“BENİM KALBİM TEMİZ! SEN BENİM KALBİME BAK, KALBİME!” Hâl böyle iken, kendilerinde böyle cüretli söz söyleme cesâreti bulamayan kalpleri diri takvâ sâhipleri, sonlarının iyi ya da kötü olması konusunda, ümit ile ümitsizlik içinde bocalayıp dururlarken, sen ne oluyorsun da “BENİM KALBİM TEMİZ! SEN BENİM KALBİME BAK, KALBİME!” diyebiliyorsun! Bu ve benzer davranışların haddini bilmezlik olduğunun farkında mısın bir düşün, ey câhil kardeş? Hele bir de hadisleri de inkâr edenlerden isen, o zaman, iş daha başka olur, tabiatıyla… Hele bir de Sünnet ve hadisleri de inkâr edenlerden isen, o zaman, İşinin daha başka olacağını hesâba katmalısın. Yâni Abdurrahman Karakoç’un diliyle söylüyorum: Ya İslâm’da erirsin, / Ya inkârda çürürsün! / Yol mezarda bitmiyor, / Gittiğinde görürsün! Prof. Dr. Mustafa TEMİZ 29.03.2014 “Hayır, doğrusu onların işleyip kazandıkları (kötü) şeyler sebebiyle, kalplerinin üzeri pas tutmuştur.” Mutaffifîn Sûresi, âyet 4 “Onlar, dünyâ hayâtında amelleri (çalışmaları) sapmış (kaybettikleri dereceler, kazandıkları derecelerden daha fazla) olanlardır. Ve onlar, güzel ameller işlediklerini zannediyorlar.” Kehf Sûresi, âyet 104 “Şunu da bilin ki, insan vücûdunda bir et parçası vardır. O düzgün olursa bütün beden düzelir; o bozuk olursa bütün beden bozulur; âzâlar ona tâbîdir. Dikkat edin o et parçası kalptir.” Hadis “Allâhü Teâlâ’nın emirlerini yapmamak kalbin bozuk olmasındandır. Kalbin bozuk olması, dine tam inanmamaktır. Îmanın alâmeti, dinin emirlerini seve seve yapmaktır1.” İmâm-ı Rabbânî “Bir kimse, günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta hâsıl olur. Eğer tevbe ederse, o leke silinir. Tevbe etmeyip tekrar günah işlerse, o leke büyür ve kalbin tamâmını kaplar, kalp, kapkara olur2.” Hadis “Günaha devam edenlerin zamanla kalbi mühürlenir. O, artık sevap işleyemez olur3.” Hadis “(O peygamberleri) apaçık belgeler ve kitaplarla gönderdik. İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur’an’ı indirdik.” Nahl Sûresi, âyet 44 “Sana kitabı, ancak ayrılığa düştükleri şeyleri onlara açıklaman için ve iman eden bir topluma doğru yolu gösterici ve rahmet olarak indirdik.” Nahl Sûresi, âyet 64. Giriş Şimdiye kadar günah işlemekten çekinmeyen çoğu insanlardan, “Sen benim kalbime bak, kalbime!” sözünü çok duymuştum. Hâlâ da sık sık duymuyor değilim. birgo, Benim Kalbim Temizdir, Sen Kalbe Bak, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://birgo.mynet.com/zorbey257/yazi/-benim-kalbim-temizdir--sen-kalbe-bak, En Son Erişim Târihi: 18.03.2014. 2 birgo, Benim Kalbim Temizdir, Sen Kalbe Bak, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://birgo.mynet.com/zorbey257/yazi/-benim-kalbim-temizdir--sen-kalbe-bak, En Son Erişim Târihi: 18.03.2014. 3 birgo, Benim Kalbim Temizdir, Sen Kalbe Bak, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://birgo.mynet.com/zorbey257/yazi/-benim-kalbim-temizdir--sen-kalbe-bak, En Son Erişim Târihi: 18.03.2014. 1 2 “BENİM KALBİM TEMİZ! SEN BENİM KALBİME BAK, KALBİME!” Prof. Dr. Mustafa TEMİZ Merak ettim, “Bu söz, böyle neden çok çok söyleniyor ya da bu sözün Kültürümüz’deki yeri nedir?” diye… Yürek Ya da Kalp Hatırlıyorum, çocuklığumda bir hayvan ya da bir kurban kesildiğinde büyükler, ‘İşte yüreği budur” diye, bize gösterirlerdi. Yüreğe kalp de deniyor. Demek ki, göğsümüzün sol tarafındaki yürek ya da kalbimiz, maddî bir organımız oluyor. Maddî varlığımız olan kalbimiz, ayrıca bir de mânevî kuvvetimizi ifâde etmektedir. Gönlümüz Gönül dendiğinde, yalnızca mânevî değerlerimiz ya da mânevî varlığımız anlaşılmaktadır. Yalnızca insanlarda bulunan mânevî değerler, hayvanlarda bulunmaz. Vücûdumuzdaki bütün organlarımız, yüreğimizin (kalbimizin) çalışmasına bağlıdır. Tıbbî olarak biliyoruz ki, bütün organlarımız, kalbin pompaladığı kan ile besleniyor. Bu, hayvanlarda da böyledir. Gönül Dünyâmız Gönlümüz, maddî varlığımızın dışında bulunan, inanmak, sevmek, îtikâdı ve ahlâkî duygular gibi, ruhsal varlığımızın merkezidir. Îman, imânsızlık, nankörlük, münâfıklık, ahlâklılık, ahlâksızlık gibi, iyi-kötü mânevî değerler, hep gönül dünyâmızda yuvalanmakta ve paketlenmektedir. Kalbin temizlenmesi için maddî açıdan oksijene ihtiyaç olduğu gibi, gönlümüzün de mânevî temizliğe ihtiyâcı vardır. Ancak, materyalistler, ateistler gibi inançsızlar, yüreğin kan ile temizlenmesini yeterli bulmakta, mânevî değerlere ihtiyaç duymamaktadırlar ama bu, gerçekte doğru bir değerlendirme değildir, eksiktir. Çünkü gönül olumlu duygularla doldurulmadığı müddetçe, “Evrende boş kalan yer doldurulur4.” kânunu gereğince, etkilenme ve / veyâ çevre şartlarına göre, ya şahsî çıkar ve menfaat ya da ideoloji, olmadı, başka bir şey ya da bozuk düşünce ve değerlerle dolmak Temiz, M., Sonsuz Özgürlük Ve Özentinin Kozak Ve Acı Meyveleri, Mânevî Bunalım Ortamında Sağcı Ve Solcu Kutuplaşması, http://mtemiz.com/bilim/SONSUZ%20ÖZGÜRLÜK%20VE%20ÖZENTİNİN%20KOZAK%20VE%20ACI %20MEYVELERİ.pdf YA DA http://mtemiz.com/bilim/SONSUZ%20ÖZGÜRLÜK%20VE%20ÖZENTİNİN%20KOZAK%20VE%20ACI%20 MEYVELERİ.doc, En Son Erişim Târihi: 25.03.2014. 4 3 “BENİM KALBİM TEMİZ! SEN BENİM KALBİME BAK, KALBİME!” Prof. Dr. Mustafa TEMİZ zorundadır. Bu nedenle böyle bir durumda, kötü fikir ve değerler lehine gönlün dengesi bozulmakta, bu dengesizlik vücûdun maddî yapısına da zarar vermektedir5. Mutaffifîn Sûresi’nin 4. âyetinde, “Hayır, doğrusu onların işleyip kazandıkları (kötü) şeyler sebebiyle, kalplerinin üzeri pas tutmuştur.” deniyor. “İmâm-ı Rabbânî, Allâhü Teâlâ’nın emirlerini yapmamak kalbin bozuk olmasındandır. Kalbin bozuk olması, dine tam inanmamaktır. Îmanın alâmeti, dinin emirlerini seve seve yapmaktır6.” demektedir. Bir hadîsi şerifte buyurulmutur ki, “Bir kimse, günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta hâsıl olur. Eğer tevbe ederse, o leke silinir. Tevbe etmeyip tekrar günah işlerse, o leke büyür ve kalbin tamâmını kaplar, kalp, kapkara olur7.” Diğer bir hadîsi şerifte ise, “Günaha devam edenlerin zamanla kalbi mühürlenir. O, artık sevap işleyemez olur8.” buyuruluyor. Bir Tirmizi Hasi’nde de, “Mü’min, bir günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta meydana gelir. Eğer o günahı hemen terk edip tövbe ve istiğfar ederse kalbi cilâlanır, eski parlaklığına kavuşur. Böyle yapmaz da günah işlemeye devam ederse, siyah noktalar gittikçe çoğalır ve neticede kalbini büsbütün kaplar.” deniyor. Maddî temizlik îmanımızın yarısına denk değil mi? Kalbin içine pis kan dolsa ne olur? Zehirleniriz, değil mi? İnanan insanlar bilirler ki, nasıl vücut ve kalbin maddî temizliğe ihtiyâcı varsa, aynı şekilde gönlümüzün de temizliğe ihtiyâcı vardır. Öyle ki, maddî temizliğin ihmal edilmesi, olsa olsa, sonunda hayâtımıza mal olur. Ama ruhsal temizlik bundan daha önemlidir. Onun ihmal edilmesi, sonu olmayan Âhiret hayâtımızı karartır. Ruhsal temizlik ya da mânevî temizlik veyâ gönlün temizlenmesi, olumsuz duyguların gönle sokulmaması, gönlün olumlu duygularla doldurulması demektir. Ne yazık ki, günümüzde en çok ihmal edilen de, ne tuhatır ki, bu gönül temizliğidir. 5 Temiz, M., Yarım Aydınlarımız, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://mtemiz.com/bilim/YARIM%20AYDINLARIMIZ.pdf YA DA http://mtemiz.com/bilim/YARIM%20AYDINLARIMIZ.doc, En Son Erişim Târihi, 24.03.2014. 6 birgo, Benim Kalbim Temizdir, Sen Kalbe Bak, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://birgo.mynet.com/zorbey257/yazi/-benim-kalbim-temizdir--sen-kalbe-bak, En Son Erişim Târihi: 18.03.2014. 7 birgo, Benim Kalbim Temizdir, Sen Kalbe Bak, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://birgo.mynet.com/zorbey257/yazi/-benim-kalbim-temizdir--sen-kalbe-bak, En Son Erişim Târihi: 18.03.2014. 8 birgo, Benim Kalbim Temizdir, Sen Kalbe Bak, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://birgo.mynet.com/zorbey257/yazi/-benim-kalbim-temizdir--sen-kalbe-bak, En Son Erişim Târihi: 18.03.2014. . Tirmizî, Tefsîr, 83. 4 “BENİM KALBİM TEMİZ! SEN BENİM KALBİME BAK, KALBİME!” Prof. Dr. Mustafa TEMİZ Gönlün Temizlenmesi Peygamberimiz (SAV) Efemdimiz, “Şunu da bilin ki, insan vücûdunda bir et parçası vardır. O düzgün olursa bütün beden düzelir; o bozuk olursa bütün beden bozulur; âzâlar ona tâbîdir. Dikkat edin o et parçası kalptir€.” demektedir9. Kalbin düzgün olması, onun mânevî kuvvetinin ya da mânevî değer ve varlığının olumlu değer yargılarından oluşması, varsa, olumsuz değerlerden temizlenmesi demektir. Bu temizliği sağlamanın yolu, nefsî arzûlardan, günahlardan, haramlardan kaçmak, iyilik ve ibâdetleri yapmak, iyi niyelerden ayrılmamak, kötü huy ve karakterlerden uzak durmaktır. Kalbi temizleme faaliyetlerine din dilinde (İslâm’da) ‘riyâzet ve mücâhede’ adı veriliyor. Riyâzet ve mücâhede yapanların başında peygamberler ve Allah’ın (CC) saygın kulları geldiği ve en büyük sıkıntı ve belâları da onlar çekmiş olduğu için onların kalpleri, Dünyâ’yı seyredecek temizlikte bulunmaktadır10. İslâm’a uyanlara gerici, kendilerine ilerici ya da uygar diyen materyalistler, ateistler gibi inançsızlar, ‘riyâzet ve mücâhede’ yapamazlar, zâten inanmadıkları için, yapmak da istemezler. Bunlar, ‘Riyâzet ve mücâhede’ kapsâmında, iyilik, ibâdet gibi, olumlu işleri yapmaktan hoşlanmazlar, ‘Riyâzet ve mücâhede’ yapılırsa, kalp temizlenir ama bilmezler. ‘Riyâzet ve mücâhede’ nefse zor gelir. Buna rağmen devam edilirse, kalp gittikçe temizlenir. Kalbin temizlendiği oranında ‘Riyâzet ve mücâhede’ de gittikçe kolaylaşır. ‘Riyâzet ve mücâhede’den mahrum olan zayıf îmanlı Müslümanlarla materyalistler, ateistler gibi, inançsızların beş duyu organlarından gönüllerine devamlı olumsuz mesajlar akmaktadır. Bu olumsuz değerlerin her biri, inkâr, küfür, ümitsizlik, tezat, şüphe, kuruntu, sapıklık, câhillik, eksik bilgi, fâsıklık, heveslere uyma çabaları, terbiyesizlik, nankörlük, ahlâksızlık, haddini bilmezlik ve tereddüde dayalı nankörümsü gerçek dışı ve yalancı davranışlarla şer, belâ, kötü niyet ve her bir negatif düşüncedir. ‘Riyâzet ve mücâhede’den mahrum olan zayıf îmanlı Müslümanlarla materyalist ve ateistlerin gönüllderi, bu negatif kaynaklarla her an ve her fırsatta karşı karşıyadırlar. SAV kısaltması, ”Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem - Allah O’na salât etsin.” demektir. Buharî, Îman, 39. 9 Ağmanvermez, A., Kalbi Muhafaza veya Kalb-i Selime Sahip Olmak, Alındığı İnternet Elektronik € Adresi, http://www.ilkadimdergisi.net/yazi/kalbi-muhafaza-veya-kalb-i-selime-sahip-olmak-380.html, En Son Erişim Târihi: 10.03.2014. 10 birgo, Benim Kalbim Temizdir, Sen Kalbe Bak, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://birgo.mynet.com/zorbey257/yazi/-benim-kalbim-temizdir--sen-kalbe-bak, En Son Erişim Târihi: 18.03.2014. 5 “BENİM KALBİM TEMİZ! SEN BENİM KALBİME BAK, KALBİME!” Prof. Dr. Mustafa TEMİZ Yalnızca namaz kılmak ve oruç tutmak yeterli değildir. Îmanı geliştirecek, besleyip güçlendirecek olan Allah'ı (CC) çokça anmak, insanlara Kuran ahlâkını anlatmak, bu ahlâkı yaşayarak örnek olmak ve İslâm'ın dünyâya yayılması için ciddî ciddî çalışmak, ‘emr-i bi'lma'ruf ve nehy-i ani'lmünker’ yapmak gibi vâsıtaları canlı tutmak gerekiyor. Şâyet kişi yaptığı kadarını yeterli görüp kalbinin temiz olduğunu, kimsenin hakkını yemediğini, bu nedenle de işlerinin hep yolunda gittiğini söylüyorsa11, bunları da Allah’ın sevgili kulu olduğuna bağlıyorsa, bu ve bunlara benzer şeyler, onun gaflet hâline güzel bir örnek teşkil eder. Hele hele bir de Kültürümüzü bırakıp da başka kültürlerin özentisi içinde olup yeri geldiğinde Müslümanları küçümsemeyenler 12 , yalnızca kendilerini aldatmış olurlar. Allâhü Teâlâ, Kehf Sûresi’nin 104. âyetinde gaflet içindeki böyle Müslümanlardan şöyle bahsetmektedir: “Onlar, dünyâ hayâtında amelleri (çalışmaları) sapmış (kaybettikleri dereceler, kazandıkları derecelerden daha fazla) olanlardır. Ve onlar, güzel ameller işlediklerini zannediyorlar.” Hadis ve Sünnet’e inanmayanlar ama namaz kılıp oruç tutanlar da kendilerinin Müslüman olduklarını zannediyorlar fakat yalnızca aldanıyorlar. Bununla berâber, “Benim kalbim temiz! Sen benim kalbime bak, kalbime!” diyenler, ne entersandır ki, daha çok bunlar arasından çıkıyor. İmâm-ı Beyheki Delail kitabında şöyle şöyle demektedir13: "Eshâb-ı Kiram’dan İmran bin Husayn (RAΩ), şefaatle ilgili bâzı hadisler nakleder. Oradakilerden biri der ki: ‘- Siz hadisler bildiriyorsunuz fakat biz Kur’an’da bunlarla ilgili bir şey bulamıyoruz.’ 11 Temiz, M., Rahat Hayat İçin Duâ‘nın İncelikleri, Duâ ve Bâzı Tıp İnsanlarının Bilimsel Görüşleri, Sabır ve Allâhü Teâlâ’ya Karşı Büyük İsyan’nın İşâreti (İstidrac), Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://mtemiz.com/bilim/Rahat%20Hayat%20için%20Duâ‘nın%20İncelikleri.pdf, YA DA http://mtemiz.com/bilim/Rahat%20Hayat%20için%20Duâ‘nın%20İncelikleri.doc, En Son Erişim Târihi: 31.07.2013. 12 ensonhaber, AK Parti Mitingine Giden Gezici'den AK Partililer'i Aşağılayan İğrenç Yazı!, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://www.analizmerkezi.com/ak-parti-mitingine-giden-geziciden-akpartilileri-asagilayan-igrenc-yazi-40025h.htm YA DA Güler, T., Bir blog yazarının, Yenikapı mitingindeki 2 milyon insanı aşağıladığı yazısı Cüneyt Özdemir tarafından alıntılandı. Turgay Güler Özdemir'i özür dilemeye davet etti!, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://www.haber10.com/haber/486052/#.UzQWhFw5nmR, En Son Erişim Târihi: 10.03.2014. 13 Yazıcı, M., ‘Yalnız Kur'an’ Diyenler Müslüman Değildir, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://www.zehirli.org/konu/yalniz-kur-an-diyenler-musluman-degildir.html, En Son Erişim Târihi: 10.03.2014. Ω RA kısaltması, “Radiyallâhü Anh - Allah ondan râzı olsun.” demektir. 6 “BENİM KALBİM TEMİZ! SEN BENİM KALBİME BAK, KALBİME!” Prof. Dr. Mustafa TEMİZ ‘İmran bin Husayn (RA) Hazretleri buyurur ki:’ “- Sen Kur’an’ı okudun mu?” ‘- Evet!’ “- Kur’an’da sabah namazının farzının iki, akşamınkinin üç, öğle, ikindi ve yatsının farzlarının ise dörder rekât olduğuna rastladın mı?” ‘- Hayır!’ “- Peki, bunları kimden öğrendiniz? Bizden (Eshâb-ı Kiram’dan) öğrenmediniz mi? Biz de Resûlüllah’tan öğrenmedik mi? Peki Kur’an’da kırk koyunda bir koyun, şu kadar devede şu kadar, şu kadar paraya şu kadar dirhem zekât düştüğüne rastladın mı?” “Hayır! “- Öyleyse bunları kimden öğrendiniz? Bizden öğrenmediniz mi? Biz de Resûlüllah’tan öğrenmedik mi? Hac Sûresi’nde [Eski evi (Kâbe’yi) tavaf etsinler] âyetini okumadınız mı? Peki, orada ‘Kâbe’yi yedi defâ tavaf edin’ diye bir ifâdeye rastladınız mı?” ‘- Hayır!’ “- Allâhü Teâlâ’nın Kur’an’da şöyle buyurduğunu duymadınız mı? ‘Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa da ondan kaçının¥!’ ‘Sizin bilmediğiniz bizim Resûlüllah’tan öğrendiğimiz daha çok şey vardır. Bir âyeti Kerîme’nin meali şudur:’ ‘Hz. İmran daha sonra buyurur ki, “Nitekim kendi aranızdan, size âyetlerimizi okuyan, sizi her kötülükten arındıran, size Kitap ve Hikmet’i öğreten, ayrıca bilmediklerinizi de öğreten bir peygamber gönderdik.” “İmam-ı Şâfî Hazretleri, ‘Bu âyetteki Hikmet’ten maksat, Resûlüllah’ın Sünneti’dir. Önce Kur’an zikredilmiş, peşinden hikmet bildirilmiştir’ buyuruyor.“ Cebrâil aleyhisselam, Kur’an ile berâber açıklaması olan Sünnet’i de getirdi.” Kur’an âyetlerinin açıklama yapılması konusunda Peygamber (SAV) Efendimiz’e görev verilmesine ilişkin başka âyetler de vardır. Nahl Sûresi’nin 44. ve 64. âyetlerinde, sırasıyla: “(O peygamberleri) apaçık belgeler ve kitaplarla gönderdik. İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur’an’ı indirdik.” ¥ Haşr Sûres, âyet 7: “Peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin! Allah’a karşı gelmekten sakının! Şüphesiz, Allah’ın azâbı çetindir.” Bakara Sûresi, âyet 151. 7 “BENİM KALBİM TEMİZ! SEN BENİM KALBİME BAK, KALBİME!” Prof. Dr. Mustafa TEMİZ “Sana Kitabı, ancak ayrılığa düştükleri şeyleri onlara açıklaman için ve îman eden bir topluma doğru yolu gösterici ve rahmet olarak indirdik.” deniyor14. Bu âyetlerde verilen açıklama, yol gösterme görevlerine ek olarak, ayrıca, âyetlerin açıklanmasının en iyi bir şekilde Peygamberimiz (SAV) tarafından yapılması gerektiği de akıl ve mantık gereğidir. Bu açıklamalarda şüphesiz Allah (CC) tarafından Peygamberimiz (SAV)’e ayrıca verilen bir ilhamın olacağı da yine akıl ve mantığa en uygun olanıdır. Nitekim İ. Ahmet’ten ve Darimi’den gelen iki hadiste, sırasıyla, “Bana Kur’an’ın misli kadar daha hüküm verildi.” ve “Cebrâil aleyhisselâm, Kur’an ile berâber açıklaması olan Sünnet’i de getirdi.” denmektedir15. İmam’ı Süyûtî, hadislerin birer delil olduğunu söylemekte, hadisleri inkâr eden kimselerin küfre gireceklerine ve İslâm dâiresinden çıkarak Yahûdilere, Hıristiyanlara ya da diğer kâfir fırkalara katılacaklarına ilişkin hadisler olduğunu bildirmektedir16. Bütün bunlar, İslâm’ın Dinî îtikadına ilişkin gönlün malzemelerindendir. Gönlün Dinî temizliğinin sürekliliğinin sağlanması için, en basitinden takvâ sâhibi olmak gerekiyor. Takvâ Takvâ, Osmanlıca Lügat’te, ‘Bütün günahlardan kendini korumak… Dinin yasak ettiğinden veyâ haram olduğunda, şüphesi olan şeylerden çekinmek’, sakınmak, korunmak, sâlih amel işlemek anlamlarını taşımaktadır. Takvâ, Yüce Yaratıcı’ya karşı sorumluluk duyarak, her türlü günahlardan kendini korumanın niyet ve gayreti içinde olmak, rızâsını kazanmak için, O’nun himâyesine girerek emirlerine sımsıkı sarılmak ve yasaklarından kaçmaktır. Korunmak istenilen günahların haddi hesâbı yoktur. Bu günahların başında takvânın zıddı olan şirk (Allah’a (CC) ortak koşma) ile küfür (örtme, Allah’ı (CC) inkâr etme) bedbahlığı ve îmansızlık gelir. Kur’an, nefsin kötü sıfatlarından, zulüm, bozgunculuk, kibir, yalancılık, her türlü azgınlık, hâinlik, israf ve 14 Yazıcı, M., ‘Yalnız Kur'an’ Diyenler Müslüman Değildir, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://www.zehirli.org/konu/yalniz-kur-an-diyenler-musluman-degildir.html, En Son Erişim Târihi: 10.03.2014. 15 Yazıcı, M., ‘Yalnız Kur'an’ Diyenler Müslüman Değildir, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://www.zehirli.org/konu/yalniz-kur-an-diyenler-musluman-degildir.html, En Son Erişim Târihi: 10.03.2014. 16 Yazıcı, M., ‘Yalnız Kur'an’ Diyenler Müslüman Değildir, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://www.zehirli.org/konu/yalniz-kur-an-diyenler-musluman-degildir.html, En Son Erişim Târihi: 10.03.2014. 8 “BENİM KALBİM TEMİZ! SEN BENİM KALBİME BAK, KALBİME!” Prof. Dr. Mustafa TEMİZ benzerlerinden gönlün korunması gerektiğini belirtmektedir. Takvâ sâhipleri, bunları Allah’ın (CC) Resûlü’nü örnek alarak yapmaktadırlar17. Kur’an’da Takva ile ilgili çok âyet vardır. Bakara Sûresi’nin 25. âyetinde: ‘Îman edip sâlih ameller işleyenlere, kendileri için; içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. Cennetlerin meyvelerinden kendilerine her rızık verilişinde, “Bu (tıpkı) daha önce (dünyâda iken) bize verilen rızık!” diyecekler. Hâlbuki bu rızık onlara (dünyâdakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Onlar orada ebedî kalacaklardır.’ Ve de: Talâk Sûresi’nin 2-3. âyetlerinde ise, “Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu açar Onu beklemediği yerden rızıklandırır. Kim Allah’a tevekkül ederse, O kendisine yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah, her şeye bir ölçü koymuştur.” deniyor. Bir hadiste ise, “İnsanın Cennet’e girmesine en çok sebep olan şey, onun Allah’a karşı duyduğu takvâsıdır“ buyurulmaktadır. Takva sâhibi, özellikle, namaz, zekât, oruç gibi ibâdetlere çok önem vermeli; afedici, sabırlı, cömert, adâletli ve dürüst olmalı, ahde vefâ göstermeli, yardımseverlik ve sevgi, merhâmet, ilme düşkünlüğü fazla bulunmalıdır. Böylece insan, takvâ özelliklerine kavuşma oranında, nefsin kötü sıfatlarını da disipline ederek onlardan kurtulmaya başlar. Kötü nicelik ve hastalıklar, Allâhü Teâlâ’nın istediği ilâhî özelliklere bürünmeden nefsi asla terk etmez18. Takva sıfatları kazanıldıkça, kötü sıfatlar kulu bir bir bırakmaya başlar, gönül gittikçe temizlenir. İnternette aşağıdaki yazıyı okumuştum: ‘Namaz kılmayanın, içki içenin kalbi çok kararmış demektir. Her türlü rezâleti işleyip de, "sen kalbe bak" demek, dinsizlerin veyâ din câhillerinin sözüdür. Bir yazar, kitabında, bir fâsıkı överken, "Çok içki içerdi. Şarabı hamamın kurnasına koyar, oradan içerdi; fakat tertemiz, pırıl pırıl bir kalbi vardı" diyor. Allâhü Teâlâ ve Peygamber 17 Mumsema. Takva Nedir? İslâm’da Takvâ Kavramı, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://www.mumsema.com/guzel-ahlak-sifatlari/1306-takva-nedir-islamda-takva-kavrami.html, En Son Erişim Târihi: 10.03.2014. Ahmed bin Hanbel, 2. 392, 442. 18 Mumsema. Takva Nedir? İslâm’da Takvâ Kavramı, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://www.mumsema.com/guzel-ahlak-sifatlari/1306-takva-nedir-islamda-takva-kavrami.html, En Son Erişim Târihi: 10.03.2014. 9 “BENİM KALBİM TEMİZ! SEN BENİM KALBİME BAK, KALBİME!” Prof. Dr. Mustafa TEMİZ Efendimiz, namaz kılmayanın ve içki içenin kalbi temiz olmaz buyururken, câhil yazar, böyle söylemekle Allah’ı ve Resûlüllâh’ı yalancı çıkarmaya çalışıyor19.’ Hasan-ı Basrî (RA), kalpler altı şeyden dolayı çürür ve bozulur, demektedir: ‘1. Tövbe ederim ümîdiyle günah işlemek, 2. İlim öğrenip, gereğince amel etmemek, 3. İbâdet ve davranışlarda samîmi (ihlâslı) olmamak, 4. Allâh’ın verdiği nîmetlerden yararlanıp, şükretmemek, 5. Allâh’ın (CC) yarattıkları arasında paylaştırdığı rızka râzı olmamak, 6. Ölüleri defnedip, onlardan ibret almamak20.’ Riyâzussâlîhin kaynaklı bir hadiste, “Mümin bir kul, işlediği günahı üzerine yıkılacak bir dağ gibi görür; münâfık ise bir sinek gibi görür. Günahın küçüklüğüne, büyüklüğüne bakmayıp kime karşı işlendiğine bakmak lâzım gelir.” deniyor. Gelelim şimdi senin kalbine: Ey Gafil! Yukarıda gördün, takvâ sâhibi bir kimse ile kendini bir kıyasla bakalım: Namazını kıldığın için çok büyük bir sorumluğu hissediyorsundur. Bizler için bunu küçümsemek mümkün değil… Ama bununla her şeyin tamam olduğunu söylemek durumunda da değilsin! Şimdi soruyorum sana takvâ sâhibi bir kimseden, “Sen benim kalbime bak, kalbime!” cümlesini hiç duydun mu? “Duydum” diyemeyeceğini biliyorum. Çünkü takvâ sâhibi bir kimse haddini bilir, böyle hadsizliği aslâ gözteremez. Yanıldığın nokta işte buradan başlıyor: Nazamazını, kılıyor, belki de orucunu da tutuyorsundur. Yeterli mi? Elbette hayır! Ayrıca: - Günah işlemekten korunuyor musun? - Günah işlediğinde hemen üzülüp tevbe ediyor musun? Bir günah işlememek için kendini yeniden kuruyor musun? 19 birgo, Benim Kalbim Temizdir, Sen Kalbe Bak, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://birgo.mynet.com/zorbey257/yazi/-benim-kalbim-temizdir--sen-kalbe-bak, En Son Erişim Târihi: 18.03.2014. 20 Ağmanvermez, A., Kalbi Muhafaza veya Kalb-i Selime Sahip Olmak, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://www.ilkadimdergisi.net/yazi/kalbi-muhafaza-veya-kalb-i-selime-sahip-olmak-380.html, En Son Erişim Târihi: 10.03.2014. 10 “BENİM KALBİM TEMİZ! SEN BENİM KALBİME BAK, KALBİME!” Prof. Dr. Mustafa TEMİZ - İbâdetlerinde ne derece ihlâslısın ya da ihlâslı mısın? - Allah’ın (CC) bir nîmetinden faydalandığında, O’na anında hamt ve şükür etme ihtiyâcı duyuyor musun? - Her ne hususta olursa olsun, şikâyetçi olmaktan kaçınıp, hakkına râzı mısın? - Hiç ölüm aklına geliyor mu ya da bir gün sıranın sana da geleceğini hiç aklına getiriyor musun? “Benim kalbim temiz! Sen benim kalbime bak, kalbime!” diyenlerin çoğundan bu soruların hiç birinin cevâbının olumlu olacağını hiç beklemiyorum. Ayrıca “- Hadislere inanıyor ve riâyet ediyor musun?” “- Sünnet’lere inanıyor ve riâyet ediyor musun?” sorularının cevapları da ayrı birer önem taşımaktadır. Hâl böyle iken, câhiller gibi, kendilerinde cüretli söz söyleme cesâreti bulamayan kalpleri diri takvâ sâhipleri, sonlarının iyi ya da kötü olması konusunda, ümit ile ümitsizlik içinde bocalayıp dururlarken, sen ne oluyorsun, neyine güveniyorsan da “Benim kalbim temiz! Sen benim kalbime bak, kalbime!” diyebiliyorsun! Takvâ sâhiplerinin durumları yanında, senin böyle cüretli tutum ve beyanların, birer ükalâlıkla birlikte, ‘ben ne oldum delilik ve hamlığı’ olmuyor mu? Hele bir de toplum içinde sevdiğin, takdir ettiğin kimseler, İslâm’la hiç alâkaları olmayan, namaz kılmayan, çoğu kere Müslümanları ‘dinci’, ‘gerici’, ‘göbeğini kaşıyan’ ve benzeri gibi sözlerle vasıflandıran kimselerden ise, o zaman bir kat daha dikkatli olmalısın! Bu durum, sosyal ilişkilerinin ve gönül bağlarının bu gibi İslâmî çizgi dışındakiler ile oluyor demektir ki, sırf namaz ve oruç ile kurtarırım düşünceniz, fayda vermeyebilir. Sonuç olarak, namaz kılıp oruç tuttuğun hâlde günahlardan çekinmiyor, günahlarına üzülüp sızlanmıyorsan, Müslümanları sevmiyenlerle arana mesâfe koymuyor, onları daha çok takdir ediyorsan, kendi kendini aldatır bir duruma düşmenden, Peygamberimiz (SAV) Efendimiz’in, “Kişi arkadaşının dini üzeredir.” sözünün anlamının tahakkuk etmesinden korkulur. Demek oluyor ki, “Namaz insanı, kötülüklerden ve günah işlemekten korur.” hadîsine göre, ‘kıldığın namaz ve tuttuğun orucun kabul olmadığı’ gündeme gelmiş olmaktadır. Bu ve benzer davranışların ‘haddini bilmezlik’ olduğunun farkında mısın bir düşün, ey câhil kardeş? 11 “BENİM KALBİM TEMİZ! SEN BENİM KALBİME BAK, KALBİME!” Prof. Dr. Mustafa TEMİZ Hele bir de Sünnet ve hadisleri de inkâr edenlerden isen, o zaman, işinin daha da başka olacağını hesâba katmalısın. Yâni Abdurrahman Karakoç’un diliyle söylüyorum: Ya İslâm’da erirsin, Ya inkârda çürürsün! Yol mezarda bitmiyor, Gittiğinde görürsün!
© Copyright 2024 Paperzz