Özgün Araştırma / Original Article Sarsılmış bebek sendromu önleme programının uzun dönem sonuçları: Türkiye deneyimi Long-term outcomes of the shaken baby syndrome prevention program: Turkey’s experience Medine Ayşin Taşar1, Figen Şahin2, Selda Polat3, Mustafa İlhan4, Aysu Çamurdan2, Yıldız Dallar1, Ufuk Beyazova2 Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Kliniği, Ankara, Türkiye Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Sosyal Pediatri Bilim Dalı, Ankara, Türkiye 3 Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Mersin, Türkiye 4 Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye 1 2 Özet Abstract Amaç: Sarsılmış bebek sendromu (SBS), bebekte ciddi sağlık sonuçları yaratabilen bir durumdur. Anne-babada, özellikle doğum sonrası erken dönemde eğitim verilmesi ile farkındalığın artması sağlanarak önlenmesi mümkündür. SARSILMIŞ BEBEK SENDROMU ÖNLEME programlarında (SBSÖP) eğitimlerin bebeklerin ağlama sıklıklarının arttığı dönem olan 2-4 aydan önce verilmesi önerilmektedir. Erken dönemde verilen eğitimin ağlama sıklığının arttığı döneme kadar kalıcı olması önemlidir. Bu çalışmanın amacı, SBSÖP’nin yararının ağlamanın yoğunlaştığı 2-4’üncü aya kadar olan kalıcılığının değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntemler: Araştırma, bir müdahale araştırmasıdır. Gebe iken veya doğumdan sonraki ilk yedi gün içinde SBS önleme eğitimi alan anneler arasından rastlantısal olarak seçilen bir gruba, bebekleri 2-4 aylık olduklarında, eğitimin yararlılığı ve bebekleri ile deneyimlerini sorgulayan bir soru formu uygulandı (grup A). Kontrol grubu olarak, bebekleri ikinci ayını doldurmuş, hastaneye aşı için başvuran ve SBS hakkında eğitim almamış 143 anne kabul edildi; çalışma grubuna uygulanan aynı soru formu kullanıldı (grup B). Veriler SPSS 15,0 istatistiksel analiz paket programına yüklenerek değerlendirildi. Etik izin yerel etik kurulundan alındı (30.12.2009, 2785). Bulgular: Eğitimin ana mesajlarından olan “bebekler zaman zaman ağlar” cümlesine “evet” diyen annelerin oranı grup A’da grup B’ye göre istatistiksel olarak daha yüksek saptandı (p=0,001). “Sarsmak bebekler için zararlıdır” cümlesine “katılıyorum” diyen annelerin oranı grup A’da grup B ‘ye göre istatistiksel olarak yüksek bulundu (p=0,001). Çıkarımlar: Sonuç olarak, SBSÖP eğitiminin 2-4 ay civarına kadar kalıcı olduğu saptanmıştır. (Türk Ped Arş 2014; 49: 203-9) Aim: Shaken baby syndrome (SBS) is a condition which may cause to serious health problems in the baby. SBS may be prevented by increasing awareness with giving education to parents especially in the early postnatal period. In shaken baby prevention programs, education is recommended to be given before the 2-4th month during which the frequency of crying is increased. It is important that education given in the early period is permanent until the period during which the frequency of crying is increased. The aim of this study was to evaluate the persistency of the benefit of the SBS prevention program until the 2-4th month during which crying is intensified. Material and Methods: This study is an interventional study. When the babies became 2-4 months old, a questionnaire which questioned the usefulness of education and the experiences with babies was applied to a group selected randomly among the mothers who received SBS prevention education during pregnancy or in the first 7 postnatal days (group A). The same questionnaire was applied to 143 mothers whose babies completed their first 2 months, who presented to the hospital for vaccination and who did not receive education about SBS as the control group (group B). The data were evaluated using the Statistical Program for Social Sciences (SPSS) 15.0 statistical analysis package program. Ethical approval was obtained from the local ethics committee (30.12.2009, 2785). Results: The rate of the mothers who stated “yes” to the sentence “babies occasionally cry” which was one of the main messages of the education was statistically significantly higher in group A compared to group B (p=0.001). The rate of the mothers who stated “I agree” to the sentence “battering is harmful for babies” was statistically significantly higher in group A compared to group B (p=0.001). Conclusions: Conclusively, it was found that SBS prevention program education was permanent until the 2-4th month. (Türk Ped Arş 2014; 49: 203-9) Anahtar Kelimeler: Eğitim programı, korunma programı, sarsılmış bebek sendromu, Türkiye Key words: Education program, protection program, shaken baby syndrome, Turkey Yazışma Adresi / Address for Correspondence: Medine Ayşin Taşar, Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Kliniği, Ankara, Türkiye. E-posta / E-mail: [email protected] Geliş Tarihi / Received: 15.03.2014 Kabul Tarihi / Accepted: 01.07.2014 ©Telif Hakkı 2014 Türk Pediatri Kurumu Derneği - Makale metnine www.turkpediatriarsivi.com web adresinden ulaşılabilir. ©Copyright 2014 by Turkish Pediatric Association - Available online at www.turkpediatriarsivi.com DOI:10.5152/tpa.2014.1851 203 Taşar ve ark. Sarsılmış bebek önleme programı: Türkiye Giriş Ciddi beyin zedelenmesine neden olabilen sarsılmış bebek sendromu (SBS), özellikle bir yaş altı çocuklarda, tekrarlayan akselerasyon ve deselerasyon mekanizması ile gelişen, bebekte ciddi sağlık sonuçları yaratabilen, hatta ölümle sonuçlanabilen bir durumdur (1, 2). Az miktarda yapılmış epidemiyolojik çalışmalarda SBS sıklığı, bir yaş altı çocuklarda 100 000’de 14-33,8 olarak bildirilmiştir. Bu sayıların bildirimlerdeki sorunlar nedeniyle gerçek sayılardan az olduğu düşünülmektedir (3-6). Olguların yaklaşık olarak %25’i zedelenmeden sonraki ilk birkaç günde kaybedilir. Hayatta kalanların büyük kısmı öğrenme güçlüğü, davranış sorunları, ileri bilişsel ve gelişimsel gerilik, felç ve körlük gibi işlev bozuklukları ile yaşama devam ederler. Tüm olguların sadece %35’den azında işlev bozukluğu saptanmaz (1, 2, 7, 8). Sarsma, sıklıkla yatıştırılamaz şekilde ağlayan bir bebeğe bakan kişinin öfkelenmesi sonucu ortaya çıkar. Bu nedenle, bebeğe bakan kişinin gerginlik düzeyini bilmesi ve gerginlikle başa çıkmayı öğrenmesi gerekir (9, 10). Sarsılmış bebek sendromu, önlenebilir bir sorundur. Çocuklar sarsıldıktan ve istismara uğradıktan sonra geç kalınması nedeniyle korunma önemli hale gelmiştir (11-14). Dünyada özellikle gelişmiş ülkelerde bu sendromu önlemek için eğitimler yapılmaktadır (15-17). Bu eğitimlerde, bebek ile ilgilenen herkese, bebeklerin ağlamalarının gelişimlerinin normal bir parçası olduğunu anlatmak, ağlayan bebek ile baş etme ve onu yatıştırma yöntemlerini öğretmek, sarsmanın zararları hakkında bilgilendirmek önemlidir (13, 14, 16, 18, 19). Sarsılmış bebek sendromu önleme programlarında (SBSÖP) eğitimlerin bebeklerin ağlama sıklıklarının arttığı dönem olan 2-4 aydan önce verilmesi önerilmektedir. Erken dönemde verilen eğitimin ağlama sıklığının arttığı döneme kadar kalıcı olması önemlidir (12, 13, 18). Dünyada uygulanan programlardan biri Avustralya’da Westmead Çocuk Hastanesi tarafından hazırlanan “Shaken Baby Prevention Project in Western Sydney”dir (20). Bu eğitimin amacı ebeveynlerin gerginlik ile baş etme yöntemlerini geliştirmek, arkadaşça bir dil kullanarak sarsmanın zararları hakkında eğitmek ve bilgi vermek olarak tanımlanmıştır. Türkiye’de çocuk istismarı ve özellikle de SBS hakkında henüz yeterli bilgi düzeyine ulaşılamamıştır. Çocuk istismarını önleyici bilgilere genel aile eğitim programları içinde kısaca değinilirken, SBS’yi önlemeye yönelik bir eğitim bilebildiğimiz kadarıyla yoktur. 204 Türk Ped Arş 2014; 49: 203-9 Bu çalışmanın amacı, değişik sosyokültürel düzeydeki annelere uygulanan SBSÖP’un ailelerin bilgi, beceri ve tutumları üzerine bebeklerin ağlama sıklıklarının arttığı döneme kadar olan etkinliğini ve yararlığını saptamaktır. Gereç ve Yöntemler Araştırma, Mart 2010-Haziran 2010 tarihleri arasında Ankara’da sosyokültürel düzeyleri farklı gruplara hizmet veren iki hastanede yapıldı (S.B. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi-Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi). Sağlıklı bebeği olan, zamanında doğum yapan (≥37 hafta), doğum sonrası depresyonu olmayan anneler çalışmaya alındı. Araştırma bir müdahale araştırmasıdır, annelerden sözlü onam alındı. İlk aşamada, gebe polikliniğine ya da doğumdan sonraki ilk yedi gün içinde Çocuk Sağlığı İzlem Polikliniği’ne başvuran annelere, SBS önleme eğitimi öncesi, bir soru formu uygulandı. Soru formu kişisel bilgilerini, bebeğin ağlama nedenlerini (19 soru), sarsma hakkındaki bilgi düzeylerini sorgulayan (9 soru) sorulardan oluşmaktaydı. Annenin bebeğini sakinleştirme yöntemleri hakkında bilgi almak için açık uçlu soru soruldu. “Normal ve sağlıklı bir bebek günde 2-3 saat ağlayabilir”, “bir bebeğe bakmak sinir bozucu veya sıkıntı verici olabilir”, “sarsmak bebekler için zararlıdır” ifadelerini Likert tipi bir ölçekle “kesinlikle katılıyorum”, “katılıyorum”, “kararsızım”, “katılmıyorum, “kesinlikle katılmıyorum” şeklinde yanıtlamaları istendi. Ön test tamamlandıktan sonra eğitim videosu olarak “Shaken Baby Prevention Project in Western Sydney” kapsamında Avustralya’da oluşturulmuş animasyon filmi kullanıldı (20). Filme Türkçe dublaj yapıldı. Yaklaşık 3 dakika süren filmde şu iletiler bulunmaktaydı: “Her bebek günde 2-3 saat ağlayabilir, normaldir”; “bebeğinizin ağlaması ile başa çıkamazsanız sakin bir odaya güvenli bir şekilde bırakın ve bir yakınınızı ya da doktoru arayarak yardım isteyin”; “bebeğinizi sarsmamalısınız, çünkü bebeklerin sarsılması beyinlerine zarar verir ve ölüme yol açabilir”. Eğitim alan annelerden rastgele örneklemle belirlenen %32,7’sine (n=178) bebekleri 2-4 aylık olduğunda, araştırmacı tarafından telefonla ulaşıldı (grup A). Telefon görüşmesi yaklaşık 10 dakika sürdü. Bu süre içinde annelere ilk karşılaşmada uygulanan soru formu doldurtuldu. Ayrıca bebeğin durdurulamayan ağlaması olup olmadığı, bebeğini sarsmayı ve seyrettiği filmi düşünüp düşünmediği sorgulandı. Açık uçlu olarak “bebeğinizin durdurulamayan ağlaması olduğunda ne yaptınız?” diye soruldu. Kontrol grubu olarak, bebekleri ikinci ayını doldurmuş, hastaneye aşı için başvuran ve SBS hakkında eğitim almamış, sözel onamı alınmış; çalışma grubu ile yaşı uygun 143 anne kontrol grubuna kabul edildi; çalışma grubuna uygulanan aynı soru Türk Ped Arş 2014; 49: 203-9 formu uygulandı (grup B). Etik izin Sağlık Bakanlığı Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Etik Kurulu’ndan (30.12.2009, 2785) alındı. İstatistiksel analiz Veriler SPSS (Statistical Program for Social Sciences Inc. Chicago, IL, USA) 15,0 istatistiksel analiz paket programına yüklenerek değerlendirildi. İstatistiksel karşılaştırmalarda, niteliksel değişkenler için ki-kare testi kullanıldı. Niceliksel değişkenlerin normal dağılımı (annenin gebelik sayısı, çocuk sayısı, evdeki kişi sayısı) Kolmogorov-Smirnow Z (K-S) testi ile değerlendirildi. Dağılımları normal dağılıma uymadığı için bağımsız iki grup karşılaştırmasında Mann-Whitney U testi, ikiden fazla grup karşılaştırmasında Kruskall-Wallis varyans analiz yöntemi kullanıldı. Kruskall-Wallis varyans analizi testinde fark saptanan grupları belirlemek için post-hoc Bonferroni düzeltme yöntemi (Mann-Whitney U) kullanıldı. P<0,05 olması istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular Sarsılmış bebek sendromu önleme eğitimi alan annelerden, bebekleri 2-4 aylık olduğunda, rastgele örneklemle belirlenen 178 anne (grup A), kontrol grubuna ise 143 anne (grup B) alındı. Gruplar arası sosyodemografik özellikler değerlendirildiğinde anne eğitim düzeyleri arasında istatistiksel fark saptanmadı (p=0,059) (Tablo 1). Grup A’da annelere “doğum öncesi/sonrası eğitim aldınız mı?” diye sorulduğunda %46,1’i (n=82) “evet“ yanıtı verirken %53,9’u (n=96) “hayır” dedi. Eğitim almadıklarını belirten annelere “bebeğin bakımı ya/ya da sarsılması ile ilgili bir film seyrettiniz mi?” diye sorulduğunda, annelerin %16,9’u (n=30) halen hatırlayamadı. Grup A’da “doğum öncesi/sonrası eğitim aldınız mı?” sorusuna “evet” yanıtı veren annelerin oranı lise eğitimi almış annelerde ilköğretim 6-8. sınıf ve üniversite/yüksek lisans eğitimi almış annelere göre daha yüksek saptandı (sırası ile, p=0,023; 0,042). “Bir bebek ağladığında niçin ağladığını düşünürsünüz” sorusuna grup A’da ki anneler en sık olarak “bebek açtır” (%99,4, n=177), grup B’dekiler ise “bebeğin altı kirlidir” (%86,7, n=124) yanıtlarını verdiler (Tablo 2). Annelerin “bebeğiniz ağlamaya devam ederse ne yaparsınız?” sorusuna yanıtları grup A’da en sık olarak %40,4 (n=72) oranı ile “sallarım”, grup B’de ise %22,4 (n=32) ile “emziririm” oldu (Tablo 3). “Normal, sağlıklı bir bebek günde 2-3 saat ağlayabilir” ifadesine “kararsızım” yanıtını veren annelerin oranı grup A’da %5,6, Taşar ve ark. Sarsılmış bebek önleme programı: Türkiye grup B’de %16,8 saptanırken, “katılmıyorum“ yanıtını veren annelerin oranı grup A’da %41,6, grup B’de %30,1 saptandı (p=0,003). “Sarsmak bebekler için zararlıdır” ifadesine “katılıyorum” yanıtını veren annelerin oranı grup A’da grup B’ye göre istatistiksel olarak yüksek bulundu (p=0,001) (Tablo 4). Grup A’da annelerin %45,5’i (n=81), grup B’de %30,1’i (n=43) bebeklerinin durdurulamayan ağlaması olduğunu ifade ettiler; iki grup arasında istatistiksel anlamlı fark vardı (p=0,006). Bebeklerin durdurulamayan ağlama durumu olması ile bu bebeklerin doğum sıraları, anne eğitim düzeyi, aile gelir düzeyi ve kişi sayısı ile anlamlı ilişkisi saptanmadı (p>0,05). “Sarsmak aklınızdan geçti mi?“ sorusuna grup A’daki annelerin %9’u (n=16), grup B’deki annelerin %3,5’i (n=5) “evet” yanıtını verdi (p=0,068). Tablo 1. Grup A ve B’nin sosyodemografik özellikleri arasındaki farklılıkların değerlendirilmesi Grup A Grup B (n=178) (n=143) p Annenin eğitim düzeyi (n, %*) ≤İlköğretim 5. sınıf 49 (27,4) 47 (32,9) 0,059 İlköğretim 6-8. sınıf 32 (18,0) 38 (26,6) Lise 58 (32,6) 39 (27,3) Üniversite ve yüksek lisans 39 (21,9) 19 (13,3) Çalışan anne (n, %*) 32 (18,0) 28 (19,6) 0,714 0,291 Gebelik sayısı Ortanca (aralık) 2 (1-7) 2 (1-5) Ort±SS 2,1±1,7 1,99±1,0 Çocuk sayısı Ortanca (aralık) 2 (1-5) 2 (1-4) Ort±SS 1,8±0,8 1,7±0,8 0,161 Ölü doğum sayısı 9 (5,1) 11 (7,7) 0,332 Ortanca (aralık) 2 (1-2) 2 (1-2) 37 (20,8) 26 (18,2) 2 (1-2) 2 (1-2) Ortanca (aralık) 4 (2-12) 4 (3-10) Ort±SS 4,2±1,3 4,5±1,5 < 500 20 (11,2) 14 (9,8) 500-1000 74 (41,6) 64 (44,8) 1001-2000 57 (32,0) 58 (40,6) >2000 27 (15,2) 11 (4,9) Ölü doğum yapan anne sayısı Düşük yapan annelerin sayısı Düşük sayısı Ortanca (aralık) 0,560 Evdeki kişi sayısı 0,275 Aylık gelir (TL) (n,%*) 0,020 *: kolon yüzdesi, Ort±SS: ortalama±standart sapma 205 Taşar ve ark. Sarsılmış bebek önleme programı: Türkiye Türk Ped Arş 2014; 49: 203-9 Tablo 2. Grup A ve B’de annelerin “bir bebek ağladığında niçin ağladığını düşünürsünüz?” sorusuna verdikleri yanıtların değerlendirilmesi Grup A (n=178) (%)*Grup B (n=143) (%)* Evet Hayır Bilmiyorum Evet Hayır Bilmiyorum p Bebek hastadır 149 (83,7) 21 (11,8) 8 (4,5) 60 (42,0) 57 (39,9) 26 (18,2) 0,001 Bebek yorgundur 134 (75,3) 35 (19,7) 9 (5,1) 47 (32,9) 52 (36,4) 44 (30,8) 0,001 Bebek açtır 177 (99,4) 1 (0,6) - 119 (83,2) 23 (16,1) 1 (0,7) 0,001 Bebek şımartılmıştır 54 (30,3) 100 (56,2) 24 (13,5) 41 (28,7) 76 (53,1) 26 (18,2) 0,514 Bebeğin altı kirlidir 175 (98,3) 3 (1,7) - 124 (86,7) 17 (11,9) 2 (1,4) 0,001 Bebeğin ağrısı vardır 174 (97,8) 3 (1,7) 1 (0,6) 104 (72,7) 20 (14,0) 19 (13,3) 0,001 Bebeğe yanlış mama verilmiştir 85 (47,8) 65 (36,5) 28 (15,7) 29 (20,3) 80 (55,9) 34 (23,8) 0,001 Bebek yaramazdır 76 (42,7) 84 (47,2) 18 (10,1) 45 (31,5) 76 (53,1) 22 (15,4) 0,083 Bebek kötü huyludur 55 (30,9) 101 (56,7) 22 (12,4) 35 (24,5) 84 (58,7) 24 (16,8) 0,316 Çok şey isteyen bir bebektir 70 (39,3) 81 (45,5) 27 (15,2) 35 (24,5) 85 (59,4) 23 (16,1) 0,015 Bebek sıkılmıştır 149 (83,7) 23 (12,9) 6 (3,4) 85 (59,4) 43 (30,1) 15 (10,5) 0,001 Bebek mutsuzdur 114 (64,0) 47 (26,4) 17 (9,6) 45 (31,5) 74 (51,7) 24 (16,8) 0,001 Bebek sızlanıyordur 133 (74,7) 34 (19,1) 11 (6,2) 76 (53,1) 50 (35,0) 17 (11,9) 0,001 Bebek inatçıdır 90 (50,6) 68 (38,2) 20 (11,2) 60 (42,0) 63 (44,1) 20 (14,0) 0,301 Bebekler zaman zaman ağlar 143 (80,3) 29 (16,3) 6 (3,4) 90 (62,9) 38 (26,6) 15 (10,5) 0,001 Bebek sabırsızdır 128 (71,9) 39 (21,9) 11 (6,2) 97 (67,8) 35 (24,5) 11 (17,7) 0,712 Bebekler nedeni yokken de ağlar 108 (60,7) 49 (27,5) 21 (11,8) 75 (52,4) 54 (37,8) 14 (9,8) 0,148 Bebeğe bakan kişi sıkıntılıdır 115 (64,6) 45 (25,3) 18 (10,1) 55 (38,5) 68 (47,6) 20 (14,0) 0,001 Çevre gürültülüdür 133 (74,7) 37 (20,8) 8 (4,5) 71 (49,7) 58 (40,6) 14 (9,8) 0,001 *: satır yüzdesi Grup A’da annelere “seyrettiğiniz filmi düşündünüz mü?” diye sorulduğunda %65,7’si (n=117) düşündüklerini ifade ettiler. Bebeklerinin durdurulamayan ağlaması olduğunu (n=81) ifade eden annelerin %72,8’i (n=59), olmadığını (n=97) ifade edenlerin %59,8’i (n=58) bu soruya “evet“ yanıtı verdi; iki grup arasında istatistiksel anlamlı fark saptanmadı (p=0,082). “Seyrettiğiniz filmi düşündünüz mü?” sorusuna annelerin verdikleri yanıt ile annelerin eğitim durumları arasında anlamlı ilişki yoktu (p=0,134; 0,521). Grup A’da annelere “bu film sizce yararlı mı?” diye sorulduğunda %77’si (n=137) yararlı, %6,2’si (n=11) yararsız bulduğunu ve %16,9’u (n=30) karar veremediklerini belirttiler. Filmin yararlı olduğunu ifade etme ile annelerin eğitim durumları arasında istatistiksel ilişki saptanmadı (p=0,620). Tartışma Sarsılmış bebek sendromu, olguların yaklaşık 1/4’ünün ölmesi, yaşayanların büyük bir kısmının hafif ya da ağır bozukluklara sahip olması nedeniyle önemli bir sağlık sorunudur. Önlenebilir bir sorun olan SBS’de çocuklar sarsıldıktan ve istismara uğradıktan sonra geç kalınması nedeniyle, ilk kez 1972 yılında Caffey tarafından korunmanın önemi vurgulanmıştır (21). 206 Tablo 3. Grup A ve B’de annelerin “bebeğiniz ağlamaya devam ederse ne yaparsınız?” sorusuna verdikleri yanıtların değerlendirilmesi Grup A Grup B (n=178) (%)* (n=143) (%)* P1 Sallarım 72 (40,4) 20 (14,0) 0,001 Emziririm/beslerim 55 (30,9) 32 (22,4) 0,101 Masaj/banyo yaptırırım 41 (23,0) 9 (6,3) 0,008 Gezdiririm 30 (16,7) 7 (4,9) 0,001 Doktora götürürüm 15 (8,4) 8 (5,6) 0,388 Saç kurutma makinasını çalıştırırım 7 (3,9) 1 (0,7) 0,080 Yatağına bırakırım 5 (2,8) - Yardım çağırırım 3 (1,7) 1 (0,7) Kucağıma alırım - - Ateşine bakarım - - Konuşur, şarkı söylerim - - Altını değiştiririm - - Gazını çıkarırım - - Açık havaya çıkarırım - - *: satır yüzdesi; 1Fisher’s Exact testi 0,632 Türk Ped Arş 2014; 49: 203-9 Taşar ve ark. Sarsılmış bebek önleme programı: Türkiye Tablo 4. Eğitimde verilen ana iletilere verilen yanıtların Grup A-B’ye göre dağılımı Grup A (n=178) (%)* Grup B (n=143) (%)* Katılıyorum Kararsızım Katılmıyorum Katılıyorum Kararsızım Katılmıyorum p Normal, sağlıklı bir bebek günde 2-3 saat ağlayabilir 95 (53,4) 10 (5,6) 73 (41,0) 76 (53,1) 24 (16,8) 43 (30,1) 0,003 Bir bebeğe bakmak sinir bozucu 55 (30,9) veya sıkıntı verici olabilir 3 (1,7) 120 (67,4) 35 (24,5) 9 (6,3) 99 (69,2) 0,058 Sarsmak bebekler için zararlıdır 2 (1,1) 5 (2,8) 104 (72,7) 18 (12,6) 21 (14,7) 0,001 171 (96,1) *: satır yüzdesi Sarsılmış bebek önleme programlarında eğitimlerin bebeklerin ağlama sıklıklarının arttığı dönem olan 2-4 aydan önce verilmesi önerilmektedir (12, 13, 18, 22, 23). Erken dönemde verilen eğitimin ağlama sıklığının arttığı döneme kadar kalıcı olması önemlidir. Bu, verilen eğitimin iki aydan sonra hatırlanma durumunu araştırmak için SBS önleme eğitimi almış, bebekleri 2-4 aylık olan anneler arasından rastgele örneklemle seçilen bir grup anne, bu konuda eğitim almamış, bebekleri ikinci ayını doldurmuş, hastaneye aşı için başvuran anneler ile karşılaştırıldı. Doğumdan sonraki 2-4. aylarda annelere telefonla ulaşıldığında “bebekler zaman zaman ağlar”, ifadesine katılım, eğitim almamış annelerde eğitim almışlara göre belirgin düşük saptandı. Eğitimde bebeği yatıştırma yöntemleri olarak önerilen “yatağına bırakma” yöntemini eğitim alan annelerin %2,8’i uyguladıklarını belirtirken, eğitim almayan annelerden uyguladığını bildiren anne olmadı. Bunun nedeninin genel olarak toplumumuzda bu yöntemin kabul görmemesi olduğunu düşünmekteyiz. “Yardım çağırma” yöntemlerini kullanan annelerin sıklıkları ile eğitim alma arasında fark saptanmadı. Avustralya’da aynı eğitim yönteminin uygulandığı çalışmada eğitimden üç ay sonra annelere ulaşıldığında %78’inin bu yöntemi kullandığı saptanmıştır (20); annelerin %35’i arkadaş/akrabalarını çağırdığını, %31’i sağlık kurumlarını aradığını, %12’si iki yöntemi de kullandığını belirtmişlerdir. Bizim çalışmamızda annelerin %1,7’si yakınlarını çağırdığını, %8,4’ü doktora götürdüğünü belirtmiştir. Bu sonucun nedeninin toplumsal olarak özellikle bebeklerin ilk üç aylık döneminde annelerin, yakın çevre tarafından desteklenmesinin normal olarak karşılanması, bu nedenle anneler tarafından bildirilmemesi ve annelere “yardım çağırır mısınız?” diye sorulmaması olabileceği düşünülmüştür. Eğitim alan annelerde “sarsmak bebekler için zararlıdır” ifadesine katılım oranları eğitim almayan gruba göre belirgin yüksek saptandı. Avustralya’da yapılan çalışmanın üçüncü ay kontrolünde de bizim çalışmamıza benzer olarak “sarsmak bebekler için zararlıdır” ifadesine katılım yüksek oranlarda saptanmıştır (20). Bu, verilen eğitimin doğumdan sonraki ikidört aylık dönemde de etkin olduğunu göstermektedir. Bir çalışmada, “Love Me…Never Shake Me” adlı video ile eğitim verildikten 3-4 ay sonra annelerin %98’inin SBS hakkında verilen bilgileri hatırladığı, %94’ünün bebekle ilgili sıkıntı ve gerginlik yaşadıklarında neler yapabileceklerini bildikleri, %79’unun gereçlerden öğrendikleri yatıştırma yöntemlerini kullandıkları, %92’sinin bu yöntemler ile bebeklerine daha iyi bakım verdikleri belirtilmiştir (18). Kanada’da yapılan bir çalışmada, eğitim kartı verilen annelerin %80’ini eve döndüklerinde bu kart hakkında düşündüklerini belirtmişlerdir (22). Ayrıca ebeveynler bebeklerinin ağlama dönemleri ve SBS hakkında daha çok bilgi verilmesini istemişlerdir. Bu çalışmada ilk bilgilendirmeden sonra ikinci ayda, bebeğin aşı muayenelerinde, bilgilendirme yapılmasının “güçlendirici” etki yaptığı gösterilmiştir. Avustralya’da yapılan çalışmada eğitim videosunu hatırlama oranı %100 iken, “seyrettiğiniz filmi düşündünüz mü?” sorusuna annelerin %34 “evet” yanıtı verdikleri bildirilmiştir (20). Bizim çalışmamızda annelerin eğitim filmini hatırlama oranı %46 olarak saptandı. Annelere özellikle “sarsmanın zararları hakkında eğitim aldınız mı? “diye sorulunca bu oran %87’ye yükseldi. Bu oran Avustralya’daki çalışmaya göre düşük olsa da oldukça yüksektir ve annelerin filmi düşünme oranı Avustralya çalışmasına göre daha yüksektir (%66). Hollanda’da üç aylık bebeği olan, 1 826 anne ile yapılan çalışmada annelerin %10’u bebeğini susturmak için sarsma ya da vurma yöntemlerini uyguladıklarını belirtmiştir. Şiddetli ağlayan bebeklerde ve Türklerde bu riskin 2-3 kat fazla olduğu bildirilmektedir (24). Hollanda’da, altı aydan küçük bebeği olan 3 259 anne ile yapılan başka bir çalışmada da annelerin %5,6’sının ağlarken en az bir kez bebeklerine vurdukları ya da sarstıkları bildirilmiştir (25). Aynı ülkede, aynı araştırıcılar tarafından 3 345 bebek ile yapılan çalışmada da gelişmemiş ülkelerden gelen, işsiz ya da yarı zamanlı işi olan ebeveynlerin ve bebeğinin fazla ağladığını düşünen ebeveynlerin bebeklerine vurma ve sarsma için daha fazla risk taşıdığı bildirilmiştir (10). Amerika Birleşik Devletleri’nde disiplin yöntemi olarak fiziksel şiddeti kullanan ailelerin oranı %4,3, iki yaş altındaki çocuklarda disiplin yöntemi olarak sarsmayı kullanan ebeveynlerin (özellikle de annelerin) oranı %2,6 olarak bildirilmiştir (26). Birleşik Arap Emirlikleri’nde yapılan bir çalışmada bebeklerine vurduklarını ve sarstıklarını belirten ebeveyn saptanmamıştır (27). 207 Taşar ve ark. Sarsılmış bebek önleme programı: Türkiye Bizim çalışmamızda annelere ”bebeğinizi sarstınız mı?/ bebeğinize vurdunuz mu?” soruları sorulmadı. Annelere “bebeğinizi sarsmak aklınızdan geçti mi?” sorusu sorulduğunda SBS önleme eğitimi almış annelerin %9’u, eğitim almamış annelerin %3,5’i “evet” yanıtı verdi; SBSÖP ile bebeğini sarsmayı düşünme sıklığının değişmediği görüldü. Bu yanıtın beklenenden daha düşük oranlarda bulunmasının nedeni annelerin bebeğe zarar vermenin kabul edilemeyecek bir davranış olduğunun bilinciyle, içlerinden geçse bile bu duyguyu itiraf etmeyip saklamaları olabilir. Çeşitli araştırmalarda ‘bebeğini sarstığını ya da vurduğunu’ belirten annelerin genellikle daha sıklıkla düşük gelir ve eğitim düzeyinden anneler oldukları bildirilmiştir (9, 24). Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir çalışmada ise beklenenin tersine ailelerin gelir düzeyleri ile sarsma sıklığı arasında ilişki saptanmadığı bildirilmiştir (26). Bizim çalışmamızda ailenin gelir düzeyi ve annenin eğitim durumu ile sarsmayı düşünme sıklığı arasında ilişki saptanmadı. Genellikle gelir düzeyi düşük olan ailelerde sarsmanın bir disiplin yöntemi olarak daha sık kullanılmasına karşın, ABD’de yapılan çalışmaya benzer olarak, bu çalışmada da ebeveynlerin gelir düzeyleri ile sarsmayı düşünme sıklığının değişmemesinin nedeni, bu ailelerin olayı korkmaları nedeniyle saklamaları ile açıklanabilir. Sarsılmış bebek sendromunda en sık istismarcılar erkeklerdir (16, 17, 28). Farklı eğitim yöntemleri arasında erkeklerin eğitime alınması da önerilmektedir (16). Deyo ve ark. (18) çalışmalarında annelerin %87’sinin evde beraber yaşadıkları erkeklere hastanedeki eğitimi aktardıklarını saptamıştır. Avusturalya’da yapılan bir çalışmada annelerin %47’sinin aldıkları eğitimi evdeki diğer kişiler ile paylaştıkları bildirilmiştir (20). Çalışmamızda annelere bu eğitimi diğer kişilerle paylaşıp paylaşmadıkları sorulmadı. Babalar da hastane şartları nedeniyle anneler eğitim alırken çoğunlukla yanlarında değillerdi ve bu nedenle eğitime dahil edilmediler. Ancak ülkemizde özellikle bebeklik döneminde babalar bebeklerin bakımı ile ilgilenmemekte, bu dönemde bebeklerin bakımı ile sadece anneler ilgilenmektedir. Bu çalışmaya erkeklerin dahil edilmemiş olması çalışmanın kısıtlılığı olmasına rağmen ülkemiz için SBSÖP’leri açısından çok önemli olmayabilir. Bu nedenle yapılacak başka çalışmalara gereksinim vardır. Sarsılmış bebek sendromu önleme programlarının esas amacı SBS sıklığını azaltmaktır. ‘Sarsılmış Bebek Sendromu Ulusal Merkezi’ tarafından planlanan programda yenidoğan bebeği olan tüm ebeveynlere hastanede SBS hakkında bilgi verilmesi ile New York’ta üç yıllık sürede kaza dışı kafa travmalarının %47 azaldığı bildirilmiştir (13, 29). Türkiye’de SBS sıklığı bilinmemektedir. Bu çalışmada uzun süreli izlem yapılarak SBSÖP’nin, SBS sıklığı üzerine etkilerinin değerlendirilmemiş olması çalışmanın bir kısıtlılığıdır. Ülkemizde bu yönde çalışmalara ihtiyaç vardır. 208 Türk Ped Arş 2014; 49: 203-9 Sonuç olarak, SBSÖP’de eğitim ile bilginin bebeğin en çok ağladığı dönemler olan 2-4 ay civarına kadar kalıcı olduğu saptanmıştır. Annelerin eğitim düzeyleri arttıkça verilen eğitimden yararlanma oranları da artmaktadır. Eğitimin gerçek etkinliğini ölçmek için ise ülkemizde öncelikle sağlık çalışanlarının SBS konusunda bilgilenmesi ve SBS tanısını koyması, güvenilir sıklık verileri elde edilerek, eğitim sonrası sıklıkta düşmenin gösterilmesi en uygun yöntem olacaktır. Etik Komite Onayı: Bu çalışma için etik komite onayı S.B. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden alınmıştır. Hasta Onamı: Sözlü hasta onamı bu çalışmaya katılan hastaların ailelerinden alınmıştır. Hakem Değerlendirmesi: Dış bağımsız. Yazar Katkıları: Fikir - M.A.T., F.Ş.; Tasarım - M.A.T., F.Ş.; Denetleme - M.A.T., F.Ş., U.B., M. İ., Y.D.; Kaynaklar - M.A.T., F.Ş., A.Ç., S.P.; Malzemeler - M.A.T., F.Ş.; Veri toplanması ve/veya işlemesi - M.A.T., F.Ş., M.İ.; Analiz ve/veya yorum - M.A.T., F.Ş., M. İ., A.Ç., S.P.; Literatür taraması - M.A.T., F.Ş.; Yazıyı yazan - M.A.T., F.Ş.; Eleştirel İnceleme - F.Ş., U.B., M.İ., Y.D., A.Ç., S.P.; Diğer - M.A.T., F.Ş., U.B., M.İ., Y.D. Çıkar Çatışması: Yazarlar çıkar çatışması bildirmemişlerdir. Finansal Destek: Yazarlar bu çalışma için finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir. Ethics Committee Approval: Ethics committee approval was received for this study from the ethics committee of Ministry of Health Ankara Education and Research Hospital. Informed Consent: Verbal informed consent was obtained from the parents of the patients who participated in this study. Peer-review: Externally peer-reviewed. Author Contributions: Concept - M.A.T., F.Ş.; Design - M.A.T., F.Ş.; Supervision - M.A.T., F.Ş., U.B., M. İ., Y.D.; Funding - M.A.T., F.Ş., A.Ç., S.P.; Materials - M.A.T., F.Ş.; Data Collection and/or Processing - M.A.T., F.Ş., M.İ.; Analysis and/or Interpretation - M.A.T., F.Ş., M. İ., A.Ç., S.P.; Literature Review - M.A.T., F.Ş.; Writer - M.A.T., F.Ş.; Critical Review F.Ş., U.B., M.İ., Y.D., A.Ç., S.P.; Other - M.A.T., F.Ş., U.B., M.İ., Y.D. Conflict of Interest: No conflict of interest was declared by the authors. Financial Disclosure: The authors declared that this study has received no financial support. Kaynaklar 1. 2. 3. Chiesa A, Duhaime AC. Abusive head trauma. Pediatr Clin North Am 2009; 56: 317-31. [CrossRef ] American Academy of Pediatrics: Committee on Child Abuse and Neglect. Shaken baby syndrome: rotational cranial injuriestechnical report. Pediatrics 2001; 108: 206-10. [CrossRef ] Barlow KM, Minns RA. Annual incidence of shaken impact syndrome in young children. Lancet 2000; 356: 1571-2. [CrossRef ] Türk Ped Arş 2014; 49: 203-9 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. Minns RA, Jones PA, Mok JY. Incidence and demography of non-accidental head injury in southeast Scotland from a national database. Am J Prev Med 2008; 34: S126-33. [CrossRef ] Fanconi M, Lips U. Shaken baby syndrome in Switzerland: results of a prospective follow-up study, 2002-2007. Eur J Pediatr 2010; 169: 1023-8. [CrossRef ] Kelly P, Farrant B. Shaken baby syndrome in New Zealand, 2000-2002. J Paediatr Child Health 2008; 44: 99-107. [CrossRef ] Jacobi G, Dettmeyer R, Banaschak S, Brosig B, Herrmann B. Child Abuse and Neglect: Diagnosis and Management. Dtsch Arztebl Int 2010; 107: 231-40. King WJ, MacKay M, Sirnick A. Canadian Shaken Baby Study Group. Shaken baby syndrome in Canada: clinical characteristics and outcomes of hospital cases. CMAJ 2003; 168: 155-9. Barr RG, Trent RB, Cross J. Age-related incidence curve of hospitalized Shaken Baby Syndrome cases: convergent evidence for crying as a trigger to shaking. Child Abuse Negl 2006; 30: 7-16. [CrossRef ] Reijneveld SA, van der Wal MF, Brugman E, Hira Sing RA, Verloove-Vanhorick SP. Prevalence of parental behaviour to diminish the crying of infants that may lead to abuse. Ned Tijdschr Geneeskd 2004; 148: 2227-30. [CrossRef ] “Preventing Shaken Baby Syndrome: A Guide for Health Departments and Community-Based Organizations” is a publication of the Centers for Disease Control and Prevention, National Center for Injury Prevention and Control [internette]. Erişim Tarihi: Mayıs 2013. Erişim: www.cdc.gov/injury. [CrossRef ] Barr RG, Barr M, Fujiwara T, Conway J, Catherine N, Brant R. Do educational materials change knowledge and behaviour about crying and shaken baby syndrome? A randomized controlled trial. CMAJ 2009; 180: 727-33. [CrossRef ] Dias MS, Smith K, DeGuehery K, Mazur P, Li V, Shaffer ML. Preventing abusive head trauma among infants and young children: a hospital-based, parent education program. Pediatrics 2005; 115: e470-7. [CrossRef ] Showers J. “Don’t shake the baby”: the effectiveness of a prevention program. Child Abuse Negl 1992; 16: 11-8. [CrossRef ] Starling SP, Patel S, Burke BL, Sirotnak AP, Stronks S, Rosquist P. Analysis of perpetrator admissions to inflicted traumatic brain injury in children. Arch Pediatr Adolesc Med 2004; 158: 454-8. [CrossRef ] Taşar ve ark. Sarsılmış bebek önleme programı: Türkiye 16. Carbaugh SF. Understanding shaken baby syndrome. Adv Neonatal Care 2004; 4: 105-14. [CrossRef ] 17. Overpeck MD, Brenner RA, Trumble AC, Trifiletti LB, Berendes HW. Risk factors for infant homicide in the United States. N Engl J Med 1998; 339: 1211-6. [CrossRef ] 18. Deyo G, Skybo T, Carroll A. Secondary analysis of the “Love Me...Never Shake Me” SBS education program. Child Abuse Negl 2008; 32: 1017-25. [CrossRef ] 19. Bailey M, Gress T, Bolden D, Pfitzer L. Testing educational strategies for Shaken Baby Syndrome. W V Med J 2008; 104: 22-3. 20. ARCHI - Shaking Your Baby is Just Not the Deal [internette]. Erişim tarihi: Ocak 2013. Erişim: http://www.archi.net.au/ resources/workforce/nursing/shaking-baby. 21. Blumenthal I. Shaken baby syndrome. Postgrad Med J 2002; 78: 732-5. [CrossRef ] 22. Goulet C, Frappier JY, Fortin S, Déziel L, Lampron A, Boulanger M. Development and evaluation of a shaken baby syndrome prevention program. J Obstet Gynecol Neonatal Nurs 2009; 38: 7-21. [CrossRef ] 23. Barr RG, Rivara FP, Barr M, et al. Effectiveness of educational materials designed to change knowledge and behaviors regarding crying and shaken-baby syndrome in mothers of newborns: a randomized, controlled trial. Pediatrics 2009; 123: 972-80. [CrossRef ] 24. Van der Wal MF, van den Boom DC, Pauw-Plomp H, de Jonge GA. Mothers’ reports of infant crying and soothing in a multicultural population. Arch Dis Child 1998; 79: 312-7. [CrossRef ] 25. Reijneveld SA, van der Wal MF, Brugman E, Sing RA, Verloove-Vanhorick SP. Infant crying and abuse. Pediatrics 2004; 364: 1340-2. 26. Theodore AD, Chang JJ, Runyan DK, Hunter WM, Bangdiwala SI, Agans R. Epidemiologic features of the physical and sexual maltreatment of children in the Carolinas. Pediatrics 2005; 115: e331-7. [CrossRef ] 27. Abdulrazzaq YM, Al Kendi A, Nagelkerke N. Soothing methodsused to calm a baby in an Arab country. Acta Paediatr 2009; 98: 392-6. [CrossRef ] 28. Holden JR, Jenny C. Abusive head trauma: the relationship of perpetrators to their victims. Pediatrics 1995; 95: 259-62. 29. National Center on Shaken Baby Syndrome [internette]. Erişim tarihi: Haziran 2013.Erişim: http://www.dontshake.org/sbs. 209
© Copyright 2024 Paperzz