Avrupa Futbolu çöktü, Latin Amerika coştu İFTARI KÜÇÜK LOKMALARLA VE İKİ ÖĞÜN ŞEKLİNDE YAPIN SAĞLIK 07 Dünya Kupası’nda Avrupa temsilcilerinden İspanya, İngiltere, İtalya, Bosna-Hersek ile Hırvatistan’ın erken elenmesi herkesi şaşırttı. Buna karşılık Latin Amerika ülkeleri başarılarıyla adından söz ettirdi. 110 SPOR 30 HAZİRAN — 6 TEMMUZ 2014 WWW.ZAMAN.BG YIL: XXII SAYI: 26 (1113) 0.70 LV 60 BİN DEKAR ARAZİ AŞIRI YAĞIŞLARDA HEBA OLDU HASAT SEZONU Buğdayın kurutulması gerekiyor Dobruca bölgesindeki buğday üreticileri, buğdayın kalitesinin düşmemesi için hasat edildikten sonra kurutulması gerektiğini savundu. Bu da üretim maaliyetlerini arttıracak. Üreticiler, bu yılki buğday hasat sezonunun zor geçeceği tahmininde bulunuyor. Tarlaların çamur içinde olmasından dolayı hasat için havaların iyileşip arazilerin uygun hale gelmesi gerekiyor. Üreticiler, hasat sezonunun 10 Temmuz’da başlayabileceğini tahmin ediyor. Ülkenin en büyük tahıl ambarı olarak bilinen Dobriç bölgesinde buğday arazileri 1,2 milyon dekarı buluyor. Buğdayın hızlı bir şekilde hasat edilebilmesi için 8 bin 500 adet biçerdöverin görevlendirilmesi gerekiyor. Tarım Fonu Dobriç Müdürlüğü, yağışlardan sonra ürünlerin zarar gördüğüne dair 99 dilekçe verildiğini açıkladı. S ebze ve meyve bahçelerinin yüzde 80’inde hasar olduğu belirtilirken, buğday rekoltesinin 1 milyon ton düştüğü kaydedildi. Yağışlardan önce 4,5-5 milyon di ise ton buğday beklenirken, şim daton yon mil bir beklenilenden ha az verim elde edilebilecek. GAZETENİZLE İLGİLİ DAĞITIM VE DİĞER PROBLEMLER İÇİN BİZİ ARAYINIZ! TEL.: (02) 832 31 11, E-MAIL: [email protected] B ulgaristan’da aşırı yağışlardan zarar gören tarım arazilerinin 357 bin dekar olduğu açıklandı. Bazılarında sadece bitkilerin eğildiğini, diğerlerinin ise tamamen heba olduğunu duyuran Tarım ve Gıda Bakanı Dimitır Grekov, yaklaşık 60 bin dekar ekili arazinin kullanılmaz hale geldiğini belirtti. Hasarın bilançosunun eylül ayında belli olacağının altını çizen Grekov, ödenecek olan tazminatların imkanlara göre netlik kazanacağını ifade etti. 2013 yılında tazminat için 4,3 milyon leva ayrılmıştı. Bakan Grekov, “Elverişsiz iklim şartlarından dolayı buğday hasadında yüzde 18 ila yüzde 25 daha az verim bekleniyor, fakat bu ekmeğin kalitesine yansımayacak, çünkü yeterince ham madde olacak.” dedi. 102 02 HABERLER 30 HAZİRAN — 6 TEMMUZ 2014 ZAMAN Üreticiler, hasat sezonunun 10 Temmuz’da başlayabileceğini tahmin ediyor. 60 bin dekar arazi aşırı yağışlarda heba oldu BİRİNCİ SAYFADAN DEVAM 1milyon ton buğday bekYağışlardan önce 4,5-5 lenirken, şimdi ise beklenilenden bir milyon ton daha az verim elde edilebilecek. Son haftalarda yaşanan hava şartları nedeniyle düzenlenen Tahıl Danışma Kurulu’nun toplantısının ardından, sektördeki durumun kritik olmadığı ve ekmek ile buğday sıkıntısı çekilmeyeceği anlaşıldı. En büyük hasar gören bölgeler arasında Vratsa (130 bin dekar), Montana ve Vidin yer alıyor. Dobriç’te de 30 bin dekar heba oldu. Ekmek Üreticileri Derneği Başkanı Mariyana Kukuşeva, Bulgaristan tarım üreticilerinin yatmış olan buğdayları toplayacak teknik ekipmana sahip olduklarını ve bunların tamamen heba edilmeyeceğini duyurdu. Kurul toplantısında maliye bakanlığından 2 milyon leva ek yardım istenerek, doluyla mücadelede kullanılacak yeni roketlerin alınması kararlaştırıldı. Yerli sebze ve meyvenin yerini ithal ürün alacak Tarım Üreticileri Derneği Başkanı Tsvetan Tsekov, sel ve doluların ülkedeki meyve ve sebzeleri tahrif ettiğini açıkladı. Problemin buğday sorunundan daha büyük olduğunun altını çizen Tsekov, son 2 hafta içinde düşen aşırı dolu sebebiyle koruma sistemi olmayan bölgelerde hasadın heba olduğunu kaydetti. Bahçelerin yüzde 80’inin aşırı yağmur ve doludan zarar gördüğünü ifade eden Tsekov, yerli üretimin yerine pazarlarda ithal ürünlerin çoğalması anlamına geldiğini kaydetti. Dobriç’te bin 500 dekar ayçiçek, bin 280 dekar mısır, 610 dekar kanola tamamen heba olurken, 800 dekar ekili buğday tarlasından hiçbir verim beklenmiyor. Bunun dışında diğer tarlalarda yüzde 20 ila yüzde 80’e varan hasarlar bulunuyor. Dobriç ilinde bu yıl 1 milyon 236 bin dekar buğday, 162 bin dekar kanola, 900 bin dekar ayçiçek, 943 bin dekar ekilmiş mısır tarlası bulunuyor. Ruse ilinde nemin buğday hasadında septoriya gibi hastalıklara sebep olduğu ve yere düşen tanelerin de kullanılamaz halde olduğu belirtildi. Tahıl Üreticileri Derneği’nden yapılan açıklamaya göre, kampanya başında 1 ton buğday için 300 leva verilmesi beklenirken, düşük hasada rağmen ülkede iklim şartlarına dayanıklı buğday çeşitleri de bulunuyor ve bu yüzden buğdaysız 1zey Doğu Bulgaristan’da yaşanan Bursa Büyükşehir Belediyesi, Ku- sel felaketinden zarar gören afetzedeler için hazırlanan 2 TIR dolusu yardım malzemesini Varna’ya gönderdi. Balkanlar’da ne zaman bir felaket olsa kentin tüm dinamiklerini harekete geçirerek felaket bölgelerine destek veren Bursa Büyükşehir Belediyesi, bu sefer Kuzey Doğu Bulgaristan’ın Varna şehrinde yaşanan sel felaketinden etkilenen afetzedelere yardım elini uzattı. Bursa’da Büyükşehir Belediyesi’nin koordinasyonunda BAL-GÖÇ üyesi hayırsever işadamlarının destekleriyle hazırlanan ve içerisinde ihtiyaç maddeleri bulunan TIR’lar, BURULAŞ’taki başkanlık makamının önünden Varna’ya doğru yola çıkarıldı. Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Kuzey Doğu Bulgaristan’ın Varna şehrinde büyük bir sel felaketinin yaşandığını belirterek, bölgede bulunan insanlardan yardım talebi aldıklarını söyledi. Türkiye ile Balkanlar arasında köprü görevi gören bir kent olarak bu talebi dikkate aldıklarını ve dostluğun göstergesi olarak çalışmalara hemen başladıklarını kaydeden Başkan Altepe, “Kent dinamiklerimiz ve BAL-GÖÇ üyesi işadamlarımızla birlikte bu faaliyeti gerçekleştirdik. İçerisinde ev eşyaları, battaniye, giyecek, yiyecek ve temizlik malzemeleri bulunan 2 TIR yardım malzemesini bugün itibariyle yola çıkardık.” dedi. CİHAN FOTOĞRAF: CİHAN Varna’ya Bursa’dan yardım eli uzandı kalınmayacak. Tırgovişte ilinde iklim koşullarından zarar göre araziler için 12 tespit protokolü hazırlandı. Bunlar mayıs ayındaki yağmurlardan tamamen yok olan hasada ait olup buğday, sebze ve meyve, bitki ve ağaçları kapsıyor. Bölgede hiç verim elde edilmeyecek olan 833 hektardan 112 hektarı buğday, 43 hektarı ayçiçek ve 9 hektarı çilek heba oldu. Yambol’da 11 bin dekar, Sliven’de 2 bin dekar buğday heba oldu. Silisitra’da ekilen buğdayın yarısı, arpanın ise yüzde 80’i yere yattı. Üreticiler sarımsak ve meyvelerde çürümeler görüldüğünü aktardı. Avrupa’dan 5 milyon yaşlı bekleniyor 1Tıbbi Turizm derneğinden Dimitır BlaSPA ve sağlık konferansında konuşan goev, 10 yıl içinde Bulgaristan’a Avrupa’dan SPA yapma amacıyla 3 ila 5 milyon yaşlı beklendiğini açıkladı. Bulgaristan’nın Avrupa Birliği’nde yaşlı kesimin en büyük ev sahibi ülke olduğunu dile getiren Blagoev, hükümetler seviyesinde meselenin görüşüleceğini söyledi. “AB ve Bulgaristan arasında benzer görüşmeler yapılması bekleniyor. Umarım ülkemiz gerçekten bu insanların tedavi için geldiği ana ülke konumuna gelir, çünkü AB’deki sosyal fonlar güç kaybediyor. Avrupa’dan yaşlı insanların gelmesi iş yerlerin açılması bekleniyor. Söz konusu hastaların bakımı ile alakalı alınan ücretler ise Bulgaristan standardının üzerinde olacak. “ dedi. 03 HABERLER 30 HAZİRAN — 6 TEMMUZ 2014 ZAMAN Manoliç’de seller maddi hasara sebep oldu Bulgar dervişten jimnastik kitabı 1olan Vasil Tosev-Veli, sağlıklı bir Bulgaristan’ın tek Bulgar dervişi Köyün kuzey bölgesinde bulunan yukarıki mahallede derenin üzerindeki köprü, yoğun yağışlardan dolayı çöktü ve yerinde büyük bir toprak kayması meydana geldi. FOTOĞRAFLAR: İLHAN ŞENOL 1lı Manoliç köyünde, sel felakeSungurlare Belediyesi’ne bağ- ti korkulu anlar yaşattı. Köyden geçen dere aşırı yağışların ardından taştı ve büyük hasarlara sebep oldu. Köyün kuzey bölgesinde bulunan yukarı mahallede derenin üzerindeki köprü, yoğun yağışlardan dolayı çöktü ve yerinde büyük bir toprak kayması meydana geldi. Toprak kaymasının etkisiyle yakınında bulunan bir otomobil ise çukura düştü. Derenin akşam saatlerine yakın taşmasından dolayı, kırdan dönen 6 büyük baş hayvan dereyi geçerken sel sularına kapıldı. 3’ü dereden çıkmayı başaran hayvanların 3 tanesi ise sel sularıyla beraber yaklaşık 1 kilometre kadar sürüklenerek köyün merkezinde karaya vurdu. Köy muhtarı Adem Gazi’ye göre böyle bir yağmur köye yaklaşık 100 yıldır yağmamış. Edinilen bilgilere göre, yağmurun yağdığı gün bir metrekareye 100 litre yağmur yağmış, ekilen tütünlerin çoğu hasar görmüş ve bazı kişilerin evlerini su basmış. Adem Gazi, “Köyümüzün yamaçta olması, bizi çok büyük bir faciadan kurtardı. Sadece bir kişinin evinin birinci katını su bastı. Bu kişinin evinde ciddi hasar var. Pencere ve kapıları kırıldı. Dolabında sakladığı paraları bile sel aldı. Başka ciddi hasar gören köylü yok. Yalnızca köyümüzde yamaçlarda ekili olan tütünleri sel suları dereye attı. Düzlük tarlaları ise su bastı. 3. el tütünler çürüdüler.” dedi. Yukarı mahalleden akan sular, köy merkezinde birikti ve muhtarlığın demir parmaklıkları da akan sulardan hasar gördü. Köyün muhtarlığını da su bastı. Sel suları kaldırım taşlarını da sökerek muhtarlık binasının önüne kadar taşıdı. Sel felaketi ile birlikte asfalt olmayan köy yolları yarıldı. Yağmurun ve selin son bulmasıyla beraber köye akşam gelen itfaiye aracı, köy meydanına taşınmış olan molozların temizlenmesine yardım etti. Muhtarlık binasının önünde birikmiş olan suyu köy muhtarı köyden pompa bulup kendisi dereye aktarmak zorunda kaldı. Adem Gazi, köyde meydana gelen hasar için belediye başkanıyla konuştuğunu ve yarık olan yollara çakıl gönderildiğini, birkaç yolun tekrar yapıldığını ve köydeki her yolun eski halini alacağını dile getirdi. İLHAN ŞENOL MANOLİÇ vücut için kitap yayınladı. “İnsan Vücudunun Bakımı” başlığını taşıyan 80 sayfalık kitapta, herkesin kolayca yapabileceği solunum ve fizik hareketleri yer alıyor. Plovdiv’de yoga eğitimcisi olarak çalışan Tosev, 13 yıl önce İvan Garabitov’un zayıflama metodunu uygulayan ilk kişi olarak tarihe geçmişti. 2001’de 105 kilogramı 3 ay içinde eriterek 58 kg.’a düşüren Veli, yapılması plan- Vasil Tosev-Veli lanan kalbine bypass ameliyatından da kurtulmuştu. Şu anda da aynı kiloda kalmaya devam eden ve Plovdiv’de Garabitov Merkezi’nde eğitimci olan Tosev, “Kitapta basit ve anlaşılır bir dilde vücudun toksinlerden arındırılıp bağışıklık sisteminin güçlendirilmesini anlatıyor. Eserdeki tavsiyeleri uygularsanız, sağlıklı bir ömür süreceksiniz ve ilaç kullanmanıza gerek kalmayacak.” diyor. Tarih ve coğrafya öğretmen alınacak 1200’ün üzerinde tarih, coğrafya Önümüzdeki eğitim yılı için ve felsefe öğretmen aranıyor. Bulgar Öğretmen Sendikaları Başkanı Yanka Takeva, bu derslerden normativlerin azaltılması sonucu öğretmenler daha az ders saatine gireceğini ve dolayısıyla kadro ihtiyacı olacağını duyurdu. Takeva, bunun için 2 milyon leva gerektiğini, fakat kaynağın mevcut sistemde bulunduğunu duyurdu. Sayılan ders öğretmenleri yıllık 720 saatleri bulunuyor ve oldukça yoğun bir ders programları yer alıyor. Güze normativleri 684 saate düşürelecek olan 35 bin öğretmen asgari görevli maaşının da devreye girmesiyle rahatlayacak. Öğretmenlerin çoğu ek olarak verilen vazifelerden ve doldurmaları gereken evraklardan şikayetçi. Vidin’de, Bolu’dan hediye edilen makine denendi 1ye’nin Bolu Belediyesi’nVidin Belediyesi, Türki- den hediye edilen sivrisineklere karşı etkili olan bir makineyi test etti. Geçen yıl hediye edilen makine, paslanmaz çelikten yapılmış olup 500 kg. ağırlığında ve uzaktan kumanda kontrol imkanı bulunuyor. İşbirliği anlaşması olan iki belediye yetkilileri, sık sık karşılıklı ziyaretler düzenliyor. Yeni makineyle sivrisineklere karşı daha etkili bir mücadele beklenirken, ilaçlamanın insan ve evcil hayvanlara zararsız olan Aqua K – Othrine EW 20 maddeleriyle yapılacağı kaydedildi. Dünyadaki şifalı bitkilerin yüzde 6’sı Bulgaristan’da yetişiyor 1Derneği, geleneksel tıp ile Bulgaristan Doğal Tedavi alternatif tıbbın el ele olması talebinde bulundu. Dernek Başkanı Zofiya Şcerbak, hafif hastalıklarda etkili ve ağır hastalıklara standart tıbba destek olarak alternatif metotlara daha büyük güven duyulmasını istedi. Üyeler, homeo- patinin faydalarından en önemlerinin ucuz olması, yan etkilerinin bulunmaması ve diğer ilaçlarla menfi etki oluşturmadığını saydı. Dünyadaki şifalı bitkilerin yüzde 6,4’ünün Bulgaristan’da bulunduğunu söyleyen Sçerbak, ülkede 700 çeşit farklı şifalı otlara rastlandığını kaydetti. Doğal tedavi taraftarları Sağlık Kanunu’nda değişiklik yapılarak, geleneksel olmayan bir tıp merkezinin oluşturulmasını ve alternatif ilaçların etkisinin incelenmesini amaçlıyor. İç hastalıklar ve homeopati uzmanı olan Rayna Tomova, Bulgaristan’da tıp üniversitele- rinde 2 yıllık kurs bitiren bin 500 homeopati uzmanı doktorun bulunduğunu dile getirdi. Tomova, “Tıp eğitimi diploması olmayan homeopati uzmanı olamaz.” dedi. Buna rağmen internette bir sürü homeopati uzmanı gibi geçinenlerin ilan verdiğini kaydetti. Tecrübe ve klinik deneyimi- nin olmamasının tehlikeli olabileceğini aktaran Tomova, bitkilerin normal tedaviye destek olarak kullanılabileceğini söyledi. Uzmana göre bitkisel ilaçlarla alerji ve hormon bozukluklukları, sindirim bozuklukları, hafif enfeksiyonların başarılı bir şekilde tedavi edilebileceğini iddia etti. 04 HABERLER 30 HAZİRAN — 6 TEMMUZ 2014 ZAMAN Susuz domates ve kavun yetiştirildi FOTOĞRAF: CIHAN Topraksız domates yetiştirerek gündeme gelen Çukurova Üniversiteli bilim insanları, bu kez de kuraklık tehlikesine karşı, suya ihtiyaç duymayan domates ve kavun türü geliştirdi. 1li faktörler neticesinde yaKüresel ısınma ve çeşit- ğışların azalması ve su kaynaklarının tükenmesi karşısında, tarımda oluşabilecek olumsuzlukları ortadan kaldırmak adına bilimsel çalışmalar yapan Çukurova Üniversitesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yıldız Daşgan, susuz ve çok az su ile yetişebilen kavun ve domates yetiştirmeyi başardı. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) desteğiyle 2010 yılında başlayan ‘Türkiye F1 Hibrit Sebze Çeşit ve Nitelikli Hat Geliştirme Projesi’ 4 yıl süren bilimsel ve deneysel çalışmalar neticesinde olumlu sonuçlandı. Projenin ortakları olan Çukurova Üniversitesi ve Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (BATEM), kuraklığa karşı yetişebilen yeni çeşitlerle özel sektörün de ilgisini çekti. Türler hakkında bilgi veren Prof. Dr. Yıldız Daşgan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Enstitüleri ile ortaklaşa yürütülen projenin 4 yıldan beri sürdüğünü ve istenilen sonucu elde ettiklerini söyledi. Daşgan şu bilgileri verdi; “Kavunlarda yürüttüğümüz araştırma TÜBİTAK tarafından destek- lendi. Projenin adı KAMAK projesi. 4 kurumun ortaklaşa 4 yıldan beri yürüttüğü projenin sonuna geldik. Bahçe Bitkileri Bölümü olarak, bizim projede iki tane iş paketimiz var. Bir tanesi kavunlarda kuraklığa dayanıklı kavun çeşidi geliştirmekti. 4 yılın sonunda bu hedefimize ulaştık. Çok önemli hatlar çıktı. Şu anda hem su stresine ve kuraklığa dayanıklı, hem de toprak kökenli hastalıklara dayanıklı kavun çeşit adayları çıkarılmış durumda. Çeşitler özel firmalara gösterildi ve çok beğeni topladı. 4 yıl süren TÜBİTAK projesi hedefine ulaştı.” SUSUZ YETİŞTİRMEDE KALİTE DE ARTTI Az su ya da hiç su vermeden yetiştirilen yeni çeşitlerde verim ve kalitenin de arttığını vurgulayan Prof. Dr. Daşgan, “Burada geliştirilen kavun çeşitleri normal koşullarda sulanan kavunların yarısı kadar su verildiğinde başarılı şekilde yetişiyor. Ve hatta hiç su vermeden bile yetiştirdik. Susuz yetiştirmede verim biraz azalmakla birlikte kalite artıyor. Çok daha tatlı renklerin oluştuğu başarılı kavunlar elde ettik. Yüzde 50 daha az su vererek de yetiştirebilirsiniz. Burada önemli olan susuzlukta verimi iyi, hastalıklara karşı dirençli, hem serada hem açık havada yetişmeye uygun çok iyi ıslah hatları oldu.” şeklinde konuştu. CIHAN Yangınlara karşı ortak tatbikat 1Burgas Orman Bölge Müdürlüğü, Yangınsız Kırklareli Orman İşletme Müdürlüğü ve Istranca ve Yıldız Dağları Projesi tatbikatında buluştu. Avrupa fonları desteği ile hayat bulan projedeki amaç, doğal kaynakların yangınlara karşı koruyarak doğal ve kültürel mirası muhafaza etmek. İki ülke dairelerin işbirliği sağlaması yanında halkı da bilgilendirecek “Mobil okul” açılması öngörülüyor. Dereköy’de yapılan ortak tatbikatta Babatepe alanında meydana gelen bir yangın kısa sürede İstanbul’dan gelen helikoperin de yardımıyla söndürüldü. Sinyalin verilmesinden yangın ekiplerin olay yerine gelmesine kadar normativin 17 dakika olduğunun altını çizen yetkililer, bunun 10 yıl önce 40 dakika olduğunu belirtti. 05 EKONOMİ 30 HAZİRAN — 6 TEMMUZ 2014 ZAMAN DKEVR, yüksek elektrik fiyatlarını AK’ye taşıyor 1leme Komisyonu (DKEVR), Devlet Enerji ve Su Düzen- Meriç Doğu 1 ile Meriç Doğu 3 santrallerinin uzun vadeli anlaşmalarına müdahale etmesi konusunda Avrupa Komisyonu’na iki dilekçe sundu. Komisyon, Amerikalıların işlettiği bu santrallerle ilgili pahalı elektriğin satın alınmasına sınırlama getirilmesi konusunda yeni bir anlaşma yapamamasından dolayı bu yola başvurdu. Ancak, Brüksel’in bu dilekçeleri dikkate alması ve rekabetin engellendiğine hükmetmesi durumunda Bulgaristan’a ceza verilebileceği kaydediliyor. Komisyon’un, Bulgaristan’ın bazı santralleri diğerine tercih etmesi ve devlet yardımı sağladığına kanaat etmesi durumunda ülke için ciddi cezalar verilebileceğini savunan uzmanlar, Komisyon’un tamamen ticari ilişkiler ile ilgili bu duruma müdahale etme ihtimalinin düşük olduğu görüşünü savunuyor. Komisyon Başkanı Boyan Boev, iki santral ile Ulusal Elektrik Kurumu (NEK) arasındaki anlaşmanın Avrupa Birliği faaliyet anlaşmasına göre işlediğini, ancak bunun Avrupa piyasası ile uyuşmadığını dile getirerek anlaşma- ların geçici olarak durdurulmasını ve durumun açıklığa kavuşturulmasını istediklerini söyledi. Şu anda NEK’in iki santralde üretilen elektriğin tamamını satın alma zorunluluğu bulunduğunu vurgulayan Boev, bunun piyasadaki diğer santralleri olumsuz etkilediğini savunuyor. Komisyon, mayıs ayı sonunda NEK’ten iki santral ile fiyat değişiklikleri konusnda görüşme yapmasını ve fiyatların yüzde 20 ve yüzde 30 oranında düşürülmesini istedi. Ancak Boev, santral sahiplerinin bu fiyatın düşürülmesine yanaşmadığını aktardı. Dünya Kupası 1 milyon kişiye ekmek kapısı oldu 1Dünya Kupası’nın 1 milyon Brezilya’da düzenlenen kişiye doğrudan ya da dolaylı yolla istihdam sağladığı ve ülke ekonomisine 30 milyar dolar katkı sağlayacağı tahmin ediliyor. Çalışma ve Turizm bakanlıklarının ortak talebi üzerine devlete bağlı bir istatistik kurumuna yaptırılan araştırma, son üç yıllık hazırlık sürecinin bütününü kapsıyor. Bu süreçte tamamı kayıtlı çalışan olmak üzere 710 bin sürekli ve 250 bin geçici işçiyle anlaşma yapıldığını belirten yetkililer, bu rakamların ülkenin işsizlik oranlarını aşağıya çektiğini belirtiyor. Ayrıca organizasyona bağlı turizm gelirlerinde ciddi bir artış olduğunu ortaya koyan araştırma, turnuva sonuna kadar ülkeye sağlanan döviz girişinin 30 milyar dolara ulaşabileceğini ortaya koyuyor. Bu rakamın, ekonomisi türbülansa giren ve son on yıllık tarihinde ilk kez cari açık beklentisi içinde olan ülkeye doping etkisi yapacağı öngörülüyor. Avrupa’ya seyahatlerde yapıla- 1 Temmuz’dan itibaren yüzde 20 oranında ucuzlayacak. Bu tarihten itibaren rouming ücretleri, aramalarda en fazla KDV hariç dakikası 0,19 Euro (yüzde 21 ucuzlama) olacak. Gelen aramalar ise 0,05 Euro (yüzde 28,5 ucuzlama) olacak. Bu tarihten itibaren en fazla fiyatı düşen hizmet ise yüzde 55,5 ile veri aktarımında olacak. 1 MB ve- 1yıt dışı ekonomi bakımından Bulgaristan’ın 2012 yılında ka- Avrupa’da ilk sırada olduğu açıklandı. Fransa Ekonomi ve Sosyal Kurulu tarafından yapılan araştırmada, Bulgaristan’ın 2012 yılındaki kayıtdışı oranının Gayri Safi Milli Hasıla’nın yüzde 31,9’una denk geldiği kaydedildi. Bulgaristan’ın yanı sıra kayıtdışı ekonominin en fazla olduğu ülkeler arasında yüzde 29,1 ile Romanya; yüzde 28,2 ile Estonya’nın olduğu kaydedildi. Yunanistan’daki kayıt dışının ise yüzde 23,6 olduğu aktarıldı. Araştırmaya göre, kayıt dışı ekonominin en az olduğu ülkenin yüzde 7,6 ile Avusturya olduğu kaydedildi. İkinci sırayı yüzde 8,2 ile Lüksemburg aldı. Kayıt dışı miktarı Hollanda’da yüzde 9,5; İngiltere’de yüzde 10,1; Fransa’da yüzde 10,8; İrlanda’da yüzde 12,7; Almanya ve Finlandiya’da yüzde 13,3 olarak belirtildi. AB’de ortalama kayıt dışı ekonomi oranı ise yüzde 16,8. Kurul uzmanları, 2013 yılında AB üyesi ülkelerde kayıtdışı ekonominin yüzde 18,9 oranına (2,1 Trilyon Euro) ulaştığını, bu artışa ise işsizlik, ekonomik kriz, yoksulluk, istihdam giderlerini arttıran vergiler ve güçlü rekabetin sebep olduğu aktarıldı. Uzmanlar, kayıt dışı ile mücadelede denetimlerin sıklaştırılarak cezaların arttırılması önerisinde bulundu. Oreşarski: KTB’yi devlet alıyor 1cu Merkez Bankası tarafından Nakit sıkıntısı yaşaması sonu- Avrupa ile Rouming konuşmaları yüzde 20 ucuzlayacak 1cak cep telefonları görüşmeleri Bulgaristan, kayıt dışında Avrupa’da ilk sırada ri için 0,20 Euro ödenecek. Yurtdışında SMS göndermek ise 0,06 Euro olacak. 1 Temmuz’dan itibaren Avrupa’daki GSM operatörleri, seyahate gidenler için özel fiyat tarifeleri sunmaları bekleniyor. Avrupa Komisyonu, 2007 yılından bu yana, AB ülkelerinde daha ucuza konuşulması için fiyat değişikliklerine başladı. Komisyon’dan yapılan açıklamada, bu değişikliklerin sonucu olarak konuşma ücretleri yedi yıl öncesine kıyasla yüzde 80 ila yüzde 90 arasında ucuzladığı belirtildi. Komisyon, yurtdışında kullanılan GSM hizmeti ücretlerinin zamanla düşürülerek, kullanıcıların kendi ülkelerinde kullandıkları ücret kadar ödemelerini hedefliyor. Bu fikir, Avrupa Parlamentosu Sanayi Komisyonu tarafından 19 Mart 2014’te onaylandı. Bu öneri Avrupa Parlamentosu milletvekilleri tarafından da kabul edilirse rouming ücreti 15 Aralık 2015’ten itibaren tarih olacak. özel denetime tabi tutulan Corporate Commersial Bank’ın (KTB) yeni hissedarları devlet ile Banka Mevduatı Garanti Fonu olacak. Başbakan Plamen Oreşarski, bankanın aktif ve pasiflerinin değerlendirilmesinin ardından yasanın, açığı kapatmaları ve likiditeyi sağlamaları için mevcut hissedarları davet edeceğini söyledi. Oreşasrki, banka ile bu sorunların yaşanacağını tahmin ettiklerini, sonuçta toplumda da gerginlik yaşandığını kaydetti. Maliye BakanPlamen Oreşarski lığı da banka hakkında atılan adımlar konusunda Bakanlar Kurulu, Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası arasında hiçbir görüş ayrılığının bulunmadığını vurguladı. Merkez Bankası da Corporate Commersial Bank’ın (KTB), 21 Temmuz’da yeniden hizmet vermeye başlayacağını açıkladı. Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada, KTB’de yaşanan likid sıkıntısının diğer bankaları etkilemediği, ülkedeki banka sektöründe harhangi bir sıkıntının olmadığı kaydedildi. 06DIŞ HABERLER 30 HAZİRAN — 6 TEMMUZ 2014 ZAMAN Tarım için hayati öneme sahip fosforun 90 yıllık ömrü kaldı 1forlu yapay gübrelerin yapımın- Yapılan araştırmaya göre; fos- İnsanlığın doyurulması için tarımda kullanımı neredeyse mecbur olan, ancak bilinçsiz kullanılınca sağlığa zarar veren fosforun 90 yıllık ömrü kaldı. da kullanılan fosforun her yıl dünyada 7 milyon tona yakın harcandığı belirtilerek, “Böyle giderse dünyada yararlanılabilecek fosforu gelecek 90 yıl içinde tüketmiş olacağız.” deniliyor. Bursa Uludağ Üniversitesi (UÜ), Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Bilimleri anabilim dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Melike Yalılı Kılıç tarafından yapılan araştırmada Türkiye’de tarım ilacı tüketiminin ortalama 33 bin ton olduğu belirlendi. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tarımsal verimin artırılması ve zararlı bitkilerden korunmak için pestisit, fungusit, rodentisit ve diğer kimyasal maddeler kullanılıyor. Türkiye ve dünyada pestisit kullanımının karşılaştırıldığı çalışmada pestisit kullanımının meydana getirdiği sorunlar ile tehlikeler ele alınıyor. Ayrıca pestisitlerin yüzeysel sular, yeraltı suları ve toprak üzerine çevresel etkileri incelenerek bu etkileri azaltmak için alınması gereken önlemler sıralandı. FOSFOR 90 YILDA BİTECEK Toprağa katılan yapay gübrelerle gittikçe daha çok üretmek ve kullanmak ihtiyacı doğduğunu anlatan Yrd. Doç. Melike Yalılı Kılıç, fakat bu maddelerin beraberinde ciddi sorunları da getirdiğini anlatıyor. Fosforlu yapay gübrelerin yapımında kullanılan fos- forun her yıl dünyada 7 milyon tona yakın harcandığını bildiren Kılıç, “Böyle giderse dünyada yararlanılabilecek fosforu gelecek 90 yıl içinde tüketmiş olacağız. Fosfat gübrelerin kullanılmaması halinde ise yeryüzünde ancak çok az insanı doyurmak mümkün olacaktır. Çünkü fosfor toprak için gerekli bir besin elementidir ve eksik olduğu zamanlarda ise dışarıdan yapay gübrelerle verilmesi gerekir. Ancak tarımda bunun kontrollü bir şekilde kullanımının sağlanması çok önemlidir.” dedi. DÜNYA DA PESTİSİT KULLANIMI Dünyada tarım ilacı üretiminin 3 milyon ton, yıllık satış tutarının 2530 milyar dolar arasında değiştiğini anlatan Melike Yalılı Kılıç, şunları söyledi: “ Dünyada tarım ilaçlarında en yüksek kullanım oranını yüzde 47 ile herbisitler alırken, yüzde 29 oranı ile insektisitler, yüzde 19 oranı ile fungisitler üçüncü sırada. ” PESTİSİT KULLANIMINDA TEHLİKELER Pestisit kalıntılarının toprak için önemli rol oynayan solucan gibi toprak faunasının zarar görmesine neden olduğunu anlatan Melike Yalılı Kılıç, “Pestisit kalıntıları topraktan ürünlere ve buradan da insan ve hayvanlara beslenme zinciri Dünyanın en uzun kızı Karabüklü Rümeysa 1de yaşayan 17 yaşındaki Rümey- Karabük’ün Safranbolu ilçesin- sa Gelgi, ayakta 2 metre 13, yatarak 2 metre 17 santimetrelik boyuyla 18 yaş altı dünyanın en uzun genç kızı olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi. Rümeysa’nın sertifikası 9 Temmuz’da Safranbolu’da törenle verilecek. Safiye – Haydar Gelgi çiftinin 3 çocuğundan en küçüğü olan Rümeysa Gelgi (17) doğuştan genetik weaver sendromu rahatsızlığına sahip. Hızlı büyüme sorunu olan sendromu yaşayan Gelgi, 2012 yılında Guinness Rekorlar Kitabı’na başvurduğunu belirtti. Rümeysa Gelgi, “Ben Weaver Sendromu denilen sendroma sahibim. 2012 yılında Guinness Records’a başvurdum. Belli bir bekleme süresinden sonra 2013 yılının sonunda bu bekleme sürem bitti. 2014 yılının Mart ayında Guinness’ten yetkililer gelerek resmi ölçümümü yaptılar. Gerekli kanıtları alıp Londra’ya sundular. Bir ay sonra da 18 yaş altı dünyanın en uzun genç kızı unvanımı onayladılar. Çok mutluyum ve heyecanlıyım. 9 Temmuz’da sertifikamı alacağım. O günü iple çekiyorum.” dedi. Baba Haydar Gelgi ise kızının üçüncü çocuğu olduğunu belirterek, “Doğuştan Weaver Sendromu denilen sendroma sahip. 18 yaş altı dünyanın en uzun kızı unvanına sahip. Yapılan resmi ölçümlerle ayakta 2 metre 13 cm, boylu boyunca yatarak ise 2 metre 17 cm boyunda. Kızım böyle bir ödül aldığı için mutluyum.” diye konuştu. Guinness World Records Türkiye Hakemi ve Sorumlusu Şeyda Subaşı tarafından yapılacak tescil programı ise Safranbolu Misak-ı Milli Meydanı’nda 9 Temmuz’da teravih namazı sonrasında gerçekleştirilecek. Bu arada Mardin’de yaşayan Sultan Kösen de 2 metre 51 cm’lik boyuyla Guinness Rekorlar Kitabı’na dünyanın en uzun boylu adamı olarak girmişti. içinde zararlı sonuçlara neden olur. Pestisitler yeraltı sularına ve buharlaşma ile atmosfere karışarak zararlı olur. Pestisitler yeraltı ve yüzeysel suları etkiler.” değerlendirmesinde bulundu. Hasat ilaçlama aralığının fazla uzun tutulmadan belirlenmesi gerektiğini anlatan Melike Yalılı Kılıç, alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı: “Gıdaların işleme sürecinde pestisit azaltıcı uygulamalar yapılmalı. Her bir pestisit için LD 50 dozu bilinmeli, açıkça yazılmalı. İnsan ve çevresi için daha az toksik olan pestisitler tercih edilmeli. Aşırı doz ve gereksiz tekrarlı uygulamalardan kaçınmalı.” ENSAR TUNA ALATÜRK Uçan araba dönemine mi giriliyor? 1ilk uçan araba sistemi kuruluyor. İsraİsrail’in başkenti Tel Aviv’de dünyanın il Uzay ve Havacılık Dairesi’nin bahçesinde 500 metre uzunluğunda manyetik bir ray inşaa edilecek. Manyetik ray ile araçların havada kalması hedefleniyor. İlk başta deneme amaçlı yapılacak olan bu sistemin kurucusu olan SkyTran adlı şirket, projede başarı sağlanırsa ticari uygulamaya geçirecekleri bilgisi geldi. Araçlar için kilometre uzunlukta raylar kurulacak ve iki kişilik araçlar trafiğin yoğun olduğu bölgelerde kullanılacak. Akıllı telefon ile araçların çağrılacağı bir sistemle birlikte belirtilen istasyondan alınıp yolcu istediği adrese uçan araba ile götürelecek. Araçlar saatte 70 km hız yapacaklar. Fakat ticari uygulamalarda bu hızın 240 kilometreye kadar çıkması bekleniyor. SkyTran’in aralarında Hindistan ve ABD’nin de olduğu başka ülkeler için de benzer projeleri var. Ancak bunlar İsrail’deki pilot uygulamanın başarısına bağlı olacak. Merkezi, Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi’nin California’daki araştırma parkında olan SkyTran şirketi projenin 2015 yıl sonuna kadar devreye gireceğini ve kamu taşımacılığında devrim yapacaklarnı söylüyor. 07 SAĞLIK 23 — 29 HAZİRAN 2014 ZAMAN İftarı küçük lokmalarla ve iki öğün şeklinde yapın ERSAN TEMİZEL 1 Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Merve Çapaş, Ramazan ayında oruç tutacakların 17 saat aç ve susuz kalacağını, iftarda birden yüklenerek çok miktarda ve ağır yemekler yenilmesi halinde hazımsızlık, kabızlık ve gaz problemleri oluşabileceğini ifade ederek, “Küçük lokmalar halinde yavaş yavaş yemek ise bu problemleri çözer. Bunu başarabilmek ve öğün sayısını artırabilmek için iftar proteinli besinlerle 2 aşamada tamamlanmalıdır” dedi. Acıbadem Kayseri Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Merve Çapaş, iftar sofrasını şu şekilde anlattı: “Önce hurma ile oruç açılır, ardından iftariyeliklerden az miktarda alınır veya direkt çorbaya geçilebilir. Çorbanın ardından ana yemeğe geçmeden önce 15-20 dakika ara verilir. Aradan sonra et, tavuk, kurubaklagil gibi protein içerikli iftar yemekleri ile doygunluk sağlanır. Yemeklerin yanında pilav, makarna, börek, zeytinyağlı sarma-dolma gibi yardımcı yemekler olacaksa ekmek tercih edilmemelidir. İftardan sahura kadar olan zamanda yeterli sıvı en az 22,5 litre alınmasına dikkat edilmelidir. Komposto, su, ayran, çorba rama- zanda masamızdan hiç eksik edilmemelidir. Ayrıca şekersiz bitki ve meyve çayları, taze sıkılmış meyve suları ve soda da susuzluğu dindirmeye yardımcı olabilir. Yalnız tansiyonu olanlar soda tüketimi konusunda bir miktar daha dikkatli olmalılar.” Diyetisyen Capaş, iftarda yenilen yiyeceklerin yanı sıra kişinin yemek için kendine ayırdığı süre de oldukça önemli olduğunu dile getirdi. İftara az vakit ayırmak, çok hızlı yemek yemek, beyne tokluk sinyali iletilmesine engel olduğu, bu nedenle kişi hızlı yemek yediğinde kendini aç hissettiğini sözlerine ekledi. Hurma kalbi koruyor 1manın kalp ve damar hastalıklarından ko- İftar sofralarının vazgeçilmez yiyeceği hur- runmada etkili rol oynadığı, kansere karşı koruyucu olduğu ve kilo vermek için birebir olduğu bildirildi. Ramazan ayının vazgeçilmezi hurmanın lif, mineral ve fenol açısından oldukça zengin bir besin maddesi olduğunu belirten uzmanlar, bu meyvede bulunan sodyum, potasyum, magnezyum, kalsiyum ve demirin elmadan 2 kat daha fazla olduğunu, düzenli yenilmesi halinde, kalp ve damar hastalıkları riskini azalttığını ifade etti. Yaklaşık yüzde 20 nem ihtiva eden taze hurmada yüzde 60-65 şeker ve yüzde 2 protein olduğunu hatırlatan uzmanlar, “Orucun hurma ile açılması insanın üzerinde oluşan halsizliği gidermesini sağlar. Hurma aslında her öğünde yenilebilecek bir meyvedir. Mineraller açısından oldukça zengindir. İçeriğinde kalsiyum, potasyum, demir B vitamini bulunmaktadır. Hurma bedeni ve zihni gelişmeyi sağlar. Kansere karşı koruyucu olduğu bilinir. Boğaz ağrısına keser. Bronşit, öksürük ve soğuk algınlığı şikayetlerini giderir. Kemik hastalıklarında faydalıdır” dedi. “HURMA HAFIZAYI GÜÇLENDİRİYOR” Hurmanın hafızayı geliştirdiğini, kolesterolü düşürdüğünü ve zayıflamaya birebir olduğunu belirten uzmanlar, ülsere ve böbrek yetmezliğine fayda sağladığı gibi sindirim sistemini düzenlediğini bildirdi. Ramazanlarda oruç açarken çok tüketilen hurmanın aslında yıl boyu tüketilmesi gerektiğini ifade eden uzmanlar, “Yüksek oranda bulunan lifin; kolon, göğüs ve rahim kanseri ihtimalini düşürdüğünü gösteriyor. Aynı zamanda lohusalık yaralarını çabuk iyileştiren, sütü artıran, içindeki potasyumla çocukların büyümesini sağlayan ideal bir besindir. Potasyum miktarı bol olduğu için bebeğin gelişmesini, gürbüzleşmesini, hasta olmasını önlediği görülüyor” açıklamasını yaptı. Hurmanın karaciğeri de kuvvetlendirdiği belirtilen uzmanlar, halk arasında mide ülserlerinin tedavisinde hurma kullanımının denendiğini söylerken, 15 yıldır hurma sattığını belirten Erol Çağlayan, kilo vermek için hurma yenmesini tavsiye etti. Çağlayan, yatmadan önce su bardağındaki sıcak suya iki tane hurma atılması ile hazırlanan mucize ilacın, sahurda tüketilmesi ile birlikte hem zayıflamaya yardımcı olacağını hem de susuzluk çekilmeyeceğini söyledi. Sahurda nasıl beslenmeliyiz? 1hurda mideyi yormayan az yağlı bol Diyetisyen Emine Yüzbaşıoğlu, sa- protein içeren mönülerin tercih edilmesi gerektiğini söyledi. Yüzbaşıoğlu, “Yüksek protein daha uzun tokluk hissi oluşturacağından orucun daha rahat tutulmasını sağlar. Haşlanmış 1 yumurta, az yağlı az tuzlu peynir çeşitleri, 1 bardak süt veya yoğurttan oluşan mönüye 3-4 dilim ekmek, susuzluğu önlemek açısından 1 porsiyon meyve ekleyerek güzel bir sahur mönüsü oluşturulabilir.” dedi. Memorial Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü Diyetisyen Emine Yüzbaşıoğlu, oruç tutarken doğru beslenme hakkında bilgi verdi. Oruçluyken açlık süresinin artması nedeni ile iftar ve sahur olmak üzere 2 öğün yerine iftardan sonra bir öğün daha yapmanın uygun olduğunu söyleyen Yüzbaşıoğlu, “Uykuya ara vermemek için iftarda yenilenle oruç tutmak veya yiyip yatmak yazın bu uzun günlerinde günün ilerleyen saatlerinde hipoglisemiye bağlı ola- rak sağlık problemleri ortaya çıkmasına sebep olacaktır. Bu nedenle kesinlikle sahur yapılmalıdır. İftarda hafif yemekler yiyerek sonrasında bir ara öğün yapmak gün boyu boş kalan midenin sindirim için zorlanmasına engel olacaktır. Ara öğün olarak da meyve galeta veya leblebi gibi karbonhidrat kaynağıyla 1 bardak süt veya yoğurt tüketimi uygundur.” ifadelerini kullandı. Sahurda mideyi yormayan az yağlı bol protein içeren mönülerin tercih edilmesi gerektiğini kaydeden Yüzbaşıoğlu, “Yüksek protein daha uzun tokluk hissi oluşturacağından orucun daha rahat tutulmasını sağlar. Haşlanmış 1 yumurta, az yağlı az tuzlu peynir çeşitleri, 1 bardak süt veya yoğurttan oluşan mönüye 3-4 dilim ekmek, susuzluğu önlemek açısından 1 porsiyon meyve ekleyerek güzel bir sahur mönüsü oluşturulabilir. Yumurta kullanarak yapılan az yağlı bir menemen veya yine yumurta kullanarak hazırlanan bir salata mönüdeki posa içeriğini artıracağından gün içinde yaşanabilecek kabızlık sorununu da ortadan kaldıracaktır.” ifadelerini kullandı. Gün boyu aç kaldıktan sonra hiç doyulmayacak düşüncesiyle hazırlanan sofralardan uzak durulması gerektiğini belirten Yüzbaşıoğlu şunları söyledi: “Kızartma, börek, pilav, makarna ile şerbetli tatlılar Ramazan sofralarını süsleyerek kilo artışına neden olmaktadır. Kilo alımını ve mide rahatsızlıklarını önlemek için; ağır kızartma yemekleri yerine hafif zeytinyağlı veya etli sebze yemekleri tercih edilmelidir. Kırmızı et ve beyaz et dengeli olarak tüketilmeli, tek yönlü seçim yapılmamalıdır. Her yemeğin yanına yakıştırılan pilav veya makarna gibi yağ içeriği yüksek olan karbonhidrat grubu yerine ekmek ve Ramazan’ın olmazsa olmazı pide iftar mönüsü için daha uygundur. İftarda çorbayla yemeğe başlamak, sonrasında 10-15 dakika ara vermek ve daha sonra yemeğe devam etmek yemek sonunda yaşanacak şişkinliği or- tadan kaldıracaktır. Ayrıca iftarda tüketilen salata günlük alınan posa miktarını olumlu yönde etkileyerek kabızlık sorununu da engelleyecektir. Uzun süre açlığa bağlı olarak oluşan hipoglisemiye bağlı olarak tatlı isteği diğer günlere oranla Ramazan’da daha fazla olmaktadır. Bu isteği karşılamak amacıyla şerbetli ağır tatlılar yerine, sütlü veya meyveli hafif tatlılara yer verilmelidir. Yemek sonrasında yenilen meyve veya iftarda önerilen hurma da tatlı isteğini kısmen azaltacaktır.” Normalde günlük su ihtiyacının 22,5 litre olduğunu aktaran Yüzbaşıoğlu, “Uzun ve sıcak yaz günlerinde bu miktardan daha az su tüketimi başta böbrek rahatsızlıkları olmak üzere birçok sağlık problemini beraberinde getirecektir. Bunun yanında çok şekerli ve asitli içecekler yerine; komposto, ayran, taze sıkılmış meyve suyu gibi sağlıklı içecekler sıvı ihtiyacı karşılamak için tercih edilmelidir. Ancak sağlıklı da olsa bu içecekler asla suyun yerini almamalıdır.” diye konuştu. CİHAN 30 HAZİRAN — 6 TEMMUZ 2014 ZAMAN Niyet ettim kâmil oruç tutmaya! KEVSER KULAKSIZ 1 Kalplere inşirah veren ve kurtuluş ayı olan bir Ramazan’a daha kavuştuk. İlk sahurun ardından ilk iftar sofrasında, ellerle birlikte gönüller de semaya açılacak. Sevdiklerinizle beraber niyetleriniz, kâmil bir oruç üzerine olsun… Orucun, ferdî ve sosyal hayata pek çok katkısı olduğunu biliyoruz. Hem beden dinlenir hem de ruhun heykeli tekrar dikilir. Bu manevî dinamikleri diğer zaman dilimlerinde bulmak çok zordur. Oruç tutan insan yeme ve içmeden uzak dururken, diğer taraftan ahlakî tavrı ve çevresine gösterdiği mülâyemetiyle adeta melekleşir. Mayınlı bir tarlada dikkatlice yürüyen kimse gibi oruç tutan mü’min de orucunun zedelenmemesi için bütün azalarını günahlardan korumak için hassasiyetin zirvesine erişir. Birçok İslam âli- mi de tam ve kâmil olan orucun ancak bütün günahlardan kaçınmakla mümkün olacağını söyler. İlahiyatçı-yazar Osman Karyağdı, oruçlu insanın halini şöyle tarif ediyor: “Melekler gibi yeme, içmeyi terk eden oruçlu insan yine onlar gibi, yalan, dedikodu, dargınlık, çekememe gibi hallerden gözü ve diğer azalarıyla günahlara dalmaktan da uzak durur. Aksi halde orucumuz bizi tutmuyorsa bir yerlerde eksiklik var demektir.” Oruçlu olduğu halde, bir sürü dedikoduya dalan, diline hâkim olamayan, gözünü haramlardan koruyamayan kimsenin, oruçtan elde edilecek mükâfatlardan mahrum kalabileceğine dikkat çekiyor Karyağdı. “Kim yalan söylemeyi ve yalanla amel etmeyi terk etmezse, Cenâb-ı Hak o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına hiç kıymet vermez, iltifât buyurmaz.” hadis-i şerifini hatırlatan Osman hoca, “Hatta bazı âlimler gıybet ve yalanın orucu bozacağını bile söylerler. Başka bir ifadeyle bu orucun tam olmayacağı veya kusurlu olacağı söylenebilir.” Osman hoca, oruç ibadetini açlık ve susuzlukla sınırlayanlara da şu hadisi şerifi hatırlatıyor: “Nice oruç tutanlar vardır ki, orucundan, susuzluk çekme ve açlıktan başka bir kazancı yoktur. Nice geceleyin kalkıp nafile ibadet yapanlar vardır ki, bu kalkmasından ötürü, uykusuzluktan başka bir kazancı yoktur. (İbn Mace)” O halde kamil bir oruç için insanın melekleştiği, helalleri bile terk ettiği Ramazan’da gözümüzü haramlardan koruyalım. Dilimizi Kur’ân’la meşgul edelim ve Allah’ı daha çok hatırlayıp evrad-u ezkârla meşgul olup, ahireti hatırlatan ve tefekkür ettiren eserleri okuma gibi hayırlı işlerde kullanalım. İftarınızı duasız açmayın 1Ramazan’da yapılan iyiliklerin kar- Mağfiret, bereket ve hayır ayı şılığının kat kat fazlasının verileceği müjdeleniyor. İftar vakti duaların kabul edileceğini belirten hadis-i şerifler de oruçlunun duasının önemine işaret ediyor. Ancak uzun günlerde oruç tutmanın getirdiği açlıkla çoğu zaman dua etmek unutuluyor. Oysa Peygamber Efendimiz (sas) “Mübarek Ramazan’ın her gündüz ve gecesinde (cehennemde olanlardan) Allah’ın serbest bıraktığı kimseler vardır. Ve her Müslüman’ın gece ve gündüz (muhakkak) kabul olunan bir duası vardır.” diye buyuruyor. “Oruç tutan müminin susması tesbih, uykusu ibadet, duası müstecap ve amelinin sevabı da çoktur.” beyanı da dua ile oruç arasında sıkı bağa işaret ediyor. Efendimiz (sas) de Allah tarafından reddedilmeyen duaları söylerken oruçlunun duasını özellikle vurguluyor. İftarda Rabb’imizin bize ikram ettiği nimetlere de dua edilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Reşat Öngören, “Peygamberimiz gibi ‘Ey Allah’ım senin rızan için bu orucu tuttum. Sana inandım. Sana güvendim. Ve yine senin ikramın olan rızkınla iftar ediyorum ve orucumu açıyorum.’ diyerek duanın özünü bunlardan oluşturmak gerekir.” diyor. Prof. Öngören, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Allah’ın bize ihsan kıldığı nimetlerle orucumuzu açtığımız için şükrederken, bu duaya bir de ‘senin rızan için yarın da oruç tutacağım’ da deyip, böylelikle yarınki oruca da niyet ederek duamızı tamamlamalıyız. Tuttuğumuz orucu Allah için tuttuk, yasakladığı için birtakım şeyleri yemekten uzak durduk. Sonrasında orucumuzu yine Allah’ın ihsan ve ikramı olan nimetlerle açıyoruz. Ona inandığımızı bu şekilde göstermiş oluyoruz.” SÜMEYRA ÇİÇEK Mukabele, Kur’an okuyuşumuzu test etmedir 1il aleyhisselama, Cebrail’in Kur’an’ı Allah’ın (cc) Cebra- İnsanlığın İftihar Tablosu’na veya Efendiler Efendisi’nin sahabeye okuduğu gibi okumak gerek. Cebrail (as) Allah Resulü (sas) ile “Kur’an nazil olduğu şekliyle korunuyor mu? Doğru eda ediliyor mu?” diye her sene mukabele ediyordu. Bu açıdan hadiseye bakınca mukabeleye ‘test etme’ de diyebiliriz. Bunun bize verdiği ehemmiyetli bir mesaj olsa gerek. Kur’an’ı doğru okumak için üç şeyin çok önemli olduğunu söyleyebilirim. Birincisi; bir fem-i muhsinin (okuyuşu düzgün hoca) rahle-i tedrisine oturma. Yani mutlaka işin uzmanından ders alma. Kur’an okumak sadece harfleri bilmek değildir. NAMAZ VAKİTLERİ Günler 30 Pazartesi 1 Salı 2 Çarşamba 3 Perşembe 4 Cuma 5 Cumartesi 6 Pazar İmsak Güneş Öğle 3.31 3.32 3.33 3.34 3.35 3.36 3.37 5.47 5.47 5.48 5.48 5.49 5.50 5.50 13.37 13.37 13.38 13.38 13.38 13.38 13.38 İkindi Akşam Yatsı 17.39 17.39 17.39 17.39 17.39 17.39 17.39 21.16 21.15 21.15 21.15 21.15 21.15 21.14 23.16 23.15 23.15 23.14 23.14 23.13 23.13 SOFYA’DAN ÖNCE: Peştera, Velingrad 4 dk Pleven, Smolyan 5 dk. Karlovo, Plovdiv, Pazarcik 6 dk. Kırcali, Kazanlık, Momçilgrad, Sviştov 7 dk. Haskovo, Krumovgrad, St. Zagora, V. Tırnovo 9 dk. Ruse, Harmanli, N. Zagora 10 dk. Popovo 11 dk. Omurtag 12 dk. Kubrat, Razgrad, Tırgovişte, Yanbol 13 dk. İsperih, Tutrakan, Şumen, Preslav 14 dk. Karnobat 15 dk. Aytos, Novi Pazar, Silistra 16 dk. Burgas, Provadiya 17 dk. Varna, Dobriç 18 dk. Harf ve kelimeleri aslına uygun şekilde telaffuz ancak işin uzmanının önüne diz çökmekle öğrenilir. İkincisi; talim esnasında doğru telaffuz için insanın kendisini zorlaması. Mesela mahâric-i hurufa (harflerin mahreçleri) çalışırken bizim kıraat hocamız kendisini ve bizleri çok zorladı. Mesela, “dat’ harfini gösterirken parmağını dama- ğına koyardı. Bu ilk bakışta tekellüf gibi görünse bile belli bir müddet sonra alışıyor insan. Ve üçüncüsü, kulak dolgunluğu. Bu da Kur’an’ı tekellüfsüz okuyan hafızları çok dinlemekle olur. Şu hakikat unutulmamalıdır ki ruhumuzda inkılâplar meydana getirmeyen Kur’an’ın ferdî ve içtimaî hayatımızda müessir olacağı düşünülemez. Biz Kur’an’la değişebilmeli, O’nun ufkuna yönelebilmeli, O’nu kendi derinlikleriyle duymalıyız ki O da esrarını sinelerimize boşaltsın. Keşke çeşitli vesilelerle bir araya gelindiğinde çok değil bir on dakika bu işe ayrılsa; ağzı düzgün bir kişi talimde bulunsa; bilenler bilmeyenlere talim etse; birebir mukabele şeklinde Kur’an okunsa. Gıyaben bana dua et! 1yor: “En süratle kabule karin olan Allah Resulü (sas) şöyle buyuru- dua, gaibin gaibe duasıdır.” Üstad Bediüzzaman Hazretleri de 23. Mektup’ta duanın kabulünün hangi şartlara müstenit olduğunu anlatırken, diğer şartların yanında bu hususu zikrederek bizahri’lgayb yani gıyaben yapılan duanın kabu- le karin olacağına dikkat çeker. Ayrıca Üstad Hazretleri, eserlerinin birçok yerinde şu cümlelere yer veriyor: “Sabah ve akşam duamda dâhilsiniz. Siz dahi beni duanızda dâhil ediniz. Şu âlemde mü’minin mü’mine karşı en büyük yardımı dua iledir.”, “Ahiret kardeşiniz olan Said ise her sabah-akşam dergâh-ı İlahi’de dua vasıtasıyla sizinle beraberdir.”, “... Senden ve ahiret hemşirem yani ikinci validem ve kardeşimin muhterem validesinden duanızı istiyorum. Madem duada sizi şerik ediyorum; siz de benim duama amin hükmünde olarak dua ediniz.”, “Ben onları duama dâhil ediyorum, onlar da bana dua etsinler.” 09 KÜLTÜR 30 HAZİRAN — 6 TEMMUZ 2014 ZAMAN Bisertsi’deki Hıdrellez geleneği kültür mirası oldu BEYNUR SÜLEYMAN 1mayan “Canlı İnsan Hazi- Kültür Bakanlığı, Somut Ol- Kültür Bakanlığı’nda Bulgaristan için yeni 5 “Canlı insan hazineleri” sahipleri sahibi ödüllerini aldı. nesi” Ulusal Kültür Mirası listesine Hıdrellez geleneğini de ekledi. Razgrad’a bağlı Bisertsi köyünde sürdürülen “Hıdrellez-Alevi Karnaval Oyunları” listeye eklenen 5 yeni unsurdan biri oldu. Deliorman’daki geleneği devam ettiren sanat grubunun yöneticisi Aliş Arifov, Kültür Bakanı Petır Stoyanoviç’in elinden şeref ödülünü aldı. Hıdrellez geleneğini tamamıyla ifa eden tek köy olma özelliğini taşıyan Bisertsi köyünde 6 Mayıs’da kadınlar Kır At geleneği olarak da tarif edilen geleneğini icra ediyor. Bazıları beyaz gömlek ve sarıkla, diğerleri tamamen siyah giyinerek ellerinde uzun sopalarla köy meydanını türkü ve ilahiler söyleyerek dolaşıyor. En arkada ise nalbant denilen en yaşlı kadın takip ediyor. Kültür Bakanlığı’nda Sofka Dimitrova’nın bir yere bağlayarak havada kemer dokuma tekniği dikkat çekti. Şumen’de Probuda1958 Okuma Evi’ni temsil eden Dimit- rova, ahşap diktörgen mekik tarafından yapılan ve renkli iplerin arasına geçirilerek duruma göre çevrilen ve bu şekilde dokuma işlemi tanıttı. Dimitrova, bu tekniğin aslında ninelerden falan öğrenmediğini, folklor bilimcileri tarafından yeniden canlandırıldığını ifade etti. Prestij liste için her 2 yılda bir aday gösteriliyor ve bunun için ilginç gelenek, zanaat ve beceriler destek buluyor. Her bir dönemde 5 aday gösterilirken bunlardan bazıları UNESCO’nun miras listesi kataloğu için de sunuluyor. Şu ana kadar Bulgraistan’ın dünya somut olmayan listesinde Bistritsa nineleri ve Nestinarlık olmak üzere iki “hazinesi” yer alıyor. Ulusal listede 15 mirasın yanına 5 yenisi daha eklendi. Diğer unsurlar arasında Tutrakan’a bağlı Staro Selo’da Lazaruvane geleneği, Pazarcik’e bağlı Lesiçevo köyünde Derviş günü geleneği, Şumen’den Sofka Dimitrova’nın kemer dokuma geleneği ve Dobriç’den Dobruca üçlüsü Türkü ve Çalgı dalında yer aldı. “Canlı İnsan Hazineleri” önce bölgesel çapta teklif edilen adaylarla daha sonra ulusal çapta değerlendirilerek gerçekleşiyor. Bu yıl Sofya’da 25 ulusal adaydan 5 tanesi seçildi. Daha önce 2008, 2010 ve 2012’de de 5 tanesi seçilmişti. Müze ziyaretlerinde artış 1Bulgaristan çapında yüzde 13 Geçen yılki, müze ziyaretlerinin artış kaydettiği açıklandı. Önceki yıla göre tiyatrolarda yüzde 9, sinemalara yüzde 12 artış gözlemlendi. Milli İstatistik Enstitüsü, ülkede 187 müze olduğunu ve bunların 100’ünün hususi müze olarak kullanıldığını, kalan kısmının ise genel görevi ifa ettiğini açıkladı. Müzelerin 2013 gelirleri 42 bin leva olup, yine 2012’ye göre yaklaşık aynı yüzde ile artış kaydediyor. Denizli Büyükşehir Belediyesi tarafından 14’üncüsü düzenlenen Uluslararası Halk Dansları Festivali’nde Montana’dan da bir grup iştirak etti. FOTOĞRAF: CİHAN Plovdiv merkezi için 41 ülkeden teklif 1nın yeniden yapılandırılması Plovdiv merkezindeki meyda- projesi için 6 kıtadan mimar iştirak ediyor. Belediyeden yapılan açıklamada 41 ülkeden 125 teklif geldiği açıklandı. Şehir merkez meydanında farklı eski dönemlere ait semboller ve mimari unsurlar boy gösteriyor. Nisan ayında başlayan ya- rışmada başvuru süresi geçen hafta sona erdi. Bundan sonra uluslararası jürinin en iyi 3 projeyi seçmesi gerekiyor. Kamuyla paylaşılan projelerden 15 Temmuz’a kadar galibi belirlenmesi gerekiyor. Hırvat, Hollandalı ve Fransız mimarların yer aldığı jüride Kültür Bakanlığı temsilcileri de bulunuyor. ONLINE МАГАЗИНЪТ Е АКТИВЕН www.setabg.com 10 SPOR 30 HAZİRAN — 6 TEMMUZ 2014 ZAMAN Avrupa Futbolu çöktü, Latin Amerika coştu Dünya Kupası’nda Avrupa temsilcilerinden İspanya, İngiltere, İtalya, Bosna-Hersek ile Hırvatistan’ın erken elenmesi herkesi şaşırttı. Buna karşılık Latin Amerika ülkeleri başarılarıyla adından söz ettirdi. 1tığı 2014 Dünya Kupası, zevk- Brezilya’nın ev sahipliğini yap- li ve heyecanlı şekilde devam ediyor. Maçların bol gollü geçmesi, futbolseverleri ekran başına kilitliyor. Turnuvada artık gruplar aşaması tamamlandı. Alınan sürpriz sonuçlar, 32 ülkenin kupa hedefiyle geldiği bu büyük organizasyona renk katıyor. En çok şaşırtan gelişme ise son şampiyon İspanya’nın elenmesiydi. 2008 ve 2012’de Avrupa Futbol Şampiyonası’nda ve Güney Afrika 2010’da Dünya Kupası zaferi yaşayan Boğalar, ilk karşılaşmada Hollanda’dan tam 5 gol yedi. Skora hiç kimse inanamazken Şili’ye de 20 mağlup olmaları erken eve dönmeleri anlamı taşıyordu. Sadece İspanya değildi hayal kırıklığına uğratan. Güçlü Avrupa ekipleri tek tek veda etti 2014’e. İngiltere, grubunda bir puanla sonuncu oldu. Bosna-Hersek, hakem hatalarının da etkisiyle ilk kez katıldığı Dün- ya Kupası’nda üst tura çıkma başarısı gösteremedi. Ardından komşusu Hırvatistan, Brezilya ve Meksika’nın gerisinde kalıp elendi. Son olarak İtalya, beklentileri boşa çıkardı. 13 ülkeyle temsil edilen Avrupa’dan şu an için Belçika, Fransa, Alman- ya, Yunanistan ve Hollanda kaldı. Yaşlı kıta olarak bilinen ‘Avrupa’nın takımları bugüne kadar Amerika kıtasında düzenlenen hiçbir Dünya Kupası’nda kupayı müzesine götüremedi. Bu kez en büyük beklenti Hollanda, Almanya ve Fransa’dan. Belçika gizli favorilerden; ama genç ve tecrübesizler. Yunanistan’ın büyük bir sürprize imza atması da beklenmiyor. Avrupa ülkelerinin işi pek kolay değil. Zira Güney Amerikalılar her yönden daha avantajlı gözüküyor. 10 ülkenin bağlı olduğu CONMEBOL’un (Güney Amerika Futbol Konfederasyonu) 6 temsilcisi var. Bunların 5’i (Arjantin, Brezilya, Şili, Kolombiya, Uruguay) 16 takımlı gruplara katılma vizesini aldı. Üzerinde çeşitli tartışmalar mevcut; fakat genellikle Amerika kıtasının güneyindeki bölge Latin Amerika olarak biliniyor. Futbolda her zaman söz sahibi olan bu ülkeler 2014’te de şampiyonluğun en güçlü adaylarından. Üstelik şimdi ev sahibi konumundalar. Brezilya, Arjantin, Şili, Kolombiya ile Uruguay’ın maçlarında stadyumlarda bu ülkelerin vatandaşları ağırlıkta. Kupayı Avrupa’ya göndermeye niyetleri de yok! Kırkpınar şampiyonu mutfaktaki yağı kullanarak başarıya ulaşmış 1leri’nde başpehlivan olan Fatih 653. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreş- Bulgaristan’da Volkicar fırtınası esiyor 1ğu V1 Challenge BulgarisVolkicar’ın başrolde oldu- tan geçtiğimiz hafta sonu Plovdiv şehrinde başladı. Türk malı otomobil ve Türk malı konsept ile uluslararası olma hayaliyle ilerleyen V1 Challenge, Plovdiv’de trafiğe kapalı caddelerde ilk yarışını yaparak büyük ilgi ve beğeni topladı. Seyircinin ayağına motorsporları heyecanını götürmek için yola çıkan V1 Bulgaristan 6 ayaktan oluşuyor. İlk senesinde Plovdiv’de yapılan ilk yarışın ardından Burgas (13 Temmuz), Varna (24 Ağustos), Ruse (21 Eylül), Sofya (2 Kasım) Stara Zagora (12 Ekim) ile 6 şehirde gerçekleşecek. Atlı’nın ailesi, çok sıkıntılar yaşadıklarını, meyvesini 15 yıl sonra aldıklarını söyledi. Baba Bahattin Atlı, “Fatih yağlanmak için evdeki yağı alıp giderdi.” dedi. Samsun Büyükşehir Belediyesi sporcusu olarak güreşlere katılan Fatih Atlı’nın Ladik ilçesinde yaşayan emekli maden işçisi babası Bahattin Atlı ve ev hanımı annesi Remziye Atlı, gelen tebrikleri kabul ediyor. Çok maddi sıkıntılar çektiklerini, çocuğunun hem işte çalıştığını hem de güreştiğini hatırlatan Baba Atlı, “Oğlum güreşe giderken her güreşçi kendi yağını kendisi getirirmiş. Parası olmadığı için yağ alamadığı zaman eve gelip mutfaktaki yağı ufak bir şişeye koyup sonra onu da çantasına koyuyordu. Benden utanıyordu. Sonra da parası olunca yağ alıp eve getirirdi.” diye konuştu. ÇOK ZAYIF BİR ÇOCUKTU GÜREŞMEK İÇİN KİLO ALDI Tebrik için gelen komşularının yakın ilgisinden oldukça hoşnut olan ev hanımı anne Remziye Atlı, şunları söyledi: “3 çocuğum var, en küçükleri Fatih. Oğlum küçük yaştan itibaren sorum- luluk sahibiydi. Oğlumun tüm derdi küçüklükten itibaren güreşçi olmaktı. Ancak çok zayıftı. Lise yıllarına kadar tekvando yaptı. Burada siyah kuşağa kadar çıktı. Daha sonra kilo almaya başlayınca hocası olan Bayram Ertan ile tanıştı. Fatih bu kemeri almayı çok istiyordu. Bunun için çok çalıştı. Geçen sene yine finale kadar çıkmıştı ama şimdiki yendiği güreşçiye yenilmişti. Bu sene çok umutluyduk, bekliyorduk. Allah da nasip etti. En son güreş yapmadan önce beni aradı ve ‘Anne bana dua et, bugün çok güzel maçlarım olacak, senin dualarını bekliyorum’ dedi. Ben telefonu ağlayarak kapattım. Sonra maçları evde izlemeye başladım. Oğlumun yenmesini gözümle gördükten sonra gerisini hatırlamıyorum. Mutluluktan ağladım ve televizyona bir daha bakamadım. Sonrasında tekrarını gece 3’te izledim, çok kaçırdığım sahneler olmuş. Allah torunuma da nasip eder inşallah. Kaç yıldır Antalya’ya giden kemer, belki de tarihinde ilk defa Ladik’e geldi. Çocuklarımız onu örnek alır ve çok iyi pehlivanlar yetişir ilçemizde.” Tebrikler için gelenler, Fatih Atlı’nın daha önce kazandığı onlarca madalyayı görünce hatıra fotoğrafı çektiriyor. CİHAN 11 EĞLENCE 30 HAZİRAN — 6 TEMMUZ 2014 ZAMAN SÖZCÜK AVI Toplamlı Sudoku R O Ü Z G A R U R Y U M U Ş A Y R D A L I I A Z A K Z E Y O N D R H G E R T A R A F I K A S R N S N A M R A S A I İ N Z A O M I R A N O L Ö L R S M G K B F Ü N B A A T K V U I O Y R A O R C V E A R E K K I S U R A A U R Z P A D P K L B K İ K İ A R O İ K İ İ Y I I S K L P D T I Z T L B A M C U A İ K P R K Ç I O T B A İ E L E A Y E E O K D K O N R K Z L M A S D B E N İ N L E M E İ N İ M N M B O A H Ç E D E Y R A E E L I G N E T İ R A P I E N H Z Her satırda, her sütunda ve 3x3’lük bölgede 1’den 9’a rakamlar bir kez yer alacak şekilde diyagramı doldurun. Kesik çizigilerle çevrili bir alanın köşesindeki sayı, o alanda yer alan tüm rakamların toplamını vermektedir. Bir alanda rakam tekrarı olamaz. ALACAK EZKAZA ILIMAN MANGIR RESMEN BORDRO FARİKA İNLEME NANSUK SARMAN CEZİRE GONDOL KOKPİT ONARIM TERAPİ DEVRİK HENDEK LAPTOP PARİTE USKUR cevaplar Aşağıdaki sözcükleri bulmaca karelerinde arayın ve bulduklarınızın üzerini karalayın. Geride kalan harfler bir şarkıdan sözleri oluşturacaktır. Toçilari köyünde sağlık ve bereket için mevlid okundu Geçen hafta Kubrat ilçesine bağlı Toçilari köyünde sağlık ve bereket için mevlit okundu. Bu yıl ikinci defa yapılan etkinliğe, köy ve etraftan 500 kişiden fazla insan katıldı. Köyün camisinde okunan mevlitte sekiz kazan etli pilav, yahni, helva ve ev yapımı börekler gelenlere ikram edildi. Bunun yanı sıra katılanlara özel yapılmış mevlit şerbeti de sunuldu. İDRİS ALİ 30 HAZİRAN — 6 TEMMUZ 2014 ZAMAN İBN-İ SİNA’NIN YAPIN DEDİKLERİ Tarçının sadece zayıf latıcı, rezenenin ise sakinleştirici etkisi olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Tıbba yön veren hekimlerden İbn-i Sina’dan sofranızdan eksik etmeyeceğiniz sağlık reçeteleri… MERVE TUNÇEL 1 İlaç kullanmaktan milletçe pek hazzetmiyoruz. Bir organı düzeltirken başka bir yeri bozan yan etkileri hesaba katarsak pek de haksız sayılmayız. Bu nedenle hastalanmadan tedbir almak yani ‘koruyucu yöntemler’ daha bir anlam kazanıyor. Bunu yapmak için kaf dağının tepesine varıp, uçurumlar aşarak adı sanı duyulmamış bitkilerin peşinde telef olmanıza gerek yok üstelik. Yazar Güvenç Ayar, Ufuk Yayınları’ndan çıkan ‘İbn-i Sina Sağlık Reçeteleri’ kitabıyla bulunması kolay bitki ve besinlerle şifaya giden yolda size eşlik ediyor. Kalbinizin dostu elma ve hindiba: Elma, hemen her evde sıkça tüketilen bir besin. “Nasıl bilirdiniz?” sorusuna verebileceğimiz cevap, C ve E vitamini yönünden zengin, olacaktır. Ancak sadece bu kadar değil. Elma, aynı zamanda kalp sağlığını korumaya yardımcı. Yine hindiba da göğüs sıkışmasına iyi geldiği gibi kalbi de güçlendiriyor. Ağız kokusunu gidermek için: 105 gram kabuğu soyulmuş limon, 3,5 gram karanfil, 3,5 gram hindistan cevizi, 3,5 gram sivri biber, 3,5 gram kakule, 3,5 gram tarçın, 3,5 gram havlican, 3,5 gram kuru zencefil ve 700 gram misk. Tüm bu malzemeler balla karıştırılarak macun haline getirilip tüketiliyor. Karışım, ağız kokusuna iyi geldiği gibi sindirimi de kolaylaştırıyor. Rezene ve tarçınla gözleriniz güçlensin: Tarçın, tam bir göz dostu. Katarakt başta olmak üzere daha birçok göz hastalığına iyi geliyor. Göz kenarlarına sürme gibi çekile- bilir. Rezene göz akıntılarına şifa oluyor. Ham rezene tohumuysa görme yetisini güçlendiriyor. Kadın hastalıkları için: Özellikle regl dönemlerinde ayvayı bolca tüketmek kanamayı azaltıyor. Tarçın da özellikle rahim hastalıklarına iyi geliyor ve ağrıları dindiriyor. Kronik ishaliniz varsa: Dut, sindirim sistemi için bulunmaz bir hazine. Kronik ishal ve bağırsak ülserlerini gidermede özellikle karadut çok etkili. İdrar söktürücü: Yazın bol bol bulacağınız kavun, derdinize derman olacak. Ödem attırıcı- idrar söktürücü bu meyveyi sofralardan eksik etmemekte fayda var. Mide-bağırsak ağrılarından şikâyetçiyseniz: Hoş kokusuyla gül, bahçelerden eksilmeyen bir çiçek. Ancak şifasından faydalanmak için reçelini de unutmamak gerekiyor. Kurutulmuş gül yapraklarını balla karıştırıp cam bir kaba koyarak 40 gün güneş altında bekletin. Bu karışım özellikle mide ve bağırsak ağrılarına iyi geliyor. Astım ve nefes darlığına ısırgan: Isırgan, yabani bir bitki olduğundan pek sevilmese de şifası bol. Tohumu, astım ve nefes darlığına iyi gelirken, ısırganı arpa su- yuyla kaynatıp içtiğinizde mukoz salgının atılarak göğsün ferahlamasını sağlıyor. Siyah zeytin çekirdeğinden yapılan tütsü de astım ve akciğer hastalıklarına iyi geliyor. Meyan kökü de yine aynı hastalıklara iyi gelen şifalı bitkilerden. Fıstık gibi bir karaciğer: Karaciğer tıkanıklıkları sık et yiyenlerin kâbusu. Fıstık, buradaki tıkanıklığı açıyor, karaciğeri temizliyor. Bağırsakları da temizleme özelliğine sahip bu yemiş, mideye de oldukça iyi geliyor. Mideniz bulanıyorsa: Özellikle araba yolculuklarında mide bulantısı büyük kâbus. Karanfil çayı ve bitkisi kusmayı durdururken mide ve karaciğeri de güçlendiriyor. Ayrıca hoş kokusuyla ağız kokusunu gidermeye de yardımcı. Balık, sinirleri gevşetiyor: Balıkta bulunan Omega3 yağ asitleri ruh sağlığına bire bir. Obesesif-kompulsis kişilik bozukluğu ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklara iyi geldiği araştırmalarda kanıtlanmış. Balık, beyindeki yağın yoğunluğunu düzenleyerek sinir sistemini olumlu etkiliyor. Beyni temizleyen sakız: Sakız, çoğumuz için eğlencelik çiğnenen bir şey olsa da şifası yok değil. Beyni temizliyor, hafızayı güçlendiriyor. Ayrıca damla sakızı, mineral deposu. Öksürük ve ağız kanamalarını da durduruyor. Susam yağı, saçları gürleştiriyor: Susam yağı, kaynatılarak sürüldüğünde saçı gürleştiriyor. Ancak tek özelliği bu değil. Saçları çabucak uzatıp, yumuşatıyor. Ayrıca kepeğin de düşmanı.
© Copyright 2024 Paperzz