MOLLA CEZERI de bir mescid yaptırmıştır. Bursa'da inşa ettirdiği Molla Arap Camii , XVIII. yüzyıl sonlarına kadar faaliyet göstermişse de civarındaki yerleşimin dağılması yüzünden harap kalmıştır. 1271 'teki depreminin ardından Vali Ahmed Vefik Paşa tarafından etrafına Tatar muhacirleri yerleştirilerek tamir edilip ibadete açılmıştır (Beli ğ , naşirin notu, s. I 95- I 96) . Bugün merkez Yıldırım ilçesinde kendi adıyla anı lan mahallede bulunan ve aslının dokuz kubbeli olduğu belirtilen yapı 1953 yılın da iki kubbeli olarak yeniden inşa edilmiştir. Eserleri. 1. Teh~ibü'ş-Şemô'il ii men bi-ekmeli'l-feZô'il. Tirmizi'nin Şemô'ilü 'n-nebi'sinin ihtisar edilip yeniden düzenlenmesiyle meydana gelen eser Sultan ll. Bayezid'e ith af edilmiş tir (Süleymaniye Ktp ., Laleli , nr. ı 547) z. el-Makö.şıd ii fezô'ili'l-mesôcid. ll. Bayezid'e ithaf edilen kitap yedi bölümden oluşmaktadır (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 344 7) . 3. Erba'une ]J.adişen. Yine ll. Bayezid'e ithaf edilen ve çeşitli konularda kırk hadis içeren eserde bunlarla ilgili bazı ayet! ere ve hikayelere de yer verilmiştir(Süleymaniye Ktp ., Esad Efendi, nr. 431 ). 4. Erba'une ]J.adişen. Yukarıda ki eserin devamında yer alan ve girişinde bu esere atıfta bulunulan bu kırk hadis risalesinde ezberlenmesi kolay, veciz, biri tekrar olmak üzere kırk iki hadis bir araya getirilmiştir. s. es-Sedôd ii fazli'lcihôd (Süleymaniye Ktp ., Ayasofya, nr. J:ıaşşa'llö.hu ve'l-kader adıyla (GAL Suppl., ll, 642) ona nisbet ettiği eser ( Ragı b Pa ş a Ktp .. nr. 1459). Şeyhülislam Alaeddin Arabl'ye ait olup Fatih Sultan Mehmed döneminde tartışma konusu yapılan Sadrüşşeria ' nın et-Tavzi]J. adlı kitabındaki hüsün ve kubuh meselesine dair mukaddemat-ı erbaa üzerine yazılmış bir haşiyedir. BİBLİYOGRAFYA : Taşköprizade, eş-Şe~a'i~. s. 413-416; Radıy yüddin İbnü'I-Hanbell. Dürrü ' 1-(ıabeb f1 tarfl]i a'y ani fjaleb ( n şr. Mahmud H amed ei -FahuriYahya Zeke ri yya Abba re ı. Dımaşk 1973, 11/1, s. 31 , 50-51 , 165-168, 233-236 ; Mecdl, Şekaik Tercümesi, s. 373, 411-415; Muhyi-i Gülşeni. Menakıb, s . 224; Atai. Zeyl-i Şekaik, s. 26-28, 359, 442; Keşfü ';;-;;unun, ı, 515, 864; ll, 982, 1060, 1363, 1989, 2031; Beliğ. Güldes te, naşi· ri n notu , s. 193-196; İbnü'I-Gazzi, Dfuanü '/-İs· lam ( nşr. Seyy id Kesrevi Ha san ). Beyrut 1411 / 1990, IV, 14 7; Sicill-i Osman i, IV, 1 ll; Brockelmann. GAL, ll , 431; Supp/. , 11, 642 ; Hediyyetü 'l·'arif1n , ı , 51 O; ll , 234; Zirikli. el·A'lam, VII , 208 ; Kehhale . Mu'cemü 'l-mü'ellif1n , Xl, 81-82; Hasan Turyan. Bu rsa Euliyaları ue Tarihi Eser· leri, Bursa 1982, s. 311-312; Kazım Baykal , B ur· sa ue Anıt/arı , İstanbul 1982, s. 130-131; Kamil ei-Gazzi. /'lehrü '? -?e h eb [i tarfl]i fjaleb ( nş r. Mah mud F a huri- Ş e vk i Şa a s). Dımaşk 1412/ 1992, lll , 188-189; Bursa Ansiklopedisi, İstan· bul 2002 , lll, 1172. Iii ı L ı (bk. CAMI CAMI, Abdurrahman) . MOLLA (--="~ 198 5) Kaynaklarda Molla Arap'ın Sultan Kayıtbay'a takdim ettiği , fürCı-i fıkıhtan Dürer ve gurer'in meselelerini kapsayan en-Nihôye, Hidô.yetü'l-'ibôd ilô sebi- . li'r-reşôd ile Mevlidü'n-nebi adlı eserleri yanında özellikle kimyaya dair çok sayıda risalesinin bulunduğu da kaydedilir. Brockelmann'ın Risôle ii mes'el eti'l-cebr MOLLA TAHSİN ÖZCA N CAMI ı _j ı 51.. ) İbnü'I -Hacib'in Arap gramerine dair ei -Kiifiye'sine Abdurrahman - ı Cami'nin (ö. 898/ 1492) ei-Fevtndü 'i -iiya'iyye adıyla yazdı ğ ı , ancak daha çok şarihin lakabıyla tanınan şerh L (bk. el-KAFİYE) . _j MOLLA CEZERi Şe yh L Ahmed b. Muhammed ei-Cezer! (ö. 1050/ 1640) Mutasawıf ve şair. _j X. (XVI.) yüzyılın ikinci yarısında Cizre'de doğduğu tahmin edilmektedir. VI (XII) veya IX. (XV.) yüzyıl gibi daha erken dönemlerde yaşadığı ileri sürülmüşse de eserinde Cizre Beyliği Emlri lll. Şeref Han ' ı (ö . 1027/1618) zikretmesi, Fakih-i Tayran'ın onunla 1031'de (ı 622) müşaa rede bulunması (Sadini. s. 45-46, 220) ve Şeyh Ahmed-i Hani'nin (ö. ı ı ı 9/ 1707 ) kendisine atıfta bulunması (Mem ü Zin, s. 16) bu görüşlerin yanlışlığını kanıtlamakta dır. Şiirlerinde kendi adını Ahmed olarak yazmış. divanının bazı yazma nüshaları nın başında babasının adı Muhammed şeklinde kaydedilmiştir. Genellikle "molla" kelimesinin karşılığı olan "Mela", bazan da " aşk ve sevgi okiarının hedefi" anlamındaki "Nişanl" mahlaslarını kullanmış , fakat daha çok Molla Cezerl (Mela-yi Cizlri) diye şöhret bulmuştur. Ana dili Kürtçe'nin bütün lehçelerinden Arapça, Farsça ve Türkçe bilen Molla Cezerl'nin çeşitli şehirleri ve müslüman toplulukların ı zi kretmesi ve bazı fıkıh eserlerine atıfta bulunması onun medrese kültürüne de sahip bulunduğunu gösterir. Fakih-i Tayran ' ın Cezerl'nin ölümü üzerine yazdığ ı bir beytin (Sa dini, s. ı 9, ı 49 ı ebced hesabıyla 1050 ( 1640) yılını vermesi (Ma c Kenzie, s. I 28- I 29; Herekol Azizan. sy. 3311941 J, s. 812) onun vefat tarihini ortaya çıkarmaktadır. Kabri. ders verdiği Cizre'deki Kırmızı Medrese'nin alt katında olup ziyaretgah haline gelmiştir. başka Molla Cezerl'ye dair bu bilgiler, hakkın da şiirler yazdığı Cizre beyinin ll. Şeref mi (Emir Şere f b. Bedr) yoksa lll. Şeref mi (Emi r Şeref b. Abd al) olduğu konusundaki ka rı şıkl ı ğa da ( Yaş ı n. s. I I 8- ı 20) a çık lık getirmektedir. Cezerl'nin 1505 yılında Cizre'yi Akkoyunlular'dan alan ll. Şeref'i görmüş olmas ı mümkün değildir. Bu sebeple onun "ey şehinşah-ı muazzam" diye hitap ettiği emlrin 1005'te ( 1597) hayatta bulunan (Şeref Han, s. 166) lll. Şeref olduğu anlaşılmaktadır. Molla Cezeri'nin kabrinin b ulun du ğ u Cizre'deki Kı rmı zı Medrese Bazı kaynaklarda Molla Cezerl'nin öğ rencisi olarak Fakih-i Tayran'ın adı geçmekteyse de birbirlerini tanıyan bu iki zat arasında hocalık-talebelik münasebetinin bulunduğuna dair kesin bilgi yoktur. Hakkari yöresinde doğup Eruh ve Cizre medreselerinde yetişen ve asıl adı Mu- 241 MOLLA CEZERT hammed olan Fakih-i Tayran 'ın Kürtçe yaSen'an adlı manzum eseriyle (nşr. M. B. Rudenko, Moskova 1965; Stockholm 1986) bazı şiirleri mevcuttur (Sadlnl, s. 111-264). Öteyandan Cizre Beyliği prenslerinden Emir imadüddin'in de "üstat" diye hitap ettiği Cezeri'yle dostluğunun bulunduğu anlaşılmaktadır (Ahmed b. Muhammedel-Buhtl ez-Zivingl, s. zılmış Şeyl].-i 895, 913). Cezeri'nin bilinen eseri 114 şiirden meydana gelen Kürtçe mürettep divanıdır. Eserde muhtemelen Cezeri'nin öğrencile ri veya takipçilerinden olan "Lağar" mahlaslı bir şairin yaptığı tahmis de yer alır. Divanın sonuna ilave edilen tek Arapça şiir Fatih Sultan Mehmed dönemi şairle rinden Sursalı Ahmed Paşa'ya aittir. Şiir lerin çoğu gazel, bir kısmı kaside ve çok azı terciibend tarzında kaleme alınmıştır. Hatız-ı Şlrazl'nin tesirinde kaldığı açıkça görülen Cezerl eserine Şlrazi'nin divanın daki ilk gazele nazire ile (terbl') başlar ve nazımda onun şiirlerine ihtiyaç bırakma dığını öne sürer (Dfvan, s. 1-2, 27). Molla Cezerl'nin üstün şiir kabiliyeti mütercim ve şarihleri tarafından vurgulanmış. hatta edebiyatta Molla Cami. İbnü'l Farız ve Fuzüli ile mukayese edilmiş. tasawufta Mevlana Celaleddin-i Rumi'ye benzetilmiştir (Ahmed b. Muhammed elBuhtl ez-Zivingl, s. "c"; Hejar, s. 11-12) . Divanda felsefi estetik, ilahi aşk, tasavvuf ve sevgi temaları ön plandadır. Sevgi ve güzellikle ilgili bütün tasvirler yalnızca ilahi boyutun keşfedilmesine yönelik olup görünürdeki güzelliklere Allah'ın tecellisi olduğu için değer verilmiştir. Sevgiliye kavuşma uğruna çekilen eziyetler maneviyatı güçlendiren lutufve ihsanlardır. Metafizik ve derunl içeriği, yoğun teşbih , temsil, kinaye ve istiareleri dolayısıyla eserin dili ağır sayılmakla birlikte fikir ve kikatlerin inceleme konusu yapılamaya cağını. sadece izah edilebileceğini, varlı ğın sırlarının cedelle çözülemeyeceğini vurgular (a.g.e., s. 33). Ona göre akıl her girişimde geri çekilip aczini itiraf etmiş. sınırlı akıl yürütme kapasitesiyle yarat ı cı ya ulaşan bir kimse görülmemiştir (a.g.e., s. 47). Milrifetin kaynağının kalp olduğu nu belirten Cezerl yaratılışın m ana ve derinliğini anlamayan kimseye şaşırdığını, vehim perdesinden sıyrıldıkları takdirde insanların var oluştaki işaretleri ve kai natı kuşatan ulühiyyet güneşini farkedebileceklerini ileri sürer (a.g.e. , s. 34-35, 46, 88) . Molla Cezeri ayrıca Cengiz Han ve Timur'un bölgede yaptıkları zulümlere temas eder (a.g.e., s. 2, 58, 76). Cezerl divanının çeşitli kütüphanelerde yazma nüshaları mevcuttur (iü Ktp., FY, nr. 40; Bodleian Library, MS, Asiat. Misc. d. nr. 2; Marburg Staatsbibliothek, MS, Or., Ouart., nr. 1131 ). Eserin ilk defa Martin Hartmann tarafından tıpkıbasımı yapılmış (Der kurdische Divan des Schech Ahmed, Berlin 1904), ardından M. Şefi k Arvasl yeni bir baskısını gerçekleştirmiş tir (İstanbul 1338). Kadri Cemi! Paşa'nın Hawar dergisinde (35-57. sayı lar) kısmen tefrika ettiği eserin sonraki baskıları (Erbil 1964; Kahire, ts.) yanında Sadık Sahaeddin Amed! tarafından ilmi neşri yapıl mıştır (Bağdat 1977). Eseri Zeynelabidin Zinar Latin harflerine aktarmış (istanbul, ts .), K. R. Eyyübl geniş bir mukaddimeyle birlikte Rusça'ya çevirmiş (St. Petersburg 1994). Arif Zerevan da tashih ve transkripsiyonunu yapmıştır (Stockholm 2004 ). Divan üzerine çeşitli şerhler de yazıl Bunlar arasında Molla Abdüsselam Naci'nin Arapça ve Abdürrahim Vastani'nin Türkçe yazma halindeki şerhlemıştır. mesajları açıktır. Döneminin Cizre emirine övgülerde bulunmakla birlikte Cezerl yöneticilerin yardımiarına önem vermediğini, zira Allah ' ın bir tek inayetini kainatın bütün mal ve mülküne değişmeyeceğini söyler (Divan, s. 30) Vahdet-i vücüd görüşünü benimseyen Cezerl (a.g.e., s. 95). damlaların denizde ve harflerin bir satırda birleşmesi gibivarlıktabir bütünlüğün kendini gösterdiği ve görünüşteki farklılıkla rın aldatıcı olduğu üzerinde durur. Ayrı ca zaman kavramının gerçekliğini kabul etmeyip ktcternde ezel ve ebedin aynı olduğunu ileri sürer ( a.g.e., s. 46, 157). Cezer! aşk ilmi olarak nitelediği derunl ha- 242 Molla Cez eri divanının ilk iki sayfası (Ali Goral özel kitaplığı) riyle Ahmed b. Muhammed el-Buhti ezZivingi'nin iki ciltlik Arapça ve "Hejar" takma adıyla Abdurrahman Şerefkendl' nin Kürtçe matbu şerhleri sayılabilir (bk. bibl.) . Divandaki bir şiire Şeyh Ramazan adlı bir şair tarafından tesdls (Ahmed b. Muhammed el-Buhtl ez-Zivingi, s. 717, 925-939), bazı bölümlerine Abdüsselam Naci ve eski Cizre müftüsü Mahmut Bilge tarafından tahmisler (Abdülkerim Özervarlı özel kitaplığı) yazılmış. Abdürrahim Zapsu eserin istanbul baskısının sonuna Cezeri hakkında manzum bir methiye eklemiştir. Cezeri'ye ait olup divanda yer almayan bazı şiirler de yayımlanmıştır (a.g.e., s. 844-924; Abdürraklb Yusuf, s. 16-20) . Molla Cezerl hakkında Ferhad Şa keli tarafından Uppsala Üniversitesi'nde bir doktora tezi hazırlanmaktadır. BİBLİYOGRAFYA : Molla Cezerı. Divan, Kahire, ts. (Darü'l-kitabi'l-Arabl); a.mlf .. Der Kurdische Divan ( nşr. M. Hartmann). Berlin 1904, neşredenin girişi, s. V-Xl; a.mlf.. Divan Gazeli (tre. K. R. Eyyubi). St. Petersburg 1994, tercüme edenin girişi, s. 538; Ahmed b. Muhammed ei-Buhtl ez-Zivingl. el-'İ~dü '1-ceuheri {i şerf:ıi Diuani'ş-şeyl]i'l-Ceze ri, Kamışlı 1378/1959; Ahmed Paşa Divanı (haz. Ali Nihat Tarlan). Ankara 1992 (sayfa numarasız tıpkı basım eki); Taşköprizade. eş-Şe~a'i~. s. 93, 200-201; Şeref Han. Şerefname (tre. M . Emin Bozars lan). İstanbul1990, s. 135-168; A. Jaba, Recueil de noticeset recits Kurdes, St. Petersburg 1860, s. 8-11; Sicill-i Osmani, lll, 138; Ahmed-i Hani, M em ü Zin, Halep 1947, s. 16; Alaeddin Seccadl. Meju-yi Edebi-yi Kürdi, Bağda d 1952, s. 155; D. N. Mac Kenzie. "Mala-e Jizrl and Faql Tayran", Yadname-yi İrani-yi Minorsky (nşr. Mü etebil Minavi- Trec Efşar). Tahran 1348, s. 125-130; Kemal Fuad. Kurdische Handschriften, Wiesbaden 1970, s. 116-117; Abdürrakib Yusuf. Diuana Kurmanc1, Necef 1971, s . 16-42, 122 - 136; Ak. "Malaye )izri". DOL, lll, 115 - 116; Hejar [Abdurrahman Şerefken dl]. Divan-i 'Arif-i Rabbani Şeyh Ahmede Ci- MOLLA ÇELEBi KÜLLiYESi zfrf, Tahran 1361, Giriş, s. 3-24; Nazmi Sevgen, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Türk Bey likleri, Ankara 1982, s. 52-60; Abdullah Yaşın. Bütün Yönleriyle Cizre, 1baskı yeri yok[ 1983 (Yücel Matbaası). s . 115-122; Mehmed Uzun, Destpeka Edebiyata Kurdf, istanbul 1992, s. 10-11, 1Ol; Tahsin ibrahim ed-DCısiki. el-Medl]a/li-diraseti'l-edebi'l-Kürdf, [baskı yeri yok[ 1413/1993 (Cem'iyyetü ulemai Kürdistan). 1, 124-154; Said Nursi, Sözler: Risale-i Nur Külliyatı, istanbul 1996, 1, 86-88; Ferhad Shakeli, "The Kurdish Qasida", Qasida Poetry in Islami c Asla and A(rica: Class i cal Traditions and Modern Meanings (ed. Stefan Sperl- Christopher Shackle). Leiden 1996,1, 327-338;Aydoğan Demir, "Osmanlı Döneminden Bir Kesit : XVI. Yüzyıl Sonlannda Cizre", Hz. Nuh 'tan Günümüze Cizre Sempozyumu (haz M. Sait Özervar lı). istanbul 1999, s. 73-86; M. Xalid Sad1n1, Feqiye Teyran, istanbul 2003, s. 19, 45-46, 111-264; Herekol Azizan [Celadet Ali Bedir-Xan]. "Klasiken me", Hawar, sy. 33, Şam 1941, s. 810818; Thomas Bois, "Coup d'oeil sur la literature Kurde", e/-Meşrik, XLIX/2, Beyrut 1955, s. 201239; a.mlf .. "Kurds " , EJ2 (ing.). V, 482; Orhan Cezmi Tuncer, "Mardin-Cizre Kırmızı Medrese", VD, X 1I 973), s. 425-434; V. Minorsky, "Kürtler", İA, VI, 113. M. SAiT ÖzERYARLI liiJ ı MOLLA ciVEN ı (bk. CİVEN). L ı _j MOLLA ÇELEBi ı (bk. MUHYİDDİN MEHMED ŞAH). L _j MOLLA ÇELEBi KÜLLiYESi İstanbul Fındıklı'da L günümüze sadece camisi ulaşabilmiş XVI. yüzyıla ait külliye. _j Kuruluşunda cami, mektep ve hamamdan meydana gelmiş olan külliyeye sonradan bir darülhadis eklenmesi düşünül müşse de gerçekleşmemiştiL Banisi. kayınvalidesi divan şairi Hubbl Hatun'dan dolayı Hub bl Maliası veya Molla Çelebi olarak da tanınan Anadolu kazaskeri Mehmed VüsCıll Efendi'dir. Ankara'da Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde bulunan (nr. 624) 992 (1584) tarihli vakfiyesiyle eserleri hakkında bilgi veren tezkirelerdeki kayıtlar dan anlaşıldığına göre cami ve hamam Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir. Caminin batısında yer alan külliyenin hamam ı 1957'de yol genişletme çalışmaları sırasında ortadan kaldırılmış. son cemaat yerinin önünde Sadrazam Koca Yusuf Paşa'nın 1201'de ( 1786-87) yaptırdığı sebil de yerinden sökülerek biraz ilerideki Kabataş iskelesi önüne monte edilmiştir. Hamam kitabesinin kaynaklardaki metninde yer alan bir kelimenin farklı imlasından (hamamın-hamamını) dolayı ebced hesabı ile ayrı tarihler çıkarılsa da, "Görenler ol makam-ı dil- küşanın dedi tarihin 1 Leb-i deryada seyran eyle hammamını monlanın" beyti 969 (1561-62) yılını vermektedir. Cami de bu tarihte veya hemen sonra tamamlanmış olmalıdır. Cami. Mimar Sinan'ın yalın bir denemesi olarak literatüre geçen ve Fındıklı Camii adıyla da bilinen yapı altı destekli camiler grubuna girmektedir. Ana ku b be kuzey yönü hariç beş yarım ku bbe ile yanIara doğru genişletilmiş. mihrap önünde yer alan yarım ku bbe ise diğerlerine oranla daha derin olduğundan mihrap bölümü dışarıya taşırılmıştır. Harime girişi sağ layan cümle kapısı mihrap ekseninde ve dıştan basık kemerli, içten dikdörtgen şeklinde mermer sövelidir. 11,80 m . çapındaki kubbeyi taşıyan altı payeden güneyde yer alan iki tanesi mihrap nişinin köşelerine yerleştirilmiştir. Doğu ve batı daki payeler yarım sekizgen, kuzeyde yer alan iki paye sekizgen kesitli olup serbest şekilde bulunmaktadır. Kuzeydeki iki paye dışında diğerleri altıgen kasnaklı kubbeyi dıştan destekleyen. üzerieri küçük kubbelerle örtülü birer ağırlık kulesiyle yapının dışında son bulur. Eteğinde on yuvarlak kemerli pencere bulunan dıştan altıgen kasnaklı ana kubbe kuzey hariç beş yönde yarım kubbelerle yaniara doğru genişletilmiştir. Alt yapıdan yarım kubbelere geçişler pandantiflerle, mihrap yönündeki yarım kubbede ise mukarnaslarla sağlanmıştır. Ayrıca kubbe eteğin de diğerlerinden farklı üç adet yuvarlak kemerli pencere bulunmaktadır. Bu bö- Iüm deki oldukça sade alçı mihrap mukarnaslı bir yaşmağa sahiptir. İki yanında ise altlı üstlü pencerelerden başka dikdörtgen çerçeveli. mermer söveli birer niş mevcuttur. Kuzeyde serbest olarak duran iki paye ile kuzey duvarı arasında bir açıklık vardır. Bu bölüm iki yanda birer yarım tonoz, ortada ise payeleri birleşti ren sivri kemerin diğer kemeriere göre daha geniş ele alınması ile kapatılmıştır. Kemer içini dolduran duvar yüzeyi revzenlidir. Böylece yapı kuzeye doğru geniş letilmiş ve bu bölüme altlı üstlü ahşap mahfiller yerleştirilmiştir. üst kat mahfiline geçiş. dışta son cemaat yerinde minare çıkışının simetrisi durumunda olan basık kemerli kapıdan sağlanmaktadır. Ayrıca içten geçişi bulunan minarenin basamaklarından mahfi! seviyesinde ayrılan koridorun arkasından yine basık kemer li bir açıklıkla üst kat mahfiline ulaşı lır. Caminin iç mekanında alt kat pencerelerinin üstleri. üst kat pencerelerinin çevresi, yarım kubbeler, kemerler. pandantifler ve ana kubbenin içi son yıllarda yenilenirken mavi, kırmızı, sa rı, beyaz renkli bitkisel motifler süslü kalem işle riyle bezenmiştir. Camide mevcut ahşap minber XIX. yüzyıldan kalma olup kabarık bitkisel süslemeleri yaldızlı. diğer kı sımlar yağlı boyalıdır. Son yıllarda yapı lan vaaz kürsüsünün hiçbir özelliği yoktur. Mimar Sinan çağının bütün sadeliği ni bünyesinde toplayan cümle kapısı iki renkli taşın alternatif biçimde kullanılma sı ile oluşan basık kemerli. mermer sövelidir. Silmelerle hareketlendirilmiş olan kapının dikdörtgen mermer alınlığı boş bırakılmış ve üste dikdörtgen açıklıklı bir pencere yerleştirilmiştir. Girişin iki yanın daki dikdörtgen pencerelerden alt katta- Molla Çelebi Camii ve içinden bir görünüş 243
© Copyright 2024 Paperzz