım olurken, soruşturma açılması yönünde görüş bildirenler arasında 17 Aralık sonrası adli kolluk yönetmeliği değişikliğine imza atan ve sürece dair uzun bir açıklama yayınlayan HSYK 3.Dairesi Başkanı Ahmet Hamsici, üyeler Ömer Köroğlu, Ahmet Karayiğit, Zeynep Kavlak oldu. Dört isim savunmalarını yapacak 17 Aralık sonrasında Bolu'ya düz savcı olarak atanan Zekeriya Öz, Afyon'a atanan Dört isme müfettiş raporlarında geçen hususlara ilişkin savunmalarını yapmaları için önümüzdeki günlerde HSYK'dan yazı gönderilecek. Savunmalar alındıktan ve bu isimlerin belirteceği tanıkların dinlenmesi, yeni delillerin incelenmesi neticesinde soruşturma tamamlanacak. Dört isimle ilgili müfettiş incelemesinde medyada yer alan iddiaların yansıdığı, savcı Muammer Akkaş'ın 25 Aralık günü mahkeme aracılığıyla aldığı gözaltı kararının uygulanmaması üzerine yaptığı basın açıklaması, aynı dosya ile ilgili gözaltı kararı veren Özgürlük Hakimi Süleyman Karaçöl'ün dosyaları incelemeden bu kararı verdiği ayrıca yine dosyaları incelemeden bazı iş adamlarının mal varlıklarına tedbir uygulanması kararından dolayı soruşturulması istendi. Savcı Celal Kara ile ilgili ise, basına yansıyan iddialar müfettiş raporuna yansıdı. Söz konusu iddialar arasında Kara'nın bazı şüphelilerden Başbakanın ismini vermesi yönünde baskı yaptığı hususları da yer aldı. Öz hakkında basına yansıyan iddialar soruşturulacak Öte yandan, dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili olan Savcı Zekeriya Öz ile ilgili de Dubai seyahati ile ilgili Ali Ağaoğlu'nun açıklamaları, bunun yanı sıra Ağaoğlu'nun bir avukatının beyanları rapora yansıdı. Öte yandan basında yer alan 'savcı iş takibinde' başlıklı haberde yer alan savcı Öz'ün Fatih Belediye Başkanı ile bir otel yapımı için görüştüğü yönündeki haberlerinde araştırılması gerektiği ifade edildi. İddiaların dosyaya yansıdığına dair somut delil bulunamadı Kurulda yapılan görüşmelerde üyeler, savcının Dubai seyahatine Ağaoğlu tarafından gönderildiğine dair somut bir delil olmadığını, gerek Fatih Belediye Başkanının gerek de Ağaoğlu'nun soruşturmaların şüphelisi olduklarını ve Öz'ün bu ilişkileri soruşturma dosyasına bu kişilerin lehinde bir husus olarak yansıtmadığını belirterek, soruşturmaya gerek olmadığını savundular. Müfettişe de inceleme başlatıldı Öte yandan, savcılarla ilgili incelemeyi yapan HSYK Müfettişi Vedat Ali Tektaş'ın hazırladığı raporda, savcı Öz'ün mal varlığını araştırdığı öğrenildi. Kurulun Öz hakkında verdiği inceleme izninde mal varlığının araştırılması, hesaplarının incelenmesi gibi hususların yer almadığı belirtililerek, Tektaş'ın yetkilerini aştığı gerekçesiyle de Tektaş hakkında inceleme başlatıldı. Tektaş'ın yetkilerini aşması ile ilgili başlatılan incelemenin de HSYK'da görevli kıdemli bir müfettiş tarafından inceleneceği öğrenildi. Tektaş daha önce Deniz Feneri e.V soruşturmasını yürüten savcılar Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz hakkında "görevi kötüye kullanmak" ve "evrakta sahtecilik" yapmak suçlamaları ile rapor hazırlamış, savcılar Yargıtay'da yargılandıkları davadan beraat etmişlerdi. Tektaş ismi Kayseri Şeker Fabrikası soruşturmasında da şüphelilere haklarında soruşturma olduğu yönündeki bilgileri verdiği iddiasıyla da gündeme gelmişti. Kayıp çocuklar için bu numarayı mutlaka arayın mniyet Genel E Müdürlüğü, kaybolan çocuklar için 24 saat beklemek gerektiği bilgisinin yanlış olduğunu, çocuğun kaybolduğuna dair en küçük bir şüphede önce 155 ihbar hattına, sonra da en yakın karakola başvurulması gerektiğini açıkladı. YAPILACAK İLK İŞ POLİSİ ARAMAK Emniyet Asayiş Daire Başkanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, çocuğun kaybolduğu kanısı oluştuğu ilk andan itibaren aile ve yakınların aramaya başlamadan önce polise başvurulması, çocuğun bulunmasında büyük önem taşıyor. ARACIN PLAKA VE MODELİNİ POLİSE VERİN Özellikle 0-6 yaş aralığındaki çocuklarla ilgili kayıp olaylarında, mümkün olduğunca hızlı şekilde polise çocuğun eşgalinin, eğer bir araca bindirildiği görüldüyse aracın modeli ve plaka bilgisinin verilmesi gerekiyor.Kayıplarda ön yüzden çekilmiş son 5 MAYIS 2014 Gündem HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA HSYK'dan Savcı Öz için kritik karar Akkaş, Zekeriya Öz ve 25 Aralık operasyonunda gözaltı kararı veren hakim Süleyman Karaçöl hakkında HSYK müfettişleri tarafından yapılan inceleme sona erdi. 2014 fotoğrafın ekiplere ulaştırılması önemli olurken, 155'e ilk ihbarın gelmesiyle kayıp çocukla ilgili polis telsizine anons geçiliyor, böylece bölgedeki en yakın devriye polis ekibi çalışmalara en hızlı bir şekilde başlıyor. KAYIPLARIN YÜZDE 98'İ BULUNDU Türkiye'deki tüm şehirlerde çocuk şube müdürlükleri kapsamında yaklaşık 5 bin personelin görev yaptığı, polis bölgesindeki kayıpların yüzde 98'inin bulunduğu belirtiliyor. Bölgedeki ekiplerin yeterli olmadığı durumlarda Emniyet Genel Müdürlüğü'nden özel ekip gönderiliyor, çalışmalarda insanı kokusundan takip edebilen, iz takip köpekleri de görev alıyor. Polislere, her yıl konuyla ilgili uzman akademisyenlerce hizmet içi eğitim veriliyor. ALINACAK HAYATİ ÖNLEMLER Emniyete göre, "kayıp çocuk", hangi ortamdan kaybolursa kaybolsun, nerede olduğu ebeveynleri tarafından veya yasal HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Ak Partili isimden Erdoğan önerisi Başbakan Erdoğan: Bu işin hakkı idamdır Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, A Haber'den Murat Akgün'e verdiği röportajda Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesini istadiğini söyledi. K A Parti Genel aşbakan Recep Tayyip Erdoğan çocuk cinayetleri hakkındaki bir soru üzerine çok önemli açıklamalarda bulundu. Başbakan, idam cezasına yeşil ışık yaktı. B aşbakan Erdoğan B "Çalışmamız var. Adalet Bakanlığımızın çalışması var. Bu olaylar adeta idamlık olaylar. İdam gelmese dahi bu cezaların çok çok ağırlaştırılması noktasında benim talimatım var" ifadelerini kullanırken konuyla ilgili olarak şöyle konuştu: "İdam gelmese dahi bu cezaların çok çok ağırlaştırılması noktasında benim talimatım var. Ülkemizde AB süreciyle ilgili olarak idamın kaldırılması nedeniyle bizim bir sıkıntımız var ama bunun yerine ağırlaştırılmış müebbete kadar düşünebilecek bir süreçtir bu. Bu tür atılan adımlar karşısında duyarsız olmak mümkün değil. arkadaşlarımız çalışıyorlar. İdam, malum sebeplerle ülkemizde yok. Ama bu olmasa dahi ağırlaştırılmış müebbet bizim gündemimizdedir." ERDOĞAN: KARIŞTIRMAYIN O İŞLERİ Başbakan, bir gazetecinin 'hadım'la ilgili sorusunu ise "Karıştırmayın o işleri ya. Öyle bir şey söz konusu değil. Bizim ağırlaştırılmış müebbet hapistir, arkadaşlar çalışmalarını yapıyorlar. Kanaat olarak söylüyorum, eğer AB ile ilgili idamlar kaldırılmamış olsa, bu işlerin karşılığı idamdır." şeklinde cevapladı. CİHAN CHP’li Oran’dan yasa teklifi: Başbakan Köşk’e aday olursa görevi bıraksın HP Genel Başkan Yardımcısı C Umut Oran, cumhurbaşkanlığı seçimleri sundu.Tekliflerde, cumhurbaşkanı adayı olması halinde Başbakan veya Bakanlar Kurulu üyelerinin görevlerinin sona ermesi ile genel ve yerel seçimlerde olduğu gibi cumhurbaşkanı seçiminde de siyasi partilere ve hatta partilerinden bağımsız olarak 20 milletvekilinin çıkaracağı cumhurbaşkanı adayına da Hazine yardımı yapılması öngörülüyor. Teklifin gerekçesinde, cumhurbaşkanı adayı olacak başbakan veya bakanlardan birisinin seçim propaganda döneminde görevine devam edip etmeyeceği konusunda da yasada boşluk bulunduğuna işaret eden Umut Oran, “Teklifim bu haliyle yasalaşırsa 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu’nda, hakime savcıya, kamu personeline, seçimle gelmiş olan örneğin bir büyükşehir belediye başkanına dahi getirilmiş olan, cumhurbaşkanlığına aday olunduğu takdirde görevden ayrılmış sayılma hali başbakan veya bakanlardan birisinin adaylığında da geçerli olacak. Böylece seçim sürecinde yürütmenin gücünün pervasızca kullanılması önlenmiş olacak.” görüşüne yer verdi. Adaylara yardım konusundaki teklifin gerekçesinde ise Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu’nda adaylara yardım konusunun boşlukta bırakıldığına işaret eden Oran, cumhurbaşkanlığı gibi partilerüstü, tüm toplumu ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ilgilendiren bir konuda iktidar karşısında çıkacak adayların da eşit imkanlara sahip olmasının büyük önem taşıdığına vurgu yaptı.CİHAN DIŞ BASINA AÇTI AĞZINI YUMDU GÖZÜNÜ yargılanması tutuklu olarak devam ediyor, 12 kişi bu süreç içinde tahliye edilmiş. Raporda adı geçen iki kişinin ise cezaevlerinde kaydı yok. temsilcileri tarafından bilinmeyen ve hakkında kayıp ihbarı yapılmış çocuk" olarak tanımlanıyor. Kaybolduğu yer ve saati, kaybolmadan önce yaptıkları, görüştüğü kişiler, yaşadığı tartışma, kavga ilk etapta önem arz ediyor. Çocuğun en son nerede ve ne zaman kiminle birlikte ne yaparken görüldüğünün de belirlenmesi gerekiyor. Çocuğun önceden yüz yüze, internet, telefon ile yaptığı görüşmeler, yakın ve uzak kişiler, onların suç işleme potansiyeli, daha önce yanlarında yatıya kaldığı, sık sık görüştüğü, aşırı bağlı olduğu akrabaları gibi kişilerin ve bunların adres ve irtibat bilgilerinin de bilinmesi tavsiye ediliyor. GEREKİRSE UZMAN DESTEĞİ ALIN! Anne ve babaların çocuk davranışı hakkında eğitim, gerekiyorsa uzman desteği almasını öneren emniyet yetkilileri, çocuklara anne babasının isminin, basit ev adresinin, telefon numaralarının öğretilmesini tavsiye ediyor. Ayrıca çocukların yabancılara mesafe koymasını bilmesi gerektiği de vurgulanıyor. Çocuklara karşı işlenen suçlarda cezanın ağırlaştırılarak verildiğini belirten emniyet yetkilileri, basının da çocuk haberlerini sunarken önleyici bir dil kullanmasının önemine işaret ediyor.CİHAN 9 Bu nasıl bir rapor ki güncellenmiyor, bu nasıl bir rapor ki verilen bilgiler kulaktan dolma bilgiler içeriyor. Bu 17 kişi gazetecilik eylemleri yüzünden tutuklanmış değiller. Bazıları PKK faaliyetlerine katılımları, DHKPC, MLKP, gibi örgütlerin faaliyetlerine katılmaları dolayısıyla almışlar. Verilen cezalar bizim hükümetimizden önce verilmiş cezalar" ifadelerini kullandı. ışişleri Bakanı Ahmet D Davutoğlu, Ummanlı mevkidaşı Yusuf bin Alavi ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Freedom House raporuyla ilgili, "Raporda hem olgusal bazı yanlışlıklar var, hem diğer Türkiye’ye açık şekilde tavır alma, Türkiye’yi hak etmediği kategoride değerlendirme var. Raporda 44 tutuklu gazeteci var" dedi. Freedom House 2014 raporu ile ilgili raporuna yönelik olarak, tüm aydınların ve gazetecilerden tavır almalarını beklediğini kaydeden Bakan Davutoğlu, raporda zikredilen ülkelerle bir tutulamayacağını belirterek, "Raporda hem olgusal bazı yanlışlıklar var, hem diğer Türkiye’ye açık şekilde tavır alma, Türkiye’yi hak etmediği kategoride değerlendirme var. Raporda 44 tutuklu gazeteci var. Bakan Davutoğlu, Umman Dışişleri Bakanı Yusuf bin Allavi ile yaptıkları görüşmenin ardından Dışişleri Bakanlığı’nda ortak basın toplantısı gerçekleştirdi. Bunlar Tutuklu Gazeteci Dayanışma platformu 24 Nisan 2014 tarihli bilgilere dayanıyor. 2 Mayıs 2014 itibariyle 17 kişini yargılanması tamamlanmış ve hüküm almış, 13 kişinin ortak basın toplantısı düzenledi. "ALGI OPERASYONU" VURGUSU Davutoğlu şöyle konuştu: "Bu son dönemde son dönemde Türkiye’ye karşı yapılan algı operasyonlarından biridir. Türkiye’yi orada yer alan ülkelerin içinde o kategoride ele alamaz. Türkiye’de her görüş zikredilebilmektedir, tartışılabilmektedir. Bu anlamda Türkiye’deki basın özgürlüğü kısmen özgür kategorisinde yer alan ülkelerden çok daha ilerdedir. Gazetecilerimiz bunu, raporu reddetmelerini bekleriz." Türkiye’de 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda onlarca barışçıl gösteriler yapıldığına da dikkat çeken Bakan Davutoğlu, İstanbul’da sadece Taksim’in değil, Kadıköy’de yapılan barışçıl gösterilerin de ele alınması gerektiğini ifade ederek şunları dedi: "Yurtdışından yayın yapan uluslararası basın kuruluşları, Taksim’deki gerilimleri, ’Türkiye’de 1 Mayıs gösterileri yasaklanmış’ gibi hava vermeye çalıştılar. Türkiye’ye yönelik bir algı operasyonu yapılıyorsa hepimizin birlikte algı operasyonuna karşı tavır almamız gerekir." Davutoğlu, Türkiye- Umman arasındaki ikili ilişkilerin 16. yüzyıla kadar gittiğini vurgulayarak ilişkilerinin her zaman dostane olduğunu söyledi. Bakan Davutoğlu, ikili ilişkilere yönelik olarak, şunları kaydetti: "Son yıllarda hızla artan gelişme var. 500 milyon doları aşan ticaret hacmimiz var. Türk müteahhitlik firmaları Umman’da 5,5 milyar dolarlık yüklendiği projeler var. Savunma sanayi alanında ilişkileri geliştirmek istiyoruz." KONUK BAKAN Allavi ise iki ülke arasında tarihi bağlar olduğunu söyleyerek, “Sürekli yan yana omuz omuza çalıştık. Geçmiş dönemde de omuz omuza çalıştık” ifadelerini kullandı. Allavi, Körfez ülkelerinden Büyükelçi krizine yönelik olarak, “Diğer Arap ülkelerinin yansımasıydı. Diğer Arap ülkelerinin arasındaki anlaşmazlık yansıdı. Aile arasındaki bir anlaşmazlık. Herkesin işbirliği ve katkısıyla krizden çıkmak için gayret gösterdik” şeklinde konuştu. CİHAN Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, A Haber Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün sorularını yanıtladı. "şahsi kanaatim Sayın Başbakan'ın cumhurbaşkanı seçilmesi" diyen Soylu, Türkiye’nin ilk kez bir sistem krizi yaşamadan cumhurbaşkanlığı seçimi tartıştığına da dikkati çekti. Soylu; cumhurbaşkanının başbakanı denetlediği bir yürütme sistemi olamayacağını da dile getirdi. Savunma reform taslağı hazır: Ordu profesyonelleşecek ürkiye’nin yıllardır konuştuğu fakat bir türlü gerçekleştiremediği savunma reformu için düğmeye basıldı. T Geçtiğimiz gün toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) ardından yayımlanan bildiride, Cumhurbabaşkanı Abdullah Gül’ün talimatıyla başlatılan savunma reformu çalışmalarının ele alındığı kaydedildi. Zaman’ın MGK kaynaklarından edindiği bilgiye göre Gül, Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nda bir ekip oluşturdu. Genelkurmay ayağında kamuoyunun da yakından tanıdığı bir generalin koordinasyonunu yaptığı çalışmanın taslağı Gül’e iletildi. Taslakta, ordunun profesyonelleşmesi, küçülmesi fakat teknolojik açıdan caydırıcılığını ve vurucu gücünün artırılması gibi temel maddeler yer alıyor. Savunma Sanayii’nin yeniden yapılandırılması, Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı şirketlerinin sektördeki tekelinin kırılması da reform çalışmalarının bel kemiğini oluşturuyor. Hazırlanan savunma reformu, Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte NATO’nun komuta yapısındaki değişiklikler, personel ve karargah sayısındaki indirimler ile ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda ve İspanya ordularının kapsamlı reformlarını temel alıyor. Yapılan değerlendirmelere göre, personel ve üs sayısının azaltılması, Silahlı Kuvvetler’in sahip olduğu yeteneklerin ortak kullanımı, Silahlı Kuvvetler personeli içinde muharip sınıfın nispi oranının yükseltilmesi ve modern silah ve teçhizatın tedarikine önem verilmesinin kaçınılmaz olduğu dile getiriliyor. Yine silah ve teçhizat tedariğinde nicel (sayısal) ağırlıklı yapıdan, nitelik ağırlıklı bir yapıyla geçilmesi gerekliliği üzerinde duruluyor.CİHAN İLK KEZ SEÇİM SİSTEMİ TARTIŞILMIYOR Türkiye İlk kez, hem de büyük bir rejim krizi yaşamadan, büyük bir sistem krizi yaşamadan, sağlıklı bir şekilde hem de hemen bir seçimin arkasından cumhurbaşkanlığını tartışıyor. Biz Sayın Başbakanımızı köşke çıkarmalı mıyız, buradan Türkiye’nin faydası ne olabilir, buradan etrafımızdaki coğrafyanın faydası ne olabilir ve gelecek Türkiye’sinin faydası ne olabilir bugün bunu tartışıyoruz. Tartıştığımız bir şey daha var; biz siyasetin odağını değiştirmeli miyiz, değiştirmemeli miyiz? Türkiye’nin siyasal sisteminin ortaya çıkardığı sıradan olmayan iki devlet adamı tartışılıyor. Bir üçüncü isim tartışıldı mı? hayır tartışılmadı. Daha henüz üçüncü bir isim konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadı. Sayın Başbakanın cumhurbaşkanı olması konusunda şahsi bir fikrim ve değerlendirmemin olduğu çok uzun zamandan beri bellidir.”AA Şivan Perwer, Türkiye'ye ne zaman döneceğini açıkladı Gül'den Köşk yorumu: İkimiz arasında karar vereceğimizi söyledik ivan Perwer, Diyarbakır ziŞ yaretinden sonra Türkiye'ye bir daha ne zaman geleceğine dair önemli açıklamalarda bulundu.Sanatçı Şivan Perwer, Diyarbakır ziyaretinden sonra Türkiye'ye bir daha gelmesine ilişkin, uygun bir ortamda dönmek için beklediğini söyledi. Perwer, dönmesini istemeyenlerin olduğunu belirterek, "Türk kesimi ikna oldu, bu sefer Kürt kesimi ikna olmadı" dedi. Perwer, Erbil'deki çalışma ofisinde yaptığı açıklamada, Türkiye'ye dönüşü önünde devlet kanadında herhangi bir engel olmadığını, hakkında açılan davaların çözüldüğünü belirtti. umhurbaşkanı Abdullah C Gül, "Sayın Başbakan ve ben söz konusu olduğumda, ki başka adaylar şüphesiz söz konusu olacak, bu kararı biz, hangimizin aday olacağıyla ilgili ikimiz arasında bir karar vereceğimizi söyledik ama herhalde Sayın Başbakan da istişare yapma ihtiyacı var çünkü bazı istişareler yapıyor, siz de görüyorsunuz" dedi.Zonguldak Valiliğini ziyaretinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül, bir gazetecinin "Dün akşam farklı formatta sayın Başbakan ile bir görüşmeniz oldu. Acaba Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin tablo biraz daha netleşti mi" sorusu üzerine cumhurbaşkanlığı seçimi için takvimin işlemeye başladığını hatırlattı.Cumhurbaşkanlığı seçiminde birçok adayın olacağını, kararı milletin, halkın vereceğini dile getiren Gül, cumhurbaşkanının ilk defa halk tarafından seçileceğini söyledi. Gül, şöyle devam etti: "Sayın Başbakan ve ben söz konusu olduğumda, ki başka adaylar şüphesiz söz konusu olacak, bu kararı biz, hangimizin aday olacağıyla ilgili ikimiz arasında bir karar vereceğimizi söyledik ama herhalde Sayın Başbakan da istişare yapma ihtiyacı var çünkü bazı istişareler yapıyor, siz de görüyorsunuz. Onun ötesinde açıkçası bu konuya ilgili fazla da bir şey söylemek istemem ama tekrar ediyorum, seçimlerin kuralları belli, demokrasinin temel bütün unsurları memleketimizde geçerli. Takvim bildiğiniz gibi işleyecek ve neticede muhakkak ki adaylar çıkacaklar, halk kimi istiyorsa ona karar verecek. Bundan dolayı herhangi bir şekilde Türkiye'de bir siyasi risk, herhangi bir şekilde gerilim veya beklenmeyen bir olay beklememek gerekir. Sadece işte sabırla bu süreçlerin bitmesiyle beraber takip etmek gerekir. " "Basın özgürlüğü demokrasinin temel göstergelerinden" Cumhurbaşkanı Gül, basın özgürlüğü konusundaki bir soru üzerine, demokrasinin temel göstergelerinden birinin basın özgürlüğü olduğunu söyledi. Gül, "Bu yönde yapılan eleştirileri dikkatlice, dikkate almak gerekir ve bunları gidermek için gayret göstermek gerekir. Bunu her zaman söylerim. İnsanlar, düşüncelerini rahatlıkla belli bir üslup çerçevesi içerisinde ifade edeceklerdir. Bunun bir alanı tabii ki basın vasıtasıyla yapmaktır" dedi. Savunma reformu MGK bildirisinde savunma reformundan bahsedildiğinin hatırlatılması üzerine Gül, savunma reformunun büyük bir ihtiyaç olduğunu belirtti. Soğuk savaş döneminden sonra müttefikler başta olmak üzere bütün dünya ülkelerinin köklü savunma reformları yaptığını, ordularını yeniden yapılandırdığını anlatan Gül, "1960'tan bu yana bunu yapmayan nadir ülkelerden biriyiz biz. Burada önemli olan şey, Silahlı Kuvvetlerimizin etkililiği, verimliliği ve caydırıcılığını her bakımdan üstün tutmaktır. Şu bir gerçek ki hepimiz Türk milleti olarak silahlı kuvvetlerimize gözbebeğimiz gibi bakarız, onun gücü ve onun caydırıcılığıyla her zaman övünürüz. Bu anlamda bir senedir devam eden kurduğum bir sivil, asker komuta var, çalışmaları var. Onlar, Milli Güvenlik Kuruluna bilgi verdiler" diye konuştu. Seçim sistemi Gül, seçim sisteminde yapılması planlanan değişiklikleri ilişkin bir soruyu yanıtlarken, şunları kaydetti: "Tabii o, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bileceği bir konu. Siyasi partiler, zaman zaman seçim sistemleri üzerinde çalışırlar, görüşürler. Önemli olan halkın temsilinin ve katılımının en iyi şekilde gerçekleşmesidir. O açıdan söyleyeceğim fazla bir şey yok çünkü ortada henüz berraklaşmış herhangi bir proje ve taslak da söz konusu değil. Gördüğüm kadarıyla bütün bunlar tartışma safhasında." "Alın terinin ne olduğunu en iyi siz bilirsiniz" Gül, Valilikte düzenlenen resmi karşılama törenin ardından kendisini bekleyen halka hitap etti. Türkiye'nin en şirin kentlerinden biri olan Zonguldak'ı ziyaret etmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Gül, kendisini karşılayan halka sevgi ve muhabbetlerini sundu. Zonguldak denilince akla alın teri, emek ve emeğin başkentinin geldiğine işaret eden Gül, "Bu vesile dün de emek bayramını hep beraber Türkiye'nin dört bir köşesinde kutladık ama emeğin, alın terinin ne olduğunu en iyi siz tabi bilirsiniz. Sadece toprağın üstünde değil toprağın altında da terlemenin ne olduğunu en iyi siz bilirsiniz" diye konuştu. Gül, kentte toprağın üstünün yemyeşil cennet gibi yerin altının da zenginliklerle dolu olduğunun altını çizerek, "Bütün Türkiye'nin kıymetini nasıl bilmemiz gerekirse illerimizin de kıymetini hepimizin bilmesi gerekir. Hepimiz kardeşlik, dayanışma ve huzur içerisinde ülkemizi, illerimizi, ilçelerimizi, köylerimizi daha güzelleştirmek, zenginleştirmek için gece gündüz çalışmalıyız. Enerjimizi birbirimizle uğraşarak değil memleketin geleceği için kullanmamız gerekir. Gördüğünüz gibi yapılacak çok şey var. Yapılan çok şey var. Daha önce Zonguldak'a gelip gittiğimde hep bilirim. Bugün muhakkak ki çok daha ileri gittiğini ihtiyaçların giderek hep giderildiğini, bunları hep biliyoruz" değerlendirmesini yaptı. Büyük projelerin gündemde olduğunu, bir kısmının hayata geçirildiğini, bir kısmının da geçirileceğini anlatan Gül, hava muhalefeti nedeniyle gelişinin geciktiğini ancak günü ve geceyi kentte geçireceğini söyledi. "Zonguldak'a ilk gelişim" Cumhurbaşkanı olarak Zonguldak'ı ziyaret etmekten memnuniyet duyduğuna işaret eden Gül, daha önce çeşitli vesilelerle kente geldiğini ancak cumhurbaşkanı olarak ilk ziyaretini gerçekleştirdiğini dile getirdi. Gül, bütün illeri cumhurbaşkanı olarak ziyaret etmenin ilk günden beri programında olduğunu anımsatarak, "Zonguldak alfabede Z sonda geliyor ama bilinçli bir şekilde değil birazcık doğrusu benim de neredeyse 7 senem dolacak, bu süre içerisinde ziyaret etmediğim illerden birisi olarak sonlara kalmış oldu" diye konuştu.Gül, Zonguldak'ın daima kendisinin gönlünde ayrı bir yeri bulunduğunu, çünkü siyate girdiğinde ilk geldiği illerden birisi olduğunu ifade ederek, "Yeşilliğini, güzelliğini ilk gördüm illerden birisidir burası”dedi.CİHAN Perwer, "Biraz daha durumun normalleşmesini bekliyorum. Şartlar oluşunca döneceğim. Kimsenin bana küsmesini istemiyorum. Bazıları statükocu, fundamentalist düşüncelerden vazgeçtikten sonra daha uygun bir ortamda dönebilirim. Şimdi bir takım siyasi engeller ve nedenler var. Türk kesimi ikna oldu, bu sefer Kürt kesimi ikna olmadı" diye konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın davetiyle Diyarbakır'a yaptığı ziyareti hatırlatan Perwer, bazı kesimlerin, bu ziyareti kendisine karşı kullandığı ifade etti. Perwer, şunları söyledi: "Sayın Barzani'yle çözüm sürecine destek vermek için Diyarbakır'a gittik. Ama nasıl olduysa birden rahatsız oldular, 'neden biz çağırdık gelmedi' dediler. Ağa mısın sen? Şimdi bunlar, özgürlük, demokrasi ve barıştan bahsediyorlar. Biz, demokrasi ve barış için geldik. Bunu alkışlayacağına karşı çıkıyorsun. Ben herkes için Türkiye'ye geldim, sadece bir kişi için gelmedim. Benim Diyarbakır'a gidişim konser vermek, şarkı söylemek ve para kazanmak değildir." "Amacım barışa hizmet etmek" Perwer, tek amacının barışa hizmet olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti: "Aklı olan ziyaretime olumlu tepki verirdi. Ben TürkKürt savaşsın diye gitmedim, barışsın diye gittim. Neden tepki gösteriyorlar? Çözüm süreci diyorlar, barış diyorlar biz de alkışlıyoruz ve geliyoruz, selam veriyoruz, kutlu olsun diyoruz. 'Hayır sen bizim için gelmedin' diyorlar. 10 yıldır hükümet beni davet ediyor. Ben 'geldim mi Diyarbakır'a geleceğim' diyordum. Kavga mı edelim yoksa barışa mı hizmet edelim. Barış da elbette eşitlik üzerine olur. Biz bunları söyleyeceğiz. Eşitlik olmadan kardeşlik olmaz, kardeş kardeşin kıymetini bilecek." "Siz de biraz değişin" Kendisine yönelik olumsuz propagandaya rağmen Kürt gençlerin, kendisini sevdiğini aktaran Perwer, "Benim sadece eleştirilerim var. Artık dost olun, biraz değişin diyorum. Dünya değişiyor, siz de biraz değişin. Hep Ortadoğu'nun kirli politikasını yürütmeyin. Siz, kirli politika diyorsunuz ama aynı şeyi kendiniz yürütüyorsunuz. Bunu yapmayın, değişin biraz diyorum, eleştirim bu" değerlendirmesinde bulundu. "Söylediklerim Türklerin de Kürtlerin de yararınadır" Kavga etmek yerine barış çağrısı yapan Perwer, "Herkes insan gibi yaşasın. Bu ülke herkesindir. Herkesi kucaklamak gerekiyor. Kürdü, Türkü, Lazı, Çerkezi, Arabı her insan değerleriyle yaşamalıdır. Bir takım siyasi çelişkiler her zaman olacaktır”dedi.AA 10 5 MAYIS 2014 Basın-Kritik HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Saruhan ÖZEL Uğur GÜRSES Kredi kartı ‘kredi’ aracıdır! Merkez Bankası 'tamam mı, devam mı?' molasında İ lk kredi kartımı 22 yaşında üniversiteyi bitirdiğimde aldım. O dönemde bu iş Türkiye’de çok yeniydi ve sadece 1-2 bankadan kredi kartı alınabiliyordu. Nasıl olduysa daha yeni mezun biri olmama rağmen kartıma 5 bin ABD Doları limit tanımlanmıştı. kredi kartından hemen ödenebiliyor. Başkalarına hiçbir banka müşterisi olmasa da para gönderilebiliyor ve yine “kart olmadan” bankamatiklerden hesaptaki para veya gönderilen para, cep telefonuna gelen bir mesajla çekilebiliyor. Kartı almak istememin nedeni “ödeme aracı” olarak kullanmaktı. Yüksek lisans için gittiğim ABD’de harcama yaptıkça babam da İstanbul’da her gelen kart ekstresinin bedelini (dolar olarak) banka hesabıma yatırıyordu. Bir anlamda masraflı ve zaman alan para transferlerinden kurtuluyorduk. Karta şu an hatırlayamadığım bir bedeli yıllık aidat olarak ödüyorduk. Ama bize verdiği hizmet sayesinde hiç gözümüze batmıyordu, seve seve ödüyorduk. O nedenle kredi kartı aslında bir “ödeme aracından” çok daha fazlasıdır. Asıl amaç, istendiği zaman harcamaların yapılıp ödemesinin toplu halde ayda bir (ve kullanıcıların kolaylığı için aylık gelirlerine tesadüf eden bir tarihte) yapılması ve elbette daha da önemlisi, istendiğinde sadece minimum bedeli ödeyip kalanı borçlanabilmektir. Bir süre sonra, banka ek bir gelir arayışına girmiş olsa gerek, artık dolar harcama yapsam da ödemeyi TL yapmamı istedi. Spot piyasanın çok ötesinde bir kur uygulandığını görünce o kartı kullanmaz olduk. Ama çok faydasını gördüğüm için bugüne kadar kredi kartı kullanmaya hep devam ettim. Bu süreçte ekstrede gelen harcamaların altında bir ödeme yaparak kredi kullandığımı da hatırlamıyorum. Dolayısıyla, kredi kartı kamuoyunda sıkça dile getirildiği gibi sadece ödeme aracı değildir. Adı üzerinde bir “kredi aracı”dır. Kredi kartı bir ödeme aracı olsaydı bankalar ödeme tarihinde bir minimum bedelin değil ekstredeki harcamaların tamamının yatırılmasını isterlerdi. Bankada hesap açıp nakit koyan herkes ödeme kartı alabilir ama herkes kredi kartı alamaz. Kredi kartı benim yaptığım gibi “ödeme” amacıyla kullanılabilir elbette. Ama ödeme kolaylığı için kredi kartı almak şart değildir. Bankalar müşterilerine bankamatiklerden işlem yapmaları için vadesiz hesabına tanımlı bir kart verir. O kartla kişiler alışveriş yaptıkları yerlerde vadesiz hesaplarındaki nakit kadar ödeme de yapabilirler. Kredi kartı alabilen kişilerin o bankada (veya kurumda) bir kredisinin olması gerekir. O da ancak belli bir gelir, ödeme gücü ve itibar varsa mümkündür. Arada istisnalar olabilir ama büyük olasılıkla kullanıcı beyanı doğru olmayıp yanlışlığı da bir şekilde tespit edilememiştir. Kredi kayıt bürosunda kaydı varsa olumsuz kesin bir bulgu edinilememiştir. Hatta artık bankalar teknolojiye yaptıkları büyük yatırımlar sayesinde müşterilerine dünyada (benim bildiğim kadarıyla) başka ülkede olmayan “kartsız” ödeme imkânları sunuyorlar. Cep telefonuna bir uygulama indiriliyor ve bu uygulamaya üye olan işyerlerinde yapılan harcama doğrudan cep telefonuna tanımlı banka hesabından ve hatta o hesaba bağlı Bankalar için kredi kartı masraflı bir iştir. Kartların üzerinde çalıştığı bilgisayar yazılımlarından pazarlama ve tahsilat amaçlı çağrı merkezlerine kadar çok sayıda eleman çalıştırırlar. Kartların üzerinden geçirildiği makineler (POS) ve kartların kendisi pahalıdır. Bugün en ucuz mobil POS makinesi 300-400 TL’nin altında temin edilemezken akıllı (çipli) bir kartın basılıp kullanıcıya emniyetli bir şekilde ulaştırılması 10-15 TL’ye varan bir masraf gerektirir. 30 günlük ekstre süresinde ödenen kartların bu süreçteki faiz masrafını ve yapılan harcamalardan alınan ödüllerin bedellerini bankalar (ya da işyerleri) karşılar. Önemli bir masraf kapısı da kredi kartlarında diğer kredilere göre çok daha yüksek olan batıklardır. Ağustos ortası itibarı ile sorunlu kredi oranı tüm kart kredi bakiyesinin % 5,3’ü gibi tüm kredilerdeki batık ortalamasının iki katı gibi yüksek bir orandır. Normalde daha da yüksek olabilecek bu rakam, bankaların sorunlu kredilerini satmaları ve/veya kullanıcıların çok daha düşük faizli tüketici kredisi kullanarak ödeme yapmalarına ses çıkartmamaları gibi sebeplerle bu seviyelere iner. Bunlara karşılık bankalar, tahmin edileceği üzere kart üzerinden yaptıkları kredilendirmeden Merkez Bankası tarafından belirlenen bir faiz geliri elde ederler. Kredi kullanmayanların masrafı da kart ücretinden ya da takas komisyonu adı altında işyerlerinden aldıkları işlem komisyonlarından karşılanır. Toplam gelirlerin üçte ikisi kredi faiz geliri ve kart ücretidir. Kamuya açık bilgilerle ispat etmek mümkün değil ama bankalar kredi kartlarından kamuoyuna yansıtıldığı gibi büyük paralar kazanamazlar. Hatta içlerinde sadece kredi kartı işinden zarar edenler dahi olabilir. Ama kredi kartları, bankalar için tüm ürün yelpazesini tamamlayan ve çok kullanıldığı için müşterilerini bünyelerinde tutmalarını sağlayan önemli bir üründür, vazgeçemezler. Kredi kartı sahiplerine başka ürünler de satarak gelir elde ederler. İşin özü, kredi kartı işi kamuoyuna yansıtıldığı gibi değildir. Çoğu kişi kredi kartlarından ödeme yaparak değil, kredi kullanarak faydalanır ve kartı o sebeple ister. Faydası olmasa da zaten kullanmaz. Zaman 11 Şubat 2014 M erkez Bankası; kur artışı, gıda fiyatlarındaki artış eğilimi ve vergi ayarlamaları beklenenin ötesinde bir fiyatlama davranışı getirecek mi, bunu görmeyi bekliyor. Merkez Bankası dün, ‘ne yapacak?’ diye çok da merak edilmeyen ve belki de en sakin olduğu bir atmosferde toplanarak karar aldı; 28 Ocak tarihinde yükselttiği faizleri değiştirmedi. Toplantı öncesinde, Merkez Bankası’nın çoktan kaybettiği itibarı toparlamak için küçük de olsa yeni bir faiz artırım yapması gerektiği görüşünü vurgulayan raporlar vardı. Merkez Bankası’nın dünkü Para Politikası Kurulu metninde yer alan şu satırlar, aslında bunun ‘rafta’ olduğunu düşündürüyor; “Kurul son dönemde enflasyon görünümü ve beklentilerde gerçekleşen bozulmayı dikkatle takip etmektedir.” Söylenen şu; kur artışı, gıda fiyatlarındaki artış eğilimi ve vergi ayarlamaları, beklenenin ötesinde bir fiyatlama davranışı getirecek mi, bu görülecek mi, buna bakacağız. Merkez Bankası ön yüklemeli bir faiz artışı yaptığını söyleyerek, bunun da sonuçlarını, etkisini beklediğini vurguluyor. Sorun şurada; Merkez Bankası Beklenti Anketi’ne göre bu yılsonu için enflasyon beklentisi yüzde 7.92 yani yüzde 8’e yakın. Bir yıl sonrası için yüzde 7.21, iki yıl sonrası için 6.63 Yani, ne bu yılsonu için, ne de 2015 sonu için yüzde 5’lik bir enflasyon bekleyen yok. Peki, Merkez Bankası bugün ne yapıyor? Şunu piyasanın ihtiyacı olan parayı eskisi gibi karmaşık, etraftan dolanan ve ‘her nabza şerbet’ bir yolla değil, yüzde 10’luk tek bir faizle haftalık olarak veriyor. Gerektiğinde de, likiditesini ayarlayamayanlar için de yüzde 11.5 ve yüzde 12 ile gecelik vadede para veriyor. Gayet net ve açık. Kimse “faiz oranı nedir?” diye sormuyor artık. BİST’teki Bankalararası para piyasasında gerçek- leşen işlemlerde ortalama gecelik faiz ise yüzde 11.5 seviyesi civarında oluşuyor. Bu da, Merkez Bankası’nın piyasaya verdiği likiditeyi ayarlaması ile oluşan bir durum. Şubat başında haftalık yüzde 10’la piyasaya verdiği paranın miktarını 52 milyar TL’den, önce 49 milyar TL’ye, son olarak da geçen hafta 45 milyar TL’ye düşüren Merkez Bankası, gecelik vadedeki faizlerin yüzde 11.5 seviyesinde oluşmasını sağladı. Bu ters verim eğrisi oluşturma ve beklentileri daha olumlu bir hale getirmenin de önemli bir ‘taktik’ parçası olarak görülüyor. Eğer Mart başında açıklanacak Şubat enflasyonu hesaplananın da üzerinde gelirse, yılsonu ve bir yıl sonrası için enflasyon beklentisi yüzde 8-9’a doğru ilerlerse mevcut sıkılaştırmanın üzerine yeni bir faiz artışı yapılması gerekecek. Evet, Merkez Bankası faiz politikasını basitleştirdi ancak, hala tepki fonksiyonunu açık biçimde ortaya koymuyor. Merkez Bankası diyor ki; “Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecektir.” Şu soruların yanıtını açık bir biçimde ortaya koymalı; ‘belirgin iyileşme’ hangi seviyeye gelince olacak, bunun için ne zamana kadar beklenecek? Olmazsa banka ne yapacak? İşte bu noktada hala eksik var; Merkez Bankası hala ‘tepki fonksiyonu’ için ‘yol haritası’ koymuyor. Erdem Başçı’nın bahsetmekten pek hoşlandığı, yüzde 12 enflasyon ve sıfır faiz seviyesinde olan merkez bankalarının uyguladığı ‘ileri dönük kılavuzluk’ (Başçı ‘sözlü yönlendirme’ diye adlandırıyor) işte bu; Merkez bankalarının ne olursa ne yapacaklarını baştan kamuoyuna ilan etmesi. Merkez Bankası ‘tamam mı, devam mı?’ molasında; eğer yeniden geride kalırsa yine yüksek bedeller ödemeye devam edeceğiz. Radikal 11 Şubat 2014 Esenyurt Belediyesi Zabıta Müdürlüğü, İstanbul’un en büyük sorunlarından biri olan trafik sorununun giderilmesi hususunda çalışmalarını titizlikle sürdürüyor. Şişli'de kaza: 1 ölü, 2 yaralı Esenyurt’ta trafik gürültüsüne 'zabıta' önlemi işli'de içinde 3 kişinin bulunduğu otomobil kontrolden çıkarak Ş önce kaldırama, daha sonra da reklam tabelasına çarptı. Kazada sürücü olay yerinde hayatını kaybederken, 2 kadın da yaralandı. Kaza sonrası hurda yığınına dönen araçta bulunan bira şişeleri ise dikkat çekti. Kaza, Şişli Büyükdere Caddesi, Sarıyer istikametinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, içinde 3 kişinin bulunduğu Serhat Aydın yönetimindeki 34 VE 9484 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıktı. Kontrolden çıkan araç önce kaldırıma, sonra da yol kenarındaki reklam panosunun direğine çarptı. Kazanın ardından sürücü Serhat Aydın olay yerinde hayatını kaybederken, Tuğçe Altuntaş (24) ve Emine Açıkgöz (20) yaralandı. Diğer sürücülerin ihbarı üzerine kaza yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri araçta sıkışan Tuğçe Altuntaş'ı kurtarmak için çalışma başlattı. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık yarım saat süren çalışması sonrası, Altuntaş sıkıştığı yerden çıkartıldı. Kazayı hafif sıyrıklarla atlatan Emine Açıkgöz'ün kazanın şokunu uzun süre atlatamadığı görüldü. Yaralılar ambulanslarla Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kaza sonrası hurda yığınına dönen araçta bulunan bira şişeleri ise dikkat çekti. Otomobilin hızlı olduğunu öne süren bir görgü tanığı, "Fren sesini duyduk. Daha sonra reklam panosuna çarptı" dedi. Kazada hayatını kaybeden Serhat Aydın'ın cesedi İstanbul Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Polisin kazayla ilgili başlattığı soruşturma sürüyor. Yasin HAZNEDAR-EKONOMİ Yılanlar Türfent ailesinin kabusu oldu Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde, evlerine musallat olan yılanlar Türfent ailesinin kabusu oldu. Y üksekova'ya bağlı Akalın köyünde ikamet eden Türfent ailesinin evlerine giren yılanlarla başları dertte. Eve korkarak girip çıkan aile zor günler geçiriyor. Geceleri ise anne ve baba, çocuklarının başında nöbet tutuyor. Anne Gülşen Türfent, çocukları ders çalışırken elinde sopa ile bekliyor. Yılanların bazen süpürge makinesinden bazen de raflardaki bardaklardan çıktığını söyleyen aile, özellikle akşamları yatarken çok korktuklarını söylüyor. Aile bireyleri yılanlardan kurtulmak için yetkililerden yardım bekliyor. Evde günde 4-5 yılan bulduklarını söyleyen Gülşen Türfent, evde otururken çok korktuklarını dile getirdi. Gülşen Türfent, "Çocuklarım çok korkuyor. Çocuklarımın psikolojisi bozulmuş durumda. Çaresiziz, bize yardım edin. Devletten tek isteğimiz bize bir çadır bir konut verilsin. Elimizden bir şey gelmiyor, yatamıyoruz. Çocuklarım akşam yatağa girdiğinde uyuyamıyor, korkuyla bana sarılıp 'anne yılan' diye korkuyorlar. İmkanımızda yok, evimizi de terk edemeyiz. Böyle ne yapalım bilemiyoruz." diye konuştu. Ailenin büyük çocuklarından Haşim ise "Evimizde yılan çıkıyor, bunlar daha yeni yavru. Bunların büyükleri var, anneleri var. Biz gece nasıl yatacağımızı bilmiyoruz, korkuyoruz. Çocukların psikolojisi bozuluyor, gece uyuyamıyorlar. Bağırıyorlar, ağlıyorlar. Ne yapacağımızı bilmiyoruz yardım istiyoruz. Evimiz hep yıkılmış. Yazın yılan korkusu, kışın kardan dolayı yıkılabilir. Bir yardım istiyoruz." ifadelerini kullandı. Ailenin kız çocukları Jiyan ise 9'ncu sınıfta okuduğunu, ders çalışırken korktuğunu söyledi. Jiyan, "Yılanların nereden çıkacağı belli değil. Her an bir yerden çıkacağı için çok korkuyoruz. Annemiz de bu şekilde başımızda bekliyor, uykusuz bekliyor. Bir yardım eli bekliyoruz." şeklinde konuştu. Elinde sopası ile evde yılan nöbeti tutan Anne Türfent, biran önce ailesinde yaşanan bu dramın bitmesini ve yetkililerin kendilerine el uzatmasını istedi. CİHAN Z abıta ekipleri, Esenyurtlu vatandaşların gürültüsüz bir şekilde huzurunu sağlamak amacı ile trafik ve toplu taşıma ile ilgili emir ve yasaklar kapsamında uygulamalı çalışmalar yapıyor. Esenyurt Belediyesi Zabıta Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmalarda havalı klakson ile gürültü kirliliğine neden olan araç sahiplerine “ilgili yönetmeliğin 9’uncu maddesinin 15’inci fıkrası gereği, 5326 Sayılı Kabahatler Kanununun 32’inci maddesine istinaden 189 TL idari para cezası uygulanmaktadır. Kullanımı yasak olan klaksonlar araçtan sökülmektedir ” maddesi gereğince araçlardan sökülen onlarca klakson, tutanaklar ile Esenyurt Belediyesi Zabıta Müdürlüğü deposuna taşındı. Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu'nun talimatları doğrultusunda çalışmalarının kamu huzuru ve yararına olduğunu belirten Esenyurt Belediyesi Zabıta Müdürü Muhammet Taşben, “Kanun ve yönetmelikler doğrultusunda, Esenyurtlu vatandaşlarımızın refahı için gerek trafik gerek diğer vazifelerimizde Zabıta teşkilatı olarak gereken hassasiyeti her zaman göstermekteyiz” diyerek tüm çalışmalarının Esenyurt genelinde devam ettiğini belirtti. AA0 5 MAYIS 2014 Eğitim HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Açıköğretim sınav sonuçları açıklandı Manisa Şehzade Mehmet öğrencileri ABD'ye davet edildi ALES giriş yerleri açıklandı Manisa Özel Şehzade Mehmet Fen ve Anadolu Lisesi öğrencilerinden Seyfettin Peynirci ve Atakan Korkmaz, hazırladıkları "CANOPRO" projesi dolayısıyla ABD'nin Teksas eyaletinin Houston şehrindeki olimpiyata davet edildi. K orkmaz ve Peynirci, Biyoloji öğretmenleri Sefa Şahin'le birlikte International Sustainable World Energy Engineering Environment Project Olympiad (I-SWEEEP) için ABD'ye gitti. 1-5 Mayıs 2014 arasında devam edecek olimpiyata, çevre dalında 69 ülkeden 200 proje katılıyor. Öğrencilerden Peynirci, bu projeyle Manisa ve ilçelerindeki toprak ocaklarının çevre için oluşturduğu olumsuzlukları incelediklerini söyledi. Ocakların bulunduğu yerlerdeki bozulmaların, atık çamuru ve tuğla atıklarını kullanarak ağaçlandırma ve yeşillendirme gibi faaliyetlerle düzelterek, buraların estetik ve fonksiyonel rekreasyon alanlarına dönüştürülmesini amaçladıklarını D Ü N K Ü Ç Ö Z Ü M Ç E N G E L B U L M A C A belirterek, “Ayrıca bu alanların belli bir bölümünde kanola ekimi yaparak, ülkemizdeki biyodizel üretimine katkı sağlamış olacağız.” dedi. Korkmaz da projenin konusunun, insanların oluşturdukları atıkların doğaya tekrar kazandırılıp tahrip edilen bölgelerin rekreasyonla yeniden düzenlenmesini sağlamak olduğunu söyledi. Biyoloji öğretmeni Şahin ise, “Öğrencilerimden çok umutluyum. Birlikte bu proje için çok ter döktüler. Umarım bu projeyle ülkemizi en güzel şekilde temsil edecekler. Okul Müdürümüz Giray Kara’ya, verdiği destekten dolayı teşekkür ediyoruz.” şeklinde konuştu. CİHAN 11 ÖSYM'nin internet sitesinden yapılan açıklamaya göre, adaylara sınava giriş belgesi gönderilmeyecek. Adaylar, sınava girecekleri yer bilgisini gösteren Sınava Giriş Belgesini, T.C. Kimlik Numaraları ve aday şifreleri ile ÖSYM'nin https://ais.osym.gov.tr İnternet adresinden edinecekler. E dinecekler. Belgenin üzerinde adayın sınava gireceği merkez, bina, salon bilgileri ile adayın fotoğrafı bulunacak. Belge üzerinde adayın fotoğrafının bulunması zorunlu olacak. Adayların, bu belgelerinin yazıcıdan dökümünü edinirken belge üzerinde fotoğraflarının görünür olmasına özen göstermesi gerekecek. Adaylar İnternet'ten edinecekleri bu belgelerinin renkli ya da siyahbeyaz çıktılarını sınav günü yanlarında bulundurmak zorunda olacak. Belgenin ön ve arka yüzünde ÖSYM'nin belirlediği bilgiler dışında herhangi bir yazı, resim, işaret bulunmaması gerekecek. Sınava Giriş Belgesi'ni (fotoğraf görünür bir şekilde) yanında bulundurmayan adaylar sınava alınmayacak. Adayların sınava girecekleri binayı sınav gününden önce görmeleri yarar- larına olacak. Adayların sınava girebilmeleri için Sınava Giriş Belgesinden başka fotoğraflı ve onaylı özel kimlik belgelerini de yanlarında bulundurmaları zorunlu olacak. Nüfus cüzdanı, pasaport, zorunlu askerlik görevini ifa eden er/erbaşlar ile askeri öğrenciler için askeri kimlik belgesi, tutuklu/hükümlü adayların bu durumlarını kanıtlayan fotoğraflı resmi belge, Türk vatandaşlığından izin ile ayrılanlar ve bunların kanuni mirasçılarına ait Pembe/Mavi Kartlar özel kimlik belgesi olarak kabul edilecek. Bunların dışındaki, sürücü belgesi, meslek kimlik kartları gibi diğer tüm belgeler sınava giriş için geçerli belgeler sayılmayacak. Üzerinde soğuk damga, sınav görevlilerinin adayı kolaylıkla tanımasını sağlayacak güncel bir fotoğraf veya T.C. Kimlik Numarası bulunmayan nüfus cüzdanları ile geçerlilik süresi bitmiş pasaport kabul edilmeyecek. Sınav günü sınav görevlilerinin, fotoğrafından adayın kimliğini belirlemede güçlük çektiği takdirde, adayı sınava almayabileceği veya adayın sınavının geçersiz sayılabileceği göz önünde bulundurulması gerekecek. Bu belgelerini eksiksiz olarak yanında bulundurmayan bir aday, mazereti ne olursa olsun, sınava alınmayacak; sınava alınsa bile sınavı geçersiz sayılacak. Nüfus cüzdanı olmayan veya nüfus cüzdanında T.C. Kimlik Numarası, soğuk damga veya güncel bir fotoğrafı bulunmayan adayların, kimlik belgesi nedeniyle sınavda bir hak kaybına uğramamaları, mağduriyet yaşamamaları için sınav kurallarına uygun kimlik belgelerini edinerek sınava girmeleri gerekecek. AA nadolu Üniversitesi A Açıköğretim Fakültesi ara dönem sınav sonuçları açıklandı. Milyonlarca öğrencinin merakla beklediği sonuçlar resmi siteden yayınlandı. 19-20 Nisan tarihlerinde yapılan Açık Öğretim Sınavı Sonuçları açıklandı. Adaylar, sınav sonuçlarını Açıköğretim e-Öğrenme Portalı'na TC Kimlilk No ile giriş yaparak öğrenebilecek. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim, İktisat, İşletme Fakülteleri 2001 yılından itibaren sınav soruları ve cevap anahtarları eÖğrenme Portalında e-Kitap biçiminde yayımlanmaktadır. Öğrenciler, Açıköğretim eÖğrenme Portalına http://yillik.eogrenme.anadolu.edu.tr adresindeki 'Oturum Aç' kısmından T.C. kimlik numarasıyla oturum açarak 'Fakülte' başlığından 'Sınav Soruları' seçeneğine, 'Bölüm' başlığından öğretim yılını, 'Ders' başlığından istenen öğretim yılında yapılan sınav sorularına ve cevap anahtarlarına ulaşabilirler. AA Karaman'da 40 öğrenciye bilim eğitimi verilecek T ÜBİTAK’ın doğa, bilim ve teknoloji konularında farkındalık yaratmak amacıyla desteklediği 4004-Doğa Eğitimi ve Bilim Okulları çağrısı kapsamında kabul edilen proje, Karaman’daki 10 farklı ortaöğretim kurumundan 20 erkek ve 20 kız öğrencinin katılımıyla gerçekleştirilecek. KMÜ Mühendislik Fakültesi'nde gerçekleştirilecek proje kapsamında Karaman’daki lise 2. ve 3. sınıfa devam eden 40 öğrenciye bilim eğitimi verilecek. KMÜ’lü öğre- Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi'nde (KMÜ) Geleceğin Mühendisleri Bilim Kampı başlıyor. tim elemanları ve uzmanların eğitmen ve rehber olarak görev alacağı proje kapsamında öğrencilere, mühendislik bilimleri konusunda günlük uygulamalar ve teknolojik gelişmeler tanıtılacak. Beş gün sürecek programın birinci gününde 'kendi robotunu kendin yap', 'web sayfamı yapıyorum', ikinci gününde 'kendi DNA’mı görüyorum', 'elmadan cips olur mu?', üçüncü gününde 'güneş pilimi kendim yapıyorum', 'nano malzemeyi görüyorum', dördüncü gününde 'geleceğin mühendis adayları beton döküyor', 'CNC tezgâhında adımı yazıyorum', 'geleceğin mühendisleri ebru sanatı yapıyor' gibi bilimsel etkinlikler yer alacak. CİHAN 12 5 MAYIS 2014 Sağlık HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Yüksek doz antideprasanlar gençlerde intihar riskini artırıyor Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA P rozac, Celexa ve Zoloft gibi SSRI (selective serotonin reuptake inhibitor) grubu antidepresanları yüksek dozda alan genç erişkinlerde intihar riskinin standart dozda ilaç alanlara göre iki misli arttığı bildirildi. Araştırma süresinde yüksek doz ilaç başlanan 1000 hastanın 32’ sinde standart dozda tedavi başlanan 1000 hastanın 15’ inde intihar teşebbüsü veya düşüncesi ortaya çıktığı belirlendi. Bu, yüksek dozda tedavi başlana her 150 hastadan birinin fazladan kendine zarar vermesi manasına geliyor. Araştırmaya göre intihar teşebbüsü en fazla tedavinin ilk üç ayı içinde görülüyor fakat araştırma yüksek dozların neden riski artırdığı sorusuna bir cevap vermiyor. 162 bin kişiye ait veriler değerlendirildi Harvard Tıp Fakültesi uzmanları tarafından 10-64 yaşlar arasındaki SSRI grubundan antidepresan başlanan 162 bin 625 kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre erişkinler için böyle bir risk mevzubahis değil. Araştırmanın başı olan Dr. Matthew Miller şunları söylüyor: “Yeni bilimsel değerlendirmeler antidepresan tedavinin gençlerdeki etkinliğinin az olduğunu gösteriyor. Bizim sonuçlarımız özellikle gençlerde yüksek dozlarda tedaviden kaçınılmasını ve tüm hastaların aylarca takip edilmeleri gerektiğini gösteriyor.” Hafif ve orta derecede depresyonu olan 18 yaşından küçüklere SSRI grubu antidepresanların yerine hastaya davranış örneklerini değiştirmeyi öğreten bilişsel tedaviler tavsiye ediliyor. Daha önce yapılan araştırmalarda antidepresanların özellikle tedavinin erken dönemlerinde intihar girişimi ve intihar düşüncesini artırdığı belirlenmişti. FDA 2004’ de kısa adı SSRI sınıfı antidepresan ilaçların çocuk ve gençlerde intihar riski konusunda uyarıda bulunmuştu v 2007’ de de yaş sınırını 25’ e çıkarmıştı. FDA’ nın bu yarısından sonra gençlerde antidepresan yazılmasının yüzde 22 azalmasına karşılık intihar oranlarının artması bazı uzmanlar tarafından bu ilaçların gençlerde intiharları azalttığı şeklinde yorumlanmıştı. Gelelim neticeye Bu araştırma vesilesiyle antidepresanlar hakkındaki görüşlerimi özetlemek istiyorum: BİR: Elimde herhangi istatistiki bir bilgi yok ama antidepresanların ülkemizde de lise ve üniversite çağındaki gençlerde yaygın olarak kullanıldığını hastalarımdan biliyorum. Elbette yerinde kullanılan antidepresan tedaviye diyecek tek bir sözümüz olamaz fakat bu gençlerin birçoğunun bu ilaçları gereksiz yere aldığından da hiç şüphem yok. İKİ: Psikiyatristler, ilaçları hakkında “olumsuz fikir” beyan edilmesine, gerçekten bu ilaçlara ihtiyacı olanların tedavilerini bırakabilecekleri endişesiyle kızarken bunların gereksiz kullanılması ve insanların bunlardan zarar görmelerine ise sesleri çıkmıyor. ÜÇ: Antidepresan ilaçlar pratisyen hekimden ortopediste kadın doğumcudan fizik tedaviciye her hekim tarafından yazılabiliyor. Ortopedistin glokom teşhisi koyup ilaç vermesi, göz doktorunun rahim ameliyatı yapması nasıl düşünülemezse depresyon teşhis ve tedavisinin de psikiyatri uzmanı tarafından yapılması icap eder. DÖRT: Hastanın mutlaka ilaç tedavisine ihtiyacı olup olmadığına; varsa hangi ilacın hangi dozlarda hangi sürede verileceğine; psikoterapinin icap edip etmediğine; antidepresanlar yanında başka yardımcı ilaçların da verilip verilmeyeceğine ancak bir uzman karar vermelidir. Ç i ko l a t a ve ga zozd a b ü y ü k t e h l i ke G ıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının insan sağlığına zararlı olduğunu açıkladığı gıdalardaki ilaç etken maddeleriyle ilgili eczacılardan uyarı geldi. Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Nurten Saydan, çikolata, ginseng ve meyve aromalı içecekte cinsel gücü artırıcı iki ayrı ilaç etken maddesi, gıda takviyesinde ise doktor kontrolünde kullanılmadığında ölüme yol açan "sibutramin" bulunmasını eleştirerek, bunların ilaç olduğunu, rastgele satılamayacağını söyledi. TEİS Genel Başkanı Saydan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının, insan hayatını ve sağlığını tehlikeye düşürecek şekilde bozulmuş, değiştirilmiş gıdalarda bulunduğunu açıkladığı ilaç etken maddeleriyle ilgili uyarılar dile getirdi. Saydan, "Performans artırıcı enerji yüklü" diye satılan çikolatada, limon aromalı gazlı, meyve aromalı ve bitki karışımlı içecek- lerde, kahvede, bitkisel karışımlı macunda ve gıda takviyesinde iktidarsızlık tedavisinde kullanılan iki ayrı ilacın etken maddeleri "sildenafil" ve "verdanafil" tespit edildiğini, yine gıda takviyesi diye satılan bir üründe ise doktor kontrolünde kullanılmadığında ölüme yol açan, obezite tedavisinde kullanılan "sibutramin" bulunduğunu belirtti. rumu olduğunu ifade ettik. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bu ilaçlarla ne işi olabilir? Sildenafil ve verdanafil iktidarsızlık tedavisinde kullanılan ilaç etken maddeleridir. Yani ilaçtır. Rastgele çikolata, gazoz içine konulup satılmaz. Bir ülkede başka bir bakanlığın yetki alanında iş yapmaya çalışan bakanlıklar olursa gıda ile ilaç birbirine karışır." Eczacılar olarak, "Takviye edici gıda" başlığı altında toplanan "Bitkisel ilaçların" yaşattığı sorun ve sıkıntıları endişe, hayret ve üzüntüyle takip ettiklerini kaydeden Saydan, bu ürünlerin kontrolsüzce, her ortamda satıldığına dikkati çekti. Türkiye'nin sağlıktan ve ilaçtan sorumlu tek yetkili sağlık otoritesinin Sağlık Bakanlığı olduğunu anımsatan Saydan, şunlara işaret etti: "Defalarca bunların ilaç, ilacın yerinin eczaneler, yetkili kurumun da Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Ku- Saydan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının çok önemli görevleri olduğunu, bu bakanlığın asli görevlerine dönmesi gerektiğini vurgulayarak, "Takviye edici gıdalar ismi verilerek 'gıda" gibi gösterilen bitkisel ilaçların Sağlık Bakanlığına devredilmesi gerekir" dedi. Yaz aylarında zayıflama ilaçlarına olan ilginin arttığını, bu tür ilaçların bilinçsizce kullanımı sonucu geçmişte pek çok vatandaşın hayatını kaybettiğini anımsatan Saydan, "Vatandaşlarımızın sağlığını bozan, hayatını kay- BEŞ: Eczacılar ve başkaları lütfen itiraz etmeye kalkmasınlar; antidepresanlar parasını ödedikten sonra reçetesiz alınabilen ilaçlardır. G "Bugün kalp hastalıklarına ilişkin teşhis yöntemlerimiz arttı. Bu sayede genç ölümleri de yakalamaya başladık. Genç yaşta ölümlere neden olan kalp krizleri genellikle ritm bozukluğu, kalp kası ve kalp kapağı rahatsızlıklarından kaynaklanıyor. Gençlerin, 'Biz genciz, bizde kalp hastalığı yok dememesi gerekiyor. Genç yaştakilerin de mutlaka check-up yaptırması gerekiyor." Güler, yapılacak Saydan, bir ürüne ilaç şekli verilmişse, dozu belirlenmiş veya ilaç etken maddesi katılmışsa izni ve kontrolünün Sağlık Bakanlığında, satışının ise eczanelerde olması gerektiğini ifade ederek, "Çocuk bezinin, oyuncakların iznini bile veren bakanlığın niçin bitkisel ilaçlar için yetki almadığını anlamıyoruz" ifadesini kullandı. Vatandaşların sağlığını çok önemsediklerini kaydeden Saydan, "Lütfen bu ürünlere rağbet etmesinler, bunları kullanıp sağlıklarından olmasınlar. Hele internetten asla ilaç satın almasınlar. İlaç internetten alınacak kadar basit bir ürün değildir" uyarısını dile getirdi. AA Yemekten sonra çay içenler dikkat! ahve ve çayı yemekten hemen sonra içmek, demir emilimini olumsuz K etkiliyor. Demir eksikliği dünyada çok Gençler de kalbine bakmalı üler, belirti vermeyen "gizli kalp" rahatsızlığının ani ölümlere sebep olan ciddi bir hastalık olduğunu belirtti. Kalp hastalığının kanser ya da sarılık gibi olmadığını ve hastaların tek şikayetinin göğüs ağrısı ve nefes darlığı olduğunu ifade eden Güler, şöyle devam etti: betmesine neden olan bu tür bitkisel ilaçların sadece eczanelerimizde ve eczacı kontrolünde satılması gerekir. Vatandaşlarımız bu tür ilaçları masum görmesin" uyarısını dile getirdi. sık rastlanan bir beslenme sorunu. Süt çocukları ve büyüme çağındaki çocuklar, gebeler, vejetaryen diyet ile beslenenlerde daha sık eksiklik görülüyor. genel bir muayeneyle, kalp rahatsızlığına yüzde 80 oranında tanı konulabileceğini vurguladı. Kök hücreyle tedavi Güler, kalp yetmezliğiyle ilgili kök hücrelerle yeni bir tedavi yöntemi geliştirildiğini, bu yöntemin hastalar için umut verici olduğunu söyledi. Kadınlarda demir depoları daha az olduğu için hemen her üç kadından birinde demir eksikliğine bağlı kansızlık şikayeti görülüyor. Bu tedavi yöntemi için Sosyal Güvenlik Kurumu ile görüşmelerde bulunduklarını belirten Güler, tedavi sayesinde kalp kaslarının yeniden oluşmasının sağlandığını ifade etti. Güler, hastanelerinde 2,5 yılda 7 bin anjiyo işlemi yaptıklarını, Trakya'nın her yerinden hasta kabul ettiklerini vurgulayarak, "Bulgaristan ile Arnavutluk başta olmak üzere Balkan ülkelerinden de hasta kabul ediyoruz" diye konuştu. AA Özellikle yiyeceklerin demir içeriğinin az olması ve demirin bağırsaklardan emilmesinin çok güç olması sebebi ile demir eksikliği sık görülürken, yemeklerden sonra içilen çay ve kahvenin besinden alınan demirin emilimini azalttığı saptandı. Obezite ile ilgili çalışmalar yapan Dr. Fevzi Özgönül, çay, kahve ve kakao içerisinde bulunan bazı maddelerin, demir emilimini yarı yarıya azalttığını belirterek şöyle konuştu: "Yemeklerin hemen üzerine içilen çay ve kahveden vazgeçmemiz gerekir. Tabii ki demirin faydaları olduğu gibi fazlalığının da zararı vardır. Bünyeye fazla miktarda demir almak damar sertliğine, hücrelerin yağlanmasına ve erken yaşlanmasına sebep olur. Demir fazlalığı kanser riskini artırdığı gibi siroz, şeker hastalığı, halsizlik, iştahsızlık, kalp büyümesi, bulantı, kusma, nefes darlığı gibi rahatsızlıklara da sebebiyet vermektedir. İnsanların günlük alınması gereken demir miktarı 10-15 mg'dır. Bebeklerde 12 mg, yetişkin erkeklerde 10mg, kadınlarda 20mg, gebeliklerde 30-35 mg olarak tavsiye edilir." AA Türkiye'nin birçok bölgesini günlerdir etkileyen yağmurlar Marmara ve özellikle Kuzeyde sürüyor. Hafta sonu lodosun etkisiyle hava 5-6 derece daha sıcak ama bazı kesimlerde yine yağmurlar devam edecek. Batıda ise hem güneş görülecek, hem de bahar yağmurları var. İstanbul'da Cumartesi bulutlar arasından güneş görülebilecek. Pazar günü öğle saatlerinde ise çamur şeklinde yağmur var ama hava lodos nedeniyle basık ve ılık olacak. Ankara'da hafif bir yağmur olabilir, Pazar günü puslu bir görüntü olsa da sıcaklık 27 dereceye kadar çıkacak. İzmir biraz bulutlu 25 derece. Pazar günü çamur şeklinde yağmur var. Bursa parçalı bulutlu 20 derece. Adana parçalı bulutlu, sıcaklık 28 derece. Marmara'da Cumartesi yağmur oldukça zayıf, güneşin görülme olasılığı var. Lodosla hava ılık, 20-22 derece. Pazar günü ise yoğun olarak gelecek çöl tozlarıyla yağmurlar çamur şeklinde yere inecek. Hava ılık olacak. İç Anadolu'da Sivas, Kayseri tarafında yağmur var. Pazar günü ise sert esecek lodosla hava biraz bulutlu ama çok sıcak ve bunaltıcı olacak. Sıcaklıklar 25 dereceyi bile geçebilir. Ege'de de çok sıcak esecek lodosun etkisiyle oldukça sıcak ve boğucu bir hafta sonu olacak. Pazar günü yağmur olsa bile sıcaklık yüksek 25 derece ancak yağmur çöl tozlarının etkisiyle bu bölgede de çamur şeklinde yağacak. Akdeniz'de güneş de çıkıyor, bulutlar da var. Sadece iç kesimlerde, çok az yerde yağış var. Lodosla bu bölgede de bunaltıcı ve çok sıcak bir hava olacak. Pazar günü sıcaklık 30 derece. Güneydoğu'da sıcaklık 23-25 derece, Adıyaman taraflarında hafif yağış olabilir. Doğu Anadolu'da hava parçalı bulutlu. Erzurum 17, Malatya 24 derece. Erzurum, Bingöl, Van boyunca havanın yağmurlu olacağı gün Cumartesi. Karadeniz'de Karabük, Kastamonu ve Sinop boyunca yine göz gözü görmeyecek kadar şiddetli yağışlar olacak. Bu kesimde zaman zaman dolu da yağıyor. Hafta sonu ise yağış hafifleyecek. Trabzon, Rize taraflarında da 2 günü kısa süreli yağmurlar var. Sıcaklık ortalama 17-18 derece olacak. ANKARA İS TAN BUL Bugün 5 Mayıs Pazartesi 18 Rüzgar 14 14 Bugün 5 Mayıs Pazartesi Nem %63 22 Rüzgar 13 11 AN TAL YA İZ MİR Bugün 5 Mayıs Pazartesi Nem % 76 25 Rüzgar 22 15 Bugün 5 Mayıs Pazartesi Nem % 96 28 Rüzgar 20 19 Nem % 72 5 MAYIS 2014 Turizm HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Belek yaz sezonu açılışını çek turistlerle yaptı Didim'in ilk yabancı konukları komşu Bulgaristan'dan geldi A ntalya'nın en gözde tatil beldelerinden Belek, yaz tatili sezonunun henüz başında, kalabalık bir turist kafilesini ağırladı. Çek Cumhuriyeti’nin önemli sanayi kuruluşlarından IVARCS, yıllık toplantısını Adora Golf Hotel Belek’te yaptı. 2005 yılından bu yana yurtdışından Antalya’ya binlerce turist getiren Quando Travel Seyahat Acentası, bu sene Belek’te yaz sezonu açılışını, Avrupalı turistlerle yaptı. Quando Travel’in Çek Cumhuriyeti’ndeki tur operatörü Azur Reizen ile birlikte yaptığı organizasyona bu ülkenin en önemli endüstriyel kuruluşlarından IVARCS firmasının yönetici ve çalışanları katıldı. Firmanın geleneksel yıllık toplantısı için Adora Golf Hotel Belek’i tercih edildi. 26 Nisan’da otele giriş yapan kafilede Çek Cumhuriyeti’nin yanı sıra, Slovakya, İtalya ve Tunus vatandaşı turistler de yer aldı. 4 gün süren bu önemli organizasyonda hem iş, hem de rekreasyon içerikli programlar gerçekleşti. IVARCS Şirketi’nin yöneticileri düzenlenen tenis ve futbol turnuvalarında başarı elde eden katılımcılara çeşitli ödüller verdi. AA A ydın'ın Didim ilçesine 2014 yılının ilk turist kafilesi komşu ülke Bulgaristan'dan geldi. Didim ekonomisinin turizm, inşaat ve tarıma dayalı olduğunu belirten Didim Belediye Başkanı A. Deniz Atabay, ilçede turizm sezonun 01 Mayıs itibarı ile açıldığını ve tur aracılığıyla gelen ilk olarak komşu ülke Bulgaristan'dan gelen turistler olduğunu söyledi. P i l e k i M a ğ a ra s ı , z i ya re t ç i l e r i n i b e k l i yo r İ yidere ilçesine bağlı Köşklü köyünde bulunan ve eskiden insanların Mısır ekmeği yapımında kullandıkları pileki taşını çıkarmak için oyarak oluşturduğu Pileki Mağarası, yerli ve yabancı ziyaretçilerini bekliyor. İyidere Kaymakamı Ömer Faruk Tuncer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık bin 500 metre uzunluğundaki Pileki Mağarası'nın, Türkiye'de ender görülen yapay mağaralardan biri olduğunu söyledi. gelecek kuşaklara aktarma gayesindeyiz" diye konuştu. Tuncer, mağaranın turizme kazandırılması için Köylere Hizmet Götürme Birliğince 2007 yılında çalışma başlatıldığını ve mağaranın 2013 yılında hizmete açıldığını kaydederek, şunları söyledi: "Mağarayı aylık ortalama bin 500 civarında yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor. Hedefimiz bu sayıyı ikiye, üçe katlamak. Bu sayı kışın düşse de yaz aylarında artabiliyor. ordu. Küçük evler için küçük taşlar, büyük evler için ise büyük taşlar çıkarılıyordu" ifadelerini kullandı. Mağaradan artık pileki taşı çıkarmak için usta bulmanın çok zor olduğunu dile getiren Rakıcı, "İnsanlar burada gerçekten ekmeğini taştan çıkarıyordu. Şimdi bu işi yapabilen 75 yaşındaki bir ustamız var. Günde bir ya da iki tane ancak çıkarabilir. Bunu başarabilmek çok zor. Ben bile denedim, olmadı. Gerçekten bunu yapmak bir sanat. Mağaranın tahminen 1700'lü yıllardan itibaren pileki taşının oyulmaya başlanmasıyla oluştuğunu anlatan Tuncer, "Bu mağara insan emeği ve gücünün nelere vakıf olduğunun en somut göstergesidir. Bu mağara tamamen insan eliyle oyulmak suretiyle yüzlerce yılda oluşturulmuştur. Mağaranın içinde birçok tünel, tünellerin sonunda da boşluklar var" dedi. mutfaklarda teknolojinin kullanılmasıyla pileki taşlarının nostaljiK hale geldiğini ifade eden Tuncer, "Karadeniz kültürünün en önemli parçalarından biri olan pileki taşını bizler Mağaranın varlığını İyidere ilçesinde yaşayan vatandaşlarımız bile bilmiyor. Buranın tanıtımını yaparak yerli ve yabancı turist sayısını artırmak istiyoruz. Mağara eskiden insanlarımızın ekmek teknesiydi. Ekmeklerini taştan çıkartıyorlardı. Şimdi Rize'nin turizmine katkı sağlayarak ekmek teknesi oldu." Köşklü köyü muhtarı ve Pileki Mağarası'nın işletmecisi Mehmet Rakıcı ise pilekinin ekmek pişirmede kullanılan topraktan ya da taştan yapılmış tekne biçiminde kap olduğunu belirterek, "Pileki taşları, mağaradan farklı boyutlarda çıkıy- Çırak yetiştirmek için çalışmalar gerçekleştirdik ama yapabilen olmadı" dedi. Rakıcı, Pileki Mağarası'nın, Ayder Yaylası gibi Karadeniz'in kalkınmasına büyük katkı sağlayacağına inandığını söyledi. Pileki Mağarası'nı ziyaret eden Semra Keskin ise mağarayı çok beğendiğini belirterek, "Çok güzel, çok etkilendim. Oradan taşları çıkarıp oymuşlar. Eskiden insanlarımız o taşlarda yemek pişirip yemişler. Şimdi o kültür kalmamış fakat mağara kesinlikle gezilmesi ve görülmesi gereken bir yer" diye konuştu. AA Atabay, açıklamasın da seçimin ardından geçirdikleri üç haftalık süreç içerisinde ilçenin sorunlarının tespit çalışmalarının tamamlandığını, üst üste yığılmış birden çok sorunun olduğunu ve çözümü için uğraş verdiklerini belirtti. Turizm çeşitliliğine önem vereceklerini ifade eden Atabay, ilçede turizm sezonunun uzatılması için ileriki süreçte gerek kamu kurumları ve gerekse sivil toplum kuruşları ile işbirliğine gidilerek yeni projeler üzerinde durulacağını öncelikle deniz, doğa ve kültür turizmi geliştirilmesinin amaçlandığını, ilk etapta tarihi Akköy Projesini hayata geçirmekle başlanacağını kaydetti. Sosyal hizmet anlayışı ile 2014 turizm sezonunu geçirmeyi amaçladıklarını ancak bunu da belediye çalışanları ile yapacaklarını belirten Atabay, belediye hizmetlerinin daha aktif ve süratli sürdürülmesi için bir şirket ruhu ile işlerin yapılması için özen göstereceklerini bunun da belediyenin bir kamu hizmeti olduğunu ve işlemlerin yasalar çerçevede sürdürüleceğini ifade etti. Atabay, seçimin üzerinden bir ay geçtiğini belirterek, belediyede bazı birimlerde görev değişikliğinin yapıldığını ve görev dağılımların da sürdüğünü sözlerine ekledi. AA Gülbaba ebru atölyesi sergisi açıldı Dünya öykücüleri Marquez anısına Çankaya'da buluşuyor A Y aptığı güllerin güzelliği nedeniyle sanat dünyasında "Gülbaba" olarak tanınan ebru sanatçısı Yılmaz Eneş'in kendi atölyesinde yetiştirdiği öğrencileriyle birlikte açtığı "Biz" isimli Gülbaba Ebru Atölyesi sergisi, sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Dolmabahçe Sarayı Sanat Galerisi'nde açılan sergide, ebru sanatçısı Yılmaz Eneş'in eserlerinin yanı sıra Eneş'in 23 öğrencisinin 100'den fazla eseri yer aldı. Sergiye ahşap dağlama sanatçısı Münir Erbörü ve kağıt oyma sanatçısı Nihal Eneş ise konuk sanatçı olarak katıldı. AA muhabirine açıklama yapan ebru sanatçısı Yılmaz Eneş, ebru sanatına 1994 yılında başladığını söyledi. Kendi atölyesinde öğrencileriyle birlikte yaptıkları eserlerin sergilenmesi için Kızılay'dan bir teklif aldıklarını anlatan Eneş, sergiyi öğrencilerinin birlik olmaları, bir şeyleri paylaşmaları gerektiğini ve bu anı yaşamalarını istediği için böyle bir karar aldıklarını belirtti. "26 'biz' olduk" Sergiye 3 ayda hazırlandıklarını aktaran Eneş, "Sergide modern ve klasik eserler başta olmak üzere bir çok ebru var. Konuk sanatçılarla 26 'biz' olduk. 13 Biz'in önemi tek olabilmek" dedi. Atölyeye yeni öğrenci kabul etmeyip eski öğrencilerle çalışma kararı aldığını vurgulayan Eneş, "Eski öğrencilerimden de bir elin parmakları kadar olanını seçtim. Onlarla ileride daha ağır, farklı işler yapmayı istiyoruz" diye konuştu. Serginin bir veda sergisi olduğunu söyleyen Eneş, hocalık yapmama kararı aldığını ifade ederek, düşüncelerini "pat" diye konuşan biri olduğunu ve konuştuğu şeyleri, sadece güvenebileceği insanların bilmesini istediğini dile getirdi. Ahşap dağlama sanatçısı Erbörü Sergiye konuk sanatçı olarak katılan ahşap dağlama sanatçısı Münir Erbörü de ebru sanatçılarının arasında olmaktan çok mutlu olduğunu söyledi. Ahşap dağlama sanatının Türkiye'de pek yaygın olmadığını anlatan Erbörü, "Eserleri, ahşabı doğrudan doğruya yakarak yapıyorsunuz. En ufak bir tablo on günden evvel bitmez. Bir aya kadar süren tablolarımız da var" ifadelerini kullandı. Kağıt oyma sanatçısı Nihal Eneş Konuk sanatçı olarak katılan Yılmaz Eneş'in eşi kağıt oyma sanatçısı Nihal Eneş ise eşine ve ebru öğrencilerine atölyede elinden gelen desteği verdiğini belirtti. Eşi Yılmaz Eneş'in geceleri tekne açtığını vurgulayan Nihal Eneş, sanatçıların hepsinin gün karardığı zaman kendi kabuklarına çekildiğini ifade ederek "Hiç bir sanatçı gündüz bir şey çıkaramaz. Hattı da, ebruyu da, tezhipi de çıkaramaz. Her şey gece kendi kendine kaldığı zaman çıkar" diye konuştu. Konuk sanatçı Nihal Eneş, eşinin bir çok sanatçı yetiştirmeye gayret ettiğini belirterek, sanatta yetenek ve sabrın da önemli yer tuttuğunu kaydetti. Sanatçı Omay Sergiye katılan sanatçı Hilal Omay da ebru sanatına 5 yıl evvel başladığını söyledi. Sergide 5 çalışmasının yer aldığını söyleyen Omay, "Ebruya zihnimdeki geçmiş yıllara ait parçaların birleşmesiyle başladım. Yılmaz Eneş hocayla çekilmiş bir belgeseli izlemiştim. Daha çok ebru eseriyle karşılaştığımda, hocanın bir öğrencisinin eseriyle karşılaştım ve talebenin kimin öğrencisi olduğunu araştırdığımda karşıma Yılmaz Eneş hoca çıktı. Hiç düşünmeden hocaya mail attım ve bu şekilde başlamış olduk" şeklinde konuştu. Sergi, 8 Mayıs'a kadar ücretsiz gezilebilecek. AA vusturya'dan Azerbaycan'a, Makedonya'dan İrlanda'ya kadar dünyanın dört bir yanından gelecek yazarların Ankaralılarla buluşacağı öykü günleri bu yıl, Nobel ödüllü Kolombiyalı yazar Gabriel Garcia Marquez anısına düzenleniyor. (Azerbaycan), Beatrix M. Kramlovsky (Avusturya), Bruno Cany (Fransa), Billy O'Callaghan (İrlanda), Carles Alvarez Garriga (İspanya) ve Nenad Joldeski'nin (Makedonya) yer alacağı öykü günlerinde, yazarlar Ankaralılarla buluşacak. Çankaya Belediyesi'nin Ankara Üniversitesi ve Uluslararası Ankara Öykü Günleri Derneği ile birlikte düzenlediği ‘14. Uluslararası Ankara Öykü Günleri' başlıyor. 07-11 Mayıs 2014 tarihleri arasında, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi'nin yanı sıra Ankara Üniversitesi salonlarında ve Öykü Günleri Derneği'nde düzenlenecek. 2013 yılında Hugo Chavez anısına düzenlenen Uluslararası Ankara Öykü Günleri bu yıl, kısa bir süre önce yaşamını kaybeden Nobel ödüllü Kolombiyalı yazar Gabriel Garcia Marquez anısına düzenlenecek. ‘Öykü Günleri'nin onur ödülü ise yazar Necati Tosuner'e verilecek. Onur konukları arasında Füruzan, Anar (Azerbaycan), Hamlet İsahanlı Uluslararası Ankara Öykü Günleri Derneği'nde öykü günleri boyunca her gün saat 11.00'de öyküler okunacak, öykü üzerine kısa konuşmalar ve paneller düzenlenecek. 8 Mayıs'ta Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde edebiyatçı Füruzan, Necati Tosuner, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi'nin ev sahipliği yapacağı ‘14. Uluslararası Ankara Öykü Günleri' 7 Mayıs'ta başlıyor. İbrahim Karaoğlu, Habip Aydoğdu, Hanefi Yeter ve Prof. Dr. Devrim Erbil'in katılımıyla ‘Sözler ve Renkler Gravür Sergisinin Serüveni' başlıklı panelle birlikte ‘Sözler ve Renkler Baskıresim Sergisinin açılışı gerçekleşecek. Öykü günleri boyunca, Öyküde Ankara/Ankara'da Öykü, Azerbaycan'da Öykü Edebiyatı, Hamlet Üzerine Yaklaşımlar, Fantastik Edebiyat, Cezaevi Edebiyatı, Kıskanılan Bir Yazar: Cortazar, 100. Doğum Yılında Orhan Kemal, Genç Öykücüler Konuşuyor, Çağdaş Avusturya Öyküsü, Füruzan: Parasız Yatılı'nın 43., Kırkyedililer'in 40. Yılı, Edebiyatımızda Necati Tosuner, 90 Sonrası Kürtçe Öykü, İrlanda Öykücülüğü, Son Dönem Romancılığımız, Bilim Kurgu Edebiyatı ve Direniş Edebiyatı/Edebiyat Siyaset İlişkisi konulu paneller gerçekleştirilecek. CİHAN 14 Magazin-Tv ‘Bebekler’ için şarkı söyleyecek 5 MAYIS 2014 HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA ertab Erener, dillerden S düşmeyen şarkılarını bu kez ‘bebekleri yaşatmak için’ söyleyecek.Erener, 10 Mayıs akşamı Beşiktaş Kültür Merkezi’nde vereceği konserin tüm gelirini Anne ve Bebek Sağlığı Vakfı’na bağışlayacak. Erener konserinden elde edilecek gelir, Marmara Üniversitesi Araştırma ve eğitim Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde yaşama tutunmayı bekleyen bebekler için hayati önem taşıyan ‘ventilatör destekli transport kuvöz’ alımında kullanılacak. Konser için davetiyeler Beşiktaş Kültür Merkezi’nden temin edilebilir.HABER MERKEZİ ‘En çok kaleci Muslera zorladı’ 3 Nisan etkinlik2 leri kapsamında Beşiktaş’ın Portekizli yıldızı Almeida, çocuklarla buluştu. Ece Erken’in sunuculuğunu üstlendiği organizasyonda çocuklar ilginç sorularıyla Almeida’yı terletti.Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında birçok projeye imza atan B4L Organizasyon şirketi bu kez Beşiktaş’ın Portekizli yıldızı Almeida’yı çocuklarla buluşturdu. 23 Nisan etkinlikleri kapsamında düzenlenen etkinlik önceki gün Mustafa Barut sağlık Lisesi’nde gerçekleşti. Ece Erken’in sunuculuğunu üstlendiği organizasyonda, Almeida öğrencilerle keyifli bir söyleşi yaptı. Öğrenciler futbol bilgileri ve sorularıyla Almeida’yı zorladı. Almeida’ya öğrenciler en çok zorlandığı defans oyuncusu, kaleci, en beğendiği yabancı ve Türk oyuncuları sordular. Almeida, “En zorlandığım savunma Real Madrid, en zorlandığım kaleci Muslera, en beğendiği Türk forvet Burak Yılmaz, yabancı olarak da İbrahimoviç’i beğeniyorum“ dedi. Söyleşi sonrası futbolcu öğrencilere forma imzalayıp, dağıttı.HABER MERKEZİ a m la k ı ç a a f a r ğ o t o f Bayülgen'den o Mayıs'ta 1 Taksim Meydanı'nda polislerle fotoğraf çektiren Okan Bayülgen, sosyal medyada çok konuşuldu.Bayü lgen, yoğun eleştiri alan karenin ardından Twitter adresine "Bak Geziden haberin yoktu ben ordaydım. Nasıl provokasyona geleceğinden haberin yoktu. Ben bağırdım. Polis de benim Direnişçi de Emri verene bak!" HABER MERKEZİ Acun Medya’ dan açıklama 011 Survivor birincisi Derya 2 Büyükuncu, kazandığı ödülün yarısını işitme engelliler yararına bağışlayacağını açıklamıştı. Acun Medya ise geçtiğimiz günlerde Büyükuncu'nun söz verdiği bağışı yerine getirmediğini duyurmuştu.Basında çıkan haberlerin ardından milli sporcu verdiği bir röportajda kazandığı ödülün tamamını almadığını iddia etti.Acun Medya ise yeni bir açıklama yaptı ve Büyükuncu'ya çağrıda bulundu."Show TV, Survivor birincisi Derya Büyükuncu’nun 500,000 TL’lik ödemesini vergi kesintilerini düştükten sonra 450,000 TL olarak ve bundan 7 ay önce, 2013 yılının Eylül ayında tamamlamıştır. Ve Derya Büyükuncu’nun 7 Ay öncesi itibariyle Show TV’den hiç bir alacağı kalmamıştır."HABER MERKEZİ KANAL AKIŞLARI 08:30Sen de Gitme 10:00"Sağlık Sıhhat" 11:15İyi Şeyler 11:30İyi Fikir 13:00Haber 13:15Spor 13:18Hava Durumu 13:251 Çorba 13:30Elde Var Hayat 14:55Aileler Yarışıyor 16:40Türkiye'nin Ekranı 16:45Zengin Kız Fakir Oğlan 19:00Ana Haber Bülteni 19:45Spor 19:50Hava Durumu 19:55Beni Böyle Sev 06:30Oynat Bakalım 07:00 Gülhan'ın Galaksi Rehberi 08:40 Aramızda Kalsın 12:00 Özge ile Yeni Hayat 14:30 Anlatacaklarım Var 17:15 Oynat Bakalım 18:15 Flash Point 19:00Komedi Dükkanı 20:00 Sherlock Holmes 21:45 Cehennemden Kaçış 2 23:30 Saba Tümer'le Bu Gece 06:45Günaydın 08:45Doktorum 10:30Perili Köşk 12:15Gün Arası 12:30Kaynana Gelin Seda'ya Gelin 15:15Evim Şahane 17:00Arka Sokaklar 18:50Koca Kafalar 19:00Ana Haber Bülteni20:00 22:00Yerli Dizi 00:00Zeytin Tepesi 02:00Canım Komşularım 03:30Kaderin Cilvesi 05:15Geniş Aile 05:10Ana Haber 06:10Dolu Dolu Anadolu 07:00Gak Guk 08:30Burada Ne Yenir? 09:30Dünyayı Geziyorum 11:10Ne Var Ne Yok 11:50Gak Guk 13:15Gör Düğün Gibi 14:30 2. Sayfa 16:15Dolu Dolu Anadolu 18:00Sıcak Gündem 18:15Ana Haber 19:20Spor Bülteni 19:40İyi Geceler Öpücüğü 21:50Bıçağın İki Yüzü 07:00 Kahvaltı Haberleri 10:00 Müge Anlı ile Tatlı Sert 13:00 Kızlar ve Anneleri 15:00 Alemin Kıralı 16:00 Zahide ile Yetiş Hayata 19:00 Atv Ana Haber 20:00Karadayı 23:15 Kim Milyoner Olmak İster? 00:50 Tutku 02:40 Aşka Sürgün 04:00 Yahşi Cazibe 05:30 Adanalı 06:40Ejder Avcıları 07:20Tapınaktaki Hazine 09:00Süpürr 11:00Music Box 11:30Fırıldak Ailesi 12:15Cracked 15:15Ah Biz Kadınlar 15:45Music Box 16:10Fırıldak Ailesi 16:45Trend Topic 17:00Ray Mears İle 17:45Aşk Tutulması 06:45Bugün 09:00Beni Affet 10:00Melek 12:00En Güzel Bölüm 12:30Aşkın Bedeli 14:30Soframız 15:30Küçük Kadınlar 16:45En Güzel Bölüm 17:15Beni Affet 19:00Star Haber 20:00Yetenek Sizsiniz Türkiye 23:30Bir Erkek Bir Kadın 01:30Aşkın Bedeli 02:50Melek 10:35Ekonomi Piyasalar 10:40Spor 10:50 2 Dakikada Bilim 10:55Hava Durumu 11:00Haber Merkezi 11:15Ekonomi Piyasalar 11:20Spor 11:30Seçim Aktüel 11:45Spor 11:55Hava Durumu 12:00Haber Merkezi 12:10Ekonomi Piyasalar 12:15Spor 12:25Ekonomi Notları 12:35Spor Aktüel 12:55Hava Durumu 13:00Öğle Bülteni 13:50Ekonomi Grafik 06:30Cennet Mahallesi 08:30Simge Fıstıkoğlu ile Yeni 1 Gün 10:00Her Şey Dahil 12:30Gülben 16:30Pis Yedili 18:30Show TV Ana Haber 19:15Büyük Risk 20:00Her Sevda Bir Veda 23:00Hey Canlı 01:00Her Şey Dahil 02:00Gece Haberleri 02:15Tarafsız Bölge 04:00Gece Haberleri 04:155N1K 05:20Serra ile İtalyan İşi 06:00Güne Merhaba 07:40Spor 07:50Güne Merhaba 08:40Spor 08:49Güne Merhaba 09:00Parametre 10:00Haber 10:35Paranın Gündemi 11:00Haber 12:00Bugün 13:48Hava Durumu 14:00Günlük 14:50Hava Durumu 07:00Nickelodeon Kuşağı 12:00Hot in Cleveland 13:002 Broke Girls 14:25How I Met Your Mother 15:15Rizzoli ve Isles 16:10The Carrie Diaries 17:00Mike ve Molly 18:00The Closer 19:00Leverage 20:00Two And a Half Men 21:00Person of Interest 22:00Mom 23:00Black Sails 11:35Spor Bülteni 11:55Hava Durumu + Yol Durumu 12:00Ajans Bugün 12:35İşin Sırrı 12:503 Dakika 12:55Hava Durumu + Yol Durumu 13:00Ajans 13:50Hava Durumu 13:55Yol Durumu 14:00Ajans 14:30Spor Bülteni 14:50 3 Dakika 15:00Ajans Gün İçi 15:25Bize Sorun 16:00Ajans Gün İçi 16:30Spor Bülteni 06.45İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat 10.00Doktorlar 11.30Babam Sınıfta Kaldı 12.00BKM Güldür Güldür 13.00Babam Sınıfta Kaldı 14.30Unutma Beni 16.30Esra Erol 19.00Fatih Portakal ile FOX Ana Haber 19.30Deniz Yıldızı 20.45Çocuklar Duymasın 21.45Asayiş BerkKemal 00.45Çocuklar Duymasın 01.45Ali Ayşe'yi Seviyor 12:00Haber Masası 12:25Dünya Raporu 12:35Ekonomide Görünüm 12:45Spor Bülteni 13:00Gün Ortası 13:35Ekonomide Görünüm 13:45Spor Bülteni 14:00Gün Ortası 14:45Ekonomide Görünüm 15:00Güne Bakış 15:35Ekonomide Görünüm 15:45Spor Bülteni 16:00Güne Bakış 16:35Ekonomide Görünüm 16:45Spor Bülteni 17:00Akşam Haberleri 18:00Akşam Raporu 20:00Televizyon Gazetesi 5 MAYIS 2014 Spor HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA İşte TFF'nin düşündüğü yabancı sayısı! Fikret Orman: Kan içtim, kızılcık şurubu dedim Kulüpler Birliği Başkanı İlhan Cavcav, yabancı kontenjanı konusunda Beşiktaş'a tepki gösterirken federasyonun fikirlerini de açıkladı. Y Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, eski başkan Yıldırım Demirören’e olan borçlarıyla ilgili açıklamasında “Kan içtim kızılcık şurubu dedim.” İfadesini kullandı. abancı kontenjanı konusundaki belirsizlik sürüyor. Şu anda devam eden 6+0+4 kuralının önümüzdeki sezondan itibaren 5+0+3 olması planlanmıştı. 16 kulüp 6+2'de karar kılarken özellikle Beşiktaş'ın 5+0+3'teki ısrarı devam ediyor. Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, stres atmak için gittiği Bodrum'da, "Yabancı kuralı 5+0+3 olarak kalacak. Biz doğrusu neyse onu yapmaya çalışıyoruz. Kimseyi karşımıza almak gibi bir niyetimiz yok. Bana göre yabancı sınırlaması 5+0+3 olarak devam edecek" ifadelerini kullandı. B eşiktaş Olağan Divan Kurulu Toplantısı’nda konuşan başkan Orman, Beşiktaş Eski Başkanı Yıldırım Demirören’in kulüpten alacağı paralar için yeni bir yapılanmaya gideceklerini açıkladı. Başkan Orman, “Kan içtim kızılcık şurubu dedim. Bunu Beşiktaş için yaptım. Kulüpler Birliği Başkanı İlhan Cavcav da, "Federasyon Başkanımız da Beşiktaşlı olduğu için öyle düşünüyor. Yıldırım Demirören'le yaptığım özel görüşmede '5+0+3' olarak düşündüklerini söyledi. Yine de 16 kulübe karşın Beşiktaş böyle istiyor diye bu kararın çıkacağına ihtimal vermiyorum. Ancak kendileri bilir. Biz de kulüpler olarak ne yapmamız gerekiyorsa yaparız" dedi. Demirören’le hayatımda hiçbir zaman kişisel olarak para alışverişim olmamıştır. Önümüzdeki hafta Yıldırım Demirören ile görüşeceğiz. Kontratlarımız ayarlandı. Bir kısmını sponsor, bir kısmını bağış bir kısmını da ödeyeceğiz ve bu defteri kapatacağız.”dedi. Fikret Orman ayrıca, Beşiktaş’ta bir kuruşluk abudik kubidik işlerinin olmadığını da kaydetti. BORÇLARIMIZ STATLA BİRLİKTE DÜŞECEK "Beşiktaş'ın başında kalamaz" Orman'a yönelik de açıklamalarda bulunan Cavcav, "Sayın Fikret Orman'ın daha evvelden 'İlhan Ağabey sen ne dersen biz onu yaparız' şeklindeki sözünün ardından yaptığı bu açıklamaları onun kişiliğine bırakıyorum. Fikret Orman, 568 Milyon Lira’lık borçlarının, Vodafone Arena’nın tamamlanmasının ardından yarı yarıya düşeceğini iddia etti. Başkan Orman, “Vodafone Arena’nın tamamlanmasının ardından 568 Milyon Lira açıklanan borçlarımız, 250 Milyon Lira’ya indireceğiz. Stadımız her geçen gün büyüyerek devam ediyor. Bugüne kadar kimseden tek kuruş fayda görmedik. Bu güne kadar koltuk ve loca satın alan herkese huzurunuzda çok teşekkür ediyorum. Her alınan koltuk, inşaata demir koymak demektir. İnşallah yeni sezonda orada olacağız. Tek sorun stadın çatısıdır. Artık yavaş yavaş koltuk koyma işlemine başlayacağız. Eski kapalı tribün inşaatı 16 Mayıs’ta bitecek. Herkesin heyecanı var. 13 Milyon TL stat gelirimiz vardır. Rakibimizin ise 130 Milyon. Yani statdan hiç gelir elde edemedik. Yeni stadımızla 100 Milyon gelire çıkacağız. Kulübün 140 Milyon'luk bir geliri var. Bunların yarısından fazlası faizlere gidiyor. Bu gelirle bu kulübün borcunu aşağıya çekmek mümkün değil. Futbolu ve basketi kapatırsanız ancak olur. O yüzden büyüyerek borç yapısını düzene sokmamız lazım. Statla bu ivmeyi kazanacağız. Bu sene Şampiyonlar Ligi’ne ya direk ya da ön eleme ile gireceğiz. Oradan da gelirimiz olacak. Taraftarımız istiyor ki büyük yıldızlar gelsin. Geçen sene 13 Milyonluk bonservis bedeli harcadık. Onun için büyümek için futbola ve basket takımına yatırım yaptık. Bu kulübün borcunu stadımızı kendimiz yaparken, kurlar artarken bunu düşürmek zor oluyor. Bunu bu şekilde düşünmenizi istiyorum. Tüm bunların yanında, maaşlarını ödeyemeyen kulübü devralıp, şimdi bu tür problem yaşamadan stat yapan bir duruma geçtik. Bunu da bizim yönetim yaptı.” dedi. DÜELLO, KÜLTÜRÜMÜZDE YOK Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, kendi kültürlerinde düello kültürlerinin olmadığını ve kendisine yönelik pusu kuran bir tarzla itibarsızlaştırma yapıldığını söyledi. Fikret Orman, “Düello kültürü bizim kültürümüzde yok. Bizim kültürümüzde pusuya yatmak vardır. Stadımız yok. 6 maçımız kapatılmış. Şu anda Kasımpaşa maçına satılan bilet 106 adet. Rakiplerimizin durumu ise ortada. Şu an 3 maçımız kalmış. 10 senelik süreç içerisinde herkes mali erezyondan bahsediyor ama asıl erezyon ahlaki erezyondur. Herkes almış eline laptopu, sosyal medyadan Beşiktaş’ı itibarsızlaştırma çalışmasına girmiş. Bir tek amaç bu. Yalan dedikodu. Benim yaptığım her şeyi kulübün üzerinden itibarsızlaştırıyorlar. Bunların kökünü kazımadan benimle kimse uğraşamayacak. Düşünün maça gitmeyin diye kampanya yapılır mı ya? Bu işi hep beraber çözeceğiz. Ben bu işten kimseye taviz vermem.”diye konuştu. Orman, son olarak Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu ilan ettiği Çaykur Rizespor maçı öncesinde, sarı-lacivertliler lehine yaptığı açıklama nedeniyle camiadan tepki aldıklarını belirtti ve konuya açıklık getiren bir açıklama yaptı: “Bizim dönemimizden sonra Beşiktaş olarak kimseden en ufak bir saygısızlık görmedik. Fenerbahçe ile alakalı yaptığımız açıklamadaki metin biraz yanlış anlaşılır oldu. Bunu kendi aramızda konuştuk. Asıl demek istediğimiz Fenerbahçe gibi bizde şampiyonluğa oynayabilirdik ve seyircisiz oynanmamalı gibi bir açıklamaydı.”dedi. CİHAN 15 PAOK karıştı! Miroslav Stoch dönüyor mu? Ki burada Beşiktaş kulübümüz büyük bir camiadır, o camianın başında olan insanların kim olursa olsun ağzından çıkan sözlerin bir ciddiyet sağlaması, güven sağlaması gerekir. O makamı, herkes işgal edemez. Bugün böyle yarın öyle diyen bir insan Allah korusun tabii beni ilgilendirmez ama Beşiktaş'ın başında kalamaz" diye konuştu. 6+2'ye imza atmama kararında olan diğer kulübün Akhisar olduğunu belirten Cavcav, "Hem imza atmıyorlar hem de Tahkim'e gitmeyiz diye yazı veririz diyorlar. Nelerle uğraşıyorum. Allah nasip ederse sezon bitsin Kulüpler Birliği'ni kim alırsa alsın. İlhan Cavcav yok. Ben hayatta verdiğim sözden dönmedim" ifadelerini kullandı. Haber Merkezi Yunanistan'a kiralanan Slovakyalı, lig ve kupa kaybedilince kendisini büyük bir karmaşanın içinde buldu. T araftarlar tesisleri bastı. Oyuncular korkudan idmana çıkmadı. Başkan, teknik kadroyu kovma kararı aldı. Stoch 2 yıl daha sözleşmesi bulunan kulübüne dönme planı içinde. Yabancı sorunu ise Fenerbahçe’yi düşündürüyor. Fenerbahçe’nin, Yunan ekibi PAOK’a sezon başında kiraladığı Miroslav Stoch’ta çarpıcı gelişmeler yaşanıyor. Slovak futbolcu, Selanik’in Siyah-Beyazlı ekibinde iyi bir performans ortaya koydu. Ancak şampiyonluklar kazanmak isteyen PAOK, ligi Olympiakos’un 17 puan gerisinde 69 puanla ikinci bitirdi, geçtiğimiz cumartesi günü Panathinaikos ile oynadığı kupa finalini de 4-1 kaybedince kulüp karıştı. GÜVENİ TAM Teknik direktör Georgios Georgiadis’in PAOK’ta 39 kez forma şansı verdiği Stoch ise kendisine güveniyor ve Ersun Yanal’ın gözüne girebileceğine inancı tam. Oysa yönetim onu satmayı, en kötü ihtimalle yeniden PAOK’a kiralamayı planlıyordu. LİG BİTTİ Yunanistan’da ligin normal sezonu ve kupa maçları bitti. DevlerLigi ile Avrupa Ligi’ne gidecek takımların belli olacağı 4 takımlı mini lig oynanıyor. Fenerbahçe’nin sezon sonuna kadar PAOK’a kiraladığı Stoch’un Kanarya ile olan sözleşmesi ise 30 Haziran 2016’da bitiyor. YABANCIDA SIKINTI VAR Taraftarlar geçtiğimiz pazartesi günü idmanı bastı. Başkan İvan Savvidis, bütün teknik kadroyu kovma kararı aldı. Kulüpteki karışıklık Stoch’u tedirgin etti. Mevcut Fenerbahçe kadrosunda Alves, Kadlec, Meireles, Baroni, Holmen, Kuyt, Sow, Emenike, Webo olmak üzere 9 yabancı var. Stoch, PAOK’ta; Yobo, Norwich’te; Krasic de Bastia’da kiralık oynuyor. Stoch, şampiyonluğu kazanan ve istikrar içerisinde olan Fenerbahçe’ye dönüşü düşünmeye başladı. SarıLacivertlitakımda karışıklık bulunmaması ve kulübün ekonomik rahatlığı 24 yaşındaki futbolcunun dönüş fikrini körükleyen etmenler. Yani toplam 12 yabancı var. Bu isimler arasında sezon sonunda sözleşmesi bitecek oyuncu bulunmuyor. Bu nedenle Fenerbahçe yönetimi kontenjanın 8’e nasıl indirileceğini kara kara düşünüyor... Haber Merkezi Ataman: Milli takıma "Navarro" aranıyor Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın dergisi GençlikSpor'a konuşan Ataman, milli takımın son yıllarda skorer forvet pozisyonda sıkıntılar yaşadığını belirtti. Türkiye'de üst seviyelerde "yıldız" denilebilecek skorer bir oyuncunun şu an için bulunmadığını belirten Ataman, "İspanyollardaki Navarro, İtalyanlardaki Belinelli tarzında bir isme ihtiyacımız var. O yunun hücum tarafında büyük katkılar verecek ve 2 numara pozisyonunda oynatabileceğimiz bir ismi devşirebiliriz" ifadelerini kullandı. Devşirmek istedikleri yeni oyuncunun, bu yılki Dünya Basketbol Şampiyonası'na yetişeceğini belirterek şöyle devam etti. Buradaki tek amacımız, genç milli takımda şampiyon olan oyuncularımız tecrübe kazanıncaya kadar geçecek sürede bu eksik yönümüzü kapatmak. Yani kısa vadeli bir iş olacak. Belirlediğimiz birkaç aday oyuncu var. Onlarla bir takım görüşmeler yapılıyor. Bir ya da iki oyuncuyu daha Türk vatandaşlığına geçirip elimizdeki 6-7 devşirme oyuncu içinden en fazla ihtiyaç duyduğumuz ismi şampiyonaya götüreceğiz." Milli takımdan affını isteyen Hidayet Türkoğlu'yla ilgili de Ataman, bu oyuncunun sadece basketbolda değil ülke sporunda önemli bir değer olduğunu vurguladı. Ataman, "Milli takımdan affını istemesinin ardından beni aradı. 'Ergin hocam lütfen yanlış anlama. Ben sadece yoruldum. Artık gençlerin önünü açmak için böyle bir karar verdim' dedi. Şu an için biraz dinlenmeye ihtiyacı var. Bırakma kararını sezon sonu yeniden değerlendireceğiz" ifadelerini kullandı. Milli takım heyetiyle geçen yıl bazı sıkıntılar yaşanan Enes Kanter'e ilişkin de Ataman şunları kaydetti: "Enes'e, mental anlamda 'seni istemiyoruz' demeyiz. Kendisinden de aynı yaklaşımı bekleriz. Enes'in Türkiye'den yetişmiş bir genç olarak bu takımda olacağını düşünüyorum. Kendisiyle ilgili hiçbir kötü niyetim yok. Genç oyuncudur, zaman zaman bazı hatalar yapmış olabilir. Ona karşı da birtakım hatalar yapılmış olabilir. Ancak önümüzde yepyeni bir sayfa var." Ataman, Beko Basketbol Ligi'ndeki mevcut yabancı oyuncu kuralıyla ilgili ise "Bana göre FIBA, tüm federasyonlarla ortak bir karar almalı ve bu karar bütün Avrupa'da geçerli olmalı. Benim için iyi oyuncu kavramı çok önemli. Hidayetler, Mirsadlar, İbrahimler yıllarca ülke basketboluna büyük katkı verdi. Şimdi de öyle olmalı. En iyi olan oynamalı" dedi. Yerli oyuncuyu korumanın Avrupa'daki rekabete yakışır şekilde olması gerektiğini söyleyen Ataman, "Kadrodaki genç bir oyuncunun hedefi Türk oyuncuyu geçmek değil de Carlos Arroyo'yu geçmek olabilmeli. İşte asıl o zaman biz ülke basketbolu olarak istediğimizi alırız. Yoksa 'benim yerim hazır. Nasıl olsa iki Türk'ten biri ben olurum' düşüncesiyle ülke basketbolu gelişemez" dedi. Ataman, Türk antrenörlerin Avrupa'da bugüne kadar ülke basketbolunu en iyi şekilde temsil ettiğini ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı: "Şu gerçek ki antrenörlük bazında dünya basketbolunda lobileşmiş bazı kesimler var. Mesela basketbolda bir Sırp lobisi var. Bugün baktığınızda Avrupa'da çalışan en az 20-25 Yugoslav kökenli antrenör görürsünüz. Türkiye'den ise Avrupa'da bugüne kadar çalışan 4-5 kişi vardır. Aramızda, 'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur' diye hep söyleriz. Hakikaten doğru. Bizler yıllarca futbolda olduğu gibi basketbolda da milli takımın başında Türk hoca olmasının mücadelesini verdik. Bugün bu şanlı görev bana geldi. İnşallah benden sonra başka bir arkadaşımız çalışacaktır. Yerli antrenör olarak yıllar sonra bu bayrağı devraldık. Bırakmaya da niyetli değiliz. İnşallah kazanacağımız başarılarla da her Türk antrenörün idolü olmaya çalışacağız." AA onom HERKES iÇiN EKONOMi POLiTiKA 5 MAYIS 2014 Pazartesi KDV dahil 25 Krş www.ekonomigazetesi.net B ORSA 17 Aralık'ı GöMDü Paralel yapının 17 Aralık operasyonu amacına ulaşamadı. Yabancının radarından çıkmayan Türkiye'ye para girişi hızlandı. Borsa 5 ayın zirvesini gördü, faiz yüzde 9'a, dolar 2.09'a indi 100 BiN VARiLLiK iLK SEVKIYAT Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Irak Kürt Bölgesel Yöne timi Başbakanı Neçirvan Barzani'nin, "Türkiye'de de polanan petrolün satışına 2 Mayıs'ta başlayacakları" yönündeki açıkla masına ilişkin, "Yaklaşık 100 bin varillik günlük sevkiyat yapılıyor. Türkiye'nin bu sürece hazır olduğunu belirten Yıldız, şöyle devam etti: "Tabii ki Türkiye bütün altyapısıyla beraber buna hazır, bekliyor. Şu anda yaklaşık 1,8 milyon varil birikmiş durumda. Kuzey Irak petrolü olarak birikmiş durumda. Bugün sevkiyatın yapılabilmesi ancak kendilerinin satışlarıyla beraber mümkün olacak. Bu, Irak petrolüdür. Irak petrolünü tabii ki kendileri satacak. Türkiye bunun zeminini kolaylaştırıyor ve önünü açıyor. Tabii ki buradan oluşacak gelir, şu anda yaklaşık 180-200 milyon doları bulan ciro oluşur. Bunun Halk Bankasına yatırılmasında da mutabakat sağlamıştık. Her ne kadar önceden belirtilen ABD'deki bir hesaba yatırılmasıyla alakalı konuları, kendileri aşmış bulunuyor. Yaklaşık 100 bin varillik günlük sevkiyat yapılıyor. Sevkiyat da başladı. Sayın Neçirvan Barzani zannediyorum bunu kastetmişti. Belki 3 gün, belki bir hafta içinde bunların satışı gerçekleşebilir. 2,5 milyon varile kadar stoklama kabiliyetimizin olduğunu söylemiştim. Artık Bağdat ile Erbil, buna karar verecek ve 30 Nisan seçimlerinden sonra, Irak'ta yapılan seçimlerden sonra Irak'ın istikrarına, büyümesine, normalleşmesine inşallah katkı konulmuş olacak." TÜRKİYE YENİ HAMLELER YAPACAKTIR Yıldız, bundan sonra Türkiye'nin ikinci aşamaya başlayacağını vurguladı. BORSA İSTANBUL DÜNYA LİDERİ Borsa İstanbul, dün dünyanın en fazla yükselen piyasası oldu. 16 Aralık'ta 74.843 puan olan endeks, 17 Aralık operasyonunun ardından % 18.2 düşerek 3 Mart'ta 61 bin 189 puana kadar gerilemişti. Seçim sonuçlarına ilişkin iyimser beklentilerin 30 Mart'ta gerçekleşmesi ile beraber siyasi istikrarı satın almaya başlayan borsa, gelişmekte olan ülkelere fon akışının da hızlanmasıyla 3 Mart'tan bu yana % 23 yükseldi. 1.7 MİLYAR $LIK YABANCI ALIMI Paralel yapının 17 Aralık operasyonu ile yaratmak istediği algıya özellikle yabancı yatırımcılar prim vermedi. Aralık ve ocak aylarında borsada 658 milyon $lık net satış yapan yabancı yatırımcılar, şubat, mart ve nisan aylarında ise 1.7 milyar $ın üzerinde net alım yaptı. Yabancı yatırımcılar, özellikle son dönemde yaptıkları olumsuz değerlendirmelerle tepki çeken kredi derecelendirme kuruluşlarını dikkate almayarak, Türkiye'ye yatırımdan vazgeçmedi. S&P, Türkiye'nin en kırılgan üçüncü ülke olduğunu ileri sürerken, Fitch de siyasi belirsizliğin not üzerinde baskı yarattığını açıklamıştı. S Yıldız, bir gazetecinin, "Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani'nin, 'Türkiye'de depolanan petrolün satışına 2 Mayıs'ta başlayacağız' şeklinde bir açıklaması vardı. Gelinen süreç ne durumda?" sorusuna karşılık, Barzani'nin 3 gün kadar önce, ilk sevkiyatın 2 Mayıs'ta gerçekleştirileceğiyle ilgili açıklama yaptığını söyledi. P FAİZ % 9'A İNDİ, $ 2.09 TL Yabancı girişinin hızlanması, tahvilbono piyasasında da faizi 4.5 ayın en düşük seviyesine inmesini sağladı. Gösterge tahvilin bileşik faizi dün 16 Aralık 2013'ten bu yana ilk defa % 9'u test etti. 10 yıllık tahvilin faizi ise % 9,14 ile 27 Kasım'dan bu yanaki en düşük seviyeyi gördü. Faizdeki düşüşte, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın faiz indirimi sinyali vermesi de etkili oldu. Dövizde ise risk iştahının artmasıyla birlikte $ dün 2.0930 TL 25 Aralık 2013'ten bu yanaki en düşük seviyeye geriledi. evkiyat da başladı. Sayın Neçirvan Barzani zannediyorum bunu kastetmişti. Belki 3 gün, belki bir hafta içinde bunların satışı gerçekleşebilir" dedi. Bursa'da, Büyükşehir Belediyesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğünce Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nin bahçesinde düzenlenen "3'üncü Bilim Şenliği"nin açılış törenine katılan Yıldız, gazetecilerin sorularını yanıtladı. iyasalar, 17 Aralık operasyonu ve ardından yaşanan dinleme skandalları ile yaratılmak istenen algıyı tam anlamıyla tarihin çöplüğüne gömdü. Seçim sonrası güçlenen siyasi istikrar beklentisinin yurtdışındaki iyimser hava ile desteklenmesi sonucu Borsa İstanbul, 17 Aralık operasyonu öncesindeki seviyenin de üstüne çıktı. Gün içerisinde 75 bin 530 puan ile beş ayın en yüksek seviyesine çıkan BIST-100 Endeksi, haftanın son işlem gününü % 1.74'lük artışla 75 bin 159 puandan kapattı. Hem Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti hem de özel hukuk hükümlerine tabi şirketler yönünden Türkiye'nin petrolleriyle alakalı önemli gelişmeler olacağını aktaran Yıldız, "Türkiye, her zaman bahsettiğim gibi siyasi sınırları sabit kalmak kaydıyla enerji ve ekonomik sınırlarını genişletmiştir. Bununla alakalı çalışmalarımızı önümüzdeki aylarda hatta mayıs ayı içinde de inşallah bir kez daha görmüş olacağız. Yapılacak bir kısım imzalarla bunun önünü açtığımızı hep beraber görmüş olacağız" değerlendirmesinde bulundu. 5 MiLYON ‘BOMBA’ YOLLARDA Fren ve farlar sorunlu Yine TÜVTÜRK verilerine bakıldığında, geçen yıl Türkiye’de yaklaşık 7 milyon aracın periyodik muayenesi yapılmış. Araçların sadece yüzde 2’si “kusursuz”, yüzde 65.7’si “hafif kusurlu” geçebilmiş. Muayeneye gelenlerin yüzde 30’a yakını “ağır kusurlu”, yüzde 2.7’si de “emniyetsiz” bulunmuş.Peki en çok niye kalmış araçlar? “Arka frenlerin tutmaması” yine ilk sırada. Onu “geri vites lambasının yanmaması”, “fren lambalarındaki bozukluk”, “park lambalarının yanmaması” izliyor. 5. sıradaysa “uygun olmayan araç özellikleri” yani standart dışı koltuk sayısı gibi nedenler var. Barzani'nin, "isterse Türkiye'ye satabilecekleri" yönündeki ifadesinin hatırlatılması üzerine Yıldız, bu petrolün alıcısının Tüpraş ve özel sektör olduğuna işaret etti. Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: "Anlaşabiliyor olmaları halinde tabii ki Tüpraş da bu malı alır ama kendileriyle en son görüştüğümde, gerek Bağdat ile gerekse İran ile yapılan kontratlarda şu anda böyle bir alım için hazır olmadıklarını söylediler. Bu ticari şartlar önümüzdeki haftalar, aylarda değişebilir ama Türkiye bu sevkiyatı yaptıktan sonra, aynen sözleşmelerine bağlı kalarak, Sayın Neçirvan Barzani'yle yapılan sözleşmelere bağlı kalarak, Bağdat'ın da hassasiyetlerini mutlaka göz önünde bulundurarak ticari hacmini genişletecektir. Yeni hamleler inşallah yapacaktır. Bunu hep beraber göreceğiz." GAYRET GÖSTERİLDİ Yıldız'a, "17 Aralık operasyonuyla ilgili 60 kişi hakkında takipsizlik kararı verildi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu da yöneltildi. Söz konusu operasyonun, Türkiye'nin yakın siyasi tarihinde çok farklı değişiklikler yaptığının görüldüğünü dile getiren Yıldız, şunları söyledi: "Bir seçim yaşadık. 30 Mart seçimlerinde yaşadığımız, şu ana kadar siyaset tarihinde iktidarlar üzerine yapılan koalisyonun bundan böyle Trafikteki 18 milyon aracın, 5 milyon 100 bin tanesi yollarda muayenesiz dolaşıyor. Muayenesiz araçların 2. el satışının yasaklanmasıyla birlikte bu sayının bir miktar düşmesi bekleniyor. bin kamyon, 738 bin kamyonet ve 1.1 milyon Otomobil muayene yaptırmamış durumda. Motosiklet ve traktördeyse bu rakamlar daha yüksek. 1 milyon 784 motosiklet ve 1 milyon civarında traktörün de muayenesi yok.Muayenesiz motosikletlerin oranı yüzde 70, traktörlerin oranıysa yüzde 80’lere ulaşıyor. statistikler, Türkiye’deki araç sayısının 18 milyon adede ulaştığını gösterirken, bu araçların yaklaşık yüzde 30’unun “potansiyel tehlike” olduğu anlaşılıyor. Nitekim 5.1 milyondan fazla aracın muayenesinin olmadığı, Türkiye’deki traktör ve motosikletlerin yüzde 80’ine yakının da muayene yaptırmadığı belirtiliyor. İkinci el yasağı TÜVTÜRK Genel Müdürü Kemal Ören, araç muayenesinde kalma oranlarının iyileşmeye başladığını, ancak buna rağmen trafikte seyreden her 4 araçtan 1’inin muayeneye gelmediğini belirtti. Ören, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün getirdiği zorunluluk sonrasında, geçerli araç muayenesi olmayan araçların 2. el satışlarının yapılmasının mümkün olmadığına dikkat çekerken, bunun trafik güvenliğini artıracağını vurguladı. Yakın geçmişte muayenesi olmaksızın satışı yapılmış araçların karıştığı ölümcül kazalar bulunduğunu hatırlatan Ören, “Bu nedenle düzenlemenin trafik güvenliği sağlamaya yönelik bir önlem olmasının yanı sıra, ayrıca tüketiciyi korumak için atılmış bir adım olduğunu da söyleyebiliriz” diye konuştu. İ Muayeneden kaçan 5 milyondan fazla aracın arasında otobüs, minibüs ve kamyonların da bulunması, işin vahametini artırıyor. Kaza haberlerinde “Freni tutmayan araç...” ya da “Direksiyon hakimiyetini yitiren sürücü...” gibi etkenlerin sıralanmasının “sürücü hataları” dışında, çok da “olağan dışı” bir durum değil. TÜVTÜRK verilerine göre 48 bin 789 otobüs, 126 bin minibüs, 275 Yeni kusurlar da geldi Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü, araç muayenesinde belirleyici olan “Kusur Tablosu”nda değişiklik yapmış. Örneğin önceden hafif kusur olan “geri vites lambasının çalışmaması”, “yanlış takılmış lastikler” veya “rot başlarının kafalarında boşluk”, artık ağır kusura giriyor. 158 kusurda düzenleme yapılmış. Yani bakımsız araçların, yeni kusur tablosuyla muayeneden geçmesi biraz daha zorlaşacak, ama daha güvenli olacak. 2.7 milyar devlete TÜVTÜRK Genel Müdürü Kemal Ören, 2008 yılından bugüne kadar toplam 32.5 milyon aracın muayene edildiğini, tekrarlarla birlikte rakamın 60 milyonu aştığını söyledi. 6 yılda kamuya 2.7 milyar lire aktarıldığını hatırlatan Ören, yüzde 40 olan devlet payının, önümüzdeki dönemde yüzde 50’ye çıkacağını belirtti. Muayene ücretlerinin her yıl ekim ayında yine devlet tarafından yeniden değerlemeyle belirlendiğini anlatan Ören, muayene ücretlerinde kendi paylarının sadece yüzde 4 olduğunu, buna karşılık kendilerinin yaptıkları başlangıç yatırımının 1 milyar dolar olduğunu hatırlattı. Türkiye genelinde
© Copyright 2024 Paperzz