Sayı 26: 30 Haziran — 6 Temmuz 2014

Avrupa Futbolu çöktü,
Latin Amerika coştu
İFTARI KÜÇÜK LOKMALARLA VE İKİ
ÖĞÜN ŞEKLİNDE YAPIN SAĞLIK 07
Dünya Kupası’nda Avrupa temsilcilerinden İspanya, İngiltere, İtalya, Bosna-Hersek ile Hırvatistan’ın erken elenmesi herkesi şaşırttı. Buna karşılık Latin Amerika
ülkeleri başarılarıyla adından söz ettirdi. 110
SPOR
30 HAZİRAN — 6 TEMMUZ 2014 WWW.ZAMAN.BG YIL: XXII SAYI: 26 (1113) 0.70 LV
60 BİN DEKAR ARAZİ
AŞIRI YAĞIŞLARDA HEBA OLDU
HASAT SEZONU
Buğdayın
kurutulması
gerekiyor
Dobruca bölgesindeki buğday üreticileri, buğdayın kalitesinin
düşmemesi için hasat
edildikten sonra kurutulması gerektiğini savundu. Bu da üretim
maaliyetlerini arttıracak. Üreticiler, bu yılki
buğday hasat sezonunun zor geçeceği tahmininde bulunuyor.
Tarlaların çamur içinde
olmasından dolayı hasat için havaların iyileşip arazilerin uygun
hale gelmesi gerekiyor.
Üreticiler, hasat sezonunun 10 Temmuz’da
başlayabileceğini tahmin ediyor. Ülkenin
en büyük tahıl ambarı olarak bilinen Dobriç bölgesinde buğday
arazileri 1,2 milyon
dekarı buluyor. Buğdayın hızlı bir şekilde
hasat edilebilmesi için
8 bin 500 adet biçerdöverin görevlendirilmesi gerekiyor. Tarım
Fonu Dobriç Müdürlüğü, yağışlardan sonra ürünlerin zarar gördüğüne dair 99 dilekçe
verildiğini açıkladı.
S
ebze ve meyve bahçelerinin yüzde 80’inde
hasar olduğu belirtilirken, buğday rekoltesinin 1 milyon ton düştüğü kaydedildi.
Yağışlardan önce 4,5-5 milyon
di ise
ton buğday beklenirken, şim daton
yon
mil
bir
beklenilenden
ha az verim elde edilebilecek.
GAZETENİZLE İLGİLİ DAĞITIM VE DİĞER PROBLEMLER İÇİN BİZİ ARAYINIZ! TEL.: (02) 832 31 11, E-MAIL: [email protected]
B
ulgaristan’da aşırı yağışlardan zarar gören tarım arazilerinin 357 bin dekar olduğu
açıklandı. Bazılarında sadece bitkilerin eğildiğini, diğerlerinin ise tamamen heba olduğunu duyuran Tarım
ve Gıda Bakanı Dimitır Grekov, yaklaşık 60 bin dekar ekili arazinin kullanılmaz hale geldiğini belirtti. Hasarın bilançosunun eylül ayında belli
olacağının altını çizen Grekov, ödenecek olan tazminatların imkanlara
göre netlik kazanacağını ifade etti.
2013 yılında tazminat için 4,3 milyon leva ayrılmıştı.
Bakan Grekov, “Elverişsiz iklim
şartlarından dolayı buğday hasadında yüzde 18 ila yüzde 25 daha az verim bekleniyor, fakat bu ekmeğin kalitesine yansımayacak, çünkü yeterince ham madde olacak.” dedi. 102
02 HABERLER
30 HAZİRAN — 6 TEMMUZ 2014 ZAMAN
Üreticiler, hasat sezonunun
10 Temmuz’da başlayabileceğini tahmin ediyor.
60 bin dekar arazi
aşırı yağışlarda heba oldu
BİRİNCİ SAYFADAN DEVAM
1milyon ton buğday bekYağışlardan önce 4,5-5
lenirken, şimdi ise beklenilenden bir milyon ton daha az verim elde edilebilecek.
Son haftalarda yaşanan hava
şartları nedeniyle düzenlenen
Tahıl Danışma Kurulu’nun toplantısının ardından, sektördeki
durumun kritik olmadığı ve ekmek ile buğday sıkıntısı çekilmeyeceği anlaşıldı.
En büyük hasar gören bölgeler arasında Vratsa (130 bin
dekar), Montana ve Vidin yer
alıyor. Dobriç’te de 30 bin dekar heba oldu.
Ekmek Üreticileri Derneği Başkanı Mariyana Kukuşeva,
Bulgaristan tarım üreticilerinin
yatmış olan buğdayları toplayacak teknik ekipmana sahip olduklarını ve bunların tamamen
heba edilmeyeceğini duyurdu.
Kurul toplantısında maliye
bakanlığından 2 milyon leva ek
yardım istenerek, doluyla mücadelede kullanılacak yeni roketlerin alınması kararlaştırıldı.
Yerli sebze ve meyvenin yerini
ithal ürün alacak
Tarım Üreticileri Derneği Başkanı Tsvetan Tsekov, sel ve doluların ülkedeki meyve ve sebzeleri tahrif ettiğini açıkladı.
Problemin buğday sorunundan
daha büyük olduğunun altını
çizen Tsekov, son 2 hafta içinde
düşen aşırı dolu sebebiyle koruma sistemi olmayan bölgelerde
hasadın heba olduğunu kaydetti. Bahçelerin yüzde 80’inin aşırı yağmur ve doludan zarar gördüğünü ifade eden Tsekov, yerli üretimin yerine pazarlarda ithal ürünlerin çoğalması anlamına geldiğini kaydetti.
Dobriç’te bin 500 dekar ayçiçek, bin 280 dekar mısır, 610
dekar kanola tamamen heba
olurken, 800 dekar ekili buğday
tarlasından hiçbir verim beklenmiyor. Bunun dışında diğer tarlalarda yüzde 20 ila yüzde 80’e
varan hasarlar bulunuyor. Dobriç ilinde bu yıl 1 milyon 236 bin
dekar buğday, 162 bin dekar
kanola, 900 bin dekar ayçiçek,
943 bin dekar ekilmiş mısır tarlası bulunuyor.
Ruse ilinde nemin buğday
hasadında septoriya gibi hastalıklara sebep olduğu ve yere düşen tanelerin de kullanılamaz
halde olduğu belirtildi.
Tahıl Üreticileri Derneği’nden yapılan açıklamaya göre, kampanya başında 1 ton
buğday için 300 leva verilmesi
beklenirken, düşük hasada rağmen ülkede iklim şartlarına dayanıklı buğday çeşitleri de bulunuyor ve bu yüzden buğdaysız
1zey Doğu Bulgaristan’da yaşanan
Bursa Büyükşehir Belediyesi, Ku-
sel felaketinden zarar gören afetzedeler için hazırlanan 2 TIR dolusu yardım
malzemesini Varna’ya gönderdi.
Balkanlar’da ne zaman bir felaket
olsa kentin tüm dinamiklerini harekete geçirerek felaket bölgelerine destek
veren Bursa Büyükşehir Belediyesi, bu
sefer Kuzey Doğu Bulgaristan’ın Varna
şehrinde yaşanan sel felaketinden etkilenen afetzedelere yardım elini uzattı. Bursa’da Büyükşehir Belediyesi’nin
koordinasyonunda BAL-GÖÇ üyesi hayırsever işadamlarının destekleriyle hazırlanan ve içerisinde ihtiyaç maddeleri bulunan TIR’lar,
BURULAŞ’taki başkanlık makamının
önünden Varna’ya doğru yola çıkarıldı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Kuzey Doğu Bulgaristan’ın
Varna şehrinde büyük bir sel felaketinin yaşandığını belirterek, bölgede
bulunan insanlardan yardım talebi aldıklarını söyledi. Türkiye ile Balkanlar
arasında köprü görevi gören bir kent
olarak bu talebi dikkate aldıklarını ve
dostluğun göstergesi olarak çalışmalara hemen başladıklarını kaydeden
Başkan Altepe, “Kent dinamiklerimiz
ve BAL-GÖÇ üyesi işadamlarımızla
birlikte bu faaliyeti gerçekleştirdik. İçerisinde ev eşyaları, battaniye, giyecek,
yiyecek ve temizlik malzemeleri bulunan 2 TIR yardım malzemesini bugün itibariyle yola çıkardık.” dedi. CİHAN
FOTOĞRAF: CİHAN
Varna’ya Bursa’dan yardım eli uzandı
kalınmayacak.
Tırgovişte ilinde iklim koşullarından zarar göre araziler için
12 tespit protokolü hazırlandı.
Bunlar mayıs ayındaki yağmurlardan tamamen yok olan
hasada ait olup buğday, sebze ve meyve, bitki ve ağaçları
kapsıyor. Bölgede hiç verim elde edilmeyecek olan 833 hektardan 112 hektarı buğday, 43
hektarı ayçiçek ve 9 hektarı çilek heba oldu. Yambol’da 11
bin dekar, Sliven’de 2 bin dekar
buğday heba oldu. Silisitra’da
ekilen buğdayın yarısı, arpanın
ise yüzde 80’i yere yattı. Üreticiler sarımsak ve meyvelerde çürümeler görüldüğünü aktardı.
Avrupa’dan 5 milyon
yaşlı bekleniyor
1Tıbbi Turizm derneğinden Dimitır BlaSPA ve sağlık konferansında konuşan
goev, 10 yıl içinde Bulgaristan’a Avrupa’dan
SPA yapma amacıyla 3 ila 5 milyon yaşlı beklendiğini açıkladı. Bulgaristan’nın Avrupa
Birliği’nde yaşlı kesimin en büyük ev sahibi
ülke olduğunu dile getiren Blagoev, hükümetler seviyesinde meselenin görüşüleceğini söyledi. “AB ve Bulgaristan arasında benzer görüşmeler yapılması bekleniyor. Umarım ülkemiz gerçekten bu insanların tedavi
için geldiği ana ülke konumuna gelir, çünkü AB’deki sosyal fonlar güç kaybediyor.
Avrupa’dan yaşlı insanların gelmesi iş yerlerin açılması bekleniyor. Söz konusu hastaların bakımı ile alakalı alınan ücretler ise Bulgaristan standardının üzerinde olacak. “ dedi.
03 HABERLER
30 HAZİRAN — 6 TEMMUZ 2014 ZAMAN
Manoliç’de seller maddi
hasara sebep oldu
Bulgar dervişten
jimnastik kitabı
1olan Vasil Tosev-Veli, sağlıklı bir
Bulgaristan’ın tek Bulgar dervişi
Köyün kuzey bölgesinde bulunan yukarıki mahallede derenin üzerindeki köprü, yoğun yağışlardan dolayı çöktü ve yerinde büyük bir toprak kayması meydana geldi. FOTOĞRAFLAR: İLHAN ŞENOL
1lı Manoliç köyünde, sel felakeSungurlare Belediyesi’ne bağ-
ti korkulu anlar yaşattı.
Köyden geçen dere aşırı yağışların ardından taştı ve büyük hasarlara sebep oldu. Köyün kuzey bölgesinde bulunan yukarı mahallede
derenin üzerindeki köprü, yoğun
yağışlardan dolayı çöktü ve yerinde büyük bir toprak kayması meydana geldi. Toprak kaymasının etkisiyle yakınında bulunan bir otomobil ise çukura düştü. Derenin akşam
saatlerine yakın taşmasından dolayı, kırdan dönen 6 büyük baş hayvan dereyi geçerken sel sularına kapıldı. 3’ü dereden çıkmayı başaran
hayvanların 3 tanesi ise sel sularıyla beraber yaklaşık 1 kilometre kadar sürüklenerek köyün merkezinde karaya vurdu. Köy muhtarı Adem
Gazi’ye göre böyle bir yağmur köye
yaklaşık 100 yıldır yağmamış. Edinilen bilgilere göre, yağmurun yağdığı gün bir metrekareye 100 litre yağmur yağmış, ekilen tütünlerin çoğu
hasar görmüş ve bazı kişilerin evlerini su basmış. Adem Gazi, “Köyümüzün yamaçta olması, bizi çok
büyük bir faciadan kurtardı. Sadece bir kişinin evinin birinci katını su
bastı. Bu kişinin evinde ciddi hasar
var. Pencere ve kapıları kırıldı. Dolabında sakladığı paraları bile sel aldı.
Başka ciddi hasar gören köylü yok.
Yalnızca köyümüzde yamaçlarda
ekili olan tütünleri sel suları dereye
attı. Düzlük tarlaları ise su bastı. 3.
el tütünler çürüdüler.” dedi.
Yukarı mahalleden akan sular,
köy merkezinde birikti ve muhtarlığın demir parmaklıkları da akan
sulardan hasar gördü. Köyün muhtarlığını da su bastı. Sel suları kaldırım taşlarını da sökerek muhtarlık binasının önüne kadar taşıdı. Sel felaketi ile birlikte asfalt olmayan köy yolları yarıldı. Yağmurun ve selin son bulmasıyla beraber köye akşam gelen itfaiye aracı,
köy meydanına taşınmış olan molozların temizlenmesine yardım etti. Muhtarlık binasının önünde birikmiş olan suyu köy muhtarı köyden pompa bulup kendisi dereye
aktarmak zorunda kaldı.
Adem Gazi, köyde meydana gelen hasar için belediye başkanıyla konuştuğunu ve yarık olan yollara çakıl gönderildiğini, birkaç yolun tekrar yapıldığını ve köydeki her
yolun eski halini alacağını dile getirdi. İLHAN ŞENOL MANOLİÇ
vücut için kitap yayınladı. “İnsan Vücudunun Bakımı” başlığını taşıyan 80
sayfalık kitapta, herkesin kolayca yapabileceği solunum ve fizik hareketleri yer alıyor. Plovdiv’de yoga eğitimcisi olarak çalışan Tosev, 13 yıl önce
İvan Garabitov’un
zayıflama metodunu uygulayan ilk
kişi olarak tarihe
geçmişti. 2001’de
105 kilogramı 3 ay
içinde eriterek 58
kg.’a düşüren Veli, yapılması plan- Vasil Tosev-Veli
lanan kalbine bypass ameliyatından da kurtulmuştu.
Şu anda da aynı kiloda kalmaya devam eden ve Plovdiv’de Garabitov
Merkezi’nde eğitimci olan Tosev, “Kitapta basit ve anlaşılır bir dilde vücudun toksinlerden arındırılıp bağışıklık
sisteminin güçlendirilmesini anlatıyor.
Eserdeki tavsiyeleri uygularsanız, sağlıklı bir ömür süreceksiniz ve ilaç kullanmanıza gerek kalmayacak.” diyor.
Tarih ve coğrafya
öğretmen
alınacak
1200’ün üzerinde tarih, coğrafya
Önümüzdeki eğitim yılı için
ve felsefe öğretmen aranıyor. Bulgar
Öğretmen Sendikaları Başkanı Yanka
Takeva, bu derslerden normativlerin
azaltılması sonucu öğretmenler daha
az ders saatine gireceğini ve dolayısıyla
kadro ihtiyacı olacağını duyurdu. Takeva, bunun için 2 milyon leva gerektiğini,
fakat kaynağın mevcut sistemde bulunduğunu duyurdu. Sayılan ders öğretmenleri yıllık 720 saatleri bulunuyor ve
oldukça yoğun bir ders programları yer
alıyor. Güze normativleri 684 saate düşürelecek olan 35 bin öğretmen asgari
görevli maaşının da devreye girmesiyle rahatlayacak. Öğretmenlerin çoğu ek
olarak verilen vazifelerden ve doldurmaları gereken evraklardan şikayetçi.
Vidin’de, Bolu’dan hediye
edilen makine denendi
1ye’nin Bolu Belediyesi’nVidin Belediyesi, Türki-
den hediye edilen sivrisineklere karşı etkili olan bir makineyi test etti. Geçen yıl hediye edilen makine, paslanmaz
çelikten yapılmış olup 500 kg.
ağırlığında ve uzaktan kumanda kontrol imkanı bulunuyor.
İşbirliği anlaşması olan iki belediye yetkilileri, sık sık karşılıklı ziyaretler düzenliyor. Yeni
makineyle sivrisineklere karşı
daha etkili bir mücadele beklenirken, ilaçlamanın insan ve
evcil hayvanlara zararsız olan
Aqua K – Othrine EW 20 maddeleriyle yapılacağı kaydedildi.
Dünyadaki şifalı bitkilerin yüzde 6’sı Bulgaristan’da yetişiyor
1Derneği, geleneksel tıp ile
Bulgaristan Doğal Tedavi
alternatif tıbbın el ele olması talebinde bulundu. Dernek Başkanı
Zofiya Şcerbak, hafif hastalıklarda etkili ve ağır hastalıklara standart tıbba destek olarak alternatif
metotlara daha büyük güven duyulmasını istedi. Üyeler, homeo-
patinin faydalarından en önemlerinin ucuz olması, yan etkilerinin bulunmaması ve diğer ilaçlarla menfi etki oluşturmadığını
saydı. Dünyadaki şifalı bitkilerin
yüzde 6,4’ünün Bulgaristan’da
bulunduğunu söyleyen Sçerbak, ülkede 700 çeşit farklı şifalı otlara rastlandığını kaydetti.
Doğal tedavi taraftarları Sağlık
Kanunu’nda değişiklik yapılarak,
geleneksel olmayan bir tıp merkezinin oluşturulmasını ve alternatif ilaçların etkisinin incelenmesini amaçlıyor.
İç hastalıklar ve homeopati uzmanı olan Rayna Tomova,
Bulgaristan’da tıp üniversitele-
rinde 2 yıllık kurs bitiren bin 500
homeopati uzmanı doktorun bulunduğunu dile getirdi. Tomova,
“Tıp eğitimi diploması olmayan
homeopati uzmanı olamaz.” dedi. Buna rağmen internette bir
sürü homeopati uzmanı gibi geçinenlerin ilan verdiğini kaydetti. Tecrübe ve klinik deneyimi-
nin olmamasının tehlikeli olabileceğini aktaran Tomova, bitkilerin normal tedaviye destek
olarak kullanılabileceğini söyledi. Uzmana göre bitkisel ilaçlarla
alerji ve hormon bozukluklukları, sindirim bozuklukları, hafif enfeksiyonların başarılı bir şekilde
tedavi edilebileceğini iddia etti.
04 HABERLER
30 HAZİRAN — 6 TEMMUZ 2014 ZAMAN
Susuz domates ve
kavun yetiştirildi
FOTOĞRAF: CIHAN
Topraksız domates yetiştirerek gündeme gelen Çukurova Üniversiteli bilim insanları, bu
kez de kuraklık tehlikesine karşı, suya ihtiyaç duymayan domates ve kavun türü geliştirdi.
1li faktörler neticesinde yaKüresel ısınma ve çeşit-
ğışların azalması ve su kaynaklarının tükenmesi karşısında, tarımda oluşabilecek olumsuzlukları ortadan kaldırmak adına bilimsel çalışmalar yapan Çukurova Üniversitesi Bahçe Bitkileri
Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Yıldız Daşgan, susuz ve çok az su
ile yetişebilen kavun ve domates
yetiştirmeyi başardı.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)
desteğiyle 2010 yılında başlayan
‘Türkiye F1 Hibrit Sebze Çeşit ve
Nitelikli Hat Geliştirme Projesi’ 4
yıl süren bilimsel ve deneysel çalışmalar neticesinde olumlu sonuçlandı. Projenin ortakları olan
Çukurova Üniversitesi ve Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (BATEM), kuraklığa karşı yetişebilen yeni çeşitlerle
özel sektörün de ilgisini çekti.
Türler hakkında bilgi veren Prof.
Dr. Yıldız Daşgan, Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı Enstitüleri
ile ortaklaşa yürütülen projenin 4
yıldan beri sürdüğünü ve istenilen
sonucu elde ettiklerini söyledi.
Daşgan şu bilgileri verdi; “Kavunlarda yürüttüğümüz araştırma TÜBİTAK tarafından destek-
lendi. Projenin adı KAMAK projesi. 4 kurumun ortaklaşa 4 yıldan beri yürüttüğü projenin sonuna geldik. Bahçe Bitkileri Bölümü olarak, bizim projede iki tane iş paketimiz var. Bir tanesi kavunlarda kuraklığa dayanıklı kavun çeşidi geliştirmekti. 4 yılın
sonunda bu hedefimize ulaştık.
Çok önemli hatlar çıktı. Şu anda hem su stresine ve kuraklığa
dayanıklı, hem de toprak kökenli
hastalıklara dayanıklı kavun çeşit
adayları çıkarılmış durumda. Çeşitler özel firmalara gösterildi ve
çok beğeni topladı. 4 yıl süren TÜBİTAK projesi hedefine ulaştı.”
SUSUZ YETİŞTİRMEDE KALİTE DE ARTTI
Az su ya da hiç su vermeden yetiştirilen yeni
çeşitlerde verim ve kalitenin de arttığını vurgulayan Prof. Dr. Daşgan, “Burada geliştirilen kavun çeşitleri normal koşullarda sulanan
kavunların yarısı kadar su verildiğinde başarılı şekilde yetişiyor. Ve hatta hiç su vermeden
bile yetiştirdik. Susuz yetiştirmede verim biraz azalmakla birlikte kalite artıyor. Çok daha
tatlı renklerin oluştuğu başarılı kavunlar elde
ettik. Yüzde 50 daha az su vererek de yetiştirebilirsiniz. Burada önemli olan susuzlukta
verimi iyi, hastalıklara karşı dirençli, hem serada hem açık havada yetişmeye uygun çok
iyi ıslah hatları oldu.” şeklinde konuştu. CIHAN
Yangınlara karşı
ortak tatbikat
1Burgas Orman Bölge Müdürlüğü, Yangınsız
Kırklareli Orman İşletme Müdürlüğü ve
Istranca ve Yıldız Dağları Projesi tatbikatında buluştu. Avrupa fonları desteği ile hayat bulan projedeki amaç, doğal kaynakların yangınlara karşı
koruyarak doğal ve kültürel mirası muhafaza etmek. İki ülke dairelerin işbirliği sağlaması yanında halkı da bilgilendirecek “Mobil okul” açılması
öngörülüyor. Dereköy’de yapılan ortak tatbikatta
Babatepe alanında meydana gelen bir yangın kısa
sürede İstanbul’dan gelen helikoperin de yardımıyla söndürüldü. Sinyalin verilmesinden yangın
ekiplerin olay yerine gelmesine kadar normativin
17 dakika olduğunun altını çizen yetkililer, bunun
10 yıl önce 40 dakika olduğunu belirtti.
05 EKONOMİ
30 HAZİRAN — 6 TEMMUZ 2014 ZAMAN
DKEVR, yüksek elektrik
fiyatlarını AK’ye taşıyor
1leme Komisyonu (DKEVR),
Devlet Enerji ve Su Düzen-
Meriç Doğu 1 ile Meriç Doğu 3
santrallerinin uzun vadeli anlaşmalarına müdahale etmesi konusunda Avrupa Komisyonu’na iki
dilekçe sundu. Komisyon, Amerikalıların işlettiği bu santrallerle
ilgili pahalı elektriğin satın alınmasına sınırlama getirilmesi konusunda yeni bir anlaşma yapamamasından dolayı bu yola başvurdu. Ancak, Brüksel’in bu dilekçeleri dikkate alması ve rekabetin engellendiğine hükmetmesi durumunda Bulgaristan’a
ceza verilebileceği kaydediliyor.
Komisyon’un, Bulgaristan’ın
bazı santralleri diğerine tercih etmesi ve devlet yardımı sağladığına kanaat etmesi durumunda ülke
için ciddi cezalar verilebileceğini
savunan uzmanlar, Komisyon’un
tamamen ticari ilişkiler ile ilgili bu
duruma müdahale etme ihtimalinin düşük olduğu görüşünü savunuyor.
Komisyon Başkanı Boyan Boev, iki santral ile Ulusal Elektrik
Kurumu (NEK) arasındaki anlaşmanın Avrupa Birliği faaliyet anlaşmasına göre işlediğini, ancak
bunun Avrupa piyasası ile uyuşmadığını dile getirerek anlaşma-
ların geçici olarak durdurulmasını ve durumun açıklığa kavuşturulmasını istediklerini söyledi. Şu
anda NEK’in iki santralde üretilen elektriğin tamamını satın alma zorunluluğu bulunduğunu
vurgulayan Boev, bunun piyasadaki diğer santralleri olumsuz etkilediğini savunuyor.
Komisyon, mayıs ayı sonunda
NEK’ten iki santral ile fiyat değişiklikleri konusnda görüşme yapmasını ve fiyatların yüzde 20 ve
yüzde 30 oranında düşürülmesini istedi. Ancak Boev, santral
sahiplerinin bu fiyatın düşürülmesine yanaşmadığını aktardı.
Dünya Kupası 1 milyon kişiye
ekmek kapısı oldu
1Dünya Kupası’nın 1 milyon
Brezilya’da düzenlenen
kişiye doğrudan ya da dolaylı yolla istihdam sağladığı ve ülke ekonomisine 30 milyar dolar katkı
sağlayacağı tahmin ediliyor. Çalışma ve Turizm bakanlıklarının
ortak talebi üzerine devlete bağlı bir istatistik kurumuna yaptırılan araştırma, son üç yıllık hazırlık sürecinin bütününü kapsıyor.
Bu süreçte tamamı kayıtlı çalışan
olmak üzere 710 bin sürekli ve
250 bin geçici işçiyle anlaşma yapıldığını belirten yetkililer, bu rakamların ülkenin işsizlik oranlarını aşağıya çektiğini belirtiyor. Ayrıca organizasyona bağlı turizm
gelirlerinde ciddi bir artış olduğunu ortaya koyan araştırma, turnuva sonuna kadar ülkeye sağlanan döviz girişinin 30 milyar dolara ulaşabileceğini ortaya koyuyor. Bu rakamın, ekonomisi türbülansa giren ve son on yıllık tarihinde ilk kez cari açık beklentisi içinde olan ülkeye doping etkisi
yapacağı öngörülüyor.
Avrupa’ya seyahatlerde yapıla-
1 Temmuz’dan itibaren yüzde 20 oranında ucuzlayacak. Bu tarihten itibaren
rouming ücretleri, aramalarda en fazla KDV hariç dakikası 0,19 Euro (yüzde 21 ucuzlama) olacak. Gelen aramalar ise 0,05 Euro (yüzde 28,5 ucuzlama) olacak. Bu tarihten itibaren en fazla fiyatı düşen hizmet ise yüzde 55,5
ile veri aktarımında olacak. 1 MB ve-
1yıt dışı ekonomi bakımından
Bulgaristan’ın 2012 yılında ka-
Avrupa’da ilk sırada olduğu açıklandı. Fransa Ekonomi ve Sosyal Kurulu tarafından yapılan araştırmada,
Bulgaristan’ın 2012 yılındaki kayıtdışı oranının Gayri Safi Milli Hasıla’nın
yüzde 31,9’una denk geldiği kaydedildi. Bulgaristan’ın yanı sıra kayıtdışı ekonominin en fazla olduğu ülkeler arasında yüzde 29,1 ile Romanya; yüzde 28,2 ile Estonya’nın olduğu
kaydedildi. Yunanistan’daki kayıt dışının ise yüzde 23,6 olduğu aktarıldı.
Araştırmaya göre, kayıt dışı ekonominin en az olduğu ülkenin yüzde 7,6 ile Avusturya olduğu kaydedildi. İkinci sırayı yüzde 8,2 ile Lüksemburg aldı. Kayıt dışı miktarı
Hollanda’da yüzde 9,5; İngiltere’de
yüzde 10,1; Fransa’da yüzde 10,8;
İrlanda’da yüzde 12,7; Almanya ve
Finlandiya’da yüzde 13,3 olarak belirtildi. AB’de ortalama kayıt dışı ekonomi oranı ise yüzde 16,8.
Kurul uzmanları, 2013 yılında AB
üyesi ülkelerde kayıtdışı ekonominin
yüzde 18,9 oranına (2,1 Trilyon Euro)
ulaştığını, bu artışa ise işsizlik, ekonomik kriz, yoksulluk, istihdam giderlerini arttıran vergiler ve güçlü rekabetin sebep olduğu aktarıldı. Uzmanlar, kayıt dışı ile mücadelede denetimlerin sıklaştırılarak cezaların
arttırılması önerisinde bulundu.
Oreşarski: KTB’yi
devlet alıyor
1cu Merkez Bankası tarafından
Nakit sıkıntısı yaşaması sonu-
Avrupa ile Rouming konuşmaları yüzde 20 ucuzlayacak
1cak cep telefonları görüşmeleri
Bulgaristan,
kayıt dışında
Avrupa’da
ilk sırada
ri için 0,20 Euro ödenecek. Yurtdışında
SMS göndermek ise 0,06 Euro olacak. 1
Temmuz’dan itibaren Avrupa’daki GSM
operatörleri, seyahate gidenler için özel
fiyat tarifeleri sunmaları bekleniyor. Avrupa Komisyonu, 2007 yılından bu yana, AB ülkelerinde daha ucuza konuşulması için fiyat değişikliklerine başladı.
Komisyon’dan yapılan açıklamada, bu
değişikliklerin sonucu olarak konuşma
ücretleri yedi yıl öncesine kıyasla yüzde
80 ila yüzde 90 arasında ucuzladığı belirtildi. Komisyon, yurtdışında kullanılan GSM hizmeti ücretlerinin zamanla
düşürülerek, kullanıcıların kendi ülkelerinde kullandıkları ücret kadar ödemelerini hedefliyor. Bu fikir, Avrupa Parlamentosu Sanayi Komisyonu tarafından
19 Mart 2014’te onaylandı. Bu öneri Avrupa Parlamentosu milletvekilleri tarafından da kabul edilirse rouming ücreti
15 Aralık 2015’ten itibaren tarih olacak.
özel denetime tabi tutulan Corporate
Commersial Bank’ın (KTB) yeni hissedarları devlet ile Banka Mevduatı Garanti Fonu olacak. Başbakan Plamen
Oreşarski, bankanın aktif ve pasiflerinin değerlendirilmesinin ardından yasanın, açığı kapatmaları ve likiditeyi sağlamaları için mevcut hissedarları davet edeceğini
söyledi. Oreşasrki,
banka ile bu sorunların yaşanacağını
tahmin ettiklerini,
sonuçta toplumda
da gerginlik yaşandığını kaydetti.
Maliye BakanPlamen Oreşarski
lığı da banka hakkında atılan adımlar konusunda Bakanlar Kurulu, Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası arasında hiçbir görüş ayrılığının bulunmadığını vurguladı.
Merkez Bankası da Corporate Commersial Bank’ın (KTB), 21
Temmuz’da yeniden hizmet vermeye başlayacağını açıkladı. Merkez
Bankası’ndan yapılan açıklamada,
KTB’de yaşanan likid sıkıntısının diğer bankaları etkilemediği, ülkedeki banka sektöründe harhangi bir sıkıntının olmadığı kaydedildi.
06DIŞ HABERLER
30 HAZİRAN — 6 TEMMUZ 2014 ZAMAN
Tarım için hayati öneme sahip
fosforun 90 yıllık ömrü kaldı
1forlu yapay gübrelerin yapımın-
Yapılan araştırmaya göre; fos-
İnsanlığın
doyurulması
için tarımda
kullanımı neredeyse mecbur olan, ancak bilinçsiz
kullanılınca
sağlığa zarar
veren fosforun 90 yıllık
ömrü kaldı.
da kullanılan fosforun her yıl dünyada 7 milyon tona yakın harcandığı belirtilerek, “Böyle giderse dünyada yararlanılabilecek fosforu gelecek 90 yıl
içinde tüketmiş olacağız.” deniliyor.
Bursa Uludağ Üniversitesi (UÜ), Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Bilimleri anabilim
dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Melike
Yalılı Kılıç tarafından yapılan araştırmada Türkiye’de tarım ilacı tüketiminin ortalama 33 bin ton olduğu belirlendi. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de
de tarımsal verimin artırılması ve zararlı bitkilerden korunmak için pestisit, fungusit, rodentisit ve diğer kimyasal maddeler kullanılıyor. Türkiye ve dünyada pestisit kullanımının
karşılaştırıldığı çalışmada pestisit kullanımının meydana getirdiği sorunlar
ile tehlikeler ele alınıyor. Ayrıca pestisitlerin yüzeysel sular, yeraltı suları ve toprak üzerine çevresel etkileri
incelenerek bu etkileri azaltmak için
alınması gereken önlemler sıralandı.
FOSFOR 90 YILDA BİTECEK
Toprağa katılan yapay gübrelerle gittikçe daha çok üretmek ve kullanmak
ihtiyacı doğduğunu anlatan Yrd. Doç.
Melike Yalılı Kılıç, fakat bu maddelerin beraberinde ciddi sorunları da
getirdiğini anlatıyor. Fosforlu yapay
gübrelerin yapımında kullanılan fos-
forun her yıl dünyada 7 milyon tona yakın harcandığını bildiren Kılıç,
“Böyle giderse dünyada yararlanılabilecek fosforu gelecek 90 yıl içinde tüketmiş olacağız. Fosfat gübrelerin kullanılmaması halinde ise yeryüzünde ancak çok az insanı doyurmak mümkün olacaktır. Çünkü fosfor toprak için gerekli bir besin elementidir ve eksik olduğu zamanlarda ise dışarıdan yapay gübrelerle verilmesi gerekir. Ancak tarımda bunun kontrollü bir şekilde kullanımının sağlanması çok önemlidir.” dedi.
DÜNYA DA PESTİSİT KULLANIMI
Dünyada tarım ilacı üretiminin 3
milyon ton, yıllık satış tutarının 2530 milyar dolar arasında değiştiğini anlatan Melike Yalılı Kılıç, şunları söyledi: “ Dünyada tarım ilaçlarında en yüksek kullanım oranını
yüzde 47 ile herbisitler alırken, yüzde 29 oranı ile insektisitler, yüzde 19
oranı ile fungisitler üçüncü sırada. ”
PESTİSİT KULLANIMINDA TEHLİKELER
Pestisit kalıntılarının toprak için
önemli rol oynayan solucan gibi
toprak faunasının zarar görmesine neden olduğunu anlatan Melike
Yalılı Kılıç, “Pestisit kalıntıları topraktan ürünlere ve buradan da insan ve hayvanlara beslenme zinciri
Dünyanın en uzun kızı
Karabüklü Rümeysa
1de yaşayan 17 yaşındaki Rümey-
Karabük’ün Safranbolu ilçesin-
sa Gelgi, ayakta 2 metre 13, yatarak 2
metre 17 santimetrelik boyuyla 18 yaş
altı dünyanın en uzun genç kızı olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi.
Rümeysa’nın sertifikası 9 Temmuz’da
Safranbolu’da törenle verilecek.
Safiye – Haydar Gelgi çiftinin 3 çocuğundan en küçüğü olan Rümeysa Gelgi (17) doğuştan genetik weaver sendromu rahatsızlığına sahip. Hızlı büyüme sorunu olan sendromu yaşayan
Gelgi, 2012 yılında Guinness Rekorlar
Kitabı’na başvurduğunu belirtti.
Rümeysa Gelgi, “Ben Weaver Sendromu denilen sendroma sahibim. 2012
yılında Guinness Records’a başvurdum. Belli bir bekleme süresinden
sonra 2013 yılının sonunda bu bekleme sürem bitti. 2014 yılının Mart ayında Guinness’ten yetkililer gelerek resmi ölçümümü yaptılar. Gerekli kanıtları
alıp Londra’ya sundular. Bir ay sonra da
18 yaş altı dünyanın en uzun genç kızı
unvanımı onayladılar. Çok mutluyum
ve heyecanlıyım. 9 Temmuz’da sertifikamı alacağım. O günü iple çekiyorum.” dedi.
Baba Haydar Gelgi ise kızının üçüncü
çocuğu olduğunu belirterek, “Doğuştan
Weaver Sendromu denilen sendroma
sahip. 18 yaş altı dünyanın en uzun kızı
unvanına sahip. Yapılan resmi ölçümlerle ayakta 2 metre 13 cm, boylu boyunca yatarak ise 2 metre 17 cm boyunda. Kızım böyle bir ödül aldığı için mutluyum.” diye konuştu.
Guinness World Records Türkiye
Hakemi ve Sorumlusu Şeyda Subaşı tarafından yapılacak tescil programı ise
Safranbolu Misak-ı Milli Meydanı’nda
9 Temmuz’da teravih namazı sonrasında gerçekleştirilecek.
Bu arada Mardin’de yaşayan Sultan
Kösen de 2 metre 51 cm’lik boyuyla
Guinness Rekorlar Kitabı’na dünyanın
en uzun boylu adamı olarak girmişti.
içinde zararlı sonuçlara neden olur.
Pestisitler yeraltı sularına ve buharlaşma ile atmosfere karışarak zararlı olur. Pestisitler yeraltı ve yüzeysel
suları etkiler.” değerlendirmesinde
bulundu. Hasat ilaçlama aralığının
fazla uzun tutulmadan belirlenmesi
gerektiğini anlatan Melike Yalılı Kılıç, alınması gereken önlemleri şöyle
sıraladı: “Gıdaların işleme sürecinde pestisit azaltıcı uygulamalar yapılmalı. Her bir pestisit için LD 50
dozu bilinmeli, açıkça yazılmalı. İnsan ve çevresi için daha az toksik
olan pestisitler tercih edilmeli. Aşırı
doz ve gereksiz tekrarlı uygulamalardan kaçınmalı.” ENSAR TUNA ALATÜRK
Uçan araba
dönemine
mi giriliyor?
1ilk uçan araba sistemi kuruluyor. İsraİsrail’in başkenti Tel Aviv’de dünyanın
il Uzay ve Havacılık Dairesi’nin bahçesinde
500 metre uzunluğunda manyetik bir ray inşaa edilecek. Manyetik ray ile araçların havada
kalması hedefleniyor. İlk başta deneme amaçlı
yapılacak olan bu sistemin kurucusu olan SkyTran adlı şirket, projede başarı sağlanırsa ticari uygulamaya geçirecekleri bilgisi geldi. Araçlar için kilometre uzunlukta raylar kurulacak
ve iki kişilik araçlar trafiğin yoğun olduğu bölgelerde kullanılacak. Akıllı telefon ile araçların
çağrılacağı bir sistemle birlikte belirtilen istasyondan alınıp yolcu istediği adrese uçan araba
ile götürelecek. Araçlar saatte 70 km hız yapacaklar. Fakat ticari uygulamalarda bu hızın 240
kilometreye kadar çıkması bekleniyor.
SkyTran’in aralarında Hindistan ve
ABD’nin de olduğu başka ülkeler için de benzer projeleri var. Ancak bunlar İsrail’deki pilot
uygulamanın başarısına bağlı olacak.
Merkezi, Amerikan Uzay ve Havacılık
Dairesi’nin California’daki araştırma parkında olan SkyTran şirketi projenin 2015 yıl sonuna kadar devreye gireceğini ve kamu taşımacılığında devrim yapacaklarnı söylüyor.
07 SAĞLIK
23 — 29 HAZİRAN 2014 ZAMAN
İftarı küçük lokmalarla ve
iki öğün şeklinde yapın
ERSAN TEMİZEL
1
Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Merve Çapaş, Ramazan ayında oruç tutacakların 17 saat
aç ve susuz kalacağını, iftarda birden
yüklenerek çok miktarda ve ağır yemekler yenilmesi halinde hazımsızlık, kabızlık ve gaz problemleri oluşabileceğini ifade ederek, “Küçük lokmalar halinde yavaş yavaş yemek ise
bu problemleri çözer. Bunu başarabilmek ve öğün sayısını artırabilmek
için iftar proteinli besinlerle 2 aşamada tamamlanmalıdır” dedi.
Acıbadem Kayseri Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen
Merve Çapaş, iftar sofrasını şu şekilde anlattı: “Önce hurma ile oruç açılır, ardından iftariyeliklerden az miktarda alınır veya direkt çorbaya geçilebilir. Çorbanın ardından ana yemeğe geçmeden önce 15-20 dakika ara
verilir. Aradan sonra et, tavuk, kurubaklagil gibi protein içerikli iftar yemekleri ile doygunluk sağlanır. Yemeklerin yanında pilav, makarna, börek, zeytinyağlı sarma-dolma gibi yardımcı yemekler olacaksa ekmek tercih edilmemelidir. İftardan sahura kadar olan zamanda yeterli sıvı en az 22,5 litre alınmasına dikkat edilmelidir. Komposto, su, ayran, çorba rama-
zanda masamızdan hiç eksik edilmemelidir. Ayrıca şekersiz bitki ve meyve çayları, taze sıkılmış meyve suları
ve soda da susuzluğu dindirmeye yardımcı olabilir. Yalnız tansiyonu olanlar soda tüketimi konusunda bir miktar daha dikkatli olmalılar.”
Diyetisyen Capaş, iftarda yenilen
yiyeceklerin yanı sıra kişinin yemek
için kendine ayırdığı süre de oldukça önemli olduğunu dile getirdi. İftara az vakit ayırmak, çok hızlı yemek yemek, beyne tokluk sinyali iletilmesine engel olduğu, bu nedenle kişi hızlı yemek yediğinde kendini aç hissettiğini sözlerine ekledi.
Hurma kalbi
koruyor
1manın kalp ve damar hastalıklarından ko-
İftar sofralarının vazgeçilmez yiyeceği hur-
runmada etkili rol oynadığı, kansere karşı koruyucu olduğu ve kilo vermek için birebir olduğu
bildirildi. Ramazan ayının vazgeçilmezi hurmanın lif, mineral ve fenol açısından oldukça zengin
bir besin maddesi olduğunu belirten uzmanlar,
bu meyvede bulunan sodyum, potasyum, magnezyum, kalsiyum ve demirin elmadan 2 kat daha fazla olduğunu, düzenli yenilmesi halinde,
kalp ve damar hastalıkları riskini azalttığını ifade etti. Yaklaşık yüzde 20 nem ihtiva eden taze
hurmada yüzde 60-65 şeker ve yüzde 2 protein olduğunu hatırlatan uzmanlar, “Orucun hurma ile açılması insanın üzerinde oluşan halsizliği gidermesini sağlar. Hurma aslında her öğünde yenilebilecek bir meyvedir. Mineraller açısından oldukça zengindir. İçeriğinde kalsiyum, potasyum, demir B vitamini bulunmaktadır. Hurma
bedeni ve zihni gelişmeyi sağlar. Kansere karşı koruyucu olduğu bilinir. Boğaz ağrısına keser.
Bronşit, öksürük ve soğuk algınlığı şikayetlerini
giderir. Kemik hastalıklarında faydalıdır” dedi.
“HURMA HAFIZAYI GÜÇLENDİRİYOR”
Hurmanın hafızayı geliştirdiğini, kolesterolü düşürdüğünü ve zayıflamaya birebir olduğunu belirten uzmanlar, ülsere ve böbrek yetmezliğine
fayda sağladığı gibi sindirim sistemini düzenlediğini bildirdi. Ramazanlarda oruç açarken çok
tüketilen hurmanın aslında yıl boyu tüketilmesi
gerektiğini ifade eden uzmanlar, “Yüksek oranda bulunan lifin; kolon, göğüs ve rahim kanseri
ihtimalini düşürdüğünü gösteriyor. Aynı zamanda lohusalık yaralarını çabuk iyileştiren, sütü artıran, içindeki potasyumla çocukların büyümesini sağlayan ideal bir besindir. Potasyum miktarı
bol olduğu için bebeğin gelişmesini, gürbüzleşmesini, hasta olmasını önlediği görülüyor” açıklamasını yaptı. Hurmanın karaciğeri de kuvvetlendirdiği belirtilen uzmanlar, halk arasında mide ülserlerinin tedavisinde hurma kullanımının
denendiğini söylerken, 15 yıldır hurma sattığını
belirten Erol Çağlayan, kilo vermek için hurma
yenmesini tavsiye etti. Çağlayan, yatmadan önce su bardağındaki sıcak suya iki tane hurma atılması ile hazırlanan mucize ilacın, sahurda tüketilmesi ile birlikte hem zayıflamaya yardımcı olacağını hem de susuzluk çekilmeyeceğini söyledi.
Sahurda nasıl beslenmeliyiz?
1hurda mideyi yormayan az yağlı bol
Diyetisyen Emine Yüzbaşıoğlu, sa-
protein içeren mönülerin tercih edilmesi gerektiğini söyledi. Yüzbaşıoğlu, “Yüksek protein daha uzun tokluk hissi oluşturacağından orucun daha rahat tutulmasını sağlar. Haşlanmış 1 yumurta, az
yağlı az tuzlu peynir çeşitleri, 1 bardak
süt veya yoğurttan oluşan mönüye 3-4
dilim ekmek, susuzluğu önlemek açısından 1 porsiyon meyve ekleyerek güzel bir
sahur mönüsü oluşturulabilir.” dedi.
Memorial Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü Diyetisyen Emine Yüzbaşıoğlu, oruç tutarken doğru beslenme
hakkında bilgi verdi. Oruçluyken açlık
süresinin artması nedeni ile iftar ve sahur olmak üzere 2 öğün yerine iftardan
sonra bir öğün daha yapmanın uygun
olduğunu söyleyen Yüzbaşıoğlu, “Uykuya ara vermemek için iftarda yenilenle oruç tutmak veya yiyip yatmak yazın bu uzun günlerinde günün ilerleyen saatlerinde hipoglisemiye bağlı ola-
rak sağlık problemleri ortaya çıkmasına
sebep olacaktır. Bu nedenle kesinlikle
sahur yapılmalıdır. İftarda hafif yemekler yiyerek sonrasında bir ara öğün yapmak gün boyu boş kalan midenin sindirim için zorlanmasına engel olacaktır.
Ara öğün olarak da meyve galeta veya
leblebi gibi karbonhidrat kaynağıyla 1
bardak süt veya yoğurt tüketimi uygundur.” ifadelerini kullandı.
Sahurda mideyi yormayan az yağlı
bol protein içeren mönülerin tercih edilmesi gerektiğini kaydeden Yüzbaşıoğlu,
“Yüksek protein daha uzun tokluk hissi
oluşturacağından orucun daha rahat tutulmasını sağlar. Haşlanmış 1 yumurta,
az yağlı az tuzlu peynir çeşitleri, 1 bardak süt veya yoğurttan oluşan mönüye 3-4 dilim ekmek, susuzluğu önlemek
açısından 1 porsiyon meyve ekleyerek
güzel bir sahur mönüsü oluşturulabilir.
Yumurta kullanarak yapılan az yağlı bir
menemen veya yine yumurta kullanarak hazırlanan bir salata mönüdeki posa
içeriğini artıracağından gün içinde yaşanabilecek kabızlık sorununu da ortadan
kaldıracaktır.” ifadelerini kullandı.
Gün boyu aç kaldıktan sonra hiç doyulmayacak düşüncesiyle hazırlanan sofralardan uzak durulması gerektiğini belirten Yüzbaşıoğlu şunları söyledi: “Kızartma, börek, pilav, makarna ile şerbetli tatlılar Ramazan sofralarını süsleyerek
kilo artışına neden olmaktadır. Kilo alımını ve mide rahatsızlıklarını önlemek
için; ağır kızartma yemekleri yerine hafif zeytinyağlı veya etli sebze yemekleri tercih edilmelidir. Kırmızı et ve beyaz
et dengeli olarak tüketilmeli, tek yönlü
seçim yapılmamalıdır. Her yemeğin yanına yakıştırılan pilav veya makarna gibi yağ içeriği yüksek olan karbonhidrat
grubu yerine ekmek ve Ramazan’ın olmazsa olmazı pide iftar mönüsü için daha
uygundur. İftarda çorbayla yemeğe başlamak, sonrasında 10-15 dakika ara vermek ve daha sonra yemeğe devam etmek
yemek sonunda yaşanacak şişkinliği or-
tadan kaldıracaktır. Ayrıca iftarda tüketilen salata günlük alınan posa miktarını
olumlu yönde etkileyerek kabızlık sorununu da engelleyecektir. Uzun süre açlığa bağlı olarak oluşan hipoglisemiye bağlı olarak tatlı isteği diğer günlere oranla
Ramazan’da daha fazla olmaktadır. Bu isteği karşılamak amacıyla şerbetli ağır tatlılar yerine, sütlü veya meyveli hafif tatlılara yer verilmelidir. Yemek sonrasında
yenilen meyve veya iftarda önerilen hurma da tatlı isteğini kısmen azaltacaktır.”
Normalde günlük su ihtiyacının 22,5 litre olduğunu aktaran Yüzbaşıoğlu,
“Uzun ve sıcak yaz günlerinde bu miktardan daha az su tüketimi başta böbrek
rahatsızlıkları olmak üzere birçok sağlık
problemini beraberinde getirecektir. Bunun yanında çok şekerli ve asitli içecekler yerine; komposto, ayran, taze sıkılmış
meyve suyu gibi sağlıklı içecekler sıvı ihtiyacı karşılamak için tercih edilmelidir. Ancak sağlıklı da olsa bu içecekler asla suyun
yerini almamalıdır.” diye konuştu. CİHAN
30 HAZİRAN — 6 TEMMUZ 2014 ZAMAN
Niyet ettim kâmil oruç tutmaya!
KEVSER KULAKSIZ
1
Kalplere inşirah veren ve kurtuluş
ayı olan bir Ramazan’a daha kavuştuk. İlk sahurun ardından ilk iftar sofrasında, ellerle birlikte gönüller de semaya
açılacak. Sevdiklerinizle beraber niyetleriniz, kâmil bir oruç üzerine olsun…
Orucun, ferdî ve sosyal hayata pek çok
katkısı olduğunu biliyoruz. Hem beden
dinlenir hem de ruhun heykeli tekrar dikilir. Bu manevî dinamikleri diğer zaman
dilimlerinde bulmak çok zordur. Oruç tutan insan yeme ve içmeden uzak dururken, diğer taraftan ahlakî tavrı ve çevresine gösterdiği mülâyemetiyle adeta melekleşir. Mayınlı bir tarlada dikkatlice yürüyen kimse gibi oruç tutan mü’min de
orucunun zedelenmemesi için bütün azalarını günahlardan korumak için hassasiyetin zirvesine erişir. Birçok İslam âli-
mi de tam ve kâmil olan orucun ancak
bütün günahlardan kaçınmakla mümkün
olacağını söyler. İlahiyatçı-yazar Osman
Karyağdı, oruçlu insanın halini şöyle tarif
ediyor: “Melekler gibi yeme, içmeyi terk
eden oruçlu insan yine onlar gibi, yalan,
dedikodu, dargınlık, çekememe gibi hallerden gözü ve diğer azalarıyla günahlara
dalmaktan da uzak durur. Aksi halde orucumuz bizi tutmuyorsa bir yerlerde eksiklik var demektir.” Oruçlu olduğu halde,
bir sürü dedikoduya dalan, diline hâkim
olamayan, gözünü haramlardan koruyamayan kimsenin, oruçtan elde edilecek
mükâfatlardan mahrum kalabileceğine
dikkat çekiyor Karyağdı. “Kim yalan söylemeyi ve yalanla amel etmeyi terk etmezse, Cenâb-ı Hak o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına hiç kıymet vermez, iltifât buyurmaz.” hadis-i şerifini hatırlatan
Osman hoca, “Hatta bazı âlimler gıybet
ve yalanın orucu bozacağını bile söylerler.
Başka bir ifadeyle bu orucun tam olmayacağı veya kusurlu olacağı söylenebilir.”
Osman hoca, oruç ibadetini açlık ve
susuzlukla sınırlayanlara da şu hadisi şerifi hatırlatıyor: “Nice oruç tutanlar
vardır ki, orucundan, susuzluk çekme ve
açlıktan başka bir kazancı yoktur. Nice
geceleyin kalkıp nafile ibadet yapanlar
vardır ki, bu kalkmasından ötürü, uykusuzluktan başka bir kazancı yoktur. (İbn
Mace)” O halde kamil bir oruç için insanın melekleştiği, helalleri bile terk ettiği Ramazan’da gözümüzü haramlardan koruyalım. Dilimizi Kur’ân’la meşgul edelim ve Allah’ı daha çok hatırlayıp evrad-u ezkârla meşgul olup, ahireti hatırlatan ve tefekkür ettiren eserleri okuma gibi hayırlı işlerde kullanalım.
İftarınızı duasız
açmayın
1Ramazan’da yapılan iyiliklerin kar-
Mağfiret, bereket ve hayır ayı
şılığının kat kat fazlasının verileceği müjdeleniyor. İftar vakti duaların kabul edileceğini belirten hadis-i şerifler de oruçlunun duasının önemine işaret ediyor.
Ancak uzun günlerde oruç tutmanın
getirdiği açlıkla çoğu zaman dua etmek
unutuluyor. Oysa Peygamber Efendimiz
(sas) “Mübarek Ramazan’ın her gündüz
ve gecesinde (cehennemde olanlardan)
Allah’ın serbest bıraktığı kimseler vardır. Ve her Müslüman’ın gece ve gündüz
(muhakkak) kabul olunan bir duası vardır.” diye buyuruyor. “Oruç tutan müminin susması tesbih, uykusu ibadet, duası
müstecap ve amelinin sevabı da çoktur.”
beyanı da dua ile oruç arasında sıkı bağa işaret ediyor. Efendimiz (sas) de Allah
tarafından reddedilmeyen duaları söylerken oruçlunun duasını özellikle vurguluyor. İftarda Rabb’imizin bize ikram ettiği nimetlere de dua edilmesi gerektiğini
söyleyen Prof. Dr. Reşat Öngören, “Peygamberimiz gibi ‘Ey Allah’ım senin rızan
için bu orucu tuttum. Sana inandım. Sana güvendim. Ve yine senin ikramın olan
rızkınla iftar ediyorum ve orucumu açıyorum.’ diyerek duanın özünü bunlardan
oluşturmak gerekir.” diyor. Prof. Öngören, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Allah’ın
bize ihsan kıldığı nimetlerle orucumuzu açtığımız için şükrederken, bu duaya
bir de ‘senin rızan için yarın da oruç tutacağım’ da deyip, böylelikle yarınki oruca da niyet ederek duamızı tamamlamalıyız. Tuttuğumuz orucu Allah için tuttuk,
yasakladığı için birtakım şeyleri yemekten uzak durduk. Sonrasında orucumuzu yine Allah’ın ihsan ve ikramı olan nimetlerle açıyoruz. Ona inandığımızı bu
şekilde göstermiş oluyoruz.” SÜMEYRA ÇİÇEK
Mukabele, Kur’an okuyuşumuzu test etmedir
1il aleyhisselama, Cebrail’in
Kur’an’ı Allah’ın (cc) Cebra-
İnsanlığın İftihar Tablosu’na veya Efendiler Efendisi’nin sahabeye okuduğu gibi okumak gerek.
Cebrail (as) Allah Resulü (sas)
ile “Kur’an nazil olduğu şekliyle
korunuyor mu? Doğru eda ediliyor mu?” diye her sene mukabele ediyordu. Bu açıdan hadiseye bakınca mukabeleye ‘test
etme’ de diyebiliriz. Bunun bize verdiği ehemmiyetli bir mesaj olsa gerek.
Kur’an’ı doğru okumak için
üç şeyin çok önemli olduğunu söyleyebilirim. Birincisi; bir
fem-i muhsinin (okuyuşu düzgün hoca) rahle-i tedrisine oturma. Yani mutlaka işin uzmanından ders alma. Kur’an okumak
sadece harfleri bilmek değildir.
NAMAZ VAKİTLERİ
Günler
30 Pazartesi
1 Salı
2 Çarşamba
3 Perşembe
4 Cuma
5 Cumartesi
6 Pazar
İmsak Güneş Öğle
3.31
3.32
3.33
3.34
3.35
3.36
3.37
5.47
5.47
5.48
5.48
5.49
5.50
5.50
13.37
13.37
13.38
13.38
13.38
13.38
13.38
İkindi Akşam Yatsı
17.39
17.39
17.39
17.39
17.39
17.39
17.39
21.16
21.15
21.15
21.15
21.15
21.15
21.14
23.16
23.15
23.15
23.14
23.14
23.13
23.13
SOFYA’DAN ÖNCE: Peştera, Velingrad 4 dk Pleven, Smolyan 5 dk. Karlovo,
Plovdiv, Pazarcik 6 dk. Kırcali, Kazanlık, Momçilgrad, Sviştov 7 dk. Haskovo, Krumovgrad, St. Zagora, V. Tırnovo 9 dk. Ruse, Harmanli, N. Zagora
10 dk. Popovo 11 dk. Omurtag 12 dk. Kubrat, Razgrad, Tırgovişte, Yanbol
13 dk. İsperih, Tutrakan, Şumen, Preslav 14 dk. Karnobat 15 dk. Aytos,
Novi Pazar, Silistra 16 dk. Burgas, Provadiya 17 dk. Varna, Dobriç 18 dk.
Harf ve kelimeleri aslına uygun
şekilde telaffuz ancak işin uzmanının önüne diz çökmekle öğrenilir. İkincisi; talim esnasında doğru telaffuz için insanın kendisini zorlaması. Mesela mahâric-i hurufa (harflerin
mahreçleri) çalışırken bizim kıraat hocamız kendisini ve bizleri
çok zorladı. Mesela, “dat’ harfini gösterirken parmağını dama-
ğına koyardı. Bu ilk bakışta tekellüf gibi görünse bile belli bir
müddet sonra alışıyor insan. Ve
üçüncüsü, kulak dolgunluğu. Bu
da Kur’an’ı tekellüfsüz okuyan
hafızları çok dinlemekle olur.
Şu hakikat unutulmamalıdır
ki ruhumuzda inkılâplar meydana getirmeyen Kur’an’ın ferdî ve içtimaî hayatımızda müessir olacağı düşünülemez. Biz
Kur’an’la değişebilmeli, O’nun
ufkuna yönelebilmeli, O’nu
kendi derinlikleriyle duymalıyız ki O da esrarını sinelerimize boşaltsın. Keşke çeşitli vesilelerle bir araya gelindiğinde
çok değil bir on dakika bu işe
ayrılsa; ağzı düzgün bir kişi talimde bulunsa; bilenler bilmeyenlere talim etse; birebir mukabele şeklinde Kur’an okunsa.
Gıyaben bana dua et!
1yor: “En süratle kabule karin olan
Allah Resulü (sas) şöyle buyuru-
dua, gaibin gaibe duasıdır.” Üstad Bediüzzaman Hazretleri de 23. Mektup’ta
duanın kabulünün hangi şartlara müstenit olduğunu anlatırken, diğer şartların
yanında bu hususu zikrederek bizahri’lgayb yani gıyaben yapılan duanın kabu-
le karin olacağına dikkat çeker. Ayrıca
Üstad Hazretleri, eserlerinin birçok yerinde şu cümlelere yer veriyor: “Sabah
ve akşam duamda dâhilsiniz. Siz dahi
beni duanızda dâhil ediniz. Şu âlemde mü’minin mü’mine karşı en büyük
yardımı dua iledir.”, “Ahiret kardeşiniz
olan Said ise her sabah-akşam dergâh-ı
İlahi’de dua vasıtasıyla sizinle beraberdir.”, “... Senden ve ahiret hemşirem yani ikinci validem ve kardeşimin muhterem validesinden duanızı istiyorum. Madem duada sizi şerik ediyorum; siz de
benim duama amin hükmünde olarak
dua ediniz.”, “Ben onları duama dâhil
ediyorum, onlar da bana dua etsinler.”
09 KÜLTÜR
30 HAZİRAN — 6 TEMMUZ 2014 ZAMAN
Bisertsi’deki Hıdrellez
geleneği kültür mirası oldu
BEYNUR SÜLEYMAN
1mayan “Canlı İnsan Hazi-
Kültür Bakanlığı, Somut Ol-
Kültür Bakanlığı’nda Bulgaristan için yeni 5 “Canlı insan hazineleri”
sahipleri sahibi
ödüllerini aldı.
nesi” Ulusal Kültür Mirası listesine Hıdrellez geleneğini de ekledi.
Razgrad’a bağlı Bisertsi köyünde
sürdürülen “Hıdrellez-Alevi Karnaval Oyunları” listeye eklenen 5 yeni
unsurdan biri oldu. Deliorman’daki
geleneği devam ettiren sanat grubunun yöneticisi Aliş Arifov, Kültür
Bakanı Petır Stoyanoviç’in elinden
şeref ödülünü aldı. Hıdrellez geleneğini tamamıyla ifa eden tek köy
olma özelliğini taşıyan Bisertsi köyünde 6 Mayıs’da kadınlar Kır At
geleneği olarak da tarif edilen geleneğini icra ediyor. Bazıları beyaz
gömlek ve sarıkla, diğerleri tamamen siyah giyinerek ellerinde uzun
sopalarla köy meydanını türkü ve
ilahiler söyleyerek dolaşıyor. En
arkada ise nalbant denilen en yaşlı
kadın takip ediyor.
Kültür Bakanlığı’nda Sofka Dimitrova’nın bir yere bağlayarak havada kemer dokuma tekniği dikkat çekti. Şumen’de Probuda1958
Okuma Evi’ni temsil eden Dimit-
rova, ahşap diktörgen mekik tarafından yapılan ve renkli iplerin arasına geçirilerek duruma göre çevrilen ve bu şekilde dokuma işlemi tanıttı. Dimitrova, bu tekniğin aslında ninelerden falan öğrenmediğini,
folklor bilimcileri tarafından yeniden canlandırıldığını ifade etti.
Prestij liste için her 2 yılda bir
aday gösteriliyor ve bunun için ilginç gelenek, zanaat ve beceriler
destek buluyor. Her bir dönemde 5
aday gösterilirken bunlardan bazıları UNESCO’nun miras listesi kataloğu için de sunuluyor.
Şu ana kadar Bulgraistan’ın dünya somut olmayan listesinde Bistritsa nineleri ve Nestinarlık olmak
üzere iki “hazinesi” yer alıyor.
Ulusal listede 15 mirasın yanına
5 yenisi daha eklendi. Diğer unsurlar arasında Tutrakan’a bağlı Staro Selo’da Lazaruvane geleneği,
Pazarcik’e bağlı Lesiçevo köyünde
Derviş günü geleneği, Şumen’den
Sofka Dimitrova’nın kemer dokuma geleneği ve Dobriç’den Dobruca üçlüsü Türkü ve Çalgı dalında yer aldı.
“Canlı İnsan Hazineleri” önce
bölgesel çapta teklif edilen adaylarla daha sonra ulusal çapta değerlendirilerek gerçekleşiyor. Bu
yıl Sofya’da 25 ulusal adaydan 5 tanesi seçildi. Daha önce 2008, 2010
ve 2012’de de 5 tanesi seçilmişti.
Müze ziyaretlerinde artış
1Bulgaristan çapında yüzde 13
Geçen yılki, müze ziyaretlerinin
artış kaydettiği açıklandı. Önceki yıla göre tiyatrolarda yüzde 9, sinemalara yüzde 12 artış gözlemlendi. Milli
İstatistik Enstitüsü, ülkede 187 müze
olduğunu ve bunların 100’ünün hususi müze olarak kullanıldığını, kalan
kısmının ise genel görevi ifa ettiğini
açıkladı. Müzelerin 2013 gelirleri 42
bin leva olup, yine 2012’ye göre yaklaşık aynı yüzde ile artış kaydediyor.
Denizli Büyükşehir Belediyesi tarafından 14’üncüsü düzenlenen Uluslararası Halk Dansları Festivali’nde Montana’dan da bir grup iştirak etti. FOTOĞRAF: CİHAN
Plovdiv merkezi için 41 ülkeden teklif
1nın yeniden yapılandırılması
Plovdiv merkezindeki meyda-
projesi için 6 kıtadan mimar iştirak
ediyor. Belediyeden yapılan açıklamada 41 ülkeden 125 teklif geldiği
açıklandı. Şehir merkez meydanında farklı eski dönemlere ait semboller ve mimari unsurlar boy gösteriyor. Nisan ayında başlayan ya-
rışmada başvuru süresi geçen hafta sona erdi. Bundan sonra uluslararası jürinin en iyi 3 projeyi seçmesi gerekiyor. Kamuyla paylaşılan projelerden 15 Temmuz’a kadar galibi belirlenmesi gerekiyor.
Hırvat, Hollandalı ve Fransız mimarların yer aldığı jüride Kültür
Bakanlığı temsilcileri de bulunuyor.
ONLINE МАГАЗИНЪТ
Е АКТИВЕН
www.setabg.com
10 SPOR
30 HAZİRAN — 6 TEMMUZ 2014 ZAMAN
Avrupa Futbolu çöktü,
Latin Amerika coştu
Dünya Kupası’nda Avrupa temsilcilerinden İspanya, İngiltere, İtalya, Bosna-Hersek ile Hırvatistan’ın
erken elenmesi herkesi şaşırttı. Buna karşılık Latin Amerika ülkeleri başarılarıyla adından söz ettirdi.
1tığı 2014 Dünya Kupası, zevk-
Brezilya’nın ev sahipliğini yap-
li ve heyecanlı şekilde devam ediyor. Maçların bol gollü geçmesi, futbolseverleri ekran başına kilitliyor.
Turnuvada artık gruplar aşaması tamamlandı. Alınan sürpriz sonuçlar, 32 ülkenin kupa hedefiyle geldiği bu büyük organizasyona renk
katıyor. En çok şaşırtan gelişme ise
son şampiyon İspanya’nın elenmesiydi. 2008 ve 2012’de Avrupa Futbol Şampiyonası’nda ve Güney Afrika 2010’da Dünya Kupası zaferi yaşayan Boğalar, ilk karşılaşmada
Hollanda’dan tam 5 gol yedi. Skora
hiç kimse inanamazken Şili’ye de 20 mağlup olmaları erken eve dönmeleri anlamı taşıyordu.
Sadece İspanya değildi hayal kırıklığına uğratan. Güçlü Avrupa ekipleri tek tek veda etti 2014’e. İngiltere, grubunda bir puanla sonuncu oldu. Bosna-Hersek, hakem hatalarının da etkisiyle ilk kez katıldığı Dün-
ya Kupası’nda üst tura çıkma başarısı gösteremedi. Ardından komşusu
Hırvatistan, Brezilya ve Meksika’nın
gerisinde kalıp elendi. Son olarak
İtalya, beklentileri boşa çıkardı. 13
ülkeyle temsil edilen Avrupa’dan
şu an için Belçika, Fransa, Alman-
ya, Yunanistan ve Hollanda kaldı.
Yaşlı kıta olarak bilinen ‘Avrupa’nın takımları bugüne kadar
Amerika kıtasında düzenlenen hiçbir Dünya Kupası’nda kupayı müzesine götüremedi. Bu kez en büyük beklenti Hollanda, Almanya
ve Fransa’dan. Belçika gizli favorilerden; ama genç ve tecrübesizler.
Yunanistan’ın büyük bir sürprize
imza atması da beklenmiyor. Avrupa ülkelerinin işi pek kolay değil. Zira Güney Amerikalılar her yönden
daha avantajlı gözüküyor. 10 ülkenin bağlı olduğu CONMEBOL’un
(Güney Amerika Futbol Konfederasyonu) 6 temsilcisi var. Bunların
5’i (Arjantin, Brezilya, Şili, Kolombiya, Uruguay) 16 takımlı gruplara
katılma vizesini aldı.
Üzerinde çeşitli tartışmalar mevcut; fakat genellikle Amerika kıtasının güneyindeki bölge Latin Amerika olarak biliniyor. Futbolda her
zaman söz sahibi olan bu ülkeler
2014’te de şampiyonluğun en güçlü
adaylarından. Üstelik şimdi ev sahibi konumundalar. Brezilya, Arjantin,
Şili, Kolombiya ile Uruguay’ın maçlarında stadyumlarda bu ülkelerin
vatandaşları ağırlıkta. Kupayı Avrupa’ya göndermeye niyetleri de yok!
Kırkpınar şampiyonu mutfaktaki
yağı kullanarak başarıya ulaşmış
1leri’nde başpehlivan olan Fatih
653. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreş-
Bulgaristan’da
Volkicar
fırtınası esiyor
1ğu V1 Challenge BulgarisVolkicar’ın başrolde oldu-
tan geçtiğimiz hafta sonu Plovdiv şehrinde başladı. Türk malı otomobil ve Türk malı konsept ile uluslararası olma hayaliyle ilerleyen V1 Challenge,
Plovdiv’de trafiğe kapalı caddelerde ilk yarışını yaparak büyük
ilgi ve beğeni topladı. Seyircinin
ayağına motorsporları heyecanını götürmek için yola çıkan V1
Bulgaristan 6 ayaktan oluşuyor.
İlk senesinde Plovdiv’de yapılan
ilk yarışın ardından Burgas (13
Temmuz), Varna (24 Ağustos),
Ruse (21 Eylül), Sofya (2 Kasım)
Stara Zagora (12 Ekim) ile 6 şehirde gerçekleşecek.
Atlı’nın ailesi, çok sıkıntılar yaşadıklarını, meyvesini 15 yıl sonra aldıklarını söyledi. Baba Bahattin Atlı, “Fatih yağlanmak için evdeki yağı alıp giderdi.” dedi. Samsun Büyükşehir Belediyesi sporcusu olarak güreşlere katılan Fatih Atlı’nın Ladik ilçesinde yaşayan emekli maden işçisi babası Bahattin Atlı ve ev hanımı annesi Remziye Atlı, gelen tebrikleri kabul ediyor.
Çok maddi sıkıntılar çektiklerini, çocuğunun hem işte çalıştığını hem de
güreştiğini hatırlatan Baba Atlı, “Oğlum güreşe giderken her güreşçi kendi
yağını kendisi getirirmiş. Parası olmadığı için yağ alamadığı zaman eve gelip mutfaktaki yağı ufak bir şişeye koyup sonra onu da çantasına koyuyordu. Benden utanıyordu. Sonra da parası olunca yağ alıp eve getirirdi.” diye konuştu.
ÇOK ZAYIF BİR ÇOCUKTU
GÜREŞMEK İÇİN KİLO ALDI
Tebrik için gelen komşularının yakın
ilgisinden oldukça hoşnut olan ev hanımı anne Remziye Atlı, şunları söyledi: “3 çocuğum var, en küçükleri Fatih.
Oğlum küçük yaştan itibaren sorum-
luluk sahibiydi. Oğlumun tüm derdi
küçüklükten itibaren güreşçi olmaktı. Ancak çok zayıftı. Lise yıllarına kadar tekvando yaptı. Burada siyah kuşağa kadar çıktı. Daha sonra kilo almaya başlayınca hocası olan Bayram Ertan ile tanıştı. Fatih bu kemeri almayı çok istiyordu. Bunun için çok çalıştı. Geçen sene yine finale kadar çıkmıştı ama şimdiki yendiği güreşçiye
yenilmişti. Bu sene çok umutluyduk,
bekliyorduk. Allah da nasip etti. En
son güreş yapmadan önce beni aradı ve ‘Anne bana dua et, bugün çok
güzel maçlarım olacak, senin dualarını bekliyorum’ dedi. Ben telefonu ağlayarak kapattım. Sonra maçları evde
izlemeye başladım. Oğlumun yenmesini gözümle gördükten sonra gerisini hatırlamıyorum. Mutluluktan ağladım ve televizyona bir daha bakamadım. Sonrasında tekrarını gece 3’te izledim, çok kaçırdığım sahneler olmuş.
Allah torunuma da nasip eder inşallah. Kaç yıldır Antalya’ya giden kemer,
belki de tarihinde ilk defa Ladik’e geldi. Çocuklarımız onu örnek alır ve çok
iyi pehlivanlar yetişir ilçemizde.” Tebrikler için gelenler, Fatih Atlı’nın daha
önce kazandığı onlarca madalyayı görünce hatıra fotoğrafı çektiriyor. CİHAN
11 EĞLENCE
30 HAZİRAN — 6 TEMMUZ 2014 ZAMAN
SÖZCÜK AVI
Toplamlı Sudoku
R
O
Ü
Z
G
A
R
U
R
Y
U
M
U
Ş
A
Y
R
D
A
L
I
I
A
Z
A
K
Z
E
Y
O
N
D
R
H
G
E
R
T
A
R
A
F
I
K
A
S
R
N
S
N
A
M
R
A
S
A
I
İ
N
Z
A
O
M
I
R
A
N
O
L
Ö
L
R
S
M
G
K
B
F
Ü
N
B
A
A
T
K
V
U
I
O
Y
R
A
O
R
C
V
E
A
R
E
K
K
I
S
U
R
A
A
U
R
Z
P
A
D
P
K
L
B
K
İ
K
İ
A
R
O
İ
K
İ
İ
Y
I
I
S
K
L
P
D
T
I
Z
T
L
B
A
M
C
U
A
İ
K
P
R
K
Ç
I
O
T
B
A
İ
E
L
E
A
Y
E
E
O
K
D
K
O
N
R
K
Z
L
M
A
S
D
B
E
N
İ
N
L
E
M
E
İ
N
İ
M
N
M
B
O
A
H
Ç
E
D
E
Y
R
A
E
E
L
I
G
N
E
T
İ
R
A
P
I
E
N
H
Z
Her satırda, her sütunda ve 3x3’lük bölgede 1’den 9’a rakamlar bir kez yer alacak
şekilde diyagramı doldurun. Kesik çizigilerle çevrili bir alanın köşesindeki sayı, o alanda
yer alan tüm rakamların toplamını vermektedir. Bir alanda rakam tekrarı olamaz.
ALACAK
EZKAZA
ILIMAN
MANGIR
RESMEN
BORDRO
FARİKA
İNLEME
NANSUK
SARMAN
CEZİRE
GONDOL
KOKPİT
ONARIM
TERAPİ
DEVRİK
HENDEK
LAPTOP
PARİTE
USKUR
cevaplar
Aşağıdaki sözcükleri bulmaca karelerinde arayın ve bulduklarınızın üzerini
karalayın. Geride kalan harfler bir şarkıdan sözleri oluşturacaktır.
Toçilari köyünde sağlık ve
bereket için mevlid okundu
Geçen hafta Kubrat ilçesine bağlı Toçilari köyünde sağlık ve bereket için
mevlit okundu. Bu yıl ikinci defa yapılan etkinliğe, köy ve etraftan 500
kişiden fazla insan katıldı. Köyün camisinde okunan mevlitte sekiz kazan
etli pilav, yahni, helva ve ev yapımı börekler gelenlere ikram edildi. Bunun yanı sıra katılanlara özel yapılmış mevlit şerbeti de sunuldu. İDRİS ALİ
30 HAZİRAN — 6 TEMMUZ 2014 ZAMAN
İBN-İ SİNA’NIN YAPIN DEDİKLERİ
Tarçının sadece zayıf latıcı, rezenenin ise sakinleştirici etkisi olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Tıbba yön veren hekimlerden İbn-i Sina’dan sofranızdan eksik etmeyeceğiniz sağlık reçeteleri…
MERVE TUNÇEL
1
İlaç kullanmaktan milletçe pek
hazzetmiyoruz. Bir organı düzeltirken başka bir yeri bozan yan
etkileri hesaba katarsak pek de haksız sayılmayız. Bu nedenle hastalanmadan tedbir almak yani ‘koruyucu yöntemler’ daha bir anlam kazanıyor. Bunu yapmak için
kaf dağının tepesine varıp, uçurumlar aşarak adı sanı duyulmamış bitkilerin peşinde telef olmanıza gerek yok üstelik. Yazar
Güvenç Ayar, Ufuk Yayınları’ndan çıkan
‘İbn-i Sina Sağlık Reçeteleri’ kitabıyla bulunması kolay bitki ve besinlerle şifaya giden yolda size eşlik ediyor.
Kalbinizin dostu elma ve hindiba: Elma, hemen
her evde sıkça tüketilen bir besin. “Nasıl bilirdiniz?” sorusuna verebileceğimiz
cevap, C ve E vitamini yönünden zengin,
olacaktır. Ancak sadece bu kadar değil. Elma, aynı zamanda kalp sağlığını korumaya
yardımcı. Yine hindiba da göğüs sıkışmasına iyi geldiği gibi kalbi de güçlendiriyor.
Ağız kokusunu gidermek için: 105 gram kabuğu soyulmuş limon, 3,5 gram karanfil, 3,5
gram hindistan cevizi, 3,5 gram sivri biber, 3,5 gram kakule, 3,5 gram tarçın, 3,5
gram havlican, 3,5 gram kuru zencefil ve
700 gram misk. Tüm bu malzemeler balla
karıştırılarak macun haline getirilip tüketiliyor. Karışım, ağız kokusuna iyi geldiği
gibi sindirimi de kolaylaştırıyor.
Rezene ve tarçınla gözleriniz güçlensin: Tarçın,
tam bir göz dostu. Katarakt başta olmak
üzere daha birçok göz hastalığına iyi geliyor. Göz kenarlarına sürme gibi çekile-
bilir. Rezene göz akıntılarına şifa oluyor.
Ham rezene tohumuysa görme yetisini
güçlendiriyor.
Kadın hastalıkları için: Özellikle regl dönemlerinde ayvayı bolca tüketmek kanamayı azaltıyor. Tarçın da özellikle rahim hastalıklarına iyi geliyor ve ağrıları dindiriyor.
Kronik ishaliniz varsa: Dut, sindirim sistemi için bulunmaz bir hazine. Kronik ishal
ve bağırsak ülserlerini gidermede özellikle karadut çok etkili.
İdrar söktürücü: Yazın bol bol bulacağınız
kavun, derdinize derman olacak. Ödem
attırıcı- idrar söktürücü bu meyveyi sofralardan eksik etmemekte fayda var.
Mide-bağırsak ağrılarından şikâyetçiyseniz: Hoş
kokusuyla gül, bahçelerden eksilmeyen
bir çiçek. Ancak şifasından faydalanmak
için reçelini de unutmamak gerekiyor. Kurutulmuş gül yapraklarını balla karıştırıp
cam bir kaba koyarak 40 gün güneş altında bekletin. Bu karışım özellikle mide ve
bağırsak ağrılarına iyi geliyor.
Astım ve nefes darlığına ısırgan: Isırgan, yabani bir bitki olduğundan pek sevilmese de şifası bol. Tohumu, astım ve nefes darlığına iyi gelirken, ısırganı arpa su-
yuyla kaynatıp içtiğinizde mukoz salgının atılarak göğsün ferahlamasını sağlıyor. Siyah zeytin çekirdeğinden yapılan
tütsü de astım ve akciğer hastalıklarına
iyi geliyor. Meyan kökü de yine aynı hastalıklara iyi gelen şifalı bitkilerden.
Fıstık gibi bir karaciğer: Karaciğer tıkanıklıkları sık et yiyenlerin kâbusu. Fıstık, buradaki tıkanıklığı açıyor, karaciğeri temizliyor. Bağırsakları da temizleme
özelliğine sahip bu yemiş, mideye de oldukça iyi geliyor.
Mideniz bulanıyorsa: Özellikle araba yolculuklarında mide bulantısı büyük kâbus.
Karanfil çayı ve bitkisi kusmayı durdururken mide ve karaciğeri de güçlendiriyor.
Ayrıca hoş kokusuyla ağız kokusunu gidermeye de yardımcı.
Balık, sinirleri gevşetiyor: Balıkta bulunan
Omega3 yağ asitleri ruh sağlığına bire bir.
Obesesif-kompulsis kişilik bozukluğu ve
depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklara
iyi geldiği araştırmalarda kanıtlanmış. Balık, beyindeki yağın yoğunluğunu düzenleyerek sinir sistemini olumlu etkiliyor.
Beyni temizleyen sakız: Sakız, çoğumuz
için eğlencelik çiğnenen bir şey olsa da
şifası yok değil. Beyni temizliyor, hafızayı güçlendiriyor. Ayrıca damla sakızı, mineral deposu. Öksürük ve ağız kanamalarını da durduruyor.
Susam yağı, saçları gürleştiriyor: Susam yağı,
kaynatılarak sürüldüğünde saçı gürleştiriyor. Ancak tek özelliği bu değil. Saçları
çabucak uzatıp, yumuşatıyor. Ayrıca kepeğin de düşmanı.