AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI İçindekiler TÜRKİYE GÜNDEMİ ..................................................................................................................... 3 Bozkır: En güçlü mesajı AB'ye veriyoruz ................................................................................. 3 Rusya'nın indirimi tüketiciye yansımayacak ........................................................................... 3 Kandil'e ilk kez devlet gidiyor ................................................................................................. 3 İsrail ve ABD askerleri YPG'ye katıldı ...................................................................................... 4 Enerjiler birleştirildi ................................................................................................................ 4 İşsize 10 ay maaş..................................................................................................................... 4 Gezi' ile olmadı baraj'la deniyorlar ......................................................................................... 5 Erdoğan'dan dershane eleştirisi ............................................................................................. 5 Ferguson vs Gezi... - Ceren Kenar, Türkiye ............................................................................. 5 367 Ruhu ve AYM - Taha Özhan, Star ..................................................................................... 8 AK Parti'nin kendi iktidarıyla yüzleşmesi - Burhanettin Duran, Sabah ................................... 9 AFRİKA GÜNDEMİ ..................................................................................................................... 11 Nijerya’da patlama ve silah sesleri dinmiyor ........................................................................ 11 Kongolu savaş suçlusu Lubanga’nın cezası onandı ............................................................... 11 Kenya'da taş ocağına saldırı; 36 ölü...................................................................................... 11 AMERİKA – İNGİLTERE GÜNDEMİ............................................................................................. 12 ABD Türkiye ile Suriye İçin Anlaşmak Üzere ......................................................................... 12 Pentagon, WSJ'nin Suriye'de tampon bölge haberini yalanladı ........................................... 12 Suriye'de uçuşa yasak bölge uygun değil ............................................................................. 13 Time'ın listesindeki tek Türk Erdoğan ................................................................................... 13 Rus rublesindeki düşüş ......................................................................................................... 14 Suriyeli göçmenleri zor bir kış bekliyor ................................................................................. 14 Moskova ile Ankara yakınlaşabilir ........................................................................................ 14 Halep'teki kayıp babaanne bulundu ..................................................................................... 15 Irak ordusunu yenilemek zor - Patrich Cockburn, Independent .......................................... 16 1 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI AVRUPA GÜNDEMİ ................................................................................................................... 17 Güvenlik Konferansı'nın bu yılki partneri Türkiye ................................................................ 17 Almanya'da IŞİD soruşturmaları devam ediyor .................................................................... 17 Avrupa Uzay Ajansı, Ariane füzeleri için toplanıyor ............................................................. 17 Belçika’da uyarı grevleri devam ediyor ................................................................................ 18 Ukrayna’da Donetsk Havalimanı çevresinde geçici ateşkes ................................................. 18 Merkel: Cameron'ın planları serbest dolaşım ilkesine tehdit değil ...................................... 18 ASYA – PASİFİK GÜNDEMİ ........................................................................................................ 19 Rusya, Güney Akım doğalgaz boru hattı projesinden vazgeçti ............................................ 19 D. Türkistan'da dini mesaj göndermek; 'vatana ihanet' ....................................................... 19 Hong Kong'da çatışmalar yeniden başladı: 40 yaralı ............................................................ 19 Petrol fiyatları son 5 yılın en düşük seviyesinde ................................................................... 19 ORTADOĞU GÜNDEMİ ............................................................................................................. 20 El- Bağdadi'nin eşi ile oğlu gözaltına alındı ........................................................................... 20 Mısır, Refah Kapısı'nı yeniden kapattı .................................................................................. 20 Bağdat ve Erbil'in anlaştığı iddia edildi ................................................................................. 20 En çok aranan Nazi subayı Suriye’de öldü ............................................................................ 20 IŞİD liderinin karısı ve oğlu gözaltında .................................................................................. 21 2 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI TÜRKİYE GÜNDEMİ Bozkır: En güçlü mesajı AB'ye veriyoruz Euractive AB’ye Katılım için Ulusal Eylem Planı’nın, Haziran 2015-2019 dönemini kapsayan ikinci aşamas açıklandı. Siyasi blokajlar kalktığı zaman fasılların açılacak ve kapatılacak noktaya gelmesini amaçlayan Eylem Planı'nın ikinci aşamasında 53 kanun, 249 ikincil mevzuat ve 136 adet kurumsal yapılanma çalışması yer alıyor. AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, bölgede yaşanan kaosa rağmen hükümet olarak en güçlü ve en kararlı mesajı AB'ye verdiklerini söyledi. Rusya'nın indirimi tüketiciye yansımayacak Star Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Rusya'nın doğalgazdaki indirim teklifinin tüketiciye yansıması konusunda, "Erken ama çok erken görüyorum. Çünkü BOTAŞ karı üzerinden değil, zararı üzerinden bu müzakereler sürüyor" dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Rus doğalgazının fiyatında indirim görüşmelerine ilişkin, "Sayın Putin'in deklare ettiği, kamuoyuyla paylaştığı rakam Rusya tarafının teklifidir. Tabii ki bu bir adımdır. Biz de karşı teklifimizi kendilerine sunduk. Bu bir müzakeredir, bir süreçtir, devam edecektir. Umarım ki bu ayın, bu yılın sonuna kadar bu süreç tamamlanmış olsun" dedi. Kandil'e ilk kez devlet gidiyor Star Çözüm süreci takvimi yeniden işlemeye başladı. HDP heyeti MİT ve hükümet yetkilileriyle görüşüp Kandil'e gidecek. Kandil'e HDP ile birlikte ilk kez devlet heyeti gidecek. Burada silahları bırakmada tarihi kararların alınması bekleniyor."Silah ve şiddeti bitirip, söz, düşünce ve siyasetin devreye girmesi" için yürütülen barış sürecinde tarihi bir kavşağa giriliyor. HDP heyetinin hafta sonu İmralı'da yaptığı 4 saatlik görüşmenin ardından güncellenen çözüm takvimi yeniden işlemeye başladı. Heyetin bugün MİT ve hükümet yetkilileriyle görüştükten sonra takvim netleşecek. İmralı'nın HDP heyetine verdiği "Müzakere Süreci Taslağı"nın "Eylem Planı" bölümü hükümetin daha önceki 6 maddelik taslağıyla benzerlik taşıyor. Öcalan, dört bölümden oluşan taslağın içeriği hakkında devlet heyetiyle bilgi verdi. Görüşmede yeni dönem çerçevesi üzerinde uzlaşı sağlandı. Çözüm trafiğinde eve dönüş kapısını açacak hükümetin eylem planı ile uyumlu bir takvimin ortaya çıkması sağlanacak. Öcalan, 4-5 ay sonra demokratik çözüm sağlanabileceğini belirtirken, gözler 21 Mart 2015 nevruzuna kadar atılacak adımlara çevrildi. 3 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI İsrail ve ABD askerleri YPG'ye katıldı Star Kobani'de IŞİD'e karşı mücadele eden YPG saflarına İsrail, ABD ve İngiliz ordusunun eski üyelerinin de katıldığı öğrenildi. Kobani’de IŞİD mevzilerinden de YPG mevzilerinden de Arapça, Kürtçe, Türkçe, İngilizce, Almanca diyaloglar yükseliyor. IŞİD’in ardından YPG saflarına da ‘yabancı’ katılımlar sürerken, aralarında eski İsrail, ABD ve İngiltere askerleri de bulunuyor. Enerjiler birleştirildi Yeni Şafak 10 bakanla Ankara’ya çıkarma yapan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanı Erdoğan iki ülke ilişkilerini uçuracak anlaşmalara vardı. - Doğalgazda kapasite artacak fiyat ucuzlayacak - Türkiye’nin ihtiyacı için yeni boru hattı kurulacak - Türk-Yunan sınırı enerji dağıtım merkezi olacak - Akkuyu santralinde son teknoloji kullanılacak - Türkiye'de mühendislere nükleer eğitimi verilecek - Milli para birimleri ile yapılan ticaret artacak - İki ülke arasında serbest ticaret bölgesi kurulacak - İleri teknoloji konusunda işbirliği geliştirilecek. Heyetler arası görüşmelerde Rusya ile Türkiye arasında 8 anlaşma imzalandı. Rus lider ile Erdoğan önce ikili bir görüşme yaptı. Görüşmenin ardından heyetlerarası görüşmelere geçildi. Botaş ile Gazprom arasında mutabakat zaptı, yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi, nükleer atom konusunda öğrenci yetiştirilmesi, Karma Ekomonik Toplantısı, Türk-Rus hükümetlerarası karma ekonomik komisyonu 13. Dönem toplantısı protokolü, iki ülke arasında çalışma, sosyal güvenlik ve istihdama dair mutabakat zaptı, cezai konularda adli yardımlaşma ve suçluların iadesine yönelik anlaşma imzalandı. İşsize 10 ay maaş Yeni Şafak İşsiz kalanların imdadına işsizlik ödeneği yetişiyor. 10 aya kadar maaş imkanı sunuluyor. Ancak belli şartları var. İşte işsizlik ödeneği ile ilgili bilinmesi gerekenler: Bir hizmet akdine dayalı olarak çalışan sigortalılar, sandıklara tabi sigortalılar, ülkemizde çalışma vizesi ile çalışan yabancı işçiler işsizlik sigortasının kapsamında. Brüt kazançtan yüzde 1 sigortalı, yüzde 2 işveren ve yüzde 1 devlet payıyla gerçekleşiyor. İşsizlik sigortası kapsamında bir işyerinde çalışırken; kendi istek ve kusuru dışında işini kaybedenler; hizmet akdinin feshinden önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek, sürekli çalışmış olmak kaydıyla son 3 yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olmak ve hizmet akdinin feshinden sonraki 30 gün içinde en yakın İŞKUR'a başvurarak iş almaya hazır olduğunu bildirmek koşulu ile işsizlik sigortası hizmetlerinden yararlandırılıyor. 30 gün içinde başvurulmazsa, başvuruda gecikilen süre, toplam hak sahipliği süresinden düşülüyor. 4 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Gezi' ile olmadı baraj'la deniyorlar Sabah Seçime 6 ay kala AYM Başkanı Kılıç'ın, yüzde 10'luk seçim barajının kaldırılabileceği yönündeki çıkışı dikkat çekti. AK Partili Şentop: Gezi'deki malum çevreler bu hamleyle devreye girmiş görünüyor. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın, yüzde 10'luk seçim barajının kaldırılması konusunda yaptığı açıklama, siyasi çevrelerde yankı uyandırdı. Verdiği demeçte AYM'ye yapılan bireysel başvurulara ilişkin raporların tamamlandığını söyleyen Kılıç, "Konu hassas olduğu için 'bireysel'de değil de 'genel kurul'da görüşüp 2-3 hafta içinde karara bağlayacağız" demişti. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop "Siyasi sonuç almaya yönelik bir çalışma" dedi, Kılıç'ın ihsas-ı reyde (oyunu önceden açıklama) bulunduğunu belirterek "Bu, AYM Başkanı'na yakışmayan bir tavırdır" diye ekledi Burhan Kuzu da Kılıç'a tepkisini, "Anayasa Mahkemesi Başkanının böyle bir açıklama yapmasına inanmak istemem. Akla ziyan bir açıklama. Bu konu bireysel başvuru konusu olamaz. Genel Hükümler bireysel başvuru ile değişmez. Haşim Kılıç'ın kişisel hesaplaşma kararı" sözleriyle özetledi. Erdoğan'dan dershane eleştirisi Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Likya World Otel'de düzenlenen 19. Milli Eğitim Şurası'nda dershaneleri sert bir dille eleştirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: “Nihai istişareler yapılacak ve umuyorum ki hayırlı kararlar alınacak. Eğitimin kalitesini arttırmak için kararlar alınacak. Nasıl zenginleştirebiliriz, nasıl geliştirebiliriz konuları çok konuşuldu, çok tartışıldı ve umuyorum ki bu Şura ile son nokta koyulacak. İstediğiniz kadar müfredatı kaliteli yapın nitelikli öğretmen olmadıkça bir işe yaramaz. Aslında öğretmenin ne kadar önemli olduğunun anlaşılması gereken bir anlayış tarzıdır. Biz adeta o topraklarda attıkları tohumlarız. Öğretim progranmları ve çizelgeleri başlığı altında eğitimin kalitesinin arttırılması konusunda iyileştirmeler yapılacak” dedi. Ferguson vs Gezi... - Ceren Kenar, Türkiye 9 Ağustos günü, Michael Brown, bir arkadaşıyla yolda yürürken, polis tarafından durduruldu. Michael, 18 yaşında siyahi bir Amerikan vatandaşıydı. Darren Wilson, Michael'ı durduran polisin ismiydi. 28 yaşında olan Darren, beyaz bir Amerikan vatandaşı. Darren, Michael'ı bir hırsızlık olayının şüphelisi olduğu gerekçesiyle durduruyor. Darren'ın, Michael'i durdurması ile vurması arasında gerçekten ne olduğu konusunda farklı ifadeler var. Olayın görgü tanıkları ikisi arasında bir münakaşa olduğu konusunda hemfikir, fakat Darren'ın mı yoksa Michael'ın mı saldırgan olduğu konusunda ise görgü tanıkları arasında farklı görüşler var. 5 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Darren, 12 kere ateş ediyor, kurşunlardan 8 tanesi Michael'a isabet ediyor. Arkadaşları tarafından nazik ve sevecen olarak tarif edilen, spor yapmayı çok seven ve birkaç hafta sonra üniversiteye başlayacağı için epey heyecanlı olan Michael, vurulduktan sonra düştüğü kaldırımda hayatını kaybetti. Michael'ın öldüğü kaldırımı, sevenleri ve bu olaya tepkisini göstermek isteyen Ferguson ahalisi koydukları çiçekler ve mumlar ile ufak bir anıta dönüştürdü. Bir polis memurunun tasmasını serbest bıraktığı köpeği anıta işedi. Daha sonra polis araçları anıtı zorla dağıttı. Michael'ın öldürülmesinin ertesi günü Ferguson'da gösteriler başladı. İlk başta tamamen barışçı başlayan ve şiddet içermeyen gösterilere kısa sürede göstericilerin şiddeti karıştı. Araç yakanlar ve dükkan yağmalayanlar oldu. Polis şiddetle müdahale etti. 10 Ağustos'ta 30 kişi tutuklandı, 11 Ağustos'ta 5 kişi, 12 Ağustos'ta 7 kişi. Polis, olayları izleyen gazetecilere de müdahale etti. Gazetecilerin görüntü alması engellendi, bazıları tehdit edildi. The Washington Post ve Huffington Post muhabirleri Wesley Lowery ve Ryan Reilley gözaltına alındı. El Cezire Amerika muhabiri plastik mermilerle vuruldu. Medya özgürlüğü konusunda çalışan sivil toplum gruplarının oluşturduğu, Medya Özgürlüğü için Muhabirler koalisyonu Ferguson'da gazetecilerin taciz edilmesini protesto eden bir bildiriye imza attı. Polisin göstericilere hakaret ederken kaydedilen görüntüleri CNN tarafından yayınlandı. 12 Ağustos'ta silahsız bir gösterici kafasından vuruldu. Ferguson'da olağanüstü hâl ilan edildi ve gece sokağa çıkma yasağı kondu. Aynı gün Ferguson uçuşa yasak bölge ilan edildi. Gerekçe olarak polis helikopterlerinin aşağıdan vurulması gösterildi. Ancak daha sonra ilgili yetkililerin kendi aralarındaki konuşmalarından uçuşa yasak bölge ilanının aslında çatışmalar devam ederken havadan görüntü alınmasını engellemek amacıyla yapıldığı ortaya çıktı. 17 Ağustos'ta başka bir gösterici daha vurulacaktı. 18 Ağustos'ta 78 kişi daha tutuklandı. Tutuklananlar arasında iki Alman gazeteci de vardı. Olaylar buna benzer bir seyirde ağustos sonuna kadar devam etti. Michael'ın ailesi cenaze günü gösteri olmamasını talep etti. “Yarın oğlumu uğurlarken tek istediğim huzur. Lütfen bu sizden tek isteğim” diyen Michael'ın babası, göstericilere sakin olma çağrısı yapıyordu. Cenazeye binlerce kişi katıldı. Bu sırada, Michael'ın katili olan polis Darren için destek gösterileri yapan Amerikalılar da oldu. Darren Wilson'a destek için bir web sitesi bağış kampanyası başlattı. Birkaç gün içinde Darren için 400.000$ toplandı. Ferguson'da bazı polis memurları görevlerı sırasında üzerinde “ben Darren Wilson'ım” yazan kolyeler takmaya başladı. Eylül ve ekim aylarında, azalarak da olsa gösteriler ve polisin müdahalesi devam etti. Kasımın ortasında ise Michael'ı vuran polis Darren'ı yargılayan mahkemede, jüri Darren'ın yargılanmasına gerek görülmediği kararı verdi. 27 Kasım'da Vali Nixon, yeni bir jüri ile yargılanmanın tekrarlanması talebini reddetti. Ferguson'da gösteriler tekrar başladı. Binlerce kişi, aralarında Boston, New York, Los Angeles, Londra'nın da bulunduğu, 170 farklı şehirde gösterilere katıldı. New York gibi başka şehirlerde de toplandı. Barışçı gösterilere yine vandalizm de eşlik etti. Uluslararası Af Örgütü, tarihinde ilk defa, ABD'de içlerinde insan haklari gözlemcilerinin, araştırmacılarının ve eğitmenlerinin bulunduğu bir heyet gönderdi. Ekim ayında Ferguson'da yaşanan insan hakları ihlallerine ilişkin kaygı belirten bir rapor yayınladı. Michael Brown'un 6 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI ölümüne sebep olan polis şiddeti, ırk temelli ayrımcılık ve aşırı polis gücü, serbest gösteri hakkına kısıtlama getiren müdahaleler, göstericilerin tehdit edilerek sindirilmesi, biber gazı ve plastik mermi kullanımı, gösterileri takip eden basına konulan kısıtlamalar ve şiddet uygulayan polisin hesap verilebilir olmaması, raporda bahsi geçen unsurlardandı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon açıklama yaptı. Amerikalı yetkililere göstericilerin ifade ve gösteri özgürlüğünü koruması yönünde çağrıda bulundu. Amerikan polislerin göstericilere müdahalelerinde uluslararası standartlara sadık kalması gerektiğini vurguladı. Fransa Adalet Bakanı Christiane Taubire, “Michael Brown, ırk ayrımcılığı, sosyal dışlama, bölgesel ayrım, kültürel sürgün, silahlar, ölümcül kokteyl” şeklinde tweet attı. Ferguson'da henüz son bilanço belli değil. Gösteriler başladığından beri tutuklanan kişi sayısının bini aştığı tahmin ediliyor, yüzlerce yaralı var. Gösteriler hala devam ediyor. Tüm bunlar olurken, Amerikalı entelektüeller Obama hükümetini gayrimeşru ilan etmedi. Amerikan ırkçıları açık açık Darren Wilson'ı desteklerken, Amerikan halkını ahlaksız ilan etmedi. Geçtiğimiz ay gerçekleşen ara seçimler öncesinde, bu seçimlerin Ferguson'dan sonra Amerikan halkının ahlak düzeyini belirleyecek bir eşik olduğunu ilan etmedi. “Ferguson ruhu” ile Amerikan siyasetinde her şeyin değişeceği konusunda Amerikan entelektüelleri arasında bir konsensüs olmadı. Amerikan Başkanına katil denmedi. Ferguson gösterilerine katılan ögrencileri final sınavlarına girmese de Harvard üniversitesi hocaları bu öğrencileri A+ ile geçirmedi. Vanity Fair dergisi Ferguson'da ünlüler ne giydi özel sayısı yapmadı. Amerika'da tarihi epey eski, kökleri bayağı derin olan ırkçılık meselesinin, orantısız bir polis şiddeti ile yeniden gündeme gelmesi Amerikan siyasetinde bir dönüm noktası olmadı. Tartışıldı, gündem oldu, birçok ilerici kanaat önderi tarafından önemsendi, fakat Amerikan siyasi tarihi “Ferguson'dan önce ve sonra” olarak ikiye ayrılmadı. Neden böyle oldu acaba? Bundan muhakkak Amerikan başkanının, yerel idarecilerin aksine, olayları dindirmek için kullandığı yumuşak üslubun etkisi oldu. Ancak muhtemelen daha da önemlisi, Amerikan vatandaşlarının Ferguson gösterilerini hükümeti indirmek için bir fırsat olarak görmemesinden kaynaklandı. Göstericiler bu gösterileri hükümeti devirmek gibi bir stratejinin parçası olarak görmedi. Bu yüzden olsa gerek, Gezi'den çok daha haklı bir mağduriyet üzerine düzenlenen Ferguson gösterileri için, kimse “Amerikan baharı” ve “haysiyet devrimi” sıfatları kullanmadı. Tüm bunları Gezi sürecinde kötü bir sınav veren hükümetin bu yanlış stratejisini meşrulaştırmak için yazmıyorum. Veya ABD aslında demokrasi vazeden bir otoriter rejim iddiasında da bulunmuyorum. Sadece, Türkiye'de Gezi olaylarının demokratik bir gösteri olmaktan çıkıp, demokratik yollarla iktidara gelmiş bir iktidarı sokakta devirme stratejisi dahilinde gerçekleştiğini ve bu ülkenin entelektüellerinin Gezi hareketine vermeleri gerekenden daha çok kredi verdiklerini vurgulamak için yazıyorum. Gezi ve Ferguson benzeri olaylar, dünyanın birçok demokrasisinde yaşanabilir. Polis şiddet uygulayabilir, bazen bu şiddet polisin yanına kalabilir. Bunlar elbette istenmeyen, kınanması 7 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI gereken ve üzücü hadiselerdir. Buna karşı barışçı gösteri düzenlemek, farkındalık oluşturmaya çalışmak, elbette meşrudur ve hatta takdire şayandır. Ancak nasıl Ferguson olayları ABD'de sisteme dair bir sorun olduğunu gösteriyor ancak sistemin kökten yanlış olduğu anlamına gelmiyorsa, nasıl ABD tüm bu olaylardan sonra hâlâ (haklı olarak) bir demokrasi olarak nitelendiriliyorsa, Gezi de abartıdan ve aşırı tarafgirlikten uzak, soğukkanlı bir tavır içinde değerlendirilmelidir. 367 Ruhu ve AYM - Taha Özhan, Star Askeri vesayet rejimi, yıllarca yargı unsurlarını koltuk değneği veya doğrudan sisteme bir müdahale aracı olarak kullanmaktan çekinmedi. Askeri vesayetin, 2007’de Cumhurbaşkanı seçim sürecine müdahalesine seçilmişlerin açık bir cevap vermesiyle gerileme dönemine girmiş oldu. Yargı, ortaya çıkan boşluğu askeri vesayetin zekâ ve ahlâk düzeyini aratmayacak şekilde doldurmakta gecikmedi. Bu durumun zirve örneği ise şapkadan çıkarılan ‘ 367 tezgâhı’ oldu. 2010 referandumu ile Kemalist vesayet odağı büyük ölçüde yargıda akamete uğrarken, tam anlamıyla normalleşme yaşanamadı. Zira seçilmişlere karşı KCK, Balyoz ve Ergenekon gibi davaları suiistimal ederek mühimmata dönüştüren Paralel Yapı, neo-vesayet odağı olarak zuhur etti. 7 Şubat’taki müdahale girişimleri akamete uğradıktan sonra 17-25 Aralık’ta intihar saldırısı yapan Paralel Yapı, vesayet girişimlerinin en trajik örneği olarak kayda geçti. Siyaset bu saldırıları geri püskürtmeyi başardı. Ancak neo-vesayet odağı bir tenasühle Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) arz-ı endam etmeye başladı. Şimdi yeni bir vesayet girişimi spekülasyonuyla karşı karşıyayız. AYM, otuz bin dosyanın arasından tesadüf eylediği bir ihlal başvurusunu gündemine aldığını ilan etti. Bu ilan; basını bilgilendirmekten çok, kararın ne olacağına dair ipuçları vermeye yönelik. Zira altı çizilerek, çıkacak kararın hemen hayata geçeceğinin söylenmesinin ve usule aykırı bir şekilde gündeme alınmış olmasının başka bir izahı bulunmuyor. Bu ilanın, 2002 Kasım seçimlerine günler kala AK Parti’ye kapatma davası açan Sabih Kanadoğlu’nu ya da 2008’de seçimlerden %50’ye yakın oy almış iktidar partisine kapatma davası açan Abdurrahman Yalçınkaya’yı andıran bir rahatlıkla dillendirildiği ve kararın neticelerini umursamadığı ortada. Zaten AYM’yi ya da yargı vesayetini var eden ana motivasyon tam da bu zeminden kaynaklanıyor; kararı verirken bağımsız olmayı sorumsuzlukla karıştırmalarından. AYM kararlarının Türkiye bağlamından ne kadar kopuk olduğunu anlamak için son yıllardaki kararlarına bakmak bile yeterlidir. 2000’ler öncesi kelimenin tam anlamıyla fecaat olduğu için değinmeye bile gerek yok. Lakin bugün gelinen noktada bir mukayese yapıldığında, 2000’ler öncesi AYM kararlarının Türk demokrasisine vurduğu darbelerin tahrip gücünün son 12-13 yıla göre daha az olduğu bile söylenebilir. Bunun sebebi geçmişte AYM’nin daha demokrat, insaflı veya basiretli olması değildir. 2000’ler öncesi sivil siyasetin demokratik gücü ve perspektifi AYM darbeleri olmasaydı bile bugünlerin düzeyinde değildi. Ya da basit bir okuma 8 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI ile 1990’larda koalisyon ortağı olan %20’lerdeki Refah Partisi’ni kapatmakla, %50 oy alan, ikinci kez seçim kazanmış iktidar partisini kapatmak arasında ciddi bir siyasi, toplumsal ve ekonomik etki farkı olduğu aşikârdır. 1990’ların istikrarsızlık döneminde, AYM’nin bir tahripkâr unsur olarak istikrarsızlığa yaptığı katkılarla, bugün yapabileceği yıkım birbirinden farklıdır. Yargı bağımsızlığını “Türkiye’den bağımsız karar almak” şeklinde kullanan yargı, siyasetin meşru vazifesi olan “düzen kurma” işine ortak olmaya çalışmaktan kendisini kurtaramıyor. Hükûmetin seçim barajını demokrasi paketinde gündemine alıp farklı üç öneri getirerek siyaseten yönetmeye çalıştığı bir dönemde, AYM bütün süreci allak bullak edecek bir karar alabileceğini ilan etmiş durumda. İşin hazin yanı şu: Meclis böyle bir değişime imza atarsa, yani seçim barajını indirirse, bu yeni durum yapılacak ilk seçimlere Anayasa’nın 67. maddesi gereği yansımıyor. Ama AYM seçim barajını sıfırlarsa, bu durumun ‘bir değişiklik’ değil hak ihlalinin giderilmesi olduğunu iddia edip, kararın hemen uygulanması gerektiğini söylüyor. Bunun ismi olabilecek en açık şekilde Meclisin iradesini gasptan başka bir şey değildir. Benzer şekilde binlerce başlıkta ‘hak ihlali’ kamuflajı altında, Meclisin çıkarabileceği ya da çıkartmış olduğu yasa, AYM’nin istediği bir zamanda ve Anayasaya aykırı olarak iptal edilebilir, değiştirilebilir. Siyasaldan, hiyerarşiden, egemenlikten ve karardan istifa eden bir hukuk yorumu açısından ‘hak ihlali teknolojisi’ marifetiyle müdahale edilmeyecek hiçbir alan kalmayabilir. AYM, ‘367 Ruhu’ ile hareket etmeye niyetlendikten sonra, siyasete her gün tuzak kuracak bir malzeme bulabilir. Seçim barajı elbette sıfıra inebilir. Bu öneriyi yapan bir hükûmet var iktidarda. Ama doğrudan ülkenin kaderini şekillendirecek bu kararı, Meclis’in yerine bir mahkemenin, üstelik Anayasa koyucunun ve yasa koyucunun açık iradesine aykırı olarak almaya kalkması, hem de seçimlere aylar kalmışken böyle bir şeyi düşünmesi, 367 rezaletini aratır sonuçlar doğurabilir. Son tahlilde, 367 kararı Meclis’in seçme iradesine ipotek koymuştu, yeni AYM kararı ise bahsedildiği gibi çıkarsa, doğrudan milletin seçme iradesini kaosa sürükleyecektir. Böylesi bir kaosun siyasi, toplumsal ve ekonomik maliyetinin telafi edilemez olacağını görmemek için kötü niyetli olmak gerekir. 2015 seçimlerine korsan bir aktör olarak müdahale etme arzusu, zaten yıpranmış olan AYM’yi tam anlamıyla meşkûk hale getirir. AK Parti'nin kendi iktidarıyla yüzleşmesi - Burhanettin Duran, Sabah Her on yılda bir değişmeye, yenilenmeye açık bir ülkede, bölgedeyiz. Bu yenilenme belki de bir zorunluluk; kimi zaman vesayetle geliyor, kimi zaman kaosla birlikte. Hatırlayalım, Türkiye siyaseti her on yılda bir darbelerle değişmek zorunda kalıyordu. Tabii olmayan ve beklenmedik sonuçlar üreten bir yöntemdi bu. Nitekim 28 Şubat süreci de darbe düzenleyicilerinin istemediği bir şekilde AK Parti'nin tek başına iktidara gelişinin zeminini 9 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI hazırlamıştı. AK Parti, kendinden önceki partilerin aksine, muktedir olmasını engelleyecek vesayet girişimlerini geriletmeyi bildi. 2007 Cumhurbaşkanlığı krizi/ e- muhtıra, 2008 kapatma davası, Gezi olayları ve 17-25 Aralık süreçleri bu girişimlerin öne çıkanları olarak yakın tarihimizdeki yerini aldı. İktidarı boyunca tabii olmayan bu tür vesayetlerin meydan okumasını halka giderek aşabilen AK Parti'nin önünde tabii olan bir yüzleşme duruyor bugün: iktidarda kendi mirasıyla yüzleşmek ve bunu yönetebilmek. Belki de demokratik siyasi hayatımızın ilk örneği bu. Erdoğan'ın 3 dönem kuralıyla partisine getirdiği yenilenme fırsatı da öncesi olan bir olgu değil. Dahası, AK Parti kendi yönetimindeki on iki yılın muhasebesini önümüzdeki sekiz yılı da yöneteceği kanaatinin egemen olduğu bir atmosferde gerçekleştirmek durumunda. Elbette, Türkiye'nin kendi başına bırakılacağını düşünenlerden değilim. Ancak yine de ülkemiz, muktedir bir siyasal parti tarafından yönetiliyor ve her geçen gün sahip olunan istikrar normalleştirici etkide bulunuyor. Türkiye siyaseti normalleştikçe AK Parti yeni bir yüzleşmeyi daha derinden yaşayacak. Bu da kendi güçlendirdiği aktörlerin (elitlerin, grupların ve bireylerin) farklılaşan ve kimi zaman birbiriyle çatışan taleplerini yönetme meydan okumasıdır. Yani başarının getirdiği beklenmedik sonuçlarla yüzleşmek. Gülen Hareketinin ortaya koyduğu tehlike bu yüzleşmenin ne kadar yıpratıcı olabildiğini gösterdi. AK Parti'nin güç devşirdiği bir insani sermayenin radikalleşerek en sert muhalefeti yapan yere sürüklenmesi derin analizleri gerektiriyor. Paralel yapı ile ilgili uygulanacak güvenlik politikalarının yanı sıra Türkiye'nin toplumsal dinamizminin kodlarının yeniden okunmasına ihtiyaç var... Başta da söylediğim gibi, aslında her on yılda bir bunu kapsamlı bir şekilde yapmak zorundayız. AK Parti'ye yönelik "otoriterleşme ve yolsuzluk" suçlamalarının uzun süre iktidarda olan her siyasal partinin karşılaştığı bir durum olduğunu düşünebiliriz. Ancak kendi başarısı ve güçlendirdiği elitlerin/ grupların muhtemel muhalefeti ile yüzleşmek bambaşka bir şey. Bu yüzleşme için AK Parti, klasik parti kutuplaşması ve lider kapışması siyasetinin ötesine gitmek zorunda. İktidarda iken yenilenmek ve siyasi hayatta kalıcı olmak ancak bu şekilde mümkün olacaktır. Bunun yolu da 2023 vizyonunun yeni nesillere aktarılmasından geçiyor. Diğer bir tabirle, farklı kesimlerden beslenmeye devam ederek siyasal bir harekete dönüşmekten... Gelecek on yılda iktidarda iken kendi mirasını yönetme konusunda AK Parti'nin önünde üç sorun alanının durduğunu düşünüyorum. İlki, kentleşmeden güvenliğe kadar daha iyi dizayn edilmiş mikro politikalar geliştirilmesi ihtiyacı. İkincisi, kendi iktidarı döneminde yetişen gençliğin taleplerini ve eleştirilerini karşılama. Bu gençlerin adalet, katılım ve erdem gibi AK Parti'nin de beslendiği değerler üzerinden geliştirebileceği muhalefetin sonuçları Gezi olaylarından daha sarsıcı olacaktır. Üçüncüsü ise, kendi tabanına ve elitine kattığı zenginleşme, özgüven ve muktedir olma halinin getirdiği melezleşme ve farklılaşmanın dinamizmini yönetme. Elbette elit içi çekişmeler de dahil... AK Parti'nin Türkiye siyasetine getirdiği dönüşümün kalıcı olması da bahsettiğim sorun alanlarına ilişkin üreteceği politikalara bağlı. 10 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI AFRİKA GÜNDEMİ Nijerya’da patlama ve silah sesleri dinmiyor Euronews Nijerya haftaya yine bombalı saldırılarla başladı. Yobe eylaetinin başkenti Damaturu’da, yerel saat ile 05.00 sularında, bir polis karakolunu basan silahlı bir grup etrafı kurşun yağmuruna tuttu. Bölgede silah seslerinin yanı sıra şiddetli patlamaların da duyulduğu kaydedildi. Öğle saatlerinde ise ülkenin kuzeydoğusunda yer alan Maiduguri kentindeki bir pazar yerinde iki ayrı patlama meydana geldiği bildirildi. Kongolu savaş suçlusu Lubanga’nın cezası onandı Euronews Uluslararası Ceza Mehkemesi Temyiz Konseyi Kongolu savaş suçlusu Thomas Lubanga’ya daha önce verilen 14 yıl hapis cezasını onadı. Lubanga, mahkemeye sunulan video kayıtlarındaki askerlerin çocuk olup olmadığının tam olarak belirlenemeyeceğini savunarak temyize başvurmuştu. Hakim Erkki Kourula kararı,“Temyiz Konseyi Sayın Lubanga’nın davanın taraflı olduğu yönünde temyiz başvurusundaki bütün iddiaları reddeder. Çünkü Temyiz Konseyi dava kayıtlarında ve dava süresince atılan adımlarda herhangi bir yanlışlık bulamamıştır.” şeklinde açıkladı. Kenya'da taş ocağına saldırı; 36 ölü Dünya Bülteni Kenya'nın kuzeyindeki Mandera kentindeki bir taş ocağına düzenlenen saldırıda 36 kişinin öldürüldüğü bildirildi. Kenya Kızılhaç Örgütü, sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki hesabından yaptığı açıklamada, Mandera'ya 15 kilometre uzaklıkta bulunan Kormey'deki taş ocağına saldırı düzenleyen silahlı kişilerin en az 36 kişiyi öldürdüğünü belirtti. Saldırıyı henüz üstlenen olmadı. 11 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI AMERİKA – İNGİLTERE GÜNDEMİ ABD Türkiye ile Suriye İçin Anlaşmak Üzere Wall Street Journal Wall Street Journal gazetesi İncirlik üssünün ABD önderliğindeki koalisyon güçlerine IŞİD’e yönelik hava saldırıları için açılması konusunda Türkiye ile anlaşmaya varılmak üzere olduğunu bildiriyor. Wall Street Journal’in Amerikalı yetkililere dayanarak verdiği habere göre Suriye içinde Türkiye sınırına yakın küçük bir alan uçuşa yasak ve güvenli bölge olarak korunacak ve Esat güçlerinin de herhangi bir hava saldırısı düzenlemesine izin verilmeyecek. Amerika ve müttefiklerine İncirlik üssünü hava saldırıları için açmanın, koalisyon güçlerine IŞİD’e karşıgüçlü bir harekat merkezi oluşturacağı belirtiliyor.Gazete haberinde 2 bin Esat karşıtı milisin Türkiye’de eğitilmesine onay verildiğini ve Türk özel birliklerinin Kürt Peşmerge güçlerini eğitme amacıyla Irak’a gönderildiği de vurgulanıyor.Anlaşmaya varılması halinde taraflar arasındaki görüş ayrılığı azalacak ve Amerika liderliğindeki koalisyon güçlerine Irak ve Suriye’deki IŞİD mevzilerine daha kapsamlı harekat düzenleme olanağı sağlanacak.Wall Street Journal’ın haberine göre, anlaşma Türkiye’nin öteden beri istediği Suriye’de geniş kapsamlı uçuşa yasak bölge oluşturma hedefi yerine Türkiye-Suriye sınırında küçük bir tampon bölge kurulmasını öngörüyor.Uçuşa yasaklı bölge ayrıca, Esat karşıtı milisleri eğitme, koruma ve mühimmat sevkini aksatmadan gerçekleştirmeyi de amaçlıyor.Anlaşma, Amerika’dan Esat’a bu bölgeyi taciz etmemesi konusunda gönderilen bir mesaj niteliği de taşıyacak. Pentagon, WSJ'nin Suriye'de tampon bölge haberini yalanladı USA Sabah The Wall Street Journal gazetesinin, Türkiye ile yürütülen görüşmelerde Suriye sınırında uçuşa yasak ve güvenli bölge oluşturulması yönünde bir plan bulunduğu iddiaları, ABD tarafından yalanlandı.Türkiye'nin önerileriyle ilgili görüşmelerin sürdüğü ancak hala bazı görüş ayrılıkları olduğunu söyleyen ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, "Güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge gibi spesifik bir uygulama için karar alınmadığını" vurguladı. Pentagon Sözcüsü Steve Warren da, "Türklerle görüşmelerimiz sürüyor ancak biz insani krizi hafifletmek için tampon bölgenin en iyi çözüm yolu olduğuna inanmıyoruz" dedi. Sözcü "Krizi hafifletmenin en etkili yolu IŞİD üzerinde baskı uygulamaya devam etmektir" ifadesini kullandı.Pentagon Sözcüsü,"Türkiye yakın müttefikimiz ve dostumuz, ilerleme sağlamak için müzakerlere devam ediyoruz" şeklinde konuştu. 12 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Suriye'de uçuşa yasak bölge uygun değil AA Beyaz Saray Sözcüsü Earnest, Suriye'de uçuşa yasak bölge konusunu Türkiye ile görüşmeye devam ettiklerini ancak bunun uygun olmadığını düşündüklerini söyledi. Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest’a, günlük basın toplantısında, Wall Street Journal’ın Türkiye ve ABD’nin Suriye konusundaki aralarındaki farklılıkları kapatmaya başladığına yönelik haberi soruldu.ABD’nin Türkiye ile çok yakın çalışma ilişkisi bulunduğunu ve Türkiye’nin NATO müttefiki olduğunu belirten Earnest, Türkiye’nin sınırında yaşananların çözülmesinde önemli çıkarı bulunduğunu ifade etti.Earnest, Türkiye'nin Suriye ile uzun sırını bulunduğunu ve sınırda çatışmalar görüldüğünü, yine sınırda önemli insani ihtiyaçların bulunduğunu kaydederek, bunların orada çok korkunç insani kriz yarattığını kaydetti.“Türk hükümetinin insani ihtiyaçları karşılama noktasındaki önemli çabaları ve kaynakları takdir edilmeyi hak ediyor” diyen Earnest, “Spesifik olarak uçuşa yasak bölge konusuna da gelince, birçok kereler açıkça belirttiğimiz gibi, Türklerle bu konuyu konuşmaya açık olmamıza rağmen -bu tür konularda onların fikirlerine kesinlikle değer veriyoruz- şu noktada spesifik uçuşa yasak bölge önerisinin, Suriye’deki durumun çözülmesi çabaları kapsamında tanımladığımız çıkarlara en iyi hizmet eden şey olduğunu düşünmüyoruz. Dolayısıyla, bu görüşmeler devam ediyor ve Türkiye’deki müttefiklerimizden gelen önerilere de açık olmaya devam edeceğiz ama şu aşamada uçuşa yasak bölgenin ihtiyaca uygun olduğuna inanmıyoruz.” Time'ın listesindeki tek Türk Erdoğan USA Sabah Time dergisinin yılın kişisi listesinde bu yıl açıkladığı adaylar arasında tek Türk isim olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan yer alıyor. Time Dergisi'nin düzenlediği "yılın kişisi" listesinde bu yılki adaylar açıklandı. Siyaset, sanat, spor ve iş dünyasından pek çok ismin bulunduğu liste için oy verme süresi 6 Aralık gecesi saat 23.59'da sona erecek. Listede, Türkiye'den tek bir isim var. Geçtiğimiz yıllarda da Time'ın 'yılın kişisi kim olmalı?' anketinde ismi yer alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, listede 39. sırada yer alıyor. Time'de Erdoğan için kaleme alınan tanıtım yazısında Başbakanlığı'nın son yıllarında yaşanan hükümet karşıtı gösterilere rağmen Türkiye'de halkın seçtiği ilk Başkan olarak tarihe geçtiği belirtiliyor. 13 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Rus rublesindeki düşüş Financial Times Gazete, 1998 ekonomik krizinden bu yana rublenin en büyük düşüşü yaşadığını belirtiyor. Haberde, petrol fiyatlarındaki yüzde 40'a yakın düşüşün Rusya üzerinde büyük baskı yarattığı kaydediliyor ve ülkenin geçen yılki gelirinin yarısından fazlasının doğalgaz ve petrol ihracından sağlandığı hatırlatılıyor. Gazete, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e Ukrayna'ya askeri müdahalesi nedeniyle halen ABD ve AB'nin yaptırımlarının sürdüğünü yazıyor. Rublenin düşüşünde geçen hafta OPEC'in petrol üretimi miktarına dokunmama kararının da etkisi olduğu kaydedilen haberde, OPEC kararının petrol fiyatında indirime yol açtığı da hatırlatılıyor. Suriyeli göçmenleri zor bir kış bekliyor Guardian Guardian gazetesi ilk sayfasında Birleşmiş Milletler'in (BM) Suriyeli mültecilere yapacağı gıda yardımını iptal ettiği haberine yer veriyor. Gazete, Ürdün, Lübnan, Türkiye, Irak ve Mısır'daki 1,7 milyon Suriyeli mültecinin, BM'nin gıda yardımını askıya alması nedeniyle zorlu ve aç bir kış geçireceklerini yazıyor. Savaşın başladığı 2011 yılından bu yana BM Dünya Gıda Programı'nın Suriye içindeki milyonlarca kişiye gıda yardımı yaptığını belirten gazete, Suriyeli göçmenlere ise yerel marketlerden alışveriş yapabilecekleri çekler verilerek göçmen alan ülkelere yardım edildiğini belirtiyor. Ancak Aralık ayında gerekli 64 milyon doların tedarik edilememesi üzerine BM Dünya Gıda Programı'nın dün bir açıklama yaparak, yardımları askıya aldığını duyurduğu kaydediliyor. Haberde, BM Dünya Gıda Programı'nın İcra Müdürü Ertharin Cousin'in bağışçılara acil yardım çağrısında bulunduğu yazıyor. Buna göre Cousin çağrısında özellikle Lübnan ve Ürdün'deki çadırların çamur içinde olduğuna ve hijyen koşullarının çok düştüğüne dikkat çekiyor. Moskova ile Ankara yakınlaşabilir Times Times gazetesi Putin'in Türkiye'ye boru hattı anlaşması önererek, Avrupa'ya "doğalgaz savaşı ilan ettiğini" yazıyor. Putin'in 25 milyar Sterlin tutarındaki Doğu Avrupa planını iptal ettiğini yazan gazete, hattın Türkiye'den geçmesinin önerildiğini ve böylece Moskova ile Ankara'nın yakınlaşabileceğini belirtiyor. Haberde aynı gün rublenin 1998 ekonomik krizinden bu yana en büyük düşüşü yaşadığı ifade ediliyor. 14 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI "Suriye ve Ukrayna konusunda çok farklı dış politikaları olan Türkiye ve Rusya, öte yandan yakın ilişkiler kurmaya devam ediyor. Putin dün Türkiye'ye doğalgazda yüzde altı indirim yapacağını açıkladı. Ayrıca Türkiye-Yunanistan sınırından güney Avrupa'ya doğalgaz sağlayacak boru hattını önerdi. Rusya'nın doğalgaz monopolü Gazprom'un başındaki Alexei Miller, Doğu Avrupa'dan geçecek "Güney Akım" boru hattı projesinin iptal olduğunu teyit etti. Miller, Türkiye'den yıllık 63 milyar metre küp doğalgaz kapasiteli bir hat geçirilirse Avrupa'nın güneyine doğalgaz sağlayabileceklerini söyledi. Rusya ve Türkiye 2020 yılı itibariyle ticaret hacmini 20 milyar Sterlin'den 60 milyon Sterlin'e çıkarmayı planlıyor. Rusya'nın Ukrayna müdahalesinin ardından ABD ve AB'nin ülkeye yaptırımlar uygulaması nedeniyle, Moskova bölgesel ticaret ortağı olarak Türkiye'nin önemini daha iyi kavradı." Halep'teki kayıp babaanne bulundu Daily Telegraph Afganistan savaşında 2001 ile 2014 yılları arasında hayatını kaybeden 453 İngiliz askerinin fotoğrafını ve özgeçmişini paylaşıyor, yakınlarının onlarla ilgili söylediği sözlere yer veriyor. Daily Telegraph ayrıca Suriye savaşı sırasında ailesinden ayrı düşen babaannenin, gazetenin çağrısı üzerine bulunduğunu ve ailesine kavuştuğunu yazıyor. Amira el-Baba adlı yaşlı kadının, bu yaza kadar Halep'te, muhaliflerin kontrolündeki bölgede, bombardıman sonucu yıkıntıya dönüşen evinde yaşadığı belirtiliyor. Gazeteye göre hikâye şöyle gelişiyor: Önce mülteci kampına sığınan el-Baba, kampa cihatçıların bombalı saldırısı üzerine evine geri döner. Nine, bu sırada Almanya'da yaşayan oğlunun telefonunu ve iletişim adresini kaybeder. Oğlu annesinin durumundan bihaber, annesine ulaşmaya çalışır. Gazete Amira elBaba'nın hikâyesini bastıktan sonra haberi Alman okuyucusuna ulaştırır. Oğul Hasan Charrabe de, gazeteye "Yakın zamana kadar annemin öldüğünü sanıyordum. Haberinizi okuduğumda çok mutlu oldum" yazıyor. O sırada yaşlı kadın Türk vatandaşı olan eltisinin ve yeğeninin yanına, Antalya'da bulunmaktadır. Fakat 65 yaşındaki babaannenin pasaportunu alması için Halep'e dönmesi, Suriye rejimi tarafından kontrol edilen bölgeye gitmesi gerekir. Daha sonra oğlu onu muhaliflerin elindeki Marea kasabasından alır ve Türkiye'ye getirir. Ancak 17 yıldır Almanya'da yaşayan ve Alman vatandaşı olan Charrabe'nin annesini mülteci olarak ülkeye getirme isteği reddedilir. Gazete, Amira el-Baba gibi binlerce kişinin Avrupa'ya mülteci olma talebiyle başvurduğunu ancak sıkı kurallar nedeniyle neredeyse bu başvuruların neredeyse hiçbirinin kabul edilmediğini yazıyor. Charrabe'nin annesini misafir olarak getirmek için ise maaşının yeterli olmadığı belirtiliyor. Ancak hükümet yetkilileri, 10 bin Euro depozito yatırması halinde, annesine vize verebileceklerini söylüyor. Oğlunun yanına gitmeyi 15 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI uman el-Baba ise, "Orada bomba altındaki günlerden sonra, burada olmak iyi. Ama polis bana git derse ne yaparım?" diyor. Irak ordusunu yenilemek zor - Patrich Cockburn, Independent Cockburn bugün Irak'ta maaşlarını komutanlarının aldığı 50 bin 'hayali asker'in ortaya çıkmasıyla ilgili bir analiz kaleme alıyor. Başbakan Haydar Abadi'nin yolsuzluğu ortaya çıkardığını belirten Cockburn, "Irak ordusunun uzun zamandır yolsuzluklar nedeniyle adı çıkmıştı" ifadelerini kullanıyor. "Bir yıl önce Independent'a konuşan Iraklı bir siyasi, Iraklı yetkililerin "asker değil yatırımcı olduklarını" söylemişti. Musul'da Irak ordusunun IŞİD'e bağlı küçük bir grup tarafından yenilmesinden önce, yıllar boyunca, ordu hiçbir eğitim uygulaması yapmadı. IŞİD'in Musul'a saldırısı sırasında bölgede yaklaşık 60 bin Irak askeri ve federal polis var görünüyordu. Ama gerçek rakam muhtemelen 20 bin civarındaydı. Hayali askerler muhtemelen hiçbir zaman orduda bulunmadı. Yalnızca uydurulmuş isimler listeye yazıldı. Ya da bir zamanlar olan birileriydi ve resmi kayıtlara geçmeden öldürüldü veya bir yerlerde terk edildi. Sebebi ne olursa olsun, zaten üstleriyle maaşını paylaşması gereken bu kişilere maaş verilmeye devam edildi. Bu dolandırıcılığın bir diğer ayağı, cepheye gitmek istemeyen askerlerin evde kalmak ya da başka bir işte çalışmak için maaşını almaya devam etmesi ve üstlerine bir kısmını vermesi oldu. Abadi'nin 50 bin hayali asker açıklaması, muhtemelen mütevazı ve yaklaşık bir rakamı ifade ediyor." Gazetecinin görüştüğü emekli bir üst düzey asker, Musul'daki başarısızlığın sebebi olarak "2003'te ABD'nin orduyu dağıtması ve yenisini kurması sırasında yolsuzluğun kurumsal hale gelmesini" öne sürüyor. Yazıda, askerlerin kontrol noktalarında gümrük memuru gibi hareket ettiği ve bu noktalardan geçirilen her şey için fiyat biçtiği belirtiliyor. Orduda yükselmek için de rüşvet verildiğini de ileri süren Cockburn, örneğin albay rütbesini almak için 200 bin dolar, tümen komutanlığı içinse 2 milyon dolar gibi bir ödeme yapıldığını yazıyor. Rüşvet verenlerin çoğunun borç aldığı ve daha sonraki kazançlarıyla borcunu ödediği öne sürülüyor. Cockburn, Irak ordusunun reform edilmesinin zor bir iş olduğunu söylüyor. Ordunun koruduğu Anbar eyaletinin çoğunun hükümetin kontrolünden çıktığı belirtilen yazıda, Bağdat'ın ise İran etkisi altındaki Şii militanlar tarafından korunduğuna dikkat çekiliyor. 16 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI AVRUPA GÜNDEMİ Güvenlik Konferansı'nın bu yılki partneri Türkiye Dünya Bülteni Avrupa ülkelerinden siyasetçileri, askeri yetkilileri, güvenlik uzmanları ve savunma sanayisi temsilcilerini bir araya getirecek olan Berlin Güvenlik Konferansı'nda bu yıl partner ülke Türkiye olacak. Konferansı düzenleyen Behörden Spiegel'in genel yayın yönetmeni Uwe Proll, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin artan etkisi, ekonomik gücü, siyasi istikrarı ve askeri gücüyle önemli bir ortak olduğunu söyledi. Bu nedenle bu yıl partner ülke olarak Türkiye'yi seçtiklerini vurgulayan Proll, "Türkiye, AB ile NATO'nun sağlam ve güvenilir bir ortağıdır, Ortadoğu'daki dayanak noktasıdır" dedi. Almanya'da IŞİD soruşturmaları devam ediyor Dünya Bülteni Alman Federal Adalet Bakanı Heiko Maas, Alman basınına yaptığı açıklamada IŞİD'e yardım ettikleri gerekçesiyle yaklaşık 300 kişi hakkında başlatılan soruşturmanın devam ettiğini söyledi. 'Welt am Sonntag' gazetesine konuşan Maas, terör kanununda daha sert tedbirler alınmasına gerek olmadığını, geçerli hukuk gereği IŞİD'e destek verenler hakkında işlem yapılabildiğini belirtti. Avrupa Uzay Ajansı, Ariane füzeleri için toplanıyor Deutsche Welle Avrupa Uzay Ajansı'na (ESA) üye 20 ülkenin bilim ve teknoloji bakanı, Ariane füzelerinin geleceği hakkında son kararı vermek üzere Lüksemburg'da bir araya geliyor. ESA üyeleri, Ariane 5 füzesinin yerini alacak Ariane 6 ile ilgili hazırlıkları gözden geçirecek. Ariane 5'in 2020'de görevini tamamlaması, onun yerini Ariane 6 ve Vega füzelerinin alması öngörülüyor. Uzaycılık ve uydu teknolojisi alanındaki hızlı gelişme, ESA'yı Ariane programında değişikliğe zorluyor. Dünya yörüngesine uydu taşınmasında özellikle ABD'nin rekabet baskısı artıyor. Elon Musk'ın sahibi olduğu SpaceX şirketi, düşük maliyetlerle uydu taşıyor. 17 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Belçika’da uyarı grevleri devam ediyor Euronews Belçika’da sendikalar hükümetin kemer sıkma politikalarını protesto etmek için ikinci pazartesi günü de greve gitti. Her pazartesi bölgesel grev kararı alan çalışanlar bu hafta Batı ve Doğu Flaman bölgelerinin yanı sıra Liege ve Namur’da da iş bıraktı. Grev nedeniyle bu bölgelerde iş yerleri kepenk indirirken, toplu taşıma adeta durdu. Grevin bir yararı olmadığını savunan bir vatandaş tepkisini “Son beş haftadır diğer grevlerle birlikte ülkeyi ekonomik olarak durduruyorlar. Polis perşembe ve cuma günü için uyardı aynı zamanda 15’inde genel grev var. Bunlar gerçekten ülkeyi sıfıra indirmek istiyor. “ şeklinde gösterdi. Bir sendika yetkilisi olan Alain Onkelinx ise “Gerçekten çok iyi geçti hatta beklentilerimizinde üstünde çünkü biz belediye idaresini en yüksek katılımla kilitlemek istedik. Ve şimdiye kadar kimse belediyenin içine girmedi.” şeklinde konuştu. Ukrayna’da Donetsk Havalimanı çevresinde geçici ateşkes Euronews Ukrayna ordusu Rus temsilcilerle varılan anlaşma çerçevesinde Rusya yanlısı ayrılıkçılarla sert çatışmaların yaşandığı Donetsk Havalimanı çevresinde geçici ateşkes sağlandığını açıkladı. Kentin ayrılıkçıların eline geçmesinden bu yana Ukrayna’nın kontrolünde kalan havalimanı çevresinde Eylül ayında ilan edilen kırılgan ateşkese rağmen çatışmalar sürüyordu. Yaşanan iç savaşın en kanlı noktası olarak kabul edilen bölgede, Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre asker ya da ayrılıkçı günde en az 13 kişi yaşamını yitiriyor. Merkel: Cameron'ın planları serbest dolaşım ilkesine tehdit değil Euractive Cameron geçtiğimiz hafta, diğer AB ülkelerinden gelen göçmenlerin sosyal yardımlara erişimine bazı kısıtlamalar getiren planlarını açıklamış, ancak herhangi bir kotayı gündeme getirmemişti. AB'deki serbest dolaşım kurallarına göre AB vatandaşlarının, Birliğe üye tüm ülkelerde çalışma hakkı bulunuyor. Yüz binlerce AB vatandaşı, AB'nin en hızlı büyüyen ekonomisine sahip olan İngiltere'de çalışmak için ülkeye gidiyor. 18 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI ASYA – PASİFİK GÜNDEMİ Rusya, Güney Akım doğalgaz boru hattı projesinden vazgeçti Euractive Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından yaptığı açıklamalarda, Güney Akım doğalgaz boru hattı projesinden vazgeçtiklerini söyledi. Avrupa Komisyonu, Ukrayna krizinin ardından projeyi, AB rekabet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle askıya almıştı. D. Türkistan'da dini mesaj göndermek; 'vatana ihanet' Dünya Bülteni Doğu Türkistan'da internet ve cep telefonlarından dini mesajlar paylaşanlara para cezası öngören bir düzenleme kabul edildi. Çin işgali altında bulunan Uygur Özerk Bölgesi'nde (Doğu Türkistan) dini mesajların paylaşılması 'milli birliği yıkmak' suçu kapsamına alındı. Çin tarafından atanan hükümet tarafından kabul edilen düzenlemeye göre internet veya cep telefonları üzerinden dini içerikli mesajlar yazanlar 5 bin ila 30 bin yuan (30 bin yuan yaklaşık 5 bin dolara tekabül ediyor) arasında ceza ödemek zorunda kalacak. Hong Kong'da çatışmalar yeniden başladı: 40 yaralı Dünya Bülteni Hükümet karşıtı gösterilerin yaklaşık iki aydır devam ettiği Hong Kong'da göstericilerle polis çatıştı. Göstericilerin toplandığı merkezlerden biri olan Admiralty'de çevik kuvvet bu sabah göstericilere, bölgede bir anayolu daha kapatmalarını engellemek için göz yaşartıcı gaz ve copla müdahale etti. Çıkan çatışmada 40 kişi yaralandı, en az 40 kişi de gözaltına alındı. Polis, 11 emniyet görevlisinin göstericilerin fırlattığı yumurta ve su şişesi gibi nesneler nedeniyle yaralandığını açıklarken, South China Morning Post sitesinde, en az 40 kişinin hastaneye kaldırıldığı belirtildi. Petrol fiyatları son 5 yılın en düşük seviyesinde Euronews Business Middle East bu hafta OP E C Zirvesi’nden sonra yaşanan petrol piyasasındaki gelişmeleri ele alıyor. ‘Siyah altın’ fiyatları artık çok hareketli değil. Üreticiler fiyatlardaki bu ani düşüşün üretimi azaltmayacağını söylüyor. Bu kararda körfez ülkeleri önemli bir rol oynadı. Üreticiler ve petrol şirketleri ekonomik durgunluğun getirdiği talep düşüşü ile yüzleşirken, Amerika’da çıkartılan ‘kaya petrolü’ oranı ise giderek artıyor. 19 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI ORTADOĞU GÜNDEMİ El- Bağdadi'nin eşi ile oğlu gözaltına alındı Anadolu Ajansı IŞİD lideri Ebu Bekir el- Bağdadi'nin eşi ile bir oğlunun Lübnan'ın Suriye sınırında gözaltına aldığı iddia edildi. Mısır, Refah Kapısı'nı yeniden kapattı Dünya Bülteni Mısır, Gazze ile bağlantıyı sağlayan Refah Sınır Kapısı'nı kapattı. Gazze'deki Filistin Hükümeti İçişleri Bakanlığı'na bağlı Sınır ve Sınır Kapıları Genel Kurulu'ndan yapılan yazılı açıklamada, Mısır yönetiminin, ülkede mahsur kalan 554 Filistinlinin Gazze'ye geçişinin ardından Refah Sınır Kapısı'nı ikinci bir emre kadar kapattığı belirtildi. Filistin'in Kahire Büyükelçisi Cemal eşŞevbeki, cumartesi günü yaptığı açıklamada, Mısır yönetiminin Filistin tarafının talebi üzerine Refah Sınır Kapısı'nı Gazze'ye geçmek isteyen Filistinliler için 2 günlüğüne açacağını kaydetmişti. Bağdat ve Erbil'in anlaştığı iddia edildi Dünya Bülteni Merkezi Irak hükümetiyle Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) petrol ve bütçe paylaşımı konusunda nihai anlaşmaya vardıkları ileri sürüldü. AA'nın Kürt yetkililerden aldığı bilgilere göre başkent Bağdat'ta taraflar arasında üç gün süren toplantıların ardından nihai bir anlaşmaya varıldı. Söz konusu anlaşmaya göre Bağdat hükümeti, Kürt bölgesinin Irak bütçesindeki yüzde 17’lik payını hiçbir kesintiye gitmeden gönderecek. Erbil yönetimi ise bunun karşılığında kendi bölgesinde ürettiği petrolün günlük 250 bin varilini Irak Petrol Bakanlığı’na verecek. En çok aranan Nazi subayı Suriye’de öldü Euronews İkinci Dünya Savaşı yıllarında binlerce Yahudi’yi toplama kamplarına göndermekle suçlanan Alois Brunner’in dört yıl önce Suriye’de öldüğü ortaya çıktı. En çok aranan Nazi subayının 1950’lerde Şam’a giderek burada Beşar Esad’ın babası Hafız Esad’a askeri danışmanlık yaptığı öne sürüldü. İsrail ajanları Brunner’e iki kez suikast girişiminde bulunmuştu. 20 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI IŞİD liderinin karısı ve oğlu gözaltında Al Jazeera Reuters'ın Lübnan ordusuna dayandırdığı habere göre, Lübnan güvenlik güçleri Irak ve Suriye'de geniş alanları ele geçiren ve bu bölgelerde hilafet ilan eden IŞİD'in lideri Ebu Bekir Bağdadi'nin eşlerinden birini ve bir oğlunu Suriye sınırında gözaltına aldı. Suriye'den Lübnan'a girerken gözaltına alındıkları açıklanan Bağdadi'nin karısı ve oğlunun hangi ülkenin pasaportunu taşıdığı ve isimleri açıklanmadı. 21
© Copyright 2024 Paperzz